5 Mayıs 2023 Cuma

Yüksek karakterli millet olabilmek

Anlamı maalesef büyük bir kitle tarafından hala idrak edilememiş olan "Millet" kelimesi "İllet" ( Sebep, Bağ, İlinti ) ve "İlliyet" ( Sebepsellik, Bağlam, İlintili olma ) köklerinden türemiş bir kelime olup aralarında kültür, değer, deneyim, algı, bilgi bağı ve birliği olan insan topluluğunu ifade etmektedir. Millet, ailenin daha geniş kapsamlı hali olarak düşünülebilir. Millet, topluluk halinde yaşamaları kaderleri olan insanlar için en değerli kavram niteliğindedir. "Millet" kelimesi Kur'an'da da sıkça zikredilen bir kelimedir.

"İstikbal göklerdedir" söylemiyle de "ruhsal yükseliş"e işaret etmiş olan Atatürk'ün 10. yıl nutkunda yer alan aşağıdaki bölüm bir milletin  "yüksek karakterli" olabilmesinin yani "yüksek frekansta titreşebilmesinin" nasıl mümkün olabileceğini net şekilde özetlemektedir. 

"Çünkü, Türk milletinin KARAKTERİ YÜKSEKTİR, Türk milleti ÇALIŞKANDIR, Türk milleti ZEKİDİR. Çünkü, Türk milleti millî BİRLİK VE BERABERLİKLE güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu YÜKSELME ve UYGARLIK yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, pozitif İLİMDİR."

Ana teması "yükselmek" olan söylemin ilk cümlesi 11 kelimeden oluşmakta ve tüm paragrafta ise 38 ( 3+8 = 11 ) kelime bulunmaktadır.

Yukarıdaki söylemde "yükselebilmenin" koşulları çalışkanlık, zekayı - aklı kullanabilmek, birlik ( ünite, vahdet ) kavramını benimsemek ve ilmi artırmak olarak özetlenmektedir. Ayrıca "Türk" kelimesi "Yükselmiş olan, Yüksekte olan" anlamına gelmekte olup, Atatürk "Tük milleti" ifadesiyle sadece belirli bir coğrafi bölgedeki insanları değil iyilik, doğruluk, çalıskanlık, birlik ve ilim yolundaki tüm insanları kastetmiştir. Bu önemli husus Atatürk'ün "Hakikat" isimli şiirinde de yer almaktadır.

"Türk sadece bir milletin adı değil,

  Türk bütün adamların birliğidir."

Söylemde zikredilen yükselme koşulları Kur'an'da da ruhsal yükselişin ( tekâmülün ) olmazsa olmaz koşulları olarak şu kelimelerle yer almaktadır. 

- Amilus salihat ( İyilikler yapanlar / İyi çalışmalarda bulunanlar )

- E fe la ta'kilun ( Akıl etmez misiniz? ) 

- Vahdet ( Birlik )

- Zidni ilma ( Bana ilmi artır. )

Ruhsal yükselişin varlıkların yegane amacı olduğu da aşağıdaki ayette dolaylı olarak bildirilmektedir. 

6/83 Ve tilke huccetuna ateynaha ibrahime ala kavmih NERFEU DERACATİN men neşa' inne rabbeke hakimun alim

( Ve bu, kavmi üzerine İbrahim'e verdiğimiz delilimizdir. Dilediğimiz kimseyi DERECELERLE YÜKSELTİRİZ. Kesinlikle Rab’bin hakimdir, bilendir. )

15/14 Ve lev fetahna aleyhim baben mines semai fe zallu fihi YA'RUCUN

( Ve şayet onların üzerine gökten kapı açsak da oradan YÜKSELMEYE başlasalar, )

19/57 Ve RAFA'NAhu mekanen ALİYYA

( Ve onu YÜKSEK mekana YÜKSELTTİK. )

20/75 Ve men ye'tihi mu'minen kad AMİLES SALİHATİ fe ulaike lehumud DERACATUL ULA

( Ve O' na, İYİLİKLER YAPMIŞ inanan olarak gelen kimseler, işte onlar, onlara YÜKSEK DERECELER vardır. )

40/15 RAFİUD DERACATİ ZUL ARŞ yulkir ruha min emrihi ala men yeşau min ibadihi li yunzira yevmet telak

( DERECELERİ ARŞA YÜKSELTİR. Karşılaşma gününden uyarmak için emrinden ruhu dilediği kimsenin üzerine atar. )

69/22 Fi cennetin ALİYET

( YÜKSEK bahçenin içindedir. )

"Milliyetçilik" kavramı ise bir insanın gerek maddi ( biyolojik, kalıtsal ), gerek manevi ( psikolojik, ruhsal ) açıdan bağlı olduğu, ortak değerlerini taşıdığı topluluğu ( milleti ) sevmesi, sayması, korumaya çalışması ve ona sahip çıkması anlamlarını içermektedir. Milliyetçilik, bir insanın ailesi için hissettiği duyguların daha geniş çaplı tezahürü olarak da tanımlanabilir.

Dolayısıyla son dönemlerde siyasi bir söylem haline getirilen "Milliyetçiliği ayaklar altına almak." cümlesi batıl olup, insanlar arasındaki her türlü bağı kopararak onları kimsesiz, savunmasız, desteksiz ve zayıf bırakmayı ve tam tahakküm altına almayı hedefleyen küreselcilerin sinsi küresel planın bir özeti niteliğindedir. Küreselciler muhtelif taktikler ile ( eşcinselliğin telkini, nüfusun azaltılması gerektiği yalanı vb. ) en küçük millet olan aile kavramını da yok etmeye çalışmaktadırlar. Aile kavramının esasen genetik bağdan bağımsız olan ve ruhsal bağı ve ortak değerlere inancı temsil eden bir kavram olduğu Rab'bin, Hz. Nuh'un oğlu ile ilgili Hz. Nuh'a hitabında bildirilmektedir.

11/46 Kale YA NUHU İNNEHU LEYSE MİN EHLİK innehu amelun ğayru salihin fe la tes'elni ma leyse leke bihi ilm inni eizuke en tekune minel cahilin

( "EY NUH, KESİNLİKLE O SENİN AİLENDEN DEĞİLDİ. Kesinlikle o iyi olmayanı yaptı. O halde, o sana asla ilmi olmayanı bana sual etme. Kesinlikle ben seni cahillerden olursun diye öğütlerim." dedi. )

Ayrıca "yükselememiş" ve "düşük frekansa" gark olmuş şeytani ruhlardan kaynaklanan bu cehalet timsali söylem, "Milliyetçilik" ile "Irkçılık" kavramlarının birbirine karıştırıldığını da ortaya koymaktadır. "Irk" bir insanın genetik kökenini yani bedensel ve maddi ( fiziki ) niteliklerini tanımlamaktadır. Dolayısıyla bir grup insanın, kendilerini, farklı fiziksel özelliklere sahip bir başka gruptan ayrıştırması, üstün görmesi reddedilmesi gereken ırkçılık anlayışıdır.

Ayrıca Kur'an'da "Millet" kavramının özellikle ve defaatle vurgulanmış olmasına rağmen, dindar kisvesi altında "Milliyetçiliği ayaklar altına aldık." cümlesinin kurulabilmesi de oldukça düşündürücüdür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder