Çeviri

Monday, March 20, 2023

Bilginin sembolü Ağaç

İnsanın özünün ruh olduğu, ruhun madde alemi olan kâinattaki en üst seviye temsilcisinin de süptil öz varlık ( bedensiz varlık ) olduğu dikkate alındığında - her kelimenin ve ayetin çoklu anlamları olduğu hatırlanmak koşuluyla - kutsal kitaplarda yer alan "cennet" kavramının esasen pozitif ruhsal ( bilişsel ) hali, bilinç halini, "cennetteki ağaç ( şecere )" kavramının ise bilgi kaynağını tanımladığı görülebilmektedir. Ayetlerde yer alan Rab'bin "Cennette her nereden dilerseniz yiyin." ifadesi de "bilgi edinin, bilgiyi akledin, bilgiyi aklınıza koyun" anlamına gelmektedir. Zira Arapçada "AKaLe" ( Akletmek ) ve "EKeLe" ( Yemek ) kelimelerinin ortak KL kökünden olması bu durumu teyid etmektedir.

Tevrat'ın aşağıdaki ayeti "Bilgiyi almak / Bilgiyi akletmek" kavramının "Bilgiyi yemek" fiiliyle temsiline bir örnek teşkil etmektedir. 

26 Ezekiel 3-1 Bana, "Ey insanoğlu, SANA VERİLENİ YE. Bu TOMARI YEDİKTEN sonra git, İsrail halkına seslen" dedi.

26 Ezekiel 3-2 Böylece ağzımı açtım, YEMEM İÇİN TOMARI BANA VERDİ.

26 Ezekiel 3-3 Bana, "Ey insanoğlu, sana verdiğim TOMARI YE, mideni onunla doldur" dedi. Bunun üzerine TOMARI YEDİM. Bal gibi tatlı geldi bana.

26 Ezekiel 3-4 Sonra şöyle dedi: "Ey insanoğlu, İsrail halkına git, ONLARA SÖZLERİMİ İLET.

Bilgi ( İlm ) gerçek ve yegâne "rızık"tır. Kur'an ayetlerinde yer alan "Min ma razaknahum yunfikun" ( Onları rızıklandırdıklarımızdan harcarlar. ) ifadesindeki "rızık" kelimesi maddi ihtiyaçtan ziyade ruhani ihtiyaç olan "bilgiyi" temsil etmekte, "harcamak" fiili ise karşılık beklemeden "bilgiyi paylaşmayı / bilgiyi iletmeyi" temsil etmektedir.

"Şecr" ( Birbirine girmek ) kelimesindeki ŞCR kökünden türeme olan "Şecere" ( Ağaç, Birbirine girmiş olan, Birbiriyle ilintili olan ) kelimesinin Latincede "Scire" ( Bilmek ) kelimesi olarak tezahür etmiş olması da kuvvetle muhtemeldir. Kur'an ayetlerinde yer alan "Cennetten yemek", "Ağaca yaklaşmak", "Ağacı tatmak" ifadeleri de "Bilgiye erişimi / Bilgiyi akletmeyi" temsil etmektedir.

2/35 Ve kulna ya ademuskun ente ve zevcukel CENNETE ve KULA MİNHA rağaden haysu şi'tuma ve LA TAKRABA HAZİHİŞ ŞECERATE fe tekuna minez zalimin

( Ve "Ey Adem, sen ve eşin CENNETTE iskan edin. Oradan arzuladığınızca, her nereden dilerseniz BOLCA YİYİN. İşte ŞU AĞACA YAKLAŞMAYIN. Yoksa zalimlerden olursunuz." dedik. )

20/120 Fe vesvese ileyhiş şeytanu kale ya ademu hel edulluke ala ŞECERATİL HULDİ ve mulkin la yebla

( Böylece şeytan ona vesvese verdi. "Ey Adem, seni EBEDİYET AĞACINA ve çökmeyen mülke yönelteyim mi?" dedi. )

7/20 Fe vesvese lehumeş şeytanu li yubdiye lehuma ma vuriye anhuma min sev'atihima ve kale ma nehakuma rabbukuma an hazihiş ŞECERATİ İLLA EN TEKUNA MELEKEYNİ EV TEKUNA MİNEL HALİDİN 

( Şeytan onların ayıplarından, çirkinliklerinden o onlara gizlenmişleri, örtülmüşleri onlara açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi. "Rab’biniz, ancak İKİ MELEK VEYA EBEDİLERDEN OLURSUNUZ DİYE sizi şu AĞAÇTAN men etti." dedi. )

7/21 Ve kasemehuma inni lekuma le minen nasihin

( Ve "Kesinlikle ben size nasihat verenlerdenim." diye onlara yemin etti. )

7/22 Fe dellahuma bi ğurur fe lemma ZAKAŞ ŞECERATE bedet lehuma sev'atuhuma ve tafika yahsifani aleyhima min verakil cenneh ve nadahuma rabbuhuma e lem enhekuma an tilkumeş şecerati ve ekul lekuma inneş şeytane lekuma aduvvun mubin

( Böylece onları aldatma ile aşağı sarkıttı. AĞACI TADINCA, ayıpları, çirkinlikleri onlara ortaya açığa çıktı. İkisi bahçenin yapraklarından üzerlerini örtüp yamamaya başladılar. Rab’leri onlara seslendi "Ben size o ağaç hakkında hüküm vermedim mi? Ve "Şeytan kesinlikle size apaçık düşmandır" demedim mi?"  )

Tevrat'ın ilk ayetlerinde yer alan "Cennetteki ağaç", "Yaşam ağacı", "İyiyi kötüyü bilme ağacı", "Ağacın meyvesinden yemek" ifadeleri de "Bilgiye erişimi / Bilgiyi akletmeyi"

1 Genesis 2-9 Bahçede İYİ MEYVE VEREN TÜRLÜ TÜRLÜ GÜZEL AĞAÇ yetiştirdi. Bahçenin ortasında YAŞAM AĞACIYLA İYİYLE KÖTÜYÜ BİLME AĞACI vardı.

1 Genesis 2-16 Ona, "Bahçede İSTEDİĞİN AĞACIN MEYVESİNİ YİYEBİLİRSİN." diye buyurdu,

1 Genesis 2-17 "Ama İYİYLE KÖTÜYÜ BİLME AĞACINDAN YEME. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün."  

1 Genesis 3-1 RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, "Tanrı gerçekten, 'BAHÇEDEKİ AGAÇLARIN HİÇBİRİNİN MEYVESİNİ YEMEYİN' dedi mi?" diye sordu.

1 Genesis 3-2 Kadın, "BAHÇEDEKİ AĞAÇLARIN MEYVELERİNDEN YİYEBİLİRİZ" diye yanıtladı,

1 Genesis 3-3 "Ama Tanrı, 'BAHÇENİN ORTASINDAKİ  AĞACIN MEYVESİNİ YEMEYİN, ona dokunmayın; YOKSA ÖLÜRSÜNÜZ' dedi."

1 Genesis 3-4 Yılan, "KESİNLİKLE ÖLMEZSİNİZ" dedi,

1 Genesis 3-5 "Çünkü Tanrı biliyor ki, O AĞACIN MEYVESİNİ YEDİĞİNİZDE gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız."

Kur'an'da geçen "Şeceratel huld" ( Ebediyet ağacı ) ile Tevrat'ta geçen "Yaşam ağacı" kelimeleri özdeş nitelik arzetmekte ve "Ünite / Vahdet" kavramını temsil etmektedir. Yasaklanan ağaç yani "İyiyle kötüyü bilme ağacı" ise "Düalite" kavramını temsil etmektedir.

Özetle ayetlerde, "yaşam" ortamı esasen üst süptil boyut ( cennet, bahçe, ünite bilinci ) olan insanın,  meyletmemesi gereken bilgiye yakınlaşması ( ağaçtan yemesi ) sonucunda saf yapısını bozması, bir nevi viral enfeksiyon kapması ve bu nedenle cennetten çıkarılarak alt kaba madde boyutuna ( cehennem, düalite çıkmazı ) indirildiği ve "öldüğü" bildirilmektedir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/08/dunyann-noronlar-agaclar.html

"Uzay" isimli bir ruh...

Bu bölümde, genç yaşta bir motosiklet kazası sonucunda ölen bir sanatçıya ilişkin tespitler yer almaktadır. Ancak benzer diğer bölümlerde olduğu gibi amaç herhangi bir şahsa, özel, mistik veya kutsal anlam yüklemek, sübjektif bir yaklaşımla onu öne çıkarmak, ayrıştırmak değil sadece ona ilişkin dikkat çeken semantik ve nümerolojik durumları tespit etmektir. Zira aşağıda sadece bir örneği yer alan kader kodlaması esasen tüm bedenlenmiş ruhlar için geçerlidir. Dolayısıyla bir ruhun reenkarnasyon döngüleri, o ruhun her bir enkarnasyonundaki işlevine ve görevine göre benzer ilahi kader kodlamaları eşliğinde tezahür etmekte ve tüm ruhlar için mesajlar içermektedir.

Söz konusu şahsın 25 yaşına kadar yaşamış olmasına rağmen sanat camiasında etki bırakmış olması ve dikkat çeken bir yetenek addedilmesi bu bölümdeki tespitler için vesile olmuştur. Tespitlerde düalitenin, döngünün ve halden hale geçişin numerik sembolleri olan 11 sayısı ve İkili Yedi ( 7+7 veya 7x7 ) kavramı ile "ruhun" ve "ikiyi birlemenin" nümerik sembolü olan 21 sayısı öne çıkmaktadır.

İsmi "Rony Uzay Heparı"'dır.

- "Uzay", ender rastlanan bir şahıs ismidir. Bu kelimenin değeri yani kelimeyi oluşturan harflerin alfabedeki sıra değerleri toplamı 83 olmaktadır. Bu sayının nümerolojik değeri ise "11" sayısını vermektedir. ( 8+3 = 11 )

- İsminin ( İsim ve Soyisim ) kelime değeri 236 olup, bu sayının numerolojik değeri de "11" sayısını vermektedir. ( 2+3+6 = 11 )

- İsmini ve Soyismini oluşturan kelimelerin baş harflerinden "RUH" kelimesi oluşmaktadır. "Ruh" kelimesinin kelime değeri 56 olup, bu sayının numerolojik değeri de "11" sayısını vermektedir. ( 5+6 = 11 )

- Doğduğu ay ve yıl olan Temmuz 1969'da Apollo "11" kodlu uzay aracı Ay'a ilk insanlı inişi gerçekleştirmiştir. Doğum günü olan 24 Temmuz'da ise Apollo 11 Ay'dan dönerek Kuzey Pasifik Okyanusu'na iniş yapmıştır.

- 20.05.1994 tarihindeki motosiklet kazası sonrasında "11" gün komada kalmış ve 31.05.1994 tarihinde ölmüştür. ( Kazanın bir "Köprü" ( Koç Köprüsü ) üzerinde vuku bulması, "Köprü"nün mekândan mekâna geçiş, "halden hale geçiş" portalı olması açısından dikkat çekmektedir. )

- Gazete haberinde, kazayı yaptığı gün saat "21":00'de stüdyodan çıktığı yazmaktadır. Ayrıca bu haberde 25, 21:00 ve 00:30 sayıları bulunmaktadır. ( 2+5 = 7 ... 7x3 = "21" )

- İlk bestelerini 1991 ( 19 ... 1+9 = 10 ... 1 ve 19 ... 1+9 = 10 ... 1 ... "11" ) yılında, sözlerini Sezen Aksu'nun yazdığı, Aşkın Nur Yengi'nin seslendirdiği 2 ( 1+1 ) şarkı için yapmış. “Karanfil” ( 8 harf ) ve “Serserim Benim” ( 13 harf ) ... 8+13 = "21"

- "Karanfil" şarkısının nakarat kısmının sözleri Heparı'nın genç yaşta ölümü bağlamında bir uyum arzetmektedir. 

"O güzel BAŞINI UZAT GÖKLERE, gül güneşlere gül

Kırılma, küsme sen yine bir şiir yaz, ÇOK DEĞİL İNAN AZ KALDI AZ

BU KADAR ERKEN SUSMA biraz bekle, ağlama ağlama gül biraz"

- İsminde 14 harf bulunmaktadır. ( 7+7, 7x11 = 77 ... 7+7 = 14 "İkili Yedi" )

- 24.07.1969 tarihinde doğmuştur. Yani 1969 ( 1+9+6+9 = 25 ... 2+5 = "7" ) yılının "7." ayında... "İkili Yedi"

- Mezar taşında, başında Sol anahtarı bulunan ve sonlarına "BİR" kelimesi eklenmiş üç kelime bulunmaktadır. Böylelikle 111 sayısı tezahür etmektedir.

"Dünyada .... BİR

Müzikte .... BİR

Kalbimizde .. BİR"

- Mezar taşında, taşın tepesindeki daire şekliyle birlikte işaret ve kelimeden oluşan 7 satır bulunmaktadır.

- Oynadığı tek film "Gece MELEK ve Bizim ÇOCUKLAR" isimli sinema filmidir. Filmin süresi kayıtlarda 1 saat 37 dk. ( 1+3+7 = 11 ) olarak yer almaktadır. Ancak tüm film kaydı 1 sa 41 dk 49 sn sürmektedir. ( 1+4+1+4+9 = 19 )

Ayrıca "Melek" ve "Çocuk" kelimeleri cennet ( üst süptil plan ) tasvirlerinde yer alan kavramlardır. Çocuk kavramı, cennet tasviriyle ilintili olarak 56. ( 5+6 = 11 ) surede "Vildanen muhalledun" ( Ebedi çocuklar ) ifadesiyle yer alır.

- Kazayı yaptığı motosikletin plakası 34 UBJ 29'dur.

34 ... 3+4 = "7"

UBJ ... U (25)+B (2)+J (13) ... 2+5+2+1+3 = 13 ... 1+3 = "4"

7+4 = "11"

29 ... 2+9 = "11" ... 11 ve 11

- Motosikletini çarptığı aracın plakası 34 PVC 02'dir.

34 ... 3+4 = "7"

PVC ... P(20)+V(27)+C(3) ... 14 ... "5"

02 ... "2"

"7" ve 5+2 = "7" ... İkili Yedi

- Ölümüne sebep olan kazayı 25 ( 2+5 = 7 ) yaşında ve 20 Mayıs ( 20.05 ... 2+5 = 7 ) günü yapmıştır ki bu durumda "İkili Yedi" tezahürüne vasıta olmaktadır. )

Uzay Heparı'nın 1994 yılında stüdyoda çekilmiş video görüntülerinde de 11 ve 21 nümerolojisi dikkat çekmektedir. Video internette "Uzay Heparı - Güzel Çocuk" başlığı ile yayınlanmıştır.

- Video kaydının başında tarih ve saat görüntüye gelmekte olup, video "7 Nisan" günü çekilmiştir. ( 7+4 = "11" )


- Video kaydının başlama saati ise 20:19 olarak görünmektedir. 20 ... "2" ve 19 ... 10 ... "1" ... "21"

Heparı bu çekimden 56 ( 5+6 = "11" ) gün sonra ( 1 Haziran ) defnedilmiştir.

- Söz konusu videonun 2 dk 45 sn'lik ( 2+4+5 = "11" ) anında Sertab Erener oldukça manidar olan "Uzay Allah ömür versin sana." cümlesini telaffuz etmektedir.

- Videonun devamında ise sağ altta zaman sayacı bulunan bir çekim görüntüye gelmekte ve sayaç 19:11:45'e geldiğinde görüntü değişmektedir. ( 1+9+1+1+4+5 = "21" )

Uzay Heparı ile Zeynep Tunuslu'nun düğünü "29.11".1993 yılında gerçekleşmiştir. ( 29 ... 11 ve 11 )

Uzay Heparı, beste ve düzenleme olarak "11" albüme katkı vermiştir. Albümler;

1- Zuhal Olcay - Küçük Bir Öykü Bu (  1988 )

2- Zuhal Olcay - İki Çift Laf ( 1991 )

3- Aşkın Nur Yengi - Hesap Ver ( 1991 )

4- Sertab Erener - Sakin Ol ( 1992 )

5- Levent Yüksel - Med Cezir ( 1993 )

6- Aşkın Nur Yengi - Sıramı Bekliyorum ( 1993 )

7- Sezen Aksu - Deli Kızın Türküsü ( 1993 )

8- Akrep Nalan - Dağ Çiçeği ( 1993 )

9- Nükhet Duru - Nükhet Duru 94' ( 1994 )

10- Demet - Kınalı Bebek ( 1994 )

11- Sertab Erener - L'âl ( 1994 )

Heparı ile birlikte çalışmış olan Sezen Aksu'nun katıldığı TV programlarındaki şu ifadeleri de dikkat çekmektedir.

"Adı üstünde Uzay zannediyorum uzaylıydı. Bunu aramızda konuşuruz. Çok ileriydi gerçekten."

“Uzay, sürüden olmayacağını daha doğarken belli eden İLERİ RUH, olağanüstü bir zekâ. ... "

Uzay Heparı'nın eğitim gördüğü lisenin 1982-1983 dönemi yıllığında, sınıflara göre öğrenci fotolarının bulunduğu sayfalar arasında yer alan 6A sayfasında Heparı'nın "sıradışı" bir durum arzettiği görülmektedir. Zira Heparı bu sayfada "Reşat Rony" ismiyle yer almaktadır. Ve en dikkat çekici olan husus ise öğrenci fotolarının soyadı başharfine göre sıralandığı sayfada Heparı'nın ( Reşar Rony olarak ) konumu alfabetik sıraya uymamaktadır. Zira ilgili sayfanın bir bölümünü yansıtan aşağıdaki görselde de görüleceği üzere soyadı "G" ve "İ" harfleriyle başlayan öğrencilerden sonra "Reşat Rony" gelmekte ve kendisinden sonra soyadı başharfleri "K" harfinden devam etmektedir. Söz konusu yıllıkta böyle bir durumu yansıtan başka bir sayfa bulunmamaktadır.

Ek bilgi: Uzay Heparı'nın dedesi mimar Aron Angel, Gezi Parkı'nı planlayan şehir planlamacısıdır. Angel, Gezi Parkı'na inşaat yapılmaması için direnen ilk kişidir. 

"Gezi Parkı Olayları" olarak anılan sürecin "31 Mayıs" 2013 sabahı başlamış olmasıyla, Uzay Heparı'nın bir "31 Mayıs" günü ölmesi de ilginç bir uyum arzetmektedir. "Gezi RUHu" ifadesi de bu bağlamda senkronik bir kavram olarak tezahür etmektedir.

Sunday, March 19, 2023

Düalite çıkmazı, Ahiret ve Gaybın sezgisi

Bir kelimenin anlamını açıklayan bir cümle içinden seçilen herhangi bir kelimenin anlamı, önceden kullanılan kelimelerden herhangi biri tekrarlanmamak koşuluyla açıklanmaya devam edildiğinde bir süre sonra açıklanma sırası gelen kelimenin açıklanabilmesi için önceden kullanılmış olan bir kelimeye ihtiyaç duyulmaktadır. Aksi takdirde süreç o kelimede sonlanmakta ve devam edilememektedir. Bu durum tıpkı maddenin yapısını en küçük bileşen seviyesinde incelemek isteyen bilim insanlarının nihayetinde atomun* içinde bir boşlukla ( yokluk, gayb ) karşılaşmalarına benzemektedir. 

Dolayısıyla, hiçbir kelimenin yani yaratılıştaki hiçbir varlığın tek başına bir anlam içermediğini, her varlığın bir diğeri ile var olduğunu, bir diğerine muhtaç olduğunu ortaya koyan ve "Düalite çıkmazı" olarak isimlendirilebilecek bu durum idrakli varlıkların "Gayb"ın ( Yokluk ) sezgilerine ulaşmalarına vasıta olmaktadır. Esasen ilmi Allahu Teala'nın indinde olan "Ünite" ( Vahdet, Teklik, Birlik ) kavramı idrakli varlıklar için "Gayb" niteliğindedir.

* "Adem" kelimesinin "Yokluk" anlamına gelmesi ve "Atom" kelimesiyle fonetik benzerliği olması da bu bağlamda önem arzetmektedir.

Bakara suresinin 3. ayetinde kitabı bir rehber olarak benimsemiş olan Muttekikerin ( Sakınanlar ) gayba inançlarından bahsedilmektedir. 

2/3 ELLEZİNE YU'MİNUNE BİL GAYBİ ve yukimunes salate ve min ma razaknahum yunfikun

( O GAYBA İNANANLAR, duaya kalkanlar ve o rızıklandırdıklarımızdan harcayanlar. )

Gayba inanç, ahirete inanç olarak da düşünülebilir ki zaten Kur'an'da "Allah'a inanç" kavramı daima "Ahiret gününe inanç" kavramıyla birlikte zikredilmektedir. Ahiret bilinci, kaba madde planı dünyadaki inananlar için ancak sezgisine erişilebilecek gayb ilmi niteliğindedir. 

2/8 Ve minen nasi men yekulu AMENNA BİLLLAHİ VE BİL YEVMİL AHİRİ ve ma hum bi mu’minin

( Ve insanlardan kimileri ALLAH'A VE SINRAKİ GÜNE İNANDIK derler de onlar inananlar değillerdir. )

"Yevmel ahiri" ( Sonraki gün / Ahiret günü ) ifadesi hem kaba madde planındaki bir aşamayı, hem de üst süptil plandaki aşamayı temsil etnektedir. "Ahir gün" kavramı yaratılış döngülerinin daimi bileşenidir.  

"Gaybın ilminin yalnızca Allah'ın indinde olduğunu bildiren ayetler şöyledir.

2/33 Kale ya ademu enbi'hum bi esmaihim fe lemma enbeehum bi esmaihim kale e lem ekul lekum İNNİ A'LEMU ĞAYBES SEMAVATİ VEL ERDİve a'lemu ma tubdune ve ma kuntum tektumun

( "Ey Adem, onlara onları isimleri ile haber ver." dedi. Böylece onlara onları isimleri ile haber verdiğinde "Size GÖKLERİN VE YERİN GAYBINI KESİNLİKLE BEN BİLİRİM demedim mi? O açıkladığınızı ve o gizlemiş olduğunuzu da bilirim." dedi. )

5/109 Yevme yecmeullahur rusule fe yekulu ma za ucibtum kalu la ilme lena inneke ENTE ALLAMUL ĞUYUB

( Allah, resulleri topladığı gün "Size ne cevap verildi?" der. "Bize ilim yok. Kesinlikle SEN GAYBLARI BİLEN SENSİN." derler.  )

13/9 ALİMUL ĞAYBİ veş şehadetil kebirul muteal

( GAYBI ve şahit olunanı BİLENDİR. Yücelerin büyüğüdür. )

Allah'ın, gayb ilminden dilediğini, ancak dilediği, seçtiği resulleri vasıtasıyla insanlara ulaştıracağı da Al'i İmran suresinin 179. ayetinde bildirilmektedir.

3/179 Ma kanellahu li yezeral mu'minine ala ma entum aleyhi hatta yemizel habise minet tayyib ve MA KANELLAHU Lİ YUTLİAKUM ALEL ĞAYBİ VE LAKİNNELLAHE YECTEBİ MİN RUSULİHİ MEN YEŞAU fe aminu billahi ve rusulih ve in tu'minu ve tetteku fe lekum ecrun azim

( Allah inananları sizlerin üzerinde olduğunuzda bırakacak değildir. Nihayetinde kötüyü, pisi, iyiden, temizden ayırır. ALLAH SİZE GAYBI OKUYACAK DEĞİLDİR. LAKİN KESİNLİKLE ALLAH RESULLERİNDEN DİLEDİĞİ KİMSEYİ KABUL EDİP SEÇER. O halde Allah’a  ve resulüne inanın. Eğer inanırsanız ve sakınırsanız, artık büyük ödül sizedir. )

Friday, March 17, 2023

Anunnaki meselesi

4/48 İnnellahe la yağfiru en yuşrake bihi ...

( Kesinlikle Allah, O'na ortak koşulmasını affetmez. ... )

Şirkin sinsi ve taktiksel bir uygulaması olan "Çok tanrılı din / Çok ilahlı din" telkini şeytanların en önde gelen stratejik operasyonudur. Bu operasyonun amacı kitleleri, tek yaratıcı ilah olan Allah'tan uzaklaştırmak, esasen üst süptil boyut ( cennet ) varlığı olarak yaratılan ancak sonrasında "cinlerle temas, saf insan niteliğini bozma ve cinlere kulluk eylemi" hatalarını yaparak kaba madde planı dünyaya indirilen Adem'in hatalarının döngüsel olarak tekrarlanmasını sağlamak, bu yolla insanın frekans yükselişini ve ruhsal tekâmülünü engellemek ve onu düşük frekanslı kaba madde planı dünyaya ( cehennem ) hapsetmektir. 

İnsanın ve cin şeytanlarının ( sakit melekler ) dünyaya indirilişi Taha suresinin aşağıdaki ayetinde bildirilmektedir.

20/123 KaleHBİTA MİNHA CEMİAN ba'dukum li ba'din ADUVV ...

( "Birbirinize DÜŞMAN OLARAK ORADAN TOPLUCA İNİN. ... )

İnsanın "cinlere kulluk etmesi" hususu da Sebe suresinin aşağıdaki ayetlerinde net olarak belirtilmektedir. Ayetlerde "meleklere kulluk" hatası da vurgulanmaktadır. 

34/40 Ve yevme yahşuruhum cemian summe yekulu lil MELAİKETİ E HAULAİ İYYAKUM KANU YA'BUDUN

( Ve o gün onların hepsini toplar. Sonra MELEKLERE "ŞUNLAR sadece SİZE Mİ KULLUK EDİYORLARDI?" der. )

34/41 Kalu subhaneke ente veliyyuna min dunihim bel kanu YA'BUDUNEL CİNN EKSERUHUM BİHİM MU'MİNUN

( "Sen yücesin. Sen onlardan başka dostumuzsun. Bilakis CİNLERE KULLUK ETMEKTEYDİLER. ONLARIN ÇOĞUNLUĞU ONLARA İNANMIŞLARDI." derler. )

Negatif frekanslı süptil boyut varlıkları olan cin şeytanlarına kulluk kavramı cinler tarafından Teslis ( Üçleme / Trinity ) çarpıtmasına dayalı olarak ve sadece isimsel değişikliklerle tüm kültürlere enjekte edilmiştir. Teslis çok tanrılı pagan inancın temelini teşkil etmektedir. Kültürlere göre teslis örnkleri;

Sümer kültüründe An, Ki, Enlil ( Anunnaki* ),

Babil kültüründe Nimrod**, Samiramis, Temmuz,

Mısır kültüründe Osiris, İsis, Horus, 

Hinduizmde Brahma, Vişnu, Şiva

Grek ( Yunan ) mitolojisinde Zeus, Poseidon, Hades 

vb...

* Satanik yaklaşımla, sözde insanın yaratıcı kökeni olarak telkin edilmeye çalışılan "Anunnaki" kelimesinin "An'aneke" ( Senin Öncelin / Senden Öncekileriz / Senin Atanız ) anlamını temsil ediyor olması da muhtemeldir. ( an, anu ( ilah ismi; öncesi, önceki, evvel, ata, ana ) + na ( biz ) + ki ( sen; Anu'nun eşi ); an'ane ( önce olan, gelenek ) + ke ( sen ) ) ... "Senden öncekileriz / Senin ananeniz / Senin atanız" )

35/3 Ya eyyuhen nasuzkuru ni'metellahi aleykum HEL MİN HALİKİN ĞAYRULLAHİ yerzukukum mines semai vel ard LA İLAHE İLLA HUVE fe enna tu'fekun

( Ey insanlar, Allah’ın üzerinize olan nimetini hatırlayın. ALLAH'TAN BAŞKA YARATICI MI VAR? Sizi gökten ve yerden rızıklandırır. O’NUN HARİCİNDE İLAH YOKTUR. O halde nasıl döndürülürsünüz? )

** Nemrut dağı ismini Nimrod'dan almıştır. Nemrut dağındaki "Kommagene" uygarlıgı heykelleri de çok tanrılı dinin yansımasıdır. "Komnagene" kelimesi "Common" ( Ortak ) ve "Gene" ( Gen ) kelimelerinden oluşmakta olup, "Ortak Gen" anlamına gelmekte ve ilah addedilen cin & insan melezi varlıkları tanımlamaktadır. 

Şirk, teslis ve çok ilahlılık hususunda uyarı içeren ayetler şöyledir.

3/64 Kul ya ehlel kitabi tealev ila kelimetin sevain beynena ve beynekum en LA NA'BUDE İLLELLAH VE LA NUŞRİKE BİHİ ŞEY'EN VE LA YETTEHİZE BA'DUNA BA'DAN ERBABEN MİN DUNİLLAH fe in tevellev fe kul uşhedu bi enna muslimun

( De ki: "Ey kitap sahipleri, bizim ve sizin aranızda aynı, eşit olan kelimeye geliniz. ANCAK ALLAH'A KULLUK EDELİM VE O'NA HİÇBİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAYALIM  BAZILARIMIZ BAZILARINI ALLAH'TAN BAŞKA RABLER EDİNMESİN. Eğer yüz çevirirlerse, “Şahit olun. Kesinlikle biz teslim olanlarız.” deyin." )

3/80 Ve LA YE'MURAKUM EN TETTEHİZUL MELAİKETE VE NEBİYYİNE ERBABA e ye'murukum bil kufri ba'de iz entum muslimun

( Ve SİZE, MELEKLERİ VE HABERCİLERİ RABLER EDİNMENİZİ EMRETMEZ. Teslim olanlar olmanızdan sonra, size inkarı mı emreder? )

15/96 Ellezine yec'alune meallahi İLAHEN AHAR fe sevfe ya'lemun

( O, Allah ile birlikte başka ilah oluşturanlar, artık yakında bilecekler. )

17/42 Kul LEV KANE MEA HU ALİHETUN kema yekulune izen lebteğav ila zil arşi sebila

( De ki: "O dedikleri gibi, ŞAYET ONUNLA BİRLİKTE İLAHLAR OLSAYDI, o zaman arşın, tahtın sahibine yol ararlardı." )

5/73 Lekad KEFERALLEZİNE KALU İNNELLAHE SALİSU SELASEH VE MA MİN İLAHİN İLLA İLAHUN VAHİD ve in lem yentehu an ma yekulune le yemessennellezine keferu minhum azabun elim

( O "Kesinlikle ALLAH, ÜÇÜN ÜÇÜNCÜSÜDÜR." DİYENLER İNKAR ETMİŞLERDİR. TEK İLAHTAN BAŞKA İLAH YOKTUR. Eğer o söylediklerinden vazgeçmezlerse, kesinlikle onlardan o inkar edenlere elim azap dokunacaktır. )

İncil'de yer alan Baba, Oğul ve Kutsal Ruh ifade üçlüsü esasen sembolik bir tanımlama olup Allah, Mesih İsa ve Ruh kavramlarını tanımlamaktadır. Kur'an'da Allah sevgisinin tasvir edildiği ayette de "Baba"*** teşbihi yer alır. Ancak şeytanlar bu sembolik ( müteşabih ) ifadeye "soy ilişkisi" anlamı yükleyerek Teslis ( Üçleme ) adı altında sözde ilahi bir soy, bir ilahlar grubu oluşturmuşlardır.

*** 2/200 Fe iza kadaytum menasikekum FEZKURULLAHE KE ZİKRİKUM ABEKUM EV EŞEDDE ZİKRA fe minen nasi men yekulu rabbena atina fid dunya ve ma lehu fil ahirati min halak

( İbadetlerinizi tamamladığınızda ALLAH'I BABALARINIZI HATIRLADIĞINIZ GİBİ VEYA DAHA ŞİDDETLİ HATIRLAYIN. İnsanlardan kim "Rab’bimiz bize dünyada ver." derse, ona ahirette nasip yoktur.  )

"Anunnaki", Sümer uygarlığında negatif frekanslı üst boyut varlıklarına ( cinler, sakit melekler, düşmüş melekler ), Nefiller ( Düşmüşler ) **** ) verilen genel bir isim olarak da belirtilmektedir.

**** Tevrat'ın aşağıdaki ayetinde "İlahi varlıklar" olarak nitelenen Nefiller'in ( sakit melekler / düşmüş melekler ) insan soyuyla cinsel ilişkiye girmelerinden ve melez soy oluşturmalarından bahsedilmektedir ki sözde "Anunnaki'lerin insan soyunu yaratttıkları" iddiasının aslı da budur. 

1 Genesis 6-4 İLAHİ VARLIKLARIN insan kızlarıyla evlenip çocuk sahibi oldukları günlerde ve daha sonra yeryüzünde NEFİLLER vardı. 

Tevrat'ın, yine Nefillerden bahsedilen aşağıdaki ayetinde yer alan "Anak" kelimesi "Enki" ( Anunnaki ) kelimesinin bir tezahürüdür. Nefillerin dev bedenli oldukları da tersten misalleme ile bildirilmektedir.

4 Numbers 13-33 NEFİLLER'i, NEFİLLER'in soyundan gelen ANAKlı'ları gördük. Onların yanında kendimizi çekirge gibi hissettik, onlara da öyle göründük."

Zekeriya Siccin'in "12. Gezegen" isimli kitabında, Anunnaki'lerin, atmosferi altın ile kaplı olan bir gezegende yaşadıkları, atmosferdeki altının azalması nedeniyle Dünyadaki altını çıkarmak istemeleri ve bu işi yapmak üzere insan soyunu yarattıkları gibi bir senaryo yer almaktadır. Bu senaryo, Adem'in cin soyu ile temas ederek saf insan soyunu bozması, cin & insan melezi bir soy oluşturması ve bu nedenle cinlerle birlikte kaba madde planı Dünya'ya indirilmesi gerçeğinin manipüle edilmiş halidir. ( İnsan beyninde "Reptilian Complex" ( Sürüngen Kompleksi ) adı verilen bir organın bulunmasının sebebi anılan melezlikten kaynaklanmaktadır. )  

Ayrıca söz konusu senaryo da dahi Anunnaki'lerin insanları köle olarak kullandıkları yer almaktadır ki senaryonun bu kısmı gerçeği yansıtmaktadır. Zira Anunnaki olarak da isimlendirilmiş olan küresel cin ve insan şeytanları insanlığı binlerce yıldır tahakküm altında tutmaya çalışmaktadır.

İncil'de cin şeytanları, "yılan ve engerek soyu" olarak tanımlanır. 

40 Matthew 23-33 "Sizi yılanlar, engerekler soyu! Cehennem cezasından nasıl kaçacaksınız?

Özde aynı hikayenin karakterleri olan Sümer ilahları Anunnaki'ler ve Mısır ilahları "uzun kafalı" olarak resmedilmektedirler.






Kur'an'da bu husus "şeytanların başları" ifadesiyle vurgulanmaktadır.

37/64 İnneHA ŞECERATUN tahrucu fi aslil cehim

( Kesinlikle O ( ZAKKUM ) cehennemin kökünde, temelinde çıkan AGAÇTIR. )

37/65 Tal'uha ke ennehu RUUSUŞ ŞEYATİN 

( Onun tomurcukları, kesinlikle o ŞEYTANLARIN BAŞLARI gibidir. )



Zakkum tomurcukları

Din kisvesi altında şirkin, kula kulluğun, cinlere kulluğun ve Allah ile aldatmanın öğretisi olan Tasavvuf'taki Sufi kavuğu, Papa'nın başlığı, Dalai Lama'nın takkesi, pagan ilah Baal'in kafası, baş arkası uzatılmış türban, masallardaki Peri karakterinin konik ve uzun başlığı, üzerinde sürüngen figürleri yer alan uzun kafalı mask gibi aksesuarların kökeninde de Anunnaki kafası sembolizmi bulunmaktadır.


Üzerinde sürüngen figürü olan uzun kafalı mask


Dalai Lama'nın uzun ve konik takkesi

Pagan ilah Baal'in uzun kafası

Baş arkası uzatılmış türban modeli... Bu model hadiste de "Deve Hörgücü" olarak teşbih edilir.

"Deve Hörgücü" teşbihinin yer aldığı hadisin tamamı şöyledir. “Cehennem halkından iki sınıf / grup insan var ki ben henüz onları görmüş değilim. Bunlardan bir grubu ellerinde sığır (inek-öküz gibi) kuyruklarına benzer kamçılar / değnekler / coplar vardır ki onlarla insanları döverler. Diğer grup ise elbise giydikleri halde çıplaktılar. Erkeklere meylederler, onları da kendilerine meylettirirler. BAŞLARI eğilmiş DEVE HÖRGÜCÜNE benzer. Bunlar ne cennete girer ne de onun kokusunu alırlar. Oysa cennetin kokusu şu kadar uzak mesafeden alınabilir.”


Uzun ve konik başlığı ile Peri kızı karakteri ( Sevimli algısı yaratan bir karakter vasıtasıyla cinler çocukların zihinlerine yerleştirilmekte ve pozitif frekans emilimi yapılmaktadır. "Peri" kelimesi "Görünmeyen, Yok olan" anlamına gelmektedir. )


Nemrut ( Nimrod ) Dağı'ndaki uzun kafa heykelleri... Mısır mitolojisindeki Horus karakterinin kartal kafalı sembolizmi de heykeller arasında yer almaktadır.


Elinde Epifiz Bezi ( Pineal Gland ) tutan Horus veya Anunnaki ... ( Epifiz Bezi insan beyninde yer alan ve insanın üst boyut frekanslarını algılamasını sağlayan organdır. Yukarıdaki rölyefte, Anunnaki'nin elinde Epifiz Bezi tutması, insanlığın cinler ( Anunnaki vb. ) tarafından zihin kontrolü altında tutulmasını simgelemektedir.

Şirketleşme sistemiyle ( günümüzde dijital teknolojinin de desteğiyle ) insanlığı tahakküm altına alıp köleleştiren, dünyada acıyı, kaosu, negatif frekansı daim kılan ve insanlığın yaşam enerjisiyle beslenen "küresel şeytanlar", Anunnaki olarak da anılan cinler ve onlara kulluk eden cin & insan melezleridir. 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/12/harut-ve-marut.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2016/12/seytanlarn-baslar.html?m=1

Not: Hadisteki "Deve Hörgücü" teşbihi hususu iletilen yoruma istinaden bölüme eklenmiştir.


AltıGEN Yıldız Geçidi, Yaratılış ve Bal Arısı

Düaliteyi oluşturan iki zıt nitelikli olgunun kesişimi bir "Geçit" ( Gate ) yani bir "halden hale geçiş anı, aşaması, kapısı" teşkil etmektedir.

Davud Yıldızı'nda düaliteyi temsil eden ters yönlü iki üçgenin kesişimi ile oluşan "Altıgen" de bu nedenle "Geçit" ( Gate ) olarak anılmaktadır. ( Star Gate ( Yıldız Geçidi / Yıldız Kapısı ) kavramı da konuyla doğrudan ilintilidir. )

Davud Yıldızı ve G harfi


İsrail kulübü olan Maccabi Tel Aviv'in logosunda ve tezahürat afişinde Davud Yıldızı ve Gate ( Geçit, Kapı ) yazısı bulunmaktadır.

AltıGENdeki "6 KEN+AR", "6 GÜNde / KÛNde" yaratılışı yani "yokluktan varlığa geçiş aşamasını - kapısı"nı simgelemektedir.

Aşağıda "KN / GN" kökünden türemiş olan ve ortak kök anlama sahip olan kelimeler yer alnaktadır.

KENar ( Geniş kısım ) ( Tür. )

GEN ( Kromozom dizisi, genişliği ) ( Tür., Lat. ) 

GENesis ( Oluşum, Yaratılış ) ( Lat. ) 

GÜN ( KÛN ) ( Oluşum, Açılım, Tezahür, Meydana Çıkma ) ( Tür., Ara. )

GENiş, GÜNeş ( Yayılmış, Açılmış, Oluşmuş ) ( Tür. )

Dolayısıyla, halden hale geçiş anlamını temsilen, okült cemiyet sembolü olarak da kullanılan "Davud Yıldızı" ve "G harfi" esasen "Yaratılış Kapısı", "Yaratılış Geçidi" anlamlarını simgelemektedir.

Arıların peteklerinin de "altıgen" şeklindeki "yaratılış portalları / yaratılış geçitleri" ( üretim merkezi ) niteliğinde olması dikkat çekmektedir.

"Bal arısından" ve "Bal arısının ev yapması"ndan bahsedilen yegâne ayet olan Nahl ( Bal arısı ) suresinin 16/68 kodlu ayetinde 6 nümerolojisi bulunmaktadır. 

16/68 Ve (1) evha (2) rabbu (3) ke (4) ila (5) en (6) NAHLİ (7) en (8) ittehizi (9) min (10) el (11) cibali (12) BUYUTEN (13) ve (14) min (15) eş (16) şeceri (17) ve (18) min (19) ma (20) ya'rişun (21) 

( Ve Rab’bin BAL ARISINA dağlardan, ağaçlardan ve o kurduklarından EVLER edinmesini vahyetti. )

- Ayet kodu 16/68 ... 1+6+6+8 = 21

- Ayetteki kelime adedi 21

21+21 = 42 ... 4+2 = "6"

Ayrıca 21 sayısı hem "ruhun", hem de "İkiyi Birlemek" kavramının yani varlıkları gerçek yaşama kavuşturacak ünite ( vahdet ) kavramının nümerik sembolüdür. İki farklı yöndeki üçgenin birleşmesinden oluşan Davud Yıldızı sembolü bu açıdan da önem arzetmektedir.

Ayrıca bal yapmaktan sorumlu olan arılara "İşçi Arı / Bal Arısı" denmekte olup, bir işçi arının yumurtadan çıkıp yetişkin bir İşçi Arı olması 21 gün sürmektedir. ( Kraliçe Arı'nın yetişkin hale gelmesi ise 16 gün sürmektedir ki bu sayı Nahl ( Bal Arısı ) suresinin numarasıdır. )


Wednesday, March 15, 2023

Bir varsayım ... Madde

"Add" kelimesi "Saymak, Sayılmak, Hesaplamak, İtibar etmek" anlamlarını içeren bir kelimedir. Bu kelime İngilizcede "Add" ( Eklemek ), Fransızcada da "Addition" ( Toplam, Hesap ) olarak tezahür eder.

Türkçedeki "Addetmek" ( add+etmek ) fiili de aynı kökten olup  "Öyle saymak, Öyle kabul etmek, VARSAYMAK" anlamını temsil etmektedir.

"Add" kökünün başına "M" harfinin gelmesiyle oluşan ve bir sıfat olan "Madde" kelimesi köken olarak "Sayılan, Sayılmış, Varsayılan, Varsayılmış" anlamını içermektedir. Bu kök anlam, "maddenin" bir varsayım, bir kabul olduğunu ve esasen "yok" olduğunu yani ortada algısal bir yanılsama ( illüzyon ) olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenledir ki ayetlerde sık sık "Dünya hayatının aldatıcı meta* olduğu" tekrarlanır.

3/185 ... ve mel hayatud dunya illa metaul ğurur

( ... ve dünya hayatı aldatıcı meta haricindeki değildir. )

* "Meta" ( Fayda, Madde ) kelimesi İngilizcede "Matter" ( Madde, Husus, Şey ) olarak tezahür eder.

Ruhsal planın bir projeksiyonu niteliğinde olan ve uzay olarak anılan maddesel plandaki düalite ilkesine göre "Bir şeyin varlığının kaynağı onun yokluğudur."

Bu durum, esas teşkil eden "Yok - Var" düalitesinin "Ruh - Madde" olarak temsiline imkan vermektedir. Dolayısıyla, düşük frekanslı** idrakli varlıkların algısına ( maddi algı ) göre "Yok - Var" düalitesindeki "Yok" ruhu, "Var" ise maddeyi temsil etmekte, yüksek frekanslı idrakli varlıkların algısına ( ruhsal algı ) göre ise "Yok" maddeyi, "Var" ruhu temsil etmektedir.

** "Dünya" kelimesi "Alçak, Düşük" anlamına gelmekte ve batinen düşük frekanslı kaba madde planını temsil etmektedir.

Ayetlerde yer alan "Gayba inanç" yani "Yokluğa inanç"  ifadesinin özünde de "maddeye aldanmamak ve ruha inanmak" mesajı bulunmaktadır.

2/3 Ellezine YU'MİNUNE BİL GAYBİ ve yukimunes salate ve min ma razaknahum yunfikun

( O GAYBA İNANANLAR, duaya kalkanlar ve o rızıklandırdıklarımızdan harcayanlar. )

Aşağıdaki İncil ayetleri de "Ruh - Madde" ( Yok - Var ) düalitesine dikkat çekmektedir.

43 John 6-63 Yaşam veren RUH'tur. BEDEN bir yarar sağlamaz. Sizlere söylediğim sözler ruhtur, yaşamdır.

46 1 Corinthians 15 -45 Nitekim şöyle yazılmıştır: "İLK insan Adem YAŞAYAN CAN oldu." SON Adem'se YAŞAM VEREN RUH oldu.

46 1 Corinthians 15- 47 İlk insan YERDEN, yani topraktandır. İkinci insan GÖKTENdir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/10/yokluk-makam.html?m=1

Tuesday, March 14, 2023

Aden ... Cennetin yerdeki projeksiyonu!

"Aden / Eden" kelimesi "Zevk, Keyif, İyi sulanmış yer" anlamına gelen ve Tevrat'ta cennetin* yeryüzündeki sembolik projeksiyonu olarak tasvir edilen coğrafi konumdur. 

* "Cennet" kelimesi "Örtülme, Örtülmüş olan, Bahçe" anlamına gelmektedir.

1 Genesis 2-8 RAB Tanrı doğuda, ADEN'de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu.

1 Genesis 2-10 ADEN'den bir ırmak doğuyor, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu.

1 Genesis 2-11 İlk ırmağın adı Pişon'dur. Altın kaynakları olan Havila sınırları boyunca akar.

1 Genesis 2-12 Orada iyi altın, reçine ve oniks bulunur.

1 Genesis 2-13 İkinci ırmağın adı Gihon'dur, Kûş sınırları boyunca akar.

1 Genesis 2-14 Üçüncü ırmağın adı Dicle'dir, Asur'un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat'tır.

Aden'i de içine alan ve Ortadoğu olarak tanımlanan coğrafi konum esasen cennetin yeryüzündeki projeksiyonu ve pozitif yüksek frekansların çıkış ve yayılım merkezidir. Kutsal kitapların bu coğrafyadan çıkmasının, Kâbe'nin ve Kubbet-us Sahra'nın  de bu coğrafyada bulunmasının sebebi de budur. Kök diller olan Türkçe ve Arapça'nın konuşulduğu coğrafyaların bu bölgede ve yanyana olması da "frekans merkezi" teorisini kelimesel olarak teyid etmekte gibidir.

Küreselciler pozitif frekansların yayılımını engelleyebilmek amacıyla cennet misali olan bu bölgeyi binlerce yıldır teröre dayalı kaos ile bir "cehennem" halinde tutmaya ve negatif frekansları yayarak cennet frekanslarını baskılamaya ve bloke etmeye çalışmaktadırlar. Büyük Ortadoğu Projesi olarak anılan projenin batini hedefi de esasen pozitif frekans jeneratörü olan ve "Vadedilmiş Topraklar" olarak da anılan bu coğrafyada tam kontrolü sağlamak ve böylelikle bu coğrafyayı şeytani frekansların hakim olmasının planlandığı Tek Dünya Devleti'nin merkezi yapmaktır.

Yapay Zeka tarafından kontrol edilmesi planlanan teknoloji şehri Neom City de bu bölgede kurulmaktadır.

Neom City'nin logosunun pentagram şeklinde olması da esas plana ilişkin mesaj vermektedir.



Friday, March 10, 2023

Kalpteki kelimeler...

Kelime kökleri, kök anlamlar ve kök anlamlar arasındaki bağıntılar bilimsel teorilerin, keşiflerin ve teoremlerin esin kaynağını teşkil etmektedirler.

Mesela evvelki bölümlerde ayet örnekleri verilerek değinildiği üzere ruhun ( bilgi, bilinç ) kaba madde planındaki temsilcisi kalptir. Yani kalp esasen bir veri tabanı ve bilgi deposu niteliğindedir. Vicdan adı verilen öz bilgi değerlendirme mekanizması da kalp ile özdeştir. Zira halk arasında "kalpsiz" kelimesinin "vicdansız" anlamında kullanılması da bunun batini bir göstergesidir.

Kalbin, insandaki gerçek idrak merkezi, kayıt merkezi, bilgi deposu, veri tabanı olduğunu bildiren ayetler şöyledir.

8/11 İz yuğaşşikumun nuase emeneten minhu ve yunezzilu aleykum mines semai maen li yutahhirakum bihi ve yuzhibe ankum riczeş şeytani ve Lİ YERBİTA ALA KULUBİKUM ve yusebbite bihil akdam

( Zamanında, kendinden güvenlik olarak size uyku örtüyordu. Sizi onunla temizlemek, şeytanın pisliğini sizden gidermek, KALPLERİNİZE BAĞ VERMEK ve ayaklarınızı, adımlarınızı onunla sabitlemek için gökten üzerinize su indiriyordu.  )

Ayette yer alan "Kalplere bağ verilmesi / Kalplerin birleştirilmesi" ifadesi kalplerin bir veri şebekesi ( data network ) oluşturduğuna işaret etmektedir.

22/46 E fe lem yesiru fil erdi fe tekune lehum KULUBUN YA'KİKUNE BİHA ev azanun yesmeune biha fe inneha la ta'mel ebsaru ve lakin ta'mel kulubulleti fis sudur

( O halde yerde gezmiyorlar mı? Onu AKIL ETMEYE KALPLERİ veya onu duymaya kulakları olsun. Kesinlikle gözler kör olmaz ve lakin göğüslerin içindeki o kalpler kör olur.  )

Ayette kalbin gerçek idrak merkezi olduğu bildirilmektedir. Kalbin, beyine göre daha kompleks bir sinir yapısından oluştuğu ve beyin ile doğrudan bağlantısı olduğu da bilimsel bir gerçektir.

26/192 Ve innehu le tenzilu rabbil alemin

( Ve kesinlikle o ( kur'an ) alemlerin Rab’binin indirmesidir. )

26/193 NEZELE bihir RUHul emin

( Onu güvenilir RUH İNDİRDİ. )

26/194 ALA KALBİKE li tekune minel munzirin

( Uyarıcılardan olman için SENİN KALBİNE, )

26/195 Bi lisanin arabiyyin mubin

( Apaçık Arapça lisanı ile, )

Yukarıdaki ayet setinde "Kur'an'ın kalbe indirildiği" ifade edilmektedir.

64/11 Ma esabe min musibetin illa bi iznillahi ve men yu'min billahi YEHDİ KALBEHU vallahu bi kulli şey'in alim

( Allah’ın izni haricinde musibet isabet etmez. Kim Allah’a  inanırsa, onun KALBİNİ YÖNLENDİRİR. Allah her şeyi bilendir. )

Ayette kalbin, düşünce, tutum ve davranışları yönlendiren merkez olduğu bildirilmektedir.

Kalbin, idrak merkezi ve veri deposu olduğu gerçeğinin kelimelere yansımış haline batı dillerinden bazı örnekler ise şöyledir. 

- İngilizcede "Kayıt, Hatırlama" anlamına gelen "Record" kelimesi "Re" ( Yerleştirmek ) + Cord* ( Kalp ) kelimelerinden oluşmakta ve köken olarak "Kalbe yerleştirme" anlamını temsil etmektedir.

* "Cardiac" ( Kalple ilgili ) ve "Cordial" ( Kalben, Samimi ) kelimelerinin kökünde de "Card / Cord" kelimesi bulunmaktadır.

- Fransızcada "Anlaşma" anlamına gelen "Concorde" kelimesi "Con" ( İle, Birlikte ) ve "Corde" ( Kalp ) kelimelerinden oluşmakta ve köken olarak "Kalplerin birlikteliği" anlamını içermektedir ki 8/11 kodlu ayetteki "Yerbite ala kulubikum" ( Kalplerinize bağ vermek için ) ifadesi bu anlamın bir tezahürüdür.

- Yine batı dillerinde yer alan ve "Ezberlemek" anlamını temsil eden "To learn by heart" ( Kalp vasıtasıyla öğrenmek ) ve "Apprendre par coeur" ( Kalp vasıtasıyla öğrenmek ) ifadeleri de gerçek bilgi deposunun kalp olduğunu ezoterik ve metaforik olarak teyid etmektedir.

- Parasal veya kişisel bilgilerin depolandığı plastik esaslı nesnelere "Card" ( Kart ) isminin verilmesi de konu ile ilintilidir.

Halk arasında yaygın olan "Kalbinin sesini dinlemek", "Vicdansız / Kalpsiz", "Taş Kalpli" gibi ifadelerin ezoterik kökeni de kalbin esas idrak ve duygu merkezi olduğu gerçeğini desteklemektedir. Kalp komuta merkezi, Beyin ise işlemci niteliğindedir. Bilgisayarın işlemcisi komut almadan faaliyet gösteremez. Bir bilgisayar işlemcisi, içinde önceden kayıtlanmış komut listesini kullanarak "dışarıdan gelen komutlara göre" işlem yapar. İşte insan beyni de kompleks sinir yapısını ve kendisinde yaratılıştan kayıtlı komutlardan faydalanarak kalpten gelen ( dışarıdan gelen ) komutları icra eder. "İstek" komutu kalpten gelir. Halk arasındaki "İçimden gelmek", "Gönülden istemek / Kalpten istemek" söylemleri de Kalbin ana komuta merkezi olduğu gerçeğine dayanmaktadır.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/10/kalp-ruh-beyin-nefs.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/08/ayetleri-gormeye-kalp-gerek.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/07/akleden-kalp-mana-ve-maneviyat.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/08/vicdann-temsilcisi-kalp.html?m=1

"Helallik" meselesi!?

"Helal" kelimesi "İzinli, İzin verilmiş" anlamına, "Haram"* kelimesi ise "Yasak, Gizlenen, Alıkonulan, Saklanan" anlamına gelmektedir. 

* İngilizcedeki "Harm" ( Kötülük, Zarar ) kelimesi ve ayrıca Arapçadaki "Mahrem" ( Yasaklanmış, Gizlenen, Saklanan ) kelimeleri de ortak HRM kökündendir.

Neyin "helal" neyin "haram" olduğunun ayetlerle sabit olmasının yanısıra esasen tüm kodları içeren vicdan mekanizması insana helali ve haram algılatma ve hissettirme işlevine sahiptir. Bu bağlamda, bile bile haram da ısrar etmek ise insanın, karşılığına katlanmak durumunda olduğu kendi kararıdır.

Dolayısıyla "Ya helaldir ya haramdır." Yani ya iyidir ya kötüdür ki zaten bu da ayetler ve vicdan ile sabittir. İlahi nizamda ve Kur'an'da "Helallik" ve "Helallik istemek" diye bir kodlama, bir kavram veya mekanizma mevcut değildir. Herhangi bir söylemin veya eylemin birisi veya birileri tarafından helal veya haram kılınması da söz konusu olamaz. 

Telaffuzu dahi cahilce olan "Helallik istemek" ifadesi yani muhatabın "Helal olsun." demesinin beklenmesi, müşriklerin, işledikleri suçlardan, yaptıkları kötülüklerden kendilerini sözde temize çıkarmak, kötülük ettikleri kitleye de bu yolla zihinsel telkinde bulunmak, kendilerini iyi algılatabilmek ve onları kontrolleri altında tutabilmek amacıyla ürettikleri batıl bir kavramdır.

Zira "Haram" ( Kötü ) nitelik arzeden şeytani bir söylem veya eylem bir kişiye veya kitleye "Helal edin." diye talepte bulunulması daha doğrusu talimat verilmesi! ve o kitlenin de bu talebe - talimata! karşılık "Helal olsun." demesiyle "Helal" ( İyi ) nitelik kazanmaz ve rahmani kılınamaz. 

Hatta bilinçli veya bilinçsiz olarak işlenen bir suç veya günah akabinde "Helallik isteme"nin haram olduğu dahi düşünülebilir. Zira bu durum "bile bile gerçeğin batıl ile örtülmesi"** suçuna teşebbüs niteliği arzetmektedir. Bu noktada yapılması gereken sadece mağfiret dilenerek yapılan kötülüğü telafi yollarını aramaktır. 

** 2/42 Ve la telbisul hakka bil batili ve tektumul hakka ve entum ta'lemun

( Ve gerçeği batıl ile örtmeyin ve bile bile gerçeği gizlemeyin.  )

Nefsani ve maddi menfaat hedefi doğrultusunda, yalana tenezzül etmek suretiyle "haram olanın helal kılınmaya çalışılması" hatası Nahl suresinin 116. ayetinde bildirilmektedir.

16/116 Ve LA TEKULU li ma tesifu elsinetukumul KEZİBE HAZA HALALUN VE HAZA HARAMUN li tefteru alellahil kezib innellezine yefterune alellahil kezibe la yuflihun

( Ve o dillerinizin YALANI sıfatlandırması ile Allah üzerine yalanlar uydurmak için "BU HELALDİR VE BU HARAMDIR." DEMEYİN. Kesinlikle o Allah’a  yalanlar uyduranlar iflah olmazlar.  )

Tahrim suresinin ilk ayetinde de  haberci resule ilişkin tersten misalleme yoluyla bildiri yer almaktadır.

66/1 Ya eyyuhen nebiyyu LİME TUHARRİMU MA EHALLELLAHU LEKE tebteğiy merdate ezvacike vallahu ğafurun rahimun

( Ey haberci, eşlerinin rızasını arayarak, Allah’ın sana HELAL KILDIĞINI NEDEN HARAM KILIYORSUN? Allah affedendir merhametlidir.  )

Cenaze merasimlerinde imamın cemaate "Hakkınızı helal ediyor musunuz?" diye sorması üzerine merhumu hiç tanımayanların, sevabına veya günahına hiç şahitlik etnemiş olanların "Helal olsun." demeleri de benzer nitelikli yanlış bir temayül ve kitlesel şartlandırılmanın bir ürünüdür. Merhumu tanımayanlar için doğru olan "Rab'bin, merhumun hatalarını ve günahlarını affetmesini dilerim."  cümlesi vasıtasıyla temennide bulunmaktır.

Tuesday, March 7, 2023

Elif Lam Ra ve 666

Hurufu mukatta kapsamında yer alan ve semantik olarak "El ra" ( İlah görür ) anlamını temsil eden "Elif Lam Ra" üçlemesi Kur'an'da ilk defa art arda olmak üzere aşağıdaki şekilde konumlanmıştır. ( Aşağıda harflerin yanlarına, parantez içinde alfabe sıra değerleri de yazılmıştır. )

10/1 Elif (1) Lam (12) Ra (20)

11/1 Elif (1) Lam (12) Ra (20)

12/1 Elif (1) Lam (12) Ra (20)

- Sure numaraları toplamı 10+11+12 = 33 ... 3+3 = "6"

- Ayet numaraları toplamı 1+1+1 = "3"

3 ve 6 ... 6+3 = 9 ve "666"

- Ayetlerdeki toplam harf adedi "9"

- Her ayetteki harflerin alfabe sıra numaraları toplamları

1+12+20 = 33 ... 3+3 = "6"

1+12+20 = 33 ... 3+3 = "6"

1+12+20 = 33 ... 3+3 = "6"

666 ... 6+6+6 = 18 ... 1+8 = "9"

- Türkçe telaffuza göre"Elif Lam Ra" üçlemesindeki harf adedi "9"

- "Ray'el ayn" ( Göz görüşü ) ifadesi Kur'an'da sadece 3/13 kodlu ayette geçmektedir.

3/13 Kad (1) kane (2) lekum (3) ayetun (4) fi (5) fiete (6) eyni (7) li (8) tekata (9) fietun (10) tukatilu (11) fi (12) sebili (13) allahi (14) ve (15) uhra (16) kafiratun (17) YERAVNE (18) hum (19) misli (20) eyn (21) him (22) RA'YE (23) EL (24) AYN (25) .....

( ..... GÖZ GÖRÜŞÜ ile onları kendilerinin iki misli GÖRÜRLERDİ. .... ) 

Ayetteki "Yeravne" ( Görürlerdi ) kelimesinin sıra numarası 18,  "Ray'el ayn" ( Göz görüşü ) tamlamasını oluşturan kelimelerin sıra numaralarının nümerolojik toplamı da 18 sayısını vermektedir. ( 18 ... 6+6+6 ... 1+8 = "9" )

İncil'de 666 sayısı, 66. sure olan Vahiy suresinin 13. bölümünün "18." ( 6+6+6 ) ayetinde yer almaktadır.

66 Vahiy 13-"18" Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı ALTIYÜZALTMIŞALTIdır.

Ayetin sure numarası ( 66 ) ve bölüm numarası ( 13 ), Kur'an'da "Ray'el ayn" ifadesinin geçtiği ayetin koduyla ( 3/13 ) uyum arzetmektedir.

66 ... 6+6 = 12 ... 1+2 = "3" ve "13"

Ayette kendisini Rab'be ortak koşmaya çalışan insana işaret edilmektedir.

Okült sembolizmde "Her şeyi gören göz" ve "666" sayısı sembolizmi, başparmak ve işaret parmağı ile tek gözün daire içine alınması ( 6 sayısının "yuvarlak alt kısmı" ) ve diğer üç parmağın da açılması ( 3 adet 6 sayısı "sapı" ) vasıtasıyla yapılmaktadır.



Monday, March 6, 2023

Su, "H2O" ve "H"uman "2.0"

Suyun kozmik veri tabanı, evrensel bir veri deposu olduğu ve madde alemi olan kainatın su ile kaplı olduğuna evvelki bölümlerde değinilmişti.

Kur'an'da "Diri olan her şeyin sudan oluşturulduğunun" bildirilmesi de bu konudaki önemli bir delildir.

21/30 E (1) ve (2) lem (3) yera (4) ellezine (5) keferu (6) enne (7) es (8) semavati (9) ve (10) el (11) erda (12) kaneta (13) ratkan (14) fe (15) fetakna (16) huma (17) ve (18) CEALNA (19) MİN (20) EL (21) MAİ (22) KULLE (23) ŞEY'İN (24) HAYY (25) e (26) fe (27) la (28) yu'minun (29)

( O inkar edenler, gökler ve yer kesinlikle bitişiklerken onları ayırdığımızı ve DİRİ OLAN HER ŞEYİ SUDAN OLUŞTURDUĞUMUZU  görmüyorlar mı? Artık inanmazlar mı? )

"Su"yun kimyasal formülü H2O olup, madde âleminin cevheri olan H ( Hidrojen ) atomu suyun özü niteliğindedir. Vücuttaki su kaybının "Dehydration" ( Hidrojensizleşme ) olarak isimlendirilmesi de bunun bir yansımasıdır.

2 adet H ( Hidrojen ) atomu ve 1 adet O ( Oksijen ) atomu "diri" olan her şeyin yani maddi yaratılışın özü olan suyu ( H2O ) oluşturmaktadır. 

Kur'an'da "Diri olan her şeyin sudan oluşturulduğunun" ilk kez bildirildiği yukarıdaki ayetin sure numarası ( 21 ), ve ayet numarasının nümerolojik değeri ( 3+0 = 3 ) suyu oluşturan atom adetlerine işaret etmektedir. 

21 ... 2 adet H ve 1 adet O

3 ... 2 adet H + 1 adet O = 3 atom

Ayrıca ayetteki kelime adedini temsil eden 29 sayısının nümerolojik değeri de 11 ( 2+9 = 11 ) olmakta ve suyu oluşturan 2 H atomuna işaret etmektedir.

11 sayısının halden hale geçişin, boyut portalından geçişin nümerik sembolü olması ve suyun da "Göğün Kapıları" ( boyutlar arası geçiş portalı ) kavramı ile ilintisi olması nedeniyle ayetteki semantik kodlama dikkat çekmektedir.

"Ebvabes semai" ( Göğün kapıları ) ifadesi 11 nümerolojili ayetlerde yer almaktadır.

7/40 İnnellezine kezzebu bi ayatina vestekberu anha LA TUFETTEHU LEHUM EBVABUS SEMAİ ve la yedhulunel cennete hatta yelicel cemelu fi semmil hiyad ve kezalike neczil mucrimin

( O ayetlerimizi yalanlayanlara ve onlara kibirlenenlere, ONLARA GÖĞÜN KAPILARI KESİNLİKLE AÇILMAZ. Deve iğne deliğinden geçene kadar cennete giremezler. İşte suçluları böyle karşılıklandırırız. )

- Ayet kodunun nümerolojik değeri 11 ( 7+4+0 = 11 )

54/11 Fe FETAHNA EBVABES SEMAİ ebvabes semai Bİ MAİN munhemir

( Böylece akıp dökülen SU İLE  GÖĞÜN KAPILARINI AÇTIK. )

- Ayet kodunun nümerolojik değeri 11 ( 5+4+1+1 = 11 )

- Ayet numarası 11

İnsanlığın büyük döngü sonuna şahitlik ettiği şu süreçte frekansı yükselmekte olan ve buna bağlı olarak idrak seviyesi ve metapsişik yetenekleri de yükselmekte olan insan kaba madde planından ( dünya, cehennem ) yarı süptil plana ( cennet, Sirius ) geçiş yapma aşamasındadır. Bir başka deyişle insan, kaba madde bedenden sıyrılarak yarı süptil varlık haline geçme aşamasındadır.

İnsan kelimesinin batı dillerindeki karşılıklarının "HUman" ( İng. ), "Homme" ( Fra. ), "Homo" ( Lat. ) olması da "H" harfine yani madde planının cevheri olan Hidrojen atomuna işaret niteliği arzetmektedir. Bu bağlamda "Human" kelimesinin batinen "Sudan olan", "Su gibi olan" anlamlarını içermesi muhtemeldir.

İncil'in aşağıdaki ayetinde de "Ruh", "Su" ve "Kan" kavramlarının semantik ortaklıkları yani "Bilgi" ( İlahi kodlar ) anlamını içerdikleri bildirilmektedir.

62-1 John-5-8 Ve YERDE TANIKLIK edenler üçtür: RUH, SU ve KAN. Bunların üçü de BİRDİR, UYUM İÇİNDEDİR.

Rab'bin yaratışını ve ilahi nizamın kader mekanizmasını, düşük frekanslı maddi, nefsani ve dünyevi ihtirasların motivasyonuyla ve dijital teknoloji vasıtasıyla kopyalamaya ve icra etmeye çabalayan küresel şeytanlar ortaya attıkları "Human 2.0"* kavramıyla sözde nitelikleri gelişmiş ve evrilmiş insanı tanımlamaktadırlar. Oysa evvelki bölümlerde defaatle değinildiği üzere bu kavram esasen yapay zekaya bağlanarak dijital köleye dönüştürülmüş insanı temsil etmektedir. Zira sinsi hedef insanın yükselen frekanslarını ve idrak seviyesini dijital olarak bloke ve kontrol etmektir.

* "Human 2.0" ifadesinin suyun formülü olan "H2O" ile uyumu da ilahi bir mesaj ve uyarı niteliğindedir.

İncil'in aşağıdaki ayetinde yer alan "İlk insan" ve "Son insan ( İkinci insan )" ifadeleri "Human 2.0" ve "Yükselen ruhsal insan" kavramlarıyla uyum arzetmektedir.

46 1 Corinthians 15-45 Nitekim şöyle yazılmıştır: "İlk insan Adem yaşayan can oldu." Son Adem ise yaşam veren ruh oldu.

- Ayetin sure kodunun ( 46 1 ) nümerolojik değeri 11 sayısını vermektedir.

Meşhur uzakdoğu sporcusu ve aktör Bruce Lee'nin bir röportajındaki şu ifadeler de "Su" ve "İnsan" ilişkisi açısından dikkat çekmektedir.

"Empty your mind, be formless. Shapeless, like water. If you put water into a cup, it becomes the cup. You put water into a bottle and it becomes the bottle. You put it in a teapot, it becomes the teapot. Now, water can flow or it can crash. BE WATER MY FRIEND."

( Zihnini boşalt, biçimsiz ol. Su gibi şekilsiz. Suyu bardağa koyarsan bardağa dönüşür. Suyu bir şişeye koyarsın ve o şişe olur. Çaydanlığa koyarsın, çaydanlık olur. Şimdi, su akabilir veya çarpabilir. SU OL DOSTUM. )



Saturday, March 4, 2023

Karyokinez ve Kuantum Diriliş teorisi

Çok hücreli canlılarda hücre çekirdeğinin yarılıp bölünerek iki uçta toplanması ve bu her iki uçta yeni birer çekirdek oluştuktan sonra hücrenin ortadan ikiye bölünerek iki yeni hücrenin ortaya çıkması ve bu oluşumun döngüsel olarak devam etmesine karyokinez veya mitoz bölünme adı verilmektedir. 

Karyokinez ( Mitoz Bölünme ) fazları

Hücre çekirdeğinin yarılıp bölünmesi fenomeni esasen çekirdekteki DNA kodlarının kopyalanması suretiyle yeni bir çekirdek oluşmasıdır.

Kuantum fiziği, atom altı parçacıkları inceleyen bilim dalı olup, Kuantum Bilgisayar ise veri depolama için atom altı parçacıkların kuantum hallerini kullanan bilgisayardır. 

Transhumanism, Project Avatar, Human 2.0, Singularity vb. isimler ile gündeme getirilen "üstün insan", "ölümsüz insan", "tanrı indan" konseptli projelerin özünde kuantum bilgisayar teknolojisi vasıtasıyla insan bilincinin ( ruhunun ) kopyalanması yani tıpkı karyokinez fenomeninde olduğu gibi bir insandan, dijital platformda veya sentetik bedende ikinci bir insanın oluşturulması hedefi bulunmaktadır. Bu nedenledir ki küreselciler ölmüş bir insanın bilincinin ( ruhunun ) dijital platforma veya sentetik host bedene aktarılması yoluyla yaşamının devam ettirilebileceğini yani "diriltilebileceğini" ve böylelikle ölümsüzlüğün de gerçekleşeceğini savunmaktadırlar.

Yukarıdaki belirtilenlerin de yine Kur'an ilmine istinaden ortaya çıkan hususlar olduğu görülmektedir. En'am suresinin 95. ayeti, hem karyokinez fenomenini tanımlamakta hem de kuantum fiziği kavramına ve "kuantum diriliş teorisine" referans kaynağı teşkil ermektedir.

6/95 İnnellahe FALİKUL HABBİ VEN NEVA YUHRICUL HAYYE MİNEL MEYYİTİ VE MUHRİCUL MEYYİTİ MİNEL HAYY zalikumullahu fe enna tu'fekun 

( TOHUM TANELERİNİ VE ÇEKİRDEKLERİ YARIP AÇAN kesinlikle Allah' tır. O ÖLÜDEN DİRİYİ ÇIKARIR VE DİRİDEN DE ÖLÜYÜ ÇIKARIR. İşte Allah budur. O halde nasıl döndürülürsünüz? ) 

Ayrıca bkz. 

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/02/dubai-future-forum-2022.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/01/sura-uflendigi-gun.html

Wednesday, March 1, 2023

Binary ( İkili ) kodlama sistemi ve Kur'an

Bilgisayar yazılım sistemleri, yaratılıştaki temel düalite ( döngüsel frekans ) olan "Yokluk" ve "Varlık" düalitesine istinaden 0 ( Yokluk ) ve 1 ( Yarlık )'den oluşan ikili ( düal ) kodlama bazında geliştirilmiştir. Bu kodlama sistemi "Binary Codes" ( Binary Kodları / İkili Kodlar ) olarak anılmaktadır. Binary Kodları, "0" ve "1" rakamlarından oluşan "8" haneli kodlardır. Binary Kodları tablosu aşağıdadır.

İlahi yazılım olan ve yaratılışın kodlarını barındıran Kur'an'ın "İkili Kitap / İkili Yazı" yani "Binary" ( İkili ) nitelik arzettiği Kur'an'da "2" ayette yer almaktadır.

"İkili Yazı"dan ilk kez Hicr suresinin 87. ayetinde bahsedilmektedir.

15/87 VE (1) LEKAD (2) ATEYNA (3) KE (4) SEB'AN (5) MİN (6) EL (7) MESANİ (8) vel kur'anel azim

( VE BİZ SANA İKİLİLERDEN YEDİ TANEYİ VERDİK ve de büyük Kur'an' ı. )

- Ayetin ilk cümlesi 8 kelimelik olup, "Mesani" ( İkili, Binary ) kelimesi 8. kelimedir. 

"İkili Yazı"dan ikinci ve son kez bahsedilen ayetin ilk cümlesi de 8 kelimelik olup, "Mesaniye" ( İkili, Binary ) kelimesi 8. kelimedir. 

39/23 Allahu (1) nezzele (2) ahsene (3) el (4) hadisi (5) KİTABEN (6) muteşebihen (7) MESANİYE (8) ....

( En güzel sözü, benzetmeli İKİLİ KİTAP / İKİLİ YAZI / İKİLİ YAZILIM olarak Allah indirdi. ... )

- Ayetin, kodunun ( 39/23 ) nümerolojik değeri de "8" sayısını vernektedir. ( 3+9+2+3 = 17 ... 1+7 = 8 )

Kur'an'ı niteleyen "Kitab-i Mesani" ( İkili Yazı ) kavramı sadece 2 ayette ( 15/87 ve 39/23 ) yer almaktadır.

- Sure numaraları 15 + 39 = 54 ... "9"

- Ayet numaraları 87 + 23 = "110"

9 ve 110 ... 9/11 ... "11" ( 11 sayısı düalitenin, döngünün ve halden hale geçişin nümerik sembolü olup, küreselcilerin her türlü operasyonunun da batini kodu niteliğindedir. )

Kur'an'da, içerdikleri kelime adetleri binary kodlarından* ( 1 ve 0 ) oluşan toplam 452 ( 11 ) ayet bulunması, bu ayetlerin 77 ( 7 x 11 ... İkili Yedi ) farklı surede yer almaları ve bu ayetlerdeki toplam kelime adedinin 5295 ( 21 ) olması da 11 ve 21 ( ikiliyi birlemenin ve ruhun sembolü ) sayılarının tezahürü açısından dikkat çekmektedir.

Tevbe suresinin 9/37 kodlu ayetinde "Binary kodlara" dolaylı misalleme ile işaret edilmekte ve küreselcilerin şeytani  matematiksel yöntemleri ifşa edilmektedir. 

9/37 İnne (1) ma (2) en (3) nesiu (4) ziyadetun (5) fi (6) el (7) kufri (8) yudallu (9) bi (10) hi (11) ellezine (12) keferu (13) YUHİLLUNE (14) HU (15) AMEN (16) VE (17) YUHARRİMUNE (18) HU (19) AMEN (20) li (21) yuvatiu (22) iddete (23) ma (24) harrame (25) allahu (26) fe (27) yuhillu (28) ma (29) harreme (30) allah (31) zuyyine (32) lehum (33) suu (34) a'mali (35) him (36) ve (37) allahu (38) la (39) yehdi (40) el (41) kavme (42) el (43) kafirin (44) 

( O unutkanlık inkarda artırmadır, fazlalıktır ki inkarcılar onunla saptırılır. Allah’ın haram kıldığının ADEDİNE UYDURUP da Allah’ın haram kıldığını helal kılabilmek için ONU BİR YIL HELAL, BİR YIL HARAM KILARLAR. Kötü işleri onlara süslü gösterildi. Allah inkarcılar kavmini yönlendirmez. )

- "BİR yıl haram, BİR yıl helal" ... "11"

- 0 ( haram ), 1 ( helal ) 

- Ayette 44 ( 8 ) kelime bulunması da 8 haneli Binary kodlara işaret niteliğindedir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/11/1-byte-128-bit-binary-kodlar-ve-beyt.html