3 Ocak 2020 Cuma

Hiyerarşi obsesyonu

Ast ve üst esasına dayalı yapılanmaya verilen isim olan "Hierarchy" ( Hiyerarşi ) kelimesi "Arapça'daki "Hiyerah" ( Tercih, Seçme ) kelimesinden türemiştir. Ruhsal tekamülün alt kademelerinde olan toplumlarda hiyerarşi olgusu, cin neferi olmuş küresel şeytanlar tarafından fiziksel özellikler, mevki, gelir seviyesi, eğitim seviyesi, sosyal statü, ünvan vb. gibi gerçekle ilgisi olmayıp cin telkini olan batıl ve ayrıştırıcı kriterlere göre tezahür ettirilmektedir. Oysa ki her varlık, Allahü Teala'nın kendisine verdiği yetenekler nispetinde, bir diğerine göre üstünlük veya aşağılıklık duygusu içinde olmadan içinde bulunduğu topluma fayda sağlamakla mükelleftir. Bir başka deyişle 3 birim kapasitesi olan 3 birimi, 10 birim kapasitesi olan da 10 birimi*, herhangi bir üstünlük  sıfatı edinmeyi istemeksizin ve ekstra menfaat beklemeden topluma bahşetmek durumundadır. Zira Allah vergisi olan yeteneklerden dolayı kendini üstün görmek ve buna bağlı olarak diğerlerine göre daha fazla maddi ve manevi menfaat beklentisi içinde olmak şeytani bir zihniyettir. Ancak nefsaniyetin maksimum düzeyde olduğu kaba madde alemi dünyada bu düşünce formatının aşılmasının zorluğu aşikardır. Bu nedenle varlıkların temel hedefi, olması gereken ideal için, sonucunun ne olacağı hususunda endişe duymadan ( Sonucu Allah belirler, varlıklar gayretlerinden sorumludur. ) gayret sarfetmek ve bu yolda yılmadan, usanmadan çalışmaktır. ( * 10 birim kapasitesi olan 5 birim performans gösterirken, 3 birim kapasitesi olan 3 birim performans gösteriyorsa 3 birimlik olan çok daha muteberdir ve Allahü Teala tarafından çok daha fazla razı olunmuştur. )

Hiyerarşi kelimesinin esas yazılışı "Hierarchy" şeklinde olup, bu kelime "Hier" ( Yüksek ) ve "Arch"* ( Yay, Taht, Makam ) kelimelerinden oluşmaktadır. ( * "Arch" kelimesi Arapça'daki "Arş" kelimesiyle aynı köktendir. ) Yani "Hierarchy" kelimesi "Yüksek makamlılık" anlamına gelmektedir.

Nefsaniyetin en önde gelen tezahürü olan kibir duygusunun metodik bir yansıması olan "Hiyerarşi sistemi" küresel şeytanların kaba madde alemi dünyadaki insanları kontrol altına alabilmek için tesis ettikleri negatif enerji jeneratörü niteliğinde olan bir kavramdır. Zira sürüngen ( reptil ) şeytanların  üç önemli özelliği ritüel tutkusu, soğukkanlılık ve hiyerarşidir. Şeytanlar insanlara, aralarında mutlaka "ast üst ilişkisi olması gerektiğini", "yönetenlerin ve yönetilenlerin olması gerektiğini" aksi takdirde hiçbir işin yapılamayacağını telkin etmişlerdir ve etmektedirler. Bu telkin insanları, bir kısır döngü içinde birbirleri üzerinde tahakküm kurma gayretine, ihtilafa ve kaosa sevketmektedir.  Zaten şeytanların amacı da dünyada sonu gelmeyecek daimi bir kaos ve savaş ortamının teminidir. Okült ezoterik bir terim olan  "Ordo ab Chao" ( Kaosa Dayalı Düzen ) terimi şeytanların insan neslini manipüle etmedeki yegane yöntemini tasvir etmektedir.

Askeriyede kullanılan şu söylem bile "Hiyerarşi" kavramının yani "Aşağılama"nın nasıl içselleştirildiğinin ispatı niteliğindedir.

"İki kişi bir işi yapacaksa, içlerinden biri komutandır."

Piramit veya Üçgen formu esas itibarıyla tabandaki varlık kitlesinin tekamül ederek tepede birliği ( ünite / vahdet ) oluşturmasını sembolize ederken, doğrunun ve iyinin tersini ilke edinmiş olan şeytanlar bu şekli "tepedeki bir azınlık kitlenin varlık toplumunu yönetmesi, köleleştirmesi" olarak tanımlamaktadırlar.

Oysa ki, sevgi enerjisinin pozitif titreşimlerini daha yoğun algılayarak tekamül sürecinde yükselmeye başlamış olan insanlar "hiyerarşi" yerine "birliktelik" yoluyla işlerin daha etkin şekilde yapıldığını keşfetmişlerdir. Zira hiyerarşi sisteminin olduğu ortamlarda insanlar işin icrasına odaklanmak yerine birbirlerinin açığını bularak birbirlerini zayıf düşürmeye ve böylelikle üstün olduklarını, hiyerarşi sisteminde kendilerinin üstünde olanlara ispat etmeye ve onlar tarafından verilecek uyduruk ünvanların peşinde koşmaya odaklanmışlardır. Böyle bir sistemde sevgi, şefkat, merhamet, paylaşım, özveri, anlayış, yardımlaşma olabilir mi? Birliktelik sisteminde ise nefsaniyet olmadığı ve ünite ( birlik ) bilinci egemen olduğu için işle ilgili kararların alınmasında kolektif bilinç, ortak akıl ve vicdan mekanizması devrede olmaktadır. Böylelikle ihtilaf durumları bile sevgiyle ve anlayışla aşılmakta ve bireyler arasında mutlak ast üst ilişkisi yerine bireyler karşılıklı olarak birbirlerinin yönlendiricileri olmaktadırlar. Bir başka deyişle "biri hepsi, hepsi biri" durumu söz konusudur. Bu durum üst süptil boyutlardaki vazifeli varlıkların ( meleklerin ) çalışma sistemidir.

Bakara suresinin 136. ayetinde Habercilerin dahi aralarında bir üstünlük durumu olmadığı hepsinin kendilerine bahşedilen imkanlar ve yetenekler doğrultusunda vazifelerini ifa ettikleri bildirilmektedir.

2/136 - Kulu amenna billahi ve ma ünzile ileyna ve ma ünzile ila ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ma utiye musa ve ıysa ve ma utiyen nebiyyune min rabbihim la nüferriku beyne ehadin minhüm ve nahnü lehu müslimun
( "Allah’a  ve o bize indirdiğine ve o İbrahim’e ve İsmail’e ve İshak’a ve Yakub’a ve torunlarına indirdiğine, o Musa’ ya ve İsa’ya verilene ve Rab’lerinden o habercilere verilene inandık. Aralarında onlardan hiçbirini ayırmayız ve bizler O'na teslim olanlarız." deyin. )

Kasas suresinin 83. ayetinde ise ahiret yurdunun yani tekamül etmiş varlıkların bulunduğu üst boyutun "büyüklük, mevki riyaset ( başa geçme )" saplantısında olmayanlara ait olduğu bildirilmektedir.

28/83 - Tilked darul ahıratü nec'alüha lillezıne la yürıdune ulüvven fil erdı ve la fesada vel akıbetü lil müttekın ( Ahiret yurdu budur. Onu, yerde ululuk, büyüklük ve bozgun istemeyenler için oluştururuz. Sonuç sakınanlar içindir. )

Tevrat'ın 20. suresinde ise "Karınca" misali verilerek, "başkansız" iş yapmanın ve birlikteliğin mümkün olduğu bildirilmektedir. ( Zira hedefin ortak olarak belirlenmesi ve paylaşılması durumunda zaten tekamül etmiş her birey bir bütünün parçası olarak o hedef doğrultusunda gayret göstercektir. )

20-Özdeyişler-6-6 Ey tembel kişi, git, karıncaya bak, Onun yaşamından bilgelik öğren.
20-Özdeyişler-6-7 Başkanları, önderleri ya da yöneticileri olmadığı halde,
20-Özdeyişler-6-8 Yazın erzaklarını biriktirirler, Yiyeceklerini toplarlar biçim mevsiminde.
20-Özdeyişler-6-9 Ne zamana dek yatacaksın, ey tembel kişi? Ne zaman kalkacaksın uykundan?

İlahi nizamda ise varlıklar ruhsal tekamül seviyelerine göre derecelendirilmek suretiyle farklı boyutlarda yaşamlarını sürdürürler. Nefsaniyetleri yok seviyesine inmiş olan ( Nefsaniyet ancak yokluk mertebesinde ortadan kalkmaktadır. ) üst boyutlardaki süptil varlıklar, kendi aralarında veya alt boyutlara yönelik olarak asla ve asla hiyerarşik bir anlayış barındırmazlar. Yani gerek kendi aralarında gerek alt boyuta yönelik olmak üzere tahakküm ( hükmetme ) anlayışı mevcut değildir. Aksine üst boyuttaki varlıklar kendilerini alt boyuttaki varlıkların hizmetkarı addederler ve maksimum sevgi, özveri, cehid ve gayretle alt boyuttaki kardeşlerinin tekamül ederek üst boyutlara geçebilmeleri için çalışırlar.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder