20 Haziran 2020 Cumartesi

İnkâr ve Kötülük ... Cehli mi? İlmi mi?

Kötü ve yanlış olduğu bariz olanı düşünsel ve davranışsal olarak destekleme fenomeni "Delüzyon"* olarak tanımlanmaktadır. 

( Bkz. "Delüzyon sarhoşluğu" ) ( * Delusion ... De ( -siz ) + Lusion ( Işıklanma ) ... Işıksızlanma ( Görememe / Algılayamama ) 

Delüzyon, idrak ve vicdan mekanizmasının negatif frekanslar vasıtasıyla bloke edilmesiyle vuku bulur ki bu durum "Cehalet" olgusuna da zemin hazırlar. Ancak, delüzyon ve cehalet unsurları olmadan kötünün ve yanlışın yapılması veya desteklenmesi ise "Bilinçli" bir durum yani "Bilerek yapma" durumudur. Bu durumun ortaya çıkmasının nedeni yoğun nefsaniyet kaynaklı dünyevi ve maddi menfaat edinme ihtirasıdır. Esas itibarıyla bu bir sendrom olup, bu sendromun tesiri altında olanlar nefsani heveslerini adeta ilah edinmişler yani satanizmi kendilerine din edinmişlerdir. 

25/43 - E raeyte men ittehaze ilahehu hevah e fe ente tekunü aleyhi vekıla ( O hevesini ilahı edineni gördün mü? O halde, sen onun üzerine vekil mi olursun? ) 

Kutsalları, "maddi menfaat" olan bu kitlenin en temel nitelikleri de "İkiyüzlülük" ( Nifak ) ve "Döneklik" ( İnkilab / İrtidat )'tir. 

Al'i İmran suresinin 175. ayetinde ikiyüzlülerin dönekliği de vurgulanmaktadır. 

3/167 - Ve li ya'lemellezine NEFEKU ve kıle lehüm tealev katilu fı sebılillahi evidfeu kalu lev na'lemü kıtalen letteba'naküm hüm lil küfri yevmeizin akrabü minhüm lil ıman YEKUKUNE Bİ EFVAHİHİM MA LEYSE FI KULUBİHİM vallahü a'lemü bima yektümun 

( Ve o İKİYÜZLÜLÜK yapanları bilmesi içindir. Onlara "Allah yolunda savaşa gelin veya müdafaya geçin." denildi. "Şayet savaşmayı bilseydik, size tabi olurduk." dediler. Onlar o gün, inanç yerine inkara onlardan daha yakındırlar. O KALPLERİNDE OLMAYANI AĞIZLARIYLA SÖYLERLER . Allah neyi gizlediklerini bilir. ) 

Al'i İmran suresinin 144. ayetinde ise "döneklik" kavramı "topuklarının üzerinde dönme" ifadesiyle tasvir edilir. 

3/144 - Ve ma muhammedün illa rasul kad halet min kablihir rusül e fe in mate ev kutilENKALEBTÜM ALA A'KABİKÜM ve men yenkalib ala akıbeyhi fe len yedurrallahe şey'a ve seyeczillahüş şakirın 

( Ve Muhammed resulün haricindeki değildir. Ondan öncede resuller geldi geçti. O halde, eğer ölürse veya öldürülürse, TOPUKLARINIZIN ÜZERİNDE GERİYE Mİ DÖNECEKSİNİZ? Ve kim topuklarının üzerinde, geriye öncesine dönerse, Allah’a şey kadar bile zarar veremez. Allah şükredenleri karşılıklandıracaktır. ) 

Bilinçli inkâr hususu Kur'an'da "Ve entüm ta'lemun" ( Ve sizler biliyorsunuz / Ve sizler bile bile ) ifadesiyle vurgulanır. Yani "cehalet harici bilinçli bir durum" tanımlanır. 

2/22 .... fe la tec'alu lillahi endaden ve entüm ta'lemun 
( .... O halde bile bile Allah için eşler oluşturmayın. ) 

2/42 Ve la telbisül hakka bil batılı ve tektümül hakka ve entüm ta'lemun 
( Ve gerçeği batıl ile örtmeyin ve bile bile gerçeği gizlemeyin. ) 

2/75 E fe tatmeune en yü'minu leküm ve kad kane ferıkun minhüm yesmeune kelamellahi sümme yüharrifunehu min ba'di ma akaluhü ve hüm ya'lemun 
( Böylece size inanmalarını mı ümit edersiniz? Ve onlardan bir kısmı Allah’ ın kelamını işitip akılları erdikten sonra bile bile onu tahrif ettiler. ) 

2/188 Ve la te'külu emvaleküm beyneküm bil batıli ve tüdlu biha ilel hukkami li te'külu ferıkan min emvalin nasi bil ismi ve entüm ta'lemun 
( Ve mallarınızı aranızda batıl ile boşuna yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını, sizler bile bile günah ile yemek için onlarla hakimlere fidye vermeyin. ) 

3/75 ...... ve yekulune alellahil kezibe ve hüm ya'lemun 
( ....... Onlar BİLE BİLE Allah’a yalan söylerler. ) 

8/27 Ya eyyühellezine amenu la tehunüllahe ver rasule ve tehunu emanatiküm ve entüm ta'lemun 
( Ey o inananlar, Allah’a ve resule ihanet etmeyin. Bile bile kendi emanetlerinize ihanet etmeyin. ) 

58/14 ....... ve yahlifune alel kezibi ve hüm ya'lemun 
( ...... Onlar bile bile yalan üzerine yemin ederler. )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder