27 Mart 2020 Cuma

"Yıldız"ın batıni anlamı

"Yıldız" kelimesinin madde frekansındaki astronomik tanımı "İçeriğindeki hidrojen ve helyum kaynaklı nükleer patlamalar sayesinde ışık saçan ve manyetik gücü sayesinde yakınındaki gezegenlerle birlikte bir sistem oluşturan ateş ve enerji kaynağı niteliğindeki gök cismi" olsa da kutsal kitaplara ve ezoterik kaynaklara göre Yıldız kelimesinin çok daha farklı, derin ve batıni bir anlamı bulunmaktadır. Zira Kainat adı verilen Madde alemi ( kaba, yarı süptil, süptil ), Ruh aleminin  yansımasıdır. Bir başka deyişle Ruh, Madde'nin varlığına sebebiyet veren kaynaktır, özdür. 

Varlıklar, Allahü Teala'nın kelimesi olan ruhundan üflemesi vesilesiyle yaşam bulur ve idraklenir. Kur'an'daki bazı ayetler Yıldızların, ilahi kozmik sistemdeki varlıklara tesirler gönderen Vazifeli Varlıkların ( Melekler ) maddi tezahürleri olduğu yönünde işaretler vermektedir. Bu noktada Kur'an'daki en önemli sure 53. sure olan Necm ( Yıldız ) suresidir. 

Necm suresinin aşağıdaki ayet setinde, "Vahiy" fenomeniyle "Yıldız" kavramı arasında ilinti olduğu görülmektedir. Ayet setinde "Yıldız vasıtasıyla vahyin gerçekleştiği" mesajı görülmektedir. Yani Allahü Teala'nın, Yıldız ile sembolize edilen Meleği vasıtasıyla haberciye vahyini ilettiği anlaşılmaktadır.

53/1 - VEN NECMİ İZA HEVA ( VE YILDIZ AŞAĞI İNDİĞİNDE. )
53/2 - Ma dalle sahıbuküm ve ma ğava ( Arkadaşınız sapmadı ve azmadı. )
53/3 - Ve ma yentıku anil heva ( Ve hevesinden konuşmaz. )
53/4 - İN HÜVE İLLA VAHYÜN YUHA ( KESİNLİKLE O ANCAK VAHYEDİLMİŞ VAHİYDİR. )
53/5 - Allemehu şedidul kuva ( Onu kuvveti şiddetli olan öğretti. )
53/6 - Zu mirrah festeva ( Akıl ve görüş sahibidir. Böylece doğrulup dikildi. )
53/7 - Ve hüve bil ufukıl a'la ( Ve o en yüksek ufuktadır. )
53/8 - SÜMME DENA FE TEDELLA* ( SONRA YAKLAŞTI DA SARKTI. )
53/9 - Fe kane kabe kavseyni ev edna ( Artık mesafesi iki yay kadar veya daha yakındı. )
53/10 - FE EVHA İLA ABDİHİ MA EVHA ( BÖYLECE KULUNA O VAHYETTİĞİNİ VAHYETTİ. )
53/11 - Ma kezebel fuadu ma raa ( Kalp o gördüğünü yalanlamadı. )
53/12 - E fe tümarunehu ala ma yera ( O halde o gördükleri üzerine onunla uğraşacak mısınız? )
53/13 - VE LEKAD RAAHU NEZLETEN UHRA ( VE ONU BAŞKA SEFER DE İNERKEN GÖRMÜŞTÜ. )

Necm suresinin 49. ayetinde ise bir yıldız olan Şi'ra'nın ( Sirius ) Rab addedilmemesi gerektiği, Şi'ra'nın sadece bir vahiy vasıtası ( kozmik veri aktarımı vesilesi ) olduğu, Allahü Teala'nın Şi'ra'nın da rabbi olduğu vurgulanmaktadır. Allahü Teala'nın "Alemlerin Rab'bi" olduğu Kur'an'da defaatle tekrarlanmasına rağmen Sirius ile ilgili ayrıca böyle bir tanımlama yapılması Sirius'un idrakli bir Vazifeli Varlığı ( Melek ) sembolize etmekte olduğu ihtimalini ortaya koymaktadır. 

53/49 - Ve ennehu hüve RABBUŞ Şİ'RA ( Ve kesinlikle O, O ŞİRA'NIN DA RAB'BİDİR. )

Keza Haberci Yusuf'un rüyasında "11 yıldızın, Güneş'in ve Ay'ın kendisine secde ettiğini görmesi" misaliyle "Meleklerin Adem'e secde etmeleri" misali arasında da ortak bir mesaj bulunmaktadır. Bu mesaj "Melek" ile "Yıldız" kelimeleri arasında ilinti olduğudur.

12/4 - İz kale yusüfü li ebıhi ya ebeti innı raeytü ehade aşera kevkeben veş şemse vel kamera raeytühüm li sacidın
( Zamanında Yusuf babasına "Ey babam, kesinlikle ben onbir yıldız, Güneş ve Ay gördüm. Onları benim için yere kapanırlarken gördüm." dedi. )

Yusuf suresinin 19. ayetinde yer alan "Edla delveh" ( Kovasını sarkıttı. ) ifadesindeki "Edla" ( Sarkıtma ) ve "Delve" ( Kova ) kelimeleri "Dell" ( Sarkma ) kökünden gelmekte olup, Necm suresinin 8. ayetinde yer alan "Tedella" ( Sarktı ) kelimesiyle ortak anlamı taşımaktadırlar. Bu ayetlerdeki "Dell", "Edla" ve "Delv" kelimeleri "Sarkma, Sarkıtılan, Kova" anlamlarına gelse de batıni anlamda "İlahi kozmik bilgi akışını yani vahiy verilmesi" fenomenini tanımlamaktadır. "Bilgi Çağı"'nın "Kova Burcu Çağı" olarak anılmasının temelinde de bu husus bulunmaktadır. Zira Kova Burcu Çağı, ilahi kozmik bilgi akışının yoğunlaşacağı ve insanlarda idrak ve bilinç yükselmesinin tezahür edeceği döngü sonundaki çağdır.

12/19 - Ve caet seyyaratün fe erselu varidehüm fe EDLA DELVEH delveh kale ya büşra haza ğulam ve eserruhü bidaah vallahü alimün bima ya'melun
( Ve seyyarlar geldi de sucularını gönderdiler. KOVASINI SARKITTI. "Ey müjde, bu oğlan." dedi. Onu sermaye olarak gizlediler. Allah o yaptıklarını biliyordu. )

Hicr suresinin aşağıdaki ayet setinde, gökteki yıldızların, Meleül Ala'dan ( Yüksek İlerigelenler / Melekler Konseyi ) kulak hırıslığı yapan yani izinsiz olarak ilahi kozmik bilgiler edinen cin şeytanlarının dünyaya girişini engelleyen koruyucular oldukları bildirilmektedir. Ayetlerdeki "Şihab" ( Kıvılcım ) kelimesi "Yıldızı" sembolize etmekte ve "Cini takip eden melek" kavramına işaret etmektedir.

15/16 - Ve lekad cealna fis semai BÜRUCEN ve zeyyennaha lin nazırın
( Ve gökte YILDIZ KÜMELERİ oluşturduk ve onu bakanlar için süsledik. )

15/17 - Ve hafıznaha min külli ŞEYTANİR racım 
( Ve onu tüm kovulmuş ŞEYTANLARdan koruduk. )

15/18 - İlla MEN İSTEREKAS SEM'A fe etbeahu ŞİHABÜN mübın 
( O KULAK HIRSIZLIĞI YAPAN kimse hariç. Artık onu apaçık KIVILCIM takip eder. )

37/10 - İlla men hatfel hatfete fe etbeahu ŞİHABÜN SAKIB 
( Kaptığını kapanlar haricinde. Artık onu DELİP GEÇEN KIVILCIM takip eder. )

Tarık suresinin aşağıdaki ayetlerinde yer alan "Tarık" ( Sabah Yıldızı / Delip Geçen Yıldız ) kelimesi  de batıni anlamda Mesih İsa'yı tanımlamaktadır.

86/2 - Ve ma edrake met TARİK ( Ve SABAH YILDIZININ ne olduğunu sana ne bildirir? )
86/3 - En NECMÜS SAKIB ( Kesinlikle DELİP GEÇEN YILDIZDIR. )

Bakara suresinin 34., Kehf suresinin 50. ve A'raf suresinin 12. ayetleri, Melek ve Cin kavramlarının tanımına ışık tutmaktadır. Allahü Teala'nın "Adem için yere kapanın." talimatını verdiği melekler arasında İblis'in de yer alıyor olması, İblis'in de bir melek olduğunu ancak nefsani, kibirli, düşük idrak seviyeli  ve tekamülde geride kalmış bir melek olduğunu bildirmektedir.

2/34 - Ve iz kulna lil melaiketiscüdu li ademe fe secedu illa iblıs eba vestekbera ve kane minel kafirın
( Ve zamanında meleklere "Adem için yere kapanın." dedik. Böylece İblis haricinde yere kapandılar. O diretti ve kibirlendi ve inkarcılardan oldu. 

18/50 - Ve iz kulna lil melaiketiscüdu li ademe fe secedu illa iblıs kane minel cinni fe feseka an emri rabbih e fe tettehızunehu ve zürriyyetehu evliyae min dunı ve hüm leküm adüvv bi'se liz zalimıne bedela
( Ve zamanında meleklere "Adem için yere kapanın." dedik de cinlerden olan İblis hariç yere kapandılar. Böylece o, Rab’binin emri üzerine günah işledi. "O halde onu ve soyunu, onlar size düşmanlarken, benden başka dostlar mı edineceksiniz? Zalimler için ne kötü değişimdir." )

A'raf suresinin 12. ayetinde yer alan İblis'in "Halakteni min nar" ( Beni ateşten yarattın. ) ifadesi, meleklerin madde alemindeki tezahürlerinin "Nar" ( Ateş ) olduğu yani "Enerji" olduğu bilgisini vermektedir. Zira İblis'in de bir melek olduğu ayetlerden anlaşılmakta ve dolayısıyla meleklerin ateşten yaratılmış oldukları bilgisi açığa çıkmaktadır. Ayrıca, Kur'an'da, "insanların topraktan yaratılmış olması" ve "cinlerin ateşten yaratılmış olmaları" gibi meleklerin yaratılış niteliğini bildiren açık bir ayet bulunmamaktadır. ( Necm suresinde "Şihab" ( Kıvılcım ) kelimesinin yer almasının nedeni "Nar" ( Ateş ) kelimesiyle ilintili olmasıdır. )

7/12 - Kale ma meneake en la tescüde iz emartük kale ene hayrun minh HALAKTENİ MİN NARİN ve halaktehu min tıyn
( “Sana emrettiğim zaman, seni yere kapanmaktan ne men etti?” dedi. “Ben, ondan daha hayırlıyım. BENİ ATEŞTEN YARATTIN, onu çamurdan yarattın." dedi. )

İncil'in Matta suresinde yer alan ve Mesih İsa'ya atfen söylenen "O'nun yıldızını gördük." ifadesi de Mesih İsa'yı veya O'nunla ilgili olan Vazifeli Varlığı ( Meleği ) tanımlamaktadır.

40-Matthew-2-1 İsa'nın Kral Hirodes devrinde Yahudiye'nin Beytlehem Kenti'nde doğmasından sonra bazı bilge adamlar doğudan Yeruşalim'e gelip,

40-Matthew-2-2 şöyle dediler: "Yahudiler'in Kralı olarak doğan çocuk nerede? Doğuda O'NUN YILDIZINI GÖRDÜK ve O'na tapınmaya geldik."

Mesih İsa'nın figürlerde başının üstünde Güneş / Yıldız ile resmedilmesinin de kökünde "Melek" ve "Yıldız" ilintisi bulunmaktadır. Güneş sembolizminin paganizm ve satanizm olarak değerlendirilmesinin sebebi, meleğin / yıldızın Rab addedilmesine yani Allahü Teala'ya ortak koşulmasına ( şirk ) dayanmaktadır.


"Astral Projeksiyon" veya "Astral Çıkış" kavramları "Yıldız Çıkışı" anlamına gelmekte olup, insanın, kendisinin tekamül etmiş hali olan süptil Öz Varlık halini yani "Yüksek Frekanslı Enerji" halini idrak etmesi fenomenidir. ( "Stargate" ( Yıldız Kapısı ) kavramı da yüksek frekanslı üst boyutlara geçiş portalı anlamına gelmektedir. ) ( "Star" ( Yıldız ) kelimesi, Arapça "Sitra" ( Örten ) kelimesi kökenlidir. "Star" kelimesinin Fransızca karşılığı "Etoile" - ki bu kelime de "Toile" ( Örtü, Bez ) kök kelimesine dayanır. - Almanca karşılığı ise "Stern" kelimesidir. Kehf suresinin 90. ayetinde Güneş için "Sitra" ( Örtü ) teşbihi kullanılmıştır.

Arapça'da "Güneş" anlamına gelen kelime "Şems" kelimesi olup, bu kelime Fransızca'da "Gömlek" anlamına gelen "Chemise" ( Şömiz okunur. ) kelimesiyle aynı köke sahiptir. Gömlek vücudu "örter". Arapça'da "Gömlek" anlamına gelen keline ise "Kamis" kelimesi olup, bu kelime "Şems" ve "Chemise" kelimeleriyle aynı kökten türemiştir.

  Ayrıca Bkz.


İnsanın tekamül etmiş halinin Melek ( Vazifeli Varlık ) olduğu A'raf suresinin 20. ayetinde şeytanın söylemi misaliyle dolaylı olarak bildirilmektedir. ( Önemli not: Allah'ın ilminden başka ilim yoktur. Ve şeytanların insanları yanıltma, aldatma metodu Allah'ın ilmini saptırma amaçlı, zamansız ve gerekmediği gibi kullanmaktan ibarettir. Şeytanlar seçenek sunarak aldatır. ) 

7/20 - Fe vesvese lehümeş şeytanü li yübdiye lehüma ma vuriye anhüma min sev'atihima ve kale ma nehaküma rabbüküma an hazihiş şecerati illa EN TEKUNA MELEKEYNİ ev tekuna minel halidın
( Şeytan onların ayıplarından, çirkinliklerinden o onlara gizlenmişleri, örtülmüşleri onlara açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi. "Rab’biniz, ancak İKİ MELEK veya ebedilerden olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti." dedi. )














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder