Doğruyu ve gerçeği söyleyenin çok nadir olduğu "Age of Deceit" ( Yanılgı Çağı ), insanların büyük bölümünün "gerçeğe" değil "batıla" itibar ettiği döngü sonu sürecinin ( Yevmel Kıyameh, Yevmel Fasl ) bir başka ifadesidir. Bu husus ayetlerde "Gerçeği batıl ile örtmek", "Gerçeği gizlemek" ve "Gerçeği istememek" ifadeleriyle de bildirilir.
2/42 Ve la telbisul hakka bil batili ve tektumul hakka ve entum ta'lemun
( Ve gerçeği batıl ile örtmeyin ve bile bile gerçeği gizlemeyin. )
3/71 Ya ehlel kitabi lime telbisunel hakka bil batili ve tektumunel hakka ve entum ta'lemun
( Ey kitap sahipleri, neden gerçeği batıl ile örtersiniz de gerçeği bile bile gizlersiniz? )
43/78 Lekad ci'nakum bil hakki ve lakinne ekserakum lil hakki karihun
( Size gerçeği getirdik. Lakin çoğunluğunuz gerçek için isteksizsinizdir. )
İncil'in aşağıdaki ayeti de insanların büyük bölümünün sihirlenmişçesine batıla, yalana itibar etmelerinin sebebine "Delüzyon" sendromu vasıtasıyla açıklık getirmektedir.
53-2 Thessalonians-2-11 And for this cause God shall send them strong delusion, that they should believe a lie:
( İşte bu nedenle Tanrı yalana kanmaları için onların üzerine güçlü bir yanıltıcı inanç gönderiyor. )
Kur'an ayetlerinde "Kitab / Kur'an", "Gerçek" kelimesiyle de tanımlanmaktadır.
23/62 Ve la nukellifu nefsen illa vus'aha ve ledeyna KİTABUN YENTİKU BİL HAKKİ ve hum la yuzlemun
( Ve nefsi genişliği haricinde mükellef kılmayız. GERÇEĞİ SÖYLEYEN KİTAP yanımızdadır. Onlar zulmedilmezler. )
23/90 Bel ETEYNAHUM BİL HAKKİ ve innehum le kazibun
( Bilakis ONLARA GERÇEĞİ GETİRDİK. Kesinlikle onlar yalancılardır. )
Ayetlerde "Kitabın kalbe indirildiğinin" bildirilmesi, dolaylı olarak "Gerçek" ile "Kalp" arasındaki batini ilişkiyi ifşa etmektedir. Kalbin, Ruhun kaba madde planındaki temsili olması da bu noktada önem arzetmektedir.
26/193 Nezele bihir ruhul emin
( Onu ( kitabı ) güvenilir ruh indirdi. )
26/194 Ala KALBİKE li tekune minel munzirin
( Uyarıcılardan olman için SENİN KALBİNE, )
Kur'an'da "Dimağ" ( Beyin ) kelimesi ilk ve son kez Enbiya suresinde fiil halinde ve "Batıl" kelimesiyle ilintili olarak yer almaktadır.
21/18 Bel NAKZİFU BİL HAKKİ ALEL BATİLİ FE YEDMEĞUHU fe iza huve zahik ve lekumul veylu min ma tesifun
( Bilakis, GERÇEĞİ BATILIN ÜZERİNE ATARIZ DA ONUN BEYNİNİ ÇIKARIR. O zaman o yok olur. O vasfettiklerinizden dolayı sizlere vaylar olsun. )
Ayette sadece "Batıl yok olur." denebilecekken "Batılın beyninin çıkması" ifadesiyle "Beyin" kelimesine dikkat çekilmektedir. Zira ayetteki "Batılın beyni" tamlaması "Gerçeğin kalbi" ifadesine de dolaylı olarak anlam kazandırmaktadır. Bu ikili ifade, düşünce prosesisinin, ruhun ( kalbin ) yönlendirmesinden yoksun olarak sadece matematiksel yaklaşım ( beyin ) ile icra edilmesinin insanı gerçeklikten uzaklaştıracağı mesajını vermektedir. Ayetlerde yer alan "Akleden kalp" ifadesi bu bağlamda büyük önem ve anlam ihtiva etmektedir.
Ve şu anda küresel şeytanlar, sadece matematiksel akışa dayalı düşünce sistemini empoze eden dijitalizm çağı vasıtasıyla sanalı ve batılı vadederek, insanlığı gerçeklikten yani Allah yolundan ayırmayı, saptırmayı planlamaktadırlar.
No comments:
Post a Comment