SR kökünden olan "Sur" kelimesi "Yapı, Şekil, İnşa edilmiş olan, Boru" anlamlarını temsil etmektedir. Ayetlerin gruplandığı "yapı"lara ve insanın maddi yapısına, şekline de "Sur / Sure" ismi verilmiştir. "Sur" kelimesinin çoğulu "Suver" kelimesi olup "Savvere" ( Şekillendirmek, Yapılandırmak ) ve "Tasvir" ( Şekillendirme, Yapılandırma ) kelimeleri de aynı köktendirler. Aşağıda, "Sur" kelimesinin, "insan yapısını - şeklini" ve "ayet gruplarını" ifade etmek üzere çoğul haliyle ( Suver ) kullanımını içeren ayetler yer almaktadır.
11/13 Em yekulunefterah kul fe'tu bi aşri SUVERİN mislihi mufterayatin ved'u men isteta'tum min dunillahi in kuntum sadikin
( "Onu uydurdu." mu diyorlar? De ki: "O halde onun aynısından, uydurulmuşundan on SURE getirin. Eğer doğrular iseniz, o Allah’tan başka istidatı olanları da çağırın." )
40/64 Allahullezi ceale lekumul erda kararan ves semae binaen ve SAVVERAkum fe ahsene SUVERAkum ve razekakum minet tayyibat zalikumullahu rabbukum fe tebarakellahu rabbul alemin
( Allah o size yeri durak ve göğü bina kılandır. Sizi ŞEKİLLENDİRDİ, YAPILANDIRDI de ŞEKİLLERİNİZİ, YAPILARINIZI güzelleştirdi. Sizi temizinden rızıklandırdı. Bu Rab’biniz Allah’ tır. Alemlerin Rab’bi Allah bereketlidir. )
64/3 Halekas semavati vel arda bil hakki ve SAVVEREkum fe ahsene SUVEREkum ve ileyhil masir
( Gökleri ve yeri gerçekten yarattı. Sizi düzenleyip ŞEKILLENDİRDİ, YAPILANDIRDI de ŞEKİLLERİNİZİ, YAPILARINIZI güzelleştirdi. Varış yeri O’nadır. )
"Nefh" fiili ise "Üflemek, Üfürmek, Esmek" anlamlarına gelmekte olup ayetlerde iki farklı hususa ilişkin olarak kullanılmıştır.
1- Rab'bin, insanı kaba madde planında "Tasvir" etmekte, "Sur"lamakta, "SURetlendirmekte" kullandığı "Tiyn"in ( Balçık, Çamur ) içine "Ruhundan ÜFLEMESİ" ki bu teşbihi ifade kaba madde yapıya ( bedene ) ruhsal tesirlerin yani bilinç frekanslarının iletilmesi yoluyla insanın idrakli varlık olarak oluşturulmasını tanımlamaktadır. İlgili ayetler şöyledir.
15/29 Fe iza sevveytuhu ve NEFAHTU fihi min RUHİY fe kau lehu sacidin
( Onu düzenleyip şekillendirdiğimde ve içine RUHUMDAN ÜFLEDİĞİMDE, artık ona yere kapanarak serilin. )
21/91 Velleti ahsanet ferceha fe NEFAHNA fiha min RUHİNA ve cealnaha vebneha ayeten lil alemin
( Ve o ayıbını koruyan. Onun içine RUHUMUZDAN ÜFLEDİK. Onu ve oğlunu alemler için ayet kıldık. )
32/9 Summe sevvahu ve NEFEHA fihi min RUHİHİ ve ceale lekumus sem'a vel ebsara vel efideh kalilen ma teşkurun
( Sonra onu düzenleyip şekillendirdi ve içine RUHUNDAN ÜFLEDİ. Size kulaklar, gözler ve gönüller oluşturdu. Ne az şükrediyorsunuz. )
38/72 Fe iza sevveytuhu ve NEFAHTU fihi min RUHİY fe kau lehu sacidin
( Böylece onu düzenleyip şekillendirdiğimde ve içine RUHUMDAN ÜFLEDİĞİMDE artık ona yere kapanarak serilin. )
66/12 Ve meryemebte imranelleti ahsanet ferceha fe NEFAHNA fihi min RUHİNA ve saddekat bi kelimati rabbiha ve kutubihi ve kanet minel kanitin
( Ve o ayıbını koruyan İmran kızı Meryem. Onun içine RUHUMUZDAN ÜFLEDİK. Rab’binin kelimelerini ve O’nun kitaplarını doğruladı ve itaat edenlerden oldu. )
2- Ayetlerde Yevmel Kıyameh ( Ayağa Kalkış Günü ), Yevmel Fasl ( Ayrışım Günü ), Yevmel Hisab ( Hesap Günü) gibi tanımlamalarla ifade edilen büyük döngü sonunun habercisi olmak üzere "Sura / Yapıya / Boruya ÜFLENMESİ" ki bu ifade insanın bilincinin açılması, idrak seviyesinin yükselmesi ve gerçeği görebilmesi yani Rab'bin yüceliğini, birliğini ve ilmini algılayabilmesi için "sura" ( boruya*, insanın yapısına, şekline, bedenine ) iletilen ruhsal ( bilinçsel ) tesirleri ( frekansları ) ifade etmektedir. Ayetlerde "Yevm" ( Gün ) olarak yer alan kavram esasen bir süreci temsil etmektedir ve bu süreç bazıları için rahmet, bazıları için ise azap vesilesi olmaktadır. Kur'an'da "Sura üflenir" ifadesi 11 kere tekrarlanmaktadır. İlgili ayetler şöyledir.
* İnsan bedeni, yapısı bir boru niteliğindedir. Boru, içinden hava veya su geçen bir yapı olup, insan bedeni de bu yapıya benzemektedir.
6/73 Ve huvellezi halekas semavati vel erda bil hakk ve yevme yekulu kun fe yekun kavluhul hakk ve LEHUL MULKU YEVME YUNFEHU FİS SUR alimul ğaybi veş şehadeh ve huvel hakimul habir
( Ve gökleri ve yeri gerçekten yaratan O'dur. "Ol." dediği gün o olur. O’nun sözü gerçektir. SURUN / YAPININ / ŞEKLİN / BORUNUN İÇİNE ÜFLENDİĞİ GÜN MÜLK O'NADIR. Gaybı ve şahit olunanı bilendir. O hakimdir haberdardır. )
Yukarıdaki ayette idrak seviyesi yükselen insanların, mülkün ve kudretin sadece Allah'a ait olduğunu ve İblis'in maddi ve dünyevi unsurları kullanarak kendilerini aldattığını ve şirke sevkettiğini anlamalarından bahsedilmektedir.
18/99 Ve terakna ba'dahum YEVMEizin yemucu fi ba'din ve NUFİHA FİS SURİ fe cema'nahum cem'a
( Ve O GÜN, onların bazılarını bazılarının içinde dalgalanmaya terkettik. BORUNUN / YAPININ / ŞEKLİN İÇİNE ÜFLENİR de onların hepsini toplarız. )
20/102 YEVME YUNFEHU FİS SURİ ve nahşurul mucrimine yevmeizin zurka
( O GÜN BORUNUN / YAPININ / ŞEKLİN İÇİNE ÜFLENİR ve suçluları masmavi toplarız. )
23/101 Fe iza NUFİHA FİS SURİ fe la ensabe beynehum YEVMEİZİN ve la yetesaelun
( BORUNUN / YAPININ / ŞEKLİN içine üflendiğinde, O GÜN onların aralarında akrabalık kalmaz ve birbirlerini sual edemezler. )
27/87 Ve YEVME YUNFEHU FİS SURİ fe fezia men fis semavati ve men fil erdi illa men şaellah ve kullun etevhu dahirin
( Ve BORUNUN / YAPININ / ŞEKLİN İÇİNE ÜFLENDİĞİ O GÜN , Allah’ın diledikleri hariç, o göklerdeki kimseler ve yerdeki kimseler korkarlar, telaşa düşerler. Hepsi alçalarak O’na gelirler. )
36/51 Ve NUFİHA FİS SURİ fe iza hum minel ecdasi ila rabbihim yensilun
( Ve BORUNUN / YAPININ / ŞEKLİN İÇİNE ÜFLENİR de o zaman onlar mezarlarından Rab’lerine akın ederler. )
39/68 Ve NUFİHA FİS SURİ fe saika men fis semavati ve men fil erdi illa men şaellah SUMME NUFİHA FİHİ UHRA fe iza hum kiyamun yenzurun
( Ve BORUNUN / YAPININ / ŞEKLİN İÇİNE ÜFLENİR. Allah’ın dilediği kimseler hariç, göklerdeki kimseler ve yerdeki kimseler artık helak olurlar. SONRA ONUN İÇİNE TEKRAR ÜFLENİR. Artık o zaman onlar ayağa kalkıp bakarlar. )
50/20 Ve NUFİHA FİS SUR zalike yevmul veiyd
( Ve BORUNUN / YAPININ / ŞEKLİN İÇİNE ÜFLENİR. Bu vaad edilen gündür. )
69/13 Fe iza NUFİHA FİS SURİ nefhatun vahidet
( Böylece BORUNUN / YAPININ / ŞEKLİN İÇİNE tek üfleme ile ÜFLENDİĞİNDE. )
74/8 Fe iza NUKİRE FİN NAKURİ*
( Artık BORUNUN İÇİNE ÜFLENDİĞİ ZAMAN. )
* "Nakur" kelimesi hem "içine üflenen boru" hem de "vurmalı çalgı" anlamını temsil etmektedir.
78/18 YEVME YUNFEHU FİS SURİ fe te'tune efvacen
( O GÜN BORUNUN İÇİNE ÜFLENİR de bölükler olarak gelirsiniz. )
Kur'an ayetlerindeki kodları kullanmak suretiyle Allah'ın yaratış sistemini ve kader mekanizmasını, madde ile sınırlanmış imkanlar çerçevesinde hırsla kopyalamaya, sözde kaderi yazmaya ve kendilerini O'na şirk koşmaya yeltenen küresel şeytanlar "Surun / Yapının / Şeklin / Borunun içine üflendiği gün" ifadesine de nefsani ihtirasları uğrunda farklı anlam yüklemektedirler. Bu anlam "Beden işlevi görecek laboratuar üretimi sentetik bedenlere, yapılara ( Sur ) sözde insan bilincinin dijital olarak kodlanmış sinyallerinin iletisi" anlamı olup, bu işlemi gerçekleştirdiklerinde insan neslini sonlandırabileceklerini ve Kıyamet Günü'nü ( Yevmel Kıyameh ) kendilerinin getirebileceklerini düşünmektedirler. İnsanlara sözde ölümsüzlüğü vadettikleri ve hatta insan yaratabildiklerini iddia ettikleri bu girişimleri şirkin en üst seviyesini temsil etmektedir ki bu durum da zaten büyük döngü sonu vesilesi olmaktadır. Allahu Teala insanlara iyiyi de kötüyü de yine insanlar vasıtasıyla vermektedir.
"İnsan bilincinin sentetik bedene aktarılması" hedefine dayanan ve "Project Avatar"** veya "Global Future 2045" gibi isimlerle anılan projelerin hedefi esasen reenkarnasyon döngülerini sonlandırmak suretiyle insanın ruhsal tekâmülünü bloke etmek, üremesini kontrol altına almak ve onu kaba madde planına daimen hapsetmek gibi sapkın bir düşünceye dayanmaktadır ki bu da gerçekten "şirkte son nokta" olarak tanımlanabilir. İşte bu nedenledir ki bu girişim aynı zamanda büyük döngüyü sonlandıran sebeptir. ( 42/30 Ve size musibetten ne isabet ederse o ellerinizin kazandıklarındandır. )
2/258 E LEM TERA İLELLEZİ HACCE İBRAHİME Fİ RABBİHİ en atahullahul mulk iz kale ibrahimu RABBİYELLEZİ YUHYİ VE YUMİTU KALE ENE UHYİ VE UMİT kale ibrahimu fe innellahe ye'ti biş şemsi minel meşriki fe'ti biha minel mağribi fe buhitellezi kefer vallahu la yehdil kavmez zalimin
( Allah kendisine mülkü, hükümdarlığı verdi diye, İBRAHİM'LE RAB'BİNİN HAKKINDA O TARTIŞIP MÜCADELE EDENİ GÖRMEDİN Mİ? Zamanında İbrahim "O RAB'BİM Kİ DİRİLTİR VE ÖLDÜRÜR." DEDİ. "BEN DE DİRİLTİRİM VE ÖLDÜRÜRÜM." DEDİ. "Kesinlikle Allah Güneş’i doğudan getirir, o halde onu batıdan getir." dedi. Böylece o inkar eden şaşırdı. Allah zalimler kavmini yönlendirmez. )
** "Avatar" isimli sinema filmde de bilinci bir başka bedene aktarılan insan konu edilmektedir. Metaverse platformundaki sanal replikalar da Avatar olarak anılmaktadır. "Avatar" kelimesi Hinduizm'de "Bedene bürünmüş ilahi varlık" anlamında kullanılmaktadır.
Yapay Zeka kontrolünde olan sentetik yapay bedenli insan replikası üretme teması 2001 yılı yapımı olan A.I. ( Artificial Intelligence ) filminde de işlenmiştir.
İlk yapay zeka robot olan Sophia isimli robot 14.02.2016 tarihinde aktive edilmiş ve bu robota Suudi Arabistan tarafından "vatandaşlık" verilmiştir. Anılan tarihteki 16 nümerolojisi bulunmaktadır.
- 14.02 ... 14+2 = 16
- 20"16"
- 14.02.2016 ... 1+4+0+2+2+0+1+6 = 16
"Sura üflenmesi" ifadesinin ilk kez geçtiği ayetin kodunun ( 6/73 ) nümerolojik değerinin de 16 ( 6+7+3 = 16 ) olması dikkat çekmektedir.
6/73 Ve huvellezi halekas semavati vel erda bil hakk ve yevme yekulu kun fe yekun kavluhul hakk ve lehul mulku YEVME YUNFEHU FİS SUR alimul ğaybi veş şehadeh ve huvel hakimul habir
( Ve gökleri ve yeri gerçekten yaratan O'dur. "Ol." dediği gün o olur. O’nun sözü gerçektir. BORUNUN İÇİNE ÜFLENDİĞİ GÜN mülk O'nadır. Gaybı ve şahit olunanı bilendir. O hakimdir haberdardır. )
_(cropped).jpg)
Ayrıca bkz.
https://kuranilmi.blogspot.com/2017/10/dugumler-aksonlar.html?m=1
https://kuranilmi.blogspot.com/2020/12/sur-uflenmesi-fenomeni.html?m=1
No comments:
Post a Comment