Kibir ateşiyle yanıp tutuşan, dünya maddesini gasp etmiş ve insanların yoksullaşmasına sebep olmuş zalimler ve onlara kulluk edenler, kitapların bu zalimlere özel olarak indirilmiş olması gerektiği yönündeki sapık iddianın da sahipleridirler. Bu durum en açık şekilde Zuhrud suresinin 31. ayetinde bildirilmektedir.
43/31 - Ve kalu lev la nüzzile hazel kur'anü ala racülin minel karyeteyni azım
( Ve "Bu Kur'an iki büyük şehirden bir adamın üzerine indirilmeli değil miydi?" dediler. )
Kutsal kitaplar ancak, kaba madde alemi dünyadaki cin ve insan şeytanlarının zulmüne maruz kalmış olan tekamül yolcularının idrak edebileceği ilahi kaynaklardır. Zira, cin şeytanlarının tesirine kapılarak nefsinin kölesi olmuş, kalbi kapanmış ve gözü maddi menfaat çokluğu haricindekini görmeyen zalimler kitaplardaki ilmi anlamaktan ve hidayete ermekten menedilmişlerdir.
7/146 - SEASRİFU AN AYATİYELLEZİNE YETEKEBBERUNE FİL ERDI Bİ ĞAYRİL HAKK ve in yerav külle ayetin la yü'minu biha ve in yerav sebıler rüşdi la yettehızuhü sebıla ve in yerav sebılel ğayyi yettehızuhü sebıla zalike bi ennehüm kezzebu bi ayatina ve kanu anha ğafilın
( YERDE HAKSIZCA KİBİRLENENLERİ AYETLERİMDEN MEN EDECEĞİM, UZAKLAŞTIRACAĞIM. Onlar bütün ayetleri görseler dahi onlara inanmazlar. Eğer doğru yolu görürlerse onu yol edinmezler. Eğer yanlış yolu görürlerse onu yol edinirler. Bu kesinlikle onların ayetlerimizi yalanlamalarından ve onlardan habersiz olmalarındandır. )
Bu nedenle tekasür obsesyonuna tutulmuş bu madde bağımlısı zalimler, kitap verilmiş olan inananları daima aşağılamış ve hor görmüşlerdir.
11/27 - Fe kalel meleüllezıne keferu min kavmihı ma nerake illa beşeran mislena ve MA NERAKE ETTEBEAKE İLLELLEZİNE HÜM ERAZİLUNA bediyer ra'y ve ma nera leküm aleyna min fadlin bel nezunüküm kazibın
( Onun kavminden ileri gelen o inkarcılar "Biz seni bizlerin aynısı olan insanın haricinde görmeyiz. Baktığımızda REZİLLERİMİZİN* HARİCİNDE SANA TABİ OLAN GÖRMÜYORUZ. Sizlerde üzerimize üstünlük de görmeyiz. Bilakis sizleri yalancılar zannediyoruz." derler. )
* İnananları "Rezil" yani "Aşağılık, Alçak, Adi" olmak ile suçlamaktadırlar.
Firavun da kavmini aşağılaşmış ve tehdit etmiştir.
43/54 - Festehaffe kavmehu fe etauh innehüm kanu kavmen fasikın
( Böylece kavmini küçümsedi de ona itaat ettiler. Kesinlikle onlar günahkarlar kavmi oldular. )
Kitapların, bir sınav yeri olan kaba madde alemi dünyada mahzun ve mahrum * kalmış inananlara müjde olduğu Kur'an ve İncil'in diğer ayetlerinde de bildirilmektedir. ( * İnananların zalimler tarafından "mahrum" ve "mahzun" olarak sıfatlandırılmalarının sebebi inananların zalimler gibi Allah yolundan saparak gasp, hile, yalan, hırsızlık, zorbalık, ahlaksızlık yoluyla dünya maddesine sahip olma arzusundan arınmış olmalarından kaynaklanmaktadır. "Mahzun" ve "mahrum" kelimeleri zalimlerin aldatıcı kaba madde algısıyla inananlara atfettikleri sıfatlardır. Gerçek anlamda mahzun ve mahrum olanların kendileri olduklarının farkında değillerdir.
2/155 - Ve le neblüvenneküm bi şey'in minel havfi vel cuı ve naksın minel emvali vel enfüsi ves semerat ve beşşiris sabirın
( Ve kesinlikle sizi, korkudan, açlıktan, malların, nefislerin ve meyvelerin, ürünlerin noksanlığından gibi şeylerle sınayacağız. Sabredenleri müjdele. )
2/155 - Ve le neblüvenneküm bi şey'in minel havfi vel cuı ve naksın minel emvali vel enfüsi ves semerat ve beşşiris sabirın
( Ve kesinlikle sizi, korkudan, açlıktan, malların, nefislerin ve meyvelerin, ürünlerin noksanlığından gibi şeylerle sınayacağız. Sabredenleri müjdele. )
40-Matthew-11-5 Körlerin gözleri açılıyor, kötürümler yürüyor, cüzamlılar temiz kılınıyor, sağırlar işitiyor, ölüler diriliyor ve Müjde yoksullara duyuruluyor.
40-Matthew-19-21 İsa ona, "Eğer eksiksiz olmak istiyorsan, git, varını yoğunu sat, parasını yoksullara ver; böylece göklerde hazinen olur. Sonra gel, beni izle" dedi.
40-Matthew-19-23 İsa öğrencilerine, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi, "ZENGİN KİŞİ GÖKLERİN EGEMENLİĞİ'NE ZOR GİRECEK.
40-Matthew-19-24 Yine şunu söyleyeyim ki, devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı Egemenliği'ne girmesinden daha kolaydır."
No comments:
Post a Comment