Kaynaklarda, hadis âlimlerine! göre Ebced hesabı ve İlm el Nucum ( Astroloji / Yıldızbilim ) ile iştigalin sihir olduğu ve caiz olmadığı belirtilmektedir. Hatta bazı hadislerde! şirke varacak seviyede had aşılarak bu ilimlerle uğraşanların "Allah katında nasibleri olmadığı" yönünde hüküm vermeye dahi cüret edilebilmektedir. Örnekler;
İbni Abbas (R.A.) 'dan rivayet edilen bir hadis:
"Muhakkak ki ebced hesabı yapan ve yıldızlara bakan kimselerin Allah katında hiçbir nasibi yoktur."
( Beyhaki, Sünen (7/240) İbn Receb Fethul Bari (3/142); İbn Hacer, Fethul Bari (11/351); Suyuti İtkan (1/241); Taberani (9/254) )
"Ebcedi yazan ve yıldızlara bakan kimselere Allah katında bir nasiplerinin olduğunu bilemiyorum."
(Beyhakî, s.239)
"Nice Ebced hesabını öğreten, yıldızlara bakan (onlardan hükümler çıkarmaya çalışan) kimseler var ki, kıyamet günü Allah katında bir nasibi yoktur."
(bk. Taberanî, el-Kebir, h. no: 10980).
"Kim yıldızlardan bir ilim iktibas ederse (Yıldızlara bakarak bazı hükümler çıkarırsa), o sihirden bir şube/bölüm almış olur. Yıldızlar ilminden ne kadar fazla alırsa, sihirden o kadar payı fazla olur."
(Beyhakî, Sünen, 7/238)
.....
.....
Ancak bu noktada caiz olmayan husus putperestlik niteliğinde olan yıldızları ilah addetme sapıklığıdır ki buna da Sabilik adı verilmektedir. Sihir ise Kur'an ilminin kötü amaçlı kullanımıdır ki bunun da zaten habis amel olduğu yani caiz olmadığı ayetlerde açıkça belirtilmektedir. Dolayısıyla yukarıda örnekleri yer alan sözde hadislerdeki ifadelerin "kasten ilim engelleyici" nitelikte olduğu dahi düşünülebilmektedir.
İlmin kötüsünün olmadığı, tüm ilimlerin Rab'bin bahşettiği nimeti olduğu daima hatırlanmalıdır. Önemli olan ilmin ne amaçla kullanılmaya çalışıldığıdır. Buna en net örnek "bıçak" örneğidir ki bıçakla ekmek de kesilebilir, suç da işlenebilir. Mesele bıçağın kimin elinde olduğudur.
Kur'an'da, ismi yıldız olan ve yıldız ile ilgili olan 3 sure bulunmakta olduğu gibi, Kur'an'da "Necm" ( Yıldız ) kelimesinin yer aldığı ayetler incelendiğinde bu kelimenin "ilim vasıtası", "vahiy vasıtası" anlamında kullanıldığı da görülmektedir.
Yıldız ile ilintili sure isimleri;
53 Necm ( Yıldız )
85 Buruc* ( Yıldız kümeleri )
86 Tarık** ( Sabah Yıldızı )
* Astrolojide yıldız kümeleri ( takımyıldızlara ) "Burc" olarak tanımlanmaktadır.
** İncil'de Mesih İsa, "sabah yıldızı" ile de sembolize edilmektedir.
66 Revelations 2-28 Galip gelene SABAH YILDIZINI da vereceğim.
66 Revelations 22-16 "Ben İsa, kiliselerle ilgili bu tanıklığı sizlere iletsin diye meleğimi gönderdim. Davut'un kökü ve soyu Ben'im, parlak SABAH YILDIZI BEN'im."
Nahl suresinin 16. ayetinde işaretlerin, sembollerin yıldızlar ile ilişkisine dikkat çekilmektedir.
16/16 Ve alamat ve bin NECMİ hum yehtedun
( Ve alametler***. Onlar YILDIZLA yönlenirler. )
*** Alamet = İz, Nişan, İşaret, Sembol
İncil'in aşağıdaki ayetlerinde Mesih İsa'nın doğumunu yıldız vasıtasıyla öğrenen kötü niyetli müşrik bilgelerden, Kur'an ifadesiyle "ilim üzerine sapmışlardan" bahsedilmektedir.
40 Matthew 2-1 İsa'nın Kral Hirodes devrinde Yahudiye'nin Beytlehem Kenti'nde doğmasından sonra bazı bilge adamlar doğudan Yeruşalim'e gelip,
40 Matthew 2-2 şöyle dediler: "Yahudiler'in Kralı olarak doğan çocuk nerede? Doğuda O'NUN YILDIZINI GÖRDÜK ve O'na tapınmaya geldik."
Saffat suresinde Hz. Musa'nın yıldızlara bakarak ruhsal durumu ile ilgili teyid aldığı bildirilmektedir.
37/88 Fe nezara nazraten fin NUCUM
( YILDIZLARA bakışlarla baktı. )
37/89 Fe kale inni sekim
( "Kesinlikle ben hastayım." dedi. )
Necm suresinin aşağıdaki ayetlerinde ise "Necm" ( Yıldız ) kelimesi vahiy vasıtası olan vazifeli varlığı ( melek ) nitelemektedir.
53/1 Ven NECMİ iza heva
( Ve YILDIZ aşağı indiğinde. )
53/2 Ma dalle sahibukum ve ma ğava
( Arkadaşınız sapmadı ve azmadı. )
53/3 Ve ma yentiku anil heva
( Ve hevese göre konuşmaz. )
53/4 İn huve illa VAHYUN YUHA
( Kesinlikle o ancak VAHYEDİLMİŞ VAHİYDİR. )
53/5 Allemehu şedidul kuva
( Onu kuvveti şiddetli olan öğretti. )
53/6 Zu mirrah festeva
( Akıl ve görüş sahibidir. Böylece doğrulup dikildi. )
53/7 Ve huve bil ufukil a'la
( Ve o en yüksek ufuktadır. )
53/8 Summe DENA FE TEDELLA
( Sonra YAKLAŞTI DA SARKTI. )
53/9 Fe kane kabe kavseyni ev edna
( Artık mesafesi iki yay kadar veya daha yakındı. )
53/10 Fe EVHA ila abdihi MA EVHA
( Böylece kuluna o VAHYETTİĞİNİ VAHYETTİ. )
Doğrudan İlm el Nucum ( Astroloji )'a işaret edilen Vakia suresinin aşağıdaki ayetlerinde "yıldızların mevkileri üzerine yemin etmenin" ilme dayalı büyük bir yemin olduğu belirtilmekte ve son ayette konu Kur'an ile ilintilendirilmektedir. Zaten Astrolojinin kapsamı, yıldızların konumları üzerine yapılan analizlerden ve yorumlardan oluşmaktadır.
56/75 Fe la uksimu bi MEVAKİ'İN NUCUM
( YILDIZLARIN MEVKİLERİNE mevkilerine yemin ederim. )
56/76 Ve innehu LE KASEMUN kasemun lev ta'lemune AZİM
( Ve şayet bilirseniz, kesinlikle o BÜYÜK YEMİNDİR. )
56/77 İNNEHU LE KUR'ANUN KERİM
( KESİNLİKLE O FAYDALI KUR'AN'DIR. )
Tekvir suresinin aşağıdaki ayetlerinde yine "yıldızlara yemin" kavramı "Hunnes" ( Sinenler ) ve "Kunnes" ( Seyyarlar ) teşbihleriyle zikredilmektedir.
81/15 Fe la uksimu bil HUNNESİ*
( Böylece SİNENLERE yemin ederim. )
81/16 El cevaril KUNNESİ*
( Akıp da giden SEYYAR YILDIZLARA , )
* "Hunnes" kelimesi, "Hânis"'in, "Kunnes" kelimesi ise "Kânis"'in çoğuludur. "Kânis" kelimesi aynı yollarında gidip gelen yıldızlara veya gündüz gaib, gece zâhir olan yıldızlara verilen isim olup, yedi seyyar yıldız ( Zuhal, Müşteri, Merih, Zühre, Utarid, Uranüs, Neptün ) için de kullanılmıştır.
Ebced Hesabı ise ismini Arapça alfabenin ilk dört harfinden ( Elif Ba Cim Dal ) alan ( batı dillerindeki karşılığı Nümeroloji ) ve kelimelerin sayısal değerlerini, bir metindeki belirli harf, kelime veya cümlelerin tekrar adetlerini inceleyen ve yorumlayan ilim sahasıdır. Ebced ilmine en önemli delillerden biri hurufu mukatta olup ayrıca ayetlerde Kur'an'ın sayısal bir düzene göre yazıldığına ve kelimelerin sayılarla ilişkisine defaatle işaret edildiği ve sayısal analize ( ebced / nümeroloji ) yönlendirme yapıldığı görülebilmektedir.
36/12 İnna nahnu nuhyil mevta ve nektubu ma kaddemu ve asarahum ve kulle şey'in AHSAYNAHU fi imamin mubin
( Kesinlikle biz, biz ölüleri diriltiriz ve o sunduklarını, eserlerini yazarız. Her şeyi, apaçık delil içinde SAYDIK. )
78/29 Ve kulle şey'in AHSAYNAHU kitaben
( Ve kitapta olmak üzere her şeyi SAYDIK. )
19/93 İn kulli men fis semavate vel erdi illa atir rahmani abda
( Kesinlikle göklerdeki ve yerdeki kimselerin hepsi ancak Rahman' a kul olarak gelirler. )
19/94 Lekad AHSAHUM VE ADDEHUM ADDA
( ONLARI SAYMIŞ VE ONLARI ADETLERLE ADETLENDİRMİŞTİR. )
58/6 Yevme yeb'asuhumullahu cemian fe yunebbiuhum bima amilu AHSAHULLAHU ve nesuhu vallahu ala kulli şey'in şehid
( O gün Allah onları topluca diriltir de onlara o yaptıklarını haber verir. ALLAH ONLARI SAYMIŞTIR. O'nu unuttular. Allah her şeye şahittir. )
72/28 Li ya'leme en kad ebleğu risalati rabbihim ve ehata bima ledeyhim ve AHSA KULLE ŞEY'İN ADEDEN
( Rab’lerinin gönderilerini ulaştırdıklarını bilmesi için. Onların yanında olanları kuşatmıştır ve HER ŞEYİ ADET OLARAK SAYMIŞTIR. )
This comment has been removed by the author.
ReplyDelete