Sosyal yapı içindeki kadim düalite ( ihtilaf ) daima "Doğrusal" ve "Durumsal" karakterler arasında olmuş ve olmaktadır.
"Doğrusal karakter" ifadesi, her durumda, her koşulda doğruluktan sapmayan, dünyevi algı itibarıyla zarar göreceğini bilse dahi doğruluktan ödün vermeyen rahmani varlıkları tanımlamaktadır.
"Durumsal karakter" ifadesi ise belirli bir değer yargısı olmayan, zorluğa katlanamayan, duruma göre yani nefsani ve maddi menfaatine göre tutum ve davranış sergileyen, zulmedebilen şeytani varlıkları tanımlamaktadır.
Bu iki karakter kategorisi ayetlerde aşağıdaki sıfatlar vasıtasıyla zikredilmektedir.
DOĞRUSAL karakterlere ilişkin sıfatlar;
Mu'min ( İnanan )
Muslim ( Teslim olan )
Muhlis ( Samimi )
Muhted ( Yönlenmiş )
Muflih ( İflah olan )
Muhsin ( İyi, Güzel )
Muslih ( İyileştiren )
Muşfik ( Korkan )
Muttekin ( Sakınan )
Musaddik ( Doğrulayan )
Mufi bi ahdihi ( Sözünü ifa eden )
Munzir ( Uyarıcı )
Mutetahhir ( Temizlenen )
Munfik ( Harcayan )
Mustağfir ( Af isteyen )
Mukarrab ( Yakınlaşan )
Mutevekkil ( Tevekkül eden, Dayanıp sığınan )
Mucahid fi sebilillah ( Allah yolunda cihad eden )
Muhacir ( Hicret eden )
Mukimes salat ( Duaya kalkan )
Muksit ( Adil )
Muktesid ( Ilımlı, Tutumlu )
Munteh ( Vazgeçen, Kötülükten vazgeçen )
Mukin ( Kani olan )
Muntezir ( Bekleyen )
Muteavvii fis sadekat ( Sadakada cömert olan )
Muttahhir ( Temizlenen )
Munib ( Gerçeğe yönelen )
Mutesaddik ( Sadaka veren )
Mustakdim ( İleri giden, İlerleyen )
Mutevessim ( Ayetleri çözmeye çalışan )
Mutmein ( Tatmin olmuş )
Muterabbis ( Gözetip bekleyen )
Muhbit ( Alcakgönüllü )
Mu'terr ( Fakir olup dilenmeyen )
Mulim ( Kınayan )
Musebbih ( Övgü sözleri söyleyen )
Mu'teb ( Hoşnut olan )
Musteykin ( Kesin ve doğru bilgilenmiş )
Muddekir ( Düşünen )
Musalli ( Dua eden )
Muzekkir ( Hatırlayan )
Sabir / Mutesabbir ( Sabreden )
DURUMSAL karakterlere ilişkin sıfatlar;
Muşrik ( Ortak koşan )
Munafık ( İkiyüzlü )
Murted ( Dönek )
Mustehzi ( Alay eden )
Mutaffif ( Hilekâr )
Mufsid ( Bozguncu )
Mu'rid ( Dönek )
Mumteri ( Şüpheci )
Mu'ted ( Sınırı aşan, Azan )
Mukezzib ( Yalanlayan )
Musafih ( Namussuz )
Muhtal ( Şımarık, Kibirli, Hilekâr )
Muzebzeb ( Bocalayan )
Mutecanif li ism ( Günaha istekle yönelen )
Musrif ( Müsrif )
Mublis ( Ümidini yitirmiş )
Mucrim ( Suçlu )
Mufteri ( İftiracı, Uyduran )
Mubtil ( Batılcı )
Mudbir ( Arkasını dönen )
Mu'tefik ( Tersine dönmüş )
Muhallef ( Geride kalan )
Muhtelif ( İhtilaf eden )
Munkir ( İnkarcı, Kötülük yapan )
Muste'hir ( Geride olan )
Muktesim ( Bölücü )
Mustekbir ( Kibirlenen )
Mutekebbir ( Kibirlenen )
Mufrit ( İleri giden, İfrat eden )
Mutrif ( Refah şımarığı )
Mubezzir ( Savurgan )
Muşfik ( Korkan )
Mudill ( Sapmış, Saptırıcı )
Muğadib ( Öfkeli )
Muteberricatin bi zineh ( Süslerini gösteren )
Musahhir ( Sihirlenmiş )
Murcif ( Yalan haber yayan )
Mukmeh ( Somurtan )
Musi' ( Kötülük yapan )
Musaytir ( Zorba, Zorlayıcı )
Mudhin ( Küçümseyen )
Munfek ( İnkar eden )
Cebbar / Mutecebbir ( Zorlayan )
Anid / Muteannid ( İnatçı )
Zalim ( Zalim )
"Durumsal karakterlerin", her şeyi kendi nefsani ve maddi menfaatlerine uydurma gayretlerinin, değişken tutum ve davranışlarının misallerle tasvir edildiği bazı ayetler şöyledir.
17/67 Ve İZA MESSEKUMUD DURRU fil bahri dalle men ted'une illa iyyah fe lemma neccakum ilel berri a'radtum ve kanel insanu kefura
( Ve size denizde DARLIK DOKUNDUĞUNDA dokunduğunda O’nun haricinde o çağırdıklarınız sapar. Sizi karaya doğru kurtardığımızda ise yüz çevirip dönersiniz. İnsan inkar edendir. )
33/18 Kad ya'lemullahul MUAVVİKİNE minkum ve kailine li ihvanihim helumme ileyna ve LA YE'TUNEL BE'SE illa kalila
( Allah, sizlerden OYALANIP SAVSAKLAYANLARI ve kardeşlerine "Bize gelin." diyenleri bilir. Azı haricinde AZABA ZORLUĞA GELMEZLER. )
62/11 Ve İZA REEV TİCARETEN EV LEHVEN infaddu ileyha ve terekuke kaima kul ma indallahi hayrun minel lehvi ve minet ticareh vallahu hayrur razikin
( Ve TİCARET VEYA EĞLENCE GÖRDÜKLERİNDE ona gittiler. Seni ayakta bıraktılar. De ki: "O Allah’ın indinde olan, eğlenceden ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah rızıklandıranların en hayırlısıdır." )
10/15 Ve iza tutla aleyhim ayatuna beyyinatin KALELLEZİNE la yercune likaenE'Tİ Bİ KUR'ANİN ĞAYRİ HAZA EV BEDDİLH kul ma yekunu li en ubeddilehu min tilkai nefsi in ettebiu illa ma yuha ileyy inni ehafu in asaytu rabbi azabe yevmin azim
( Ve onlara ayetlerimiz açık deliller olarak okunduğunda, o bize kavuşmayı ummayanlar "BUNDAN BAŞKA KUR'AN GETİR VEYA ONU DEĞİŞTİR." DEDİLER. De ki: "Benim için onu bundan kendimce değiştirmek olmaz. Kesinlikle ben ancak o bana vahyedilene tabi olurum. Eğer Rab’bime isyan edersem, kesinlikle ben büyük günün azabından korkarım." )
No comments:
Post a Comment