12 Haziran 2020 Cuma

İmanın bileşenleri

"İman" kelimesi "Emin" kökünden daha doğrusu "MN" kökünden gelmekte olup, "İnanma, Güvenme" anlamını taşımaktadır. İslamın ( Teslimiyetin ), İman için bir ön koşul olduğu esas olanın "İman" olduğu Hucurat suresinin 14. ayeti misaliyle evvelki bölümlerde ifade edilmişti. 

49/14 - Kaletil a'rabü amenna kul lem tü'minu ve lakin kulu eslemna ve lemma yedhulil imanü fi kulubiküm ve in tütıy'ullahe ve rasulehu la yelitküm min a'maliküm şey'a innellahe ğafurun rahım 

( Araplar "İnandık." dediler. De ki: "İnanmadınız. Lakin "Teslim olduk." deyin. İnanç kalplerinizin içine girmedi. Eğer Allah’a ve O’nun resulüne itaat ederseniz, size çalışmalarınızdan hiçbir şey eksiltmez. Kesinlikle Allah affedendir merhametlidir." )

Kur'an'da "Allah'a iman" kelimesinin daima tamamlayıcı unsurlarla birlikte yer aldığı dikkat çekmektedir. Sadece "İman ettim." demenin de asla yeterli olmayacağına işaret eden bu tamamlayıcı unsurlar şöyle özetlenebilmektedir.

- Ahirete inanç yani döngü sonundaki hesaplaşma süreci olan kıyamet gününe ( ayağa kalkış süreci ) ve kaba madde alemi dünya hayatının ötesindeki süptil alemdeki sonsuz hayata inanmak
- İyilikler yapmak
- Meleklere inanmak
- Kitaba inanmak
- Habercilere inanmak
- Resullere inanmak
- Yakınlara, yetimlere, çaresiz kalmışlara, sual edip dilenenlere ve esaret altındakilere sevgiyle malını verebilmek
- Duaya kalkmak
- Zekat vermek
- Ahdini, sözünü ifa etmek
- Genişlikte ve darlıkta sabredebilmek
- Rızıklandırıldığından harcamak
- Allah'ın haricindekinden korkmamak
- Şüpheye düşmemek
- Allah yolunda malıyla ve nefsiyle mücadele etmek

"Allah'a iman" ifadesinin yer aldığı ayetler şöyledir.

2/62 - İnnellezine amenu vellezine hadu ven nesara ves sabiıne min amene billahi vel yevmil ahıri ve amile salihan fe lehüm ecruhüm ınde rabbihim ve la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun 
( Allah’a ve sonraki güne inananlardan ve iyilikler yapanlardan olan o inanan Yahudilere, Nasıralılara ve Sabiilere, artık onlara Rab’lerinin indinde kesinlikle ödülleri vardır. Onlara korku yoktur. Onlar hüzünlenmezler. )

2/177 - Leysel birra en tüvellu vücuheküm kıbelel meşrikı vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahıri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyın ve atel male ala hubbihı zevil kurba vel yetama vel mesakıne vebnes sebıli ves sailıne ve fir rikab ve ekames salate ve atez zekah vel mufune bi ahdihim iza ahedu ves sabirıne fil be'sai ved darrai ve hıynel be's ülaikellezine sadeku ve ülaike hümül müttekun 
( Yüzünüzü doğu ve batı doğrultusuna çevirmenizde iyilik yoktur. Lakin iyilik, o Allah’a , sonraki güne, meleklere, kitaba, habercilere inananlara, sevdiklerine, yakınlarına, yetimlere, yoksula, yolda kalmışa, dilenenlere, boyunduruk içindekilere sevgiyle mal verenlere, duaya kalkanlara, zekatı verenlere, ahdettiklerinde ahdlerini ifa edenlere, zorlukta, sıkıntıda, darlıkta ve zor savaş zamanında sabredenleredir. İşte onlar doğrudurlar ve işte onlar sakınırlar. )

2/285 - Amener rasulü bima ünzile ileyhi min rabbihı vel mü'minun küllün amene billahi ve melaiketihı ve kütübihı ve rusülih la nüferriku beyne ehadin min rusülih ve kalu semı'na ve eta'na ğufraneke rabbena ve ileykel masır 
( Resul kendisine Rab’binden o indirilene inandı. İnananların hepsi Allah’a , meleklerine, kitabına, resullerine inandılar. "Resullerinden hiçbirini aralarında ayırmayız. Duyduk ve itaat ettik. Rab’bimiz senin affını dileriz ve varış yeri sanadır." dediler. )

4/39 - Ve maza aleyhim lev amenu billahi vel yevmil ahıri ve enfeku min ma razekahümüllah ve kanellahü bihim alima 
( Ve ne olurdu onlara ki, Allah’a ve sonraki güne inansalardı ve Allah’ ın onları rızıklandırdıklarından harcasalardı. Allah onları bilendir. )

4/136 - Ya eyyühellezine amenu aminu billahi ve rasulihı vel kitabillezı nezzele ala rasulihı vel kitabillezı enzele min kabl ve men yekfür billahi ve melaiketihı ve kütübihı ve rusülihı vel yevmil ahıri fe kad dalle dalalen beıyda
( Ey o inananlar, Allah’a , O’nun resulüne, resulüne indirdiği o kitaba ve daha önce indirdiği o kitaba inanın. Allah' ı, meleklerini, kitaplarını, resullerini ve sonraki günü inkar eden kimse uzak, derin sapıklığa sapmıştır. )

4/152 - Vellezine amenu billahi ve rusülihı ve lem yüferriku beyne ehadin minhüm ülaike sevfe yü'tıhim ücurahüm ve kanellahü ğafurar rahıma 
( Ve o Allah’a ve O’nun resullerine inananlar ve aralarında onlardan hiçbirini ayırmayanlara yakında ödülleri verilir. Allah affedendir, merhametlidir. )

4/175 - Fe emmellezine amenu billahi va'tesamu bihı fe seyüdhılühüm fı rahmetin minhü ve fadlin ve yehdıhim ileyhi sıratan müstekıma 
( Allah’a inanıp O'na sarılanları, kendisinden rahmet ve lutfa sokacak ve onları kendisine varan doğru yola yönlendirecektir. )

5/69 - İnnellezine amenu vellezine hadu ves sabiune ven nesara men amene billahi vel yevmil ahıri ve amile salihan fe la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun 
( Kesinlikle, o inananlardan, Yahudilerden, Sabiilerden ve Nasıralılardan Allah’a ve sonraki güne inanan ve iyilik yapan kimselere, onlara korku yoktur. Onlar hüzünlenmezler. )

9/18 - İnnema ya'müru mesacidellahi men amene billahi vel yevmil ahıri ve ekames salate ve atez zekate ve lem yahşe illallahe fe asa ülaike en yekunu minel mühtedın 
( Allah' ın mescidlerini, kesinlikle Allah’a ve sonraki güne inanan, duaya kalkan, zekatı veren ve Allah' ın haricindekinden korkmayan kimseler imar ederler. İşte onların yönlendirilenlerden olmaları umulur. )

24/62 - İnnemel mü'minunellezine amenu billahi ve rasulihı ve iza kanu mea hu ala emrin camiıl lem yezhebu hatta yeste'zinuh innellezine yeste'zinuneke ülaikellezine yü'minune billahi ve rasulih fe iz este'zenuke li ba'dı şe'nihim fe'zen li men şi'te minhüm vestağfir lehümüllah innellahe ğafurun rahım
( Kesinlikle o inananlar, Allah’a ve O’nun resulüne inanırlar. Onunla birlikte topluluğa ilişkin iş üzerinde olduklarında, ondan izin isteyene kadar ayrılıp gitmezler. Kesinlikle o senden izin isteyenler, işte onlar Allah’a ve O’nun resulüne inanırlar. O halde, bazı işleri için senden izin istediklerinde, onlardan dilediğin için izin ver. Allah onlara af eyler. Kesinlikle Allah affedendir merhametlidir. )

49/15 - İnnemel mü'minunellezine amenu billahi ve rasulihı sümme lem yertabu ve cahedu bi emvalihim ve enfüsihim fı sebılillah ülaike hümüs sadikun
( Kesinlikle o inananlar, Allah’a  ve O’nun resulüne inananlar, sonra şüpheye düşmeyenler, Allah yolunda mallarıyla ve nefisleriyle cihad edenlerdir. İşte onlar, onlar doğrulardır. )

57/19 - Vellezine amenu billahi ve rusulihi ulaike hümüs sıddikune veş şuhedau' ınde rabbihim lehüm ecruhüm ve nuruhüm vellezine keferu ve kezzebu bi ayatina ulaike ashabul cahım
( Ve o Allah’a  ve O’nun resullerine inananlar, işte onlar Rab’lerinin indinde doğru olanlar ve şahit olanlardır. Ödülleri ve aydınlıkları onlaradır. O inkar edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlar. İşte onlar cehennemin sahipleridir. )

57/21 - Sabiku ila mağfiretin min rabbiküm ve cennetin arduha ke ardis semai vel ardı u'ıddet lillezine amenu billahi ve rusulihi zalike fadlullahi yu'tihi men yeşa'u vallahü zul fadlil azım
( Rab’binizden affa, Allah’a  ve O’nun resullerine inananlar için yayılıp düzenlenmiş, genişliği yerin ve göğün genişliği gibi olan cennete ilerleyin. Bu Allah' ın üstünlüğüdür, lütfudur. Onu dilediği kimseye verir. Allah büyük üstünlük, lütuf sahibidir. )































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder