"Din" kelimesi "Borç, Haysiyet" anlamlarına gelen ve insanın, yaratıcısı Allahu Teala'nın kendisine bahşettiği yaşam nimetine karşılık O'na olan borcunu simgeleyen bir kelimedir. Ayrıca din, Allah'ın indirdiği ilahi kozmik bilgiler hazinesi olan kutsal kitaplardaki yönlendirici öğretiyi de temsil eden bir kavramdır.
İlahi kozmik bilgiler yaratılıştan itibaren yeryüzünde var olan tüm insan topluluklarına haberciler ve resuller vasıtasıyla iletilmiştir. Ancak toplulukların bu bilgileri iyi veya kötü niyetli olarak farklı yorumlamalarından, bilginin özünü idrak etmeye çalışmak yerine muhtelif şekilsel uygulamalar türetmelerinden ve bölünmelerinden dolayı esasen tarikatten başka bir şey olmayan sözde farklı dinler oluşmuştur. "Sözde" ifadesi kullanılmıştır çünkü din tektir.
30/32 MİNELLEZİNE FERRAKU DİNEHUM VE KANU ŞİYEA kulli hizbin bima ledeyhim ferihun
( O ONLARDAN OLANLAR DİNLERİNİ AYIRDILAR VE GRUPLAR, BÖLÜKLER OLDULAR. Her grup, o yanında olanla ferahlayıp sevinir. )
Din Allah'a, ahirete, ruha, kitaba, meleklere, habercilere - resullere ve ögretilerine inanmak, ilimde kendini geliştirmek, iyi, doğru, yardımsever, özverili ve ahlaklı olmaktır. Bu olguları dışarıda bırakan inanç sistemleri zaten kısaca satanizm olarak tanımlanmaktadır. Kolektif bilincin ( ünite bilinci ) aktive ettiği ortak değerler hazinesi olan vicdan mekanizması dinin özünün ne olduğunu, kalbi mühürlenmemiş olanlara zaten daima hissettirmektedir.
Dinin tanımı, Bakara suresinin 177. ayetinde "İyiliğin" tanımı vasıtasıyla bildirilmektedir.
2/177 Leysel BİRRA en tuvellu vucuhekum kibelel meşriki vel mağribi ve lakinnel BİRRA men amene billahi vel yevmil ahiri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyin ve atel male ala hubbihi zevil kurba vel yetama vel mesakine vebnes sebili ves sailine ve fir rikab ve ekames salate ve atez zekah vel mufune bi ahdihim iza ahedu ves sabirine fil be'sai ved darrai ve hiynel be's ulaikellezine sadeku ve ulaike humul muttekun
( Yüzünüzü doğu ve batı yönüne, doğrultusuna çevirmenizde İYİLİK yoktur. Lakin İYİLİK, o Allah’a, sonraki güne, meleklere, kitaba, habercilere inananlara, sevdiklerine, yakınlarına, yetimlere, yoksula, yolda kalmışa, dilenenlere, boyunduruk içindekilere sevgiyle mal verenlere, duaya kalkanlara, zekatı verenlere, ahdettiklerinde ahdlerini ifa edenlere, zorlukta, sıkıntıda, darlıkta ve zor savaş zamanında sabredenleredir. İşte onlar doğrudurlar ve işte onlar sakınırlar. )
Bugün Yaratıcı Tanrı inancını içeren ancak farklı dinler olarak tanımlanan kavramlar detaylı olarak incelendiğinde hepsinin temelinin ortak olduğu, özde bir farklılık olmadığı ancak bazı kabullere, çarpıtmalara dayalı sapmalar ve ritüel farklılıkları olduğu görülmektedir. Zira ilahi nizamın bahşettiği frekanslar aslında zaten insanın vicdanında ( kalbinde ) mevcut olan bilgilerin açığa çıkmasına vasıta olmaktadır. İşte Kur'an, indirilişine kadar resullerin vahye dayalı söylemleri veya kendilerine indirilen kitaplar vasıtasıyla gelmiş olan tüm ilahi kozmik bilgileri ve yaratılışın kodlarını içeren kutsal ruh tarafından konsolide edilmiş bir hazinedir.
Küreselcilerin Tek Din diye lanse ettikleri ise Allah bilincinin ve inancının olmadığı dolayısıyla nefsani, dünyevi ve maddi heveslerin ilah edinildiği yani şeytana kulluktan ibaret olan satanizmdir. Bu hususa Furkan suresinin 43. ayetinde değinilmektedir.
25/43 E raeyte MEN İTTEHAZE İLAHEHU HEVAH e fe ente tekunu aleyhi vekila
( O HEVESİNİ İLAHI EDİNENİ gördün mü? O halde, sen onun üzerine vekil mi olursun? )
Yukarıda da zikredildiği üzere mevcut dinler!? kaynaklarda aşağıdaki gibi kategorize edilse de, esasen bunların ( tek tanrıyı reddedenler hariç ) tarikat yapılanmalarından ibaret oldukları görülmektedir.
Bahailik = 19. yüzyılda Bahâullah tarafından İran'da başlatılan bu akım esasen bir tarikat olup bütün insanlığın ruhanî birliğini ve tek tanrıyı vurgulamaktadır.
Durzilik = Muhammed bin İsmâ‘il Neştekin ed-Derezî tarafından tenasüh ( reenkarnasyon ) inancı üzerine başlatılan ve Altıncı Fâtımî Hâlifesi EbûʿAlî el-Mansûr el-Hâkim bi-EmrʿAllâh'ın ilah olduğunu kabul eden bir akımdır.
Hristiyanlık = İncil, Mesih İsa ve tek Tanrı inancına dayalı bir sistem olup muhtelif alt mezhepleri bulunmaktadır.
Sabiilik = Yıldızların, gök cisimlerinin ilah addedildiği bir akımdır.
Rastafaryanizm = Tevrat bazlı ve Jamaika kökenli bir akım olup, Afrika'da zencilerin kurtuluşuna liderlik edecek zenci bir kralın tahta çıkacağına yönelik kehânetinin gerçekleşeceğini iddia eder.
Yahudilik = Tevrat, Hz. Musa ve tek Tanrı inancına dayalı bir sistem olup muhtelif alt mezhepleri bulunmaktadır.
Manizm = Pers İmparatorluğu içinde, "Peygamberlerin Mührü" yani "son peygamber" olduğuna inanılmış olan Mani tarafından kurulmuş olan ve tek Tanrı inancını benimsemiş akımdır.
Mitraizm = Pers kültürü de tezahür etmiş olan, Mitra isimli varlığı yaşam ve bereket veren ilah addeden bir oluşumdur.
Zerdüştlük ( Zoroastrianizm ), Mecusilik = Yaşayan Yıldız" veya "Altın Işığın Adamı" anlamına gelen Zerdüşt isimli bir habercinin öğretisine dayanan ve ateşin ( Güneş ) ilah addedildiği, satanizm tesirli akımdır.
Yezidilik = Şeytanın ilah addedildiği ve Melek-i Tavus olarak adlandırıldığı oluşumdur.
Şamanizm = Maddi varlıkların ötesindeki ruhlara inanç ( Animizm ) temeline ve inisiyasyon geleneğine bağlı bir sistemdir. Şaman, vecd ve trans vasıtasıyla ruhlarla iletişime geçen dini lidere verilen isimdir.
Budizm = Siddhartha Gautama Buddha tarafından kurulmuş olan inanç sistemi yerine yaşam deneyimi sistemini esas alan yani Tanrı inancı içermeyen akımdır.
Hinduizm = Hindistan kökenli oan ve her şeyin bir tanrısı olduğuna inanılan çok tanrılı inanç sistemidir.
Şintoizm = "Tanrıların yolu" anlamina gelen Japonların animist ve şamanist inancı olup Kami adı verilen ruhlar ilah addedilir.
Taoizm = Antik Çin'de Dao'nun tüm kainatın doğduğu ana olduğuna ve döngüsellik ilkesiyle her şeyin Dao'ya döneceğine ve yeniden doğacağına inanılan sistemdir.
Aşağıdaki ayetler yukarıdaki hususlara ilişkin bilgiler içermektedir.
Fatir suresinin 24. ve İbrahim suresinin 4. ayetinde ilahi kozmik bilgileri aktarmak üzere "tüm insan topluluklarına uyarıcı vazifesi olan haberciler, resuller gönderildiği" ve bilgilerin bu uyarıcılara kendi dillerinde aktarıldığı bildirilmektedir.
35/24 İnna erselnake bil hakki beşiran ve nezira ve İN MİN UMMETİN İLLA HALA FİHA NEZİR
( Kesinlikle biz seni gerçekle müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. İÇİNDE UYARICI GELİP GEÇMİŞ OLMAYAN TOPLULUK YOKTUR. )
14/4 Ve MA ERSELNA MİN RASULİN İLLA Bİ LİSANİ KAVMİHİ li yubeyyine lehum fe yudillullahu men yeşau ve yehdi men yeşa' ve huvel azizul hakim
( Ve HİÇBİR RESULÜ KAVMİNİN LİSANI HARİCİNDEKİ İLE GÖNDERMEDİK ki onlara açıklasınlar. Allah dilediği kimseyi saptırır, dilediği kimseyi yönlendirir. O yücedir hakimdir. )
Taha suresinin 113. ayetinde ilahi prensibe istinaden Kur'an'ın da Hz. Muhammed'e Arapça olarak indirildiği bildirilmektedir.
20/113 Ve KEZALİKE ENZELNAHU KUR'ANEN ARABİYYENve sarrafna fihi minel veiydi leallehum yettekune ev yuhdisu lehum zikra
( Ve KUR'AN'I İŞTE BÖYLE ARAPÇA İNDİRDİK. Onun içinde vaadlerden, tehditlerden sarfettik. Umulur ki sakınırlar veya onlara hatırlamadan söz ederler. )
Fussilet suresinin 44. ayetinde de Araplara yabancı dilde bir kitabın indirilemeyeceği vurgulanmaktadır.
41/44 Ve lev cealnahu kur'anen a’cemiyyen le kalu lev la fussilet ayatuh A'CEMİYYUN VE ARABİYY kul huve lillezine amenu huden ve şifa vellezine la yu'minune fi azanihim vakrun ve huve aleyhim ama ulaike yunadevne min mekanin beiyd
( Ve şayet onu yabancı Kur'an kılsaydık, "Ayetlerini ayrıntılandırmalı değil miydi?" derlerdi. YABANCI VE ARAPLARA? De ki: "O, inananlar için yönlendirmedir ve şifadır. O inanmayanlar, onların kulaklarının içinde ağırlık vardır. O onlara körlüktür. İşte onlara uzak mekandan seslenilir.” )
Misalen, İncil'in Kur'an'dan evvel indirilen ve aynı ilahi kozmik bilgileri içeren bir kutsal hazine olduğu, ilgili topluluğun İncil ile de hüküm verebileceği ifadesiyle bildirilmektedir.
5/47 VEL YAHKUM EHLUL İNCİLİ BİMA ENZELELLAHU FİH ve men lem yahkum bima enzelellahu fe ulaike humul fasikun
( Ve İNCİL SAHİPLERİ, ALLAH'IN ONUN İÇİNDE İNDİRDİKLERİYLE HÜKMETSİNLER. Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar günahkarlardır. )
No comments:
Post a Comment