17 Mart 2023 Cuma

AltıGEN Yıldız Geçidi, Yaratılış ve Bal Arısı

Düaliteyi oluşturan iki zıt nitelikli olgunun kesişimi bir "Geçit" ( Gate ) yani bir "halden hale geçiş anı, aşaması, kapısı" teşkil etmektedir.

Davud Yıldızı'nda düaliteyi temsil eden ters yönlü iki üçgenin kesişimi ile oluşan "Altıgen" de bu nedenle "Geçit" ( Gate ) olarak anılmaktadır. ( Star Gate ( Yıldız Geçidi / Yıldız Kapısı ) kavramı da konuyla doğrudan ilintilidir. )

Davud Yıldızı ve G harfi


İsrail kulübü olan Maccabi Tel Aviv'in logosunda ve tezahürat afişinde Davud Yıldızı ve Gate ( Geçit, Kapı ) yazısı bulunmaktadır.

AltıGENdeki "6 KEN+AR", "6 GÜNde / KÛNde" yaratılışı yani "yokluktan varlığa geçiş aşamasını - kapısı"nı simgelemektedir.

Aşağıda "KN / GN" kökünden türemiş olan ve ortak kök anlama sahip olan kelimeler yer alnaktadır.

KENar ( Geniş kısım ) ( Tür. )

GEN ( Kromozom dizisi, genişliği ) ( Tür., Lat. ) 

GENesis ( Oluşum, Yaratılış ) ( Lat. ) 

GÜN ( KÛN ) ( Oluşum, Açılım, Tezahür, Meydana Çıkma ) ( Tür., Ara. )

GENiş, GÜNeş ( Yayılmış, Açılmış, Oluşmuş ) ( Tür. )

Dolayısıyla, halden hale geçiş anlamını temsilen, okült cemiyet sembolü olarak da kullanılan "Davud Yıldızı" ve "G harfi" esasen "Yaratılış Kapısı", "Yaratılış Geçidi" anlamlarını simgelemektedir.

Arıların peteklerinin de "altıgen" şeklindeki "yaratılış portalları / yaratılış geçitleri" ( üretim merkezi ) niteliğinde olması dikkat çekmektedir.

"Bal arısından" ve "Bal arısının ev yapması"ndan bahsedilen yegâne ayet olan Nahl ( Bal arısı ) suresinin 16/68 kodlu ayetinde 6 nümerolojisi bulunmaktadır. 

16/68 Ve (1) evha (2) rabbu (3) ke (4) ila (5) en (6) NAHLİ (7) en (8) ittehizi (9) min (10) el (11) cibali (12) BUYUTEN (13) ve (14) min (15) eş (16) şeceri (17) ve (18) min (19) ma (20) ya'rişun (21) 

( Ve Rab’bin BAL ARISINA dağlardan, ağaçlardan ve o kurduklarından EVLER edinmesini vahyetti. )

- Ayet kodu 16/68 ... 1+6+6+8 = 21

- Ayetteki kelime adedi 21

21+21 = 42 ... 4+2 = "6"

Ayrıca 21 sayısı hem "ruhun", hem de "İkiyi Birlemek" kavramının yani varlıkları gerçek yaşama kavuşturacak ünite ( vahdet ) kavramının nümerik sembolüdür. İki farklı yöndeki üçgenin birleşmesinden oluşan Davud Yıldızı sembolü bu açıdan da önem arzetmektedir.

Ayrıca bal yapmaktan sorumlu olan arılara "İşçi Arı / Bal Arısı" denmekte olup, bir işçi arının yumurtadan çıkıp yetişkin bir İşçi Arı olması 21 gün sürmektedir. ( Kraliçe Arı'nın yetişkin hale gelmesi ise 16 gün sürmektedir ki bu sayı Nahl ( Bal Arısı ) suresinin numarasıdır. )


15 Mart 2023 Çarşamba

Bir varsayım ... Madde

"Add" kelimesi "Saymak, Sayılmak, Hesaplamak, İtibar etmek" anlamlarını içeren bir kelimedir. Bu kelime İngilizcede "Add" ( Eklemek ), Fransızcada da "Addition" ( Toplam, Hesap ) olarak tezahür eder.

Türkçedeki "Addetmek" ( add+etmek ) fiili de aynı kökten olup  "Öyle saymak, Öyle kabul etmek, VARSAYMAK" anlamını temsil etmektedir.

"Add" kökünün başına "M" harfinin gelmesiyle oluşan ve bir sıfat olan "Madde" kelimesi köken olarak "Sayılan, Sayılmış, Varsayılan, Varsayılmış" anlamını içermektedir. Bu kök anlam, "maddenin" bir varsayım, bir kabul olduğunu ve esasen "yok" olduğunu yani ortada algısal bir yanılsama ( illüzyon ) olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenledir ki ayetlerde sık sık "Dünya hayatının aldatıcı meta* olduğu" tekrarlanır.

3/185 ... ve mel hayatud dunya illa metaul ğurur

( ... ve dünya hayatı aldatıcı meta haricindeki değildir. )

* "Meta" ( Fayda, Madde ) kelimesi İngilizcede "Matter" ( Madde, Husus, Şey ) olarak tezahür eder.

Ruhsal planın bir projeksiyonu niteliğinde olan ve uzay olarak anılan maddesel plandaki düalite ilkesine göre "Bir şeyin varlığının kaynağı onun yokluğudur."

Bu durum, esas teşkil eden "Yok - Var" düalitesinin "Ruh - Madde" olarak temsiline imkan vermektedir. Dolayısıyla, düşük frekanslı** idrakli varlıkların algısına ( maddi algı ) göre "Yok - Var" düalitesindeki "Yok" ruhu, "Var" ise maddeyi temsil etmekte, yüksek frekanslı idrakli varlıkların algısına ( ruhsal algı ) göre ise "Yok" maddeyi, "Var" ruhu temsil etmektedir.

** "Dünya" kelimesi "Alçak, Düşük" anlamına gelmekte ve batinen düşük frekanslı kaba madde planını temsil etmektedir.

Ayetlerde yer alan "Gayba inanç" yani "Yokluğa inanç"  ifadesinin özünde de "maddeye aldanmamak ve ruha inanmak" mesajı bulunmaktadır.

2/3 Ellezine YU'MİNUNE BİL GAYBİ ve yukimunes salate ve min ma razaknahum yunfikun

( O GAYBA İNANANLAR, duaya kalkanlar ve o rızıklandırdıklarımızdan harcayanlar. )

Aşağıdaki İncil ayetleri de "Ruh - Madde" ( Yok - Var ) düalitesine dikkat çekmektedir.

43 John 6-63 Yaşam veren RUH'tur. BEDEN bir yarar sağlamaz. Sizlere söylediğim sözler ruhtur, yaşamdır.

46 1 Corinthians 15 -45 Nitekim şöyle yazılmıştır: "İLK insan Adem YAŞAYAN CAN oldu." SON Adem'se YAŞAM VEREN RUH oldu.

46 1 Corinthians 15- 47 İlk insan YERDEN, yani topraktandır. İkinci insan GÖKTENdir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/10/yokluk-makam.html?m=1

14 Mart 2023 Salı

Aden ... Cennetin yerdeki projeksiyonu!

"Aden / Eden" kelimesi "Zevk, Keyif, İyi sulanmış yer" anlamına gelen ve Tevrat'ta cennetin* yeryüzündeki sembolik projeksiyonu olarak tasvir edilen coğrafi konumdur. 

* "Cennet" kelimesi "Örtülme, Örtülmüş olan, Bahçe" anlamına gelmektedir.

1 Genesis 2-8 RAB Tanrı doğuda, ADEN'de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu.

1 Genesis 2-10 ADEN'den bir ırmak doğuyor, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu.

1 Genesis 2-11 İlk ırmağın adı Pişon'dur. Altın kaynakları olan Havila sınırları boyunca akar.

1 Genesis 2-12 Orada iyi altın, reçine ve oniks bulunur.

1 Genesis 2-13 İkinci ırmağın adı Gihon'dur, Kûş sınırları boyunca akar.

1 Genesis 2-14 Üçüncü ırmağın adı Dicle'dir, Asur'un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat'tır.

Aden'i de içine alan ve Ortadoğu olarak tanımlanan coğrafi konum esasen cennetin yeryüzündeki projeksiyonu ve pozitif yüksek frekansların çıkış ve yayılım merkezidir. Kutsal kitapların bu coğrafyadan çıkmasının, Kâbe'nin ve Kubbet-us Sahra'nın  de bu coğrafyada bulunmasının sebebi de budur. Kök diller olan Türkçe ve Arapça'nın konuşulduğu coğrafyaların bu bölgede ve yanyana olması da "frekans merkezi" teorisini kelimesel olarak teyid etmekte gibidir.

Küreselciler pozitif frekansların yayılımını engelleyebilmek amacıyla cennet misali olan bu bölgeyi binlerce yıldır teröre dayalı kaos ile bir "cehennem" halinde tutmaya ve negatif frekansları yayarak cennet frekanslarını baskılamaya ve bloke etmeye çalışmaktadırlar. Büyük Ortadoğu Projesi olarak anılan projenin batini hedefi de esasen pozitif frekans jeneratörü olan ve "Vadedilmiş Topraklar" olarak da anılan bu coğrafyada tam kontrolü sağlamak ve böylelikle bu coğrafyayı şeytani frekansların hakim olmasının planlandığı Tek Dünya Devleti'nin merkezi yapmaktır.

Yapay Zeka tarafından kontrol edilmesi planlanan teknoloji şehri Neom City de bu bölgede kurulmaktadır.

Neom City'nin logosunun pentagram şeklinde olması da esas plana ilişkin mesaj vermektedir.



10 Mart 2023 Cuma

Kalpteki kelimeler...

Kelime kökleri, kök anlamlar ve kök anlamlar arasındaki bağıntılar bilimsel teorilerin, keşiflerin ve teoremlerin esin kaynağını teşkil etmektedirler.

Mesela evvelki bölümlerde ayet örnekleri verilerek değinildiği üzere ruhun ( bilgi, bilinç ) kaba madde planındaki temsilcisi kalptir. Yani kalp esasen bir veri tabanı ve bilgi deposu niteliğindedir. Vicdan adı verilen öz bilgi değerlendirme mekanizması da kalp ile özdeştir. Zira halk arasında "kalpsiz" kelimesinin "vicdansız" anlamında kullanılması da bunun batini bir göstergesidir.

Kalbin, insandaki gerçek idrak merkezi, kayıt merkezi, bilgi deposu, veri tabanı olduğunu bildiren ayetler şöyledir.

8/11 İz yuğaşşikumun nuase emeneten minhu ve yunezzilu aleykum mines semai maen li yutahhirakum bihi ve yuzhibe ankum riczeş şeytani ve Lİ YERBİTA ALA KULUBİKUM ve yusebbite bihil akdam

( Zamanında, kendinden güvenlik olarak size uyku örtüyordu. Sizi onunla temizlemek, şeytanın pisliğini sizden gidermek, KALPLERİNİZE BAĞ VERMEK ve ayaklarınızı, adımlarınızı onunla sabitlemek için gökten üzerinize su indiriyordu.  )

Ayette yer alan "Kalplere bağ verilmesi / Kalplerin birleştirilmesi" ifadesi kalplerin bir veri şebekesi ( data network ) oluşturduğuna işaret etmektedir.

22/46 E fe lem yesiru fil erdi fe tekune lehum KULUBUN YA'KİKUNE BİHA ev azanun yesmeune biha fe inneha la ta'mel ebsaru ve lakin ta'mel kulubulleti fis sudur

( O halde yerde gezmiyorlar mı? Onu AKIL ETMEYE KALPLERİ veya onu duymaya kulakları olsun. Kesinlikle gözler kör olmaz ve lakin göğüslerin içindeki o kalpler kör olur.  )

Ayette kalbin gerçek idrak merkezi olduğu bildirilmektedir. Kalbin, beyine göre daha kompleks bir sinir yapısından oluştuğu ve beyin ile doğrudan bağlantısı olduğu da bilimsel bir gerçektir.

26/192 Ve innehu le tenzilu rabbil alemin

( Ve kesinlikle o ( kur'an ) alemlerin Rab’binin indirmesidir. )

26/193 NEZELE bihir RUHul emin

( Onu güvenilir RUH İNDİRDİ. )

26/194 ALA KALBİKE li tekune minel munzirin

( Uyarıcılardan olman için SENİN KALBİNE, )

26/195 Bi lisanin arabiyyin mubin

( Apaçık Arapça lisanı ile, )

Yukarıdaki ayet setinde "Kur'an'ın kalbe indirildiği" ifade edilmektedir.

64/11 Ma esabe min musibetin illa bi iznillahi ve men yu'min billahi YEHDİ KALBEHU vallahu bi kulli şey'in alim

( Allah’ın izni haricinde musibet isabet etmez. Kim Allah’a  inanırsa, onun KALBİNİ YÖNLENDİRİR. Allah her şeyi bilendir. )

Ayette kalbin, düşünce, tutum ve davranışları yönlendiren merkez olduğu bildirilmektedir.

Kalbin, idrak merkezi ve veri deposu olduğu gerçeğinin kelimelere yansımış haline batı dillerinden bazı örnekler ise şöyledir. 

- İngilizcede "Kayıt, Hatırlama" anlamına gelen "Record" kelimesi "Re" ( Yerleştirmek ) + Cord* ( Kalp ) kelimelerinden oluşmakta ve köken olarak "Kalbe yerleştirme" anlamını temsil etmektedir.

* "Cardiac" ( Kalple ilgili ) ve "Cordial" ( Kalben, Samimi ) kelimelerinin kökünde de "Card / Cord" kelimesi bulunmaktadır.

- Fransızcada "Anlaşma" anlamına gelen "Concorde" kelimesi "Con" ( İle, Birlikte ) ve "Corde" ( Kalp ) kelimelerinden oluşmakta ve köken olarak "Kalplerin birlikteliği" anlamını içermektedir ki 8/11 kodlu ayetteki "Yerbite ala kulubikum" ( Kalplerinize bağ vermek için ) ifadesi bu anlamın bir tezahürüdür.

- Yine batı dillerinde yer alan ve "Ezberlemek" anlamını temsil eden "To learn by heart" ( Kalp vasıtasıyla öğrenmek ) ve "Apprendre par coeur" ( Kalp vasıtasıyla öğrenmek ) ifadeleri de gerçek bilgi deposunun kalp olduğunu ezoterik ve metaforik olarak teyid etmektedir.

- Parasal veya kişisel bilgilerin depolandığı plastik esaslı nesnelere "Card" ( Kart ) isminin verilmesi de konu ile ilintilidir.

Halk arasında yaygın olan "Kalbinin sesini dinlemek", "Vicdansız / Kalpsiz", "Taş Kalpli" gibi ifadelerin ezoterik kökeni de kalbin esas idrak ve duygu merkezi olduğu gerçeğini desteklemektedir. Kalp komuta merkezi, Beyin ise işlemci niteliğindedir. Bilgisayarın işlemcisi komut almadan faaliyet gösteremez. Bir bilgisayar işlemcisi, içinde önceden kayıtlanmış komut listesini kullanarak "dışarıdan gelen komutlara göre" işlem yapar. İşte insan beyni de kompleks sinir yapısını ve kendisinde yaratılıştan kayıtlı komutlardan faydalanarak kalpten gelen ( dışarıdan gelen ) komutları icra eder. "İstek" komutu kalpten gelir. Halk arasındaki "İçimden gelmek", "Gönülden istemek / Kalpten istemek" söylemleri de Kalbin ana komuta merkezi olduğu gerçeğine dayanmaktadır.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/10/kalp-ruh-beyin-nefs.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/08/ayetleri-gormeye-kalp-gerek.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/07/akleden-kalp-mana-ve-maneviyat.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/08/vicdann-temsilcisi-kalp.html?m=1

"Helallik" meselesi!?

"Helal" kelimesi "İzinli, İzin verilmiş" anlamına, "Haram"* kelimesi ise "Yasak, Gizlenen, Alıkonulan, Saklanan" anlamına gelmektedir. 

* İngilizcedeki "Harm" ( Kötülük, Zarar ) kelimesi ve ayrıca Arapçadaki "Mahrem" ( Yasaklanmış, Gizlenen, Saklanan ) kelimeleri de ortak HRM kökündendir.

Neyin "helal" neyin "haram" olduğunun ayetlerle sabit olmasının yanısıra esasen tüm kodları içeren vicdan mekanizması insana helali ve haram algılatma ve hissettirme işlevine sahiptir. Bu bağlamda, bile bile haram da ısrar etmek ise insanın, karşılığına katlanmak durumunda olduğu kendi kararıdır.

Dolayısıyla "Ya helaldir ya haramdır." Yani ya iyidir ya kötüdür ki zaten bu da ayetler ve vicdan ile sabittir. İlahi nizamda ve Kur'an'da "Helallik" ve "Helallik istemek" diye bir kodlama, bir kavram veya mekanizma mevcut değildir. Herhangi bir söylemin veya eylemin birisi veya birileri tarafından helal veya haram kılınması da söz konusu olamaz. 

Telaffuzu dahi cahilce olan "Helallik istemek" ifadesi yani muhatabın "Helal olsun." demesinin beklenmesi, müşriklerin, işledikleri suçlardan, yaptıkları kötülüklerden kendilerini sözde temize çıkarmak, kötülük ettikleri kitleye de bu yolla zihinsel telkinde bulunmak, kendilerini iyi algılatabilmek ve onları kontrolleri altında tutabilmek amacıyla ürettikleri batıl bir kavramdır.

Zira "Haram" ( Kötü ) nitelik arzeden şeytani bir söylem veya eylem bir kişiye veya kitleye "Helal edin." diye talepte bulunulması daha doğrusu talimat verilmesi! ve o kitlenin de bu talebe - talimata! karşılık "Helal olsun." demesiyle "Helal" ( İyi ) nitelik kazanmaz ve rahmani kılınamaz. 

Hatta bilinçli veya bilinçsiz olarak işlenen bir suç veya günah akabinde "Helallik isteme"nin haram olduğu dahi düşünülebilir. Zira bu durum "bile bile gerçeğin batıl ile örtülmesi"** suçuna teşebbüs niteliği arzetmektedir. Bu noktada yapılması gereken sadece mağfiret dilenerek yapılan kötülüğü telafi yollarını aramaktır. 

** 2/42 Ve la telbisul hakka bil batili ve tektumul hakka ve entum ta'lemun

( Ve gerçeği batıl ile örtmeyin ve bile bile gerçeği gizlemeyin.  )

Nefsani ve maddi menfaat hedefi doğrultusunda, yalana tenezzül etmek suretiyle "haram olanın helal kılınmaya çalışılması" hatası Nahl suresinin 116. ayetinde bildirilmektedir.

16/116 Ve LA TEKULU li ma tesifu elsinetukumul KEZİBE HAZA HALALUN VE HAZA HARAMUN li tefteru alellahil kezib innellezine yefterune alellahil kezibe la yuflihun

( Ve o dillerinizin YALANI sıfatlandırması ile Allah üzerine yalanlar uydurmak için "BU HELALDİR VE BU HARAMDIR." DEMEYİN. Kesinlikle o Allah’a  yalanlar uyduranlar iflah olmazlar.  )

Tahrim suresinin ilk ayetinde de  haberci resule ilişkin tersten misalleme yoluyla bildiri yer almaktadır.

66/1 Ya eyyuhen nebiyyu LİME TUHARRİMU MA EHALLELLAHU LEKE tebteğiy merdate ezvacike vallahu ğafurun rahimun

( Ey haberci, eşlerinin rızasını arayarak, Allah’ın sana HELAL KILDIĞINI NEDEN HARAM KILIYORSUN? Allah affedendir merhametlidir.  )

Cenaze merasimlerinde imamın cemaate "Hakkınızı helal ediyor musunuz?" diye sorması üzerine merhumu hiç tanımayanların, sevabına veya günahına hiç şahitlik etnemiş olanların "Helal olsun." demeleri de benzer nitelikli yanlış bir temayül ve kitlesel şartlandırılmanın bir ürünüdür. Merhumu tanımayanlar için doğru olan "Rab'bin, merhumun hatalarını ve günahlarını affetmesini dilerim."  cümlesi vasıtasıyla temennide bulunmaktır.

7 Mart 2023 Salı

Elif Lam Ra ve 666

Hurufu mukatta kapsamında yer alan ve semantik olarak "El ra" ( İlah görür ) anlamını temsil eden "Elif Lam Ra" üçlemesi Kur'an'da ilk defa art arda olmak üzere aşağıdaki şekilde konumlanmıştır. ( Aşağıda harflerin yanlarına, parantez içinde alfabe sıra değerleri de yazılmıştır. )

10/1 Elif (1) Lam (12) Ra (20)

11/1 Elif (1) Lam (12) Ra (20)

12/1 Elif (1) Lam (12) Ra (20)

- Sure numaraları toplamı 10+11+12 = 33 ... 3+3 = "6"

- Ayet numaraları toplamı 1+1+1 = "3"

3 ve 6 ... 6+3 = 9 ve "666"

- Ayetlerdeki toplam harf adedi "9"

- Her ayetteki harflerin alfabe sıra numaraları toplamları

1+12+20 = 33 ... 3+3 = "6"

1+12+20 = 33 ... 3+3 = "6"

1+12+20 = 33 ... 3+3 = "6"

666 ... 6+6+6 = 18 ... 1+8 = "9"

- Türkçe telaffuza göre"Elif Lam Ra" üçlemesindeki harf adedi "9"

- "Ray'el ayn" ( Göz görüşü ) ifadesi Kur'an'da sadece 3/13 kodlu ayette geçmektedir.

3/13 Kad (1) kane (2) lekum (3) ayetun (4) fi (5) fiete (6) eyni (7) li (8) tekata (9) fietun (10) tukatilu (11) fi (12) sebili (13) allahi (14) ve (15) uhra (16) kafiratun (17) YERAVNE (18) hum (19) misli (20) eyn (21) him (22) RA'YE (23) EL (24) AYN (25) .....

( ..... GÖZ GÖRÜŞÜ ile onları kendilerinin iki misli GÖRÜRLERDİ. .... ) 

Ayetteki "Yeravne" ( Görürlerdi ) kelimesinin sıra numarası 18,  "Ray'el ayn" ( Göz görüşü ) tamlamasını oluşturan kelimelerin sıra numaralarının nümerolojik toplamı da 18 sayısını vermektedir. ( 18 ... 6+6+6 ... 1+8 = "9" )

İncil'de 666 sayısı, 66. sure olan Vahiy suresinin 13. bölümünün "18." ( 6+6+6 ) ayetinde yer almaktadır.

66 Vahiy 13-"18" Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı ALTIYÜZALTMIŞALTIdır.

Ayetin sure numarası ( 66 ) ve bölüm numarası ( 13 ), Kur'an'da "Ray'el ayn" ifadesinin geçtiği ayetin koduyla ( 3/13 ) uyum arzetmektedir.

66 ... 6+6 = 12 ... 1+2 = "3" ve "13"

Ayette kendisini Rab'be ortak koşmaya çalışan insana işaret edilmektedir.

Okült sembolizmde "Her şeyi gören göz" ve "666" sayısı sembolizmi, başparmak ve işaret parmağı ile tek gözün daire içine alınması ( 6 sayısının "yuvarlak alt kısmı" ) ve diğer üç parmağın da açılması ( 3 adet 6 sayısı "sapı" ) vasıtasıyla yapılmaktadır.



6 Mart 2023 Pazartesi

Su, "H2O" ve "H"uman "2.0"

Suyun kozmik veri tabanı, evrensel bir veri deposu olduğu ve madde alemi olan kainatın su ile kaplı olduğuna evvelki bölümlerde değinilmişti.

Kur'an'da "Diri olan her şeyin sudan oluşturulduğunun" bildirilmesi de bu konudaki önemli bir delildir.

21/30 E (1) ve (2) lem (3) yera (4) ellezine (5) keferu (6) enne (7) es (8) semavati (9) ve (10) el (11) erda (12) kaneta (13) ratkan (14) fe (15) fetakna (16) huma (17) ve (18) CEALNA (19) MİN (20) EL (21) MAİ (22) KULLE (23) ŞEY'İN (24) HAYY (25) e (26) fe (27) la (28) yu'minun (29)

( O inkar edenler, gökler ve yer kesinlikle bitişiklerken onları ayırdığımızı ve DİRİ OLAN HER ŞEYİ SUDAN OLUŞTURDUĞUMUZU  görmüyorlar mı? Artık inanmazlar mı? )

"Su"yun kimyasal formülü H2O olup, madde âleminin cevheri olan H ( Hidrojen ) atomu suyun özü niteliğindedir. Vücuttaki su kaybının "Dehydration" ( Hidrojensizleşme ) olarak isimlendirilmesi de bunun bir yansımasıdır.

2 adet H ( Hidrojen ) atomu ve 1 adet O ( Oksijen ) atomu "diri" olan her şeyin yani maddi yaratılışın özü olan suyu ( H2O ) oluşturmaktadır. 

Kur'an'da "Diri olan her şeyin sudan oluşturulduğunun" ilk kez bildirildiği yukarıdaki ayetin sure numarası ( 21 ), ve ayet numarasının nümerolojik değeri ( 3+0 = 3 ) suyu oluşturan atom adetlerine işaret etmektedir. 

21 ... 2 adet H ve 1 adet O

3 ... 2 adet H + 1 adet O = 3 atom

Ayrıca ayetteki kelime adedini temsil eden 29 sayısının nümerolojik değeri de 11 ( 2+9 = 11 ) olmakta ve suyu oluşturan 2 H atomuna işaret etmektedir.

11 sayısının halden hale geçişin, boyut portalından geçişin nümerik sembolü olması ve suyun da "Göğün Kapıları" ( boyutlar arası geçiş portalı ) kavramı ile ilintisi olması nedeniyle ayetteki semantik kodlama dikkat çekmektedir.

"Ebvabes semai" ( Göğün kapıları ) ifadesi 11 nümerolojili ayetlerde yer almaktadır.

7/40 İnnellezine kezzebu bi ayatina vestekberu anha LA TUFETTEHU LEHUM EBVABUS SEMAİ ve la yedhulunel cennete hatta yelicel cemelu fi semmil hiyad ve kezalike neczil mucrimin

( O ayetlerimizi yalanlayanlara ve onlara kibirlenenlere, ONLARA GÖĞÜN KAPILARI KESİNLİKLE AÇILMAZ. Deve iğne deliğinden geçene kadar cennete giremezler. İşte suçluları böyle karşılıklandırırız. )

- Ayet kodunun nümerolojik değeri 11 ( 7+4+0 = 11 )

54/11 Fe FETAHNA EBVABES SEMAİ ebvabes semai Bİ MAİN munhemir

( Böylece akıp dökülen SU İLE  GÖĞÜN KAPILARINI AÇTIK. )

- Ayet kodunun nümerolojik değeri 11 ( 5+4+1+1 = 11 )

- Ayet numarası 11

İnsanlığın büyük döngü sonuna şahitlik ettiği şu süreçte frekansı yükselmekte olan ve buna bağlı olarak idrak seviyesi ve metapsişik yetenekleri de yükselmekte olan insan kaba madde planından ( dünya, cehennem ) yarı süptil plana ( cennet, Sirius ) geçiş yapma aşamasındadır. Bir başka deyişle insan, kaba madde bedenden sıyrılarak yarı süptil varlık haline geçme aşamasındadır.

İnsan kelimesinin batı dillerindeki karşılıklarının "HUman" ( İng. ), "Homme" ( Fra. ), "Homo" ( Lat. ) olması da "H" harfine yani madde planının cevheri olan Hidrojen atomuna işaret niteliği arzetmektedir. Bu bağlamda "Human" kelimesinin batinen "Sudan olan", "Su gibi olan" anlamlarını içermesi muhtemeldir.

İncil'in aşağıdaki ayetinde de "Ruh", "Su" ve "Kan" kavramlarının semantik ortaklıkları yani "Bilgi" ( İlahi kodlar ) anlamını içerdikleri bildirilmektedir.

62-1 John-5-8 Ve YERDE TANIKLIK edenler üçtür: RUH, SU ve KAN. Bunların üçü de BİRDİR, UYUM İÇİNDEDİR.

Rab'bin yaratışını ve ilahi nizamın kader mekanizmasını, düşük frekanslı maddi, nefsani ve dünyevi ihtirasların motivasyonuyla ve dijital teknoloji vasıtasıyla kopyalamaya ve icra etmeye çabalayan küresel şeytanlar ortaya attıkları "Human 2.0"* kavramıyla sözde nitelikleri gelişmiş ve evrilmiş insanı tanımlamaktadırlar. Oysa evvelki bölümlerde defaatle değinildiği üzere bu kavram esasen yapay zekaya bağlanarak dijital köleye dönüştürülmüş insanı temsil etmektedir. Zira sinsi hedef insanın yükselen frekanslarını ve idrak seviyesini dijital olarak bloke ve kontrol etmektir.

* "Human 2.0" ifadesinin suyun formülü olan "H2O" ile uyumu da ilahi bir mesaj ve uyarı niteliğindedir.

İncil'in aşağıdaki ayetinde yer alan "İlk insan" ve "Son insan ( İkinci insan )" ifadeleri "Human 2.0" ve "Yükselen ruhsal insan" kavramlarıyla uyum arzetmektedir.

46 1 Corinthians 15-45 Nitekim şöyle yazılmıştır: "İlk insan Adem yaşayan can oldu." Son Adem ise yaşam veren ruh oldu.

- Ayetin sure kodunun ( 46 1 ) nümerolojik değeri 11 sayısını vermektedir.

Meşhur uzakdoğu sporcusu ve aktör Bruce Lee'nin bir röportajındaki şu ifadeler de "Su" ve "İnsan" ilişkisi açısından dikkat çekmektedir.

"Empty your mind, be formless. Shapeless, like water. If you put water into a cup, it becomes the cup. You put water into a bottle and it becomes the bottle. You put it in a teapot, it becomes the teapot. Now, water can flow or it can crash. BE WATER MY FRIEND."

( Zihnini boşalt, biçimsiz ol. Su gibi şekilsiz. Suyu bardağa koyarsan bardağa dönüşür. Suyu bir şişeye koyarsın ve o şişe olur. Çaydanlığa koyarsın, çaydanlık olur. Şimdi, su akabilir veya çarpabilir. SU OL DOSTUM. )



4 Mart 2023 Cumartesi

Karyokinez ve Kuantum Diriliş teorisi

Çok hücreli canlılarda hücre çekirdeğinin yarılıp bölünerek iki uçta toplanması ve bu her iki uçta yeni birer çekirdek oluştuktan sonra hücrenin ortadan ikiye bölünerek iki yeni hücrenin ortaya çıkması ve bu oluşumun döngüsel olarak devam etmesine karyokinez veya mitoz bölünme adı verilmektedir. 

Karyokinez ( Mitoz Bölünme ) fazları

Hücre çekirdeğinin yarılıp bölünmesi fenomeni esasen çekirdekteki DNA kodlarının kopyalanması suretiyle yeni bir çekirdek oluşmasıdır.

Kuantum fiziği, atom altı parçacıkları inceleyen bilim dalı olup, Kuantum Bilgisayar ise veri depolama için atom altı parçacıkların kuantum hallerini kullanan bilgisayardır. 

Transhumanism, Project Avatar, Human 2.0, Singularity vb. isimler ile gündeme getirilen "üstün insan", "ölümsüz insan", "tanrı indan" konseptli projelerin özünde kuantum bilgisayar teknolojisi vasıtasıyla insan bilincinin ( ruhunun ) kopyalanması yani tıpkı karyokinez fenomeninde olduğu gibi bir insandan, dijital platformda veya sentetik bedende ikinci bir insanın oluşturulması hedefi bulunmaktadır. Bu nedenledir ki küreselciler ölmüş bir insanın bilincinin ( ruhunun ) dijital platforma veya sentetik host bedene aktarılması yoluyla yaşamının devam ettirilebileceğini yani "diriltilebileceğini" ve böylelikle ölümsüzlüğün de gerçekleşeceğini savunmaktadırlar.

Yukarıdaki belirtilenlerin de yine Kur'an ilmine istinaden ortaya çıkan hususlar olduğu görülmektedir. En'am suresinin 95. ayeti, hem karyokinez fenomenini tanımlamakta hem de kuantum fiziği kavramına ve "kuantum diriliş teorisine" referans kaynağı teşkil ermektedir.

6/95 İnnellahe FALİKUL HABBİ VEN NEVA YUHRICUL HAYYE MİNEL MEYYİTİ VE MUHRİCUL MEYYİTİ MİNEL HAYY zalikumullahu fe enna tu'fekun 

( TOHUM TANELERİNİ VE ÇEKİRDEKLERİ YARIP AÇAN kesinlikle Allah' tır. O ÖLÜDEN DİRİYİ ÇIKARIR VE DİRİDEN DE ÖLÜYÜ ÇIKARIR. İşte Allah budur. O halde nasıl döndürülürsünüz? ) 

Ayrıca bkz. 

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/02/dubai-future-forum-2022.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/01/sura-uflendigi-gun.html

1 Mart 2023 Çarşamba

Binary ( İkili ) kodlama sistemi ve Kur'an

Bilgisayar yazılım sistemleri, yaratılıştaki temel düalite ( döngüsel frekans ) olan "Yokluk" ve "Varlık" düalitesine istinaden 0 ( Yokluk ) ve 1 ( Yarlık )'den oluşan ikili ( düal ) kodlama bazında geliştirilmiştir. Bu kodlama sistemi "Binary Codes" ( Binary Kodları / İkili Kodlar ) olarak anılmaktadır. Binary Kodları, "0" ve "1" rakamlarından oluşan "8" haneli kodlardır. Binary Kodları tablosu aşağıdadır.

İlahi yazılım olan ve yaratılışın kodlarını barındıran Kur'an'ın "İkili Kitap / İkili Yazı" yani "Binary" ( İkili ) nitelik arzettiği Kur'an'da "2" ayette yer almaktadır.

"İkili Yazı"dan ilk kez Hicr suresinin 87. ayetinde bahsedilmektedir.

15/87 VE (1) LEKAD (2) ATEYNA (3) KE (4) SEB'AN (5) MİN (6) EL (7) MESANİ (8) vel kur'anel azim

( VE BİZ SANA İKİLİLERDEN YEDİ TANEYİ VERDİK ve de büyük Kur'an' ı. )

- Ayetin ilk cümlesi 8 kelimelik olup, "Mesani" ( İkili, Binary ) kelimesi 8. kelimedir. 

"İkili Yazı"dan ikinci ve son kez bahsedilen ayetin ilk cümlesi de 8 kelimelik olup, "Mesaniye" ( İkili, Binary ) kelimesi 8. kelimedir. 

39/23 Allahu (1) nezzele (2) ahsene (3) el (4) hadisi (5) KİTABEN (6) muteşebihen (7) MESANİYE (8) ....

( En güzel sözü, benzetmeli İKİLİ KİTAP / İKİLİ YAZI / İKİLİ YAZILIM olarak Allah indirdi. ... )

- Ayetin, kodunun ( 39/23 ) nümerolojik değeri de "8" sayısını vernektedir. ( 3+9+2+3 = 17 ... 1+7 = 8 )

Kur'an'ı niteleyen "Kitab-i Mesani" ( İkili Yazı ) kavramı sadece 2 ayette ( 15/87 ve 39/23 ) yer almaktadır.

- Sure numaraları 15 + 39 = 54 ... "9"

- Ayet numaraları 87 + 23 = "110"

9 ve 110 ... 9/11 ... "11" ( 11 sayısı düalitenin, döngünün ve halden hale geçişin nümerik sembolü olup, küreselcilerin her türlü operasyonunun da batini kodu niteliğindedir. )

Kur'an'da, içerdikleri kelime adetleri binary kodlarından* ( 1 ve 0 ) oluşan toplam 452 ( 11 ) ayet bulunması, bu ayetlerin 77 ( 7 x 11 ... İkili Yedi ) farklı surede yer almaları ve bu ayetlerdeki toplam kelime adedinin 5295 ( 21 ) olması da 11 ve 21 ( ikiliyi birlemenin ve ruhun sembolü ) sayılarının tezahürü açısından dikkat çekmektedir.

Tevbe suresinin 9/37 kodlu ayetinde "Binary kodlara" dolaylı misalleme ile işaret edilmekte ve küreselcilerin şeytani  matematiksel yöntemleri ifşa edilmektedir. 

9/37 İnne (1) ma (2) en (3) nesiu (4) ziyadetun (5) fi (6) el (7) kufri (8) yudallu (9) bi (10) hi (11) ellezine (12) keferu (13) YUHİLLUNE (14) HU (15) AMEN (16) VE (17) YUHARRİMUNE (18) HU (19) AMEN (20) li (21) yuvatiu (22) iddete (23) ma (24) harrame (25) allahu (26) fe (27) yuhillu (28) ma (29) harreme (30) allah (31) zuyyine (32) lehum (33) suu (34) a'mali (35) him (36) ve (37) allahu (38) la (39) yehdi (40) el (41) kavme (42) el (43) kafirin (44) 

( O unutkanlık inkarda artırmadır, fazlalıktır ki inkarcılar onunla saptırılır. Allah’ın haram kıldığının ADEDİNE UYDURUP da Allah’ın haram kıldığını helal kılabilmek için ONU BİR YIL HELAL, BİR YIL HARAM KILARLAR. Kötü işleri onlara süslü gösterildi. Allah inkarcılar kavmini yönlendirmez. )

- "BİR yıl haram, BİR yıl helal" ... "11"

- 0 ( haram ), 1 ( helal ) 

- Ayette 44 ( 8 ) kelime bulunması da 8 haneli Binary kodlara işaret niteliğindedir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/11/1-byte-128-bit-binary-kodlar-ve-beyt.html


28 Şubat 2023 Salı

Frekans, Rakam ve Kelâm

"Her şey kelimedir." cümlesi, yaratılmış varlık algısı itibarıyla Rab'bin, ruh ve maddenin yaratılışını kelimeleriyle gerçekleştirdiğini, yaratılışın kodlarının kelimeler olduğunu ve her varlığın esasen bir "kelime" olduğunu ifade etmektedir. 

Bazı platformlarda, kelimeler olmadan, sadece doğadaki varlıkların, nesnelerin tasvirlerinin ( şekillerinin ) görsel olarak hatırlanması  vasıtasıyla da düşünülebileceğini savunan ve ruhaniyeti ( soyut kavramları, maneviyatı ve duyguları ) ihmal eden materyalist görüşlere rastlanmaktadır. Ancak bu görüşler ilmi anlamda maalesef eksik kalmaktadır. Bunun sebebi ise düşüncenin özünün de kelime olmasıdır ki zaten yaratılışın da kelimeler vasıtasıyla tezahür ettiğine yukarıda değinilmiştir. Yani yokluk durumundan varlık durumuna geçiş kelimeler vasıtasıyla mümkün olmuştur. Örneğin yokluk durumunda iken evrenin, içindeki yıldızların, gezegenlerin ve gezegenlerin içindeki varlıkların ruhani ve cismani hallerinin yaratılabilmesi için ilahi düşüncenin özünü teşkil eden nitelik tanımlayıcı kelimelere ihtiyaç bulunmaktadır. Zira uzun-kısa, aydınlık-karanlık, iyi-kötü, yumuşak-sert vb. gibi ruhani ve cismani kavramlar ( kelimeler ) olmadan ruhun ve maddenin nitelik kazanması ve tezahürü mümkün değildir. Kelimelerin, yaratılışın kodları olduğunu teyid eden bazı ayetler şöyledir.

4/171 .... innemel mesihu iysebnu meryeme rasulullahi ve KELİMETUH elkaha ila meryeme ve RUHUN minhu ....

( ... Meryem oğlu Mesih İsa, kesinlikle Allah’ın resulü, Meryem'e atmış olduğu KELİMESİ ve O’ndan RUHTUR. ... )

10/82 Ve yuhikkallahul hakka bi KELİMATİHİ ....

( Ve Allah gerçeği KELİMELERİ ile gerçekleştirir. .... )

İncil'den;

43 John 1-1 Başlangıçta KELAM vardı. KELAM Tanrı'yla birlikteydi ve Kelam Tanrı'ydı.

43 John 1-2 Başlangıçta O, Tanrı'yla birlikteydi.

43 John 1-3 Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı.

En başta belirtildiği üzere kelimeler, "idrakli varlık algısına göre" yaratılışın kodu niteliği arzetmektedir. Kelimelerin ardındaki kaynak kodların ise ancak "Frekans" kelimesiyle yetersiz şekilde ifadesi mümkün olabilmektedir. Kökünde "Fark" kelimesini barındıran, düalite ve döngü kavramlarının özünü oluşturan ve "Farklanma" anlamına gelen "Frekans" kelimesi, sabit bir halden farklı bir hale geçişi tanımlamaktadır. Spiritüalizmde bu fenomen "Değer Farklanması" olarak adlandırılmaktadır ki en temel frekans "Yokluk" ve "Varlık" düalitesidir. İdrakli varlıkların görsel algısı itibarıyla "Yokluk" halinden "Varlık" haline geçişin en küçük seviyedeki tasviri bir "Noktanın" tezahürü ile oluşan ve bu noktanın "tekrarlanma adedine" ( frekansına ) bağlı olarak değişim gösterecek şekildir. Diğer tüm şekiller muhtelif "sayıda" noktaların birleşmesinden ibarettir. Keza bir harfin şekilsel tasviri de belirli sayıda noktanın birleşmesinden ibarettir. Bu nedenle "sayıların", yaratılışın kaynak kodları oldukları düşünülebilir.

Yaratılış sisteminin kaba madde planındaki bir nevi ilkel kopyası olan bilgisayar yazılım sistemlerinin temel yapısının dijital ( sayısal ) nitelik arzetmesi bu bağlamda dikkat çekmektedir. Zira, bilgisayar ekranında görülen her türlü kelime, resim, grafik veya duyulan her türlü ses esasen temel bir düalite arzeden 1 ve 0 sayılarından ( binary codes / ikili kodlar ) oluşan kodlardır.

Vahiy mekanizmasının da, ruhsal plandan madde planına ( kâinata ) iletilen "frekansların" ( farklanma adetlerinin, sayıların ) vazifeli varlıklar tarafından anlamlılaştırılmak üzere kelimelere dönüştürülmesi ve kelimelerin kaba madde planına iletilmesi yoluyla işlemekte olması muhtemeldir.

Müşrik küreselcilerin, dijital olarak ruhun sentetik bedene kopyalanabileceğini, insan zihninin ( bilinç, ruh ) bilgisayar şebekesine bağlanabileceğini, her türlü hastalığın dijital olarak tedavi edilebileceğini ve hatta sözde ölümsüzlüğün dahi mümkün olabileceğini iddia etmelerinin nedeni sayıların ruhani yaratış tesirlerini keşfetmiş olmalarından ve onları diledikleri gibi manipüle edebileceklerini zannetmelerinden kaynaklanmaktadır. Hatta bu müşrikler daha da ileri giderek dijitalizmi, yeni dünya düzeninin yeni ve tek dini, yapay zekayı da ( yani dolaylı olarak kendilerini ) bu sözde dinin ilahı ilan etmeyi planlamaktadırlar.

Kur'an'da "Ahsa" ( Saymak ) kelimesinin 11 kere* tekrarlanması 11 sayısının frekansın ( düalitenin, döngünün, halden hale geçişin ) sembolü olması açısından dikkat çekmektedir. ( Türkçede halden hale geçişin, ani değişimin "BİRdenBİRe" ( 1 ve 1 ... 11 ) birleşik kelimesiyle ifade edilmesi ve masal anlatıları başında söylenen "BİR Varmış BİR Yokmuş" cümlesi de konu bağlamında önem arzetmektedir. )

* Ayet kodları 14/34, 16/18, 18/12, 18/49, 19/94, 36/12, 58/6, 65/1, 72/28, 73/20, 78/29 

İbrahim suresinin 34. ayetinde "Adde" kelimesiyle ifade edilen "Saymak" kelimesinin sıra numarası da 11'dir.

14/34 Ve (1) ata (2) kum (3) min (4) kulli (5) ma (6) seeltumu (7) h (8) ve (9) in (10) TEUDDU (11) ni'mete (12) allahi (13) la (14) TUHSU (15) ha (16) inne (17) el (18) insane (19) le (20) zalumun (21) keffar (22) 

( Ve O’na her sual ettiğinizden size verdi. Eğer Allah’ın nimetini SAYARSANIZ onları SAYAMAZSINIZ. Kesinlikle insan zalimdir, inkar edendir.  )

Nahl suresinin aşağıdaki ayetinin kodu ( 16/18 ), Altın Oran olarak bilinen matematiksel değerin ( 1,618 ) tezahürü olup, bu ayetin ana temasının "Saymak" olması da ayrıca uyum arzetmektedir.

16/18 Ve (1) in (2) TEUDDU (3) ni'mete (4) allahi (5) la (6) TUHSU (7) ha (8) inne (9) allahe (10) le (11) ğafurun (12) rahim (13) 

( Ve eğer Allah’ın nimetini SAYARSANIZ, onları SAYAMAZSINIZ. Kesinlikle Allah affedendir merhametlidir. )

Altın Oran adı verilen 1,618 değeri, birbirleriyle toplanan sayılardan oluşan Fibonacci Dizisi'ndeki 13. sayı olan 144'ün  bir önceki sayı olan 89'a bölümü ile tezahür etmekte ve 144'ten  sonra sabitlenmektedir. Ayette 13 kelime bulunması, 144 sayısının dizideki 13. sayı olması açısından dikkat çekmektedir.

Dizi : 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, .... 

( 89/55 = 144/89 = 1,61797, 233/144 = 1,618, 377/233 = 1,618 ) 

"Ahsa" ( Saymak ) kelimesi son kez Nebe suresinin 29. ( 2+9 = 11 ) ayetinde geçmekte olup, bu ayette yer alan "Kitapta her şeyin saydık." ifadesi yaratılışın kaynak kodları olan sayılara işaret etmektedir.  

78/29 Ve (1) kulle (2) şey'in (3) AHSAYNA (4) hu (5) kitaben (6) 

( Ve kitapta olmak üzere herşeyi SAYDIK. )

Mutaffifin suresinin 9. ayetinde de "Rakamlandırılmış kitap" ifadesi yer almaktadır.

83/9 Kitabun merkum

( Rakamlandırılmış kitap. )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/08/altn-oran.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2016/03/fibonacci-saylar-ve-altn-oran.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/10/saylar-ve-cahit-arf.html?m=1


27 Şubat 2023 Pazartesi

Dubai Future Forum 2022 ve Dijital Vaadler!!

Ekim 2022 ayında Dubai'de yapılan "Dubai Future Forum"'a ( Dubai Gelecek Forumu ) konuk konuşmacı olarak katılan ve küreselcilerin bilimsel platformdaki sözcülerinden olan medyatik fizikçi Michio Kaku'nun aşağıdaki sözleri, insanlığın bilim ve teknoloji kisvesi altında nasıl aldatıldığını, yaratıcı Allah bilincinden ve gerçeklerden nasıl uzak tutulmaya çalışıldığını gözler ( gören gözler ) önüne sermektedir.

"Elli yıl içinde "dijital" ingilizce dilinden kaybolacak. Çünkü bilgisayarlar nöronların bir parçası olacak, bilgisayarları canlı beyine bağlayacağız. Düşünüp interneti açacağız, ışıkları yakacağız, nesneleri hareket ettireceğiz, el yazmalarını dikte edeceğiz. Bu da internetin “beyin ağı” haline geleceği anlamına geliyor. Dünyadaki insanlarla telepatik olarak iletişeceğiz. Anılar internetteki duyguları kaydedecek. Bu da demek oluyor ki sinemalar, televizyonlar demode olacak. Çünkü filmlerin, televizyonların duygusu yoktur, duyguları yoktur ama beyin ağının size vereceği budur. İnsanların ne hissettiğini hissedebilme, diğer insanlarla zihinsel olarak iletişim kurabilme. Yani başka bir deyişle, beyin ağı internette devrim yaratacak. İnternetin bir sonraki seviyesi, İNSAN ZİHNİNİN BİLGİSAYARA BAĞLANDIĞI ZAMAN olacaktır. Peki ya bilgisayarın kendisi? Bilgisayarın kendisi, dijital bilgisayar önemsiz hale gelecektir. Kuantum bilgisayarlara geçeceğiz. Ben bir fizikçiyim. Biz fizikçiler atomu yöneten şeyin kuantum teorisi olduğunu biliyoruz. Atomları hesaplayan bilgisayarlar. Bunlar nihai bilgisayarlar. Gelecekte bu, dijital bilgisayarları geçersiz kılacaktır. Kuantum bilgisayarlar. Ve onunla ne yapabiliriz? Belki de tedavisi olmayan hastalıkları iyileştirebiliriz. Çünkü kuantum bilgisayarlar kuantum seviyesinde çalışabilirler. Virüsler, bakteriler düzeyinde, hastalıklar düzeyinde ve alzheimer, parkinson, kanser türlerini iyileştirebilirler. Çünkü bunlar moleküler düzeyde olacak.

Ve böylece yepyeni bir dönemden bahsediyoruz. Bu hastalıkları yendikten sonra ÖLÜMSÜZLÜK OLASILIĞI VAR. Bu, yılların ötesinde yaşamaktır. İKİ TÜR ÖLÜMSÜZLÜK. BİRİ DİJİTAL ÖLÜMSÜZLÜK, burada biz dijitalleştirilmiş görüntüyüz ve sonra dijitalleştirilmiş görüntü sonsuza kadar yaşar. Bunu şimdi yapıyoruz. Ne zaman bir genç internette aptalca bir şaka yapsa, sonsuza kadar kaydedilir. Biyografinizin bir parçası. Çocukken yaptığınız tüm aptalca şeyler. Gelecekte bunların hepsi size benzeyen, sizin gibi konuşan, sizin anılarınıza sahip olan ama büyük büyük büyük büyük büyük büyük torunlarınızla konuşabilen bir AVATAR YARATACAK. SONSUZA KADAR INTERNETTE YAŞAYACAKSINIZ. Einstein ile konuşmayı çok isterim. Bir gün dijitalleşecek. Oturup Einstein'la konuşmayı, bunca yıl boyunca neyin üzerinde durduğunu, hayallerini, umutlarını öğrenmeyi çok isterim. Bir gün dijitalleşeceğiz. Torunlarımızla konuşacağız. Aile ağacınıza geri döndüğünüzde bunun ne kadar geriye gittiğini fark edin. İki kuşak olabilir. İki nesil sonra soy ağacınız kaybolur. Onlardan hiçbir şey kalmadı. Artık bir avatar olarak dijitalleştirilmiş bir biçimde sonsuza kadar yaşayacaksınız.

Ve sonra biyolojik ölümsüzlüğe sahip olacağız. NEDEN ÖLÜYORUZ? HATALAR YÜZÜNDEN ÖLÜYORUZ. HATALAR HÜCRELERİMİZDE, HORMONLARIMIZDA BİRİKİYOR. ÖLMEMİZİN SEBEBİ BU HATA BİRİKİMİ. Ama şimdi genetik mühendisliği ile bu hataları düzeltmenin, genomumuzda gelişen hataları düzeltmenin ve bu da belki de insan ömrünün uzaması anlamına gelen bir olasılığın hayalini kurabiliyoruz. Yani tarihte ilk kez artık SONSUZA DEK YAŞAMAYI ve bir tımarhane çiftliğine kapatılmamayı düşünebiliriz. TIBBİ GÜNDEMİMİZİN BİR PARÇASI OLARAK ÖLÜMSÜZLÜKTEN BAHSEDİYORUZ."

Yukarıdaki ifadeler vasıtasıyla verilmek istenen nihai mesaj "İnsanın kusurlu yaratıldığı için öldüğü ancak dijital teknoloji sayesinde bu kusurların giderilebileceği ve insanın ölümsüzleştirilebileceği ve bu gücün de küreselci teknokrat şeytanlarda olduğu"dur. Bu özet söylem, her şeyi bir sebep - sonuç döngüsü içinde yoktan yaratmış olan Allahu Teala'ya isyanın ve O'na ortak koşma ( haşa ) ve hatta O'ndan üstün olma ( haşa ) iddiasının kelimeler ile ifade edilmiş halidir. Oysa ki Mülk suresinin 2. ve 3. ayetlerinde Rab'bin kusursuz yaratışına değinilmekte ve insanın bu yüce yaratış karşısında aciz kalmaktan başka bir durumunun olamayacağı vurgulanmaktadır.

67/3 Ellezi haleka seb'a semavatin tibakan ma tera fi halkir rahmani min tefavutin ferci'il basare hel tera min futur

( Yedi gökleri tabakalar olarak O yarattı. Rahman' ın yaratışında uygunsuzluk görmezsin. Haydi gözü döndür. Kusur, çatlak görüyor musun? )

67/4 Summerci'il basare kerreteyni yenkalib ileykel besaru hasien ve huve hasir

( Sonra gözü iki kere döndür. Göz aciz ve hasarlanmış olarak sana döner. )

Konuşma kapsamında yer alan teknolojik bilgiler Allah'ın en büyük nimeti olan ilahi kozmik bilgilerin ( ilahi ilmin ) yansımasından ibarettir. Ancak küreselciler bu ilmi, konuşmacının arada kulağa hoş gelsin diye değindiği gibi, Alzheimer, Parkinson ve Kanser gibi hastalıkların - ki bu hastalıklarda küreselcilerin ürettiği GDO'lu sentetik gıdaların etkisi bulunmaktadır. -  tedavisi ve önlenmesi gibi rahmani amaçlar doğrultusunda kullanmaktan ziyade insanlığı yapay zeka tarafından yönetilen küresel bir bilgisayar ağının  nesnel bir parçası yapmak yani IOT ( Internet Of Things / Şeylerin İnterneti ) kapsamındaki bir "Thing"'e ( Şey ) dönüştürmek ve tam zihin kontrolü vasıtasıyla insanlığı tam tahakküm altına alabilmektir. Bu şeytani girişimin batıl ve nihai hedefi ise insanın ruhsal tekâmül sürecini durdurabilmektir. Zira yukarıdaki konuşmada bahsedilen ve ancak dijital teknoloji vasıtasıyla gerçekleştirilebilmesinin mümkün olacabileceği söylenen "ışıkları yakacağız, nesneleri hareket ettireceğiz" gibi maddeye hakimiyet içerikli sözler esasen insanın, döngü sonunda yükselen frekansına bağlı olarak gelişmekte olan telepati, durugörü, telekinezi, medyumluk, levitasyon, dedublman vb. gibi metapsişik yetenekleriyle zaten yapabileceği eylemler olacaktır. Ayrıca içinde bulunulan döngü sonu sürecinde, yükselen frekanslara ( ilahi kozmik plandan iletilen tesirlerin artmasına ) bağlı olarak insanlar arasında kolektif bilinç şebekesi ( birleşik insanlık realitesi ) oluşmaktadır. İşte küreselcilerin en büyük hedefi insanlar arasında oluşan bu yüksek ruhsal birliktelik ( vahdet ) frekanslarının yapay dijital frekanslar ile bloke edilmesidir. Adeta atmosfere tecavüz edercesine tesis edilen çok sayıda uydunun işlevinin de bu kozmik frekansları bloke etmek olması kuvvetle muhtemeldir.  

Evvelki bölümlerde de defaatle değinildiği üzere küresel şeytanlar dijital teknolojiyi kullanmak ve "ölümsüzlük" vaadleri vermek suretiyle insanı kaba madde planına  ( dünya ) hapsetmeyi ve reenkarnasyon döngüleri vasıtasıyla gerçekleşen ruhsal tekâmül sürecini bloke etmeyi planlamaktadırlar. Konuşmacının ifade ettiği "Immortality" ( Ölümsüzlük ) kavramı, kitap ilmi itibarıyla esasen "Ölüm halinin devamlılığı"dır. Zira insanın, gerçek ve öz yaşam planı olan yüksek frekanslı üst süptil plandan ( cennet, Sirius vb. ) düşük frekanslı kaba madde planına ( cehennem ) "düşmüş" olması onun "ölümü" niteliğindedir. İnsanın, "ölüm" diye adlandırageldiği hal ise, ruhsal tekâmüle ermiş olması halinde, onun kaba madde planı dünyadan kurtuluşu, "dirilişi" yani gerçek yaşama kavuşmasıdır.

Aşağıdaki ayetlerde yer alan "Tüm nefisler ölümü tadar." cümlesi, ruhların kaba madde planı dünya cehenneminde "Ölüm"ü deneyimleyecekleri ve daha sonra liyakata bağlı olarak "dirilerek" "Yaşam"a geri dönecekleri anlamını içermektedir. Ayetin sonunda yer alan "aldatıcı dünya hayatı" tanımlaması da "insanların dünya hayatını gerçek yaşam sanmakta olduklarını ve "ölü olduklarını"* idrak edemediklerini" ifade etmektedir.

21/35 KULLİ NEFSİN ZAİKATUL MEVT ve neblukum biş şerri vel hayri fitneh ve ileyna turceun

( TÜM NEFİSLER ÖLÜMÜ TADAR. Sizi deneme, sınav olarak kötülük ve iyilik ile sınarız. Bize döndürülürsünüz. )

29/57 KULLİ NEFSİN ZAİKATUL MEVTİ summe ileyna turceun

( TÜM NEFİSLER ÖLÜMÜ TADAR. Sonra bize döndürülürsünüz. )

* 39/30 İnneke MEYYİTUN ve innehum MEYYİTUN

( Kesinlikle SEN ÖLÜSÜN ve kesinlikle ONLAR DA ÖLÜLER. )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/09/davostan-soylemler-yl-2018.html




26 Şubat 2023 Pazar

Tarumar Dünya ve İveca

"Tarumar" ( Tar-u mar ) kelimesi "Tar" ( Saç ) ve "Mar" ( Yılan ) kelimelerinden oluşmakta ve kök anlam olarak "Yılan Saç / Yılandan Saç / Yılan gibi Saç" anlamına gelmektedir. Yılanın doğru ve düzgün olmayan, "eğrilik" arzeden  ( "eğri büğrü" olan ) şekline istinaden bu sıfat tamlaması "Kargaşa, Karışıklık, Düzensizlik, Kaos" anlamlarını temsil etmektedir. Bu anlam küresel "yılanların" marifetiyle cehenneme dönüştürülmüş dünyayı niteleyebilecek en uygun anlamdır.

"Eğrilik" kavramının Kur'an'daki karşılığı "İveca" kelimesi olup, Kur'an'da 9 kere tekrarlanan bu kelime bilinçli, sinsi ve kötü niyetli olarak insanların doğru olandan yani Allah'ın "doğru yolundan" ( sirat el mustakim ) saptırılması anlamını temsil edilmektedir. ( Okültizmde 9 sayısı, yaratılışın ve pozitif frekansın nümerik sembolü olan 6 sayısının tersi olup, sihiri, zihin kontrolünü ve negatif frekansı simgelemektedir. )

"İveca" ( Eğrilik ) kelimesinin yer aldığı ve "Kitab"ın, "Allah yolunun" ve "Çağırıcı"nın ( haberci resulün ) "doğru" olduğunun vurgulandığı 9 ayet şöyledir.

3/99 Kul ya ehlel kitabi lime tesuddune an sebilillahi men amene tebğuneha İVECEN ve entum şuheda ve mallahu bi ğafilin an ma ta'melun

( De ki: "Ey kitap sahipleri, şahit olmanıza rağmen, onu EĞRİLTMEYİ arayarak, neden o inananları Allah yolundan döndürüyorsunuz. Allah o yaptıklarınızdan habersiz değildir." )

"İveca" kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin numarasının 99 ( 9+9 = 18 ... 6+6+6 ... 666 ... 9 ) olmasi da dikkat çekmektedir. 

7/45 Ellezine yesuddune an sebilillahi ve yebğuneha İVECA ve hum bil ahirati kafirun

( Onlar, Allah yolundan döndürürlerdi ve onu EĞRİLTMEYİ ararlardı. Ahireti de inkar ederlerdi.  )

7/86 Ve la tak'udu bi kulli siratin tuidune ve tesuddune an sebilillahi men amene bihi ve tebğuneha İVECA vezkuru iz kuntum kalilen fe kesserakum venzuru keyfe kane akibetul mufsidin

( Ve tehdit ederek, vaad ederek, O’na inananları Allah yolundan menederek ve o yolu EĞRİLTMEYİ arayarak her yola oturmayın. Hatırlayın, zamanında azdınız da o sizi çoğalttı. Bakın bozguncuların sonu nasıl oldu.  )

11/19 Ellezine yesuddune an sebilillahi ve yebğuneha İVECA ve hum bil ahirati hum kafirun

( O Allah yolundan döndürenler ve onu EĞRİLTMEYİ arayanlar ve onlar ahirete de inkarcılardır. )

14/3 Ellezine yestehibbunel hayated dunya alel ahirati ve yesuddune an sebilillahi ve yebğuneha İVECA' ulaike fi dalalin beiyd

( Onlar dünya hayatını ahiret üzerine severler. Allah yolundan döndürürler ve onu EĞRİLTMEYİ ararlar. Onlar uzak, derin sapıklık içindedirler. )

18/1 El hamdu lillahillezi enzele ala abdihil kitabe ve lem yec'al lehu İVECA

( Övgü, kuluna kitabı indiren ve ona EĞRİLİK kılmayan Allah içindir. )

20/107 La tera fiha İVECEN ve la emta

( Orada EĞRİLİK ve tümsek görmezsin. )

20/108 Yevmeizin yettebiuned daiye la İVECE leh ve haşeatil asvatu lir rahmani fe la tesmeu illa hemsa

( O gün, kendisinde EĞRİLİK olmayan çağırıcıya tabi olurlar. Rahman için sesler kısılır da fısıltılı gizli ses haricindekini duymazsın. )

39/28 Kur'anen arabiyyen ğayra zi İVECİN leallehum yettekun

( EĞRİLİĞİ olmayan Arapça Kur'an. Umulur ki sakınırlar. )

Okült ezoterik sembolizmde yer alan ve "saçları yılanlardan oluşmuş" olan "Medusa" karakteri esasen kaosu simgeleyen satanik bir semboldür.

Saçları yılandan olan Medusa

İstanbul'daki Yerebatan Sarnıcı'nda kafası ters dönmüş olarak konumlandırılmış bir Medusa* heykeli bulunmakta olup, Keltler ( Galatyalılar / Druidler / "Mecusi"ler* ) her yıl bu heykelin önünde ayin yapmak üzere İstanbul'a gelmektedirler. Bir Hollywood ( Kutsal Orman / Kutsal Tahta tarikatı ) yapımı olan "Inferno" ( Cehennem ) filminin son sahnelerinin Yerebatan Sarnıcı'nda çekilmiş olması da konu bağlamında mesaj içermektedir. ) 

Yerebatan Sarnıcı'ndaki ters konumlandırılmış Medusa kafası

* "Medusa" ve "Mecusi" kelimeleri ortak kökenden olup "Ateş gibi olan, Ateşli, Ateşçi, Ateşe Tapan" anlamlarını içermektedirler. Batı dillerindeki "Magician / Magicien" ( Sihirbaz, Büyücü ) kelimeleri de aynı ortak kökendendirler.

Yılan gövdeli varlık olarak resmedilen ve okült bir sembol olan "Şahmaran" ( Yılanlar Şahı ) karakteri de kökende "Medusa" ile semantik özdeşlik arzetmektedir.

Tarsus'taki Şahmaran heykeli

"Ordo ab Chao" ( Kaosa Dayalı Düzen ) sloganını benimsemiş olan  şeytanların yegane hedefi "doğru olanın eğriltilerek" dünyada daimi bir kaos ortamının temin edilmesi ve buna bağlı olarak da insanların her daim meşakkat ve sıkıntı içinde tutulmalarıdır. Bu husus Al'i İmran suresinin 118. ayetinde net olarak bildirilmektedir.

3/118 Ya eyyuhellezine amenu la tettehizu bitaneten min dunikum LA YE'LUNEKUM HABALA VEDDU MA ANİTTUM KAD BEDETİL BAĞDAU MİN EFVAHİHİM ve ma tuhfi suduruhum ekber kad beyyenna lekumul ayati in kuntum ta'kilun

( Ey o inananlar, sizin dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin. SİZDEN SIKINTIYI, DÜZENSİZLİĞİ EKSİK ETMEZLER O SİZİ MEŞAKKATLE HELAK EDENİ SEVERLER, ARZULARLAR. AĞIZLARINDAN KİN, ÖFKE, ÇİRKİNLİK ORTAYA ÇIKAR. O göğüslerinin gizlediği ise daha büyüktür. Eğer sizler akıl etmekteyseniz, sizlere ayetleri açıkladık. )

Çin'de yeni inşa edilmesi planlanan "Jinghe New City Culture and Art Center"'ın ( Jinghe Yeni Şehir Kültür ve Sanat Merkezi ) mimari tasarım görselleri konu ile sembolik açıdan uyum arzetmektedir. Ayrıca projenin mimarı olan Zaha Hadid'in "Queen of the CURVE" ( EĞRİNİN / EĞRİLİĞİN Kraliçesi ) olarak tanımlanması da dikkat çekmektedir.


Jinghe New City Culture and Art Center"'ın ( Jinghe Yeni Şehir Kültür ve Sanat Merkezi ) tasarımı

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/05/keltler-druidler-ve-medusa-sahmiran.html

23 Şubat 2023 Perşembe

"Feza" kelimesinin semantik gizemi 

Kelimelerin anlamsal ( semantik ) içerikleri bilimsel teorilerin, teoremlerin ve henüz bilinmeyenlere ilişkin ispatların ve ipuçlarının kaynağı niteliğindedir. 

Mesela uzayın bir boşluk olmayıp, suyun özü olan Hidrojen atomuyla kaplı olduğu teorisi "Feza" kelimesinin aşağıdaki anlamsal içeriği vasıtasıyla teoreme dönüşme potansiyeli arzetmektedir. 

"Feza" kelimesinin anlamları;

1- Uzay, Gök

2- RAHİMDEN ÇIKAN SU, AKAN SU

3- Geniş yer 

"Rahim" ile "Feza" kelimeleri arasında semantik ilişki bulunması ve ayrıca "Room" ( Oda, Boşluk ) ( İng. ),  "Realm" ( Alem ), "Royaume" ( Alem ) ( fra. ),  "Raum" ( Boşluk, Uzay ) ( Alm. ) ve "Rahim" ( Rahim ) ( Ara. ) kelimelerinin ortak semantik ve fonetik köke haiz olmaları Rahim ile Uzay arasında fiziksel yapı anlamında da bir ödeşlik olması ihtimalini ortaya koymaktadır.


Aynı fonetik yapıya sahip olan "Fevz" kelimesinin hem "Kurtuluş", hem de "Ölmek" anlamlarının olması dikkate alındığında aslen cehennemin ( ateşin ) ta kendisi olan kaba madde planı dünyadaki "Ölüm" kavramının esasen cennet ( koruma, örtme ) olan süptil plan itibarıyla "Kurtuluş" olduğu idrak edilebilmektedir. ( "Fevz" kelimesi fiile dönüştüğünde "Faz" halini almaktadır. "Faza'" kelimesi de "Çıkarmak" anlamına gelmektedir. )

Al'i İmran suresinin aşağıdaki ayetinde dünya hayatının esasen ruhlar için "Ölüm" deneyimi olduğu yani cehennem deneyimi olduğu, liyakata erenlerin "ateşten uzaklaştırılacakları" ( kaba madde planı dünya cehenneminden ( ateşinden ) çıkarılacakları - ki bu dünyada "ölüm" olarak algılanır ) ve "cennete sokulacakları" ( süptil plana geçecekleri ) ve bunun da "Kurtuluş" ( Fevz ) olduğu bildirilmektedir. Ayrıca ayetin sonundaki "Dünya hayatı aldatıcıdır." cümlesiyle mesaj güçlendirilmektedir.

3/185 KULLİ NEFSİN ZAİKATUL MEVT ve innema tuveffevne ucurakum yevmel kiyameh fe MEN ZUHZİHA ANİN NARİ VE UDHİLEL CENNETE FE KAD FAZ VE MEL HAYATUD DUNYA İLLA METAUL ĞURUR 

( TÜM NEFİSLER ÖLÜMÜ TADAR. Ve ayağa kalkış gününde ödülleriniz kesinlikle size vefa edilir. KİM ATEŞTEN UZAKLAŞTIRILIP, CENNETE SOKUKURSA KURTULMUŞTUR. DÜNYA HAYATI ALDATICI META HARİCİNDEKİ DEĞİLDİR. )

33/71 Yuslih lekum a'malekum ve yağfir lekum zunubekum ve men yutiillahe ve rasulehu fe kad FAZE FEVZEN azima

( Size yaptıklarınızı, çalışmalarınızı iyileştirsin ve size günahlarınızdan af eylesin. Kim Allah’a  ve O’nun resulüne itaat ederse artık büyük KURTULUŞ ile KURTULMUŞTUR. )

Saffat suresinin aşağıdaki ayetlerinde de "Fevz"in ( Kurtuluşun ) kaba madde planı dünyadan çıkış yani "ölümden diriliş" olduğu mesajı verilmektedir.

37/58 E fe ma nahnu bi MEYYİTİN

( O halde biz ÖLENLER değil miymişiz? )

37/59 İlla MEVTETENEL ula ve ma nahnu bi muazzebin

( İlk ÖLÜMÜMÜZ haricinde. Biz azap edilenler değil miymişiz? )

37/60 İnne haza le huvel FEVZul azim

( Kesinlikle bu, o büyük KURTULUŞtur. )

Ayrıca bkz.


22 Şubat 2023 Çarşamba

Hacklenmiş zihinler

Büyük döngü sonunun, art arda vuku bulan olaylar vasıtasıyla her geçen gün daha yoğun bir şekilde idrak edildiği şu süreçte dikkat çeken hususlardan biri de insanların büyük bir bölümünün zihinsel durumlarındaki dejenerasyon niteliğindeki değişim yani tutum, düşünce ve davranışlarındaki ( söylem ve eylem ) ilkelleşme ve irrasyonelleşmedir. Mantıksız olanın defaatle söylenmesi, doğru olmadığı aşikâr olanın ısrarla doğruymuş gibi yinelenerek beyan edilmesi ve destek bulması, kötü olanın tavsiye edilmesi, utanılıp çekinilecek olanın bir gurur vesilesiymiş gibi ifşası, tüm delilleriyle ortada olan gerçeğin idrak edilememesi, görülememesi bu "değişimin" önde gelen belirtilerindendir.

Bu durum, insanların üzerine idrak mekanizmasını bozucu ve manipüle edici ( hackleyici ) frekanslar iletiliyormuş izlenimi uyandırmaktadır ki zaten öyledir. Bu husus Kur'an ve İncil ayetlerinde "Yanıltıcı inanç" ( Delüzyon ), "Zelzele", "Sarhoşluk" ve "Azab" kavramlarıyla ifade edilmektedir.

22/1 Ya eyyuhen nasutteku rabbekum inne ZELZELETES SAATİ saati şey'un azim

( Ey insanlar, Rab’binizden sakının. Kesinlikle SAATİN ZELZELESİ* büyük şeydir. )

22/2 YEVME TERAVNEHA tezhelu kulli murdiatin an ma erdaat ve tedau kulli zati hamlin hamleha ve TERAN NASE SUKARA VE MA HUM Bİ SUKARA VE LAKINNE AZABELLAHİ ŞEDİD 

( ONU GÖRECEĞİNİZ GÜN, tüm emziren kadınlar o emzirdiklerinden vazgeçerler. Her yük sahibi yükünü düşürüp bırakır. İNSANLARİ SARHOŞ GÖRÜRSÜN DE ONLAR SARHOŞ DEĞİLLERDİR.   LAKİN ALLAH'IN AZABI ŞİDDETLİDİR. )

* Ayetteki "Zelzele" kelimesi "Titreşim, Vibrasyon, Sarsılma, Rezonans, Frekans" anlamlarını içermektedir. Yani ayet ikilisinde, "Saat" olarak ifade edilen döngü sonu sürecinde insanların büyük bölümünü tesiri altına alarak zihinsel manipülasyona ve blokaja ( hacklemeye ) sebebiyet veren ve onları "sarhoş" gibi yapan  "frekanslardan" bahsedilmektedir. "Azabı şiddetli" ifadesi ise anılan frekansların yüksek tesir gücüne işaret etmektedir.

İncil'den

53 2 Thessalonians 2-11 İşte bu nedenle Tanrı YALANA KANMALARI İÇİN ONLARIN ÜZERİNE GÜÇLÜ BİR YANILTICI İNANÇ** GÖNDERİYOR. 

** "Yanıltıcı inanç" ifadesinin karşılığı "Delüzyon" kelimesidir ki bu kelime doğruluğu deliller ile aşikâr olanı inkâr etme sendromunu tanımlamaktadır.

- Ayet numarasının, "halden hale geçiş" kavramının nümerik sembolü olan 11 sayısına eşit olması, ayette "insanların yalana kanar hale gelmeleri"nin bildirilmesiyle uyum arzetmektedir. 

Allah'ın, her türlü olumlu veya olumsuz  musibeti insanlara yine insanlar vasıtasıyla verdiği dikkate alındığında, yukarıdaki ayetlerde, muhtelif teknolojik ve metafizik yöntemlerle insanların üzerine zihni manipüle ve bloke edici frekanslar gönderildiğinin bildiriliyor olması kuvvetle muhtemeldir.

Bu husus 1995 yılında küresel şeytanlar tarafından piyasaya sürülen ve onların insanlığı tam tahakküm altına alabilmek için kurguladıkları komplolarını açıkça tanımlayan "New World Order Illuminati Card Game" ( Yeni Dünya Duzeni Illuminati Kart Oyunu ) kartlarından birinde de yer almaktadır. Kartta, uzaydan iletilen zihin kontrol edici frekanslardan bahsedilmektedir.

 "Orbital Mind Control Lasers" ( Yörüngesel Zihin Kontrol Işınları ) ! ( H.A.A.R.P. teknolojisine işaret etmektedir. )

Yukarıda bahsedilenlerin "zihni dejenerasyon ve zihin kontrolü" ile ilgili olmadığı, sadece "maddi ve nefsani menfaat için her şeyi yapabilme" eğilimi olduğu söylenecek olsa dahi bunun olabilmesi için de yine "zihni manipülasyon"un gerçekleşmesi gerekmektedir. Zira kalbi mühürlenmemiş ve gözleri kör olmamış bir çok insanın, haysiyetinden, şerefinden, ahlâkından, inancından ödün vermediği için göreceli olarak zayıf maddi imkânlarda yaşamakta olması bunun net delilidir.



20 Şubat 2023 Pazartesi

Çakralar ... Tekâmül Döngüler 

Sanskritçe kökenli olarak bilinen "Çakra" kelimesi esasen Türkçede de "Döngü, Çember" anlamına gelen "Teker"  kelimesinin bir tezahürüdür.

Spiritüalizmde insanın "enerji çıkış merkezleri" olarak tanımlanan "çakralar" esasen ruhun kaba madde planındaki tekamül sürecinin "döngüsel" aşamalarını temsil etmektedirler. Bir başka deyişle ruhun, düşük frekanslı tesir jeneratörü olan "beden"den kurtularak madde planındaki en üst seviye temsilcisi olan "Öz Varlık" haline geçebilmesi için deneyimlemesi gereken döngüsel tekamül safhalarını temsil etmektedirler.

İnsanda 7 çakra bulunması, her çakranın bir döngü olması ve yaratılışın döngüsel niteliğinin nümerik sembolünün 7 sayısı olması açısından dikkat çekmektedir.

Ruh, bir çakradan diğerine geçebilmek için deneyimlemekte olduğu ilgili çakrada  ( döngüsel tekamül seviyesi ) defalarca reenkarne olmak durumundadır. Ancak çakradan çakraya geçişler yani tekamül seviyesi değişimleri tek enkarnasyon süreci içinde de tezahür edebilmektedir.

Aşağıdaki ayetlerin çoklu anlamlarından biri de insandaki 7 çakra yani 7 tekamül evresidir.

15/87 Ve lekad ateynake SEB'AN MİNEL MESANİ vel kur'anel* azim

( Ve biz sana İKİLİLERDEN YEDİYİ ve büyük Kur'an' ı verdik. )

* Kur'an, yaratılışın ve ruhsal tekamülün kaynak kodlarını içeren ilahi kozmik bir rehber niteliğindedir.

78/12 Ve beneyna fevkakum SEB'AN şidaden

( Ve üstünüze YEDİ sağlamını bina ettik. )

Yunus suresinin 4. ayetinde de "yaratılıştan" ve yaratılıştaki tekamül "döngülerinden" bahsedilmektedir. "Yaratılış" kelimesinin Arapça karşılığı olan "Halk" kelimesinin yine Arapça bir kelime olan "Halka" ( Döngü, Daire, Çember ) kelimesiyle olan fonetik uyumu da konu bağlamında dikkat çekmektedir.

10/4 İleyhi merciukum cemiava'dellahi hakka İNNEHU YEBDEUL HALKA SUMME YUİYDUHU li yecziyellezine amenu ve amilus salihati bil kist vellezine keferu lehum şerabun min hamimin ve azabun elimun bima kanu yekfurun

( Dönüşünüz topluca O’nadır. Allah’ın vaadi gerçektir. KESİNLİKLE YARATIŞI O BAŞLATIR. Sonra o inananları ve adaletle iyilik yapanları karşılıklandırmak için ONU DÖNDÜRÜR. O inkar edenler, inkar etmiş olmalarından dolayı onlara kaynar sudan içecek ve elim azap vardır. )

The Mukaab projesi 2030 ... Küpteki Babil Kulesi

2014 yılında başlatılan ve 2035 yılının hedeflendiği "Yeni Kabe Alanı Projesi" kapsamında Kabe'nin alanının genişletilmesinin hedeflendiği belirtilse de esasen proje kapsamında adeta Kabe binalar ve yapılar arasına gömülmektedir.

Yeni Kabe Alanı Projesi

Yeni açıklanan "The Mukaab" ( Küp ) projesi ise "Riyad'ın yeni yüzü" ve "Dünyanın en büyük modern kent merkezi" olacağı söylemleriyle tanıtılmıştır.

Riyad'da yer alacak ve sözde Kabe'yi ikame edercesine dev bir "Küp" şeklinde olacak yapının içinde Babil Kulesi'ni sembolize eden "spiral şeklinde bir gökdelenin" de yer alması planlanmaktadır. İnşaatı gerçekleştirecek olan şirketin de "The New Murabba Company" ( Yeni Dörtgen Şirketi ) olduğu bildirilmektedir.

The Mukaab ( Küp )


Küp şeklindeki yapının içine inşa edilecek Babil Kulesi! ( Kabe'yi simgeleyen Küpün içine inşa edilmesi, din kisvesi altındaki şeytani faaliyeylerin yani "Allah ile aldatma"'nın da sembolü niteliğindedir. )

Dolanan yılanı simgeleyen Babil Kulesi'nin temsili resmi

"İlah Kapısı" anlamına gelen Babil, kutsal kitaplarda tüm şeytani faaliyetlerin ( büyü, ahlaksızlık, zina, hırsızlık, cinayet vb ) merkezi ve sembolü olarak belirtilmekte ve "Fahişe" olarak nitelenmektedir ki film ve müzik sektöründe sık sık resmedilen "kırmızı giysili kadın" figürü ile esasen Babil Fahişesi sembolizmi yapılmaktadır.

66 Revelations 17-4 KADIN, mor ve KIRMIZI GİYSİLERE bürünmüş, altınlar, değerli taşlar, incilerle süslenmişti. Elinde iğrenç şeylerle, fuhşunun çirkeflikleriyle dolu altın bir kâse vardı.

66 Revelations 17-5 Alnına şu gizemli ad yazılmıştı: GİZEMLİ BÜYÜK BABİL, FAHİŞELERİN VE DÜNYA İĞRENÇLİKLERİNİN ANASI.

66 Revelations 18-2 Melek gür bir sesle bağırdı: "Yıkıldı! Büyük BABİL yıkıldı! CİNLERİN BARINAĞI, HER KÖTÜ RUHUN UĞRAĞI, Her murdar ve iğrenç kuşun sığınağı oldu.

Babil Kulesi inşaatı hususu ve şeytanların kadim Tek Dünya Devleti projesi Tevrat ayetlerinde şöyle yer almaktadır.

1 Genesis 11 4 Sonra, "Kendimize bir kent kuralım" dediler, "Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız."

1 Genesis 11-5 RAB insanların yaptığı kentle kuleyi görmek için aşağıya indi.

1 Genesis 11-6 "Tek bir halk olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre, düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklar" dedi,

Açıkça görülmektedir ki küresel şeytanlar ayetlerde de belirtildiği üzere "bina yapmak" suretiyle adeta Rab'b'i inkarlarını simgeleştirmektedirler. Bu husus Kur'an ayetlerde şöyle yer almaktadır.

26/128 E TEBNUNE bi kulli riy'in
ayeten ta'besun

( Her tepeye ayet BİNA KURAR DA
abesle iştigal edip eğlenir
misiniz? )

38/37 Veş şeyatine kulli BENNAİN
ve ğavvas

( Ve şeytanlar ki hepsi BİNA YAPICI
ve dalgıç. )

Bina yapma obsesyonun kökeninde yine ayetler bulunmaktadır. Zira esasen Rab'bin bahşettiği ilimden başka ilmi olmayan şeytanların yegane ilkesi Kur'an ayetlerindeki ilme göre hareket etmek ancak tüm projelerini ayetlerdeki ruhsal mesajların tam tersine yani negatif frekanslara ve şirk mekanizmasına hizmet edecek şekilde kurgulamaktır.

Örneğin aşağıdaki ayetlerde Rab'bin gökleri "bina ettiği" ifadesi yer almaktadır. İşte bu ifade muşrik şeytanlarda "Biz de bina ederiz." düşüncesini oluşturmakta ve onları "The Mukaab" gibi şirk faaliyetletine yönlendirmektedir.

50/6 E fe lem yenzuru iles SEMAİ
fevkahum KEYFE BENEYNAHA ve
zeyyennaha ve ma leha min furuc

( Üstlerindeki GÖĞE bakmazlar mı?
Onu nasıl BINA ETTİK ve onu
süsledik. Onda kusur, çatlak yarık
yoktur. )

51/47 Ves SEMAE BENEYNAHA bi
eydin ve inna le musiun

( Ve GÖĞÜ kuvvet ile BİNA ETTİK. Ve kesinlikle biz genişletenleriz. )

19 Şubat 2023 Pazar

Üflenen Ruh ve 21 sessiz harf

"Ruh" kelimesi RH kökünden olan ve "manayı" yani "bilgiyi, bilinci" yani "kelimeyi" ve nihai anlamda da "harfleri" ifade eden bir kavramdır. "Rüzgar" anlamına gelen "Rih" kelimesi de aynı kökten olup, "ruhundan üfleme" kavramı ile de sembolik ilinti arzetmektedir.

Ruh kelimesinin nümerik sembolü 21 sayısı olup, bu kelime Kur'an'da 21 kere tekrarlanmaktadır. Ayrıca "Ruh ilmi" kavramından bahsedilen tek ayet olan İsra suresinin 17/85 kodlu ayetinde de 21 sayısı nümerolojik olarak kodlanmıştır.

17/85 Ve (1) yes'elune (2) ke (3) an (4) er (5) ruh (6) kul (7) er (8) ruhu (9) min (10) emri (11) rabb (12) i (13) ve (14) ma (15) utitum (16) min (17) el (18) ilmi (19) illa (20) kalila (21) 

- Ayet kodunun nümerolojik değeri 21 sayısını vermektedir. ( 1+7+8+5 = 21 )

- Ayette 21 kelime bulunmaktadır.

( Ve sana ruhtan sual ediyorlar. De ki: "Ruh, Rab’bimin işlerindendir. İlminden size azıcık haricinde verilmemiştir." )

Türkçe alfabe, ağız ve dilin üretebildiği her ses için ayrı bir harfin yer aldığı yegane alfabe olup 29 harften ( 21 sessiz, 8 sesli harf ) oluşmaktadır. Kelimelerin özü olan "sessiz harfler" etimolojik analizlerin de temelini oluşturmaktadır. Zira etimolojik analizlerde daima sessiz harfler baz alınmaktadır. Bu bağlamda sessiz harfleri, muteşabih olarak alfabenin özü, ruhu olarak nitelemek mümkündür.

İdrakli varlık yaratılışını tasvir eden ve esasen "harf frekanslarının iletilmesi"ni tasvir eden "Ruhtan üflenmesi"  ifadesinin Kur'an'da ilk kez Hicr suresinin 29. ayetinde geçmesi konu bağlamında dikkat çekmektedir.

15/"29" Fe iza sevveytuhu ve nefahtu fihi min ruhiy fe kau lehu sacidin

( Onu düzenleyip şekillendirdiğimde ve içine ruhumdan üflediğimde, artık ona yere kapanarak serilin. )

İdeal alfabe olan Türkçe alfabede 29 harf bulunmakta ve bu harfler 21 sessiz, 8 sesli harf olarak iki gruba ayrılmaktadır. Alfabenin ve kelimelerin ruhu olarak teşbihi mümkün olan sessiz harflerin Türkçe alfabedeki sayısının 21 olması da Ruh kavramı açısından önem arzetmekte ve mesaj içermektedir.

Enfal suresinin 8/21 kodlu ayetinde "Duymamak" ve "Duymak" kelimelerinin birlikte zikredilmesi, ayet kodundaki 8 ve 21 sayılarıyla ilginç bir uyum arzetmektedir. Zira ayetteki "Duymadıkları" ifadesinin alfabedeki "Sessiz harfleri", "Duyduk" ifadesinin ise "Sesli harfleri" temsil ettiği düşünüldüğünde ayet kodunun içerdiği 8 ( alfabedeki sesli harf adedi ) ve 21 ( alfabedeki sessiz harf adedi ) sayıları anlam kazanmaktadır. 

8/21 Ve (1) la (2) tekunu (3) ke (4) ellezine (5) kalu (6) semi'na (7) ve (8) hum (9) la (10) yesmeun (11)

( Ve duymadıkları halde "Duyduk." diyenler gibi olmayın.  )

Ayrıca;

- Ayetin kodunun nümerolojik değeri 11 sayısını vermektedir. ( 8+2+1 = 11 )

- Ayette 11 kelime bulunmaktadır.

- Türkçe alfabedeki harf adedinin ifade eden 29 sayısının nümerolojik değeri de 11 sayısını vermektedir. ( 2+9 = 11 )

Harflerin, yaratılışın ve ruhun kaynak kodları olduğu gerçeği, Kur'an'da 29 surede yer alan ve Kur'an'in da kaynak kodları niteliğinde olan "Hurufu mukatta" ile de teyid edilmekte gibidir.

İbrani alfabesinde sadece "sessiz harflerin" bulunması, sesli harflerin sessiz harflerin üzerine konan herekelerke telaffuz edilmesi de dikkat çekmektedir.