"Kur'an olmadan da iyi insan olunabilir."?!
Bu cümle, din kavramının sistematik ve planlı şekilde dejenere edildiği toplumlarda maalesef sık duyulan bir cümledir. Bu cümleyi sarfedenlerin Kur'an ilminin mahiyetini ve işlevini tam olarak idrak edemedikleri veya idrak etmelerinin engellendiği aşikârdır. Zira Kur'an, tarih boyunca insanlara muhtelif haberciler ve kitaplar ( Antik kitabeler, Tevrat, İncil, musafı mevcut olmayanlar ) vasıtasıyla aktarılmış ilahi kozmik bilgilerin nihai ve mükemmel bir konsolidasyonu, kodlanmış bir derlemesi niteliğindedir. Kur'an, insanın vicdanında ( kalbinde ) zaten kayıtlı olan bilgilerin hatırlanmasını ( kod aktivasyonunu ) sağlamak suretiyle iyilikte daha üst derecelere erişilmesini vesile olur ki yaratılış sisteminin özü de tekâmül dereceleri ilkesine dayanır. Bu nedenledir ki Kur'an, ayetlerde "Zikr" ( Hatırlama ) olarak da tanımlanmakta ve ayetlerde sık sık "E fe la tezekkerun" ( O halde hatırlamaz mısınız? ) sorusu yer almaktadır.
İyi insan olmak ve iyilikte yüksek seviyelere çıkabilmek için Kur'an'a ihtiyaç olmayabileceğini ifade etmek, başarılı bir bilim insanı olabilmek için bilim kitaplarına ihtiyaç duyulmayabileceğini ifade etmek gibidir.
"İyilik" göreceli bir kavram olmayıp Bakara suresinin 177. ayetinde "Birra" ( İyilik ) kelimesi vasıtasıyla net olarak tanımlanmıştır.
2/177 Leysel BİRRA en tuvellu vucuhekum kibelel meşriki vel mağribi ve lakinnel BİRRA men amene billahi vel yevmil ahiri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyin ve atel male ala hubbihi zevil kurba vel yetama vel mesakine vebnes sebili ves sailine ve fir rikab ve ekames salate ve atez zekah vel mufune bi ahdihim iza ahedu ves sabirine fil be'sai ved darrai ve hiynel be's ulaikellezine sadeku ve ulaike humul muttekun
( Yüzünüzü doğu ve batı yönüne, doğrultusuna çevirmenizde İYİLİK yoktur. Lakin İYİLİK, o Allah’a , sonraki güne, meleklere, kitaba, habercilere inananlara, sevdiklerine, yakınlarına, yetimlere, yoksula, yolda kalmışa, dilenenlere, boyunduruk içindekilere sevgiyle mal verenlere, duaya kalkanlara, zekatı verenlere, ahdettiklerinde ahdlerini ifa edenlere, zorlukta, sıkıntıda, darlıkta ve zor savaş zamanında sabredenleredir. İşte onlar doğrudurlar ve işte onlar sakınırlar. )
Ayette, ibadet niyetine ifa edilen dogmatik ve şekilsel eylemlerin "iyilik" ve "iyi insan olmak" açısından yani "inanç" açısından yeterli olmadığı, iyiliğin düşünsel, söylemsel ve eylemsel koşulları olduğu bildirilmektedir. Yukarıdaki ayete ve ilgili diğer ayetlere göre "İyilik" koşulları özetle şöyledir.
1- Allah'a inanç
2- Ahirete inanç
3- Meleklere inanç
4- Kitaba inanç
5- Habercilere inanç
6- İhtiyacı olanlara karşılıksız olarak maddi yardım sağlamak
7- İnsanlara sevgiyle yaklaşmak
8- Duaya kalkmak / Duayı daim kılmak
9- Zekat* vermek
10- Ahdine vefa etmek
11- Zor koşullarda sabırla mücadele edebilmek
* "Zekat" kelimesi kök olarak "Temizlenme" anlamına gelmekte olup, "Atez zekat" ( Zekat vermek ) ifadesi ise kendisine bahşedilmiş olanı ( ilim, maddi imkan vb. ) karşılık beklemeden başkasıyla paylaşmak ve böylelikle düşük nitelikli kibir ve nefsaniyet frekanslarından arınmak, temizlenmek anlamını temsil etmektedir.
Bakara suresinin 82. ayetinde de "İnanç" ve "İyilik yapmak" kavramlarının ayrılmaz bir ikili olduğu mesajı verilmektedir.
2/82 VELLEZİNE AMENU VE AMİLUS SALİHATİ ulaike ashabul cenneh hum fiha halidun
( O İNANANLAR VE İYİLİKLER YAPANLAR, işte onlar cennetin sahipleridirler onlar onun içinde ebedidirler. )
Zira karşılık beklemeden yapılan iyilik, inancın bir göstergesidir.
Dolayısıyla kimsenin "Ben iyi insanım." demek suretiyle kendisini, sübjektif bir yaklaşımla "temize çıkarma" lüksü yoktur ki bu husus Nisa suresinin 49. ayetinde bildirilmektedir.
4/49 E lem tera ilellezine YUZEKKUNE ENFUSEHUM belillahu yuzekki men yeşau ve la yuzlemune fetila
( O NEFİSLERİNİ TEMİZE ÇIKARANLARI görmez misiniz? Bilakis, Allah dilediği kimseyi temizler ve fitil kadar zulmetmez. )
53/32 Ellezine yectenibune kebairal ismi vel fevahişe illel lemem inne rabbeke vasiul mağfirah huve a'lemu bikum iz enşeekum minel erdi ve iz entum ecinnetun fi butuni ummehatikum fe LA TUZEKKU ENFUSEKUM huve a'lemu bi men itteka
( Onlar günahın büyüklerinden ve ahlaksızlıklardan, küçük günahlar haricinde, kaçınırlar. Kesinlikle Rab’binin affı geniştir. Sizi yerden inşa ettiği zamanı ve sizin annelerinizin karınlarında ceninler olduğunuz zamanı O bilir. O halde NEFİSLERİNİZİ TEMİZE ÇIKARMAYIN. O sakınan kimseyi bilir. )
No comments:
Post a Comment