28 Aralık 2018 Cuma

Haberci Yunus'un Kıssası

Haberci Yunus'un bilinen kıssası şöyledir.;

"Yunus, kavmi olan Ninova halkını pagan eğilimlerinden ( puta tapma ) vazgeçirmeye çalışmış, onları yaklaşan felakete karşı uyarmış ancak felaket yaklaştığında kavmini terkederek bir gemiye kaçmıştır. Korkuya ve nefsine yenik düşerek yaptığı bu hatadan dolayı büyük pişmanlık duymakta olan Yunus'un bindiği gemi batma tehlikesiyle karşılaşmış, bunun üzerine kura ile gemiden birisinin atılmasına karar verilmiştir. Ok çekme sistemiyle yapılan kurada Yunus çıkmıştır. Yunus, denize atladığında Allah'tan mağfiret dilemesi nedeniyle Allahü Teala tarafından affedilmiş ve bir balık ( Yunus balığının kelime kökü ) tarafından yutulması sağlanarak boğulmaktan kurtarılmıştır."

Kıssadan hisse ; "Zor durum karşısında korkarak sorumluluktan, vazifeden ve kaderden kaçmaya çalışmak kaçılana doğru ilerlenmesinden başka bir işe yaramayacağı gibi kişiyi günaha da sokar."

Kur'an'da ise Haberci Yunus'un kıssası 37. sure ( 3+7 = 10 ) olan Saffat suresinde yer almaktadır.

37/139 - Ve inne yunüse le minel murselın

( Ve kesinlikle Yunus gönderilenlerdendi. )

37/140 - İz ebeka ilel fülkil meşhun

( Zamanında dolu gemiye kaçmıştı. )

37/141 - Fe saheme fe kane minel müdhadın

( Ok çekti de kaydırılanlardan oldu. )

37/142 - Feltekamehül hutü ve hüve mülım

( Böylece onu balık yuttu. O kınayandı. )

37/143 - Fe lev la ennehu kane minel müsebbihın

( Şayet kesinlikle o övgü sözleri söyleyenlerden olmasaydı. )

37/144 - Le lebise fı batnihı ila yevmi yüb'asun

( Onun karnında diriltilecekleri güne kadar kalacaktı. )

37/145 - Fe nebeznahü bil arai ve hüve sekım

( Böylece onu açık alana, avluya bıraktık, kaçırdık. O hastaydı. )

37/146 - Ve enbetna aleyhi şeceraten min yaktın

( Ve ona kabak cinsinden ağaçlar bitirip yetiştirdik. )

37/147 - Ve erselnahü ila mieti elfin ev yezıdün

( Ve onu yüzbine veya daha fazla olana gönderdik. )

37/148 - Fe amenu fe metta'nahüm ila hıyn

( İnandılar da onları belirli zamana kadar faydalandırdık. )

Hebrci Yunus'un kıssası 37. surenin "10" ayetinde bildirilmektedir.

Yunus suresi ise 10. surenin ismi olup, bu surede 109 ayet bulunmaktadır. Sure numarası ve ayet adedi "11" nümerolojisi içermektedir. ( 1+0+1+0+9 = 11 )

Surenin "11" nümerolojisi içeren 10/10 ve 10/11 kodlu ayetlerinde döngü ve düalite mesajı bulunmaktadır.

"10/10" - Da'vahüm fıha sübhanekellahümme ve tehıyyetühüm fıha selam ve ahıru da'vahüm enil hamdü lillahi rabbil alemın

( Onların orada duaları, çağrıları "Allahım, sen yücesin.", orada dilekleri duaları "Selam." ve çağrılarının sonu da "Övgü alemlerin Rab’bi Allah içindir." diye olur. )

10/"11" - Ve lev yüaccilüllahü lin nasiş şerrastı'calehüm bil hayri le KUDİYE ileyhim ECELEHÜM fe nezerullezıne la yercune likaena fı tuğyanihim ya'mehun

( Ve eğer Allah insanlara kötülüğü, hayrı acele istedikleri gibi acele verseydi, onlara VADELERİNİ GETİRİVERİRDİ. Fakat bize kavuşmayı ummayanları azgınlıkları içinde görüşsüzce dolanmaya bırakırız. )

Haberci Yunus'un ülkesi olan "Ninova" ise Tevrat'ta ilk kez Tekvin suresinin "10/11" kodlu ayetinde geçmektedir.

1 Tekvin 10-11 Sonra Asur'a giderek NİNOVA, Rehovot-İr, Kalah kentlerini ve NİNOVA'yla önemli bir kent olan Kalah arasında Resen'i kurdu.

25 Aralık 2018 Salı

Sevginin Kur'an'daki Tanımlaması

"Sevgi" kelimesi herkesin dilinde dolanan günlük bir kelime olarak görünse de ilmi açıdan ve ruhsal tekamül açısından çok derin anlam ve önem taşımaktadır. Zira gerçek sevgiyi idrak etmek, onu hissetmek, onu yaşamak ve onu yaşatmak büyük azim, feragat ve inanç gerektirmektedir.

Sevgi kelimesinin derin anlamı ayetlerde bildirilmektedir.

Kur'an'da "İyi olanların" tutum ve davranışlarından bahsedilen aşağıdaki ayetlerde "Sevgi" kelimesi anahtar niteliği taşımaktadır.

76/5 - İnnel EBRARE yeşrebune min ke'sin kane mizacuha kafura ( Kesinlikle İYİLER karışımı yarı şeffaf güzel kokulu sert maddeden olan kaseden içerler. )
76/6 - Aynen yeşrebu biha ıbadullahi yufecciruneha tefcira ( Pınar ki Allah' ın kulları onu akıtıp fışkırtarak ondan içerler. )
76/7 - YUFUNE BİN NEZRİ ve yehafune yevmen kane şerruhu müstetıren ( YAPILACAK İŞLERİNİ, ADAKLARINI İFA EDERLER ve kötülüğü salgın olan o günden korkarlar. )
76/8 - Ve YÜT'IMUNET TA'AME ALA HUBBİHİ miskinen ve yetimen ve esiren ( Ve YOKSULA, YETİME VE ESİRE YEMEĞİ SEVGİYLE YEDİRİRLER. )

Zekat vermenin, ihtiyacı olana yedirmenin "Sevgi" ile yapılmaması yani sevgi titreşimlerinin muhataba aksettirilmemesi durumunda bir değeri olmayacağı 76/8 kodlu ayette bildirilmektedir.

2/177 - Leysel birra en tüvellu vücuheküm kıbelel meşrikı vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahıri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyın ve ATEL MALE ALA HUBBİHI zevil kurba vel yetama vel mesakıne vebnes sebıli ves sailıne ve fir rikab ve ekames salate ve atez zekah vel mufune bi ahdihim iza ahedu ves sabirıne fil be'sai ved darrai ve hıynel be's ülaikellezine sadeku ve ülaike hümül müttekun ( Yüzünüzü doğu tarafına ve batı tarafına çevirmenizde iyilik yoktur. Lakin iyilik, o Allah’a , sonraki güne, meleklere, kitaba, habercilere inananlara, sevdiklerine, yakınlarına, yetimlere, yoksula, yolda kalmışa, dilenenlere, boyunduruk içindekilere SEVGİYLE MAL VERENLERE, duaya kalkanlara, zekatı verenlere, ahdettiklerinde ahdlerini ifa edenlere, zorlukta, sıkıntıda, darlıkta ve zor savaş zamanında sabredenleredir. İşte onlar doğrudurlar ve işte onlar sakınırlar. 

"İyiliğin" tanımının yapıldığı 2/177 kodlu ayette zekatın "Sevgiyle" verilmesine dikkat çekilmektedir.

"Sevgi" kelimesinin derin anlamı ve kapsamı İncil ayetlerinde de çok net bir şekilde tanımlanmıştır.

46 1 Korintliler 13-2 Peygamberlikte bulunabilsem, bütün sırları bilsem, her bilgiye sahip olsam, dağları yerinden oynatacak kadar büyük imanım olsa, ama SEVGİM olmasa, bir hiçim.

46 1 Korintliler 13-3 Varımı yoğumu sadaka olarak dağıtsam, bedenimi yakılmak üzere teslim etsem, ama SEVGİM olmasa, bunun bana hiçbir yararı olmaz.

46 1 Korintliler 13-4 SEVGİ sabırlıdır, SEVGİ şefkatlidir. SEVGİ kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez.

46 1 Korintliler 13-5 SEVGİ kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz.

46 1 Korintliler 13-6 SEVGİ haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir.

46 1 Korintliler 13-7 SEVGİ her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır.

46 1 Korintliler 13-8 Ama peygamberlikler ortadan kalkacak, diller sona erecek, bilgi ortadan kalkacaktır.

46 1 Korintliler 13-9 Çünkü bilgimiz de peygamberliğimiz de sınırlıdır.

46 1 Korintliler 13-10 Ne var ki, yetkin olan geldiğinde sınırlı olan ortadan kalkacaktır.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

"Hubb" ( Sevgi ) kök kelimesi Kur'an'da 83 ( 8+3 = 11 ) kere tekrarlanmakta olup, bu frekans düalite ve döngü sembolü olan "11" nümerolojisi açısından önem arzetmektedir.

"Hubb" ( Sevgi ) kök kelimesi Kur'an'da ilk kez Bakara suresinin 2/165 kodlu ayetinde geçmekte olup, bu ayetteki ilk "Hubb" kelimesinin sıra numarası da "11"'dir.

2/165 - Ve (1) min (2) en (3) nasi (4) men (5) yettehızü (6) min (7) duni (8) allahi (9) endaden (10) YÜHIBBUNE (11) hüm ke hubbillah vellezine amenu eşeddü hubben lillah ve lev yerallezıne zalemu iz yeravnel azabe ennel kuvvete lillahi cemıan ve ennellahe şedıdül azab ( Ve insanlardan kimi Allah’tan başkasını eşi benzeri olarak edinir. Onları Allah sevgisi gibi SEVERLER. O inananların Allah için sevgileri daha şiddetlidir. O zulmedenler azabı gördükleri zaman kuvvetin tümüyle Allah için olduğunu keşke anlasalardı. Allah’ ın azabı kesinlikle şiddetlidir. )

Not: 2018 yılı kendi içinde taşıdığı 11 nümrolojisi gibi 11'ler yılı olmuştur. ( 2+0+1+8 = 11 )





24 Aralık 2018 Pazartesi

Hüdhüd Kuşu

"27/20" - Ve (1) tefekkade (2) et (3) tayra (4) fe (5) kale (6) ma (7) li (8) iye (9) la (10) era (11) el (12) HÜDHÜDE (13) em (14) kane (15) min (16) el (17) ğaibın (18)

( Ve kuşları inceledi de "Ne oluyor bana? HÜDHÜDÜ neden göremiyorum? Gayblardan mı oldu?" dedi. )

"Zümrüdü Anka kuşu ile Kaf Dağının birbirinden ayrılmaz bir özellikte olmaları nedeniyle bu ikili bulundukları konum itibariyle doğal olarak halk hikâyelerini ve masallarını da etkilemişlerdir. Süleyman Peygambere dair anlatılan mitolojilerde ise, eski dünyanın geçmişine dair tarih biliminin kayıt altına alınamadığı çağlardan beri büyülü bir kuş olarak karşımıza çıkan ve sözlü tarihin kaynağı olan masal ve efsanelerde yer edinen HÜDHÜD KUŞU, Süleyman Peygamberin himayesinde olan bütün kuşlar içinde sivrilmiş ve Süleyman Peygamberin postacısı rütbesine yükselmiştir. İşte bu HÜDHÜD KUŞU da ayrıca Zümrüdü Anka adıyla bütün Mezopotamya, Orta doğu ve ön Asya hikâyelerinde yer alan ilginç bir motif olarak bilinmektedir. Özellikle Mezopotamya ve ön Asya masallarında, halk hikâyelerinde tüyleri ve kanatları ışıldayan mücevherden, uçuşu rüzgârdan hızlı, kendi kendini yakıp sonra külleri arasından çırpınıp uçan bir kuş olarak anlatılır."

http://www.turizmhaberleri.com/koseyazisi.asp?ID=2859

                                                                  
                              Hüdhüd Kuşu

                                                              
                  Anka Kuşu İlüstrasyonu

Mitolojik semboller olan "Hüdhüd Kuşu" ( Çavuşkuşu, İbibik ) ve "Anka Kuşu", "Yanıp küllerinden yeniden doğmak" kavramı ile esasta reenkarnasyon döngüsünü sembolize etmektedirler. Özde aynı olan her iki kuşun da başlarının tepesinde "İbik" bulunmaktadır.

Kur'an'da Hüdhüd kelimesinin ilk ve son kez geçtiği ayetin kodunun ( 27/20 ) nümerolojik değeri "11" sayısını vermektedir. Bilindiği üzere, "11" sayısı düaliteyi ve yaşam döngüsnü sembolize etmektedir. Kuşun ismi olan "Hüdhüd" kelimesinin iki adet "Hüd" hecesinden oluşması da 1 ve 1 yani "11" sayısı gibi düaliteyi sembolize etmektedir.

"Hüd" kök kelimesi "Hüda" ( Yönlendirme, Doğru Yolu Gösterme ) ve "Hidayet" ( Yönlenme, Doğru yola gelme ) kelimelerinin de kökü olup, Hüdhüd kuşunun "Yönlendiren, Yön Veren, Doğru Yolu Gösteren" niteliği olduğu da ortaya çıkmaktadır. Zira 27/22 kodlu ayette Hüdhüd'ün Süleyman'a "kesin ve doğru" bir haber getirmesinden ve onu yönlendirmesinden bahsedilmektedir. 

27/22 - Fe mekese ğayra beıydin fe kale ehattü bima lem tühıt bihı ve Cİ'TÜKE min sebein Bİ NEBİN YEKIN

( Çok geçmeden "O senin kavrayamadığını, bilmediğini kavradım, öğrendim. Sana Sebe' den KESİN DOĞRU HABER GETİRDİM." dedi. )











23 Aralık 2018 Pazar

Yedinci Günde Hududu Aşanlar

Arapça "Sebt" kelimesi "Yedi" anlamına gelmekte olup, bu kelimenin Fransızca'daki karşılığı da "Sept" kelimesidir. Kur'an'da geçen "Sebt" kelimesi "Yedinci Gün" kavramını temsil etmekte olup bu kavram "Sebt" veya "Şabat" olarak yani "Dinlenme ve Eylemsizlik Günü" olarak bilinmektedir. "Sebt" günü, Allahü Teala'nın yeri ve gökleri altı günde yaratması sonrasında eylemsiz olduğu yedinci günü ( Sebt ) ifade eder. Bu husus Kur'an'ın ve Tevrat'ın aşağıdaki ayetlerinde bildirilmiştir.

7/54 - İnne rabbekümüllahüllezı HALEKAS SEMAVATİ VEL ERDA Fİ SİTTETİ EYYAMİN sümmesteva alel arşi yuğşil leylen nehara yatlübühu hasısen veş şemse vel kamera ven nücume müsehharatin bi emrih e la lehül halku vel emr tebarakellahü rabbül alemın ( Kesinlikle Rab’biniz Allah, GÖKLERİ VE YERİ ALTI GÜNDE YARATTI. Sonra arş, taht üzerine seviyelendi. O, geceyi onu durmadan kovalayan gündüze bürüyüp örter. Güneş, Ay ve yıldızlar emrine amadedirler. İyi bilin ki yaratma ve emir O’nundur. Alemlerin Rab’bi Allah yücedir. )

1 Tekvin 1/31 Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve ALTINCI GÜN oluştu. 

1 Tekvin 2/3 YEDİNCİ GÜNÜ kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, Yarattığı bütün işi bitirip DİNLENDİ. 

Ancak "7" sayısının döngü sonunun nümerolojik sembolü olması ve yaratılışın 70,000 yıllık reenkarnasyon döngülerinden oluştuğu dikkate alındığında "Sebt" ( Yedinci Gün ) kavramının daha farklı bir mesaj içermekte olduğu ortaya çıkmaktadır.

69/31 - Sümmel CEHIME salluhu ( Sonra onu CEHENNEME salın. )

69/32 - Sümme fi silsiletin zer'uha SEB'UNE ZİRA'AN feslükuhu ( Sonra ölçüsü YETMİŞ KOL UZUNLUĞU OLAN ZİNCİRİN * içinde, böylece onu sokun. ) ( * Yetmiş Kol Uzunluğundaki Zincir = 70,000 yıllık reenkarnasyon döngüsü )

22/47 - Ve yesta'ciluneke bil azabi ve len yuhlifellahü va'deh ve inne YEVMEN INDE RABBİKE KE ELFİ SENETİN min ma teuddun ( Ve azabı senden acele isterler. Allah vaadine ihtilaf etmez. Kesinlikle RAB'BİNİN İNDİNDE BİR GÜN, O SİZİN SAYDIKLARINIZDAN BİN SENE GİBİDİR. )

1 Gün = 1,000 Sene ise 70,000 Sene = 70 Gün ... Nümerolojik olarak ise "7" Gün ( 7+0 = 7 )

Bu yaklaşımla "Sebt" yani "Yedinci Gün" döngü sonunu ifade etmektedir. Allahü Teala, kaba madde alemi olan Dünya hayatı ( Cehennem ) deneyimi sonrasında bu alemdeki ( plan ) ruhsal tekamül sürecini tamamlamaları ve süptil alem olan üst planlara intikal etmeleri beklenen insanların döngü sonu olan 70,000. yılda yani 7. gün içinde hala azgınlık ve sapkınlık içinde olmalarının onları tekrar 70,000 yıllık ( O'nun hesabı ile "7" günlük ) bir kaba madde alemi ( Cehennem ) döngüsüne sokacağını bildirmektedir. Bir başka deyişle cennetten kovulup, cehenneme düşme fenomeninin tekrarlayacağı bildirilmektedir.

2/65 - Ve lekad alimtümüllezına'tedev minküm fis SEBTİ fe kulna lehüm KUNU KIRADATEN HASİIN ( Ve sizlerden YEDİNCİ GÜN içinde hududu aşanları bildiniz. Böylece onlara, "KOVULUP REDDEDİLMİŞ MAYMUNLAR OLUN." dedik. )

"Sebt" ( Yedinci Gün ) kavramının ilk kez geçtiği 2/65 kodlu ayette, döngü sonunda ( 7. gün ) hududu aşanların yani hala azgınlık ve sapkınlık içinde olanların, tekamül edememelerinden dolayı üst aleme geçişlerine izin verilmeyeceği, ilk seferinde cennetten kovuldukları gibi tekrar huzurdan kovulacakları ve Dünya hayatına yani cehenneme geri döndürülerek tekamül döngüsüne maymun seviyesinden tekrar başlayacakları bildirilmektedir.

"16/124" - İnnema cüıles SEBTÜ alellezinahtelefu fıh ve inne rabbeke le yahkümü beynehüm YEVMEL KIYAMETİ fıma kanu fıhi yahtelifun ( Kesinlikle YEDİNCİ GÜN, onun hakkında ihtilafa düşenlerin üzerine oluşturuldu. Kesinlikle Rab’bin AYAĞA KALKIŞ GÜNÜNDE, o hakkında ihtilaf ettikleri hakkında aralarında hüküm verecektir. )

"Sebt" ( Yedinci Gün ) kavramının son kez geçtiği ayetin kodu ( 16/124 ) "İkili Yedi" fenomenini içermektedir. 16 ... 1+6 = "7" ve 124 ... 1+2+4 = "7" )

Ayrıca ayette "Sebt" kavramı "Yevmel Kıyamet" ( Ayağa Kalkış Günü ) ( Döngü Sonu ) kavramı ile birlikte yer almaktadır.

Özetle, şu anda içinde bulunulan döngü sonu sürecinde iyiye, doğruya ve gerçeğe yani Allah yoluna yönelmeleri için varlıklara ( insanlar ve cinler ) son bir fırsat verildiği bildirilmektedir. Varlıkların akıbetlerini bu son fırsatı nasıl değerlendirecekleri belirleyecektir.



İstanbul ismindeki gizem

Son dönemlerde İstanbul ile ilgili medya iletişiminde bir yoğunluk gözlemlenmektedir.

-          2016 yılında  İstanbul’da çekilen ve Yerebatan Sarnıcı’nı konu alan “Inferno” ( Cehennem ) filmi,

-          2018 yılında internette yayına giren “The Protector” isimli ve “İstanbul’un korunması” ve “İstanbul düşerse Dünya düşer.” mesajı içeren ve "Ayasofya Kilisesi" odaklı dizi film,

-          Brianna isimli bir şarkıcının 2018 yılında yayınlanan “Lost in İstanbul” isimli şarkısı,

-          Whatsapp mesajlarında viral bir şekilde dolaşan “İstanbul is not Konstantinopolis” ( İstanbul Konstantinopolis değildir. " isimli şarkıyı Atatürk’ün bestelettiği iddiası,

vb.

Son maddedeki konu ise, bilginin doğru olup olmamasından bağımsız olarak ( ki önemli olan konunun gündeme gelmesidir. ) oldukça ilgi çekicidir. Zira İSTANBUL isminin, Roma İmparatorunun ismi olan KONSTANTİN kelimesinin şehirin ismine verilmesiyle oluşan KONSTANTİNOPOLİS ( Konstantin’in Şehri ) kelimesi kaynaklı olduğu bilinegelmektedir. ( “Polis” kelimesi Grekçe “Şehir” anlamındadır. ) Ancak kelimeler fonetik açıdan incelendiğinde “Konstantinopolis” kelimesinden, zaman içindeki telafuz dejenerasyonu vesilesiyle “İstanbul” kelimesinin ortaya çıkması oldukça garip bir durum arzetmektedir. Zira, baştaki “Konstan” kelimesinin hariç tutulması koşuluna ! ve tünlü / ünsüz harf yapısına göre oluşması muhtemel kelimeler “Tinopol”, “Tinabul”, “Tinbul” vb. olmaktadır. Ayrıca 16 harften oluşan bir kaynak kelimeden 8 harflik bir kelime türetilmesi de düşündürücüdür. ( Örnek : “Bakırköy” kelimesi Grekçe “Makrohori” ( Makro = Büyük, Hori = Köy ) yani “Büyük Köy” kelimesinden telafuz dejenerasyonu vesilesiyle türemiş olup, harf adedi bazında uyum arzetmektedir. )

Arapça ve Türkçe’de İS / IYS / İSA olarak telafuz edilen kelime batı İngilizce, Fransızca ve Almanca’da JESUS, Latince de IESVS / IESUS olarak telafuz edilmektedir. Jesus kelimesinin başındaki “J” harfi esas itibarıyla “I” harfidir. Latincede “J” harfi yerine “I” harfi bulunmaktadır. İngilizce, Fransızca ve Almanca’da sırasıyla yer alan ve “Olmak” fiilinin üçüncü tekil şahıs çekimi olan “Is”, “Suis”, “Ist” kelimeleri de “Ruhsal İnsanın” oluşumunu temsil eden İsa kelimesi kaynaklıdır.  

Latincede kelime sonlarında yer alan “US” ekleri fonetik bazda tamamlayıcı işlevi görmektedir.

Örnek :

NovUS = Nov ( Yeni ) ( İngilizce “New”, Fransızca “Nouveau”, Almanca “Neu” )
UnUS = Un ( Bir ) ( İngilizce “One”, Fransızca “Un”, Almanca “Ein” )
FructUS = Frukt ( Meyve, Verim ) ( İngilizce “Fruit”, Fransızca “Fruit”, Almanca “Frucht” )
.....

Bu çerçevede, JESUS yani IESUS kelimesinin sonundaki “US” eki hariç tutulduğunda ortaya IES kelimesi çıkmaktadır. Bu kelime Kur’an’da geçen ve İsa’nın telafuzu olan IYS kelimesidir.

Haberci İsa’nın çarmıha gerilmesini sembolize eden figürün tepesinde “IN RI” harfleri yer alır. Bu harflerin açılımı Iesus Nazarenus Rex Iudaeorum ( Yahudiler Kralı Nasıralı İsa ) olmaktadır. Görüleceği üzere orijinal yazımda “J” harfi yerine “I” harfi bulunmaktadır.



Bu çerçevede, İstanbul kelimesinin kökenine ilişkin fonetik açıdan daha anlamlı görünen, Latince köke sahip muhtemel iki kelime bulunmaktadır. IS / IYS ( İsa ) ve TEMPLUM ( Tapınak ) kelimeleri....

Bir başka deyişle bu kadar önem arzeden, tarih boyunca odak noktası olmuş ve 70,000 yıllık döngü sonunun ve İsa’nın tesirlerinin idrak edildiği bu dönemde yoğun olarak gündemde olan şehrin ismini temsil eden “İSTANBUL” kelimesinin “IS ( İsa ) +TEMPLUM ( Tapınak ), “ISTEMPLUM” yani “İSA’NIN TAPINAĞI” anlamı içerip içermediği bir araştırma konusu olabilir gibi görünmektedir. ( TEMPLUM kelimesinin TANBUL olarak telafuz edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. ) ( Ayrıca Cenevizli’lerin Galata Kulesi’ni onardıktan sonra ona “İsa Kulesi” ismini vermeleri de dikkat çekmektedir. )

Bilindiği üzere, İstanbul’a “Yedi Tepe Şehri” adı verilmiştir. Bunun sebebi eski İstanbul’un “7” tepe üzerine kurulmuş olmasıdır. Topkapı Sarayı Tepesi ( Sarayburnu Tepesi ), Çemberlitaş Tepesi ( Nuruosmaniye Tepesi ), Beyazıt Tepesi, Fatih Tepesi, Yavuzselim Tepesi, Edirnekapı Tepesi, Kocamustafapaşa Tepesi....Peki neden “Yedi Tepe”? İstanbul’un “7” sayısı ile ilgili okült bir özelliği, derin bir anlamı mı bulunmaktadır?

İstanbul’un plakası “34” olup bu sayının nümerolojik değeri bir döngülük frekansı ve döngü sonunu ifade eden “7” sayısıdır. İncil’de bahsedilen “Yedi Kilise”’nin Türkiye’de olmasının yanısıra yine “7” sayısı ve İstanbul’un “7” nümerolojisi bu bağlamda dikkat çekmektedir.

66 Vahiy 1-4 Ben Yuhanna'dan, Asya İli'ndeki YEDİ KİLİSEYE selam! Var olan, var olmuş ve gelecek olandan, O'nun tahtının önünde bulunan yedi ruhtan ve ölüler arasından ilk doğan,

66 Vahiy 1-11 Şöyle diyordu; "Alfa ve Omega Ben'im. llk ve son Ben'im. Gördüklerini kitaba yaz ve Asya'daki YEDİ KİLİSEYE, Efes, İzmir, Bergama, Tiyatira, Sart, Filadelfya ve Laodikya'ya gönder" dedi.

66 Vahiy 1-20 Sağ elimde gördüğün YEDİ YILDIZLA YEDİ ALTIN KANDİLLİĞİN sırrına gelince, YEDİ YILDIZ YEDİ KİLİSENİN MELEKLERİ, YEDİ KANDİLLİKSE YEDİ KİLİSEDİR."


İncil'de "Yedi Kiliseden" bahsedilen ayetlerin numaraları toplamı 35 sayısını ( 4+11+20 = 35 ) yani nümerolojik değer olarak "8" ( 3+5 = 8 ) sayısını vermektedir. "8" sayısı Haberci İsa'nın tesirleriyle başlayacak olan yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün ( yaşamın ) sembolüdür.



22 Aralık 2018 Cumartesi

Allah'ı Gerçek Kudreti İle Takdir Edemeyenler

Kur'an'da bahsi geçen muhtelif sıfatları ve isimleri olmasına rağmen* akıllara ve idraklere sığması mümkün olmayan ancak huşu içinde sezgisine nail olunabilecek Allahü Teala yaratılmışlar tarafından sadece ve sadece "Erişilmezlerin Erişilmezi" olarak sıfatlandırılabilir. ( *"Esmaül Hüsna" başlıklı bölümde Kur'an'da geçen 263 sıfat ve isim  incelenmişti. )

İnsanların çoğunluğunun Allah yolundan sapmış olmalarının ardında yatan temel sebep Allah'ın yüceliğinin gerektiği gibi idrak edilememesi, yardımın, desteğin, sığınmanın, O'na ortak koşmak suretiyle, O'nun dışındaki aldatıcı varlıklarda ( insan ve cin şeytanları ) aranması sendromudur. İdrak zafiyeti olarak da tanımlanabilecek bu sendrom varlıklara ( insan ve cin ) her türlü hatayı, suçu ve günahı icra etmeleri için bir motivasyon faktörü işlevi görmektedir. Bugün dünyanın içinde bulunduğu bu kaotik ve bunalımlı durumun da temel sebebi bu sendromdur. Ve bu nedenle dünya Ouroboros Yılanı gibi kendisini yiyip bitirmektedir.

Allahü Teala'nın kelimelere sığdırılması mümkün olmayan yüceliği Kur'an'da aşağıdaki ifadeler vesilesiyle bildirilmiştir.

1- Ma kaderullahe hakka kadrihi ( Allah'ı gerçek kudreti ile takdir edemediler. )
2- Subhanehu ve teala an ma yesıfun ( O yücedir ve o sıfatlandırmalarının / vasfettiklerinin üzerindedir. )
3- Subhanehu ve teala an ma yüşrikun ( O yücedir ve o ortak koştuklarınızın üzerindedir. )
4- Sübhanehu ve teala an ma yekulune ulüvven kebira ( O yücedir ve büyük yükseklikle o söylediklerinin üzerindedir. )

Ayetler

6/91 - Ve MA (1) KADERU (2) ALLAHE (3) HAKKA (4) KADRİ (5) Hİ (6) iz kalu ma enzelellahü ala beşerin min şey' kul men enzelel kitabellezi cae bihı musa nuran ve hüden lin nasi tec'alunehu karatıyse tübduneha ve tuhfune kesıra ve ullimtüm ma lem ta'lemu entüm ve la abaüküm kulillahü sümme zerhüm fı havdıhüm yel'abun ( Ve onlar "Allah insanlara hiçbir şey indirmemiştir." dediklerinde, ALLAH'I GERÇEK KUDRETİ İLE TAKDİR EDEMEDİLER. De ki: "Musa'nın insanlara aydınlık ve yönlendirme olarak getirdiği, sizin onu kağıtlara dönüştürdüğünüz, onu açıkladığınız ve çoğunu gizlediğiniz, sizin ve babalarınızın o bilmediklerinizi öğrendiğiniz o kitabı kim indirdi?" De ki: "Allah" Sonra onları bataklıklarının içinde oynamaya bırak. )

22/74 - MA (1) KADERU (2) ALLAHE (3) HAKKA (4) KADRİ (5) H (6) innellahe fe kavviyyün azız ( ALLAH'I GERÇEK KUDRETİ İLE TAKDİR EDEMEDİLER. Kesinlikle Allah kuvvetlidir yücedir. )

39/67 - Ve MA (1) KADERU (2) ALLAHE (3) HAKKA (4) KADRİ (5) HI (6) vel erdu cemıan kabdatühu yevmel kıyameti ves semavatü matviyyatün bi yemınih sübhanehu ve teala an ma yüşrikun ( Ve ALLAH'I GERÇEK KUDRETİ İLE TAKDİR EDEMEDİLER. Ayağa kalkış gününde yer topluca avucundadır. Gökler kudretiyle dürülmüştür. O yücedir ve o ortak koştuklarının üzerindedir. )

Ma kaderullahe hakka kadrihi ( Allah'ı gerçek kudreti ile takdir edemediler. ) cümlesinin "6" kelimeden oluşması, ilahi mühür olan "6" sayısı açısından önem arzetmektedir.

-------------------------------------------------------------------

6/100 - Ve cealu lillahi şürakael cinne ve halekahüm ve haraku lehu benıne ve benatin bi ğayri ılm SÜBHANEHU VE TEALA AN MA YESIFUN ( Ve Allah için cinleri ortaklar kıldılar. Halbuki onları yarattı. İlimsizce O’na oğullar, kızlar uydurdular. O YÜCEDİR VE O VASFETTİKLERİNİN ÜZERİNDEDİR. )

-------------------------------------------------------------------

9/31 - İttehazu ahbarahüm ve ruhbanehüm erbaben min dunillahi vel mesıhabne meryem ve ma ümiru illa li ya'büdu ilahen vahıda la ilahe illa hu SÜBHANEHU AN MA YÜŞRİKUN ( Onlar, Allah’tan başka bilginlerini ve rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i de kendilerine Rabler edindiler. Oysa onlar, tek ilah olan Allah’a  kulluk etmeleri haricinde emrolunmamışlardı. O’nun haricinde ilah yoktur. O, ONLARIN O ORTAK KOŞTUKLARINDAN YÜCEDİR. )

10/18 - Ve ya'büdune min dunillahi ma la yedurruhüm ve la yenfeuhüm ve yekulune haülai şüfeaüna ındellah kul e tünebbiunellahe bima la ya'lemü fis semavati ve la fil ard SÜBHANEHU VE TEALA AN MA YAŞRİKUN( Ve Allah’tan başka, onlara o zarar veremeyene ve fayda sağlamayana kulluk ederler. "Bunlar Allah' ın indindeki af vesilecilerimiz." derler. De ki: "Allah’a , göklerde ve yerde o bilmediklerini mi haber veriyorsunuz?" O YÜCEDİR VE O ORTAK KOŞTUKLARININ ÜZERİNDEDİR. )

16/1 - Eta emrullahi fe la testa'ciluh SÜBHANEHU VE TEALA AN MA YÜŞRİKUN ( Allah' ın emri geldi. O halde onu acele istemeyin. O YÜCEDİR VE O ORTAK KOŞTUKLARININ ÜZERİNDEDİR. )

16/3 - Halekas semavati vel erda bil hakk TEALA AN MA YÜŞRİKUN ( Gökleri ve yeri gerçekten yarattı. O ORTAK KOŞTUKLARININ ÜZERİNDEDİR. )

23/92 - Alimil ğaybi veş şehadeti fe TEALA AN MA YÜŞRİKUN ( Gayb ve şahit olunanı bilendir. O ORTAK KOŞTUKLARININ ÜZERİNDEDİR. )

28/68 - Ve rabbüke yahlüku ma yeşaü ve yahtar ma kane lehümül hıyerah SÜBHANELLAHİ VE TEALA AN MA YÜŞRİKUN ( Ve Rab’bin ne dilerse yaratır ve seçer. Onlara tercih, seçme hakkı yoktur. ALLAH YÜCEDİR VE O ORTAK KOŞTUKLARININ ÜZERİNDEDİR. )

30/40 - Allahüllezı halekaküm sümme razekaküm sümme yümıtüküm sümme yuhyıküm hel min şürakaiküm men yefalü min zaliküm min şey' SÜBHANEHU VE TEALA AN MA YÜŞRİKUN ( Allah, o sizi yaratan, sonra sizi rızıklandıran, sonra sizi öldüren, sonra sizi diriltendir. Böyle bir şeyi, ortak koştuklarınızdan yapabilen kimse var mıdır? O YÜCEDİR VE O ORTAK KOŞTUKLARININ ÜZERİNDEDİR. )

39/67 - Ve MA KADERULLAHE HAKKA KADRİHI vel erdu cemıan kabdatühu yevmel kıyameti ves semavatü matviyyatün bi yemınih SÜBHANEHU VE TEALA AN MA YÜŞRİKUN ( Ve ALLAH'I GERÇEK KUDRETİ İLE TAKDİR EDEMEDİLER. Ayağa kalkış gününde yer topluca avucundadır. Gökler kudretiyle dürülmüştür. O YÜCEDİR VE O ORTAK KOŞTUKLARININ ÜZERİNDEDİR. )

------------------------------------------------------------------

17/43 - Sübhanehu ve teala an ma yekulune ulüvven kebira ( O yücedir ve büyük yükseklikle o söylediklerinin üzerindedir. )






21 Aralık 2018 Cuma

İflah Olanlar

"İflah" kelimesi "Felah" ( Selamet, Saadet, Kurtuluş ) kökünden gelen ve "Selamete ( kurtuluşa ) erme, nimete ve mutluluğa erme" anlamlarını içermektedir. Kur'an'da yer alan "Müflihun" sıfatı ise ( İflah Olanlar ) anlamını taşımaktadır.

"Müflihun" sıfatı Kur'an'da 9 kere tekrarlanmakta olup, ilk kez Bakara suresinin 2/5 kodlu ayetinde, son kez ise Tegabun suresinin 64/16 kodlu ayetinde yer almaktadır. 

2/5 - Ülaike (1) ala (2) hüden (3) min (4) rabbi (5) him (6) ve (7) ülaike (8) hüm (9) el (10) MÜFLİHUN (11) ( İşte onlar Rab’lerinden yönlendirme üzerindedirler. İşte onlar, onlar İFLAH OLANLARDIR. )

64/16 - Fe (1) itteku (2) allahe (3) ma (4) esteta'tüm (5) ve (6) esme'u (7) ve (8) eti'u (9) ve (10) enfiku (11) hayren (12) li (13) enfüsi (14) küm (15) ve (16) MEN (17) YUKA (18) ŞUHHA (19) NEFSİ (20) Hİ (21) fe (22) ülaike (23) hüm (24) el (25) MÜFLİHUN (26) ( O halde istidatınız olduğunca Allah’tan sakının, duyun, O’na itaat edin ve nefisleriniz için hayırlı olarak harcayın. KİM NEFSİNİN CİMRİLİĞİNDEN, KISKANÇLIĞINDAN KORUNURSA, artık işte onlar, onlar İFLAH OLANLARDIR. )

Her iki ayet te "İflah Olmanın" yolunu özetler nitelikte olup, aynı zamanda da düalite, döngü, yeni döngü başlangıcı ve sonsuz döngü nümerolojisini içermektedirler. Nümeroloji ile de desteklenen temel mesaj, döngü süresince yani 7 birimlik ( 70,000 yıl ) sınav olan madde alemi ( dünya ) deneyimi süresince Allahü Teala'nın yolunda sebat edilmesinin, üst alemdeki yeni döngü başlangıcına, gerçek yaşama ve sonsuzluğa yani 8'e kavuşma liyakatinin elde edilebilmesi için yegane yol olduğudur. 

Özellikle "Müflihun "kelimesinin son kez geçtiği ayet olan 64/16 kodlu ayette iflaha giden yegane yolun "Nefsin kıskançlığından ve cimriliğinden korunmak" bir başka deyişle "Kibirden korunmak" olduğu özet niteliğinde bildirilmektedir.

- "Müflihun" kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin kodunun ( 2/5 ) nümerolojik değeri "7" olmaktadır. ( 2+5 = 7 ) ve bu ayette "11" kelime bulunmaktadır.

- "Müflihun" kelimesinin son kez geçtiği ayetin kodunun ( 64/16 ) nümerolojik değeri "8" olmaktadır. ( 6+4+1+6 = 17 ... 1+7 = 8 ) ve bu ayette 26 kelime bulunmaktadır. ( 2+6 = 8 )







Şeytan Döngüsü ( Kısır Döngü - Cin Döngüsü ) ve Cine Dönüşen Asa

Kur'an'da geçen ve "Cinn" kökünden gelen "Cann" kelimesi "Cinlerin Babası" ve "Yılan" anlamlarını taşımaktadır. Bu anlamlar "Cann" veya "Cinn"'in "Yılan" ile sembolize edilmesine delil niteliğindedir.

"Cann" kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi "7", "Cinn" kök kelimesini içeren kelimelerin tekrar adedi ise "43"'tür. Her iki kelimenin de frekanslarının ( tekrar adetleri ) nümerolojik değeri bir döngülük frekansın sembolü olan "7" sayısını vermektedir. ( 7 ve 4+3 = 7 )

"Evrensel Döngünün" sembolü olarak bilinen ve kuyruğunu yiyen bir yılan figürü olan "Ouroboros Yılanı" esas itibarıyla Kısır Döngüyü yani "Şeytan Döngüsü"nü ( Şeytan Çıkmazı ) sembolize etmektedir. Cinler insanların, 70,000 yıllık enkarnasyon döngüsünü tekâmül etmek suretiyle tamamlayıp üst aleme intikal etmelerini engellemeye çalışmaktadırlar. Cinlerin tesir altına aldığı inanç, ilim ve idrak zafiyeti gösteren insanlar tekrar tekrar dünya hayatına enkarne olmak suretiyle bir kısır döngüde hapsolmaktadırlar. Kuyruğunu yutan "Ouroboros* Yılanı" bu  "Kısır Döngüyü" ve insanın bilinçsizce kendisine zarar vermesini sembolize etmektedir. ( "Kısır Döngü" kelimesinin Almanca'daki karşılığı "Teufelskreis" yani "Şeytan Çemberi" / "Şeytan Dairesi"/ "Şeytan Döngüsü"'dür. Bu kısır döngüden çıkabilmenin tek yolu "İyi" ( Pozitif Enerji ) ve "Kötü" ( Negatif Enerji ) kavramlarından oluşan ve döngünün sebebi olan "Düalite" algısını "Ünite" algısına dönüştürebilmektir. Bunu gerçekleştirebilmenin tek yolu da kaba madde aleminde negatif tesirlerin ürünü olan "Kötü"den yani nefsani arzulardan ( Mal, Mülk, Şöhret, Şehvet, Riyaset, Tahakküm ) kurtulabilmek ve sadece "İyi" kavramına odaklanabilmektir. 

* Ouroboros = Kuyruğunu yutan

Ouroboros Yılanı

Bir tekerleğin içinde koştuğunu zanneden ancak hiç yol katedemeyen bir hamsterin durumu da kısır döngüye güzel bir örnektir. Kısır döngü yani şeytan döngüsü ( çıkmazı ) varlıkları tekamül açısından bloke eder ve hatta geriye götürürken bu döngü içine hapsolmuş varlıklar ise tekamül ettiklerini zannederler.

Kısır Döngüdeki ( Şeytan Döngüsü ) Hamster

Ayetlerde "Cann" ve "Cinn" kelimelerinin frekanslarının "7" sayısı ile uyumlu olması da "Ouroboros" sembolizmi açısından dikkat çekmektedir.

"Cann" kelimesi "Asanın cine dönüşmesi" ifadesi kapsamında Kur'an'da iki ayette geçmektedir.

27/10 - Ve elkı ASAK fe lemma raaha tehtezzü ke enneha CANNÜN vella müdbiran ve lem yüakkıb ya musa la tehaf innı la yehafü ledeyyel murselun ( Ve ASANI at. Böylece onu kesinlikle YILAN gibi deprenip sürünürken gördüğünde arkasına dönmeden, ardına bakmadan kaçtı. "Ey Musa korkma. Kesinlikle benim. Gönderilenler huzurumda korkmazlar." )

28/31 - Ve en elkı ASAK fe lemma raaha tehtezzü ke enneha CANNÜN vella müdbiran ve lem yüakkıb ya musa akbil ve la tehaf inneke minel aminın ( Ve "ASANI at." diye. Böylece kesinlikle onu YILAN gibi deprenip sürünürken gördüğünde, arkasına dönmeden, ardına bakmadan kaçtı. "Ey Musa geri dön ve korkma. Kesinlikle sen güvende olanlardansın." ) 

Ayetlerde Haberci Musa'nın kullanmakta olduğu "Asanın" yani "Değneğin" "Cann"'a ( Cine, Yılana )  dönüştüğü bildirilmektedir. 

Bilindiği üzere, müşrikler cinlere kulluk etmek suretiyle cinleri Allah'a ortak koşmaktadırlar. Bu durum aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir. 

34/40 - Ve yevme yahşüruhüm cemıan sümme yekulü lil melaiketi e haülai iyyaküm kanu ya'büdun ( Ve o gün onların hepsini toplar. Sonra meleklere "Şunlar sadece size mi kulluk ediyorlardı?" der. )

34/41 - Kalu sübhaneke ente veliyyüna min dunihim bel kanu YA'BÜDUNEL CİNN ekseruhüm bihim mü'minun ( "Sen yücesin. Sen onlardan başka dostumuzsun. Bilakis CİNLERE KULLUK ETMEKTEYDİLER. Onların çoğunluğu onlara inanmışlardı." derler. )

6/100 - Ve CEALU LİLLAHİ ŞÜRAKAEL CİNNE ve halekahüm ve haraku lehu benıne ve benatin bi ğayri ılm sübhanehu ve teala an ma yesıfun ( Ve ALLAH İÇİN CİNLERİ ORTAKLAR KILDILAR. Halbuki onları yarattı. İlimsizce O’na oğullar, kızlar uydurdular. O yücedir ve o vasfettiklerinin üzerindedir. )

"Cann" kelimesinin "Asanın cine dönüşmesi" kavramı kapsamında ilk kez geçtiği ayetin kodundaki ( 27/10 ) rakamlar Allah kelimesinin Kur'an'daki frekansı olan 2701 sayısındaki rakamlardır. Bu nümerolojik uyum müşriklerin cinleri Allah'a ortak koştuklarının ( haşa ) nümerolojik teyidi niteliğindedir. "Cann" kelimesinin geçtiği her iki ayette toplam 60 kelime ( 30 kelime / ayet ) bulunması da ilahi mühür olan "6" sayısı açısndan önem arzetmektedir.

"Yılana / Cine dönüşen değnek" kavramı ile Konya'daki Mevlana türbesinde "Mevlevi Eşyaları" bölümünde sergilenmekte olan "Asalar ( Değnekler )" ilginç bir durum arzetmektedir.


"Mevlevi Eşyaları" bölümünde sergilenen "Yılana" ve "Boynuza" benzeyen asalar ( değnekler )

Mevlana Türbesinin bulunduğu alandaki ağaçların şekilleri de bu bağlamda ilginç bir durum arzetmektedir.


Ayrıca "Can" kelimesi Kur'an'da toplam "7" kere geçmektedir.

Hacc suresinin 22/55 kodlu ayetinde de, döngü sonu süreci olan Din Günü'nün ( Altın Çağ ) inkarcılar için bir kısır döngü vesilesi olacağı yani tekamül edemeyen inkarcıların, kendileri için azap olan Altın Çağ'ın sonunda üst boyutlara geçiş yapamayıp yeniden 70,000 yıllık reenkarnasyon sürecine yani bir kısır döngüden ibaret olan dünya hayatına ( cehenneme ) maruz bırakılacakları bildirilmektedir.

22/55 - Ve la yezalüllezıne keferu fı miryetin minhü hatta te'tiyehümüs saatü bağteten ev ye'tiyehüm azabü YEVMİN AKİM ( Ve o inkar edenler, onlara ansızın saat gelene veya onlara sonu olmayan KISIR GÜNÜN azabı gelene kadar ondan şüphe içinde olmayı bırakmazlar. )











19 Aralık 2018 Çarşamba

Karganın Öğretisi

Popular Science isimli aylık bilim dergisinde Kargalar ile ilgili olarak yer alan aşağıdaki bilgiler, Kur'an'da yer alan "Ğurabey" ( Karga ) kıssası açısından dikkat çekmektedir.

Basında yer alan yazı aşağıdaki gibidir.

" Popular Science'in haberine göre bilim insanları, günlük hayatımızın bir parçası olan kargalarla ilgili son derece ilginç araştırma yaptı. Bakın bir karga öldükten sonra neler oluyor? ''Alakarga'' olarak bilinen kuş, kendi türünden bir kuşun ölüsünü gördüğünde yiyecek arayışına son verip diğerlerine sesleniyor. Çağrıyı duyan alakargalar, ölü kuşun etrafında toplanıyor. Araştırmacılar, renkli tahta parçalarına tepki vermeyen alakargaların kendi türünden kuşun ölüsünü gördüğünde diğerlerini uyarmak için farklı biçimde ötmeye başladığını ve çağrıyı duyan diğer alakargaların da ölü kuşun etrafında toplandığını belirledi. Bir karga, yerde başka bir karganın ölüsünü görünce gaklayarak alarm verir. Sonra dallara konarlar ve bağırmaya başlarlar. Anekdotal raporlarda bazen CESEDİ GÖMERCESİNE ÜSTÜNE ÇEŞİTLİ NESNELER MESELA DALLAR ÖRTTÜKLERİ SÖYLENİYOR. .........."

Kur'an'da "Ğurabey" ( Karga ) kelimesi ilk ve son kez Maide suresinin 5/31 kodlu ayetinde geçmekte olup, bu ayette karganın, cenazenin nasıl defnedilmesi gerektiğini gösterdiğinden bahsedilmektedir.

5/31 - Fe BEASELLAHÜ ĞURABEN YEBHASÜ FİL ERDI Lİ YÜRİYEHU KEYFE YÜVARI SEV'ETE EHIYH kale ya veyleta eaceztü en ekune misle hazel ğurabi fe üvariye sev'ete ehıy fe asbeha minen nadimın ( Böylece ALLAH KARGA GÖNDERDİ, ONA KARDEŞİNİN GÖVDESİNİ NASIL GİZLEYİP ÖRTECEĞİNİ GÖSTERMEK İÇİN YERİ EŞELİYORDU.  "Vay bana, şu karganın aynısı gibi olup da kardeşimin gövdesini gömmekten aciz miyim?" dedi de pişmanlardan oldu. )











Kur'an'da Zikredilen Kitaplar

Kur'an'da ismi geçen 4 adet kitap ve tekrar adetleri aşağıda yer almaktadır. 

Tevrat   18
İncil      12
Zebur      3
Kur'an   66

Toplam  99

Tevrat, İncil ve Zebur'un toplam tekrar adedi olan "33" sayısı ( 3+3 = "6" ) ve  Kur'an'ın tekrar adedi olan "66" sayısı "6" nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir.

"66" sayısı "Allah" kelimesini oluşturan Elif (1), Lam (30), Lam (30) ve He (5) harflerinin ebced değerlerinin toplamını vermektedir.

"Kitab" kelimesi ise isim haliyle 251 kere tekrarlanmaktadır. ( "Kitab" kelimesi kök anlam itibarıyla "Yazı" anlamına gelmekte olup, bu kökten oluşan "Yektub" ( Yazar ), "Kutibe" ( Yazıldı ), "Katib" ( Yazan ) vb. kelimeler de Kur'an'da yer almaktadır. ) Kİtab kelimesinin tekra adedi olan 251 sayısı da yeni döngü başlangıcını ve sonsuz döngüyü sembolize eden "8" sayısı ( 2+5+1 = 8 ) açısından dikkat çekmektedir. Zira Allahü Teala'nın kader yazısı varlıklar için bir tekamül döngüsüdür.






18 Aralık 2018 Salı

Ümmel Kura ( Şehirler Anası ) ... İstanbul ?

Kur'an'da yer alan "Ümmel Kura" ( Şehirler Anası / Ana Şehir ) kavramı kitap ilminin geldiği ve yayılmaya başladığı merkez şehir olarak bilinmektedir. İslami kültürde bu şehir Mekke olarak kabul edilmektedir. Ancak Kur'an'ın belirli bir zamandan, mekandan, kişiden münezzeh ve her dönemi kapsayan bir bilgi kaynağı olduğu dikkate alındığında "Ümmel Kura" ifadesinin, insanlığın şu anda içinde bulunduğu döngü sonunda Dünya genelini etkileyecek edecek anahtar bir şehir olması ihtimali bulunmaktadır. 

Kur'an'da "Ümmel Kura" ( Şehirler Anası ) ifadesi ilk kez En'am suresinin 6/92 kodlu ayetinde geçmektedir.

"6/92" - Ve (1) haza (2)  kitabün (3) enzelna (4) hü (5) mübarakün (6) müsaddiku (7) ellezı (8) beyne (9) yedey (10) hi (11) ve (12) li (13) tünzira (14) ÜMMÜ (15) EL (16) KURA (17) ve men havleha vellezine yü'minune bil ahırati yü'minune bihı ve hüm ala salatihim yühafizun ( Ve ondan önceki kitapları doğrulayıcı olarak indirdiğimiz bu bereketli kitap, ŞEHİRLER ANASINI ve çevresindeki kimseleri uyarman içindir. O ahirete inananlar ona inanırlar ve onlar dualarını korurlar. )

- Ayet kodunun nümerolojik değeri yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün sembolü olan "8" sayısını vermektedir. ( 6+9+2 = 17 ... "8" )

- Ayetteki KURA ( Şehirler ) kelimesinin sıra numarası 17'dir. ( 1+7 = "8" ) ( Kura kelimesi Karye kelimesinin çoğuludur. )

- Ayet kodunu oluşturan rakamların toplamı 17, Kura kelimesinin sıra numarası da 17'dir. Bu iki sayı toplandığında ( 17 + 17 ) "34" sayısı elde edilmektedir. 34 sayısı İSTANBUL şehrinin plaka numarası olmakla birlikte, nümerolojik değer olarak da döngü sonunun / bir döngülük frekansın sembolü olan "7" ( 3+4 ) sayısını vermektedir.

İstanbul şehrinin tarih boyunca olduğu gibi şimdi de global anlamda odak noktası olması, muhtelif filmlerde ana mekan olarak konumlandırılması yukarıdaki nümerik tespitler çerçevesinde ilginç bir durum sergilemektedir.






Ankebut'un Evi ... Şeytanın Dünyası

Ankebut suresinin 41. ayetinde "Örümceğin Güvensiz Evi" ( Ehvenel Buyutil Ankebut ) tamlaması kullanılmak suretiyle yapılan teşbih ile "Dünya" ve "Dünya Hayatı" tanımlanmakta gibi görünmektedir. Ayette "Güvendiğiniz ve tercih ettiğiniz dünya yani ev çöker ve çöküyor." mesajı verilmektedir.

Ayrıca dişi örümceğin erkek örümceği cinsel ilişki sonrasında öldürmesi fenomeni de menfaat beklentisinden dolayı şeytanla yakın ilişkiye girmenin sonucuna dikkat çekmekte gibidir.

"29"/41 Meselü (1) ellezıne (2) ittehazu (3) min (4) duni (5) allahi (6) evliyae (7) ke (8) meseli (9) el (10) ANKEBUT (11) ittehazet (12) beyta (13) ve (14) inne (15) EHVEN (16) EL (17) BUYUTİ (18) le (19) beytü (20) el (21) ANKEBUT (22) lev (23) kanu (24) ya'lemun (25) ( O Allah'tan başka dostlar edinenlerin misali, ev edinen ÖRÜMCEĞİN misali gibidir. Kesinlikle EVLERİN EN GÜVENSİZİ, DAYANIKSIZI örümceğin evidir. Keşke bilmiş olsalardı. )

Bilindiği üzere "11" sayısı farklı boyuta geçiş pirtalini, yaratılıştaki düaliteyi ve döngüselliği ifade eden ezoterik bir sayıdır. Ankebut suresinin kodunun "11" olması ve Ankebut kelimesinin Kur'an'da ilk kez Ankebut suresinde ve "11". kelime olarak geçmesi dikkat çekmektedir. Ayetteki ilk Ankebut kelimesinden sonraki ikinci Ankebut kelimesine kadar da 11 kelime bulunmaktadır.

Ankebut kelimesinin ilk kez geçtiği 29/41 kodlu ayetin kodunun nümerolojik değeri "7" ( 2+9+4+1 = 16 ... 1+6 = 7 ) olmaktadır. 

Ayette 25 ( 2+5 = 7 ) kelime bulunmaktadır. 

ANKEBUT kelimesi Türk alfabesi harfleri baz alındığında "7" harften oluşmaktadır. 

"7" sayısı bir döngüdeki frekansı ifade eden sayıdır. Bir başka deyişle döngüyü ifade eden sayıdır. Ayette 7 nümerolojisinin bulunması döngü sonu mesajı açısından önem arzetmektedir.

Kur'an ayetlerinde "Dünya hayatının bir aldatmacadan ibaret olduğu" da sıklıkla tekrarlanır.

3/185 Küllü nefsin zaikatül mevt ve innema tüveffevne ücuraküm yevmel kıyameh fe men zuhziha anin nari ve üdhılel cennete fe kad faz ve MEL HAYATÜD DÜNYA İLLA ĞURUR  ( Tüm nefisler ölümü tadacaktır. Ve ayağa kalkış gününde ödülleriniz kesinlikle size vefa edilecektir. Kim ateşten uzaklaştırılıp, cennete sokulursa kurtulmuştur. DÜNYA HAYATI ALDATICI FAYDA HARİCİNDEKİ DEĞİLDİR. )

İlimsizce şeytanın saptırmasına tabi olarak, basiretsiz bir şekilde asla tatmin sağlamayacak olan nefsani ve dünyevi menfaatler peşinde koşanların dünya hayatını ahirete tercih ettikleri da ayrıca bildirilmektedir.

87/16 Bel TÜ'SİRUNEL HAYATED DÜNYA ( Bilakis DÜNYA HAYATINI TERCİH EDİYORSUNUZ. )
87/17 Vel'ahıretü hayrün ve ebka ( Ve ahiret daha hayırlıdır ve daha bakidir. )

87. surenin 16. ve 17. ayetleri gerek içerdikleri anlamlar, gerekse de nümerolojik yapı itibarıyla döngü / döngü sonu (7 nümerolojisi ) ve yeni döngü başlangıcı ve sonsuz döngüyü (8 nümerolojisi ) bildirmektedirler. Dünya hayatından bahsedilen ayetin numarası 16 ( 1+6 = 7 ), ahiretten yani yeni döngü başlangıcından bahsedilen ayetin numarası ise 17'dir. ( 1+7 = 8 ) 









16 Aralık 2018 Pazar

Ekımüs Salah ( Duaya Kalk )

Arapça kökenli "SALAT" kelimesi "Dua, Tezkiye, İstiğfar" gibi sözlük anlamlarını içeren, özünde ise "Allah'a yönelmek, O'nu överek anmak ve Kur'an okumak suretiyle iyiliğe, temizliğe, kurtuluşa ve ruhsal tekamüle erişmeyi O'ndan niyaz etme" kavramını içeren bir kelimedir. SALAT kelimesi SALAH olarak da telafuz edilmekte olup, "İyilik, İyileşme, Düzelme" anlamlarına da gelmektedir. ( "İyi" anlamına gelen "Salih" kelimesi de aynı köktendir. ) Esas itibarıyla "Salat" ve "Salah" kelimeleri  özlerinde aynı kelimelerdir. Zira Arapça'da kelimelerin sonlarında bulunan "T" harfleri "H" olarak da telafuz edilmektedir. ( Örnek : Ayet / Ayeh, - Kıyamet / Kıyameh, Zekat / Zekah  .... )

Kur'an'da "Salat / Salah" kelimesi "Kıyamüs Salah" ( Duaya Kalkma ) ve "Ekımüs Salah" ( Duaya Kalk ) olarak zikredilmektedir. Kur'an'da "Namaz" kelimesi yer almamakta olup, bunun yerine "Namaz" olarak bilinen süreci tanımlayan "Kıyam" ( Ayağa Kalkma ), "Rüku" ( Eğilme ) ve "Sücud" ( Yere Kapanma, Secde Etme ) kelimeleri yer almaktadır. ( Kur'an'da 70/22, 74/43 ve 107/4 kodlu ayetlerde geçen "Musallin" kelimesi de "Sal" kökünü içermekte olup "Dua Eden" anlamındadır. ) 

Kur'an'da "Salat" kelimesi 97 kere tekrarlanmakta olup, ilk kez Bakara suresinin 2/3 kodlu ayetinde geçmektedir. 

2/3 Ellezine (1) yu’minune (2) bi (2) el (3) gaybi (4) ve (5) YUKİMUNE (6) ES (7) SALATE (8) ve (9) min (10) ma (11) razakna (12) hüm (13) yünfikun (14) ( O gayba inananlar, DUAYA KALKANLAR ve o rızıklandırdıklarımızdan harcayanlar. )

"Salat" mekanizması esas itibarıyla, yaratılışın her bileşenin de olduğu gibi döngüsel bir yapı arzetmektedir. Zira Kur'an'da temel "Salat" vakitleri "Güneşin Doğuşunda" ve "Güneşin Batışında" olmak üzere döngü başları / sonları olarak belirlenmiştir. ( Gündüz ve Gece döngü sonu ve başı olan kavramlardır. ) 

"Salat" kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan 97 sayısının nümerolojik değeri 16 ( 9+7 = 16 ) daha doğrusu "7" ( +6 = 7 ) sayısını vermekte olup, "7" sayısı bir döngülük frekansı sembolize eden sayıdır. Her döngü sonu yeni bir döngü başlangıcı olup, yeni döngü başlangıcını ve sonsuz döngüyü sembolize eden sayı ise "8" sayısıdır. "Salat" kelimesinin ilk kez geçtiği ayetteki sıra numarasının "8" olması vesilesiyle "Salat"'ın döngüsel yapısı bildirilmektedir. 

"Salat" kelimesinin ilk kez geçtiği ayet olan 2/3 kodlu ayette "14" kelime bulunması da Kur'an'da 15/87 kodlu ayette bildirilen "İkili Yedi" ( Seb'an Minel Mesani )* kavramı açısından dikkat çekmektedir. Zira 14 sayısı 7+7 veya 2x7 işlemi ile elde edilmektedir. "İkili Yedi" kavramı da yaratılıştaki döngüsel yapıyı bildiren bir kavramdır. ( * "İkili Yedi" kavramı evvelki bölümlerde yedişer ayetli Fatiha ve Maun sureleri, Yedi Gök Katmanı ve Yedi Yer Katmanı gibi örneklerle incelenmişti. )

"Salat" vakitlerinin bildirildiği Kur'an'da 4/103 kodlu ayette yer almaktadır. Salat vakitlerinden bahsedilen ayetin kodunun nümerolojik değerinin "8" olması da dikkat çekicidir.

4/103 Fe iza kadaytümüs salate fezkürullahe kıyamen ve kuuden ve ala cünubiküm fe iz atme'nentüm fe EKIMÜS SALAH İNNES SALATE KANET ALEL MÜ'MİNINE KİTABEN MEVKUTA ( O halde duayı tamamladığınızda, ayakta, oturarak ve yanlarınızın üzerinde Allah' ı hatırlayın. Tatmin olduğunuzda, huzur bulduğunuzda DUAYA KALKIN. DUA KESİNLİKLE İNANANLARIN ÜZERİNE VAKTİ BELLİ OLARAK YAZILMIŞTIR. )

Ayrıca ayette "huzur bulunduğunda ve tatmine erişildiğinde", verdiği bu nimetten dolayı Allah'a şükranların sunulması için duaya kalkılması gerekliliği bildirilmektedir.

Aşağıdaki ayetlerde ise "Salat" vakitleri bildirilmektedir.

11/114 Ve ekımıs salate tarafeyin nehari ve zülefen minel leyli innel hasenati yüzhibnes seyyiat zalike zikra liz zakirın ( Ve gündüzün iki kenarında ve gecenin saçaklarında duaya kalkın. Kesinlikle iyilikler kötülükleri giderir. Bu hatırlayanlar için hatırlatmadır. )

Ayette yer alan "Gündüzün İki Kenarı" ifadesi "Gün Doğumunu" ve "Gün Batımını", "Gecenin Saçakları" ifadesi ise yine aynı şekilde "Gece Bitimini" ve "Gece Başlangıcını" yani ikili döngüyü ( gece ve Gündüz ) temsil etmektedir. "Salat" vakitlerinin ilk kez tanımlandığı 11/114 kodlu ayetin kodunun nümerolojik değeri yine "8" sayısının vermektedir. ( 1+1+1+1+4 = 8 )

17/78 Ekımes salate li düluküş şemsi ila ğasekıl leyli ve kur'anel fecr inne kur'anel fecri kane meşhuda ( Güneş’in batışından gecenin karartısına kadar duaya kalk. Tanyeri ağarmasındaki şafak vakti okuması. Kesinlikle şafak vakti okuması şahit olunandır. )

20/130 Fasbir ala ma yekulune ve sebbıh bi hamdi rabbike kable tuluış şemsi ve kable ğurubiha ve min anail leyli fe sebbıh ve atrafen nehari lealleke terda ( O halde, o dediklerine sabret. Güneş’in yükselip doğuşu öncesinde ve batışı öncesinde Rab’bini övgü sözleriyle öv. Gecenin geç vakitlerinde ve gündüzün kenarlarında da O' nu övgü sözleriyle öv. Umulur ki razı, hoşnut olursun. )

Ayette "Salat" vakitleri yine "Güneşin Doğuşu" ve "Güneşin Batışı" olarak tanımlanmaktadır. 20/130 kodlu ayette "Salat" kelimesi yerine "Salat" esnasındaki eylem olan Allahü Teala'nın hamdedilmesi yani "Rab'bin Övülmesi" ( Tesbih-i Rabb ) ifadesi yer almaktadır.

"Salat" esnasındaki hareketler "Kıyam" ( Ayağa Kalkma ), "Rüku" ( Eğilme ) ve "Sücud / Secde" ( Yere Kapanma ) hareketleridir.

                                        

ALLAH kelimesinin Arapça yazılışı aşağıdaki gibidir.

Allah kelimesini oluşturan Elif, Lam, Lam ve He harfleri, şekilleri itibarıyla "Salat" esnasındaki Kıyam, Rüku ve Sücud ( Secde ) hareketlerini tasvir etmekte gibidirler.


Kur'an'da "Kıyamüs Salah" ( Duaya Kalkış ) ifadesinin çoğunlukla "Atüz Zekah" ( Zekat Vermek ) ifadesiyle birlikte yer aldığı görülmektedir. Bunun sebebi, Salat'ın ( Duanın ) ancak Zekat vermek ile yani başka insanlara maddi ve manevi yardımda bulunarak iyilikler etmek suretiyle işlevsel olacağı vurgulanmaktadır. Zira "Zekat" kelimesi özünde "Temizlenme" anlamını taşımaktadır. İnsan sahip olduğu maddi ve manevi nimetlerden başkalarına verdikçe temizlenmektedir. Unutulmamalıdır ki toplayan kirlenmekte, veren temizlenmektedir. İncil'deki şu ayet bu açıdan önem arzetmektedir.

44 Acts 20-35 Yaptığım her işte sizlere, böyle emek vererek güçsüzlere yardım etmemiz ve Rab İsa'nın, `Vermek, almaktan daha büyük mutluluktur' diyen sözünü unutmamamız gerektiğini gösterdim.»

Düşünsel ve davranışsal olarak gereğini yapmadan, yani başkalarına maddi manevi yardımda bulunmadan duaya kalkanlar Kur'an'da "Ellezine An Salatihim Sahun" ( Dualarından Habersiz Olanlar ) olarak tanımlanmışlardır.

107/2 Fe zalikellezi yedu'ul yetimn ( Böylece işte o yetimi  iter kakar. )
107/3 Ve la yehuddu ala TAAMİL MİSKİN ( Ve YOKSULUN YEDİRİLMESİNE teşvik etmez, yönlendirmez. )
107/4 Fe veylün lil MÜSALLİN ( O halde vay DUA EDENLER için. )
107/5 Ellezine hüm AN SALATİHİM SAHUN ( Onlar dualarında habersizdirler. )

Kur'an'da "Kıyamüs Salat" ( Duaya Kalkma ) kavramının "Atüz Zekah" ( Zekat Verme ) ve "Min Ma Razaknahüm Yünfikun" ( Rızıklandırdıklarımızdan Harcarlar ) kavramları ile birlikte yer aldığı  32  ayet bulunmaktadır.

"Salat"ın, varlıkları ahlaksız ve kötü düşünce, tutum ve davranışlardan uzak tutacağı da Ankebut suresinin 29/45 kodlu ayetinde bildirilmektedir.

29/45 Ütlü ma uhıye ileyke minel kitabi ve ekımıs salah innes salate tenha anil fahşai vel münker ve le zikrullahi ekber vallahü ya'lemü ma tasneun ( O sana kitaptan vahyedileni oku ve duaya kalk. Kesinlikle dua ahlaksızlıktan ve kötülükten, inkardan alıkoyar. Allah' ı hatırlamak en büyüğüdür. Allah o ürettiklerinizi bilir. )













15 Aralık 2018 Cumartesi

Şükür Parametreleri

32/9 Sümme sevvahü ve nefeha fihi min ruhıhı ve ceale lekümüs sem'a vel ebsara vel efideh KALİLEN MA TEŞKÜRUN ( Sonra onu düzenleyip şekillendirdi ve içine ruhundan üfledi. Size kulaklar, gözler ve gönüller oluşturdu. NE AZ ŞÜKREDİYORSUNUZ. )

67/23 Kul hüvellezi enşeeküm ve ceale lekümus sem'a vel ebsare vel ef'idete KALİLEN MA TEŞKÜRUN ( De ki: "Sizi inşa eden ve size kulaklar, gözler ve gönüller oluşturan O'dur. NE AZ ŞÜKREDİYORSUNUZ." )

Yaratılmış olan varlıkların temel sorumluluğu, her şeyden önce, yaratılmış olmaya ve yaşam döngüsü içinde Allahü Teala tarafından bahşedilen nimetlere şükretmektir. Kur'an'da "Şükür" kelimesi 75 kere tekrarlanmak suretiyle vurgulanmaktadır. Konuya insan açısından bakıldığında, genellikle insanların, sahip oldukları temel nimetlerden habersiz gibi yaşamakta oldukları, nefsani duyguların hegemonyası altında kendileri için hiçbir fayda sağlamayacak olguların peşinde koştukları gözlemlenmektedir. Oysa ki biraz düşünüldüğünde, zaten hep varmış ve hep var olacakmış gibi kabul edilen hatta farkında dahi olunmayan ancak yaşamın temelini oluşturan şükür parametreleri ortaya çıkmaktadır. 

Nelerdir bu şükür parametreleri?

Oturabilmek
Yatabilmek
Ayakta Durabilmek
Yürüyebilmek
Yiyebilmek
İçebilmek
Dışkılayabilmek
Isınabilmek
Serinleyebilmek
Koklayabilmek
Duyabilmek
Görebilmek
Hissedebilmek
Hatırlayabilmek
Düşünebilmek
Öğrenebilmek
Konuşabilmek

Yaşam sürecinde deneyimlenen her türlü olumsuzluk karşısında bu şükür unsurlarını hatırlamak ruhsal enerjiyi yükseltmek ve ruhsal tekamül açısından büyük önem arzetmektedir. Kur'an'da "Azab" olarak zikredilen kavram bu parametrelerden yoksun olmak anlamını da içermektedir. Ve bu temel unsurların algılanması gereken değeri inkârcı mücrim misalinin verildiği Mearic suresinin şu ayetlerinde bildirilmektedir.

70/11 - Yubassarünehüm yeveddül mücrimu lev yeftediy min azabi yevmeizin bi benihi ( Onlar birbirlerine gösterilirler. Suçlu o gün, oğullarını fidye vererek azaptan kurtulmayı arzular. )

70/12 - Ve sahıbetihi ve ehıyhi ( Ve eşini arkadaşını ve kardeşini. )

70/13 - Ve fasiletihilletiy tu'viyhi ( Ve onu barındırıp yetiştiren ailesini. )

70/14 - Ve men fil ardı cemian sümme yuncihi ( Ve yerde kim varsa topluca ki sonra kendini kurtarabilsin. )


13 Aralık 2018 Perşembe

Metonik Döngü

Heliocentric Güneş Sistemi "Meton Döngüsü" adını Atinalı Meton'dan alan "19" Güneş yılının 235 Ay döngüsüne yani iki ardışık yeni Ay arasında geçen süreye veya 254 sidereal Ay döngüsüne yani sabit bir yıldız konumuna bağlantılı olarak Ay'ın aynı konumu tekrar almasına kadar geçen süreye eşit olduğu döngüdür.


Enbiya suresinin 33. ayetinde "Güneşin ve Ayın dairede yüzmelerinden" yani "Döngülerinden" ilk kez bahsedilmekte olup, ayete ilişkin nümeroloji "19" sayısı ile uyum arzetmektedir.

"21/33" Ve (1) hüve (2) ellezi (3) haleka (4) el (5) leyle (6) ve (7) en (8) nehara (9) ve (10) eş (11) şemse (12) ve (13) el (14) kamer (15) küllün (16) fı (17) felekin (18) yesbehun (19) ( Ve geceyi ve gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı yaratan O'dur. Hepsi dairede yüzerler.  )

- Ayette 19 kelime bulunmaktadır.

- Ayet kodunu ( 21/33 ) ve ayetteki kelime adedini ( 19 ) oluşturan rakamların toplamının nümerolojik değeri "19" olmaktadır. ( 2+1+3+3+1+9 = 19 )













12 Aralık 2018 Çarşamba

Şeytanın Zihin Kontrolü

İblis ve ona kulluk eden insan ve cin şeytanlarının insanları ve cinleri Allah yolundan saptırmak için kullandıkları yegane yöntem "Zihin Kontrolü"dür. Zihin kontrolü teknolojik ( medya ), psişik ( hipnoz ) ve metapsişik ( büyü ) yöntemler uygulanarak gerçekleştirilmektedir. 

Kur'an'da şeytanın zihin kontrolü hususu "Vahyetme" fiili kullanılarak bildirilmiştir. "Vahiy" eylemi olumlu yönde yani rahmani olacağı gibi, olumsuz yönde yani şeytani de olabilir. İkisi arasındaki fark ancak Kur'an ilminde derinleşmek suretiyle algılanabilir.

6/112 - Ve kezalike cealna li külli nebiyyin adüvven şeyatınel insi vel cinni YUHIY ba'duhüm ila ba'dın zuhrufel kavli ğurura ve lev şae rabbüke ma fealuhü fe zerhüm ve ma yefterun

( Ve her haberci için insan ve cin şeytanlarını işte böyle düşman kıldık. ONLAR BİRBİRLERİNE ALDATICI SÜSLÜ SÖZLER VAHYEDERLER. Şayet Rab’bin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları ve o uydurduklarını bırak. )

6/121 - Ve la te'külu min ma lem yüzkerismüllahi aleyhi ve innehu le fısk ve inneş şeyatıne le YUHUNE ila evliyaihim li yücadiluküm ve in eta'tümuhüm inneküm le müşrikun

( Ve üzerlerine Allah' ın ismi hatırlanmamış olanlardan yemeyin. Kesinlikle o günahkarlıktır. Kesinlikle ŞEYTANLAR DOSTLARINA SİZİNLE MÜCADELE ETMELERİ İÇİN VAHYEDERLER. Eğer onlara itaat ederseniz kesinlikle siz ortak koşanlar olursunuz. )

Şeytanın zihin kontrolünden bahseden iki ayetin de kodları 6,1 ve 2 sayılarından oluşmakta ve nümerolojik değerleri "10" olmaktadır. İki adet 10 sayısı ise "11" nümerolojisini vermektedir. 11 sayısı okült satanizmde Allah'a şirk koşmanın, O'na eş koşmanın ( haşa ) sembolüdür.

Evvelki bölümlerde de değinildiği üzere, insandan önce yaratıldığı gerekçesine dayanıp kendisini insandan üstün gören ve kibir duygusuna yenik düşerek insanı kıskanan İblis bu duyguları zihin kontrolüne aldığı topluluğuna da telkin etmektedir. Kıskançlık ve kibirden oluşan duygular insana zarar vermeyi hedefleyen büyü eylemine dönüşmektedir. Felak suresinde, büyücülerin belirli kelimeleri, belirli adetlerde ve telafuzlarına uygun şekilde tekrarlayarak  yani "üfleyerek" büyü yaptıkları belirtilmektedir. "Üfleme" adı verilen eylem ise kelime frekanslarının insan beynindeki aksonlar arasında yer alan "Ranvier Düğümlerine" tesir ederek ( Bu husus evvelki bölümlerde irdelenmişti. ) onları bloke etmesi ve insanın idrak mekanizmasını bozması, akıl tutulmasına ve hipnotik davranışlara sebebiyet vermesi anlamına gelmektedir.

113/1 - Kul e'uzü bi rabbil felak

( De ki: "Gün ağarmasının Rab’bine sığınırım." )

113/2 - Min şerri ma halak

( “O yarattıklarının kötülüklerinden." )

113/3 - Ve min şerri ğasikın iza vekab

( Ve çöktüğünde, gecenin karanlığının kötülüğünden. )

113/4 - Ve min şerrin NEFFASATİ fil UKAD*

( Ve DÜĞÜMLERİN* içine ÜFLEYENLERİN kötülüklerinden. )

113/5 - Ve min şerri HASİDİN iza HASED

( Ve KISKANDIKLARINDA, KISKANANLARIN kötülüklerinden. )

Aksonların üzerini kaplayan ve "Myelin Sheath" ( Myelin Kılıfı ) adı verilen kılıfların aralarında periyodik boşluklar bulunmaktadır. Bu boşluklara tıp literatüründe "NODES of Ranvier" ( Ranvier DÜĞÜMLERİ ) adı verilmektedir.

                 
                            
"Ranvier DÜĞÜMLERİ"ni de gösteren Nöron figürü 

* Halk arasında kötülük amaçlı yapılan "Büyü Pratiği" olarak bilinen "Düğüme Üfleme" fenomeni, esas itibarıyla beyindeki aksonlara yapılan dış müdahale sonucunda beynin idrak, kavrama, anlama ve yorumlama yetilerinin bloke edilmesi, felç edilmesini tanımlar gibidir. Yukarıdaki ayet setindeki "DÜĞÜM" kelimesi "RANVİER DÜĞÜMLERİ", "ÜFLEME" kelimesi ise "FREKANS İLETİSİ" olarak yorumlandığında anlamlı bir mesaj ortaya çıkmaktadır. ( Düğüme Üfleme = Aksona Frekans İletisi )