31 Aralık 2016 Cumartesi

Ruhundan üflemek...

Allahü Teala, insanı yarattığında, onun içine ruhundan üflediğini, yani hayat enerjisini, bilgiyi ve bilinci içeren kodu / kelimeyi bahşettiğini beyan eder. "Ruh" kelimesinin anlamını tam olarak algılayacağımızı ise İsra suresinin 17/85 kodlu ayetinde şu şekilde ifade eder.

İsra 17/85 - Ve yes'eluneke anir ruh kulir ruhu min emri rabbi ve ma utıtüm minel ılmi illa kalıla ( Ve sana ruhtan sual ediyorlar. "Ruh, Rabb' imin işlerindendir. İlminden size azıcık haricinde verilmemiştir." de. )
 
"Ruhundan üflemek" ifadesinin kitapta ilk kez geçtiği ayette "Ben" zamiri ile Allahü Teala'nın kendi hitabına şahit olunur.
 
Hicr 15/29 - Fe iza sevveytühu ve nefahtü fıhi min ruhıy fe kau lehu sacidın ( Onu düzenleyip şekillendirdiğimde ve içine ruhumdan üflediğimde, artık ona yere kapanarak serilin. )
 
Bu ayetin sure numarasını ( 15 ) oluşturan rakamların toplamı ( 1+5 = 6 ) ilahi mühür olan 6 sayısına işaret eder. Ayrıca bu ayetteki "Nefahtü" ( Üflerim ) kelimesi de 6. kelimedir.
 
Fe (1) iza (2) sevveytü (3) hu (4) ve (5) nefehtü (6) ......
 
"Ruhundan üflemek" ifadesinin kitapta ikinci kez geçtiği Enbiya suresinin 21/91 kodlu ayetinde ise "Biz" zamiri yer almaktadır. Bu ayette, Allah'ın ruhundan üfleyerek yaratmış olduğu ve O'nun insanın yaratılış süreci ile ilgili emirlerini de icra eden Meleül Ala'ya ( Yüksek İleri Gelenler ) dikkat çekilmektedir. Zira ayette "ruhumuzdan üfledik" ifadesi yer almaktadır. 

Enbiya 21/91 - Velletı ahsanet ferceha fe nefahna fıha min ruhına ve cealnaha vebneha ayeten lil alemın ( Ve o ayıbını koruyan. Onun içine ruhumuzdan üfledik. Onu ve oğlunu alemler için ayet kıldık. )
 
"Ruhundan üflemek" ifadesinin, Allahü Teala'yı ifade eden "Ben" zamiri ile kitapta ikinci kez geçtiği Sad suresinin 38/72 kodlu ayetinde de "Nefahtü" ( Üflerim ) kelimesi 6. kelimedir.
 
Sad 38/72 - Fe iza sevveytühu ve nefahtü fıhi min ruhıy fe kau lehu sacidın ( Böylece onu düzenleyip şekillendirdiğimde ve içine ruhumdan üflediğimde artık ona yere kapanarak serilin. )
 
Fe (1) iza (2) sevveytü (3) hu (4) ve (5) nefehtü (6) ......

Secde 32/9 - Sümme sevvahü ve nefeha fihi min ruhıhı ve ceale lekümüs sem'a vel ebsara vel efideh kalilen ma teşkürun ( Sonra onu düzenleyip şekillendirdi ve içine ruhundan üfledi. Size kulaklar, gözler ve gönüller oluşturdu. Azdır o şükretmeniz. )
 
"Ruhundan üflemek" ifadesi Kur'an'da son kez Tahrim suresinin 66/12 kodlu ayetinde tekrar "Biz" zamiri ile geçmektedir.
 
Tahrim 66/12 - Ve meryemebte imranelleti ahsanet ferceha fe nefahna fihi min ruhına ve saddekat bi kelimati rabbiha ve kutubihi ve kanet minel kanitın ( Ve o ayıbını koruyan İmran kızı Meryem. Onun içine ruhumuzdan üfledik. Rabb' inin kelimelerini ve O’nun kitaplarını doğruladı ve itaat edenlerden oldu. )
 
Ayetin sure numarası olan 66 sayısı, Allah kelimesini oluşturan harflerin ebced değerlerinin toplamına eşit olması açısından önemlidir. ( Elif ( 1) + Lam ( 30 ) + Lam ( 30 ) + Elif ( 1 ) + He ( 5 ) = 66 )
 
Ayrıca "Nefahna" ( Üfledik ) kelimesinin Kur'an'da son kez geçtiği ayetteki sıra numarasının 10 olması da ilahi nümeroloji açısından önemli bir işarettir.
 
Ve (1) meryem (2) ebte (3) imran (4) elleti (5) ahsanet (6) ferce (7) ha (8) fe (9) nefahna (10)
 
Meleklerin de Allahü Teala'nın ruhunu taşıdıklarını beyan eden "Ruhumuzdan üfledik" ifadesi ve Mü'min suresinin 40/57 kodlu ayeti dikkate alındığında Allahü Teala'nın yarattığı herşeyde O'nun ruhunun yer aldığı sonucuna ulaşılabilmektedir.

Mü'min 40/57 - Le halkus semavati vel erdı ekberu min halkın nasi ve lakinne ekserannasi la ya'lemun ( Göklerin ve yerin yaratılışı insanın yaratılışından daha büyüktür. Lakin insanların çoğunluğu bilmezler. )














30 Aralık 2016 Cuma

Alaca ( Vitiligo )

Vitiligo ( Alaca ), pigment bozukluğu sebebiyle dış derinin renk kaybına uğrayarak beyaz plaklar oluşturması hastalığına verilen isimdir.

 
Yapılan tıbbi araştırmalar MYG1 ( Melanocyte proliferating gene 1 ) 119 C/G kodlu Promoter Polymorphism ( Çok Şekillilik Geliştirici ) geninin aktif ilerleyen vitiligo hastalığında etkisi olduğunu ortaya koymuştur.

"Conclusions

Our study demonstrated that both MYG1 promoter polymorphism -119C/G and Arg4Gln polymorphism in the mitochondrial signal of Myg1 have a functional impact on the regulation of the MYG1 gene and promoter polymorphism (-119C/G) is related with suspectibility for actively progressing vitiligo."
"................Vitiligo - Promoter polymorphism -119C/G in MYG1 (C12orf10) gene is related to vitiligo susceptibility and Arg4Gln affects mitochondrial entrance of Myg1.         "
 
MYG1_C12orf10_gene_is_related_to_vitiligo_susceptibility_and_Arg4Gln_affects_mitochondrial_
entrance_of_Myg1
 
 
"..............MYG1 gene contains 10 polymorphisms that are defined as SNPs but two polymorphisms are potentially functional. SNP is located at 119 bp upstream of MYG1 translation start site (ATG) and MYG1 promoter polymorphism (-119C/G). (64). Promoter polymorphism 119C/C in MYG1 gene is associated to vitiligo susceptibility, (64) suggesting a strong role of MYG1 gene polymorphism with vitiligo. " 

Vitiligo ( Alaca ) hastalığı Kur'an'da "Ebras" ( Alacalı ) olarak yer almakta ve Al'i İmran suresinin 3/49 ve Maide suresinin 5/110 kodlu ayetlerinde geçmektedir.
 
Al'i İmran 3/49 - Ve rasulen illa benı israıle ennı kad ci'tüküm bi ayetin min rabbiküm ennı ahlüku leküm minet tıyni ke hey'etit tayri fe enfühu fıhi fe yekunü tayran bi iznillah ve übriül ekmehe vel ebrasa ve uhyil mevta bi iznillah ve ünebbiüküm bima te'külune ve ma teddehırune fı büyutiküm inne fı zalike le ayeten leküm in küntüm mü'minın ( Ve ancak İsrailoğullarına resuldür. "Kesinlikle ben size Rabb' inizden ayet getirdim. Kesinlikle ben size, çamurdan kuşun şekli gibi olanı yaratırım. Böylece onun içine üflerim de o Allah’ ın izni ile kuş olur. Doğuştan körü, alacalıyı iyileştiririm. Allah’ ın izni ile ölüyü diriltirim. O yediklerinizi, o evlerinizin içinde biriktirdiklerinizi size haber veririm. Eğer inananlarsanız, kesinlikle bunda size ayetler vardır." )
 
Maide 5/110 - İz kalellahü ya iysebne meryemezkür nı'metı aleyke ve ala validetik iza eyyedtüke bi ruhıl kudüsi tükellimün nase fil mehdi ve kehla ve iz alemtükel kitabe vel hıkmete vet tevrate vel incil ve iz tahlüku minet tıyni ke hey'etit tayri bi iznı fe tenfühu fıha fe tekunü tayran bi iznı ve tübriül ekmehe vel ebrasa bi iznı ve iz tuhricül mevta bi iznı ve iz kefeftü benı israıle anke iz ci'tehüm bil beyyinati fe kalellezine keferu minhüm in haza illa sıhrun mübın ( Zamanında Allah "Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Seni kutsal ruh ile desteklediğimde beşikte ve erişkinlikte insanlara kelam edip söz söylerdin. Sana yazıyı, sırrı, Tevrat' ı ve İncil' i öğrettim. İznimle çamurdan kuşun şekli gibi olanı yarattın. Onun içine üfledin de iznimle kuş oldu. Doğuştan körü ve alacalıyı iznimle iyileştirdin. Ölüleri iznimle çıkardın. Onlara ayetlerle geldiğin ve onlardan inkar edenlerin "Bu kesinlikle apaçık sihirdir." dedikleri zaman İsrailoğulları' nı üzerinden çektim. )
Ebras ( Alacalı ) kelimesinin 3/49 kodlu ayetteki sıra numarası 43, 5/110 kodlu ayetteki sıra numarası ise 76'dır. Anılan sıra numaralarının toplamı 43 + 76 = 119 sayısını vermektedir. 119 sayısı vitiligo hastalığına sebep olan genin kodunda yer almaktadır.
 



 
 














































































 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

29 Aralık 2016 Perşembe

Ayın Yörüngesel Düzlemi

Güneş sistemindeki tüm gezegenler ve asteroidler Güneş'in çekim kuvveti nedeniyle, Güneş çevresinde belirli bir yol izleyerek dairesel hareket gerçekleştirmektedirler. Gezegenlerin izledikleri bu dairesel yola yörünge adı verilmektedir. Gezegenlere ait bu yörüngeler birbirleriyle hizalanmak suretiyle düz bir diske benzeyen bir patern sergilemektedirler. Bu paterne Yörüngesel Düzlem ( Orbital Plane ) adı verilmektedir.
 
Yer'in çekim kuvveti ile Yer'in çevresinde hareket eden Ay'ın yörüngesel düzlemi ( Moon Orbital Plane ), Dünya'nın yörüngesel düzlemine ( Ecliptic Plane ) göre 5 derecelik bir açıya sahiptir.


Ay Tutulması için Dolunay gerektiği dikkate alındığında, her Yeni Ay durumunda Güneş Tutulması, her Dolunay durumunda ise Ay Tutulması olayının gerçekleşmesi gerektiği akla gelebilir. ( Güneş Tutulması ( Solar Eclipse ) Ay'ın Güneş ile Yer arasında konumlanması, Ay Tutulması ( Lunar Eclipse ) ise Yer'in Güneş ile Ay arasında konumlanması sonucunda oluşmaktadır. )

Her ay, Ay Tutulması ve Güneş tutulması gerçekleşmemesinin nedeni Ay'ın yörüngesel düzleminin, Yer'in yörüngesel düzlemine göre 5 derecelik bir açıya sahip olmasıdır.
 
 
"Kamer" ( Ay ) kelimesi, Kur'an'da ilk kez En'am suresinin 6/77 kodlu ayetinde 5. kelime olarak geçmektedir. Bu ayette Ay'ın hareketinden / doğmasından bahsedilmektedir.
 
En'am 6/77 - Fe lemma rael kamera baziğan kale haza rabbi fe lemma efele kale lein lem yehdinı rabbi le ekunenne minel kavmid dallın ( Ay' ı doğarken gördüğünde "Rabb' im budur." dedi. Kaybolduğunda ise "Rabb' im beni yönlendirmeseydi, sapıklar kavminden olurdum." dedi. )
 


 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

24 Aralık 2016 Cumartesi

Rekabeti bırakın! ( Fekkü rekabet )


Dünya hayatının aldatmacasına kapılmış insanların, bireysel ve topluluk olarak aralarında nasıl bir rekabet ortamı yarattıklarına, bu ortamda "en üstün" olabilmek, diğerleri üzerinde hakimiyet kurabilmek için nasıl birbirlerini ezdiklerine, yoksun bıraktıklarına, mağdur ettiklerine her gün şahit olmaktayız. İnsanoğlu, kısır döngü niteliğinde bu çıkmaz sokakta kör, sağır ve dilsiz tutumuyla kendisini nasıl helaka ve mutsuzluğa sürüklediğini farkedememektedir. Neyi niçin yaptığının idrakinden aciz olarak, şeytan tarafından hipnotize edilmiş şekilde bu hazin rutini yaratılışın ilk gününden beri ısrarla icra etmektedir.

Şeytanların kurdukları ve insanı içine hapsettikleri sistem “rekabet” mekanizması temeline dayanmaktadır. Piramidal bir yapı içerisinde birbirleriyle yarıştırılan insanlar, neden yarıştıklarını, rekabet ettiklerini düşünmeden kendilerini yoğun bir stres ve depresyon ortamında tutmakta hatta helak etmektedirler. ( Hem yarış, hem de kulvar üçgen şeklinde. Yani asla herkesin birlikte hedefe ulaşma ihtimali yok. Aksine sıralama yani elde edilecek dereceler bile belirli adetsel kontenjana tabi.... ) Oysa insan hipnozdan kurutlup uyanabilse, ortada yarışacak, rekabet edecek, bir diğerine göre üstün olmayı gerektirecek kısacası paylaşılamayacak hiçbir şey olmadığını görecektir. Ancak Allah’ın insanlara eşit olarak verdiği nimeti gasp etmiş olan şeytanlar dünyada kontrol ettikleri sistemi mahrumiyet ve rekabet temeli üzerine kurmuşlardır. Bu öyle acı bir durumdur ki insanlar çocuklarına “Ezilme ez.”, “Büyük balık ol.”, “Sen yapmazsan başkası yapar.”, “En iyisi ol.”, ”Hayat adil değildir. Lokmanı kaptırma.” vb. gibi saldırgan ve kibirsel telkinlerde bulunmakta ve onları da bu esaret sistemine hazırlamaktadırlar.

Allahü Teala bu durumu aşağıdaki ayetlerinde açıkça betimlemektedir.

Maide 5/62 - Ve tera kesıran minhüm yüsariune fil ismi vel udvani ve eklihimüs suht le bi'se ma kanu ya'melun ( Ve onlardan çoğunu, günahta, düşmanlıkta ve haram yemede koşarak yarışırken görürsün. O yapmış oldukları ne kötüdür. )

Hadid 57/20 - İ'lemu ennemel hayatüd dünya le'ıbun ve lehvun ve zinetun ve tefahurun beyneküm ve tekasurun fil emvali vel evladi ke meseli ğaysin a'cebel kuffare nebatühu sümme yekunu hutamen ve fil ahıreti azabun şeduydun ve mağfiretun min allahi ve rıdvanun ve mel hayatüd dünya illa meta'ul ğurur Bilin ki o dünya hayatı kesinlikle oyundur, eğlencedir, süstür, aranızda övünmedir, mallardan ve çocuklardan çoğaltmadır. Bitirip yetiştirdiği, ekincilerin hoşuna giden yağmur misali gibidir. Sonra kırpılmış parça olur. Ahirette şiddetli azap, Allah' tan af ve rıza vardır. Dünya hayatı aldatıcı fayda haricindeki değildir. )

Rabb'imiz, insanın  arzuyla peşinde koştuğunun mutluluk değil helak olduğunu görebilmesi, diğer insanları mutlu ederek herkesin mutluluğa erişmesini sağlayabileceğini farkedebilmesi için kesin ve net bir talimat vermiştir. "FEKKÜ REKABET" ( REKABETİ / BOYUNDURUĞU / GÖZETLEMEYİ / KONTROLÜ BIRAKIN ). 

"Rekabet" kelimesi "Rikab" ( Boyunduruk ), "Rakıb" ( Kontrolör, Gözetmen ) köklerinden türemiştir. 

Beled 90/10 - Ve hedeynahün necdeyni ( Ve onu iki yola yönlendirdik. )
Beled 90/11 - Fe laktehamel akabet ( Böylece sarp yokuşa tahammül edemedi. )
Beled 90/12 - Ve ma edrake mel akabet ( Ve sarp yokuşun ne olduğunu sana ne kavratıp idrak ettirir? )
Beled 90/13 - FEKKÜ REKABET Boyunduruğu, gözetlemeyi, kontrolü, rekabeti bırakmak. )
Beled 90/14 - Ev ıt'amün fi yevmin zi mesğabet ( Veya açlık, meşakkat gününde yedirmek. )
Beled 90/15 - Yetimen za makrebet ( Yakınlığı olan yetime. )
Beled 90/16 - Ev miskinen za metrebet ( Veya fakirliği olan yoksula. )
Beled 90/17 - Sümme kane minellezine amenu ve tevasav bis sabri ve tevasav bil merhamet ( Sonra sabrı emreden ve merhameti emreden o inananlardan olmak. )
Rekabeti bırakmış ve Allah'a teslim olmuş inanan iyi kulların durumlarını ise Al'i İmran ve Mü'minun surelerinin aşağıdaki ayetlerinde açıklamaktadır.

Al'i İmran 3/114 - Yü'minune billahi vel yevmil ahıri ve ye'mürune bil ma'rufi ve yenhevne anil münkeri ve yüsariune fil hayrat ve ülaike mines salihın ( Allah’ a ve sonraki güne inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten menederler ve hayırlarda koşarak yarışırlar. İşte onlar iyilerdendirler. )

Mü'minun 23/60 - Vellezine yü'tune ma aten ve kulubühüm veciletün ennehüm ila rabbihim raciun ( Ve kesinlikle o Rabb' lerine döneceklerinden, o verdiklerini kalpleri ürkerek verenler, )

Mü'minun 23/61 - Ülaike yüsariune fil hayrati ve hüm leha sabikunİşte onlar hayırlarda koşarak yarışırlar. Onlar onda öne geçip ilerlerler. )

İkili Sistem

Allahü Teala, bilgimiz, algımız ve kavrayışımız dahilinde olan yaratılış sistemini ikili bir yapıda düzenlemiştir. Yedi katmanlı iki oluşum olan gökler ( evren ) ve yer, ikili kromozom yapısı, zıtlıklar prensibi gibi örnekler ikili sistemin  belirtileridir. Rabb'imiz ikili sisteme "iki / ikili" kelimesini kullanarak ayetlerinde işaret etmiştir.

Zariyat 51/49 - Ve min kulli şey'in halakna zevceyni lealleküm tezekkerun ( Ve herşeyden iki eş yarattık. Umulur ki hatırlarsınız. )

İbrahim 14/33 - Ve sehhare lekümüş şemse vel kamera daibeyn ve sehhara lekümül leyle ven nehar (  Ve usulünde devam eden ikili olan Güneş’i ve Ay’ı buyruğunuza verdi. Geceyi ve gündüzü de buyruğunuza verdi. )

Hicr 15/87 - Ve lekad ateynake seb'an minel mesanı vel kur'anel azım ( Ve biz sana ikililerden yedi taneyi ve büyük Kur'an' ı verdik. )

Zümer 39/23 - Allahü nezzele ahsenel hadısi kitaben müteşebihen mesaniye takşeırru minhü cüludüllezıne yahşevne rabbehüm sümme telınü cüludühüm ve kulubühüm ila zikrillah zalike hüdellahi yehdı bihı men yeşa' ve men yudlilillahü fe ma lehu min had ( En güzel sözü, benzetmeli ikili kitap olarak Allah indirdi. O Rabb' lerinden korkanların O’ndan derileri ürperir. Sonra Allah' ın hatırlamasına derileri ve kalpleri yumuşar. Bu Allah' ın yönlendirmesidir. Onunla dilediği kimseyi yönlendirir. Allah kimi saptırırsa, artık ona yönlendiriciden yoktur. )

Beled 90/10 - Ve hedeynahün necdeyni ( Ve onu iki yola yönlendirdik. )

  

23 Aralık 2016 Cuma

Tatmak

"Tatmak" ( Zuk ) fiili Kur'an'da ilk kez Al'i İmran suresinin 3/106 kodlu ayetinde geçmektedir.
 
Al'i İmran 3/106 - Yevme tebyaddu vücuhün ve tesveddü vücuh fe emmellezinesveddet vücuhühüm e kefartüm ba'de ımaniküm fe zukul azabe bima küntüm tekfürun ( O gün yüzleri ağarır ve yüzleri kararır. O yüzleri kararanlar, inancınız sonrasında inkar mı ettiniz ? O halde o inkar etmiş olmanızdan dolayı azabı tadın. )
 
Ayetin kelime ayrışım tablosu aşağıdadır.

 
* Ayetteki "Zuk" ( Tadın ) fiili 19. kelimedir.
 
* Ayetin kod numarasını oluşturan rakamların toplamı 3+1+0+6 = 10 olmaktadır.
 
* "Zuk" ( Tatmak ) fiili Kur'an'da 63 kere geçmektedir. 6+3 = 9
 
 
İnsan kafatasında 12 adet Kafatası Siniri ( Cranial Nerve ) bulunmaktadır.

 
Bu 12 adet Kafatası Sinirinden, 9. sinir olan olan Glossopharyngeal Nerve ve 10. sinir olan Vagus Nerve tat alma fonksiyonunu yerine getiren sinirlerdir.



Both the glossopharyngeal and vagus nerves (CN IX and X) have taste and somatic sensory functions that are not routinely examined. However, the taste function in the glossopharyngeal nerve (CN IX) can be examined if there is suspicion of damage to the nerve (vagus nerve taste function cannot be tested). A saturated solution of salt, a substance normally tasted best by the posterior and lateral taste buds (sweet is tasted best by the anterior and midline tastebuds), is used in the testing with the same technique described for the facial nerve (CN VII, see Chapt. 5).


 
"................The taste receptor cells send information detected by clusters of various receptors and ion channels to the gustatory areas of the brain via the seventh, ninth and tenth cranial nerves.............."
 
"...............Tat reseptör hücreleri muhtelif reseptör kitleleri ve iyon kanalları tarafından tespit edilen bilgileri beyindeki gustatuar bölgeye 7., 9. ve 10. kafatası sinirleri ( cranial nerve ) vasıtasıyla gönderirler..................."


3/106 kodlu ayette toplam 25 kelime bulunmaktadır. 2+5 = 7 nümerolojisi, Tat Alma sürecinde işlev gören ve 7. kafatası siniri olan Yüzsel Sinir'e ( Facial Nerve ) de dikkat çekmektedir.


 
 

 
 
 
 



22 Aralık 2016 Perşembe

Musibetler

Şura 42/30 - Ve ma esabeküm min müsıbetin fe bima kesebet eydıküm ve ya'fu an kesır

( Ve size musibetten ne isabet ederse o ellerinizin kazandıklarındandır. Çoğunu affeder. )
 
Şura suresinin 42/30 kodlu ayetinde, insanın maruz kaldığı musibetlerin ( isabet eden olumsuzlukların ) kök sebebinin kendisi olduğuna yönelik bilgi verilmektedir. Halk arasında da yaygın olan "Suçu kendinde ara." cümlesi de bu ayeti hatırlatmaktadır.
 
Peki bu nasıl olmaktadır? Kur'an'da belirtildiği gibi "İyi", "Samimi", "İnanan", "Teslim Olan"  insanların çektiği ıstırabın sebebi nedir?
 
Kur'an'da belirtilen ve musibet sonucunu doğuran aşağıdaki kavramları hatırlayalım.
 
Zulm ( Haksızlık )
Cebr ( Zorbalık )
La Ta'dil ( Adaletsizlik )
Sue ( Kötülük )
Mekr ( Tuzak )
Küfr ( İnkar )
Ğadab ( Öfke )
Fahşa ( Ahlaksızlık )
Ğayz ( Kin )
Nüfur ( Nefret )
Hased ( Kıskançlık )
İhtiras ( Hırs )
 
Nahl 16/61 - Ve lev yüahızüllahün nase bi zulmihim ma terake aleyha min dabbetin ve lakin yüehhıruhüm ila ecelin müsemma fe iza cae ecelühüm la yeste'hırune saaten ve la yestakdimun

( Ve şayet Allah insanları zulümlerinden dolayı sorgulasaydı, onun üzerinde debelenen bırakmazdı. Lakin onları isimlendirilmiş belirli vadeye kadar erteler. Artık vadeleri geldiğinde saatini erteleyemezler ve öne de alamazlar. )
 
Allahü Teala, Nahl suresinin 16/61 kodlu ayetinde tüm insanların "Zulüm" adı verilen günahkar davranışı sergilediğini beyan etmektedir. Bu beyan saf, temiz, günahsız insan olmadığını ortaya koymaktadır. İşte bu nedenle, işlenen her günah bir şekilde insana karşılık olarak dönmekte ve onu ıstırap sınavından geçirmektedir.
 
Aşağıdaki ayetlerde, kendini "İyi" olarak niteleyen insanların, birçok olumsuz davranışı "Basit / Önemsiz", "Küçük" gördükleri, dikkate almadıkları ve farketmedikleri vurgulanmaktadır. Hatasını, günahını farketmeyen bir insan, aynı hatanın, günahın daha şiddetlisine maruz kaldığında "şikayet eden", "isyan eden" bir tutum içine girmektedir. Oysaki o anda vuku bulan, sadece evvelce yaptığının ancak farketmediğinin aynısı ile karşılıklandırılmasından öte bir şey değildir.
 
Nur 24/15 - İz telekkavnehu bi elsinetiküm ve tekulune bi efvahiküm ma leyse leküm bihı ılmün ve tahsebunehu heyyinen ve hüve ındellahi azım

( Onu dilinize doladığınızda, ağızlarınızla, o size ilmi olmayanı söylüyorsunuz. Onu basit, önemsiz sanıyorsunuz. O Allah' ın indinde büyüktür.
 
Kehf 18/49 - Ve vüdıal kitabü fe teral mücrimıne müşfikıne min ma fıhi ve yekulune ya veyletena ma li hazel kitabi la yüğadiru sağıraten ve la kebiraten illa ahsaha ve vecedu ma amilu hadıra ve la yazlimü rabbüke ehada

( Ve kitap konmuştur. Artık suçluları, onun içinde olanlardan korkarlarken ve "Vay halimize, ne kitap ki, küçük ve büyük bırakmamış, ille de onları saymış." derlerken görürsün. Ne yaptılarsa hazır buldular. Rabb' in hiçbir kimseye zulmetmez. )
 
Necm 53/32 - Ellezine yectenibune kebairal ismi vel fevahışe illel lemem inne rabbeke vasiul mağfirah hüve a'lemu biküm iz enşeeküm minel erdı ve iz entüm ecinnetun fi butuni ummehatiküm fe la tüzekku enfüseküm hüve a'lemu bi men itteka

( Onlar büyük günahtan ve ahlaksızlıktan, küçük günahlar haricinde, kaçınırlar. Kesinlikle Rabb' inin affı geniştir. Sizi yerden inşa ettiği zamanı ve sizin annelerinizin karnında cenin olduğunuz zamanı O bilir. O halde nefislerinizi temize çıkarmayın. O sakınan kimseyi bilir. )
 
Allahü Teala, insanın ancak Dünya hayatından geçtiği bu ıstırap sınavı ile temizlenebileceğini ve ahirete intikal edebileceğini ayetinde belirtmektedir.
 
Maide 5/6 - Ya eyyühellezine amenu iza kuntüm iles salati fağsilu vücuheküm ve eydiyeküm ilel merafikı vemsehu bi ruusiküm ve ercüleküm ilel ka'beyn ve in küntüm cünüben fettahheru ve in küntüm merda ev ala seferin ev cae ehadün minküm minel ğaitı ev lamestümün nisae fe lem tecidu maen fe teyemmemu saıydan tayyiben femsehu bi vücuhiküm ve eydıküm minh ma yürıdüllahü li yec'ale aleyküm min haracin ve lakin yürıdü li yütahhiraküm ve li yütimme nı'metehu aleyküm lealleküm teşkürun

( Ey o inananlar, dua edecek olduğunuzda, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı ve iki topuğa kadar da ayaklarınızı meshedin. Eğer pis iseniz temizlenin. Eğer hasta iseniz veya seferde, yolculukta iseniz veya sizden biriniz dışkısını getirdiyse veya kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, o halde temiz toprağa niyet edin. Böylece yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah üzerinize güçlüğü istemez ve lakin sizi temizlemeyi ve üzerinize olan nimetini tamamlamayı ister. Umulur ki şükredersiniz. )
 
 
 
 
 
 

Tuzlu Deniz Suyu ( Saline Sea Water )

Bilimsel kaynaklar deniz suyunun, tuz konsantrasyonu en yüksek olan su olduğunu belirtmektedir. Deniz suyundaki tuz konsantrasyon oranı 35,000 ppm yani 35 g / lt'dir.
 
Saline water (more commonly known as salt water) is water that contains a significant concentration of dissolved salts (mainly NaCl). The salt concentration is usually expressed in parts per thousand (permille, ‰) or parts per million (ppm). The United States Geological Survey classifies saline water in three salinity categories. Salt concentration in slightly saline water is around 1,000 to 3,000 ppm (0.1–0.3%), in moderately saline water 3,000 to 10,000 ppm (0.3–1%) and in highly saline water 10,000 to 35,000 ppm (1–3.5%). Seawater has a salinity of roughly 35,000 ppm, equivalent to 35 grams of salt per one liter (or kilogram) of water.
 
 
Kur'an'da "Tuzlu Deniz Suyu" kavramı ilk kez Furkan suresinin 25/53 kodlu ayetinde geçmektedir.
 
Furkan 25/53 - Ve hüvellezi meracel bahreyni haza azbün füratün ve haza milhun ücac ve ceale beynehüma berzehan ve hıcran mahcura ( Ve iki denizi salan O'dur. Bu tatlı içecektir. Bu ise tuzludur, acıdır. Onların aralarında perde ve menedici yasak oluşturur. )
 
25/53 kodlu ayetin kelime ayrışım tablosu incelendiğinde, ayette toplam 22 kelime olduğu ve "Milh" ( Tuz ) kelimesinin 13. kelime olduğu görülmektedir. Bu iki sayının toplamı 22 + 13 = 35 olmaktadır.
 

"Tuzlu Deniz Suyu" kavramı ikinci ve son kez Fatir suresinin 35/12 kodlu ayetinde geçmektedir.
 
Fatir 35/12 - Ve ma yestevil bahrani haza azbün füratün saiğun şerabühu ve haza milhun ücac ve min küllin te'külune lahmen tariyyen ve testahricune hılyeten telbesuneha ve teral fülke fıhi mevahıra li tebteğu min fadlihı ve lealleküm teşkürun ( Ve iki deniz eşit olmuyor. Bu tatlı içecektir, onun içilmesi kayar gibidir. Bu ise tuzludur, acıdır. Hepsinden taze et yersiniz ve giydiğiniz süs, zinet çıkarırırsınız. O’nun üstünlüğünden, lütfundan aramanız için gemileri onun içinde yararak akıp giderken görürsün. Umulur ki şükredersiniz. )
 
 

21 Aralık 2016 Çarşamba

Menne ( Helva ) ... DMT

Kur'an'da, Allahü Teala'nın inananlara güç ve zihin açıklığı nimeti olarak gönderdiği "Menn" ( Helva )' nin, insanın beyin dalgalarının seviyesini değiştirerek üst frekansları algılamasını sağlayan ve Epifiz Bezi ( Pineal Gland ) tarafından salgılanan DMT ( Dimethyltryptamine ) maddesi olma ihtimali bulunmaktadır.

                                                                      
                               DMT Formülü

                                                 
                   
                              DMT Kristalleri

Zira, DMT formülü ve "Menne" kelimesinin Kur'an'da ilk kez geçtiği ayet nümerolojik olarak incelendiğinde ilahi bir işaret açığa çıkıyor gibi görünmektedir.

* DMT'yi oluşturan elementlerin atom numaraları ve toplamları;
C = 6
H = 1
N = 7
--------
     14
* DMT Formülü C12H16N2 

* Molekül ağırlığı (6 x 12) + (1 x 16) + (7 x 2) = 102

* Elementlerin formüldeki (C12H16N2 ) atom adetleri ve toplamları;

C … 12
H … 16
N … 2
----------
        30

Bakara 2/57 - Ve zallelna aleykümül ğamame ve enzelna aleykümül menne ves selva külu min tayyibati ma razaknaküm ve ma zalemuna ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun (Ve bulutu üzerinize gölgeledik. Üzerinize helva ve bıldırcın indirdik. O sizi rızıklandırdıklarımızın temizlerinden yiyin. Biz zulmetmedik. Ve lakin nefislerine zulmetmekteydiler. )


*Ayet kodundaki rakamların toplamı 2+5+7 = 14 ( DMT’yi oluşturan elementlerin atom numaraları toplamı C=6, H=1, N=7 )

* «Menne» kelimesinin ayetteki sıra numarası 12 ve ayet numarası 12 ( C atomunun DMT formülündeki adedi 12 )

* DMT’nin molekül ağırlığı C12H16N2 = (6 x 12) + (1 x 16) + (7 x 2) = 102 ( 1 ve 2 rakamları )

* «Menne» kelimesinden sonraki kelime adedi 18 ( C atomundan sonra gelen H ve N atomlarının DMT formülündeki toplam adedi 18 ( H atomu 16 adet, N atomu 2 adet )

* Formüldeki C, H ve N atomlarının toplam adedi 30 … Ayetteki toplam kelime adedi 30






17 Aralık 2016 Cumartesi

Şeytanların başları...

Saffat 37/62 - E zalike hayrun nüzülen em ŞECERATÜZ ZEKKUM

( Ağırlama, ikram olarak bu mu daha hayırlı? Yoksa ZAKKUM AĞACİ mı? )

Saffat 37/63 - İnna cealnaha fitneten liz zalimın

( Kesinlikle biz onu zalimler için sınav kıldık. )

Saffat 37/64 - İnneha şeceratün tahrucü fı aslil CEHİM

( Kesinlikle o CEHENNEMİN kökünde, temelinde çıkan ağaçtır. )

Saffat 37/65 - Tal'uha ke ennehu RUUSÜŞ ŞEYATİN

( Onun tomurcukları, kesinlikle o ŞEYTANLARIN BAŞLARI GİBİDİR. )

Son ayet numarasının 65 ( 6+5 11 ) olması satanik nümerolojide Allah’a isyanın sembolü olan “11” sayısı açısından dikkat çekicidir.

Allahü Teala, Saffat suresinin yukarıdaki ayetlerinde kovulmuş şeytan neslinin fiziksel algı boyutundaki karakteristik bir paternine ilişkin bilgi aktarmaktadır. Ayetlere gore şeytan neslinin kafa şekli "zakkum ağacının tomurcuğuna" benzemektedir.

Zakkum ağacının tomurcukları;





Semazen kavuğunun formu da ilginç bir durum arzetmektedir.

Muharrif Tevrat'ta "İlahi Varlıklar" ( Alien ) olarak tanımlanan "Nefiller" esas itibarıyla Allah'ın huzurundan kovulmuş olan dev cüsseli insansı sürüngen ( reptoid ) yapısına sahip şeytan neslini ifade etmektedir. Nefil kelimesi Arapça'daki "Nefy" kelimesinden gelmekte ve "Sürgün etmek. Birisini kendi rızası olmadann bir yerden başka bir yere nakletmek." anlamını taşımaktadır. Kelimenin anlamı, şeytanların cennetten kovulması vakasını tasvir eder niteliktedir.

İblis'în cin kabilesi olan şeytan neslinin dünyevi menfaat aldatmacasına kanıp Allah yolundan sapmış olan satanist müşrikler Adem'den bu yana cinleri Allah'a ortak koşmakta ve cinlere kulluk etmektedirler. Bu nedenle, reptoid cinlerin fiziksel paternlerini her mecrada sembolize etmektedirler.

Yapılan antik kazılarda, Sirius B ve onun kaba madde projeksiyonu Mars kökenli Anunnaki olarak da bilinen reptoid nefil ( cin şeytanı ) nesline ilişkin kafatasları bulunmaktadır. Ve bu kafataslarının formlarının "zakkum ağacı tomurcuğuna" benzediği açıkça görülmektedir.

Reptoid nefil kafatasları;





Paskalya adasında bulunan Moai heykellerinin benzer formdaki kafa yapıları da dikkat çekmektedir. Alien ( İlahi Varlık ) olarak nitelenen cin nesline tapan müşrikler onları temsilen bu heykelleri inşa etmişlerdir.


İlki 1979 yılında çekilen "Alien" filminde resmedilen yaratığın kafa yapısı da reptoid nefil kafatasına benzemektedir.


Pagan kültürlerde kullanılan "Masklar"da uzun kafa formu yer almaktadır. Örneğin aşağıdaki maskta uzun kafa bölümünün üzerinde bir de reptil ( sürüngen ) figürü yer almaktadır.


Vatikan'daki Papa'nın ve Mısır'daki pagan karakter Nefertiti'nin* Anunnaki kafatası formundaki başlıkları dikkat çekmektedir. ( * Nefertiti kelimesiyle, Tevrat'ta kovulan melekler ( cinler ) anlamında kullanılan ve insan kızlarıyla cinsel ilişkiye girerek hibrid bir nesil oluşturdukları bildirilen varlıkları tanımlayan "Nefilim" kelimesindeki ortak "Nef" kökü de ilginç bir durum arzetmektedir. Ayrıca kibirin ve inkarın kaynağı olan "Nefsaniyet" kelimesinin kökünde yine "Nef" kelimesinin olması negatif anlama dikkat çekmektedir. Arapça'daki "Nefr" kelimesi, "korkarak bir yere çıkmak" anlamını içermektedir. "Nefret" kelimesi de bu kökten türemiş isimdir. "Nefr" kökü "düşman karşı seferber olmak" anlamında da kullanılmaktadır. )


Baş arkası uzatılmış türban modeli de hadiste "Deve Hörgücü" olarak teşbih edilir.


Pagan ilah Baal de uzun kafalı olarak tasvir edilmiştir.








13 Aralık 2016 Salı

Bile bile...


İnsanın içine düşebileceği en büyük günah, yanlış olanı, yanlış olduğunu bile bile yapmasıdır. Allah'ın Kur'an'da tanımladığı, "kendilerine kitap verilmiş ilim sahibi zalimler", yanlış yaptıkları şeylerin "gerekli" ve "iyi" olduğuna toplumu inandırmaya çalışırlar. Bu süreçte öyle ileri giderlerki kendilerini dahi buna ikna etme aşamasına gelirler.

"Bile bile" yanlış yapma hususu Kur'an'da “11” ayette geçmektedir. Evvelce bahsedildiği üzere döngünün ve düalitenin sembolü olan “11” sayısı satanist müşriklerce "Allah'a karşı üstünlük" ( Haşa ) kavramını sembolize etmektedir. Bu sembolizmde Allah'ın ilahi mühürü olan 10 sayısını referans noktası olarak kabul etmektedirler. 

Kur'an'da "Bile Bile" yapılan "8" temel yanlış ve günah bildirilmiştir.  

1-Şirk Koşmak
2-Gerçeği Gizlemek
3-Allah'ın Kelamını Tahrif Etmek
4-Hakimlere Rüşvet Vermek
5-Yalan Söylemek
6-Yanlışta Israr Etmek
7-İhanet Etmek
8-Yalan Üzerine Yemin Etmek

Bakara 2/22 - Ellezi ceale lekümül erda firaşen ves semae binaa ve enzele mines semai maen fe ahrece bihı mines semerati rizkan leküm fe la tec'alu lillahi endaden VE ENTÜM TA’LEMUN ( O size yeri döşek ve göğü bina yaptı. Gökten su indirdi de onunla size faydalısından meyveler, ürünler rızıklar çıkardı. O halde SİZLER BİLE BİLE Allah için eşler oluşturmayın. )

Bakara 2/42 - Ve la telbisül hakka bil batılı ve tektümül hakka VE ENTÜM TA’LEMUN ( Ve gerçeği batıl ile örtmeyin ve BİLE BİLE gerçeği gizlemeyin. )

Bakara 2/75 - E fe tatmeune en yü'minu leküm ve kad kane ferıkun minhüm yesmeune kelamellahi sümme yüharrifunehu min ba'di ma akaluhü VE HÜM YA’LEMUN ( Böylece size inanmalarını mı ümit edersiniz? Ve onlardan bir kısmı Allah’ ın kelamını işitip akılları erdikten sonra BİLE BİLE onu tahrif ettiler. )

Bakara 2/146 - Ellezine ateynahümül kitabe ya'rifunehu kema ya'rifune ebnaehüm ve inne ferıkan minhüm le yektümunel hakka VE HÜM YA’LEMUN ( O kitap verdiklerimiz, onu oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kesinlikle onlardan bir kısmı BİLE BİLE gerçeği gizlerler. )

Bakara 2/188 - Ve la te'külu emvaleküm beyneküm bil batıli ve tüdlu biha ilel hukkami li te'külu ferıkan min emvalin nasi bil ismi VE ENTÜM TA’LEMUN ( Ve mallarınızı aranızda batıl ile boşuna yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını, sizler BİLE BİLE günah ile yemek için onlarla hakimlere fidye vermeyin. )

Al'i İmran 3/71 - Ya ehlel kitabi lime telbisunel hakka bil batıli ve tektümunel hakka VE ENTÜM TA’LEMUN ( Ey kitap sahipleri, neden gerçeği batıl ile örtersiniz de gerçeği BİLE BİLE gizlersiniz? )

Al'i İmran 3/75 - Ve min ehlil kitabi men in te'menhü bi kıntarin yüeddihı ileyk ve minhüm men inte'menhü bi dınarin la yüeddihı ileyke illa ma dümte aleyhi kaima zalike bi ennehüm kalu leyse aleyna fil ümmiyyıne sebıl ve yekulune alellahil kezibe VE HÜM YA’LEMUN ( Ve kitap sahiplerinden kime kantarlarca yüklerle emanet edersen, onu sana iade eder. Bir dinarı onlardan kime emanet edersen, onun tepesinde sürekli dikilmeden onu sana döndürüp, iade etmez. Bu kesinlikle onların, "Okuma yazma bilmeyenler hakkında bize asla yol yok." demelerindendir. Onlar BİLE BİLE Allah’ a yalan söylerler. )

Al'i İmran 3/78 - Ve inne minhüm le ferıkan yelvune elsinetehüm bil kitabi li tahsebuhü minel kitabi ve ma hüve minel kitab ve yekulune hüve min ındillahi ve ma hüve min ındillah ve yekulune alellahil kezibe VE HÜM YA’LEMUN ( Ve kesinlikle onlardan bölükler, gruplar vardır ki, onu kitaptan sanmanız için dillerini kitaba doğru bükerler. O kitaptan değildir. "O Allah’ ın indindendir." derler de o Allah’ ın indinden değildir. Onlar BİLE BİLE Allah üzerine yalan söylerler. )
Al'i İmran 3/135 - Vellezine iza fealu fahışeten ev zalemu enfüsehüm zekerullahe festağferu li zünubihim ve men yağfiruz zünube illellah ve lem yüsırru ala ma fealu VE HÜM YA’LEMUN ( Ve onlar ahlaksızlık yaptıklarında ve nefislerine zulmettiklerinde Allah’ ı hatırlarlar da günahları için af isterler. Allah’ ın haricinde günahları kim affeder? Ve onlar o yaptıklarında BİLE BİLE ısrar etmezler. )

Enfal 8/27 - Ya eyyühellezine amenu la tehunüllahe ver rasule ve tehunu emanatiküm VE ENTÜM TA’LEMUN ( Ey o inananlar, Allah' a ve resule ihanet etmeyin. BİLE BİLE kendi emanetlerinize ihanet etmeyin. )

Mücadele 58/14 - E lem tere ilellezine tevellev kavmen ğadıballahu aleyhim ma hüm minküm ve la minhüm ve yahlifune alel kezibi VE HÜM YA’LEMUN ( Allah' ın o üzerlerine öfke eylediği kavime yüz çevirenleri görmedin mi? Onlar sizlerden ve onlardan değildirler. Onlar BİLE BİLE yalan üzerine yemin ederler. )

“Bile bile” yanlış yapmak şeytanın hipnotik tesirinin de bir sonucudur. Ölümüne sebebiyet vereceğini bilmesine rağmen sigara içmeye devam eden bir insanın durumu buna en çarpıcı örnektir. Hatta bir bacağı kesilmesine ve sigaraya devam etmesi durumunda diğer bacağının da kesileceğini bilmesine rağmen sigara içmeye devam eden insan örnekleri bulunnmaktadır.

“Bile bile” yanlış ve günah konusu İncil’de şu ayetler ile izah edilmiştir.

58 İbraniler 10-24 Ve birbirimize sevgi ve iyi işleri telkin edelim.
58 İbraniler 10-25 Yaklaşan günü gördüğünüzde, bazılarının yaptığı gibi bir araya gelip toplanmayı ihmal ederek değil, birbirimizi buna zorlayarak.
58 İbraniler 10-26 Çünkü gerçeği bilme aşamasına geldikten sonra BİLE BİLE günah işlersek, artık günahlara karşı sunu diye bir şey kalmaz.

61-2 Peter 3-5 Ne var ki, göklerin çok önceden Tanrı'nın sözüyle var olduğunu, yerin sudan ve su aracılığıyla şekillendiğini BİLE BİLE unutuyorlar.
61-2 Peter 3-6 O zamanki dünya yine suyla, tufanla mahvolmuştu.
61-2 Peter 3-7 Şimdiki yer ve göklerse ateşe verilmek üzere aynı sözle saklanıyor, tanrısızların yargılanarak mahvolacağı güne dek