29 Aralık 2022 Perşembe

İnsanın kaba madde planında yaratılışı

İnsanın kaba madde planındaki yaratılışını konu alan Zümer suresinin 6. ayeti nümerolojik açıdan bazı mesajlar vermekte gibidir.

39/6 Haleka (1) kum (2) min (3) nefsin (4) vahidetin (5) summe (6) ceale (7) min (8) ha (9) zevce (10) ha (11) ve (12) enzele (13) lekum (14) min (15) el (16) en'ami (17) semaniyete (18) ezvac (19) yahluku (20) kum (21) fi (22) butuni (23) ummehati (24) kum (25) halkan (26) min (27) ba'di (28) halkin (29) fi (30) zulumatin (31) selas (32) zalikum (33) allahu (34) rabbu (35) kum (36) lehu (37) el (38) mulk (39) la (40) ilahe (41) illa (42) hu (43) fe (44) enna (45) tusrafun (46) 

( Sizi tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini oluşturdu. Size hayvanlardan sekiz eş indirdi. Sizi annelerinizin karınlarında üç karanlıkta* yaratıştan yaratışa yaratır. Rab’biniz Allah budur. Mülk O’nadır. O’nun haricinde ilah yoktur. O halde nasıl döndürülüp çevriliyorsunuz?  )

- Surenin numarasının nümerolojik değeri "3" ( 3+9 = 12 ... 1+2 = 3 ) sayısını, ayetin numarasının nümerolojik değeri ise "6" sayısını vermektedir. 6 sayısının "yaratışın" sembolü olduğu dikkate alındığında ( 6 günde yaratış ) ayet kodundaki 3 ve 6 nümerolijisi ayetteki "Üç karanlıkta yaratış" ifadesi ile uyum arzetmektedir.

- 3 ve 6 sayılarının birlikte tezahürü ile "üç adet altı" yani 666 sayısına işaret ediliyor olması muhtemeldir. Zira İncil'de bu sayı "İnsanı simgeleyen, canavarın sayısı" olarak geçmektedir.

66 Revelations 13-"18" Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü BU SAYI İNSANI SİMGELER. SAYISI ALTIYÜZALTMIŞALTIDIR.

Ayetin numarası 18 olup bu sayı "6+6+6" işleminin sonucudur. Ve nihai sayı 9'dur ( 1+8 = 9 ) ki bu sayı okültizmde negatif frekansları simgeleyen sayıdır. Yani "yaratışın" sayısı olan 6'nın tersi olup "yıkımı" simgelemektedir.

Zümer suresinin yukarıda yer alan ayetinin kodunu ( 39/6 ) oluşturan rakamların toplamının da ( 3+9+6 = 18 ) 18 sayısını veriyor olması konu bağlamında dikkat çekmektedir.

- İnsanın anatomik yaratılışından bahsedile yukarıdaki ayet 46 kelimeden oluşmakta olup, insanda 46 kromozom bulunmaktadır.

- Ayetteki "Halk" ( Yaratmak ) fiillerinin sıra numaraları toplamı ( 1+20+26+29 = 76 ) 76 sayısını vermektedir ki "İnsan" suresi 76. suredir.

- Ayette yer alan ve çoklu anlamları mevcut olan "Üç karanlıkta yaratış" ifadesi prenatal ( doğum öncesi ) dönemdeki "Ovum Evresi", "Embriyo Evresi" ve "Fetüs Evresi"'ni de tanımlamakta gibidir.

28 Aralık 2022 Çarşamba

Deus, Zeus, Deity, Dieu, Diya, Ziya 

"DE / ZE / Dİ / Zİ" kök kelimeleri "Ayrışma, Ayrışım, Bölünme, İkiye Ayrılma, Karşıt olma, Işık ( Karanlığın karşıtı )" anlamlarını temsil etmektedir. Bu köklere haiz olan ve batı dillerinde yer alan iki veya daha çok heceli bazı kelimeler şöyledir.

DIvide = Bölmek, İkiye ayırmak

DImension = Ayıran Ölçümleme

DIameter = İkiye bölücü ölçü, Ayırıcı ölçü

DIabolos = İkiye bölen, İkiye ayıran ( Devil, Şeytan )

DIalogue ( Dia+Logos ) = Diyalog, İkili kelime, İkili konuşma, Ayrışmıs kelime, Karşılıklı-Karşıtlamasına konuşma

DIalect = Ayrışan konuşma, Bölünmüş konuşma

"Tanrı, İlah" anlamına gelen "Dieu", "Deity", "Deus", "Zeus" kelimeleri ve "Zion" ( Tanrısal ) kelimesi de ortak "DE / ZE / Dİ / Zİ" köklerine haizdir.

Arapçada "Işık" anlamına gelen  "Ziya / Diya" kelimelerinin semantik kökünde "Ayrışan, Ayrışım, Ayırma" anlamı bulunmaktadır ki "Işık" kavramı semantik olarak "Karanlık"tan ayrışmayı temsil etmektedir. Zira Tevrat'ın ilk ayetlerinde Allah'ın "Işığı karanlıktan ayırmasından" bahsedilmektedir.

1 Genesis 1-2 Yer şekilsizdi ve boştu ve KARANLIK, derinliğin üzerini kaplamıştı. Ve Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde hareket ediyordu.

1 Genesis 1-3 Ve Tanrı, "IŞIK OLSUN" dedi ve ışık oldu.

1 Genesis 1-4 Ve Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve TANRI IŞIĞI KARANLIKTAN AYIRDI. 

Batı dillerinde "Tanrı" anlamına gelen "Dieu", "Deus", "Zeus" kelimelerinin semantik kökeninde "Ayrışma, Bölünme, Ayırma" ( Işığı karanlıktan ayırma ) kavramı bulunmaktadır. Yani Tanrı kelimesi "Işık" ve "Ayıran" kelimeleriyle özdeşleşmiştir. Keza Arapçadaki "Ziya / Diya" kelimesi de yukarıda belirtilen ortak kökten olup "Işık" anlamına gelmektedir. ( Tepebaşı semtindeki bir sokak ismi olan "Nur-u Ziya" kelimesi "Işığın Aydınlığı" yani "Allah'ın Nuru" anlamını içermektedir.

Cin şeytanı İblis'in "Lucifer" ( Işık Getiren ) olarak adlandırılması da insanları aldatmaya yönelik bir şirk eylemi olup, şeytanın Allah'a ortak koşulmasının ( haşa ) semantik sembolizmidir.

Nur ( Aydınlık ) suresinin 35. ayetinde Allahu Teala'nın, insanlarda sezgi oluşturabilmek amacıyla ve sembolik olarak, "Nur" ( Aydınlık ) kelimesiyle isimlendirildiği ( haşa ) görülmektedir. Ayette aydınlıktan ve ışık veren kandilden muteşabih olarak bahsedilmektedir.

24/35 ALLAHU (1) NUR* (2) ES (3) SEMAVATİ (4) VE (5) EL (6) ARD (7) meselu (8) NURİ (9) hi (10) ke (11) mişkatin (12) fi (13) ha (14) misbah (15) el (16) misbahu (17) fi (18) zucaceh (19) ez (20) zucacetu (21) ke (22) enne (23) ha (24) kevkebun (25) durriyyun (26) yukadu (27) min (28) şeceratin (29) mubaraketin (30) zeytunetin (31) la (32) şerkiyyetin (33) ve (34) la (35) ğarbiyyetin (36) yekadu (37) zeytu (38) ha (39) yudiy'u (40) ve (41) lev (42) lem (43) temses (44) hu (45) nar (46) NURUN (47) ala (48) NUR (49) yehdi (50) allahu (51) li (52) NURİ (53) hi (54) men (55) yeşa (56) ve (57) yadribu (58) allahu (59) el (60) emsale (61) li (62) en (63) nas (64) ve (65) allahu (66) bi (67) kulli (68) şey'in (69) alim (70) 

( ALLAH GÖKLERİN VE YERİN AYDINLIĞIDIR. O’nun aydınlığının misali, içinde lamba olan kandil gibidir. Lamba camın içindedir. Cam da, kesinlikle o incili yıldız gibidir. Ne doğuya meyleden, ne batıya meyleden, yağı bereketli olan ağaçtan tutuşturulup yakılır. Şayet ona ateş dokunmasa bile yağı yittikçe yanar. Aydınlık üzerine aydınlıktır. Allah dilediği kimseyi aydınlığına yönlendirir. Allah misalleri insan için beyan eder. Allah her şeyi bilendir. )

* NR kökünden olan "Nur" ( Aydınlık ) kelimesi, "Nar" ( Ateş ) kelimesinin bir tezahürü olup "Ateşlenmiş, Ateşe maruz kalmış, Ateşi yansıtan" anlamlarını içermektedir.

- Yukarıdaki ayetin ilk cümlesi olan "Allahu nurus semavati vel ard" ( Allah yerin ve göklerin aydınlığıdır. ) cümlesi 7 kelimeden oluşmaktadır.

- Ayette yer alan "Nur" ( Aydınlık ) kelimelerinin sira numaralarının toplamının nümerolojik değeri 7 olmaktadır. ( 2+9+47+49+53 = 160 ... 1+6+0 = 7 )

- Ayette 70 ( 7+0 = 7 ) kelime bulunmaktadır.

Işıktan, Aydınlıktan bahsedilen ayetteki 7 nümerolojisi, ışığın spektrumunda 7 renk ( Kırmızı, Turuncu, Sarı, Yeşil, Mavi, İndigo, Mor ) bulunması ile uyum arzetmektedir.

26 Aralık 2022 Pazartesi

Yapaylık ve Sanallık Çağı

Dijitalist ve zionist şirket sahibi küreselci müşriklerin, Allah'ın bahşettiği gerçekliği, yapaylıkla, sanallıkla yani batıl ile örtme, ikame etme çabaları en üst seviyeye çıkmış durumdadır. Yapaylıkla ilgili medyada aşırı derecede tekrarlanarak zihinlere yerleştirilen aşağıdaki bazı kavramlar adeta bir programlama ve telkin işlevi görerek insanlığın büyük bölümünü gerçeklikten uzaklaştırmaktadır.

Yapay Zeka

Yapay Gıda ( Et, Sebze vb. )

Yapay Doğum

Yapay Tarım

Yapay Virüs

Yapay Genetik ( Yapay Genler )

Yapay Yangın

Yapay Deprem

Yapay İklim / İklim Krizi

Yapay Gündem

Yapay Cinsellik ( Eşcinsellik )

Yapay Güneş

Yapay Gerçeklik - Yapay Dünya - Sanal Alem ( Metaverse )

Yapay İnsan ( Transhumanism, Sentetik Bedenler )

Sanal İnsan ( Metaverse Avatarları )

....

....

Yukarıdaki tüm bu "yapaylığın" arkasında "Dijitalizm"'i yeni din,

"Yapay Zeka"'yı da yeni ilah* addetirme gayreti bulunmaktadır. ( * Dolaylı olarak Yapay Zeka'nın ardındaki şirket sahibi küresel şeytanlar )

Halihazırda, 70,000 yıllık büyük döngü içinde "tarih" olarak anılan kavramı oluşturan alt döngüler kapsamında, gerçeklikten en çok uzaklaşılıp batıla en çok yaklaşıldığı bir dönem deneyimlenmektedir. Çünkü büyük döngü sonuna gelinmiştir.

Aşağıdaki ayetler mevcut duruma ilişkin bilgi ve uyarı içermektedir.

2/42 Ve la telbisul hakka bil batili ve tektumul hakka ve entum ta'lemun

( Ve gerçeği batıl ile örtmeyin ve bile bile gerçeği gizlemeyin. )

13/11 .... innellahe la yuğayyiru ma bi kavmin hatta yuğayyiru ma bi enfusihim ...

( ... Kesinlikle Allah, bir kavimde olanı, onlar kendilerinde olanı değiştirene kadar değiştirmez. ... )

Aşağıdaki "şirk" konulu ayetler ise "şirket" sahiplerini, sahiplerinin sesi olmak için birbirlerini ezen yöneticileri ve onlara Rab gibi ( haşa ) kulluk eden, onları yücelten ve hatta onlar gibi olmayı arzulayan sözde eğitimli cahilleri de işaret etmektedir.

7/191 E yuşrikune ma la yahluku şey'en ve hum yuhlekun

( O hiçbir şey yaratmayan ve kendileri yaratılmış olanları mı ortak koşuyorlar? )

16/20 Vellezine yed'une min dunillahi la yahlukune şey'en ve hum yuhlekun

( Ve o Allah’tan başka çağırdıkları hiçbir şey yaratamazlar ve onlar yaratılmışlardır. )

25/3 Vettehazu min dunihi aliheten la yahlukune şey'en ve hum yuhlekune ve la yemlikune li enfusihim darran ve la nef'an ve la yemlikune mevten ve la hayaten ve la nuşura

( Ve bir şey yaratmamış olan ama kendileri yaratılmış olan, kendileri için ne zarara, ne de faydaya malik olamayan, öldürmeye, hayat vermeye ve ölümden sonra diriltmeye malik olamayan, O'ndan başkalarını ilahlar edinirler. )

Beyyine suresinin 6. ayetinde müşriklerin en kötü yaratıklar ( varlıklar ) oldukları vurgulanmaktadır.

98/6 İnnellezine keferu min ehlil kitabi vel muşrikine fi nari cehenneme halidine fiha ulaike hum şerrul beriyyeh

( O kitap sahiplerinden ve ortak koşanlardan o inkar edenler, kesinlikle cehennem ateşinin içindedirler. Orada ebedidirler. İşte onlar, onlar yaratılmışların en kötüleridir. ) 

Zahiren azab batinen rahmet

"Madalyonun öbür yüzü"

"Olayın iç yüzü"

"Perde arkası / Sahne Arkası"

.....

.....

Yaygın olarak kullanılan yukarıdaki ifadeler "bir söylemin, bir eylemin, bir olgunun veya bir olayın görünen, bilinen yönünün dışında görünmeyen, bilinmeyen yönünün varlığını vurgulamak için kullanılmaktadır.

Sembollere ilişkin derlenmiş bir  kitabın arkasındaki şu cümle hem tam anlamıyla ezoterizmi tanımlamakta hem de "zahiri" ve "batini" kavramlarına dolaylı olarak ışık tutmaktadır.

".... pour découvrir l'arrière-scène des mots les plus communs et des cultures, qui parfois semblent les plus familières ...."

( .... sık kullanılan ve bazen en aşina olunduğu sanılan kelimelerin ve kültürlerin "sahne arkasını" keşfetmek için .... )

"Zahir / Zahiri" kelimeleri "Görünen, Aşikâr olan, Açık olan / Görünür nitelikte olan, Açıkça belli nitelikte olan" anlamlarına gelmektedir.

"Batin / Batini" kelimeleri ise "Görünmeyen, İç, Dahili, Gizli / Görünmeyen gibi olan, İçe ilişkin, Gizli gibi olan" anlamlarına gelmektedir 

Misalen, anlamı bilindiği sanılan yani zahiren bilinen bazı kelimelerin kök anlamları yani batini anlamları şöyledir. ( Zahiri / Batini formatında )

Anadolu = Bir cografi bölge / Yukarı yükseliş ( Ana+tolia )

Türk = Bir milletin ismi / Türemiş olan, Yükselen 

Millet = Bir arada yaşayan topluluk / Bağlılık, Bağlı olma ( İllet kökünden )

Dünya = Bir gezegen / Alçak olan, Alçaklık, Aşağılık olma

Evren = Uzay, Kainat / Döngüsel olan, Dönüşen, Değişen ( VR kökünden olan "Evirmek" ve "Evrim", "Vary", "Varier" ( Değişmek, Dönüşmek, İng., Fra. ), "Virage" ( Dönüş, Fra. )

Ayet = Surelerdeki bölümler / İşaret, Gözle tespit edilen, Görülen 

Cennet = Mu'min ve salih kulların ereceği yer / Örtme, Koruma

Huri = Cennetteki kadınlar! ( Yanlış bilinmektedir. ) / Çevreleyen, Yanında olan, Eşlik eden ( Ahver, Havra, Havari )

Gen = DNA enzimleri / Genişlik, Açıklık, Aralık

Enzim = DNA'daki maddeler / Nizam veren, Düzenleyen, Duzenleyici

Menderes = Bir nehirin ismi / Yılan gibi kıvrılarak uzayıp giden

Kurban = Kesilecek hayvan / Yakınlaşma, Yakınlaşan

....

....

....

Kur'an ayetlerinde "Zahiri" ve "Batini" kavramları özellikle vurgulanmış ve ayetlerdeki kelimelerin ve cümlelerin simgelediği ( teşbih ettiği ) anlamlara işaret edilmiştir. Bu iki kavramı içeren bazı ayetler şöyledir.

57/13 Yevme yekulul munafikune vel munafikatu lillezine amenunzurna naktebis min nurikum kilerci'u veraekum feltemisu nuren fe duribe beynehum bi SURİN LEHU BABUN BATİNUHU FİHİRRAHMETU VE ZAHİRUHU MİN KİBELİHUL AZAB

( O gün ikiyüzlü erkekler ve ikiyüzlü kadınlar, o inananlara "Bize bakın. Aydınlığınızdan alalım." derler. "Arkanızı dönün de aydınlık arayın." denilir. Böylece onların aralarına KAPISI OLAN SUR vurulur. ONUN GİZLİSİ, İÇİNDE RAHMET VE ONUN AÇIĞI, GÖRÜNENİ YAN TARAFINDAN AZAPTIR. )

Yukarıdaki ayette, olumsuz algı yaratan bir olgu veya olayın esasen olumlu durumlara vasıta olabileceği mesajı verilmektedir. Zira ayetin içerdiği çoklu anlamlardan biri de, "Surin lehu bab" ( Kapısı olan sur ) sembolizmiyle, azaplı olan ruhsal tekâmül sürecinin sonunda rahmet ve huzur haline geçişin müjdelenmesidir. Bu ayetteki mana ile ilintili bir başka benzer cümle ise şu meşhur söylemdir.

"Zahiren kül, batinen gül oldum." ... Bu cümle ruhsal tekâmüle ererek kaba madde planındaki ( alemindeki ) varlığı sonlanan ve üst süptil plana geçiş yapan bir varlığı net olarak tesbih ile tasvir etmektedir.

30/7 Ya'lemune ZAHİRAN minel hayatid dunya ve hum anil AHİRATİ hum ğafilun

( Dünya hayatından GÖRÜNENİ bilirler. Onlar AHİRETTEN habersizdirler. )

Yukarıdaki ayette, sadece görebildiklerini, şahit olabildiklerini, algılayabildikletini bilgi addeden, bunun dışındakileri reddeden cahil ve zalim inkarcı müşriklere vurgu yapılmaktadır.

31/20 E lem terav ennellahe sehhara lekum ma fis semavati ve ma fil erdi ve esbeğa aleykum NİAMEHU ZAHİRATEN VE BATİNEH ve minen nasi men yucadilu fillahi bi ğayri ilmin ve la huden ve la kitabin munir

( Allah’ın, göklerde ne varsa ve yerde ne varsa buyruğunuza verdiğini, NİMETLERİNİ ÜZERİNİZE AÇIK, GÖRÜNÜR OLARAK VE GİZLİ OLARAK YAYDIĞINI görmediniz mi? Ve insanlardan, Allah hakkında ilimsizce, yönlendirmesizce ve aydınlatıcı kitap olmadan mücadele edenler vardır. )

Yukarıdaki ayette insanların araştırarak keşfetmesi gereken ve en başta ilmin olduğu, nice nimetlerin varlığı bildirilmektedir.

57/3 Huvel evvelu vel ahiru vez ZAHİRU VEL BATİNUve huve bi kulli şey'in alim

( İlk ve sonraki, AÇIK VE GİZLİ O'dur. O her şeyi bilendir. )

Yukarıdaki ayette ise Rab'bin her şey gibi düalite olgusunun da yaratıcısı olduğu ve O'nun her şeyden münezzeh olduğu bildirilmektedir.

25 Aralık 2022 Pazar

Ayet el Kursi ve 7 nümerolojisi

Bakara suresinde yer alan Ayet el Kursi ( Kürsü Ayeti )'nin kodu 2/255 olup, ayet kodunu oluşturan rakamların toplamı ( 2+2+5+5 = 14 ) 14 sayısını vermektedir. Bu sayı 7+7 veya 2x7 işlemiyle elde edilebiliyor olması yani "İkili Yedi" tezahürü açısından dikkat çekmektedir.

Ayet el Kursi 77 kelimeden oluşmaktadır.

2/255 Allahu (1) la (2) ilahe (3) illa (4) huve (5) el (6) hayyu (7) el (8) kayyum (9) la (10) te'huzu (11) hu (12) sinetun (13) ve (14) la (15) nevm (16) lehu (17) ma (18) fi (19) es (20) semavati (21) ve (22) ma (23) fi (24) el (25) ard (26) men (27) za (28) ellezi (29) yeşfeu (30) inde (31) hu (32) illa (33) bi (34) izni (35) h (36) ya'lemu (37) ma (38) beyne (39) eydi (40) him (41) ve (42) ma (43) halfe (44) hum (45) ve (46) la (47) yuhitune (48) bi (49) şey'in (50) min (51) ilmi (52) hi (53) illa (54) bi (55) ma (56) şae (57) vesia (58) kursiyyu (59) hu (60) es (61) semavati (62) ve (63) el (64) ard (65) ve (66) la (67) yeudu (68) hu (69) hifzu (70) huma (71) ve (72) huve (73) el (74) aliyyu (75) el (76) azim (77)

( Haricinde ilah olmayan Allah diridir daimdir. O'nu uyuklama ve uyku almaz. Göklerde ne varsa ve yerde ne varsa O’nadır. O’nun izni haricinde O’nun indinde af için vesile olacak kimdir? Onların önlerinde ve arkalarında ne varsa bilir. O diledikleri dışındakiler, O’nun ilminden bir şeyi kuşatıp kavrayamamışlardır. Kürsüsünün genişliği yeri ve gökleri kapsamıştır. Onların korunması, gözetimi O’nu zora sokmaz. O uludur yücedir. )

Ayet el Kursi'de geçen Allah'ın isimlerinin ayetteki sıra numaralarının toplamının nümerolojik değeri de 7 sayısını vermektedir.

Allah 1

Hayy 7

Kayyum 9

Âliy 75

Azim 77

Toplam 169 ... 16 ... "7"

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/10/ikili-yedi-uyumlu-kelime-frekanslar.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2022/05/esma-ul-husna-ikili-yedi-ve-gaybn.html

Yakıtı insanlar olan Cehennem?!

Semantik köken itibarıyla "Cehim" veya "Cehennem" kelimesi "Sıcak, Yakıcı, Ateş" anlamına, "Cennet" ise "Örtme, Örtülme, Korunma" anlamına gelmektedir. Bu iki kelimenin ayetlerdeki kullanımı esasen sembolik olup, maddi - fiziki olgulardan ziyade manevi - ruhi olgular vurgulanmaktadır. Her iki kelimenin de esasen belirli bir "ruhsal hali" tasvir eden muteşabih kelimeler olduklarına evvelki bölümlerde de değinilmiştir.

Bu bağlamda "Cehennem" kelimesi ruhsal bunalımı, korkuyu, üzüntüyü, pişmanlığı, vicdan azabını temsil etmektedir. Halk arasında yaygın olan "Bağrı yanık", "İçi yanmak", "İçine ateş düşmek", ".... olduğuna yanmak" gibi ifadeler üzüntü ve stres hallerinin "ateş" ile simgelenmesine bazı örneklerdir.

"Cennet" kelimesi ise korku, üzüntü ve stresten korunmuş olma yani güvende, huzurlu ve mutlu olma halini temsil etmektedir.

Başlangıçta "Adem'in cennetten çıkarılması" hususu da insanın, yaptığı hata nedeniyle huzur ve mutluluk halinden üzüntü ve stres haline geçişini tanımlamaktadır. Bu durum maddi unsurlar ile temsil ve tasvir edilecek olursa, insanın, üst süptil boyut cennetten çıkarılarak "indirildiği" kaba madde planı Dünya'nın esasen "cehennem" olduğu ortaya çıkmaktadır.

Her ruhsal frekansın bir maddi projeksiyonu olduğu gerçeği çerçevesinde ve manevi teşbihin maddi tezahürü niteliğinde düşünüldüğünde "Dünya'nın da içi yanar", "Dünya'nın da bağrı yanıktır." denilebilir. Zira yerkürenin içi magmadan oluşan bir ateş haznesi niteliğindedir.

2/36 Fe ezellehumeş şeytanu anha fe AHRACEHUMA MİN MA KANA FİH ve KULNEHBİTU ba'dukum li ba'din aduvv ve lekum fil erdi mustekarrun ve metaun ila hiyn

( Böylece şeytan onları oradan kaydırdı da ONLARI İÇİNDE OLDUKLARINDAN ÇIKARDI. "Birbirinize düşman olarak İNİN. Size yerde belirli zamana kadar durak yeri ve fayda vardır." dedik. )

Ayette, cennetten "çıkarılan" insana ve şeytana "İhbitu" ( İnin! ) emri gelmektedir. Nereye ineceklerdir? Dünya'ya yani "cehenneme". Zira cennetten çıkılınca gidilecek tek bir yer vardır. Ayrıca "Dünya" kelimesi "Alçak olma, Aşağılık olma" anlamıyla, yüksek frekanslı cennetten inilen düşük frekanslı cehennemi tam olarak tanımlamaktadır.

Aşağıdaki ayetler, cehennemi esasen, nefsaniyet, kibir, hırs, şehvet, kıskançlık gibi düşük frekanslı duygulara gark olmuş insanın kendisinin oluşturduğunu belirtmeleri açısından önem arzetmektedirler. 

11/101 VE MA ZALEMNAHUM VE LAKİN ZALEMU ENFÜSEHUM fe ma ağnet anhum alihetuhumulleti yed'une min dunillahi min şey'in lemma cae emru rabbik ve ma zaduhum ğayra tetbib

( VE BİZ ONLARA ZULMETMEDİK VE LAKİN NEFİSLERİNE ZULMETTİLER. Böylece, Rab’binin emri geldiğinde, Allah’tan başka çağırdıkları ilahları onlara şey kadar bile fayda sağlamadılar. Onlara zararın haricindekini artırmadılar. )

Kodunda 666 sayısının da tezahür ettiği Tahrim suresinin 6. ayetinde de "cehennem ateşinin" kaynağının insan olduğu bildirilmektedir. İnsanların Dünya denen cehennemde yaşadıkları dikkate alındığında ayette "Dünya'nın cehennem olduğu" mesajının verildiği görülebilmektedir.

66/6 Ya eyyuhellezine amenu ku enfusekum ve ehlikum NAREN VEKUDUHEN NASU vel hicaretu aleyha melaiketun ğulazin şidadin la ya'sunallahe ma emerehum ve yef'alune ma yu'merun

( Ey o inananlar, nefislerinizi ve ailenizi YAKITI İNSANLAR ve taşlar OLAN ATEŞTEN KORUYUN. Onun üzerinde kaba şiddetli melekler vardır. Allah’a, onlara emrettiğine isyan etmezler. Ne emredilirse yaparlar. )

Meryem suresinin aşağıdaki ardışık ayetlerinde, "büyük döngü"* sonunda ( Yevmel Kıyamet / Ayağa kalkış Günü ) evvelce kaba madde planı Dünya cehenneminde enkarne olmuş ( bedenlenmiş ) tüm ruhların son kez reenkarne olacakları ve Dünya'nın aslında cehennemin ta kendisi olduğunu idrak edecekleri bildirilmektedir. Ayette, büyük döngü sonunda hala tekâmüle erememiş ruhların reenkarnasyonlarının, yeni büyük döngü süresince, kaba madde planı Dünya cehenneminde devam edeceği yani cehennemden çıkamayacakları, tekâmüle erip liyakat kazanan ruhların ise üst süptil plana ( cennet ) geçirilerek Dünya cehenneminden kurtarılacakları bildirilmektedir.

19/68 Fe ve rabbike le nahşurannehum veş şeyatine summe le nuhdirannehum havle cehenneme cisiyya

( Böylece ve Rab’bin, onları ve şeytanları kesinlikle toplayacağız. Sonra kesinlikle onları cehennemin etrafında diz çökmüş olarak hazır edeceğiz. )

19/69 Summe lenenzianne min kulli şiatin eyyuhum eşeddu aler rahmani itiyya

( Sonra her gruptan, Rahman' a isyankarlıkta en şiddetlileri hangileriyse ayıracağız. )

19/70 Summe le nahnu a'lemu billezine hum evla biha siliyya

( Sonra, ona salınmaya, atılmaya layık olmada önce, başta gelenleri, daha yakın olanları biz biliriz. )

19/71 Ve in minkum illa variduha kane ala rabbike hatmen makdiyya

( Ve kesinlikle sizlerden olanlar illa ki oraya varırlar. Rab’binin üzerine akdedilmiş hükümdür. )

19/72 Summe nuneccillezinettekav ve nezeruz zalimine fiha cisiyya

( Sonra o sakınanları kurtaracağız. Zalimleri de orada diz çökmüş olarak bırakacağız. )

* Hakka suresinin aşağıdaki ayetlerinde 70,000 yıllık "Büyük Reenkarnasyon Döngüsü" sembolize edilmektedir. 

69/31 Summel CEHIME salluhu

( Sonra onu CEHENNEME salın. )

69/32 Summe fi SİLSİLETİN ZER'UHA SEB'UNE ZİRA'AN feslukuhu

( Sonra ÖLÇÜSÜ YETMİŞ KOL UZUNLUĞU OLAN ZİNCİRİN içinde, böylece onu sokun. )

Ayetteki "Cehennem" ifadesi "Dünya"yı, "Yetmiş kol uzunluğundaki zincir" ifadesi "70,000 yıllık büyük reenkarnasyon döngüsünü", "Zincir" ifadesi ise "Büyük reenkarnasyon döngüsünü oluşturan ortalama 90-100 yıllık enkarnasyon sürelerini ( bir ömür süresi ) simgelemektedir.

İbrahim suresinin 48. ayetinde kaba madde planı Dünya'nın esasen cehennem olduğunun insanlarca idrak edilmesinden bahsedilmektedir.

14/48 YEVME TUBEDDELUL ERDU ĞAYRAL ERDİ ve semavatu ve berazu lillahil vahidil kahhar

( O GÜN YER BAŞKA YERE DÖNÜŞÜR. Gökler de. Ve tek kahredici Allah için meydana çıkarlar. )

Hacc suresinin aşağıdaki ayetlerinde de büyük döngü sonunda ( Yevmel Kıyamet ( Ayağa Kalkış Günü / İdrak Günü ), Yevmel Hisab ( Hesap Günü ) ) yükselen idrake ve farkındalık artışına bağlı olarak tezahür eden vicdan azabının tesiriyle dünyanın cehennem olduğunu anlayan, pişmanlığa ve üzüntüye gark olan ancak tekâmül liyakatına eremedikleri için yeni büyük döngü içinde, Dünya cehenneminde tekrar reenkarnasyon döngülerine tabi olmak zorunda kalan ruhlardan bahsedilmektedir.

22/19 Hazani hasmanihtesamu fi rabbihim fellezine keferu kuttiat lehum siyabun min nar yusabbu min fevki ruusihimul hamim

( Bu ikisi, Rab’leri hakkında düşmanlık eden iki hasımdır. Artık o inkar edenlere, onlara ateşten elbiseler kesilip biçilmiştir. Kafalarının üstünden kaynar su dökülür.** )

** Halk arasında üzüntü, pişmanlık gibi ruhsal halleri ifade etmek için kullanılan "Başımdan aşağı kaynar sular döküldü." ifadesinin ayetteki muteşabih tezahürü

22/20 Yusheru bihi ma fi butunihim vel culud

( Onunla karınlarında ve derilerinde ne varsa eritilir. )

22/21 Ve lehum mekamiu min hadid

( Ve demirden kamçılar onlaradır. )

22/22 Kullema eradu en yahrucu minha min ğammin uiydu fiha ve zuku azabel harik

( Gamdan dolayı, oradan her çıkmayı istediklerinde oraya geri döndürülürler. Tadın yakıcı azabı. )

24 Aralık 2022 Cumartesi

The Economist dergisi Yeni Yıl kapağı

The Economist dergisinin 24.12.2022 - 06.01.2023 tarihli yeni yıl sayısının kapağı yine her zaman olduğu gibi sembolizme dayalı mesajlar içermektedir. Kapaktaki sembollerin, derginin içindeki yazılar ile zahiri ilintiye sahip olduğu düşünülse de bu sembollerin batıni mesajları da bulunmaktadır.

- Kapağın üst kısmındaki 6 adet kuş ( solda 3 adet, sağda 3 adet ), ağacın üstündeki 6 adet mum* ve 6 adet ağaç dalı ile 666 sembolizmi yapılmaktadır. 666 sayısının nümerolojik değeri, negatif frekansın sembolü olan 9 sayısıdır ki ağacın çevresinde sembollerle ifade edilmiş mesajları içeren 9 adet daire görülmektedir. ( Yoğun 6 sayısı tezahürü ile Global 6th Extinction ( Küresel 6. Yokoluş ) mesajı da verilmekte gibidir. )

* Güneş de dahil edildiğinde toplam 7 ateş olmaktadır ki bu da 7 kollu şamdan olan Menora sembolüdür. ( "Menora" kelimesi "Minare" kelimesinin tezahürü olup "Ateşlik, Kandil" anlamına gelmektedir. Esası "Menar" kelimesidir. )

Sol alttan başlamak üzere 9 adet dairede şu mesajları veriliyor olabilir.

1. Daire: Çin'in, evvelce planlanmış muhtelif aksiyon konularıyla gündemde olmayı sürdüreceği ve virüs vakalarının devam edeceği mesajı verilmekte gibidir.

2. Daire: Beyni midesi olmuş yani yiyecek bulmaktan başka bir şey düşünemeyecek hale getirilmiş ve zihin kontrolü ve programlama yoluyla doydukları algısı yaratılan insanlar ( Mideye bağlanan yutak borusu kafatasının dışında bir merkeze bağlı görülmektedir. )

3. Daire: Kurukafa sembolü kitlesel ölüme sebep olacak vakaları ve kitlesel ölümleri simgelemekte gibidir.

4. Daire: Muhtelif kurgusal etkenler ( iklim krizi, virüs, güneşteki radyoaktif patlamalar sonucu yayılan radyasyon dalgaları vb. ) ile hayvanların tüketilemeyecek hale gelmeleri veya ölmeleri simgelenmektedir.

5. Daire: Çam ağacının tepesindeki Güneş ve içindeki atom sembolü ile Güneşte oluşan ve ekolojik açıdan Dünyada yıkıcı etkisi olan nükleer patlamalar kaynaklı "Solar Radiation Storm" ( Güneş Radyasyon Fırtınası ) simgelenmekte gibidir. Güneşte 24 adet ışın bulunması da yine 6 sayısı ( 2+4 = 6 ) açısından dikkat çekmektedir. Ayrıca üçgen formundaki ağaç ve tepesindeki güneş / göz figürü "Illuminati Piramidinin ( Kontrol Piramidi ) de sembolüdür.

6. Daire: "Ölü köpek" okült bir sembol olup "Çocukluğun sonu / "Masumiyetin sonu / Değişim" anlamlarını simgelemektedir. Virüsler ve mRNA enjeksiyonu vasıtasıyla kısırlığın yaygınlaştırılması ve "çocuk" doğumlarının sonlandırılması mesajı verilmektedir. ( "Childhood's End" romanı ve daha sonra çekilen dizi filminin konusu hatırlanmalıdır. ) 

Ayrıca bkz. 

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/08/cocuklugun-sonu.html

7. Daire: Bir dümene benzeyen figür ile küresel sistemin tek merkezden idare edildiği mesajı veriliyor olabilir. 

8. Daire: İki adet raket ( beyzbol sopası ve raket ) ve iki top ile resmedilmiş "Skull and Bones" sembolü görülmektedir.

Çaprazlama konumlanmış iki raket iki kemiği, iki top da kafatasındaki iki gözü simgeliyor olabilir.

9. Daire: Kafalarının içi boşaltılmış yani düşünme yeteneği bloke edilmiş insanlar.... Bir elinde çanta bulunan sıfır bedenli bir kadın ve bir eli cebinde olan obez bir erkek figürü ile sadece alışveriş ve para odaklı insanlar resmedilmekte gibidir. Erkek ile kadın kolkola olmak yerine maddi unsurların tesiriyle ayrışmış görünmektedirler. Kadının elindeki çanta ve erkeğin elinin cebinde olması "alışverişi" yani maddi tüketimi ve maddeye gark olmuş insanı simgelemektedir. Bakara suresinin 102. ayette Harut ve Marut isimli iki meleğin Babil'de insanlara sihiri ( büyüyü ) öğrettiğinden ve "erkekle eşinin arasını neyin açtığını öğrettiklerinden" bahsedilmektedir.

2/102 ... Onlardan erkeğin ve eşinin arasını neyin ayırdığını öğrenirlerdi. Onlar onunla Allah’ın izni olmadıkça kimseye zarar veremezlerdi. ... 

- Görselde toplam 31 yıldız bulunmaktadır. Çam ağacının üzerindeki Güneş ile birlikte toplam 7 ateş de dikkate alındığında 31 ve 7 sayıları öne çıkmaktadır. Rahman suresinde yer alan 7 kelimelik "Ve bi eyyi alai rabbikuma tukezziban" ( Ve Rab'binizin hangi nimetlerini yalanlarsınız? ) cümlesi 31 kere tekrarlanmaktadır. ( 31 x 7 = 217 ... Bu sayıdaki rakamlar Allah kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan 2701 sayısındaki rakamlar olup toplamları, Vahdetin / Ünitenin sembolü olan 10 yani 1 sayısını vermektedir.

- Görsele hakim olan "Yeşil - Beyaz", "Kırmızı - Beyaz" renkleriyle düalite, boyutlar arası geçiş sembolizmi yapılmıştır.

- Görselin üst kısmının solunda ve sağında üçer kuş bulunmaktadır. Baştaki kuşların kafalarında nokta olmadığı yani kör oldukları, arkalarındaki kuşların ise gözleri olmasına rağmen kör kuşları takip ettikleri görülmektedir. 

Bu kompozisyon, görüşü yani idrak mekanizması bloke edilmiş insan kitlesini betimlemektedir. En'am suresinin 104. ayeti bu hususa dikkat çekmektedir.

6/104 Kad caekum besairu min rabbikum fe men ebsara fe li nefsih ve MEN AMİYE fe aleyha ve ma ene aleykum bi hafiyz

( Rab’binizden size görüşler geldi. Artık kim görürse nefsi içindir. KİM KÖRLÜK EDERSE artık kendisi üzerinedir. Ben üzerinize koruyucu, gözetici değilim. )

- Aşağıdaki yeşil zemin üzerinde "Yılan gibi kıvrılan" 18 yapraklı dal görülmektedir. 18 sayısı, 6+6+6 işleminin sonucu olup 666 sayısını ve dolayısıyla 9 sayısını temsil etmektedir.


- En alttaki sinüsoidal ( dalgalanan ) dalın üzerinde "Yarasa" benzeri yapraklar bulunmaktadır.


Görüleceği üzere, her zaman olduğu gibi küreselcilerin gündem iletişim aracı olan derginin kapağında huzur ve mutluluk verici tek bir mesaj dahi bulunmamaktadır. Al'i İmran suresinin 118. ayeti şeytanların amacı ve insanlara karşı uyguladıkları zihinsel - psikolojik savaş tanımlanmaktadır.

3/118 Ya eyyuhellezine amenu la tettehizu bitaneten min dunikum la ye'lunekum habala veddu ma anittum kad bedetil bağdau min efvahihim ve ma tuhfi suduruhum ekber kad beyyenna lekumul ayati in kuntum ta'kilun

( Ey o inananlar, sizin dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin. Sizden sıkıntıyı, düzensizliği eksik etmezler. O sizi meşakkatle helak edeni severler, arzularlar. Ağızlarından kin, öfke, çirkinlik ortaya açığa çıkar. O göğüslerinin gizlediği ise daha büyüktür. Eğer sizler akıl etmekteyseniz, sizlere ayetleri açıkladık. )

23 Aralık 2022 Cuma

Asgari ücret meselesi

Basında yer alan haberlerde, işveren veya işveren temsilcisi konumunda olan bazı şahısların "Asgari ücretin artırılması durumunda işten çıkarmaların kaçınılmaz olduğuna", "Asgari ücretin artırılması durumunda asgari ücretli olmayan çalışanların maaşlarının da artırılması gerekeceğini ve bunun da maliyetleri artıracağına" yönelik beyanları göze çarpmaktadır. 

Yukarıdaki beyanlar, kârlarından feragat etmeyi reddeden, nefsani menfaatlerini insan hayatından daha öncelikli addeden tekasür sarhoşluğu içinde debelenen müşriklere ait beyanlardır. Konu, bir grup insanın "yaşayabilmesi veya yaşayamaması" olmasına rağmen sermayedar, işveren, şirket patronu gibi şeytani terimler ile anılan bu insansı varlıkların hala kârlılık konuşuyor olmaları "Diabolos" ( İkilik çıkaranlar, İkiye bölenler )'lar yani şeytanlar olduklarının teyidi niteliğindedir. Zira ikilik çıkarma, ikiye bölme obsesyonuna gark olmuş bu müşrik şeytanlar toplumda mutlak surette "Zengin" ve "Fakir" düalitesinin olması gerektiğine inananmakta ve bu yolla kendilerini ilahlaştırmaya, Allah'a şirk* ( ortak ) koşmaya ( haşa ) çalışmaktadırlar.

* Bilinen anlamı ile "Şirket" ( Ortaklık ) kelimesi, batinen Allah'a şirk koşulmasıyla ilintili bir kelime tezahürüdür.

Söz konusu beyanların hepsi batıldır. Zira konu, esasen zaten hiç olmaması gereken "asgari ücret"in geçim sağlayabilecek, yaşam sağlayabilecek bir seviyeye çekilmesidir. Dolayısıyla konu, zaten göreceli olarak geçinmeye yeten "diğer çalışanların maaşlarının da artırılması gerekliliği" veya "asgari ücret artışı durumunda işten çıkarma gerekliliği" gibi yalanlar ile ilgili değildir. Şeytanlar bu yalanları mevcut kölelik ve tahakküm sistemlerinin ve kârlarının devam edebilmesi için söylemektedirler. 

Ayrıca işin temeline bakılacak olursa zaten "asgari ücret" kavramı, şirket sahibi küresel şeytanların uydurdukları sömürü amaçlı, aldatıcı ve tuzak nitelikli batıl bir kavramdır. Ancak yıllar içinde toplumlara telkin edilmiş ve adeta bir tabu haline getirilmiş bu kavram vasıtasıyla her daim fakir bir zümre mevcut kılınabilmiştir.

Küresel işçi çıkarma akımının Tesla, Twitter, Amazon, Meta vb. gibi medyatik şirketlerde başlatılmış olması da ilerleyen zaman içinde küresel bazda planlananların sinyali niteliğindedir.

Muhtelif senaryolar ile topluma tuzaklar kuran, kurguladıkları operasyonların sonucunda bir çözümmüş, bir çareymiş gibi devreye aldıkları önceden planlı aksiyonlar ile küresel bazda toplumları fakirleştirmeye çabalayan şirket sahibi şeytanların amacı "asgari ücretli" bir dünya toplumu tesis edebilmektir ki gündeme getirilen "Universal Basic Income" ( Evrensel Baz Gelir ) kavramı bunu tanımlamaktadır. Yani orta kategorinin olmadığı sadece iki kategorinin ( "Zenginler ve Fakirler" / "Üsttekiler ve Alttakiler" ) mevcut olduğu bir küresel toplum tesis edilmeye çalışılmaktadır. ( "Don't look up" ( Yukarı bakma ) isimli 2021 yapımı filmde bu hususa ilişkin mesajlar verilmiştir. )

Ayrıca bkz. 

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/12/dont-look-up.html?m=1

Allah'ın eşit dağılımını* istediği nimetlerin, insanlar arasında adil ve eşit dağılımını engellemeye çalışan hırslı, açgözlü zalim şeytanlar ayetlerde de defaatle vurgulanmıştır.

* 41/10 Ve ceale fiha ravasiye min fevkiha ve barake fiha ve kaddera fiha akvateha fi erbeati eyyam SEVAEN lis sailin

( Ve "Orada, onun üstünde dağlar oluşturdu. Orada bereket verdi. Orada, gıdaları azıkları, araştıranlar için dört günde EŞİT OLARAK düzenleyerek ölçülendirdi." )

16/71 Vallahu faddale ba'dakum ala ba'din fir rizk fe mellezine fuddilu bi raddi rizkihim ala ma meleket eymanuhum FE HUM FİHİ SEVA' e fe bi ni'metillahi yechadun

( Ve Allah, rızıklarda bazınızı bazınıza üstün kıldı. Ancak o üstün kılınanlar rızıklarını o ellerinin malik olduklarına vermezler ki ONDA EŞİT OLSUNLAR. Yani Allah’ın nimeti ile cihad mı ediyorlar? )

38/23 İnne haza ehiy lehu TİS'UN VE TİS'UNE NA'CETEN ve LİYE NA'CETUN VAHİDETUN fe kale EKFİLNİHA ve azzeni fil hitab

( Kesinlikle bu benim kardeşim. Ona DOKSANDOKUZ DİŞİ KOYUN ve bana BİR DİŞİ KOYUN. "ONU BANA VER." dedi. Beni söylemde yendi. )

38/24 KALE LEKAD ZALEMEKE Bİ SUALİ NA'CETİKE İLA NİACİH VE İNNE KESİRAN MİNEL HULETAİ LE YEBĞİY BA'DU HUM ALA BA'DİN illellezine amenu ve amilus salihati ve kalilun ma hum ve zanne davudu ennema fetennahu festağfera rabbehu ve harra rakian ve enab

( SENİN DİŞİ KOYUNUNU, KOYUNLARINA KATMAYI SUAL EDEREK SANA ZULMETTİ. Kesinlikle cemiyetten çoğunluk birbirlerine azıyorlar. O inananlar ve iyilikler yapanlar hariç. Onlar da çok az. Davud, onu kesinlikle sınadığımızı anladı da Rab’binden af istedi, eğilerek atıldı ve gerçeğe döndü. )

Ancak esas sorun, menfaat beklentisiyle sömürülmeye razı olup bu "diaboloslara" ( ikilikçi şeytanlara ) kulluk eden ve böylelikle bu kadim ve şeytani sistemin devamlılığını sağlayan ve "bir gün ben de sömürürüm" diye düşünen cahil müşriklerdedir. Zaten şirk denen kavram da tam anlamıyla budur. Yani faydayı ve nimeti Allah'a tabi olup rahmani yollarda değil, İblis'e ve neferlerine tabi olup şeytani yollarda aramak, nimeti gasp edenleri ve dahi kendisini ilah addetmektir. Bu husus Nuh suresinin 21. ayetinde zikredilmektedir.

71/21 Kale nuhun rabbi innehum asavni vettebe'u men lem yezidhu maluhu ve veleduhu illa hasaren

( Nuh "Rab’bim, kesinlikle onlar bana isyan ettiler ve onlara malı ve çocuğu, hüsran haricinde artırmayana tabi oldular." dedi. ) 

22 Aralık 2022 Perşembe

Ayas Ata

"Ayaz Ata" ( Aydınlık Ata / Ay Ata / Soğuk Ata ), Türk, Altay ve Orta Asya mitolojilerinde ( özellikle Kazaklarda ve Kırgızlarda ) "Soğuk Tanrısı"'na verilen isim olup, Noel Baba ile de özdeşleşmiş durumdadır. "Ayas Han" ( Ayas Baba ) ve "Ak Ayas" olarak da bilinmektedir. ( Kuru soğuk olan hava koşulunun ismi olan "Ayaz" kelimesinin kökeni de "Ayas" kelimesidir. İngilizcede ve Almancada "Buz" anlamına gelen "Ice" ve "Eis" ( "Ays" okunur. ) kelimeleri "Ayas" kelimesi ile ortak köktendir. )

"Ayas Ata" isimli karakterin temsili resmi

"Tanrı" olarak yanlış nitelenen üst süptil boyut vazifeli varlıkları daima "iki boynuzlu" olarak yani 11 sayısı sembolizmiyle resmedilmektedir.

Kök Türkçe olan "Ayas" kelimesi "Berrak, Aydınlık, Mehtap ( Ay ışığı ), Ay gibi, Soğuk" anlamlarına gelmektedir. İngilizcedeki "Ice" ( Buz ) kelimesinin kökeni de "Ayas" kelimesidir.

"Ata" kelimesi ise "Vermek, Ad vermek, Önceden verilmiş olan, Önceden gelmiş olan, Evvelki olan, Geride olan, Baba, Dede*" anlamına gelmektedir. ( "Atamak" fiili "Adlandırmak, Ünvan vermek", "Atlamak" fiili ise "Geride bırakmak" kök anlamındadır. )

* "Dede" kelimesi "Baba, Öncel" anlamına da gelmekte olup, İngilizcedeki "Daddy" ( Baba ) kelimesinin de kökenidir.

Çocuk dilindeki "Ay Dede" ifadesinin kökeni de "Ayas Han** / Ayas Ata / Ayas Baba" kavramıdır.

** Kök Türkçede "Han / Kan" kelimesi "Baba, Ata" anlamını temsil etmektedir.

Türkler, yıl döngüsünü "21 Aralık'ı 22 Aralık'a bağlayan gece" olarak kabul etmişler ve bugünü "Nardugan*** Bayramı" ( Ateş Doğan / Güneş Doğan / Gün Doğan Bayramı ) olarak kutlayagelmişlerdir. Zira anılan gece en uzun gece olup, 22 Aralık gününden itibaren gece süresi azalmaya, gündüz süresi yani "aydınlık" ise artmaya başlamaktadır. Bu fenomen "Solstice" ( Gündönümü ) olarak adlandırılmaktadır. Dolayısıyla "Ayas Ata", bayram olarak kutlanan bu yeni yıl döngüsü başlangıcının sembolik karakteri addedilmiştir. ( Noel Baba kavramı da Ayas Ata'nın batı kültüründeki tezahürüdür. )

22 Aralık yani 22.12 gününü oluşturan rakamların toplamı ( 22+1+2 = 7 ), döngü sonunun sembolü olan 7 sayısını vermektedir.

*** Nar ( Ateş ) + Dugan ( Doğan ) ... Gün Doğan / Güneş Doğan / Ateş Doğan

21 Aralık 2022 Çarşamba

Sükunetteki kudret

SKN kökünden olan "Sekinet / Sükûnet" kelimesi "Durgunluk. Sâkinlik, Hareketsizlik, Dinginlik, Sabit kalma" anlamlarını içermektedir. ( İskan, Mesken, Sakin kelimeleri de aynı köktendir. )

Ancak "Sekinet" kelimesinin bazı ayetlerde "kudret veren ilahi kozmik bilgi, kudret veren kelime" anlamında kullanıldığı görülmektedir.

Bakara suresinin 248. ayetinde melekler tarafından taşınan ve içinde, Rab'bin mülkünün, hükümdarlığının temsili olan kudret verici ilahi bilgilerin, kelimelerin olduğu sembolik bir "tabuttan" ( sandıktan ) bahsedilmektedir.

2/248 Ve kale lehum nebiyyuhum inne AYETE MULKİHİ en ye'tiyekumut TABUTU FİHİ SEKİNETUN min rabbikum ve bekiyyetun min ma terake alu musa ve alu harune TAHMİLUHU MELAİKEH inne fi zalike le ayeten lekum in kuntum mu'minin

( Ve habercileri onlara, "O'NUN MÜLKÜNÜN, HÜKÜMDARLIĞININ AYETİ, size İÇİNDE Rab’binizden SÜKUNET OLAN, Musa’ nın ve Harun’ un ailesinin terkettiklerinden bakiye olan TABUTLA gelmesidir. ONU MELEKLER TAŞIYACAKTIR. Eğer inananlarsanız, bunun içinde kesinlikle size ayet vardır." dedi. )

Tevbe suresinin 26. ve 40. ayetlerinde Rab tarafından "indirilen sükunetten" ve "görünmeyen ordulardan" bahsedilmektedir. 

9/26 Summe ENZELALLAHU SEKİNETEHU ala rasulihi ve alel mu'minine ve enzele CUNUDEN LEM TERAVHA ve azzebellezine keferu ve zalike cezaul kafirin

( Sonra ALLAH, resulünün üzerine ve inananların üzerine SÜKUNETİNİ İNDİRDİ. GÖRMEDİĞİNİZ ORDULAR indirdi ve o inkarcılara azap verdi. İnkarcıların karşılığı budur. )

9/40 İlla tensuruhu fe kad nesarahullahu iz ahracehullezine keferu saniyesneyni iz huma fil ğayri iz yekul li sahibihi LA TAHZEN innallahe meana fe ENZELALLAHU SEKİNETEHU aleyhi ve EYYEDEHU Bİ CUNUDİN LEM TERAVHA ve CEALE KELİMETELLEZİNE KEFERUS SUFLA ve KELİMETULLAHİ hiyel ulya vallahu azizun hakim

( Eğer siz ona yardım etmezseniz, Allah ona yardım eder. Zamanında, o inkarcılar onu çıkardıkları zaman sadece iki kişinin ikincisi iken, mağarada olduklarında arkadaşına "ÜZÜLME, kesinlikle Allah bizimledir." diyordu. ALLAH onun üzerine SÜKUNETİNİ İNDİRMİŞTİ. Onu GÖRMEDİĞİNİZ ORDULARLA DESTEKLEYİP KUVVETLENDİRMİŞTİ. O İNKARCILARIN KELİMELERİNİ ALÇAK KILMIŞTI. ALLAH'IN KELİMESİ, yüce olan O'dur. Allah yücedir hakimdir. )

Yukarıdaki ayette yer alan "Kelimetellezi keferu" ( İnkarcıların kelimeleri ) ve "Kelimetullah" ( Allah'ın kelimesi ) ifadeleri bir "metafizik savaşın / ruhsal frekans savaşının / bilinçsel savaşın / kelime savaşının" varlığına işaret etmekte gibidir. Ayrıca "Sekinet" hali durgunluk, dinginlik ve huzur hali olup, şeytanların insanlara karşı en büyük silahı olan korku, panik ve üzüntü frekanslarının olmadığı haldir. Dolayısıyla ayetteki, resulün "La tahzen" ( Üzülme ) sözü vasıtasıyla "Sekinet"in şeytani frekanslara karşı en önemli silah ve bağışıklık unsuru olduğu bildirilmektedir.

Fussilet suresinin 30. ayetinde "meleklerin inmesinden" ( sükunetin inmesinden ) bahsedilmesi ve "korkmamak", "üzülmemek" hususlarının vurgulanması da konuyla ilintilidir.

41/30 İnnellezine kalu rabbunellahu summestekamu TETENEZZELU ALEYHİMUL MELAİKETU en LA TEHAFU VE LA TAHZENU ve ebşiru bil cennetilleti kuntum tuadun

( Kesinlikle O "Rab’bimiz Allah' tır." diyenlere, sonra doğru olanlara, "KORKMAYIN VE HÜZÜNLENMEYİN. Vaad edilmiş olduğunuz cennet ile müjdelenip sevinin." diye ONLARIN ÜZERİNE MELEKLER İNERLER. )

Fetih suresinin 4. ayetinde yer alan "Enzeles sekinete fi kulub" ( Sükunetin kalbe inmesi ) ifadesi, Şuara suresinin 194. ayetinde* yer alan "Kur'an'ın kalbe indirilmesi" ifadesi açısından dikkat çekmektedir. Zira bu benzer ifade, "Sekinet" kavramının "kudret veren bilgi / kelime" anlamını temsil ettiğini teyid eder niteliktedir.

48/4 Huvellezi ENZELES SEKİNETE Fİ KULUBİL mu'minine li yezdadu imanen mea imanihim ve lillahi cunudus semavati vel ard ve kanellahu alimen hakima

( İnananların inançlarını inançlarıyla artırmak için KALPLERİNİN İÇİNE SÜKUNETİ İNDİREN O'dur. Göklerin ve yerin orduları, askerleri Allah içindir. Allah bilendir hakimdir. )

* 26/192 Ve innehu le tenzilu rabbil alemin

( Ve kesinlikle o alemlerin Rab’binin indirmesidir. )

26/193 Nezele bihir ruhul emin

( Onu güvenilir ruh indirdi. )

26/194 Ala kalbike li tekune minel munzirin

( Uyarıcılardan olman için senin kalbine, )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2018/11/tabuti-sekine-ve-tarsuslu-saul.html

19 Aralık 2022 Pazartesi

Besht, Bisht ... Beast?!

Katar'da düzenlenen Dünya Kupası'nın son günü olan 18.12.2022 tarihinde yapılan kupa töreninde Arjantinli futbolcu Lionel Messi'ye "Besht / Bisht" adı verilen "siyah" bir cüppe giydirilmiştir. Törene katılan Katar Emiri’nin üzerinde de bulunan Besht / Bisht’e sahip olmanın "güç sahibi olmayı"! simgelediği belirtilmektedir.




"Besht / Bisht" isimli cüppe

Arap kültürünü! sembolize eden bir giysinin ismi olarak bilinen "Besht / Bisht" kelimesinin,  evvelce "Dünya Kupasındaki sembolizm" başlıklı bölümde incelenen satanik sembolizme istinaden, ezoterik ( batıni ) olarak aşağıda belirtilen iki anlamı simgeliyor olması muhtemeldir.

1- "Kudretin, iktidarın" sembolü olduğu belirtilen cüppenin ismi olan "Besht / Bisht" kelimesinin  İngilizcedeki "Beast" ( Harika varlık, Canavar ) kelimesiyle olan fonetik benzerliği dikkat çekmektedir.  Zira "Beast" kelimesi "Şeytan" ve "Şeytani varlık" kavramlarını da tanımlamaktadır ki şeytani frekanslar "siyah" renk ve "karanlık" kavramıyla simgelenmektedir. Ayrıca İngilizce ve Almancada "En İyi" anlamına gelen kelimenin "Best" kelimesi olması da fonetik ve semantik uyum arzetmektedir.

BST kökünden olan "Best / Beşt" ( Yaymak, Genişletmek ) ve "Basit" ( Yaygın, Geniş ) kelimeleri de ortak köktendirler. Ayrıca "Bist" kelimesinin "Salınmış, Bırakılmış Şey" anlamına gelmesi de A'raf 7/15 kodlu ayette salınıp süre verilerek, "Minel munzarin" ( Bakılanlardan, Gözetilenlerden ) kılındığı bildirilen cin şeytanı İblis ile ilinti arzetmekte gibidir.

2- "Baal Shem Tov" (  İyi İsmin Ustası ) olarak veya akronimi olan "Besht / Bisht" kelimesiyle anılan "İsrail ben Eliezer", Hasidik Yahudiliğin kurucusu olarak kabul edilen mistik şifacı bir Yahudidir. Siyah cüppe için kullanılan "Besht / Bisht" kelimesinin, "Baal Shem Tov"'un kısaltması olması da muhtemeldir. "Besht" kelimesinin, "Tanrı'nın gizli ismini kullanan bir sihirbaz" için kullanılıyor olması da dikkat çekmektedir. Hasidik Yahudiler şeytani frekansın ve karanlığın sembolü olan "siyah" renkli giyimleriyle bilinmektedirler.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2022/11/bir-dunya-kupas-turnuvas-sembolu.html?m=1

Diabolos, Düalite, Şirk ve 11 sayısı

Cin şeytanı* "İblis" ( Ümit yitirten ) kelimesinin karşılığı olan "Diabolos" ( Gre. ), "Diable" ( Fra. ), "Devil" ( İng. ), "Teufel" ( Alm. ) kelimeleri "Dia = İki" ve "BOLos = BÖLünme, Ayrılma, Atış" kelimelerinden oluşmaktadır. Dolayısıyla "Diabolos" kelimesinin kök anlamı "İkiye bölen, Ayıran, İkileyen, İkilik Çıkaran" olarak tezahür etmektedir ki zaten ayetlerde de yer aldığı üzere şeytanın ilahi nizamdaki işlevi "Ünite" ( Vahdet, Teklik ) kavramının zıttı olan "Düalite" ( İkilik ) kavramının tezahürüne vasıta olmaktır. 

* "Şeytan" kelimesi esasen negatif frekansları simgeleyen bir sıfat olup, "Şeyt" (Ateş, Yakma, Helak ) ve "An" ( Gibi olan, -ci ) kelimelerinden oluşmakta ve kökende "Yakan, Helak eden" anlamını temsil etmektedir.

Kur'an'da şeytanın ilk eylemi "Ezelle" ( Kaydırdı, Ayırdı ) ve "Ahrace" ( Çıkardı ) fiiliyle zikredilmektedir. Her iki fiil de, bir bütünlüğün bozulmasını, ayrışmayı, "halden hale geçişi" ve "düaliteyi" ( ikiliği ) ( spiritüalizmeki tanımıyla "değer farklanmasını" ) tanımlamaktadır. Bu noktada "Diabolos" ( İkiye bölen, İkileyen, Ayıran ) kelimesinin anlamı da tezahür etmektedir.

2/36 Fe EZELLEhumeş şeytanu anha fe AHRACEhuma min ma kana fih ve kulnehbitu BA'DUKUM Lİ BA'DİN ADUVV ve lekum fil erdi mustekarrun ve metaun ila hiyn

( Böylece şeytan onları oradan KAYDIRDI da onları içinde olduklarından ÇIKARDI. "BİRBİRİNİZE DÜŞMAN* olarak inin. Size yerde belirli zamana kadar durak yeri ve fayda vardır." dedik. )

Yukarıdaki ayetin kodunun ( 2/36 ) nümerolojik değeri 11 ( 2+3+6 = 11 ) olmaktadır. Bilindiği üzere 11 sayısı düalitenin, döngünün ve halden hale geçişin nümerolojik sembolüdür.

* "Birbirinize düşman olarak" ifadesi de "birliğin" bozulması suretiyle "ikiliğin, ayrışmanın, bölünmenin" tezahürünü tanımlamaktadır.

Düalitenin ( ikiliğin ), döngünün ve halden hale geçişin sembolü olan 11 sayısı okült satanik nümerolojide "şirkin" sembolü olarak yani Rab'be eşit diğer bir kudretin varlığının ( haşa ) sembolü olarak da kullanılmaktadır. Nahl suresinin 51. ayetinde "İki İlah" ( 1'e eşit olan 1 ... 11 ) kavramına değinilmektedir.

16/51 Ve kalellahu la tettehizu İLAHEYNİSNEYN innema huve ilahu vahid fe iyyaye ferhebun

( Ve Allah "İKİ İLAH edinmeyin kesinlikle O tek ilahtır. O halde ancak benden korkun."dedi. )

İngilizcede 11 sayısının "Eleven" kelimesi ile ifade edilmesi de ezoterik ve satanik bir sembolizme işaret etmektedir. Zira "Eleven" kelimesi "El = İlah" ve "Even = Eşit" kelimelerinden oluşmakta ve "İlaha eşit" anlamını yansıtmaktadır. Bu durumda 11 sayısının, şeytanı tanımlayan "Diabolos" ( İkileyen, İkiye bölen ) kelimesinin sembolü olduğu da ortaya çıkmaktadır. Şeytanın "İki Boynuzlu" olarak tasvir edilmesi de 11 nümerolojisine dayanmaktadır.

"İki Boynuzlu" anlamına gelen "Zulkarneyn" kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin kodunda ( 18/83 ) 11 ve 9/11 nümerolojisi bulunması da önemli bir mesaj niteliğindedir. ( 18 ... 6+6+6 ... 666 ... "9" ve 83 ... "11" ) ( Zulkarneyn, esasen alt kaba madde planı ile üst süptil plan arasında geçiş yapabilen kozmik karakteri tanımlamakta olup, cinlerin ( Ye'cuc - Me'cuc ) madde planına geçişini engellemek için sed inşa etmesiyle bilinir. Ancak okült sembolizmde "iki boynuz" şeytani varlıkları da simgelemektedir. )

18/83 Ve yes'eluneke an ZİL KARNEYN kul seetlu aleykum minhu zikra

( Ve sana ZULKARNEYN'den, İKİ BOYNUZLUDAN sual ediyorlar. De ki: "Size ondan hatırlatma okuyacağım." )

Aşağıdaki ayette ise Zulkarneyn'in "İki Setin" arasına ulaşması ve orada bir kavim bulmasından bahsedilmektedir. Ayetteki "Seddeyni" ( İki set ) ifadesi de "iki sütunlu" bir boyut portalında belirmeyi temsil etmekte gibidir. 

18/93 Hatta İZA BELAĞA BEYNES SEDDEYNİ vecede min dunihima kavmen la yekadune yefkahune kavla

( Nihayet İKİ SETİN ARASINA ULAŞTIĞINDA, sözü anlamaya yanaşmayan, onlardan başka bir kavim buldu. )

"Beynes Seddeyni" ( İki Setin Arası ) ifadesi "Açılmış bir boyut portalı"nı temsil etmektedir. ( İkiz Kuleler, Süleyman Tapınağı'nın İki Kolonu vb. gibi... )

Aşağıdaki ayetlerde Zulkarneyn'in "Açılmış bir boyut portalını kapatması" ve farklı boyut varlıklarının ( cinler ) madde planına ( boyutuna ) girişini engellemesi, kaba madde planının maddi ögeleriyle tasvir edilmektedir.

18/96 Atuni zuberal hadid hatta İZA SAVA BEYNES SADAFEYNİ kalenfuhu hatta iza cealehu naran kale atuni ufriğ aleyhi kitra

( Bana demir kütleleri getirin. Nihayet, İKİ UCUN ARASINI EŞLEŞTİRDİ, BİRLEŞTİRDİ. "Üfleyin." dedi. .... )

18/97 Fe mestau en yazheruhu ve MESTETAU LEHU NAKBA

( Böylece onu ele geçirmeye istidatları olmadı. ONA DELİK AÇMAYA DA İSTİDATLARI OLMADI. )

Yukarıda bahsedilen şirk koşma yani "ikileme", "eş oluşturma" hususu, konuya uyumlu bir koda sahip olan yani sadece 2 rakamlarından oluşan bir koda sahip olan 2/22 kodlu ayette uyarı niteliğinde zikredilmektedir.

2/22 Ellezi ceale lekumul erda firaşen ves semae binaa ve enzele mines semai maen fe ahrece bihi mines semerati rizkan lekum fe LA TEC'ALU LİLLAHİ ENDADEN ve entum ta'lemun

( O size yeri döşek ve göğü bina yaptı. Gökten su indirdi de onunla size faydalısından meyveler, ürünler rızıklar çıkardı. O halde bile bile ALLAH İÇİN EŞLER OLUŞTURMAYIN.  )

İhlas suresi, Allah'ın "birliğini, tekliğini" vurgularken aynı zamanda 11 sayısı tezahürü ile şirk konusunda da uyarmaktadır.

112/1 Kul (1) huve (2) allahu (3) EHAD (4)

( De ki: "O Allah BİRDİR." )

112/2 Allahus samed

( Allah muhtaç olmayan kuvvettir. )

112/3 Lem yelid ve lem yuled

( Doğurmamıştır ve doğurulmamıştır.  )

112/4 Ve (1) LEM (2) YEKUN (3) LEHU (4) KUFUVEN (5) EHAD (6)

( Ve O'NA KAFİ, DENK BİRİ OLAMAZ. )

Surenin ilk ayeti ve son ayeti "Ehad" ( Bir, Tek ) kelimesiyle bitmektedir ki bu durum 11 sayısının tezahürü niteliğindedir. "Ehad" kelimelerinin ayetlerdeki sıra numaraları sırasıyla 4 ve 6 olup, bu iki sayının toplamı 10 sayısını yani nümerolojik olarak 1 sayısını vermektedir. "İki" adet "Ehad" ( Bir ) kelimesinin sıra değerleri toplamının nümerolojik değerinin "Bir" olması da "İkiyi Birlemek" kavramına bir yönlendirme niteliğindedir.

Bakara suresinin 96. ayetinde ise müşriklerden her BİRinin BİN sene ömür sürmek istedikleri bildirilmekte ve bu vesileyle "1" ve "1000" sayılarına dikkat çekilmektedir ki bu iki sayı yine 11 sayısının tezahürüne vesile olmaktadırlar.

2/96 Ve le tecidennehum ahrasan nasi ala hayah ve minellezine EŞRAKU yeveddu EHADuhum lev yuammeru ELFE seneh ve ma huve bi muzahzihihi minel azabi en yuammer vallahu besirun bima ya'melun

( Ve kesinlikle onları hayatta insanların en hırslıları olarak bulacaksın. O ORTAK KOŞANLARDAN her BİRİ BİN sene ömür sürmeyi arzular. Onlar uzun ömür sürerek o azaptan uzaklaşacak değillerdir. Allah o yaptıklarını görendir. ) 

17 Aralık 2022 Cumartesi

Akademik Yükseliş

Grek kökenli bir kelime olan "Akademi", KDM / CDM kökünden türemiş olan ve esasen ortak dil kökeninden olan bir kelimedir. Aynı ortak fonetik kökten türemiş olan "Kadem / Akdam" ( Adım / Adımlar ), "Kademe" ( Aşama ), "Kudüm" ( Ayak basma, Adımını koyma, Ayağını yere vurma, Ulaşma, Vurmalı çalgı ), Kadim ( Geçmişte olan, Eski, Adımlanmış ) kelimelerinin temsil ettiği ortak semantik kök ise "İleri gitme, Seviye atlama, Yükselme, İlerleme, Geçme" anlamıdır.

Socrates'in öğrencisi ve Aristotales'in öğretmeni olan Grek filozof Plato, kozmoloji, metafizik, spiritüalizm ve felsefe eğitimi amaçlı kurduğu "Yüksek Öğrenim" müessesesine "Akademia / Academy" ismini vermiş olup, bu eğitim müessesesi "Platonic Academy" ( Plato'nun Akademisi ) olarak anılmıştır. Daha sonra Aristotales ise kurduğu öğrenim müessesine "Lyceum"* ( Lyceus'a** tapınma yeri ) ismini vermiştir. 

* Eğitim sistemindeki bir aşamanın ismi olan "Lise" kelimesinin kökeni de "Lyceum" kelimesidir. Bu kelimenin kökü ise "Lykos" ( Kurt ) kelimesidir. "Kurt" veya "Köpek"'in "Canis Majoris" ( Büyük Köpek ) takımyıldızı ve "Sirius" yıldızı ile ilintili olması muhtemeldir.

Platonic Academia ( Platon'un Akademisi ) temsili ilüstrasyonu

Plato'nun Akademisi'ndeki önemli öğretilerden biri olan "Mağara Alegorisi" kavramı tek yönlü, dar görüşlü ve sabit fikirli insanları, bir mağaraya hapsolmuş ve mağaradaki beyaz duvardan başka bir şey görmeyen birbirlerine zincirlenmiş insanlara benzeten kavramdır. Alegorideki bu tutsak insanlar, arkalarında yakılan bir ateşten duvara yansıyan gölgeleri de tek "gerçeklik" olarak algılamaktadırlar. Ancak zincirlerini kırıp da bulunduğu ortama yukarıdan bakarak bakış açısını değiştiren  birisi gördüklerinin sadece bir yansıma, projeksiyon olduğunu, gerçek olmadığını idrak edebilmektedir. 

Yunus suresinin 2. ayetinde KDM kökünden olan "Kademe" kelimesi "Aşama, Mevki, Safha, Yüksek makam" anlamını temsil etmek üzere "Kademe Sidkin" ( Gerçek Kadene ) ifadesinde yer almakta ve  "Mağara Alegorisi"'nde olduğu gibi "yükselen idrak seviyesi"ni tanımlamakta gibidir. Ayette yer alan "insanların uyarılması" ifadesi de insanların batıla olan inançlarından,  yapay gerçeklikten, aldatıcı bir simülasyon olan dünya hayatından sıyrılmaları gerektiği hususundaki uyarıyı temsil etmektedir.

10/2 E kane lin nasi aceben en evhayna ila raculin minhum en ENZİRİN NASE ve beşşirillezine amenu enne lehum KADEME SİDKİN inde rabbihim kalel kafirune inne haza le sahirun mubin

( İNSANLARI UYARSIN ve inananlara Rab’leri indinde DOĞRU, GERÇEK KADEMELERİN kesinlikle onlara olduğunu müjdelesin diye onlardan bir adama vahyetmemiz insanlara acayip mi geldi? İnkarcılar "Kesinlikle bu apaçık sihirbaz." dediler. )

Aşağıdaki ayetlerde yer alan "Akdam" kelimesi "Adımlar" anlamını temsil etmektedir.

2/250 Ve lemma berazu li calute ve cunudihi kalu rabbena efriğ aleyna sabran ve sebbit AKDAMENA vensurna alel kavmil kafirin

( Ve Calut ve ordusu için meydana çıktıklarında, "Rab’bimiz, üzerimize sabır dök, AYAKLARIMIZI, ADIMLARIMIZI sabitle ve inkarcılar kavmine karşı bize yardım et." dediler. )

47/7 Ya eyyuhellezine amenu in tensurullahe yensurkum ve yusebbit AKDAMEKUM

( Ey o inananlar, eğer Allah’a  yardım ederseniz, size yardım eder ve AYAKLARINIZI, ADIMLARINIZI sabitler. )

16 Aralık 2022 Cuma

Ölü olduğunun farkında olmayanlar

1999 yılı yapımı olan "Matrix" ve "The Sixth Sense" ( Altıncı His ) filmleri ortak bir mesaj vermekteydiler.

"İnsanların, ölü olduklarının bilincinde olmamaları"

Bu iki filmin aynı yıl vizyona girmiş olması da dikkat çekmektedir.

Senaryo itibarıyla "Matrix" filminde, sanal gerçeklik kabinine hapsedilmiş yani gerçeklikten uzaklaştırılarak bir anlamda öldürülmüş ancak bunun farkında olmayıp yaşadıklarını sanan insanlar, "The Sixth Sense" filminde ise spatyomda ( a'raf ) olduğunun farkında olmayan bir adam konu edilmiştir. ( Bu noktada "ölü" kavramı ile tersten anlamlandırma yapıldığı hatırlanmalıdır. )

İnsanlar için kaba madde planı dünyadaki her reenkarnasyon döngüsü esasen gerçek anlamda "Ölüm", her reenkarnasyon sonlanması ise "Olum" yani "Diriliş"'dir.  Bir başka deyişle kaba madde planı dünyada "Yaşam" olarak bilinegelen esasen "Ölüm", "Ölüm" olarak bilinegelen ise üst süptil planda başlayan "Yaşam"dır, "Olum"dur. ( "Plan" veya "Boyut" olarak anılan kavramlar esasen maddeden, zamandan ve mekandan münezzeh algılar olarak düşünülmelidir. )

Kaba madde planı dünyadaki varlık algısının "Aldatıcı" olduğu, kaba madde planının esasen "Ölüm" planı olduğu aşağıdaki ayetlerde net olarak bildirilmektedir.

57/20 ..... ve mel hayatud dunya illa meta'ul ğurur 

( ..... Dünya hayatı aldatıcı meta ( madde ) haricindeki değildir. )

39/30 İnneke meyyitun ve innehum meyyitun

( Kesinlikle sen ölüsün ve kesinlikle onlar da ölüler. )

Aşağıdaki ayetlerde ise Rab'bin, "yaşadıklarını" sanan ancak "ölü"  olan insanları kaba madde planından "dirilterek" bilinçlendirmesinden ve "gerçeğe", "gerçek yaşama" kavuşturmasından bahsedilmektedir.

2/28 Keyfe tekfurune billahi ve kuntum emvaten fe ahyakum summe yumitukum summe yuhyikum summe ileyhi turceun

( Allah’ ı nasıl inkar edersiniz? Ve ölülerdiniz de sizi diriltti. Sonra sizi öldürür. Sonra sizi diriltir. Sonra O'na döndürülürsünüz. )

40/11 Kalu rabbena emettena esneteyni ve ahyeytena esneteyni fe i'terafna bi zunubina fe hel ila hurucin min sebil

( “Rab’bimiz bizi iki kere öldürdün ve bizi iki kere dirilttin de günahlarımızı itiraf ettik. Artık çıkmaya yol var mı?” dediler. )

Kaba madde planı dünyanın, "zulümleri" nedeniyle gerçek yaşamdan menedilmişlerin toplandığı bir "ölüler diyarı" ( cehennem ) olduğu aşağıdaki Kur'an ve Tevrat ayetlerinde bildirilmektedir.

2/35 Ve kulna ya ademuskun ente ve zevcukel cennete ve kula minha rağaden haysu şi'tuma ve la takraba hazihiş şecerate FE TEKUNA MİNEZ ZALİMİN 

( Ve "Ey Adem, sen ve eşin cennette iskan edin. Oradan arzuladığınızca, her nereden dilerseniz bolca yiyin. İşte şu ağaca yaklaşmayın. YOKSA ZALİMLERDEN OLURSUNUZ." dedik. )

1 Genesis 3-3 "Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; YOKSA ÖLÜRSÜNÜZ' dedi."

Dijital teknolojiyi ve genetik bilimini kullanan küreselci şeytanlar muhtelif isimler verdikleri projelerle insanlara sözde ölümsüzlük vadetmektedirler. Oysa ki bu vaad, insanlığın kaba madde planındaki "Ölüm" halinin devamlılığını sağlamak amacıyla kurgulanan bir komplodan başka bir şey değildir . Bir başka deyişle şeytanlar, teknolojiyi kullanarak insanlığı "ölü" tutmaya ve insanlığın ruhsal tekamüle ererek üst süptil plana geçişini, üst süptil plandaki ( cennet ) "Olum"unu engellemeye çalışmaktadırlar. Tıpkı başlangıçta insanı aldatıp "ölümüne" yani kaba madde planı dünyaya indirilişine sebep oldukları gibi...

Ancak ve maalesef birçok insan ilmi yetersizlik nedeniyle, kaba madde planında sürekli kalmayı "ölümsüzlük" sanmakta ve bu beklentiyle satanist dijitalist küreselcileri ilah addedip onlara kulluk etmektedirler.  

25/3 Vettehazu min dunihi aliheten la yahlukune şey'en ve hum yuhlekune ve la yemlikune li enfusihim darran ve la nef'an ve la yemlikune mevten ve la hayaten ve la nuşura

( Ve bir şey  yaratmamış olan ama kendileri yaratılmış olan, kendileri için ne zarara, ne de faydaya malik olamayan, öldürmeye, hayat vermeye ve ölümden sonra diriltmeye malik olamayan, O'ndan başkalarını ilahlar edinirler.  )

İnsanın, "aldatıcı dünya hayatından" yani kaba madde planından kurtuluşu bir simülasyon programı olan matrixten çıkış ile özdeşleştirilebilir.

15 Aralık 2022 Perşembe

Radyoaktif Fırtına ve Radyasyon Çürümesi

"Radyasyon" veya "Işınım, Işın yayımı", elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerji yayımına veya aktarımına verilen isimdir. Radyoaktif maddelerin alfa, beta, gama gibi ışınları yaymasına veya uzayda yayılan herhangi bir elektromanyetik ışını meydana getiren unsurlara radyasyon adı verilmektedir.

"Osteoradionecrosis" ( Osteoradyonekroz / Radyasyona Bağlı Kemik Çürümesi ) fenomeni ise radyasyona maruz kalan kemiklerde görülen nekroz ( çürüme ) durumunu tanımlayan kavramdır. Osteoradyonekroz, radyoterapi seansları sonrasında görülebilen bir yan etkidir.

Benzer şekilde radyoterapi tedavisi sonrasında dişlerde görülen atipik çürümeler de "Radyasyon Çürümesi" olarak tanımlanmaktadır. 

Çene kemiğinde oluşmuş bir osteoradyonekroz örneği

Zariyat ( Rüzgarlar! ) suresinin aşağıdaki ayet ikilisinde yer alan "Rih el akim" ( Kısır Rüzgar ) ifadesinin, "Elektromanyetik radyasyon yayılımını" temsil ediyor olması kuvvetle muhtemeldir. Zira bu ayet setinde "Ramim" ( Çürük, Çürüme ) kavramı da yer almaktadır.

51/41 Ve (1) fi (2) adin (3) iz (4) erselna (5) aley (6) him (7) er (8) RİH (9) EL (10) AKİM (11) 

( Ve Ad hakkında. Zamanında onların üzerine KISIR RÜZGAR GÖNDERDİK. )

51/42 Ma tezeru min şey'in etet aleyhi illa cealethu ker RAMİM

( Üzerine yettiği şeyden, onu ÇÜRÜMÜŞ KILDIĞI haricinde, hiçbir şey bırakmaz. )

Yukarıdaki ayette radyasyon yayılımına bağlı olarak maddesel unsurlarda oluşan bozunma, çürüme tasvir edilmekte gibidir. 

Yasin suresinin aşağıdaki ayetinde "Ramim" ( Kemik Çürümesi, Çürüme, Çürük ) kelimesinin, "İzame" ( Kemikler ) kelimesi ile ilintilendirilmesi de konu bağlamında dikkat çekmektedir.

36/78 Ve darabe lena meselen ve nesiye halkah kale men yuhyil İZAME ve hiye RAMİM 

( Ve bize misal beyan etti. Yaratılışını unuttu. "ÇÜRÜMÜŞ dağılmış iken KEMİKLERİ kim diriltir?" dedi. )

Güneş'te vuku bulan büyük ölçekli elektromanyetik patlamalar "Solar Radiation Storm" ( Güneş Radyasyon Fırtınası ) terimi ile ifade edilmektedir. Bu terimde yer alan "Fırtına" ifadesi de 51/41 kodlu ayette yer alan ve "radyasyon yayılımını" simgeleyen "RİH el akim" ( Kısır RÜZGAR ) kelimesiyle uyum arzetmektedir.

"Solar Cycle" ( Güneş Döngüsü ) olarak bilinen fenomen ise Güneş'in 11 yıllık döngüsünü tanımlamaktadır ki bu döngüde radyasyon fırtınası maksimum seviyeye erişmektedir. Radyasyon Yayılımını / Radyasyon Fırtınasını tanımlayam "Rih el akim" ( Kısır rüzgar ) ifadesinin yer aldığı ayetin kodunun ( 51/41 ) nümerolojik değerinin 11 olması ve ayette 11 kelime bulunması da "Güneş Döngüsü"'ndeki 11 yıllık frekans ile uyum açısından dikkat çekmektedir. ( 5+1+4+1 = 11 )

14 Aralık 2022 Çarşamba

Milliyetçilik kavramı

"Millet" ve "Milliyet" kelimeleri, "İllet - İlliyet" ( Sebep, Bağ, İlinti - Sebepsellik, Bağlılık, İlintililik ) kökünden türemiş olup sırasıyla "Sebepsel, BAĞLI, İlintili" ve "Sebepsel olma, Bağlılık durumu olma, İlintili olma" anlamlarına gelmektedir. ( "Aile" kelimesi de "İllet" kelimesiyle ortak kökendendir. )

Dolayısıyla "Milliyetçilik" bir insanın, ortak kültüre, ortak ETİK* değerlere ( değer yargılarına ) sahip olduğu, kendisini ait ve BAĞLI hissettiği toplumu benimsemesi, sevmesi, ona sahip çıkması ve onu korumaya çalışmasını tanımlayan kavramdır. Dolayısıyla MİLLİYETÇİLİK IRKÇILIK OLMADIĞI GİBİ KENDİ MİLLETİNİ DİĞER MİLLETLERDEN ÜSTÜN GÖRMEK DE DEĞİLDİR. Mikro bazda bakılacak olursa milliyetçilik, tıpkı bir insanın ailesi için olan düşünce, tutum ve davranışlarına benzemektedir.

* "Ethic" kelimesinin kökeni "Ethos" kelimesidir ki bu kelime bir kültürün, bir toplumun, bir dönemin karakteristik ruhunu, değer yargısı sistemini ifade eden kavramdır.

"Millet" kelimesi Kur'an'da "Kavim" kelimesiyle de temsil edilmektedir.

"Irk" kelimesi ise "Soy, Nesil" anlamına yani GENETİK kod bağı, fiziksel niteliklere ilişkin bağ, kan bağı anlamını temsil eden kelimedir. "Irk" kelimesi RK ( Yükselme, Türeme ) kökünden olup, bir kök genetik koddan türemeyi, yükselmeyi ifade etmektedir.

"Irk" kelimesi Kur'an'da "Zurriyet" olarak temsil edilmektedir.

"Millet" kavramının "Irk" kavramından farklı olduğu ayetlerde de özellikle vurgulanmaktadır. Bakara suresinin aşağıdaki ayetinde Hz. İbrahim'in soyundan olmasına rağmen zalim niteliğe haiz insanların varlığı ve dolayısıyla genetik ( fiziksel ) kod bağı olan "soyun" belirleyici olmadığı vurgulanmaktadır. 

2/124 Ve iz ibtela ibrahime rabbuhu bi kelimatin fe etemmehunn kale inni cailuke lin nasi imama KALE VE MİN ZURRİYETİ KALE LA YENALU AHDİZ ZALİMİN

( Ve zamanında Rab’bi İbrahim’ i kelimeler ile sınadı. Böylece onları tamamladı. "Kesinlikle ben seni insanlar için önder kıldım." dedi. "VE SOYUMDAN DA." DEDİ. "ZALİMLER AHDİME ERİŞEMEZLER." DEDİ.  )

Aynı şekilde Hud suresinin aşağıdaki ayetinde de Rab'bin, oğlu için yani "ırkından, soyundan ( genetik kodundan )" olan kişi için yardım isteyen Hz. Nuh'a "O senin AİLENDEN değildi." yanıtını vermesi, "Millet", "Aile", "İlliyet" kavramlarının önemini ve belirleyici niteliğini vurgulamaktadır.

11/46 Kale ya nuhu İNNEHU LEYSE MİN EHLİK EHLİK innehu amelun ğayru salihin fe la tes'elni ma leyse leke bihi ilm inni eizuke en tekune minel cahilin

( "Ey Nuh, KESİNLİKLE O SENİN AİLENDEN DEĞİLDİ. Kesinlikle o iyi olmayanı yaptı. O halde, o sana asla ilmi olmayanı bana sual etme. Kesinlikle ben seni cahillerden olursun diye öğütlerim." dedi. )

Hucurat suresinin 49/11 kodlu ayetinde hiçbir kavmin ( milletin ) kendisini diğer bir kavimden üstün görmemesi, hiçbir kavmin diğer bir kavimle alay etmemesi gerektiği bildirilmektedir.

49/11 Ya eyyuhellezine amenu LA YESHAR KAVMUN MİN KAVMİN ASA EN YEKUNU HAYRAN MİNHUM ve la nisaun min nisain asa en yekunne hayran minhunn ve la telmizu enfusekum ve la tenabezu bil elkab bi'sel ismul fusuku ba'del iman ve men lem yetub fe ulaike humuz zalimun

( Ey o inananlar, KAVİMLER KAVİMLRRDEN ALAY EDİNMESİN. BELKİ ONLARDAN DAHA HAYIRLIDIRLAR. Ne de kadınlar kadınlardan. Belki onlardan daha hayırlıdırlar. Nefislerinizi ayıplamayın ve lakaplarla çağırmayın. İnançtan sonra günahkarlık ismi ne kötüdür. Kim tevbe etmezse, işte onlar, onlar zalimlerdir.  )

Özü, tek tip insandan oluşan ve tam tahakküm altına alınmış tek bir küresel toplum oluşturmak olan küresel şeytanların sözde "Tek Dünya Devleti" projesi kapsamındaki en önemli hedefi öncelikle insanların maddi ve manevi ( mülkiyet, milliyet, aile, dostluk, kardeşlik, değer yargıları, ahlak, din vb. ) tüm bağlarını "yok etmek, SIFIRLAMAK" üzere başlattıkları fiziksel ve zihinsel savaşı kazanabilmektir. Zira "Yeni Dünya Düzeni" ismini verdikleri tam tahakküm ve kölelik sistemini ancak ve ancak "Great Reset" ( Büyük Sıfırlama ) olarak isimlendirdikleri küresel aksiyon vasıtasıyla tesis edebileceklerini bilmektedirler. Zira cümle başında da zikredildiği üzere bu aksiyonun sonucunda "tek tip insan"dan ( dijital insan ) oluşan "tek topluluğun" tesisi planlanmaktadır.

Bu bağlamda, planlanan küresel tam kölelik sistemini engellemenin yegane yolu öncelikli olarak "Millet" ve "Milliyetçilik" kavramına sahip çıkabilmektir ki şeytanlar "milliyetçi yaklaşımı" bir "suç" olarak algılatabilmek için yoğun çaba sarfetmektedirler.

Aşağıdaki ayetlerde insanların, bir sınav olmak üzere, farklı dillere, kültürlere sahip milletler olarak yaratıldığından ve özellikle "tek tip topluluk" olarak yaratılmadığından bahsedilmektedir. 

5/48 Ve enzelna ileykel kitabe bil hakki musaddikan li ma beyne yedeyhi minel kitabi ve muhayminen aleyhi fahkum beynehum bima enzelellahu ve la tettebi' ehvaehum an ma caeke minel hakk li kullin cealna minkum şir'aten ve minhaca VE LEV ŞAELLAHU LE CEALEKUM UMMETEN VAHİDETEN VE LAKİN YEBLUVEKUM Fİ MA ATAKUM festebikul hayrat ilellahi merciukum cemian fe yunebbiukum bima kuntum fihi tahtelifun

( Ve sana da, kitaplardan o ondan öncekileri doğrulayan ve onları kollayan kitabı gerçek ile indirdik. O halde, onların aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların heveslerine tabi olarak, sana o gerçekten gelen üzerine sapma. Biz, sizlerden herkes için yol ve usül oluşturduk. ŞAYET ALLAH DİLESEYDİ SİZİ TEK TOPLULUK KILARDI. LAKİN O SİZE VERDİKLERİ HAKKINDA SİZİ SINAMAK İÇİNDİ. Öyleyse hayırlara ilerleyin. Hepinizin dönüşü Allah’a dır. Artık, o hakkında ihtilafa düştüklerinizi size o haber verir.  )

30/22 Ve MİN AYATİHİ halkus semavati vel erdi VAHTİLAFU ELSİNETİKUM VE ELVANİKUM inne fi zalike le ayatin lil alimin

( Ve göklerin, yerin yaratılışı, DİLLERİNİZİN VE RENKLERİNİZİN ÇEŞİTLİLİĞİ O’NUN AYETLERİNDENDİR. Kesinlikle bunda, bilenler için ayetler vardır. )

42/8 VE LEV ŞAELLAHU LE CEALEHUM UMMETEN VAHİDETEN ve lakin yudhilu men yeşau fi rahmetih vez zalimune ma lehum min veliyyin ve la nesir

( VE ŞAYET ALLAH DİLESEYDİ, ONLARI TEK TOPLULUK KILARDI. Lakin, dilediği kimseyi rahmetine sokar. Zalimler, onlara ne dost ne de yardımcı yoktur. )

43/33 VE LEV LA YEKUNEN NASU UMMETEN VAHİDETEN le cealna li men yekfuru bir rahmani li buyutihim sukufen min fiddatin ve mearice aleyha yazherun

( VE ŞAYET İNSANLARIN TEK TOPLULUK OLMA DURUMU OLMASAYDI, Rahman' ı inkar eden kimselerin evleri için gümüş çatılar, tavanlar ve onun üzerine çıkmaya merdivenler oluştururduk. ) 

13 Aralık 2022 Salı

Cannibalism meselesi 2 

Küresel şeytanların, Dünya nüfusunu azaltma obsesyonu kapsamında  kurguladıkları eylemsel ve algısal operasyonlara ( virüs salgını, iklim değişikliği, kıtlık, savaş ) dayandırarak devreye aldıkları mRNA enjeksiyonu ( aşılama ), kısırlaştırma, genetiği değiştirilmiş sentetik ürünler gibi projelerin yanısıra "Kannibalizm"* ( Yamyamlık, İnsan eti yeme ) kavramı da medya vasıtasıyla topluma yıllardır telkin edilmektedir. 

"Cannibal" kelimesinin "Büyük Cin" ( "Cann" ( Cin ) + "Ba'l" ( Büyük ) ) anlamına geldiği aşağıda linkleri olan bölümlerde belirtilmişti. "Kannibalizm" esasen insanların, yine insanlar tarafından cin şeytanlarına adak verilmesi anlamına gelen satanik bir ritüeldir. 

Bir markanın logosundaki "İnsan yiyen ejderha ( yılan, cin )" kompoziyonu da cinlerin ve insansı cin hibridlerinin insan soyunu tüketme ( yeme ) niyetlerini tasvir etmektedir.

Kannibalizm medya kanalıyla da yıllardır toplumların bilinçaltına telkin edilmeye çalışılmaktadır.

1966 yılında yayınlanan "Make Room! Make Room!" ( Yer Aç! Yer Aç! ) isimli romandan uyarlanan 1973* yılı yapımı "Soylent Green ( Yapay et ) isimli filmin 2022 yılını konu alması ve sera gazı etkisi, hava kirliliği, tükenmiş kaynaklar, yoksulluk, aşırı nüfus gibi sebeplerle distopik bir ortama dönüşmüş dünyada insanların "insan eti" yemek zorunda kalmaları temasını işlemesi dikkat çekmektedir. Bu durum, küresel şeytanların, kitleleri bilinçaltında şartlamak ve hedeflenen aksiyonun zihinlerde zikrini yaptırmak amacıyla tüm planlarını bilinçli olarak ifşa ettikleri gerçeğini teyid etmektedir. ( * 1973 ... 19 ... 10 ... "1" ; 73 ... 10 ... "1" ... "11" )

1991** yılı yapımı "Silent of Lambs" ( Kuzuların Sessizliği ) serisi de kannibalizm konusunda öne çıkan filmlerdendir. ( ** 1991 ... 19 ... 1+9 = 10 ... "1" ; 91 ... 9+1 = 10 ... "1" ... "11" )

2020 yılı yapımı "Kadaver" ( Kadavra ) filmi ise güncel kannibalizm filmlerdendir.

"Human Meat Project" ( İnsan Eti Projesi ) isimli internet sitesi kannibalizm şeytanlığını insanlara telkin etmek amacıyla kurulmuş sitelerden biridir.

"Bir insan vücudu 40 kişiyi doyurur."!!!

Kannibalizm sapıklığına Hucurat ( Odalar, Hücreler ) ayetinde dolaylı misalleme ile değinilmektedir.

49/12 Ya eyyuhellezine amenuctenibu kesiran minez zanni inne ba'daz zanni ismun ve la tecessesu ve la yağteb ba'dukum ba'da E YUHİBBU EHADUKUM EN YE'KULE LAHME EHİYHİ MEYTEN FE KERİHTUMUH vettekullah innellahe tevvabur rahim

( Ey o inananlar zannın çoğundan kaçının. Kesinlikle zannın bazısı günahtır. Casus gibi araştırmayın ve bazınız bazınızı çekiştirip arkadan konuşmasın. SİZLERDEN BİRİNİZ ÖLMÜŞ KARDEŞİNİN ETİNİ YEMEYİ SEVER Mİ? ONDAN TİKSİNDİNİZ. Allah’tan sakının. Kesinlikle Allah tevbeyi kabul edendir merhametlidir. )

Hayvan etinin Allah'ın, hayıra vesile nimetlerinden olduğu, yerken mutlaka Allah'ın isminin hatırlanması gerektiği, haram olanın ise ölü, kan ve domuz eti olduğu aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir.

6/118 Fe KULU MİN MA ZUKİRASMULLAHİ ALEYHİ in kuntum bi ayatihi mu'minin

( O halde eğer O’nun ayetlerine inananlarsanız, ÜZERİNE ALLAH'IN İSMİ HATIRLANANLARDAN YİYİN. )

6/119 VE MA LEKUM EN LA TE'KULU MİN MA ZUKİRASMULLAHİ ALEYHİ ve kad fassale lekum ma harrame aleykum illa madturirtum ileyh ve inne kesiran le yudillune bi ehvaihim bi ğayri ilm inne rabbeke huve a'lemu bil mu'tedin

( VE SİZE NE OLUYOR DA ÜZERİNE ALLAH'IN İSMİ HATIRLANANLARDAN YEMİYORSUNUZ? O size, ona mecbur kalmanızın haricinde size neyin haram olduğunu ayrıntılı açıklamıştır. Kesinlikle birçokları ilimsizce hevesleriyle saptırırlar. Kesinlikle Rab’bin, o hududu aşanları bilir. )

16/115 İNNEMA HARRAMA LEKUM MEYTETE VED DEME VE LAHMEL HİNZİRİ ve ma uhille li ğayrillahi bih fe men idturra ğayra bağin ve la adin fe innellahe ğafurun rahim

( Kesinlikle ki size ölüyü, kanı, domuz etini, Allah’tan başkası için kesilenleri haram kıldı. Ancak kim zorda olup mecbur kalırsa azmadan ve hududu aşmadan. Artık kesinlikle Allah affedendir merhametlidir. )

22/36 VEL BUDNE CEALNAHA LEKUM MİN ŞEAİRİLLAHİ lekum fiha hayrun FEZKURUSMELLAHİ ALEYHA SAVAF FE İZA VECEBET CUNUBUHA FE KULU MİNHA ve at'imul kania vel mu'terr kezalike sehharnaha lekum leallekum teşkurun

( VE BÜYÜK YOĞUN GÖVDELİLERİ, ONLARI SİZE ALLAH'IN İŞARETLERİNDEN KILDIK. Onlarda size hayır vardır. O halde, SAFLAR HALİNDE DURURLARKEN ONLARIN ÜZERİNE ALLAH'IN İSMİNİ HATIRLAYIN. YANLARI YASLANDIĞINDA ONLARDAN YİYİN, kanaat edene ve fakir olup da dilenmeden durumunu anlatana yedirin. İşte onları böyle buyruğunuza verdik. Umulur ki şükredersiniz. )

Ayrıca bkz. 

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/05/cannibalism-meselesi.html