SATRANÇ kelimesi İngilizce'deki STRANGE kelimesi kökenli olup, Strange kelimesinin kökeni ise Sanskritçe'deki CATURANGA kelimesine dayanmaktadır.
CATUR = Dört *
ANGA = Kol, Uzuv, Unsur
"Caturanga" = "Dört Kollu / Dört Unsurlu"
* Fransızca'daki QUATRE ( Dört ) kelimesi de aynı köktendir.
"Caturanga" kelimesinin Hint ordu düzenini oluşturan 4 unsur olan Savaş Arabaları, Filler, Süvariler ve Piyadelerden kaynaklandığı bilinmektedir.
İngilizce'de "TUHAF" anlamına gelen ve Caturanga kelimesinin farklı telafuz edilmiş hali olan STRANGE kelimesi dikkate alındığında farklı bir kaynak daha olma olasılığı gündeme gelmektedir.
Tevrat'ın 26. suresi olan ( 2+6 = "8" ) Ezekiel isimli suresinde "Dört Unsurlu" olduğu belirtilen "Keruv" isimli varlıklardan bahsedilmektedir. "Keruv" kelimesi İbranice "Cherub" olarak telafuz edilmektedir.
İlgili ayetler şöyledir.
İlgili ayetler şöyledir.
26 Ezekiel 10-10
DÖRDÜ de birbirine
benziyor, iç içe girmiş bir tekerleği andırıyordu.
26 Ezekiel 10-11
Hareket edince
KERUVLAR'ın baktıkları DÖRT YÖNDEN birine doğru, sağa sola
dönmeden ilerliyordu. Ön tekerlek nereye yönelirse, öbür
tekerlekler de onun ardınca gidiyordu.
26 Ezekiel 10-12
KERUVLAR'ın bedenleri, sırtları, elleri, KANATLARI ve DÖRDÜNÜN de tekerlekleri
çepeçevre gözlerle doluydu.
26 Ezekiel 10-13
Tekerleklere "Dönen
tekerlekler" dendiğini duydum.
26 Ezekiel 10-14
Her KERUV'un DÖRT YÜZÜ vardı: Birinci yüz öküz yüzüne, ikincisi insan yüzüne, üçüncüsü aslan yüzüne, dördüncüsü kartal yüzüne benziyordu.
26 Ezekiel 10-15
KERUVLAR YUKARIYA DOĞRU YÜKSELDİ. Bunlar daha önce
Kevar Irmağı kıyısında
gördüğüm canlı YARATIKLARDI.
26 Ezekiel 10-16
KERUVLAR hareket edince, yanlarındaki tekerlekler de hareket ediyor, KERUVLAR yerden yükselmek için KANATLARINI
açınca, tekerlekler de
yanlarından ayrılmıyordu.
26 Ezekiel 10-17
Keruvlar durduğunda
onlar da duruyor, KERUVLAR yerden yükseldiğinde onlar da yükseliyordu. Çünkü YARATIKLARIN RUHU TEKERLEKLERDEYDİ.
"Keruv" kelimesi İngilizcedeki "Curve" ( Kavis ) ve Fransızca'daki "Courbe" ( Kavis ) ve "To Carve" ( Oymak ) kelimeleri de aynı kökten olup, "yay" şeklindeki bir olguyu tanımlamaktadır. "Keçiboynuzu" anlamına gelen "Carob" ( İng. ) ve "Caroube" ( Fra. ) kelimeleri de aynı köktendir. "Keçiboynuzu" "kavis / yay" formundadır. Kur'an'da "Arş" olarak bilinen bu kavram batı dillerinde "Arc" / "Ark" olarak anılmaktadır. Arapça "Kerevet" ( Kerv+et ) kelimesi de "Kerv" kökünden olup "üzerine oturulacak yüksek yer" anlamına gelmektedir.
"Kerevet" kelimesi e "Keruv" kökünden gelmekte olup, "Tahtadan yüksek yer" anlamındadır.
Keçiboynuzu ( Carob / Caroube )
"Kerevet" kelimesi e "Keruv" kökünden gelmekte olup, "Tahtadan yüksek yer" anlamındadır.
Kur'an'ın 35. suresi ( 3+5 = "8" ) olan Fatir suresinin 1. ayetinde "Dörder Kanatlı Melekler"den bahsedilmektedir.
35/1 - El hamdü lillahi fatıris semavati vel erdı caılil MELAKETİ rusülen ülı ECNİHATİN mesna ve sülase ve RUBA' yezıdü fil halkı ma yeşa' innellahe ala külli şey'in kadır
( Övgü, gökleri ve yeri yoktan yaratan, MELEKLERİ ikişer, üçer, DÖRDER KANATLI resuller kılan Allah
içindir. O yaratışta ne dilerse artırır. Kesinlikle Allah herşeye gücü yetendir. )
Hakka suresinin 17. ( 1+7 = "8" ) ayetinde "Arş", "Melek" ve "Sekiz" kelimelerinin birlikte yer almaları da konu bağlamında dikkat çekmektedir.
69/17 - Vel meleku ala ercaiha ve yahmilu ARŞE rabbike fevkahüm yevmeizin SEMANİYET
( Ve melek onun çevresindedir. O gün onların SEKİZİ, üstlerinde Rab’binin ARŞINI, tahtını taşırlar. )
Hakka suresinin 17. ( 1+7 = "8" ) ayetinde "Arş", "Melek" ve "Sekiz" kelimelerinin birlikte yer almaları da konu bağlamında dikkat çekmektedir.
69/17 - Vel meleku ala ercaiha ve yahmilu ARŞE rabbike fevkahüm yevmeizin SEMANİYET
( Ve melek onun çevresindedir. O gün onların SEKİZİ, üstlerinde Rab’binin ARŞINI, tahtını taşırlar. )
"Dört Unsurlu" olgudan bahsedilen her iki surenin numaralarının nümerolojik değerlerinin "8" olması da dikkat çekmektedir. ( "Satranç" tahtası her satırında 8 kare bulunan 8 satırdan oluşmaktadır. )
Kur'an'da "Melek" kelimesi "88" kere tekrarlanmaktadır.
Ayrıca Kitabı Mukaddes'te ( Tevrat + İncil ) "Keruvlar" kelimesi "Cherubims" olarak zikredilmekte olup, "Cherub" kelimesinin "Caravan" ( Karavan / Kervan ) ve "Kariban / Kurban" ( Yakınlaşan ) kelimeleri ile de ilintisi olması muhtemeldir. "Caravan"* ve "Kariban / Kurban" kelimeleri "Yakınlaşma" kök anlamını içermektedir. ( * "Caravan / Kervan" birbirlerine "yakın" olarak seyredenlerin oluşturduğu kitleye verilen isimdir. )
"Cherub" kelimesinin sözlük anlamı "Melek Çocuk" olarak görülmektedir. Mesih İsa'nın "Keruvlar" ile birlikte resmedildiği eserlerde de İsa'nın çevresinde "çocuk" tasvirleri yer almaktadır.
Nisa suresinin 172. ayetinde de "Mesih" ve "Yakınlaşmış melekler" kavramları birlikte yer almaktadır. "MuKARRABUN" ( Yakınlaşmışlar ) kelimesindeki "Karrabun" kısmı "Karib / Kariban" ( Yakın / Yakınlaşan ) kelimesi ile aynı köktendir. Dolayısıyla "Cherubim" kelimesinin "Karrabun" kelimesinin farklı telaffuz edilmiş hali olması da muhtemeldir.
4/172 Len yestenkifel mesihu en yekune abden lillahi ve lel MELAİKETUL MUKARRABUN ve men yestenkif an ibadetihi ve yestekbir fe seyahşuruhum ileyhi cemia
( Mesih ve YAKINLAŞMIŞ MELEKLER Allah için kul olmaktan çekinmezler. Kim O’na kulluk etmekten çekinir ve kibirlenirse, onların hepsini kendine toplayacaktır. )
"Cehrubims" kelimesi Tevrat'ta ilk kez cennet ( Aden bahçesi ) kavramı ile birlikte geçmekte olup, ayette "Cherubims" kelimesi cennet bahçesinin koruyucuları olarak tanımlanmaktadır.
1 Genesis 3-24 1-Genesis-3-24 So he drove out the man; and he placed at the east of the garden of Eden CHERUBIMS, and a flaming sword which turned every way, to keep the way of the tree of life.
( Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna KERUVlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi. )
No comments:
Post a Comment