29 Şubat 2020 Cumartesi

Kolaylık ve Zorluk düalitesi / döngüsü

Yaratılıştaki döngüler,  düalitenin bileşenleri olan negatif ve pozitif tesirlerin ard arda tezahürü ile oluşan değer farklanması sonucunda vuku bulmaktadırlar.

Düaliteye dayalı döngü olgusu, aynı mesajı iki kere veren, İnşirah suresinin 5. ve 6. ayetlerinde Usri ( Zorluk ) ve Yüsren ( Kolaylık ) kelimeleri ve 11 nümerolojisiyle destekli olarak bildirilmiştir.

94/ 5- Fe (1) inne (2) me'a (3) el (4) USRİ ( *5* ) YÜSREN (6)
( O halde zorlukla birlikte kolaylık vardır. ) 

94/ 6 - İnne (1) me'a (2) el (3) usri (4) yüsren (5) 
( Kesinlikle zorlukla birlikte kolaylık vardır. ) - 

- Ayet numaralarının toplamı "11" sayısını vermektedir. ( 5+6 = 11 )

- İlk ayetteki Usri ( Zorluk ) ve Yüsren ( Kolaylık ) kelimelerinin sıra numaraları toplamı 5+6 = "11" olmaktadır.

- İlk ayetin numarası ile ayetteki kelime adedi toplamı 5+6 = "11" olmaktadır.

- İkinci ayetin numarası ile ayetteki kelime adedi toplamı 6+5 = "11" olmaktadır.

Ayrıca farklı boyuta geçişin, geçiş portalının nümerolojik sembolü de 11 sayısı olup, ayetlerde "Zorluk"tan "Kolaylık"a geçiş kavramı 11 sayısıyla kodlanmış gibidir.

Sebt ( Şabat / Şubat ) günü ve Ünite

Miladi takvime göre belirlenen Artık Yıl, 4 rakamının katı olan yıllar olarak bilinmektedir. Şubat ayı 4 yılda bir 29 ( 2+9 = 11 ) gün olmaktadır. Bu ilave güne Artık Gün, ilgili yıla da Artık Yıl denilmektedir.

"Şubat" kelimesinin kökeninde "Yedi" ve "Sabit" anlamları bulunmaktadır. "Yedi" anlamı batı dillerinde "Yedi" kelimesinin Sept ( Fra. ), Seben ( Alm.) olarak telafuz edilmesinde görülebilmektedir. "Sabit" anlamı ise kutsal kitaplara göre "Sebt" gününde yani "Yedinci günde" eylemsizlik olmasından kaynaklanmaktadır. Zira Allahü Teala'nın yeri ve gökleri 6 günde yaratması sonrasındaki 7. gün yaratılış sürecinin sonu yani döngü sonunun sembolü niteliğindedir. Tevrat'ta 7. gün sembolik olarak "Dinlenme"* ifadesiyle temsil edilir. 

1-Genesis-2-2 Yedinci güne gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten o gün dinlendi.

Kur'an'da "Sebt" ( Sabat, Şabat, Şubat ) kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin numarası 65 olup, bu sayının nümerolojik değeri de "11" olmaktadır. 11 sayısı farklı boyuta, farklı safhaya geçişin sembolü olup, “7. günde farklı bir hal içinde olunması” kavramıyla uyum arzetmektedir. Ayrıca ayette 16 kelime olması ve bu sayının nümerolojik değerinin "7" olması da "Yedinci gün" kavramıyla uyum arzetmektedir. ( "BİRdenBİRe" ifadesinin bir halden başka bir hale geçiş anlamına geldiği ve ifadedeki iki adet 1 sayısının 11 sembolizasyonu içerdiğine evvelce "BİRdenBİRe" başlıklı bölümde değinilmişti. )

2/ 65 - Ve (1) lekad (2) alimtüm (3) üllezıne (4) a'tedev (5) min (6) küm (7) fi (8) es (9) SEBTİ (10) fe (11) kulna (12) lehüm (13) kunu (14) kıradeten (15) hasiın (16)

( Ve sizlerden YEDİNCİ GÜN içinde hududu aşanları bildiniz. Böylece onlara, "Kovulup reddedilmiş maymunlar olun." dedik. )

"SABBATH is unification through ONENESS, which causes the mystery of ONENESS to dwell upon it..... ......The elaborate Friday evening service is not the only mystical SABBATH rite that entered normative practice. The Zohar explains that the head of the household must accomplish ten things at the SABBATH table, corresponding to the TEN sefirot. Although many of these are rabbinic practices, the enumeration of TEN central customs and the associated symbolism are Zoharic."

https://www.myjewishlearning.com/article/mystical-shabbat/

Kabala* öğretisine göre Şabat, "Ünitenin" ( Birlik, Vahdet ) sembolü olup, Sefer Yetzirah ( Yaratılış Kitabı ) kapsamında yer alan hayat ağacındaki 10 sefirot ile ilintilendirilmektedir.. "Sebt" kelimesinin, Kur'an'da ilk geçtiği ayetteki 10. kelime olması bu bağlamda dikkat çekmektedir. ( 10 ... 1+0 = "1" yani Ünitenin / Birliğin nümerolojik sembolü ))

2/65 Ve (1) lekad (2) alimtüm (3) ellezıne (4) a'tedev (5) min (6) küm (7) fi (8) es (9) SEBTİ (10) ........

* Kabala öğretisine referans verilerek misallendirme yapılmasının nedeni esas itibarıyla tüm öğretilerin kökeninde Allah'ın ilminin olmasıdır. O'nun ilmi haricinde bir ilim yoktur.** Hiçbir kişi, grup veya cemiyet O'nun ilmi dışında bir ilim oluşturamaz ve geliştiremez. Ancak ve sadece bu ilmi olumsuz amaçlar doğrultusunda kullanmaya, kelimelere, sayılara farklı anlamlar yüklemek suretiyle insanları saptırmaya çalışan kitlelerin, cemiyetlerin varlığı söz konusu olabilir. Ve bunlar da zaten mevcuttur.

** İblis'in de içinde bulunduğu melekler topluluğunun ilgili sözleri Bakara suresinin 32. ayetinde zikredilmektedir.

2/32 - Kalu sübhaneke la ilme lena illa ma alemtena inneke entel alimül hakim ( "Yücesin sen. O bize öğrettiğinin haricinde bize ilim yoktur. Kesinlikle sen bilensin hakimsin." dediler. )








28 Şubat 2020 Cuma

Mesih kelimesi....

3/45 - İz kaletil melaiketü ya meryemü innellahe yübeşşiruke bi kelimetin minhü ismühül MESİHU ıysebnü meryeme vecıhen fid dünya vel ahırati ve minel mükarrabın
( Zamanında melekler, "Ey Meryem, kesinlikle Allah sana kendinden kelimeyi müjdeliyor ki onun ismi Meryemoğlu MESİH İsa’ dır. Dünyada ve ahirette saygındır ve yakınlaşanlardandır." dediler. )

"Mesih" kelimesi "Mesh" ( Ovma, Okşama, Dokunma ) kökünden gelmekte olup, "Ovulmuş, Okşanmış, Dokunulmuş" anlamına gelmektedir. "Mesih" kelimesinin dillerdeki karlşılıkları şöyledir.

Messiah ( İng. ) 
Messie ( Fra. )
Messias ( Alm. )
Mashiach ( İbr. )
Messiam ( Lat. )
Mesih ( Ar. )

Kur'an'da "Mesh" kökünün geçtiği ayetler;

4/43 - ..... fe lem tecidu maen fe teyemmemu saıyden tayyiben feMSEHU bi vücuhiküm ve eydıküm ....

( .... su bulamazsanız temiz toprağa niyet edin. Böylece yüzlerinizi ve ellerinizi MESHEDİN. Kesinlikle Allah affedendir bağışlayandır. 

5/6 - Ya eyyühellezine amenu iza kuntüm iles salati fağsilu vücuheküm ve eydiyeküm ilel merafikı veMSEHU bi ruusiküm ve ercüleküm ilel ka'beyn ...
 
( Ey o inananlar, dua edecek olduğunuzda, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı ve iki topuğa kadar da ayaklarınızı MESHEDİN. ... )

Dikkat edilecek olursa kelimenin "Mess" kökünden türediği görülmektedir. "Mess" kelimesi Arapça'daki "Mess" ( Dokunma ) kelimesi ve batı dillerindeki "Massage"  ( Masaj )* kelimesiyle ilntilidir. ( * Masaj, rahatlık ve huzur vesilesi olması amacıyla vücuda el teması ile yapılan bir uygulamadır. Bu cümlede geçen "Temas" kelimesi de "Dokunuş" anlamına gelmekte olup, "Mas" ( Dokunma ) fiili, başına gelen "Te" ile isim olmaktadır. )

"Mess" kökünün bir Kur'an ayetindeki örneği;

41/49 - La yes'emül insanü min düail hayri ve in MESSEhüş şerru fe yeusün kanut
( İnsan hayır çağırışından usanmaz. Eğer ona kötülük DOKUNURSA ümidini kesip ümitsiz olur. )

Bu bağlamda "Mesih" kelimesi, Kutsal Ruh tarafından tesir iletilmiş ( dokunulmuş, temas edilmiş, ) ve arındırılmış anlamını içermektedir. Kutsal Ruh'un teması ( tesiri ) varlıkları negatif tesirlerden arınarak saflaşmalarına vesile olmaktadır.

Aşağıdaki İncil ayetlerinde yer alan "Toprak insan" kavramı, kaba madde aleminde tezahür eden ve nefsaniyet yoğun niteliğe sahip Adem'i ve onun hibrid soyunu*, "Göksel insan" ise saflığı bozulmamış insanı temsil eden Mesih İsa'yı sembolize etmektedir. İncil'de Mesih İsa'nın "İnsanoğlu"** olarak tanımlanmasının sebebi de budur. )

( * Ağaca ( cinlerin soyağacı ) yaklaşan yani cinlerle CİNsel temas kuran Adem'in saflığı bozulmuş soyu.... Bu eylem insanın yarı süptil alem ( boyut, plan, frekans ) olan cennetten çıkarılarak kaba madde alemi olan dünyaya intikaline sebebiyet vermiştir. 

** 40-Matthew-13-37 İsa, "İyi tohumu eken, İnsanoğlu'dur." diye karşılık verdi. )
40-Matthew-26-2 "İki gün sonra Fısıh Bayramı olduğunu biliyorsunuz" dedi, "İnsanoğlu çarmıha gerilmek üzere ele verilecek."

46-1 Corinthians-15-47 İlk insan yerden, yani topraktandır. İkinci insan göktendir.
46-1 Corinthians-15-48 Topraktan olan insan nasılsa, topraktan olanlar da öyledir. Göksel insan nasılsa, göksel olanlar da öyledir.
46-1 Corinthians-15-49 Bizler topraktan olana nasıl benzediysek, göksel olana da benzeyeceğiz.

Dolayısıyla Kur'an'da, Yevmel Kıyameh ( Ayağa Kalkış Günü ), Yevmel Fasl ( Ayrışım Günü ), Yevmed Din ( Din Günü ), Yevmel Hesab ( Hesap Günü ) gibi kelime setleriyle ifade edilen döngü sonunda kutsal ruh tesirlerinin ileticisi olan Mesih İsa'nın tesirleri inanan insanları saflaştıracak, onlara şifa vererek madde obsesyonundan ve nefsaniyetten arındıracak ve ruhsal tekamüle yani üst boyutlara geçişe vesile olacaktır.

Nisa suresinin 159. ayetinde "Kitap sahiplerinin ölmeden önce Mesih İsa'ya inanmalarından" bahsedilmesi, Mesih İsa'nın sonsuz yaşam bilincine kavuşturacak döngü sonu tesirlerine işaret etmektedir.

4/159 - Ve in min ehlil kitabi illa le yü'minenne bihı kable mevtih ve yevmel kıyameti yekunü aleyhim şehıda
( Ve kesinlikle kitap sahiplerinden olanlar ölümlerinden önce mutlaka ona inanacaklardır. Ayağa kalkış gününde o, onlara şahit olur. )








27 Şubat 2020 Perşembe

SPeRm ve SeRPent

İnsanın kaba madde alemi dünyadaki yaşamının başlangıç kaynağı olan "Sperm" şekil itibarıyla "Yılan"'ı andırmakta olup, "SPeRm", "SeRPent" ve "SeRPmek" kelimelerini oluşturan temel harfler de aynı harflerdir. ( S,R,P )



Ymurtayı döllemek için ileri atılmış yılan formundaki spermler ( Atmosfere veya dünyaya girmeye* çalışan reptilian cinlerin tasviri gibi )

*15/17 - Ve hafıznaha min külli şeytanir racım ( Ve onu ( göğü ) tüm kovulmuş şeytanlardan koruduk. )
15/18 - İlla men isterekas sem'a fe etbeahu şihabün mübın ( O kulak hırsızlığı yapan kimse hariç. Artık onu apaçık kıvılcım takip eder. )

Ayetteki “kulak hırsızlığı yapan kimse” gökten içeri girmeye çalışan cini / cinleri tasvir etmektedir.

S,R ve P harflerini içeren farklı dillerdeki kelimeler incelendiğinde "Yayılmak, Atılmak, Dağılmak,  Serpmek, Fırlamak, Türemek, Yükselmek"  ortak anlamları göz çarpmaktadır.

SPRead = Dağılmak, Yayılmak
SPeeR ( Alm. ) Spear ( İng. ) = Cirit, Mızrak ( Atılan şey )
SPeRM* ( Atılarak serpilerek yayılan )
SeRPMek / SeRPMe ( Türk. ) = Atarak yaymak
SeRPent ( Fra. - İng. ) = Yılan ( Yere yaYILAN ) *

Sper+m ( Yayılma, Dağılma ) Depr+em ( Depreşme, Depression )

SPiRit = Ruh* SPRout = Türeyen, Tomurcuk
SPRead = Yayılmak ve SPeRm *
Ruh = Rıh = Rüzgar ( Rüzgar yayılarak dağılır. Bir noktada sabit bir olgu değildir. )
SüPüRMek = Yayarak dağıtmak, ilerletmek
SuPeR = Üste yukarı fırlamış, atılmış
SuPReMe = Üste yukarı fırlamış olma / olan
SPRosse (Alm. ) = Basamak, Üste çıkaran, Yukarı fırlatan
SPRing ( İlkbahar ) ... SPR + ing Spring = Atılma, yayılma, tomurcuklanma, hayatın başlaması, yeşerme
SPoRe = Üreme, Türeme* hücresi 
SPoR yapmak = Hareketlenmek, Yükselmek, Aktif hale gelmek

* TÜReme = Üste yukarı çıkma, Yükselme, Ortaya çıkma TüRk ... TüR+k = Yükselmiş olan

"Yumurta" kavramının "Yılan" ile ilntilendirildiği aşağıdaki okült figürler / semboller de yılan ile döllenme arasındaki gizemli anlam açısından dikkat çekmektedir. 



Yumurtaya sarılmış yılan

Yılan, bazı ezoterik ve okült kültürlerde yaratılışın ve yaşam enerjisinin kaynağı addedilmektedir. Ve halen "Tıbbın" sembolü olarak da kullanılmaktadır.


DNA Sarmalı formu verilmiş iki yılan ile tıp sembolize edilmektedir.

Bu noktada bazı sorular;

Adem'in, yaklaşmaması gereken ağaca ( cinlerin soyağacı ) yaklaşması yani eşinden önce cin ile CİNsel ilişkiye girmiş olması ve eşinin de aynı davranışı sergilemesi sonrasında saf insan soyu bolzulmuş ve reptil ( sürüngen / yılan ) / cin hibridi bir nesil mi oluşmuştur? ( Adem'in cennetten çıkarılma sebebi de saf insan niteliğini kaybetmiş olmasıdır. )

Bu nedenle mi insanların beyninde nefsani frekansların kaynağı olan Reptilian Complex ( Sürüngen Kompleksi ) adı verilen bir organ bulunmaktadır?

Cinsel ilişki olmadan yaratılmış olan tek saf insanlar Adem ile İsa mıdır? ( Kur'an'da "İsa'nın misali Adem'in misali gibidir." ifadesi yer alır. )

3/59 - İnne mesele IYSA ındellahi ke meseli ADEM halekahu min türabin sümme kale lehu kün fe yekun
( Kesinlikle İSA’ nın misali Allah’ ın indinde ADEM’ in misali gibidir. Onu topraktan yarattı ve sonra ona "Ol." dedi de o oldu. )

Ve bu nedenle mi İncil'de Mesih İsa'dan "İnsanoğlu" olarak bahsedilir?

40-Matthew-13-37 İsa, "İYİ TOHUMU* EKEN İNSANOĞLU'dur." diye karşılık verdi.

* "İyi Tohum", kaba madde aleminde Mesih İsa ve İnsanoğlu ismiyle saf insan olarak tezahür eden ruhun yayacağı ve Reptilian Complex'in ürettiği nefsaniyet frekanslarından arınmış "Saf İnsan" tesirleri midir?

40-Matthew-13-41 İNSANOĞLU meleklerini gönderecek, onlar da insanları günaha düşüren her şeyi, kötülük yapan herkesi O'nun egemenliğinden toplayıp,

Tekrar "Sperm"e dönülecek olursa, "Sperm" ipliksi yapıya sahip olan yaşam kaynağıdır. Kuantum fiziğindeki "İp Teorisi"'ne ( String Theory ) göre atom altı parçacıklar da ( Kuarklar ) ipliksi yapıya sahiplerdir. "İp Teorisi" tüm evrenin de ipliksi yapıya sahip olduğunu ve 11 boyuttan oluştuğunu ( M Teorisi ) belirtmektedir. Solucan Delikleri de ( Worm Holes ) bu teorinin kainattaki delilleri niteliğindeki küçük tezahürleridir. "İp Teorisi"'ne ( String Theory ) "Herşeyin Teorisi" ( Theory of Everything ) adı da verilmektedir.

26 Şubat 2020 Çarşamba

Kulak, Göz ve Kalp

"Hafta hafta bebeğin anne karnındaki gelişimi nasıl olur?

1. ay (1-4. haftalar)

Döllenmiş yumurta büyüdükçe, etrafında yavaş yavaş sıvı ile doldurulan su geçirmez bir kese oluşur. Buna amniyotik kese denir ve büyüyen embriyoyu hafifletmeye yardımcı olur. Plasenta da gelişir. Plasenta besinleri anneden bebeğe aktaran ve atıkları bebekten aktaran yuvarlak, yassı bir organdır.

İlkel bir yüz, GÖZLER büyük koyu halkalarla oluşacaktır. Ağız, alt çene ve boğaz gelişiyor. Kan hücreleri şekilleniyor ve dolaşım başlayacak. Minik “KALP” tüpü dördüncü haftanın sonuna kadar dakikada 65 kez atar. İlk ayın sonunda, bebeğiniz yaklaşık 6 mm’dir yani bir pirinç tanesinden daha küçüktür!

2. ay (5-8. haftalar)

Bebeğinizin yüz özellikleri gelişmeye devam ediyor. Her bir KULAK başın cildinin küçük bir katı şeklinde başlar. Sonunda kollara dönüşen minik tomurcuklar ve bacaklar oluşur. Parmaklar, ayak parmakları ve gözler de oluşuyor."


Embriyonun rahimdeki organ gelişimine ilişkin basında yer alan bu bilgilere göre bebeğin ilk önce oluşan organlarının "kulak", "göz" ve "kalp" olduğu görülmektedir. 

İsra ve Mü'minun surelerinin aşağıdaki ayetlerinde yer alan "Sem'a" ( Kulak ), "Besar" ( Göz ) ve "Fuad" ( Kalp ) kelimeleri embriyonun organ oluşum evrelerine işaret etmekte gibidir. 

17/36 - Ve la takfü ma leyse leke bihı ılm innes SEM'A vel BESARA vel FÜADE küllü ülaike kane anhü mes'ula

( Ve sana ilminden olmayanın peşine düşme. Kesinlikle KULAK, GÖZ ve KALP, onların hepsi ondan sual edilesidir. )

23/78 - Ve hüvellezi enşee lekümüs SEM'A vel EBSARA vel EF'İDEH kalılen ma teşkürun
( Ve size KULAK, GÖZLER ve KALPLER inşa eden O'dur. O şükretmeniz azdır. )







25 Şubat 2020 Salı

Coronavirus meselesi

2020 yılında gündeme oturan "Coronavirus" kelimesi "Corona" ( Taç ) ve "Virüs" kelimelerinden oluşmakta olup, Coronavirus, taç şeklinde bir yapı arzetmesi nedeniyle bu ismi almıştır.


"Taç", kraliyete ilişkin bir sembol olup, asil soyu, soyluluğu yani nihayetinde "Soyu, Soyluluğu, Soyun Devamlılığını, Nesli" sembolize etmektedir.

   


"Taç" kelimesinin batı dillerindeki karşılıkları Crown ( İng. ), Couronne ( Fra. ), Krone ( Alm. ) olarak sıralanabilir.

Ayrıca "Korna" anlamında kullanılan "Horn" kelimesi de aslında "Corn" yani "Boynuz" kelimesidir. "Boynuz" da "Döl bereketinin, Soyluluğun, Fertilitenin, İktidarın" sembolüdür. "Boynuz"a üflenince çıkan sese de "Korna" sesi denmiştir. Arapça'daki "Kurne" kelimesi de "Sivri ve yüksek şey" anlamına gelmektedir.

Korn / Kern ( Alm. ) = Soy, Nesil, Çekirdek, Tohum
Karn ( Arap. ) = Soy, Nesil
Charne ( Fra. ) = Et ( İnsanla ilgili )
Carnivore ( Fra. ) = Etobur

Bu bağlamda "Coronavirus"'ün batıni anlamı "Soy Virüsü" veya "Soykıran Virüsü" olabilir.

Kur'an'ın 20/128 kodlu ayetinde "Nesillerin helakından" bahsedilmektedir.

20/128 - E fe lem yehdi lehüm kem ehleknü kablehüm minel KURUNİ yemşune fı mesakinihim inne fı zalike le ayatin li ülin nüha

( Onlardan önce, meskenlerinde gezen nice NESİLLERDEN helak etmemiz onları yönlendirmedi mi? Kesinlikle bunda, akıl sahipleri için ayetler vardır. )

Ayetin sure numarasının ( 20 ) nümerolojik değeri "2", ayet numarasının ( 128 ) nümerolojik değeri de "2" ( 1+2+8 = 11 ... 1+1 = 2 ) olmaktadır. Bu iki adet 2 sayısı 2020 yılına mı işaret etmektedir?

Arapça'da ise "Soy / Nesil" kelimesinin karşılığı "Karn" ve "Kurun" ( Çoğul ) kelimeleridir. İsra suresinin 17. ayetinde geçen "Kuruni" kelimesi, ayetteki anlamsal içerik ( Nesillerin helak edilmesi ) ve nümerolojik yapı açısından incelendiğinde insanların ölümüne yani nesillerin helakına sebebiyet veren Coronavirüs ile ilinti izlenimi uyandurmaktadır.

17/17 - Ve (1) kem (2) ehlekna (3) min (4) el (5) KURUNİ (6) min (7) ba'di (8) nuh (9) ve (10) kefa (11) bi (12) rabbi (13) ke (14) bi (15) zünubi (16) ıbadi (17) hı (18) habıran (19) besıra (20)

( Ve Nuh' tan sonra NESİLLERden nicesini helak ettik. Rab’bin kullarının günahlarını haber alıp görmeye kafidir. )

Ayette "20" kelime bulunmaktadır.

Ayetin kodunu ( 17/17 ) oluşturan sayılar ile ayetteki "Kuruni" kelimesinin sıra numarası toplandığında yine "20" sayısı elde edilmektedir. ( 1+7+1+7+6 = 20 )

İki adet 20 tezahürü "2020" yılı çağrışımı yapmaktadır. Yani ayette 2020 yılında nesilde bazı ölümlerin vuku bulacağı mı bildirilmektedir? Halen Coronavirüs nedeniyle neslin bir kısmı* helak olmaktadır.

Ayrıca Kur'an'ın "İnsan" suresinin 76/7 kodlu ayetinde "Müstetir" ( Salgın, Yaygın, Örten ) kelimesi ilk ve son kez geçmektedir.

"76/7" - Yufune (1) bi (2) en (3) nezri (4) ve (5) yehafune (6) yevmen (7) kane (8) şerru (9) hu (10) MÜSTETIREN (11) 

( Yapılacak işlerini, adaklarını ifa ederler ve kötülüğü SALGIN / YAYGIN / ÖRTEN o günden korkarlar. )  

Ayet kodunun ( 76/7 ) nümerolojik değeri "20" sayısını vermekte olup bu sayı 2020 yılına mı işaret etmektedir?

Ayette 11 kelime bulunması da 2 sayısı açısından ( 1+1 = 2 ) 20 sayısıyla uyum arzetmektedir. ( 11 sayısı farklı boyuta geçiş portalının nümerik sembolüdür. )

Ayet kodu 76/7 ... 20 ... "2" 
Ayetteki kelime adedi 11 ... "2" 

2020 ... 2 ve 2 !?

MERS ( Middle East Respiratory Syndrome ) Coronavirus 2011 yılında ortaya çıkmış ve iki yıl süreyle epidemi ( salgın ) oluşmuştur. 

"Coronavirus" kelimesi 11 harften oluşmaktadır. 20"11" yılı yapımı olan "Contagion" ( Salgın ) isimli film ve filmin mottosu dikkat çekmektedir. 

"Nothing spreads like FEAR" ( Hiçbir şey KORKU kadar hızlı yayılmaz."

Film, mevcut durumda deneyimlenen Coronavirus ( COVID 19 ) vakasının kriptosu niteliğindedir. Filmde Hong Kong'da yarasa kaynaklı olarak yayılan bir virüsün dünya çapında salgına neden olması konu edilmektedir.


Madonna, 14 Haziran 2019 tarihinde "Madame X" isimli bir albüm çıkarmıştır. 

- "Madame X", "Öldüren Kadın / Ölüm Kadını veya Ölü Kadın" anlamına gelmektedir. 
- Albümün kapak görselinde, üzerinde "Gorona" yazan bir daktilo bulunmaktadır. 
- Şarkı sözlerinin bir kısmı şöyledir.

I' madame X ( Ben madame X )
TRAVELING AROUND THE WORLD ( Dünyayı dolaşıyorum. ) !!
Changing identities ( Kimlikleri değiştiriyorum. )

- Daktilodan çıkan sayfada "9" meslek / uğraş alanı yer alıyor. ( 9 okültizmde negatif enerjinin sembolüdür. )
- Mesleklerin / Uğraş alanlarının üzerinde ise şöyle yazıyor. "She is a OHA* OHA instructor" ( O bir OHA OHA denetçisidir." 

* OHA = Oregon HEALTY Agency ... ABD hükümetine bağlı bir sağlık ajansı.

- Albümdeki 3. şarkı "God Control" ( Tanrı Kntrolü ), 15. şarkı ise "I Rise" ( Yükseliyorum ) Madonna, şeytanı temsilen "Yükseliyorum." demekte yani Yeni Dünya Düzeni mesajını vermektedir.


2018 yılı yapımı olan “My Secret Terrius” isimli Kore TV dizisinde “Coronavirus” mesajı  açıkça verilmektedir. Filmin aşağıdaki sahnesinde doktor "Ama mutasyona uğramış Coronavirus gibi görünüyor." cümlesini kuruyor.


2016 yılında Disney XD tarafından yayımlanan "Lab Rats Elite Force" ( Laboratuar Fareleri Elit Güç ) isimli TV dizisinde "mikroçiplenerek" süper kahramana! dönüşmüş çocukların maceraları konu ediliyordu. Çiplenmiş çocuklara "Elite Force " ( Elit Güç ) sıfatı verilmişti. Coronavirus sürecinin ardında zaten planlanan aksiyonlardan biri olan "mikroçip" teknolojisinin yaygınlaştırılması bulunuyor olabilir. Zira tüm filmler, diziler, şarkılar hep küresel planların doğrudan veya sübliminal iletişiminin yapılması için üretilmektedir.


*  Güncel verilere göre Coronavirüs kaynaklı ölüm oranı %3 olup, kanser hastaları, şeker hastaları, tansiyon sorunu olanlar, sigara içenler ve 56 yaş üzeri olanların temel risk grubu oluşturmaktadırlar.

Ancak "Basındaki" manşetlere bakıldığında "Korku", "Dehşet", "Kabus" ve "Panik" kelimelerinin pompalandığı görülmektedir. Adeta insanlar "Basın Zehirlenmesi"'ne maruz bırakılmaktadırlar. Korkuya kapılmak, dehşete düşmek, panik yapmak frekans düşürerek strese ve depresyona sebebiyet verir ki bu iki unsur bağışıklık sisteminin baş düşmanlarıdır. Zira varlıklar frekanslardan ( titreşimlerden ) oluşurlar. Korku duygusu düşük frekanslı olup, varlıkların frekansını düşürerek, diğer düşük frekanslı olgulara ( negatif enerji, hastalık, virüs vb. ) portal açar ve varlığı savunmasız hale getirir. Zaten immün ( bağışıklık ) sistemin çökmesi de frekans düşmesi anlamına gelmektedir. Şeytanların, varlıkları kontrol ve tahakküm altına almak için kullandıkları en temel silah “korkudur”. 

19 Hz seviyesindeki ses frekansının insan üzerinde korku, panik, huzursuzluk ve buğulu görüntüler yarattığı bilimsel deneylerle ortaya konmuştur. Bu çerçevede Coronavirus'ün kodu olan COVID19 ifadesindeki 19 sayısı dikkat çekmektedir.

Basın sanki toplumun psikolojik olarak virüsten mümkün olduğunca etkilenebilmesi için araç olarak kullanılmakta gibidir.


















Bu manşeti atanlar sadist mi, gazeteci mi? diye düşünme durumu oluşuyor. Bir de "Kan donduran görüntülere dikkatle bakın!" diye talimat veriliyor.

















24 Şubat 2020 Pazartesi

Beyaz rengin nümerolojik gizemi

"Beyaz" renk temel 7 renk ( Kırmızı, Turuncu, Sarı, Yeşil, Mavi, Lacivert, Mor ) içinde yer alan Kırmızı, Yeşil ve Mavi rengin birleşiminden oluşmaktadır.

                                   

Kur'an'da, Kırmızı ( Humr ) kelimesi 1 kere, Mavi ( Zürka ) kelimesi 1 kere, Yeşil ( Hıdr ) kelimesi ise 8 kere tekrarlanmaktadır. Bu renklerin Kur'an'daki tekrar adetleri 1,1 ve 8 sayılarına işaret etmektedir. 

"Beyad" ( Beyaz ) kelimesinin Kur'an'da ilk kez geçtiği ayet A'raf suresinin 108. ayetidir. ( Yüksek mevki anlamına gelen "A'raf" kelimesi, kaba madde alemi dünya ile yarı süptil alem olan cennet arasındaki geçiş portalını ifade eden kelimedir. 

7/108 - Ve (1) nezea (2) yede (3) hu (4) fe (5) iza (6) hiye (7) BEYDAÜ (8) li (9) en (10) nazırın (11)
( Ve elini çekip çıkardı da o zaman o bakanlar için beyaz oldu. )

Beyaz kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin numarasının 108 olması, ayetteki "Beyaz" kelimesinin 8. kelime olması ve ayette 11 kelime bulunması, düalite, yeni döngü başlangıcı, sonsuz döngü ve farklı boyuta geçiş portalı kavramlarının nümerik sembolleri olan 8 ve 11 sayılarına dikkat çekmekte gibidir. 8 ve 11 sayılarının toplamı ise ( 8+1+1 = 10 ... 1+0 = "1" ) ünitenin ( vahdet ) sembolü olan ve Rab'bin birliğini ifade eden "1" sayısını vermektedir. Dolayısıyla "Beyaz" renk ünite bilincine nail olmayı yani karanlıktan aydınlığa ( beyazlığa ) çıkmayı sembolize etmektedir.

Ayrıca "Beyad" ( Beyaz ) kelimesi Kur'an'da "11" kere tekrarlanmaktadır.


"Beyad" ( Beyaz ) kelimesinin ilk kez geçtiği ayetteki 55. ( 5+5 = 10 ... 1+0 = "1" ) kelime olması, son kez geçtiği ayette de "1." kelime olması da "11" nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir.

Ayrıca "Beyad" ( Beyaz ) kelimesinin son kez geçtiği surenin numarasının ( 37 ) nümerolojik değeri "1", ayet numarasının ( 46 ) nümerolojik değeri "1" olup yine "11" nümerolojisi tezahür etmektedir.

Beyaz renk, karanlıktan aydınlığa çıkmayı yani kaba madde alemi olan karanlık dünyadan ( cehennem ) yarı süptil alem olan beyaz cennete yani Sirius'a geçişi sembolize etmektedir. Haberci Musa'nın Firavun'a ayet olarak elini koynuna sokması ve elinin beyaz olarak görünmesi de bu bağlamda bir delil teşkil etmektedir. Öte yandan Sirius yıldızı aynı zamanda White Star ( Beyaz Yıldız) olarak da anılmaktadır.

Kur'an'da, Kur'an'ın "Kitabı merkum" ( Rakamlandırılmış kitap ) olduğu yani kitaptaki her harfin, her kelimenin, her ayetin ve her surenin, yaratılışın kodlarını yansıtacak şekilde, belirli bir sayısal düzene göre yer aldığı 83. sure olan Mutaffifin suresinin 9. ve 20. ayetlerinde belirtilmektedir.

83/9 - Kitabun merkum ( Rakamlandırılmış kitap. )

83/20 - Kitabun merkum ( Rakamlandırılmış kitap. )

Sure numarası 83 ... 8+3 = "11" 

Ayetlerin numaraları 9 ve 20 .... 9+2+0 = "11"













23 Şubat 2020 Pazar

Tüccar denilen Füccarlar

İnsanlar, birbirlerine karşılıksız fayda sağlamak yerine "faydayı satmak" kavramını zihinlerinden çıkarmadıkları ve her gün marketteki kasadan "düt" diye geçirilen mal gibi şirketlerin kapısından geçtikleri müddetçe şeytanın bu aldatma düzeni daim olacaktır. Zaten kapitalist emperyalist küresel şeytanlar çalışanları "Human Resource" ( İnsan Kaynağı ), "Asset" ( Varlık / Mal ) gibi kelimelerle tanımlamaktadırlar. Bordrolarda "İşverene maliyetiniz .... TL." yazmaktadır. Yani çalışana "Sen malsın." denmektedir. ) 

Her bireyin bir diğerinin faydasına olacak farklı ürünleri, hizmetleri temin etmek için ve zaten birbiri için çalıştığı bir ortamda tekrar birbirlerine dönüp ""Para vermezsen vermem." demeleri çok ilginç bir hipnoz durumu gibi tezahür etmektedir.

Ticaret adı altındaki mevcut gasp ve sömürü sistemi, şeytanın negatif tesirleri nedeniyle, tarih boyunca öylesine içselleştirilmiş, öylesine kalıplaştırılmış durumdadır ki bunun dışındaki bir sistem ütopik, hayal ürünü ve saçma olarak nitelendirilmektedir. Ancak döngü sonuna gelinen bu dönemde yükselen idrak seviyesi ve tesis edilen kolektif bilinç yeni döngünün başlamasına vesile olacaktır.


Ticaret adı verilen şeytani uygulama şirketlerdeki "Satış" ve "Pazarlama" balıkları altında yer almaktadır. Hatta "Satış Stratejisi", "Pazarlama Stratejisi" gibi kavramlar, şirketlerin insanları nasıl sömürüp istismar edeceklerine ilişkin aldatma yöntemlerini ifade etmektedirler.

"Satış ve Pazarlama Stratejisi" ifadesi altındaki bazı aldatma metodları şöyledir.

1- Anchoring ( "Şok İndirim" gibi sloganlar ile zaten yüksek olan fiyatın üzeri çizilerek, aslında yine yüksek olan bir başka fiyatın düşük fiyat olarak yazılmasıdır. )

2- Olmayan Faydanın İletişimi ( "X'e varan ekonomi", "X birim özellik" vb. söylemi...Asla "X'e" varmamasına veya "X birim" olmamasına rağmen büyük puntolarla olmayan faydanın iletişimidir. )

3- Küsuratlı Fiyat İletişimi ( Fiyatı 5 TL olması istenilen ürünün sanki 5 TL ile arasında çok farkmış gibi 4.99 TL olarak iletişiminin yapılması ve insanların algı yanılgısına sebebiyet vererek aldatılması. Üstelik fiyat etiketlerinde "4" büyük, "99" ise çok küçük yazılmaktadır. )

4- Bedava Ürün veya Fayda Kampanyası ( Sanki satış koşuluna bağlı değilmiş de doğrudan bedava ürün veya fayda veriliyormuş algısı yaratılarak ürün ve fayda satışı yapılmasıdır. )

5- Gruen Yönlendirme Tekniği ( İnsanın ihtiyacı dışındakileri de almasını sağlamak üzere yapılan mağaza dizaynı, dekorasyon ve iletişimidir. )

6- Aciliyet Telkinli Satış ( "Çok Kısa Süre İçin", "Tükenmeden Alın", "Sınırlı Sayıda" gibi söylemlerle insanları acele içinde alıma yönlendirmedir. )

7- Dijital Ortamdaki Reklamlar ( Kullanıcının rızası dışında ekrana sürekli reklam pop up'larının gelmesi, pop up penceresi kapatılmak istendiğinde daha da büyümesi veya farklı bir linke yönlendirmesidir. )

8- Bilinçaltı Talimat Verme ve Telkin Metodu ( Reklam ve iletişimde "emir kipinde" fiiller kullanılarak talimat verircesine yönlendirme yapılması veya izleyici o anda yanlış bir şey yapıyormuş veya yapılması gerekeni yapmıyormuş algısı yaratılarak iletişim yapılmasıdır. Örnek : "Hemen alın!", "Daha ne bekliyorsunuz?", "Siz hala almadınız mı?" )

9- Sosyal Sorumluluk Projeleri ( Ürün ve hizmet satışında sosyal sorumluluk projelerinin duygu sömürüsü amacıyla kullanılmasıdır. )

10- Ünlü Kişi ile Reklam ( Herhangi ünlü bir kişinin, söz konusu ürün veya hizmeti belki de hiç kullanmıyor olmasına rağmen sanki o ürünü kullanıyormuş gibi tanıtmasıdır. )

11- Hipnotik Satış ( Belirli kelimelerin belirli adetlerde tekrarlanması yoluyla satın almayı  hipnotizma yardımıyla telkin etme yöntemidir. )

Tarih boyunca, Allah'ın tüm insanlara karşılıksız olarak bahşettiği sonsuz nimetler küresel şeytanlar tarafından gasp edilerek insanlar bu nimetlerden mahrum bırakılmış ve bu şeytanlara kölelik karşılığında nimetlere ancak kısıtlı olarak erişebilmek durumunda kalmışlardır. İnsanları mahrum bırakan şeytanlar ise "Tüccar"  ( Ticaret erbabı ) sıfatının ardına gizlenmişlerdir. Oysa bu şeytanların gerçek sıfatları "Füccar'dır yani "Günahkar"dır.

Kur'an'ın Mutaffifin ( Ölçüde tartıda hile yapan ) suresinin ilk ayetleri aldatarak sömürme hususunu konu almaktadır. 

83/1 - Veylün lil mutaffifin ( Vay ölçüde tartıda hile yapanlar için, )
83/2 - İllezine izektalu alen nasi yestevfun ( Onlar insanlardan aldıklarında tam ölçerler. )
83/3 - Ve iza kalühüm ev vezenühüm yuhsirun ( Ve onlara ölçtüklerinde veya onlara tarttıklarında eksiltirler. )
83/4 - E la yezunnu ülaike ennehüm meb'usun ( İşte onlar, kesinlikle onlar diriltileceklerini zannetmiyorlar mı? )

"Füccar" kelimesi ise Kur'an'da aşağıdaki ayetlerde yer almaktadır.

38/28 - Em nec'alüllezıne amenu ve amilus salihati kel müfsidıne fil erdı em nec'alül müttekıne kel FÜCCAR
( O inananları ve iyilikler yapanları, yerde bozguncular gibi kılar mıyız? Sakınanları GÜNAHKARLAR gibi kılar mıyız? )

82/14 - Ve innel FÜCCARE le fi cahım
( Ve kesinlikle GÜNAHKARLAR cehennemin içindedirler. )

83/7 - Kella inne kitabel FÜCCARİ le fi siccin
( Hayır. Kesinlikle GÜNAHKARLARIN kitabı, yazısı siccinin içindedir. )




Aşının bileşenleri

"Aşı", belli bir hastalığa karşı bağışıklık sağlamak için, o hastalığın mikrobuyla hazırlanıp, kas, damar ya da ağız yoluyla vücuda verilen kimyasal eriyiktir.

Aşının 6 temel bileşeni bulunmaktadır.

1- Aktif bileşenler ( Virüs, Bakteri, Toksin )
2- Arttırıcılar ( Adjuvants )
3- Antibiyotikler
4- Koruyucular
5- Stabilizatörler
6- Eser miktardaki bileşenler ( Formaldehit vb. )

                           

Kur'an'da "Aşı" kelimesi çoğul olarak "Levakih" kelimesiyle ( tekili "Lakaha" ) ifade edilmekte olup, sadece 15. sure olan Hicr suresinde geçmektedir. 

15/21 - Ve in min şey'in illa ındena hazinühu ve ma nünezzilühu illa bi kaderin ma'lum
( Ve hazinesi indimizde olmayan hiçbir şey yoktur. Onu bilinen ölçü haricinde indirmeyiz. )

15/22 - Ve erselna er riyaha LEVAKİHA fe enzelna mines semai maen fe eskaynakümuh ve ma entüm lehu bi hazinın

( Ve rüzgarları onu AŞILAR olarak gönderdik de gökten su indirip sizi onunla suladık. Siz ona hazneleyiciler değilsiniz. )

15/23 - Ve inna le nahnü nuhyı ve nümıtü ve nahnül varisun

( Ve kesinlikle biz diriltiriz ve biz öldürürüz ve bizleriz varis kılanlar. )

Arapça "Vak" kelimesi "Koruyan, Koruyucu" anlamına gelnekte olup İngilizce ve Fransızca'daki "VACcine" ( Aşı ) kelimesinin de köküdür. 

13/34 Lehum azabun fil hayatid dunya ve le azabul ahirati eşaak ve ma lehum minellahi min VAK

( Onlara dünya hayatında azap vardır. Ahiret azabı daha meşakkatlidir ve onlara Allah’tan KORUYUCU da yoktur. )








21 Şubat 2020 Cuma

Kıble meselesi

"Kıble" kelimesi "Yön, Doğrultu" anlamına gelmekte olup, Kur'an'da, içinde Kabe'nin bulunduğu Mescid-i Haram'ın ( Hürmet Mescidi ) konumuna işaret edecek şekilde yer almaktadır. "K-B-L" kök harflerine haiz "Kıble" kelimesinin "Kabul", “Kabile” ve İbranice'deki "Kabala" kelimeleriyle de anlamsal ilintisi bulunmaktadır. 

2/177 - Leysel birra en tüvellu vücuheküm KIBELel meşrikı vel mağribi ...............

( Yüzünüzü doğu ve batı DOĞRULTUSUNA çevirmenizde iyilik yoktur. ............... )

70/36 - Fe ma lillezine keferu KIBELeke muhtı'ın
( O halde ne oluyor o inkar edenlere ki sana DOĞRU boyun uzatarak koşup yöneliyorlar? )

2/142 - Se yekulüs süfehaü minen nasi ma vellahüm an KIBLEtihimülletı kanu aleyha kul lillahil meşriku vel mağrib yehdı men yeşaü ila sıratın müstekım
( İnsanlardan akılsızlar, "Onları üzerinde oldukları DOĞRULTULARINDAN, YÖNLERİNDEN döndüren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğuda olan da batıda olan da Allah içindir.” Dilediği kimseyi doğru yola yönlendirir. )

2/144 - Kad nera tekallübe vechike fis semai fe lenüvelliyenneke KIBLEten terdaha fe velli vecheke şatral mescidil haram ve haysü ma küntüm fe vellu vücuheküm şatrah ve innellezine utül kitabe le ya'lemune ennehül hakku min rabbihim ve mallahü bi ğafilin an ma ya'melun
( Yüzünün göğe döndüğünü gördük. Böylece yüzünü kesinlikle hoşnut olacağın YÖNE, DOĞRULTUYA çevireceğiz. O halde yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Her nerede iseniz yüzünüzü onun tarafına çevirin. O kitap verilenler onun Rab’lerinden kesin gerçek olduğunu kesinlikle bilirler. Allah o yaptıklarından habersiz değildir.

Kabe'nin Kuzeydoğu duvarı 12,63 kuzeybatı duvarı 11,03 güneybatı duvarı 13,10 metre güneydoğu duvarı 11,22 metre ve yüksekliği 13 metredir. Böylece 145 m² alan üzerine kurulmuştur. Bu ölçüler nümerolojik olarak incelendiğinde "10" ve "13" sayıları ortaya çıkmaktadır.

Duvar genişlikleri metrajlarının nümerolojik değeri 1+2+6+3+1+1+0+3+1+3+1+0+1+1+2+2 = 28 ... 2+8 = "10"

Yükseklik "13" metre ( 13 sayısı "Allah" kelimesindeki bir Elif ve iki Lam harfinin yani "ELL" sesini veren harflerin formlarını içermesi açısından önem arzetmektedir. "EL" kelimesi İbranice'de "Tanrı, Yaratıcı" anlamına gelmektedir. Ayrıca evvelki bölümlerde incelendiği üzere "ELevate" ( Yukarı kaldırmak ), "ELit", "ELephant" ( Fil ) gibi kelimelerin kökü olan "EL" bu kelimelere "Yükseklik, Ululuk" anlamı vermektedir. )

Taban alanı 145 m2 ... 1+4+5 = "10" ( 10 sayısının da nümerolojik değeri "1" olup, bu sayı Allah'ın birliğini, vahdeti, üniteyi sembolize etmektedir. )

Kabe'nin koordinatlarının derecelerinin 21° E, 39° N olması da "6" nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir. ( 2+1+3+9 = 15 ... 1+5 = "6" ) Hatırlanacağı üzere "6" sayısı Allahü Teala'nın  ilahi mühürü ve yaratışının nümerolojik sembolüdür. Küp anlamına gelen Kabe de 6 kare yüzeyden oluşmaktadır.

Demir talaşlarının bir mıknatıs çevresindeki hareketlerini gösteren ve sosyal medyada da paylaşılan aşağıdaki şekil oldukça ilginçtir. Zira Kabe de inananların duaya kalktıklarında yöneldikleri, inananları kendisine çeken bir enerji kaynağı ve üst boyuta geçiş portalı niteliğindedir.


Demir talaşlarının mıknatıs çevresindeki hareketlerinin electron mikroskobuyla görüntülenmiş hali











20 Şubat 2020 Perşembe

Seçime yönlendirerek saptıran şeytan....

Bir sıfat olan ve "Yakan, Helak eden" anlamı taşıyan "Şeytan" kelimesi, cin şeytanı olan İblis ve onun şeytan neferleri için kullanılmaktadır.

Allahü Teala'nın izni ve ruhsal tekamüle hizmet eden kader mekanizması prensipleri dahilinde kendisine süre verilen ( münzarin olan ) cin şeytanı İblis ve onun şeytan neferleri insanları düal ( ikili ) sistem içinde iki seçenekli seçime yönlendirerek saptırırlar. 

7/20 - Fe vesvese lehümeş şeytanü li yübdiye lehüma ma vuriye anhüma min sev'atihima ve kale ma nehaküma rabbüküma an hazihiş şecerati illa en tekuna melekeyni ev tekuna minel halidın
( Şeytan onların ayıplarından, çirkinliklerinden o onlara gizlenmişleri, örtülmüşleri onlara açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi. "Rab’biniz, ancak iki melek veya ebedilerden olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti." dedi. )

"Ağaca yaklaşmak" veya "Ağaca yaklaşmamak"

90/10 - Ve hedeynahün necdeyni
( Ve onu iki yola yönlendirdik. )

"İki yol"

Yani aslında insan kendi yaptığı seçimin / -lerin sonuçlarını deneyimlemektedir.

42/30 - Ve ma esabeküm min müsıbetin fe bima kesebet eydıküm ve ya'fu an kesır
( Ve size musibetten ne isabet ederse o ellerinizin kazandıklarındandır. Çoğunu affeder. )

İnsanı cennetten ( Yarı Süptil Alem ) çıkarıp dünyaya ( Kaba Madde Alemi ) sevkeden şeytan/-lar, sonrasında insanın cennete geri dönmesini yani ruhsal tekamülünü engellemek için insanları "Nefsaniyet" ve "Ruhaniyet" 'ten ( veya "Maddiyat" ve "Ruhaniyet" ) oluşan iki seçenek arasında yanlış seçime yönlendirmek üzere yoğun çaba içine girmişlerdir.  

34/20 - Ve lekad saddeka aleyhim iblısü zannehu fettebeuhü illa ferıkan minel mü'minın
( Ve İblis onların üzerine zannını doğruladı da inananlardan bir kısmı hariç ona tabi oldular. )

Şeytanın en meşhur söylemi "Ben sizden beriyim. Allah'tan korkarım." cümlesidir. Zira Enfal suresinin 48. ayetinde ikili bir durumu gören şeytanın, saptırdığı insanı hemen nasıl yalnız bıraktığı misallendirilmektedir. 

8/48 - Ve iz zeyyene lehümüş şeytanü a'malehüm ve kale la ğalibe lekümül yevme minen nasi ve innı carul leküm fe lemma teraetil fietani nekesa ala akıbeyhi ve kale innı berıün minküm innı era ma la teravne innı ehafüllah vallahü şedıdül ıkab
( Ve şeytan, onlara çalışmalarını süslü gösterdiği zaman, "Bugün insanlardan size galip gelecek yoktur. Kesinlikle ben size yardımcıyım." dedi. İki topluluk göründüğünde topukları üzerinde döndü ve "Kesinlikle ben sizden beriyim. Kesinlikle ben sizin görmediklerinizi görüyorum ve kesinlikle ben Allah’tan korkarım. Allah azabı şiddetli olandır." dedi. )

İbrahim suresinin 21. ayetinde de hesap gününde, şeytanlara tabi olanlarla şeytanlar arasındaki konuşma bildirilmektedir.

14/21 - Ve berazu lillahi cemıan fe kaled duafaü lillezınestekberu inna künna leküm tebean fe hel entüm muğnune anna min azabillahi min şey' kalu lev hedanellahü le hedeynaküm sevaün aleyna ecezı'na em saberna ma lena min mehıys
( Ve Allah için topluca meydana çıkacaklardır. Zayıflar o kibirlenenler için, "Kesinlikle biz sizlere tabi olduk. Sizler Allah' ın azabından bir şeyi üzerimizden savanlar olabilir misiniz?" diyeceklerdir. "Şayet Allah bizi yönlendirseydi, sizi yönlendirirdik. Aczedip sızlansak da sabretsek de bize aynıdır. Bize kaçacak yer yoktur." diyeceklerdir. )





Nefsaniyet sigara gibidir. Yavaş yavaş ve farketmeden helak eder.

"Zararını biliyorum. Ama ne yapayım bırakamıyorum."
"Bir şey olmaz. Keyfimden feragat edemem."
"Atın ölümü arpadan olsun."
"Bırakmayı düşünüyorum."
"Evvelce bırakmayı denedim olmadı. Onun yerine bir şey koyamadım."
.....
.....

gibi sözler sigara tutkunu olanlardan sıkça duyulmaktadır. Bu sözlerin arasında en dikkat çekeni ise "Zararını biliyorum. Ama ne yapayım bırakamıyorum." cümlesidir. Sigaranın yarattığı o keyife, o zevke dayalı bağımlılık zamanla vazgeçilmez bir hal almakta hatta yaşam için temel ihtiyaç olan suyun ve havanın dahi önüne geçmektedir. Eli, kolu, bacağı kesilmesine rağmen sigarayı bırakamayan birçok insanın varlığı bilinen bir gerçektir. Elbette ki bu illetten kurtulmayı gerçekten isteyenler de bulunmaktadır. Ancak içinde bulundukları ortam ve diğer bazı faktörler yine de bu insanların aynı batağa saplı kalmasına vesile olmaktadır. 

İşte nefsani arzular olan mal, mülk, şöhret, tahakküm, şehvet gibi olgular da insanda tıpkı sigara etkisi oluşturmakta, yavaş yavaş ve farketmeden helake sürüklemektedir. Bu dünyevi ve maddi arzuların sağladığı aldatıcı keyif ve tatmin insanların "yaşama sebepleri" haline gelmektedir. Ve bu durum da hem kendileri, hem de çevrelerindeki diğer insanlar için helak sebebi olmaktadır. Zira bu arzuların ürünü tıpkı sigaranın zehirleyici dumanı gibi olmakta, kan ve gözyaşı dışında bir ürün vermektedir.

Neml suresinin 14. ayetinde "Akılları ermesine rağmen kelimeleri tahrif edenlerin" ve "Nefsin gerçeğe kani olmasına rağmen kötülükten geri duramaması" misali verilmektedir.

2/75 - E fe tatmeune en yü'minu leküm ve kad kane ferıkun minhüm yesmeune kelamellahi sümme yüharrifunehu min ba'di ma akaluhü ve hüm ya'lemun
( Böylece size inanmalarını mı ümit edersiniz? Ve onlardan bir kısmı Allah’ ın kelamını işitip akılları erdikten sonra bile bile onu tahrif ettiler. )

27/14 - Ve cehadu biha vesteykanetha enfüsühüm zulmen ve ulüvva fenzur keyfe kane akıbetül müfsidın
( Ve nefisleri kani olmayı istemesine rağmen, zulümle ve büyüklenerek onlarla cihad ettiler. Artık bak bozguncuların sonu nasıl oldu. )





Müslim ol ki Mü'min olabilesin.

Arapça'da "M" harfi kök kelimelerin başına geldiğinde o kelimeyi sıfat haline dönüştürür.

"Müslim" ( Teslim olan ) kelimesi, "İslam" kökünden gelen bir sıfat, "Mü'min" ( İman eden, İnanan ) kelimesi ise "İman" kelimesinden gelen bir sıfattır.

İslam / Selim / Selm = Sağlamlık*, Doğruluk, Kurtuluş ( * Türkçe'deki "Sağlam" kelimesi de Arapça "Selim" kelimesinin farklı telafuz edilmiş halidir.
İman / Emin = İnanç, Güven

Kur'an'da "Müslim" olmanın, "Mü'min" olabilmenin ön koşulu olduğu, bir başka deyişle "İslam"'ın, "İman" ile nihayetlenmesi umulan ruhsal tekamül yolculuğu için başlangıç safhası olduğu bildirilmektedir. İslam, İman'a götüren vesiledir, vasıtadır, sırattır ( yoldur. ) Bu nedenledir ki Fatiha suresinde "İhdinas sıratal müstekim." ( Bizi doğru yola yönlendir. ) cümlesi yer alır.

49/14 - Kaletil a'rabü amenna kul lem tü'minu ve lakin kulu eslemna ve lemma yedhulil imanü fi kulubiküm ve in tütıy'ullahe ve rasulehu la yelitküm min a'maliküm şey'a innellahe ğafurun rahım

( Araplar "İnandık." dediler. De ki: "İnanmadınız. Lakin "Teslim olduk." deyin. İnanç kalplerinizin içine girmedi. Eğer Allah’a  ve O’nun resulüne itaat ederseniz, size çalışmalarınızdan hiçbir şey eksiltmez. Kesinlikle Allah affedendir merhametlidir." )

Ayette de görüleceği üzere "İman" kavramı kalbe yerleşmesi gereken ve varlıkların kalpleriyle görebilmelerini yani kesin gerçekleri görebilmelerini sağlayan ruhsal enerjidir. Sadece "İnandık". demenin herhangi bir işlevi olmadığı ayette açıkça beyan edilmektedir. Bir başka deyişle "Selamet olmadan Emanet olmaz." mesajı verilmektedir. Yani "Doğruluk, sağlamlık olmadan güven ve inanç olmaz."

Bu hususu vurgulayan ilk ayet ise Bakara suresinin 8. ayetidir.

2/8 - Ve minen nasi men yekulu amenna billahi ve bil yevmil ahıri ve ma hüm bi mü’minin
( Ve insanlardan kimileri Allah’a ve sonraki güne inandık derler de onlar inananlar değillerdir. )

Kur'an'da "Müslim" isimli bir surenin bulunmaması ancak "Mü'minun" ( İnananlar ) ( 23. sure ) ve "Mü'min" ( İnanan ) ( 40. sure ) isimli iki surenin bulunması da konuya ilişkin bir delil niteliğindedir. Ayrıca "İslam" ( Teslim Olma ) olgusu "İman"sız da olabilir. Örneğin mecbur kalıp, kurtulma içgüdüsüyle inanmadan ve itibar etmeden "teslim olunabilir." Ancak "İman" istekli, bilinçli ve idrakli şekilde gerçekleşen bir eylemdir.

"İman"'ın kalbe yerleşmesi için yani "Mü'min" olunabilmesi için ise "Müslim" olunması sonrasında aşağıdaki sıfatlara da ( Kur'an'da "M" harfi başlayan sıfatlar ) nail olma liyakatine erişmek gerekmektedir.

Mütteki ( Sakınan )
Müflih ( İflah olan )
Müslih ( İyileştiren )
Mütetahhir ( Temizlenen )
Müsaddik ( Doğrulayan )
Mühted ( Yönlenen )
Münfik ( Harcayan )
Müstağfir ( Af Dileyen )
Mükarrab ( Yakınlaşan )
Mütevekkil ( Tevekkül eden, Dayanıp sığınan )
Muhsin ( İyi ve güzel olan )
Müsmenin ( Duyan )
Mücahid ( Cihad eden, Mücadele eden )
Mütteavviin ( Cömert )
Mutmein ( Tatmin olan )
Münib ( Gerçeğe dönen )
Mütevessimin ( Çözmeye çalışan )
Müntesir ( Yardımlaşan )
Müşfik ( Rab'den korkan )
Mukinin ( Kani olan, İkna olan )
Münkalib ila Rab ( Rab'be dönen )
Muksit ( Doğru ve adaletli olan )
Müsallin ( Dua eden )

"İnandık" deyip te aslında inanmayanların ve insanları aldatmaya çalışanların sıfatları ise ( Kur'an'da "M" harfi başlayan sıfatlar ) aşağıdaki gibidir.

Müşrik ( Ortak koşan )
Mümter ( Şüphe duyan )
Müfsid ( Bozguncu )
Mükezzib ( Yalnalayan )
Müstehzi ( Alay eden )
Mu'rid ( Dönen )
Mu'ted ( Azan )
Münafık ( İkiyüzlü )
Müsafih ( Zina yapan, Namussuz )
Müsrif ( İsraf eden )
Mürib ( Şüpheci )
Müstekbirin ( Kibirlenen )
Müfteri ( İftira eden )
Müdillin ( Sapan )
Mücrim ( Suçlu )
Mühlekin ( Helak olan )
Muhsir ( Azaltan, Eksilten )
Mutaffifin ( Ölçüde tartıda hile yapan )
Mübtil ( Batılcı )
Münkir ( İnkar eden )