8 Haziran 2020 Pazartesi

Kur'an'ı mehcur kılanlar

25/30 - Ve kaler rasulü ya rabbi inne kavmittehazu hazel kur'ane mehcura
( Ve resul "Ey Rab’bim, kesinlikle kavmim bu Kur'an' ı yasaklanmış, terkedilmiş tuttular." dedi. )

İnsanları, yaratılışın kodlarını içeren Kur'an'dan uzak tutmak yani Kur'an'ı "mehcur" kılmak suçu iki sebebe dayalı olarak tezahür etmektedir.

1- Kitaptaki ilmi, sembolizmi ( teşbih ), kitabın çok katmanlı ve çok anlamlı yapısını, zahiri ve batıni özelliğini kavrayamamaktan dolayı kibirlenerek reddetmek.

2- Kitaptaki ilmi kavrayıp, ilmi kötülük ve güç elde etmek için kullanmak ve bir yandan da muhtelif savlar ortaya atarak kitabı diğer insanların gözünde itibarsızlaştırmak, insanların kitaba erişimini engellemek ve ilmi gizlemek.

Kur’an’ı itibarsızlaştırmak amacıyla inkarcılar tarafından öne sürülen savlar ayetlerde misallendirilmiştir.

25/32 - Ve kalellezine keferu lev la nüzzile aleyhil kur'anü cümleten vahıdeh kezalike li nüsebbite bihı füadeke ve rattelnahü tertıla
( Ve o inkar edenler "Kur'an ona topluca, tek olarak indirilmeli değil miydi?" derler. Onu gönlüne işte böyle sabitlemek için, onu dura dura yavaş yavaş okuduk. )

83/13 - İza tutla aleyhi ayatüna kale esatirul evvelin
( Ona ayetlerimiz okunduğunda "Evvelkilerin masallarıdır." der. )

10/15 - Ve iza tütla aleyhim ayatüna beyyinatin kalellezine la yercune likaene'ti bi kur'anin ğayri haza ev beddilh kul ma yekunü lı en übeddilehu min tilkai nefsı in ettebiu illa ma yuha ileyy innı ehafü in asaytü rabbi azabe yevmin azım
( Ve onlara ayetlerimiz açık deliller olarak okunduğunda, o bize kavuşmayı ummayanlar "Bundan başka Kur'an getir veya onu değiştir." dediler. De ki: "Benim için onu bundan kendimce değiştirmek olmaz. Kesinlikle ben ancak o bana vahyedilene tabi olurum. Eğer Rab’bime isyan edersem, kesinlikle ben büyük günün azabından korkarım." )

10/39 - Bel kezzebu bima lem yühıytu bi ılmihı ve lemma ye'tihim te'vılüh kezalike kezzebellezine min kablihim fenzur keyfe kane akıbetüz zalimın
( Bilakis, O’nun ilmini kuşatıp kavrayamadıklarından dolayı yalanladılar. Onun yorumu onlara asla gelmedi. Onlardan öncekiler de işte böyle yalanlamışlardı. Artık bak zalimlerin sonu nasıl oldu. )

43/31 - Ve kalu lev la nüzzile hazel kur'anü ala racülin minel karyeteyni azım
( Ve "Bu Kur'an iki büyük şehirden bir adamın üzerine indirilmeli değil miydi?" dediler. )

2/101 - Ve lemma caehüm rasulün min ındillahi müsaddikun li ma meahüm nebeze ferıkun minellezine utül kitab kitabellahi verae zuhurihim ke ennehüm la ya'lemun
( Ve Allah’ ın indinden onlara, onlarla birlikte olanı doğrulayıcı olarak resul geldiğinde, o kitap verilenlerden bir kısmı sanki kesinlikle onlar bilmiyorlarmış gibi Allah’ ın kitabını sırtlarının arkasına attılar. )

3/187 - Ve iz ehazellahü mısakallezıne utül kitabe le tübeyyinünnehu lin nasi ve la tektümuneh fe nebezuhü verae zuhurihim veşterav bihı semenen kalıla fe bi'se ma yeşterun
( Ve zamanında Allah, onu insanlara açıkça beyan edecekler ve onu gizlemeyecekler diye o kitap verilenlerin sözlerini aldı. Ama onu sırtlarının arkasına bıraktılar ve onu az değere sattılar. O satmaları ne kötüdür. )

Kur'an'ın indirilme mekanizması ve yapısı ayetlerde şöyle izah edilmektedir.

6/7 - Ve lev nezzelna aleyke kitaben fı kırtasin fe lemessuhü bi eydıhim le kalellezine keferu in haza illa sıhrun mübın
( Ve şayet sana kağıtta yazı indirsek de ona elleriyle dokunsalar, o inkarcılar "Bu kesinlikle apaçık sihirdir." diyeceklerdir. )

11/6 - Ve ma min dabbetin fil erdı illa alellahi rizkuha ve ya'lemü müstekarraha ve müstevdeaha küllün fı kitabin mübın 
( Ve yerde, rızkı Allah üzerine olanın haricinde debelenen yoktur. Durak yerlerini ve geçici yerlerini bilir. Hepsi apaçık kitaptadır. )

25/32 - Ve kalellezine keferu lev la nüzzile aleyhil kur'anü cümleten vahıdeh kezalike li nüsebbite bihı füadeke ve rattelnahü tertıla
( Ve o inkar edenler "Kur'an ona topluca, tek olarak indirilmeli değil miydi?" derler. Onu gönlüne işte böyle sabitlemek için, onu dura dura yavaş yavaş okuduk. )

25/33 - Ve la ye'tuneke bi meselin illa ci'nake bil hakkı ve ahsene tefsıra 
( Ve gerçeğini ve en güzel tefsirini sana getirdiğimiz misalin haricindekini sana getiremezler. )

30/58 - Ve lekad darabna lin nasi fı hazel kur'ani min külli mesel ve lein ci'tehüm bi ayatin le yekulennellezine keferu in entüm illa mübtılun
( Ve bu Kur'an' da insanlar için her misalden, sözden beyan ettik. Eğer ayetler ile gelsen, o inkar edenler kesinlikle "Sizler kesinlikle ancak batılcılarsınız." derler. )

36/12 - İnna nahnü nuhyil mevta ve nektübü ma kaddemu ve asarahüm ve külle şey'in ahsaynahü fı imamin mübin
( Kesinlikle biz, biz ölüleri diriltiriz ve o sunduklarını, eserlerini yazarız. Herşeyi, apaçık delil içinde saydık. )

26/192 - Ve innehu le tenzılü rabbil alemın ( Ve kesinlikle o alemlerin Rab’binin indirmesidir. )
26/193 - Nezele bihir ruhul emın ( Onu güvenilir ruh indirdi. )
26/194 - Ala kalbike li tekune minel münzirın ( Uyarıcılardan olman için senin kalbine, )
26/195 - Bi lisanin arabiyyin mübın ( Apaçık Arapça lisanı ile, )
26/196 - Ve innehu lefı zübüril evvelın ( Ve kesinlikle o evvelkilerin kitaplarında da vardı. )

7/145 - Ve ketebna lehu fil elvahı min külli şey'in mev'ızaten ve tefsıylen li külli şey' fe huzha bi kuvvetin ve'mür kavmeke ye'huzha bi ahseniha seürıküm daral fasikın 
( Ve o levhalarda ona herşeyden nasihat ve herşey için ayrıntılar yazdık. O halde bunları kuvvetle tut ve kavmine de onu en güzeli ile tutmalarını emret. Size günahkarlar yurdunu göstereceğim. )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder