22 Haziran 2020 Pazartesi

Amir mi? Nezir mi?

İlahi kozmik bilgilerin insanlara aktarılması sürecinde görev alan resullerin ve habercilerin işlevi  vahyedildikleri Kur'an ayetlerini insanlara aktarmak, ayetler vesilesiyle insanları uyarmak, insanların Kur'an ayetleri ışığında aralarında adaletle hüküm vermelerine vesile olmak ve insanlara öğüt vererek yönlendirme sağlamaya çalışmaktır. Resullerin ve habercilerin insiyatif alarak din kisvesi altında bir tahakküm sistemi kurmak, bu sistemin başına geçmek ve insanları bu sistemin içine girmeye zorlamak veya yaptırım uygulamak gibi bir işlevi söz konusu değildir. Zira böyle bir eğilim doğrudan şirk kapsamına girmektedir. İnsanların nasıl bir sosyal yaşam içinde olmaları gerektiği zaten ayetlerle açıkça bilirilmektedir. 

6/114 - E fe ğayrallahi ebteğıy hakemen ve hüvellezi enzele ileykümül kitabe müfassala vellezine ateynahümül kitabe ya'lemune ennehu münezzelün min rabbike bil hakkı fe la tekunenne minel mümterın
( Size kitabı ayrıntılandırılmış olarak indirdiği halde Allah’tan başka hakem mi arayayım? Ve o kendilerine kitap verdiklerimiz, kesinlikle onun gerçekten Rab’lerinden indirilmiş olduğunu bilirler. O halde şüphe edenlerden olma. )

Ayette Allahü Teala'nın kelamını içeren kitabın adaletle hükmetmek için tek vasıta olduğu, resullerin veya habercilerin şahsen ve sübjektif değerlendirmeleriyle hakem / hakim işlevi göremeyecekleri bildirilmektedir.

5/42 - Semmaune lil kezibi ekkalune lis suht fe in cauke fahküm beynehüm ev a'rıd anhüm ve in tu'rıd anhüm fe len yedurruke şey'a ve in hakemte fahküm beynehüm bil kıst innellahe yühıbbül muksitın
( Onlar, yalana kulak verirler ve haram yerler. O halde eğer sana gelirlerse, aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen, sana şey kadar bile zarar veremezler. Eğer hükmedersen, aralarında adaletle hükmet. Kesinlikle Allah adil olanları sever. )

10/47 - Ve li külli ümmetin rasul fe iza cae rasulühüm kudiye beynehüm bil kıstı ve hüm la yuzlemun
( Ve her topluluk için resul vardır. Artık resulleri gelince aralarında adaletle hüküm verilir. Onlar zulmedilmezler. )

Ayetlerde, resulün veya habercinin bir hususta insanlar arasında hükmetmesi gerektiğinde ayetlere göre ve adalatle hükmetmesi gerektiği bildirilmektedir.

Bakara suresinin 256. ayetinde "Dinde zorlama" olmadığı, doğrunun ve yanlışın Kur'an ayetleriyle  ayrıştırıldığı bildirilmektedir.

2/256 - La ikrahe fid dıni kad tebeyyener ruşdü minel ğayy fe men yekfür bit tağuti ve yü'min billahi fe kad istemseke bil urvetil vüska len fisame leha vallahü semıun alim
( Dinde zorlama yoktur. Doğru yanlıştan açığa çıkmıştır. Kim azgını inkar ederse ve Allah’a  inanırsa artık sağlam kulba tutunmuştur. O ona asla kopmaz. Allah duyandır, bilendir. )

Hud suresinin 59. ayetinde ise insanlara emir verme, onlar üzerinde tahakküm kurma eğiliminde olanların inatçı ve zorba şahsiyetler oldukları bildirilmektedir.

11/59 - Ve tilke adün cehadu bi ayati rabbihim ve asav rusülehu vettebeu emra külli cebbarin anıd
( Ve işte Ad, Rab’lerinin ayetleri ile cihad ettiler. O’nun resullerine isyan ettiler. Her inatçı zorbanın emirlerine tabi oldular. )

14/15 - Vesteftehu ve habe küllü cebbarin anıd
( Ve açılışı istediler ve her inatçı zorba zarara uğradı. )

En'am suresinin 91. ayetinde inkarcıların doğru yola yönlenmeye zorlanamayacakları, gerekli uyarılara rağmen düzelmiyorlarsa durumlarının Allah'a havale edilmesi gerektiği "Bataklıklarında oynamaya bırakmak" ifadesiyle bildirilmektedir.

6/91 - Ve ma kaderullahe hakka kadrihı iz kalu ma enzelellahü ala beşerin min şey' kul men enzelel kitabellezi cae bihı musa nuran ve hüden lin nasi tec'alunehu karatıyse tübduneha ve tuhfune kesıra ve ullimtüm ma lem ta'lemu entüm ve la abaüküm kulillahü sümme zerhüm fı havdıhüm yel'abun
( Ve onlar "Allah insanlara hiçbir şey indirmemiştir." dediklerinde, Allah' ı gerçek kudreti ile takdir edemediler. De ki: "Musa'nın insanlara aydınlık ve yönlendirme olarak getirdiği, sizin onu kağıtlara dönüştürdüğünüz, onu açıkladığınız ve çoğunu gizlediğiniz, sizin ve babalarınızın o bilmediklerinizi öğrendiğiniz o kitabı kim indirdi?" De ki: "Allah" Sonra onları bataklıklarının içinde oynamaya bırak. )

Resullerin veya habercilerin, sadece kendilerine vahyedileni aktarmakla yükümlü uyarıcılar oldukları ayetlerde "İlla nezir" ( Sadece uyarıcı ) ifadesiyle bildirilmektedir.

35/23 - İn ente illa nezır ( Kesinlikle sen ancak uyarıcısın. )

7/188 - Kul la emlikü li nefsı nef'an ve la darran illa ma şaellah ve lev küntü a'lemül ğaybe lesteksertü minel hayr ve ma messeniyes suü in ene illa nezırun ve beşırun li kavmin yü'minun
( De ki: “Ben nefsim için Allah' ın dilediğinden başka faydaya veya zarara malik olamam, hükmedemem. Şayet gaybı biliyor olsaydım hayırdan artırırdım ve kötülük bana dokunmazdı. Kesinlikle ben inanan kavim için ancak müjdeci ve uyarıcıyım." )

11/2 - En la ta'büdu illellah innenı leküm minhü nezırun ve beşır
( Allah' ın haricindekine kulluk etmeyin diye. Kesinlikle ben size O’ndan uyarıcıyım ve müjdeciyim. )

11/25 - Ve lekad erselna nuhan ila kavmihı innı leküm nezırun mübın
( Ve Nuh' u kavmine gönderdik. "Kesinlikle ben size apaçık uyarıcıyım." )

15/89 - Ve kul innı enen nezırul mübın ( Ve de ki: "Kesinlikle ben apaçık uyarıcıyım" )

22/49 - Kul ya eyyühen nasü innema ene leküm nezırun mübın
( De ki: "Ey insanlar, kesinlikle ben size apaçık uyarıcıyım." )

26/115 - İn ene illa nezirun mübın ( Kesinlikle ben ancak apaçık uyarıcıyım. )

29/50 - Ve kalu lev la ünzile aleyhi ayatün min rabbih kul innemel ayatü ındellah ve innema ene nezırun mübın
( Ve "Onun üzerine Rab’binden ayetler indirilmeli değil miydi?" dediler. De ki: "Kesinlikle Ayetler Allah' ın indindedir. Kesinlikle ben apaçık uyarıcıyım." )

46/9 - Kul ma küntü bid’an miner rusuli ve ma edri ma yuf’alu bi ve la biküm in ettebiu illa ma yuha ileyye ve ma ene illa nezirun mubin
( De ki: "Ben resullerin yeganesi, özeli değilim. Bana ve size ne yapılacağını bilmem. Kesinlikle ancak o bana vahyedilene tabi olurum. Ben apaçık uyarıcı haricindeki değilim." )

51/50 - Fe firru ilallah inni leküm minhu nezirun mübin
( Böylece Allah’a  kaçın. Kesinlikle ben ondan size apaçık uyarıcıyım. )

51/51 - Ve la tec'alu meallahi ilahen ahar inni leküm minhu nezirun mübin
( Ve Allah ile birlikte başka ilah oluşturmayın. Kesinlikle ben O’ndan size apaçık uyarıcıyım. )

67/26 - Kul innemel ilmu indallahi ve innema ene nezirun mubin
( De ki: "İlmi kesinlikle Allah' ın indindedir. Kesinlikle ben apaçık uyarıcıyım." )

71/2 - Kale ya kavmi inni leküm nezirun mubin
( ”Ey kavmim, ben size kesinlikle apaçık uyarıcıyım." dedi. )







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder