20 Haziran 2020 Cumartesi

İlahi kuşatma ve kozmik kimlik Aura

Denize girmiş olan bir insanın su ile kuşatılmış olduğunu farketmemesi, yaratılmış olan bir insanın Allah'ın ilmiyle kuşatılmış olduğunu farketmemesi ile aynıdır. 

Aura* olarak bilinen ve insan bedenini kuşatan enerji frekansı da esas itibarıyla kozmik plandan intikal eden ruhsal tesirlerden oluşan ilahi bir kuşatmadır. Aura, gerçeği yansıtan bir bilgi frekansı kümesi olup varlıkların kozmik kimliği niteliğindedir. 

( * Aura kelimesi "Atmosfer" anlamına da gelmektedir. Altın elementinin Latince isminin "Aurum" olması bu bağlamda ilginçtir. Zira Anunnaki olarak adlandırılan ve üst frekansa ait oldukları iddia edilen varlıkların yaşadıkları gezegenin atmosferinin altın ile kaplı olduğu rivayet edilir. )


                          Aura katmanları

Kozmik kimlik "Aura" kelimesi Kur'an'da "Sima" ( Eser, İz, Alamet ) kelimesiyle ve "Simalarından tanımak" ifadesiyle temsil edilmiştir.

2/273 - Lil fükaraillezıne uhsıru fı sebılillahi la yestetıy'une darben fil erdı yahsebühümül cahilün ağniyae minet teaffüf ta'rifühüm bi sımahüm la yes'elunen nase ilhafa ve ma tünfiku min hayrin fe innellahe bihı alim
( O yerde gezmeye istidatları olmayan, Allah yolunda mahsur kalmış fakirleri, iffetli namuslu olduklarından dolayı cahiller onları zengin sanarlar. Onları simalarından tanırsın. İsrarla isteyerek insanlara sual etmezler. Hayırlısından ne harcarsanız kesinlikle Allah onu bilendir. )

7/46 - Ve beynehüma hıcab ve alel a'rafi ricalün ya'rifune küllen bi sımahüm ve nadev ashabel cenneti en selamün aleyküm lem yedhuluha ve hüm yatmeun
( Ve onlar arasında perde vardır. Yüksek mevki üzerinde hepsini simalarından tanıyan adamlar vardır. Cennet sahiplerine "Selam üzerinize olsun." diye seslenirler. Henüz oraya girmemişlerdir ve fakat umut etmektedirler. )

47/30 - Ve lev neşaü le eraynakehüm fe learaftehüm bi sımahüm ve le ta'rifennehüm fı lahnil kavl vallahü ya'lemü a'maleküm
( Ve şayet dileseydik sana onları gösterirdik de onları simalarından tanırdın. Kesinlikle onları, sözlerinin usülünden, nağmesinden tanırsın. Allah yaptıklarınızı bilir. )

55/41 - Yu'rafül mücrimune bi simahüm fe yü'hazü bin nevasıy vel akdam
( Suçlular simalarından bilinip tanınırlar. Böylece alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar. )

"İlahi kuşatma" kavramına işaret eden başlıca ayetler ise şöyledir.  

3/120 .... innellahe bima ya'melune mühıyt 
 ( .... Kesinlikle Allah o yaptıklarını kuşatandır. ) 

4/108 - Yestahfune minen nasi ve la yestahfune minellahi ve hüve meahüm iz yübeyyitune ma la yerda minel kavl ve kanellahü bima ya'melune mühıyta 
( İnsanlardan gizleyebilirler ve Allah’tan gizleyemezler. Onlar sözden o istemediğini kurarlarken, tasarlarlarken O onlarla birliktedir. Allah o yaptıklarını kuşatandır. ) 

4/126 - Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard ve kanellahü bi külli şey'in mühıyta 
( Ve göklerde ne varsa ve yerde ne varsa Allah içindir. Allah, herşeyi kuşatandır.

16/34 - Fe esabehüm seyyiatü ma amilu ve haka bihim ma kanu bihı yestehziun 
( Böylece onlara, o yaptıklarının kötülüğü isabet etti ve o alay etmiş oldukları onları kuşattı. ) 

18/91 - Kezalik ve kad ehatna bima ledeyhi hubra 
( İşte böyleydi. Onun yanında olanları ilimle kuşattık. ) 

65/12 - Allahüllezi haleka seb'a semavatin ve minel ardı mislehünne yetenezzelül emru beynehünne li ta'lemu ennallahe ala külli şey'in kadirun ve ennallahe kad ehata bi külli şey'in ilmen 
( Allah, o yedi gökleri ve yerden de onların aynısını yaratandır. Emir, kesinlikle Allah' ın herşeye gücü yeten olduğunu bilmeniz için onların arasından iner. Kesinlikle Allah herşeyi ilmen kuşatmıştır. *)

* Ayette her varlığı kuşatan ilahi bir bilgi frekansı ( Aura ) olduğu ifade edilmektedir.

Aşağıdaki ayetlerde de insanların gerçekleri idrak etmeleri ve durumlarının farkına varmaları "kuşatılma" kavramıyla bildirilmiştir.

6/10 - Ve lekad istühzie bi rusülin min kablike fe haka billezıne sehıru minhüm ma kanu bihı yestehziun 
( Ve senden önce de resullerle alay edildi de onlardan o alay edenleri, o alay etmiş oldukları kuşattı. ) 

9/49 - Ve minhüm men yekulü'zen lı ve la teftinnı e la fil fitneti sekatu ve inne cehenneme le mühıytatüm bil kafirın 
( Ve onlardan "Bana izin ver ve beni fitneye düşürme." diyenler var. İyi bilin ki, fitneye kendileri düştüler. Kesinlikle cehennem inkarcıları kuşatıp çevreleyen olacaktır. ) 

11/8 - Ve le in ehharna anhümül azabe ila ümmetin ma'dudetin le yekulünne ma yahbisüh e la yevme ye'tıhim leyse masrufen anhüm ve haka bihim ma kanu bihı yestehziun 
( Ve eğer onlardan azabı adedi belirli süreye kadar ertelersek, "Onu engelleyen nedir?" diyeceklerdir. İyi bilin ki, onlara yettiği gün asla onlardan geri çevrilmez. O alay etmiş oldukları onları kuşatır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder