14 Temmuz 2023 Cuma

Adem kelimesine farklı bir bakış

"Âdem" kelimesinin, "İdam" kelimesiyle kök ilintisine ve "Yokluk" anlamına geldiğine evvelce bazı bölümlerde değinilmişti. Ancak ortak kök dil anlayışı bazında etimolojik analiz yapıldığında farklı anlamların da oluşabildiği müşahade edilebilmektedir.

D ve T harflerinin dillerde, telâffuz olarak birbirlerini ikame ettikleri düşünüldüğünde "Adem / Atem / Adam / Atam" kelimelerinin eşanlamlı oldukları da ortaya çıkmaktadır. 

Derin semantik yaklaşımla, "Ad / At" kökünden olan aşağıdaki kelimelerin anlamlarının ortak olduğu sezilebilmektedir

Ad = Bir kelimenin tanımlayıcı olarak bir şey üzerine verilmesi, ATılması

At+mak = Bir şeyi bir yere iletmek, vermek

Adamak = Kendini ortaya ATmak, Sorumluluk almak

Atamak = Adını ortaya koymak, Adıyla sorumluluk almak, Sorumluluk vermek 

A'ta ( ara. ) = Vermek

Adım / Atım / Atılım = İlerleterek bir şeyi geride bıraktıran olgu, İleri doğru yapılan hareket

"Tut" kökünden türemiş olan "Tutmak" ve "Tutam" kelimeleri "Adem /Atam" ilişkisini desteklemektedir.

Keza "Kad" ( Geçmiş olmak ), "Kadim" ( Eski, Geçmişte kalmış ), "Kadem" ( Adım, İlerleterek bir şeyi geride bıraktıran olgu ) kelimeleri de KD / KAD köküne "M" soneki ilavesiyle oluşan ortak kök anlamlı kelime örnekleridir.

"Adem" kelimesinin "Atanan / Adanan" ( Sorumluluk verilen, Adanan , Atanan ) anlamı aşağıdaki ayetlerde görülebilmektedir.

Kur'an'da "Adem" kelimesinin ilk kez geçtiği Bakara suresinin aşağıdaki ayet setinde Adem'e isimlerin öğretilmesi ve daha sonra kendisinden onları meleklere "haber vermesi" istenmektedir. Haberciliğin ( Nebiliğin, Peygamberliğin ) ilk tezahürü olan bu durum bir bilgiden ve bilginin paylaşımından dolayı sorumlu olarak atanmak olgusunu yansıtmaktadır.

2/31 Ve ALLEME ADEM EL ESMAE KULLEHA summe aradahum alel melaiketi fe kale enbiuni bi esmai haulai in kuntum sadikin

( Ve ADEM'E İSİMLERİN HEPSİNİ ÖĞRETTİ. Sonra onları meleklere arzedip sundu. "O halde, eğer doğrular iseniz, bunları bana isimleriyle haber verin." dedi. )

...

2/33 KALE YA ADEMU ENBİ'HUM Bİ ESMAİHİM fe lemma enbeehum bi esmaihim kale e lem ekul lekum inni a'lemu ğaybes semavati vel erdi ve a'lemu ma tubdune ve ma kuntum tektumun

( "EY ADEM, ONLARA İSİMLERİ İLE HABER VER." dedi. Böylece onlara onları isimleri ile haber verdiğinde "Size göklerin ve yerin gaybını kesinlikle ben bilirim demedim mi? O açıkladığınızı ve o gizlemiş olduğunuzu da bilirim." dedi. )

Taha suresinin aşağıdaki ayetinde Adem'in, "atanmış" olduğu hususta gereğini yapmadığı, unuttuğu bildirilmektedir.

20/115 Ve lekad ahidna ila ADEME min kablu fe nesiye ve lem necid lehu azma

( Ve önceden ADEM' e ahdettik de unuttu. Onda azim bulamadık. )

Ahzab suresinin aşağıdaki ayetinde ise yine insana ( Adem'e ) bir sorumluğun verilmesinden yani "atanmadan" bahsedilmektedir. 

33/72 İnna aradnel emanete ales semavati vel erdi vel cibali fe ebeyne en yahmilneha ve eşfakne minha ve HAMELEHEL İNSAN innehu kane zalumen cehula

( Kesinlikle göklere, yere ve dağlara emaneti biz gösterdik de onu yüklenip taşımaya yanaşmadılar, direttiler, çekindiler ve ondan korktular. ONU İNSAN YÜKLENDİ. Kesinlikle o zalimdir cahildir. )

Almancada "Atem" kelimesinin "Nefes" anlamına gelmesi de Rab'bin insana "ruhunu, kelimesini atması* / ruhundan üflemesi" kavramlarıyla ve "Adem" kelimesiyle uyum arzetmektedir. Zira teşbihi olarak Adem Rab'bin nefesi gibidir.

* 4/171 kodlu ayette Mesih İsa, "Rab'bin Meryem'e attığı kelimesi ve O'ndan ruh" olarak tasvir edilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder