Çeviri

Monday, July 12, 2021

O'na dönmek...

"İleyhi turceun" ( O'na döndürülürsünüz. ), "İlallahi turceul umur" ( İşler Allah'a döndürülür. ), "İleyhi unib" ( O'na dönerim. ), "İleyhi meab" ( Dönüşüm O'na'dır. ) 

Ayetlerde geçen bu ifadeler "Allah'a dönmek" kavramına dikkat çekmektedir. Bu ifade "başlangıç safhasına dönüş" anlamını içermekte gibidir. Bir başka deyişle bu ifade madde alemi kâinatın yaratılışından önceki safhaya yani "saf bilinç" ( ruh ) safhasına dönüşü tanımlamakta gibidir.

İnsanın bilince kavuşması yani hayat bulması kitaplarda "Allah'ın ruhundan üflemesi" olarak tasvir edilir. Dolayısıyla "Allah'a dönüş" kavramı, Allah'ın, "üflediği" ruhu tekrar "içine çekmesi" gibi de tasvir edilebilir. "Allah'a dönmek" kavramı esasen ruhsal tekâmülünü tamamlayan varlıkların Allah'ın indindeki ünite safhasına yani "yokluk / hiçlik" safhasına terfisi niteliğindedir. Zira yaratılmış her varlık düalite sistemi içinde tekâmülünü tamamlamaya ihtiyaç duymaktadır. Ünite ise sadece Allah'a mahsus bir kavram olup, yaşam planlarındaki ( boyutlar, frekanslar ) yaratılmışlardan beklenen ise ünite kavramının sezgisine ulaşabilmeleridir. 

"O'na dönüş" ifadesini içeren ayetler şöyledir  

2/28 Keyfe tekfurune billahi ve kuntum emvaten fe ahyakum summe yumitukum summe yuhyikum summe İLEYHİ TURCEUN 

( Allah’ ı nasıl inkar edersiniz? Ve ölülerdiniz de sizi diriltti. Sonra sizi öldürür. Sonra sizi diriltir. Sonra O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. ) 

2/46 Ellezine yezunnune ennehum mulaku rabbihim ve ennehum İLEYHİ RACİUN

( Onlar kesinlikle Rab’lerine kavuşacaklarını ve kesinlikle onlar O'NAVDÖNECEKLERİNİ sezerler. ) 

2/156 Ellezine iza esabethum musibetun kalu inna lillahi ve inna İLEYHİ RACİUN

( Onlar onlara musibet isabet ettiğinde, "Kesinlikle biz Allah içiniz ve kesinlikle biz O'NA DÖNECEĞİZ." derler. )

2/245 Menzellezi yukridullahe kardan hasenen fe yudaifehu lehu ad'afen kesirah vallahu yakbidu ve yebsut ve İLEYHİ TURCEUN

( Kim Allah’a güzel borcu borç verirse, ona kat kat çokça artırır. Allah daraltıp meşakkat verir ve genişlik verir ve O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )

3/83 E fe ğayra dinillahi yebğune ve lehu esleme men fis semavati vel erdi tav'an ve kerhen ve İLEYHİ YURCEUN

( Yani, göklerdeki ve yerdeki kimseler isteyerek veya istemeyip zorlanarak O’na teslim olmuşken, Allah’ ın dininden başkasını mı ararlar? Ve O'NA DÖNDÜRÜLÜRLER. )

6/36 İnnema yestecibullezine yesmeun vel mevta yeb'asuhumullahu summe İLEYHİ YURCEUN

( Kesinlikle ki o dinleyenler kabul ederler. Ölüler, Allah onları diriltir, sonra O'NA DÖNDÜRÜLÜRLER. )

10/56 Huve yuhyi ve yumitu ve İLEYHİ TURCEUN

( O diriltir, öldürür ve O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )

11/123 Ve lillahi ğaybus semavati vel erdi ve İLEYHİ YURCEUL EMRU KULLUHU fa'budhu ve tevekkel aleyh ve ma rabbuke bi ğafilin an ma ta'melun

( Ve göklerin ve yerin gaybı Allah içindir. İŞLERİN HEPSİ O'NA DÖNDÜRÜLÜR. O halde O'na kulluk et ve O'na dayanıp sığın. Rab’bin o yaptıklarınızdan habersiz değildir. )

11/34 Ve la yenfeukum nushiy in eradtu en ensaha lekum in kanellahu yuridu en yuğviyekum huve rabbukum ve İLEYHİ TURCEUN

( Ve "Eğer Allah sizi azdırmak istediyse, eğer size nasihat etmeyi istesem de nasihatım size fayda etmez. Rab’biniz O' dur ve O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ." )

11/88 Kale ya kavmi e raeytum in kuntu ala beyyinetin min rabbi ve razekani minhu rizkan hasena ve ma uridu en uhalifekum ila ma enhakum anh in uridu illel islaha mesteta't ve ma tevfikiy illa billah aleyhi tevekkeltu ve İLEYHİ UNİB

( "Ey kavmim, görür düşünür müsünüz? Eğer Rab’bimden delil üzerinde isem ve beni güzel rızık ile rızıklandırdı ise. O size men ettiklerimden size ihtilaf etmek istemem. Kesinlikle ancak istidatım olduğu kadar iyileştirmeyi isterim. Muvaffakiyetim ancak Allah sayesindedir. O'na dayanıp sığınırım ve O'NA DÖNERİM." dedi. )

13/36 Vellezine ateynahumul kitabe yefrahune bima unzile ileyke ve minel ahzabi men yunkiru ba'dah kul innema umirtu en a'budellahe ve la uşrike bih ileyhi ed'u ve İLEYHİ MEAB

( Ve o kitap verdiklerimiz, o sana indirdiğimizden dolayı ferahlayıp seviniyorlar. Topluluktan kimseler de onun bir kısmını inkar ederler. De ki: "Kesinlikle ben Allah’a kulluk etmeye ve O’na ortak koşmamaya emrolundum. O'na çağırıyorum ve DÖNÜŞÜM O'NADIR." )

24/64 E la inne lillahi ma fis semavati vel ard kad ya'lemu ma entum aleyh ve yevme YURCEUNE İLEYHİ fe yunebbiuhum bima amilu vallahu bi kulli şey'in alim

( İyi bilin ki göklerde ve yerde ne varsa kesinlikle Allah içindir. Neyin üzerinde olduğunuzu bilir. O'NA DÖNDÜRÜLDÜKLERİ o gün, artık ne yaptıklarını onlara haber verir. Allah herşeyi bilendir. )

26/50 Kalu la dayra inna İLA RABBİNA MUNKALİBUN 

( "Zararı yok. Kesinlikle biz RAB’BİMİZE DÖNECEĞİZ." dediler. )

28/70 Ve huvellahu la ilahe illa hu lehul hamdu fil ula vel ahirati ve lehul hukmu ve ileyhi turceun 

( Ve o Allah' tır ki O' nun haricinde ilah yoktur. Öncede ve sonrada övgü O'nadır . Hüküm O'nadır. O'na döndürülürsünüz. ) 

28/88 Ve la ted'u meallahi ilahen ahar la ilahe illa huve kulli şey'in halikun illa vecheh lehul hukmu ve İLEYHİ TURCEUN

( Ve Allah ile birlikte başka ilahı çağırma. O’nun haricinde ilah yoktur. O' nun yüzü haricinde herşey helak olur. Hüküm O'nadır ve O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )

29/17 İnnema ta'budune min dunillahi evsanen ve tahlukune ifka innellezine ta'budune min dunillahi la yemlikune lekum rizkan febteğu indellahir rizka va'buduhu veşkuru leh İLEYHİ TURCEUN

( O Allah’tan başka kulluk ettikleriniz kesinlikle putlardır. Uydurma yaratıyorsunuz. Kesinlikle o Allah’tan başka kulluk ettikleriniz, size rızık olarak malik olup hükmedemezler. O halde, rızıkı Allah' ın indinde arayın. O'na kulluk edin ve O'na şükredin. O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )

30/11 Allahu yebdeul halka summe yuiyduhu summe İLEYHİ TURCEUN

( Allah yaratışı ortaya çıkarıp başlatır. Sonra onu tekrarlayıp döndürür. Sonra O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )

36/22 Ve ma liye la a'budullezi fetarani ve İLEYHİ TURCEUN 

( Ve "Ne oldu bana ki o beni yaratana kulluk etmeyeyim. O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ." )

36/83 Fe subhanellezi bi yedihi melekutu kulli şey'in ve ILEYHİ TURCEUN

( Herşeyin mülkiyeti elinde olan O, yücedir. O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )

39/44 Kul lillahiş şefaatu cemia lehu mulkus semavati vel ard summe ILEYHİ TURCEUN

( De ki: "Tüm af vesileciliği Allah içindir. Göklerin ve yerin mülkü O’nadır. Sonra O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ." )

41/21 Ve kalu li culudihim lime şehidtum aleyna kalu entaknellahullezi entaka kulle şey'in ve huve halekakum evvele merratin ve ILEYHİ TURCEUN

( Ve derilerine "Neden üzerimize şahitlik ettiniz?" derler. "Bizi, herşeyi konuşturan Allah konuşturdu. Sizi ilk keresinde yaratan da O' dur. O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ." derler. ) 

43/85 Ve tebarakellezi lehu mulkus semavati vel erdi ve ma beynehuma ve indehu ilmus saah ve İLEYHİ TURCEUN

( Ve O bereketlidir. Göklerin, yerin ve o onların aralarındakilerinin mülkü O’nadır. Saatin ilmi O' nun indindedir. O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. ) 

Thursday, July 8, 2021

Nar ve Nur

"Nar" ( Ateş ) kelimesi "Nur" ( Aydınlık ) kelimesiyle ortak NR kökünden olan bir kelimedir. "Nur" kelimesi özünde "Ateşin etkisinde kalmış, Ateşlenmiş" yani "Aydın olmuş, Aydınlık" anlamını taşımaktadır. 

"Nar" kelimesinin Kur'an'da zahiri ve batini anlamlarda kullanıldığı görülmektedir. Bu anlamlar "Ateş", "Azap", "Enerji", "Bilgi ( İlim ) olarak sıralanabilir.

"Nur" ( Aydınlık ) kelimesi "İlm" ( İlim, Bilgi ) kelimesiyle de ilintilidir. Batı dillerindeki "ILLuMinati" ( Aydınlanmışlar ), "LuMinous ( Aydınlık ) kelimelerindeki "LM" kökü ile "İLM" ( İlim, Bilgi ) kelimesindeki LM kökü ortaklık arzetmektedir. Yani Arapça'daki "İLM / İLiM ( Bilgi ) kelimesi batı dillerinde "Aydınlık" anlamına gelen "LuMière", "LuMinosity" kelimelerinin köküdür. O nedenledir ki "İlim sahibi kişi"'ye "Aydın" denmektedir. Illuminati ( Aydınlanmışlar ) kelimesinin bir anlamı da "İlimlenmişler"dir.

Aşağıdaki ayetlerde "Nar" kelimesi "Azap" ve "Ateş" anlamında yer almaktadır.

2/201 Ve minhum men yekulu rabbena atina fid dunya haseneten ve fil ahirati haseneten ve kina AZABEN NAR

( Ve onlardan kimi "Rab’bimiz bize dünyada güzellik ve ahirette güzellik ver ve bizi ATEŞ AZABINDAN koru." der. )

56/71 E fe reeytumun NAR elletiy TURUN ( Çakıp YAKTIĞINIZ ATEŞİ gördünüz mü? )

56/72 E entum enşe'tum şecereteha em nahnul munşiun

( Onun ağacını siz mi inşa ettiniz? Biz miyiz inşa eden? )

Aşağıdaki ayetlerde "Nar" kelimesi "Enerji frekansı" anlamında yer almaktadır. Cin ( Görünmeyen, Örtülü, Gizli ) adı verilen üst boyut varlıkları yüksek frekansta titreşen süptil madde niteliğindeki varlıklardır. 

7/11 Ve lekad halaknakum summe savvernakum summe kulna lil melaiketiscudu li ademe fe secedu illa iblis lem yekun mines sacidin

( Ve sizi yarattık. Sonra sizi şekillendirdik. Sonra meleklere "Adem için yere kapanın." dedik de İblis hariç yere kapandılar. O yere kapananlardan olmadı. )

7/12 Kale ma meneake en la tescude iz emartuk kale ene hayrun minh halakteni min NARİN ve halaktehu min tiyn

( “Sana emrettiğim zaman, seni yere kapanmaktan ne men etti?” dedi. “Ben, ondan daha hayırlıyım. Beni ATEŞTEN yarattın, onu çamurdan yarattın." dedi. ) 

15/27 Vel canne halaknahu min kablu min NARis semum 

( Ve cin, onu önceden, içe işleyen zehirli ATEŞTEN yarattık. )

55/15 Ve halekal canne min maricin min NAR

( Ve cini dumansız ATEŞ alevinden yarattı. ) 

Aşağıdaki ayetlerde "Nur" kelimesi vasıtasıyla Allahü Teala'nın sonsuz ilim ve aydınlanma kaynağı olduğu bildirilmektedir.  

24/35 Allahu NURus semavati vel ard ....

( Allah göklerin ve yerin AYDINLIĞIDIR. ... ) 

9/32 Yuridune en YUTFİU NURallahi bi efvahihim ve ye'bellahu illa en yutimme nurahu ve lev kerihel kafirun

( Allah' ın AYDINLIĞINI ağızlarıyla SÖNDÜRMEK isterler. Allah, inkarcılar hoşlanmasalar da, istemeseler de ancak aydınlığını tamamlamayı istiyor. )

Aşağıdaki ayetlerde ateş, "Huda" ( Yönlendirme ) sağlayan ve "Haber" ( Haber, Bilgi ) niteliğinde olan ilahi kozmik bilgileri temsil etmektedir.

20/10 İz raa NARan fe kale li ehlihimkusu inni anestu NARan lealli atikum minha bi kabesin ev ecidu alen NARİ HUDA

( Zamanında ATEŞ gördü de ailesine "Durun, kesinlikle ben ATEŞ gördüm. Umulur ki ben size ondan ateş parçası kor getiririm veya ATEŞTE YÖNLENDİRME bulurum" dedi. ) 

20/11 Fe lemma etaha nudiye ya musa

( Böylece oraya vardığında seslenildi "Ey Musa." ) 

20/12 İnni ene rabbuke fahla' na'leyk inneke bil vadil mukaddesi tuva

( Kesinlikle ben, ben senin Rab’binim. O halde ayakkabını çıkar. Kesinlikle sen kutsal vadi Tuva' dasın. )

27/7 İz kale musa li ehlihi inni anestu NARA seatikum minha bi HABER ev atikum bi şihabin kabesin leallekum tastalun

( Zamanında Musa ailesine "Kesinlikle ben ATEŞ gördüm. Size ondan HABER ile geleceğim. Veya size kor gibi kıvılcım ile geleceğim. Umulur ki ısınırsınız." dedi. )

27/8 Fe lemma caeha nudiye en BURİKE MEN FİN NARİ ve men havleha ve subhanellahi rabbil alemin

( Böylece oraya vardığında, "O ATEŞİN İÇİNDEKİ ve onun çevresindeki KİMSELER BEREKETLİ KILINMIŞLARDIR. Alemlerin Rab’bi Allah yücedir." diye seslenildi. )

27/9 Ya musa innehu enellahul azizul hakim ( Ey Musa, kesinlikle ki ben yüce hakim olan Allah’ ım. )

28/29 Fe lemma kada musel ecele ve sara bi ehlihi anese min canibit turi NARA kale li ehlihimkusu inni anestu NARan lealli atikum minha bi HABERİN ev cezvetin minen NARİ leallekum tastalun

( Musa vadeyi tamamlayıp da ailesi ile seyirttiğinde dağın yanında ATEŞ gördü. Ailesine "Bekleyin, kesinlikle ben ATEŞ gördüm. Ondan size HABER ile veya ateşten bir parça ile geleceğimi umarım. Umulur ki ısınırsınız." dedi. )

28/30 Fe lemma etaha nudiye min şatiil vadil eymeni fil buk'atil mubaraketi mineş şecerati en ya musa inni enellahu rabbul alemin

( Oraya yettiğinde, bereketli yerdeki vadinin sağındaki ağaçtan "Ey Musa, kesinlikle ben, ben alemlerin Rab’bi Allah' ım." diye seslenildi. )



Ölümsüzlük yanılgısı

"Belçika'da yaşayan 11 yaşındaki Laurent Simons, Anvers Üniversitesi'nin 3 yıllık fizik bölümünü 1 yılda bitirerek en iyi dereceyle mezun oldu. Simons "Hedefim ÖLÜMSÜZLÜK." dedi." 

Basından 07.07.2021

Tanrısallaşmaya çalışan zionist küreselciler tarafından üretilen Transhumanism, Singularity, Human 2.0, Homodeus gibi kavramların nihai ve aldatıcı mesajı "Immortality" yani "Ölümsüzlük"tür. 

Yukarıda isimleri yer alan ve "Tanrı İnsan", "Ölümsüzlük" gibi kavramları empoze eden bu projeler esas itibarıyla bilinç bloklama yoluyla insanı kaba madde planı dünyaya kilitlemek, reenkarnasyon döngülerini olabildiğince uzatarak ruhsal tekâmülünü ve üst süptil plana geçişini geciktirmek için geliştirilen projelerdir. Dolayısıyla insanlara "ölümsüzlük" diye sunulan paketin içinde esasen "ruhsal tekâmülün bloklanması" bulunmaktadır.

RNA enzimleri, mRNA aşıları vasıtasıyla modifiye edilebilmekte yani istenilen hedefe yönelik olarak programlanabilmektedir. Söz konusu hedef telomerlerin uzatılması yoluyla ömrün uzatılması olacağı gibi immün sistemin zayıflatılması yoluyla hasta etmek ve öldürmek de olabilir. Herşey enzimlerin nasıl kodlandıklarına bir başka deyişle mRNA aşısındaki "m"'nin ( messenger / mesajcı ) ne mesaj ilettiğine bağlıdır. Konu ile ilgili bazı linkler aşağıdadır.

https://m.economictimes.com/news/science/altering-rna-enzymes-may-extend-lifespan/articleshow/48173733.cms

 https://www.google.com/amp/s/amp.iflscience.com/health-and-medicine/modified-mrna-lengthens-telomeres-extending-life-human-cells/

1995 yılında piyasaya sürülen "Illuminati New World Order Conspiracy Card Games" ( Illuminati Yeni Dünya Düzeni Komplo Kart Oyunları ) oyunundaki kartlardan birinin başlığında "Immortality Serum" ( Ölümsüzlük Serumu ) yazmaktadır. 

Bu kart mRNA aşı teknolojisine işaret etmekte gibidir.

Bu çerçevede, küreselciler mRNA aşıları ile doğurganlığı sonlandırmayı ve kalan nüfusun da kaba madde reenkarnasyon ömrünü uzatmayı mı planlamaktadırlar? Böylelikle bir süre sonra nüfus artışı duracak, mevcut nüfus da normalden çok daha uzun süre dünyada kalacağı için üst süptil boyuta geçiş de bloke mi edilecektir? Bir başka deyişle "ölümsüzlük" sağlıyoruz diyerek gerçek "ölümsüzlüğü" yani ruhların kaba maddeden sıyrılıp süptilleşmelerini, tekâmüllerini engellemeye ve insanları kaba madde planı dünyaya hapsetmeye çalışıyor olabilirler. 

Bu durum insanın başlangıçtaki yanılgısının tersten tekerrürü gibidir. Zira Adem, İblis'in "ebedi veya melek olursun" yanıltmasına kapılarak zaten içinde bulunduğu ebediyet ortamını ( cennet ) terkederek ölümü yani dünyayı ( cehennem ) tercih etmiştir. Adem bu tercihi yaptığını "yasak ağaçtan yiyerek" yani "cinlerin soyağacından yiyerek / cinler ile temasa geçerek" ortaya koymuştur. Bu vaka ve şeytanın büyük fayda algısı yaratarak aldatma taktiği kutsal kitaplarda bildirilmektedir. 

7/20 Fe vesvese lehumeş şeytanu li yubdiye lehuma ma vuriye anhuma min sev'atihima ve kale ma nehakuma rabbukuma an hazihiş şecerati illa EN TEKUNA MELEKEYNİ EV TEKUNA MİNEL HALİDİN

( Şeytan onların ayıplarından, çirkinliklerinden o onlara gizlenmişleri, örtülmüşleri onlara açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi. "Rab’biniz, ancak İKİ MELEK VEYA EBEDİLERDEN OLURSUNUZ diye sizi şu ağaçtan men etti." dedi. )

1 Genesis 3-3 "Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi."

1 Genesis 3-4 Yılan, "Kesinlikle ÖLMEZSİNİZ" dedi,

1 Genesis 3-5 "Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek TANRI GİBİ OLACAKSINIZ."

1992 yılı yapımı "Death Becomes Her" ( Ölüm Ona Dönüşür ) isimli filmde "ölümsüzlük iksiri" bir aldatma unsuru olarak işlenmekteydi. Başrol oyuncusu filmin sonunda "anlamsız" diyerek kadının verdiği ölümsüzlük iksirini içmeyi reddediyordu. Bu metod tersten motivasyon olarak adlandırılabilir. Yani aslında insanın yapması gereken gösterilmekte ancak bunun bir yanlışlık olduğu mesajı da bilinçaltına işlenmektedir.

Kaba madde planı dünyaya ( cehennem ) hapsedilmiş olanlara yani "ölümsüzlük" aldatmacasına kanıp da ölemeyen ve bu nedenle de gerçek sonsuz yaşama kavuşamayanlara ilişkin ayetler şöyledir. 

25/13 Ve iza ulku minha MEKANEN DAYYİKEN MUKARRANİNE deav hunalike SUBURA

( Ve oradan, BAĞLANMIŞ* olarak DAR MEKÂNA** atıldıklarında, orada ÖLÜMÜ ÇAĞIRIRLAR. )

25/14 La TED'UL yevme SUBURAN VAHİDEN veD'U SUBURAN KESİRA

( Bugün TEK ÖLÜMÜ ÇAĞIRMAYIN, ÇOK ÖLÜMÜ ÇAĞIRIN. )

25/15 Kul E ZALİKE HAYRUN em CENNETUL HULDilleti vuidel muttekun kanet lehum cezaen ve mesira

( De ki: "BU MU DAHA HAYIRLI, yoksa sakınanlara vaad edilen, onlara karşılık ve varış yeri olan o EBEDİYET CENNETİ Mİ?" ) * 

Bağlama = mRNA aşısı, immortality serum ** Dar mekân = Kaba madde planı dünya

"Ölümü çağırmak" ifadesi İncil'de de şöyle yer almaktadır.

66 Revelations 9-6 O günlerde insanlar ölümü arayacak, ama bulamayacaklar. Ölümü özleyecekler, ama ölüm onlardan kaçacak.

Taha suresinin 74. ayetinde de dünya denen cehenneme hapsolmuş olan ve ölerek gerçek yaşama kavuşamayanlardan bahsedilmektedir.

20/74 Kesinlikle o Rab’bine suçlu olarak gelen kimse, artık CEHENNEM*** kesinlikle onadır. ONUN İÇİNDE ÖLMEZ VE DİRİLMEZ. 

*** Cehennem = Kaba madde planı dünya 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2018/05/cehennemin-hipnotik-dunya-algs-yaratmas.html

Bir başka plan da "Singularity 2045" olarak bilinen ve insanın ölümünden önce ruhunun ( bilincinin ) sentetik siber bedenlere aktarılması yoluyla sözde ölümsüzlüğü sağlayacağı söylenen projedir. 



Bu projenin uygulanabilmesi için ise insanın kaba madde planı dünyada ölmek üzere olması gerekmektedir. İşte bu noktada mRNA aşılarının zaman içinde insanı ölme aşamasına getirmek için kullanılabileceği ihtimali de ortaya çıkmaktadır.

Wednesday, July 7, 2021

Yürekçe...

Yukarıdaki 11 kelimelik duvar yazısı ve yanında yer alan 9 adet kalp gözü figüründen oluşan resim oldukça derin mesajlar vermektedir. ( Ayrıca 11 ve 9/11 nümerolojisi de bulunmaktadır. )

"Bana ne kaç dil bildiğinden. İnsanlığın nasıl? Yürekçen iyi mi? Cemal Süreya"

Şairin ismi olan Cemal Süreya kelime ikilisi de batini olarak farklı anlam yansıtmaktadır.   

Cemal = Güzel

Süreyya = Yedili yıldız kümesi ( Kadim ilimlerde kutsal anlamı bulunmaktadır. Ayrıca Sirius kelimesi ile ortak SR köküne sahiptir. )

Bu cümle gerçek bilginin ve gerçek iletişimin kalpten kalbe iletilen frekanslar olduğu mesajını vermektedir. Ayrıca batini açıdan da tüm dillerin özde tek bir dil olduğunu, o dilin de kalpteki ilahi kozmik frekanslar yani "Yürekçe" olduğunu ifade etmektedir.

Kur'an'da her topluluğa haberci gönderildiği, ilahi kozmik bilgilerin habercilerin kalplerine kendi dillerinin frekansına dönüştürülerek indirildiği ve habercilerin de bu bilgileri topluluklarına "kendi dilleriyle" aktardıkları bildirilmektedir. Ayetlerde dolaylı ifade ile iletilen "kalp ile görmek" yani "gerçek görme eyleminin kalp ile olduğu" kavramı da bu bağlamda önem arzetmektedir.

22/46 E fe lem yesiru fil erdi fe tekune lehum kulubun ya'kilune biha ev azanun yesmeune biha fe inneha LA TA'MEL EBSARU VE LAKİN TA'MEL KULUBULLETİ FİS SUDUR.

( O halde yerde gezmiyorlar mı? Onu akıl etmeye kalpleri veya onu duymaya kulakları olsun. Kesinlikle GÖZLER KÖR OLMAZ VE LAKİN GÖĞÜSLERİN İÇİNDEKİ O KALPLER KÖR OLUR. )

İbrahim suresinin 4. ayetinde ilahi kozmik bilgilerin her haberciye kendi lisanı ile vahyedildiği, indirildiği, Fatir suresinin 24. ayetinde ise her topluluğa haberci gonderildiği bildirilmektedir.

14/4 Ve MA ERSELNA MİN RASULİN İLLA Bİ LİSANİ KAVMİHİ li yubeyyine lehum fe yudillullahu men yeşau ve yehdi men yeşa' ve huvel azizul hakim

( Ve HİÇBİR RESULÜ KAVMİNİNKİ HARİCİNDE LİSAN İLE GÖNDERMEDİK ki onlara açıklasın. Allah dilediği kimseyi saptırır, dilediğikimseyi yönlendirir. O yücedir hakimdir. )

35/24 İnna erselnake bil hakki beşiran ve nezira ve İN MİN UMMETİN İLLA HALA FİHA NEZİR

( Kesinlikle biz seni gerçekle müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. İÇİNDE UYARICI GELİP GEÇMİŞ OLMAYAN TOPLULUK YOKTUR. )

13/7 Ve yekulullezine keferu lev la unzile aleyhi ayetun min rabbih innema ente munzirun ve Lİ KULLİ KAVMİN HAD

( Ve o inkar edenler "Onun üzerine Rab’binden ayet indirilmeli değil miydi?" derler.Kesinlikle sen uyarıcısın. HER KAVİM İÇİN YÖNLENDİREN VARDIR. ) 

Şuara suresinin aşağıdaki ayetlerinde ise vahiy adı verilen ilahi iletişim mekanizmasının, bilgilerin "kalbe indirilmesi" yoluyla işlediği bildirilmektedir. 

26/192 Ve innehu le TENZİLU rabbil alemin

( Ve kesinlikle o alemlerin Rab’binin İNDİRMESİDİR. )

26/193 NEZELE bihir ruhul emin

( Onu güvenilir ruh İNDİRDİ. )

26/194 ALA KALBİKE li tekune minel munzirin

( Uyarıcılardan olman için SENİN KALBİNE, )

Bir tripod bir kamera!

Son günlerde internette malum bir şahsın seri halinde yayımladığı, gündem yaratan videolarda sıkça kullandığı bir ifade bulunmaktadır. "Bir tripod bir kamera*". Hatta bu ifadeyi üzerinde "dürbün" olan bir "tripod ( üç ayaklı )" ile de sembolize etmektedir. Bu ifade ve tasvir sadece zahiri anlamı mı içermektedir yoksa farklı güç odaklarına işaret etmek üzere batini bir anlam da mı içermektedir? Yoksa şahıs tarafından sadece kutsal addedildiği ve ilahi desteğe atıf yapmak istediği için mi kullanılmaktadır?

* Gözleme işlevi gören "Kamera" kelimesinin kökeni Arapca'daki "Kamer" ( Ay ) kelimesidir. Ve "Ay" kelimesi de Arapça'daki "Ayn" ( Göz ) ve İngilizce'deki "Eye" ( Ay okunur ) kelimelerinin bir tezahürüdür. Dünyanın uydusu olan Ay da zaten yeri gözleyen bir kamera gibi gökte durmaktadır. Şahsın videolarında kullandığı dürbün de bir gözleme aracı yani bir nevi gözdür.

"Üç çatal üzerindeki göz" veya "Üçgen üzerindeki göz" sembolü "Fatima Ana'nın Eli", "Illuminati Üçgeni", "Herşeyi Gören Göz" gibi isimlerle de anılan, gizli cemiyetler ve tarikatlar tarafından da negatif frekans salınımı için kullanılan okült ezoterik bir semboldür.

Bu sembol şeytani frekanslara hizmet eden zümrelerce şeytani açıdan kutsal addedilmekte, toplum tahakkümünün ve kitlesel büyünün simgesi olarak kullanılmaktadır. Bu sembol bazı meşhur şirketlerin logolarında da açık veya gizli olarak yer almaktadır. Aşagıda dünya çapındaki bir şirketin logosuna yerleştirilmiş "üç çatal ve göz" figürü yer almaktadır.

Ancak evvelki bölümlerde değinildiği üzere bu sembolün Teslis ( Üçleme ) yani şirk sembolü olması kuvvetle muhtemeldir. Zira semboldeki "üç" ve "göz" bileşenleri "üç ilahı" simgelemektedir. Üç ilah olgusu satanik pagan kültürlerde "Isis, Osiris, Horus", "Nimrod, Samiramis, Tammuz", "Brahma, Vişnu, Şiva" gibi isimlerle ifade edilmektedir.

Kur'an'da "Teslis" ( Ücleme ) konusuna özellikle değinilmekte ve şirk tuzağına karşı uyarı yapılmaktadır.

4/171 Ya ehlel kitabi la tağlu fi dinikum ve la tekulu alellahi illel hakk innemel mesihu iysebnu meryeme rasulullahi ve kelimetuh elkaha ila meryeme ve ruhun minhu fe aminu billahi ve rusulih ve LA TEKULU SELASEH intehu hayran lekum innemELLAHU İLAHUN VAHİD subhanehu en yekune lehu veled lehu ma fis semavati ve ma fil ard ve kefa billahi vekila

( Ey kitap sahipleri, dininizde azgınlık etmeyin ve Allah üzerine gerçek haricindekini söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, kesinlikle Allah' ın resulü, Meryem'e atmış olduğu kelimesi ve O’ndan ruhtur. O halde, Allah’a ve O’nun resullerine inanın ve ÜÇTÜR DEMEYİN. Kendi hayrınıza bundan imtina edin, vazgeçin. Kesinlikle ki ALLAH TEK İLAHTIR. O, çocuk sahibi olmaktan yücedir. Göklerde ne varsa ve yerde ne varsa O’nadır. Vekil olarak Allah kafidir. )

5/73 Lekad keferallezine kalu İNNELLAHE SALİSU SELASEH ve MA MİN İLAHİN İLLA VAHİD ve in lem yentehu an ma yekulune le yemessennellezine keferu minhum azabun elim

( O "Kesinlikle ALLAH, ÜÇÜN ÜÇÜNCÜSÜDÜR." diyenler inkar etmişlerdir. TEK İLAHTAN BAŞKA İLAH YOKTUR. Eğer o söylediklerinden vazgeçmezlerse, kesinlikle onlardan o inkar edenlere elim azap dokunacaktır. )

Ayrıca Kur'an'da geçen ve ateş azabını simgeleyen "Üç çatallı gölge" ifadesi de bu çerçevede önem arzetmektedir.

77/29 İntaliku ila ma kuntum bihi tukezzebun

( O yalanlamış olduğunuza gidin. )

77/30 İntaliku ila ZİLLİN ZİY SELASİ ŞU'ABİN ( ÜÇ ÇATALLI GÖLGEye gidin. )

77/31 La zalilin ve la yuğniy minel lehebi ( Gölgelendiren değildir ve alevden koruyup fayda vermez. )

77/32 İnneha termi bi şererin kel kasri

( Kesinlikle o saray gibi kıvılcımlar atar. ) 

Tuesday, July 6, 2021

Yanılgı çağı

Şu anda insanlığın içinde bulunduğu süreç tam anlamıyla "Yanılgı çağı" veya "Batıl çağı" olarak isimlendirilebilir. Düalite ilkesi gereği elbette ki bu süreç kalp ile görenler için "Gerçeğin çağı" olmaktadır. Ancak döngü sonunun idrak edildiği bu dönemde Allah'ın şeytanlara karşı büyük tuzağına dayalı izni çerçevesinde şeytanların iyice azdığı görülmektedir. Kurdukları tuzakların işlemesi için her konuda her türlü yalanı ve yanıltıcı bilgiyi ( özellikle Coronavirus pandemisi kapsamında ) insanların üzerine adeta yağdıran şeytanlar esasen kendilerini ürettikleri batılda boğulmaya sürüklemektedirler. Bu süreçte maalesef birçok insan, bulunduğu konfor alanından çıkmaktan daha doğrusu gerçek ile yüzleşmekten korktuğu için yalanı ve yanlışı gerçek addetmekte refaha, huzura ve kurtuluşa bu yolla erişeceğini zannederek kendilerini şeytanların kucağına atmaktadırlar. Bu durumun hasıl olmasındaki temel etken gerçeğe karşı olan ilgisizlik ve bilgisizliktir. 

Kutsal kitaplarda "gerçeğin reddi ve batılın kabulü" hususu çarpıcı ayetler ile bildirilmiştir. 

2/42 Ve la telbisul HAKKA bil BATİLİ ve tektumul HAKKA ve entum ta'lemun

( Ve GERÇEĞİ BATIL ile örtmeyin ve bile bile GERÇEĞİ gizlemeyin. )

3/71 Ya ehlel kitabi lime telbisunel HAKKA bil BATİLİ ve tektumunel HAKKA ve entum ta'lemun

( Ey kitap sahipleri, neden GERÇEĞİ BATIL ile örtersiniz de GERÇEĞİ bile bile gizlersiniz? )

7/118 Fe vekaal HAKKU ve BETALE ma kanu ya'melun

( Böylece GERÇEK vaki oldu. Onların o yaptıkları BATIL oldu. )

8/7 Ve iz yeidukumullahu ihdet taifeteyni enneha lekum ve teveddune enne ğayra zatiş şevketi tekunu lekum ve yuridullahu en YUHİKKAL HAKKA bi kelimatihi ve yaktaa dabiral kafirin 

( Ve zamanında Allah size iki gruptan birini vaad ediyordu ki kesinlikle o sizin olacaktı. Siz ise kesinlikle şerefi olmayanın sizin olmasını arzuluyordunuz. Allah GERÇEĞİ kelimeleri ile GERÇEKLEŞTİRMEK ve inkarcıların arkasını kesmek istiyordu. )

8/8 Li YUHİKKAL HAKKA ve YUBTİLEL BATİLE ve lev kerihel mucrimun

( GERÇEĞİ GERÇEK KILMAK ve BATILI BATIL KILMAK için. Şayet suçlular hoşlanmayıp istemeseler de. ) 

17/81 Ve kul cael HAKKU ve zehekal BATİL innel BATİLE kane zehuka

( Ve de ki: "GERÇEK geldi ve BATIL helak oldu. Kesinlikle BATIL yok olasıdır." )

21/18 Bel nakzifu bil hakki alel batili fe yedmeğuhu fe iza huve zahik ve lekumul veylu min ma tesifun

( Bilakis, GERÇEĞİ BATILIN üzerine atarız da onun beynini çıkarır. O zaman o yok olur. O vasfettiklerinizden dolayı sizlere vaylar olsun. )

23/70 Em yekulune bihi cinneh bel caehum bil HAKKİ ve ekseruhum lil HAKKİ KARİHUN

( "Onda cinlik var." mı diyorlar? Bilakis onlara GERÇEK ile geldi. Onların çoğunluğu GERÇEK İÇİN İSTEKSİZDİRLER. )

34/49 Kul cael HAKKU ve ma yubdiul BATİLU ve ma yuiyd

( De ki: "GERÇEK geldi. BATIL başlatamaz, yaratamaz ve döndüremez, diriltemez." ) 

40/5 Kezzebet kablehum kavmu nuhin vel ahzabu min ba'dihim ve hemmet kulli ummetin bi rasulihim li ye'huzuhu ve cadelu bil BATİLİ Lİ YUDHUDU BİHİL HAKKA fe ehaztuhum fe keyfe kane ikab

( Onlardan önce Nuh kavmi ve onlardan sonraki gruplar yalanladılar. Her topluluk resulünü yakalamaya taammüd etti. GERÇEĞİ BATIL İLE GİDERMEK için mücadele ettiler. Böylece onları yakaladım. Azabım nasıl oldu? )

47/3 Zalike bi ennellezine keferuttebeul BATİLE ve ennellezine amenuttebeul HAKKA min rabbihim kezalike yadribullahu lin nasi emsalehum

( Bu, kesinlikle o inkar edenlerin BATILA tabi olmalarından ve kesinlikle o inananların Rab’lerinden GERÇEĞE tabi olmalarındandır. Allah onların misallerini insanlar için işte böyle beyan eder. ) 

Aşağıdaki İncil ayetlerinde de insanların gerçeği istememelerinden ve Rab'bin inkarcılara "yanıltıcı inanç" tesiri göndermesinden bahsedilmektedir.

53 2 Thessalonians 2-9 O adam her türlü mucizede, YANILTICI BELİRTİLERDE harikalarda

53 2 Thessalonians 2-10 ve mahvolanları aldatan her türlü kötülükte sergilenen Şeytan'ın etkinliğiyle gelecek. Mahvolanlar, GERÇEĞİ SEVMEYE VE BÖYLECE KURTULMAYA YANAŞMADIKLARINDAN MAHVOLUYORLAR.

53 2 Thessalonians 2-11 İşte bu nedenle Tanrı YALANA KANMALARI İÇİN ONLARIN ÜZERİNE GÜÇLÜ BİR YANILTICI İNANÇ GÖNDERİYOR.

53 2 Thessalonians 2-12 Öyle ki, GERÇEĞE inanmayan ve DOĞRULUKDIŞILIKTAN hoşlananların hepsi yargılansın.

Monday, July 5, 2021

Gökkuşağı ve Antahkarana 

"Gökkuşağı" okültizmde zihin kontrolünün sembolüdür. Gökkuşağının 7 rengi zihnin farklı seviyelerini temsil etmektedir. 

Tevrat ve İncil'de de gökkuşağı kelimesi farklı boyut ( frekans ) ve farklı boyut varlıkları ile ilişkilendirilmiştir.

26 Ezekiel 1-28 Görünüşü yağmurlu bir gün bulutların arasında oluşan GÖKKUŞAĞINA benziyordu. Öyleydi çevresini saran parlaklık. RAB'bin görkemini andıran olayın görünüşü böyleydi. Görünce, yüzüstü yere yığıldım, birinin konuştuğunu duydum.

66 Revelations 4-3 Tahtta oturanın, yeşim ve kırmızı akik taşına benzer bir görünüşü vardı. Zümrüdü andıran bir GÖKKUŞAĞI  tahtı çevreliyordu.

66 Revelations 10-1 Sonra gökten inen güçlü başka bir melek gördüm. Buluta sarınmıştı, başının üzerinde GÖKKUŞAĞI vardı. Yüzü güneşe, ayakları ateşten sütunlara benziyordu.

Hinduizmde gökkuşağı renklerini içeren  "Antahkarana" isimli sembol de zihnin düal yapısını, farklı boyutları, çoklu kişiliği, sihiri ve hipnoza dayalı zihin programlamayı sembolize etmektedir. 


"Antahkarana" sembolü "Swastika" sembolünün benzeri olup, tarihte en öne çıkan kullanımı Hitler'in bu figürü Nazi sembolü olarak kullanmış olmasıdır. Hitler, Antahkarana figürünün yaydığı frekans ile büyük bir kitleyi negatif enerji etkisi altına almıştır.

Gökkuşağı aynı zamanda boyut portalını da simgelemektedir. Okült ezoterizmde "gökkuşağından geçmek" belirli bir zihni halden farklı bir zihni hale geçmeyi ifade etmektedir. Gökkuşağı figürü birçok mecrada, özellikle çocuklara yönelik kitle zihin programlaması amaçlı olarak kullanılmaktadır. "The Vizard of Oz" ( Oz Büyücüsü ) isimli çocuk filminde "Somewhere over the rainbow" ( Gökkuşağının üstünde bir yer ) şarkısı ve  gökkuşağı figürü sübliminal mesaj amaçlı kullanılmıştır.


1999 yılı yapımı "Eyes Wide Shut" ( Gözleri Tam Kapalı ) filminde de gökkuşağı sembolü zihin kontrolü, pedofili ve ensest ilişki kavramlarıyla ilintili olarak kullanılmıştır. Filmin bir sahnesinde Rainbow Store ( Gökkuşağı Mağazası ) isimli mağazanın sahibi zihin kontrolündeki kızını cinsel ilişki için servis etmektedir.


Pedofilinin de sembolü olan gökkuşağı renklerinin çocuklara yönelik bazı gıda ürünlerinde müstehcen temayla birlikte kullanımı da dikkat çekmektedir. Aşağıda "çocuk kategorisine" yönelik ve isminde "Gökkuşağı" kelimesi olan bir ürününün güncel görselleri yer almaktadır.







Sunday, July 4, 2021

Hasat zamanı

Belirli bir yaşam planındaki ( boyut, frekans ) büyük yaşam döngüsünün sonuna yani devre kapanışına gelinmesi o plandaki varlıkların da döngülerinin sonuna gelmeleri anlamındadır. Döngü sonunu idrak eden varlıklar arasında o plana ait ruhsal tekâmüllerini tamamlamış olanlar bir üst plana geçmekte, tekâmülünü tamamlayamamış olanlar ise yine aynı planda yeni bir büyük döngüyü deneyimlemektedirler. Döngü sonundaki bu "geçiş" veya "kalış" fenomeni spiritüalizmde "Hasat" olarak tanımlanmaktadır.

Bu bağlamda, kaba madde planı dünyadaki yetmişbin yıllık büyük reenkarnasyon döngüsünün sonunda da "Hasat" gerçekleşecektir.

"Hasat" kavramını içeren ayetler şöyledir. Kur'an;

67/24 Kul huvellezi ZEREEKUM fil ardi ve ileyhi TUHŞERUN

( De ki: "Sizi yerde EKEN O'dur. O’na TOPLANACAKSINIZ." )

Ayetteki "Zeree" ( Ekmek ) fiili "Ziraat" ( Ekim ) kelimesinin köküdür.

Tevrat;

28 Hosea 6-10 İsrail halkında korkunç bir şey gördüm. Efrayim zinaya kapılmış, Kirlenmiş İsrail.

28 Hosea 6-11 "Ey Yahuda, senin için de bir HASAT GÜNÜ saptandı. "Ne zaman halkımın durumunu düzeltmek,

28 Hosea 7-1 İsrail'e şifa vermek istesem, Efrayim'in suçları, Samiriye'nin kötülükleri ortaya çıkıyor. Çünkü hile yapıyorlar, Evlere hırsız giriyor, Dışarda haydut çeteleri soygun yapıyor.

İncil;

66 Revelations 14-14 Sonra beyaz bir bulut gördüm. Bulutun üzerinde "insanoğluna benzer biri" oturuyordu. Başında altın bir taç, elinde keskin bir orak vardı.

66 Revelations 14-15 Tapınaktan çıkan başka bir melek bulutun üzerinde oturana yüksek sesle bağırdı: "Orağını uzat ve BİÇ! BİÇME SAATİ geldi. Çünkü yerin ekini olgunlaşmış bulunuyor."

66 Revelations 14-16 Bulutun üzerinde oturan, orağını yerin üzerine salladı, YERİN EKİNİ BİÇİLDİ. 

66 Revelations 14-17 Gökteki tapınaktan başka bir melek çıktı. Onun da keskin bir orağı vardı.

66 Revelations 14-18 Ateş üzerinde yetkili olan başka bir melek de sunaktan çıkıp geldi. Keskin orağı olana yüksek sesle, "Keskin orağını uzat!" dedi. "YERİN ASMASININ SALKIMLARINI TOPLA. Çünkü ÜZÜMLERİ OLGUNLAŞTI."

Saturday, July 3, 2021

İsis ve Ra ... Esas ve Ri'y

Cin şeytanı İblis'in frekansını temsil eden pagan karakterlerin başında Mısır mitolojisindeki "İsis" ve "Ra" karakterleri gelmektedir. Binlerce yıldır ve halen okült satanik cemiyetlerde bu isimlere atfen negatif frekans yayma amaçlı ritüeller düzenlenmektedir.

"İsis" kelimesi kökeninde "Varlık, Mal, Temel, Kök" anlamlarını içermektedir. Bu kelime aynı anlamda olmak üzere Mısır dilinde "Aset, Eset"* ve Arapça'da "Esas" olarak telâffuz edilmektedir. ( * İngilizce'deki "Asset" ( Varlık ) kelimesi de ayni kökün tezahürüdür. )

"Ra, Ra'â" kelimesi ise "Görmek" kök anlamına sahip olan bir kelimedir. Arapça'da "Ra" harfi "Ri" olarak da telâffuz edilmekte olup, "Ri'y" kelimesi "Görüntü,  Görüş, Gösteriş" anlamlarını taşımaktadır.

İnkârcı müşrik satanistlerin en temel özellikleri "Varlık" ve "Gösteriş" başlıkları altında tanımlanabilecek nefsani, maddi ve dünyevi unsurlara ve bu unsurları bahşettiğine inandıkları şeytani frekanslara kulluk etmeleridir. Satanistler, dünyevi ve fâni menfaâtler temin eden varlıkların, İblis ve onun temsili addettikleri İsis ve Ra karakterleri olduğuna inanmaktadırlar. Bu nedenle muhtelif ritüeller vasıtasıyla bunları sözde tâzim etmekte ( yüceltmekte ), nefsani ve kötücül taleplerde bulunmaktadırlar. Satanistlerin amacı insanların acı çekmelerini, mutsuz olmalarını, yoksullaşmalarını sağlamak ve böylelikle kendilerinin sözde zenginleşmelerini ve mutlu olmalarını sağlamaktır.

Meryem suresinin 74. ayetinde "Varlık" ve "Gösteriş" olarak niceliğe sahip birçok inkârcı müşrik toplumun helâk edildiği bildirilmektedir.

19/74 Ve kem ehlekna kablehum min karnin hum ahsenu ESASen ve Rİ'Ya

( Ve onlardan önce, VARLIK / MAL ve GÖRÜNÜŞ / GÖSTERİŞ olarak daha güzel olan nice nesilden helak ettik. )

Kur'an'da sadece bu ayette yanyana gecen "Esasen" ve "Ri'ya" kelimeleri gerek telâffuz, gerekse de anlam itibarıyla "İsis" ve "Ra" kelimelerinin de tezahürü izlenimi vermektedir. Ayet kodunda 11 ve 111 numerolojisi bulunması da okült ezoterik açıdan dikkat çekmektedir. ( 19 ... 1+9 = 10 ... 1+0 = "1" ve 74 ... 7+4 = "11" )

Bir sonraki ayette ise "Sapıklık" içinde olanlara yani "nefsani, maddi ve dünyevi unsurların sarhoşluğuna kapılmış" olanlara "süre verilerek" iyice yoldan çıkmalarının sağlandığı bildirilmektedir.

19/75 Kul men kane fid dalaleti fel YEMDUD lehur rahmanu MEDDA hatta iza raev ma yuadune immel azabe ve immes saah fe seya'lemune men huve şerrun mekanen ve ad'afu cunda

( De ki: "Kim sapıklık içinde olursa, Rahman onlara yayıp uzatarak MÜDDET VERİR. Nihayet o vaad edilen ya azabı ve ya da saati gördüklerinde, kimin mekan olarak daha kötü ve asker, ordu olarak daha zayıf olduğunu bilecekler." )

Dünyevi maddi menfaat obsesyonuna kapılmışlara "süre verilmesinin" Allah'ın bir tuzağı, planı olduğunu vurgulayan diğer ayetler ise şöyledir.

3/178 Ve la yahsebennellezine keferu ennema numli lehum hayrun li enfusihim innema NUMLİ lehum li yezdadu isma ve lehum azabun muhin

( Ve kesinlikle o inkar edenler nefisleri için onlara hayırlısından süre verdiğimizi sanmasınlar. Kesinlikle, onlara günahları artırmaları için SÜRE VERİYORUZ. Alçaltıcı hakir eden azap onlaradır. )

7/183 Ve UMLİ lehum inne keydi metin ( Ve onlara SÜRE VERİRİM. Kesinlikle tuzağım sağlamdır. ) 

Friday, July 2, 2021

Pedofilinin okült sebebi

Pedofili ( Çocuk seviciliği / Çocuk istismarı ), kökeninde şeytani negatif frekanslar bulunan ve sadece "sapık eğilim" ifadesiyle tanımlanamayacak kadar derin bir olgudur.

Pedo = Çocuk
Philia ( fili ) = Sevgi, Sevicilik

"Çocuk enerjisi ( frekansı )" saf ve pozitif niteliğiyle "cennet" adı verilen halin / ortamın / ruhsal durumun temel frekansını teşkil etmektedir.

"Çocuk" kelimesinin kutsal kitaplarda hem "cennet tasviri" kapsamında hem de "sonsuz yaşam" ile ilintili olarak yer aldığı ayetler mevcuttur.

Kur'an;

56/12 Fi CENNATİN na'im ( Bolluk CENNETLERİNİN içinde. )

.....

56/17 Yetufu aleyhim VELDANUN MUHALLEDUN ( Onların üzerinde EBEDİ ÇOCUKLAR dolaşırlar. )

İncil;

40 Matthew 18- 3 "Size doğrusunu söyleyeyim, dönüştürülüp, küçük ÇOCUKLAR GİBİ OLMADIKÇA, Göklerin Egemenliği'ne asla giremezsiniz."

İşte bu bağlamda, dünyanın cennet değil de cehennem olmasını isteyen pedofil şeytanlar çocuklara acı çektirerek, onları istismar ederek ve hatta öldürererek temel pozitif frekansları bloke etmeye ve korku frekansı başta olmak üzere negatif frekansları daim kılmaya çalışmaktadırlar. 

Dolayısıyla tarikatlerde, gizli cemiyetlerde, satanist ailelerde ve muhtelif ortamlarda gündeme gelen çocuk tecavüzü veya ölümü vakalarının büyük bölümü şeytani güçlerin ritüel formatındaki eylemlerinden ibarettir.



Wednesday, June 30, 2021

Cennet kelimesinin okült anlamı 

"Cennet" kelimesi "Bahçe, Dünya yaşamından sonraki yaşam ortamı" anlamları ile bilinen ve Kur'an'da her iki anlamı ile de yer alan bir kelimedir. Ancak kelime kökü ( Cenn, Cinn ) itibarı ile "Cennet" kelimesi farklı bir anlam içermektedir.

Cenn = Gizlemek, Kaplamak, Örtmek, Korumak

et * = Fiil kökü isim yapan ek

* Emn / EmanET, Sefl / Sefalet, Kiyam / KiyamET vb.

Cennet = Gizleme, Gizlenme, Koruma, Korunma, Kaplanma, Örtülme

"Cenn" kökünden türemiş diğer kelimeler "Cinn" ( Görünmeyen, Örtülü olan ), "Cunnet" ( Kalkan ), "Cenin", "Cennân" ( Bahçevan ). "Cennet" kelimesinin bir karşılığının da "Bahçe" olması esasen "Bitki ile ÖRTÜLÜ toprak, zemin" anlamına dayanmaktadır. "Cenn" ( Örtmek ) fiili En'am suresinin aşağıdaki ayetinde yer almaktadır.

6/76 Fe lemma CENNE aleyhil leylu raa kevkeba kale haza rabbi fe lemma efele kale la uhibbul afilin

( Üzerine gece ÖRTTÜĞÜNDE. "Rab’bim budur." dedi. Ama kaybolduğunda " Ben kaybolanları sevmem." dedi. )

"Cennet" esasen "gizlenme - korunma hali veya ortamı" gibi bir anlam içermektedir. Dolayısıyla ilahi kozmik sistemin insanı içinde bulunduğu ortamdaki / plandaki / boyuttaki negatif frekanslardan ve kötü durumlardan etkilenmesini önlemesi onun cennette olması anlamına gelmektedir. Bu çerçevede "Cennet" kelimesinin esasen algıya dayalı bir duygu ( his ) olduğu ortaya çıkmaktadır. Bir başka deyişle bir varlığın kaba madde planı dünyadaki tekâmülünü tamamlayıp yarı süptil plan olan Sirius'a intikal etmesi aslında bir şey değiştirmemektedir. Orada da negatif ve pozitif frekans düalitesi bulunmaktadır. Dolayısıyla ruhsal tekâmül sonsuz bir süreç olduğu için bu sefer Sirius "Dünya" olmaktadır. Zira "Dünya" kelimesi "Alçakta, Yakında olan, İçinde bulunulan, İçinde bulunulduğu algılanan" anlamına gelmektedir. "Dünya" kelimesi "Dan" ( Alçak, Aşağıda, Yakın ) kökünden türemiş bir kelimedir.

Bir varlığın, bilinçli olarak içinde yaşamını sürdürdüğü ortam / plan onun "Dünyası", oradaki negatif frekanslardan korunma hali / algısı / duygusu ( hissi ) da onun "Cenneti" olmaktadır.

Böylelikle "Dünya = Cehennem" denklemi bu yaklaşımla da rasyonalize olmaktadır. Çünkü "Dünya" kavramı varlıkların tekâmül etmek suretiyle içinden çıkmaları, terketmeleri gereken ( özellikle ruhsal, algısal, duygusal anlamda ) ortamların ( boyut, plan ) genel adı niteliğindedir.

Tuesday, June 29, 2021

Korku dalgası yeniden

Coronavirus vakalarının azalmasıyla birlikte bu sefer "dördüncü dalga" başlığı altında "Delta Varyantı" adı verilen bir mutasyonun "yayıldığı" ve daha "öldürücü" olduğu "korku" kelimesinin kullanıldığı haber manşetleriyle duyurulmaktadır. Aşağıda 28.06.2021 tarihine ait, "korku" kelimesi kullanılmış manşetler yer almaktadır.



Evvelki bölümlerde defaatle belirtildiği üzere pandemi süreci paralelinde bilinçli ve kasıtlı bir "korkutma" operasyonu yürütulmektedir. Ve artık bu durum birçok kişi tarafından farkedilmektedir. Oysa ki korku, frekansı düşüren, immün sistemi zayıflatan ve varlıkları negatif dış etkenlere karşı savunmasız hale getiren düşük frekanslı şeytâni bir olgudur. Hatta sadece korku dahi hastalığa sebebiyet veren bir unsurdur.

Kur'an'da "La tehaf" ( Korkma / Korkmayın ) ifadesinin kullanıldığı muhtelif misaller vesilesiyle bu konuya dikkat çekilmekte ve Allahü Teala'nın rahmetinden mahrum kalma haricinde hiçbir şeyden korkulmaması gerektiği öğütlenmektedir. 

3/175 İnnema zalikumuş ŞEYTANU YUHAVVİFU evliyaehu fe LA TEHAFU HUM ve hafuni in kuntum mu'minin

( Kesinlikle bu size ŞEYTANDIR. Dostlarını KORKUTUR. O halde, eğer inananlar iseniz, onlardan KORKMAYIN da benden korkun. ) 

20/21 Kale huzha ve LA TEHAF se nuiyduha siratehel ula  

( "Onu yakala ve KORKMA. Onu ilk önceki haline döndüreceğiz." dedi. )

20/45 Kala rabbena innena NEHAFU en yefruta aleyna ev en yatğa

( "Rab’bimiz, kesinlikle biz üzerimize ileri gider diye veya azar diye KORKARIZ." dediler. ) 

20/46 Kale LA TEHAFA inneni meakuma esmeu ve era 

( "KORKMAYIN, kesinlikle ben sizinle birlikteyim, duyarım ve görürüm." dedi. ) 

28/7 Ve evhayna ila ummi musa en erdiiyh fe iza hifti aleyhi fe elkiyhi fil yemmi ve LA TEHAFİ ve la tahzeni inna radduhu ileyki ve cailuhu minel murselin

( Ve Musa' nın annesine onu emzirmesini vahyettik. Onun üzerine korktuğunda, "Onu denize bırak, KORKMA ve hüzünlenme. Kesinlikle biz onu sana geri döndürürüz. Onu gönderilenlerden kılarız." ) 

İstiklâl marşının "Korkma" kelimesiyle başlaması da ayrıca ilahi kozmik sistemin bir mesajıdır.

Sunday, June 27, 2021

Bin Yıl fenomeni

Kutsal kitaplarda yer alan "Bin sene" kavramı "Görecelik teorisine" ve "İnsanın genetik manipülasyona uğramamış gerçek enkarnasyon süresine ( yaşam süresi / ömür )" dikkat çekmekte gibidir.

Kur'an ayetleri;

Kozmik plandaki her 1 yılın kaba madde planı dünyadaki insan algısıyla 1000 yıla eşit olduğu aşağıdaki ayetlerde dolaylı misalleme ile bildirilmektedir. Zamanın, uzayda farklı konumlarda bulunan varlıklara göre farklı algılandığını ortaya koyan teoriye Görecelik Teorisi adı verilmektedir. 

2/96 Ve le tecidennehum ahrasan nasi ala hayah ve minellezine eşraku yeveddu ehaduhum lev yuammeru ELFE SENEH ve ma huve bi muzahzihihi minel azabi en yuammer vallahu besirun bima ya'melun

( Ve kesinlikle onları hayatta insanların en hırslıları olarak bulacaksın. O ortak koşanlardan her biri BİN SENE ömür sürmeyi arzular. Onlar uzun ömür sürerek o azaptan uzaklaşacak değillerdir. Allah o yaptıklarını görendir. )

29/14 Ve lekad erselna nuhan ila kavmihi fe lebise fihim ELFE SENETİN illa hamsine ama fe ehazehumut tufanu ve hum zalimun

( Ve Nuh' u kavmine gönderdik de onların içinde elli yıl hariç BİN SENE kaldı. Böylece onlar zalimlerken onları tufan yakaladı. ) 

Ayette, Hz. Nuh'un yaşam süresi olan 950 yılın "Elli hariç bin yıl" olarak ifafe edilmesi de "Bin Yıl" kavramının önemini ortaya çıkarmaktadır. Tevrat'ta Hz. Nuh'un yaşam süresi şöyle yer alır.

1 Genesis 9 28 Nuh tufandan sonra üç yüz elli yıl daha yaşadı.

1 Genesis 9 29 Toplam dokuz yüz elli yıl yaşadıktan sonra öldü.

Görecelik teoremine işaret eden ayetler şöyledir.

22/47 Ve yesta'ciluneke bil azabi ve len yuhlifellahu va'deh ve inne yevmen inde rabbike ke ELFİ SENETİN min ma teuddun

( Ve azabı senden acele isterler. Allah vaadine ihtilaf etmez. Kesinlikle Rab’binin indinde bir gün, o sizin saydıklarınızdan BİN SENE gibidir. ) 

32/5 Yudebbirul emra mines semai ilel erdi summe ya'rucu ileyhi fi yevmin kane mikdaruhu ELFE SENETİN min ma teuddun

( Gökten yere işleri düzenleyip yönetir. Sonra, o sizin saydığınızdan miktarı BİN SENE olan bir günde O'na yükselir. )

Tevrat ve İncil ayetleri;

Görecelik teoremine ilişkin ayetler aşağıdadır.

19 Psalms 90-4 Çünkü senin gözünde BİN YIL geçmiş bir gün, dün gibi, Bir gece nöbeti gibidir. 

61 2 Peter 3-8 Sevgili kardeşlerim, şunu unutmayın ki, Rab'bin gözünde bir gün BİN YIL, BİN YIL bir gün gibidir.

Ayrıca İncil'in Vahiy suresinde, spiritüalizmde "Altın Çağ" olarak isimlendirilmiş olan döneme "Bin Yıl" kavramı ile işaret edilmekte gibidir.

66 Revelations 20-2 Melek ejderhayı -İblis ya da Şeytan denen o eski yılanı- yakalayıp BİN YIL için bağladı. 

66 Revelations 20-3 BİN YIL tamamlanıncaya dek ulusları bir daha saptırmasın diye onu dipsiz derinliklere attı, oraya kapayıp girişi mühürledi. BİN YIL geçtikten sonra kısa bir süre için serbest bırakılması gerekiyor.

66 Revelations 20-4 Bazı tahtlar ve bunlara oturanları gördüm. Onlara yargılama yetkisi verilmişti. İsa'ya tanıklık ve Tanrı'nın sözü uğruna başı kesilenlerin canlarını da gördüm. Bunlar, canavara ve heykeline tapmamış, alınlarına ve ellerine onun işaretini almamış olanlardı. Hepsi dirilip Mesih'le birlikte BİN YIL egemenlik sürdüler.  

66 Revelations 20-5 İlk diriliş budur. Ölülerin geri kalanı BİN YIL tamamlanmadan dirilmedi.

66 Revelations 20-6 İlk dirilişe dahil olanlar mutlu ve kutsaldır. İkinci ölümün bunların üzerinde yetkisi yoktur. Onlar Tanrı'nın ve Mesih'in kâhinleri olacak, O'nunla birlikte BİN YIL egemenlik sürecekler.

66 Revelations 20-7 BİN YIL tamamlanınca Şeytan atıldığı zindandan serbest bırakılacak.




Wednesday, June 23, 2021

Coronavirus ve 11 ritueli ( devam 8 )

Coronavirus'ün bir mutasyonu olduğu belirtilen ve yeni "korku ve panik" konusu yapılan Hindistan kaynaklı "Delta Plus Varyant"'ı ilk olarak "11" Haziran 2021 tarihinde İngiltere'de yayımlanan kamu sağlığı bülteninde bildirilmiştir.

DSÖ, "11" Mayıs 2021 tarihinde Delta Varyantı'nı "Endişe Verici Varyant" kategorisine almıştır.

Bugünkü basın haberlerinde de "Delta Plus Varyant"'ının "11" ülkede görüldüğü bildirilmektedir.

Monday, June 21, 2021

"Altın"ı toplayanlar

"Altın" tarih boyunca belirli bir zümre tarafından toplanmış ve tahakküm aracı olarak kullanılmıştır. Altın uğruna nice kanlar dökülmüştür. Altın uğrunda katliam vakalarına en çarpıcı misallerden biri, kaynaklarda kâşif olarak zikredilen Christioph Colomb'un altın toplamak ve elit ailelere aktarmak üzere Amerika kıtasında sebep olduğu yerli soykırımıdır. Bu soykırımda 95 milyon kızılderili yerlinin öldüğü bilinmektedir.

Christoph Colomb'un 1492 yılında söylediği ve batini mesaj da veren şu sözü, altının finansal güç sağlamanın yanısıra okült ve spiritüel işlevleri olduğunu da göstermektedir.

"Altın sayesinde ruhlara cennetin kapıları bile açılabilir."

1903 yılında ilk kez basına yansıyan "Siyon Liderlerinin Protokolleri" isimli belgelerde yer alan altın ile ilgili şu bölüm de dikkat çekmektedir.

"Her ne kadar kan ve gözyaşı deryaları içinde toplamaya mecbur olmuş isek de basın sayesinde ALTINI elimize geçirdik. Gerçi halkımızın içinden birçoğunu feda ettik ama ALTIN elimize geçti."

Günümüzde de dünya altın rezervini elinde bulunduran aileler, altının sağladığı finansal güce dayalı küresel bir tahakküm sistemini kurmuş durumdadırlar.

Öte yandan altının, kutsal kitaplarda "Göksel ekmek" olarak sembolize edilen ve insana metafizik güç kazandıran "Menne / Manna / Man" adı verilen madde ile ilintilendirilmesi de dikkat çekmektedir. Zira Man'ın "monoatomik altın" olduğu bazı kaynaklarda yer almaktadır.

Gerek topraktan altın toplama, gerekse halkın elindeki altını toplama süreci bugün de küresel şeytanların en önemli gündem maddesidir. Zira Yeni Dünya Düzeni'nde "gerçek maddi değer" olan altının tamamen kendi ellerinde olmasını, halkın elinde ise öz değeri "0" olan kağıt banknotlardan başka bir şey kalmamasını hedeflemektedirler. 

Kur'an ayetlerinde altın kelimesi yukarıdaki hususlarla ilintili olarak yer almaktadır.

9/34 Ya eyyuhellezine amenu inne kesiran minel AHBARİ ver RUHBANİ le ye'kulune emvalen nasi bil batili ve yesuddune an sebilillah vellezine YEKNİZUNEZ ZEHEBE vel fiddate ve la yunfikuneha fi sebilillahi fe beşşirhum bi azabin elim

( Ey o inananlar, kesinlikle BİLGİNLERİN ve RAHİPLERİN bir çoğu insanların mallarını batıl için yerler ve Allah yolundan döndürürler. O, ALTIN ve gümüşü HAZNEDİP, onları Allah yolunda harcamayanlar, onları elim azap ile müjdele. )

Ayette altın toplayanların ve insanların mallarını yiyenlerin "Ahbar" ( Bilginler ) ve "Ruhban" ( Rahipler ) olarak tanımlanmasının sebebi küreselci şeytanların ilahi kozmik bilgilere haiz olmaları ve dini makamlara da daima kendi atadıkları kişileri getirmeleridir. Küreselcilerin ilahi kozmik bilgilere haiz olabilmelernin sebebi ise düzenledikleri ayinlerde, ritüellerde farklı boyuttaki cin şeytanları ile iletişime geçmeleri ve muhtelif adaklar! vermek karşılığında bilgi almalarıdır. 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/04/vatikann-altnlar.html

3/91 İnnellezine keferu ve matu ve hum kuffarun fe len yukbele min ehadihim MİL'U ERDİ  ZEHEBEN ve levifteda bih ulaike lehum azabun elimun ve ma lehum min nasirin

( O inkar edenler ve inkarcı olarak ölenler, onların hiçbirinden YER DOLUSU ALTIN, şayet onları fidye verseler dahi, kabul edilmez. İşte onlar, elim azap onlaradır. Onlara yardımcılardan yoktur. )

Altın, cennet tasvirlerinde de yer alan bir kelimedir.

18/31 Ulaike lehum cennatu adnin tecri min tahtihimul enharu yuhallevne fiha min esavira min ZEHEBİN ve yelbesune siyaben hudran min sundusin ve istebrakin muttekiine fiha alel eraik ni'mes sevab ve hasunet murtefeka

( İşte onlar, onlara altlarından nehirler akan ikamet bahçeleri vardır. Orada ALTINDAN bilezikler takınacaklar, yeşil ipekten ve kalın ipek kumaştan elbiseler giyecekler. Orada koltuklara yaslanıp oturacaklar. O ne güzel sevab, o ne güzel dayanıp sığınma yeridir. )





Saturday, June 19, 2021

Habercilerin metapsişik deneyimleri

Döngü sonunda frekansı yükselen insanda tezahür edecek metapsişik yetenekler telekinezi, durugörü, telepati, astral çıkış, medyumluk, şifacılık olarak sıralanabilir. Bu gelişmenin farkında olan küreselciler de dijital teknolojiyi kullanarak insanı üst boyutlara intikal ettirecek bu frekans yükselişini bloklamak ve onu kaba madde boyutu dünyanın düşük frekansına hapsetme projelerini birer birer devreye sokmaktadırlar. Bu husus evvelki bölümlerde proje isimleri de verilerek detaylı olarak incelenmişti. Tabi bu projelerinin iletişiminde "insanın evrimi" söylemini kullanarak yine kitleleri aldatmaktadırlar.

Yukarıda anılan metapsişik yetenekler Kur'an ayetlerinde haberciler ile ilintilendirilmek suretiyle örneklendirilmiştir. 

Bunlar başlıklar halinde şöyle sıralanabilir. 

1- Hz. Musa'nın asası ile denizi yarması ( Portal açılışı ) ( 26/63 )

2- Hz. Musa'nın Firavun'un sihirbazlarının ürettiği sihiri asası ile yok etmesi ( 7/117 )

3- Hz. İsa'nın şifacılığı ( alacalıyı, körü iyileştirmesi vb. ), ölüyü diriltmesi, çamurdan kuş oluşturması, gizlide olanları bilmesi ( 3/49 )

4- Hz. Süleyman'ın cinlere hükmetmesi, rüzgarı yönlendirmesi, cin ve ilim sahibi olan varlık aracılığıyla maddeyi mekânlar arasında ışık hızından daha hızlı şekilde hareket ettirmesi ( Telekinezi ), Sebe melikesini portalden geçirmesi ve iman ettirmesi, kuşların konuşmasını öğrenmesi ( 27/16, 27/39-44, 34/12-13 )

Süleyman ile ilgili ayetlerde ayrıca karıncaların iletişimi üzerinden telepati fenomenine de değinilmektedir. ( 27/18 )

4- Hz. Muhammed'in yükselişi ( Mirac / Astral Çıkış ) ( 17/93 )

5- Hz. Yusuf'un rüya yorumları ( Medyumluk, Durugörü ) ( 12/4, 12/41 )

6- Hz. İbrahim'in ateşten etkilenmemesi ( Süptilleşme ) ( 21/69 )

7- Zulkarneyn'in ( Haberci olup olmadığı net değildir. ) farklı boyuttan gelen Ye'cuc ve Me'cuc'a karşı sed oluşturması. ( 18/94-97 )





Friday, June 18, 2021

İfşa süreci

Son dönemde medya kanalıyla birçok gizli kalmış konunun muhtelif kişilerin ifşaları veya medyaya yansıyan haberler suretiyle açığa çıkmakta olduğu görülmektedir. Bu gelişmeler insanlığın içinde bulunduğu döngü sonu süreci ( Yevmel Kiyameh / Ayağa Kalkış Günü ) ve buna ilişkin Kur'an ayetleri açısından dikkat çekmektedir.

Gerçeklere şehadet edildiğini bildiren ayetler şöyledir.

86/9 Yevme tubles serair ( O gün sırlar ortaya çıkarılır. )

Ayetteki "Yevme" ( O gün / Gün ) kelimesi döngü sonunu temsil etmektedir.

Aşağıdaki ayetlerde suçluların suçlarını gizleyemedikleri, eylemleri ve bilinçaltı söylemleri ile kendilerini ifşa ettikleri bildirilmektedir.

24/24 Yevme teşhedu aleyhim elsinetuhum ve eydihim ve erculuhum bima kanu ya'melun

( O gün dilleri, elleri ve ayakları, o yapmış olduklarından dolayı onlara şahit olurlar. ) 

36/65 El yevme nahtimu ala efvahihim ve tukellimuna eydihim ve teşhedu erculuhum bima kanu yeksibun

( Bugün ağızlarının üzerine mühür basarız. Bize elleri kelam edip söz söyler. O kazanmış olduklarına da ayakları şahitlik eder. )

41/21 Ve kalu li culudihim lime şehidtum aleyna kalu entaknellahullezi entaka kulle şey'in ve huve halekakum evvele merratin ve ileyhi turceun

( Ve derilerine "Neden üzerimize şahitlik ettiniz?" derler. "Bizi, herşeyi konuşturan Allah konuşturdu. Sizi ilk keresinde yaratan da O' dur. O'na döndürülürsünüz." derler. ) 

41/22 Ve ma kuntum testetirune en yeşhede aleykum sem'ukum ve la ebsarukum ve la culudukum ve lakin zanentum ennellahe la ya'lemu kesiran min ma ta'melun

( Ve kulaklarınız, gözleriniz ve derileriniz, üzerinize şahitlik ederler diye saklanmıyordunuz. Lakin kesinlikle Allah' ın o yaptıklarınızdan çoğunu bilmediğini zannettiniz. )

"Hikmet"in peşinde.... 

"Hikmet" kelimesi "Batini olma, Gizem, Sır, Bilinmeyen, Hâkimlik" anlamlarını temsil eden HKM kökünden türemiş bir kelimedir. "Hüküm", "Hakim", "Hekim", "Hakem", "Muhakeme", "Mahkum", "Muhkem" kelimeleri de aynı kökten tütemedirler. 

"Hikmet" kelimesi Kur'an'da 16 ( 1+6 = 7 ) kere tekrarlanmakta olup çoğunlukla "kitabe vel hikmet" ( kitap ve hikmet ) kelime ikilisi dahilinde yer almaktadır. ( "Kitab" kelimesinin esasen "Yazı" anlamına geldiğini de hatırlamakta fayda bulunmaktadır. )

Bu noktada "kitabın içinde olan / kitapta gizli olan / kitap ile birlikte verilen" bir bilginin varlığı ortaya çıkmaktadır.

"Hikmet" kelimesinin kitaptaki tekrar adedinin nümerolojik değerinin 7 olması, Fatiha ( Açılış, Anahtar ) suresindeki 7 nümerolojisiyle de uyumlu olarak önem arzetmektedir. Bir başka deyişle söz konusu "Hikmet" kelimesi, bilinmeyen âlemin kapılarını açacak, insana farklı özellikler, yetenekler kazandıracak ve ruhsal tekâmül sağlayacak bilgiyi, kelimeyi temsil etmekte gibidir.

Okültizmde 7 kelimeden oluşan ve VITRIOL olarak kısaltılan aşağıdaki cümledeki "Lapidem" ( Taş ) kelimesi Kur'an'daki "Hikmet" kavramına atfedilen bir başka ifade gibi görünmektedir. ( Okült cemiyetlerin negatif frekansa hizmet amacıyla baz aldıkları yegâne kaynak da başta Kur'an olmak üzere kutsal kitaplardır. Zira başka bir ilime haiz olmaları da mümkün değildir. )

Visita Interiora Terræ Rectificando Invenies Occultum Lapidem ( Yerin içini araştır, arınarak gizli taşı bulacaksın. )

"Felsefe Taşı" veya "Hiram'ın Kayıp Kelimesi / Harfi" ifadeleri de yine Kur'an'daki "Hikmet" ( Sır ) kelimesine atfen kullanılagelmiştir.

Kur'an'da "Hikmet" ( Sır ) kelimesinin geçtiği ayetler şöyledir. 

2/129 Rabbena veb'as fihim rasulen minhum yetlu aleyhim ayatike ve yuallimuhumul kitabe vel HİKMETE ve yuzekkihim inneke entel azizul hakim

( Rab’bimiz onların içlerine onlardan resul gönder ki senin ayetlerini onlara okusun, onlara kitabı, SIRRI öğretsin, onları temizlesin. Kesinlikle sen yücesin hakimsin. )  

2/151 Kema erselna fikum rasulen minkum yetlu aleykum ayatina ve yuzekkikum ve yuallimukumul kitabe vel HİKMETE ve yuallimukum ma lem tekunu ta'lemun

( O üzerinize ayetlerimizi okuyan, sizi temizleyen, sizlere kitabı, SIRRI öğreten ve sizlere o bilmiyor olduklarınızı öğreten içinize gönderdiğimiz resul gibi. )

2/231 Ve iza tallaktumun nisae fe belağne ecelehunne fe emsikuhunne bi ma'rufin ev serrihuhunne bi ma'rufin ve la tumsikuhunne diraran li ta'tedu ve men yef'al zalike fe kad zaleme nefseh ve la tettehizu ayatillahi huzuven vezkuru ni'metellahi aleykum ve ma enzele aleykum minel kitabi vel HİKMETİ yeizukum bih vettekullahe va'lemu ennellahe bi kulli şey'in alim 

( Ve kadınları boşadığınızda, vadelerine eriştiklerinde onları iyilikle, bilinen şekilde tutun veya iyilikle, bilinen şekilde salın. Azıp da hududu aşmak için onları zarar vererek tutmayın. Kim böyle yaparsa, nefsine zulmeder. Allah’ ın ayetlerini alay edinmeyin. Allah’ ın üzerinize olan nimetini, kitaptan o size indirdiğini, size öğüt verdiği SIRRI hatırlayın. Allah’tan sakının ve bilin ki kesinlikle Allah herşeyi bilendir. )

2/269 Yu'til HIKMETE men yeşa' ve men yu'tel HİKMETE fe kad utiye hayran kesira ve ma yezzekkeru illa ulul elbab

( SIRRI dilediği kimseye verir. SIR kime verilirse ona çokça hayır verilmiştir. Onu akıl sahiplerinin haricindekiler hatırlamazlar. )

3/48 Ve yuallimuhul kitabe vel HİKMETE vet tevrate vel incil

( Ve ona kitabı ve SIRRI ve Tevrat' ı ve İncil' i öğretti. )

3/81 Ve iz ehazellahu misakan nebiyyine lema ateytukum min kitabin ve HİKMETİN summe caekum rasulun musaddikun li ma meakum le tu'minunne bihi ve le tensurunneh kale e akrartum ve ehaztum ala zalikum isri kalu akrarna kale feşhedu ve ene meakum mineş şahidin

( Ve zamanında Allah, habercilerin sözünü aldı. "Size o kitaptan ve SIRDAN verdim. Sonra, sizinle birlikte olanı doğrulayıcı olarak size resul geldi. Ona inanacaksınız ve ona yardım edeceksiniz. Kabul ettiniz mi ve bunlar üzerine ağır olan ahdimi aldınız mı?" dedi. "Kabul ettik." dediler. "O halde şahit olun ve ben de sizinle birlikte şahitlerdenim." dedi. )

4/54 Em yahsudunen nase ala ma atahumullahu min fadlih fe kad ateyna ale ibrahimel kitabe vel HİKMETE ve ateynahum mulken azima

( Allah’ ın üzerlerine üstünlüğünden lütfundan verdiği insanları mı kıskanırlar? Halbuki İbrahim’ e kitabı ve SIRRI verdik. Onlara büyük mülk verdik. )

4/113 Ve lev la fadlullahi aleyke ve rahmetuhu lehemmet taifetun minhum en yudilluk ve ma yudillune illa enfusehum ve ma yedurruneke min şey' ve enzellellahu aleykel kitabe vel HİKMETE ve allemeke ma lem tekun ta'lem ve kane fadlullahi aleyke azima

( Ve şayet Allah' ın sana lütfu ve merhameti olmasaydı, onlardan gruplar seni saptırmaya çalışırdı. Halbuki onlar, ancak nefislerini saptırırlar, sana hiçbir şeyde zarar veremezler. Allah sana kitabı ve SIRRI indirdi ve sana bilmiyor olduklarını öğretti. Allah' ın senin üzerindeki lütfu büyüktür. ) 

5/110 İz kalellahu ya iysebne meryemezkur ni'meti aleyke ve ala validetik iza eyyedtuke bi ruhil kudusi tukellimun nase fil mehdi ve kehla ve iz alemtukel kitabe vel HİKMETE vet tevrate vel incil ve iz tahluku minet tiyni ke hey'etit tayri bi izni fe tenfuhu fiha fe tekunu tayran bi izni ve tubriul ekmehe vel ebrasa bi izni ve iz tuhricul mevta bi izni ve iz kefeftu beni israile anke iz ci'tehum bil beyyinati fe kalellezine keferu minhum in haza illa sihrun mubin

( Zamanında Allah "Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Seni kutsal ruh ile desteklediğimde beşikte ve erişkinlikte insanlara kelam edip söz söylerdin. Sana kitabı, SIRRI, Tevrat' ı ve İncil' i öğrettim. İznimle çamurdan kuşun şekli gibi olanı yarattın. Onun içine üfledin de iznimle kuş oldu. Doğuştan körü ve alacalıyı iznimle iyileştirdin. Ölüleri iznimle çıkardın. Onlara ayetlerle geldiğin ve onlardan inkar edenlerin "Bu kesinlikle apaçık sihirdir." dedikleri zaman İsrailoğulları' nı üzerinden çektim." dedi. ) 

16/125 ud'u ila sebili rabbike bil HİKMETİ vel mev'izatil haseneti ve cadilhum billeti hiye ahsen inne rabbeke huve a'lemu bi men dalle an sebilihi ve huve a'lemu bil muhtedin  

( Rab’binin yoluna SIR ve güzel öğüt ile çağır. Onlarla o en güzeliyle mücadele et. Kesinlikle Rab’bin o yolundan sapmış kimseleri bilir. O yönlenmiş olanları da bilir. )

31/12 Ve lekad ateyna lukmanel HİKMETE en işkur lillah ve men yeşkur fe innema yeşkuru li nefsih ve men kefera fe innellahe ğaniyyun hamid 

( Ve Allah’a şükretsin diye Lokman' a SIRRI verdik. Kim şükrederse, kesinlikle nefsi için şükreder. Kim inkar ederse, kesinlikle Allah ganidir övülesidir. )

38/20 Ve şededna mulkehu ve ateynahul HİKMETE ve faslel hitab ( Ve onun mülkünü şiddetlendirdik. Ona SIRRI ve söylemdeki ayrışımı verdik. )

43/63 Ve lemma cae iysa bil beyyinati kale kad ci'tukum bil HİKMETİ ve li ubeyyine lekum ba'dallezi tahtelifune fih fettekullahe ve etiy'un

( Ve İsa deliller ile geldiğinde "O bazınızın hakkında ihtilaf ettiğini size açıklamak için size SIRRI getirdim. O halde Allah’tan sakının ve bana itaat edin." dedi. )

54/5 HİKMETUN baliğatun fe ma tuğnin nuzur

( Ulaşmış SIRDIR. Ama uyarılar fayda vermez. ) 

62/2 Huvellezi be'ase fil ummiyyine resulen minhum yetlu aleyhim ayatihi ve yuzekkihim ve yu'allimuhumul kitabe vel HİKMETE ve in kanu min kablu lefi dalalin mubin

( Okuma yazma bilmeyenlerin içine, onlara O’nun ayetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve SIRRI öğreten, onlardan resul diriltip gönderen O'dur. Önceden kesinlikle apaçık sapıklık içindeydiler. )

Menne , Selva ve "Yemek" kelimelerinin teşbihi anlamları

Kutsal kitaplarda "Menne / Man / Manna" olarak yer alan ve "Helva, Bir çeşit ekmek" olarak tanımlanan kelimenin esasen maddi bir kavram olmadığı aksine ruhsal frekanslar içeren bir "bilgiyi / kelimeyi" tanımlamakta olması muhtemeldir. Ancak elbette her ruhsal olgunun maddi bir projeksiyonu / temsili / yansıması olduğu da hatırlanmalıdır. 

"Menne" ve "Selva" kelimeleri Kur'an'da ilk kez Bakara suresinin 57. ayetinde geçmektedir. Klasik çevirilerde "Menn" kelimesi "Helva, Kudret Helvası", "Selv / Selva" kelimesi ise "Bıldırcın" olarak temsil edilmektedir. Ancak Kur'an, Tevrat ve İncil ayetleri detaylı incelendiğinde maddi olmayan bir anlamın tezahürü söz konusu olmaktadır. Bu yaklaşım çerçevesinde ayetlerin anlamları aşağıdaki gibi olmaktadır.

2/57 Ve zallelna aleykumul ğamame ve enzelna aleykumul MENNE ves SELVA KULU min tayyibati ma razaknakum ve ma zalemuna ve lakin kanu enfusehum yazlimun

( Ve bulutu üzerinize gölgeledik. Üzerinize NİMET / MİNNET / İYİLİK ve AVUNTU / AVUNÇ / KANAÂT indirdik. O sizi rızıklandırdıklarımızın temizlerinden YİYİN. Bize zulmetmediler. Ve lakin nefislerine zulmetmekteydiler. )

Menn = Nimet, Minnet, İyilik

Selv / Selvâ = Avuntu, Avunç, Kanaât, Bal

Ekl / Ukl = Yemek, Besin, Gıda ( Ancak "Yemek" kelimesinin kutsal kitaplarda "İdrak, Algı, Bilgiyii Kelimeyi özümseme" gibi teşbihi anlamları olduğu da görülmektedir. )

Kelimelerin farklı anlamlarına istinaden ayette maddi olmayan ruhsal olgulardan da bahsedilmekte gibi görünmektedir. Yani sanki insanların üzerine "gökten kanaât etme nimeti frekansı / kelimesi" indirilmiş de bu frekans ile hayatta kalmışlar gibi bir algı da oluşmaktadır. 

Tevrat ve İncil ayetlerinde "Menne" kelimesi "Man" olarak zikredilmekte ve şöyle yer almaktadır.  

4 Numbers 11-9 Gece ordugaha çiy düşerken, MAN da birlikte düşerdi.

5 Deuteronomy 8-3 Sizi aç bırakarak sıkıntıya soktu. Sonra sizin de atalarınızın da bilmediği MAN ile sizi doyurdu. İNSANIN YALNIZ EKMEKLE YAŞAMADIĞINI RAB'BİN AĞZINDAN ÇIKAN HER KELİME İLE YAŞADIĞINI size öğretmek için yaptı bunu.

Aşağıdaki ayetlerde de "Man / Manna / Menn"'in göksel, ruhsal bir olgu olduğu mesajı verilmektedir. 

19 Psalms 78-24 MAN yağdırdı onları beslemek için, GÖKSEL TAHIL verdi onlara.

43 John 6-31"Atalarımız çölde man yediler. Yazılmış olduğu gibi, 'Yemeleri için onlara GÖKTEN EKMEK verdi.'"

Ancak "Man"'ın maddi tanımının yer aldığı Kitab-i Mukaddes ayetleri de bulunmaktadır.

2 Exodus 16-31 İsrailliler o ekmeğe MAN adını verdiler. Kişniş tohumu gibi beyazımsı, tadı BALLI* yufka gibiydi.

2 Exodus 16-33 Musa Harun'a, "Bir testi al, içine bir omer** MAN doldur" dedi, "Gelecek kuşaklar için saklanmak üzere onu RAB'bin huzuruna koy."

* "Ballı yufka" kavramı Kur'an'daki "Menne ves selva" ifadesinde yer alan "Selva" kelimesinin "Bal" anlamına da dikkat çekmektedir.

** Omer = Ölçü birimi

4 Numbers 11-7 MAN kişniş tohumuna benzerdi, görünüşü de reçine gibiydi.

Ve Man kelimesinin son kez geçtiği Kitab-i Mukaddes ayetinde Mesih İsa şöyle demektedir. 

43 John 6-58 İşte GÖKTEN İNMİŞ OLAN EKMEK*** BUDUR. Atalarınızın yedikleri MAN gibi değildir. Atalarınız öldüler. Oysa BU EKMEĞİ YİYEN sonsuza dek yaşar."

*** Mesih İsa kendi bedenini kastedip ruhsal kavrama maddi sembolizm getirmektedir.

Yukarıda "Menn / Man / Manna" ile birlikte yer alan "Selv / Selvâ" kelimesinin "Avuntu, Avunç, Kanaât, BAL" anlamlarını içerdiği belirtilmişti. ( Klasik meallerde yer alan "Bıldırcın" anlamı ayrı bir inceleme konusu olabilir. )

Bu çerçevede; "Bilgiyi / Kelimeyi yemek" ve "Bu yemeği Bal ile tasvir etmek" durumunun aşağıdaki Tevrat ayetlerinde yer alması da konu ile ilintili görünmektedir.

26 Ezekiel 2-8 Sen, ey insanoğlu, sana söyleyeceğimi dinle! Bu başkaldıran halk gibi asi olma! AĞZINI AÇ, SANA VERECEĞİMİ YE!"

26 Ezekiel 2-9 Baktım, bana doğru uzanmış bir el gördüm; içinde TOMAR halinde bir KİTAP vardı.

26 Ezekiel 2-10 Tomarı önümde açtı, her iki yanı da yazılıydı. Orada ağıtlar, iniltiler, figanlar yazılıydı. 

 26 Ezekiel 3-1 Bana, "Ey insanoğlu, sana verileni ye. Bu TOMARI YEDİKTEN sonra git, İsrail halkına seslen" dedi.

26 Ezekiel 3-2 Böylece AĞZIMI AÇTIM, YEMEM İÇİN TOMARI bana verdi.

26 Ezekiel 3-3 Bana, "Ey insanoğlu, sana verdiğim TOMARI YE, MİDENİ ONUNLA DOLDUR." dedi. Bunun üzerine TOMARI YEDİM. BAL GİBİ TATLI GELDİ BANA. !!!! ( "Selva" ilintisi )

26 Ezekiel 3-4 Sonra şöyle dedi: "Ey insanoğlu, İsrail halkına git, onlara KELİMELERİMİ İLET.

"Yemek" kavramının sembolik / teşbihi kullanımına Kur'an'ın Nisa suresinin 10. ayeti verilebilir.

4/10 İnnellezine YE'KULUNE emvalel yetama zulmen innema YE'KULUNE Fİ BUTUNİHİM NARA ve seyaslevne seira

( Kesinlikle o yetimlerin mallarını zulümle YİYENLER, KARINLARININ İÇİNE ATEŞİ YERLER. Ateşe yaslanacaklardır. )

Öte yandan "Menne / Manna / Man" kelimesinin maddi tezahürünün "Monoatomik Altın" olduğu ve altının boyutlar arası geçiş, frekans değişimi vb. gibi farklı işlevleri olduğu da konunun maddi açıdan incelenmesi kapsamındaki hususlardır.





Thursday, June 17, 2021

Vaftiz ritüeli, Dua ve Gasl 

Halk arasında "Vaftiz / Vaftiz olmak" olarak bilinen kavramın esası Latince "Baptizare", Grekçe "Baptizein", İngilizce "Baptize" kelimeleridir.

Kelimenin kökünde, Arapça'da "Kapı" anlamını da içeren "Bab / Bap" kelimesi yer almaktadır.

"Baptize" ... Bap / Bab + tize

Bab / Bap = Kapı, Giriş, İçeri giriş yeri, Dalma yeri, Sığınma yeri 

tize = -mak / -dırmak Baptize = İçeri sokmak, Daldırmak, Kapıdan geçirmek

"Baptize" ( Vaftiz ) ritüeli esnasında kullanılan "su" esasen boyut portalinden ( Bâb / Kapı ) geçişi yani yeni bir boyuta, plana geçişi sembolize etmektedir. Yeni doğmuş çocuğun veya inancı yeni kabul eden bir insanın su ile vaftiz edilmesi yeni bir boyuta geçişin sembolüdür. Doğum esnasında da kadının "suyunun gelmesi" boyut kapısından geçişin madde planındaki biyolojik temsilidir.

Bir nevi trans ve odaklanma seansı niteliğinde olan "Dua" ( Salât ) öncesinde "Gasl"'in ( Su ile yıkanılmasının ) Kur'an'da öğütlenmesi de dikkat çekmektedir. Zira dua seansı bir frekans yükseltme ve üst boyut ile temas girişimidir. Bir başka deyişle dua seansı bir "portal açma" deneyimidir. Boyut portalı / Star Gate tasvirlerinde daima su unsurunun bulunması da konu ile ilintilidir. Su, geçişi sağlayan ve kozmik bilgileri simgeleyen / içeren bir olgudur.

İncil'de "suyla vaftiz" kavramının ilk kez geçtiği ayetin numarasının 11 olması da farklı boyuta geçiş portalının nümerik sembolizmi açısından dikkat çekmektedir. 

40 Matta 3-"11" Gerçi ben sizi tövbe için SUYLA VAFTİZ ediyorum, ama benden sonra gelen benden daha güçlüdür. Ben O'nun çarıklarını çıkarmaya bile layık değilim. O sizi Kutsal Ruh'la ve ateşle vaftiz edecek. 

Kur'an'da "Gasl" ( Yıkanmak ) fiilinin geçtiği ayetlerde hep 11 nümerolojisinin bulunması da ayrıca dikkat çekmektedir. 

"4/43" Ya eyyuhellezine amenu la takrabus SALATE ve entum sukara hatta ta'lemu ma tekulune ve la cunuben illa abiri sebilin hatta TAĞTESİLUN .....

( Ey o inananlar, sizler sarhoşken ne söylediğinizi bilene kadar ve yolcu olmanızın haricinde, pisken YIKANINCAYA kadar DUAYA yaklaşmayın. ..... )

"Salat" ( Dua ) ve "Gasl" ( Yıkanmak ) kelimelerinin ilk kez birlikte ve ilintili olarak yer aldığı bu ayetin kodunun nümerolojik değeri 11 olmaktadır. ( 4+4+3 = 11 )

"5/6" Ya eyyuhellezine amenu iza kuntum iles SALATİ fAĞSİLU vucuhekum ve eydiyekum ilel merafiki .....

( Ey o inananlar, DUA edecek olduğunuzda, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi YIKAYIN. ..... )

Yine "Salat" ( Dua ) ve "Gasl" ( Yıkanmak ) kelimelerinin birbirleriyle ilintili olarak yer aldıkları bu ayetin kodunun nümerolojik değeri de 11 olmaktadır. ( 5+6 = 11 )

"38"/42 Urkud bi riclik haza MUĞTESELUN baridun ve şerab

( Ayağınla yere vur. Bu YIKANILASI, soğuk ve içilesi. )

Sure numarasının nümerolojik değeri 11 olmaktadır. ( 3+8 = 11 )