16 Temmuz 2021 Cuma

Ellerin doğrudan veya dolaylı dokunuşu...

Kader mekanizmasının ve din gününün yegâne maliki Allahü Teala varlıkların ruhsal tekâmüllerine vesile olacak darlığı - genişliği, huzuru - azabı, iyiliği - kötülüğü daima belirli bir ilahi plan kapsamında, ölçüyle* bahşetmekte ve kullarıni sınamaktadır.

( * "Kader" kelimesi özünde zaten "Ölçü" anlamını taşımaktadır. "Mikdar" ( Ölçülenmiş, Ölçülendirme ) kelimesi de yine KDR kökünden türemiş bir kelimedir. ) 

Varlıkların kaderlerini oluşturan ve onlara tekamül vesilesi olacak bu deneyimlerin ya "doğrudan" Rab'den, Rab'bin indinden iletilen asli tesirler vasıtasıyla ya da vazifeli varlıklar ( haberciler, resuller ) ve diğer varlıklar** vasıtasıyla "dolaylı" olarak vuku bulduğu Tevbe, Fetih ve İsra surelerinin aşağıdaki ayetlerinde bildirilmektedir. Ayetlerde yer alan "Eydina" ( Ellerimiz ) ve "Yedullah" ( Allah'ın eli ) ifadeleri muteşabih ( benzeşik, sembolik ) niteliğe sahip olup, üst boyutlardan iletilen ilahi kozmk frekansları temsil etmektedir.

( * Varlık kelimesi insan, cin vb. gibi geniş kapsama sahiptir. )

9/52 Kul hel terabbesune bina illa ihdel husneyeyn ve nahnu neterabbesu bikum en YUSİBEKUMULLAHU Bİ AZABİN MİN İNDİHİ EV Bİ EYDİNA fe terabbesu inna meakum muterabbisun

( De ki: "Siz bizde iki güzelliğin birinden başkasını mı gözetirsiniz? Biz ise ALLAH'IN SİZE İNDİNDEN VEYA BİZİM ELLERİMİZLE AZAP İSABET ettirmesini gözetiyoruz. O halde gözetleyin, kesinlikle biz de sizinle birlikte gözetleyenlerdeniz."

Aşağıdaki ayette Allahü Teala'nın inanan ve iyilikler yapan "bağlı" kullarına daima yönlendirici pozitif frekansları ilettiği, bahşettiği bildirilmektedir.

48/10 İnnellezine yubayiuneke innema yubayiunellah YEDULLAHİ FEVKA EYDİHİM fe men nekese fe innema yenkusu ala nefsih ve men evfa bima ahede aleyhullahe fe se yu'tihi ecran azima

( Kesinlikle o sana bağlılıklarını beyan edenler, Allah’a  bağlılıklarını beyan ederler. ALLAH'IN ELİ ELLERİNİN ÜSTÜNDEDİR. O halde kim yeminini bozarsa, yeminini nefsine bozar. Kim Allah üzerine olan ahde vefa ederse, artık ona büyük ödül verecektir. 

Aşağıdaki ayette kaderin, Allah'ın izni ve rızasıyla, vazifeli varlıkların ( melekler ) insanlara veya cinlere emir frekansı iletmesi ve onların da icraatta bulunmaları vasıtasıyla gerçekleştiği bildirilmektedir.

17/16 Ve İZA ERADNA EN NUHLİKE KARYETEN EMARNA MUTRAFIHA fe fesku fiha fe hakka aleyhel kavlu fe demmernaha tedmira

( Ve ŞEHRİ HELAK ETMEYİ İSTERSEK, ORADAKİ REFAH ŞIMARIKLARINA EMREDERİZ DE orada kan döküp öldürürler. Artık onların üzerine söz gerçek olur da orayı yıkıp mahvederiz. )


15 Temmuz 2021 Perşembe

Bir kitap basıldı, bir tesir yayıldı. 

Deneysel Ruhçuluk'un Türkiye'deki öncüsü Bedri Ruhselman üst süptil plandaki vazifeli varlıklar ile kurduğu temaslar neticesinde edindiği bilgileri "İlahi Nizam ve Kâinat" ( İNK ) isimli bir kitapta derlemiş ve kitabı, vefatından bir yıl önce 1959 yılında tamamlamıştır. Ancak Ruhselman, kitabın 2013 yılında ( 54 yıl sonra ) bastırılarak dağıtılmasını vasiyet etmiş ve üç nushayı, zamanı geldiğinde açılmak üzere saklamaları amacıyla üç kişiye teslim etmiştir.

Nushalar 54 yıl boyunca, İstanbul Karaköy’deki 5. Noter’de saklanmış, nihayet 2 Nisan 2013 tarihinde MTİAD1950 Yayınevi tarafından yayımlanarak piyasaya sürülmüştür.

Ruh ve Madde olgularını derinlemesine açıklayan, ilahi nizama ve yaratılış mekanizmasına ilişkin detaylı bilgiler içeren bu kitap Kur'an'ın daha iyi anlaşılabilmesi hususunda da bir vasıta niteliği taşıyan önemli bir kozmik kaynak niteliğindedir. 

Spiritüalizmde, üst süptil boyuttan ( plan, frekans ) kaba madde planı dünyaya tesirler ileten ve yönlenme sağlayan vazifeli süptil ( bedensiz ) varlıklar "Gezginler" olarak tanımlanmaktadır. Bu varlıkların Kur'an'daki karşılığının "Melek" ( Meleke sahibi, Beceren, İcra eden ) kelimesi olması kuvvetle muhtemeldir. Vazifeli varlıkların "Gezgin" kelimesi ile tanımlanmalarının sebebi esasen Arapça'da "Akan, Akıcı, İnce, Yer Değiştiren, Gezen" anlamlarına gelen "Seyyal" kelimesiyle de ilintilidir. "Seyyal" kelimesi "Süptil" kelimesiyle de anlam benzerliği taşımakta olup, vazifeli "Seyyal Varlıkları" yani "Gezginleri" nitelemektedir. 

İlahi Nizam ve Kâinat kitabında yer alan aşağıdaki bölüm vazifeli varlıkları, tesir iletilerini ve seyyallik kavramına ilişkin bilgileri içermektedir.

"Dünyamız etrafında kesafetten SEYYALLİĞE doğru uzaklaşan bir sürü TESİR SAHASI vardır. ... Bunların her biri VAZİFELİ VARLIKLARA AİT TESİR SAHALARIDIR. ... En kesif tesir mıntıkası dünya sathına en yakın olan sahadır. Ve nisbeten daha geri varlıklara aittir. ... Şu hâlde dünyanın etrafında kabalıktan İNCELİĞE doğru dünyadan gittikçe uzaklaşan tesir vasatları mevcuttur. " ( İlahi Nizam ve Kâinat ) 

"Seyyal" ile aynı kökten türeyen ve ortak "Gezgin" anlamı içeren "Seyyar" kelimesi de Yusuf suresinin 19. ayetinde Hz. Yusuf'u "kuyu" olarak sembolize edilen kozmik solucan deliğinden ( uzay zaman boyutundan ) çıkaran ve ona ilahi kozmik bilgiler aktaran vazifeli varlıkları ( Seyyaller, Gezginler ) tanımlamaktadır.

12/19 Ve caet SEYYARATUN fe erselu varidehum fe edla delveh kale ya buşra haza ğulam ve eserruhu bidaah vallahu alimun bima ya'melun

( Ve SEYYARLAR / GEZGİNLER geldi de sucularını gönderdiler. Kovasını sarkıttı. "Ey müjde, bu oğlan." dedi. Onu sermaye olarak gizlediler. Allah o yaptıklarını biliyordu. ) 

Ayetteki "Su" kelimesi "İlahi kozmik bilgileri", "Kova" kelimesi ise "Bilgi akışını" sembolize eden kelimelerdir. ( Kova Burcu'nun "Bilgi Çağı" olarak anılması da bu hususla ilintilidir. )

"İlahi Nizam ve Kâinat" kitabının Nisan 2013 tarihinde basılıp yayımlanması ile hemen hemen eşzamanlı olarak Mayıs 2013 tarihinde de "GEZİ Parkı"'nda ağaçların korunmasına yönelik aktivist hareketlerin başlaması arasında ruhsal frekans etkileşimi olması kuvvetle muhtemeldir. Sürece konu mekânın isminde "Gezi" kelimesinin bulunması da yukarıda değinilen "Gezginler" kavramı açısından çok önemli bir mesaj niteliğinde gibidir. Zira yüksek frekans tezahürü vesilesiyle kolektif bilinci uyandıran ve kitleleri "Ünite" ( Teklik ) olgusuna yaklaştıran bu süreçte açığa çıkan motivasyon enerjisi "Gezi Ruhu" olarak anılmıştır. Bir başka deyişle Ruhselman'a İNK kitabını yazdıran "Gezginler" yıllar sonra kitabın basılıp yayımlanmasıyla eşzamanlı olarak "Gezi" sürecini başlatan tesirleri de mi göndermişlerdir?

Yukarıda değinildiği üzere "Su" ilahi kozmik bilgileri, "Su dökülmesi" ise ilahi kozmik bilgi akışını sembolize eder. Gezi direnişi sürecinde aktivistlerin üzerine "su sıkılması" da bu fenomenin batini bir tezahürü niteliğindedir.


İlahi Nizam ve Kainat kitabının 319 sayfa ( 3+1+9 = 13 ) olması ile Gezi sürecinin 20"13" yılına denk gelmesi arasında da batini bir nümerolojik ilişki, bir senkronik mesaj olabilir. Zira Ruhselman'ın ifadesine göre kitabın sayfa adedinden, kapak rengine kadar tüm detayları vazifeli varlıklar tarafından bildirilmiştir.


NiFaK = INFeCtion = INFeKtion = ENFeKsiyon 

Dillerde farklı anlamlara sahipmiş gibi görünen kelimeler köken bazında incelendiğinde esasen çok ilginç ortak anlam kökenlerinin varlığı da ortaya çıkmaktadır. ( Bkz. "Tek Topluluk ve Tek Dil" başlıklı bölüm )

"NFK" köküne sahip "Nifak" kelimesi "İkiyüzlülük, BOZUKLUK" anlamına gelmekte olup, Kur'an'da "Nifak" ve "Munafik" ( İkiyüzlü, Bozan, Bozuk, Bozulmuş ) anlamlarında kullanılmaktadır. 

9/77 Fe a'kabehum NİFAKAN fi kulubihim ila yevmi yelkavnehu bima ahlefullahe ma veaduhu ve bima kanu yekzibun

( Allah’a verdikleri söze ihtilaf ettikleri ve yalan söylemiş oldukları için, O’na kavuşacakları güne kadar kalplerinin içine ikiyüzlülük, BOZUKLUK yerleştirdi. )

9/97 El a'rabu eşeddu kufran ve NİFAKAN ve ecderu en la ya'lemu hudude ma enzelellahu ala rasulih vallahu alimun hakim

( Araplar inkar ve ikiyüzlülük, BOZUKLUK olarak daha şiddetlidirler. Allah' ın, resulüne indirdiği hudutları bilmemeye daha yatkındırlar. Allah bilendir hakimdir. )

9/101 Ve min men havlekum minel a'rabi munafikun ve min ehlil medineti MERADU ALEN NİFAKİ la ta'lemuhum nahnu na'lemuhum se nuazzibuhum merrateyni summe yuraddune ila azabin azim

( Ve o çevrenizdeki Araplardan ikiyüzlüler ve şehirin sahiplerinden ikiyüzlülük, BOZUKLUK HASTALIĞI olanlar var. Sen onları bilmezsin. Biz biliriz onları. Onlara iki kere azap vereceğiz. Sonra büyük azaba geri döndürülecekler. )

4/61 Ve iza kile lehum tealev ila ma enzelellahu ve iler rasuli raeytel MUNAFİKİNE yesuddune anke sududa

( Ve onlara o Allah’ ın indirdiğine ve resule gelin denildiğinde İKİYÜZLÜLERİN / BOZUCULARIN senden uzaklaştıklarını, döndüklerini görürsün. ) .

Batı dillerinde yer alan ve tıp biliminde vücutta mikroba dayalı "Bozulma" anlamına gelen "INFeCtion" / "INFeKtion ( İltihab ) kelimeleri de "NiFaK" kelimesiyle ortak "NFK" köküne sahiptir. Varlıkların arasına "nifak" sokanlar yani varlıkların arasını "bozan"lar, ilahi nizamın bir bileşeni olmakla birlikte düşük frekanslı negatif yönü yani kozmik sistemdeki "enfeksiyonu" temsil etmektedirler. 9/101 kodlu ayette yer alan "Meradun alel nifak" ( Bozukluk hastalığı ) ifadesinde "hastalık" ile "bozukluk" kelimelerinin birlikte kullanımı da "Infection" kelimesine ve ortak kökene işaret etmekte gibidir.

İlahi nizama müdahale obsesyonu

Herşey manipülatif müdahaleler ile değiştirilmeye, bozulmaya çalışılıyor. Adeta ilahi nizama bir tepki ve başkaldırı söz konusu. İklime, sağlığa, nüfusa, ürüne, sosyal yaşama yani dünyada maddi manevi ne varsa herşeye, "sorun var" aldatmacasıyla müdahale edilmekte ve muhtelif tuzak senaryoları vasıtasıyla mevcut sistem bozulmaktadır. Oysa Allahü Teala'nın herşeyi kurguladığı ve daima hayıra vesile olacak şekilde kusursuzca yönettiği ilahi bir nizam söz konusu iken müşriklerin ferdi aldatıcı menfaatler doğrultusunda bu nizamı bozmaya çalışmaları ( daha doğrusu bozduklarını sanmaları...çünkü bozmaları mümkün olamaz. ) sadece ve sadece kendilerini helake sürüklemekten başka bir işe yaramamaktadır.

Allah'ın herşeyi kusursuzca yönettiği, aşağıdaki ayetlerde zikredilmektedir.

13/2 Allahullezi rafeas semavati bi ğayri amedin teravneha summesteva alel arşi ve sehharaş şemse vel kamer kullun yecri li ecelin musemma YUDEBBİRUL EMRA yufassilul ayati leallekum bi likai rabbikum tukinun

( O Allah, gökleri sütunsuz yükseltendir. Onları görürsünüz. Sonra arş, taht üzerine seviyelendi. Ay’ı ve Güneş’i buyruğuna aldı. Hepsi isimlendirilmiş belirli vade için akarlar. İŞLERİ YÖNETİR. Ayetleri ayrıntılandırır. Umulur ki Rab’binize kavuşmaya kani olursunuz. )

Mesela en gündemde tutulan ve hatta pandeminin bile kurgulanma sebebi olan sözde "nüfus fazlalığı" bahanesine ilişkin Şura suresinin 50. ayetinde önemli mesaj bulunmaktadır. Ayette, nüfusu belirli bir dengede tutanın zaten Allah olduğu, gerekirse doğurgan, gerekirse kısır kıldığı bildirilmektedir.

42/50 Ev yuzevvicuhum zukranen ve inasa ve yec'alu men yeşau AKİMA innehu alimun kadir

( Veya onları erkekler ve kızlar olarak eşleştirir. Dilediği kimseyi KISIR kılar. Kesinlikle O bilendir gücü yetendir. )

Enfal suresinin 53. ayetinde ise ilahi nizamı bozma, değiştirme girişimlerinin Allah'ın insanlara bahşettiği nimeti bozması ve onları o nimetten mahrum etmesiyle sonuçlanacağı bildirilmektedir.

8/53 Zalike bi ennellahe lem yeku MUĞAYYİRAN ni'meten en'ameha ala kavmin hatta YUĞAYYİRU ma bi enfusihim ve ennellahe semiun alim

( Bu, Allah' ın kesinlikle bir kavime verdiği nimeti, onlar nefislerindekini DEĞİŞTİRMEDİKÇE DEĞİŞTİREN olmamasından dolayıdır. Kesinlikle Allah duyandır, bilendir. )

Fatir suresinin 43. ayetinde ise insanlara zulmetmek için tuzak kuranların esasen sadece kendilerine tuzak kurdukları ve kendilerini helake sürükledikleri bildirilmektedir. 

35/43 İstikbaran fil erdi ve mekras seyyi' ve LA YEHİYKUL MEKRUD SEYYİU İLLA Bİ EHLİH fe hel yenzurune illa sunnetel evvelin fe len tecide li sunnetillahi tebdila ve len tecide li sunnetillahi tahvila

( Yerde kibirlenme ve kötülük tuzağıdır. KÖTÜLÜK TUZAĞI SAHİBİNİN HARİCİNDEKİNİN BAŞINA GEÇMEZ. Ancak evvelkilerin adetlerini mi gözetiyorlar? Allah' ın adetinde değişim bulamazsın. Allah' ın adetinde dönüşüm, başkalaşım bulamazsın. )

Tuzaklara dayalı olarak kurgulanmış şeytani tahakküm sistemlerin esasen bu tuzakları kuran şeytanlara tuzak olacağı Tevrat'ın Mezmurlar bölümünde bildirilmektedir.

19 Mezmurlar 5-10 Ey Tanrı, ONLARI SUÇLU ÇIKAR. KURDUKLARI DÜZEN YIKIMLARINA YOL AÇSIN. Kov onları sayısız isyanları yüzünden. Çünkü sana karşı ayaklandılar. 

Ve bu yüzdendir ki Kur'an'da sıklıkla "Allah onlara zulmetmez. Ve lakin onlar kendilerine zulmederler." cümleleri yer alır.

30/9 .... fe ma kanellahu li yazlimehum ve lakin kanu enfusehum yazlimun 

( ..... Allah onlara zulmetmemekteydi ve lakin nefislerine zulmetmekteydiler. )


13 Temmuz 2021 Salı

Şeytanların gıdası "Kaos"

"Helâlzade barıştırır, Haramzade karıştırır." 

Bu deyim birey bazında bir karakter kodu tanımlaması olmakla birlikte küresel şirketlerin sahibi ailelerin ( hibrid şeytanların ) dünyayı kontrol altında tutabilmek için ilke edindikleri "Ordo ab chao" ( Kaosa dayalı düzen ) mottosunun da farklı ifade edilmiş halidir. Kaos, düzenin bozulması ve düzensizlik, kargaşa anlamına gelmekte olup, "bozgunculuk" hususu Kur'an'da defaatle vurgulanır.

2/11 Ve iza kile lehum LA TUFSİDU fil ardi kalu innema nahnu muslihun

( Ve onlara "Yerde BOZGUN YAPMAYIN." denildiğinde, "Kesinlikle bizler iyileştirenleriz." derler. )

2/12 E la innehum humul MUFSİDUNE ve lakin la yeş’urun

( İyi bilin ki kesinlikle onlar BOZGUNCULARDIR ve lakin farketmezler. ) 

3/118 Ya eyyuhellezine amenu la tettehizu bitaneten min dunikum LA YE'LUNEKUM İLLA HABALA* VEDDU MA ANİTTUM kad bedetil bağdau min efvahihim ve ma tuhfi suduruhum ekber kad beyyenna lekumul ayati in kuntum ta'kilun

( Ey o inananlar, sizin dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin. SİZDEN SIKINTIYI EKSİK ETMEZLER O SİZİ MEŞAKKATLE HELÂK EDENİ SEVERLER, ARZULARLAR. Ağızlarından kin, öfke, çirkinlik ortaya açığa çıkar. O göğüslerinin gizlediği ise daha büyüktür. Eğer sizler akıl etmekteyseniz, sizlere ayetleri açıkladık. )

*Ayetteki "Habala" ( Sıkıntı, Bozgun, Sorun ) kelimesinin "Kabala" kelimesiyle olan fonetik benzerliği de dikkat çekmektedir. "Kabala" kelimesi "Kabul" kökünü içerse de çoklu anlam itibarıyla "Habala" ile ilintili gibidir. Zira Kabalanın özü kutsal kitap kelimelerinin belirli adetlere göre zikredilmesi yoluyla sihir üretimine, maddenin ( eşyanın ) yapısının değiştirilmesine ve insanın ruhsal / zihinsel durumunun kontrol altına alınmasına kısaca "düzenin bozulmasına" dayanmaktadır.

( Not: Batini açıdan ilahi nizamı ( düzeni ) hiçbir varlık bozamaz. Bozduğunu sansa da sadece nizamın işlemesine katkıda bulunmaktan öteye geçemez. )

Haşr suresinin 14. ayetinde inkârcı ve bozguncu şeytanların "kalplerinin de dağınık" olduğu bildirilir.

59/14 La yukatilunekum cemian illa fi kuran muhassenetin ev min verai cudurin be'suhum beynehum şedidun tahsebuhum cemian ve KULUBUHUM ŞETTA zalike bi ennehum kavmun la ya'kilun

( Sağlam korunmuş üstün şehirlerde veya duvarların arkasında olmaları haricinde sizinle topluca savaşamazlar. Onların kendi aralarında kötülükleri zorlukları şiddetlidir. Toplanmış olduklarını sanarsın. Onların KALPLERİ DAĞINIKTIR. Bu kesinlikle onların akıl etmeyen kavim olmalarındandır. )

"Barış"ın nimeti ise Bakara suresinin 208. ayetinde şeytanın kaosa ve düşmanlığa çağrısına karşı bir uyarı olarak vurgulanmaktadır.

2/208 Ya eyyuhellezine amenudhulu fis SİLMİ kaffeh ve la tettebiu hutuvatuş şeytan innehu lekum aduvvun mubin

( Ey o inananlar, hepiniz topluca BARIŞIN içine girin. Şeytanın adımlarına tabi olmayın. Kesinlikle o sizlere apaçık düşmandır. )

"İyileştirmenin, barıştırmanın" yüceliği ise Mu'minun suresinin 40. ayetinde "kısas" hususu kapsamında şöyle bildirilmektedir.

42/40 Ve cezau seyyietin seyyietun misluha fe men afa ve ASLEHA fe ecruhu alellah innehu la yuhibbuz zalimin

( Ve kötülüğün karşılığı, aynısı gibi kötülüktür. Ama kim affederse ve İYİLEŞTİRİRSE onun ödülü Allah’a dır. Kesinlikle O zalimleri sevmez. )



Tek Topluluk, Babil ve Tek Dünya Devleti 

İnsanların, hayvanların, bitkilerin ve tüm yaratılmışların farklı farklı, çeşit çeşit olmaları Allahü Teala'nın bir takdiri ve ilahi nizamın yaratılmışlar için bahşettiği huzur, keyif ve mutluluk vesilesidir. Yaratılış bu çeşitlilik ile denge, istikrar ve uyuma kavuşur. Ve tüm yaratılmışlar bu özellikleriyle bir bütünün parçalarını oluşturmakta ve esasen böylelikle "tek topluluk" olmaktadırlar.

30/22 Ve min ayatihi halkus semavati vel erdi ve İHTİLAFU elsinetikum ve elvanikum inne fi zalike le ayatin lil alimin

( Ve göklerin, yerin yaratılışı, dillerinizin ve renklerinizin ÇEŞİTLİLİĞİ O’nun ayetlerindendir. Kesinlikle bunda, bilenler için ayetler vardır. )

Ancak daima ilahi nizamın tersine tutum, söylem ve eylemi ilke edinmiş olan şeytanlar insanları tek tip ve aynı şekilde programlanmış varlıklara dönüştürmeye ve esasen onları, bir vücuttaki organlar gibi bir bütünün parçaları haline getiren ırk, milliyet, gelenek, kültür gibi farklılık arzeden unsurları ortadan kaldırmaya çalışmaktadırlar. Bu farklılıkları dünyadaki kaosun esas sebebiymiş gibi telkin eden şeytanlar daima bu farklılıkları bölme, ayrıştırma ve kaos üretme aracı olarak kullanmaktadırlar. Nihai hedefleri ise Singularity ( Tekillik ) adını verdikleri dijitalizme dayalı proje ile insanları "tek tip kodlara" dönüştürerek tam tahakküm altına almak, köleleştirmek ve böylelikle kendilerini Rab'be ortak koşmaktır. Bu nihai hedefe ulaşmak için de insanların "tek topluluk" olmalarını yani Tek Dünya Devleti'ni kurmayı istemektedirler. Sol beyin obsesyonlu şeytanların "tek topluluk" anlayışını en iyi tasvir eden görsel beynin sağ ve sol bölümünü tanımlayan görseldir. Aşağıdaki görselde sol beyinde "tek tip insanlar", sağ beyinde ise "çeşitlilik ve renklilik arzeden" ve böylelikle bir bütünü / teki oluşturan insanlar görülmektedir. 

Kur'an'da ve Tevrat'ta "tek topluluk" oluşturma ihtirasının ihtilaf, şirk ve sapıklık ortamı yaratmak arzusundan kaynaklandığı dolaylı olarak bildirilir.

2/213 Kanen nasu UMMETEN VAHİDETEN fe beasellahum nebiyyine mubeşşirine ve munzirine ve enzele meahumul kitabe bil hakki li yahkume beynen nasi fimahtelefu fih ve mahtelefe fihi illellezine utuhu min ba'di ma caethumul beyyinatu bağyen beynehum fe hedellahullezine amenu limahtelefu fihi minel hakki bi iznih vallahu yehdi men yeşau ila siratin mustekim

( İnsanlar TEK TOPLULUKTULAR. Allah onlara müjdeleyen ve uyaran haberciler gönderdi. O ihtilaf ettikleri hakkında insanlar arasında hükmetmeleri için onlarla birlikte gerçek olarak kitabı indirdi. Onlara açık deliller olarak o getirilenden sonra, sadece onu alanlar aralarında azgınlıkla ihtilaf ettiler. Böylece Allah o inananları, kendi izni ile, hakkında ihtilaf ettikleri gerçeğe yönlendirdi. Allah dilediğini doğru yola yönlendirir. )

5/48 Ve enzelna ileykel kitabe bil hakki musaddikan li ma beyne yedeyhi minel kitabi ve muhayminen aleyhi fahkum beynehum bima enzelellahu ve la tettebi' ehvaehum an ma caeke minel hakk li kullin cealna minkum şir'aten ve minhaca ve lev şaellahu le cealekum UMMETEN VAHİDETEN ve lakin li yebluvekum fi ma atakum festebikul hayrat ilellahi merciukum cemian fe yunebbiukum bima kuntum fihi tahtelifun

( Ve sana da, kitaplardan o ondan öncekileri doğrulayan ve onları kollayan kitabı gerçek ile indirdik. O halde, onların aralarında Allah' ın indirdiği ile hükmet. Onların heveslerine tabi olarak, sana o gerçekten gelen üzerine sapma. Biz, sizlerden herkes için yol ve usül oluşturduk. Şayet Allah dileseydi sizi TEK TOPLULUK kılardı. Lakin o size verdikleri hakkında sizi sınamak içindi. Öyleyse hayırlara ilerleyin. Hepinizin dönüşü Allah’a dır. Artık, o hakkında ihtilafa düştüklerinizi size o haber verir. )

10/19 Ve ma kanen nasu illa UMMETEN VAHİDETEN fahtelefu ve lev la kelimetun sebekat min rabbike le kudiye beynehum fima fihi yahtelifun

( Ve insanlar TEK TOPLULUKTAN başkası değillerdi de ihtilafa düştüler. Şayet Rab’binden geçmiş kelime olmasaydı, o ihtilaf ettikleri hakkında aralarında hüküm verilirdi. ) 

11/118 Ve lev şae rabbuke le cealen nase UMMETEN VAHİDETEN ve la yezalune muhtelifin 

( Ve şayet Rab’bin dileseydi insanları TEK TOPLULUK kılardı da ihtilaf etmekten geri durmazlardı. ) 

16/93 Ve lev şaellahu le cealekum UMMETEN VAHIDETEN ve lakin yudillu men yeşau ve yehdi men yeşa' ve le tus'elu enne an ma kuntum ta'melun

( Ve şayet Allah dileseydi sizi TEK TOPLULUK kılardı. Lakin dilediği kimseyi saptırır ve dilediği kimseyi yönlendirir. O yapmakta olduklarınızdan kesinlikle sual edileceksiniz. )

42/8 Ve lev şaellahu le cealehum UMMETEN VAHİDETEN ve lakin yudhilu men yeşau fi rahmetih vez zalimune ma lehum min veliyyin ve la nesir

( Ve şayet Allah dileseydi, onları TEK TOPLULUK kılardı. Lakin, dilediği kimseyi rahmetine sokar. Zalimler, onlara ne dost ne de yardımcı yoktur. )

43/33 Ve lev la en yekunen nasu UMMETEN VAHİDETEN le cealna li men yekfuru bir rahmani li buyutihim sukufen min fiddatin ve mearice aleyha yazherun

( Ve şayet insanların TEK TOPLULUK olma durumu olmasaydı, Rahman' ı inkar eden kimselerin evleri için gümüş çatılar, tavanlar ve onun üzerine çıkmaya merdivenler oluştururduk. )

Tevrat ayetleri;

1 Genesis 11-4 Sonra, "Kendimize bir KENT KURALIM" dediler, "Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız."

1 Genesis 11-5 RAB insanların yaptığı kentle kuleyi görmek için aşağıya indi.

1 Genesis 11-6 "TEK BİR HALK olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre, düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklar" dedi,

1 Genesis 11-7 "Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki, birbirlerini anlamasınlar."

1 Genesis 11-8 Böylece RAB onları yeryüzüne dağıtarak kentin yapımını durdurdu.

1 Genesis 11-9 Bu nedenle kente BABİL adı verildi. Çünkü RAB bütün insanların dilini orada karıştırmış ve onları yeryüzünün dört bucağına dağıtmıştı.

Yukarıdaki ayet setinde"Babil" kelimesinin geçtiği ayetin numarasında ( 11-9 ) farklı boyuta geçiş portalının* sembolü olan 9/11 ve 11 nümerolojisi bulunmaktadır. ( Babil = İlah kapısı )

Ayet setindeki "Kent" kelimesi negatif şeytani frekansların merkezi olan "Babil"'i ( Bab ( Kapı ) El ( İlah ) ... İlah Kapısı ) tanımlamaktadır. Küreselciler dünyayı büyük bir Babil şehrine dönüştürmeye çalışmaktadırlar.

Tevrat'ta "Babil" kelimesinin ilk kez geçtiği 1 10-10 kodlu ayette de 11 ve 111 nümerolojisi bulunmaktadır. 

1 Genesis 10-10 İlkin Şinar topraklarında, BABİL, Erek, Akat, Kalne kentlerinde krallık yaptı.

İncil'de de BABİL'İN tüm dünyayı etkileyen sapıklık merkezi olduğu bildirilir.

66 Vahiy 14 8 Ardından gelen ikinci bir melek, "Yıkıldı! Kendi azgın fuhuş şarabını bütün uluslara içiren büyük BABİL  yıkıldı!" diyordu.

66 Vahiy 17-5 Alnına şu gizemli ad yazılmıştı: GİZEMLİ BÜYÜK BABİL, FAHİŞELERİN VE DÜNYA İĞRENÇLİKLERİNİN ANASI.

66 Vahiy 18 2 Melek gür bir sesle bağırdı: "Yıkıldı! Büyük BABİL yıkıldı! Cinlerin barınağı, Her kötü ruhun uğrağı, Her murdar ve iğrenç kuşun sığınağı oldu.

66 Vahiy 18 3 Çünkü bütün uluslar Azgın fuhşunun şarabından içtiler. Dünya kralları da Onunla fuhuş yaptılar. Dünya tüccarları Onun aşırı sefahatiyle zenginleştiler."

Babil kelimesi Kur'an'da da "Sihir" kelimesiyle ilintili olarak geçer.

2/102 Vettebeu ma tetluş şeyatinu ala mulki suleyman ve ma kefera suleymanu ve lakinneş şeyatine keferu yuallimunen nasas sihra ve ma unzile alel melekeyni bi BABİLE harute ve marut ve ma yuallimani min ehadin hatta yekula innema nahnu fitnetun fe la tekfur fe yeteallemune minhuma ma yuferrikune bihi beynel mer'i ve zevcih ve ma hum bi darrine bihi min ehadin illa bi iznillah ve yeteallemune ma yedurruhum ve la yenfeuhum ve lekad alimu men işterahu ma lehu fil ahirati min halakin ve le bi'se ma şerav bihi enfusehum lev kanu ya'lemun

( Ve o Süleymanın mülkünün ve hükümdarlığının üzerine o şeytanların okuduğuna tabi oldular. Süleyman inkar etmedi ve lakin şeytanlar inkar ettiler. İnsanlara sihiri ve BABİL’ de iki melek olan Harut ve Marut’ un üzerine indirileni öğretiyorlardı. "Kesinlikle biz sınavız. O halde inkar etmeyin." diyene kadar ikisi kimseye öğretmezlerdi. Onlardan erkeğin ve eşinin arasını neyin ayırdığını öğrenirlerdi. Onlar onunla Allah’ ın izni olmadıkça kimseye zarar veremezlerdi. Onlara ne zarar verebilir ne fayda vermez öğrenirlerdi. Onu satana ahirette nasip olmadığını bilirlerdi. O nefislerini sattıkları ne kötüdür. Keşke bilmiş olsalardı. )






12 Temmuz 2021 Pazartesi

Mehdi ( Yönlendiren ) ... İyiye mi? Kötüye mi? 

"Mehdi" kelimesi "Hid" ( Yönlendirmek ) kökünden türemiş olan ve "Yönlendiren" anlamına gelen bir sıfattır. "Hidayet" ( Yönlenme ) kelimesi de aynı ķöktendir 

Fatiha suresinin 6. ayetinde de "Hid" fiili yer alır.

1/6 İHDİ na es siratel mustakim

( Bizi doğru yola YÖNLENDİR. )

Ayette de görüleceği üzere "Hid" ve "Hidayet" kelimeleri tek başlarına sadece "Yönlendirmek" ve "Yönlenme" anlamlarını taşımakta olup anlamsal olarak nötr niteliğe sahiptirler. Bir başka deyişle "yönlenme" iyiye doğru olabileceği gibi kötüye doğru da olabilir. Bu nedenledir ki 1/6 kodlu ayette "İhdi nas siratel mustakim" ( Bizi doğru yola yönlendir. ) cümlesi yer alır.

Bu bağlamda Kur'an'da yer almayan ancak din kisvesi altında her türlü kötülüğe vesile olan şeytani okült cemiyetler ve tarikatler tarafından döngü sonunda ( Yevmel Kiyameh ( Ayağa kalkış günü ) geleceği beklentisi oluşturulan "Mehdi" esasen negatif tesirleri ve küresel şeytanların insan üzerindeki tahakkümünü artıracağına inanılan bir varlığa veya frekansa verilen isimdir.

Kur'an'da ve İncil'de yer alan, döngü sonunda Mesih İsa'nın pozitif şefaat tesirlerinin yayılacağı fenomeni ise "İsa'nın ikinci gelişi" olarak simgelenmektedir. Döngü sonunda negatif şeytani frekanslar da düalite gereği tesirlerini arttırmaktadırlar. 

İncil 66 Vahiy 22-20 Bunlara tanıklık eden, "Evet, tez geliyorum!" diyor. Amin! GEL, ya Rab* İsa!

* "Rab" kelimesi özünde "Öğretmen, Yetiştirici" anlamını taşır.

Nisa 4/159 Ve in min ehlil kitabi illa le yu'minenne biHİ kable mevtih ve yevmel kiyameti YEKUNU aleyhim şehida

( Ve kesinlikle kitap sahiplerinden olanlar ölümlerinden önce mutlaka ONA inanacaklardır. Ayağa kalkış gününde O, onlara şahit OLUR. )

Ayetteki "Hi" zamiri Mesih İsa'yı temsil etmektedir. Bu çerçevede döngü sonu pozitif ve negatif frekansların yoğunlaştığı, adeta bir frekans savaşının tezahür ettiği süreçtir. 

Aşağıdaki ayetlerde "Hid" kökünün üçüncü tekil şahıs çekimi olan "Yehdi" ( Yönlendirir ) fiili vasıtasıyla, "yönlendirmenin iyiye de kötüye de olabileceği", bu nedenle inanan salih ve muhlis insanların çok dikkatli olmaları ve "Mehdi" yanılgısına düşmemeleri dolaylı olarak öğütlenmektedir.

22/3 Ve minen nasi men yucadilu fillahi bi ğayri ilmin ve yettebiu kulle ŞEYTANİN merid

( Ve insanlardan Allah hakkında ilimsizce mücadele eden kimse, her asi azgın SEYTANA tabi olur. )

22/4 Kutibe aleyhi ennehu men tevellahu fe ennehu yudilluhu ve YEHDİHİ ILA AZABES SEİR

( Onun üzerine yazılmıştır ki, kesinlikle kim yüzünü ona doğru çevirirse, artık kesinlikle o onu saptırır. Onu ATEŞ AZABINA YÖNLENDİRİR. ) 

24/46 Lekad enzelna ayatin mubeyyinat vallahu YEHDİ men yeşau İLA SİRATİN MUSTEKİM

( Açıklayıcı ayetler indirdik. Allah dilediği kimseyi DOĞRU YOLA YÖNLENDİRİR. )

O'na dönmek...

"İleyhi turceun" ( O'na döndürülürsünüz. ), "İlallahi turceul umur" ( İşler Allah'a döndürülür. ), "İleyhi unib" ( O'na dönerim. ), "İleyhi meab" ( Dönüşüm O'na'dır. ) 

Ayetlerde geçen bu ifadeler "Allah'a dönmek" kavramına dikkat çekmektedir. Bu ifade "başlangıç safhasına dönüş" anlamını içermekte gibidir. Bir başka deyişle bu ifade madde alemi kâinatın yaratılışından önceki safhaya yani "saf bilinç" ( ruh ) safhasına dönüşü tanımlamakta gibidir.

İnsanın bilince kavuşması yani hayat bulması kitaplarda "Allah'ın ruhundan üflemesi" olarak tasvir edilir. Dolayısıyla "Allah'a dönüş" kavramı, Allah'ın, "üflediği" ruhu tekrar "içine çekmesi" gibi de tasvir edilebilir. "Allah'a dönmek" kavramı esasen ruhsal tekâmülünü tamamlayan varlıkların Allah'ın indindeki ünite safhasına yani "yokluk / hiçlik" safhasına terfisi niteliğindedir. Zira yaratılmış her varlık düalite sistemi içinde tekâmülünü tamamlamaya ihtiyaç duymaktadır. Ünite ise sadece Allah'a mahsus bir kavram olup, yaşam planlarındaki ( boyutlar, frekanslar ) yaratılmışlardan beklenen ise ünite kavramının sezgisine ulaşabilmeleridir. 

"O'na dönüş" ifadesini içeren ayetler şöyledir  

2/28 Keyfe tekfurune billahi ve kuntum emvaten fe ahyakum summe yumitukum summe yuhyikum summe İLEYHİ TURCEUN 

( Allah’ ı nasıl inkar edersiniz? Ve ölülerdiniz de sizi diriltti. Sonra sizi öldürür. Sonra sizi diriltir. Sonra O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. ) 

2/46 Ellezine yezunnune ennehum mulaku rabbihim ve ennehum İLEYHİ RACİUN

( Onlar kesinlikle Rab’lerine kavuşacaklarını ve kesinlikle onlar O'NAVDÖNECEKLERİNİ sezerler. ) 

2/156 Ellezine iza esabethum musibetun kalu inna lillahi ve inna İLEYHİ RACİUN

( Onlar onlara musibet isabet ettiğinde, "Kesinlikle biz Allah içiniz ve kesinlikle biz O'NA DÖNECEĞİZ." derler. )

2/245 Menzellezi yukridullahe kardan hasenen fe yudaifehu lehu ad'afen kesirah vallahu yakbidu ve yebsut ve İLEYHİ TURCEUN

( Kim Allah’a güzel borcu borç verirse, ona kat kat çokça artırır. Allah daraltıp meşakkat verir ve genişlik verir ve O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )

3/83 E fe ğayra dinillahi yebğune ve lehu esleme men fis semavati vel erdi tav'an ve kerhen ve İLEYHİ YURCEUN

( Yani, göklerdeki ve yerdeki kimseler isteyerek veya istemeyip zorlanarak O’na teslim olmuşken, Allah’ ın dininden başkasını mı ararlar? Ve O'NA DÖNDÜRÜLÜRLER. )

6/36 İnnema yestecibullezine yesmeun vel mevta yeb'asuhumullahu summe İLEYHİ YURCEUN

( Kesinlikle ki o dinleyenler kabul ederler. Ölüler, Allah onları diriltir, sonra O'NA DÖNDÜRÜLÜRLER. )

10/56 Huve yuhyi ve yumitu ve İLEYHİ TURCEUN

( O diriltir, öldürür ve O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )

11/123 Ve lillahi ğaybus semavati vel erdi ve İLEYHİ YURCEUL EMRU KULLUHU fa'budhu ve tevekkel aleyh ve ma rabbuke bi ğafilin an ma ta'melun

( Ve göklerin ve yerin gaybı Allah içindir. İŞLERİN HEPSİ O'NA DÖNDÜRÜLÜR. O halde O'na kulluk et ve O'na dayanıp sığın. Rab’bin o yaptıklarınızdan habersiz değildir. )

11/34 Ve la yenfeukum nushiy in eradtu en ensaha lekum in kanellahu yuridu en yuğviyekum huve rabbukum ve İLEYHİ TURCEUN

( Ve "Eğer Allah sizi azdırmak istediyse, eğer size nasihat etmeyi istesem de nasihatım size fayda etmez. Rab’biniz O' dur ve O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ." )

11/88 Kale ya kavmi e raeytum in kuntu ala beyyinetin min rabbi ve razekani minhu rizkan hasena ve ma uridu en uhalifekum ila ma enhakum anh in uridu illel islaha mesteta't ve ma tevfikiy illa billah aleyhi tevekkeltu ve İLEYHİ UNİB

( "Ey kavmim, görür düşünür müsünüz? Eğer Rab’bimden delil üzerinde isem ve beni güzel rızık ile rızıklandırdı ise. O size men ettiklerimden size ihtilaf etmek istemem. Kesinlikle ancak istidatım olduğu kadar iyileştirmeyi isterim. Muvaffakiyetim ancak Allah sayesindedir. O'na dayanıp sığınırım ve O'NA DÖNERİM." dedi. )

13/36 Vellezine ateynahumul kitabe yefrahune bima unzile ileyke ve minel ahzabi men yunkiru ba'dah kul innema umirtu en a'budellahe ve la uşrike bih ileyhi ed'u ve İLEYHİ MEAB

( Ve o kitap verdiklerimiz, o sana indirdiğimizden dolayı ferahlayıp seviniyorlar. Topluluktan kimseler de onun bir kısmını inkar ederler. De ki: "Kesinlikle ben Allah’a kulluk etmeye ve O’na ortak koşmamaya emrolundum. O'na çağırıyorum ve DÖNÜŞÜM O'NADIR." )

24/64 E la inne lillahi ma fis semavati vel ard kad ya'lemu ma entum aleyh ve yevme YURCEUNE İLEYHİ fe yunebbiuhum bima amilu vallahu bi kulli şey'in alim

( İyi bilin ki göklerde ve yerde ne varsa kesinlikle Allah içindir. Neyin üzerinde olduğunuzu bilir. O'NA DÖNDÜRÜLDÜKLERİ o gün, artık ne yaptıklarını onlara haber verir. Allah herşeyi bilendir. )

26/50 Kalu la dayra inna İLA RABBİNA MUNKALİBUN 

( "Zararı yok. Kesinlikle biz RAB’BİMİZE DÖNECEĞİZ." dediler. )

28/70 Ve huvellahu la ilahe illa hu lehul hamdu fil ula vel ahirati ve lehul hukmu ve ileyhi turceun 

( Ve o Allah' tır ki O' nun haricinde ilah yoktur. Öncede ve sonrada övgü O'nadır . Hüküm O'nadır. O'na döndürülürsünüz. ) 

28/88 Ve la ted'u meallahi ilahen ahar la ilahe illa huve kulli şey'in halikun illa vecheh lehul hukmu ve İLEYHİ TURCEUN

( Ve Allah ile birlikte başka ilahı çağırma. O’nun haricinde ilah yoktur. O' nun yüzü haricinde herşey helak olur. Hüküm O'nadır ve O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )

29/17 İnnema ta'budune min dunillahi evsanen ve tahlukune ifka innellezine ta'budune min dunillahi la yemlikune lekum rizkan febteğu indellahir rizka va'buduhu veşkuru leh İLEYHİ TURCEUN

( O Allah’tan başka kulluk ettikleriniz kesinlikle putlardır. Uydurma yaratıyorsunuz. Kesinlikle o Allah’tan başka kulluk ettikleriniz, size rızık olarak malik olup hükmedemezler. O halde, rızıkı Allah' ın indinde arayın. O'na kulluk edin ve O'na şükredin. O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )

30/11 Allahu yebdeul halka summe yuiyduhu summe İLEYHİ TURCEUN

( Allah yaratışı ortaya çıkarıp başlatır. Sonra onu tekrarlayıp döndürür. Sonra O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )

36/22 Ve ma liye la a'budullezi fetarani ve İLEYHİ TURCEUN 

( Ve "Ne oldu bana ki o beni yaratana kulluk etmeyeyim. O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ." )

36/83 Fe subhanellezi bi yedihi melekutu kulli şey'in ve ILEYHİ TURCEUN

( Herşeyin mülkiyeti elinde olan O, yücedir. O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )

39/44 Kul lillahiş şefaatu cemia lehu mulkus semavati vel ard summe ILEYHİ TURCEUN

( De ki: "Tüm af vesileciliği Allah içindir. Göklerin ve yerin mülkü O’nadır. Sonra O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ." )

41/21 Ve kalu li culudihim lime şehidtum aleyna kalu entaknellahullezi entaka kulle şey'in ve huve halekakum evvele merratin ve ILEYHİ TURCEUN

( Ve derilerine "Neden üzerimize şahitlik ettiniz?" derler. "Bizi, herşeyi konuşturan Allah konuşturdu. Sizi ilk keresinde yaratan da O' dur. O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ." derler. ) 

43/85 Ve tebarakellezi lehu mulkus semavati vel erdi ve ma beynehuma ve indehu ilmus saah ve İLEYHİ TURCEUN

( Ve O bereketlidir. Göklerin, yerin ve o onların aralarındakilerinin mülkü O’nadır. Saatin ilmi O' nun indindedir. O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. ) 

8 Temmuz 2021 Perşembe

Nar ve Nur

"Nar" ( Ateş ) kelimesi "Nur" ( Aydınlık ) kelimesiyle ortak NR kökünden olan bir kelimedir. "Nur" kelimesi özünde "Ateşin etkisinde kalmış, Ateşlenmiş" yani "Aydın olmuş, Aydınlık" anlamını taşımaktadır. 

"Nar" kelimesinin Kur'an'da zahiri ve batini anlamlarda kullanıldığı görülmektedir. Bu anlamlar "Ateş", "Azap", "Enerji", "Bilgi ( İlim ) olarak sıralanabilir.

"Nur" ( Aydınlık ) kelimesi "İlm" ( İlim, Bilgi ) kelimesiyle de ilintilidir. Batı dillerindeki "ILLuMinati" ( Aydınlanmışlar ), "LuMinous ( Aydınlık ) kelimelerindeki "LM" kökü ile "İLM" ( İlim, Bilgi ) kelimesindeki LM kökü ortaklık arzetmektedir. Yani Arapça'daki "İLM / İLiM ( Bilgi ) kelimesi batı dillerinde "Aydınlık" anlamına gelen "LuMière", "LuMinosity" kelimelerinin köküdür. O nedenledir ki "İlim sahibi kişi"'ye "Aydın" denmektedir. Illuminati ( Aydınlanmışlar ) kelimesinin bir anlamı da "İlimlenmişler"dir.

Aşağıdaki ayetlerde "Nar" kelimesi "Azap" ve "Ateş" anlamında yer almaktadır.

2/201 Ve minhum men yekulu rabbena atina fid dunya haseneten ve fil ahirati haseneten ve kina AZABEN NAR

( Ve onlardan kimi "Rab’bimiz bize dünyada güzellik ve ahirette güzellik ver ve bizi ATEŞ AZABINDAN koru." der. )

56/71 E fe reeytumun NAR elletiy TURUN ( Çakıp YAKTIĞINIZ ATEŞİ gördünüz mü? )

56/72 E entum enşe'tum şecereteha em nahnul munşiun

( Onun ağacını siz mi inşa ettiniz? Biz miyiz inşa eden? )

Aşağıdaki ayetlerde "Nar" kelimesi "Enerji frekansı" anlamında yer almaktadır. Cin ( Görünmeyen, Örtülü, Gizli ) adı verilen üst boyut varlıkları yüksek frekansta titreşen süptil madde niteliğindeki varlıklardır. 

7/11 Ve lekad halaknakum summe savvernakum summe kulna lil melaiketiscudu li ademe fe secedu illa iblis lem yekun mines sacidin

( Ve sizi yarattık. Sonra sizi şekillendirdik. Sonra meleklere "Adem için yere kapanın." dedik de İblis hariç yere kapandılar. O yere kapananlardan olmadı. )

7/12 Kale ma meneake en la tescude iz emartuk kale ene hayrun minh halakteni min NARİN ve halaktehu min tiyn

( “Sana emrettiğim zaman, seni yere kapanmaktan ne men etti?” dedi. “Ben, ondan daha hayırlıyım. Beni ATEŞTEN yarattın, onu çamurdan yarattın." dedi. ) 

15/27 Vel canne halaknahu min kablu min NARis semum 

( Ve cin, onu önceden, içe işleyen zehirli ATEŞTEN yarattık. )

55/15 Ve halekal canne min maricin min NAR

( Ve cini dumansız ATEŞ alevinden yarattı. ) 

Aşağıdaki ayetlerde "Nur" kelimesi vasıtasıyla Allahü Teala'nın sonsuz ilim ve aydınlanma kaynağı olduğu bildirilmektedir.  

24/35 Allahu NURus semavati vel ard ....

( Allah göklerin ve yerin AYDINLIĞIDIR. ... ) 

9/32 Yuridune en YUTFİU NURallahi bi efvahihim ve ye'bellahu illa en yutimme nurahu ve lev kerihel kafirun

( Allah' ın AYDINLIĞINI ağızlarıyla SÖNDÜRMEK isterler. Allah, inkarcılar hoşlanmasalar da, istemeseler de ancak aydınlığını tamamlamayı istiyor. )

Aşağıdaki ayetlerde ateş, "Huda" ( Yönlendirme ) sağlayan ve "Haber" ( Haber, Bilgi ) niteliğinde olan ilahi kozmik bilgileri temsil etmektedir.

20/10 İz raa NARan fe kale li ehlihimkusu inni anestu NARan lealli atikum minha bi kabesin ev ecidu alen NARİ HUDA

( Zamanında ATEŞ gördü de ailesine "Durun, kesinlikle ben ATEŞ gördüm. Umulur ki ben size ondan ateş parçası kor getiririm veya ATEŞTE YÖNLENDİRME bulurum" dedi. ) 

20/11 Fe lemma etaha nudiye ya musa

( Böylece oraya vardığında seslenildi "Ey Musa." ) 

20/12 İnni ene rabbuke fahla' na'leyk inneke bil vadil mukaddesi tuva

( Kesinlikle ben, ben senin Rab’binim. O halde ayakkabını çıkar. Kesinlikle sen kutsal vadi Tuva' dasın. )

27/7 İz kale musa li ehlihi inni anestu NARA seatikum minha bi HABER ev atikum bi şihabin kabesin leallekum tastalun

( Zamanında Musa ailesine "Kesinlikle ben ATEŞ gördüm. Size ondan HABER ile geleceğim. Veya size kor gibi kıvılcım ile geleceğim. Umulur ki ısınırsınız." dedi. )

27/8 Fe lemma caeha nudiye en BURİKE MEN FİN NARİ ve men havleha ve subhanellahi rabbil alemin

( Böylece oraya vardığında, "O ATEŞİN İÇİNDEKİ ve onun çevresindeki KİMSELER BEREKETLİ KILINMIŞLARDIR. Alemlerin Rab’bi Allah yücedir." diye seslenildi. )

27/9 Ya musa innehu enellahul azizul hakim ( Ey Musa, kesinlikle ki ben yüce hakim olan Allah’ ım. )

28/29 Fe lemma kada musel ecele ve sara bi ehlihi anese min canibit turi NARA kale li ehlihimkusu inni anestu NARan lealli atikum minha bi HABERİN ev cezvetin minen NARİ leallekum tastalun

( Musa vadeyi tamamlayıp da ailesi ile seyirttiğinde dağın yanında ATEŞ gördü. Ailesine "Bekleyin, kesinlikle ben ATEŞ gördüm. Ondan size HABER ile veya ateşten bir parça ile geleceğimi umarım. Umulur ki ısınırsınız." dedi. )

28/30 Fe lemma etaha nudiye min şatiil vadil eymeni fil buk'atil mubaraketi mineş şecerati en ya musa inni enellahu rabbul alemin

( Oraya yettiğinde, bereketli yerdeki vadinin sağındaki ağaçtan "Ey Musa, kesinlikle ben, ben alemlerin Rab’bi Allah' ım." diye seslenildi. )



Ölümsüzlük yanılgısı

"Belçika'da yaşayan 11 yaşındaki Laurent Simons, Anvers Üniversitesi'nin 3 yıllık fizik bölümünü 1 yılda bitirerek en iyi dereceyle mezun oldu. Simons "Hedefim ÖLÜMSÜZLÜK." dedi." 

Basından 07.07.2021

Tanrısallaşmaya çalışan zionist küreselciler tarafından üretilen Transhumanism, Singularity, Human 2.0, Homodeus gibi kavramların nihai ve aldatıcı mesajı "Immortality" yani "Ölümsüzlük"tür. 

Yukarıda isimleri yer alan ve "Tanrı İnsan", "Ölümsüzlük" gibi kavramları empoze eden bu projeler esas itibarıyla bilinç bloklama yoluyla insanı kaba madde planı dünyaya kilitlemek, reenkarnasyon döngülerini olabildiğince uzatarak ruhsal tekâmülünü ve üst süptil plana geçişini geciktirmek için geliştirilen projelerdir. Dolayısıyla insanlara "ölümsüzlük" diye sunulan paketin içinde esasen "ruhsal tekâmülün bloklanması" bulunmaktadır.

RNA enzimleri, mRNA aşıları vasıtasıyla modifiye edilebilmekte yani istenilen hedefe yönelik olarak programlanabilmektedir. Söz konusu hedef telomerlerin uzatılması yoluyla ömrün uzatılması olacağı gibi immün sistemin zayıflatılması yoluyla hasta etmek ve öldürmek de olabilir. Herşey enzimlerin nasıl kodlandıklarına bir başka deyişle mRNA aşısındaki "m"'nin ( messenger / mesajcı ) ne mesaj ilettiğine bağlıdır. Konu ile ilgili bazı linkler aşağıdadır.

https://m.economictimes.com/news/science/altering-rna-enzymes-may-extend-lifespan/articleshow/48173733.cms

 https://www.google.com/amp/s/amp.iflscience.com/health-and-medicine/modified-mrna-lengthens-telomeres-extending-life-human-cells/

1995 yılında piyasaya sürülen "Illuminati New World Order Conspiracy Card Games" ( Illuminati Yeni Dünya Düzeni Komplo Kart Oyunları ) oyunundaki kartlardan birinin başlığında "Immortality Serum" ( Ölümsüzlük Serumu ) yazmaktadır. 

Bu kart mRNA aşı teknolojisine işaret etmekte gibidir.

Bu çerçevede, küreselciler mRNA aşıları ile doğurganlığı sonlandırmayı ve kalan nüfusun da kaba madde reenkarnasyon ömrünü uzatmayı mı planlamaktadırlar? Böylelikle bir süre sonra nüfus artışı duracak, mevcut nüfus da normalden çok daha uzun süre dünyada kalacağı için üst süptil boyuta geçiş de bloke mi edilecektir? Bir başka deyişle "ölümsüzlük" sağlıyoruz diyerek gerçek "ölümsüzlüğü" yani ruhların kaba maddeden sıyrılıp süptilleşmelerini, tekâmüllerini engellemeye ve insanları kaba madde planı dünyaya hapsetmeye çalışıyor olabilirler. 

Bu durum insanın başlangıçtaki yanılgısının tersten tekerrürü gibidir. Zira Adem, İblis'in "ebedi veya melek olursun" yanıltmasına kapılarak zaten içinde bulunduğu ebediyet ortamını ( cennet ) terkederek ölümü yani dünyayı ( cehennem ) tercih etmiştir. Adem bu tercihi yaptığını "yasak ağaçtan yiyerek" yani "cinlerin soyağacından yiyerek / cinler ile temasa geçerek" ortaya koymuştur. Bu vaka ve şeytanın büyük fayda algısı yaratarak aldatma taktiği kutsal kitaplarda bildirilmektedir. 

7/20 Fe vesvese lehumeş şeytanu li yubdiye lehuma ma vuriye anhuma min sev'atihima ve kale ma nehakuma rabbukuma an hazihiş şecerati illa EN TEKUNA MELEKEYNİ EV TEKUNA MİNEL HALİDİN

( Şeytan onların ayıplarından, çirkinliklerinden o onlara gizlenmişleri, örtülmüşleri onlara açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi. "Rab’biniz, ancak İKİ MELEK VEYA EBEDİLERDEN OLURSUNUZ diye sizi şu ağaçtan men etti." dedi. )

1 Genesis 3-3 "Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi."

1 Genesis 3-4 Yılan, "Kesinlikle ÖLMEZSİNİZ" dedi,

1 Genesis 3-5 "Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek TANRI GİBİ OLACAKSINIZ."

1992 yılı yapımı "Death Becomes Her" ( Ölüm Ona Dönüşür ) isimli filmde "ölümsüzlük iksiri" bir aldatma unsuru olarak işlenmekteydi. Başrol oyuncusu filmin sonunda "anlamsız" diyerek kadının verdiği ölümsüzlük iksirini içmeyi reddediyordu. Bu metod tersten motivasyon olarak adlandırılabilir. Yani aslında insanın yapması gereken gösterilmekte ancak bunun bir yanlışlık olduğu mesajı da bilinçaltına işlenmektedir.

Kaba madde planı dünyaya ( cehennem ) hapsedilmiş olanlara yani "ölümsüzlük" aldatmacasına kanıp da ölemeyen ve bu nedenle de gerçek sonsuz yaşama kavuşamayanlara ilişkin ayetler şöyledir. 

25/13 Ve iza ulku minha MEKANEN DAYYİKEN MUKARRANİNE deav hunalike SUBURA

( Ve oradan, BAĞLANMIŞ* olarak DAR MEKÂNA** atıldıklarında, orada ÖLÜMÜ ÇAĞIRIRLAR. )

25/14 La TED'UL yevme SUBURAN VAHİDEN veD'U SUBURAN KESİRA

( Bugün TEK ÖLÜMÜ ÇAĞIRMAYIN, ÇOK ÖLÜMÜ ÇAĞIRIN. )

25/15 Kul E ZALİKE HAYRUN em CENNETUL HULDilleti vuidel muttekun kanet lehum cezaen ve mesira

( De ki: "BU MU DAHA HAYIRLI, yoksa sakınanlara vaad edilen, onlara karşılık ve varış yeri olan o EBEDİYET CENNETİ Mİ?" ) * 

Bağlama = mRNA aşısı, immortality serum ** Dar mekân = Kaba madde planı dünya

"Ölümü çağırmak" ifadesi İncil'de de şöyle yer almaktadır.

66 Revelations 9-6 O günlerde insanlar ölümü arayacak, ama bulamayacaklar. Ölümü özleyecekler, ama ölüm onlardan kaçacak.

Taha suresinin 74. ayetinde de dünya denen cehenneme hapsolmuş olan ve ölerek gerçek yaşama kavuşamayanlardan bahsedilmektedir.

20/74 Kesinlikle o Rab’bine suçlu olarak gelen kimse, artık CEHENNEM*** kesinlikle onadır. ONUN İÇİNDE ÖLMEZ VE DİRİLMEZ. 

*** Cehennem = Kaba madde planı dünya 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2018/05/cehennemin-hipnotik-dunya-algs-yaratmas.html

Bir başka plan da "Singularity 2045" olarak bilinen ve insanın ölümünden önce ruhunun ( bilincinin ) sentetik siber bedenlere aktarılması yoluyla sözde ölümsüzlüğü sağlayacağı söylenen projedir. 



Bu projenin uygulanabilmesi için ise insanın kaba madde planı dünyada ölmek üzere olması gerekmektedir. İşte bu noktada mRNA aşılarının zaman içinde insanı ölme aşamasına getirmek için kullanılabileceği ihtimali de ortaya çıkmaktadır.

7 Temmuz 2021 Çarşamba

Yürekçe...

Yukarıdaki 11 kelimelik duvar yazısı ve yanında yer alan 9 adet kalp gözü figüründen oluşan resim oldukça derin mesajlar vermektedir. ( Ayrıca 11 ve 9/11 nümerolojisi de bulunmaktadır. )

"Bana ne kaç dil bildiğinden. İnsanlığın nasıl? Yürekçen iyi mi? Cemal Süreya"

Şairin ismi olan Cemal Süreya kelime ikilisi de batini olarak farklı anlam yansıtmaktadır.   

Cemal = Güzel

Süreyya = Yedili yıldız kümesi ( Kadim ilimlerde kutsal anlamı bulunmaktadır. Ayrıca Sirius kelimesi ile ortak SR köküne sahiptir. )

Bu cümle gerçek bilginin ve gerçek iletişimin kalpten kalbe iletilen frekanslar olduğu mesajını vermektedir. Ayrıca batini açıdan da tüm dillerin özde tek bir dil olduğunu, o dilin de kalpteki ilahi kozmik frekanslar yani "Yürekçe" olduğunu ifade etmektedir.

Kur'an'da her topluluğa haberci gönderildiği, ilahi kozmik bilgilerin habercilerin kalplerine kendi dillerinin frekansına dönüştürülerek indirildiği ve habercilerin de bu bilgileri topluluklarına "kendi dilleriyle" aktardıkları bildirilmektedir. Ayetlerde dolaylı ifade ile iletilen "kalp ile görmek" yani "gerçek görme eyleminin kalp ile olduğu" kavramı da bu bağlamda önem arzetmektedir.

22/46 E fe lem yesiru fil erdi fe tekune lehum kulubun ya'kilune biha ev azanun yesmeune biha fe inneha LA TA'MEL EBSARU VE LAKİN TA'MEL KULUBULLETİ FİS SUDUR.

( O halde yerde gezmiyorlar mı? Onu akıl etmeye kalpleri veya onu duymaya kulakları olsun. Kesinlikle GÖZLER KÖR OLMAZ VE LAKİN GÖĞÜSLERİN İÇİNDEKİ O KALPLER KÖR OLUR. )

İbrahim suresinin 4. ayetinde ilahi kozmik bilgilerin her haberciye kendi lisanı ile vahyedildiği, indirildiği, Fatir suresinin 24. ayetinde ise her topluluğa haberci gonderildiği bildirilmektedir.

14/4 Ve MA ERSELNA MİN RASULİN İLLA Bİ LİSANİ KAVMİHİ li yubeyyine lehum fe yudillullahu men yeşau ve yehdi men yeşa' ve huvel azizul hakim

( Ve HİÇBİR RESULÜ KAVMİNİNKİ HARİCİNDE LİSAN İLE GÖNDERMEDİK ki onlara açıklasın. Allah dilediği kimseyi saptırır, dilediğikimseyi yönlendirir. O yücedir hakimdir. )

35/24 İnna erselnake bil hakki beşiran ve nezira ve İN MİN UMMETİN İLLA HALA FİHA NEZİR

( Kesinlikle biz seni gerçekle müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. İÇİNDE UYARICI GELİP GEÇMİŞ OLMAYAN TOPLULUK YOKTUR. )

13/7 Ve yekulullezine keferu lev la unzile aleyhi ayetun min rabbih innema ente munzirun ve Lİ KULLİ KAVMİN HAD

( Ve o inkar edenler "Onun üzerine Rab’binden ayet indirilmeli değil miydi?" derler.Kesinlikle sen uyarıcısın. HER KAVİM İÇİN YÖNLENDİREN VARDIR. ) 

Şuara suresinin aşağıdaki ayetlerinde ise vahiy adı verilen ilahi iletişim mekanizmasının, bilgilerin "kalbe indirilmesi" yoluyla işlediği bildirilmektedir. 

26/192 Ve innehu le TENZİLU rabbil alemin

( Ve kesinlikle o alemlerin Rab’binin İNDİRMESİDİR. )

26/193 NEZELE bihir ruhul emin

( Onu güvenilir ruh İNDİRDİ. )

26/194 ALA KALBİKE li tekune minel munzirin

( Uyarıcılardan olman için SENİN KALBİNE, )

Bir tripod bir kamera!

Son günlerde internette malum bir şahsın seri halinde yayımladığı, gündem yaratan videolarda sıkça kullandığı bir ifade bulunmaktadır. "Bir tripod bir kamera*". Hatta bu ifadeyi üzerinde "dürbün" olan bir "tripod ( üç ayaklı )" ile de sembolize etmektedir. Bu ifade ve tasvir sadece zahiri anlamı mı içermektedir yoksa farklı güç odaklarına işaret etmek üzere batini bir anlam da mı içermektedir? Yoksa şahıs tarafından sadece kutsal addedildiği ve ilahi desteğe atıf yapmak istediği için mi kullanılmaktadır?

* Gözleme işlevi gören "Kamera" kelimesinin kökeni Arapca'daki "Kamer" ( Ay ) kelimesidir. Ve "Ay" kelimesi de Arapça'daki "Ayn" ( Göz ) ve İngilizce'deki "Eye" ( Ay okunur ) kelimelerinin bir tezahürüdür. Dünyanın uydusu olan Ay da zaten yeri gözleyen bir kamera gibi gökte durmaktadır. Şahsın videolarında kullandığı dürbün de bir gözleme aracı yani bir nevi gözdür.

"Üç çatal üzerindeki göz" veya "Üçgen üzerindeki göz" sembolü "Fatima Ana'nın Eli", "Illuminati Üçgeni", "Herşeyi Gören Göz" gibi isimlerle de anılan, gizli cemiyetler ve tarikatlar tarafından da negatif frekans salınımı için kullanılan okült ezoterik bir semboldür.

Bu sembol şeytani frekanslara hizmet eden zümrelerce şeytani açıdan kutsal addedilmekte, toplum tahakkümünün ve kitlesel büyünün simgesi olarak kullanılmaktadır. Bu sembol bazı meşhur şirketlerin logolarında da açık veya gizli olarak yer almaktadır. Aşagıda dünya çapındaki bir şirketin logosuna yerleştirilmiş "üç çatal ve göz" figürü yer almaktadır.

Ancak evvelki bölümlerde değinildiği üzere bu sembolün Teslis ( Üçleme ) yani şirk sembolü olması kuvvetle muhtemeldir. Zira semboldeki "üç" ve "göz" bileşenleri "üç ilahı" simgelemektedir. Üç ilah olgusu satanik pagan kültürlerde "Isis, Osiris, Horus", "Nimrod, Samiramis, Tammuz", "Brahma, Vişnu, Şiva" gibi isimlerle ifade edilmektedir.

Kur'an'da "Teslis" ( Ücleme ) konusuna özellikle değinilmekte ve şirk tuzağına karşı uyarı yapılmaktadır.

4/171 Ya ehlel kitabi la tağlu fi dinikum ve la tekulu alellahi illel hakk innemel mesihu iysebnu meryeme rasulullahi ve kelimetuh elkaha ila meryeme ve ruhun minhu fe aminu billahi ve rusulih ve LA TEKULU SELASEH intehu hayran lekum innemELLAHU İLAHUN VAHİD subhanehu en yekune lehu veled lehu ma fis semavati ve ma fil ard ve kefa billahi vekila

( Ey kitap sahipleri, dininizde azgınlık etmeyin ve Allah üzerine gerçek haricindekini söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, kesinlikle Allah' ın resulü, Meryem'e atmış olduğu kelimesi ve O’ndan ruhtur. O halde, Allah’a ve O’nun resullerine inanın ve ÜÇTÜR DEMEYİN. Kendi hayrınıza bundan imtina edin, vazgeçin. Kesinlikle ki ALLAH TEK İLAHTIR. O, çocuk sahibi olmaktan yücedir. Göklerde ne varsa ve yerde ne varsa O’nadır. Vekil olarak Allah kafidir. )

5/73 Lekad keferallezine kalu İNNELLAHE SALİSU SELASEH ve MA MİN İLAHİN İLLA VAHİD ve in lem yentehu an ma yekulune le yemessennellezine keferu minhum azabun elim

( O "Kesinlikle ALLAH, ÜÇÜN ÜÇÜNCÜSÜDÜR." diyenler inkar etmişlerdir. TEK İLAHTAN BAŞKA İLAH YOKTUR. Eğer o söylediklerinden vazgeçmezlerse, kesinlikle onlardan o inkar edenlere elim azap dokunacaktır. )

Ayrıca Kur'an'da geçen ve ateş azabını simgeleyen "Üç çatallı gölge" ifadesi de bu çerçevede önem arzetmektedir.

77/29 İntaliku ila ma kuntum bihi tukezzebun

( O yalanlamış olduğunuza gidin. )

77/30 İntaliku ila ZİLLİN ZİY SELASİ ŞU'ABİN ( ÜÇ ÇATALLI GÖLGEye gidin. )

77/31 La zalilin ve la yuğniy minel lehebi ( Gölgelendiren değildir ve alevden koruyup fayda vermez. )

77/32 İnneha termi bi şererin kel kasri

( Kesinlikle o saray gibi kıvılcımlar atar. ) 

6 Temmuz 2021 Salı

Yanılgı çağı

Şu anda insanlığın içinde bulunduğu süreç tam anlamıyla "Yanılgı çağı" veya "Batıl çağı" olarak isimlendirilebilir. Düalite ilkesi gereği elbette ki bu süreç kalp ile görenler için "Gerçeğin çağı" olmaktadır. Ancak döngü sonunun idrak edildiği bu dönemde Allah'ın şeytanlara karşı büyük tuzağına dayalı izni çerçevesinde şeytanların iyice azdığı görülmektedir. Kurdukları tuzakların işlemesi için her konuda her türlü yalanı ve yanıltıcı bilgiyi ( özellikle Coronavirus pandemisi kapsamında ) insanların üzerine adeta yağdıran şeytanlar esasen kendilerini ürettikleri batılda boğulmaya sürüklemektedirler. Bu süreçte maalesef birçok insan, bulunduğu konfor alanından çıkmaktan daha doğrusu gerçek ile yüzleşmekten korktuğu için yalanı ve yanlışı gerçek addetmekte refaha, huzura ve kurtuluşa bu yolla erişeceğini zannederek kendilerini şeytanların kucağına atmaktadırlar. Bu durumun hasıl olmasındaki temel etken gerçeğe karşı olan ilgisizlik ve bilgisizliktir. 

Kutsal kitaplarda "gerçeğin reddi ve batılın kabulü" hususu çarpıcı ayetler ile bildirilmiştir. 

2/42 Ve la telbisul HAKKA bil BATİLİ ve tektumul HAKKA ve entum ta'lemun

( Ve GERÇEĞİ BATIL ile örtmeyin ve bile bile GERÇEĞİ gizlemeyin. )

3/71 Ya ehlel kitabi lime telbisunel HAKKA bil BATİLİ ve tektumunel HAKKA ve entum ta'lemun

( Ey kitap sahipleri, neden GERÇEĞİ BATIL ile örtersiniz de GERÇEĞİ bile bile gizlersiniz? )

7/118 Fe vekaal HAKKU ve BETALE ma kanu ya'melun

( Böylece GERÇEK vaki oldu. Onların o yaptıkları BATIL oldu. )

8/7 Ve iz yeidukumullahu ihdet taifeteyni enneha lekum ve teveddune enne ğayra zatiş şevketi tekunu lekum ve yuridullahu en YUHİKKAL HAKKA bi kelimatihi ve yaktaa dabiral kafirin 

( Ve zamanında Allah size iki gruptan birini vaad ediyordu ki kesinlikle o sizin olacaktı. Siz ise kesinlikle şerefi olmayanın sizin olmasını arzuluyordunuz. Allah GERÇEĞİ kelimeleri ile GERÇEKLEŞTİRMEK ve inkarcıların arkasını kesmek istiyordu. )

8/8 Li YUHİKKAL HAKKA ve YUBTİLEL BATİLE ve lev kerihel mucrimun

( GERÇEĞİ GERÇEK KILMAK ve BATILI BATIL KILMAK için. Şayet suçlular hoşlanmayıp istemeseler de. ) 

17/81 Ve kul cael HAKKU ve zehekal BATİL innel BATİLE kane zehuka

( Ve de ki: "GERÇEK geldi ve BATIL helak oldu. Kesinlikle BATIL yok olasıdır." )

21/18 Bel nakzifu bil hakki alel batili fe yedmeğuhu fe iza huve zahik ve lekumul veylu min ma tesifun

( Bilakis, GERÇEĞİ BATILIN üzerine atarız da onun beynini çıkarır. O zaman o yok olur. O vasfettiklerinizden dolayı sizlere vaylar olsun. )

23/70 Em yekulune bihi cinneh bel caehum bil HAKKİ ve ekseruhum lil HAKKİ KARİHUN

( "Onda cinlik var." mı diyorlar? Bilakis onlara GERÇEK ile geldi. Onların çoğunluğu GERÇEK İÇİN İSTEKSİZDİRLER. )

34/49 Kul cael HAKKU ve ma yubdiul BATİLU ve ma yuiyd

( De ki: "GERÇEK geldi. BATIL başlatamaz, yaratamaz ve döndüremez, diriltemez." ) 

40/5 Kezzebet kablehum kavmu nuhin vel ahzabu min ba'dihim ve hemmet kulli ummetin bi rasulihim li ye'huzuhu ve cadelu bil BATİLİ Lİ YUDHUDU BİHİL HAKKA fe ehaztuhum fe keyfe kane ikab

( Onlardan önce Nuh kavmi ve onlardan sonraki gruplar yalanladılar. Her topluluk resulünü yakalamaya taammüd etti. GERÇEĞİ BATIL İLE GİDERMEK için mücadele ettiler. Böylece onları yakaladım. Azabım nasıl oldu? )

47/3 Zalike bi ennellezine keferuttebeul BATİLE ve ennellezine amenuttebeul HAKKA min rabbihim kezalike yadribullahu lin nasi emsalehum

( Bu, kesinlikle o inkar edenlerin BATILA tabi olmalarından ve kesinlikle o inananların Rab’lerinden GERÇEĞE tabi olmalarındandır. Allah onların misallerini insanlar için işte böyle beyan eder. ) 

Aşağıdaki İncil ayetlerinde de insanların gerçeği istememelerinden ve Rab'bin inkarcılara "yanıltıcı inanç" tesiri göndermesinden bahsedilmektedir.

53 2 Thessalonians 2-9 O adam her türlü mucizede, YANILTICI BELİRTİLERDE harikalarda

53 2 Thessalonians 2-10 ve mahvolanları aldatan her türlü kötülükte sergilenen Şeytan'ın etkinliğiyle gelecek. Mahvolanlar, GERÇEĞİ SEVMEYE VE BÖYLECE KURTULMAYA YANAŞMADIKLARINDAN MAHVOLUYORLAR.

53 2 Thessalonians 2-11 İşte bu nedenle Tanrı YALANA KANMALARI İÇİN ONLARIN ÜZERİNE GÜÇLÜ BİR YANILTICI İNANÇ GÖNDERİYOR.

53 2 Thessalonians 2-12 Öyle ki, GERÇEĞE inanmayan ve DOĞRULUKDIŞILIKTAN hoşlananların hepsi yargılansın.

5 Temmuz 2021 Pazartesi

Gökkuşağı ve Antahkarana 

"Gökkuşağı" okültizmde zihin kontrolünün sembolüdür. Gökkuşağının 7 rengi zihnin farklı seviyelerini temsil etmektedir. 

Tevrat ve İncil'de de gökkuşağı kelimesi farklı boyut ( frekans ) ve farklı boyut varlıkları ile ilişkilendirilmiştir.

26 Ezekiel 1-28 Görünüşü yağmurlu bir gün bulutların arasında oluşan GÖKKUŞAĞINA benziyordu. Öyleydi çevresini saran parlaklık. RAB'bin görkemini andıran olayın görünüşü böyleydi. Görünce, yüzüstü yere yığıldım, birinin konuştuğunu duydum.

66 Revelations 4-3 Tahtta oturanın, yeşim ve kırmızı akik taşına benzer bir görünüşü vardı. Zümrüdü andıran bir GÖKKUŞAĞI  tahtı çevreliyordu.

66 Revelations 10-1 Sonra gökten inen güçlü başka bir melek gördüm. Buluta sarınmıştı, başının üzerinde GÖKKUŞAĞI vardı. Yüzü güneşe, ayakları ateşten sütunlara benziyordu.

Hinduizmde gökkuşağı renklerini içeren  "Antahkarana" isimli sembol de zihnin düal yapısını, farklı boyutları, çoklu kişiliği, sihiri ve hipnoza dayalı zihin programlamayı sembolize etmektedir. 


"Antahkarana" sembolü "Swastika" sembolünün benzeri olup, tarihte en öne çıkan kullanımı Hitler'in bu figürü Nazi sembolü olarak kullanmış olmasıdır. Hitler, Antahkarana figürünün yaydığı frekans ile büyük bir kitleyi negatif enerji etkisi altına almıştır.

Gökkuşağı aynı zamanda boyut portalını da simgelemektedir. Okült ezoterizmde "gökkuşağından geçmek" belirli bir zihni halden farklı bir zihni hale geçmeyi ifade etmektedir. Gökkuşağı figürü birçok mecrada, özellikle çocuklara yönelik kitle zihin programlaması amaçlı olarak kullanılmaktadır. "The Vizard of Oz" ( Oz Büyücüsü ) isimli çocuk filminde "Somewhere over the rainbow" ( Gökkuşağının üstünde bir yer ) şarkısı ve  gökkuşağı figürü sübliminal mesaj amaçlı kullanılmıştır.


1999 yılı yapımı "Eyes Wide Shut" ( Gözleri Tam Kapalı ) filminde de gökkuşağı sembolü zihin kontrolü, pedofili ve ensest ilişki kavramlarıyla ilintili olarak kullanılmıştır. Filmin bir sahnesinde Rainbow Store ( Gökkuşağı Mağazası ) isimli mağazanın sahibi zihin kontrolündeki kızını cinsel ilişki için servis etmektedir.


Pedofilinin de sembolü olan gökkuşağı renklerinin çocuklara yönelik bazı gıda ürünlerinde müstehcen temayla birlikte kullanımı da dikkat çekmektedir. Aşağıda "çocuk kategorisine" yönelik ve isminde "Gökkuşağı" kelimesi olan bir ürününün güncel görselleri yer almaktadır.







4 Temmuz 2021 Pazar

Hasat zamanı

Belirli bir yaşam planındaki ( boyut, frekans ) büyük yaşam döngüsünün sonuna yani devre kapanışına gelinmesi o plandaki varlıkların da döngülerinin sonuna gelmeleri anlamındadır. Döngü sonunu idrak eden varlıklar arasında o plana ait ruhsal tekâmüllerini tamamlamış olanlar bir üst plana geçmekte, tekâmülünü tamamlayamamış olanlar ise yine aynı planda yeni bir büyük döngüyü deneyimlemektedirler. Döngü sonundaki bu "geçiş" veya "kalış" fenomeni spiritüalizmde "Hasat" olarak tanımlanmaktadır.

Bu bağlamda, kaba madde planı dünyadaki yetmişbin yıllık büyük reenkarnasyon döngüsünün sonunda da "Hasat" gerçekleşecektir.

"Hasat" kavramını içeren ayetler şöyledir. Kur'an;

67/24 Kul huvellezi ZEREEKUM fil ardi ve ileyhi TUHŞERUN

( De ki: "Sizi yerde EKEN O'dur. O’na TOPLANACAKSINIZ." )

Ayetteki "Zeree" ( Ekmek ) fiili "Ziraat" ( Ekim ) kelimesinin köküdür.

Tevrat;

28 Hosea 6-10 İsrail halkında korkunç bir şey gördüm. Efrayim zinaya kapılmış, Kirlenmiş İsrail.

28 Hosea 6-11 "Ey Yahuda, senin için de bir HASAT GÜNÜ saptandı. "Ne zaman halkımın durumunu düzeltmek,

28 Hosea 7-1 İsrail'e şifa vermek istesem, Efrayim'in suçları, Samiriye'nin kötülükleri ortaya çıkıyor. Çünkü hile yapıyorlar, Evlere hırsız giriyor, Dışarda haydut çeteleri soygun yapıyor.

İncil;

66 Revelations 14-14 Sonra beyaz bir bulut gördüm. Bulutun üzerinde "insanoğluna benzer biri" oturuyordu. Başında altın bir taç, elinde keskin bir orak vardı.

66 Revelations 14-15 Tapınaktan çıkan başka bir melek bulutun üzerinde oturana yüksek sesle bağırdı: "Orağını uzat ve BİÇ! BİÇME SAATİ geldi. Çünkü yerin ekini olgunlaşmış bulunuyor."

66 Revelations 14-16 Bulutun üzerinde oturan, orağını yerin üzerine salladı, YERİN EKİNİ BİÇİLDİ. 

66 Revelations 14-17 Gökteki tapınaktan başka bir melek çıktı. Onun da keskin bir orağı vardı.

66 Revelations 14-18 Ateş üzerinde yetkili olan başka bir melek de sunaktan çıkıp geldi. Keskin orağı olana yüksek sesle, "Keskin orağını uzat!" dedi. "YERİN ASMASININ SALKIMLARINI TOPLA. Çünkü ÜZÜMLERİ OLGUNLAŞTI."

3 Temmuz 2021 Cumartesi

İsis ve Ra ... Esas ve Ri'y

Cin şeytanı İblis'in frekansını temsil eden pagan karakterlerin başında Mısır mitolojisindeki "İsis" ve "Ra" karakterleri gelmektedir. Binlerce yıldır ve halen okült satanik cemiyetlerde bu isimlere atfen negatif frekans yayma amaçlı ritüeller düzenlenmektedir.

"İsis" kelimesi kökeninde "Varlık, Mal, Temel, Kök" anlamlarını içermektedir. Bu kelime aynı anlamda olmak üzere Mısır dilinde "Aset, Eset"* ve Arapça'da "Esas" olarak telâffuz edilmektedir. ( * İngilizce'deki "Asset" ( Varlık ) kelimesi de ayni kökün tezahürüdür. )

"Ra, Ra'â" kelimesi ise "Görmek" kök anlamına sahip olan bir kelimedir. Arapça'da "Ra" harfi "Ri" olarak da telâffuz edilmekte olup, "Ri'y" kelimesi "Görüntü,  Görüş, Gösteriş" anlamlarını taşımaktadır.

İnkârcı müşrik satanistlerin en temel özellikleri "Varlık" ve "Gösteriş" başlıkları altında tanımlanabilecek nefsani, maddi ve dünyevi unsurlara ve bu unsurları bahşettiğine inandıkları şeytani frekanslara kulluk etmeleridir. Satanistler, dünyevi ve fâni menfaâtler temin eden varlıkların, İblis ve onun temsili addettikleri İsis ve Ra karakterleri olduğuna inanmaktadırlar. Bu nedenle muhtelif ritüeller vasıtasıyla bunları sözde tâzim etmekte ( yüceltmekte ), nefsani ve kötücül taleplerde bulunmaktadırlar. Satanistlerin amacı insanların acı çekmelerini, mutsuz olmalarını, yoksullaşmalarını sağlamak ve böylelikle kendilerinin sözde zenginleşmelerini ve mutlu olmalarını sağlamaktır.

Meryem suresinin 74. ayetinde "Varlık" ve "Gösteriş" olarak niceliğe sahip birçok inkârcı müşrik toplumun helâk edildiği bildirilmektedir.

19/74 Ve kem ehlekna kablehum min karnin hum ahsenu ESASen ve Rİ'Ya

( Ve onlardan önce, VARLIK / MAL ve GÖRÜNÜŞ / GÖSTERİŞ olarak daha güzel olan nice nesilden helak ettik. )

Kur'an'da sadece bu ayette yanyana gecen "Esasen" ve "Ri'ya" kelimeleri gerek telâffuz, gerekse de anlam itibarıyla "İsis" ve "Ra" kelimelerinin de tezahürü izlenimi vermektedir. Ayet kodunda 11 ve 111 numerolojisi bulunması da okült ezoterik açıdan dikkat çekmektedir. ( 19 ... 1+9 = 10 ... 1+0 = "1" ve 74 ... 7+4 = "11" )

Bir sonraki ayette ise "Sapıklık" içinde olanlara yani "nefsani, maddi ve dünyevi unsurların sarhoşluğuna kapılmış" olanlara "süre verilerek" iyice yoldan çıkmalarının sağlandığı bildirilmektedir.

19/75 Kul men kane fid dalaleti fel YEMDUD lehur rahmanu MEDDA hatta iza raev ma yuadune immel azabe ve immes saah fe seya'lemune men huve şerrun mekanen ve ad'afu cunda

( De ki: "Kim sapıklık içinde olursa, Rahman onlara yayıp uzatarak MÜDDET VERİR. Nihayet o vaad edilen ya azabı ve ya da saati gördüklerinde, kimin mekan olarak daha kötü ve asker, ordu olarak daha zayıf olduğunu bilecekler." )

Dünyevi maddi menfaat obsesyonuna kapılmışlara "süre verilmesinin" Allah'ın bir tuzağı, planı olduğunu vurgulayan diğer ayetler ise şöyledir.

3/178 Ve la yahsebennellezine keferu ennema numli lehum hayrun li enfusihim innema NUMLİ lehum li yezdadu isma ve lehum azabun muhin

( Ve kesinlikle o inkar edenler nefisleri için onlara hayırlısından süre verdiğimizi sanmasınlar. Kesinlikle, onlara günahları artırmaları için SÜRE VERİYORUZ. Alçaltıcı hakir eden azap onlaradır. )

7/183 Ve UMLİ lehum inne keydi metin ( Ve onlara SÜRE VERİRİM. Kesinlikle tuzağım sağlamdır. ) 

2 Temmuz 2021 Cuma

Pedofilinin okült sebebi

Pedofili ( Çocuk seviciliği / Çocuk istismarı ), kökeninde şeytani negatif frekanslar bulunan ve sadece "sapık eğilim" ifadesiyle tanımlanamayacak kadar derin bir olgudur.

Pedo = Çocuk
Philia ( fili ) = Sevgi, Sevicilik

"Çocuk enerjisi ( frekansı )" saf ve pozitif niteliğiyle "cennet" adı verilen halin / ortamın / ruhsal durumun temel frekansını teşkil etmektedir.

"Çocuk" kelimesinin kutsal kitaplarda hem "cennet tasviri" kapsamında hem de "sonsuz yaşam" ile ilintili olarak yer aldığı ayetler mevcuttur.

Kur'an;

56/12 Fi CENNATİN na'im ( Bolluk CENNETLERİNİN içinde. )

.....

56/17 Yetufu aleyhim VELDANUN MUHALLEDUN ( Onların üzerinde EBEDİ ÇOCUKLAR dolaşırlar. )

İncil;

40 Matthew 18- 3 "Size doğrusunu söyleyeyim, dönüştürülüp, küçük ÇOCUKLAR GİBİ OLMADIKÇA, Göklerin Egemenliği'ne asla giremezsiniz."

İşte bu bağlamda, dünyanın cennet değil de cehennem olmasını isteyen pedofil şeytanlar çocuklara acı çektirerek, onları istismar ederek ve hatta öldürererek temel pozitif frekansları bloke etmeye ve korku frekansı başta olmak üzere negatif frekansları daim kılmaya çalışmaktadırlar. 

Dolayısıyla tarikatlerde, gizli cemiyetlerde, satanist ailelerde ve muhtelif ortamlarda gündeme gelen çocuk tecavüzü veya ölümü vakalarının büyük bölümü şeytani güçlerin ritüel formatındaki eylemlerinden ibarettir.



30 Haziran 2021 Çarşamba

Cennet kelimesinin okült anlamı 

"Cennet" kelimesi "Bahçe, Dünya yaşamından sonraki yaşam ortamı" anlamları ile bilinen ve Kur'an'da her iki anlamı ile de yer alan bir kelimedir. Ancak kelime kökü ( Cenn, Cinn ) itibarı ile "Cennet" kelimesi farklı bir anlam içermektedir.

Cenn = Gizlemek, Kaplamak, Örtmek, Korumak

et * = Fiil kökü isim yapan ek

* Emn / EmanET, Sefl / Sefalet, Kiyam / KiyamET vb.

Cennet = Gizleme, Gizlenme, Koruma, Korunma, Kaplanma, Örtülme

"Cenn" kökünden türemiş diğer kelimeler "Cinn" ( Görünmeyen, Örtülü olan ), "Cunnet" ( Kalkan ), "Cenin", "Cennân" ( Bahçevan ). "Cennet" kelimesinin bir karşılığının da "Bahçe" olması esasen "Bitki ile ÖRTÜLÜ toprak, zemin" anlamına dayanmaktadır. "Cenn" ( Örtmek ) fiili En'am suresinin aşağıdaki ayetinde yer almaktadır.

6/76 Fe lemma CENNE aleyhil leylu raa kevkeba kale haza rabbi fe lemma efele kale la uhibbul afilin

( Üzerine gece ÖRTTÜĞÜNDE. "Rab’bim budur." dedi. Ama kaybolduğunda " Ben kaybolanları sevmem." dedi. )

"Cennet" esasen "gizlenme - korunma hali veya ortamı" gibi bir anlam içermektedir. Dolayısıyla ilahi kozmik sistemin insanı içinde bulunduğu ortamdaki / plandaki / boyuttaki negatif frekanslardan ve kötü durumlardan etkilenmesini önlemesi onun cennette olması anlamına gelmektedir. Bu çerçevede "Cennet" kelimesinin esasen algıya dayalı bir duygu ( his ) olduğu ortaya çıkmaktadır. Bir başka deyişle bir varlığın kaba madde planı dünyadaki tekâmülünü tamamlayıp yarı süptil plan olan Sirius'a intikal etmesi aslında bir şey değiştirmemektedir. Orada da negatif ve pozitif frekans düalitesi bulunmaktadır. Dolayısıyla ruhsal tekâmül sonsuz bir süreç olduğu için bu sefer Sirius "Dünya" olmaktadır. Zira "Dünya" kelimesi "Alçakta, Yakında olan, İçinde bulunulan, İçinde bulunulduğu algılanan" anlamına gelmektedir. "Dünya" kelimesi "Dan" ( Alçak, Aşağıda, Yakın ) kökünden türemiş bir kelimedir.

Bir varlığın, bilinçli olarak içinde yaşamını sürdürdüğü ortam / plan onun "Dünyası", oradaki negatif frekanslardan korunma hali / algısı / duygusu ( hissi ) da onun "Cenneti" olmaktadır.

Böylelikle "Dünya = Cehennem" denklemi bu yaklaşımla da rasyonalize olmaktadır. Çünkü "Dünya" kavramı varlıkların tekâmül etmek suretiyle içinden çıkmaları, terketmeleri gereken ( özellikle ruhsal, algısal, duygusal anlamda ) ortamların ( boyut, plan ) genel adı niteliğindedir.

29 Haziran 2021 Salı

Korku dalgası yeniden

Coronavirus vakalarının azalmasıyla birlikte bu sefer "dördüncü dalga" başlığı altında "Delta Varyantı" adı verilen bir mutasyonun "yayıldığı" ve daha "öldürücü" olduğu "korku" kelimesinin kullanıldığı haber manşetleriyle duyurulmaktadır. Aşağıda 28.06.2021 tarihine ait, "korku" kelimesi kullanılmış manşetler yer almaktadır.



Evvelki bölümlerde defaatle belirtildiği üzere pandemi süreci paralelinde bilinçli ve kasıtlı bir "korkutma" operasyonu yürütulmektedir. Ve artık bu durum birçok kişi tarafından farkedilmektedir. Oysa ki korku, frekansı düşüren, immün sistemi zayıflatan ve varlıkları negatif dış etkenlere karşı savunmasız hale getiren düşük frekanslı şeytâni bir olgudur. Hatta sadece korku dahi hastalığa sebebiyet veren bir unsurdur.

Kur'an'da "La tehaf" ( Korkma / Korkmayın ) ifadesinin kullanıldığı muhtelif misaller vesilesiyle bu konuya dikkat çekilmekte ve Allahü Teala'nın rahmetinden mahrum kalma haricinde hiçbir şeyden korkulmaması gerektiği öğütlenmektedir. 

3/175 İnnema zalikumuş ŞEYTANU YUHAVVİFU evliyaehu fe LA TEHAFU HUM ve hafuni in kuntum mu'minin

( Kesinlikle bu size ŞEYTANDIR. Dostlarını KORKUTUR. O halde, eğer inananlar iseniz, onlardan KORKMAYIN da benden korkun. ) 

20/21 Kale huzha ve LA TEHAF se nuiyduha siratehel ula  

( "Onu yakala ve KORKMA. Onu ilk önceki haline döndüreceğiz." dedi. )

20/45 Kala rabbena innena NEHAFU en yefruta aleyna ev en yatğa

( "Rab’bimiz, kesinlikle biz üzerimize ileri gider diye veya azar diye KORKARIZ." dediler. ) 

20/46 Kale LA TEHAFA inneni meakuma esmeu ve era 

( "KORKMAYIN, kesinlikle ben sizinle birlikteyim, duyarım ve görürüm." dedi. ) 

28/7 Ve evhayna ila ummi musa en erdiiyh fe iza hifti aleyhi fe elkiyhi fil yemmi ve LA TEHAFİ ve la tahzeni inna radduhu ileyki ve cailuhu minel murselin

( Ve Musa' nın annesine onu emzirmesini vahyettik. Onun üzerine korktuğunda, "Onu denize bırak, KORKMA ve hüzünlenme. Kesinlikle biz onu sana geri döndürürüz. Onu gönderilenlerden kılarız." ) 

İstiklâl marşının "Korkma" kelimesiyle başlaması da ayrıca ilahi kozmik sistemin bir mesajıdır.

27 Haziran 2021 Pazar

Bin Yıl fenomeni

Kutsal kitaplarda yer alan "Bin sene" kavramı "Görecelik teorisine" ve "İnsanın genetik manipülasyona uğramamış gerçek enkarnasyon süresine ( yaşam süresi / ömür )" dikkat çekmekte gibidir.

Kur'an ayetleri;

Kozmik plandaki her 1 yılın kaba madde planı dünyadaki insan algısıyla 1000 yıla eşit olduğu aşağıdaki ayetlerde dolaylı misalleme ile bildirilmektedir. Zamanın, uzayda farklı konumlarda bulunan varlıklara göre farklı algılandığını ortaya koyan teoriye Görecelik Teorisi adı verilmektedir. 

2/96 Ve le tecidennehum ahrasan nasi ala hayah ve minellezine eşraku yeveddu ehaduhum lev yuammeru ELFE SENEH ve ma huve bi muzahzihihi minel azabi en yuammer vallahu besirun bima ya'melun

( Ve kesinlikle onları hayatta insanların en hırslıları olarak bulacaksın. O ortak koşanlardan her biri BİN SENE ömür sürmeyi arzular. Onlar uzun ömür sürerek o azaptan uzaklaşacak değillerdir. Allah o yaptıklarını görendir. )

29/14 Ve lekad erselna nuhan ila kavmihi fe lebise fihim ELFE SENETİN illa hamsine ama fe ehazehumut tufanu ve hum zalimun

( Ve Nuh' u kavmine gönderdik de onların içinde elli yıl hariç BİN SENE kaldı. Böylece onlar zalimlerken onları tufan yakaladı. ) 

Ayette, Hz. Nuh'un yaşam süresi olan 950 yılın "Elli hariç bin yıl" olarak ifafe edilmesi de "Bin Yıl" kavramının önemini ortaya çıkarmaktadır. Tevrat'ta Hz. Nuh'un yaşam süresi şöyle yer alır.

1 Genesis 9 28 Nuh tufandan sonra üç yüz elli yıl daha yaşadı.

1 Genesis 9 29 Toplam dokuz yüz elli yıl yaşadıktan sonra öldü.

Görecelik teoremine işaret eden ayetler şöyledir.

22/47 Ve yesta'ciluneke bil azabi ve len yuhlifellahu va'deh ve inne yevmen inde rabbike ke ELFİ SENETİN min ma teuddun

( Ve azabı senden acele isterler. Allah vaadine ihtilaf etmez. Kesinlikle Rab’binin indinde bir gün, o sizin saydıklarınızdan BİN SENE gibidir. ) 

32/5 Yudebbirul emra mines semai ilel erdi summe ya'rucu ileyhi fi yevmin kane mikdaruhu ELFE SENETİN min ma teuddun

( Gökten yere işleri düzenleyip yönetir. Sonra, o sizin saydığınızdan miktarı BİN SENE olan bir günde O'na yükselir. )

Tevrat ve İncil ayetleri;

Görecelik teoremine ilişkin ayetler aşağıdadır.

19 Psalms 90-4 Çünkü senin gözünde BİN YIL geçmiş bir gün, dün gibi, Bir gece nöbeti gibidir. 

61 2 Peter 3-8 Sevgili kardeşlerim, şunu unutmayın ki, Rab'bin gözünde bir gün BİN YIL, BİN YIL bir gün gibidir.

Ayrıca İncil'in Vahiy suresinde, spiritüalizmde "Altın Çağ" olarak isimlendirilmiş olan döneme "Bin Yıl" kavramı ile işaret edilmekte gibidir.

66 Revelations 20-2 Melek ejderhayı -İblis ya da Şeytan denen o eski yılanı- yakalayıp BİN YIL için bağladı. 

66 Revelations 20-3 BİN YIL tamamlanıncaya dek ulusları bir daha saptırmasın diye onu dipsiz derinliklere attı, oraya kapayıp girişi mühürledi. BİN YIL geçtikten sonra kısa bir süre için serbest bırakılması gerekiyor.

66 Revelations 20-4 Bazı tahtlar ve bunlara oturanları gördüm. Onlara yargılama yetkisi verilmişti. İsa'ya tanıklık ve Tanrı'nın sözü uğruna başı kesilenlerin canlarını da gördüm. Bunlar, canavara ve heykeline tapmamış, alınlarına ve ellerine onun işaretini almamış olanlardı. Hepsi dirilip Mesih'le birlikte BİN YIL egemenlik sürdüler.  

66 Revelations 20-5 İlk diriliş budur. Ölülerin geri kalanı BİN YIL tamamlanmadan dirilmedi.

66 Revelations 20-6 İlk dirilişe dahil olanlar mutlu ve kutsaldır. İkinci ölümün bunların üzerinde yetkisi yoktur. Onlar Tanrı'nın ve Mesih'in kâhinleri olacak, O'nunla birlikte BİN YIL egemenlik sürecekler.

66 Revelations 20-7 BİN YIL tamamlanınca Şeytan atıldığı zindandan serbest bırakılacak.