"Fesr" kelimesi "Açıklamak, Beyan etmek" anlamına gelmekte olup bu kök kelimeden türemiş olan "Tefsir" kelimesi ise "Açıklama" anlamına gelmektedir.
Kur'an ayetlerinin tefsirine ilişkin bir çok çalısmanın varlığı bilinmektedir. Ancak Kur'an tefsiri multidisipliner bir bilgi hazinesi ve çok yönlü bakış açısı gerektirmekte olup kısıtlı ve dogmatik ( belirli bir cemiyetin kabul edilegelmiş anlayışı ) bir yaklaşımla ayetlerin tefsiri mümkün değildir.
Kur'an'ın en önemli özelliklerinden biri her ayetin tefsirinin yine ayetlerle Kur'an'da verilmiş olmasıdır. Dolayısıyla "en güzel ayet tefsiri" yine ayetlerle yapılan tefsir olmaktadır. Bu husus Furkan suresinin 33. ayetinde bildirilmiştir.
25/33 - Ve la ye'tuneke bi
meselin illa ci'nake bil hakkı ve
ahsene tefsıra
( Ve gerçeğini ve en güzel tefsirini
sana getirdiğimiz misalin
haricindekini sana getiremezler. )
Ayette, Kur'an ve yaratılış ile ilgili her türlü soruya, iddiaya ve karşıt görüşe ilişkin en güzel açıklamaların yine Kur'an ayetlerinde olduğu bildirilmektedir.
Ayette, Kur'an ve yaratılış ile ilgili her türlü soruya, iddiaya ve karşıt görüşe ilişkin en güzel açıklamaların yine Kur'an ayetlerinde olduğu bildirilmektedir.
Kur'an'ın kolaylaştırılmış Arapça ile indirilmiş olan "apaçık bir kitap" olduğu yani "açıklayıcı olduğu" yine ayetlerde bildirilmektedir.
26/193 - Nezele bihir ruhul emın
( Onu güvenilir ruh indirdi. )
26/194 - Ala kalbike li tekune
minel münzirın
( Uyarıcılardan olman için senin
kalbine, )
26/195 - Bi lisanin arabiyyin mübın ( Apaçık Arapça lisanı ile )
26/195 - Bi lisanin arabiyyin mübın ( Apaçık Arapça lisanı ile )
27/1 - Ta sın tilke ayatül kur'ani ve kitabin mübın
( Ta sın. Bunlar Kur'an' ın ve apaçık kitabın ayetleridir. )
36/69 - Ve ma alemnahüş şı'ra
ve ma yembeğıy leh in hüve illa
zikrun ve kur'anün mübin
( Ve ona şiir öğretmedik. Ona
yaraşmaz. Kesinlikle o ancak
hatırlamadır ve apaçık Kur'an'
dır. )
37/117 - Ve ateynahümel kitabel
müstebın
( Ve onlara apaçık kitap verdik. )
( Ve onlara apaçık kitap verdik. )
43/1 Ha mim ( Ha mim )
43/2 - Vel kitabil mübın
( Ve apaçık kitap )
43/3 - İnna cealnahü kur'anen
arabiyyen lealleküm ta'kılun
(Kesinlikle biz onu Arapça Kur'an
kıldık. Umulur ki akıl edersiniz. )
44/1 - Ha mım ( Ha mim )
44/2 - Vel kitabil mübin
( Ve apaçık kitap. )
Yaratılışa ilişkin her bilginin açık olarak kitapta olduğu da ayetle sabittir.
27/75 - Ve ma min ğaibetin fis
semai vel erdı illa fı kitabin
mübın
( Ve gökte ve yerde apaçık
kitabın içinde olmasının
haricinde gaybdan yoktur. )
34/3 - Ve kalellezine keferu la te'tınes saah kul bela ve rabbi le te'tiyenneküm alimil ğayb la ya'zübü anhü miskalü zerratin fis semavati ve la fil erdı ve la asğaru min zalike ve la ekberu illa fı kitabin mübın
( Ve o inkar edenler "Bize saat gelmez." dediler. De ki: "Bilakis ve Rab’bim, size kesinlikle gelecektir. Gaybı bilendir. Ne göklerde, ne de yerde zerrelerin ağırlık ölçüsü bile O’ndan kaçamaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü apaçık kitapta olmasının haricinde yoktur." )
28/1 - Ta sın mım
( Ta sın mım )
28/2 - Tilke ayatül kitabil mübın
( Bunlar apaçık kitabın ayetleridir. )
Yaratılışa ilişkin her şeyin sayısal kodlarının da kitapta yer aldığı ayrıca bildirilmektedir.
36/12 - İnna nahnü nuhyil mevta
ve nektübü ma kaddemu ve
asarahüm ve külle şey'in
ahsaynahü fı imamin mübin
( Kesinlikle biz, biz ölüleri diriltiriz
ve o sunduklarını, eserlerini
yazarız. Herşeyi, apaçık delil
içinde saydık. )
Her bir ayetin sonsuz bir anlayış sınavı olduğu, dolayısıyla her insanın ayetleri anlamak için daimi cehid ve gayret göstermesi sadece birilerinin söylediğine itibar edip onunla sınırlı kalmaması gerektiği de bildirilmektedir. Zira içerdiği ilim itibarıyla Kur'an'ın tefsirinin yapılması mümkün olmayıp, ancak bu yolda emek vererek ilerlemek mümkündür.
44/33 - Ve ateynahüm minel
ayati ma fıhi belaün mübin
( Ve onlara içinde apaçık sınav
olan ayetlerden verdik. )
No comments:
Post a Comment