26 Mart 2020 Perşembe

İnsanın durumu ve Agenda 21

Bu bölümde, insanın yaratılışından itibaren mücadele etmek durumunda olduğu temel soruna ve bu sorun karşısındaki mevcut durumuna değinilmektedir. İnsanın tekâmül edip de idrak ve frekans açısından daha üst seviye bir varlık olabilmesi bu sorunu aşma yönündeki gayretine bağlıdır. 

Cinler, insandan önce yaratılmış olmalarına rağmen negatif frekans yoğun özellikleri ( kibir, nefsaniyet, ritüel tutkusu, hiyerarşi, soğukkanlılık, merhametsizlik vb. ) nedeniyle tekâmül edemeyen ancak host beden olarak kullanmak üzere insana tasallut edip hipnoza ve obsesyona sebebiyet veren negatif tesirli süptil frekans varlıklarıdır. Kaba madde alemi olan dünyada ancak reptil ( sürüngen ) niteliğinde ve geçici olarak enkarne olabilen cinler, insandan önce yaratıldıkları için Allah'ın insana verdiği ilmi ve değeri kıskanmakta ve insanın ruhsal tekâmülünü engellemek için çabalamaktadırlar. 

Bkz.


İnsanın tekamülünü engelleme yönündeki ilk hamle, cin lideri olan İblis'in, Adem'i kendi soyu ( yasak ağaç ) ile cinsel temasa yönlendirmesi olmuştur. Adem'in bu nefsani yanılgısı saf insan neslinin bozulmasına neden olmuş ve bu nedenle Adem ana yurdu olan cennetten ( yarı süptil frekans ) çıkarılmış ve kaba madde frekansı olan dünyaya ( cehennem ) indirilmiştir. Tüm insanlığı sembolize eden Adem'in dünyadaki amacı ise nefsaniyetini yenerek tekâmül etmek ve ana yurdu olan cennete geri dönmektir. 

Ancak kendisini insandan üstün addeden ve isyan eden cin şeytanlarının lideri İblis ve tayfası, insanı düşük frekanslı kaba madde alemi dünyaya hapsetmek ve frekans yükselişine dayalı ruhsal tekâmülünü engelleyebilmek yönündeki obsesif çabasını aralıksız sürdürmektedir. Cinler, esas itibarıyla bilgi seviyesi düşük varlıklar olmalarına rağmen süptil özellikleri nedeniyle ilahi kozmik sistemdeki vazifeli varlıklardan ( melekler ) bilgi hırsızlığı yapabilmekte ( Ayetlerde kulak hırsızlığı olarak geçer. ) ve ayrıca insandaki ilahi kozmik bilgileri, insanı tesir altına alarak insana karşı kullanmaktadırlar. Cinlerin insana olan bu husumeti Kur'an ayetlerinde şu şelilde özetlenmektedir.

7/12 - "Sana emrettiğim zaman, seni yere kapanmaktan ne men etti?” dedi. “Ben, ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın." dedi.
7/13 - "Öyleyse oradan in. Artık sana orada kibirlenmek olmaz. Haydi çık, kesinlikle sen alçaklardansın." dedi. 
7/14 - "Bana, diriltilecekleri güne kadar bak." dedi.
7/15 - "Kesinlikle sen gözlenip bakılanlardansın." dedi.
7/16 - "ÖYLEYSE, BENİ AZDIRMANDAN DOLAYI, ONLARA KARŞI, SENİN DOĞRU YOLUNUN ÜZERİNE OTURACAĞIM." dedi.
7/17 - Sonra önlerinden arkalarından, sağlarından sollarından onlara yeteceğim. Onların çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın. 
7/18 - "Yerilmiş kovulmuş olarak oradan çık. Onlardan sana kim tabi olursa, cehennemi sizden topluca, tamamen dolduracağım." dedi.

Allahü Teala’nın “Ademe isimleri öğretmesi” ifadesi insanın ilahi kozmik bilgiler ile donatılması anlamına gelmektedir. Melekler dahi böyle bir bilgi haznesine haiz değillerdir. Bu husus Bakara suresinin aşağıdaki ayetlerinde bildirilir.

2/31 - Ve alleme ademel esmae külleha sümme aradahüm alel melaiketi fe kale enbiunı bi esmai haülai in küntüm sadikın
( Ve Adem’e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere gösterdi. "O halde, eğer doğrular iseniz, bunları bana isimleriyle haber verin." dedi. )

2/32 - Kalu sübhaneke la ilme lena illa ma alemtena inneke entel alimül hakim        

( "Yücesin sen. O bize öğrettiğinin haricinde bize ilim yoktur. Kesinlikle sen bilensin hakimsin." dediler. )

Cinler, insanların ruhsal tekamüllerini engelleme operasyonunda, neferleri haline getirdikleri şirket sahibi küresel azınlık çeteyi ( küresel elit aileler ) kullanmaktadırlar. Cinler, tasallut ve zihin kontrolü yoluyla kendilerine kulluk eder hale getirdikleri küresel çeteye "İnsanları tam kontrol altına alırsanız Allah gibi ( haşa ) olacaksınız ve insanların kaderini belirleyebileceksiniz." telkininde bulunmaktadırlar. Bu yöndeki ilk cin telkini, kibir olgusu tetiklenmek suretiyle, kadına ve kadın vasıtasıyla da Adem'e yapılmış ve şirk temelli tüm sorun bu noktada başlamıştır.

1 Genesis 3-1 RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, "Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi?" diye sordu.

1 Genesis 3-2 Kadın, "Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz" diye yanıtladı,

1 Genesis 3-3 "Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi."

1 Genesis 3-4 Yılan, "Kesinlikle ölmezsiniz" dedi,

1 Genesis 3-5 "Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek TANRI GİBİ OLACAKSINIZ."

1 Genesis 3-6 Kadın ağacın güzel, meyvesinin* yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi.

* "Meyve", cin soyunun sembolü olup, "meyvesinden yemek" ise cinlerle CİNsel ilişkiye girmek ve cin kontrolü altında olacak hibrid bir soy üretmek anlamına gelmektedir.

İşte "Tanrı gibi olma" obsesyonu nedeniyle küresel çetenin yol haritasının temel bileşenleri, insanların tam kontrol altına alınmak suretiyle özgürlüklerinin kısıtlanması ve Allah'ın sınırsız ve eşit olarak bahşettiği nimetlerin gasp edilmesi suretiyle insanların kendilerine tam bağımlı hale getirilmesidir. Yani bir anlamda dünyanın insanlar için bir hapishaneye dönüştürülmesidir. Yeni Dünya Düzeni olarak tanımlanan böyle bir sistemin oluşturulabilmesi için küreselciler tarafından salgın hastalık, savaş, kıtlık ve hatta deprem gibi manipülatif aksiyonlar alınması muhtemeldir. Bu aksiyonların beklenmedik problemler gibi algılatılması ve ardından "çözüm" sunma söylemiyle evvelce planlanan uygulamaların hayata geçirilmesi kadim ve şeytani bir taktiktir. Söz konusu vakalar İncil'in aşağıdaki ayetlerinde döngü sonu belirtileri olarak tanımlanmıştır.

40-Matthew-24-7 Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar, depremler olacak.
40-Matthew-24-8 Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır.
42-Luke-21-11 Şiddetli depremler, yer yer kıtlıklar ve salgın hastalıklar, korkunç olaylar ve gökte olağanüstü belirtiler olacak.

Ancak küreselcilerin, tuzak niteliğindeki bu aksiyonları, ilahi nizamın kader mekanizması gereği insanların ruhsal tekamülüne vesile olacak ve kurdukları tuzaklar, küreselcilerin başına geçecektir.

35/43 - İstikbaran fil erdı ve mekras seyyi' ve la yehıykul mekrus seyyiü illa bi ehlih fe hel yenzurune illa sünnetel evvelın fe len tecide li sünnetillahi tebdıla ve len tecide li sünnetillahi tahvıla
( Yerde kibirlenme ve kötülük tuzağıdır. Kötülük tuzağı sahibinin haricindekinin başına geçmez. Ancak evvelkilerin adetlerini mi gözetiyorlar? Allah' ın adetinde değişim bulamazsın. Allah' ın adetinde dönüşüm, başkalaşım bulamazsın. )

Yeni Dünya Düzeni ( Novus Ordo Seclorum ) olarak tanınmlanan bu hedef doğrultusundaki en önemli uygulama insanlığın ve gezegenin iyiliği, refahı için planlandığı öne sürülen "Agenda 21" isimli komplo projesidir. Zira bu projede insana yer yoktur. Projenin isminde "21" sayısının olmasının sebebi, 21. yüzyılı nitelemesi olarak ifade edilse de batıni anlamda, Kur'an'da 21 kere tekrarlanan "Ruh" kelimesini sembolize etmesidir.  


Zira insanlık şu anda 70,000 yıllık reenkarnasyon döngüsünün son aşamaları olan Yevmel Kıyamet ( Ayağa Kalkış Günü ) dönemini deneyimlemektedir. "Kıyamet" kelimesi, sistem görevlisi dogmacı yobazların asırlardır söyledikleri gibi "Felaket" anlamını taşımamakta, aksine "Ruhsal ve idraki yükselişi, ayağa kalkışı, uyanışı ve tekamülü" tanımlamaktadır. Ancak elbette ki bu dönemde ruhsal tekamüle erip yükselenler olacağı gibi nefsaniyet batağına daha da batıp helak olanlar olacaktır. Helak olanların başında da insanlığa bu komploları kuranlar yer alacaktır.

Özünde ruhsal uyanışı bloke etme ve tüm dünya kaynaklarına ( su, toprak, madenler, bitkiler, hayvanlar, üretim, yapılanma, gıda, enerji, bilgi ve İNSAN ) küresel şirketler kanlıyla hakim olma amacı yatan  "Agenda 21" özetle aşağıdaki aksiyon maddelerinden oluşmaktadır. ( Agenda 21, kulağa hoş gelen ancak hiçbir samimiyeti olmayan "Sustainable Development" ( Sürdürülebilir Gelişme ) sloganıyla lanse edilmektedir.

1- Tek Dünya Devleti; Ulus ve milliyetçilik kavramlarının zihinlerden silinmesi. Dünyanın bölgelere ayrılması ve bu bölgelerin de Dünya Devleti'ne bağlı birliklere bağlanması. Tek Dünya Devleti yapısında merkezcilleşmiş finansal güç ve bankacılık, para birimi, askeriye ) 


2- Dijital dönüşüm ; Agenda 21'in en önemli alt projesi olan "Global Future 2045 Project Avatar / Singularity"* ( Küresel Gelecek 2045 Avatar** Projesi / Teklik ) projesinin özünde, Artificial Intelligence ( AI / Yapay Zekâ ) ve mikroçip / nanoçip / nanobot teknolojisi vasıtasıyla insanı merkezden kontrol edilebilir bir robota dönüştürmeyi yani dijital köle yapmayı amaçlayan ancak Human 2.0 / Süper İnsan / Evrilmiş İnsan sloganlarıyla lanse edilen "Transhümanizm" ( İnsanın Ötesinde Olma ) kavramı yer almaktadır. Bu kavramın "İnsanlıktan Çıkma" olarak tercüme edilmesi en doğru yaklaşımdır. Zira merkezden gönderilecek radyo frekanslarıyla insanın frekansına yani ruhsal durumuna müdahale etmek, çakralarını bloke etmek, zihinsel ve fiziksel olarak manipüle etmek ve yönlendirmek mümkündür. 

Projeye "Singularity" ( Teklik / Birlik ) isminin verilme sebebi insanların ruhsal yükselişini, tekamülünü, kolektif bilinç tesisini ve zaman içinde aktive olacak metapsişik yeteneklerini ( telekinezi, durugörü, telepati, medyumluk vb. ) engellemek, tüm insanları tek merkezden AI ( Artificial Intelligence / Yapay Zeka ) ile yönlendirilen tek tip robotlara dönüştürmek suretiyle makineleştirip dünyaya hapsedilmek istenmesidir. Küresel şeytanlar, yine şirk ve taklit eyleminde bulunmak suretiyle, kainattaki varlıklar arasında oluşması gereken ve toplu tekamülün bir ifadesi olan rahmani "Vahdet / Ünite" olgusunu, kaba madde alemi olan dünyada teknoloji kullanarak şeytani bir şekilde gerçekleştirmeyi ve insanları köleleştirmeyi hedeflemektedirler.

** “Avatar” kelimesi “Bedene bürünmüş ilah” anlamına gelen ezoterik bir terimdir. Yani insanlar “Gelin size ilah gibi super insan yapalım.” söylemiyle aldatılacaklardır. Esas hedef merkezden kontrol edilebilir robotlara dönüşmüş bir insan kitlesi oluşturmaktır.  

Ayrıca Bkz.




Project Avatar 2045 zaman planındaki 2020 - 2025 aralığı dikkat çekmektedir. Coronavirus salgını vakası vesilesiyle 5 yıllık süreç başlatılmış gibidir.


Time dergisinin 21.02.2011 tarihli kapağı ( Şubat ayının 21'inin seçilmesi de Agenda 21 kapsamında nümerolojik uyum arzetmektedir. )


İnsan ve Makine entegrasyonunu öngören Transhumanism & Singularity Projesi

Dijital dönüşüm planının diğer alt başlıkları Implant Microchip Uygulaması, Dijital Kripto Para / Blockchain*, insan DNA'sı üzerindeki mutasyon etkisi net olarak bilinmeyen 5 G Teknolojisi, İnsan Kodlama, Akıllı Evler, Dijital Eğitim, IOT ( Internet of Things - Şeylerin Interneti ) olarak sıralanabilir.

( * "Blockchain" kelimesi "Zincir bloklama" anlamına gelmekte olup, insanlar arasında oluşan ve ruhsal tekâmüle vesile olan kokektif bilincin bloke edilmesi mesajını vermektedir. )

3- Tüm doğal kaynakların küresel devlet tarafından sahiplenilmesi ve yönetilmesi. Doğayı koruma başlığı altında, insanın toprak ile bağının kesilmesi ve insanların kırsal kesimden şehir merkezlerindeki "İnsan Toplama Bölgelerine" yönlendirilmeleri. Bireysel tarım uygulamasının yani çiftçiliğin sonlandırılması toprak hakimiyetinin  ve tarımın tamamen belirli büyük şirketlerin eline geçmesi.

4- Büyük şehirlerin insan toplama ve konsantrasyon kamplarına dönüştürülmesi ve bu şehirlerde "Toplama Bölgeleri" oluşturması. Dijital kontrol altyapısıyla inşa edilen metro ağları ve küçük alanlı hücre tipi akıllı evler ile 7/24 kontrol ortamının oluşturulması. ( 2019 yılı yapımı olan "Vivarium" isimli film, Yapay Zeka kontrolündeki özdeş evlerden oluşan bir labirentteki 9 numaralı eve hapsedilen iki genç insanın durumunu konu etmektedir. Filmde Yapay Zeka'nın insanı yokedeceği mesajı verilmektedir.  Filmin ismi olan Vivarium da Aquarium kelimesinden esinlenilmiştir. Vivarium'daki insan, Aquarium'daki insan benzetmesi yapılmıştır. ) ( A'raf 7/27 ..... innehu yeraküm hüve ve kabılühu min haysü la teravnehüm .... ( ..... kesinlikle o ( şeytan ) ve kabilesi sizi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden gözetlerler....... )

5- KOBİ'lerin ( Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin ) sonu. Tüm ihtiyaçların belirli sayıdaki büyük şirketler tarafından tedarik edilmesi.

6- - Dijital eğitim; Eğtim sistemin tamamen dijitalleştirilmesi ve bu yolla her türlü yanıltıcı ve saptırıcı bilginin sübliminal mesajlar ile iletilmesi. Bu yolla cahil ve biyat eden bir nesil oluşturulması. Çocukların tamamen devlet kontrolünde oldukları bir sistemin tesisi.

7- Bireylerin özgürce meslek seçmeleri imkanının ortadan kaldırılması ve her bireyin ne iş yapacağının devlet tarafından belirlenmesi.

8- Nüfus artışının kontrolü ve nüfusun azaltılması. Erkek ile kadının doğal ilişkisinin dejenere edilerek eşcinselliğin telkin edilmesi ve yaygınlaştırılması. Böylelikle insan neslinin üremesinin de kontrol altına alınması. Bunun yanısıra sentetik virüs salgınları, bölgesel savaşlar hatta depremler vb. organize edilmesi.

9- Korku esasına dayalı Polis Devleti yapılanması ve halkın, maddi menfaat karşılığında birbirini ihbar edebilen ajanlara dönüştürülmesi. Faşist rejimi tam tesis edebilmek için senarize edilmiş olaylar düzenlenmesi ve bu olaylar sonucunda oluşacak problemlere çözüm üretiyormuş gibi evvelce planlanan uygulamaların ve kanunların yürürlüğe konması. Toplumun tam kontrolü planı kapsamında zihin kontrolü sağlayacak olan sihir, mentalizm ve sembolizm tekniklerinin kullanılması.

10- Özgürlük söylemi altında her türlü değer yargısının iflası sonrasında tek değer yargısının para ve maddi menfaat olduğu dinsiz, inançsız, vatansız, milliyetsiz, ahlaksız,  merhametsiz, sadakatsiz, sevgisiz ve saygısız  yani kısaca nihilist bir toplumun tesis edilmesi.

11 - Mikro toplum olan "Aile" kavramının parçalanıp ayrıştırılarak yok edilmesi. Bunun başarılabilmesi için medya kanalıyla ( filmler, müzikler vb. ) zinanın, grup cinsel ilişkinin, ensest ilişkinin, pedofilinin ve eşcinselliğin telkin edilmesi.

12- Her türlü değer yargısının, ahlaki değerin ve dini inanışın feshedilmesi. Nefsani ve maddi arzularını her şeyin üzerinde tutan, paylaşma ve yardımseverlik olgularından arınmış  bireyselci tek tip insan formatının oluşturulması. "Bilimsellik" söylemi altında satanizmin bir din olarak zaman içinde empoze edilmesi. Böylelikle kitlesel hareket yapma kabiliyetinin ortadan kaldırılması ( Coronavirüs salgını vesilesiyle empoze edilen "Sosyal Uzaklık" ve "Evde Kal" kavramları biliçaltını etkilemekte ve insanlarda ileriye yönelik şartlı refleks oluşturmaktadır. )

13- Bireyler arasında rekabet, zulüm ve tahakküm olgusuna dayalı bir ilişki yapısının telkin edilmesi.

14- Toplumun 7/24 gözetlenmesini sağlayacak ve insanların hareket özgürlüklerini kısıtlayacak bir altyapının tesisi.  

15- Sosyal devletin yerini şirketlerin alması ve dünyanın, sahipleri küresel elit aileler olan Tek Dünya Devleti A.Ş. tarafından yönetilmesi.

16- Sosyalizm Görünümlü Küresel Diktatörlüğün, "Socialism" ve "Sharing Economy" ( Paylaşım Ekonomisi ) gibi sloganların ardına gizlenilerek oluşturulması. Herkesin eşit olacağının iddia edildiği ancak özünde insanlığın kölelikte eşit varlıklar haline getirilmek istendiği aldatıcı bir sosyalist diktatörlüğün oluşturulması. 

17- Mülksüzleştirme operasyonu; Sosyalizm, paylaşımcılık ve eşitlik söylemleriyle insanların mülklerinin, "kamulaştırma" adı altında, aşamalı olarak ellerinden alınması.

18- Hayatta kalmanın en büyük hedef olduğu bir anlayışın tesis edilmesi. Bir anlamda, evvelce filmleri de yapılan "Hunger Games Society"'nin ( Açlık Oyunları Toplumu ) yaratılması.

Küreselciler tarafından bir kitle iletişimi olması amacıyla çekilmiş olan, küresel planların kriptosu niteliğindeki ve Yeni Dünya Düzeni mesajını veren 1999 yılı yapımı Matrix filminin bir sahnesinde Ajan Smith karakterinin Morpheus karakterine söyledikleri, Yeni Dünya Düzeni'ni kurmaya çalışan zihniyetin insana bakış açısını ve insanı nasıl tanımladığını ortaya koymaktadır. Bu sözler, ancak cin şeytanının insana karşı sarfedeceği sözler olabilir.

"Burada geçirdiğim süre içinde edindiğim bir açılımı paylaşmak istiyorum. Türünüzü sınıflandırmaya çabalarken idrak ettim ki sizler aslında memeli değilsiniz. Bu gezegendeki her memeli içgüdüsel olarak çevresiyle doğal bir denge geliştiriyor. Ama siz insanlar öyle değilsiniz. Bir bölgeye doğru hareket ediyorsunuz ve tüm doğal kaynaklar tükenene kadar çoğalıyorsunuz, çoğalıyorsunuz. Ve tek hayatta kalma çareniz başka bir bölgeye sirayet etmek oluyor. Bu gezegende aynı paterni izleyen bir başka organizma daha var. Ne olduğunu biliyor musun? Bir VİRÜS. İnsanlar bir hastalıktır, bu gezegenin kanseridir. Siz vebasınız, biz ise çareyiz."

Ve maalesef bugün şirketlerde, şeytanların kendilerine verdikleri uyduruk, aldatıcı ve batıl ünvanların ardına gizlenen bir çok kibirli gafil, faydalı ve önemli işler yaptıklarına inanmak / inandırılmak suretiyle insanlık için ıstırap ve yoksunluktan başka bir sonuç vermeyecek olan bu küresel plana hizmet etmekte ve hatta bu süreçte kendi aralarında yarışmaktadırlar.

Oysa ki insanların, yükselen kolektif bilinci aktive ederek Allahü Teala'nın ilim nimeti olan teknolojinin, insanları kontrol altına alıp köleleştirmek için değil insanların ve dünyadaki diğer varlıkların yararına olacak şekilde kullanılmasının sağlanması yönünde tepki vermeleri gerekmektedir. Bunun olabilmesi için de insanların sadece Coronavirus vakasına odaklanmak yerine bu vakanın ardındaki küresel aklın planlarını anlamaları ve gerçek sorunu idrak etmeleri gerekmektedir.

Küresel planların nihai sonucunun mesajını veren ve zaten tamamı kripto mesaj içeren Star Wars film dizisinin bir bölümünde yer alan şu sahnedeki replikler dikkat çekmektedir.

"So this is how liberty dies with thunderous applause."

Ayrıca The Economist dergisinin 28 Mart - 3 Nisan 2020 sayısı kapağında açıkça "Big Government" ( Büyük Devlet ) ve "Everything's under control" ( Her şey kontrol altında ) yazmaktadır. İnsanlık tarihinde, insanın en çok aşağılandığı ve açıkça hakarete uğradığı yegane dergi kapağı muhtemlen budur. Kapakta insana bağlanmış olan ip yapay zekayı, ipi tutan büyük el de yapay zekayı kontrol eden ( algoritmasını yazdıran ) küresel aileleri sembolize etmekte gibidir.


2019 yılında vizyona giren "Vivarium" isimli film de içerdiği mesaj açısından dikkat çekmektedir. Filmde labirent gibi bir alanda yer alan özdeş evlerden birinde, 9 numaralı evde yaşamak zorunda kalan bir çiftin ölümle sonuçlanan hikayesi konu edilmektedir. ( 9 sayısı düalitedeki negatif frekansı sembolize etmektedir. ) Evde yaşamak zorunda kalan çifte, kendilerine iletilen bebeği büyütmeleri durumunda serbest kalabilecekleri bildirilmektedir. İletilen bebek AI'yı yani Yapay Zeka'yı sembolize etmektedir. AI çifti sürekli gözlemlemektedir. Filmin adı olan "Vivarium", "Aquarium" kelimesine atıfta bulunmaktadır. "Aquarium'daki balıklar, Vivarium'daki insanlar" mesajı verilmektedir. Filmin sonunda adam ve kadın ölmektedir. Filmin nihai mesajı ise "AI, insanı öldürdü." olmaktadır.


Yukarıda bahsedilen ve Sosyalizm Görünümlü Küresel Diktatörlük yapısının süsleyerek telkin edeceği Sharing Economy sisteminin planlanan esasını tasvir eden 2019 yılı yapımı "Platform" isimli film de dikkat çekmektedir. Filmde, kapalı bir sistemde birbirlerinin artıklarını yiyerek hayatta kalmaya çalışan insanlar konu edilmektedir.


Bir başka 2019 yılı yapımı olan "Five Feet Apart" ( Beş Adım Ötede ) isimli filmde ise bir akciğer hastalığı! olan Cystic Fibrosis nedeniyle insanlardan daima belirli bir mesafede durması gereken genç bir kızın hikayesi konu edilmektedir. Film, Coronavirus salgını nedeniyle gündeme gelen ve neredeyse bir yaşam formatına dönüşme potansiyeli arzeden "Sosyal Uzaklık" kavramına işaret etmekte gibidir.


2019 yılında vizyona giren bir başka film de agorafobik bir kadının hikayesini konu alan The Wolf Hour isimli filmdir. Filmde şiddet olaylarından dolayı panik yaşanan bir şehir de konu edilmektedir.


Daha evvelki yıllarda gösterime girmiş olan, Yeni Dünya Düzeni, kataklizm, distopya, dijital kontrol, AI ( Yapay Zeka ), evrilmiş ve dejenere olmuş sosyal yaşam gibi konuları içeren başlıca filmler ise şöyledir.

Upgrade 2019 : Felç olan bir adam çiplenerek bilgisayara bağlanıyor ve bu sayede süper  yeteneklere kavuşuyor. Ancak bu yetenekler zihnini bilgisayarın yönetimine açması durumunda aktive oluyor. Sonuçta adam tamamen bilgisayarın kölesi haline geliyor.


Singularity 2017 : 2020 yılında bir süper bilgisayar ( AI ) tüm insanlığa hakim olmak üzere bir saldırı başlatmıştır. İki genç harabeye dönmüş dünyada insanların robot tehditi olmadan yaşadıkları bir bölge bulma umuduyla mücadele vermektedirler.


Transcendence 2014 : Bilgisayar uzmanı bir bilimadamının zihni, öldükten sonra bilgisayara yükleniyor ve adam bilgisayar vasıtasıyla yaşamaya devam ediyor. Zamanla bilgisayar dünyadaki herşeyi yönetmeye ve hakim olmaya başlıyor.


Lucy 2014 : Kimyasal bir maddenin kanına karışması sonucunda beynini kullanma kapasitesi artan, böylelikle süper güç ve yeteneklere kavuşan ve tüm enerji sistemlerine, makinelere, bilgisayarlara hakim olabilen bir kadının hikayesi konu alınmaktadır. Filmin sonunda kadın, beyninin %100'ünü kullanır hale gelmekte ve "Tanrılaşmaktadır." ( Filmdeki "Lucy" ismi "Lucifer"'i sembolize etmektedir. )


The Giver 2014 : İnsanın kök sebebi olduğu!! savaşlar, açlıklar, hastalıklar ve her türlü yıkımdan sonra dünyada yeni bir düzen kurulmuştur. İnsanlar toplama kampı niteliğindeki bir bölgede düşünsel olarak tek tipleştirilmiş şekilde yaşatılmakta ve "Elders" olarak adlandırılan bir grup tarafından  sevk ve idare edilmektedirler. Standart evlerde yaşamakta olan ve 7/24 dijital kontrol altında tutulan insanlar evden çıkmadan önce bileklerindeki cihazı "Duygu Emici Ünitesi"'ne okutmak zorundadırlar. Böylelikle sisteme karşı gelme ve suç işleme imkanı oluşmamaktadır. İnsanların ne iş yapacakları "Elders" tarafından belirlenmektedir.  İnsanlar her türlü duygu ve manevi değerden yoksun durumdadırlar. İnsanlığın anılarına ilişkin bilgilere haiz olan ve "Giver" ( Verici ) adı verilen bir kişi, dönemsel olarak seçilen ve Receiver ( Alıcı ) tayin edilen genç bir çocuğa  insanın gerçek yaşamına ilişkin anıları ve dünyaya ilişkin bilgileri aktarmaktadır.


Divergent 2014 : İnsanların kategorize edilerek belirli segmentlere ve yaşam bölgelerine ayrıldığı fütüristik ve distopik bir ortamda sisteme karşı gelen ve gerçeği arayan bir genç kadının hikayesi konu edilmektedir.


Purge 2013 : Senede bir gün, 24 saat boyunca her türlü suçun işlenebildiği bir ortam tasvir ediliyor. Bu süre zarfında hastaneler de hizmet vermiyor. İnsanlar sevmedikleri, sinir oldukları diğer insanları öldürebiliyor. Herkes korkudan evlerine özel güvenlik mekanizmaları kuruyor.


Cloud Atlas 2012 : İnsanların farklı varlıklar tarafından tam kontrol altında yönetildikleri, sadece "tüketici" olarak adlandırıldıkları ve küçük hücrelerde yaşadıkları bir ortam tasvir ediliyor.


Hunger Games 2012 : Yoksullaşmış insanların belirli bölgelere dağıtılmak suretiyle yaşamaya mahkum edildikleri ve bir TV dizisiyle hayata bağlandıkları distopya ortamı konu ediliyor.


Splice 2009 : Genetik mühendisi bir çiftin laboratuar ortamında ürettikleri bir canlıyla duygusal ilişki kurmaları konu ediliyor.


Wall E 2008 : Dünya'da yaşam son bulmuş ve son kalan insan grubu da bir şirkete ait uzay gemisinde AI kontrolünde yaşamaya başlamıştır. İnsanların hepsi obez olup, hareketlerini dahi özel araçlarla yapmaktadırlar. Hareket sağlayan araçlarda da doğrudan göz hizalarında ekranlar bulunmakta olup, uyanmalarından uyuyacakları zaman kadar bu ekranlara bakmaktadırlar. Yatma, kalkma, yemek yeme ihtiyaçlarını AI tarafından talimat verildiği zamanlarda gerçekleştirmektedirler.


The Truman Show 1998 : Doğumundan itibaren tüm yaşamı bir yapım şirketinin senaryosundan ibaret olmak üzere stüdyo ortamında kontrol altında büyüyen ve her anı bir TV programında 7/24 yayımlanan bir adamın hikayesi konu edilmektedir. Filmin başrol karakterinin ismi Truman olup bu isim MK ULTRA Project Monarch Zihin Kontrol projesini geliştiren ABD Başkanı Harry Truman'a atfedilmiştir.


The Thinning 2018 : 2039 yılında dünyanın  nüfusu iyice artmıştır. Birleşmiş Milletler bir bildiri yayımlayarak her ülkenin nüfusunu her yıl %5 oranında azaltması talimatını verir. ABD gençler üzerinde "Thinning" adı verilen bir test uygulamaya başlar. Testi geçenler yaşamaya devam etmekte, testi geçemeyenler ise "enjeksiyon" ( aşılama mesajı ) yöntemiyle öldürülmektedirler. Filmdeki test müdürünün ismi de "Mason King"' ( Mason Kral ! ) dir Filmin afişinde "New World Order" ( Yeni Dünya Düzeni ) yazmaktadır.


Equilibrium 2002 : Film, "hissetmenin suç sayıldığı" distopik bir ortamda yaşayan ve her gün Prozium isimli duygu / hafıza silici ilacı kendilerine enjekte etmek zorunda bırakılan insanları konu almaktadır. Bir grup insan ise bu uygulamaya karşı çıkmış ve isyan başlatmıştır.


2019 yılında vizyona giren ( tam pandemi öncesi ) "Little Joe" isimli filmde ise suni ortamda üretilen bir bitkinin beyinde patojenik etkilere ( dikkat eksikliği, davranış değişikliği, sanal mutluluk ve hafıza kaybı ) sebep olan bir "virüs"ün oluşumuna sebebiyet vermesi konu edilmektedir. Film, açıkça "laboratuarda üretilen virüs" mesajı vermektedir.



Biyoteknoloji şirketinin logosundaki DNA sembolü dikkat çekmektedir.

Ayrıca filmde "maske" teması da işlenmektedir.


Ayrıca 1995 yılında piyasaya sürülen Illuminati New World Order ( Yeni Dünya Düzeni ) kart oyununda yer alan "Epidemic Quarantine" ( Salgın Karantinası ) isimli kart da dikkat çekmektedir.
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder