Çeviri

Tuesday, July 20, 2021

Bilgi sofrasındaki Bayram

Arapça "Ekl" ( Yemek ) kelimesi ile "Akl" ( Akletmek, İdrak etmek ) kelimeleri fonetik benzerlik arzetmekte olup, bu benzerlik diğer birçok kelimede olduğu gibi ortak kök ve anlam ilişkisine dayanmaktadır. Zira her iki kelimede "KL" köküne sahiptir.

Kutsal kitaplarda "Ekl" ( Yemek ) fiilinin batini olarak "Akletmek, İdrak etmek, Anlamak, İçselleştirmek" anlamını yansıttığı görülmektedir. "Yemek" fiili maddi ( fiziki ) olarak "Bedenin içine gıdanın alınması" eylemini, "Akletmek" fiili ise manevi olarak "Zihne, akla bilginin alınması"* eylemini tanımlamaktadır. ( Konuşma dilindeki "Aklı almak", "Aklında tutmak", "Aklına koymak" gibi ifadeler bir anlamda "Bilginin yenmesi" eylemini tanımlamakta gibidir. )

* Ayetlerde ilahi kozmik bilgilerin akledilmesi olgusu bilginin "Kalbe indirilmesi" ifadesiyle ifade edilmektedir. Zira kalp, ruhu / bilinci temsil etmektedir. Aşagıdaki ayetlerde "bilginin kalp ile alınması" ve "kalbin ilahi bilgiyle tatmin olması" kavramları yer almaktadır.

26/193 NEZELE bihir ruhul emin

( Onu güvenilir ruh İNDİRDİ. )

26/194 Ala KALBİke li tekune minel munzirin 

( Uyarıcılardan olman için senin KALBİNE, ) 

13/28 Ellezine amenu ve tatmeinu kulubuhum bi zikrillah e la Bİ ZİKRİLLAHİ TATMEİNUL KULUB

( Onlar inanırlar ve kalpleri, Allah' ın hatırlanması ile tatmin olur. İyi bilin ki, KALPLER ALLAH'IN HATIRLANMASI İLE TATMİN OLUR. )

Arapça'daki "Âkil" kelimesi hem "Yiyen" hem de "Akleden, İdrak eden" anlamlarını taşımaktadır.

Maide ( Sofras ) suresinin 112. ayetinde havarilerinin, "kalplerini tatmin etmek için" Mesih İsa'dan gökten indirilmesini talep ettikleri "Maide" ( Sofra ) esasen hidayet kaynağı olan ilahi kozmik bilgilerdir. Bir başka deyişle havarileri Mesih İsa'dan "Bilgi sofrası" talep etmişlerdir. Mesih İsa bu bilgi sofrasını "Bayram" olarak nitelemiştir. Zira ayetlerde ifade edildiği üzere gerçek "Bayram", ilahi kozmik bilgilerle ve Allah bilinciyle tatmin olmaktır.

5/112 İz kalel havariyyune ya iysebne meryeme hel yestetiy'u rabbuke en yunezzile aleyna MAİDETEN MİNES SEMA" kalettekullahe in kuntum mu'minin

( Havariler " Ey Meryemoğlu İsa, Rab’binin bize GÖKTEN SOFRA indirmeye istidatı olur mu?" dediler. "İnananlarsanız Allah’tan sakının." dedi. )

5/113 Kalu nuridu en NE'KULE minha ve TATMEİNNE KULUBENA ve NA'LEME en kad sadaktena ve nekune aleyha mineş şahidin

( "Ondan YEMEYİ ve KALPLERİMİZİ TATMİN ETMEYİ ve senin bize doğru söylediğini BİLMEYİ ve onun üzerine şahitlerden olmayı istiyoruz." dediler. )

5/114 Kale iysebnu meryemellahumme rabbena enzil aleyna MAİDETEN* MİNES SEMAİ tekunu lena İYDEN* li evvelina ve ahirina ve ayeten mink verzukna ve ente hayrir razikin 

( Meryemoğlu İsa "Allah' ım, Rab’bimiz, bizim üzerimize GÖKTEN SOFRA* indir de bize, bizden evvelkilere ve sonrakilere BAYRAM* ve senden ayet olsun. Bizi rızıklandır. Sen rızıklandıranların en hayırlısısın." dedi. )

5/115 Kalellahu inni munezziluha aleykum fe men yekfur ba'du minkum fe inni uazzibuhu azaben la uazzibuhu ehaden minel alemin 

( Allah "Kesinlikle ben onu üzerinize indireceğim. Fakat sonra sizden kim inkar ederse, kesinlikle ben ona alemlerden hiçbirine etmediğim azapla azap ederim." dedi. )

* "Maide" ( Sofra, Ziyafet ) kelimesinin kökünde "İyd" ( Bayram ) kelimesi bulunmakta olup, "Maide" kelimesi kök olarak "Bayram vesilesi olan" anlamını taşımaktadır. "İyd" kelimesiyle İngilizce'deki "Eat" ( Yemek ) kelimesi arasında bu bağlamda bir anlam ilişkisi olması da kuvvetle muhtemeldir.

"Maide" kelimesi Kur'an'da sadece 5/112 ve 5/114 kodlu ayetlerde geçmektedir. Ayet kodlarının nümerolojik değerlerinin sırasıyla 9 ve 11 olması "9/11" ve "11" nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir. Bu sayılar farklı boyuta ( gökte ) açılan kapıyı sembolize etmekte olup, ayetteki "Enzile maideten mines sema" ( Gökten sofra indirilmesi ) kavramıyla uyumludur. Ayrıca "Maide" kelimesinin bu ayetlerdeki sıra numarası sırasıyla 8 ve 11'dir. Her iki sayı da yeni döngü başlangıcının, düalitenin ve döngünün nümerik sembolleridir.

5/112 5/112 İz (1) kale (2) el (3) havariyyune (4) ya (5) is (6) ibne (7) meryeme (8) hel (9) yesteti'u (10) rabbu (11) ke (12) en (13) yunezzile (14) aley (15) na (16) MAİDETEN (17) .....

5/114 Kale (1) is (2) ibnu (3) meryeme (4) allahumme (5) rabbe (6) na (7) enzil (8) aley (9) na (10) MAİDETEN (11) .....

Hz. Adem ve eşinin "yasak ağaçtan yemeleri" ifadesi de esasen "sakıncalı bir bilginin edinilmesi" anlamını içermektedir. ( Bu ifade, "cinlerin soyağacına yaklaşma / cinler ile temasta bulunma" anlamını da içermektedir. ) Zira ayette, yeme eylemi akabinde bir bilinç ve idrak değişikliği ( ayıpların algılanması ) olduğu bildirilmektedir.

20/121 Fe EKELA minha fe BEDET LEHUMA SEV'ATEHUMA ve tafika yahsifani aleyhima min verakil cenneti ve asa ademu rabbehu fe ğava

( Ondan YEDİLER DE AYIPLARI ONLARA ORTAYA AÇIĞA ÇIKTI. Bahçenin yapraklarından üzerlerine örtüp yamamaya başladılar. Adem Rab’bine isyan etti de şaşırdı. )

Tevrat'ta da, "Yemek" fiilinin, "bilginin akledilmesi, idraki" anlamında yer aldığı ayetler bulunmaktadır.

26 Ezekiel 2-8Sen, ey insanoğlu, sana söyleyeceğimi dinle! Bu başkaldıran halk gibi asi olma! AĞZINI AÇ, SANA VERECEĞİMİ YE!" 

26 Ezekiel 2-9 Baktım, bana doğru uzanmış bir el gördüm; içinde TOMAR HALİNDE BİR KİTAP vardı.

26 Ezekiel 2-10 TOMARI önümde açtı, her iki yanı da yazılıydı. Orada ağıtlar, iniltiler, figanlar YAZILIYDI.

26 Ezekiel 3-1 Bana, "Ey insanoğlu, sana verileni YE. Bu TOMARI YEDIKTEN sonra git, İsrail halkına seslen" dedi.

26 Ezekiel 3-2 Böylece ağzımı açtım, YEMEM için TOMARI bana verdi.

26 Ezekiel 3-3 Bana, "Ey insanoğlu, sana verdiğim TOMARI YE, mideni onunla doldur" dedi. Bunun üzerine TOMARI YEDİM. Bal gibi tatlı geldi bana.

26 Ezekiel 3-4 Sonra şöyle dedi: "Ey insanoğlu, İsrail halkına git, onlara sözlerimi ilet.

No comments:

Post a Comment