Çeviri

Monday, January 27, 2020

Geçmişteki ! ileri uygarlıklar

Yazının başlığındaki "Geçmişteki !" ifadesi kapsamında, öncelikle "Zaman" kavramının sadece bir algı olduğunun, geçmişin, şimdinin ve geleceğin aslında sadece "Şimdi"den ibaret olduğunun ve aslında "Şimdi" nin de olmadığının hatırlanması faydalı olacaktır. Madde aleminde "Şimdi"'nin idraki mümkün görünmümektedir. Çünkü bir olgu idrak edildiğinde o zaten geçmiş olmaktadır. Döngü anlamına gelen "Şimdi" kavramı Geçmiş ve Gelecek olarak algılanan düalitenin yani döngünün tanımı olmaktadır. Geçmiş gelecek olmakta, gelecek de geçmiş olmakta ve ortada ise sadece tam olarak algılanamayan "Şimdi" kalmaktadır.

Şimdi = Shemitah* = Simit .... yani dairesel bir döngü, geçmiş ve gelecek kavramlarının yarattığı düalite / döngü.

* Bkz: 


Kur'an'ın bir çok ayetinde "Sizden önceki ileri kavimler" anlamını içeren ifadeler yer almaktadır. Bu ifade varlıklarda bir algı oluşturması amacıyla sarfedilmiştir. "Zamanın ilerlemesi" algısı yanıltıcı ve batıl olup, zamanın ilerlemesiyle zamanın geriye gitmesi veya sabit kalması arasında özde bir fark bulunmamaktadır. Bu nedenle "zaman ilerledikçe gelişiyor olmak", "geçmiş zamanda daha az gelişmiş olmak" anlamına gelmemektedir. Hatta "zaman ilerledikçe" daha geriye gidiyor olmak da mümkündür. Zira, "bugün" ihtiyaç duyulan elektronik sistemlere, dijital teknolojiye, mekanik sistemlere acaba antik çağlarda ihtiyaç duyuluyor muydu? Yoksa o çağlarda insanlar gelişmiş metapsişik yetenekleriyle ( durugörü, telepati, medyumluk, astral çıkış, telekinezi, çift bedenleme, ekminezi, teleportasyon, ileri imajinasyon vb. ) işlerini doğrudan düşünce gücüyle halledebiliyorlar mıydı? Mu Uygarlığı bu hususa en önemli örnektir. Bugün hala mevcut olan bir çok antik eserin ( Mısır Piramitleri, Stonehenge, Easter Adası Moai Heykelleri, Göbeklitepe Tapınağı, Yonaguni Monolitleri vb. ) varlıkların imajinasyonları ile oluşturulduğu varsayımı dahi bulunmaktadır.

"Önceki ileri kavimler" mealini içeren ayetler şöyledir.

6/6 - E lem yerav kem ehlekna min kablihim min karnin mekkennahüm fil erdı ma lem nümekkin leküm ve erselnes semae aleyhim midrara ve cealnel enhara tecrı min tahtihim fe ehleknahüm bi zünubihim ve enşe'na min ba'dihim karnen aharın

( Onlardan önce, nice nesilden helak ettiğimizi görmediler mi? Size vermediğimiz imkanları yerde onlara verdik. Göğü onların üzerine yağmur olarak gönderdik. Altlarından akan nehirler oluşturduk. Fakat onları günahlarından dolayı helak ettik. Onlardan sonra diğer nesili inşa ettik. )

19/74 - Ve kem ehlekna kablehüm min karnin hüm ahsenü esasen ve ri'ya
( Ve onlardan önce, mal ve görünüş olarak daha güzel olan nice nesilden helak ettik. )

19/98 - Ve kem ehlekna kablehüm min karn hel tühissü minhüm min ehadin ev tesmeu lehüm rikza
( Ve onlardan önce nice nesilden helak ettik. Onlardan birilerini hissediyor musun? Veya onların hafif bir sözünü sesini duyuyor musun? )

28/58 - Ve kem ehlekna min karyetin betırat meıyşeteha fe tilke mesakinühüm lem tüsken min ba'dihim illa kalıla künna nahnül varisın
( Ve geçimlikleriyle çok fazla gururlanıp sevinen nice şehirler helak ettik. Onlardan sonra, çok az olması hariç, iskan edilemeyen meskenleri işte bunlardır. Bizler varisler olduk. )

43/8 - Fe ehlekna eşedde minhüm batşen ve meda meselül evvelın
( Böylece, kuvvetçe, tutuşça onlardan daha şiddetlilerini helak ettik. Evvelkilerin misali de geçmiştir. )

47/13 - Ve ke eyyün min karyetin hiye eşeddü kuvveten min karyetikelletı ahracetk ehleknahüm fe la nasıra lehüm
( Ve seni çıkaran şehirden kuvvetçe daha şiddetli nice şehirlerden vardı. Onları helak ettik. Artık onlara yardımcı yoktur. )

50/36 - Ve kem ehlekna kablehüm min karnin hüm eşeddu minhüm batşen fe nekkabu fil bilad hel min mehıys
( Ve onlardan önce, kuvvetçe, tutuşça onlardan daha şiddetli olan ve beldeleri delen nice nesilden helak ettik. Kaçacak yer var mı? )






Yaratılıştaki tesirler

Yaratılışı teşkil eden varlıklar arasında daimi bir tesirleşme ( frekans etkileşimi / titreşimsel ( vibrasyoel ) etkileşim süregelmektedir. Tüm bu tesirler Allahü Teala'nın rızasını temsil eden üniteden süzülerek varlıklara intikal etmekte ve varlıklardan da birbirlerine iletilmektedir. Özünde titreşim ( frekans ) olan "Manyetik Alan" veya "Aura"*  adı verilen kavramlar madesel olguların yaydıkları tesirlere ve tesir alanlarına verilen isimlerdir. ( * Dünyanın manyetik alanı, insanın aurası )

Tesirler aşağıdaki gibi kategorize edilebilir. 

1- Kaynaktan İletilen Tesirler ( Üniteden ruh alemine ve madde alemine ( kainat ) doğrudan iletilen asli tesirler. )

Örnek : Kozmik bilgilerin ruhlara iletisi, doğa olaylarının bir çoğunun tezahürüne vesile olan tesirler.

2- Ruhtan Maddeye İletilen Tesirler ( Üniteden tesir alan ruhlardan ( ruh aleminden ) idrakli veya idraksiz maddelere ( süptil, yarı süptil ve kaba madde varlıklara ) iletilen tesirler. )

Örnek : Ruhtan süptil Öz Varlığa iletilen yönlendirme tesirleri

3- Maddeden Maddeye İletilen Tesirler ( Madde alemi içindeki idrakli veya idraksiz varlıkların birbirlerine ilettikleri tesirler. )

Örnek : Varlıklar arası iletişim.

Bu konuya ilişkin belli başlı Kur'an ayetleri şöyle sıralanabilir.

42/51 - Ve ma kane li beşerin en yükellimehüllahü illa VAHYEN ev MİN VERAİ HICABİN ev YURSİLE RASULEN fe yuhıye bi iznihı ma yeşa' innehu aliyyün hakım
( Ve Allah' ın insana kelam edip söz söylemesi, VAHYEN veya PERDE ARKASINDAN olması haricinde olmaz. Veya RESUL GÖNDERİR de izni ile ne dilerse vahyeder. Kesinlikle O uludur hakimdir. )

Ayetteki bilgi aktarımı yöntemlerinin açıklaması;

Vahyen = Doğrudan iletişim
Perde Arkası = Ruh kanalıyla vahiy ve tebliğ iletişimi
Resul ile = Haberci olarak vazifelenmiş varlıklar kanalıyla iletişim

2/74 - Sümme kaset kulübüküm min ba'di zalike fe hiye kel hıcarati ev eşeddü kasveh ve inne minel hıcarati lema yetefecceru minhül enhar ve inne minha lema yeşşekkaku fe yahrucü minhül ma ve inne minha lema yehbitu min haşyetillah ve mallahü bi ğafilin an ma ta'melun

( Sonra, bunun ardından kalpleriniz katılaştı da onun sertliği o taşlar gibidir veya daha şiddetlidir. Kesinlikle taşlardan öylesi vardır ki onlardan nehirler fışkırır. Kesinlikle onlardan öylesi vardır ki çatlar da onlardan su çıkar. Kesinlikle onlardan öylesi vardır ki Allah korkusundan yuvarlanıp eğilir. Allah o yaptıklarınızdan habersiz değildir. )

Ayette "Taşların hareketi" misali verilmek suretiyle idraksiz varlıklara kaynaktan iletilen tesirlere dikkat çekilmektedir. 

32/9 - Sümme sevvahü ve nefeha fihi min ruhıhı ve ceale lekümüs sem'a vel ebsara vel efideh kalilen ma teşkürun

( Sonra onu düzenleyip şekillendirdi ve içine ruhundan üfledi. Size kulaklar, gözler ve gönüller oluşturdu. Ne az şükrediyorsunuz. )

Ayette Allahü Teala'nın ilettiği asli tesirlerin ( kaynak tesirlerin ) maddeye, ruha ve ruhtan da madeeye erişmesinden bahsedilmektedir.

2/87 - Ve lekad ateyna musel kitabe ve kaffeyna min ba'dihı bir rusüli ve ateyna ıysebne meryemel beyyinati ve eyyednahü bi ruhıl kudüs e fe küllema caeküm rasulün bima la tehva enfüsükümüstekbartüm fe ferıkan kezzebtüm ve ferıkan taktülun

 ( Musa’ ya kitabı verdik ve ondan sonra resuller gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya deliller verdik ve onu kutsal ruh ile destekleyip kuvvetlendirdik. O halde resul size o nefislerinizin hoşlanmadığı ile her geldiğinde kibirlenecek de bir kısmını yalanlayacak ve bir kısmını da öldürecek misiniz? )

Ayette yer alan "Kutsal ruh ile destekledik." ifadesiyle ruhtan, idrakli maddesel varlığa iletilen tesirlere misal verilmektedir.

16/68 - Ve evha rabbüke ilen nahli en ittehızı minel cibali büyuten ve mineş şeceri ve min ma ya'rişun
( Ve Rab’bin bal arısına dağlardan, ağaçlardan ve o kurduklarından evler edinmesini vahyetti. )

Ayette, kaynaktan ( ünite ) yarı idrakli maddesel varlığa iletilen tesirler "vahiy" tanımlamasıyla bildirilmektedir.











Saturday, January 25, 2020

Umulur ki ...

Kur'an'ın 98 ayeti "Lealleküm / Leallehüm" ( Umulur ki siz ..... / Umulur ki onlar ..... ) ifadesiyle bitmektedir. Bu ifade her geçtiğinde varlıkları tekamüle sevkedecek bir eylem zikredilmektedir.  Varlıklara hitab edecek şekilde yer alan "Lealleküm / hüm " ifadesinin işaret ettiği toplam 19 farklı eylem bulunmaktadır. 19 sayısı nümerolojik olarak 1 sayısını yani üniteyi ( vahdet ) sembolize etmekte olup, aşağıdaki eylemler varlıkların tekamülünü sağlayacak ve üniteyi idrak etmelerine vesile olacak eylemlerdir.

Umulur ki ;

1- Akıl edersiniz ( Lealleküm ta'kilun ) 8 kere
2- Anlarsınız ( Lealleküm yefkahun ) 1 kere
3- Bilirler ( Leallehüm ya'lemun ) 1 kere
4- Doğru olurlar ( Leallehüm yarşüdun ) 1 kere
5- Dönerler ( Doğru yola ) ( Leallehüm yarciun ) 8 kere
6- Fikredersiniz ( Lealleküm tetefekkerun ) 5 kere
7- Hatırlarlar ( Leallehüm yetezekkerun ) 15 kere
8- İflah olursunuz ( Lealleküm tüflihun ) 11 kere 
9- Korkup çekinirler ( Leallehüm yahzerun ) 1 kere
10- Merhamet edilirsiniz ( Lealleküm türhamun ) 8 kere
11- Rab'be kavuşacaklarına inanırlar ( Leallehüm bi likai rabbihim yü'minun ) 1 kere
12- Rab'be kavuşacağınıza kani olursunuz ( Lealleküm bi likai rabbiküm tukınun ) 1 kere
13- Razı olursun ( Lealleke terda ) 1 kere
14- Sakınırsınız ( Lealleküm tettekun ) 12 kere
15- Sual edilirsiniz ( Lealleküm tüs'elun ) 1 kere
16- Şükredersiniz ( Lealleküm teşkürun ) 12 kere
17- Teslim olursunuz ( Lealleküm tüslimun ) 1 kere
18- Vazgeçerler ( Kötülükten ) ( Leallehüm yentehun ) 1 kere
19- Yönlenirsiniz ( Lealleküm tehtedun ) 8 kere

Friday, January 24, 2020

Nüzul ( İndiriliş )

"Nüzul" kelimesi "İndiriliş" anlamına gelmekte olup, bu kelime Kur'an'da, kitap ( yazı ) olarak derlenen ilahi kozmik bilgilerin vahiy mekanizmasıyla habercilerin ve insanların kalplerine iletilmesi, yerleştirilmesi olgusu için kullanılmaktadır. "Nüzul" vakası esas itibarıyla üst boyuttan açılan bir portal vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Açılan portalden kozmik bilgiler akmaktadır. ( 11. burç olan ve içinde bulunulan çağa da ismini veren Kova Burcu'nun portalden bilgi akışını sembolize ettiğine evvelce değinilmişti. )

Nüzul ( İndiriliş ) kelimesi Kur'an'da 287 kere geçmekte olup, bu sayının nümerolojik değeri 8 sayısını vermektedir. ( 2+8+7 = 17 ... "8" )

Hatırlanacağı üzere, 8 ve 11 sayıları "yeni döngü başlangıcı", "sonsuz döngü" ve "farklı boyuta geçiş portali" kavramlarının nümerolojik sembolleridir.

Internet'ten bilgi "İndirme" ( Download ) eylemi de tıpkı üst boyuttan ilahi kozmik bilgilerin indirilmesi gibi bir "Nüzul" uygulamasıdır. Internetten veri indirme hızının birimi Bps ( Byte Per Second / Bayt / Sn'dir. ) 1 Byte'ın 8 Bit'e eşit olduğu dikkate alındığında internetten veri indirme hızının değeri daima 8 sayısının katları halinde olmaktadır.

Kur'an'da ilk "Nüzul" ( İndirilme ) kökü 2/4 kodlu ayette geçmekte olup, ayetteki ilk "Nüzul" kelimesi 6., ikincisi ise 11. kelimedir. 6 ve 11 ... 6+1+1 = "8"

2/4 - Ve (1) ellezine (2) yu’minune (3) bi (4) ma (5) UNZİLE (6) iley (7) ke (8) ve (9) ma (10) UNZİLE (11) min kablik ve bil ahireti hüm yükınun

( Ve o sana İNDİRİLENE ve senden öncekilere İNDİRİLENE inananlar ve ahirete kananlar. )

Tuesday, January 21, 2020

"Temizlik" olgusunun ruhsal tekamül sürecindeki önemi

"Tayyibat" ( Temiz olanlar ) kavramı Kur'an'da, ruhsal tekamüle dayalı idraki yükselişe ( üst boyuta geçişin ) vesile olan çok önemli bir olgu olarak zikredilmekte ve içinde bulunulan 3. boyutun yani kaba madde alemi dünyanın, varlıkları temizlikten alıkoyma potansiyelinden bahsedilmektedir.

46/20 - Ve yevme yu'radullezıne keferu alen nar ezhebtüm tayyibatiküm fı hayatikümüd dünya vestemta’tüm biha fel yevme tüczevne azabel huni bima küntüm testekbirune fil erdı bi ğayril hakkı ve bima küntüm tefsükun
( Ve o gün inkar edenler ateşe döndürülüp arzolunurlar. Dünya hayatınızda temizliklerinizi giderdiniz. Onunla faydalanmayı istediniz. O halde bugün, yerde haksızca kibirlenmiş olmanızdan ve günah işlemiş olmanızdan dolayı aşağılayıcı, hakir ve zelil azap ile karşılıklandırılacaksınız. )

Varlıklar bilinçli veya içgüdüsel olarak "fiziksel temizlik" olgusuna nasıl dikkat ediyorlarsa "ruhsal temizlik" olgusuna da aynı oranda dikkat etmek durumundadırlar. Ancak bu husus yüksek idrak ve farkındalık gerektirmektedir. Kötü söz, kötü davranış, kötü düşünce ve kötü tutum insan adı verilen idrakli varlığın temizliğini yok eden ve onu hazin bir pislik yığını haline getiren en temel unsurlardır.  ( Örneğin fiziksel olarak temizlenmiş ancak ruhsal açıdan temiz olmayan bir insanın duaya kalkması ona maalesef fayda sağlamayacaktır. ) Ancak kaba maddeden yani fiziksel olgulardan ötesini göremeyen, algılamayan ve hissedemeyen insan nasıl kirlendiğinin de farkında olamaz. Oysa ki "madde" denen olgun ancak "ruh" tesiri ile, ruh da ona tesir eden "kelime" ile var olabilmektedir.

"Temizlik", varlıkları üniteye ( birlik, vahdet ) yaklaştıran temel olguların başında gelmektedir. Kur'an'da "Tayyib" ( Temiz ) kelimesinin 46 kere tekrarlanması ünitenin nümerolojik sembolü olan "1" sayısı açısından dikkat çekmektedir. ( 4+6 = 10 ... 1+0 = "1" )

Enfal suresinin 50. ve Nahl suresinin 32. ayetinde "Meleklerin insanları farklı şekillerde vefat ettirdiklerinden ve "Temizce vefat ettirilme" kavramından bahsedilmektedir. 

8/50 - Ve lev tera iz yeteveffellezine keferul melaiketü yadribune vücuhehüm ve edbarahüm ve zuku azabel harık
( Ve şayet melekler o inkarcıların yüzlerine ve sırtlarına vurarak ve "Yakıcı azabı tadın." diyerek vefat ettirirken görseydin. )

16/32 - Ellezine teteveffahümül melaiketü tayyibıne yekulune selamün aleykümüdhulül cennete bima küntüm ta'melun
( Melekler, o temizce vefat ettirdiklerine, "Selam üzerinize. O yapmakta olduklarınızdan dolayı cennete girin." derler. )

İbrahim suresinin 24. ve Fatir suresinin 10. ayetlerinde yer alan "Temiz kelime" ( Kelimeten tayyibeten ) kavramı "ruhsal yükseliş" / "üst boyutlara açılış" olgusuna işaret edecek şekilde bildirilmiştir.

14/24 - E lem tera keyfe darabellahü meselen kelimeten tayyibeten ke şeceratin tayyibetin aslüha sabitün ve fer'uha fis sema'
( Görmedin mi ki Allah, kökü sabit ve dalları göğün içinde olan temiz ağaç gibi olan temiz kelimenin misalini nasıl beyan etti? )

35/10 - Men kane yürıdül ızzete fe lillahil ızzetü cemıa ileyhi yas'adül kelimüt tayyibü vel amelüs salihu yerfeuh vellezine yemkürunes seyyiati lehüm azabün şedıd ve mekru ülaike hüve yebur
( Kim üstün kudreti istiyorsa, saygınlık üstün kudret tümüyle Allah içindir. Temiz kelime O’na yükselir. İyi işler de onu yükseltir. O kötülüklerle tuzak kuranlar, şiddetli azap onlaradır. İşte onların tuzağı, o batıp dağılır. )

Nahl suresinin 97. ayetinde, temizlikten alıkoyan kaba madde aleminde temiz kalma gayreti sürecinde başarılı olarak bu alemdeki ruhsal tekamül sürecini tamamlayan varlıkların üst boyutta ( Cennet / Sirius / Sevgi Planı / Yarı Süptil Alam ) "Temiz Hayata" kavuşacakları bildirilmektedir.

16/97 - Men amile salihan min zekerin ev ünsa ve hüve mü'minün fe le nuhyiyennehu hayaten tayyibeh ve le necziyennehüm ecrahüm bi ahseni ma kanu ya'melun
( Erkeklerden veya kadınlardan ve o inananlardan kim iyilik yaparsa, kesinlikle onu temiz hayat ile yaşatacağız, dirilteceğiz. Kesinlikle onları o yapmış olduklarının daha güzeli olan ödülleri ile karşılıklandıracağız. )

Hacc suresinin aşağıdaki ayetlerinde, cennetteki varlıkların "temiz söz" ile karşılıklandırıldıklarından bahsedilmektedir. ( "Cennet" kelimesi esas itibarıyla "Örtülmüş, Kaplanmış" anlamına gelmekte olup, "Bahçe" anlamında da kullanılmaktadır. Zira bahçe de çimenler ve çiçeklerle kaplı bir ortamdır. )

22/23 - İnnellahe yüdhılüllezıne amenu ve amilus salihati cennatin tecrı min tahtihel enharu yühallevne fıha min esavira min zehebin ve lü'lüa ve libasühüm fıha harir
( Kesinlikle Allah o inananları ve iyilikler yapanları altlarından nehirler akan bahçelere sokar. Orada altından, incilerden bilezikler takınacaklar. Orada elbiseleri ipektir. )

22/24 - Ve hüdu ilet tayyibi minel kavli ve hüdu ila sıratıl hamid
( Ve sözden temizine iyisine yönlendirilmişlerdir. Övülesi olanın yoluna yönlendirilmişlerdir. )

Sebe suresinin 15. ayetinde de yine Cennet, "Temiz Belde" ( Beldetün tayyibet ) olarak tasvir edilmektedir.

34/15 - Lekad kane li sebein fı meskenihim ayeh cennetani an yemınin ve şimal külu min rizkı rabbiküm veşküru leh beldetün tayyibetün ve rabbün ğafur
( Sebe için meskenlerinde sağda ve solda iki tane bahçe ayet omuştu. Rab’binizin rızkından yiyin ve O’na şükredin. Temiz belde ve affeden Rab. )

Ahzab suresinin 33. ayetinde Allahü Teala'nın, yarattığı varlıkları "temizlemek istediği" bildirilmektedir.

33/33 - Ve karne fı büyutikünne ve la teberracne teberrucel cahiliyyetil ula ve ekımmes salate ve atınez zekate ve etı'nellahe ve rasuleh innema yürıdüllahü li yüzhibe ankümür ricse ehlel beyti ve yütahhiraküm tathıra
( Ve evlerinizde durun. Önceki cahiliyetteki gibi süslenip, açılıp saçılarak açık saçık olmayın. Duaya kalkın, zekatı verin ve Allah’a  ve O’nun resulüne itaat edin. Kesinlikle Allah, üzerinizden pisliği gidermeyi ve sizi tertemiz yaparak temizlemeyi ister, ev sahipleri. )

Saff suresinin 12. ayetinde Cennet kavramı "Temiz Mesken" ( Mesakini tayyibeten ) ifadesiyle tasvir edilmektedir.

61/12 - Yağfir leküm zünubeküm ve yüdhılküm cennatin tecri min tahtihel enharu ve mesakine tayyibeten fi cennati adnin zalikel fevzül azim
( Size günahlarınızı af eyler. Sizi altlarından nehirler akan bahçelere ve ikamet bahçeleri içindeki temiz meskenlere sokar. Bu büyük kurtuluştur. )

























İKİyi BİRlemek

İnsanın, kendi iradesine bağlı tercihi nedeniyle deneyimlemek durumunda kaldığı, düalite planı olan  kaba madde alemi dünyadan çıkabilmesinin yegane yolu tekamülüne vesile olacak düşünce, tutum ve davranışları sergiyebilmesidir. Tekamüle giden yol ise kalben ve zihnen düaliteden üniteye geçişi sağlamaktan yani "İkiyi birlemekten" geçmektedir. Bir başka deyişle ayrıştırıcı olan "Ben ve diğerleri" kavramından BİRleştirici olan "Biz-Hepimiz" kavramına geçiş önem arzetmektedir. 

"Ruh" kelimesinin Kur'an'da 21 kere tekrarlanması, "R" harfinin Türkçe alfabede 21. harf olması, 21'deki 2 ve 1 sayılarının "İkinin birlenmesi" mesajını taşıdığına dikkat çekmektedir. "Ruh"'un  ve onun tesirinde devinen Öz Varlık'ın idrakine yakınlaşmak, "Nefs" adı verilen ve düaliteyi oluşturan "Öz Varlık + Beden" ikilisindeki "Beden" ( Madde ) olgusunu terketmek ile mümkün olabilmektedir.

Ayrıca "İkiyi Birlemek", "İyi" ( Pozitif Enerji ) ve "Kötü" ( Negatif Enerji ) kavramlarından oluşan ve döngünün sebebi olan "Düalite" algısını "Ünite" algısına dönüştürebilmektir. Bunu gerçekleştirebilmenin tek yolu da kaba madde aleminde negatif tesirlerin ürünü olan "Kötü"den yani nefsani arzulardan ( Mal, Mülk, Şöhret, Şehvet, Riyaset, Tahakküm ) kurtulabilmek ve sadece "İyi" kavramına odaklanabilmektir.  

Doğadaki tezahürler de varlıklara "İkinin birlenmesi" gerektiği mesajını verirler. Birim düalite olan "Kadın - Erkek" İKİlisinin tek bir beden gibi BİRleşmesi, "Sprem - Yumurta" ikilisinin birleşmesi ve tek BİR varlık ortaya çıkarması en temel misallerdendir. 

Kur'an'da "İkinin birlenmesi" olgusu muhtelif ayetlerde zahiri ve batıni olarak bildirilmiştir.

Fecr suresinin aşağıdaki ayetlerinde "On Gece" ifadesi 10 sayısının nümerolojik değerinin "1" olması açısından, "Çift ve Tek" ifadesi ise "İkiden" "Bire" geçiş anlamı içermesi açısından dikkat çekmektedir.

89/2 - Ve leyalin AŞRİN ( Ve ON gece, )
89/3 - Veş ŞEF'İ vel VETR ( Ve ÇİFT ve TEK, )

Bakara suresinin 27. ve Ra'd suresinin "21."! ayetinde ise "BİRleştirmenin" gerekliliği ancak "Ayrıştıranların" varlığı vurgulanmaktadır. Ayetteki "BİRleştirme" kavramı, hem kitapların, hem ilmin, hem de insanların birleştirilmesi anlamlarını içermektedir.

2/27 - Ellezine yenkudune ahdellahi min ba'di mısakıh ve yaktaune ma emerallahü bihı EN YUSALE ve yüfsidune fil ard ülaike hümül hasirun
( O verdikleri sözleri sonrasında Allah’a  olan ahdini bozanlar ve Allah’ ın BİRLEŞTİRİLMESİNİ emrettiğini kesip ayıranlar ve yerde bozgun yapanlar, işte onlar hasarlananlardır. )

13/21* - Vellezine YESILUNE ma emerallahü bihı EN YUSALE ve yahşevne rabbehüm ve yehafune suel hısab
( Ve Allah' ın o BİRLEŞTİRİLMESİNİ emrettiğini BİRLEŞTİRENLER ve Rab’lerinden korkup, ürperenler, ürkenler ve hesabın kötülüğünden korkanlar. )

* Ayet numarasının 21 olması "İkiyi birleme" kavramına nümerolojik olarak dikkat çekmektedir. 

Al'i İmran suresinin 103. ve Enfal suresinin 63. ayetinde düalitenin negatif tarafının bir tezahürü olan "düşmanlık" kavramının yok olması ve insanlar arasında kolektif bilincin oluşabilmesi için Öz Varlıklarının temsilcisi olan "Kalplerinin" birleşmesi gerektiği, bunun da sadece Allahü Teala'nın ve O'nun  vesile kılacağı vazifelilerinin ( tekamül etmiş ve insan sıfatını geride bırakmış varlıklar / melekler ) ileteceği asli tesirlerle olabileceği bildirilmektedir.

3/103 - Va'tesumu bi hablillahi cemıan ve la teferraku vezküru nı'metellahi aleyküm iz küntüm a'daen fe ELLEFE BEYNE KULUBÜKÜM  fe asbahtüm bi nı'metihı ıhvana ve küntüm ala şefahufratin minen nari fe enkazeküm minha kezalike yübeyyinüllahü leküm ayatihı lealleküm tehtedun
( Ve Allah’ ın ipine topluca sarılıp bağlanın. Kısımlara ayrılmayın ve Allah’ ın üzerinize olan nimetini hatırlayın. Zamanında DÜŞMAN OLMUŞTUNUZ DA KALPLERİNİZİN ARASINI BİRLEŞTİRDİ. O’nun nimeti ile kardeşler oldunuz. Ateşten çukurun üzerindeydiniz de sizi oradan kurtardı. İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar. Umulur ki yönlenirsiniz. )

8/63 - Ve ELLEFE BEYNE KULUBİHİM lev enfakte ma fil erdı cemıan ma ellefte beyne kulubihim ve lakinnellahe ellefe beynehüm innehu azızün hakım
( Ve KALPLERİNİN ARALARINI BİRLEŞTİRDİ. Şayet yerde ne varsa topluca harcasaydın bile kalplerinin aralarını birleştiremezdin. Lakin onların aralarını Allah birleştirir. Kesinlikle O yücedir hakimdir. )

"21" numaralı olan Enbiya suresinin ilk ayetinde de "Birliği oluşturma" açısından dolaylı mesaj verilmektedir. Ayette "hesap" olarak tanımlanan "döngü sonuna" yaklaşmış olan ( yeni döngü başlangıcının kapısına yanaşmış olan ) ve artık kolektif bilinci tesis ederek ünitye / birliğe yaklaşmaları gereken insanların hala habersiz bir şekilde doğru yolun aksi istikametinde düşünce, tutum ve davranışlar sergilemekte olduklarından bahsedilmektedir.

21/1 - İkterabe (1) li (2) en (3) nasi (4) hısabü (5) hüm (6) ve (7) hüm (8) fı (9) ğafletin (10) mu'ridun (11)
( İnsanlar için hesapları yaklaştı. Onlar habersizlik içinde yüz çevirip dönenlerdir. )

Ayette 11 kelime bulunması, farklı boyuta geçiş portalinin nümerolojik sembolü olan 11 sayısı açısından dikkat çekmektedir.

Kur'an'ın ilk suresi olan Fatiha ( Anahtar / Açılış ) suresinin ilk ayetindeki "Bismillahirrahmanirrahim" ifadesi ( Besmele ) 19 kelimeden oluşmakta olup, 19 sayısının nümerolojik değeri 10 yani 1 sayısını ( 1+9 0 10 ... 1+0 = "1" ) vermektedir. Ayette yeni döngü kapısının açılabilmesi için Allah'ın ismi vesilesiyle "BİRliğin" tesis edilmesi mesajı nümerolojik olarak verilmektedir.



















Monday, January 20, 2020

Tevekkül mekanizması

"Tevekkül" kelimesi "Vekil" kelimesi kökünden türemiş olan bir kelime olup "Vekil kılmak / Vekâletine bırakmak / Dayanmak / Sığınmak" anlamlarına gelmektedir. İyilik ve doğruluk yolunda çaba gösteren inananlar çalışmalarının vesile olacağı sonuçları ve bu sonuçların vesile olacağı sebepleri tayin eden tek mercinin Allahü Teala olduğunu bilirler. Bu noktada inananlar her işleri için Allah'ı vekil kılarlar, O'na dayanıp sığınırlar yani O'na tevekkül ederler.

33/3 - Ve TEVEKKEL alellah ve kefa billahi VEKILA
( Ve Allah’a DAYANIP SIĞIN. Allah VEKİL  olarak kafidir. )

Tevekkül olgusu kader mekanizmasının kusursuz işleyişinin ve ruhsal tekâmül sürecinin en temel bileşenlerindendir. 

3/122 - İz hemmet taifetani minküm en tefşela vallahü veliyyühüma ve alellahi fel YETEVEKKELİL mü'minun 

( Zamanında sizden iki grup korkaklığa taammüd etti, meyletti. Allah onların dostudur. O halde inananlar Allah’a DAYANIP SIĞINSINLAR. ) 

3/160 - İn yensurkümüllahü fe la ğalibe leküm ve in yahzülküm fe men zellezi yensuruküm min ba'dih ve alellahi fel YETEVEKKELİL mü'minun 

( Eğer Allah size yardım ederse size galip yoktur. Eğer sizi rezil ederse, ondan sonra o size yardım edecek olan kimdir? Ve o halde inananlar Allah’a DAYANIP SIĞINSINLAR. ) 

8/2 - İnnemel mü'minunellezine iza zükirallahü vecilet kulubühüm ve iza tüliyet aleyhim ayatühu zadethüm ımanen ve ala rabbihim YETEVEKKELUN 

( Allah hatırlandığında, kesinlikle o inananların kalpleri ürperir, ürker. Onlara O’nun ayetleri okunduğunda onları inanç olarak artırır. Rab’lerine DAYANIP SIĞINIRLAR. )

Sunday, January 19, 2020

8 Harfli DNA Hachimoji

Bilindiği üzere DNA ( Deoksiribonükleik Asit ) yani insanın genetik kodlarının yazılı olduğu ikili sarmal formundaki kromozom yapısı 4 enzimden ( Adenin, Timin, Guanin, Cytosine ) oluşmaktadır. DNA insanın kaynak kodlarını içeren yazılımıdır. İnsan DNA'sı 23 kromozom çiftinden / ikilisinden oluşmaktadır.

Yeni bilimsel çalışmalar sonucunda 4 harften oluşan enzim adedi suni replikasyon metoduyla 8'e çıkarılmıştır. Bu metoda Japonca bir kelime seti olan Hachi Moji ( Sekiz Harf ) adı verilmektedir. 8 harfli DNA yapısının daha fazla bilgi depolama imkanı sağlayacağı bildirilmektedir.



Zümer suresinin 23. ayetinde yaratılışın kodlarını içeren Kur'an'ın "Kitabı Mesani" ( İkili Kitap / İkili Yazı ) olduğundan bahsedilmektedir. ( "İkili Kitap" hususu evvelce 7'şer ayet içeren Fatiha ve Maun sureleri açısından ayrıca incelenmişti. )

39/"23" - Allahü (1) nezzele (2) ahsene (3) el (4) hadısi (5) KİTABEN (6) MÜTEŞEBİHEN (7) MESANİYE (8) takşeırru minhü cüludüllezıne yahşevne rabbehüm sümme telınü cüludühüm ve kulubühüm ila zikrillah zalike hüdellahi yehdı bihı men yeşa' ve men yudlilillahü fe ma lehu min had
( En güzel sözü, BENZETMELİ İKİLİ KİTAP olarak Allah indirdi. O Rab’lerinden korkanların O’ndan derileri ürperir. Sonra Allah' ın hatırlamasına derileri ve kalpleri yumuşar. Bu Allah' ın yönlendirmesidir. Onunla dilediği kimseyi yönlendirir. Allah kimi saptırırsa, artık ona yönlendiriciden yoktur. )

- İlgili ayetin numarasının 23 olması, insanda 23 kromozom çiftinin ( ikilisinin bulunması ile ilintili gibidir. )

- Ayet kodunun nümerolojik değeri "8" sayısını vermektedir. ( 3+9+2+3 = 17 ... 1+7 = 8 ) 

- Ayetin, "Kitabı Mesani" kavramını içeren ilk cümlesinde 8 kelime bulunmaktadır. 

Ayetteki 8 nümerolojisi, 8 harfli enzim yapısına mı işaret etmektedir.






En güzel hadis Kur'an'dır.

İslami kültürde "Haberci* sözü" olarak tanımlanan "Hadis" kelimesi esas itibarıyla "Söz / Söylem" anlamına gelen bir kelimedir. Haberciye ait olduğu ileri sürülen ve "hadis" olarak tanımlanarak Kur'an ayetlerinin dahi önüne geçirilmeye ( haşa ) çalışılan binlerce sözün varlığı bilinmektedir. Geleneksel yaklaşıma göre dinin 4 bileşeni bulunmaktadır. ( * Kur'an'da "Nebi" ( Haberci ) kelimesi yer almakta olup "Peygamber" kelimesi yer almaz. )

1- Kur'an
2- Hadis ( Habercinin sözleri olduğu belirtilen sözler )
3- Sünnet ( Habercinin uygulamaları )
4- Fıkıh ( İslam alimlerinin! öğretileri ve belirledikleri dini kurallar )

Ancak Allahü Teala, ayetlerinde tek ve gerçek ilmim kaynağının Kur'an olduğunu bildirmektedir. Zira Kur'an dışındaki unsurlar zaman içinde, alim, önder, lider, imam, şeyh, hoca, hazret, efendi, molla, mele vb. olarak anılan ancak nefsaniyetine yenik düşmüş kişiler tarafından çarpıtılmış ve yorumu değiştirilmiş  olabilmektedir. İnananların bu noktada çok dikkatli olmaları, doğruyu yanlıştan ayırabilmek için akıl, idrak ve vicdan mekanizmalarını çalıştırmaları gerekmektedir.

Aşağıdaki Kur'an ayetleri en güzel hadisin ve tek ilim kaynağının ayrıntılı olmak üzere tüm bilgileri ( yaratılışın kodlarını ) içeren Kur'an olduğunu vurgulamaktadır.

39/23 - Allahü nezzele ahsenel hadısi kitaben müteşebihen mesaniye takşeırru minhü cüludüllezıne yahşevne rabbehüm sümme telınü cüludühüm ve kulubühüm ila zikrillah zalike hüdellahi yehdı bihı men yeşa' ve men yudlilillahü fe ma lehu min had
( En güzel sözü, benzetmeli ikili kitap olarak Allah indirdi. O Rab’lerinden korkanların O’ndan derileri ürperir. Sonra Allah' ın hatırlamasına derileri ve kalpleri yumuşar. Bu Allah' ın yönlendirmesidir. Onunla dilediği kimseyi yönlendirir. Allah kimi saptırırsa, artık ona yönlendiriciden yoktur. )

6/114 - E fe ğayrallahi ebteğıy hakemen ve hüvellezi enzele ileykümül kitabe müfassala vellezine ateynahümül kitabe ya'lemune ennehu münezzelün min rabbike bil hakkı fe la tekunenne minel mümterın
( Size kitabı ayrıntılandırılmış olarak indirdiği halde Allah’tan başka hakem mi arayayım? Ve o kendilerine kitap verdiklerimiz, kesinlikle onun gerçekten Rab’lerinden indirilmiş olduğunu bilirler. O halde şüphe edenlerden olma. )

29/51 - E ve lem yekfihim enna enzelna aleykel kitabe yütla aleyhim inne fı zalike le rahmeten ve zikra li kavmin yü'minun
( Onlara okunan kitabı, senin üzerine nasıl indirdiğimiz onlara kafi olmadı mı? İnanan kavim için kesinlikle bunda rahmet ve hatırlatma vardır. )

20/114 - Fe tealellahül melikül hakk ve la ta'cel bil kur'ani min kabli en yukda ileyke vahyühu ve kul rabbi zidnı ılma
( Gerçeğin maliki Allah yücedir. Sana O’nun vahyinin hükmedilmesinden önce okumada acele etme. De ki: "Rab’bim bana ilmi artır." )

53/2 - Ma dalle sahıbuküm ve ma ğava ( Arkadaşınız sapmadı ve azmadı. )
53/3 - Ve ma yentıku anil heva ( Ve hevesinden konuşmaz. )

20/114 ve 53/2-3 kodlu ayetlerde Kur'an'ın indirilmesi sürecinde habercinin kendiliğinden ( kendi hevesinden ) konuşmasının caiz olmadığı, ayet iletisi konusunda acele etmemesi ve vahyi beklemesi gerektiği bildirilmektedir. Bu ayetler Kur'an kelimelerinin her türlü sözün üzerinde ve tek kaynak olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.







Cennet ve Cehennem Tasvirleri

Kur'an'da Cennet ve Cehennem kavramlarının tasviri için kullanılan ve teşbih ( benzetme / sembolizm ) içeren kelimeler ve kelime setleri  aşağıdaki gibidir. Söz konusu kelimeler ve kelime setleri, varlıklarda olumlu ve olumsuz ( pozitif ve negatif ) duyguların aktive edilmesi amacıyla kullanılmaktadırlar. Ancak, nihayetinde bu kelimelerin ve kelime setlerinin her biri Allahü Teala'nın nimetlerinin ifadeleridir. Ve Allahü Teala, tüm kelimelerini ( nimetlerini ) yarattığı varlıkların ruhsal tekamüllerini tamamlayabilmeleri ve bu yolda her nevi olguyu, algıyı ve duyguyu deneyimleyebilmeleri için bahşetmiştir. 

 CENNET ;

Nehirler ( Enhar )
Meyveler ( Semerat )
Yeşil ( Hudr )
İnci ( Lü'lü )
Kadehler ( Ekvab )
Bilezikler ( Esavir )
Kase ( Ke's )
Koltuklar ( Eraik )
Yeşil saf saf dizilmiş yastıklar ( Nemariku masfufet )
Geniş yataklar ( Zerabiyyü mebsuset )
Yeşil ipekten elbise ( Siyaben hudran )
Astarları kalın ipekten döşekler ( Füruşin betainüha min istebrak )
İpekler ( Sündüs )
Kalın ipek ( İstebrak )
Şarap ( Hamr )
Lezzeti değişmeyen süt ( Lebenen lem yeteğayyer taamüh )
Su ( Ma )
İri güzel gözlü huri ( Hurin ıyn )
Saçılmış inciler gibi ebedi çocuklar ( Vildanün ke lü'lüen mensuren )
Temiz et ( Lahmen tariyy )
Üzüm ( A'nab )
Yaşıt kızlar ( Keva'ibe etraben )
Bakireler ( Ebkar )
Gizli inci gibi oğlanlar ( Ğılmanin ke lü’lüun meknun )
Hurma ( Nahl )
Hoşnut hayat ( Iyşetir radiyeh )
Ağaç ( Şecer )
Yemişler ( Ükül )
Gölge ( Zıll )
Selam sözü ( Kavlü selam )
Rızık ( Rızk )
Yapraklar ( Veraik )
Yüksek köşkler ( Ğuraf )
Billurlar ( Kavarir )
Altından tepsi ve kadeh ( Sıhafin min zehebin ve ekvab )
Saf bal ( Asel musaffa )
Bozulup pis kokmayan su ( Main ğayri asin )
Çeşitli bitkiler ( Zevate efnan )
Pınar ( Ayn )
Selsebil 
Zencefil karışımlı su bulunan kase ( Ke'sen kane mizacuha zencebilen )
Çadırların içinde kısa bakışlı kadınlar ( Hurun maksuratün fil hıyam )
Hoş kokular ( Reyhan )
Gümüş kap ( Aniyetin min fıddatin )
Billur kadeh ( Ekvabin kanet kavarire )
Yeşil ipekten ve kalın ipekten elbise ( Siyabu sündüsin hudrun ve istebrakun )
Gümüş bilezikler ( Esavire min fıddat )
Temiz içecek ( Şeraben tahuren )
Akan pınar ( Aynün cariyet )
Yüksek koltuk / döşek ( Sürürin merfu'at )
Konulmuş kadehler ( Ekvabün mevdu'at )
Nimet bolluğu ( Neim )

CEHENNEM ;

Ateş ( Nar )
Katran ( Kateun )
Dikenli ot ( Dariyy )
Zakkum
İrinli su ( Main sadid )
Soğuk irin ( Ğassak )
Kaynar su ( Hamim )
Uğultu gürültü ( Hasise / Şehika )
Sıçrayıp seyirtme ( Tefur )
Derilerin pişmesi ( Nedıcetül cülud )
Azap ( Azab )
Kötü döşek ( Bi'sel mihad )
Örtüler ( Ğavaş )
Kızgın ateş ( Şüvazün min narin )
Taşlar ( Hıcarat )
Yedi kapı ( Seb'atü ebvab )
Yakıtı insanlar ve taşlar olan ateş ( Naren vekudühen nasu vel hıcaretu )
Zebani

Wednesday, January 15, 2020

"Hava" kelimesinin kökeni

"HEV" ( Kalbin gerçeğe ve Allah'a ( Göklere ?! ) yönelmesi kökünden türemiş olan Türkçe'deki "HAVA" kelimesinin kökeni oldukça derin anlamlar taşımakta gibidir. İlintili kelimeler incelenecek olursa ;

HEAVEN( İng. ) = Gök / Gökler / Cennet
HEV = HİMMET = Kalbin gerçeğe ve Allah'a ( Göklere ?! ) yönelmesi
HİMMEL ( Alm. ) = Gök

Arapça HÜVE kelimesi 3. tekil şahıs zamiri olan "O" anlamında kullanılmakta olup, "Gökte olan" anlamını çağrıştırmaktadır.

Yehova Şahitleri adı verilen tarikatta yaratıcının isminin Yehova olduğuna inanılmaktadır. "Yehova" kelimesinin köken ayrışımının Ya ( Ey ) Hova / Hüve ( O ) yani "Ey O Gökteki" anlamını içermekte olması muhtemeldir.

Kur'an'da da yer alan HEVA kelimesi BOŞ, ISSIZ anlamına gelmekte olup, HAVA kelimesinin anlamını da çağrıştırmaktadır.

14/43 - Mühtııne mükniıy ruusihim la yerteddü ileyhim tarfühüm ve ef'idetühüm HEVA''
( Başlarını dikerek, boyun uzatarak koşacaklar. Bakışları onlara dönmeyecek ve gönülleri BOŞ / ISSIZ kalacak. )

"Rüzgar" anlamına gelen "Rıh" kelimesinin "Ruh" kelimesiyle aynı kökten olma ihtimaline evvelki bölümlerde değinilmişti. Enfal suresinin 46. ayetinde yer alan "Rüzgarınız gider" ifadesi, ayette verilmek istenen mesaj bağlamında "Ruhunuz gider" anlamını taşımakta gibidir.

8/46 - Ve etıy'ullahe ve rasulehu ve la tenazeu fe tefşelu ve tezhebe RIHUküm vasbiru innellahe meas sabirın
( Ve Allah’a  ve O’nun resulüne itaat edin ve tartışmayın. Yoksa korkarsınız ve RÜZGARINIZ / KOKUNUZ gider. Sabredin. Kesinlikle Allah sabredenlerle beraberdir. )

RIH ( Rüzgar ) kelimesinin REYH ( Koku ) kelimesiyle aynı kökten olması kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca "Kurtuluş, Rahatlama, Genişlik" anlamlarına gelen REHAVET kelimesi de RIh ve HAVA kelimelerini içermektedir. RAHVAN kelimesi "Geniş, Açık, Havadar" anlamına gelmekte olup, Türkçe'deki RAHAT kelimesi de bu çerçevede anlamı daha anlaşılır hale gelmektedir.




Monday, January 13, 2020

Fraktal Geometri, Kaos Teorisi ve Yaratılıştaki Döngüler

Fractal Geometry ( Fraktal / Bölüşsel Geometri ), birbirlerine özdeş parçaların döngüsel olarak tekrarlanarak birleşmesi sonucunda ortaya çıkan ve düzensiz ve kompleks ( karmaşık ) gibi görünen geometrik bütünleri konu alan disiplindir. Aşağıda bazı şekilsel örnekler yer almaktadır.  



Bir ağacın dalları da Fraktal Geomatriye güzel bir örnek teşkil etmektedir.


Fraktal Geometri ile ilintili disiplinler arası bir teori olan Chaos Theory ( Kaos Teorisi ) de kompleks algısı oluşturan her yapının esasında belirli bir düzene ve kalıba ( patern ) sahip küçük ve özdeş alt yapılardan olduğunu kabul eder. ( Self Similarity ( Öz Benzerlik ) kavramı da bu çerçevede önem arzeden bir kavramdır. ) Uzayın bir kaos gibi görünen ancak kusursuz  ilahi nizamın net tezahürü olan kozmik yapısı bu bağlamda önemli bir örnektir.

Bu noktada önemli olan husus, döngüsel olarak tekrarlanan özdeş olguların her tekrarlanışta ( döngüde ) yeni, farklı ve kompleks görünüm arzeden bir bütünü oluşturmalarıdır. Bir başka deyişle her döngüsel tekrarda bir halden hale geçiş ve gelişme söz konusudur. 

Öğrenme süreci de Fraktal yapıay güzel bir örnektir. Zira öğrenme sürecinde de bir döngü söz konusu olup, her tekrarlanan döngüde "bilgi" adı verilen bütün gelişmekte ve büyümektedir.

Söz konusu kavramlar esas itibarıyla yaratılıştaki ve ruhsal tekamül sürecindeki döngüleri tanımlamaktadır. Varlıklar yaratılışları sonrasında kendilerini tekamüle doğru ilerleten sonsuz bir döngü içine girerler. Kaba madde alemi olan dünyada reenkarnasyon ( ölme ve olma / dirilme ) olarak anılan, üst alemlerde ( planlarda ) ise halden hale geçiş olarak tanımlanabilecek bu döngüler her tekrarlanışında, idrak seviyesi yükselmesi vasıtasıyla varlıkları bir üst tekamül safhasına taşımaktadır. Bütün varlıkların bu şekilde döngüsel olarak tekamüllerinin nihai hedefi ise "bütünü" yani "üniteyi" ( birlik / vahdet ) tesis etmektir. Ünite adı verilen, tahayyülü zor ancak sezgisi mümkün olan bu bütünleşmiş yapı Fraktal Geometri ve Kaos Teorisinin de kaynağını teşkil etmektedir.

Kur'an'da Fraktallere ve Kaos Teorisi'ne ilişkin bilgi ve sezgi veren ayetler mevcuttur. Öncelikle yaratılışın özünde "ölüm ve olum / diriliş" döngüsünün olduğunu ve nihayetinde vahdete ( üniteye ) ulaşıldığını bildiren 2/28 ve 30/11 kodlu ayetler önem arzetmektedir.

2/28 - Keyfe tekfurune billahi ve küntüm emvaten fe ahyaküm sümme yümıtüküm sümme yuhyıküm sümme ileyhi türceun
( Allah’ ı nasıl inkar edersiniz? Ve ölülerdiniz de sizi diriltti. Sonra sizi öldürür. Sonra sizi diriltir. Sonra O'na döndürülürsünüz. )

30/11 - Allahü yebdeül halka sümme yüıydühu sümme ileyhi türceun
( Allah yaratışı ortaya çıkarıp başlatır. Sonra onu tekrarlayıp döndürür. Sonra O'na döndürülürsünüz. )

7/57 kodlu ayette de yaratılış, Ruh ( Rüzgar ), Süptil Öz Varlık ( Bulut ), Yarı Süptil Varlık ( Su ) ve Kaba Madde Beden ( Ölü Belde ) kavramlarıyla açıklanmaktadır. ( Bu ayet evvelki bölümlerde ayrıca incelenmişti. )

7/57 - Ve hüvellezi yürsilür riyaha büşran beyne yedey rahmetih hatta iza ekallet sehaben sikalen suknahü li beledin meyyitin fe enzelna bihil mae fe ahracna bihı min küllis semerat kezalike nuhricül mevta lealleküm tezekkerun

( Ve rüzgarları, rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen O'dur. Nihayet bulutlar ağırlıklarını yüklenince, onu ölü beldeye göndeririz. Onunla su indiririz de onunla tüm ürünlerden, meyvelerden çıkarırız. İşte ölüleri böyle çıkarırız. Umulur ki hatırlarsınız. )

Bakara suresinin 2/260 kodlu ayetinde ise çok daha net bir şekilde Fraktal Yapıya ve Kaos Teorisi'ne ilişkin misal verilmektedir.

2/260 - Ve iz kale ibrahımü rabbi erinı keyfe tuhyil mevta kale e ve lem tü'min kale bela ve lakin li yatmeinne kalbı kale fe huz erbeaten minet tayri fe surhünne ileyke sümmec'al ala külli cebelin minhünne CÜZ'EN sümmed'uhünne ye'tıneke sa'ya va'lem ennellahe azızün hakım
( Ve zamanında İbrahim, "Rab’bim ölüleri nasıl diriltirsin bana göster." dedi. "İnanmıyor musun?" dedi. "Bilakis ve lakin kalbimin tatmin olması için." dedi. "O halde kuşlardan dördünü al da onları kendine döndürüp alıştır. Sonra her dağın üzerine onlardan PARÇALAR oluştur. Sonra onları çağır. Çabalayıp koşarak sana gelirler. Bil ki kesinlikle Allah yücedir hakimdir." dedi. )

Ayette, ölünün diriltilmesine yani yaratışa ilişkin bilgi almak isteyen Haberci İbrahim'e Rab'bin cevabı "Kuşları parçalar halinde dağıt. Sonra çağır da sana gelsinler." oluyor. Bu misalde "dağılmış özdeş parçaların birleşerek bütüne erişmesi" yani "yaratıştaki fraktal yapı" kavramına ilişkin bilgi veriliyor olması muhtemeldir. 

Yaratılışın döngüsel yapısı

Yaratılışın ve ilahi nizamın sonsuz bir "döngüler silsilesi" olduğu Kur'an'da 8* nümerolojisi kullanılarak bildirilmektedir. ( * 8 sayısı yeni döngü başlangıcı ve sonsuz döngünün nümerolojik sembolüdür. )

Yaratışı "Başlatma ve döndürme" kavramlarının Kur'an'da ilk kez geçtiği ayetteki ilgili cümle 8 kelimeden oluşmaktadır.

10/4 - İleyhi merciuküm cemıa va'dellahi hakka inne (1) hu (2) yebdeü (3) el (4) halka  (5) sümme (6) yüıydü (7) hu (8) li yecziyellezine amenu ve amilus salihati bil kıst vellezine keferu lehüm şerabün min hamımin ve azabün elımün bima kanu yekfürun 
( Dönüşünüz topluca O’nadır. Allah’ ın vaadi gerçektir. Kesinlikle yaratışı o ortaya çıkarıp başlatır. Sonra o inananları ve adaletle iyilik yapanları karşılıklandırmak için onu döndürür. O inkar edenler, inkar etmiş olmalarından dolayı onlara kaynar sudan içecek ve elim azap vardır. )

"Başlatma ve döndürme" kavramlarının Kur'an'da son kez geçtiği ayetin kodunun nümerolojik değeri de 8 sayısını vermektedir. ( 8+5+1+3 = 17 ... 1+7 = 8 )

85/13 - İnnehu hüve yübdiü ve yü'ıyd 
( Kesinlikle O, O başlatır, yaratır ve döndürür, diriltir. )

"Başlatma ve döndürme" kavramlarının ikişer kez vurgulandığı 10/34 kodlu ayetin kodunun nümerolojik değeri 8 sayısını vermektedir. ( 1+0+3+4 = 8 )

10/34 - Kul hel min şürakaiküm men yebdeül halka sümme yüıydüh kulillahü yebdeül halküsümme yüıydühu fe enna tü'fekun 
( De ki: "Ortaklarınızdan yaratışı başlatan, sonra onu döndüren kimse var mıdır?" De ki: "Yaratışı Allah başlatır sonra onu döndürür. O halde nasıl döndürülürsünüz?" )

Döngü sonunda nihai dönüşün Allahü Teala'ya olduğu da 11 nümerolojisi ile 30/11 kodlu ayette bildirilmektedir.

30/"11" - Allahü (1) yebdeü (2) el (3) halka  (4) sümme (5) yüıydü (6) hu (7) sümme (8)  iley (9) hi (10) türceun (11)
( Allah yaratışı ortaya çıkarıp başlatır. Sonra onu tekrarlayıp döndürür. Sonra O'na döndürülürsünüz. )

Ayette Allah'ı ifade eden "Allah" ismi ve "Hi" zamiri sırasıyla 1. ve 10. ( 1+0 = 1 ) kelimelerdir. Allah'ın "Birliği" ayette 1 nümerolojisiyle bildirilmektedir. Bu iki sayı da yine 11 nümerolojisi oluşturmaktadır.




Haberci ve reenkarnasyon döngüsü

Haberci'ye hitab edilen, İsra suresinin aşağıdaki ayetlerinde hem uyarı yapılmakta hem de "reenkarnasyon" döngüsü vurgulanmaktadır.

17/73 - Ve in kadu le yeftinuneke anillezı evhayna ileyke li tefteriye aleyna ğayrahu ve izen lettehazuke halıla

( Ve neredeyse seni, o sana vahyettiğimiz hakkında, bize ondan başkasını uydurman için fitneye düşüreceklerdi. O zaman seni sadık samimi dost edineceklerdi. )

17/74 - Ve lev la en sebbetnake lekad kidte terkenü ileyhim şey'en kalıla

( Ve şayet sana sebat vermemiş olsaydık, onlara doğru, az şey kadar meyledecektin, terkedecektin. )

17/75 - İzen le ezaknake dı'fel hayati ve dı'fel memati sümme la tecidü leke aleyna nesıra

( O zaman sana hayatı kat kat ve ölümü kat kat tattırırdık. Sonra bize karşı sana yardımcı bulamazdın. )

Ayette habercinin, şeytani tesirlere kapılıp vahyedilene uymaması ve nefsine yenik düşerek vazifesi olanı değil de yanlış olanı yapması durumunda tekamül sürecinde geriye düşeceği ve bu nedenle muhtelif defalar kaba madde aleminde bedenlenmek ( enkarne olmak ) suretiyle ölüm ve diriliş düalitesini deneyimlemek zorunda kalacağı bildirilmektedir.

Okumak için mi okumak? Anlamak için mi okumak ?


"Okuma" anlamına gelen "Kur'an"  kelimesi, "İkra" ( Oku ) kökünden türemiş olan ve vahiy yoluyla iletilen Allah kelamının / yazısının haberciye okunmuş olmasını ve tüm inananlar tarafından da okunması gerektiğini ifade eden bir kelimedir.

İnsanların Kur'an'a yaklaşımları farklılıklar göstermekte olup, bu yaklaşımlar genellikle şöyle kategorize edilebilmektedir.

1- "Hatim indirmek" ( Kur'an'ın bir seferde tamamını okumak )
2- Her gün belirli bir surenin tamamını okumak
3- Arapça bilinmemesine rağmen Kur'an'ı Arapça metninden anlamadan da olsa okumak
4- Kur'an'ı beze sarıp yüksek bir yere asmak
5- Kur'an'ı rahle üzerinde bir köşede tutmak
6- Cepte küçük Kur'an taşımak 

Kalben inanan insan için bu yaklaşımların hepsi caiz olabilir. Ancak "İkra" ( Oku ) kelime-i emrinin içerdiği anlamın daha derin olduğu aşikardır. Allahü Teala, ayetlerinde de bildirdiği üzere, Kur'an'ın "anlayarak", "tefekkür ederek" ve "aklederek" okunmasını istemektedir. Kur'an'ın herhangi bir kitap gibi okunabileceğini düşünmek ve onu bir kere baştan sona okuduktan sonra kendini "Kur'an'ı okumuş saymak" yanılgıların en büyüğüdür. 

Yaratılışın kodlarının beşiği olan Kur'an aşağıdaki özellikleri içeren ilahi bir ilim pınarıdır.

1- Kur'an çok katmanlıdır. ( Ayetlerin zahiri ve batıni olmak üzere sonsuz anlamları ve yorumları mevcuttur. Herhangi bir varlığın “Ben Kur’an’ın anlamına ve yorumuna haizim” beyanında bulunması mümkün değildir. )
2- Kur'an teşbih ( benzetme ) ve sembolizm içerir.
3- Kur'an matematiksel, nümerolojik, analitik ve sistematik bir yapıya haizdir. *
* 78/29 - Ve külle şey'in ahsaynahü kitaben   ( Ve kitapta olmak üzere herşeyi saydık. )
4- Kur'an'ın her ayeti, ait olduğu surenin içeriğinden bağımsız olmak üzere kendi içinde sonsuz anlam ve yorum barındırır.
5- Tıpkı ayetler gibi Kur'an'daki her kelime ve her harf de kendi içinde sonsuz anlam ve yorum barındırır.

Dolayısıyla "Kur'an okumak", sadece "okumanın" çok ötesinde, düşünmeyi, tefekkür etmeyi, yorumlamayı ve anlamayı gerektiren çok derin ve çok kapsamlı bir eylemler bütünüdür.

Kur'an'da "okumak" eylemine ilişkin olarak net mesajlar veren ayetler mevcuttur.

96/1 - IKRE bismi rabbikellezi halak ( O yaratan Rab’binin ismi ile OKU. )

Ayette, okuma eylemi esnasında daimi olarak Allah ve Rahman isimlerinin zikredilmesinin vesile olacağı nimetlere dikkat çekilmektedir.

73/4 - Ev zid aleyhi ve rettilil kur'ane tertilen ( Veya onun üzerine artır. Kur'an' ı düşünerek yavaş yavaş oku. )

Ayette çok açık bir şekilde Kur'an'ın "düşünerek ve yavaş yavaş okunması" gerektiği bildirilmektedir.

73/20 - ...... fakreu ma teyessere minel kur'ani ........ fakreu ma teyessere minhu .... 

( ......O halde size Kur'an' dan ne kolay gelirse okuyun. ........ O halde size ondan ne kolay gelirse okuyun ....... )

Ayette, okuma sürecinde herhangi bir zorlama olmadığı, insanın o anki ruhsal durumuna göre hangi ayetleri okuyacağının kendi idrakine ve vicdanına bırakıldığı bildirilmektedir. Temiz kalple ve inançla kitaba yönelen inananlara Allahü Teala ve melekleri zaten gerekli yönlendirmeyi yapacaklardır. 

2/44 - E te'mürunen nase bil birri ve tensevne enfüseküm ve entüm tetlunel kitab e fe la ta'kılun 
Kitabı okuduğunuz halde, insanlara iyiliği emredersiniz de nefislerinizi unutur musunuz? O halde akıl etmez misiniz? )

Ayette, gereğini yapmadan yani doğru düşünce, tutum ve davranışa yönelmeden sadece kitabı okumanın insanlara bir faydası olmayacağı, bunun insanlar tarafından akledilmesi gerektiği bildirilmektedir.

2/121 - Ellezine ateynahümül kitabe yetlunehu hakka tilavetih ülaike yü'minune bih ve men yekfür bihı fe ülaike hümül hasirun
( O kendilerine kitap verdiklerimiz onu gerçekten tilaveti ile okurlar. İşte onlar ona inanırlar. Kim onu inkar ederse işte onlar hasarlanırlar. )

Ayette Kur'an'ın doğru telafuz ve seslendirme ile okunmasının vesile olacağı olumlu sonuçlara ( pozitif enerji oluşumu, frekans yükselmesi ve buna bağlı olarak vuku bulacak ruhsal ve idraki açılımlar vb. )

Sunday, January 12, 2020

Kutsal Ruh

Ruhül Kudüs ( Kutsal Ruh ) kavramı Kur'an ve İncil'de yer alan ve ayetlere göre Cibril isimli meleği ifade ettiği anlaşılan bir kavramdır. Kutsal Ruh'un ilahi nizamdaki kader mekanizmasındaki başlıca görevlerinin Allah'ın izni ile;

- Kur'an'ın indirilmesi ( vahyedilmesi ) sürecini ifa etmek,
- Bakire Meryem'in hamile kalmasını ve bu suretle Mesih İsa'yı doğurmasını sağlamak,
- Mesih İsa'nın insanları Allah yoluna yönlendirme vazifesi kapsamında destek sağlamak

olduğu bildirilmektedir.

Konuya ilişkin ayetler aşağıdaki gibidir.

Kur'an'ın indirilmesi ( vahyi );

2/97 - Kul men kane adüvven li CİBRILE FE İNNEHU NEZZELEHU ALA KALBİKE Bİ İZNİLLAHİ müsaddikan li ma beyne yedeyhi ve hüden ve büşra lil mü'minın

( De ki: “Kim CİBRİL’ e düşman ise, inananlara müjde, yönlendirme ve ondan öncekileri doğrulayıcı olarak ONU KALBİNİN ÜZERİNE ALLAH'IN İZNİ İLE KESİNLİKLE O İNDİRDİ." )

16/102 - Kul NEZZELEHU RUHUL KUDÜSİ min rabbike bil hakkı li yüsebbitellezine amenu ve hüden ve büşra lil müslimın

( De ki: "ONU, o inananlara sebat vermek için ve teslim olanlara yönlendirme ve müjde olarak Rab’binden KUTSAL RUH İNDİRDİ." )

Meryem'in hamile kalması ;
19/16 - Vezkür fil kitabi meryem iz intebezet min ehliha mekanen şerkıyya
( Ve kitapta Meryem' i de hatırla. Zamanında ailesinden doğuda olan mekana ayrıldı. )

19/17 - Fettehazet min dunihim hıcaben fe erselna ileyha RUHANA FE TEMESSELE LEHA BEŞERAN SEVİYYA

( Onlarla arasına perde konuldu. Böylece ona RUHUMUZU GÖNDERDİK DE ONA TAM İNSAN OLARAK TEMSİL OLUNDU. )*

* Ruh tesiri neticesinde, kaba madde alemi dünyada insan olarak enkarne olan süptil üst boyut varlığı ( vazifeli varlık / melek ) ifade edilmektedir.

19/18 - Kalet innı euzü bir rahmani minke in künte tekıyya
( "Eğer sakınan isen, kesinlikle ben senden Rahman' a sığınırım." dedi. )

19/19 - Kale İNNEMA ENE RASULÜ RABBİKE Lİ EHEBE LEKİ ĞULAMEN ZEKİYYA
( “KESİNLİKLE BEN SANA TEMİZ OĞLAN BAĞIŞLAMAK İÇİN RAB'BİNİN RESULÜYÜM." dedi. )

19/20 - Kalet enna yekunü li ğulamün ve lem yemsesnı beşerun ve lem ekü beğıyya
( "Benim için oğlan nasıl olur? Ve bana insan dokunmadı, namussuz da değilim." dedi. )

19/21 - Kale kezalik kale rabbüke hüve aleyye heyyin ve li nec'alehu ayeten lin nasi ve rahmeten minna ve kane emran makdıyya
( "İşte böyle." dedi. Rab’bin "O bana kolaydır. Onu insanlar için ayet ve bizden rahmet kılacağız. İş bitirildi." dedi. )

19/22 - Fe hamelethü fentebezet bihı mekanen kasıyya
( Onu yüklendi de onunla uzak mekana ayrıldı. )

Meryem'in hamile kalması ile ilgili İncil ayetleri;

40-Matthew-1-18 İsa Mesih'in doğumu şöyle oldu: Annesi MERYEM, Yusuf'la evliyken, birlikte olmalarından önce, onun KUTSAL RUH'un ÇOCUĞUNU TAŞIDIĞI anlaşıldı.

40-Matthew-1-20 Ama bu şeyler üzerinde düşündüğü sırada, iyi bilki, Rab'bin bir meleği rüyada ona görünerek şöyle dedi: "Davut oğlu sen Yusuf, Meryem'i kendine eş olarak almaktan korkma. Çünkü onun içinde kavranmış olan KUTSAL RUH'tandır."

40-Matthew-1-21 Ve o bir oğul doğuracak. Ve sen onun adını İsa koyacaksın. Çünkü O, halkını günahlarından kurtaracak."

42-Luke-2-21 Sekizinci gün, çocuğu sünnet etme zamanı gelince, O'na İsa adı verildi. Bu, O'nun anne rahmine düşmesinden önce MELEĞİN kendisine verdiği isimdi.

İnsanları yönlendirme sürecinde destek ağlanması;

2/87 - Ve lekad ateyna musel kitabe ve kaffeyna min ba'dihı bir rusüli ve ateyna ıysebne meryemel beyyinati ve EYYEDNAHÜ Bİ RUHIL KUDÜS e fe küllema caeküm rasulün bima la tehva enfüsükümüstekbartüm fe ferıkan kezzebtüm ve ferıkan taktülun

( Musa’ ya kitabı verdik ve ondan sonra resuller gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya deliller verdik ve ONU KUTSAL RUH İLE DESTEKLEYİP KUVVETLENDİRDİK. O halde resul size o nefislerinizin hoşlanmadığı ile her geldiğinde kibirlenecek de bir kısmını yalanlayacak ve bir kısmını da öldürecek misiniz? )

2/253 - Tilker rusülü faddalna ba'dahüm ala ba'd minhüm men kellemellahe ve rafea ba'dahüm deracat ve ateyna ıysebne meryemel beyyinati ve EYYEDNAHÜ Bİ RUHIL KUDÜS ve lev şaellahü maktetelellezine min ba'dihim min ba'di ma caethümül beyyinatü ve lakinıhtelefu fe minhüm men amene ve minhüm men kefar ve lev şaellahü maktetelu ve lakinnellahe yef'alü ma yürıd

( İşte o resulleri, bazılarını bazılarına üstün kıldık. Allah onlardan kimiyle konuştu ve bazılarını derecelerle yükseltti. Meryem oğlu İsa’ ya açık deliller verdik. ONU KUTSAL RUH İLE DESTEKLEYİP KUVVETLENDİRDİK. Şayet Allah dileseydi, o bazıları, onlara getirdiğimiz açık delillerden sonra savaşmazlardı. Lakin ihtilafa düştüler. Böylece onlardan kimi inandı, kimi de inkar etti. Şayet Allah dileseydi savaşmazlardı. Lakin kesinlikle Allah ne isterse yapar. )

5/110 - İz KALELLAHÜ ya iysebne meryemezkür nı'metı aleyke ve ala validetik iza EYYEDTÜKE Bİ RUHIL KUDÜSİ tükellimün nase fil mehdi ve kehla ve iz alemtükel kitabe vel hıkmete vet tevrate vel incil ve iz tahlüku minet tıyni ke hey'etit tayri bi iznı fe tenfühu fıha fe tekunü tayran bi iznı ve tübriül ekmehe vel ebrasa bi iznı ve iz tuhricül mevta bi iznı ve iz kefeftü benı israıle anke iz ci'tehüm bil beyyinati fe kalellezine keferu minhüm in haza illa sıhrun mübın
( Zamanında ALLAH "Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. SENİ KUTSAL RUH İLE DESTEKLEDİĞİMDE* beşikte ve erişkinlikte insanlara kelam edip söz söylerdin. Sana yazıyı, sırrı, Tevrat' ı ve İncil' i öğrettim. İznimle çamurdan kuşun şekli gibi olanı yarattın. Onun içine üfledin de iznimle kuş oldu. Doğuştan körü ve alacalıyı iznimle iyileştirdin. Ölüleri iznimle çıkardın. Onlara ayetlerle geldiğin ve onlardan inkar edenlerin "Bu kesinlikle apaçık sihirdir." dedikleri zaman İsrailoğulları' nı üzerinden çektim." DEDİ )

* Allahü Teala, Mesih İsa'yı Kutsal Ruh ile desteklediğini kendi kelamıyla beyan ediyor.





11 Ocak'ta yeniden deprem

Silivri açıklarında “11” ve "8" nümerolojisiyle uyumlu bir deprem daha 11.01.2020 tarihinde gerçekleşmiştir. 8 ve 11 sayıları yeni döngü başlangıcı, düalite, geçiş portali, sonsuz döngü kavramlarının nümerolojik sembolleridir.

Depremin istatistikleri;

-        Tarihi 11.01.2020
-        Saati  16:37: 36 …. “8” ; Sadece 16:37 olarak ifade edildiğinde de ( 1+6+3+7 = 17 ... "8" )
-        Şiddeti 4.7 …. 4+7 = 11

Zelzelenin insanlar için bir sınav, bir ayet olduğunu bildiren Ahzab suresinin “11.” ayeti  hatırlanmalıdır.

33/”11” – Hünalike (1) ibtüliye (2) el (3) mü'minune (4) ve (5) zülzilu (6) zilzalen (7) şedıda (8)
( Burada inananlar sınandılar. Şiddetli zelzele ile sarsıldılar. )

Ayrıca bu ayette 8 kelime bulunması, ayet numarasının ve sure numarasının birlikte olmak üzere ( 33/11 ) nümerolojik değerinin 8 olması ve Zilzal ( Zelzele ) suresinin 8 ayetten oluşması, depremin tam saatinin nümerolojik değerinin “8” olması ile uyum arzetmektedir.

Hatırlanmalıdır ki 1999 yılındaki büyük Gölcük depreminde "8" nümerolojisi ve Zilzal suresiyle uyum bulunmaktadır. Depremin;

- Yılı 19"99" ... Zilzal suresi 99. suredir.
- Ayı Ağustos ... 8. ay
- Günü 17 ... 1+7 = 8

Zilzal suresinin son iki ayetinin de 8 kelimeden oluşması ve ayetlerde düalite yani negatif ve pozitif kavramların ( Hayır ve Şer ) bulunması da dikkat çekmektedir.

99/7 - Fe (1) men (2) ya'mel (3) miskale (4) zerratin (5) HAYRAN (6) yera (7) h (8) 
( Artık kim zerrelerin ağırlığı ölçüsünde HAYIR yapmışsa onu görür. )


99/8 - Ve (1) men (2) ya'mel (3) miskale (4) zerratin (5) ŞERRAN (6) yera (7) h (8) 
( Ve kim zerrelerin ağırlığı ölçüsünde KÖTÜLÜK yapmışsa onu görür. )

Aşağıdaki bilgi de 11 sayısı ve deprem şiddeti açısından ilginçtir. Bilgide "Deprem şiddetinin  teorik olarak bir üst sınırı bulunmamakla birlikte 11 şiddetindeki bir depremin dünyayı ikiye bölebileceği" ifade edilmektedir.


"The biggest earthquake ever recorded was a magnitude 9.5. It occurred in 1960 in Chile, where the Nazca plate subducts under the South American plate. There is no theoretical limit to the magnitude of an earthquake, although it is estimated that an earthquake of magnitude "11" would split the Earth in two."


Milattan sonra kayıtlara geçmiş olan ilk depremin "17" ( 1+7 = "8" ) yılındaki "Lidya Depremi" olduğu bildirilmektedir. Bu deprem, bugünkü Türkiye sınırları içinde olan ve o zamanki adıyla Philadelphia olarak bilinen Alaşehir / Manisa'da vuku bulmuştur.

Yapılan dönemsel kategorizasyona göre 11.-18. yüzyıl aralığındaki ilk deprem 1037 ( 1+0+3+7 = "11" ) yılında Çin'de vuku bulan "Taizhou Jiangsu" depremi olduğu bildirilmektedir.

Kaynak = Wikipedia