Kur'an'da yer alan "Zülkarneyn" ( İki Boynuzlu / İki Boyutlu / İki Nesilli- soylu ) karakteri, iki boyut arasında yani kaba madde planı dünya ile üst süptil plan arasında geçiş yapabilen rahmani bir vazifeli varlığı ( meleği ) tanımlamaktadır. "İki Boynuz" / "İki Boyut" / "İki Nesil-Soy" kavramları nümerolojik olarak, farklı boyuta geçiş portalının sembolü olan "11" sayısıyla sembolize edilmektedir.
"Zülkarneyn" kelimesinin ayrışımı şöyledir.
Za = Sahibi
El = Ön ek
Karn = Boynuz, Nesil
Eyni = İki
Kur'an'da Zülkarneyn'in, dünyadaki büyük döngü sonunu idrak eden insanları, üst veya alt boyuttan ( yeraltından veya gökten ) kaba madde düna boyutuna giriş yaparak dünyayı bozguna boğacak cinlerden ( Ye'cuc ve Mecuc ) kurtarmak için portal kapatıcı bir sed inşa ettiğinden bahsedilmektedir. Zülkarneyn ile ilgili aşağıdaki ayetler derin mesajlar içermektedir.
18/83 - Ve yes'eluneke an ZİL KARNEYN kul seetlu aleyküm minhü zikra ( Ve sana ZÜLKARNEYN'den, iki boynuzludan sual ediyorlar. De ki: "Size ondan hatırlatma okuyacağım." )
Kur'an'da Zülkarneyn kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin numarasının ( 83 ) nümerolojik değeri "11 sayısını vermektedir. ( 8+3 = 11 ) Ayrıca ayet kodunu oluşturan sayıların nümerolojik değeri de "2" sayısını yani 1+1 işleminin sonucunu vermektedir. ( 1+8+8+3 = 20 ... 2+0 = "2" )
18/84 - İnna mekkenna lehu fil erdı ve ateynahü min külli şey'in sebeba ( Kesinlikle biz ona yerde imkan verdik. Ona sebep, vasıta olarak herşeyden verdik. )
18/85 - Fe etbea sebeba ( Böylece sebebe, vasıtaya tabi oldu. )
18/86 - Hatta İZA BELEĞA MAĞRİBEŞ ŞEMSİ VECEDEHA TAĞRUBÜ Fİ AYNİN HAMİETİN VE VECEDE İNDEHA KAVMA kulna ya zel karneyni imma en tüazzibe ve imma en tettehıze fıhim husna ( Nihayet GÜNEŞ'İN BATTIĞI YERE VARDIĞINDA, ONU KARA BALÇIK PINARI İÇİNDE BATARKEN BULDU. ONUN İNDİNDE KAVİM BULDU. "Ey Zülkarneyn, iki boynuzlu, ya azap edersin ve ya da onlar hakkında güzellik edinirsin." dedik. )
Ayette yer alan "Güneş'in balçığa batması" kavramı bir önceki büyük döngü sonundaki "Mu" uygarlığının batışının bir temsili de olabilir. Zira Mu uygarlığının diğer ismi de "Güneş İmparatorluğu " idi. Hatta Atatürk'ün, Mu dilinin Türkçe'nin ve tüm dillerin kökeni olduğunu savunduğu teorisinin ismi "Güneş Dili Teorisi"'dir. Ayrıca ayette Zülkarneyn'in "azap etme veya güzellik verme" yetkisi bahşedilmiş bir vazifeli varlık olduğu anlaşılmaktadır. İkinci büyük döngünün sonuna yani kıyamet gününe ( ayağa kalkış günü ) gelindiği dikkat alındığında dünyanın Mu uygarlığının akıbetine doğru ilerlediği anlaşılmaktadır.
18/87 - Kale* emma men zaleme fe sevfe nüazzibühu sümme yüraddü ila rabbihı fe yüazzibühu azaben nükra ( "Kim zulmederse, yakında ona azap ederiz. Sonra Rab’bine döndürülür de ona kötü azap ile azap eder." dedi. )
* Ayette Zülkarneyn'in, Rab'bin amelleri karşılıklandırmasına ilişkin söylemde bulunduğu görülmektedir.
18/88 - Ve emma men amene ve amile salihan fe lehu cezaenil husna ve senekulü lehu min emrina yüsra ( Ve ama kim inanır ve iyilik yaparsa güzel karşılık onadır. Ona kolay işlerimizden söyleyeceğiz. )
18/89 - Sümme etbea sebeba ( Sonra sebebe, vasıtaya tabi oldu. )
18/90 - Hatta iza belağa matliaş şemsi vecedeha tatlüu ala kavmin lem nec'al lehüm min duniha sitra ( Nihayet Güneş’in doğduğu yere ulaştığında, onu, kendilerine ondan başka örtü oluşturmadığımız kavmin üzerine doğarken buldu. )
18/91 - Kezalik ve kad ehatna bima ledeyhi hubra ( İşte böyleydi. Onun yanında olanları ilimle kuşattık. )
18/92 - Sümme etbea sebeba ( Sonra sebebe, vasıtaya tabi oldu. )
18/93 - Hatta iza belağa beynes seddeyni vecede min dunihima kavmen la yekadune yefkahune kavla ( Nihayet iki setin arasına ulaştığında, sözü anlamaya yanaşmayan, onlardan başka bir kavim buldu.)
18/94 - Kalu ya zel karneyni inne ye'cuce ve me'cuce müfsidune fil erdı fe hel nec'alü leke harcen ala en tec'ale beynena ve beynehüm sedda ( “Ey Zülkarneyn, iki boynuzlu, Yecuc ve Mecuc kesinlikle yerde bozgunculardır. O halde, bizimle onlar arasına sed koyman üzere sana harac versek olur mu?” dediler. )
18/95 - Kale ma mekkennı fıhi rabbi hayrun fe eıynunı bi kuvvetin ec'al beyneküm ve beynehüm redma ( "Rab’bimin bana onun hakkında verdiği imkan daha hayırlıdır. O halde, beni kuvvetinizle destekleyin de sizinle onlar arasında sağlam engel oluşturayım." dedi. )
18/96 - Atuni züberal hadıd hatta iza sava beynes sadafeyni kalenfühu hatta iza cealehu naran kale atunı üfriğ aleyhi kıtra ( Bana demir kütleleri getirin. Nihayet, iki ucun arasını eşleştirip müsavi kıldı. "Üfleyin." dedi. Nihayet ateşi oluşturduğunda "Getirin bana, onun üzerine erimiş bakır dökeyim." dedi.)
18/97 - Fe mestau en yazheruhü ve mestetau lehu nakba ( Böylece onu ele geçirmeye istidatları olmadı. Ona delik açmaya da istidatları olmadı. )
"Karn" kelimesinin, hem "Boynuz", hem de "Nesil / Soy" anlamına gelmesi oldukça dikkat çekmektedir. "Boynuz" kelimesi kendisine fonetik benzerliği olan "Boyut" kelimesini temsil etmekte gibidir. Dolayısıyla Zülkarneyn'in iki boyutla da ve/veya iki soyla da ilintisi olduğu ortaya çıkmaktadır. "Boynuz", rahmani olduğu kadar şeytani frekansların da okült sembolü olarak kullanılmakta olup, İblis'in ( şeytanın ) sembolü olan Baphomet figürü de "iki boynuzlu" olarak resmedilmektedir. Rab'bin ilmini taklit eden İblis, bu hususta da taklit eylemini sürdürmektedir. Şeytanın melek ( pozitif frekanslı vazifeli varlık ) taklidi yaptığı İncil'de "ışık meleği" misaliyle bildirilir.
47-2 Corinthians-11-14 Buna şaşmamalı. Şeytan da kendisine ışık meleği süsü verir.
Batı kültüründe yer alan "Thor" karakteri de iki boynuzlu olarak resmedilen ve kuvvetle muhtemel Zülkarneyn'in bir temsili olan kozmik bir karakterdir.
21/96 - Hatta iza fütihat ye'cucü ve me'cucü ve hüm min külli hadebin yensilun ( Nihayet Yecuc ve Mecuc açıldığında, onlar her tepeden inip akın ederler. )
No comments:
Post a Comment