"Lanet" ( Kötülük dileme ) kelimesi "La'na" ( Kötülük dilemek ) köküne "-et"* ekinin gelmesiyle oluşmaktadır. ( * Fazl - Fazilet, Kaim, İkamet gibi... ) "Lanetlemek" kelimesinin Türkçe karşılığı ise "İlenmek" kelimesidir.
Kutsal kitaplarda "Lanetlemek / Lanetlenmek" kelimesi düşük frekansların ( negatif frekans ) tesirlerine maruz bırakmak veya maruz kalmak anlamına gelmektedir. Dolayısıyla lanetleme ilahi sistemin üst boyutlarından iletilen kozmik tesirlerle gerçekleşebileceği gibi cinlerin ve insanların da birbirlerini lanetlemesi yani düşük frekans saldırısı yapması da mümkündür. Cinler ve insanlar arasında vuku bulan lanetleme eylemi yani düşük frekans iletisi "büyü yapma" olarak anılır. Düşük frekans her türlü hastalığın, tersliğin, sorunun, ıstırabın ve mutsuzluğun kaynağıdır. Ancak kainatta vuku bulan her olayın düal ( ikili ) sonuç özelliği olduğu ve nihayetinde varlıkların tekâmülü için gerçekleştiği hatırlanmalıdır.
Düşük frekansı temsil eden "Lanet" kelimesinin karşıtı yüksek frekansı yani huzuru, refahı, iyiliği, merhameti ve sevgiyi temsil eden "Şifa" ( Kötü halden iyi hale dönüştürme, Hastalığı iyileştirme ) kelimesidir. "Şafi / Şefi" ( Şifacı, Af vesilecisi ) ve "Şefaat" ( Şifa verme, Affa vesile olma ) kelineleri de "Şifa"* kökündendir. Dolayısıyla belirli kelimelerin belirli sayıda tekrarlanması ( zikir ) yoluyla hem düşük frekans hem de yüksek frekans tesirleri üretmek ve iletmek mümkündür. ( * İngilizce'deki "Shift" ( Halden hale değişim ) kelimesinin de "Şifa" kökünden gelmesi muhtemeldir.
Kutsal kitaplarda "Lanet" ve "Şifa" kelimelerinin geçtiği bazı ayetler;
TEVRAT
1 Genesis 3-14 Bunun üzerine
RAB Tanrı yılana, "Bu yaptığından ötürü Bütün evcil ve yabanıl hayvanların En LANETLİSİ
sen olacaksın" dedi, "Karnının
üzerinde sürünecek, Yaşamın
boyunca toprak yiyeceksin.
1 Genesis 3-17 RAB Tanrı
Adem'e, "Karının sözünü
dinlediğin ve sana, Meyvesini
yeme dediğim ağaçtan yediğin
için Toprak senin yüzünden
LANETLENDİ" dedi, "Yaşam boyu
emek vermeden yiyecek
bulamayacaksın.
1 Genesis 4-11 Artık döktüğün
kardeş kanını içmek için ağzını
açan toprağın LANETİ altındasın.
1 Genesis 4-12 İşlediğin toprak
bundan böyle sana ürün
vermeyecek. Yeryüzünde aylak
aylak dolaşacaksın."
2 Exodus 15-26 "Ben, Tanrınız RAB'bin sözünü dikkatle dinler, gözümde doğru olanı yapar, buyruklarıma kulak verir, bütün kurallarıma uyarsanız, Mısırlılar'a verdiğim hastalıkların hiçbirini size vermeyeceğim" dedi, "Çünkü
size ŞİFA veren RAB benim."
19 Psalms 30-2 Ya Rab Tanrım, Sanayakardım, bana ŞİFA verdin.
20 Proverbs 4-22 Çünkü onları
bulan için yaşam, Bedeni için
ŞİFADIR bunlar.
20 Proverbs 12-18 Düşünmeden
söylenen sözler kılıç gibi keser,
Bilgelerin diliyse ŞİFA verir.
20 Proverbs 16-24 Hoş sözler
petek balı gibidir, Cana tatlı ve
bedene ŞİFADIR.
21 Ecclesiastes 3-3 Öldürmenin
zamanı var, ŞİFA vermenin
zamanı var. Yıkmanın zamanı
var, yapmanın zamanı var.
İNCİL
40 Matthew 5-44 Ama ben size
diyorum ki, düşmanlarınızı
sevin, size LANET EDENLERİ
kutsayın, sizden nefret edenlere
iyilik yapın, sizi istismar edenler
ve size zulmedenler için dua
edin.
40 Matthew 25-41 "Sonra
solundakilere şöyle diyecek: 'Ey
LANETLİLER, çekilin önümden!
İblis'le melekleri için hazırlanmış
sönmez ateşe gidin!
41 Mark 11-21Olayı hatırlayan Petrus, "Rabbî, bak! LANETLEDİĞİN incir ağacı kurumuş!" dedi.
45 Romans 3-14 "Ağızları LANET
ve acı sözle doludur."
