10 Haziran 2020 Çarşamba

Ahsene tefsira

"Fesr" kelimesi "Açıklamak, Beyan etmek" anlamına gelmekte olup bu kök kelimeden türemiş olan "Tefsir" kelimesi ise "Açıklama" anlamına gelmektedir. 

Kur'an ayetlerinin tefsirine ilişkin bir çok çalısmanın varlığı bilinmektedir. Ancak Kur'an tefsiri multidisipliner bir bilgi hazinesi ve çok yönlü bakış açısı gerektirmekte olup kısıtlı ve dogmatik ( belirli bir cemiyetin kabul edilegelmiş anlayışı ) bir yaklaşımla ayetlerin tefsiri mümkün değildir. 

Kur'an'ın en önemli özelliklerinden biri her ayetin tefsirinin yine ayetlerle Kur'an'da verilmiş olmasıdır. Dolayısıyla "en güzel ayet tefsiri" yine ayetlerle yapılan tefsir olmaktadır. Bu husus Furkan suresinin 33. ayetinde bildirilmiştir. 

25/33 - Ve la ye'tuneke bi meselin illa ci'nake bil hakkı ve ahsene tefsıra 
( Ve gerçeğini ve en güzel tefsirini sana getirdiğimiz misalin haricindekini sana getiremezler. )

Ayette, Kur'an ve yaratılış ile ilgili her türlü soruya, iddiaya ve karşıt görüşe ilişkin en güzel açıklamaların yine Kur'an ayetlerinde olduğu bildirilmektedir.

Kur'an'ın kolaylaştırılmış Arapça ile indirilmiş olan "apaçık bir kitap" olduğu yani "açıklayıcı olduğu" yine ayetlerde bildirilmektedir. 

26/193 - Nezele bihir ruhul emın ( Onu güvenilir ruh indirdi. ) 
26/194 - Ala kalbike li tekune minel münzirın ( Uyarıcılardan olman için senin kalbine, )
26/195 - Bi lisanin arabiyyin mübın ( Apaçık Arapça lisanı ile

27/1 - Ta sın tilke ayatül kur'ani ve kitabin mübın
( Ta sın. Bunlar Kur'an' ın ve apaçık kitabın ayetleridir. ) 

36/69 - Ve ma alemnahüş şı'ra ve ma yembeğıy leh in hüve illa zikrun ve kur'anün mübin 
( Ve ona şiir öğretmedik. Ona yaraşmaz. Kesinlikle o ancak hatırlamadır ve apaçık Kur'an' dır. ) 

37/117 - Ve ateynahümel kitabel müstebın
( Ve onlara apaçık kitap verdik. ) 

43/1 Ha mim ( Ha mim ) 
43/2 - Vel kitabil mübın ( Ve apaçık kitap
43/3 - İnna cealnahü kur'anen arabiyyen lealleküm ta'kılun 
(Kesinlikle biz onu Arapça Kur'an kıldık. Umulur ki akıl edersiniz. )  

44/1 - Ha mım ( Ha mim ) 
44/2 - Vel kitabil mübin ( Ve apaçık kitap. ) 

Yaratılışa ilişkin her bilginin açık olarak kitapta olduğu da ayetle sabittir. 

27/75 - Ve ma min ğaibetin fis semai vel erdı illa fı kitabin mübın 
( Ve gökte ve yerde apaçık kitabın içinde olmasının haricinde gaybdan yoktur. )

34/3 - Ve kalellezine keferu la te'tınes saah kul bela ve rabbi le te'tiyenneküm alimil ğayb la ya'zübü anhü miskalü zerratin fis semavati ve la fil erdı ve la asğaru min zalike ve la ekberu illa fı kitabin mübın 
( Ve o inkar edenler "Bize saat gelmez." dediler. De ki: "Bilakis ve Rab’bim, size kesinlikle gelecektir. Gaybı bilendir. Ne göklerde, ne de yerde zerrelerin ağırlık ölçüsü bile O’ndan kaçamaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü apaçık kitapta olmasının haricinde yoktur." ) 

28/1 - Ta sın mım ( Ta sın mım ) 
28/2 - Tilke ayatül kitabil mübın 
( Bunlar apaçık kitabın ayetleridir. ) 

Yaratılışa ilişkin her şeyin sayısal kodlarının da kitapta yer aldığı ayrıca bildirilmektedir. 

36/12 - İnna nahnü nuhyil mevta ve nektübü ma kaddemu ve asarahüm ve külle şey'in ahsaynahü fı imamin mübin 
( Kesinlikle biz, biz ölüleri diriltiriz ve o sunduklarını, eserlerini yazarız. Herşeyi, apaçık delil içinde saydık.

Her bir ayetin sonsuz bir anlayış sınavı olduğu, dolayısıyla her insanın ayetleri anlamak için daimi cehid ve gayret göstermesi sadece birilerinin söylediğine itibar edip onunla sınırlı kalmaması gerektiği de bildirilmektedir. Zira içerdiği ilim itibarıyla Kur'an'ın tefsirinin yapılması mümkün olmayıp, ancak bu yolda emek vererek ilerlemek mümkündür.

44/33 - Ve ateynahüm minel ayati ma fıhi belaün mübin  
( Ve onlara içinde apaçık sınav olan ayetlerden verdik. )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder