30 Mayıs 2023 Salı

İç Yağındaki nimet

Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların iç yağlarının insan sağlığı için faydalı olduğu bilimsel olarak ispatlanmış olup başlıca faydalar aşağıda belirtilmiştir. 

1) Kas ve kemik gelişimini destekler.

2) Omega 3 yağ asitleri ( alfalinoleik asit C18H30O2 ) vasıtasıyla bağışıklık sistemini güçlendirir.

3) Antioksidan etkisi vardır.

4) Kolajen ( yapısal protein ) üretimi sağlayarak ciltteki ölü hücreleri yeniler.

5) Kolesterolü dengeler.

6) Kalp ve damar sistemini korur ve damar tıkanıklıklarını engeller.

7) Ağrı kesici özelliği vardır.

8) Boyun fıtığına iyi gelir.

9) Sinir hücrelerini güçlendirir.

Özellikle Omega 3 ( Alfalinoleik asit C18H30O2 ) içeren kuyruk yağı, bağışıklık sistemini güçlendirmekte ve gelişme dönemindeki çocukları ve yetişkinleri hastalıklardan korumaktadır.

En'am suresinin 146. ayetinde "Şahm" ( İç Yağ, Don yağı ) kelimesi yer almakta ve dolaylı olarak "kuyruk yağına" atıfta bulunulmakta gibidir. Zira ayette hayvanın sırtındaki, bağırsağındaki veya kemiğe karışanlar dışındaki iç yağların haram kılındığı belirtilmektedir ki "kuyruk yağı" bu kapsamda kalmaktadır.

Ayetlerde, insana zararlı olan olguların haram kılınmasına rağmen bu ayette faydalı olanın haram kılındığı görülmektedir. Zira ayetin sonunda "Azgınlıkları yüzünden onları böyle karşılıklandırdık." cümlesi yer almaktadır. Bu son cümle esasen, sanılanın aksine iç yağının faydalarının olduğunu bildirmek üzere tezahür etmiş gibi görünmektedir.

6/146 Ve alellezine hadu harramna kulle zi zufur ve minel bekari vel ğanemi HARRAMNA ALEYHİM ŞUHUMEHUMA İLLA MA HAMELET ZUHURUHUMA EVİL HAVAYA EV MAHTELETA Bİ AZM zalike cezeynahum bi bağyihim ve inna le sadikun

( Ve o Yahudilere bütün tırnaklıları haram kıldık. Ve SIRTLARININ VEYA BAĞIRSAKLARININ TAŞIDIĞI VEYA KEMİĞE KARIŞANLARI HARİCİNDE SIĞIR VE KOYUNUN DA YAĞLARINI ONLARA HARAM KILDIK. Azgınlıkları yüzünden onları böyle karşılıklandırdık. Kesinlikle biz doğrularız. )

29 Mayıs 2023 Pazartesi

Fulk ( Gemi ) ve Felek ( Daire )

"Fulk" ( Gemi ) kelimesi, "Felek" ( Daire, Dairevi ) kelimesi gibi "Dairevi" ve "Yarmak*" anlamlarını içeren FLK kökünden türemiş bir kelimedir. Dolayısıyla "Fulk" kelimesi "Yaran, Dalgaları yaran" anlamıyla birlikte "Dairevi" anlamıni da içermektedir.

* "Falik" ( Yaran ) kelimesi de FLK kökündendir.

"Gemi" anlamında kullanılan "Fulk" kelimesinin semantik kökeninde "Daire" kelimesinin bulunması "Uçan Daire" olarak da anılan "Uzay Gemisi" kavramını çağrıştırmaktadır. Bir başka deyişle çoklu anlamları olan ayetlerde geçen "Fulk" ( Gemi ) kelimesinin "Uzay Gemisini" de temsil ediyor olması muhtemeldir. Zira 21/33 kodlu ayette gök cisimlerinin "dairede yüzdüklerinden" bahsedilmektedir. Yani ayette uzay, dolaylama yoluyla "denize" benzetilmiştir ki zaten uzay bir boşluk olmayıp H ( Hidrojen ) atomuyla kaplı bir olgudur.

21/33 Ve huvellezi halekal leyle ven nehara veş şemse vel kamer kullun fi FELEKİN YESBEHUN

( Ve geceyi ve gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı yaratan O'dur. Hepsi DAİREDE YÜZERLER.  )

"Fulk" ve "Felek" kelimelerinin ayetlerdeki diğer bazı tezahürleri şöyledir.

11/37 Vasneil FULKE bi a'yunina ve vahyina ve la tuhatibni fillezine zalemu innehum muğrakun

( Ve GEMİYİ gözetimimizle ve vahyimizle üret. Bana o zulmedenler hakkında söylemde bulunma. Kesinlikle onlar boğulacaklar.  )

Ayetin kodunda, halden hale geçişin ve boyutlar arası geçiş portalının sembolü olan 11 ve 111 nümerolojisi bulunmaktadır. ( "11" ve 37 ... "1" ) Dolayısıyla Hz. Nuh ile ilintilendirilen "Gemi"nin boyutlar arası geçiş sağlayan göksel bir araç olması ihtimali de söz konusudur.

11/38 Ve yasneul FULKE ve kullema merra aleyhi meleun min kavmihi sehiru minh kale in tesharu minna fe inna nesharu minkum kema tesharun

( Ve GEMİYİ üretiyordu. Onun kavminden ileri gelenler ona her rastgeldiklerinde onunla alay ediyorlardı. "Eğer bizimle alay ederseniz, kesinlikle biz de sizinle o alay ettiğiniz gibi alay ederiz." dedi. )

Ayetin kodunda 11 nümerolojisi bulunmaktadır. ( "11" ve 38 ... "11" )

26/119 Fe enceynahu ve men mea hu fil FULK el meşhun

( Böylece onu ve onunla birlikte olan kimseleri, dopdolu GEMİ içinde kurtardık. )

Ayetin numarasında ( 119 ), 9/11 ve 11 nümerolojisi bulunmaktadır.

31/31 E lem tera ennel FULKE tecri fil bahri bi Nİ'METALLAHİ li yuriyekum min AYATİH inne fi zalike le ayatin li kulli sabbarin şekur

( Size AYETLERİNDEN göstermek için, GEMİLERİN denizde ALLAH'IN NİMETİ ile aktığını görmedin mi? Her sabredip şükreden için, kesinlikle bunda ayetler vardır. )

Lokman suresinin 31/31 kodlu ayetinde, gemilerin önemli bir ayet olduğu bildirilmekte ve nimet olgusu ile ilişkilendirilmektedir. Rahman suresinde "Ve bi eyyi ALAİ rabbikuma tukezziban" ( Ve Rab'binizin hangi NİMETLERİNİ yalanlarsınız? ) cümlesinin tekrar adedi olan 31 sayısı da ayetin kodu ile uyum arzetmektedir.

36/40 Leş şemsu yembeğiy leha en tudrikel kamera ve lel leylu sabikun nehar ve kullun fi FELEKİN yesbehun

( Aya erişip çatması Güneş’e yaraşmaz. Ve gece gündüzü geçemez. Hepsi DAİREDE yüzerler. )

Aşağıda yer alan ve Mesih İsa'nın resmedildiği rönesans dönemine ait bazı tablolarda "uçan daire" tasvirleri görülmektedir.

Mesih İsa'nın vaftizi - 1710

Mesih İsa'nın çarmıhlanması 1350

Tanrı'daki umut - 1600

Meryem - 1400

Yaz halısı - 1538

Kar mucizesi - 1432


28 Mayıs 2023 Pazar

Yılandaki 9 kodu 

İncil'in aşağıdaki ayetinde, negatif şeytani frekansların nümerik sembolü olan ve matematikte sihirli sayı olarak anılan 9 sayısına, 666 sayısı üzerinden işaret edilmektedir. ( 6+6+6 = 18  ... 1+8 = 9 ) 

66 Revelations 13-"18" Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, CANAVAR ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı İNSANI simgeler. Sayısı ALTIYÜZALTMIŞALTIdır.

666 sayısı üç adet 6'dan oluşmakta olup aynı zamanda şirkin sembolü olan "Teslis" ( Üçleme ) kavramını da simgelmektedir. Hatırlanacağı üzere okültizmde sihiri, yıkımı, helaki simgeleyen 9 sayısı, Rab'bin yaratış kudretini simgeleyen 6 sayısının semantik ve sembolik olarak tersidir.

Kaba madde planı dünyaya ( cehennem ) has düşük nitelikli şeytani frekanslar yani şeytan* tesirleri kutsal kitaplarda daima "Yılan" kavramıyla ifade edilmiştir.

* Şeyt ( Ateş, Yakmak ) + an ( gibi olan ) = Şeytan ( Yakan, Helak eden )

1 Genesis 3-1 RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı YILANDI. YILAN kadına, "Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi?" diye sordu.

1 Genesis 3-4 Yılan, "Kesinlikle ölmezsiniz" dedi,

1 Genesis 3-5 "Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek TANRI GİBİ OLACAKSINIZ."

Yukarıdaki Tevrat ayetlerinde şeytanın aldatma cümlesinin sonlandığı ayetin kodunda da 9 nümerolojisi bulunmaktadır. ( 1+3+5 = 9 )

Kur'an'daki ilk 36 numaralı ayette de şeytanın aldatmasından bahsedilmektedir.

2/"36" Fe EZELLEHUMEŞ ŞEYTANU ANHA fe ahracehuma min ma kana fih ve kulnehbitu ba'dukum li ba'din aduvv ve lekum fil erdi mustekarrun ve metaun ila hiyn

( Böylece ŞEYTAN ONLARI ORADAN KAYDIRDI da onları içinde olduklarından çıkardı. "Birbirinize düşman olarak inin. Size yerde belirli zamana kadar durak yeri ve maddi fayda vardır." dedik. )

Şeytani tesirlerin sembolü olan yılanın 36 kromozoma sahip olması konu bağlamında ilginç bir durum arzetmektedir. ( 3+6 = 9 ; 3 adet 6 ... 666 )


Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/09/sihirli-9-says.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2018/09/666.html?m=1

İki dilli DNA kodu, Codonlar ve Ruh

Washington Üniversitesi tarafından  Encyclopedia of DNA Elements Project ( DNA Elemanları Ansiklopedisi Projesi / ENCODE ) , kapsamında yapılan çalışmalar genomların, genetik kodu yazabilmek için "iki farklı dil" kullandıklarını ortaya çıkarmıştır. Bu iki dilden biri proteinlerin nasıl oluşturulduğunu tanımlamakta diğeri ise hücrelere genlerin nasıl kontrol edileceğine ilişkin talimatları tanımlamaktadır. Bu "iki dilden" biri, diğerinin üzerine yazılmış olduğu için uzun süre gizli kalmıştır.

Zümer suresinin aşağıdaki ayetinde, yaratılışın kodlarının kaynağı olan Kur'an'ın "Kitabi mesani" ( İkili kitap / İkili yazı ) olarak tasvir edilmesi yukarıda anılan "iki dil" ( ikili yazılım ) bağlamında dikkat çekmektedir.

39/23 Allahu nezzele ahsenel hadisi KİTABEN MUTEŞEBİHEN MESANİYE takşeirru minhu culudullezine yahşevne rabbehum summe telinu culuduhum ve kulubuhum ila zikrillah zalike hudellahi yehdi bihi men yeşa' ve men yudlilillahu fe ma lehu min had

( En güzel sözü, BENZETMELİ İKİLİ YAZI / İKİLİ KİTAP olarak Allah indirdi. O Rab’lerinden korkanların O’ndan derileri ürperir. Sonra Allah’ın hatırlamasına derileri ve kalpleri yumuşar. Bu Allah’ın yönlendirmesidir. Onunla dilediği kimseyi yönlendirir. Allah kimi saptırırsa, artık ona yönlendiriciden yoktur. )

Yukarıdaki ayetin numarasının 23 olması, insanda "23" kromozom "çiftinin ( ikilisinin )" bulunması açısından dikkat çekmektedir.

Kur'an ( Okuma ) kelimesinin de kökü olan "Kara'e" ( Okumak ) kelimesinden türemiş olan "Kiraat" ( Okuma ) kelimesinin "Create" / Créer" ( Yaratmak ) ( ing., fra. ) ve "Creation / Création" ( Yaratış ) ( ing., fra. ) kelimeleriyle olan fonetik uyumu bu kelimelerin ortak bir kök kelimenin tezahürü olduklarını ve "Okumak" ile "Yaratmak" kelimeleri arasında ezoterik bir ilinti olduğunu ortaya koyar niteliktedir. Zira "Okuma" eylemi "Kelimeler" ile gerçekleşen bir eylem olup, ayetlerde Rab'bin gerçeği "Kelimeler" ile yaratışından bahsedilmektedir.

10/82 Ve yuhikkallahul hakka bi kelimatihi ve lev kerihel mucrimun

( Ve suçlular hoşlanmasalar da, Allah gerçeği kelimeleri ile gerçekleştirir. )

Allahu Teala'nın yaratış esnasında "ruhundan üflemesi" ifadesi de kelimelerin ( ilahi kodların, bilgilerin ) madde bedene "okunması" yani aktarılması suretiyle "idrakli varlık yaratılması" anlamını temsil etmektedir.

2/37 Fe TELEKKA ADEMU MİN RABBİHİ KELİMATİN fe tabe aleyh innehu huvet tevvabur rahim

( Böylece ADEM RAB'BİNDEN KELİMELER ALDI da onun üzerine tevbe eyledi. Kesinlikle O, O tevbeyi kabul edendir merhametlidir.  )

DNA'ya kayıtlı olan genomların bir protein ya da RNA molekülünün yapılması için gerekli şifreyi içeren kısımları gen olarak adlandırılır. Proteinlerin sentezlenmesi için gerekli olan kodu içeren genler "üçer nükleotidden" oluşan "Codon"lardan oluşmaktadırlar. Her bir Codon 7 adet üçlü nükleotid grubunu içermektedir. Washington üniversitesi ekibi bazı codonların - ki bunları "Duon" olarak isimlendirmişlerdir - iki anlamı olduğunu keşfetmişlerdir. Bu anlamlardan biri protein sekansı ile diğeri ise gen kontrolü ile ilgilidir. 


Codon

Vakia suresinin "7." ayetinde yer alan "Ezvacen selaseten" ( Üç eş ) kavramı, her bir Codon'un 7 adet "üçlü enzim" grubundan oluşmakta olması açısından dikkat çekmektedir.

56/7 Ve kuntum EZVACEN SELASETEN

( ÜÇ EŞ olursunuz. )

Ayrıca "Üçlü Yedi" ( 3x7 = 21 ... 2+1 = 3 ) niteliğinde olan yani yedi adet üçlü gruptan oluşan Codon, varlıkların bilişsel kodu olarak da nitelenebilecek Ruh kavramı ile de nümerik ilinti arzetmekte gibidir. Ruh kelimesinin kelime değeri 11, Ruhu simgeleyen sayı ise 21'*dir. 

* Ruh kelimesi Kur'an'da 21 kere tekrarlanmakta olup, Ruh ilminden bahsedilen yegane ayetin kodunun ( 17/85 ) nümerolojik değeri de 21 ( 1+7+8+5 = 21 ) sayısını vermektedir.

17/85 Ve yes'eluneke anir RUH kulir RUHU min emri rabbi ve ma utitum minel ilmi illa kalila

( Ve sana RUHtan sual ediyorlar. De ki: "RUH, Rab’bimin işlerindendir. İlminden size azıcık haricinde verilmemiştir." )

Ayrıca Kur'an'ın "Seb'an minel mesani" ( İkililerden Yedi / İkili Yedi ) olduğunu bildiren ayetin kodunun ( 15/87 ) nümerolojik değeri de 21 ( 1+5+8+7 = 21 ) sayısını vermesi de konu bağlamında önem arzetmektedir.

15/87 Ve lekad ateynake SEB'AN MİNEL MESANİ vel kur'anel azim

( Ve biz sana İKİLİLERDEN YEDİYİ ve büyük Kur'an' ı verdik. )

"Ezvacen selaseten" ( Üç eş ) kavramının zikredildiği yukarıdaki ayetin kodunda ( 56/7) nümerolojik olarak İkili Yedi tezahür etmektedir. ( 56 ... 5+6 = 11 ... 1+1 = "2" ve "7" )

https://www.washington.edu/news/2013/12/12/scientists-discover-double-meaning-in-genetic-code/

26 Mayıs 2023 Cuma

40 Yaşından sonra ....

Avustralya'daki Monash Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalar insan yaşamının beşinci on yılında ( 40 yaşından sonra ) beynin radikal bir "Rewiring" ( Tekrar şebekeye bağlanma ) aşamasına geçtiğini yani bilgilenme, bilgi işleme ve analiz etme açısından daha etkin ve yüksek bir seviyeye geçtiğini göstermiştir.

https://bigthink.com/neuropsych/great-brain-rewiring-after-age-40/

Ahkaf suresinin 15. ayetinde 40 yaşının Rab'bi idrak etme, ilahi kozmik sisteme bağlanma, ruhsal ( bilişsel ) değişim, gerçeğe yönelim ve inancın oluşumu için bir dönüm noktası olduğu bildirilmektedir. 

46/15 Ve vassaynel insane bi valideyhi ihsana hamelethu ummuhu kurhen ve vadaathu kurha ve hamluhu ve fisaluhu selasune şehra hatta iza belega eşuddehu ve BELEGA ERBAİNE SENETEN KALE RABBİ EVZİ'Nİ EN EŞKURE Nİ'METEKELLETİ en’amte aleyye ve ala valideyye ve en a’mele salihan terdahu ve aslih li fi zurriyyeti inni tubtu ileyke ve inni minel muslimin

( Ve insana, ana babasına iyilik yapmasını emrettik. Annesi onu zorlanarak taşıdı ve onu zorlanarak doğurdu. Onu taşıması ve sütten kesmesi otuz aydır. Nihayet olgunluğuna eriştiğinde ve KIRK SENESİNE ERİŞTİĞİNDE "RAB'BİM , O BANA VE ANNE BABAMA BOL BOL VERDİĞİN NİMETİNE ŞÜKREDEYİM ve razı olduğun, hoşlandığın iyilik yapayım diye bana öğüt ver. Benim için, soyumdan olanları iyileştir. Kesinlikle ben sana tabi oldum. Kesinlikle ben teslim olanlardanım." der. )

24 Mayıs 2023 Çarşamba

"İki Kalabalık"'ın ayrışım zamanı... Yevmel Fasl

İnsanlığın şu anda idrak etmekte olduğu büyük döngü sonu kavramı Kur'an'da "Yevmed Din" ( Din Günü ), "Yevmel Fasl" ( Ayrışım Günü ), "Yevmel Huruc" ( Çıkış Günü ), "Yevmel Hisab" ( Hesap Günü ) gibi ifadelerle tanımlanmaktadır. Anılan tanımlar, döngü sonunda ruhsal tekamüllerini tamamlamış olan ruhların, tekrar kaba madde planı dünyada enkarne olmamak üzere bedenlerini terkederek üst süptil planlara intikalini ( geçişini ), ruhsal tekamüllerini tamamlayamamış olan ruhların ise yeniden başlayacak olan büyük döngü içinde tekrar reenkarnasyon ( tekrar bedenlenme ) döngülerine tabi tutulacaklarını ifade etmektedir.

Bu ifadelerden biri olan "Yevmel Fasl" ( Ayrışım Günü ) ifadesi, idrak seviyesi yükselmiş pozitif frekanslı insanlar ile idraklerinin bloke olması nedeniyle düşük frekansta kalmış insanlar arasındaki ayrışımın son raddeye gelmesini ve artık bu iki grubun aynı planda birlikte yaşamasının mümkün olamamasını tanımlamaktadır. Zira sosyokültürel ve sosyopolitik açıdan dejenerasyona maruz kalan toplumun güncel durumuna bakıldığında bilgi, algı, anlayış ve ahlak itibarıyla oluşan toplumsal bölünme ( ayrışım ) açık şekilde görülebilmektedir.

Yukarıdaki husus İlahi Nizam ve Kainat kitabında ve Kur'an'da aşağıdaki şekilde zikredilmektedir.

"Buna HENÜZ HAZIRLANAMADAN İNTİKAL ANINA GİRECEK OLANLAR ise inkılâp devri kapandıktan sonra GENE DÜNYADA KALACAKLAR, yeniden liyakatlerini kazanıncaya kadar az veya çok uzun bir müddet zarfında bu dünyada geri kalan taraflarını yetiştirmek için yaşayacaklardı. ARTIK İHTİYAÇLARI BAKIMINDAN BİR ARADA YAŞAMASI MÜMKÜN OLMAYAN BU İKİ SINIF İNSAN KALABALIĞI BİRBİRİNDEN AYRI YOLLARDA VE MEKANLARDA İNKİŞAFLARINA DEVAM ETMEK ÜZERE BİR ÇATAL AĞZINA YAKLAŞIYORDU. Zarurî ve mukadder olan intikal günü gelip çattıktan sonra artık onu hiçbir kuvvet durduramayacaktı. O zaman her şey bir emri vâkı olacak, liyakatlerin ölçüsü meydana çıkacak, varlıkların kader mekanizması ve aslî zaman muvacehesindeki müktesebatının neticeleri tahakkuk edecekti. Nihayet intikal günü geldi."

İlahi Nizam ve Kainat

44/40 İnne YEVMEL FASLİ mikatuhum ecmein

( Kesinlikle AYRIŞIM GÜNÜ, onların toplanma zamanlarıdır. )

50/42 Yevme yesmeunes sayhate bil hakk zalike YEVMUL HURUC

( O gün çığlığı gerçekten duyarlar. Bu ÇIKIŞ GÜNÜDÜR. )

55/31 Senefruğu lekum EYYUHES SEKALAN

( Sizinle ilgileneceğiz, EY İKİ AĞIR KALABALIK. )

78/17 İnne YEVMEL FASLİ kane mikaten

( Kesinlikle AYRIŞIM GÜNÜ tayin edilen vakit olmuştur. )



23 Mayıs 2023 Salı

Euro'daki Baal sembolizmi

Sosyal medyada da yer aldığı üzere 50 Euro'luk iki banknot aşağıdaki şekilde katlanarak yanyana getirildiğinde ortaya Güneş Tanrısı ( Ateş Tanrısı ) addedilen İblis'in bir temsili olan ve Tevrat'ta da zikredilen "Baal" isimli şeytani varlığın sembolü olan Boğa kafası figürü çıkmaktadır.

Güneş ( Ateş ) sembolü Baal

Boğa kafası formunda Baal sembolü


Ba'al ( Koca, Yüce, Ulu, Efendi, Sahip ) ve Aştoret ( Astarte, Ishtar, Verimlilik tanrıçası, Babil fahişesi ) kelimeleri ve Baal'ın sembolü olan Boğa, Tevrat'ın aşağıdaki ayetlerinde zikredilmektedir. 

7 Judges 2-11 İsrailliler RAB'bin gözünde kötü olanı yaptılar, BAALLAR'a taptılar.

7 Judges 2-13 Çünkü RAB'bi terk edip BAAL'a* ve AŞTORETler'e** taptılar.

7 Judges 3-7 RAB'bin gözünde kötü olanı yapan İsrailliler Tanrıları RAB'bi unutup BALLAR'a ve AŞERA putlarına taptılar.

7 Judges 6-28 Sabah erkenden kalkan kent halkı, BAAL'a ait sunağın yıkıldığını, yanındaki Aşera putunun kesildiğini, ikinci BOĞANIN yeni yapılan sunak üzerinde sunulduğunu gördü.

7 Judges 6-29 Birbirlerine, "Bu işi kim yaptı?" diye sordular. Araştırıp soruşturduktan sonra, bu işi Yoaş oğlu Gidyon'un yaptığını anladılar.

7 Judges 6-30 Bunun üzerine Yoaş'a, "Oğlunu dışarı çıkar" dediler, "Ölmesi gerek. Çünkü BAAL'ın sunağını yıktı, yanındaki AŞERA putunu kesti."

7 Judges 6-31 Yoaş çevresindeki öfkeli kalabalığa, "BAAL'ı savunmak size mi düştü?" dedi, "Siz mi onu kurtaracaksınız? Onu savunan şafak sökmeden ölecek. BAAL TANRIYSA, bırakın kendini savunsun. Yıkılan sunak onun!"

7 Judges 6-32 O gün Yoaş, "BAAL kendini savunsun, yıkılan sunak onun sunağıdır" diyerek Gidyon'a Yerubbaal adını verdi.

7 Judges 8-33 Gidyon ölünce İsrailliler yine RAB'be vefasızlık ettiler. BAALLAR'a taptılar. Baal-Berit'i ilah edinerek

7 Judges 8-34 kendilerini çevrelerindeki düşmanlarının elinden kurtaran Tanrıları RAB'bi unuttular.

7 Judges 10-6 İsrailliler yine RAB'bin gözünde kötü olanı yaptılar; BAALLAR'a, AŞTORETLER'e, Aram, Sayda, Moav, Ammon ve Filist ilahlarına kulluk ettiler. RAB'bi terk ettiler, O'na kulluk etmediler.

7 Judges 10-10 İsrailliler RAB'be, "Sana karşı günah işledik" diye seslendiler, "Seni, Tanrımız'ı terk edip BAALLAR'a kulluk ettik."

11 1 Kings 18-18 İlyas, "İsrail'i sıkıntıya sokan ben değilim, seninle babanın ailesi İsrail'i sıkıntıya soktunuz" diye karşılık verdi, "RAB'bin buyruklarını terk edip BAALLAR'ın ardınca gittiniz.

11 1 Kings 18-22 İlyas konuşmasını şöyle sürdürdü: "RAB'bin peygamberi olarak sadece ben kaldım. Ama BAAL'ın DÖRTYÜZELLİ PEYGAMBERİ var.

11 1 Kings 18-23 Bize iki BOĞA getirin. Birini BAAL'ın peygamberleri alıp kessinler, parçalayıp odunların üzerine koysunlar; ama odunları yakmasınlar. Öbür BOĞAYI da ben kesip hazırlayacağım ve odunların üzerine koyacağım; ama odunları yakmayacağım.

11 1 Kings 18-26 Kendilerine verilen BOĞAYI alıp hazırlayan BAAL'ın peygamberleri sabahtan öğlene kadar, "Ey BAAL, bize karşılık ver!" diye yalvardılar. Ama ne bir ses vardı, ne de bir karşılık. Yaptıkları sunağın çevresinde zıplayıp oynadılar.

12 2 Kings 3-2 Yoram RAB'bin gözünde kötü olanı yaptıysa da annesiyle babası kadar kötü değildi. Çünkü babasının yaptırdığı BAAL'I SİMGELEYEN DİKİLİTAŞI kaldırıp attı.

12 2 Kings 10-21 Yehu bütün İsrail'e haber saldı. BAAL'a tapanların hepsi geldi, gelmeyen kalmadı. BAAL'ın tapınağı hıncahınç doldu.

12 2 Kings 17-16 Tanrıları RAB'bin bütün buyruklarını terk ettiler. Tapınmak için kendilerine iki dökme buzağı ve Aşera putu yaptırdılar. GÖK CİSİMLERİNE TAPTILAR. BAAL'e KULLUK ETTİLER.

12 2 Kings 17-17 OĞULLARINI, KIZLARINI ATEŞTE KURBAN ETTİLER. FALCILIK, BÜYÜCÜLÜK YAPTILAR. RAB'bin gözünde kötü olanı yaptılar, kendilerini kötülüğe adayarak O'nu öfkelendirdiler.

Baal'e adak olarak çocuk kurban edilmesini tasvir eden bir ilüstrasyon

22 Mayıs 2023 Pazartesi

Projeksiyon ( Yansıtma ) sendromu

Düşük frekanslı ve negatif nitelikli olan yalancılık fenomeninin sendroma dönüşmüş hallerinden biri de "Projeksiyon" ( Yansıtma ) Sendromu'dur. Bu sendroma tutulmuş olanlar bir savunma ve saldırı mekanizması olarak "Başkalarını kendi işledikleri suçlar ve günahlarla itham ederler, yapmadıklarını yapmış gibi beyan ederler ve gerçek düşüncelerinin aksini ifade ederler." Dolayısıyla bu tip insanların suçlayıcı her tür söylemleri esasen bizzat kendi yaptıklarının itirafı, yaptıklarını belirterek övündükleri her tür söylemleri ise esasen yapmadıklarının delili niteliğindedir.

"Yansıtma Sendromu"'na aşağıdaki ayetlerde işaret edilmektedir.

16/105 İnnema yefteril kezibellezine la yu'minune bi ayatillah ve ulaike humul kazibun

( Kesinlikle yalanı o Allah’ın ayetlerine inanmayanlar uydururlar. İşte onlar, onlar yalancılardır. )

26/226 Ve ennehum yekulune ma la yef'alun

( Ve kesinlikle onlar o yapmadıklarını söylerler. )

48/11 ... yekulune bi elsinetihim ma leyse fi kulubihim ...

( ... O kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. ... )

19 Mayıs 2023 Cuma

Okült sembolizmin sebebi

Semboller, kendilerine yüklenen anlamlara göre frekans yaydıkları için küresel şeytanlar batini ve zahiri olarak uyguladıkları sembolizm vasıtasıyla bir nevi ritüel ve sihir operasyonu ( majik operasyon ) yaparak kitlelerin bilinçaltını, nefsani hedefleri doğrultusunda etkilemeye ve kontrol altına almaya çalışmaktadırlar. Sembollerin - Allah'ın rızası ve izni koşuluyla - halden geçiş sağlama, boyut portalı açma kudreti bulunmaktadır. 

Tüm ilimler gibi kaynağı Kur'an ilmi olan ve metafizik kudret vasıtası olan sembolizm ilmi ( ilm el ramziyye ) küreselciler için "Ayet / Şiar" ( İşaret, Belirti, Âdet ) niteliğindedir.

Majik operasyonlara karşı en etkili olan yöntem ise yani zihnin sihir frekansı tesirlerinden etkilenmemesini sağlayan yöntem Kur'an ayetlerinin ve her biri bir ayet niteliğinde olan hurufu mukattanın zikridir. Allahu Teala'nın etkilenmemesini istediklerinin bu majik saldırılardan etkilenmediklerini de ayrıca belirtmek gerekmektedir.

Sembollerle ( rumuz, temasil ) iletişime ve sembolizm obsesyonuna ilişkin bilgiler aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir. 

3/41 Kale rabbic'al li AYEH kale ayetuke en LA TUKELLİMEN NASE selasete eyyamin İLLA RAMZA vezkur rabbeke kesiran ve sebbih bil aşiyyi vel ibkar

( "Rab’bim bana AYET oluştur." dedi. "Senin ayetin, SEMBOL / İŞARET HARİCİNDE, insanlara üç gün KELAM EDEMEMENDİR. Rab’bini çokça hatırla, akşamları ve sabahları O' nu övgü sözleri ile öv." dedi. )

Enbiya suresinin 52. ayetinde de "Temasil" ( Semboller ) kelimesiyle sembolizme atıfta bulunulmakta,  küresel elit şeytanlar zümresinin sembolizmi ibadet gibi, dini vecibe gibi icra ettikleri ve putperestliğe dönüştürdükleri bildirilmektedir.

21/52 İz kale li ebihi ve kavmihi ma hazihit TEMASİLulleti entum leha akifun

( Zamanında babasına ve kavmine "Nedir bu edindiğiniz SEMBOLLER ki sizler onlara kullukta sebatkarsınız." dedi.  )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/05/okultizm-ve-okult-sembolizme-genel-baks.html?m=1


16 Mayıs 2023 Salı

Düşmanını dost edinenler

"Biz kimsenin düşmanı değiliz. Yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız." 

Mustafa Kemal Atatürk - 1936

Atatürk'ün yukarıdaki söylemi onun, Türk ve Türklük kavramını sadece belirli bir coğrafyada yaşayan belirli bir genetik soy ( ırk ) ile sınırlı tutmadığının aksine tüm insanlığı ifade ettiğinin bir başka açık göstergesi niteliğindedir. "Hakikat" şiirinde "Türk, tüm adamların birliğidir." diyen Atatürk, yerel bazda vermiş gibi göründüğü mücadelesinde esasen genel anlamda "insanların ve Allah'ın düşmanı" olan varlık kategorisiyle yani cin ve insan şeytanlarıyla savaşmıştır.

Kur'an'da "Aduvv" ( Düşman ) ve "Udvan" ( Düşmanlık ) kelimelerinin geçtiği ayetler hem nümerik hem de semantik olarak derin mesajlar içermektedir.

Kur'an'da "Aduvv" ( Düşman ) kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin numarasının 36 olması Atatürk'ün yukarıdaki söyleminin tarihi ( 19"36" ) ile uyum arzetmektedir.

2/36 Fe ezellehumeş ŞEYTANU anha fe ahracehuma min ma kana fih ve kulneHBİTU BA'DUKUM Lİ BA'DİN ADUVV ve lekum fil erdi mustekarrun ve metaun ila hiyn

( Böylece ŞEYTAN onları oradan kaydırdı da onları içinde olduklarından çıkardı. "BİRBİRİNİZE DÜŞMAN OLARAK İNİN. Size yerde belirli zamana kadar durak yeri ve maddi fayda vardır." dedik. )

Kodu 11 nümerolojisi içeren bu ayette yer alan "İhbitu" ( İnin )  kelimesinin "halden hale geçiş"i tanımlaması da ayrıca semantik uyum arzetmektedir. ( 2+3+6 = 11 )

36 sayısı aynı zamanda 3 adet 6'yı yani 666 sayısını temsil etmekte ve nümerolojik olarak da, negatif frekansın ve sihirin sembolü olan 9 sayısını vermektedir. ( 3+6 = 9 ; 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 )

Atatürk'ün yukarıdaki cümlesinde 9 kelime bulunmaktadır.

Bakara suresinin 85. ayetinde, tarih boyunca vuku bulmuş ve günümüzde de vuku bulmakta olan sosyopolitik gelişmeler yani "insanlığa düşmanlık" olgusu tanımlanmakta gibidir.

2/85 Summe entum haulai TAKTULUNE ENFUSEKUM VE TUHRİCUNE FERIKAN MİNKUM MİN DİYARİHİM TEZAHERUNE ALEYHİM BİL İSMİ VEL UDVAN .....

( Sonra sizler öylesiniz ki KENDİNİZDEN OLANLARI ÖLDÜRÜYORSUNUZ VE SİZLERDEN BİR KISMINIZI YURTLARINDAN ÇIKARIYORSUNUZ. ONLARIN ÜZERİNE GÜNAH VE DÜŞMANLIKTA DAYANIŞMA HALİNDE OLUYORSUNUZ. .... )

Allah'ın ve insanlığın düşmanı olanlara sevgi besleyen inkarcı müşrik ve münafıkların durumu da Mumtehine suresinin ilk ayetinde bildirilmektedir.

60/1 Ya eyyuhellezine amenu LA TETTEHİZU ADUVVİ VE ADUVVEKUM EVLİYAE TULKUNE İLEYHİM BİL MEVEDDETİ VE KAD KEFERU BİMA CAEKUM MINEL HAKK yuhricuner resule ve iyyakum en tu'minu billahi rabbikum in kuntum harectum cihaden fi sebili vebtiğae merdatiy TUSİRRUNE İLEYHİM BİL MEVEDDETİ ve ene a'lemu bima ahfeytum ve ma a'lentum ve men yef'alhu minkum fe kad dalle sevaes sebil

( Ey o inananlar, DÜŞMANLARIMI VE DÜŞMANLARINIZI DOSTLAR EDİNMEYİN. ONLARA SEVGİ ATIYORSUNUZ. O SİZE GERÇEKTEN GELENİ İNKAR ETTİLER. Rab’biniz Allah’a  inanıyorsunuz diye Resulü ve sizi ancak çıkardılar. Eğer rızamı, hoşnutluğumu aramaya, yolumda cihada çıkmaktaysanız ONLARA SEVGİ Mİ, ARZU MU GİZLİYORSUNUZ? Ben o gizlediğinizi ve o açıkladığınızı bilirim. Onu sizden kim yaparsa, düz yoldan sapmıştır. )

Şeytanın, insana dostmuş gibi hoş görünmeye çalışan bir düşman olduğu da aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir.

2/168 Ya eyyuhen nasu kulu min ma fil erdi halalen tayyiben ve LA TETTEBİU HUTUVATİŞ ŞEYTAN İNNEHU LEKUM ADUVVUN MUBİN

( Ey insanlar o yerde olanlardan helal ve temiz olarak yiyin. ŞEYTANIN ADIMLARINA TABİ OLMAYIN. KESİNLİKLE O SİZE APAÇIK DÜŞMANDIR. )

2/204 Ve MİNEN NASİ MEN YU'CİBUKE KAVLUHU fil hayatid dunya ve yuşhidullahe ala ma fi kalbih ve HUVE ELEDDUL HİSAM

( Ve dünya hayatında İNSANLARDAN KİMİNİN SÖZLERİ SENİN HOŞUNA GİDER. O kalbinin içindekine Allah’ ı şahit eder. O, DÜŞMANLARIN EN SERTİDİR İNATÇISIDIR. )

4/144 Ya eyyuhellezine amenu LA TETTEHİZUL KAFİRİNE EVLİYAE min dunil mu'minin e turidune en tec'alu lillahi aleykum sultanen mubina

( Ey o inananlar, inananları bırakıp da İNKARCILARI DOSTLAR EDİNMEYİN. Kendi üzerinize, Allah’a  apaçık delil mi oluşturmak istiyorsunuz?  )

35/6 İNNEŞ ŞEYTANE LEKUM ADUVVUN FETTEHİZUHU ADUVVA innema yed'u hizbehu li yekunu min ashabis seir

( KESİNLİKLE ŞEYTAN SİZE DÜŞMANDIR. O HALDE ONU DÜŞMAN EDİNİN. Kesinlikle grubunu, ateş sahiplerinden olmaları için çağırır. )

Şeytanların toplum içindeki düşmanca eylemleri de aşağıdaki ayette tasvir edilmektedir.

5/62 Ve TERA kesiran minhum YUSARİUNE FİL İSMİ VEL UDVANİ VE EKLİHİMUS SUHT le bi'se ma kanu ya'melun

( Ve onlardan çoğunu, GÜNAHTA, DÜŞMANLIKTA VE HARAM YEMEDE KOŞARAK İLERLERKEN GÖRÜRSÜN. O yapmış oldukları ne kötüdür. )

Şeytanların esas düşmanlıklarının Rab'be karşı olduğu da ayetle bildirilmektedir.

26/77 Fe İNNEHUM ADUVVUN Lİ İLLA RABBİL ALEMİN

( Böylece, KESİNLİKLE ONLAR ANCAK ALEMLERİN RAB'BİNE DÜŞMANDIRLAR. ) 

15 Mayıs 2023 Pazartesi

Mazlumun zalime tutkusu

Halk arasında "Celladına aşık olmak" olarak da anılan mazlumun zalime bağlanması  fenomenin psikoloji ilmindeki karşılığı "Stockholm Sendromu"'dur. Sendromun ismi Stockholm'de vuku bulan bir rehin alma olayına dayanmakta olup, bu sendrom özetle "Kendisine zulmedene, zorbalık edene duygusal olarak bağlanmak ve itaat etmek" olarak tanımlanmaktadır. 

"Travma Bazlı Zihin Kontrol Programı" da bu bağlamda önem arzeden bir husustur. Zira amacı, travmalar vasıtasıyla kişinin veya toplumun direncini kırarak ruhsal çözünme ve teslimiyet yaratma olan bu metod küreselciler tarafından asırlardır dünya toplumları üzerinde kitlesel bazda uygulanmaktadır. Temeli korkuya, yoksunluğa, tacize, şiddete, ruhsal ve fiziksel eziyete yani travmaya dayanan benzer metodlar tarikatlarda mürid oluşturma amaçlı olarak da kullanılmaktadır. 

Stockholm Sendromu ve Travma Bazlı Zihin Kontrol Programı Al'i İmran, Hud ve Zuhruf surelerinin aşağıdaki ayetlerinde misalleme yoluyla tasvir edilmektedir.

3/119 HA ENTUM ULAİ TUHİBBUNEHUM VE LA YUHİBBUNEKUM ve tu'minune bil kitabi kullih ve iza lekukum kalu amenna ve iza halev addu aleykumul enamile minel ğayz kul mutu bi ğayzikum innellahe alimun bi zatis sudur

( HA SİZLER ÖYLESİNİZ Kİ, kitabın hepsine inanmanıza rağmen ONLARI SEVERSİNİZ DE ONLAR SİZİ SEVMEZLER. Size rastladıklarında, "İnandık." derler. Yalnız kaldıklarında ise, kinden, öfkeden üzerinize parmak uçlarını ısırırlar. De ki: "Kininizle, öfkenizle ölün." Kesinlikle Allah göğüslerin özünü bilendir. )

11/59 Ve tilke adun cehadu bi ayati rabbihim ve asav rusulehu VETTEBEU EMRA KULLİ CEBBARİN ANİD

( Ve işte Ad, Rab’lerinin ayetleri ile cihad ettiler. O’nun resullerine isyan ettiler. HER İNATÇI ZORBANIN EMİRLERİNE TABİ OLDULAR. )

43/54 FESTEHAFFE KAVMEHU FE ETAUH innehum kanu kavmen fasikin

( Böylece ( FİRAVUN ) KAVMİNİ KÜÇÜMSEYİP AŞAĞILADI DA ONA İTAAT ETTİLER. Kesinlikle onlar günahkarlar kavmi oldular. )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/05/dogru-olan-gorebiliyor-musun.html?m=1

8 Mayıs 2023 Pazartesi

Doğru olanı görebiliyor musun?

Bakara suresinin 216. ayetinde yer alan "Kutibe aleykumul kitalu" ( Savaş üzerinize yazıldı. ) cümlesi derin anlamlar içermektedir. Zira insanın tüm hayat deneyimleri ( reenkarnasyon döngüleri ) haksızlığa, adaletsizliğe, ahlaksızlığa, nefrete, zulme, zorbalığa, cehalete, kötülüğe , çirkinliğevkısaca şeytani frekanslara karşı ilmen yapılan bir savaştan ibarettir. Aynı şekilde düalitenin bir gereği olarak şeytani frekanslar da hakka, doğruluğa, adalete, ilme, iyiliğe, güzelliğe, sevgiye kısaca rahmani frekanslara savaş açmış durumdadırlar. 

Mühim olan, bu ebedi savaşta mümkün olan en adil, en sadik, en hakkani tarafta olabilmektir. Bunun yolu da, şeytani frekansların kaba madde planı dünyadaki ( cehennem ) tezahürleri olan kişi, kurum ve kuruluşları doğru tesbit edebilmekten ve kadim tuzaklarını algılayabilmekten geçer. Bu algılama sürecinin en önemli kısmı ise nefsaniyetlerine yenik düşmek suretiyle Allah'ın yüce ismini vasıta kılarak din kisvesi altında insanları sömürenleri, aldatanları, vatanına - milletine ihanet edenleri, hırsızlığı, ahlaksızlığı, tecavüzü, gasbı, cinayeti ilke edinmiş ve küresel şirketler sahibi şeytanların yerel neferleri haline gelmiş olan kâfir - mürted - müşrikleri "görebilmektir". "Görebilmek" ise ancak "kör olmamış kalp" ile mümkün olabilir.

22/46 .... inneha la ta'mel ebsaru ve lakin ta'mel kulubulleti fis sudur

( ... Kesinlikle gözler kör olmaz ve lakin göğüslerin içindeki o kalpler kör olur.  )

Kalbin körlüğü, "Allah'ın kalplerine mühür vurduklarında" tezahür eden bir sendromdur. 

47/16 ... ulaikellezine tabeallahu ala kulubihim vettebeu ehvaehum

( ... İşte onlar, Allah’ın kalplerine mühür bastıkları ve heveslerine tabi olanlardır. )

Yukarıda anılan sendromun psikoloji ilmindeki ismi evvelki bölümlerde de zikredildiği üzere "Delusion" ( Delüzyon )'dır. Gerçekliği tüm delilleriyle ortada olanı inkâr etme esasına dayalı olan Delüzyon öyle bir sendromdur ki insana, şeytani olanı rahmani, habis olanı tayyib, sui olanı salih, düşman olanı dost, batıl olanı hak algılatır. Bu sendromu tetikleyen unsurlar ise nefsani, maddi ve şehvani menfaat taahhütleriyle de desteklenebilen hipnotik telkinlerdir. 

9/37 ... zuyyine lehum suu a'malihim... 

( ... Kötü işleri onlara süslü gösterildi. ... )

63/4 Ve onları gördüğünde cisimlerinden hoşlanırsın. Eğer konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Kesinlikle onlar yaslanmış keresteler gibidirler. Her çığlığı kendi üzerlerine sanarlar. Onlar düşmanlardır. Onlardan çekin, korun.

Ve büyük döngü sonunun ( Yevmed Din, Yevmel Hisab, Yevmel Kiyameh, Yevmel Ferak ) idrak edildiği şu dönemde insanların yegane sorumluluğu, Allahu Teala'dan, kendilerine hak ( gerçek ) olanı algılatmasını ve onları "sirati mustakim"e ( doğru yola ) yönlendirmesini niyaz etmeleri ve gereğini yapmalarıdır.

7 Mayıs 2023 Pazar

DİN günü = HESAP günü

"Din" kelimesi maalesef anlamı tam olarak anlaşılamamış olan ve şeytani kaynaklar vasıtasıyla da anlaşılması sürekli engellenmeye veya yanlış anlam yüklenmeye çalışılan bir kelimedir.

Din / Deyn = Borç, HESAP, Haysiyet, İtibar, DEĞER, KIYMET, Hüküm, Âdet

DiGNity ( ing. ) / DiGNité ( fra. ) = Haysiyet, İtibar, DEĞER, KIYMET

DyNe ( fra. ) = Bir gramlık bir kütlenin hızını, saniyede bir santimetre artıran kuvvet ÖLÇÜSÜ / BİRİMİ / HESABI

DiGit ( ing. ) = Sayı, Parmak, Söylem, İşaret

DN kökünden olan "Din" kelimesi Kur'an'da 93 kere, aynı kökten olan "Deyn" kelimesi ise 8 kere tekrarlanmakta olup, toplam tekrar adedi 101 olmaktadır. Bu sayı ilahi nizamdaki en önemli kodlardan biri olan 11 tezahürü açısından önem arzetmektedir.

"İlah" anlamına gelen aşağıdaki kelimelerin kökünde de "De / Di" hecesi bulunmaktadır.

DIeu ( fra. ) = İlah, Tanrı, Yüce olan, Kıymetli olan

DEity ( ing. ) = İlah, Tanrı, Yüce olan, Kıymetli olan 

DEus ( lat. ) = İlah, Tanrı, Yüce olan, Kıymetli olan

Kur'an'da "saymak", "hesaplamak", "ölçmek", "takdir etmek" ( mikdar belirlemek, kaderlemek ) kelimelerinin sıkça yer alması vasıtasıyla da "Din" kelimesinin "Hesap, Ölçü, Değer, Değerleme" anlamına dikkat çekilmektedir.

A'raf suresinin 7/8 ayetinde "Yevmed Din"'in ( Din Günü ) "ölçme" ve "hesaplama günü" olduğu bildirilmektedir. Ayetin kodundaki 7 sayısı döngü sonunu, 8 sayısı ise yeni döngü başlangıcını simgelemektedir. ( "Yevmed Din" ( Din Günü ), "Yevmel Hisab" ( Hesap Günü ), "Yevmel Kiyameh" ( Ayağa Kalkış Günü ), "Yevmel Ferak" ( Ayrışım Günü ) ifadeleri ortak anlama haizdirler. )

7/8 Vel VEZNU YEVMEİZINil hakk fe men sekulet MEVAZİNUHU fe ulaike humul muflihun

( Ve O GÜN ÖLÇÜ TARTI GERÇEKTİR. Kimin TARTILARI ağır gelirse, işte onlar iflah olanlardır. )

Dinin, sayısal bir sistemi tanımlayan geniş bir kavram olduğunu, yaratılışın ve kitabın da sayısal bir sistemden ibaret olduğunu bildiren bazı ayetler şöyledir.

21/47 Ve nedaul MEVAZİNEL KİSTA Lİ YEVMİL KİYAMETİ fe la tuzlemu nefsun şey'a ve in kane miskale habbetin min hardelin eteyna biha ve kefa bina hasibin

( Ve AYAĞA KALKIŞ GÜNÜ İÇİN ADİL TARTILAR KURARIZ. Böylece nefse şey kadar bile zulmedilmez. Eğer hardalın tohum tanesi ağırlığında dahi olsa onu getiririz. Biz hesaplayanlar olarak kafiyiz. )

36/12 İnna nahnu nuhyil mevta ve nektubu ma kaddemu ve asarahum ve KULLE ŞEY'İN AHSAYNAHU Fİ IMAMİN MUBİN

( Kesinlikle biz, biz ölüleri diriltiriz ve o sunduklarını, eserlerini yazarız. HER ŞEYİ, APAÇIK DELİL İÇİNDE SAYDIK. )

36/38 Veş ŞEMSU tecri li mustekarrin leha zalike TAKDİRUL azizil alim

( Ve GÜNEŞ, kendi durak yeri için akar. İşte bu yüce bilenin ÖLÇÜSÜ, TAKDİRİDİR. )

55/5 Eş ŞEMSU vel KAMERU Bİ HUSBAN

( GÜNEŞ ve AY HESAP İLEDİR. )

78/29 Ve KULLE ŞEY'İN AHSAYNAHU KİTABEN

( Ve KİTAPTA olmak üzere HER ŞEYİ SAYDIK. )

Allah'a şirk koşma eyleminin en yüksek seviyeye ulaştığı ve kitapta "Yevmed Din" ( Din Günü ) olarak tanımlanan döngü sonunun "Dijitalizm" dönemi olması da konu bağlamında önem arzetmektedir.

Taç giyme ritüelindeki Sirius sembolizmi

Birleşik Krallığ'ın yeni "Kralı" olan Charles III ( Charles Philip Arthur George )'un 06.05.2023* tarihinde gerçekleşen taç giyme ritüelindeki sembolizm dikkat çekmiştir. 

* Tarihte, döngüsel düalitenin sembolü olan "İkili Yedi" nümerolojisi bulunmaktadır.

0+6+0+5 = 11

2+0+2+3 = 7 

Cübbenin sağında ve solunda yer alan ve 8 rakamına benzeyen sembol Sirius'u ve Nefilleri ( Düşmüş Melekler / Cin ) simgelemektedir.


8 formundaki sembolün üst yuvarlağının içindeki kafa ve iki göz bariz olarak görünmektedir.

8 formundaki sembol cübbenin omuz kısımlarında da yer almaktadır.


Söz konusu sembol ilk bölümü 27.12.2019 tarihinde yayınlanan "Atiye" isimli ezoterik dizi filmin de sembolü olarak kullanılmıştır. Dizinin ilk yayın gününün Aralık ayının 27. günü olması da "İkili Yedi" sembolizmi açısından dikkat çekmektedir.





Mali'de yaşayan ve Sirius yıldızını kutsal addeden Dogon kabilesi de yukarıdaki figüre benzeyen ve "Kanaga" ismini verdikleri sembolü kullanmaktadırlar. ( "Kanaga" isimli bir TV dizisi de 2018 yılında yayınlanmıştır. )

Dogonlar ayaklarına çubuk bağlayıp yükselerek Nefilleri ( Sakit Melekler / Cinler ) taklit etmektedirler. Tevrat'ta Nefillerin dev cüsseli algılandıkları bildirilir.

Dogonların kafalarında taşıdıkları ve reptilian nitelikli üst frekans varlıklarını ( Nefil, Sakit ( Düşmüş ) Melekler, Cin ) simgeleyen Kanaga sembolü

Kanaga sembolü

Kehf suresinin 18/22 kodlu ayetinde Ashab-i Kehf ( Mağara Sahipleri ) için Gayba tahmin yürüterek. ""Yedidirler ve sekizincileri köpekleridir." derler." cümlesi yer almaktadır. Bu ayette Ashab-i Kehf, Sirius'a atfen dolaylı olarak "yıldız" kavramıyla da sembolize edilmektedir. Canis Major ( Büyük Köpek ) takımyıldızının 8. yıldızı Sirius'tur.

Kur'an'da Şi'ra ( Siri+us ) kelimesi ilk kez 53. ( 5+3 = 8 ) sure olan Necm suresinin 49. ( 7x7 ... İkili Yedi ) ayetinde geçmektedir.

 53/49 Ve ennehu huve rabbuş Şİ'RA

( Ve kesinlikle O, O ŞİRA' nın da Rab’bidir. )

Ayrıca Hakka suresinin 17. ( 1+7 = 8 ) ayetinde Rab'bin arşını taşıyan 8 melekten bahsedilmektedir.

69/17 Vel MELEKU ala ercaiha ve yahmilu arşe rabbike fevkahum yevmeizin SEMANİYET

( Ve MELEK onun çevresindedir. O gün onların SEKİZİ, üstlerinde Rab’binin arşını, tahtını taşırlar. )

5 Mayıs 2023 Cuma

Yüksek karakterli millet olabilmek

Anlamı maalesef büyük bir kitle tarafından hala idrak edilememiş olan "Millet" kelimesi "İllet" ( Sebep, Bağ, İlinti ) ve "İlliyet" ( Sebepsellik, Bağlam, İlintili olma ) köklerinden türemiş bir kelime olup aralarında kültür, değer, deneyim, algı, bilgi bağı ve birliği olan insan topluluğunu ifade etmektedir. Millet, ailenin daha geniş kapsamlı hali olarak düşünülebilir. Millet, topluluk halinde yaşamaları kaderleri olan insanlar için en değerli kavram niteliğindedir. "Millet" kelimesi Kur'an'da da sıkça zikredilen bir kelimedir.

"İstikbal göklerdedir" söylemiyle de "ruhsal yükseliş"e işaret etmiş olan Atatürk'ün 10. yıl nutkunda yer alan aşağıdaki bölüm bir milletin  "yüksek karakterli" olabilmesinin yani "yüksek frekansta titreşebilmesinin" nasıl mümkün olabileceğini net şekilde özetlemektedir. 

"Çünkü, Türk milletinin KARAKTERİ YÜKSEKTİR, Türk milleti ÇALIŞKANDIR, Türk milleti ZEKİDİR. Çünkü, Türk milleti millî BİRLİK VE BERABERLİKLE güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu YÜKSELME ve UYGARLIK yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, pozitif İLİMDİR."

Ana teması "yükselmek" olan söylemin ilk cümlesi 11 kelimeden oluşmakta ve tüm paragrafta ise 38 ( 3+8 = 11 ) kelime bulunmaktadır.

Yukarıdaki söylemde "yükselebilmenin" koşulları çalışkanlık, zekayı - aklı kullanabilmek, birlik ( ünite, vahdet ) kavramını benimsemek ve ilmi artırmak olarak özetlenmektedir. Ayrıca "Türk" kelimesi "Yükselmiş olan, Yüksekte olan" anlamına gelmekte olup, Atatürk "Tük milleti" ifadesiyle sadece belirli bir coğrafi bölgedeki insanları değil iyilik, doğruluk, çalıskanlık, birlik ve ilim yolundaki tüm insanları kastetmiştir. Bu önemli husus Atatürk'ün "Hakikat" isimli şiirinde de yer almaktadır.

"Türk sadece bir milletin adı değil,

  Türk bütün adamların birliğidir."

Söylemde zikredilen yükselme koşulları Kur'an'da da ruhsal yükselişin ( tekâmülün ) olmazsa olmaz koşulları olarak şu kelimelerle yer almaktadır. 

- Amilus salihat ( İyilikler yapanlar / İyi çalışmalarda bulunanlar )

- E fe la ta'kilun ( Akıl etmez misiniz? ) 

- Vahdet ( Birlik )

- Zidni ilma ( Bana ilmi artır. )

Ruhsal yükselişin varlıkların yegane amacı olduğu da aşağıdaki ayette dolaylı olarak bildirilmektedir. 

6/83 Ve tilke huccetuna ateynaha ibrahime ala kavmih NERFEU DERACATİN men neşa' inne rabbeke hakimun alim

( Ve bu, kavmi üzerine İbrahim'e verdiğimiz delilimizdir. Dilediğimiz kimseyi DERECELERLE YÜKSELTİRİZ. Kesinlikle Rab’bin hakimdir, bilendir. )

15/14 Ve lev fetahna aleyhim baben mines semai fe zallu fihi YA'RUCUN

( Ve şayet onların üzerine gökten kapı açsak da oradan YÜKSELMEYE başlasalar, )

19/57 Ve RAFA'NAhu mekanen ALİYYA

( Ve onu YÜKSEK mekana YÜKSELTTİK. )

20/75 Ve men ye'tihi mu'minen kad AMİLES SALİHATİ fe ulaike lehumud DERACATUL ULA

( Ve O' na, İYİLİKLER YAPMIŞ inanan olarak gelen kimseler, işte onlar, onlara YÜKSEK DERECELER vardır. )

40/15 RAFİUD DERACATİ ZUL ARŞ yulkir ruha min emrihi ala men yeşau min ibadihi li yunzira yevmet telak

( DERECELERİ ARŞA YÜKSELTİR. Karşılaşma gününden uyarmak için emrinden ruhu dilediği kimsenin üzerine atar. )

69/22 Fi cennetin ALİYET

( YÜKSEK bahçenin içindedir. )

"Milliyetçilik" kavramı ise bir insanın gerek maddi ( biyolojik, kalıtsal ), gerek manevi ( psikolojik, ruhsal ) açıdan bağlı olduğu, ortak değerlerini taşıdığı topluluğu ( milleti ) sevmesi, sayması, korumaya çalışması ve ona sahip çıkması anlamlarını içermektedir. Milliyetçilik, bir insanın ailesi için hissettiği duyguların daha geniş çaplı tezahürü olarak da tanımlanabilir.

Dolayısıyla son dönemlerde siyasi bir söylem haline getirilen "Milliyetçiliği ayaklar altına almak." cümlesi batıl olup, insanlar arasındaki her türlü bağı kopararak onları kimsesiz, savunmasız, desteksiz ve zayıf bırakmayı ve tam tahakküm altına almayı hedefleyen küreselcilerin sinsi küresel planın bir özeti niteliğindedir. Küreselciler muhtelif taktikler ile ( eşcinselliğin telkini, nüfusun azaltılması gerektiği yalanı vb. ) en küçük millet olan aile kavramını da yok etmeye çalışmaktadırlar. Aile kavramının esasen genetik bağdan bağımsız olan ve ruhsal bağı ve ortak değerlere inancı temsil eden bir kavram olduğu Rab'bin, Hz. Nuh'un oğlu ile ilgili Hz. Nuh'a hitabında bildirilmektedir.

11/46 Kale YA NUHU İNNEHU LEYSE MİN EHLİK innehu amelun ğayru salihin fe la tes'elni ma leyse leke bihi ilm inni eizuke en tekune minel cahilin

( "EY NUH, KESİNLİKLE O SENİN AİLENDEN DEĞİLDİ. Kesinlikle o iyi olmayanı yaptı. O halde, o sana asla ilmi olmayanı bana sual etme. Kesinlikle ben seni cahillerden olursun diye öğütlerim." dedi. )

Ayrıca "yükselememiş" ve "düşük frekansa" gark olmuş şeytani ruhlardan kaynaklanan bu cehalet timsali söylem, "Milliyetçilik" ile "Irkçılık" kavramlarının birbirine karıştırıldığını da ortaya koymaktadır. "Irk" bir insanın genetik kökenini yani bedensel ve maddi ( fiziki ) niteliklerini tanımlamaktadır. Dolayısıyla bir grup insanın, kendilerini, farklı fiziksel özelliklere sahip bir başka gruptan ayrıştırması, üstün görmesi reddedilmesi gereken ırkçılık anlayışıdır.

Ayrıca Kur'an'da "Millet" kavramının özellikle ve defaatle vurgulanmış olmasına rağmen, dindar kisvesi altında "Milliyetçiliği ayaklar altına aldık." cümlesinin kurulabilmesi de oldukça düşündürücüdür.

4 Mayıs 2023 Perşembe

İkili anlamlar

Kur'an ayetlerinde geçen kelimelerin zahiri - batini ve muhkem - muteşabih olmak üzere ikili anlamları bulunmaktadır. Bu nedenledir ki Zümer suresinin 23. ayetinde Kur'an'ın "Kitaben Muteşebihen Mesaniye" ( Benzetmeli İkili Kitap ) olduğu ve ayetlerde kelimelerin teşbihi anlamlarının da yer aldığı bildirilmektedir. Ayrıca bu ikili anlamlar idrak sınavı niteliği de arzetmektedirler.

39/23 Allahu nezzele ahsenel hadisi KİTABEN MUTEŞEBİHEN MESANİYE takşeirru minhu culudullezine yahşevne rabbehum summe telinu culuduhum ve kulubuhum ila zikrillah zalike hudellahi yehdi bihi men yeşa' ve men yudlilillahu fe ma lehu min had

( En güzel sözü, BENZETMELİ İKİLİ KİTAP olarak Allah indirdi. O Rab’lerinden korkanların O’ndan derileri ürperir. Sonra Allah’ın hatırlamasına derileri ve kalpleri yumuşar. Bu Allah’ın yönlendirmesidir. Onunla dilediği kimseyi yönlendirir. Allah kimi saptırırsa, artık ona yönlendiriciden yoktur. )

Hicr suresinin 87 ayetinde de Kur'an'ın "Seb'an minel mesani" ( İkililerden yedi / İkili yedi ) olduğu bildirilmektedir. Bu ifade, Kur'an kelimelerinin, yukarıda belirtilen iki kategoride olmak üzere, nümerolojik değeri 7 olan bir sayı veya sayılar ile belirtilebilecek miktarda anlamlar içerdiğini bildirmekte olabilir.

15/87 Ve lekad ateynake SEB'AN MİNEL MESANİ vel kur'anel azim

( Ve biz sana İKİLİLERDEN YEDİYİ ve büyük Kur'an' ı verdik. )

İkili anlam içeren bazı kelimelerin ve kelime gruplarının ayetlerdeki tezahürleri şöyledir.

KATLEL ENFUS ( Nefisleri Öldürmek );

Bu ifade aşağıdaki ayetlerde hem "insanın, kendisini kötülüğe sevk eden nefsani arzularını ( frekanslarını ) sonlandırması" anlamında, hem de fiziken "insanın insanı öldürmesi" anlamında, kullanılmıştır.

2/54 ... fe tubu ila bariikum FAKTULU ENFUSEKUM zalikum hayrun lekum inde bariikum ....

( ... O halde tevbe edip güzel yaratanınıza tabi olun da NEFİSLERİNİZİ ÖLDÜRÜN. ... )


4/29 Ya eyyuhellezine amenu ... ve LA TAKTULU ENFUSEKUM innellahe kane bikum rahima

( Ey o inananlar, ... KENDİNİZİ ÖLDÜRMEYİN. Kesinlikle Allah size merhametlidir. )

ABEDE ( Kulluk etmek ), ABD / İBAD ( Kul, Kullar, Yardımcılar, Hizmetliler );

Bu ifade aşağıdaki ayetlerde hem "Allah'a kulluk etmek" anlamında, hem de bir insanın, diğer bir insana hizmet etmesi anlamında yani "kulluk" anlamında olmayacak şekilde kullanılmıştır.

1/5 İyyake NA'BUDU ve iyyake nestein

( Ancak sana KULLUK EDERİZ ve ancak sana istekte bulunuruz. )

24/32 Ve enkihul eyama minkum ves SALİHİNE MİN İBADİKUM ...

( Ve sizlerden bekarları, HİZMETÇİLERİNİZDEN İYİLERİ nikahlayın. ... )

RAB ( Öğretmen, Allah'ın bir ismi );

1/2 El hamdu lillahi RABBil alemin

( Övgü alemlerin RAB’bi Allah içindir. )

12/41 Ya sahibeyis sicni emma ehadukuma fe yeskiy RABBEHU hamra ...

( “Ey benim zindan arkadaşlarım. Sizden biri EFENDİSİNE yine şarap dökecek. ... )

1 Mayıs 2023 Pazartesi

"Tadım" döngüleri

"Zaka" ( Tatmak ) fiili Kur'an'da, "yaratılış sisteminin döngüsel niteliğini" vurgulamak ve ruhsal tekâmül süreci içinde her varlığın mutlak surette belirli halleri "deneyimleyeceğini" bildirmek için kullanılmıştır. "Zaka" fiili 61 ayette 62 kere tekrarlanmaktadır. ( 61 sayısının nümerolojik değeri olan 7 ( 6+1 = 7 ) sayısı bir döngülük frekansı ve döngü sonunu, 62 sayısının nümerolojik değeri olan 8 ( 6+2 = 8 ) sayısı ise yeni döngü başlangıcını ve sonsuz döngüyü simgelemektedirler. )

"Zaka" fiilinin yer aldığı ayetler ve ayetlerdeki ilgili bölümler şöyledir.

3/106 ... fe ZUKUL azabe bima kuntum tekfurun

( .... O halde o inkar etmiş olmanızdan dolayı azabı TADIN. )

3/181 .... ve nekulu ZUKU azabel harik

( ... "Yakıcı azabı TADIN." diyeceğiz. )

5/95 .... li YEZUKA vebale emrih ... 

( ..... işinin günahını TATMASI için .... )

6/30 ... fe ZUKU azabe bima kuntum tekfurun

( ... "O halde inkar etmiş olduğunuz için azabı TADIN." der.  )

6/65 ... ve YUZİKA ba'dakum be'se ba'd ...

( .... bazınızın kötülüğünü, zorluğunu bazınıza TATTIRMAYA .... )

6/148 ....hatta ZAKU be'sena ...

( ... nihayet zorluğumuzu, azabımızı TATTILAR. )

7/22 .... fe lemma ZAKAŞ şecerate ....

( .... Ağacı TADINCA, .... )

7/39 ... fe ZUKUL azabe bima kuntum teksibun

( ... O halde o kazanmış olduklarınızdan dolayı azabı TADIN." )

8/14 ... fe ZUKUhu ...

( ... O halde onu TADIN. ... )

8/35 ... fe ZUKUL azabe bima kuntum tekfurun

( ... O halde inkar etmiş olmanızdan dolayı azabı TADIN. )

8/50 ... ZUKU azabel harik

( ... "Yakıcı azabı TADIN." ... )

9/35 ... fe ZUKU ma kuntum teknizun

( ... Haydi, o haznetmiş olduklarınızı TADIN. )

10/21 Ve iza EZAKNen nase rahmeten min ba'di darrae messethum ...

( Ve insanlara, onlara dokunan darlıktan sonra rahmet TATTIRDIĞIMIZDA, .... )

10/52 ... ZUKU azabel huld ...

( ... "Ebedi azabı TADIN. ... )

10/70 ... NUZİKUhumul azabeş şedide ...

( ... onlara şiddetli azap TATTIRIRIZ. )

11/9 Ve lein EZAKNel insane minna rahmeten ...

( Ve eğer insana bizden rahmet TATTIRIRSAK ... )

11/10 Ve lein EZAKNAhu na'mae ba'de darrae messethu ...

( Ve eğer ona dokunmuş darlıktan sonra ona nimet TATTIRIRSAK, ... )

16/94 ... ve TEZUKUs sue bima sadedtum an sebilillah ...

( ... ve Allah yolundan döndürdüğünüzden dolayı kötülüğü TADARSINIZ. ... )

16/112 ... fe EZAKAhallahu libasel cui vel havfi bima kanu yasneun

( ... Allah, o üretmiş olduklarından dolayı açlık ve korku elbisesini TATTIRDI. )

22/9 ... ve NUZİKUhu yevmel kiyameti azabel harik

( ... Ona ayağa kalkış gününde yakıcı azap TATTIRACAĞIZ. )

22/22 ... ZUKU azabel harik

( ... TADIN yakıcı azabı. )

22/25 ... NUZİKhu min azabin elim 

( ... elim azap TATTIRIRIZ. )

25/19 ... NUZİKhu azaben kebira

( ... ona büyük azap TATTIRIRIZ. )

29/55 ... ZUKU ma kuntum ta'melun 

( ... "O yapmakta olduklarınızı TADIN." der. )

30/33 ... iza EZAKAhum minhu rahmeten ....

( ... onlara ondan, kendinden rahmet TATTIRDIĞINDA ... )

30/36 Ve iza EZAKNen nase rahmeten ... 

( Ve insanlara rahmet TATTIRDIĞIMIZDA ...  )

30/41 ... li YUZİKAhum ba'dallezi amilu ...

( ... onlara o yaptıklarının bazısını TATTIRMAK için ... )

30/46 ... ve li YUZİKAkum min rahmetihi ...

( ... size rahmetinden TATTIRMASI ... )

32/14 Fe ZUKU bima nesitum likae yevmikum haza ...

( O halde bu gününüzle karşılaşmayı unutmanızdan dolayı TADIN. ... )

32/20 ... kile lehum ZUKU azaben narillezi kuntum bihi tukezzibun

( ... Onlara "O yalanlamış olduğunuz ateş azabını TADIN." denir. )

32/21 Ve le NUZİKANNEhum minel azabil edna dunel azabil ekberi  

( Ve onlara büyük azap öncesinde, kesinlikle yakın, küçük azap TATTIRACAĞIZ. ... )

34/12 ... NUZİKhu min azabis seir 

( ... ona ateş azabından TATTIRIRIZ. )

34/42 ... ZUKU azaben nar...

( ... ateşin azabını TADIN."... )

35/37 ... fe ZUKU ...

( ... O halde TADIN. ... )

37/31 Fe hakka aleyna kavli rabbina inna le ZAİKUN*

( ... Artık Rab'bimizin sözü üzerim8ze gerçek oldu. Kesinlikle biz TADACAĞIZ. )

* Yukarıdaki ayette döngü sonunda ruhsal tekamüle eremeyen inkarcı müşrik zalimlerin kaba madde planı dünyada ( cehennem ) tekrar reenkarnasyon döngülerine yani "ölümü tatma" döngülerine tabi tutulacakları "Kesinlikle biz tadacağız." cümlesiyle bildirilmektedir.

37/38 İnnekum le ZAİKUL azabil elim 

( Kesinlikle siz elim azabı TADACAKSINIZ. )

38/8 ... bel lemma YEZUKU azab

( ... Bilakis o zaman azabı TADARLAR. )

38/57 Haza fel YEZUKUhu ...

( Budur. O halde onu TATSINLAR. ...  )

39/24 ...  ZUKU ma kuntum teksibun 

( ... "O kazanmış olduklarınızı TADIN." ... )

39/26 Fe EZAKAhumullahul hizye fil hayatid dunya ... 

( Böylece Allah onlara dünya hayatında zilleti TATTIRDI. ... )

41/16 ... li NUZİKAhum azabel hizyi fil hayatid dunya ...

( ... onlara dünya hayatında zillet azabını TATTIRMAK için, ... )

41/27 Fe leNUZİKAnnellezine keferu azaben şediden ...

( O inkar edenlere, şidetli azap TATTIRACAĞIZ. ... )

41/50 Ve lein EZAKNAhu rahmeten minna min ba'di darrae messethu ... le NUZIKANNEhum min azabin ğaliyz

( Ve eğer, ona dokunan darlıktan sonra ona bizden rahmet TATTIRIRSAK, ... Kesinlikle onlara yoğun, sert azap TATTIRACAĞIZ. )

42/48 ... inna iza EZAKNel insane minna rahmeten ...

( ... Kesinlikle biz insana bizden rahmet TATTIRDIĞIMIZDA, ... )

44/49 ZUK inneke entel azizul kerim

( TAT. Kesinlikle sen iyiydin faydalıydın ha. )

46/34 ... fe ZUKUL azabe ...

( ... "O halde, o inkar etmenizden dolayı azabı TADIN." ... )

51/14 ZUKU fitnetekum ...

( Fitnenizi, sınavınızı TADIN. ...  )

54/37 ... fe ZUKU azabi ve nuzur 

( ... O halde azabımı ve uyarılarımı TADIN. )

54/39 Fe ZUKU azabi ve nuzur

( O halde azabımı ve uyarılarımı TADIN. )

54/48 ... ZUKU messe sekar

( ... Sekarın, ateşin dokunuşunu TADIN. )

59/15 ... kariben ZAKU vebale emrihim ...

( ... işlerinin günahını yakın zamanda TADANLAR gibidir. ... )

64/5 ... fe ZAKU vebale emrihim ... 

( ... Böylece işlerinin günahını TATTILAR. ... )

65/9 Fe ZAKAT vebale emriha ... 

( Böylece işlerinin günahını TATTILAR. ... )

78/24 LA YEZUKUNE fiha berden ve la şeraben

( Orada ne soğuğu, ne de içeceği TATMAYACAKLAR. )

78/30 Fe ZUKU ...

( O halde TADIN. ... )

"Ölüm"ün esasen yeni "Olum" olduğu yani bir "halden hale geçiş deneyimi" olduğu da ayetlerde "Ölümü tatmak" ifadesiyle zikredilmektedir. Ayetlerde "Ölür" ifadesi yerine "Ölümü tadar" ifadesinin yer alması bu bağlamda dikkat çekmektedir.

3/185 Kulli nefsin ZAİKATul mevt ... 

( Tüm nefisler ölümü TADAR. ... )

Enbiya suresinin 35. ayetinde kaba madde planı olan dünyada "yaşam" olarak algılananın "ölüm" olduğu açıkça belirtilmektedir. Ayette "Her nefsi kötülük ve iyilikle sınamak için her nefse ölümü tattırırız" anlamı belirgindir.

21/35 KULLİ NEFSİN ZAİKATUL MEVT VE NEBLUKUM BİŞ ŞERRİ VEL HAYRİ FİTNEH ve ileyna turceun

( TÜM NEFİSLER ÖLÜMÜ TADAR. SİZİ DENEME, SINAV OLARAK KÖTÜLÜK VE İYİLİKLE SINARIZ. Bize döndürülürsünüz. )

29/57 Kulli nefsin ZAİKATul mevti summe ileyna turceun

( Tüm nefisler ölümü TADAR. Sonra bize döndürülürsünüz. )

Düşük frekanslı dünya algısıyla insanların "Yaşam" olarak algıladıkları esasen yüksek frekans algısıyla "Ölüm" olarak anılan haldir. Yani kaba madde planı dünyadaki insanlar esasen "yaşadıklarını sanan ölülerdir". Neden? Çünkü düşük ve negatif frekansların hakim olduğu bir ortamda titreşmektedirler. "Her nefis ölümü tadar." cümlesinin üst frekanstan anlamı ise "her varlık dünya hayatını tadar"dır.

Aşağıdaki ayetlerde yine "Zaka" ( Tatmak ) fiili vasıtasıyla reenkarnasyon döngülerine işaret edilmektedir. "Reenkarnasyon" kelimesi "tekrar bedenlenme" anlamına gelmekte olup her "yeni doğum" bir reenkarnasyondur. Yani bir ruhun reenkarne olmuş halidir. Ruhlar tekâmül süreçleri içinde 700-800 kere bedenlenirler. Yani sanıldığı ve yanılındığı gibi Ahmet öldüğünde tekrar Ahmet olarak doğmaz. Ahmet karakteri bir deneyimdir ve doğrularıyla yanlışlarıyla biter. Sonra evvelce Ahmet kimliğiyle dünyada bedenlenmiş olan ruh bu sefer Ayşe ismi verilen bir bebek olarak doğup reenkarne olabilir.

44/56 LA YEZUKUNE fihel mevte illel mevtetel ula ve vekahum azabel cehim

( Orada ilk ölüm haricinde ölüm TATMAZLAR. Onları cehennem azabından korumuştur. )

"Zaka" ( Tatmak ) fiilinin ilk kez geçtiği ve reenkarnasyon döngülerinin muteşabih ( sembolik ) olarak tasvir edildiği ayet olan 4/56 kodlu ayette de düalitenin, döngünün ve halden hale geçişin nümerik sembolü olan 11 sayısı tezahür etmektedir.

Ayette yer alan "Ateş" kelimesi Dünya olarak algılanan cehennemi, "Pişen derilerin değiştirilmesi" ifafesi de kaba madde planı Dünyadaki reenkarnasyon döngülerini simgelemektedir.

4/56 İnne (1) ellezine (2) keferu (3) bi (4) ayati (5) na (6) sevfe (7) nusli (8) him (9) nara (10) kulle (11) ma (12) nedicet (13) culudu (14) hum (15) beddelna (16) hum (17) culuden (18) ğayra (19) ha (20) li (21) YEZUKU (22) el (23) azab (24) inne (25) allahe (26) kane (27) azizen (28) hakima (29) 

( O ayetlerimizi inkar edenleri, yakında onları kesinlikle ateşe yaslarız. Derileri her piştiğinde azabı TATMALARI için, onları deri olarak başkalarıyla değiştireceğiz. Kesinlikle Allah yücedir hakimdir. )

- Ayetin numarası 56'dır. ( 5+6 = 11 )

- Ayette 29 kelime bulunmaktadır. ( 2+9 = 11 )

- Ayetteki "Yezuku" ( Tadarlar ) kelimesi 22. kelimedir. ( 2 x 11 = 22 )

İsra suresinin aşağıdaki ayetlerinde ise haberci resulün, şeytanların telkinlerine kapılması durumunda uzun reenkarnasyon döngülerine maruz bırakılmak suretiyle karşılıklandırılacağı bildirilmektedir.

17/74 Ve lev la en sebbetnake lekad kidte terkenu ileyhim şey'en kalila

( Ve şayet sana sebat vermemiş olsaydık, onlara doğru, az şey kadar meyledecektin, terkedecektin. )

17/75 İzen le EZAKNAKE Dİ'FEL HAYATİ VE Dİ'FEK MEMATİ summe la tecidu leke aleyna nesira

( O zaman SANA HAYATI KAT KAT VE ÖLÜMÜ KAT KAT TATTIRIRDIK. Sonra bize karşı sana yardımcı bulamazdın. )

Bir başka deyişle bu ayette habercinin, kaba madde planı dünya itibarıyla tekâmüle ermiş bir ruhun belki de son kez bedenlenmiş hali olduğu ancak habercilik görevi ile enkarne edildiği ( bedenlendiği ) bu yaşamında şeytani frekansların tesirine girmesi durumunda karşılık olarak müteakip reenkarnasyon döngüleri ile cezalandırılacağı bildirilmektedir.

Ayrıca bkz.