"Azab" kelimesi dünyada veya ahiretteki "Eziyet, Sıkıntı, Istırab, Büyük Elem" anlamına gelen bir kelimedir. Bir varlığın azab hissetmesine vesile olan temel olgu "Yoksunluk"tur. Sağlık, sevgi, saygı, şefkat, itibar, ve maddi imkânlar yoksunluk olgusunun parametreleridir. Yoksunluk maddi ve manevi olarak tezahür etse de temelinde maneviyat yani ruhsallık bulunmaktadır.
Şeytanların nefsani telkinleri altında kalarak dünya malını ve maddi imkânlarını toplayıp, onlarla saygınlık ve itibar kazanmaya çalışan zalimlerin durumu çok acı bir örnektir. Zira böylelerinin bilinçaltındaki esas amacı diğer insanlara göre maddesel üstünlüğe sahip olmak değil, diğer insanlarda kıskanma, imrenme, kendi durumuna hayıflanma, hayran olma ve yüceltme duygularının oluşmasını sağlamak, bu duyguların yaydığı negatif enerjiden tatmin olmak, beslenmek ve diğer insanların kendilerini yoksun ve mahrum hissettikleri varsayımıyla keyiflenmektir. Bir başka deyişle aslında maddenin ve maddenin miktarının onlar için önemi yoktur. Önemli olan diğer insanlarda bu negatif duyguları oluşturabilmektir. Dolayısıyla bu negatif duyguları oluşturmak için az miktarda maddesellik veya sıfır maddesellik gerekli olsa anında maddeden vazgeçerler.
Bu durum mananın yani kelimelerin maddenin özü olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Mal ve maddi imkân sahibi bu zalimler kendilerinin azaba maruz kalma potansiyelini hissettiklerinde, sözde kendileri için önemli ve değerli olan tüm maddiyatlarını derhal feda edebilirler. Bu durum da esas itibarıyla maddenin onlar için önemi olmadığını ve ne kadar ikiyüzkü olduklarını açıkça göstermektedir. Ancak onlar azabı görene kadar bunu idrak edemezler.
Kur'an ayetleri bu fenomeni şöyle bildirmektedir.
10/54 - Ve LEV ENNE Lİ KÜLLİ NEFSİN ZALEMET MA FİL ETDİ LEFTEDET BİH ve eserrun nedamete lemma
raevül azab ve kudiye
beynehüm bil kıstı ve hüm la
yuzlemun ( Ve şayet kesinlikle YERDE NE VARSA TÜM ZULMETMİŞ NEFİS İÇİN OLSA, AZABI GÖRÜNCE ONU BIRAKIR FEDA EDERDİ ve gizli pişmanlık
duyardı. Aralarında adaletle
hüküm verilir ve onlar
zulmedilmezler. )
39/47 - Ve lev enne lillezıne
zalemu ma fil erdı cemıan ve
mislehu mea hu leftedev bihı
min suil AZABİ YEVMEL KIYAMEH yevmel kıyameh
ve beda lehüm minellahi ma lem
yekunu yahtesibun ( Ve şayet kesinlikle yerde ne
varsa ve onun aynısı, bir o
kadarı ile birlikte topluca o
zulmedenlere olsaydı, AYAĞA KALKIŞ GÜNÜAZABININ kötülüğünden dolayı onu bırakır
feda ederlerdi. Onlara Allah’tan,
o hesabını yapmış olmadıkları
meydana çıkar. )
No comments:
Post a Comment