Çeviri

Tuesday, March 10, 2020

Titanic 2

25.09.2019 tarihli ve "Titanic Vakası" başlıklı bölümde Titanic'in batışına / batırılışına ilişkin bazı veriler incelenmişti.

2019 yılında gösterime giren "Project Blue Book" isimli dizinin 2. sezonun 7. bölümünde bir ara şu replik yer almaktadır.

"Am I imagining things or is everyone looking at me like I sunk the Titanic."

( Hayal mi kuruyorum yoksa herkes bana Titanik'i batırmışım gibi mi bakıyor? )

Böyle bir cümlenin filmde yer almasının ilginç olmasının yanı sıra bazı nümerik tespitler de dikkat çekmektedir.

- Titanic "15.04".1912 tarihinde batmıştır. 15.04* ... 1+5+0+4 = "10"

- Replik, bölümün başlangıcından tam olarak 26 dakika 11 saniye sonra geçmektedir.
2+6+1+1 = "10"

Cümlenin orijinali; "Am I imagining things or is everyone looking at me like I sunk the Titanic." olup bu cümle "15" kelimeden oluşmaktadır. Titanic "15" Nisan'da batmıştır.


Ayrıca bu bölümde "SKINwalker" isimli hayali bir varlık da konu edilmektedir. Hatta bu bölüm bu varlık odaklı da denilebilir.

"SKINwalker" kelimesi 10 harften oluşmakta olup, yukarıdaki 10 nümerolojisiyle uyum arzetmektedir.

Ve bu bileşik kelimenin ilk kelimesi SKIN ( Ten ) anlamına gelen bir kelime olsa da bu kelimeden SINK ( Batır / Batmak ) kelimesi de türetilebilmektedir. !!


* Not : 2001 yılındaki 11 Eylül İkiz Kuleler vakasında da nümerolojiyi oluşturan kısım yıl değil, gün ve ay idi. Yani 11.9 idi. Bu sayıların toplamı farklı boyuta geçiş portalının nümerik sembolü olan 11 sayısını veriyordu.

Yıldız tesiri

Yıldızların manyetik alanlarının kainattaki varlıklar üzerindeki maddi ve manevi tesirlerini inceleyen bir bilim olan Astroloji veya İlmin Nücum ( Yıldızbilim ) esas itibarıyla tüm bilimlere yön veren bir özelliğinin olduğu yeni yeni idrak edilmeye başlanmıştır.

Yıldız, aslında kaba maddenin göksel ( süptil ) projeksiyonu olan ve bilgi akışını, yönlendirmeyi ve ilahi kozmik tesiri ( vahiy, tebliğ vb. ) temsil eden bir olgudur.

40-Matthew-2-1 İsa'nın Kral Hirodes devrinde Yahudiye'nin Beytlehem Kenti'nde doğmasından sonra bazı bilge adamlar doğudan Yeruşalim'e gelip,

40-Matthew-2-2 şöyle dediler: "Yahudiler'in Kralı olarak doğan çocuk nerede? Doğuda O'nun YILDIZINI* gördük ve O'na tapınmaya geldik."

* "Yıldızını görmek" kavramı, kaba madde alemindeki bir varlığın üst süptil alemdeki ( boyut ) astral projeksiyonu ile kurulan etkileşimi tanımlamaktadır. Matta suresinin bu ayetindeki söz "Bilge Adamlar" tarafından söylenmiştir. Bilge Adamlar, astroloji konusunda derin bilgiye sahip olan ve medyumsal yüksek frekans oluşturabilme yeteneklerinden dolayı üst frekanslar ile temas kurabilen müneccimlerdir. ( Astrologlar / Yıldızbilimci )  

12/4 - İz kale yusüfü li ebıhi ya ebeti innı raeytü ehade aşera KEVKEBEN veş şemse vel kamera raeytühüm li sacidın
( Zamanında Yusuf babasına "Ey babam, kesinlikle ben onbir YILDIZ, Güneş ve Ay gördüm. Onları benim için yere kapanırlarken gördüm." dedi. )

Yusuf'a yıldızlar ( Vazifeli Varlıklar / Melekler ) kanalıyla ilahi kozmik bilgiler aktarılmıştır.

16/16 - Ve alamat** ve bin NECMİ hüm yehtedun
( Ve alametler. Onlar YILDIZ ile yönlenirler. )

** Alamat kelimesi "Bilgilenme sağlayan unsur, İşaret" anlamına gelmektedir. Dolayısıyla ayette "Bilgiler yıldızdan iletilecek tesirler ile yönlendirilirler." anlamı bulunmaktadır.

Necm ( Yıldız ) suresinin aşağıdaki ayetleri Yıldız'ın ilahi kozmik bilgi akışının ( vahiy, tebliğ ) kaynağı ve vahiy vesilesi olan Vazifeli Varlık ( Melek ) olduğu mesajını vermektedir.

53/1 - Ven NECMİ iza heva
( Ve YILDIZ aşağı indiğinde. )
....
53/8 - Sümme dena fe tedella
( Sonra yaklaştı da sarktı. )

53/9 - Fe kane kabe kavseyni ev edna
( Artık mesafesi iki yay kadar veya daha yakındı. )

53/10 - Fe EVHA ila abdihi ma EVHA
( Böylece kuluna o VAHYETTİĞİNİ VAHYETTİ. )

Hicr ve Cinn surelerinin aşağıdaki ayetlerinde de "Yıldız" kelimesi "Vazifeli Varlık ( Melek )" kavramı ile özdeşleştirilmiştir.

72/8 - Ve enna lemesnes semae fe vecednaha muliet HARESEN şediden ve ŞÜHÜBEN
( Ve kesinlikle biz göğe dokunduk da onu şiddetli BEKÇİLER ve KIVILCIMLARLA doldurulmuş bulduk. )

72/9 - Ve enna künna nak'udü minha meka'ıde lis sem'ı fe men yestemi'ıl ane yecid lehu ŞİHABEN RESADEN
( Ve kesinlikle biz orada oturma yerlerinde duymak için oturmaktaydık. Artık şimdi kim duyarsa, ona GÖZETLEYEN KIVILCIM bulur. )

Ayetlerde yıldızlar, "Bekçi" ve "Gözetleyen kıvılcım" olarak tanımlanmakta ve idrakli varlık nitelemesi yapılmaktadır. 

15/16 - Ve lekad cealna fis semai BÜRUCEN ve zeyyennaha lin nazırın
( Ve gökte YILDIZ KÜMELERİ oluşturduk ve onu bakanlar için süsledik. )

15/17 - Ve hafıznaha min külli şeytanir racım 
( Ve onu tüm kovulmuş şeytanlardan koruduk. )

15/18 - İlla men isterekas sem'a fe etbeahu ŞİHABÜN mübın
( O kulak hırsızlığı yapan kimse hariç. Artık onu apaçık KIVILCIM takip eder. )

Ayetlerde üst süptil boyutlardan, nefsani ve şeytani emellerle bilgi hırsızlığı yapan cinlerin* ( düşük dirak seviyeli, nefsaniyet yoğun negatif tesirli süptil obsedör varlık ) "Yıldız" ve "Kıvılcım" olarak tanımlanan Vazifeli Varlıklar ( Melekler ) tarafından takip ve kontrol edildiği bildirilmektedir.

* Cinn kelimesi "Görünmeyen, Korunan, Gizli olan" anlamına gelmekte olup, "Cünnet" ( Kalkan ), "Cenin" ( Rahimde olup görünmeyen ) kelimeleri de aynı köktendir. )

"DISASTER" ( İng. ) ve "DESASTRE" ( Fra. ) kelimeleri "Yıldız Tesiri" kavramını batıni olarak içlerinde saklamaktadırlar.

Zahiri ;

Disaster = Felaket

Batıni ;

Dis ( Olumsuz, Negatif ) + Aster ( Yıldız ) = Disaster ( Negatif Tesirli Yıldız )
inde tutan

Haberci İbrahim'in "Yıldıza bakmak suretiyle hasta olduğunu teyid etmesi." hususunu içeren ayet de konu bağlamında önem arzetmektedir.

37/88 - Fe nezara nazraten fin NÜCUM
( YILDIZLARA bakışlarla baktı. )

37/89 - Fe kale innı SEKIM
( "Kesinlikle ben HASTAYIM." dedi. )

















Dogmanın etimolojisi

"DOGMATİZM, priori ilkeler, çeşitli öğretiler ve asla değişmeyeceği kabul edilen mutlak değerleri kabul eden, bu bilgilerin mutlak hakikat olduğunu, inceleme, tartışma yahut araştırmaya ihtiyacın olmadığını savunan anlayışa verilen isimdir. Bu tür savlara, öğretilere ve inançlara ise DOGMA veya NAS denir."

Kur'an'da "Dogma" kavramı "Babalarını üzerinde buldukları" ifadesiyle temsil edilir. Ve bu ifade ilk kez Bakara suresinin 170. ayetinde geçer.

2/170 - Ve iza kıle lehümüttebiu ma enzellellahü kalu bel nettebiu ma elfeyna aleyhi abaena e ve lev kane abaühüm la ya'kılune şey'en ve la yehtedun

( Ve onlara o Allah’ ın indirdiğine tabi olun denildiğinde, "Bilakis babalarımızı o üzerinde bulduklarımıza tabi oluruz." derler. Ya babaları hiçbir şeyi akıl edemeyenler ve yönlendirilmemiş olanlar idiyseler. )

"DOGma" kelimesinin anlamını, "Doğuştan itibaren değişmeden devam eden durum / Doğuştan öyle olan" olarak kavramak mümkündür. Zira ayette de "Doğduklarında babalarını neyin üzerinde buldularsa onun üzerinde devam etme" eğiliminde olan insanlar tanımlanmaktadır. Dolayısıyla "DOGma" kelimesiyle "DOĞum" kelimesi arasında ortak kök olarak DOG kelimesi ortaya çıkmaktadır. Bu kökü aşağıdaki kelimlerde de görmek mümkündür.

DOG ( Köpek ) 

DOGon* Kabilesi : Afrika Mali'de yaşayan Dogon kabilesi Canis Majoris ( Büyük Köpek ) veya Dog Star ( Köpek Yıldızı ) adı verilen takımyıldızda yer alan Sirius yıldızı konusunda okült ve ezoterik bilgilere sahiptirler. Evvelki bölümlerde incelendiği üzere Şanlıurfa'daki Göbeklitepe / Köpeklitepe'de Sirius Yıldızı'nın kaba madde alemi dünyadaki bir peojeksiyonu olacak şekilde inşa edilmiştir. Bu tapınaktaki T şeklindeki monolitlerin üzerinde "Köpek" figürünün yoğun olarak yer alması dikkat çekmektedir.

* Dog ( Köpek ) + On ( Üstünde ) ... Dogon = Üstteki Köpek ( Yukarıdaki Sirius Yıldızı )

Sonuç itibarıyla "Dogma" kelimesinin etimolojik ve semantik açıdan "Doğum" ve "Sirius" kelimeleriyle ilintilenmesi "İnsanın doğum yerinin Sirius ( Cennet / Sevgi Planı / Yarı Süptil Alem ) olduğu" bilgisine yakınlaşma sağlamaktadır.



Wednesday, March 4, 2020

DO ........ Sİ

Nota sistemindeki en düşük frekanslı nota yani kalın sesli nota DO, en yüksek frekanslı yani ince sesli nota Sİ notasıdır.

Kalın sesi yani düşük frekansı ifade eden DO kelimesi, düşük frekanslı kaba madde aleminin ismi olan DUnya kelimesinin ilk iki harfiyle benzerlik arzetmektedir.

Aynı şekilde ince sesi yani yüksek frekansı ifade eden Sİ kelimesi de, süptil ( ince ) madde alemi olan Sİrius kelimesinin ilk iki harfiyle benzerlik arzetmektedir. ( SİRius kelimesi Arapca'daki ESİR ( Evrenin her zerresinde bulunan, evreni kaplayan ancak kaba madde frekansında algılanamayan süptil madde ) kelimesiyle aynı kökten gelmektedir. SIR ( Gizem ) kelimesi de aynı kökten olup "Bilinmeyen, Tespit edilemeyen, Görülemeyen" anlamına gelmektedir.

Yaratılışın ses titreşimlerden ( frekanslardan ) oluştuğu dikkate alındığında ortaya ilginç bir uyum çıkmaktadır. Ayrıca ses siteminde 7 nota olması da insanın tekamül aşamalarının bir başka temsili niteliğindedir. ( Yedi Gök, Yedi Renk, Yedi Çakra vb. )


İstiklâl Marşı'ndaki mesaj

12 Mart 1921 tarihinde kabul edilen İstiklal Marşı'nın ilk mısraları hem derin mesaj hem de nümerik ve semantik uyum  arzetmektedir..

KORKMA, (1) sönmez (2) bu (3) şafaklarda (4) yüzen (5) al (6) sancak (7);
Sönmeden (1) yurdumun (2) üstünde (3) tüten (4) en (5) son (6) ocak (7).
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Marşın ilk kelimesi "KORKMA" emri olup, inananların hiçbir zorluk ve tehdit karşısında korkuya kapılmamaları gerektiği ifade edilmektedir. 2020 yılıyla birlikte gelen deprem, salgın, savaş gibi unsurlar bu yıla ve 20/20 kodlu ayete dikkat çekmekte gibidir.

Kur'an'ın 20. suresi olan Taha suresinin 20. ve 21. ayetleri bu bağlamda ilginç bir nümeroloji sergilemektedir. 20/20 kodlu ayette "Hayyetün tes'a" ( Koşan / Çabalayan Yılan ) ifadesi yer almaktadır. Bu ifade ve ayetin kodu, 2020 yılı ve bu yıl gündeme gelen olumsuzluklara işaret eder gibidir.

20/20 - Fe elkaha fe iza hiye HAYYETÜN TES'A ( Böylece onu bıraktı da o zaman o KOŞAN YILAN oldu. )

Surenin 21. ayetinde ise "La Tehaf" ( Korkma ) mesajıyla, şeytanların sadece kendilerine şerri olacağı ve onlardan korkulmaması gerektiği bildirilmektedir. Zira şeytanlar, zihin kontrolü ve "korku" unsurunu kullanmak suretiyle insanları zayıf ve savunmasız hale getirmeye çalışmaktadır. Oysa ki ilim sahibi inananlar şeytanların tüm yapabileceklerinin, sadece kendilerine zarar verecek olan zayıf tuzaklar* kurmaktan ibaret olduğunu bilmektedirler.

( * 4/76 - Ellezine amenu yükatilune fı sebılillah vellezine keferu yükatilune fı sebılit tağuti fe katilu evliyaeş şeytan inne keydeş şeytani kane daıyfa
( O inananlar Allah yolunda savaşırlar ve o inkar edenler azgının yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarıyla savaşın. Şeytanın tuzağı kesinlikle zayıftır. ) )

20/21 - Kale huzha ve LA TEHAF se nüıydüha sıratehel ula ( "Onu yakala ve KORKMA. Onu ilk önceki haline döndüreceğiz." dedi. )

Al'i İmran suresinin 175. ayetinde, şeytanların korkutma tuzaklarından ve Allah'tan başka hiçbir şeyden korkulmaması gerektiğinden bahsedilir.

3/175 - İnnema zalikümüş şeytanü yühavvifü evliyaehu fe LA TEHAFuhüm ve hafuni in küntüm mü'minın
( Kesinlikle bu size şeytandır. Dostlarını korkutur. O halde, eğer inananlar iseniz, onlardan KORKMAYIN da benden korkun. )

İstiklâl Marşı'nın ilk İKİ mısrası YEDİ kelimeden oluşmaktadır. ( Ve ilk kıtada 25 kelime bulunmaktadır. ( 2+5 = 7 ) ) 

Fatiha suresinin ilk İKİ ayeti de YEDİ kelimeden oluşmaktadır. Ve Fatiha kelimesi "Açılış, Anahtar" anlamına gelmekte olup, Allah'ın isminin zikriyle doğru yola ve selamete yönlendiren tekamül kapılarının açılacağı derin mesaj olarak verilmektedir.

1/1 - Bi (1) ismi (2) allahi (3) er (4) rahman (5) ir (6) rahim (7) ( Şefkatli, merhametli Allah'ın ismi ile, )

1/2 - El (1) hamdu (2) li (3) allahi (4) rabbi (5) el (6) alemin (7) ( Övgü alemlerin Rab’bi Allah içindir. )

İstiklal Marşının marş olarak okunan ilk İKİ kıtasında da 52 ( 5+2 = 7 ) yani nümerolojik olarak YEDİ kelime bulunmaktadır. 

Bu durum yaratılıştaki döngünün ve düalitenin sembollerinden biri olan "İkili Yedi"** kavramına dikkat çekmektedir. 

** 15/87 - Ve lekad ateynake seb'an minel mesanı vel kur'anel azım
( Ve biz sana ikililerden yediyi ve büyük Kur'an' ı verdik. )

Kur'an'da "İkili Yedi" kavramı sadece 15/87 kodlu ayette geçmekte olup, ayetin kodunun nümerolojik değeri "21" sayısını vermektedir. İstiklal Marşının 19"21" yılında kabul edilmesi bu noktada bir uyum arzetmektedir.

Ayrıca İstiklal Marşının 4. kıtasının 3. mısrasında ( 4+3 = "7" ) İKİNCİ kez "Korkma" kelimesi geçmektedir.

"Ulusun, KORKMA! Nasıl böyle bir imanı boğar," 

İstiklal Marşı'nda "Korkma" ifadesinin geçtiği İKİ mısra bulunmakta ve bu İKİ mısra da YEDİ kelimeden oluşmaktadır. Yine "İkili Yedi" kavramı tezahür etmektedir.






Monday, March 2, 2020

En büyük ödül "Allah'a yönelme"

İnsanlar yaşamları boyunca, bulundukları her ortamda "ödüllendirilme" arzusu ve beklentisi içinde olmuşlardır. Nefsani bir beklenti olan "ödüllendirilme", yapılan ve hatta bazen yapılmayan bir şey karşılığında umulagelmiştir. Söz konusu "Ödüllendirilme" sözel övgü, iltifat, onurlandırma!, maddesel menfaat, imtiyaz gibi muhtelif şekillerde olabilir. Nefsaniyetin şeytani ateşi altında olan varlıklar ödüllendirilmek ve onurlandırılmak suretiyle toplumda itibar elde edeceklerini ve "elit" olacaklarını zannederler. Hatta bunun için kaba madde alemi dünyadaki maddi imkanlarını kullanarak sahte organizasyonlar ve senaryolar düzenlemek suretiyle kendilerinin başkaları tarafından ödüllendirilmelerini sağlarlar. Buna en komik ve trajik örnek olarak "Yaşam Boyu Onur Ödülü" gösterilebilir. Samimiyetle veya menfaat beklentisiyle yaptığı herhangi iyi bir işten dolayı bir insana "Sen ömür boyu onurlusun." denmesi kadar batıl, kasıtlı ve aldatıcı bir yaklaşım olmasa gerektir. Zira samimi ve inanan insanlar yaşamları boyunca iyilik ve doğruluk yönündeki icraatlar ve faaliyetler ile mükelleftirler. 

Kur'an'da "Ödül "kelimesinin karşılığı, her gün kullanılmakta olunan "Ücret" kelimesinin kökü olan "Ecir" kelimesidir. Ve Kur'an ayetlerinde, inananlar için gerçek ecirin, hem kendilerinin Rab'be yakınlaşmaları / yönelmeleri hem de diğer insanların O'na yakınlaşmalarına / yönelmelerine vesile olmak olduğu açıkça bildirilir. Söz konusu yakılaşma ve yönelmenin tek yolu da Allah'ı zikretmek ve O'nun doğru yolunda iyilikler yapmak, nefsin telkin etmeye çalıştığı kötülüklerden arınabilmektir.

25/57 - Kul ma es'elüküm aleyhi min ecrin illa men şae en yettehıze ila rabbihı sebıla
( De ki: "Onun üzerine, Rab’lerine doğru yol edinmeyi dileyen kimselerin haricinde, size ödül sual etmiyorum." )

26/109 - Ve ma es'elüküm aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemın
( Ve onun üzerine size ödülden sual etmiyorum. Kesinlikle ödülüm ancak alemlerin Rab’binin üzerinedir. )

13/28 - Ellezine amenu ve tatmeinü kulubühüm bi zikrillah e la bi zikrillahi tatmeinül kulub
( Onlar inanırlar ve kalpleri, Allah' ın hatırlanması ile tatmin olur. İyi bilin ki, kalpler Allah' ın hatırlanması ile  tatmin olur. )

Kalbin kan pompalaması ve toplaması yani Sistol ve Diastol hareketleri de kaba madde seviyesindeki bir "Zikir" tezahürü niteliğindedir.





Saturday, February 29, 2020

Kolaylık ve Zorluk düalitesi / döngüsü

Yaratılıştaki döngüler,  düalitenin bileşenleri olan negatif ve pozitif tesirlerin ard arda tezahürü ile oluşan değer farklanması sonucunda vuku bulmaktadırlar.

Düaliteye dayalı döngü olgusu, aynı mesajı iki kere veren, İnşirah suresinin 5. ve 6. ayetlerinde Usri ( Zorluk ) ve Yüsren ( Kolaylık ) kelimeleri ve 11 nümerolojisiyle destekli olarak bildirilmiştir.

94/ 5- Fe (1) inne (2) me'a (3) el (4) USRİ ( *5* ) YÜSREN (6)
( O halde zorlukla birlikte kolaylık vardır. ) 

94/ 6 - İnne (1) me'a (2) el (3) usri (4) yüsren (5) 
( Kesinlikle zorlukla birlikte kolaylık vardır. ) - 

- Ayet numaralarının toplamı "11" sayısını vermektedir. ( 5+6 = 11 )

- İlk ayetteki Usri ( Zorluk ) ve Yüsren ( Kolaylık ) kelimelerinin sıra numaraları toplamı 5+6 = "11" olmaktadır.

- İlk ayetin numarası ile ayetteki kelime adedi toplamı 5+6 = "11" olmaktadır.

- İkinci ayetin numarası ile ayetteki kelime adedi toplamı 6+5 = "11" olmaktadır.

Ayrıca farklı boyuta geçişin, geçiş portalının nümerolojik sembolü de 11 sayısı olup, ayetlerde "Zorluk"tan "Kolaylık"a geçiş kavramı 11 sayısıyla kodlanmış gibidir.

Sebt ( Şabat / Şubat ) günü ve Ünite

Miladi takvime göre belirlenen Artık Yıl, 4 rakamının katı olan yıllar olarak bilinmektedir. Şubat ayı 4 yılda bir 29 ( 2+9 = 11 ) gün olmaktadır. Bu ilave güne Artık Gün, ilgili yıla da Artık Yıl denilmektedir.

"Şubat" kelimesinin kökeninde "Yedi" ve "Sabit" anlamları bulunmaktadır. "Yedi" anlamı batı dillerinde "Yedi" kelimesinin Sept ( Fra. ), Seben ( Alm.) olarak telafuz edilmesinde görülebilmektedir. "Sabit" anlamı ise kutsal kitaplara göre "Sebt" gününde yani "Yedinci günde" eylemsizlik olmasından kaynaklanmaktadır. Zira Allahü Teala'nın yeri ve gökleri 6 günde yaratması sonrasındaki 7. gün yaratılış sürecinin sonu yani döngü sonunun sembolü niteliğindedir. Tevrat'ta 7. gün sembolik olarak "Dinlenme"* ifadesiyle temsil edilir. 

1-Genesis-2-2 Yedinci güne gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten o gün dinlendi.

Kur'an'da "Sebt" ( Sabat, Şabat, Şubat ) kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin numarası 65 olup, bu sayının nümerolojik değeri de "11" olmaktadır. 11 sayısı farklı boyuta, farklı safhaya geçişin sembolü olup, “7. günde farklı bir hal içinde olunması” kavramıyla uyum arzetmektedir. Ayrıca ayette 16 kelime olması ve bu sayının nümerolojik değerinin "7" olması da "Yedinci gün" kavramıyla uyum arzetmektedir. ( "BİRdenBİRe" ifadesinin bir halden başka bir hale geçiş anlamına geldiği ve ifadedeki iki adet 1 sayısının 11 sembolizasyonu içerdiğine evvelce "BİRdenBİRe" başlıklı bölümde değinilmişti. )

2/ 65 - Ve (1) lekad (2) alimtüm (3) üllezıne (4) a'tedev (5) min (6) küm (7) fi (8) es (9) SEBTİ (10) fe (11) kulna (12) lehüm (13) kunu (14) kıradeten (15) hasiın (16)

( Ve sizlerden YEDİNCİ GÜN içinde hududu aşanları bildiniz. Böylece onlara, "Kovulup reddedilmiş maymunlar olun." dedik. )

"SABBATH is unification through ONENESS, which causes the mystery of ONENESS to dwell upon it..... ......The elaborate Friday evening service is not the only mystical SABBATH rite that entered normative practice. The Zohar explains that the head of the household must accomplish ten things at the SABBATH table, corresponding to the TEN sefirot. Although many of these are rabbinic practices, the enumeration of TEN central customs and the associated symbolism are Zoharic."

https://www.myjewishlearning.com/article/mystical-shabbat/

Kabala* öğretisine göre Şabat, "Ünitenin" ( Birlik, Vahdet ) sembolü olup, Sefer Yetzirah ( Yaratılış Kitabı ) kapsamında yer alan hayat ağacındaki 10 sefirot ile ilintilendirilmektedir.. "Sebt" kelimesinin, Kur'an'da ilk geçtiği ayetteki 10. kelime olması bu bağlamda dikkat çekmektedir. ( 10 ... 1+0 = "1" yani Ünitenin / Birliğin nümerolojik sembolü ))

2/65 Ve (1) lekad (2) alimtüm (3) ellezıne (4) a'tedev (5) min (6) küm (7) fi (8) es (9) SEBTİ (10) ........

* Kabala öğretisine referans verilerek misallendirme yapılmasının nedeni esas itibarıyla tüm öğretilerin kökeninde Allah'ın ilminin olmasıdır. O'nun ilmi haricinde bir ilim yoktur.** Hiçbir kişi, grup veya cemiyet O'nun ilmi dışında bir ilim oluşturamaz ve geliştiremez. Ancak ve sadece bu ilmi olumsuz amaçlar doğrultusunda kullanmaya, kelimelere, sayılara farklı anlamlar yüklemek suretiyle insanları saptırmaya çalışan kitlelerin, cemiyetlerin varlığı söz konusu olabilir. Ve bunlar da zaten mevcuttur.

** İblis'in de içinde bulunduğu melekler topluluğunun ilgili sözleri Bakara suresinin 32. ayetinde zikredilmektedir.

2/32 - Kalu sübhaneke la ilme lena illa ma alemtena inneke entel alimül hakim ( "Yücesin sen. O bize öğrettiğinin haricinde bize ilim yoktur. Kesinlikle sen bilensin hakimsin." dediler. )








Friday, February 28, 2020

Mesih kelimesi....

3/45 - İz kaletil melaiketü ya meryemü innellahe yübeşşiruke bi kelimetin minhü ismühül MESİHU ıysebnü meryeme vecıhen fid dünya vel ahırati ve minel mükarrabın
( Zamanında melekler, "Ey Meryem, kesinlikle Allah sana kendinden kelimeyi müjdeliyor ki onun ismi Meryemoğlu MESİH İsa’ dır. Dünyada ve ahirette saygındır ve yakınlaşanlardandır." dediler. )

"Mesih" kelimesi "Mesh" ( Ovma, Okşama, Dokunma ) kökünden gelmekte olup, "Ovulmuş, Okşanmış, Dokunulmuş" anlamına gelmektedir. "Mesih" kelimesinin dillerdeki karlşılıkları şöyledir.

Messiah ( İng. ) 
Messie ( Fra. )
Messias ( Alm. )
Mashiach ( İbr. )
Messiam ( Lat. )
Mesih ( Ar. )

Kur'an'da "Mesh" kökünün geçtiği ayetler;

4/43 - ..... fe lem tecidu maen fe teyemmemu saıyden tayyiben feMSEHU bi vücuhiküm ve eydıküm ....

( .... su bulamazsanız temiz toprağa niyet edin. Böylece yüzlerinizi ve ellerinizi MESHEDİN. Kesinlikle Allah affedendir bağışlayandır. 

5/6 - Ya eyyühellezine amenu iza kuntüm iles salati fağsilu vücuheküm ve eydiyeküm ilel merafikı veMSEHU bi ruusiküm ve ercüleküm ilel ka'beyn ...
 
( Ey o inananlar, dua edecek olduğunuzda, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı ve iki topuğa kadar da ayaklarınızı MESHEDİN. ... )

Dikkat edilecek olursa kelimenin "Mess" kökünden türediği görülmektedir. "Mess" kelimesi Arapça'daki "Mess" ( Dokunma ) kelimesi ve batı dillerindeki "Massage"  ( Masaj )* kelimesiyle ilntilidir. ( * Masaj, rahatlık ve huzur vesilesi olması amacıyla vücuda el teması ile yapılan bir uygulamadır. Bu cümlede geçen "Temas" kelimesi de "Dokunuş" anlamına gelmekte olup, "Mas" ( Dokunma ) fiili, başına gelen "Te" ile isim olmaktadır. )

"Mess" kökünün bir Kur'an ayetindeki örneği;

41/49 - La yes'emül insanü min düail hayri ve in MESSEhüş şerru fe yeusün kanut
( İnsan hayır çağırışından usanmaz. Eğer ona kötülük DOKUNURSA ümidini kesip ümitsiz olur. )

Bu bağlamda "Mesih" kelimesi, Kutsal Ruh tarafından tesir iletilmiş ( dokunulmuş, temas edilmiş, ) ve arındırılmış anlamını içermektedir. Kutsal Ruh'un teması ( tesiri ) varlıkları negatif tesirlerden arınarak saflaşmalarına vesile olmaktadır.

Aşağıdaki İncil ayetlerinde yer alan "Toprak insan" kavramı, kaba madde aleminde tezahür eden ve nefsaniyet yoğun niteliğe sahip Adem'i ve onun hibrid soyunu*, "Göksel insan" ise saflığı bozulmamış insanı temsil eden Mesih İsa'yı sembolize etmektedir. İncil'de Mesih İsa'nın "İnsanoğlu"** olarak tanımlanmasının sebebi de budur. )

( * Ağaca ( cinlerin soyağacı ) yaklaşan yani cinlerle CİNsel temas kuran Adem'in saflığı bozulmuş soyu.... Bu eylem insanın yarı süptil alem ( boyut, plan, frekans ) olan cennetten çıkarılarak kaba madde alemi olan dünyaya intikaline sebebiyet vermiştir. 

** 40-Matthew-13-37 İsa, "İyi tohumu eken, İnsanoğlu'dur." diye karşılık verdi. )
40-Matthew-26-2 "İki gün sonra Fısıh Bayramı olduğunu biliyorsunuz" dedi, "İnsanoğlu çarmıha gerilmek üzere ele verilecek."

46-1 Corinthians-15-47 İlk insan yerden, yani topraktandır. İkinci insan göktendir.
46-1 Corinthians-15-48 Topraktan olan insan nasılsa, topraktan olanlar da öyledir. Göksel insan nasılsa, göksel olanlar da öyledir.
46-1 Corinthians-15-49 Bizler topraktan olana nasıl benzediysek, göksel olana da benzeyeceğiz.

Dolayısıyla Kur'an'da, Yevmel Kıyameh ( Ayağa Kalkış Günü ), Yevmel Fasl ( Ayrışım Günü ), Yevmed Din ( Din Günü ), Yevmel Hesab ( Hesap Günü ) gibi kelime setleriyle ifade edilen döngü sonunda kutsal ruh tesirlerinin ileticisi olan Mesih İsa'nın tesirleri inanan insanları saflaştıracak, onlara şifa vererek madde obsesyonundan ve nefsaniyetten arındıracak ve ruhsal tekamüle yani üst boyutlara geçişe vesile olacaktır.

Nisa suresinin 159. ayetinde "Kitap sahiplerinin ölmeden önce Mesih İsa'ya inanmalarından" bahsedilmesi, Mesih İsa'nın sonsuz yaşam bilincine kavuşturacak döngü sonu tesirlerine işaret etmektedir.

4/159 - Ve in min ehlil kitabi illa le yü'minenne bihı kable mevtih ve yevmel kıyameti yekunü aleyhim şehıda
( Ve kesinlikle kitap sahiplerinden olanlar ölümlerinden önce mutlaka ona inanacaklardır. Ayağa kalkış gününde o, onlara şahit olur. )








Thursday, February 27, 2020

SPeRm ve SeRPent

İnsanın kaba madde alemi dünyadaki yaşamının başlangıç kaynağı olan "Sperm" şekil itibarıyla "Yılan"'ı andırmakta olup, "SPeRm", "SeRPent" ve "SeRPmek" kelimelerini oluşturan temel harfler de aynı harflerdir. ( S,R,P )



Ymurtayı döllemek için ileri atılmış yılan formundaki spermler ( Atmosfere veya dünyaya girmeye* çalışan reptilian cinlerin tasviri gibi )

*15/17 - Ve hafıznaha min külli şeytanir racım ( Ve onu ( göğü ) tüm kovulmuş şeytanlardan koruduk. )
15/18 - İlla men isterekas sem'a fe etbeahu şihabün mübın ( O kulak hırsızlığı yapan kimse hariç. Artık onu apaçık kıvılcım takip eder. )

Ayetteki “kulak hırsızlığı yapan kimse” gökten içeri girmeye çalışan cini / cinleri tasvir etmektedir.

S,R ve P harflerini içeren farklı dillerdeki kelimeler incelendiğinde "Yayılmak, Atılmak, Dağılmak,  Serpmek, Fırlamak, Türemek, Yükselmek"  ortak anlamları göz çarpmaktadır.

SPRead = Dağılmak, Yayılmak
SPeeR ( Alm. ) Spear ( İng. ) = Cirit, Mızrak ( Atılan şey )
SPeRM* ( Atılarak serpilerek yayılan )
SeRPMek / SeRPMe ( Türk. ) = Atarak yaymak
SeRPent ( Fra. - İng. ) = Yılan ( Yere yaYILAN ) *

Sper+m ( Yayılma, Dağılma ) Depr+em ( Depreşme, Depression )

SPiRit = Ruh* SPRout = Türeyen, Tomurcuk
SPRead = Yayılmak ve SPeRm *
Ruh = Rıh = Rüzgar ( Rüzgar yayılarak dağılır. Bir noktada sabit bir olgu değildir. )
SüPüRMek = Yayarak dağıtmak, ilerletmek
SuPeR = Üste yukarı fırlamış, atılmış
SuPReMe = Üste yukarı fırlamış olma / olan
SPRosse (Alm. ) = Basamak, Üste çıkaran, Yukarı fırlatan
SPRing ( İlkbahar ) ... SPR + ing Spring = Atılma, yayılma, tomurcuklanma, hayatın başlaması, yeşerme
SPoRe = Üreme, Türeme* hücresi 
SPoR yapmak = Hareketlenmek, Yükselmek, Aktif hale gelmek

* TÜReme = Üste yukarı çıkma, Yükselme, Ortaya çıkma TüRk ... TüR+k = Yükselmiş olan

"Yumurta" kavramının "Yılan" ile ilntilendirildiği aşağıdaki okült figürler / semboller de yılan ile döllenme arasındaki gizemli anlam açısından dikkat çekmektedir. 



Yumurtaya sarılmış yılan

Yılan, bazı ezoterik ve okült kültürlerde yaratılışın ve yaşam enerjisinin kaynağı addedilmektedir. Ve halen "Tıbbın" sembolü olarak da kullanılmaktadır.


DNA Sarmalı formu verilmiş iki yılan ile tıp sembolize edilmektedir.

Bu noktada bazı sorular;

Adem'in, yaklaşmaması gereken ağaca ( cinlerin soyağacı ) yaklaşması yani eşinden önce cin ile CİNsel ilişkiye girmiş olması ve eşinin de aynı davranışı sergilemesi sonrasında saf insan soyu bolzulmuş ve reptil ( sürüngen / yılan ) / cin hibridi bir nesil mi oluşmuştur? ( Adem'in cennetten çıkarılma sebebi de saf insan niteliğini kaybetmiş olmasıdır. )

Bu nedenle mi insanların beyninde nefsani frekansların kaynağı olan Reptilian Complex ( Sürüngen Kompleksi ) adı verilen bir organ bulunmaktadır?

Cinsel ilişki olmadan yaratılmış olan tek saf insanlar Adem ile İsa mıdır? ( Kur'an'da "İsa'nın misali Adem'in misali gibidir." ifadesi yer alır. )

3/59 - İnne mesele IYSA ındellahi ke meseli ADEM halekahu min türabin sümme kale lehu kün fe yekun
( Kesinlikle İSA’ nın misali Allah’ ın indinde ADEM’ in misali gibidir. Onu topraktan yarattı ve sonra ona "Ol." dedi de o oldu. )

Ve bu nedenle mi İncil'de Mesih İsa'dan "İnsanoğlu" olarak bahsedilir?

40-Matthew-13-37 İsa, "İYİ TOHUMU* EKEN İNSANOĞLU'dur." diye karşılık verdi.

* "İyi Tohum", kaba madde aleminde Mesih İsa ve İnsanoğlu ismiyle saf insan olarak tezahür eden ruhun yayacağı ve Reptilian Complex'in ürettiği nefsaniyet frekanslarından arınmış "Saf İnsan" tesirleri midir?

40-Matthew-13-41 İNSANOĞLU meleklerini gönderecek, onlar da insanları günaha düşüren her şeyi, kötülük yapan herkesi O'nun egemenliğinden toplayıp,

Tekrar "Sperm"e dönülecek olursa, "Sperm" ipliksi yapıya sahip olan yaşam kaynağıdır. Kuantum fiziğindeki "İp Teorisi"'ne ( String Theory ) göre atom altı parçacıklar da ( Kuarklar ) ipliksi yapıya sahiplerdir. "İp Teorisi" tüm evrenin de ipliksi yapıya sahip olduğunu ve 11 boyuttan oluştuğunu ( M Teorisi ) belirtmektedir. Solucan Delikleri de ( Worm Holes ) bu teorinin kainattaki delilleri niteliğindeki küçük tezahürleridir. "İp Teorisi"'ne ( String Theory ) "Herşeyin Teorisi" ( Theory of Everything ) adı da verilmektedir.

Wednesday, February 26, 2020

Kulak, Göz ve Kalp

"Hafta hafta bebeğin anne karnındaki gelişimi nasıl olur?

1. ay (1-4. haftalar)

Döllenmiş yumurta büyüdükçe, etrafında yavaş yavaş sıvı ile doldurulan su geçirmez bir kese oluşur. Buna amniyotik kese denir ve büyüyen embriyoyu hafifletmeye yardımcı olur. Plasenta da gelişir. Plasenta besinleri anneden bebeğe aktaran ve atıkları bebekten aktaran yuvarlak, yassı bir organdır.

İlkel bir yüz, GÖZLER büyük koyu halkalarla oluşacaktır. Ağız, alt çene ve boğaz gelişiyor. Kan hücreleri şekilleniyor ve dolaşım başlayacak. Minik “KALP” tüpü dördüncü haftanın sonuna kadar dakikada 65 kez atar. İlk ayın sonunda, bebeğiniz yaklaşık 6 mm’dir yani bir pirinç tanesinden daha küçüktür!

2. ay (5-8. haftalar)

Bebeğinizin yüz özellikleri gelişmeye devam ediyor. Her bir KULAK başın cildinin küçük bir katı şeklinde başlar. Sonunda kollara dönüşen minik tomurcuklar ve bacaklar oluşur. Parmaklar, ayak parmakları ve gözler de oluşuyor."


Embriyonun rahimdeki organ gelişimine ilişkin basında yer alan bu bilgilere göre bebeğin ilk önce oluşan organlarının "kulak", "göz" ve "kalp" olduğu görülmektedir. 

İsra ve Mü'minun surelerinin aşağıdaki ayetlerinde yer alan "Sem'a" ( Kulak ), "Besar" ( Göz ) ve "Fuad" ( Kalp ) kelimeleri embriyonun organ oluşum evrelerine işaret etmekte gibidir. 

17/36 - Ve la takfü ma leyse leke bihı ılm innes SEM'A vel BESARA vel FÜADE küllü ülaike kane anhü mes'ula

( Ve sana ilminden olmayanın peşine düşme. Kesinlikle KULAK, GÖZ ve KALP, onların hepsi ondan sual edilesidir. )

23/78 - Ve hüvellezi enşee lekümüs SEM'A vel EBSARA vel EF'İDEH kalılen ma teşkürun
( Ve size KULAK, GÖZLER ve KALPLER inşa eden O'dur. O şükretmeniz azdır. )







Tuesday, February 25, 2020

Coronavirus meselesi

2020 yılında gündeme oturan "Coronavirus" kelimesi "Corona" ( Taç ) ve "Virüs" kelimelerinden oluşmakta olup, Coronavirus, taç şeklinde bir yapı arzetmesi nedeniyle bu ismi almıştır.


"Taç", kraliyete ilişkin bir sembol olup, asil soyu, soyluluğu yani nihayetinde "Soyu, Soyluluğu, Soyun Devamlılığını, Nesli" sembolize etmektedir.

   


"Taç" kelimesinin batı dillerindeki karşılıkları Crown ( İng. ), Couronne ( Fra. ), Krone ( Alm. ) olarak sıralanabilir.

Ayrıca "Korna" anlamında kullanılan "Horn" kelimesi de aslında "Corn" yani "Boynuz" kelimesidir. "Boynuz" da "Döl bereketinin, Soyluluğun, Fertilitenin, İktidarın" sembolüdür. "Boynuz"a üflenince çıkan sese de "Korna" sesi denmiştir. Arapça'daki "Kurne" kelimesi de "Sivri ve yüksek şey" anlamına gelmektedir.

Korn / Kern ( Alm. ) = Soy, Nesil, Çekirdek, Tohum
Karn ( Arap. ) = Soy, Nesil
Charne ( Fra. ) = Et ( İnsanla ilgili )
Carnivore ( Fra. ) = Etobur

Bu bağlamda "Coronavirus"'ün batıni anlamı "Soy Virüsü" veya "Soykıran Virüsü" olabilir.

Kur'an'ın 20/128 kodlu ayetinde "Nesillerin helakından" bahsedilmektedir.

20/128 - E fe lem yehdi lehüm kem ehleknü kablehüm minel KURUNİ yemşune fı mesakinihim inne fı zalike le ayatin li ülin nüha

( Onlardan önce, meskenlerinde gezen nice NESİLLERDEN helak etmemiz onları yönlendirmedi mi? Kesinlikle bunda, akıl sahipleri için ayetler vardır. )

Ayetin sure numarasının ( 20 ) nümerolojik değeri "2", ayet numarasının ( 128 ) nümerolojik değeri de "2" ( 1+2+8 = 11 ... 1+1 = 2 ) olmaktadır. Bu iki adet 2 sayısı 2020 yılına mı işaret etmektedir?

Arapça'da ise "Soy / Nesil" kelimesinin karşılığı "Karn" ve "Kurun" ( Çoğul ) kelimeleridir. İsra suresinin 17. ayetinde geçen "Kuruni" kelimesi, ayetteki anlamsal içerik ( Nesillerin helak edilmesi ) ve nümerolojik yapı açısından incelendiğinde insanların ölümüne yani nesillerin helakına sebebiyet veren Coronavirüs ile ilinti izlenimi uyandurmaktadır.

17/17 - Ve (1) kem (2) ehlekna (3) min (4) el (5) KURUNİ (6) min (7) ba'di (8) nuh (9) ve (10) kefa (11) bi (12) rabbi (13) ke (14) bi (15) zünubi (16) ıbadi (17) hı (18) habıran (19) besıra (20)

( Ve Nuh' tan sonra NESİLLERden nicesini helak ettik. Rab’bin kullarının günahlarını haber alıp görmeye kafidir. )

Ayette "20" kelime bulunmaktadır.

Ayetin kodunu ( 17/17 ) oluşturan sayılar ile ayetteki "Kuruni" kelimesinin sıra numarası toplandığında yine "20" sayısı elde edilmektedir. ( 1+7+1+7+6 = 20 )

İki adet 20 tezahürü "2020" yılı çağrışımı yapmaktadır. Yani ayette 2020 yılında nesilde bazı ölümlerin vuku bulacağı mı bildirilmektedir? Halen Coronavirüs nedeniyle neslin bir kısmı* helak olmaktadır.

Ayrıca Kur'an'ın "İnsan" suresinin 76/7 kodlu ayetinde "Müstetir" ( Salgın, Yaygın, Örten ) kelimesi ilk ve son kez geçmektedir.

"76/7" - Yufune (1) bi (2) en (3) nezri (4) ve (5) yehafune (6) yevmen (7) kane (8) şerru (9) hu (10) MÜSTETIREN (11) 

( Yapılacak işlerini, adaklarını ifa ederler ve kötülüğü SALGIN / YAYGIN / ÖRTEN o günden korkarlar. )  

Ayet kodunun ( 76/7 ) nümerolojik değeri "20" sayısını vermekte olup bu sayı 2020 yılına mı işaret etmektedir?

Ayette 11 kelime bulunması da 2 sayısı açısından ( 1+1 = 2 ) 20 sayısıyla uyum arzetmektedir. ( 11 sayısı farklı boyuta geçiş portalının nümerik sembolüdür. )

Ayet kodu 76/7 ... 20 ... "2" 
Ayetteki kelime adedi 11 ... "2" 

2020 ... 2 ve 2 !?

MERS ( Middle East Respiratory Syndrome ) Coronavirus 2011 yılında ortaya çıkmış ve iki yıl süreyle epidemi ( salgın ) oluşmuştur. 

"Coronavirus" kelimesi 11 harften oluşmaktadır. 20"11" yılı yapımı olan "Contagion" ( Salgın ) isimli film ve filmin mottosu dikkat çekmektedir. 

"Nothing spreads like FEAR" ( Hiçbir şey KORKU kadar hızlı yayılmaz."

Film, mevcut durumda deneyimlenen Coronavirus ( COVID 19 ) vakasının kriptosu niteliğindedir. Filmde Hong Kong'da yarasa kaynaklı olarak yayılan bir virüsün dünya çapında salgına neden olması konu edilmektedir.


Madonna, 14 Haziran 2019 tarihinde "Madame X" isimli bir albüm çıkarmıştır. 

- "Madame X", "Öldüren Kadın / Ölüm Kadını veya Ölü Kadın" anlamına gelmektedir. 
- Albümün kapak görselinde, üzerinde "Gorona" yazan bir daktilo bulunmaktadır. 
- Şarkı sözlerinin bir kısmı şöyledir.

I' madame X ( Ben madame X )
TRAVELING AROUND THE WORLD ( Dünyayı dolaşıyorum. ) !!
Changing identities ( Kimlikleri değiştiriyorum. )

- Daktilodan çıkan sayfada "9" meslek / uğraş alanı yer alıyor. ( 9 okültizmde negatif enerjinin sembolüdür. )
- Mesleklerin / Uğraş alanlarının üzerinde ise şöyle yazıyor. "She is a OHA* OHA instructor" ( O bir OHA OHA denetçisidir." 

* OHA = Oregon HEALTY Agency ... ABD hükümetine bağlı bir sağlık ajansı.

- Albümdeki 3. şarkı "God Control" ( Tanrı Kntrolü ), 15. şarkı ise "I Rise" ( Yükseliyorum ) Madonna, şeytanı temsilen "Yükseliyorum." demekte yani Yeni Dünya Düzeni mesajını vermektedir.


2018 yılı yapımı olan “My Secret Terrius” isimli Kore TV dizisinde “Coronavirus” mesajı  açıkça verilmektedir. Filmin aşağıdaki sahnesinde doktor "Ama mutasyona uğramış Coronavirus gibi görünüyor." cümlesini kuruyor.


2016 yılında Disney XD tarafından yayımlanan "Lab Rats Elite Force" ( Laboratuar Fareleri Elit Güç ) isimli TV dizisinde "mikroçiplenerek" süper kahramana! dönüşmüş çocukların maceraları konu ediliyordu. Çiplenmiş çocuklara "Elite Force " ( Elit Güç ) sıfatı verilmişti. Coronavirus sürecinin ardında zaten planlanan aksiyonlardan biri olan "mikroçip" teknolojisinin yaygınlaştırılması bulunuyor olabilir. Zira tüm filmler, diziler, şarkılar hep küresel planların doğrudan veya sübliminal iletişiminin yapılması için üretilmektedir.


*  Güncel verilere göre Coronavirüs kaynaklı ölüm oranı %3 olup, kanser hastaları, şeker hastaları, tansiyon sorunu olanlar, sigara içenler ve 56 yaş üzeri olanların temel risk grubu oluşturmaktadırlar.

Ancak "Basındaki" manşetlere bakıldığında "Korku", "Dehşet", "Kabus" ve "Panik" kelimelerinin pompalandığı görülmektedir. Adeta insanlar "Basın Zehirlenmesi"'ne maruz bırakılmaktadırlar. Korkuya kapılmak, dehşete düşmek, panik yapmak frekans düşürerek strese ve depresyona sebebiyet verir ki bu iki unsur bağışıklık sisteminin baş düşmanlarıdır. Zira varlıklar frekanslardan ( titreşimlerden ) oluşurlar. Korku duygusu düşük frekanslı olup, varlıkların frekansını düşürerek, diğer düşük frekanslı olgulara ( negatif enerji, hastalık, virüs vb. ) portal açar ve varlığı savunmasız hale getirir. Zaten immün ( bağışıklık ) sistemin çökmesi de frekans düşmesi anlamına gelmektedir. Şeytanların, varlıkları kontrol ve tahakküm altına almak için kullandıkları en temel silah “korkudur”. 

19 Hz seviyesindeki ses frekansının insan üzerinde korku, panik, huzursuzluk ve buğulu görüntüler yarattığı bilimsel deneylerle ortaya konmuştur. Bu çerçevede Coronavirus'ün kodu olan COVID19 ifadesindeki 19 sayısı dikkat çekmektedir.

Basın sanki toplumun psikolojik olarak virüsten mümkün olduğunca etkilenebilmesi için araç olarak kullanılmakta gibidir.


















Bu manşeti atanlar sadist mi, gazeteci mi? diye düşünme durumu oluşuyor. Bir de "Kan donduran görüntülere dikkatle bakın!" diye talimat veriliyor.

















Monday, February 24, 2020

Beyaz rengin nümerolojik gizemi

"Beyaz" renk temel 7 renk ( Kırmızı, Turuncu, Sarı, Yeşil, Mavi, Lacivert, Mor ) içinde yer alan Kırmızı, Yeşil ve Mavi rengin birleşiminden oluşmaktadır.

                                   

Kur'an'da, Kırmızı ( Humr ) kelimesi 1 kere, Mavi ( Zürka ) kelimesi 1 kere, Yeşil ( Hıdr ) kelimesi ise 8 kere tekrarlanmaktadır. Bu renklerin Kur'an'daki tekrar adetleri 1,1 ve 8 sayılarına işaret etmektedir. 

"Beyad" ( Beyaz ) kelimesinin Kur'an'da ilk kez geçtiği ayet A'raf suresinin 108. ayetidir. ( Yüksek mevki anlamına gelen "A'raf" kelimesi, kaba madde alemi dünya ile yarı süptil alem olan cennet arasındaki geçiş portalını ifade eden kelimedir. 

7/108 - Ve (1) nezea (2) yede (3) hu (4) fe (5) iza (6) hiye (7) BEYDAÜ (8) li (9) en (10) nazırın (11)
( Ve elini çekip çıkardı da o zaman o bakanlar için beyaz oldu. )

Beyaz kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin numarasının 108 olması, ayetteki "Beyaz" kelimesinin 8. kelime olması ve ayette 11 kelime bulunması, düalite, yeni döngü başlangıcı, sonsuz döngü ve farklı boyuta geçiş portalı kavramlarının nümerik sembolleri olan 8 ve 11 sayılarına dikkat çekmekte gibidir. 8 ve 11 sayılarının toplamı ise ( 8+1+1 = 10 ... 1+0 = "1" ) ünitenin ( vahdet ) sembolü olan ve Rab'bin birliğini ifade eden "1" sayısını vermektedir. Dolayısıyla "Beyaz" renk ünite bilincine nail olmayı yani karanlıktan aydınlığa ( beyazlığa ) çıkmayı sembolize etmektedir.

Ayrıca "Beyad" ( Beyaz ) kelimesi Kur'an'da "11" kere tekrarlanmaktadır.


"Beyad" ( Beyaz ) kelimesinin ilk kez geçtiği ayetteki 55. ( 5+5 = 10 ... 1+0 = "1" ) kelime olması, son kez geçtiği ayette de "1." kelime olması da "11" nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir.

Ayrıca "Beyad" ( Beyaz ) kelimesinin son kez geçtiği surenin numarasının ( 37 ) nümerolojik değeri "1", ayet numarasının ( 46 ) nümerolojik değeri "1" olup yine "11" nümerolojisi tezahür etmektedir.

Beyaz renk, karanlıktan aydınlığa çıkmayı yani kaba madde alemi olan karanlık dünyadan ( cehennem ) yarı süptil alem olan beyaz cennete yani Sirius'a geçişi sembolize etmektedir. Haberci Musa'nın Firavun'a ayet olarak elini koynuna sokması ve elinin beyaz olarak görünmesi de bu bağlamda bir delil teşkil etmektedir. Öte yandan Sirius yıldızı aynı zamanda White Star ( Beyaz Yıldız) olarak da anılmaktadır.

Kur'an'da, Kur'an'ın "Kitabı merkum" ( Rakamlandırılmış kitap ) olduğu yani kitaptaki her harfin, her kelimenin, her ayetin ve her surenin, yaratılışın kodlarını yansıtacak şekilde, belirli bir sayısal düzene göre yer aldığı 83. sure olan Mutaffifin suresinin 9. ve 20. ayetlerinde belirtilmektedir.

83/9 - Kitabun merkum ( Rakamlandırılmış kitap. )

83/20 - Kitabun merkum ( Rakamlandırılmış kitap. )

Sure numarası 83 ... 8+3 = "11" 

Ayetlerin numaraları 9 ve 20 .... 9+2+0 = "11"













Sunday, February 23, 2020

Tüccar denilen Füccarlar

İnsanlar, birbirlerine karşılıksız fayda sağlamak yerine "faydayı satmak" kavramını zihinlerinden çıkarmadıkları ve her gün marketteki kasadan "düt" diye geçirilen mal gibi şirketlerin kapısından geçtikleri müddetçe şeytanın bu aldatma düzeni daim olacaktır. Zaten kapitalist emperyalist küresel şeytanlar çalışanları "Human Resource" ( İnsan Kaynağı ), "Asset" ( Varlık / Mal ) gibi kelimelerle tanımlamaktadırlar. Bordrolarda "İşverene maliyetiniz .... TL." yazmaktadır. Yani çalışana "Sen malsın." denmektedir. ) 

Her bireyin bir diğerinin faydasına olacak farklı ürünleri, hizmetleri temin etmek için ve zaten birbiri için çalıştığı bir ortamda tekrar birbirlerine dönüp ""Para vermezsen vermem." demeleri çok ilginç bir hipnoz durumu gibi tezahür etmektedir.

Ticaret adı altındaki mevcut gasp ve sömürü sistemi, şeytanın negatif tesirleri nedeniyle, tarih boyunca öylesine içselleştirilmiş, öylesine kalıplaştırılmış durumdadır ki bunun dışındaki bir sistem ütopik, hayal ürünü ve saçma olarak nitelendirilmektedir. Ancak döngü sonuna gelinen bu dönemde yükselen idrak seviyesi ve tesis edilen kolektif bilinç yeni döngünün başlamasına vesile olacaktır.


Ticaret adı verilen şeytani uygulama şirketlerdeki "Satış" ve "Pazarlama" balıkları altında yer almaktadır. Hatta "Satış Stratejisi", "Pazarlama Stratejisi" gibi kavramlar, şirketlerin insanları nasıl sömürüp istismar edeceklerine ilişkin aldatma yöntemlerini ifade etmektedirler.

"Satış ve Pazarlama Stratejisi" ifadesi altındaki bazı aldatma metodları şöyledir.

1- Anchoring ( "Şok İndirim" gibi sloganlar ile zaten yüksek olan fiyatın üzeri çizilerek, aslında yine yüksek olan bir başka fiyatın düşük fiyat olarak yazılmasıdır. )

2- Olmayan Faydanın İletişimi ( "X'e varan ekonomi", "X birim özellik" vb. söylemi...Asla "X'e" varmamasına veya "X birim" olmamasına rağmen büyük puntolarla olmayan faydanın iletişimidir. )

3- Küsuratlı Fiyat İletişimi ( Fiyatı 5 TL olması istenilen ürünün sanki 5 TL ile arasında çok farkmış gibi 4.99 TL olarak iletişiminin yapılması ve insanların algı yanılgısına sebebiyet vererek aldatılması. Üstelik fiyat etiketlerinde "4" büyük, "99" ise çok küçük yazılmaktadır. )

4- Bedava Ürün veya Fayda Kampanyası ( Sanki satış koşuluna bağlı değilmiş de doğrudan bedava ürün veya fayda veriliyormuş algısı yaratılarak ürün ve fayda satışı yapılmasıdır. )

5- Gruen Yönlendirme Tekniği ( İnsanın ihtiyacı dışındakileri de almasını sağlamak üzere yapılan mağaza dizaynı, dekorasyon ve iletişimidir. )

6- Aciliyet Telkinli Satış ( "Çok Kısa Süre İçin", "Tükenmeden Alın", "Sınırlı Sayıda" gibi söylemlerle insanları acele içinde alıma yönlendirmedir. )

7- Dijital Ortamdaki Reklamlar ( Kullanıcının rızası dışında ekrana sürekli reklam pop up'larının gelmesi, pop up penceresi kapatılmak istendiğinde daha da büyümesi veya farklı bir linke yönlendirmesidir. )

8- Bilinçaltı Talimat Verme ve Telkin Metodu ( Reklam ve iletişimde "emir kipinde" fiiller kullanılarak talimat verircesine yönlendirme yapılması veya izleyici o anda yanlış bir şey yapıyormuş veya yapılması gerekeni yapmıyormuş algısı yaratılarak iletişim yapılmasıdır. Örnek : "Hemen alın!", "Daha ne bekliyorsunuz?", "Siz hala almadınız mı?" )

9- Sosyal Sorumluluk Projeleri ( Ürün ve hizmet satışında sosyal sorumluluk projelerinin duygu sömürüsü amacıyla kullanılmasıdır. )

10- Ünlü Kişi ile Reklam ( Herhangi ünlü bir kişinin, söz konusu ürün veya hizmeti belki de hiç kullanmıyor olmasına rağmen sanki o ürünü kullanıyormuş gibi tanıtmasıdır. )

11- Hipnotik Satış ( Belirli kelimelerin belirli adetlerde tekrarlanması yoluyla satın almayı  hipnotizma yardımıyla telkin etme yöntemidir. )

Tarih boyunca, Allah'ın tüm insanlara karşılıksız olarak bahşettiği sonsuz nimetler küresel şeytanlar tarafından gasp edilerek insanlar bu nimetlerden mahrum bırakılmış ve bu şeytanlara kölelik karşılığında nimetlere ancak kısıtlı olarak erişebilmek durumunda kalmışlardır. İnsanları mahrum bırakan şeytanlar ise "Tüccar"  ( Ticaret erbabı ) sıfatının ardına gizlenmişlerdir. Oysa bu şeytanların gerçek sıfatları "Füccar'dır yani "Günahkar"dır.

Kur'an'ın Mutaffifin ( Ölçüde tartıda hile yapan ) suresinin ilk ayetleri aldatarak sömürme hususunu konu almaktadır. 

83/1 - Veylün lil mutaffifin ( Vay ölçüde tartıda hile yapanlar için, )
83/2 - İllezine izektalu alen nasi yestevfun ( Onlar insanlardan aldıklarında tam ölçerler. )
83/3 - Ve iza kalühüm ev vezenühüm yuhsirun ( Ve onlara ölçtüklerinde veya onlara tarttıklarında eksiltirler. )
83/4 - E la yezunnu ülaike ennehüm meb'usun ( İşte onlar, kesinlikle onlar diriltileceklerini zannetmiyorlar mı? )

"Füccar" kelimesi ise Kur'an'da aşağıdaki ayetlerde yer almaktadır.

38/28 - Em nec'alüllezıne amenu ve amilus salihati kel müfsidıne fil erdı em nec'alül müttekıne kel FÜCCAR
( O inananları ve iyilikler yapanları, yerde bozguncular gibi kılar mıyız? Sakınanları GÜNAHKARLAR gibi kılar mıyız? )

82/14 - Ve innel FÜCCARE le fi cahım
( Ve kesinlikle GÜNAHKARLAR cehennemin içindedirler. )

83/7 - Kella inne kitabel FÜCCARİ le fi siccin
( Hayır. Kesinlikle GÜNAHKARLARIN kitabı, yazısı siccinin içindedir. )