59 James 5-16 Bu nedenle, ŞİFA bulmak için günahlarınızı birbirinize itiraf edin ve birbiriniz için dua edin. Doğru kişinin yalvarışı çok güçlü
ve etkilidir.
60 1 Peter 2-24 Bizler günah karşısında ölelim,doğruluk uğruna
yaşayalım diye, günahlarımızı
çarmıhta kendi bedeninde
yüklendi. O'nun yaralarıyla ŞİFA
buldunuz.
66 Revelations 22-2 Kentin
anayolunun ortasında akan
ırmağın iki yanında on iki çeşit
meyve üreten ve her ay
meyvesini veren yaşam ağacı
bulunuyordu. Ağacın yaprakları
uluslara ŞİFA VERMEK içindir.
KUR'AN
2/88 - Ve kalu kulubüna ğulf bel
LEANEhümüllahü bi küfrihim fe
kalılen ma yü'minun
( Ve "Bizim kalplerimiz kılıflıdır."
dediler. Bilakis Allah onları
inkarlarından dolayı LANETLEDİ.
Artık çok azı inanır. )
2/159 - İnnellezine yektümune
ma enzelna minel beyyinati vel
hüda min ba'di ma beyyennahü
lin nasi fil kitabi ülaike
YEL'ANÜhümullahü ve YEL'ANÜhümül LAİNUN
( O kitabın içindekileri insanlara
açıklamamızdan sonra, açık
delillerden ve yönlendirmeden o
indirdiklerimizi gizleyenler, işte
onlar, Allah onlara kesinlikle
LANET EDER. Onlara LANETLEYENLER
de LANET EDERLER. )
2/161 - İnnellezine keferu ve
matu ve hüm küffarun ülaike
aleyhim LA'NETüllahi vel melaiketi
ven nasi ecmeın
( Kesinlikle o inkar eden olarak
ölen o inkar edenler, işte onlar,
Allah, melekler ve tüm insanlar
topluca onlara LANET EDERLER. )
4/52 Ülaikellezine LEANEhümüllah ve men YEL'ANillahü fe len tecide lehu nesıra
( İşte onlar, Allah' ın
LANETLEDİKLERİDİR. Allah kimi
LANETLERSE, artık ona yardımcı
bulamazsın. )
4/118 - LEANEhüllah ve kale le
ettehızenne min ıbadike
nasıben mefruda
( Allah ona ( şeytan ) LANET ETTİ. "Kesinlikle kullarından belirli nasip
alacağım." dedi. )
Maide suresinin 78. ayerinde "Davud'un ve İsa'nın diliyle / lisanıyla* lanetlenmek" ifadesi yer almaktadır. Bu ifadeyle İbranice'ye dikkat çekilmektedir.
( * Arapça'da "Lisan" kelimesi hem organ olan "Dil" hem de "Bir kavime ait kelimeler ile konuşma" anlamlarına gelmektedir. )
5/78 - LÜİNellezine keferu min benı israıle ALA LİSANİ DAVUDE VE IYSEBNİ MERYEM zalike bima asav ve t ya'tedun
( İsrailoğulları'ndan o inkar edenler, DAVUD VE MERYEM OĞLU İSA DİLİYLE / LİSANIYLA LANETLENMİŞLERDİR. Bu, onların isyan etmelerinden ve hududu aşmalarından dolayıdır. )
9/14 Katiluhüm yüazzibhümüllahü bi eydıküm ve yuhzihim ve yensurküm aleyhim ve YEŞFİ sudura kavmin mü'minın
( Onlarla savaşın ki Allah, sizin
ellerinizle onlara azap versin ve
onları rezil etsin ve onlara karşı
size yardım etsin. İnananlar
kavminin göğsüne ŞİFA VERSİN. )
10/57 - Ya eyyühen nasü kad
caetküm mev'ızatün min
rabbiküm ve ŞİFAÜN li ma fis
suduri ve hüden ve rahmetün lil
mü'minın
( Ey insanlar size Rab’binizden
öğüt ve o göğüslerin içindekiler
için ŞİFA, yönlendirme ve
inananlar için rahmet geldi.)
16/69 - Sümme külı min külles
semarati feslükı sübüle rabbike
zülüla yahrucü min butuniha
şerabün muhtelifün elvanühu
fıhi ŞİFAÜN lin nas inne fı zalike le
ayaten li kavmin yetefekkerun
( Sonra tüm meyvelerden ye de
Rab’binin yollarına yavaş,
yumuşak huylu, boyun
eğdirilmiş olarak gir. Onların
karınlarından renkleri çeşitli
içecekler çıkar. Onlarda insanlar
için ŞİFA vardır. Kesinlikle bunda
fikreden kavim için ayetler
vardır. )
17/82 Ve nünezzilü minel
kur'ani ma hüve ŞİFAÜN ve
rahmetün lil mü'minıne ve la
yezıdüz zalimıne illa hasara
( Ve Kur'an' dan inananlar için
ŞİFA ve rahmet olanları indiririz.
Zalimlere hasar haricindekini
artırmayız. )
26/80 - Ve iza merıdtü fe hüve
YEŞFİN
( Ve hastalandığımda O bana ŞİFA
verir.
)