25/30 - Ve kaler rasulü ya rabbi inne kavmittehazu hazel
kur'ane mehcura
( Ve resul "Ey Rab’bim, kesinlikle kavmim bu Kur'an' ı
yasaklanmış, terkedilmiş tuttular." dedi. )
İnsanları, yaratılışın kodlarını içeren Kur'an'dan uzak tutmak
yani Kur'an'ı "mehcur" kılmak suçu iki sebebe dayalı olarak tezahür
etmektedir.
1- Kitaptaki ilmi, sembolizmi ( teşbih ), kitabın çok
katmanlı ve çok anlamlı yapısını, zahiri ve batıni özelliğini kavrayamamaktan
dolayı kibirlenerek reddetmek.
2- Kitaptaki ilmi kavrayıp, ilmi kötülük ve güç elde etmek
için kullanmak ve bir yandan da muhtelif savlar ortaya atarak kitabı diğer
insanların gözünde itibarsızlaştırmak, insanların kitaba erişimini engellemek
ve ilmi gizlemek.
Kur’an’ı itibarsızlaştırmak amacıyla inkarcılar tarafından öne
sürülen savlar ayetlerde misallendirilmiştir.
25/32 - Ve kalellezine keferu lev la nüzzile aleyhil kur'anü
cümleten vahıdeh kezalike li nüsebbite bihı füadeke ve rattelnahü tertıla
( Ve o inkar edenler "Kur'an ona topluca, tek olarak
indirilmeli değil miydi?" derler. Onu gönlüne işte böyle sabitlemek için,
onu dura dura yavaş yavaş okuduk. )
83/13 - İza tutla aleyhi ayatüna kale esatirul evvelin
( Ona ayetlerimiz okunduğunda "Evvelkilerin
masallarıdır." der. )
10/15 - Ve iza tütla aleyhim ayatüna beyyinatin kalellezine
la yercune likaene'ti bi kur'anin ğayri haza ev beddilh kul ma yekunü lı en
übeddilehu min tilkai nefsı in ettebiu illa ma yuha ileyy innı ehafü in asaytü
rabbi azabe yevmin azım
( Ve onlara ayetlerimiz açık deliller olarak okunduğunda, o
bize kavuşmayı ummayanlar "Bundan başka Kur'an getir veya onu
değiştir." dediler. De ki: "Benim için onu bundan kendimce
değiştirmek olmaz. Kesinlikle ben ancak o bana vahyedilene tabi olurum. Eğer
Rab’bime isyan edersem, kesinlikle ben büyük günün azabından korkarım." )
10/39 - Bel kezzebu bima lem yühıytu bi ılmihı ve lemma
ye'tihim te'vılüh kezalike kezzebellezine min kablihim fenzur keyfe kane
akıbetüz zalimın
( Bilakis, O’nun ilmini kuşatıp kavrayamadıklarından dolayı
yalanladılar. Onun yorumu onlara asla gelmedi. Onlardan öncekiler de işte böyle
yalanlamışlardı. Artık bak zalimlerin sonu nasıl oldu. )
43/31 - Ve kalu lev la nüzzile hazel kur'anü ala racülin
minel karyeteyni azım
( Ve "Bu Kur'an iki büyük şehirden bir adamın üzerine
indirilmeli değil miydi?" dediler. )
2/101 - Ve lemma caehüm rasulün min ındillahi müsaddikun li
ma meahüm nebeze ferıkun minellezine utül kitab kitabellahi verae zuhurihim ke
ennehüm la ya'lemun
( Ve Allah’ ın indinden onlara, onlarla birlikte olanı
doğrulayıcı olarak resul geldiğinde, o kitap verilenlerden bir kısmı sanki
kesinlikle onlar bilmiyorlarmış gibi Allah’ ın kitabını sırtlarının arkasına
attılar. )
3/187 - Ve iz ehazellahü mısakallezıne utül kitabe le
tübeyyinünnehu lin nasi ve la tektümuneh fe nebezuhü verae zuhurihim veşterav
bihı semenen kalıla fe bi'se ma yeşterun
( Ve zamanında Allah, onu insanlara açıkça beyan edecekler
ve onu gizlemeyecekler diye o kitap verilenlerin sözlerini aldı. Ama onu
sırtlarının arkasına bıraktılar ve onu az değere sattılar. O satmaları ne kötüdür.
)
Kur'an'ın indirilme mekanizması ve yapısı ayetlerde şöyle
izah edilmektedir.
6/7 - Ve lev nezzelna aleyke kitaben fı kırtasin fe
lemessuhü bi eydıhim le kalellezine keferu in haza illa sıhrun mübın
( Ve şayet sana kağıtta yazı indirsek de ona elleriyle
dokunsalar, o inkarcılar "Bu kesinlikle apaçık sihirdir."
diyeceklerdir. )
11/6 - Ve ma min dabbetin fil erdı illa alellahi rizkuha ve ya'lemü müstekarraha ve müstevdeaha küllün fı kitabin mübın
( Ve yerde, rızkı Allah üzerine olanın haricinde debelenen yoktur. Durak yerlerini ve geçici yerlerini bilir. Hepsi apaçık kitaptadır. )
25/32 - Ve kalellezine keferu lev la nüzzile aleyhil kur'anü
cümleten vahıdeh kezalike li nüsebbite bihı füadeke ve rattelnahü tertıla
( Ve o inkar edenler "Kur'an ona topluca, tek olarak
indirilmeli değil miydi?" derler. Onu gönlüne işte böyle sabitlemek için,
onu dura dura yavaş yavaş okuduk. )
25/33 - Ve la ye'tuneke bi meselin illa ci'nake bil hakkı ve ahsene tefsıra
( Ve gerçeğini ve en güzel tefsirini sana getirdiğimiz misalin haricindekini sana getiremezler. )
25/33 - Ve la ye'tuneke bi meselin illa ci'nake bil hakkı ve ahsene tefsıra
( Ve gerçeğini ve en güzel tefsirini sana getirdiğimiz misalin haricindekini sana getiremezler. )
30/58 - Ve lekad darabna lin nasi fı hazel kur'ani min külli
mesel ve lein ci'tehüm bi ayatin le yekulennellezine keferu in entüm illa
mübtılun
( Ve bu Kur'an' da insanlar için her misalden, sözden beyan
ettik. Eğer ayetler ile gelsen, o inkar edenler kesinlikle "Sizler
kesinlikle ancak batılcılarsınız." derler. )
36/12 - İnna nahnü nuhyil mevta ve nektübü ma kaddemu ve
asarahüm ve külle şey'in ahsaynahü fı imamin mübin
( Kesinlikle biz, biz ölüleri diriltiriz ve o sunduklarını,
eserlerini yazarız. Herşeyi, apaçık delil içinde saydık. )
26/192 - Ve innehu le tenzılü rabbil alemın
( Ve kesinlikle o alemlerin
Rab’binin indirmesidir. )
26/193 - Nezele bihir ruhul emın ( Onu güvenilir ruh
indirdi. )
26/194 - Ala kalbike li tekune minel münzirın
( Uyarıcılardan olman için senin
kalbine, )
26/195 - Bi lisanin arabiyyin mübın
( Apaçık Arapça lisanı ile, )
26/196 - Ve innehu lefı zübüril evvelın ( Ve kesinlikle o
evvelkilerin kitaplarında da vardı. )
( Ve o levhalarda ona herşeyden nasihat ve herşey için ayrıntılar yazdık. O halde bunları kuvvetle tut ve kavmine de onu en güzeli ile tutmalarını emret. Size günahkarlar yurdunu göstereceğim. )
No comments:
Post a Comment