31 Ocak 2022 Pazartesi

"Elohi, Elohi, lema şevaktani"

Yaratıldığı andan itibaren günahkâr durumda olan insan, haiz olduğu negatif şeytani frekansları ( kibir, bencillik, hırs, mülkiyet, riyaset, şehvet ve iştah obsesyonu vb. ) pozitif rahmani frekanslarla dengelediği yani toplamı "sıfırladığında", "yokluğu" sağladığında" ruhsal tekâmüle erebilmektedir. Ayetlerde bahsedilen "sınav" kelimesi de bu süreci tanımlamaktadır. Bir başka deyişle "bir varlığın nihai tekâmülü", en yüksek seviye olan "yokluk, hiçlik, sıfır" seviyesini tanımlayan bir kelimedir. 

Evvelki bölümerde defaatle değinildiği üzere yaratılmış olan süptil, yarı süptil veya kaba madde halinde olan her varlık, idrak seviyesi hangi düzeyde olursa olsun, tekâmüle muhtaçtır. Bir "varlığın" tam tekâmülü ancak "yokluğu" ile yani Allahu Teala'nın indine "rucû" ( dönüş ) ile mümkün olabilir.

Dolayısıyla batı toplumlarında Hz. İsa'ya atfedilen "kusursuz", "günahsız" sıfatları ve hatta ilahlaştırma eğilimi bu bağlamda çok yanıltıcı olup, maalesef şirk unsuru içermektedir.

Zira çok basit bir örnek verilecek olursa, İncil'de Hz. İsa'nın çarmıha gerilmiş durumdayken Rab'be seslenişi şöyle bildirilmektedir.

41 Mark 15-34 Saat üçte İsa yüksek sesle, "Elohi, Elohi, lema şevaktani" yani, "Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?" diye bağırdı.

41 Mark 15-37 İsa yüksek sesle bağırarak son nefesini verdi.

( Yukarıdaki İbranice cümlenin Arapçası "İlahi, İlahi! Lime sebakteni?" cümlesidir. )


Ayetin idrakimize sığmayabilecek batini anlamları saklı kalmak kaydıyla, ayete göre Hz. İsa, insani bir tepki vererek Rab'bin kendisini terketmesinden yakınmaktadır. Oysa ki Kur'an'ın aşağıdaki ayetlerinde Rab'bin hiçbir kulunu terketmeyeceği bildirilmektedir. 

75/36 E yahsebul insanu en yutreke suden

( İnsan sürülmüş olarak terkedileceğini mi sanır? )

93/3 Ma vedde'ake rabbuke ve ma kala

( Rab’bin seni bırakmadı ve azledip ayırmadı. )

Dolayısıyla, "İnsanlığı temsil eden ve hatta bazı ayetlerde "İnsanoğlu" olarak anılan Hz. İsa kusursuz olmuş olsaydı yukarıdaki gibi bir yakınma cümlesini kurmazdı." diye düşünülmesi yersiz olmayacaktır.

Ayrıca aşağıdaki ayetler de konu bağlamında oldukça net ve açıklayıcıdır.

3/59 İnne mesele iysa indellahi ke meseli adem halekahu min turabin summe kale lehu kun fe yekun

( Kesinlikle İsa’ nın misali Allah’ ın indinde Adem’ in misali gibidir. Onu topraktan yarattı ve sonra ona "Ol." dedi de o oldu. )

5/116 Ve iz kalellahu ya iysebne meryeme e ente kulte lin nasittehizuni ve ummiye ilaheyni min dunillah kale subhaneke ma yekunu li en ekile ma leyse li bi hakk in kuntu kultuhu fe kad alimteh ta'lemu ma fi nefsi ve la a'lemu ma fi nefsik inneke ente allamul ğuyub

( Ve zamanında Allah "Ey Meryemoğlu İsa, sen mi insanlara "Beni ve annemi, Allah’tan başka iki ilah edinin" dedin?" dedi. "Yücesin sen, benim için gerçek olmayanı söylemek olmaz. Eğer onu demiş olsam, sen onu bilirdin. Sen benim nefsimde ne varsa bilirsin ve ben senin nefsinde olanı bilmem. Kesinlikle sen, sen gaybları bilensin." dedi. )



29 Ocak 2022 Cumartesi

Coronavirus ve yine 11 

Coronavirus surecinin başından bu yana süreç ile ilgili parametreler de ( tarihler, isimler, kodlar vb. ) dikkat çeken 11 nümerolojisi tezahürlerine bir yenisi daha "28.01".2022 tarihinde ( 2+8+0+1 = 11 ) eklenmiştir. Bu tarihteki "Vaka Sayısı", bugüne kadarki "en yüksek sayı" olarak manşetten duyurulmuştur.

28.01.2022 tarihli haber manşeti

Oysa 27.01.2022 tarihindeki vaka sayısı da bu tarihe kadarki en yüksek sayı olmuştur. Ancak "en yüksek vaka sayısı" manşeti 28.01.2022'de atılmıştır.

Vaka Sayısı 27.01.2022 : 82,180

Vaka Sayısı 28.01.2022 : 93,586

Ayrıca bkz. 

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/05/coronavirus-ve-11-ritueli.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/11/coronavirus-ve-11-ritueli-devam.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/12/coronavirus-ve-11-ritueli-devam-2.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/12/coronavirus-ve-11-ritueli-devam-3.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/12/coronavirus-ve-11-ritueli-devam-3_30.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/03/coronavirus-ve-11-ritueli-devam-5.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/04/coronavirus-11-ritueli-devam-6-a416.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/05/coronavirus-ve-11-ritueli-devam-7.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/10/coronavirus-ve-11-ritueli-devam-8.html

 "Kur'an bir bilim kitabıdır."

Şeytanların Kur'an ile ilgili olarak topluma empoze ettikleri ise bu bölümün başlığı olan cümlenin tam tersidir. Tüm bilgilerini Kur'an'dan alan, ayetlerdeki kodları inceleyip, araştırıp yorumlayarak her türlü bilimsel veriye ulaşan ve her türlü tuzağı da yine Kur'an ilmine dayalı olarak kurgulayan şeytanlar, "Kur'an bilim kitabı değildir." cümlesinin kitlelere telkini vasıtasıyla insanları asırlardır Kur'an'dan uzak tutmaya çalışmışlardır. Bu süreçteki en öne çıkan taktik ise "Ayetlerin anlamları bilinmese de Arapça ayet okumanın vâcib olduğu, anlamları ancak tarikat şeyhi sözde ulemaların, sözde mürşidlerin bildiği, onlara sorulması gerektiği" telkinidir.

Bu bağlamda öncelikle "Bilim nedir?" sorusunun yanıtını bulmak gerekmektedir. "Bilim" kelimesinin Arapça karşılığı "İlim" kelimesi olup "A'leme" ( Bilmek ) fiili de bu kökten türemiştir. 

Türk Dil Kurumu'nun Türkçe sözlüğünde "Bilim"in tanımı şöyledir. 

1- Evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi, ilim.

2- Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi.

3- Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci.

Yukarıdaki tanımlamalara göre Kur'an esasen "bilim kitabı" olmasının ötesinde bilimin tezahür edebilmesi için gerekli kaynak kodları içeren bir hazine niteliği arzetmektedir. Zira ayetler, önce "teori"* olarak tezahür edip daha sonra bilimsel "teoreme"* dönüşmüş sayısız "bilgiye" ilişkin yönlendirme, esin ( ilham ) ve farkındalık sağlamaktadır. Bu blogun naçizane varoluş amacı da zaten anılan "bilgilerin" tespitine yönelik bulguların paylaşılmasıdır. 

* "Teori" ( Kuram, Önerme, Hipotez ), belirli bir olgunun veya olayın varlığının, gerçekliğinin kanıtlanarak "Teorem"'e dönüşmesi öncesinde, eldeki mevcut bilgilerin, deneysellik, imajinasyon ve sezgilerden yararlanılarak yorumlanması sonucunda ortaya çıkan bilgidir. İşte Kur'an,  gerçeğin temsili olan teoremlerin ortaya çıkabilmelerine imkân sağlayan, vasıta olan ilahi kozmik bir kaynak, bir kodlar bütünüdür. Kur'an ilimler üzeri bir ilim kaynağıdır.

7/52 Ve lekad ci'nahum bi kitabin fassalnahu ala ilmin huden ve rahmeten li kavmin yu'minun

( Ve onlara İLİMLE ayrıntılandırdığımız, inanan kavim için yönlendirme ve rahmet olan KİTAP getirdik.  )

22/8 Ve minen nasi men yucadilu fillahi bi ğayri İLMİN ve la huden ve la KİTABİN munir

( Ve insanlardan kimi, İLİMSİZCE, yönlendirme olmadan ve aydınlatıcı KİTAP olmadan Allah hakkında mücadele eder. )

Bilimselliğin gerçeklik ile olan ilişkisi bağlamında, ayetlerde Kur'an'ın "gerçeği" içerdiği vurgulanmaktadır.

2/146 Ellezine ateynahumul KİTABE ya'rifunehu kema ya'rifune ebnaehum ve inne ferikan minhum le yektumunel HAKKA ve hum ya'lemun

( O KİTAP verdiklerimiz, ONU oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kesinlikle onlardan bir kısmı bile bile GERÇEĞİ gizlerler. )

2/147 El hakku min rabbike fe la tekunenne minel mumterin

( O Rab’binden GERÇEKTİR. O halde şüphe edenlerden olma. )

10/94 Fe in kunte fi şekkin min ma enzelna ileyke fes'elillezine yakraunel KİTAB min kablike lekad caekel HAKKU min rabbike fe la tekununne minel mumterin

( Eğer o sana indirdiğimizden şüphe içinde olursan, o senden önce KITABI okumuş olanlara sual et. Sana Rab’binden GERÇEK geldi. O halde, şüphecilerden olma. )

43/30 Ve lemma caehumul HAKKU kalu haza sihrun ve inna bihi kafirun

( Ve onlara GERÇEK geldiğinde "Bu sihirdir. Biz onu kesinlikle inkar ederiz." dediler. )

Allah inananları, gerçeği kendi algısıyla, bilimi de kendi bilgisiyle sınırlı sananların şerrinden korusun.

Kur'an'daki bazı bilimsel veri başlıklarının listelendiği "Kur'an'daki bilimsel verilere örnekler" başlıklı bölüme bakılabilir.

24 Ocak 2022 Pazartesi

"Âdem" kelimesindeki mesaj

"Âdem" kelimesi, birim düalitenin bileşenleri olan pozitif ve negatif frekansların kozmik dengesini yani "İnsan"ı* ve "Kolektif İnsanlık Bilincini" temsil eden bir kavram olup özünde "Yokluk, Hiçlik" anlamına gelmektedir. ( * Turkçe'deki "Adam" kelimesi de "Âdem" kelimesinin bir tezahürüdür. )

Kaynaklarda "Adem" ( Yokluk ) ve "Âdem" ( İnsan ) olarak iki ayrı kelime bulunsa da her iki kelime de ortak "DM" kökünden türemiş olup, batinen ortak anlamları temsil etmektedirler.

"Yokluk" yani "0" anlamı, matematiksel bağlamda "eşit miktardaki eksi ve artı değerlerin toplanması" olarak tanımlanmaktadır. Zira bir insanın ruhsal tekâmüle ermesi, matematiksel olarak "iyilik değerinin kötülük değerine eşit seviyeye gelmesi yani negatif ve pozitif frekans değerleri toplamının "sıfırlanması" anlamına gelmektedir. Yaratıldığı andan itibaren günahkâr durumda olan insan, haiz olduğu negatif şeytani frekansları ( kibir, bencillik, hırs, mülkiyet, riyaset, şehvet ve iştah obsesyonu vb. ) pozitif rahmani frekanslarla dengelediği yani toplamı "sıfırladığında", "yokluğu" sağladığında" ruhsal tekâmüle erebilmektedir. Ayetlerde bahsedilen "sınav" kelimesi de bu süreci tanımlamaktadır. Bir başka deyişle "bir varlığım nihai tekâmülü", en yüksek seviye olan "yokluk, hiçlik, sıfır" seviyesini tanımlayan bir kelimedir. 

Evvelki bölümerde defaatle değinildiği üzere yaratılmış olan her varlık tekâmüle muhtaçtır. Bir "varlığın" tam tekâmülü ancak "yokluğu" ile yani Allahu Teala'nın indine "rucû" ( dönüş ) ile mümkün olabilir.

2/28 Keyfe tekfurune billahi ve kuntum emvaten fe ahyakum summe yumitukum summe yuhyikum summe İLEYHİ TURCEUN

( Allah’ ı nasıl inkar edersiniz? Ve ölülerdiniz de sizi diriltti. Sonra sizi öldürür. Sonra sizi diriltir. Sonra O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )

10/56 Huve yuhyi ve yumitu ve İLEYHİ TURCEUN

( O diriltir, öldürür ve O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )

"İnsanı / İnsanlığı" temsil eden "Âdem" kelimesinin ayetlerde "Zâlim", "İsyankâr",  "Unutkan", "Azimsiz", "Azmış" gibi sıfatlarla nitelenmesinin sebebi de tekâmül gerekliliğinin vurgulanması ve insanın nihayetinde tekâmüle yani "Âdemiyete" ( Yokluğa ) erişeceği mesajının verilmesidir.

2/35 Ve kulna ya ADEM uskun ente ve zevcukel cennete ve kula minha rağaden haysu şi'tuma ve la takraba hazihiş şecerate fe tekuna minez ZALİMİN

( Ve "Ey ADEM, sen ve eşin cennette iskan edin. Oradan arzuladığınızca, her nereden dilerseniz bolca yiyin. İşte şu ağaca yaklaşmayın*. Yoksa ZALİMLERDEN olursunuz." dedik. )

* Yaklaştılar.

20/115 Ve lekad ahidna ila ADEME min kablu fe NESİYE ve LEM NECİD lehu AZMA

( Ve önceden ADEM' e ahdettik de UNUTTU. O'nda AZİM BULAMADIK. )

20/121 Fe ekela minha fe bedet lehuma sev'atuhuma ve tafika yahsifani aleyhima min verakil cenneti ve ASA ADEMU rabbehu fe ĞAVA

( Ondan yediler de çirkinlikleri, ayıpları onlara ortaya açığa çıktı. Bahçenin yapraklarından üzerlerine örtüp yamamaya başladılar. ADEM Rab’bine İSYAN ETTİ de AZDI. )

23 Ocak 2022 Pazar

Eğitimin "Sekülerleştirme" ve "Rasyonelleştirme" riski!?

Diyanet konusundaki en yüksek mercinin 2018 yılında yayımladığı "Peygamberimiz ve Gençlik" isimli kitabın 93. sayfasında, "Küreselleşen Dünyada Gençlik ve Gençlerde Dini Hayat" başlıklı bölümünde yer alan aşagıdaki ifadeler oldukça tuhaf bir durum arzetmektedir.



Kitabın kapağı

Kitabın 93. sayfasından alıntı:

"Bu arada tahsil ile dindarlık arasında ters yönlü bir ilişkiden bahsedilebilir. Seküler alanlarda yüksek tahsil yapmanın genel anlamda dindarlık, özelde dinî inanç ve ibadetler üzerinde olumsuz etki yaptığı tespit edilmiştir. Çünkü gençlerin akademik bilgi birikimine bağlı olarak düşünce yapıları da irrasyonaliteden rasyonaliteye doğru evrilmektedir. Esasen bu özelliğinden dolayı eğitim, özellikle de üniversite öğretimi yüksek düzeyde sekülerleştirme potansiyeli taşımaktadır."

Yukarıdaki alıntıda yer alan kilit kelimeler "Tahsil / Eğitim", "Dindarlık", "Seküler" ve "Rasyonalite" kelimeleridir. Alıntıdaki ifadeler, anılan kitabı hazırlayanların bu kelimelerin anlamlarını bilip bilmedikleri yönünde şüphe uyandırmaktadır. 

Zira, "Seküler / Secular" kelimesi bildiğimiz üzere "Saecl /Saeculum" ( Çağ, Dönem ) kökünden ve "ar" ( gibi olan, -daş ) ekinden oluşmakta olup "Çağdaş, Dönemsel, Devire ait" anlamına gelmektedir.

"Rasyonalite / Rationality" kelimesi ise "Rasyon / Ration" (  Akıl, Mantık ) kökü ve "lite" ( gibi olma, -lık ) son ekinden oluşmakta ve "Akla uygunluk, Makul olma, Mantıksallık" anlamına gelmektedir. ( "RASyon" kelimesinin kökü olan "Ras", Arapça'daki "Ra's" ( Baş, Kafa ) kelimesi olup, "Akıl" ve "Baş" kelimeleri de zaten birbirleriyle doğrudan ilintilidir. ) 

Alıntıdaki ifadelerde tahsilin ( eğitimin ) veya yüksek tahsilin ( üniversite eğitiminin ) insanları "çağdaşlaştırdığı" ve "makul, mantıklı kıldığı" belirtilmekte ve bu durumun toplum için bir risk oluşturduğu telkin edilmektedir. Yani "gerçek anlamdaki dinin" temeli olan "Çağdaşlık, Rasyonalite ve Eğitim" bu kitapta açıkça toplumsal risk oluşturan negatif unsurlar olarak nitelendirilmektedir. 

Kur'an'daki en önemli mesajlardan birisi de insanın daima aklını kullanması yani akletmesi gerektiğidir. Hatta bu husus ayetlerde "E fe la ta'kilun" ( O halde akletmez misiniz? ) sorusuyla vurgulanmaktadır.

Hem vicdanen, hem de ayetler ile sabit olan bu gerçeğe rağmen yukarıdaki ifadelerin din bağlamında yazılmış bir kitapta yer alması oldukça düşündürücüdür.

22 Ocak 2022 Cumartesi

DNA ve 64 Kodon

Genetik kod, genetik materyelde ( DNA veya RNA dizilerinde ) kodlanmış bilginin canlı hücreler tarafından proteinlere ( amino asit dizilerine ) çevrilmesini sağlayan kurallar kümesidir. Proteinlerin sentezlenmesi için gerekli olan kodu içeren ve üçer nükleotidden oluşan genlere kodon adı verilmektedir.

Bir kodon, belirli bir amino asidi kodlayan veya protein sentezinin sona erdiğini ( durdurma sinyalleri ) işaret eden bir genomik bilgi birimi oluşturan 3 nükleotitlik ( bir trinükleotit ) bir DNA veya RNA dizisidir. İnsanda 64 farklı kodon bulunmaktadır. Bunlardan 61 adedi amino asitleri belirtmek yani amino asiter için kod oluşturmak, 3 adedi ise sentez sonlandırmada durdurma sinyali oluşturmak için kullanılmaktadır.

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Genetik_kod

https://www.genome.gov/genetics-glossary/Codon 

64 Kodon Tablosu


64 kodon ... 6+4 = 10

DNA'nın tasvirini içeren Hicr suresinin 26. ayetinde 10 kelime bulunmaktadır.

15/26 Ve (1) lekad (2) halakna (3) el (4) insane (5) min (6) SALSALİN (7) MİN (8) HAMEİN (9) MESNUN (10) 

( Ve insanı KORUYAN İKİLİ ZINCİRDEN yarattık. )

"İkili zincir" ( sarmal ) yapıya sahip olan DNA hücre içindeki çekirdekte "korunmuş" halde bulunmaktadır.

Hücredeki Nükleus ( Çekirdek ) içinde korunmuş olan DNA sarmalı ( Kromozom )


Vakia suresinin 7. ayetinde "Ezvacen selaseten" ( Üçlü Eşler / Üçlü Çiftler ) ifadesi yer almaktadır. 

56/7 Ve kuntum EZVACEN SELASETEN

( ÜÇLÜ EŞLER / ÇİFTLER olursunuz. )

Ayetin elbette ki farklı boyutlara yönelik birçok anlamı bulunmaktadır. Ancak bu çoklu anlamlardan birinin de kaba madde boyutuna ilişkin olması ve "Üçlü nükleotid gruplarından oluşan Kodonları" temsil ediyor olması muhtemeldir.



19 Ocak 2022 Çarşamba

Birim düalite ... "Big Bang" ve "Kalp" 

Yaratılışın özü "Ünite / Vahdet / Teklik / Birlik" kavramına dayanmaktadır. Ancak "Ünite" kavramı kendi içinde "ikilik" kavramını da barındırır ki bu fenomen spiritüalizmde "Bir birim düalite" olarak anılır. "Düalite" zaten "Döngü" kavramının varoluş sebebidir. Kainattaki varlıklar ünite kavramını anılan iki kavram vasıtasıyla sezebilirler. 

Evrenin oluşumunun kozmik tasviri olan "Big Bang" ( Büyül Patlama ) fenomenine bağlı gerçekleşen "evrenin genişlemesi" süreci, evrenin yok oluşunun kozmik tasviri olan  "Big Crunch" ( Büyük Dürülüş ) fenomeni ile sonlanacaktır. Bu iki fenomen ( Big Bang ve Big Crunch ) insanın algılayabileceği en büyük "Birim Düalite" yani en büyük "Döngü"dür. Düalitenin ve döngünün nümerik sembolü de bilindiği üzere 11 sayısı ve "İkili Yedi" kavramıdır. 

Ayrıca bkz. "Yedi ve İkili Yedi ile uyumlu ayetler" başlıklı bölüm



"Big Bang" ve "Big Crunch" fenomenleri Enbiya suresinin 30. ve 104. ayetlerinde tasvir edilmiştir.

Big Bang ( Büyük Patlama ) ;

21/30 E (1) ve (2) lem (3) yera (4) ellezine (5) keferu (6) ENNE (7) ES (8) SEMAVATİ (9) VE (10) EL (11) ERDA (12) KANETA (13) RATKAN (14) FE (15) FETAKNA (16) HUMA (17) ve (18) cealna (19) min (20) el (21) mai (22) kulle (23) şey'in (24) hayy (25) e (26) fe (27) la (28) yu'minun (29) 

( O inkar edenler, GÖKLER VE YER KESİNLİKLE BİTİŞİKLERKEN ONLARI AYIRDIĞIMIZI ve diri olan herşeyi sudan oluşturduğumuzu görmüyorlar mı? Artık inanmazlar mı? )

Big Crunch ( Büyük Dürülüş ) ;

21/104 YEVME (1) NATVİ (2) ES (3) SEMAE (4) KE (5) TAYYİ (6) ES (7) SICİLLİ (8) Lİ (9) EL (10) KUTUB (11) kema (12) bede'na (13) evvele (14) halkin (15) nuidu (16) h (17) va'den (18) aley (19) na (20) in (21) na (22) kunna (23) failin (24) 

( O GÜN GÖĞÜ, YAZI TOMARLARINI DÜRER GİBİ DÜRERİZ. Onu, ilk yaratmaya başladığımız gibi, üzerimize vaad olarak onu döndürürüz. Kesinlikle biz yapanlar oluruz. )

Yukarıdaki ayetlerde "Big Bang" ve "Big Crunch" tasvirlerini içeren cümlelerde 11'er kelime bulunmaktadır.

.... ENNE (1) ES (2) SEMAVATİ (3) VE (4) EL (5) ERDA (6) KANETA (7) RATKAN (8) FE (9) FETAKNA (10) HUMA (11) ....

( .... GÖKLER VE YER KESİNLİKLE BİTİŞİKLERKEN ONLARI AYIRDIĞIMIZI .... )

.... YEVME (1) NATVİ (2) ES (3) SEMAE (4) KE (5) TAYYİ (6) ES (7) SICİLLİ (8) Lİ (9) EL (10) KUTUB (11) ....

( .... O GÜN GÖĞÜ, YAZI TOMARLARINI DÜRER GİBİ DÜRERİZ. .... )

Kalbin Sistol ( Kasılarak kan pompalama ) ve Diyastol ( Genişleyerek kan depolama ) halleri de "bir birim düalite" tezahürüdür ki bu fenomen evrenin bir yansıması olan insan organizmasındaki tüm döngülerin sebebidir.


Sistolik kan basıncının (büyük tansiyon) 120 mmHg ve diyastolik kan basıncının (küçük tansiyon) 80 mmHg olması en uygun tansiyon değerleri olarak kabul edilmektedir. Bu sayıların toplamları 11 sayısını vermektedir. ( 1+2+0+8+0 = 11 )

Kur'an'da ilk "Kalp" kelimesi Bakara suresinin 7. ayetinin 4. kelimesidir. 7+4 = 11.

Ayrıca ayet kodu da ( 2/7 ) "İkili Yedi" kavramının nümerik yansımasıdır.

2/7 Hatem (1) allahu (2) ala (3) KULUBİ (4) him (5) ve (6) ala (7) sem'i (8) him (9) ve (10) ala (11) ebsari (12) him (13) ğişaveh (14) ve (15) lehum (16) azabun (17) azim (18)

( Allah’ ın mühürü onların KALPLERinin ve kulaklarının üzerindedir ve gözlerinde de perde vardır. Büyük azap onlaradır. )

18 Ocak 2022 Salı

"Benzeyen" insan

Bir sıfat olan "İnsan" kelimesi "İns" ( Başlama, İçe alınma ) kökü ve "an" ( gibi olan ) son ekinden oluşmaktadır. "İns" kökü batı dillerindeki "İnitiation" ( Başlangıç, Dahil edilme, İnisiasyon ), "Instinct" ( İçgüdü ) gibi kelimelerin de köküdür. Benzer yapıdaki diğer bazı sıfat örnekleri "Rahm+an" ( Merhametli ), "Şeyt+an" ( Yakan, Ateşe atan, Helâk eden ) olarak sıralanabilir. 

Batı dillerinde "İnsan / Adam" kelimesinin karşılıkları şöyledir.

HUMan ( İng. ) ( son ek "an" )*

HUMain ( Fra. ) ( son ek "ain" )

HOMME ( Fra. )

HOMO ( Gre. )

* Ortak "an" son eki Türkçe'de de kullanılmakta ve kök kelimeyi sıfat yapmaktadır. "Yapan", "Alan", "Duran" 

Yukarıdaki kelimelerin kökü olan "Hom / Hum" kelimesi ise "Benzer, Benzeşik, Aynı" anlamını da içermektedir. Dolayısıyla bu kelimeler aynı zamanda "Benzer gibi olan, Benzeyen, Benzeşik" anlamlarıni da yansıtmaktadır. ( Örnek : Homojen ( Aynı yapıda, Benzeşik, Türdeş ), Homonim ( Eşsesli, Benzer sesli ) vb. ) 

"Human ( İng. ) = Hum ( Benzer ) + an ( gibi olan ) = Benzeyen

Bu bağlamda "insan neye benzetilmiş, neyin aynısı olmuş" olabilir? Bu sorunun cevabı yani "Human", "Homme" vb. kelimelerinin anlamsal kökeni Tevrat'ın Genesis ( Yaratılış ) bölümünün 1-26 kodlu ayetindeki "sembolik" ( muteşabih ) ifade gibi görünmektedir.

1 Genesis 1-26 Ve Tanrı "SURETİMİZDE, BENZEYİŞİMİZE GÖRE İNSAN YAPALIM; ve denizin balıklarına, ve göklerin kuşlarına, ve sığırlara, ve bütün yere, ve yer üzerinde sürünen her şeye hâkim olsun." dedi.

Bu ayetin içerdiği anlama istinaden "İnsan" kelimesinin batı dillerindeki karşılığı  "Benzeyen" anlamına gelen yukarıdaki kelimeler olmuştur. Yani "insanın yaratıcıya benzemesi" ( haşa ) anlamını yansıtan bir kelime "İnsan" kelimesinin karşılığı olarak tezahür etmiştir. 

Ayette yer alan "Tanrı" kelimesinin kadir-i mutlak yaratıcı Allahu Teala'yı temsil etmeme ihtimali de bulunmaktadır. Zira ayette, Kur'an'da olduğu gibi özne olarak "Birinci çoğul şahıs" kullanılmıştır. Yani ayette söylemi yer alan ve "Tanrı" olarak ifade edilen varlık herşeyden münezzeh Rab'bin vazifelendirdiği Meleul Âlâ'nın ( Yüksek İleri Gelenler / Yüksek Melekler Konseyi ) reisi de olabilir. Dolayısıyla bu durumda, kaba madde insanın, kendisinden çok daha ileri seviyede tekâmül etmiş olan üst süptil boyuttaki vazifeli varlıklar ( melekler ) tarafından ve vasfen onlara benzeyecek şekilde yaratılmış olması anlamı oluşmaktadır ki makul olan anlam da budur. Zira herhangi bir varlığın mutlak yaratıcı Allahu Teala'ya benzediğinin ( haşa ) ifade edilmesi bir yana düşünülmesi dahi son derece cahilce bir eylem niteliğindedir.

İngilizce'deki "Home" ( Ev ) kelimesi de "içine girilen, dahil olunan" anlamı itibarıyla "İns / İnsan" ( İçe alınma, Dahil olma / İçe alınan, Dahil olan ) kelimesiyle dolaylı anlam ilişkisi arzetmektedir.


16 Ocak 2022 Pazar

Temel kodlardaki "Vahdet" mesajı

Yaratılıştaki temel kodlar Rakamlar, Harfler ve Notalar ( Sesler ) olarak üç kategoride toplanabilir. Bu kategorileri oluşturan kodlar incelendiğinde aşağıdaki gibi bir nümerolojik durum ortaya çıkmaktadır.

Notalar

Do Re Mi Fa Sol La Si

Toplam "7" adet nota bulunmaktadır. ( "7" )

Rakamlar

0,1,2,3,4,5,6,7,8,9

Toplam "10" adet rakam bulunmaktadır. ( 1+0 = "1" )

Harfler

Türkçe alfabesi her sesi ayrı ayrı temsil edebilen 29 harften oluşan özel bir alfabedir. ( 2+9 = 11 ... 1+1 = "2" )

Her bir kategorideki kod adetlerini ifade eden sayılar 7, 1 ve 2 olup bu sayılar "Allah" kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan 2701 sayısındaki rakamlardır. Ve bu rakamların nümerolojik değeri Allah'ın "birliğinin ve tekliğinin" yani "Vahdetin / Ünitenin" sembolü olan "1" sayısını vermektedir. 

Allah'ın "birliğinin" yani "tek ilah" kavramının ilk kez geçtiği Bakara suresinin 133. ayetinde de 2701 sayısındaki rakamlara ve 1 sayısına işaret eden sayısal durum dikkat çekmektedir.

2/133 Em (1) kuntum (2) şuhedae (3) iz (4) hadara (5) ya'kub (6) el (7) mevtu (8) iz (9) kale (10) li (11) beni (12) hi (13) ma (14) ta'budune (15) min (16) ba'di (17) i (18) kalu (19) na'budu (20) ilahe (21) ke (22) ve (23) ilahe (24) abai (25) ke (26) ibrahime (27) ve (28) ismaile (29) ve (30) ishaka (31) İLAHEN (32) VAHİDA (33) ve (34) nahnu (35) lehu (36) muslimun (37)

( Yoksa ölüm Yakub' a geldiğinde şahitler mi oldunuz? Zamanında oğullarına "Benden sonra neye kulluk edersiniz?" dedi. "Senin ilahına ve senin babaların İbrahim’ in ve İsmail’ in ve İshak’ın ilahına TEK İLAH olarak kulluk ederiz. Bizler O'na teslim olanlarız." dediler. )

Sure numarası "2"

Ayet numarası 133 ... "7"

Ayetteki kelime adedi 37 ... 10 ... "1"

( Ayette 37 kelime bulunması da ayrıca 1 sayısına işaret etmektedir. 3+7 = 10 ... "1" )




11 Ocak 2022 Salı

Ayın 11. gününde 11'li yeni gelişmeler!

"ABD'li muhabir Ben Harnwell, Çin'in Xi'an kentinde yeni bir virüsün ortaya çıktığını duyurdu. Virüse yakalanan hastaların kulak göz ve burunlarından kan geldiği ve kentin tamamen karantinaya alındığı bildirildi."

Basından 11.01.2022

"Coronavirus ve 11 ritüeli" tespitlerine son olarak 29.10.2021'de ( 29 ... 2+9 = 11 ) FDA'nın 5-11 yaş grubundaki çocuklara mRNA enjeksiyonu onayı vermesi ve hemen ardından, 11.11.2021 tarihinde Omicron adı verilen varyantın  ortaya çıkması haberi eklenmişti. Bir başka yeni virüsün ortaya çıkış haberi de yine 11 içeren bir tarihte, 11.01.2022'de basına yansımıştır.

Ayrıca bugün ( 11.01.2022 ) yayımlanan COVID19 durum tablosundaki "Vefat Sayısı" 137 olarak görülmektedir. ( 137 .... 1+3+7 = 11 )

"AFAD, Akdeniz'de Kıbrıs açıklarında saat 04.07'de 6.4 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini duyurdu. Deprem Mersin, Antalya, Adana, Konya başta olmak üzere birçok ilde hissedildi."

Basından 11.01.2022

Depremler ile ilgili 11 tespitlerine de 11.01.2022 tarihindeki Akdeniz depremi ve saati ( 04:07 ... 11 ) eklenmiştir.




9 Ocak 2022 Pazar

Cyanosis, Livor Mortis ve Zurka

"Cyanosis" ( Siyanoz ) vücuttaki oksijen azlığına dayalı olarak cildin mavi renge dönüşmesi sendromuna verilen isimdir.



  Siyanoz sendromu belirtisi olan cilt mavileşmesi

Ayrıca "Livor Mortis" veya "Hypostasis" adı verilen fenomen de boğulma sonucunda kalbin kan pompalamayı durdurmasına ( organlara oksijen iletisinin kesilmesine ) bağlı gerçekleşen ölümden sonra cildin "mavi" renge dönüşmesini tanımlamaktadır.



Livor Mortis durumu

Kur'an'da döngü sonu vakalarının tasvir edildiği çok anlamlı ayetlerdeki anlamlardan biri de insanın nefessiz yani oksijensiz kalmasıdır. Bu kavram "Kalbin gırtlağa erişmesi", "Can damarının kesilmesi", "Kalbin köprücük kemiğine ulaşması", Boğulma" gibi teşbih ve tasvirlerle bildirilmektedir.

10/73 Fe kezzebuhu fe necceynahu ve men mea hu fil fulki ve cealnahum halaife ve AĞRAKNellezine kezzebu bi ayatina fenzur keyfe kane akibetul munzerin

( Böylece onu yalanladılar da onu ve geminin içinde onunla birlikte olanları kurtardık. Onları halifeler kıldık. O ayetlerimizi yalanlayanları BOĞDUK. Artık uyarılanların sonu nasıl oldu bak. )

33/10 İz caukum min fevkikum ve min esfele minkum ve iz zağatil ebsaru ve BELEĞATİL KULUBUL HANACİRA ve tezunnune billahiz zununa

( Zamanında size üstünüzden ve aşağınızdan geldiler. O zaman gözler kaydı ve KALP GIRTLAKLARA ERİŞTİ. Allah’a zanlarla zanda bulunuyorsunuz. )

69/46 Summe le KATA'NA MİNHUL VETİN 

( Sonra ondan CAN DAMARINI KESERDİK. )

75/26 Kella iza BELEĞATİT TERAKİYE 

( Hayır, KÖPRÜCÜK KEMİĞİNE ULAŞTIĞINDA, )

Taha suresinin 102. ayetindeki "Haşri Zurka" ( Masmavi toplanmak) ifadesinin  çoklu mesajlarından biri de yukarıdaki ayetlerde bahsedilen "döngü sonu vakalarında boğularak yani oksijensiz kalarak vefat etme" olabilir. Yani bu ayette "Siyanoz" fenomenine dolaylı olarak işaret edilmiş olabilir. 

20/102 Yevme yunfehu fis suri ve nahşurul mucrimine yevmeizin ZURKA*

( Borunun içine üflendiği gün. O gün suçluları MASMAVİ toplarız. )

"Cyanosis" fenomeninin Arapça karşılığı da "Zurka" ( Masmavi ) kelimesidir.

8 Ocak 2022 Cumartesi

Zebani kelimesi ve İkili Kara Delik

Anlamı "Cehennem melekleri" olarak bilinegelen Arapça "Zebani / Zubani" kelimesi "Zeb / Zib / Zub" ( Boru şeklinde olan, Uzun ve içine girilen nesne ) ve "Ani / Eni" ( İki ) kelimelerinden oluşmaktadır. "Zubani" kelimesi "Akrebin makas şeklindeki ön organı" anlamında kullanılmaktadır. Makas "iki" parçadan oluşan bir objedir.

"Zeb" kelimesi "Penis"'i ifade etmek için de kullanılmaktadır  "Penis"'in "Boru" şeklinde olması "Zeb" kelimesinin "Boru şeklinde olan, içine girilen nesne" anlamını içerdiğini ve "İki Ucu Açık BORU" anlamına gelen "Zibin / Zıbın / Zıvana* / Zibana" kelimeleri ile ortak ZB kökünden türediğini göstermektedir.

( * Türkçede "V" harfi Arapçadaki "B" harfinin farklı telâffuz edilmiş hali olarak tezahür edebilmektedir. )

"Zebani" kelimesi gibi "Ani" ( İki ) ekiyle biten ve Kur'an'da yer alan diğer birleşik kelimelere bazı örnekler;  "MerratANİ" ( İKİ Kere ), "TaifetANİ" ( İKİ Grup ), "HasmANİ" ( İKİ Hısım )

Kur'an'da "Zebani" kelimesi ilk ve son kez olmak üzere Alak suresinin 18. ayetinde, "cezalandırıcı vazifeli varlık / sıkıntı veren varlık" anlamında geçmektedir. ( 18 sayısı 6+6+6 işleminin sonucu olması, 666 sayısına işaret etmesi ve nümerolojik değerinin 9 olması açısından konu bağlamında dikkat çekmektedir. )

96/17 Fel yed'u nadiyehu

( O halde o seslendiklerini, ekibini çağırsın. )

96/18 Se ned'uz ZEBANİYET

( Biz de ZEBANİLERİ çağıracağız. )

"Zebani" kelimesinin semantik kökü olan "İkili Boru" anlamı dikkate alındığında, ayette bir nevi cezalandırıcı olarak tanımlanan "Zebani" kelimesinin çoklu anlamlarından birinin de "Binary Blackhole" ( İkili Karadelik* ) olabileceği ihtimal dahilindedir. Bir başka deyişle, "cehennem meleği" olarak bilinegelen "Zebani" kelimesinin batini anlamlarından biri de kozmik varlıklar için bir nevi cehennem niteliği taşıyan "İkili Kara Delik" olabilir. 


Binary Black Hole ( İkili Kara Delik )

Zira "Kara Delik", astrofizikte, çekim alanı her türlü maddesel oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, yakınındaki her maddi varlığı içine çeken, kütlesi büyük bir kozmik cisim olarak tanımlanmaktadır. 

"Wormhole" ( Solucan Deliği ) olarak anılan uzay-zamandaki kozmik tüneller de Kara Delik niteliği taşımaktadırlar.



"Zebani" kelimesinde 6 harf bulunmakta olup, kelimenin değeri ( kelimeyi oluşturan harflerin Türkçe alfabedeki* sıra değerleri toplamı ) ise 66'dır. Bu durum 666 sayısına işaret etmekte gibidir.

Zeb = Penis, Boynuz
Ani = İki

Yani "İki penisli / İki boynuzlu" anlamı oluşmaktadır. Üst süptil boyut varlıkları, halden hale geçişin ve boyutlar arası geçiş kapısının sembolü olan 11 sayısının bir temsili olan "İki Boynuz" ile resmedilirler.

"Şeytan" kelimesinin kelime değerinin 99 olduğu da hatırlanmalıdır.

* Türkçe alfabe, ağızdan çıkabilecek her ses için ayrı bir harfin mevcut olduğu 29 harflik ( 2+9 = 11 ) özel bir alfabedir.
.
96/18 Se ned'uz ZEBANİYET

( Biz de ZEBANİLERİ çağıracağız. )

- Ayet numarası 18'dir. ( 6+6+6 = 18 ... 666 )

- Surenin ve ayetin numaralarını oluşturan sayıların nümerolojik değerleri sırasıyla 6 ve 9'dur ki 69 sayısı düalitenin sembolüdür. Ayrıca 6'nın tersi olan 9 vurgusu da mevcuttur.

Ayrıca bkz. 

https://kuranilmi.blogspot.com/2022/01/zibu-boru-ve-kozmik-solucan-deligi.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2017/01/ciftli-kara-delik-binary-black-hole.html

7 Ocak 2022 Cuma

Zi'bu, Börü ve Kozmik Solucan Deliği

12/10 Kale kailun minhum la taktulu yusufe ve ELKUHU Fİ ĞAYABETİL CUBBİ yeltekithu ba'dus seyyarati in kuntum failin

( Onlardan söz sahibi "Yusuf' u öldürmeyin. ONU KUYUNUN BİLİNMEZLİĞİNE ATIN. Onu bazı seyyarlar bulsun. Eğer yapanlar olursanız." dedi. )

12/13 Kale inni le yahzununi en tezhebu bihi ve ehafu en YE'KULEHUZ Zİ'BU ve entum anhu ğafilun

( "Onunla gitmeniz kesinlikle beni hüzünlendirir. Sizler ondan habersizler iken ONU KURT YER diye korkarım." dedi. )

12/14 Kalu le in EKELEHUZ Zİ'BU ve nahnu usbetun inna izen le hasirun

( "Eğer, bizler grupken ONU KURT YERSE, o zaman kesinlikle biz hasarlananlar oluruz." dediler. )

12/15 Fe lemma zehebu bihi ve ecmeu en yec'aluhu fi ğayabetil cubb ve evhayna ileyhi le tunebbiennehum bi emrihim haza ve hum la yeş'urun

( Onunla gittiklerinde, onu KUYUNUN  BİLİNMEZLİĞİNDE kılmaya toplandılar. Ona "Sen, kesinlikle onlara bu işlerini farketmedikleri bir zamanda haber vereceksin." diye vahyettik. )

12/17 Kalu ya ebana inna zehebna nestebiku ve terakna yusufe inde metaina fe EKELEHUZ Zİ'B ve ma ente bi mu'minin lena ve lev kunna sadikin

( Ey babamız, biz ayrıldık yarışıyorduk. Yusuf' u mallarımızın yanında bırakmıştık da ONU KURT YEDİ. Şayet doğrular bile olsak sen bize inanan olmazsın." dediler. )

Yusuf suresinin yukarıdaki ayetlerinde "Yusuf'un kuyuya atıldığı ancak babasına O'nu kurtun yediğinin" söylendiği" bildirilmektedir.

"Zi'b" ( Kurt ) = "Cubbi" ( Kuyu ) 

yani

"Zi'b = Boru = Börü = Kurt = Cubbi = Kuyu = Kozmik Solucan Deliği = Boyut Portalı"

Türkçede "Solucan türü" varlıklar da "Kurt" veya "Kurtçuk" olarak isimlendirilmişlerdir.

"Zi'b" kökü "Zıvana / Zibana / Zibin / Zıbın ( İki ucu açık BORU ) kelimelerinin de kökü olup, "Zıvanadan çıkmak" ve "Bebek zıbını" ifadelerindeki "Zibin" de BORU şeklinde olan ve içine girilen nesneyi tanımlamaktadır. ( 70'li yıllarda trafik polislerinin içinde durdukları BORUMSU ünitelere "Zıbana" denirdi. Polisin "zıbana"dan çıkması da sorun oluşması / ceza kesilmesi anlamına geldiğinden "Zıvanadan çıkmak" deyimi oluşmuştur. )

Zıvana / Zıbın / Zibana içinde bir polis

"Börü" kelimesi ise Türkleri Ergenekon'dan ( Ergene ( Geçit ) + Kon ( Yer ) = Ergenekon ( Geçit Yeri ) çıkaran Kurt'a verilen isim olup esasen Türkçe'deki "Boru" kelimesinin bir tezahürüdür. Kurt = Zi'b = Zibin = Börü = Boru = Kozmik Solucan Deliği


Dolayısıyla "Kurt Yusuf'u yedi" ifadesi batinen "Yusuf kuyuya atıldı." veya  "Yusuf kozmik sokucan deliğinden / portalden geçti " anlamına gelmektedir.

"Zi'b" ( Kurt ) kelimesinin son kez, "O'nu kurt yedi." cümlesini içeren 12/17 kodlu ayette geçmektedir. Ayet  kodunda 11 nümerolojisi ( 1+2+1+7 = 11 ) bulunması, "boyutlar arası portalden / kozmik solucan deliğinden geçiş" kavramının nümerolojik sembolizmi niteliğindedir.

Ayrıca Hz. Yusuf'un rüyasında 11 yıldız görmesi de ( 12/4 kodlu ayet ) yine boyutlar arası geçiş / halden hale geçiş kavramına işaret eder niteliktedir. Zira Hz. Yusuf'un rüya yorumlama yeteneği yani kozmik planlardan bilgi alma yeteneği bulunmaktadır. 

12/19 Ve caet SEYYARATUN fe erselu varidehum fe edla DELVEH kale ya buşra haza ğulam ve eserruhu bidaah vallahu alimun bima ya'melun

( Ve SEYYARLAR geldi de sucularını gönderdiler. KOVASINI sarkıttı. "Ey müjde, bu oğlan." dedi. Onu sermaye olarak gizlediler. Allah o yaptıklarını biliyordu. )

Hz. Yusuf'u "Kuyudan" "Kova" ile çıkaranların "Seyyarlar / Gezginler" olması da batini bilgi içermektedir. Zira spiritüalizmde üst boyutlardaki vazifeli süptil varlıklar "Gezginler" olarak anılmakta, ilahi kozmik bilgi akışı ise "Kova" ve "Su" ile sembolize edilmektedir. Yani ayetteki batini mesaj, kozmik solucan deliği kanalıyla boyutlar arası geçiş yapan Hz. Yusuf'a vazifeli varlıklar tarafından ilahi kozmik bilgiler verilmesidir. ( Kova Burcu çağının "Bilgi" çağı olması da konu ile ilintilidir. )

Ek bilgi : "Fermuar" ( Kapatıcı ) olarak bilinen İngilizcedeki "Zip" kelimesi de kökende "Zi'b" ( Boru, Yutan, İçine alan, Kurt, Canavar ) kelimesiyle ilintili gibidir. Zira "Zip", boru gibi uzun ve içine alıp kapatan niteliğe sahiptir.

"Zip" kelimesi bilgisayar yazılımı terminolojisinde "Sıkıştırma" anlamında da kullanılmaktadır  "Boru" da içine alıp sıkıştıran nitelikte bir obje niteliğindedir.

6 Ocak 2022 Perşembe

Göğün kapılarının açılması ve Huruc ( Çıkış )

"Huruc" kelimesi "HRC" kökünden olup, "Çıkış, Dışarıya geçiş, İçinde bulunulanı terketme" anlamlarını içeren bir kelimedir. ( Örnek: "Haric" ( Dışarıda olan, Çıkmış olan ) )

Kur'an'da "Huruc" kelimesinin, döngü sonunda varlıkların içinde bulundukları halden farklı bir hale geçişlerini ( boyut / olan değişimi ) tanımlayacak şekilde yer aldığı ayetler mevcuttur. 

"Huruc" ( Çıkış ) kelimesi "boyut değişimi" anlamında olmak üzere Kur'an'da üç kere ve 11 nümerolojisiyle uyumlu olarak geçmektedir.

İlk olarak Mu'min suresinin 11. ayetinde...

40/11 Kalu rabbena emettenesneteyni ve ahyeytenesneteyni fe'terafna bi zunubina fe hel ila HURUCİN min sebil

( “Rab’bimiz bizi iki kere öldürdün ve bizi iki kere dirilttin de günahlarımızı itiraf ettik. Artık ÇIKIŞA yol var mı?” dediler. )

İkinci olarak Kaf suresinin 11. ayetinde...

50/11 Rizkan lil ibadi ve ahyeyna bihi beldeten meyta ke zalikel HURUC

( Kullar için rızık olarak. Onunla ölü beldeyi dirilttik. İşte ÇIKIŞ böyledir. )

Üçüncü ve son olarak da Kaf suresinin 50/42 kodlu ayetinde... ( 5+0+4+2 = 11 )

50/42 Yevme (1) yesmeune (2) es (3) sayhate (4) bi (5) el (6) hakk (7) zalike (8) yevmu (9) el (10) HURUC (11) 

( O gün çığlığı gerçekten duyarlar. Bu ÇIKIŞ günüdür. )

Ayrıca 50/42 kodlu ayette 11 kelime bulunmakta olup, "Huruc" kelimesi 11. kelimedir. Bu ayette yer alan "Yesmeunes Sayhate" ( Çığlığı duymak ) ifadesi de döngü sonunda "Huruc" vasıtası olacak ve tekâmül etmiş insanlar tarafından hissedilecek "Yüksek Frekansı" tanımlamakta gibidir. 

"Huruc" kelimesinin temsil ettiği anlamın Kur'an'daki bir başka tezahürü de "Göğün kapılarının açılması" ifadesidir. Bu ifade de kaba madde planı Dünya'dan süptil üst plana ( Cennet ) geçişi yani "Çıkışı" tanımlamaktadır.

"Göğün kapılarının açılması" ifadesinin geçtiği ayetlerde de 11 nümerolojisi bulunmaktadır.

7/40 İnnellezine kezzebu bi ayatina vestekberu anha LA TUFETTEHU LEHUM EBVABUS SEMAİ ve la yedhulunel CENNETE hatta yelicel cemelu fi semmil hiyad ve kezalike neczil mucrimin

( O ayetlerimizi yalanlayanlara ve onlara kibirlenenlere, ONLARA GÖĞÜN KAPILARI KESİNLİKLE AÇILMAZ. Deve iğne deliğinden geçene kadar CENNETE giremezler. İşte suçluları böyle karşılıklandırırız. )

Ayet kodunun ( 7/40 ) numerolojik değeri 11 olmaktadır.

54/11 Fe FETAHNA EBVABES SEMAİ bi main munhemir

( Böylece akıp dökülen su ile GÖĞÜN KAPILARINI AÇTIK. )

Ayet kodunun ( 54/11 ) numerolojik değeri 11 olmaktadır.

2 Ocak 2022 Pazar

Zelzele ve 9 sayısı

"Zilzal" ( Sarsıntı, Deprem ) kelimesi ile negatif frekansın nümerik sembolü olan 9 sayısı arasında dikkat çekici bir ilinti bulunmaktadır.

Bilindiği üzere 6 sayısı pozitif rahmani frekansın yani "Yaratışın, Oluşumun", 9 sayısı ise negatif seytani frekansın yani "Yok edişin, Yıkımın" nümerik sembolleridir.

"Rahman" kelimesinin harf değerleri toplamı* 66 sayısını, "Şeytan" kelimesinin harf değerleri toplamı ise 99 sayısını vermektedir.

Kur'an'da "Zilzal" kökünün ilk kez geçtiği ayetin kodunda 9 nümerolojisi bulunmaktadır. 2+2+1+4 = "9"

2/214 Em hasibtum en tedhulul cennete ve lemma ye'tikum 

meselullezine halev min kablikum messethumul be'sau 

ved darrau ve ZULZİLU hatta yekuler rasulu vellezine amenu mea hu meta nasrullah e la inne nasrallahi karib

( Yoksa o sizden önce gelip geçenlerin misali size yetmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara kötülük ve darlık dokundu da SARSILDILAR. 

Nihayet resul ve o onunla birlikte inananlar "Allah’ ın 

yardımı ne zamandır?" dediler. İyi bilin ki Allah’ ın yardımı kesinlikle yakındır. )

"Zilzal" kelimesi 99. ( 9+9 = 18 ... 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 ) surenin de ismidir. Bu surenin ilk üç ayetinde 6'şar kelime bulunması da 666 nümerolojisi açısından önem arzetmektedir.

99/1 İza (1) zulzileti (2) el (3) erdu (4) zilzale (5) ha (6) 

( Yer zelzelesiyle sarsıldığında. )

99/2 Ve (1) ahraceti (2) el (3) erdu (4) eskale (5) ha (6) 

( Ve yer ağırlıklarını çıkardığında. )

99/3 Ve (1) kale (2) el (3) insanu (4) ma (5) leha (6) 

( Ve insan "Ona ne oluyor?" dediğinde. )

"Zilzal" kökü, "Zelzele" telâffuzu ile ilk ve son kez Hacc suresinin ilk ayetindeki 9. kelime olarak tezahür etmektedir. Ayrıca ayette "Zelzeletes saat" ( Saatin zelzelesi ) ifadesi yer almakta olup, "Saat" kelimesi de 11. kelimedir. Böylelikle "Zelzeletes saat" kelime ikilisi 9/11 nümerolojisinin bir yansımasına dönüşmektedir.

22/1 Ya (1) eyyuha (2) en (3) nasu (4) itteku (5) rabbe (6) kum (7) inne (8) ZELZELET (9) es (10) SAATİ (11) şey'un (12) azim (13)

( Ey insanlar Rab'binizden sakının. Kesinlikle SAATİN ZELZELESİ büyük şeydir. )

1999 yılında Gölcük ve Düzce'de vuku bulan deprem de yıl itibarı ile 9 sayısı ve Zilzal suresinin numarası olan 99 sayısı ile uyum arzetmektedir. ( 999 ... 27 ... 9 )

Bu deprem sonrasında "09".12.1999 tarihinde Düzce'nin 81. ( 8+1 = 9 ) il olması 9. Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmıştır. ( 81 sayısı 9x9 işleminin sonucudur. 99 ... )

Düzce'de 8 ilçe 10 belediye bulunması da 9 ( 8+1+0 = 9 ve 8+10 = 18 ... 1+8 = 9 ) sayısı ile uyumlu bir nümeroloji arzetmektedir.

Kelimeleri hatırlamak!

Temel kelimeler daha doğuştan insanda kayıtlı olmasa insanın hiçbir kelimeyi, hiçbir anlamı kavrayabilmesi ve bir lisanı öğrenebilmesi mümkün değildir. Yani aslında bir lisanı "öğrenme" ifadesi yerine "hatırlama" ifadesi daha doğru olmaktadır. 

Aşağıdaki ayetlerde yer alan "Allah Adem'e simlerin hepsini öğretti." ve "Adem Rab'binden kelimeler aldı." ifadeleri bu duruma ışık tutmakta gibidir.  

2/31 Ve alleme ademel esmae kulleha summe aradahum alel melaiketi fe kale enbiuni bi esmai haulai in kuntum sadikin

( Ve Adem’e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere gösterdi. "O halde, eğer doğrular iseniz, bunları bana isimleriyle haber verin." dedi. )

2/37 Fe telekka ademu min rabbihi kelimatin fe tabe aleyh innehu huvet tevvabur rahim

( Böylece Adem Rab’binden kelimeler aldı da onun üzerine tevbe eyledi. Kesinlikle O, O tevbeyi kabul edendir merhametlidir. )

Yani Adem kelimesiz yaratılmamış,  yaratılış aşamasında, ilk vahiy olan kelimeler de ona kodlanmıştır ki zaten Adem'in kendisi bir kelimedir, Allah'ın kelimesidir.

Dolayısıyla her yeni doğan çocukta da kelimeler zaten kodlanmıstır. Çocuk hangi lisan ortamında bulunuyor ise çevresindeki dış tesirler ( konuşmalar ) vasıtasıyla o lisandaki kelimeleri "hatırlamakta" ve ana lisanı o olmaktadır.

Lisanımı bana kim öğretti? Bana öğretene kim ögretti? Bana öğretene öğretene kim öğretti? Bu şekilde sorular kökene kadar yani başlangıca kadar gittiğinde zaten Adem'e gelinmekte ve yukarıdaki "hatırlama" sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenledir ki "E fe la tezekkerun" ( O halde hatırlamaz mısınız? ) soru cümlesi Kur'an'da 9 kere tekrarlanmaktadır.  

Halen Dünya'da 7,139 farklı dilin konuşulduğu, bu sayının sabit olmadığı, zaman içinde yeni dillerin ortaya çıktığı kaynaklarda bildirilmektedir.