30 Aralık 2020 Çarşamba

Coronavirus ve 11 ritüeli ( Devam 4 )

"İngiltere'de Korona virüsün mutasyona uğramış bir türünün tespit edildiği duyuruldu. Dünya Sağlık Örgütü B117 virüsü tehdidine dikkat çekti. İngiliz yetkililer mutasyona uğrayan virüsün, Covid-19 virüsüne göre daha hızlı yayıldığını bildirdi."

Basından 20.12.2020

Mutasyona uğramış virüsün 11 nümerolojisi içerecek şekilde kodlanmış olması dikkat çekmektedir.

B : 2 ( Alfabedeki 2. harf )

117 : 1+1+7 = 9

2+9 = "11"

İmmün sistem ve İman

Arapça "İman" ( İnanç, Güven ) ve batı dillerindeki "Immune"* ( Bağışıklığı olan, Korunan, Muaf olan, Güvende olan ) kelimeleri ortak "MN" köküne sahip olup esasen "Güvende olma, Korunma" anlamını içermektedirler. "Emin" ( Güvenli, Korunaklı ) kelimesi de aynı köktendir.

* "Immune" kelimesi aynı zamanda bir tıp terimi de olup "hastalıklara karşı korunmuş olma" anlamına gelmektedir. Bu kelime Latince "In" ( Olumsuzluk ) ve "Munis" ( Yükümlü ) kelimelerinden oluşmakta  ve "Etkilenmeyen, Muaf, Emin" anlamlarını içermektedir. Dillerin ortak kelime kökenlerine sahip oldukları, harflerin ve kelimelerin farklı telaffuz edilmek suretiyle dillerdeki paylaşımları hatırlanmalıdır.

Şeytani frekansın İMANı yoketme çabasının maddi projeksiyonu, maddi temsili vücuttaki İMMÜN sistemi yoketme girişimidir. Küresel şeytanlar ruhsal bir frekans olan "imanı" ortadan kaldırmanın yolunu maddesel frekans vasıtalarında ( genetik vb. ) aramaktadırlar. DNA'nın kırılması vasıtasıyla genetik kod bozulduğunda yani "immün" sistem çökertildiğinde "imanın" da ortadan kalkacağını düşünmektedirler. Akıllarınca madde bozulunca ruhun da bozulacağı düşüncesinde olan ve bunu gerçekleştirebilmek için son olarak pandemi sürecini ve buna bağlı olarak aşılama** operasyonunu kurgulayan şeytanlar büyük bir yanılgı içindedirler.

** Aşılama, elbetteki viral hastalıklara karşı tıbbi, faydalı ve mantıklı bir çözümdür. Ancak maalesef aşılama sürecini de manipüle etmek isteyen kötü niyetliler mevcuttur.



DNA kırılması ilüstrasyonu

Al'i İmran suresinin 100. ayetinde yer alan "Kitap verilenler" ifadesi Kur'an ilmini kötü amaçla kullanarak "İmanı" ortadan kaldırmak isteyen küresel şeytanları tanımlamaktadır.

3/100 - Ya eyyühellezine amenu in tütıy'u ferıkan minELLEZİNE UTÜL KİTABE yerudduküm ba'de İMANİküm kafirın

( Ey o inananlar, KİTAP VERİLENLERDEN bir kısmına itaat ederseniz, sizi İNANCINIZDAN sonra inkarcılara döndürürler. )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/08/iman-immunite-vesilesidir.html



28 Aralık 2020 Pazartesi

Harut ve Marut

"Hart / Harut" kelimesi Arapça'da "Konileştirme" anlamına, "Mahrut" kelimesi ise "Koni" anlamına gelmektedir. Okült ezoterizmde Babil'in ilahları olarak bilinen ve Anunnaki *olarak isimlendirilmiş farklı boyut varlıkları ile Kur'an'da melek olarak zikredilen ve Babil'de insanlara sihiri öğreten "Harut ve Marut" isimli üst boyut varlıkları arasında ilinti bulunmakta mıdır?

* Anunnaki ... Anunake ... Anu ( Önce, Evvel ) na ( biz ) ke ( sen ) ... "Senden öncekileriz / Senin ananeniz / Senin atanız )

Anunnaki  antik rölyeflerde sağ elinde bir "kozalak" yani bir "konik" nesne tutarken resmedilmiştir. Bu koninin, insanın üst boyutlarla yüksek frekanslı iletişimini sağlayan epifiz bezi ( pineal gland ) olduğu söylenir.


Sağ elinde konik bir nesne ( kozalak / epifiz bezi ) tutan Anunnaki ( Mısır mitolojisindeki kartal kafalı Horus karakterinin benzeri )

2/102 - Vettebeu ma tetlüş ŞEYATİNU ala mülki süleyman ve ma kefera süleymanü ve lakinneş ŞEYATINE keferu yüallimunen nasas sıhra ve ma ünzile alel MELEKEYNİ bi BABİLE HARUTE ve MARUT ve ma yüallimani min ehadin hatta yekula İNNEMA NAHNU FİTNETUN fe la tekfur fe yeteallemune minhüma ma yüferrikune bihı beynel mer'i ve zevcih ve ma hüm bi darrıne bihı min ehadin illa bi iznillah ve yeteallemune ma yedurruhüm ve la yenfeuhüm ve lekad alimu men işterahü ma lehu fil ahırati min halakın ve le bi'se ma şerav bihı enfüsehüm lev kanu ya'lemun

( Ve o Süleymanın mülkünün ve hükümdarlığının üzerine o şeytanların okuduğuna tabi oldular. Süleyman inkar etmedi ve lakin şeytanlar inkar ettiler. İnsanlara sihiri ve BABİL’ de İKİ MELEK olan HARUT ve MARUT’ un üzerine indirileni öğretiyorlardı. "KESİNLİKLE BİZ SINAVIZ. O halde inkar etmeyin." diyene kadar ikisi kimseye öğretmezlerdi. Onlardan erkeğin ve eşinin arasını neyin ayırdığını öğrenirlerdi. Onlar onunla Allah’ ın izni olmadıkça kimseye zarar veremezlerdi. Onlara ne zarar verebilir ne fayda vermez öğrenirlerdi. Onu satana ahirette nasip olmadığını bilirlerdi. O nefislerini sattıkları ne kötüdür. Keşke bilmiş olsalardı. )

Yunus suresinin 77. ayetinde yer alan "La yuflihus sahirin" ( Sihirbazlar iflah olmazlar. ) ifadesi ve yukarıdaki ayetteki Harut ve Marut'un "İnnema nahnu fitnetun" ( Kesinlikle bizler sınavız. ) söylemi dikkate alındığında Rab'bin insanları ne kadar zor sınavlara tabi tuttuğu daha iyi anlaşılmaktadır.  

Kur'an'da iki melek için "Harut ve Marut" veya "Harut ve Mahrut" kelimesi kullanımı suretiyle söz konusu "Koni"  şekline mi işaret edilmektedir? 

Ayrıca Anunnaki adı verilen varlıkların kafalarının konik bir yapı arzettiği de bilinmektedir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2016/12/seytanlarn-baslar.html


Anunnakilere ait olduğu söylenen konik formlu kafatasları

Ayrıca 1993 yılı yapımı olan "Coneheads" ( Koni Kafalar ) isimli filmdeki ana karakterler "koni" şeklinde kafalara sahip olan "uzaylılar" idi.


Ayrıca masallardaki sihir! yapan farklı boyut varlığı "Peri Kızı" karakteri de "konik" şapka ile tasvir edilmektedir.






"Peri" kelimesi esasen Fransızcadaki "Périr" ( Yok olmak ) fiilinin geçmiş zaman hali olup "Yok olmuş, Yok olan, Görünmeyen" anlamına gelmektedir.  Arapçadaki "Beri" kelimesi de ortak PR / BR kökünden olup "Kayıt ve hüküm altında OLMAYAN, Zimmeti BULUNMAYAN, Kusuru OLMAYAN" anlamına gelmekte yani kökende "-sızlık, olmama, bulunmama" anlamını temsil etmektedir. ( Örnwk : Beri dur = Yanımda, yakınımda OLMA ) İngilizcedeki "Perish" fiili de aynı kelimenin bir başka tezahürüdür. "Cin" kelimesinin de zaten "Görünmeyen, Örtülmüş, Yok olan" anlamlarına geldiği düşünüldüğünde "Cin = Peri" durumu oluşmaktadır. Yani "Peri Masalı" aslında "Cin Masalı" olmaktadır.

Küresel şeytanlar cinleri sevimli göstermek için "Başında konik! şapkasıyla güzel bir kız çocuğu" resmetmekte ve bu yolla çocukların! frekansına / dünyasına girerek yüksek frekanslı enerji emilimi yapmaktadırlar.





27 Aralık 2020 Pazar

EMRuNA ... EMaRNA ... mRNA ?!

10/24 .... etaha EMRUNA leylen ev neharan fe cealnaha HASIYDEN ke en lem tağne bil ems kezalike nüfessılül ayati li kavmin yetefekkerun

( .... EMRİMİZ ona ( yer ) gece veya gündüz yetti. Böylece, sanki dün ganilik olmamış gibi onu HASAT EDİLMİŞ kıldık. Fikreden kavim için ayetleri işte böyle ayrıntılandırırız. )

İnsanlara ve cinlere hayır ve şer musibetlerini yine insanlar  ve cinler vasıtasıyla veren ve verdiği tüm musibetlerin nihayette hayırla sonuçlanmasıni sağlayan Allahü Teala Yunus suresinin yukarıdaki ayetinin çoklu anlamlarından birinde "pandemiye dayalı aşıya mı" dikkat çekmektedir.

- Ayetteki "eMRuNA" ( Emrimiz ) kelimesinin "mRNA" ( messenger RiboNuclicAcid ) kelimesiyle olan fonetik benzerliği vasıtasıyla aşıya mı işaret edilmektedir? Bu aşının kitlesel sağlık sorunlarına sebep olma potansiyeli mi bulunmaktadır? Aşının ismindeki "messenger" ( mesajcı ) kelimesi ayetteki "Emruna" ( Emrimiz ) kelimesini mi ikame etmektedir?


- Nüfusu azaltma projesinin batıni temsili ayetteki "Hasat" kelimesi midir?

- Ayetin sonundaki "Fikreden kavim" vurgusu ile bu batıni anlama mı dikkat çekilmektedir?

İsra suresinin 16. ayetinde de anlamsal uyum bulunmakta gibidir. Ayette "Refah şımarıklarına" ( Küresel şeytanlar ) emredildiği ve onların da kan döktüğü ( kıyım yaptığı, öldürdüğü ) bildirilmektedir. Ayetteki "EMARNA" ( Emrederiz ) fiili "mRNA" ile fonetik benzerlik arzetmektedir. Bir sonraki ayette yer alan "KURUNİ" ( Nesiller ) kelimesi ise "CORONA" ( Taç, Soy, Nesil ) kelimesiyle uyumludur. 

17/16 - Ve iza eradna en nühlike karyeten EMARNA mütrafıha fe fesku fıha fe hakka aleyhel kavlü fe demmernaha tedmıra

( Ve şehri helak etmeyi istersek, oradaki refah şımarıklarına EMREDERİZ de orada kan döküp öldürürler. Artık onların üzerine söz gerçek olur da orayı yıkıp mahvederiz. )

17/17 Ve kem ehlekna minel KURUNİ min ba'di nuh ve kefa bi rabbike bi zunubi ibadihi habiran besira

( Ve Nuh' tan sonra NESİLLERden nicesini helak ettik. Rab’bin kullarının günahlarını haber alıp görmeye kafidir. )

"Taç" esasen soyu ( nesli ), soyluluğu, asil soyu simgelemek üzere kraliyetlerde kullanılan bir semboldür. "Coronavirus" yani "Soyvirüsü" veya "Soykırım virüsü" küresel şeytanların insan neslini / soyunu tam tahakküm altına alabilmek için kurguladıkları bir tuzak olup, virüse "Corona" isminin verilmesinin sebebi de sadece taça benzer formda olması değildir. 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/02/coronavirus-meselesi.html



23 Aralık 2020 Çarşamba

İlahi iletişim sistemi, Heceler ve Frekans ( Titreşim )

10/82 - Ve yühıkkallahül HAKKA bi KELİMATihı ve lev kerihel mücrimun

( Ve suçlular hoşlanmasalar da, Allah GERÇEĞİ KELİMELERİ ile gerçekleştirir. )

Gerçeğin ve yaratılışın kaynak kodunun Rab'bin "kelimeleri" olduğuna evvelki bölümlerde defaatle değinilmişti. İlahi nizamda kozmik bilgiler, "titreşimler" ( frekans, vibrasyon ) halinde üst boyutlardan ( planlardan ) alt planlara iletilmektedir. Örneğin üst boyuttan iletilen bilgi frekansları kaba madde planında "kelime" olarak bilinen ve esası titreşim olan olgulardır.

Bu çerçevede "Titreşim = Kelime" denklemi ortaya çıkmaktadır. Yaratılışta "her kelimenin veya cümlenin bir "Titreşim değeri / Frekans değeri" bulunmaktadır." "Titreşim değeri / Frekans değeri" bir kelimedeki harf adedi veya bir cümledeki kelime adedinden ziyade "Hece Adedi"ni ifade etmekte gibidir. Zira kozmik bilgi iletisi yani vahiy mekanizması "ses frekansı" temeline dayanmaktadır. İletilen ses frekansı hangi dilin alfabesiyle kodlanırsa kodlansın "duyulan / algılanan" ses ve hece adedi aynı olmaktadır.Yani misalen; 

Yaklaşık 1 saniyelik bir periyodda telaffuz edilen "Bugün keyfin nasıl?" cümlesinin titreşim değerini / frekans değerini bulmak için heceleme yapıldığında ; 

Bu (1) gün (2) key (4) fin (5) na (6) sıl (7) 

cümlenin frekans değerinin 7 olduğu görülmektedir. Zaten ilahi nizamdaki kök iletişim mekanizması titreşime yani sayısal bir kodlama esasına dayandığı için bilgisayar teknolojisinin temelini de "dijital"  ( sayısal ) yapı oluşturmaktadır.

78/29 - Ve külle şey'in AHSAYNAhü kitaben ( Ve kitapta olmak üzere herşeyi SAYDIK. )

Yani her kelimenin veya cümlenin heceleme esasına dayalı bir "Titreşim değeri" / "Frekans değeri / Vibrasyon sayısı - kodu" bulunmaktadır. İşte kainattaki iletişimin kaynak kodu ve ana vasıtası bu sayısal titreşim değerleridir.

Buna göre "Açılış" ( boyut portalı açılışı vb. ) anlamına gelen "Fatiha" suresinin çok önemli ilk iki ayetinin titreşim değerleri incelendiğinde ; 

1/1 Bis (1) mil (2) la (3) hir (4) rah (5) ma (6) nir (7) ra (8) him (9)

1/2 El (1) ham (2) dü (3) lil (4) la (5) hi (6) rab (7) bil (8) a (9) le (10) min (11) 

"Besmele"yi içeren ilk ayetin titreşimsel değerinin 9 olduğu görülmektedir. Ancak ayet kodunun frekans değeri de 1/1 olduğundan ortaya 11 ve 9 sayıları! çıkmaktadır. Ayrıca "mesani" ( ikili / ikiz* / düal ) bir yapı arzeden bu ikili ayet setindeki ilk ayetin frekans değeri 9, diğerininki ise 11 olmaktadır. Yani "Açılış" ile ilgili olan bu iki ayetin frekans değerleri 9/11 ve 11 kodu içermektedir. 

Her eylemlerini Kur'an ayetlerindeki kodlara göre icra eden ve haşa Rab'bi taklit etmeye çalışan müşrikler yeni bir süreç açılışı için kurguladıkları 9/11 İkiz* Kuleler vakasında "Besmele ayetinin" frekansını ve "Fatiha suresinin ilk iki ayetinin" frekansını mı kullanmışlardır? Pandemi sürecindeki yoğun 11 nümerolojisi de "Besmele ayeti" frekansının bir tezahürü müdür? 

Allahü Teala'nın "gerçeği kelimeleri ile gerçekleştirdiğini" bildiren ayetin kodunun ( 10/82 ) nümerolojik değeri de "11" sayısını ( 1+0+8+2 = 11 ) vermektedir.

* Fatiha suresinin ilk iki ayeti de "ikiz" olarak düşünülebilir. Yaratılıştaki "ikili / düal" yapı, Zümer suresinin 23. ayetinde Kur'an'ın "Kitabı mesani" ( İkili kitap / İkili yazı ) olduğu mesajı vesilesiyle bildirilmiştir. 


39/23 - Allahü nezzele ahsenel hadısi kitaben müteşebihen MESANİYE... ( En güzel sözü, benzetmeli İKİLİ kitap olarak Allah indirdi..... )

Bilgisayar yazılımları da, programlama dilleri ne olursa olsun özlerinde binary kodlarından oluşmaktadır. Binary kodları 0 ve 1 sayılarından oluşmakta ve birim düalite arzetmektedir. Bilgisayar terminolojisinde yer alan "Hack" ( yazılımı bozmak, değiştirmek ) fiili "Kesip parçalara ayırmak"  kök anlamını taşımaktadır. ( "Kıyma" anlamına gelen "Hachis" ( Fra. ) ve "Hackfleisch" ( Alm. ) kelimeleri de "Hack" kökü içermektedir. "Hack" kelimesi esasen "Hece" kelimesindeki "Hec" köküdür. "Hece" kelimesi ise "Hec+e" şeklinde oluşmakta ve "Heclenmiş / Kesilip ayrılmış / Kıyılmış" anlamına gelmektedir. Zira "Hece" kelimesi, bir kelimenin telaffuzu esnasında ağızdan tek seferde çıkan kısımları tanımlayan bir kelime olarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla "Hacklemek = Hecelemek" olmaktadır.

"Kesip ayırmaya, kıymaya" yarayan "Balta" kelimesinin İngilizce karşılığı "Hatchet", Fransızca karşılığı "Hache", Almanca karşılığı ise "Axt" kelimesidir. ( İngilizcede "Axe" de denir. ). Bu kelimeler de "Hece" kelimesinin tezahürü niteliğindedirler. 

Ayrıca büyü yapma eylemi İngilizcede "Spell casting" ( Heceleme dökümü ) olarak isimlendirilmiştir. Büyü, hecelerle yani frekanslarla ruh / zihin / bilinç frekansını "Hackleme" operasyonudur. "Büyücü, Cadı" anlamına gelen İngilizcedeki "Hex" ve Almanca'daki "Hexe" kelimeleri de "Hec" kökünden türemiş olup, "Hexe" kelimesi "Büyü yoluyla insandaki idrak sistemi işleyişini bloke etmek, kesmek" kök anlamını içermektedir.

"Çit" anlamına gelen İngilizcedeki "Hedge" ve Almancadaki "Hecke" kelimeleri de "HK / Hec / Hek" kökündendir. Zira "Çit" bir alanı kesip ayırarak ikiye bölen ve arada bir engel ve koruma teşkil eden olgudur. Finanstaki "Hedging" kelimesi de aynı kökten olup finansal kaybı "engellemek" ve "koruma" sağlamak amacıyla yapılan işlemleri tanımlar.

Bir bilinç bölünmesi ( kesilmesi, heklenmesi ) sendromunu tanımlayan "Şizofreni" kelimesi "Schizo ( Kesilme, Yarılma )" ve "Phrenia ( Zihin, Bilinç, Kalp )" kelimelerinden oluşmakta olup, kökte yine "Kesilme, Bölünme, Engellenme, Heklenme" anlamı bulunmaktadır.

Türkçe alfabede 29 harf ( 2+9 = 11 ! ) yani bir anlamda 29 hece bulunmakta olup, 11. harf olan "I" harfinin 1 sayısına benzeyen tek harf olması da 11 ve 111 nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir.



22 Aralık 2020 Salı

Azdaki çokluk ve sükûn, Çoktaki yokluk ve azab

İnsanların birbirlerinden uzaklaştırılmaya çalışıldığı, merhamet olgusunun yokedilmek istendiği, bireyselliğin ve bencilliğin körüklendiği şu fani madde dünyasında maddi çokluğun ruhi yokluk, azgınlık ve azab vesilesi olduğu, maddi kanaatkarlığın ise ruhi yükseliş, huzur ve sükunet vesilesi olduğu Kur'an ayetlerinde defaatle zikredilmiştir.

42/27 - Ve lev besetallahür rizka li ıbadihı le beğav fil erdı ve lakin yünezzilü bi kaderin ma yeşa' innehu bi ıbadihı habırun besır

( Ve şayet Allah kullarına rızkı bol verseydi, yerde azarlardı. Lakin dilediğini ölçü ile indirir. Kesinlikle O kullarından haberdardır görendir. )

İyiliğin ve inancın tohum gibi olduğu, ekildiğinde katkat ürün vereceği Nisa ve Şura surelerinin aşağıdaki ayetlerinde bildirilmiştir. 

4/40 - İnnellahe la yazlimü miskale zerrah ve in tekü haseneten yüdaıfha ve yü'ti min ledünhü ecran azıma

( Kesinlikle Allah zerrelerin ağırlığı ölçüsünde dahi zulmetmez. Eğer iyilik olursa onu kat kat artırır ve indinden büyük ödül verir. )

Şura suresinin 20. ayetinde dünyadaki maddi çokluğa erişme hırsının manevi yokluğa vasıta olacağı ve gerçek hayat olan ahirette yokluk ve mahrumiyete vesile olacağı bildirilmektedir. Gerçek varlığa, huzura ve ruhi tekamüle erişebilmek için kaba maddenin değil iyiliklerin, hayırların ve güzel ahlakın çoklanması gerektiği bildirilmektedir.

42/20 - Men kane yürıdü harsel ahırati nezid lehü fı harsih ve men kane yürıdü harsed dünya nü'tihı minha ve ma lehu fil ahırati min nesıb

( Kim ahiretin ekinini istemişse ona ekinde artırırız. Kim dünyanın ekinini istemişse ona ondan veririz. Ama ona ahirette nasip yoktur. )

Aşağıdaki ayetlerde ise Allah inancının ve O'nun bahşettiği mevcut nimetlere, imkanlara şükretmenin af vesilesi olacağı, iyiliği, huzuru ve mutluluğu artıracağı bildirilmektedir.

14/7 - Ve iz teezzene rabbüküm le in şekertüm le ezıdenneküm ve le in kefertüm inne azabı leşedıd

( Ve zamanında Rab’biniz, "Eğer şükrederseniz size kesinlikle artırırım ve eğer inkar ederseniz kesinlikle azabım şiddetlidir." diye bildirmişti. )

42/23 - Zalikellezi yübbeşşirullahü ıbadehullezıne amenu ve amilus salihat kul la es'elüküm aleyhi ecran illel meveddete fil kurba ve men yakterif haseneten nezid lehu fıha husna innellahe ğafurun şekur

( Allah' ın, o inanan ve iyilikler yapan kullarını müjdelediği budur. De ki: "Size onun üzerine, yakınlıkta sevgi haricinde ödül sual etmiyorum." Kim güzellik işlerse, ona onda güzelliği artırırız. Kesinlikle Allah affedendir şükredeni görendir. )

42/26 - Ve yestecıbüllezıne amenu ve amilus salihati ve yezıdühüm min fadlih vel kafirune lehüm azabün şedıd

( Ve o inananlara ve iyilikler yapanlara kabul edip cevap verir. Onlara üstünlüğünden lütfundan artırır. İnkarcılar, şiddetli azap onlaradır. )

Bolluğu da darlığı da bir sınav olarak bahşeden sadece ve sadece Allahü Teala'dır. Her türlü kötülüğün kaynağı olan dünya hayatındaki nefsani ve maddi olgulara erişme hırsının ve buna dayalı sanal tatminin gerçekte yok olduğu ve esasen bir azap vesilesi olduğu ahirete vurgu yapılmak suretiyle aşağıdaki ayetlerde zikredilmektedir.

53/48 - Ve ennehu hüve ağna ve akna

( Ve kesinlikle O, gani kılan da kanaat ettiren de O'dur. )

13/26 - Allahü yebsütur rizka li men yeşaü ve yakdir ve ferihu bil hayatid dünya ve mel hayatüd dünya fil ahırati illa meta

( Allah, rızkı dilediği kimseye genişletir ve daraltır. Dünya hayatıyla ferahlayıp sevinirler. Oysa dünya hayatı ahiretin yanında maddi fayda haricindeki değildir. )

13/34 - Lehüm azabün fil hayatid dünya ve le azabül ahırati eşaak ve ma lehüm minellahi min vak

( Onlara dünya hayatında azap vardır. Ahiret azabı daha meşakkatlidir ve onlara Allah’tan koruyucu da yoktur. )


Tekasür ( Çoklama ) suresinin ilk iki ayeti ise maddi çokluk peşinde koşmanın batıl olduğu bildirilmektedir.

102/1 - Elhakümüt tekasür
( Çokla övünme sizi alıkoydu, oyaladı. )

102/2 - Hatta zürtümül mekabir
( Kabirlere varıncaya kadar. )










21 Aralık 2020 Pazartesi

Spirit ve Spiral ... Ruh ve DNA

Ruhun peşindeler....Allah'ın beşere üflediği ruhun...yani ruhun kaba madde planı dünyadaki  temsili olan DNA'nın...

"Ruh" kelimesinin rüzgar anlamına gelen "Rıh" kelimesinden türediği ve "Ruhundan üflemek" ifadesinin  de madden "nefes bahşetmek", manen ise "bilinç ve bilgi bahşetmek" anlamlarına geldiğine evvelki bölümlerde defaatle değinilmişti. Şura suresinin aşağıdaki ayetinde "Bilincin ve bilginin insana iletilmesi" kavramı "Ruhun vahyedilmesi" ifadesiyle bildirilmektedir.

42/52 - Ve kezalike evhayna ileyke ruhan min emrina ma künte tedrı mel kitabü ve lel ımanü .... ( Ve sana emrimizden ruhu işte böyle vahyettik. Ne kitabın, ne de inancın eğitimini almamıştın. .... ) 

Ruh, tüm yaratılışın kodlarını içeren bilgileri, bilinci ve kader yazılımını tanımlayan kelimedir. Batı dillerinde Ruh kelimesinin karşılığı aynı zamanda "Zihin"! anlamına da gelen "Spirit" ( İng. ), "Esprit" ( Fra. ), "Spiritus" ( Alm. ) kelimeleridir. "Spirit" kelimesindeki "SPR" kökü aşağıdaki kelimeler açısından da önem arzetmektedir.

InSPiRe = İlham almak, Nefes almak
ExPiRe = Sonlanmak, Nefes vermek
SPiRal = Bükülmüş ( "Sper" kelimesi Yunancada "bükülmüş ip" anlamındadır. )

Allah'ın üflediği ruhun kaba madde planındaki tezahürü olan yani insanın yaratılış kodlarını, bilgilerini içeren DNA ikili "bükülmüş ip" ( spiral ) formundadır. Küreselcilerin dijitalism ve transhumanism gündemleri kapsamında yer alan ruhun sentetik bedenlere aktarılması, insanların vücut aktivitelerinin nano parçacıklarla dijital olarak takip edilmesi vb. gibi projelerin nihai hedefi DNA'nın yani ruhun gizemini çözebilmek ve kader olarak da anılabilecek ilahi kozmik bilgilere ulaşabilmektir. Bir başka deyişle küresel şeytanlar ruha erişebilmek için "yukarıdan aşağı" metod yerine "aşağıdan yukarı" metod uygulamaktadırlar. Bu minvalde kurgulanan pandemi vakası anılan projelerin hızla ilerletilebilmesi için bir katalizör işlevi görmektedir. 

Ancak ruh bilgisi hususuna ilişkin olarak İsra suresinin 85. ayetinde önemli bir mesaj verilmektedir. ( Ayetin kodunun nümerolojik değeri ( 1+7+8+5 = 21 ) ve ayetteki kelime adedi ( 21 ) ruhun nümerik sembolü olan 21 sayısına eşittir. )

17/85 Ve (1) yes'elune (2) ke (3) an (4) er (5) ruh (6) kul (7) er (8) RUHU (9) min (10) emri (11) rabb (12) i (13) ve (14) ma (15) utıtüm (16) min (17) el (18) ılmi (19) illa (20) kalıla (21) 

( Ve sana RUHTAN sual ediyorlar. De ki: "Ruh, Rab’bimin işlerindendir. İlminden size azıcık haricinde verilmemiştir." )

Al'i İmran suresinin 103. ayetinde yer alan "Hablillah" ( Allah'ın ipi ) ifadesinin çoklu anlamlarından ikisi hem "Kur'an ayetlerindeki kelimeleri" hem de "DNA'yı" tanımlamakta gibidir. Dolayısıyla "Allah'ın ipi" ifadesi Allah'ın ruhundan üflediği insanı da temsil etmektedir. "Allah'ın ipine topluca bağlanmak" ifadesi ise insanların, düşük şeytani frekanslar ile mücadele edebilmeleri için birlik olmalarının ve kolektif bilinci oluşturmalarının gerektiği mesajını vermektedir. 

3/103 Ve (1) ı'tesumu (2) bi (3) HABLİ (4) allahi (5) cemıan..... ( Allah'ın İPİNE topluca bağlanın..... )

Ayrıca ayetin numarasının ( 103 ) nümerolojik değeri "4" ( 1+0+3 = 4 ) olup, ayetteki "Habl" ( İp ) kelimesi de 4. kelimedir. Bir "ip" olan DNA zincirinde 4 enzim ( Adenine, Timine, Guanine, Cytosine ) bulunmaktadır.



                                                     DNA ve Ruh ilintisine ilişkin bir kitap


20 Aralık 2020 Pazar

Illuminati meselesi

"Illuminati" ...... bu kelime bilinçli bir medya iletişimi süreci sonunda artık herkese bıkkınlık getiren bir kavrama dönüştürülerek sıradanlaştırılmış latince kökenli bir sıfattır.

Kur'an ayetlerini baz alan ancak ayetlere farklı ve ters anlamlar yüklemek suretiyle hareket eden kontrol obsesif küreselciler kendilerini "Illuminati" ( Aydınlanmışlar ) olarak adlandırmaktadırlar. "Illuminati" kelimesinin Arapçası "Münevverin" ( Nurlanmışlar / Aydınlanmışlar ) kelimesidir. Bu kavram, Adam Weisshaupt tarafından kurulduğu belirtilen Illuminati isimli cemiyet ile sınırlı değildir. Illuminati kelimesinden bahsedenleri, kıt bilgileriyle alaya alanların espri niyetine söyledikleri gibi Illuminati, yeri ve merkezi belli veya gizli olan bir kurum da değildir. "Illuminati" kelimesi Kur'an ayetlerine istinaden ortaya çıkarılmış, farklı anlamlar yüklenmiş ve sembolizm içeren ezoterik bir kavramdır.

24/35 - Allahü NURus semavati vel ard .... ( Allah göklerin ve yerin AYDINLIĞIDIR. ..... )

2/257 - Allahü veliyyüllezıne amenu yuhricühüm minez zulümati ilen NUR vellezine keferu evliyaühümüt tağutü yuhricunehüm minen NURİ ilez zulümat ülaike ashabün nar hüm fıha halidun

( Allah o inananların dostudur. Onları karanlıklardan AYDINLIĞA çıkarır. O inkar edenler, onların dostları azgındır ki onları AYDINLIKTAN karanlıklara çıkarır. Onlar ateşin sahipleridirler. Onlar onun içinde ebedidirler. )

Şeytani kültün kadim metodu olan tersten ve farklı anlam yükleme ilkesine göre yukarıdaki ayetlerdeki Allah kelimesinin yerine İblis kelimesi ( haşa ) konulmakta ve "aydınlıktan karanlığa" ve "karanlıktan aydınlığa" ifadelerine de ters anlamlar yüklenmektedir. Satanizmin özünde İblis'i ve tayfasını ilahlaştırmak ve Rab'be şirk koşmak bulunmaktadır.

Aşağıdaki ayetlerde yer alan "Kitabın Münir" ( Aydınlatıcı Kitap ) ifadesi de "İblis'in Adem'i yasak ağaca yönlendirerek bilgilenmesini, aydınlanmasını sağlaması" kavramı ile ilintilendirilmektedir.

22/8 - Ve minen nasi men yücadilü fillahi bi ğayri ılmin ve la hüden ve la KİTABİN MÜNİR

( Ve insanlardan kimi, ilimsizce, yönlendirme olmadan ve AYDINLATICI KİTAP / YAZI olmadan Allah hakkında mücadele eder. )

35/25 - Ve in yükezzibuke fe kad kezzebellezine min kablihim caethüm rusülühüm bil KİTABİL MÜNİR

( Ve eğer seni yalanlıyorlarsa, o onlardan öncekiler de yalanladılar. Resulleri onlara AYDINLATICI KİTAP / YAZI ile gelmişti. )

Bu bağlamda Amerika'da bulunan ve Statue of Liberty ( Özgürlük Anıtı ) olarak bilinen heykel "Şeytanın getirdiği ateş ve kitap ile aydınlanmayı" sembolize etmektedir. Zira heykel, sağ elinde meşale, sol elinde de kitap tutan bir kadın figüründen oluşmaktadır. Bu nedenle şeytana "Lucifer" ( Işık getiren ) ismi de verilmektedir.


Şeytanın ve meleklerin "kadın" ile sembolize edilmesi de satanik bir eğilimdir. Bu eğilimler, aşağıdaki ayetlerin çoklu anlamları kapsamında bildirilmektedir.

4/117 - İn yed'une min dunihı illa İNASA ve in yed'une illa ŞEYTANEN merıda

( Kesinlikle onlar, O’nun haricinde ancak KADINLARI* çağırırlar. Kesinlikle ancak asi inatçı ŞEYTANI çağırırlar. )

* Ayette satanistlerin şeytanı kadın olarak sembolize etme eğilimlerine dikkat çekilmektedir.

53/27 - İnnellezine la yu'minune bil ahırati le yusemmunel melaiket tesmiyetel unsa

( Kesinlikle o ahirete inanmayanlar, melekleri kadın isimleriyle isimlendiriyorlar. )
Kur'an'daki Nur ( Aydınlık ) suresi 24. sure olup, bu sayının nümerolojik değeri, okült ezoterik sembolizmde önemli bir yeri olan "6" sayısını ( 2+4 = "6" ) vermektedir. Allah kelimesini oluşturan harflerin ebced değerleri toplamının 66 sayısını vermesi, göklerin ve yerin 6 günde yaratılması gibi Kur'ani olgular 6 sayısına dikkat çekmektedir. Ayetle de sabit olduğu üzere varlıkların, Allah'ın Kur'an vasıtasıyla bahşettiği ilimden başka ilimleri olamayacağından dolayı yaratılıştaki her türlü pozitif veya frekans içeren faaliyet kur'an ayetlerindeki ilme dayalı olarak gerçekleştirilmektedir.

Ayrıca 9 sayısı da bu minvalde 6 sayısının şekilsel tersi olması ve negatif frekansı sembolize etmesi itibarıyla dikkat çekmektedir. İncil'de "canavarın sayısı / insanı simgeleyen sayı" olarak bildirilen 666 sayısının nümerolojik değeri de "9" sayısını ( 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 ) vermektedir. 666 sayısı teslis ( üçleme ) vasıtasıyla şirk koşmayı sembolize eden sayıdır. El ile 666 işareti yapılarak bir gözün kapatılması da okült ezoterik bir sembolizmdir.

Şeytana kulluk etme tarikatlarına üye olanların batı kültüründeki maske ismi "Illuminati" ( Aydınlanmışlar ) doğu kültüründeki maske ismi ise "Mutasavvıfin" ( Tasavvufçular, Sufiler, Bilgiciler, Bilgeler )

* Tasavvuf ( Bilgilenme, Bilgeleşme ) kelimesi, Illumination ( Aydınlanma ) kelimesiyle dolaylı olarak ilintilidir. Zira "Nur" ( Aydınlık ), "Bilgi"nin sembolüdür. Tasavvuftaki "Nura ulaşmış şeyh" yani "Munevver* şeyh" kavramı "Bilgeliğe ermiş şeyh" anlamında olup doğrudan "Illuminatus" kelimesini ifade etmektedir. 

"Munevver"* ( Aydınlanmış ) kelimesi "Nur" ( Aydınlık ) kökünden türemiş bir sıfattır.

Munevver = Illuminatus* = Aydınlanmış
Munevverin = Illuminati = Aydınlanmışlar









Big Data ve Ümmül Kitab sembolizmi

Allahü Teala'nın yaratış sistemini, Kur'an ayetlerine istinaden taklit etmek suretiyle kendilerini kaba madde planı dünyada ilahlaştırmaya çalışan müşrik küreselcilerin dijitalleştirme projesinin hedeflerinden biri de tüm insanlığın bilgilerini Big Data olarak isimlendirdikleri ve Yapay Zeka kontrolünde olmasını planladıkları bir yapıda toplamaktır. Küreselciler böylelikle insanı tamamen tahakküm ve kontrol altına alabileceklerini, insanlığın kaderini yazabilecek kudrete erişebileceklerini ve ilah olabileceklerini ( haşa ) düşünmektedirler. Küresel şeytanların ideolojisi olan Zionism'in ( Tanrısalcılık, Tanrı gibi olmacılık ) özünde de zaten bu sapkın eğilim bulunmaktadır.

Yaratılışa ilişkin tüm bilgilerin ve kodların "Ümmül Kitab" ( Ana Kitap / Ana Yazı )'ta bulunduğu , Kur'an'ın ise Ümmül Kitap'tan insanlığa bahşedilmiş bir bölüm olduğu Ra'd ve Şura surelerinin aşağıdaki ayetlerinde belirtilmektedir. ( Ana Kitap kavramı spiritüalizmde Akaşa Kayıtları olarak anılmaktadır. ) 

13/39 - Yemhullahü ma yeşaü ve yüsbit ve ındehu ÜMMÜL KİTAB

( Allah neyi dilerse imha eder ve sabit kılar. ANA KİTAP O’nun indindedir. )

42/15 - Fe li zalike fed'u vestekım kema ümirt ve la tettebı' ehvaehüm ve kul amentü BİMA ENZELELLAHÜ MİN KİTAB ve ümirtü li a'dile beyneküm allahü rabbüna ve rabbüküm lena a'malüna ve leküm a'malüküm la huccete beynena ve beyneküm allahü yecmeu beynena ve ileyhil mesır

( Bunun için, onu çağır ve o emredildiğin gibi doğru ol. Onların heveslerine tabi olma. De ki: "ALLAH'IN O KİTAPTAN İNDİRDİĞİNE inandım. Aranızda adaleti sağlamaya emrolundum. Allah Rab’bimizdir ve Rab’binizdir. Bize yaptıklarımız ve size yaptıklarınız. Bizimle sizin arasında mücadele yoktur. Allah aramızdan toplar. Varış yeri O’nadır." )

Dolayısıyla "Big Data" diye adeta reklamı yapılan kavram vasıtasıyla sözde Ümmül Kitab sembolize edilmekte ve şirkin bir başka şekli küresel bazda tezahür etmektedir.




19 Aralık 2020 Cumartesi

Sakalar ( Seyyarlar ve Sucular )

Saka Cumhuriyeti ( Yakutistan ), Rusya'yı oluşturan federe cumhuriyetlerden biri olup, nüfusunun çoğunluğunu Yakutlar veya SAKAlar olarak anılan Türk halkı oluşturmaktadır. 

Yakutistan Haritası

Yakutistan / Saka Cumhuriyeti Logosu

Mustafa Kemal Atatürk Türk dili teorisine ilişkin yapmış olduğu çalışmalar kapsamında Saka sözlüğünü de detaylı olarak incelemiştir. Kelimelerin ilahi gücü temsil ettiğini bilen ve daha birçok gizli bilgiye haiz olan Atatürk, Türk kelimesinin tüm insanlığı temsil ettiğini, insanın esasen göksel varlıkların kaba madde planındaki temsili, projeksiyonu olduğunu ve tüm dillerin kökeninin Türkçe'ye dayandığını da bilmekteydi. "İstikbal göklerdedir." sözü ve "Hakikat nerede?" başlıklı şiiri Atatürk'ün okült ezoterik bilgi derinliğinin delili niteliğndedir. ( "Türk" kelimesi "Yükselen / Yükselmiş" anlamına gelmektedir. )

Gafil, hangi üç asır, hangi on asır
Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarihler söylememiş bunu
Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
Dinleyin sesini doğan tarihin,
Aydınlıkta karaltı, karatıda şafak
Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin.

Asya'nın ortasında Oğuz oğulları,
Avrupa'nın Alplerinde Oğuz torunları
Doğudan çıkan biz, Batıdan yine biz
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz
Türk sadece bir milletin adı değil,
Türk bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar,
Ey yığın yığın insan gafletleri
Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde,
Dünya o zaman görecek hakikat nerede,

Hakikat nerede?

"Sak" kelimesi Arapça'da "Bacak" anlamına gelmekte olup, Türkçe'de yer alan "SEKmek" kelimesinin de köküdür. "Sekmek" kelimesi "Yer değiştirmek, Gezmek" anlamına gelmektedir. Bu çerevede "Saka" kelimesinin "Gezgin, Seyyar" anlamı bulunmaktadır. Ayrıca "Saky" kelimesi "Sulama, Su içirme" anlamına, "Saki" kelimesi "Sulayıcı, Sucu" anlamına gelmektedir.

Bu bağlamda Hz. Yusuf'un, "kuyudan seyyarların sucusu tarafından çıkarılması" kısasının "Türk" ( Yükselen, Yükselmiş) ve "Saka" ( Gezgin ) kelimeleri ile "kelimesel ve anlamsal sembolizm" açısından bir bağlantısı ve ilgili ayette verilmek istenen okült bir mesaj olabilir mi? Kur'an ayetlerinin çoklu anlamları olduğu dikkate alındığında bu husus ihtimal dahilinde kalmaktadır. ( Spritüalizmde üst planlardaki vazifeli varlıklar "Gezginler" olarak tanımlanmakta olup, anılan ilinti varsayımı kaba madde planı dünyadaki her olgunun ve olayın üst süptil boyutlardaki olguların yansıması olduğu bilgisine dayanmaktadır. )

Hz. Yusuf'u bulan "SAKAlar" ( Seyyarlar, Üst boyuttaki Vazifeli Varlıklar ), onu kuyudan yani boyut portalı olan solucan deliğinden çıkarmak için "SAKİlerini" ( Sucularını ) yani "bilgi vericilerini" mi göndermişlerdir? "Su" ve "Kova" kelimeleri ilahi kozmik bilgilerin ve bilgi akışının ezoterik sembolleridir. Zira Kova Burcu çağı, ilahi kozmik bilgilerin üst boyuttan yoğun şekilde akıtıldığı, döküldüğü, aktarıldığı bir uyanma ve aydınlanma çağıdır. 

12/19 Ve (1) caet (2) SEYYARATÜN (3) fe (4) erselu (5) VARİDE (6) hüm (7) fe (8) edla (9) DELVE (10) h (11) kale (12) ya (13) büşra (14) haza (15) ğulam (16) ve (17) eserru (18) hü (19) bidaah (20) ve (21) allahü (22) alimün (23) bi (24) ma (25) ya'melun (26) 

( Ve SEYYARLAR geldi de SUCUlarını gönderdiler. KOVAsını sarkıttı. "Ey müjde, bu oğlan." dedi. Onu sermaye olarak gizlediler. Allah o yaptıklarını biliyordu. )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/10/hazar-ve-sirius-ilintisi.html

Bu bölümde "Hazar" kelimesinin de "Gezgin" anlamına geldiğine değinilmişti.




16 Aralık 2020 Çarşamba

Gevşemeyin, teslim olmayın! 

Bu blogdaki yazılarda "küresel şeytanlar" ifadesi sıklıkla kullanılmaktadır. Bu ifade esas itibarıyla kaba madde planı dünyayı tesiri altına almış negatif kozmik frekansları ve bu frekansların iletimine vasıta olan varlıkları tanımlamaktadır. Kur'an'da defaatle zikredildiği üzere insanın yaratılış amacı da zaten bu negatif şeytani frekanslara karşı sabırla, azimle ve ilimle mücadele etmesi ve nefsinden sıyrılarak ruhsal tekâmüle ermesidir.

İşte bu süreçte insanlara türlü tuzaklar kuran şeytanların en önemli saldırı metodu "sabrı tüketme", "ıstıraptan bıkkınlık getirme", "ümitsizliğe sevketme" olarak sıralanabilir. Bu metodların, üzerlerinde etkili olduğu insanlar, büyük bir yanılgıya düşerek "şeytana teslimiyeti", ıstırap olarak algıladıkları bu sıkıntılı süreçlerden kurtulma ve huzura erme vesilesi addedebilmektedirler. Bir başka deyişle "Şu dert bitsin de ne olursa olsun." yaklaşımını benimseyebilmektedirler. Bu durum inanç zafiyetinin ve ilim eksikliğinin bir sonucu olarak tezahür etmektedir.

Şu an insanlığı adeta esir alan pandemi süreci yukarıda bahsedilen şeytani tuzak kurgusuna en net örneklerden biridir. Küresel şeytanlar pandemi kurgusu vesilesiyle insanların direncini, ümidini kırmaya, onları üzmeye ve böylelikle onları, önceden planladıkları ve çözüm olarak sundukları uygulamalara razı olmaya hatta bu uygulamaları talep eder hale getirmeye çalışmaktadırlar. Birçok insanın bu noktadaki hatası, tüm bu sürecin Allahü Teala'nın bir sabır, inanç ve mücadele sınavı olduğunu farkedememeleridir.

Aşağıdaki ayetler konuya ilişkin net mesajlar içermektedir.

Al'i İmran ve Muhammed surelerinin aşağıdaki ayetlerinde insanın, Allah'ın yardımı vesilesiyle üstün ve muktedir olduğunun farkına varması ve bu nedenle mücadeleden yılıp şeytanlara teslim olmaması gerektiği bildirilmektedir.

3/139 - Ve la tehinu ve la tahzenu ve entümül a'levne in küntüm mü'minın

( Ve gevşemeyin ve hüzünlenmeyin. Eğer inananlarsanız sizler üstünsünüz. )

47/35 - Fe la tehinu ve ted'u iles SELMİ ve entümül a'levne vallahü meaküm ve len yetiraküm a'maleküm

( O halde gevşemeyin ve sizler üstünken barışa / TESLİMİYETE çağırmayın. Allah sizinle birliktedir. Çalışmalarınızı size yitirmez. )

Ayette yer alan "La ted'u iles selmi" ( Teslimiyete çağırmayın ) ifadesi, "karşı tarafı teslimiyete çağırmak" anlamından ziyade "karşı taraf ile mücadele halinde olanları karşı tarafa teslimiyete çağırma" anlamı da içermektedir.

Bakara suresinin aşağıdaki ayetinde de her türlü şeytani azaptan kurtulmanın yegane yolunun sabretmek ve dua etmek olduğu bildirilmektedir. ( Bu noktada "sabır" kelimesinin "ilimde ilerleme ve ilim vasıtasıyla mücadele etmek" anlamını içerdiği hatırlanmalıdır. )

2/45 - Vesteınu bis sabri ves salah ve inneha le kebıratün illa alel haşiın

( Ve sabırla ve duayla isteyin. Kesinlikle o, saygı ve sevgi dolu korku duyanların, ürperenlerin, ürkenlerin haricindekilere büyük, ağır gelir. )

15 Aralık 2020 Salı

Kelime arayışı!

Yaratılışın kodlarının ilahi kozmik "kelimeler" olduğu, bu kelimelerin Allahü Teala tarafından insana  yaratılış aşamasında "ruhtan üflenerek"* bahşedildiği, bu nedenle insanın kozmik bir bilgi hazinesi, bir veri tabanı olduğu ve ilahi nizam kapsamında üstün yeteneklere haiz olduğu aşağıdaki ayetlerde dolaylı veya doğrudan olmak üzere bildirilmektedir. ( * "Ruh" kelimesinin özünde "Rüzgar" anlamı olduğu ve esasen kozmik bilgileri ve bilinci temsil ettiği evvelki bölümlerde de belirtilmişti. )

32/9 - Sümme sevvahü ve NEFAHA FİHİ MİN RUHIHI ve ceale lekümüs sem'a vel ebsara vel efideh kalilen ma teşkürun

( Sonra onu düzenleyip şekillendirdi ve İÇİNE RUHUNDAN ÜFLEDİ. Size kulaklar, gözler ve gönüller oluşturdu. Ne az şükrediyorsunuz. )

4/171 .... innemel mesıhu ıysebnü meryeme rasulüllahi ve KELİMETÜH elkaha ila meryeme ve RUHUN minhü ....

( ... Meryem oğlu Mesih İsa, kesinlikle Allah' ın resulü, Meryem'e atmış olduğu KELİMESİ ve O’ndan RUHTUR. ... )

2/37 - Fe TELEKKA ADEMÜ MİN RABBİHI KELİMATİN fe tabe aleyh innehu hüvet tevvabür rahim

( Böylece ADEM RAB'BİNDEN KELİMELER ALDI da onun üzerine tevbe eyledi. Kesinlikle O, O tevbeyi kabul edendir merhametlidir.  )

2/124 - Ve iz İBTELA İBRAHİME RABÜÜHU Bİ KELİMATİN fe etemmehünn kale innı caılüke lin nasi imama kale ve min zürriyyetı kale la yenalü ahdiz zalimın

( Ve zamanında RAB'Bİ İBRAHİM'İ KELİMELER İLE SINADI. Böylece onları tamamladı. "Kesinlikle ben seni insanlar için önder kıldım." dedi. "Ve soyumdan da." dedi. "Zalimler ahdime erişemezler." dedi.  )

10/82 - Ve YÜHIKKallahül HAKKA bi KELİMATİHI ve lev kerihel mücrimun

( Ve suçlular hoşlanmasalar da, Allah GERÇEĞİ KELİMELERİ ile GERÇEKLEŞTİRİR. )

10/82 kodlu ayette "gerçeğin kelimelerde" olduğu vurgulanmaktadır. Ayet kodunun nümerolojik değeri yaratılışın temel niteliği olan döngünün, düalitenin ve farklı boyuta geçiş portalının sembolü olan 11 sayısını vermektedir. ( 1+0+8+2 = 11 ) Ayrıca ayetteki "Kelimat" kelimesi 7. kelime olup, 7 sayısı yaratılıştaki döngülerin nümerik sembolü ve yaratılışın tamamlanma süresini temsil eden sayıdır.

Bugün pandemi vasıtasıyla hızlandırılan dijital dönüşüm süreci kapsamındaki projeler incelendiğinde esas amacın "insanın iç yapısının, zihninin, ruhi durumunun dijital ortamda takibe alınması" olduğu görülmektedir. Cin ve insan şeytanlarının böyle bir takibi hedeflemelerindeki esas amaç sadece insanı tam tahakküm altına almak değil, Allahü Teala tarafından insana bahşedilen ve halen insan tarafından da idrak edilememiş olan, bilinçaltında saklı "kelimelerin, kelime kombinasyonlarının, kodların" neler olduğunu öğrenmektir. Şeytanlar bu kelimelere, kodlara erişerek sözde Tanrı gibi olacaklarına inanmaktadırlar. Zira "Zionism" kelimesi "Tanrısalcılık / Tanrı Gibi Olmacılık" anlamına gelmektedir. ( "Zi" ( Tanrı ) + "on" ( -sal / gibi olan ) )

Matrix filminin ilk bölümündeki bir sahnede, bir cin tasviri olan Ajan Smith isimli karakter Morpheus karakterinin kafasını iki eliyle tutup. "Zion'un kodlarına ihtiyacım var. Onlar bu kafanın içinde." diyordu. Bu sahne esasen yukarıda yazılanların bir özeti niteliğindedir. "Zion'un kodları" ifadesi de "Tanrı gibi olmanın kodları" yani "Tanrısallaşmanın sırrı" anlamına gelmektedir. 























14 Aralık 2020 Pazartesi

Ağızlara basılan mühür ... maske?!

Coronavirus pandemisi kapsamında zorunlu kılınan ancak koruyucu niteliği olmadığı hatta mevcut toplumsal kullanımı ile sağlığa zararı dahi olduğu ifade edilen "maske" uygulaması da küreselci müşrik şeytanların ayetlere farklı anlam yükleyerek yaptıkları sembolik bir uygulama mıdır?

Yasin suresinin 65. ayetinde yer alan "Ağızlarına mühür basarız." ifadesinin çoklu anlamlarından biri de maskenin sembolize ettiği "susturulmuş toplum" mudur?

36/65 El (1) yevme (2) NAHTİMÜ  (3) ALA (4) EFVAHİ (5) HİM (6) ve (7) tükellimü (8) na (9) eydı (10) him (11) ve (12) teşhedü (13) ercülü (14) hüm (15) bi (16) ma (17) kanu (18) yeksibun (19)

( Bugün AĞIZLARININ ÜZERİNE MÜHÜR BASARIZ. Bize elleri kelam edip söz söyler. O kazanmış olduklarına da ayakları şahitlik eder. )

Ayete ilişkin 11, 19 ve 20 nümerolojileri dikkat çekmektedir.

11 : Coronavirus ve 11 ( 9/11 ) nümerolojisi. Pandeminin insanlık için ikinci 9/11 vakası olduğu evvelki bölümlerde belirtilmişti.

Ayrıca bkz.









19 : Coronavirusün ortaya çıktığı yıl ve virüsün ismi COVID19

20 : Pandeminin yaygınlaştığı, kısıtlamaların ve "maske" uygulamasının ortaya çıktığı yıl 2020 

- Ayetin sure numarası 36 ( 3+6 = 9 ), ayet numarası 65 ( 6+5 = 11 ) olup 9/11 ve 11 nümerolojisi dikkat çekmektedir. Ayrıca ayet kodunu oluşturan rakamların toplamı 20 ( 3+6+6+5 = 20 ) sayısını vermektedir.

- Ayette 19 kelime bulunmaktadır. 

Daima hatırlanmalıdır ki küresel şeytanlar, Allahü Teala'nın Kur'an ayetlerinde suçların ve günahların karşılığı olarak tanımladığı durumları, ayetleri takip etmek suretiyle,  insanlar için gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar.

10 Aralık 2020 Perşembe

Kaba madde beden ... Sev'et

"Sev'et" kelimesi kök anlam olarak "Gövde, Cesed, Beden" anlamına gelen bir kelimedir. ancak Kur'an çevirilerinde bu kelimenin farklı ayetlerde iki farklı anlam ile çevirildiği görülmektedir. 

1- Ayıp yeri, Edep yeri ( Cinsel organı temsilen )

2- Gövde, Beden, Cesed

Maide suresinin 31. ayetinde "Sev'et" kelimesi "Gövde, Cesed, Beden" anlamında tezahür etmektedir.

5/31 - Fe beasellahü ğuraben yebhasü fil erdı li yüriyehu keyfe yüvarı SEV'ETE ehıyh kale ya veyleta eaceztü en ekune misle hazel ğurabi fe üvariye SEV'ETE ehıy fe asbeha minen nadimın

( Böylece Allah karga gönderdi, ona kardeşinin GÖVDESİNİ / CESEDİNİ nasıl gizleyip örteceğini göstermek için yeri eşeliyordu. "Vay bana, şu karganın aynısı gibi olup da kardeşimin GÖVDESİNİ / CESEDİNİ gömmekten aciz miyim?" dedi de pişmanlardan oldu. )

A'raf suresinin 22. ayetinde "Sev'et" kelimesinin "Ayıp yeri, Edep yeri" anlamında yer aldığı görülmektedir. Bu ayette "Sev'et" kelimesine "Gövde, Cesed, Beden" anlamı da yüklendiğinde ilahi kozmik bir mesaj açığa çıkmaktadır.

7/22 - Fe DELLAHÜMA bi ğurur fe lemma zakaş şecerate bedet lehüma SEV'ATühüma ve tafika yahsifani aleyhima min verakıl cenneh ve nadahüma rabbühüma e lem enheküma an tilkümeş şecerati ve ekul leküma inneş şeytane leküma adüvvün mübın

( Böylece ONLARI aldatma ile AŞAĞI SARKITTI. Ağacı tadınca, GÖVDELERİ* onlara ortaya açığa çıktı. İkisi bahçenin yapraklarından üzerlerini örtüp yamamaya başladılar. Rab’leri onlara seslendi "Ben size o ağaç hakkında hüküm vermedim mi? Ve "Şeytan kesinlikle size apaçık düşmandır" demedim mi?" ) 

Ayette açıkça, İblis'in soyuyla temas eden daha doğrusu şeytanın negatif frekanslarına kapılan insanın cennetteki ( yarı süptil plan ) süptil halden kaba madde haline ( dünya planına ) geçişi tasvir edilmektedir. Bir süptil boyut varlığı olarak yaratılmış olan insanın kaba madde beden haline indirgenmesinin kendisi için bir utanç kaynağı olduğu da "Sev'et" kelimesinin ikinci anlam ile bildirilmektedir. 

Aytte yer alan "şeytanın Adem'i ve eşini aşağı sarkıtması" ifadesi de insanın bir alt plana ( boyuta ) indirilişini tanımlamaktadır.





9 Aralık 2020 Çarşamba

Salsal, DNA Zinciri ve İkili Yedi

İnsanın yaratılışına ilişkin aşağıdaki ayetlerde yer alan ve "Kuru Balçık" anlamına gelen "Salsal" kelimesinin esasen "Silsile" ( Zincir ) kelimesiyle aynı kökten türediği kaynaklarda belirtilmektedir. Ayetler, "Salsal" kelimesine "Zincir" anlamı verilmek suretiyle incelendiğinde DNA'ya dikkat çekilmekte olduğu izlenimi oluşmaktadır. 

Aşağıdaki ayetlerde yer alan önemli üç kelimenin farklı anlamları kaynaklarda şöyle belirtilmektedir.

Salsal = Kuru balçık, ZİNCİR

Hamein = Cıvık çamur, KORUYUCU ( "Hama" ( Koruyan ), "Himaye" ( Koruma ) kök kelimelerinden )

Mesnun = Şekillendirilmiş, Sanat ile yapılmış, Üretilmiş, İKİLİ ( "Mesani" ( İkili ) kök kelimesinden )

Bu çerçevede, insanın yartılış safhasını tasvir eden aşağıdaki ayetlerin çoklu anlamları bulunmakta olduğu görülmektedir.

15/26 Ve (1) lekad (2) halakna (3) el (4) insane (5) min (6) SALSALİN (7) min (8) HAMEİN (9) MESNUN (10) 

( Ve insanı kuru balçıktan, şekillenmiş cıvık çamurdan yarattık. ) veya ( Ve insanı KORUYUCU İKİLİ ZİNCİRDEN yarattık. )

15/28 Ve (1) iz (2) kale (3) rabbü (4) ke (5) li (6) el (7) melaiketi (8) in (9) nı (10) halikün (11) beşeran (12) min (13) SALSALİN (14) min (15) HAMEİN (16) MESNUN (17) 

 ( Ve zamanında Rab’bin meleklere, "Kesinlikle ben kuru balçıktan, şekillenmiş cıvık çamurdan insan yaratacağım." dedi. ) veya ( Ve zamanında Rab’bin meleklere, "Kesinlikle ben KORUYUCU İKİLİ ZİNCİRDEN insan yaratacağım." dedi. )

 15/33 Kale (1) lem (2) ekün (3) li (4) escüde (5) li (6) beşerin (7) halakte (8) hu (9) min (10) SALSALİN (11) min (12) HAMEİN (13) MESNUN (14) 

 ( "Kuru balçıktan, şekillenmiş cıvık çamurdan yarattığın insan için yere kapanan olamam." dedi. ) veya ( " KORUYUCU İKİLİ ZİNCİRDEN yarattığın insan için yere kapanan olamam." dedi. )

 55/14 Haleka (1) el (2) insane (3) min (4) SALSALİN (5) ke (6) el (7) fahhar (8) 

 ( İnsanı pişmiş toprağa benzer balçıktan yarattı. )

 "Salsal" kelimesi Kur'an'da 4 kere tekrarlanması ve DNA'nın da 4 enzimden ( Adenine, Thymine, Guanine, Citosine ) oluşması dikkat ekmektedir. Ayrıca "Salsal" kelimesinin, içinde yer aldığı ayetlerdeki kelime sıra numaraları sırasıyla 7, 14,11 ve 5'tir. Bu dört sayının toplamı 37 sayısını vermektedir. 37 sayısının nümerolojik değeri 10 yani "1" olup bu sayı üniteyi sembolize etmektedir. "Allah" kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan 2701 ( iki simetrik asal sayının çarpımının sonucu 37x73 = 2701 ) sayısı açısından önem arzeden 3 ve 7 sayılarının çarpımı ise ruhun nümerik sembolü olan 21 sayısını vermektedir.

Ayrıca "Salsal" kelimesinin yer aldığı ayetlerde "Yedi" ve "İkili Yedi" nümerolojisi bulunmaktadır. Bu blogda defaatle incelendiği üzere Kur'an'da yer alan "Seb'an minel mesani" ( İkililerden Yedi ) ve "Kitabi mesani" ( İkili kitap ) kavramları yaratılıştaki düaliteyi ve döngüleri simgelemektedir. ( 2 sayısı düaliteyi, 7 sayısı döngüyü simgelemektedir. )

- "Salsal" kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin kodunu ( 15/26 ) oluşturan sayıların toplamı 14 sayısını vermektedir. ( 2x7 = 14 ... İkili Yedi ). Ayrıca bu ayetteki "Salsal" kelimesinin sıra numarası da 7'dir.

- "Salsal" kelimesinin ikinci kez geçtiği ayetteki sıra numarası 14'tür. 

- "Salsal" kelimesinin üçüncü kez geçtiği ayetin kodundaki ( 15/33 ) sayılar ile bu kelimenin ayetteki sıra numarasını ( 11 ) oluşturan sayılar toplandığında ( 1+5+3+3+1+1 = 14 ) yine 14 sayısı elde edilmektedir. Ayrıca bu ayet 14 kelimeden oluşmaktadır.

- "Salsal" kelimesinin son kez geçtiği ayet 55. sure olan ( 5+5 = 10 ... 1 ) Rahman suresinin 14. ayetidir.

 

DNA, yapısı itibarıyla "Salsalin hemin mesnun" ( Koruyucu ikili zincir ) niteliği arzetmektedir. 

Not: Bu bölümdeki husus, semantik açıdan evvelce bazı değerli araştırmacılar tarafından da incelenmiş olup, kaynaklarda yer almaktadır.

7 Aralık 2020 Pazartesi

Ayrıntılar ve Komplo Teorisi meselesi 

"Ayrıntı" anlamına gelen "Detay" kelimesinin esası "Küçük parçalar halinde kesme" anlamına gelen "Détail" kelimesidir. Bir bütünün anlaşılması ve yorumlanabilmesi için onu oluşturan parçaların çok iyi incelenmesi ve analiz edilmesi gerekir.

Halk arasında yaygın olan "Şeytan detayda gizlidir." sözü, insanı yanılgıya sürükleyen ve tuzaklara düşüren temel unsurun detayları, ayrıntıları ihmal etme eğilimi olduğunu ifade etmektedir. Okült satanik cemiyetlerde sembolizm ve kodlama esasına dayalı bir iletişim mekanizmasının olduğu bilinmektedir. Sembolizm tamamen detaya dayalı bir kodlama ve iletişim sistemidir.

Şeytani tuzak operasyonlarının ve detaylarının ifşasına yıllardır "komplo teorisi", bu konuda çalışma yapanlara ise "komplo teorisyeni" denmekte ve itibar edilmemektedir. Bunun sebebi insanın konfor alanından çıkmak istememesi, doğru bildiklerinin yanlış olduğu veya hiç bilmediklerinin varlığı ile yüzleşmekten korkmasıdır. İşte araştırmayı ve gerçeğe ulaşmayı engelleyen bu korku dünyanın, şeytanların kan ve gözyaşı dolu oyun parkı haline gelmesine sebep olmuştur.

"Komplo teorisi" kavramı bile küresel şeytanların ortaya attığı ve hatta filmini ( Conspiracy Theory 1997 ) bile yaptıkları bir kavramdır.

Bugün birçok insan evvelce komplo teorisi olarak nitelendirdiklerini bizzat yaşamakta ve gırtlağına kadar komplonun içine batmış olmasına rağmen bugün ileriye yönelik yapılan tespitleri de hala komplo teorisi olarak nitelendirmektedir. ( Elbetteki ortaya atılan tespitlerin akıl ve mantık çerçevesinde incelenmesi gerekmektedir. Zira sırf kafa karıştırmak ve kaos yaratmak için hiçbir dayanağı olmayan birçok iddia da ortaya atılmaktadır. )

Örneğin bugün tüm insanlığı adeta kilitleyip esir alan pandemi vakası, 1995 yılında piyasaya sürülen "Illuminati New World Order - Conspiracy Games" ( Aydınlanmışlar Yeni Dünya Düzeni - Komplo Oyunları ) oyun kartlarından birinde "Epidemic" ( Salgın ) başlığıyla yer almaktadır.

Bu kartlarda daha bir çok vaka yer almakta olup birçoğu gerçekleşmiş ve gerçekleşmektedir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/02/gaybn-ilmi-onlarda-da-kaderi-onlar-m.html

Yaratılışın kodlarını anlayabilmek ve şeytani güçlerle mücadele edebilmek için gerekli olan ayrıntısal yaklaşıma Kur'an'da FSL kökünden olan "Fasl" ( Ayrışım, Ayrıntı ) kelimesiyle dikkat çekilmektedir.

"Fasl" kökünün ilk kez geçtiği En'am suresinin 55. ayetinde "şeytanların operasyon metodunun ayrıntılı yaklaşım" olduğu dolaylı bir mesaj ile bildirilmektedir. 

6/55 - Ve kezalike NÜFESSİLÜL ayati ve li testebıne sebılül mücrimın ( Ve suçluların yolunu açıklayabilmek için ayetleri işte böyle AYRINTILANDIRIYORUZ. )

Aşağıdaki ayette ise Kur'an'ın kendisini dahi komplo teorisi ve uydurma olarak niteleyip yalanlayanların misali yine "ayrıntı" kelimesi odaklı olarak verilmektedir.

6/57 - Kul innı ala beyyinetin min rabbi ve kezzebtüm bih ma ındı ma testa'cilune bih inil hukmü illa lillah yekussul hakka ve hüve hayrul FASILİN ( De ki: "Kesinlikle ben Rab’bimden apaçık delil üzerindeyim ve siz onu yalanladınız. O acele istediğiniz benim indimde değil. Kesinlikle hüküm Allah' ındır. Gerçeği anlatır. O AYRINTILANDIRANLARIN en hayırlısıdır." )

A'raf suresinin aşağıdaki ayetlerinde Kur'an'daki ilmin anlaşılabilmesi için ayrıntılı yaklaşımın gerekliliği, "kitabın ayrıntılandırılmış olması" ifadesiyle dolaylı olarak bildirilmektedir.

7/52 - Ve lekad ci'nahüm bi kitabin FASSALNAHÜ ala ılmin hüden ve rahmeten li kavmin yü'minun ( Ve onlara ilimle AYRINTILANDIRDIĞIMIZ, inanan kavim için yönlendirme ve rahmet olan kitap getirdik. ) 

7/174 - Ve kezalike NÜFESSİLÜL ayati ve leallehüm yarciun ( Ve ayetleri işte böyle AYRINTILANDIRIYORUZ. Umulur ki dönerler. )

Ayrıntı hususuna bir surenin ismi olan "Fussilet" ( Ayrıntılandırılmış ) kelimesiyle de dikkat çekilmiştir.

41/3 - Kitabün FUSSİLET ayatühu kur'anen arabiyyen li kavmin ya'lemun ( Bilen kavim için, ayetleri Arapça Kur'an olarak AYRINTILANDIRILMIŞ kitap. )

4 Aralık 2020 Cuma

Coronavirus ve 11 ritüeli ( devam 3 ) 

"Pandemiyle mücadele kapsamında, tüm hafta sonunu kapsayan sokağa çıkma kısıtlaması saat 21.00’de başlıyor. Tam 56 saat sürecek kısıtlama sırasında yasak olmayan birçok şey de var. Bugün saat 21.00’den itibaren Pazartesi 05.00’e kadar sokağa çıkmak kısıtlı olacak."

( Basından 04.12.2020 ) 

 Sokağa çıkma kısıtlaması 04.12.2020 tarihinden itibaren başlamaktadır.

0+4+1+2+2+0+2+0 = "11"

Sokağa çıkma kısıtlaması "56" saat sürecektir. 

5+6 = "11"

Diğer ek tespitler;

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "11" Ağustos 2020 tarihinde yaptığı açıklamada, Sputnik V aşı adayının erken aşamadaki klinik denemelerde kaydettiği olumlu sonuçların ardından "aşı" olarak tescillendiğini ve yaygın kullanımına başlanacağını duyurmuştu.

Rusya Ulusal Varlık Fonu (Sovereign wealth fund), Covid-19'a karşı geliştirilen Sputnik V aşısının ara deneme sonuçlarının, virüsle mücadelede yüzde 92* oranında başarılı olduğunu bildirilmişti. * 9+2 = "11"

Türkiye'nin satın aldığı CoronaVac marka aşıyı üreten Sinovac şirketi Çin'deki lisanslı "11" aşı üreticisinden biridir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/05/coronavirus-ve-11-ritueli.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/11/coronavirus-ve-11-ritueli-devam.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/12/coronavirus-ve-11-ritueli-devam-2.html

Senkronizasyon fenomeni ve Zikir meselesi

Döngü sonunda insanlarda oluşan idraki yükseliş, uyanış ve farkındalığın en belirgin işareti "senkronizasyonlardır". 

"Senkronizasyon" ( Eşzamanlılık ) aynı anda aynı şeyi düşünme, söyleme veya yapma ve buna karşılıklı olarak şahit olma fenomeni olup ilahi mesaj ve yönlendirme içermektedir. Saate bakıldığında sürekli olarak 11:11, 17:17 vb. gibi saatlere denk gelme durumu en belirgin senkronizasyon örnekleri arasında yer almaktadır. Bu deneyim kişiye ilahi nizamdan iletilen kozmik bir mesajdır. Sistem kişiye "Üniteye vesile olacak kolektif bilincin tesisine katkıda bulun ve düşük frekans ile mücadele yoluyla tekamül et." mesajı vermektedir. 

Yaratılışın özünde "Zikir" ( Hatırlama, Tekrarlama ) niteliğindeki döngüsel tekrarlar bulunmaktadır. Gezegenlerin yörüngesel hareketleri, gece ve gündüzün oluşumu, ölüm ve olum ( doğum ), kalp atışı, nefes alıp verme vb. hep bir sonuç doğuran döngüsel zikir hareketleridirler. Astral projeksiyon ( çıkış ) öncesindeki yoğun titreme durumu ve orgazm öncesindeki cinsel zikir hareketi de olusum öncesinde gerekli olan zikir örnekleridir.

Zikirin, oluşuma ve değişime vasıta olduğu Tevbe suresinin 80. ayetinde dolaylı bir misal ile bildirilmektedir.

9/80 İstağfir (1) lehüm (2) ev (3) la (4) testağfir (5) lehüm (6) in (7) testağfir (8) lehüm (9) SEB'INE (10) MERRATEN (11) fe (12) ley (13) yağfir (14) allahü (15) lehüm (16) zalike (17) bi (18) enne (19) hüm (20) keferu (21) bi (22) allahi (23) ve (24) rasuli (25) h (26) ve (27) allahü (28) la (29) yehdi (30) el (31) kavme (32) el (33) fasikın (34)

( Onlara af iste veya onlara af isteme. Onlar için YETMİŞ KERE af istesen de Allah onlara af eylemeyecektir. Bu, kesinlikle onların Allah' ı ve resulünü inkar etmelerinden dolayıdır. Allah günahkarlar kavmini yönlendirmez. )

Ayette yer alan "Yetmiş kere" ( 7+0 = 7 ) ifadesiyle ve ayette 34 ( 3+4 = 7 ) kelime bulunmasıyla döngü sonunun sembolü olan "7" sayısına da dikkat çekilmektedir. 7 sayısı tamamlanmayı ve akabindeki oluşumu simgelemektedir. Tıpkı yaratılışın 7 günde tamamlanması gibi. Ayrıca ayetin ana mesaj içeren ilk cümlesi 11 kelimeden oluşmakta ve cümledeki "Merraten" ( Kere ) kelimesi 11. kelimedir. ( Hatırlanacağı üzere 11 sayısı farklı hale geçiş portalının nümerik sembolüdür. )

İçinde bulunulan küresel komplo sisteminden kurtulmanın yegane yolu kitlesel ( toplu ) ve senkronik olarak yapılacak inanç dolu zikir seanslarıdır. Şu anda insanlık kadim bir süreç olan insanlarla cinler arasındaki daha doğrusu düşük ve yüksek frekans arasındaki metafik savaşın ( maddi olmayan ruhi olan savaş ) varlığını yoğun şekilde idrak etmektedir. Bu savaş esasen kelimelere dayalı olarak gerçekleşmektedir. Savaşlar, doğal afetler, salgınlar, kıtlıklar hep kelimesel frekansların maddi yansımaları niteliğindedir. Dolayısıyla şu anda pandemi ile devam eden bu frekans savaşında mücadele edebilmenin ve zafere ulaşmanın yegane yolu "toplu ve senkronik zikir" aksiyonudur. Kitlesel odaklanma ve konsantrasyon ile tezahür edebilecek zikir aksiyonu "kalpleri ( ruhları ) birleştiren", maddeye hakim olmaya vasıta olan en güçlü mekanizmadır. 

Haşr suresinin 14. ayetinde "topluca savaş" için "kalplerin birlik olması" ve bunun "akledilmesi" gerekliliği mesajı dolaylı bir misal ile verilmektedir.

59/14 - LA YUKATİLUNEKÜM CEMİAN illa fi kuran muhassenetin ev min verai cüdürin be'sühüm beynehüm şedidun TAHSEBUHÜM CEMİAN VE KULUBÜHÜM ŞETTA zalike bi ennehüm kavmün la ya'kılun

( Sağlam korunmuş üstün şehirlerde veya duvarların arkasında olmaları haricinde sizinle TOPLUCA SAVAŞAMAZLAR. Onların kendi aralarında kötülükleri zorlukları şiddetlidir. TOPLANMIŞ OLDUKLARINI SANARSIN. ONLARIN KALPLERİ DAĞINIKTIR. Bu kesinlikle onların akıl etmeyen kavim olmalarındandır. )

Yukarıda anılan zikir eylemi, olması arzu edilene odaklanmak suretiyle Esmaül Hüsna ( Güzel İsimler ) olarak bilinen Allahü Teala'nın sıfatlarının tekrarlanmasından oluşmaktadır. Ancak bu sıfatlar bilinegeldiği üzere 99 ile sınırlı olmayıp Kur'an bazında tespit edilen 264 sıfat mevcuttur.

Bkz. 

https://kuranilmi.blogspot.com/2017/01/esmaul-husna.html

Bazen insanlar şöyle düşünebilmektedirler. 

"Ben zaten Kur'an okuyorum ve iyi bir insanım. Ayrıca böyle bir zikir olayına ne gerek var ki? Allah koruyacaksa zaten korur."

Maalesef bu düşünce standart insanın her zamanki "konforsal", "üşengeç" ve "zora gelmeyi istemeyen" yaklaşımını yansıtmaktan öteye gidememektedir. Zira ilahi nizam da zaten bu şekilde işlememektedir.

Ra'd suresinin 28. ayetinde "kalbin Allah'ı zikrederek tatmin olması" ifadesi yer almaktadır. Tatmin olmak, tamamlanmak anlamını içermekte olup, kalbin bir birim düalite arzeden her kasılma ve gevşeme ( sistol ve diastol ) hareketi "Allah" kelimesinin zikri niteliğindedir. 

13/28 - Ellezine amenu ve TATMEİNU KULUBÜHÜM bi ZİKRİLLAH  e la bi ZİKRİLLAHİ TATMEİNÜL KULUB 

( Onlar inanırlar ve KALPLERİ, ALLAH'IN ZİKREDİLMESİ ile TATMİN OLUR. İyi bilin ki, KALPLER  ALLAH'IN ZİKREDİLMESİ ile TATMİN OLUR. )

Bakara suresinin 216. ayetinde savaşın gerekliliğine ve insanın mücadeleden kaçınma eğilimine dikkat çekilmektedir. 

2/216 - KÜTİBE ALEYKÜMÜL KITALÜ VE HÜVE KÜRHÜN LEKÜM ve asa en tekrahu şey'en ve hüve hayrun leküm ve asa en tühıbbu şey'en ve hüve şerrun leküm vallahü ya'lemü ve entüm la ta'lemun

( SAVAS ÜZERİNİZE YAZILDI. O SİZE ZORLANMADIR, HOŞ OLMAYANDIR. Ve ola ki siz bir şeyi istemezsiniz, bir şeyden hoşlanmazsınız, o size hayırlı olabilir. Ola ki siz bir şeyi seversiniz, o size kötü olabilir. Allah bilir de sizler bilmezsiniz. )

İşte toplu zikir eylemi esasen insanlığa komplo kuran negatif frekanslara karşı verilen kitlesel bir savaştır. Bir savaşta "Herkes kendi bulunduğu yerde kendi çapında savaşsın." diye bir komut olabilir mi? Hayır. Neden? Çünkü savaşta aksiyonlar "toplu", "eşzamanlı" ve "aynı hareketi" içerecek şekilde alınır.

Dolayısıyla şimdi yapılması gereken herkesin çevresindeki insanlarla birlikte eşzamanlı zikir seansları gerçekleştirmesidir.

2 Aralık 2020 Çarşamba

Sihir kelimesi

"Büyü" keimesinin karşılığı olarak kullanılan "Sihr" kelimesi esasen "Zaptetmek, Buyruk altına almak, Hâkim olmak, Zorla ele geçirmek, İtaat ettirmek, Hakir ve zelil etmek" anlamlarını içermektedir.

Büyü operasyonlarının amacı muhtelif frekans iletimi yoluyla süjenin idrak mekanizmasını bloke etmek, hipnotize etmek ve süjeyi sihri yapanın tesirleri altındaki bir robota, köleye dönüştürmektir. 

Tarih boyunca sihir operasyonları insanları tahakküm altına alma obsesyonuna tutulmuş şeytani varlıklar ( insan, cin ) tarafından en sık başvurulan metod olmuştur. Sihir bir varlığın gerçeklerle bağını koparabilmek için uygulanan en etkili metodlardan biridir. Sihir kelimeler, semboller ve ses frekansları vasıtasıyla uygulanabilmektedir. İnsanlık Adem'den bu yana şeytani tesirler vasıtasıyla sihirlenmeye ve hipnozda tutulmaya çalışılmaktadır. Günümüzde muhtelif kitle iletişim mecraları kanalıyla sihirin ve hipnozun şiddeti oldukça yoğunlaşmış durumdadır. Öyle ki çok açık ve sarih gerçekler karşısında dahi ihtilaf ve bölünmeler tezahür edebilmektedir. Buna en net örnek Hicr suresinin 15. ayetindedir. Ayette "sihirin etkisi sarhoşluğa" benzetilmektedir.

15/15 - Le kalu innema sükkirat ebsaruna bel nahnü kavmün meshurun ( "Kesinlikle gözlerimiz sarhoş oldu. Bilakis biz sihirlenmişler kavmiyiz." derlerdi. )

23/89 - Seyekulune lillah kul fe enna tüsharun ( Allah için." diyecekler. De ki: "O halde nasıl sihirlenirsiniz?" )

Sihir ile mücadelenin ve düşük frekans tesirlerinden korunmanın yegane yolu öncelikle yoğun inanca haiz olunması, ayetlerin okunması ve Allah'ın isimlerinin zikredilmesidir.

Sihire ilişkin bilgiler Babil'de iki melek tarafından insanlara bir nefs sınavı olarak aktarılmıştır. 

2/102 - Vettebeu ma tetlüş şeyatınü ala mülki süleyman ve ma kefera süleymanü ve lakinneş şeyatıne keferu yüallimunen nasas SİHRA ve ma ünzile alel melekeyni bi babile harute ve marut ve ma yüallimani min ehadin hatta yekula innema nahnü fitnetün fe la tekfur fe yeteallemune minhüma ma yüferrikune bihı beynel mer'i ve zevcih ve ma hüm bi darrıne bihı min ehadin illa bi iznillah ve yeteallemune ma yedurruhüm ve la yenfeuhüm ve lekad alimu men işterahü ma lehu fil ahırati min halakın ve le bi'se ma şerav bihı enfüsehüm lev kanu ya'lemun ( Ve o Süleymanın mülkünün ve hükümdarlığının üzerine o şeytanların okuduğuna tabi oldular. Süleyman inkar etmedi ve lakin şeytanlar inkar ettiler. İnsanlara SİHİRİ ve Babil’ de iki melek olan Harut ve Marut’ un üzerine indirileni öğretiyorlardı. "Kesinlikle biz sınavız. O halde inkar etmeyin." diyene kadar ikisi kimseye öğretmezlerdi. Onlardan erkeğin ve eşinin arasını neyin ayırdığını öğrenirlerdi. Onlar onunla Allah’ ın izni olmadıkça kimseye zarar veremezlerdi. Onlara ne zarar verebilir ne fayda vermez öğrenirlerdi. Onu satana ahirette nasip olmadığını bilirlerdi. O nefislerini sattıkları ne kötüdür. Keşke bilmiş olsalardı. )

Ra'd ve Hacc surelerinin aşağıdaki ayetlerinde "Sihr" kelimesi "Buyruğa alma" anlamıyla kullanılmıştır.

13/2 Allahüllezı rafeas semavati bi ğayri amedin teravneha sümmesteva alel arşi ve SEHHARAŞ şemse vel kamer küllün yecrı li ecelin müsemma yüdebbirul emra yüfassılül ayati lealleküm bi likai rabbiküm tukınun ( O Allah, gökleri sütunsuz yükseltendir. Onları görürsünüz. Sonra arş, taht üzerine seviyelendi. Ay’ı ve Güneş’i BUYRUĞUNA ALDI. Hepsi isimlendirilmiş belirli vade için akarlar. İşleri yönetir. Ayetleri ayrıntılandırır. Umulur ki Rab’binize kavuşmaya kani olursunuz. )

22/65 - E lem tera ennellahe SEHHARA LEKÜM ma fil erdı vel fülke tecrı fil bahri bi emrih ve yümsiküs semae en tekaa alel erdı illa bi iznih innellahe bin nasi le raufün rahım ( Görmedin mi ki kesinlikle Allah, o yerde olanları, denizde O’nun emriyle akan gemileri BUYRUĞUNUZA VERDİ. Göğü, izni dışında yerin üzerine düşmesin diye tutar. Kesinlikle Allah insanlara esirgeyendir merhametlidir. )

İnsanları sihirle tahakküm altına almaya çalışan inkarcı müşriklerin, gerçek olduğunu bildikleri kur'an ayetlerini kasten sihirli olmakla itham ettikleri de ayetlerde bildirilmektedir.

27/13 - Fe lemma caethüm ayatüna mübsıraten kalu haza SİHRUN mübın ( Ayetlerimiz onlara görünür olarak geldiğinde "Bu apaçık SİHİRDİR." dediler. )

43/30 - Ve lemma caehümül hakku kalu haza SİHRUN ve inna bihı kafirun ( Ve onlara gerçek geldiğinde "Bu SİHİRDİR. Biz onu kesinlikle inkar ederiz." dediler. ) 

6/7 - Ve lev nezzelna aleyke kitaben fı kırtasin fe lemessuhü bi eydıhim le kalellezine keferu in haza illa SİHRUN mübın ( Ve şayet sana kağıtta yazı indirmiş olsak da ona elleriyle dokunsalar, o inkarcılar "Bu kesinlikle apaçık SİHİRDİR." diyeceklerdir. ) 

7/132 - Ve kalu mehma te'tina bihı min ayetin li TESHARAna biha fe ma nahnü leke bi mü'minın ( Ve "Sen bizi SİHİRLEMEK için ayetten her ne getirirsen getir, biz sana inananlar olmayız." dediler. )

54/2 - Ve in yerav ayeten yu'ridu ve yekulu SİHRUN müstemir ( Ve eğer ayet görseler yüz çevirip dönerler ve "Daim SİHİR." derler. )

74/24 - Fe kale in haza illa SİHRUN yu'seru ( Böylece "Bu ancak öğretilegelen SİHİRDİR." dedi. )

Sihirin gerçek dışılık, yalan ve tuzak esasına dayalı olduğu, cinler ile ilgisi bulunduğu ve sihir uygulaması yapanların iflah olmayacakları aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir.

10/77 - Kale musa e tekulune lil hakkı lemma caeküm e SİHRUN haza ve la yüflihus SAHİRUN ( Musa, "Size geldiğinde gerçek için böyle mi dersiniz? Bu SİHİR midir? SİHİRBAZLAR İFLAH OLMAZLAR." dedi. )

20/69 - Ve elkı ma fı yemınike telkaf ma saneu innema saneu keydü SAHİR ve la yüflihus SAHİRU haysü eta ( Ve o sağ elindekini at. Ne ürettilerse yutar. Kesinlikle o ürettikleri SİHİRBAZ tuzağıdır. Her nereye yeterse yetsin SİHİRBAZ iflah olmaz. ) 

38/4 - Ve cabu en caehüm münzirun minhüm ve kalel kafirune haza SAHİRUN KEZZAB ( Ve onlardan uyarıcı geldiğinde şaştılar. İnkarcılar "Bu YALANCI SİHİRBAZDIR." dediler. )

51/39 - Fe tevella bi ruknihi ve kale SAHİRUN ev MECNUN ( Böylece etrafındakilerle, kuvvetli ileri gelenleri ile yüz çevirdi. "SİHİRBAZ veya CİNLİ." dedi. )

51/52 - Kezalike ma etellezine min kablihim min rasulin illa kalu SAHİRUN ev MECNUN ( İşte böyle, o onlardan öncekilere "SİHİRBAZ veya CİNLİ" dedikleri haricinde resul gelmezdi. )