31 Ağustos 2020 Pazartesi

Arzı mev'ud ( Vadedilmiş topraklar ) meselesi

Tevrat'ta "Arzı Mev'ud" ( Vadedilmiş Topraklar ) kavramıyla ilintili ayetler şöyledir.

1 Genesis 2-14 Üçüncü ırmağın adı Dicle'dir, Asur'un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat'tır.

1 Genesis 2-15 RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem'i oraya koydu. 

1 Genesis 13-14 Lut Avram'dan ayrıldıktan sonra, RAB Avram'a, "Bulunduğun yerden kuzeye, güneye, doğuya, batıya dikkatle bak" dedi,

1 Genesis 13-15 "Gördüğün bütün toprakları sonsuza dek sana ve soyuna vereceğim.

1 Genesis 13-17 Kalk, sana vereceğim toprakları boydan boya dolaş." 

1 Genesis 15-18 O gün RAB Avram'la antlaşma yaparak ona şöyle dedi: "Mısır Irmağı'ndan büyük Fırat Irmağı'na kadar uzanan bu toprakları -Ken, Keniz, Kadmon, Hitit, Periz, Refa, Amor, Kenan, Girgaş ve Yevus topraklarını-senin soyuna vereceğim." 

1 Genesis 17-8 Bir yabancı olarak yaşadığın toprakları, bütün Kenan ülkesini sonsuza dek mülkünüz olmak üzere sana ve soyuna vereceğim. Onların Tanrısı olacağım."

2 Exodus 23-31 "Sınırlarınızı Kızıldeniz'den Filist Denizi'ne, çölden Fırat Irmağı'na kadar genişleteceğim. Ülke halkını elinize teslim edeceğim. Onları önünüzden kovacaksınız. 

Zionism'e göre Nil ve Fırat'ın arasında kalan bölge cennetin dünyadaki projeksiyonu ve boyutlar arası geçiş sağlayan yüksek frekanslı bir portaldır. İsrail bayrağının üstündeki ve altındaki mavi şeritler Nil ve Fırat ırmaklarını, ikisinin arasında kalan ve içiçe geçmiş ters yönlü iki üçgenden oluşan altı köşeli yıldız ( Davut Yıldızı / Süleyman Mühürü ) ise boyutlar ( planlar, alemler, frekanslar ) arası* geçiş portalını ve yaratılıştaki düaliteyi simgelemektedir. ( * Üst süptil boyut ile alt kaba madde boyutu ( dünya / cehennem ) )

Zionistler, İblis'ın üst süptil boyuttan ( plandan ) kaba madde dünya boyutuna geçişini sağlayacağına inandıkları Süleyman Tapınağı'nı, vadedilmiş topraklar içinde kalan Mescidi Aksa yerine inşa etmeyi planlamaktadırlar.


Yine Zionistlere göre Rahman suresinin 33. ayetinde bahsedilen, boyutlar arası geçiş için gerekli olan "Sultan"lardan ( Kuvvet, Delil ) biri de Süleyman Tapınağı'dır.

55/33 - Ya ma'şerel cinni vel insi in isteta'tüm en tenfüzu min aktaris semavati vel ardı fenfüzu la tenfizune illa bi sultan

( Ey cin ve insan toplulukları, eğer göklerin ve yerin çaplarından nüfuz edip geçmeye istidatınız varsa, haydi ötesine geçin. Kuvvet, delil olmadan geçemezsiniz. )

"Ayakkabılarını çıkar!"

"Toprakla temas insan bedenindeki elektrik akımını ve yükünü dengelemektedir. Beden topraklaması kandaki demir, fosfor, potasyum ve magnezyum gibi mineral seviyelerini de etkilemekte ve kanserden damar tıkanıklığına kadar birçok hastalığa neden olabilen ve serbest radikaller adı verilen zararlı maddeler aracılığıyla vücutta bozulan dengeyi düzeltmektedir. Topraklama ayrıca enflamasyonu azaltmakta, hücre yenilenmesi sağlamakta, stres kaynaklı salgılanan kortizol hormonunu azaltmaktadır.

Bilimsel çalışmalar topraklamanın vücuttaki ağrıların hafiflemesine yardımcı olduğunu, iyileşmeyi hızlandırdığını ve iltihap halinde yükselen beyaz kan hücre sayısını azalttığını da ortaya koymaktadır. Kalp hastalığı, kanser, inme, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, osteoporoz ve diyabet, astım ve daha birçok hastalığın kronik iltihap ile ilişkili olduğu blinmektedir. 

Mitokondriler vücudun enerji mekanizmalarıdır. Mitokondriler ne kadar az strese maruz kalırlarsa, ne kadar çok beslenir ve korunurlarsa yorgunluk o kadar az olmaktadır. Topraklama sayesinde, eksik elektronlar hücrelere akmakta ve mitokondriler doyurulmaktadır. 

Toprağa düzenli olarak yalınayak ile basmak damar duvarlarını rahatlatarak genişleme sağlamakta ve bu sayede kan akışı iyileşmektedir. Toprağa basmak kandaki demir, iyonize kalsiyum, inorganik fosfor, sodyum, potasyum ve magnezyum seviyelerini de arttırmaktadır. Topraklama, kemik yoğunluğunu arttıran mineralin miktarını da arttırmaktadır." 

( Alıntıdır. )

Taha suresinin 20/12 kodlu ayetinde Kur'an'da ilk ve son kez "Ayakkabıların çıkarılması" kavramı yer almaktadır.

20/12 - İnn (1) ı (2) ene (3) rabbü (4) ke (5) fe (6) ahla' (7) na'ley (8) k (9) inne (10) ke (11) bi (12) el (13) vadi (14) el (15) mukaddesi (16) tuva (17)

( Kesinlikle ben, ben senin Rab’binim. O halde ayakkabını çıkar. Kesinlikle sen kutsal vadi Tuva' dasın. )

20/13 - Ve enahtertüke festemı' li ma yuha

( Ve seni seçtim. O halde o vahyedilecekleri dinle. )

İnsan bedeninin topraklanmasına ilişkin yukarıdaki bilgiler ve ayetteki kutsal alana ( Tuva Vadisi ) girildiğinde Allahü Teala'nın verdiği "Ayakkabılarını çıkar" talimatı arasında net bir ilinti bulunmaktadır. Toprağa yalınayak basılması bedende arınma ve temizlik vesilesi olurken bir yandan da ilahi kozmik plan frekansı ile hizalanma, dengelenme ve uyumlanma vesilesi olmaktadır. Böylelikle ilahi kozmik iletişim ( vahiy ) en etkili şekilde gerçekleşmekte ve bilgiler en etkili şekilde aktarılabilmektedir.  

İşte 21.12.2012 tarihinde gerçekleşen ve Kozmik Hizalanma olarak anılan kozmik fenomen de Güneş sisteminin, ait olduğu Samanyolu galaksisinin ekseniyle hizalanması olayı idi. Bu tarihin Maya takvimindeki son tarih olmasının nedeni de kaba madde alemi dünyadaki varlıkların bir boyut portalından geçercesine artık yeni bir döngüye yani ruhsal ( spiritüel ) çağa girmeleri ve bir döngünün sonlanmasıydı.

Kozmik Hizalanma gününün Aralık ayının 21'i olması da Ruh kavramı ve nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir. 21 sayısı Ruh kelimesinin nümerik sembolü ve Kur'an'daki tekrar adedidir.

Ayrıca 21.12.2012 tarihini oluşturan rakamların toplamı 11 sayısını vermektedir ki bu sayı da farklı boyuta geçiş portalının nümerik sembolüdür.

20/12 kodlu ayette de Hz. Musa misali ve "Ayakkabılarını çıkar." cümlesi vesilesiyle "kozmik ve ruhsal frekans hizalanması, uyumlanması" mesajı verilmektedir. Bu ayette 17 ( 1+7 = 8 ) kelime bulunması da yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün sembolü olan "8" sayısı açısından önem arzetmektedir. 

İlgili ayetin ait olduğu surenin ismi "Taha" olup bu kelime de "Düzenlenmiş, Yayılmış, Döşenmiş, Temizlenmiş" anlamına gelmekte ve konuyla anlamsal uyum sergilemektedir.









Aşur ve Aşure

Aşur ( Assur ) esasen çok tanrılı pagan kültüre sahip Asur ülkesinde "baş tanrı" addedilen bir karakter olup, Asur ülkesi de ismini bu karakterden almaktadır. 


Kabala öğretisindeki "Hayat Ağacı"'nın üzerinde Aşur / Assur görülmektedir.


Aşur sembolizmi

Dogmatik paganizmin ( satanizm )  etkisinde kalmış toplumlardaki en büyük yanılgı üst süptil planlardaki ( boyutlar, alemler ) pozitif veya negatif frekanslı varlıkları ilah addederek bariz şirk günahı işlemeleri ve kutsal kitaplarda Allahü Teala'ya atfedilen kelimeleri ve sayıları bu varlıkları sembolize etmek için kullanmalarıdır. Örneğin Aşur kelimesi 10 sayısı anlamına gelmektedir. 10 sayısının nümerolojik değeri olan "1" sayısı ise Allahü Teala'nın birliğini ve tekliğini sembolize etmektedir. Ancak Asur ülkesinde Aşur kelimesi bir üst boyut varlığına atfedilerek açıkça şirk eylemi gerçekleştirilmiştir.

3/64 - Kul ya ehlel kitabi tealev ila kelimetin sevain beynena ve beyneküm en la na'büde illellahe ve la nüşrike bihı şey'en ve la yettehıze ba'duna ba'dan erbaben min dunillah fe in tevellev fe kul üşhedu bi enna müslimun

( De ki: "Ey kitap sahipleri, bizim ve sizin aranızda aynı, eşit olan kelimeye geliniz. Ancak Allah’a  kulluk edelim ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Bazılarımız bazılarını Allah’tan başka Rabler edinmesin. Eğer yüz çevirirlerse, şahit olarak kesinlikle biz teslim olanlarız deyin." )

3/80 - Ve la ye'müraküm en tettehızül melaikete ve nebiyyıne erbaba e ye'müruküm bil küfri ba'de iz entüm müslimun

( Ve size, melekleri ve habercileri Rabler edinmenizi emretmez. Teslim olanlar olmanızdan sonra, size inkarı mı emreder? )

Hud suresinin 13. ayetinde şirk unsuruna, "Aşri Süver" ( On sure ) misali ve "Allah'tan başka istidatı olanlar !" ifadesiyle vurgu yapılmıştır. Misalde hem "Aşr" ( On ) hem de "Süver" ( "Sure" kelimesinin çoğulu ) kelimelerinin yer alması "Aşur / Assur / Asuri / Suryani" kelimesi ile olan fonetk benzerlik açısından da dikkat çekmektedir.

11/13 - Em yekulunefterah kul fe'tu bi AŞRİ SÜVERİN mislihı müfterayatin ved'u men isteta'tüm min dunillahi in küntüm sadikın

( "Onu uydurdu." mu diyorlar? De ki: "O halde onun aynısından, uydurulmuşundan ON SURE getirin. Eğer doğrular iseniz, o Allah’tan başka istidatı olanları da çağırın." )

İslami kültüre sızdırılmış olan ve hicri takvime göre Muharrem ayının 10. günü olduğu söylenegelen "Aşure Günü" kavramı da esasen Aşur isimli varlığa ithaf edilen pagan bir kavramdır.

İslami kültürde Aşure Günü'nde 10 çeşit üründen oluşan ve Aşure adı verilen bir yiyecek yapılması gelenekselleştirilmiştir.

Asur Bayrağı (Süryani Bayrağı), Asur halkını kendi yurtlarında ve diasporada temsil etmesi için Asurlar tarafından seçilmiştir. İlk olarak George Bit Atanus tarafından tasarlanmış ve sonrasında Asur Evrensel İttifakı, Asur Ulusal Federasyonu ve Bet-Nahrin Demokrat Partisi tarafından 1971 yılında kabul edilmiştir. Bayraktaki "Mavi" ve "Kırmızı" şeritler tıpkı İngiliz bayrağında olduğu gibi cinlerin sembolik mavi kanını ve insanın kırmızı kanını temsil etmekte ve cin melezi olduklarını vurgulamak isteyen bir halkı tanımlamaktadır. ( Not: Cin kelimesi "Görünmeyen, Örtülü" anlamına gelmekte olup, üst süptil plandaki pozitif veya negatif enerji frekanslı varlıkları tanımlamaktadır. )


Asur ( Asuri / Süryani ) Bayrağı








30 Ağustos 2020 Pazar

İnsanı yutan frekans ... Vesvese

Düşük negatif frekansa sahip süptil boyut varlıkları olan sürüngen ( reptil ) cinler insanlarda dünyevi ve nefsani duyguları "Vesvese" ve "Zeyğun" kod kelimeleriyle aktive etmektedirler. 

Vesvese = Kuruntu, Evham, Şüpheli endişe 

Zeyğun = Şüphe, Yanılma, Karmaşık düşünceye gark olma

Vesvese ve Zeyğun isimli duygu kodları insanın insanlığını sona erdiren kibir, öfke, nefret, kin, kıskançlık, inat gibi diğer negatif frekansların tetikleyicisidir.

Esasen bir süptil üst frekans varlığı olan insanın kaba madde frekansı dünyaya mahkum edilmesinin ardındaki kök sebep de "vesvesedir." 

7/20 - Fe VESVESE lehümeş şeytanü li yübdiye lehüma ma vuriye anhüma min sev'atihima ve kale ma nehaküma rabbüküma an hazihiş şecerati illa en tekuna melekeyni ev tekuna minel halidın

( Şeytan onların ayıplarından, çirkinliklerinden o onlara gizlenmişleri, örtülmüşleri onlara açığa çıkarmak için onlara VESVESE verdi. "Rab’biniz, ancak iki melek veya ebedilerden olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti." dedi. )

Kur'an'da "Vesvese" ve "Zeyğun" kelimelerinin cin ve insan şeytanlarıyla ilintilendirilerek zikredildiği diğer bazı ayetler de şöyledir.

7/20 - Fe vesvese lehümeş şeytanü li yübdiye lehüma ma vuriye anhüma min sev'atihima ve kale ma nehaküma rabbüküma an hazihiş şecerati illa en tekuna melekeyni ev tekuna minel halidın

( Şeytan onların ayıplarından, çirkinliklerinden o onlara gizlenmişleri, örtülmüşleri onlara açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi. "Rab’biniz, ancak iki melek veya ebedilerden olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti." dedi. )

17/53 - Ve kul li ıbadı yekulülletı hiye ahsen inneş şeytane YENZEĞU beynehüm inneş şeytane kane lil insani adüvven mübına

( Ve de ki: "Kullarıma o en güzelini söylesinler. Kesinlikle şeytan aralarına sıkıntı VESVESE sokar. Kesinlikle şeytan insan için apaçık düşmandır." )

20/120 - Fe VESVESE ileyhiş şeytanü kale ya ademü hel edüllüke ala şeceratil huldi ve mülkin la yebla

( Böylece şeytan ona vesvese verdi. "Ey Adem, seni ebediyet ağacına ve çökmeyen mülke yönelteyim mi?" dedi. )

50/16 - Ve lekad halaknel insane ve na'lemu ma TUVESVİSU bihi nefsuh ve nahnu akrabu ileyhi min hablil verid

( Ve insanı yarattık. Nefsinin ona ne VESVESE verdiğini biliriz. Biz ona toplardamarından daha yakınız. )

Nas suresinde de "vesvese" kelimesi ve kaynağı açıkça belirtilmiştir.

114/1 - Kul e'uzü bi rab'bin nas ( De ki: "İnsanların Rab’bine sığınırım." )

114/2 - Melikin nas ( İnsanların malikine. )

114/3 - İlahin nas ( İnsanların ilahına. )

114/4 - Min şerril VESVASİL hannas ( Sinsi VESVESECİNİN kötülüğünden, )

Nas 114/5 - Ellezi YÜVESVİSÜ fi sudurin nas ( O insanların göğüslerine VESVESE veren, )

Nas 114/6 - Minel CİNNETİ ven NAS ( “CİNLERDEN ve İNSANLARDAN." )

"Vesvese" kavramı, İncil'in aşağıdaki ayetinde "Dünyasal kaygının, dünyayı önemsemenin kelimeyi boğması" olarak ifade edilmiştir.

40-Matthew-13-22 Dikenler arasında ekilen de şudur: Sözü işitir, ama dünyasal kaygılar, dünyayı önemseme ve zenginliğin aldatıcılığı sözü boğar ve ürün vermesini engeller.

Vesvese frekansının nihai hedefinin "insanı yutmak, yok etmek" olduğu okült satanik bir marka logosundaki "insan yiyen / yutan sürüngen" figürüyle açıkça tasvir edilmiştir.

                                                    







Boyut portalı Sarh ve Piramitler

Arapça'da "Sarh" kelimesi "Yüksek köşk" anlamına gelmekte olup, Kur'an'da 3 ayette geçmektedir.

27/44 - Kıle (1) lehe (2) edhuli (3) es (4) SARH (5) fe (6) lemma (7) raet (8) hü (9) hasibet (10) hü (11) lücceten (12) ve (13) keşefet (14) an (15) sakay (16) ha (17) kale (18) inne (19) hu (20) SARHUN (21) mümerradün (22) min (23) kavarır (24) kalet (25) rabb (26) i (27) inn (28) ı (29) zalemtü (30) nefs (31) ı (32) ve (33) eslemtü (34) mea (35) süleymane (36) li (37) allahi (38) rabbi (39) el (40) alemın (41)

( Ona "KÖŞKE gir." denildi. Onu gördüğünde, onu engin su sandı. Bacağını açıp kaldırdı. "Kesinlikle o billurdan imar edilmiş köşktür." dedi. "Rab’bim, kesinlikle ben nefsime zulmettim ve Süleyman ile birlikte, alemlerin Rab’bi Allah için teslim oldum." dedi. )

28/38 - Ve (1) kale (2) fir'avnü (3) ya (4) eyyü (5) ha (6) el (7) meleü (8) ma (9) alemtü (10) leküm (11) min (12) ilahin (13) ğayrı (14) fe (15) EVKID (16) li (17) ya (18) hamanü (19) ala (20) et (21) tıyni (22) fe (23) ec'al (24) li (25) i (26) SARHAN (27) leallı ettaliu ila ilahi musa ve inni le ezunnühu minel kazibın

( Ve Firavun "Ey ileri gelenler, ben size başka ilah bilmem. Haydi bana çamurun üzerine ATEŞ YAK ey Haman. Bana yüksek KÖŞK oluştur. Umulur ki ben Musa' nın ilahına yükselirim. Kesinlikle ben onu yalancılardan zannederim." dedi. )

40/36 - Ve (1) kale (2) fir'avnü (3) ya (4) hamanü (5) ebni (7) li (8) i (9) SARHAN (10) leallı eblüğul esbab

( Ve Firavun "Ey Haman, bana yüksek KÖŞK bina et. Umulur ki ben sebeplere, vasıtalara erişirim." dedi. )

Ayetlerde "Sarh" kelimesinin "Ateş yakılması", "Engin su", "Yükselmek" ve "Sebeplere erişmek" kavramlarıyla birlikte kullanılmış olması dikkate alındığında "Sarh" kelimesinin "Piramit" yani "Boyut Portalı" ( Yıldız Kapısı / Star Gate ) olması ihtimali kuvvetlenmektedir. Dünyanın belirli enerji çıkış noktalarında ( çakra ) piramitler bulunmaktadır. ( Pyramid ... Pyr / Fire ( Ateş ) + Mid ( Orta ) ... "Ortasında Ateş Olan" )

"Çamura ateş yakılması" kavramı piramitin kozmik frekanslarla bağlantı için kullanılan bir enerji jeneratörü olduğuna işaret etmekte gibidir. "Yükselmek" ve "Sebeplere erişmek" kavramları ise farklı boyuta geçiş anlamını yansıtmaktadır. "Sarhın engin su sanılması" kavramı ile boyut portalı olan Yıldız Kapısının ( Star Gate )  su ile kaplı geçiş katmanı olarak tasvir edilmesi arasında ilinti bulunmaktadır. Esasen H atomu ( Hidrojen ) ile kaplı olan madde alemi kainattaki ( evren ) planların ( gökler ) arasında su katmanları olduğu kutsal kitaplarda bildirilir.


Yıldız Kapısının su ile kaplı yüzeyi tasviri

1-Genesis-1-6 Ve Tanrı, "Suların ortasında bir kubbe olsun, suları sulardan ayırsın" dedi.
1-Genesis-1-7 Ve Tanrı gökkubbeyi yaptı. Ve gökkubbenin altındaki suları gökkubbenin üstündeki sulardan ayırdı. Ve öyle oldu.

11/7 - Ve hüvellezi halekas semavati vel erda fı sitteti eyyamin ve kane arşühu alel mai li yeblüveküm eyyüküm ahsenü amela ve le in kulte inneküm meb'usune min ba'dil mevti le yekulennellezine keferu in haza illa sıhrun mübın 

( Ve gökleri ve yeri altı günde yaratan O'dur. Hanginiz daha güzel iş yapacaksınız diye sınamak için arşı, tahtı su üstündedir. Eğer "Kesinlikle siz ölümün ardından dirileceksiniz." dersen, kesinlikle o inkarcılar "Kesinlikle bu apaçık sihirdir." diyeceklerdir. )

Kur'an'da ilk "Sarh" kelimesinin geçtiği 27/44 kodlu ayetteki ilk "Sarh" kelimesi 5. kelime olup, ayette de 41 ( 4+1 = 5 ) kelime bulunmaktadır. Bilindiği üzere piramit 5 yüzeyden oluşan üç boyutlu bir şekildir.

Bu ayette ilk "Sarh" kelimesi 5., ikinci "Sarh" kelimesi ise 21. kelime olup, bu iki sayının toplamının nümerolojik değeri, yeni döngü başlangıcının sembolü olan 8 sayısını vermektedir. ( 5+2+1 = 8 )

Ayetin kodunu ( 27/44 ) oluşturan sayıların toplamının nümerolojik değeri ( 2+7+4+4 = 17 ... 1+7 = 8 ) ve ayet numarasının ( 44 ) nümerolojik değeri yine 8 sayısını vermektedir. 

Ayrıca "Sarh" kelimesinin Kur'an'da toplam 4 kere tekrarlanması da piramitin yer üzerinde görülen 4 yanal yüzeyine işaret etmekte gibidir. ( Ancak piramitlerin her üçgen yanal yüzeyi bir vadi formunda olup aslında iki üçgen içermektedir. Bu durumda piramitin 8 yanal yüzeyi olmaktadır. )

Dünyada en öne çıkarılan piramitler MÖ 2000 yılına dayandırılan Mısır'daki piramitlerdir.


Ancak Çin'in Uygur bölgesinde de piramitler bulunmakta olup, Çin'in bu piramitleri gizlemek için üzerlerini ağaçla kapladığı bildirilmektedir.



Üzeri ağaçlarla kaplanmış Uygur bölgesi piramitleri

Bosna'da bulunan piramitin de 15,000 yıl öncesine dayandığı bildirilmektedir.



Üzeri ağaçlarla kaplanmış Bosna piramidi

"Uygur" ve "Mısır / Mısr" kelimeleri köken olarak incelendiğinde "Uygar" ve "Çağdaş" kelimeleri ortaya çıkmaktadır.

Uygur = Uygar

Muasir ... Mu + Asir .... Mısr = Çağdaşlaşmış



         Teotihuacan Güneş Piramidi Meksika






29 Ağustos 2020 Cumartesi

Mavi Kan sembolizmi

"Mavi Kan" kavramı, insanlığı tam tahakküm altına almak ve köleleştirmek obsesyonuyla yanıp tutuşan küresel elit aileler tarafından "üstün soyun, kraliyetin ve asaletin, asil ailenin mensubu olmanın sembolü" olarak kabul edilmektedir. Ancak bu sembolizmin ardında küresel ailelerin kendilerini insan soyu olarak değil cin ( sürüngen, reptil ) soyu olarak görmeleri gerçeği yatmaktadır. Sürüngen cinlerin en temel özelliklerinden biri "Soğukkanlılık"tır. Bu minvalde "soğukkanlılık" kavramı empatiden, merhametten, vicdandan yoksunluk ( kalbi katılaşmışlık, kalbi körlük ) olarak tanımlanmaktadır. ( Halk arasındaki "Kalpsiz" ifadesi de konuyla bağlantılıdır. )

Mavi renk "soğuk" bir renktir. İnsan vücudundaki oksijenli temiz kan sıcak bir renk olan "kırmızı" ile karbondioksitli kirli kan ise "mavi" renk ile sembolize edilmektedir. Dolayısıyla kırmızı pozitif frekans tesirlerini, mavi ise negatif frekans tesirlerini sembolize etmektedir. ( Esasen kırmızı renk düşük frekansı simgeler. Ancak bu konu özelinde farklı bir konumlama söz konusudur. )



Filmlerde ve çizgi romanlarda Cinler "mavi renk" ile resmedilirler. 


2009 yılı yapımı olan Avatar filmindeki Avatar'larda dev cüsseleri, mavi renkleri ve sivri kulaklarıyla cinleri - Nefilleri ( düşmüş melekler ) sembolize etmekteydiler.

Hinduizmde tanrı olarak anılan cinler de mavi renk ile resmedilir.


Shiva

Kur'an'da cinlerin "Dumansız ateş alevinden yaratıldıkları" bildirilir. "Dumansız ateş " kavramı süptil madde enerji frekansını temsil ettiği gibi bol ve yoğun oksijenli yanma halinde ortaya çıkan sivri, mavi renkli ve dumansız alevi de temsil etmektedir. ( Cinler bu nedenle sivri kulaklı resmedilirler. )

55/15 - Ve halekal canne min maricin min nar ( Ve cini dumansız ateş alevinden yarattı. )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2016/10/cin-sembolizmi.html

Taha suresinin 102. ayetinde "suçluların masmavi toplanacakları" bildirilmektedir. Bu ifade sürüngen cinlerin kanına yani genetik yapısına işaret etmekte gibidir.

20/102 - Yevme yünfehu fis suri ve nahşürul mücrimıne yevmeizin ZÜRKA

( Borunun içine üflendiği gün. O gün suçluları MASMAVİ toplarız. )

Mavi rengin dalga boyunun ve frekansının kaynaklarda 666 ve 9 nümerolojisi içerecek şekilde yer alması da konu bağlamında  düşündürücüdür.

Renklerin dalga boyu ve frekans tablosu

İngiliz ve Amerikan bayraklarındaki kırmızı ve mavi renkler, insan - cin melezi sembolizmi içermekte olabilir.

   


Asur / Süryani bayrağındaki "Mavi" ve "Kırmızı" şeritler tıpkı İngiliz bayrağında olduğu gibi cinlerin sembolik mavi kanını ve insanın kırmızı kanını temsil etmekte ve cin melezi olduklarını vurgulamak isteyen bir halkı tanımlamaktadır.

Asur ( Asuri / Süryani ) Bayrağı


Atatürk'ün "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda gizlidir." söylemi de insan soyuyla cin soyunun kadim mücadelesine işaret etmekte gibidir.

Matrix filminde Morpheus'un Neo'ya sunduğu iki seçim opsiyonundan birinin "kırmızı hap" ( gerçek ), diğerinin "mavi hap" ( aldatma ) olması da bu bağlamda bir semboldür.


Bu seçim opsiyonları günümüze uyarlanacak olursa şöyle bir görsel ile sembolize edilebilir. 


İyinin ve Kötünün yükseliş dönemi "Yevmel Kıyameh"

İnsanlığın şu anda içinde bulunduğu "Yevmel  Kıyameh" ( Ayağa Kalkış Günü, Yükseliş Günü* ) kavramı, döngü sonunda, ilahi nizamın düalite** ilkesi ve kozmik denge gereği rahmani ve ruhani tesirlerin temsili olan pozitif yüksek frekansların yani iyiliğin yükselişi ile birlikte şeytani ve nefsani ( maddi ) tesirlerin temsili olan negatif düşük frekansların yani kötülüğün de yükseleceğini bildirmektedir. Diğer bir deyişle Kıyamet dönemi bir kısım varlıklar için nefsaniyetten, maddesellikten sıyrılma, ruhsal tekamüle bağlı olarak reenkarnasyon sürecinin sonlanması ve üst boyuta ( Cennet, yarı süptil alem Sirius ) geçiş vesilesi olurken bir kısım varlıklar için ise madde obsesyonunun ve nefsaniyetin maksimize olmasına bağlı olarak kaba madde planında ( dünya / cehennem ) tekrar 70,000 yıllık reenkarnasyon döngüsüne tabi olunması ( cehennemde kalınması ) anlamına gelmektedir. 

* Gün kavramı bir süreci, dönemi ifade etmektedir. Kur'an'da kozmik plandaki 1 günün, maddi plandaki 1000 güne eşit olduğu bildirilir.

** "Yokluk ve varlık" bir birim düaliteyi temsil eder. Yaratılışta her olgu karşıt frekanslısı ile mevcuttur. Dolayısıyla asla bozulmayan bir denge söz konusudur. Ünite yani Vahdet ( Birlik ) ise "Yokluk, Hiçlik, Yaratılmamışlık" derecesidir ki her varlığın nihai vazifesi "var iken yokluğu idrake gayret" ile kolektif bilince ve ruhsal tekâmüle erişmektir.

Kur'an'da "Yevmel Kıyameh" kavramının ilk kez geçtiği Bakara suresinin 85. ayetinde, inkarcı müşrik satanistlerin "Azaba geri döndürülecekleri" bildirilmektedir. Bu ifade, bu kitlenin yeniden reenkarnasyon döngüsüne gireceklerini ve evvelce insanlara verdikleri azabın bizzat kendilerine deneyimlettirileceğini anlatmaktadır. Esasen etkisi altında oldukları düşük frekanslı negatif duygular ( kibir, öfke, kin, nefret, hırs, açgözlülük, kıskançlık vb. ) zaten onların azabı niteliğindedir.

2/85 - Sümme entüm haülai taktülune enfüseküm ve tuhricune ferıkan minküm min diyarihim tezaherune aleyhim bil ismi vel udvan ve in ye'tuküm üsara tüfaduhüm ve hüve muharramün aleyküm ıhracühüm e fe tü'minune bi ba’dıl kitabi ve tekfurune bi ba'd fe ma cezaü men yef'alü zalike minküm illa hızyün fil hayatid dünya ve yevmel kıyameti yüraddune ila eşeddil azab ve mallahü bi ğafilin an ma ta'melun

( Sonra sizler öylesiniz ki nefislerinizi öldürüyorsunuz ve sizlerden bir kısmınızı yurtlarından çıkarıyorsunuz. Onların üzerine günah ve düşmanlıkta dayanışma halinde oluyorsunuz. Eğer size esirler olarak gelirlerse fidyelerini veriyorsunuz. O çıkarılmaları üzerinize haram kılınandı. O halde kitabın bazı kısımlarına inanıyor da bazı kısımlarını inkar mı ediyorsunuz? O sizlerden bunu yapanlar, dünya hayatında zilletin haricinde karşılık almazlar. Ayağa kalkış gününde azabın en şiddetlisine geri döndürülürler. Allah o yaptıklarınızdan habersiz değildir. )

Kur'an'da "Yevmel Kıyameh" kavramı "Yevmel Fasl" ( Ayrışım Günü ) olarak da zikredilmekte olup, bu kavram da yukarıda bahsedilen, iyi ve kötü varlıklar arasındaki derin ayrışmayı ifade etmektedir. 

44/40 - İnne yevmel fasli mıkatühüm ecmeın ( Kesinlikle ayrışım günü, onların toplanma zamanlarıdır. )

Bu ayrışma Kur'an'da "Zalimler uzak olsun" ifadesiyle de zikredilir.

23/41 - Fe ehazethümüs sayhatü bil hakkı fe cealnahüm ğusaen fe bu'den lil kavmiz zalimın
( Böylece onları gerçekten çığlık yakaladı da onları sele karışmış kara tortu kıldık. Artık zalimler kavmi uzak olsun. )

28 Ağustos 2020 Cuma

Tek dişi kalmış canavar!

İstiklâl Marşı'nın 16. beyitinde yer alan bir ifade Türk'ün yani insanlığın gerçek düşmanını tanımlar niteliktedir. 

"Medeniyet" dediğin tek dişi kalmış canavar!  

Cümlede, medeniyet kisvesi altında kötülük tuzaklarını ve saldırılarını sürdüren şeytan "tek dişli canavar" olarak sembolize edilmiştir. Okült ezoterik sembolizmde "Unicorn" ( Tek Boynuz ) olarak bilinen boyutlar arası bir varlık bulunmaktadır.


Dikkat edilecek olursa Unicorn'un kafası ata benzese de esasen keçi niteliği taşımaktadır. Zira ayakları at toynağı formunda değil keçi toynağı formunda olup, ayrıca sakalı da bulunmaktadır.

Rothschild ailesinin logosunda da Unicorn bulunmaktadır.

"Canavar" kelimesinin kökeni ise "Jennifer" kelimesi olup bu kelime "Jenni" ( Cin ) ve "Fer" ( Getiren ) köklerinden oluşmakta ve "Cin Getiren" anlamına gelmektedir. ( Benzer örnek "Lucifer" kelimesidir. Luci ( Işık ) ve "Fer" ( Getiren ) )

"Unicorn" Tevrat'ta da geçmektedir.

27 Daniel 8-5 Ben bu olayı düşünürken, batıdan ansızın gözleri arasında çarpıcı BİR BOYNUZU OLAN BİR TEKE geldi. Yere basmadan bütün dünyayı aştı.

27 Daniel 8-8 TEKE çok güçlendi, ama en güçlü olduğu sırada BÜYÜK BOYNUZU KIRILDI. Kırılan boynuzun yerine, göğün dört rüzgarına doğru çarpıcı dört boynuz çıktı.

27 Daniel 8-9 Bu boynuzların birinden başka bir küçük boynuz çıktı; güneye, doğuya ve Güzel Ülke'ye doğru yayılarak çok güçlendi. 

27 Daniel 8-10 Göklerin ordusuna erişinceye dek büyüdü. Gökteki ordudan ve yıldızlardan bazılarını yeryüzüne düşürdü, ayakları altına alıp çiğnedi.

27 Daniel 8-11 Kendisini Gök Ordusu'nun Önderi'ne kadar yükseltti. Tanrı'ya sunulan günlük sunu kaldırıldı, tapınak terk edildi. 

Tepelerdeki portallar

Alacahöyük ( Çorum ), Göbeklitepe, Karahantepe, Nevali Çori ( Şanlıurfa ) gibi yüksek seviyelerdeki antik yerlerin yüksek enerji frekansı noktaları ve dolayısıyla boyutlar arası geçiş portalları ( Star Gate / Yıldız Kapısı / Yıldız Geçidi ) oldukları düşünülmektedir. 

"Alacahöyük" kelimesindeki "Höyük" kelimesi "Tepe" anlamına gelmektedir. resim 1935 yılında Atatürk'ün talimatıyla yapılan ilk ulusal kazı olan Çorum'daki Alacahöyük'teki figürlerde, Mısır'daki Sfenks'te olduğu gibi, "Kobra yılanı kafası" sembolizmi görülmektedir. Yılan figürü farklı boyut varlığı olan cinin sembolüdür. 

                                               

  
Kobra Yılanı kafası sembolizmi

                                                  
Kobra Yılanı
                                                
Sfenks

Göbeklitepe'nin daha doğrusu Köpeklitepe'nin* eski isminin "Duku" olduğu bildirilmektedir. "Duku" kelimesi "Yüksek olan, Yükselten" anlamına gelmekte olup, "Dük / Duka" kelimesi ortaçağ Avrupa'sındaki bir yüksek asalet ünvanıdır. Göbeklitepe'nin boyutlar arası bir portal ( Yıldız Kapısı ) ve okült ezoterik bir ritüel merkezi olması kuvvetle muhtemeldir.


* Göbeklitepe, Canis Majoris ( Büyük Köpek ) takımyıldızının projeksiyonudur. T formundaki monolitlerde de yoğun köpek figürleri bulunmaktadır. 

"Göbeklitepe" kelimesinin 11 harften oluşması da boyutlar arası geçiş portalının, halden hale geçişin, düalitenin ve döngünün nümerik sembolü olan 11 sayısı ile uyum açısından dikkat çekmektedir. Göbeklitepe'nin bulunduğu şehrin ismi de "Urfa" ( Arf ve A'raf kökü ) olup bu kelime "Yükseltilmiş" anlamına gelmektedir. 

Göbeklitepe'deki her küçük dairesel alan içinde, "ikiz kuleler" misali, karşılıklı olarak konumlanmış iki adet T şeklinde kolon bulunmaktadır. 11 sayısının bir tezahürü niteliğinde olan bu ikiz kolon sembolizmi Süleyman Tapınağı'nın girişinde de bulunmaktadır ki bu giriş "Gate" ( Kapı, Portal, Boyut Portalı ) olarak anılmaktadır. 


Karahantepe'deki dairesel alan da Göbeklitepe benzeri olup, bir ritüel platformunu andırmaktadır.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2017/09/gobekli-tepe-2-gobekli-tepe-mi-kopekli.html

 1 ABD dolarının üzerindeki piramit figürünün tepesi de göz sembolizmi içeren portal gibi resmedilmiş olup, şeytanın boyutlararası geçişini simgelemektedir. 

                                                             

Şanlıurfa ilinin Hilvan ilçesin de yer alan Nevali Çori'de bulunan "yılanlı kafa" heykeli cin tahakkümü / tasallutu ( zihin kontrolü ) altındaki insanı ve insan beyninde bulunan Reptilian Complex'i simgelemekte gibidir. 


Reptilian Complex

Kur'an'da da "tepe" kelimesi boyutlarası geçiş portalı ile ilintilendirilmiştir. 

Enbiya suresinin 96. ayetinde farklı boyut varlıkları yani bozguncu cinler olan Yecuc ve Mecuc'un tepedeki bir portalden geçerek geldikleri bildirilmektedir.

21/96 Hatta (1) iza (2) FUTİHAT (3) ye'cucu (4) ve (5) me'cucu (6) ve (7) hum (8) min (9) kulli (10) HADEBİN (11) yensilun (12) 

( Nihayet Yecuc ve Mecuc AÇILDIĞINDA, onlar her TEPEDEN inerler. )

Ayetteki "Hadeb" ( Tepe ) kelimesinin sıra numarasının 11 olması "Tepe" kavramının "boyut portalını" simgelediğinin teyidi niteliğindedir. Ayrıca kodunun nümerolojik değerinin 9 ( 2+1+9+6 = 9 ) olması da 9/11 sembolizmi oluşturmaktadır. Bu durum da 9/11 olayı gibi 11 uyumlu satanik operasyonların üst boyutlara portal ( kapı ) açmak, üst boyut varlıklarına giriş imkânı sağlamak gibi işlevleri olduğunu teyid etmekte gibidir.

Şuara suresinin 128. ayetinde ise müşrik satanistlerin, cinlerle iletişim ve temas kurabilmek için tepelere portal bina ettikleri bildirilmektedir.

26/128 - E tebnune bi külli RİY'IN AYETEN ta'besun

( Her TEPEYE AYET* bina eder de abesle iştigal edip eğlenir misiniz? )

Ayet numarasının ( 128 ) nümerolojik değeri 11 ( 1+2+8 = 11 ) sayısını vermektedir.

* "Ayet" ( Göze görünür kılma, Göze görünür olan, İşaret )  kelimesinin kökü "Ay" ( Göz ) ( Eye ( ing. ) ) kelimesidir. Arapça "Ayn" kelimesi "Göz, Pınar" anlamına gelir. Bu bağlamda "Tepegöz" veya "Göztepe" kelimeleri ve esasen kendisi bir tepe olan piramidin tepesindeki göz sembolü de boyut portalı anlamı itibarıyla dikkat çekmektedir.

Tevrat'ın aşağıdaki ayetinde de "Tepeler"'in şeytani ritüeller için kullanıldığı bildirilmektedir. 

23-Isaiah-65-6 “Bakın, yanıt önümde yazılı duruyor. Susmayacak, suçlarının karşılığını vereceğim. Onların da atalarının da suçlarının cezasını Başlarına getireceğim” diyor RAB. “Çünkü dağların üzerinde buhur yaktılar, TEPELERİN ÜZERİNDE BENİ İNKAR ETTİLER. Bu nedenle eskiden yaptıklarının karşılığını Başlarına getireceğim.” 

Şanlıurfa'da "Taş Tepeler Projesi" ismiyle, Göbeklitepe dışındaki onbir arkeolojik sit alanında, Karahantepe, Harbetsuvan Tepesi, Gürcütepe, Kurttepesi, Taşlıtepe, Sefertepe, Ayanlar, Yoğunburç, Sayburç, Çakmaktepe ve Yeni Mahalle bölgesi'nde kazılar yapılmakta ve Göbeklitepe'de olduğu gibi "T" şeklinde monolitlere rastlanmaktadır.

Kurt Tepesi'ndeki kazılarda çıkarılan Göbeklitepe'dekilerin benzeri olan "T" şekilli monolitler

Sad suresinin 37. ayetinde ise şeytanlar "bina yapıcı ve dalgıç" yani yer üstünde ve altında boyut portalları açanlar olarak nitelendirilmektedirler. 

38/37 - Veş şeyatıne küllü bennain ve ğavva

( Ve şeytanlar ki hepsi bina yapıcı ve dalgıç. ) 

Yukarıdaki ayetin kodunda da 11 ve 111 nümerolojisi bulunmaktadır. ( 38 ... 3+8 = 11 ve 37 ... 3+7 = 10 ... 1+0= 1 )

Mesih İsa'nın çarmıha asıldığı ve yükseldiği Golgota ( Kafatası ) isimli yerin de bir tepe olması dikkat çekmektedir.

Golgota Tepesi

Okült ezoterik bir tarikat olan Hollywood'a ( Kutsal Orman / Kutsal Tahta ) hizmet veren "Paramount Pictures" isimli film şirketinin ismi ve logosu da "tepe, dağ, yüksek nokta" kavramının "boyut portalı" ile ilintisine bir örnel niteliğindedir. "Paramount" kelimesi "Dağ Aracılığıyla / Dağ Boyunca" anlamına gelmekte olup, logoda dağı çevreleyen 22 ( 2x11 ) adet yıldızın bir portal oluşturduğu görülmektedir.





27 Ağustos 2020 Perşembe

Akın akın geliyorlar.

"Tüm dünya dört gözle corona virüsü aşısının bulunmasını bekliyor. Bu yönde çalışmalar yapan ilaç şirketleri, araştırma ve geliştirme sürecinin çok kısaldığını gerekçe göstererek Avrupa Birliği’nden ileride doğabilecek tazminatlar ve hukuki sorumluluklardan muafiyet istedi."

( Basından 27.08.2020 )

Sözde COVID19 aşısı vasıtasıyla, insanlara nanoçip enjekte etmek, insanları kısırlaştırmak, immün zafiyete maruz bırakmak ve uzun vadede aşıya bağımlı hale getirmek isteyen küreselcilerin, aşının planladıkları etkilerinden dolayı oluşabilecek hukuki sonuçlardan muaf olmak istemeleri sinsi planlarını ortaya koymaktadır.

2/205 - Ve iza tevella sea fil erdı li yüfside fıha ve yühlikel harse ven nesl vallahü la yühıbbül fesada

( Ve yüz çevirip başa geçtiğinde, yerde bozgun yapmak, ekini ve nesli helak etmek için çabalar. Allah bozgunu sevmez. ) 

2/11 - Ve iza kıle lehüm la tufsidu fil ardı kalu innema nahnü müslihun

( Ve onlara "Yerde bozgun yapmayın." denildiğinde, "Kesinlikle bizler iyileştirenleriz." derler. )

2/12 - E la innehüm hümül müfsidune ve lakin la yeş’urun

( İyi bilin ki kesinlikle onlar bozgunculardır ve lakin farketmezler. )

"Kişisel Twitter hesabı üzerinden bir mesaj yayınlayan Elon Musk, cuma gecesi TSİ 01:00’de gerçekleşecek çevrimiçi etkinlikte çalışan bir Neuralink cihazı gösterileceğini belirtti. Musk geçtiğimiz aylarda söz konusu teknoloji sayesinde beş yıl gibi kısa bir süre içinde insanların konuşmaya ve dil bilmeye ihtiyacı olmayacağını iddia etmişti."

( Basından 27.08.2020 )

"Human 2.0"* olarak adlandırılan küresel projenin, bilgisayara bağlı, 7/24 yapay zeka kontrolü altında "konuşamayan, beynini kullanamayan dilsiz insanlar" ( dijital robot köleler ) oluşturmak olduğu ve pandemi bahanesiyle zorla dayatılan maskenin de neyin sembolü olduğu açığa çıkmaktadır. 

( * Şirket sahibi aileler olarak tezahür eden küresel şeytanların, sanki insanı kendileri yaratmış gibi projeye Human 2.0 ismini verdirmeleri de açık bir şirk mesajı içermektedir. )

Küresel ailelerin maşası konumundaki Elon Musk isimli şahıs daha evvel de yapay zeka tabanlı olarak beyine çip takma projesi olan NeuraLink projesinin  için "Eğer onları yenemiyorsan onlara katıl." cümlesini sarfetmiştir. Teknoloji insanların savaşacağı, yenmeye çalışacağı bir olgu değil insanlığa faydası olması amacıyla kullanacağı, insanlığa hizmet üzere var olan bir olgudur. Böyle bir projenin tek hedefinin hastalık sebebiyle beyinsel ve bedensel fonksiyonları zayıflamış, bozulmuş insanlara yardım sağlamak olması gerekir.

                                               

NeuraLink projesinin amacı Elon Musk'un söylediği gibi felç, Alzheimer, otizm, şizofreni vb. gibi zihinsel ve fiziksel hastalıklarî tedavi etmek değil aksine insan beynindeki kodları henüz çözülememiş gizli verilere ulaşmak, beynin "kullanılamayan" diye anılan bölümündeki bilgileri yapay zekâya aktarabilmektir. Bu noktada şeytanlar Enbiya suresinin 18. ayetine ters anlam yüklemek suretiyle "batılı gerçeğe atıp insanın beynini çıkartmayı" istemektedirler.

21/18 - Bel nakzifü bil hakkı alel batıli fe yedmeğuhu fe iza hüve zahık ve lekümül veylü min ma tesıfun ( Bilakis, gerçeği batılın üzerine atarız da onun beynini çıkarır. O zaman o yok olur. O vasfettiklerinizden dolayı sizlere vaylar olsun. )

Kendilerini Allah'a ortak koşarak "insanları evrilttiklerini" iddia ederken insanları insanlıktan çıkarmaya, hayvanlaştırmaya çalışan küresel şeytanlar dört koldan akın etmektedirler. Birçok Hollywood filmine konu olan "Zombi" kavramı esasen insanlıktan çıkarılmış insanları tanımlamaktadır. Evrim olarak lanse edilen de aslında "ters evrim"dir. Yani amaç zamanla insanı, konuşma ve düşünme yetisi açısından en ilkel olduğu, hayvana en yakın olduğu Neandertal veya Java insanı seviyesine döndürmek ve bu yolla tam kontrol altına almaktır. Oysa ruhsal tekâmül süreci gereği kaba madde planından üst süptil plana geçen insan gerçek anlamda insanüstü ( transhuman ) olmaktadır ki bu da ilahi nizamın işleyişi gereğidir. Ancak küresel şeytanlar her zaman olduğu gibi bu mevcut ilmi, bilgiyi çarpıtarak insanlara kaba madde planı dünyada insanüstü ( transhuman ) hatta ilah gibi ( haša ) olabilecekleri yalanını söylemektedirler.

Şeytanlar her aksiyonlarını Kur'an ayetlerine göre ve ayetlere farklı, ters anlam yüklemek suretiyle icra etmektedirler. Küresel şeytanlar A'raf suresinde kendileri için yapılan tanımlamayı insana uyarlamaya çalışmaktadırlar.

7/179 - Ve lekad zera'na li cehenneme kesıran minel cinni vel insi lehüm kulubün la yefkahune biha ve lehüm a'yünün la yübsırune biha ve lehüm azanün la yesmeune biha ülaike kel en'ami bel hüm edall ülaike hümül ğafilun

( Ve cinlerden ve insanlardan çoğunu cehennem için bıraktık. Onların kalpleri vardır, onlarla anlamazlar. Onların gözleri vardır, onlarla görmezler. Onların kulakları vardır, onlarla duymazlar. Bunlar hayvanlar  gibidirler. Bilakis daha da sapmışlardır. İşte onlar habersizlerdir. )

Dijital kimlik ( aşılama yoluyla nanoçipleme ) projesi olan ID2020 projesinin ve aşılama kuruluşu GAVI'nin ( Global Alliance of Vaccination and Immunisation ) büyük finansörü Microsoft'un sahibi Bill Gates "Pandemi sona ermeden önce büyük ihtimalle milyonlarca insan hayatını kaybedecek ve bu ölümlerin çoğu hastalığın kendisinden değil, corona virüsün sağlık sistemleri ve ekonomiler üzerindeki baskısından kaynaklı olacak" demiştir. Bu beyanın amacı korku ve panik ortamını daim kılarak insanların, planlanan tuzak niteliğindeki uygulamalara rıza göstermelerinin sağlanmasıdır. 

Küresel ailelerin maşalarından biri DSÖ de ( Dünya Sağlık Örgütü ) COVID19 pandemisiyle ilgili, küresel bazda korku ve panik vesilesi olacak beyanlarını sürdürmektedir. Vaka ve ölüm adetlerinin günlük bazda, hava durumu raporu gibi yayımlanmakta olması da insanları depresyona ve strese sürüklemekte ve bağışıklık sistemlerini zayıflatmaktadır.

Çıfıt çarşısı

Bu bölümün, kelime etimolojisi ve Kur'an ayetlerindeki kelime temsili bazında incelenmesi önem arzetmektedir. Zira herhangi bir kavmin geneline yönelik çıkarsama amaçlanmamıştır. Bölümde bahsedilen "aldatıcılar ve hileciler" her kavimde mevcuttur.

"ÇıFıt" kelimesi Farsça'da "Hileci, Düzenbaz, Sahtekâr" anlamına gelen "Cihud" kelimesi olup, kaynaklarda bu kelimenin Yahudiler için de kullanılmış olduğu yer almaktadır. ( Halk arasındaki "Çıfıt Çarşısı" söylemi de buradan kaynaklanmaktadır. )

"Yahudi" kelimesinin ve İngilizce'de bu anlama gelen "JeWiSH" kelimesinin "ÇıFıT / CiHUD" kelimesiyle olan fonetik benzerlikleri dikkat çekmektedir. Her iki kelimenin de farklı telaffuz edilmiş aynı kelime olmaları kuvvetle muhtemeldir. 

Kur'an'da "Hadu" kelimesi Yahudi anlamında yer almaktadır. "Hadi'" kelimesi "Hileci, Aldatıcı" anlamını barındırmaktadır. Telaffuzu biraz farklı olan ve "Hîd / Hïdayet" ( Yönlendirmek / Yönlendirme - Yönlenme ) kökünden türeyen "Hâdî" kelimesi ise "Yönlendiren, Yönlendirici" anlamına gelmektedir. ) "HD" kökünü içeren bu iki kelime nin böylesine yakın telaffuza sahip olmaları batıni mesaj içermekte gibidir. 

Bakara suresinin 9. ayetinde "Had''" kökünün "Aldatma" anlamındaki kullanımı yer almaktadır.

2/9 - YUHADİunallahe vellezine amenu ve ma YAHDEUne illa enfüsehüm ve ma yeş’urun 

( Allah’ ı ve o inananları ALDATIRLAR DA / ALDATMAYA çalışırlar da nefislerinden, kendilerinden başkasını ALDATMAZLAR ve farketmezler. )

Ayetteki "Aldatırlar" fiili olan "Yuhadiun" kelimesi "Yahudi" kelimesini çağrıştırmaktadır. Zira kelimenin başındaki "Y" harfi 3. tekil şahıs geniş zaman fiil çekimi için kullanılmaktadır. ( "Yönlendirirler" anlamındaki fiil ise "Yehdiun" fiilidir. )

Mesih İsa'ya ihanet eden havarinin isminin YAHUDA İskaryot olması da dikkat çekmektedir.

"Ticaret" adı altında yapılanların yani ticaretin esasen "aldatmaca, dolandırıcık ve hırsızlıktan" ibaret olduğu ve "ticarette" en ileri olanların Yahudi kavminden oldukları düşünüldüğünde semantik bir ilinti açığa çıkmaktadır. Kur'an'da Yahudi kavminden olanların eylemlerine dikkat çekilmesinin, esasen bir kavmin yerilmesi vb. olarak değil o kavmin ilgili dönemdeki durumunun, niteliğinin tasviri olarak değerlendirilmesi doğru olacaktır. Zira Tevbe suresinin 97. ayetinde de Arapların inkârda, ikiyüzlülükte ve bozuklukta en ileri kavim olduğuna yönelik ifade bulunmaktadır.

9/97 - El a'rabü eşeddü küfran ve nifakan ve ecderu en la ya'lemu hudude ma enzelellahü ala rasulih vallahü alimün hakim

( Araplar inkar ve ikiyüzlülük, bozukluk olarak daha şiddetlidirler. Allah' ın, resulüne indirdiği hudutları bilmemeye daha yatkındırlar. Allah bilendir hakimdir. ) 

Allah'ın insanlara eşit olarak bahşettiği nimetlerin birileri tarafından gaspedilip diğerlerine maddi karşılık koşuluyla kısıtlı olarak verilmesine ( satılması ) "ticaret" demek ve asırlardır bunun yegane meşru sistem olduğunu telkin etmek, tüm toplumsal yaşam sistemini bu zalim ve batıl temel üzerine inşa etmek ancak şeytanlık olsa gerektir. Zira şu anda dünya bir "Çıfıt Çarşısı" niteliğindedir.

Fatir suresinin 29. ayetinde karşılıksız vermenin dışındaki her "ticaretin"* batmaya mahkum olduğu çünkü batıl, yanlış ve şeytani olduğu bildirilmektedir.

( * Ticaret kelimesi "Car / Cari" ( Akış / Akan ) kökünden türemiş olup "karşılıklı fayda akışı"nı ifade etmektedir. )

35/29 - İnnellezine yetlune kitaballahi ve ekamus salate ve enfeku min ma razaknahüm sirran ve alaniyeten yercune TİCARATEN LEN TEBUR

( Kesinlikle o Allah' ın kitabını okuyanlar, duaya kalkanlar ve o onları rızıklandırdıklarımızdan gizlice ve açıkça harcayanlar kesinlikle BATMAYAN TİCARETİ umarlar. )

Kutsal kitap ayetlerinin ( Tevrat, İncil ) tahrif edilmesi eyleminin Yahudilere atfedilmesi de yine Yahudi kelimesiyle "aldatma, hile" kavramları arasındaki ilintiye dikkat çekmekte gibidir. 

4/46 Minellezine HADU yüharrifunel kelime an mevadııhı ve yekulune semı'na ve asayna vesma' ğayra müsmeın ve raına leyyen bi elsinetihim ve ta'nen fid dın ve lev ennehüm kalu semı'na ve eta'na vesma' venzurna le kane hayran lehüm ve akveme ve lakin leanehümüllahü bi küfrihim fe la yü'minune illa kalıla

( O YAHUDİLERDEN kelimeyi yerinden değiştirenler, dillerini dürüp eğerek ve din hakkında saldırganlaşarak "Duyduk ve isyan ettik, duy duymaz olası ve bizi gör." derler. Şayet kesinlikle onlar "Duyduk ve itaat ettik, duy ve bize bak." deselerdi onlara daha hayırlı ve daha kuvvetli, sağlam olurdu. Lakin Allah onları inkarları ile lanetler de azı hariç inanmazlar. ) 

26 Ağustos 2020 Çarşamba

Bu Sa'y o Sa'y mı?

"Say" kelimesi "Çabalamak, Gayret etmek, Koşmak, Koşturmak, Koşuşturmak" anlamlarına gelmekte olup, Kur'an'da da bu anlamıyla ve Allah yolunda gösterilen çabalar anlamında kullanılmıştır.

2/260 - Ve iz kale ibrahımü rabbi erinı keyfe tuhyil mevta kale e ve lem tü'min kale bela ve lakin li yatmeinne kalbı kale fe huz erbeaten minet tayri fe surhünne ileyke sümmec'al ala külli cebelin minhünne cüz'en sümmed'uhünne ye'tıneke SA'YA va'lem ennellahe azızün hakım

( Ve zamanında İbrahim, "Rab’bim ölüleri nasıl diriltirsin bana göster." dedi. "İnanmıyor musun?" dedi. "Bilakis ve lakin kalbimin tatmin olması için." dedi. "O halde kuşlardan dördünü al da onları kendine döndürüp alıştır. Sonra her dağın üzerine onlardan parçalar oluştur. Sonra onları çağır. ÇABALAYIP KOŞARAK sana gelirler. Bil ki kesinlikle Allah yücedir hakimdir." dedi. ) 

17/19 - Ve men eradel ahırate ve SEA leha SA'Yeha ve hüve mü'minün fe ülaike kane SA'Yühüm meşkura

( Ve kim de ahireti ister ve inanan olarak ona güç harcayıp ÇABALARSA, işte onlar, onların ÇABALARI teşekkür edilesidir. )

18/104 - Ellezine dalle SA'Yühüm fil hayatid dünya ve hüm yahsebune ennehüm yuhsinune sun'a

( O dünya hayatındaki ÇABALARI sapmış olanları. Kesinlikle onlar iyilik güzellik ürettiklerini sanmışlardır. )

21/94 - Fe men ya'mel mines salihati ve hüve mü'minün fe la küfrane li SA'Yih ve inna lehu katibun

( Artık kim iyiliklerden yaparsa ve o inanansa, artık ÇABALARI için o inkar edilmez. Kesinlikle biz ona yazanlarız. ) 

37/102 - Fe lemma beleğa meahüs SA'Ye kale ya büneyye innı era fil menami ennı ezbehuke fenzur maza tera kale ya ebetif'al ma tü'meru setecidünı in şaellahü sabirın

( Onunla birlikte KOŞMAYA eriştiğinde, "Ey oğlum, kesinlikle ben uykumda seni boğazladığımı görüyorum. O halde bak, ne görüyorsun?" dedi. "Ey baba, ne emrolunduysan yap. Eğer Allah dilerse, beni sabredenlerden bulacaksın" dedi. )

76/22 - İnne haza kane leküm cezaen ve kane SA'Yuküm meşkuren

( Kesinlikle bu onlara karşılık olarak olmuştur. ÇABANIZ teşekkür edilen olmuştur. )

88/9 - Li SA'Yiha radıyet

( ÇABASINDAN, GAYRETİNDEN razıdır, hoşnuttur. )

92/4 - İnne SA'Yeküm leşetta

( Kesinlikle ÇABANIZ, KOŞUŞTURMANIZ başka başkadır. )

Kabe'nin doğusundaki Safa tepesiyle batısındaki Merve tepesi arasında 7 kere koşarak gidip gelme eyleminden ibaret olan islâmi ritüele de "Sa'y" adı verilmektedir. Sa’y ritüeli, Hz. İbrahim'in eşi olan Hz. Hacer’in henüz emzirmekte olduğu oğlu Hz. İsmail için su bulmak amacıyla Safa ve Merve tepeleri arasında koşması kısasına dayanmaktadır. Hacılar, hacc ziyaretlerinde bu ritüeli icra etmekte ve önemli bir dini vecibeyi ifa ettiklerine inanmaktadırlar.

Samimi ve iyi duygularla yapılan her türlü ritüel elbette ki faydalı ve pozitif frekans vesilesi olmakla birlikte sadece dogmatik yaklaşımla ve adet yerini bulsun diye yapılan ritüeller ise bir o kadar etkisiz, anlamsız ve paganca olmaktadır. Zira Safa ile Merve tepeleri arasında "koşuşturmaktan" ( sa'y ) ziyade, yetim ile yoksul, mazlum ile mağdur arasında yardım için "koşuşturmak" ( sa'y ) çok daha hayırlıdır.

Döngü sonunun idrak edildiği şu süreçte gerçek dinin, gerçek ibadetin ve gerçek iyiliğin ne olduğu konusunda bilinçlenmek tüm inananların öncelikli ihtiyacıdır.

"Yüzü doğuya ve batıya çevirmekte iyilik yoktur." ifadesiyle başlayan Bakara suresinin 177. ayetinde adeta Kabe'nin doğsundaki Safa ve batısındaki Merve tepesi arasında yapılan ritüele işaret edilmiş ve iyiliğin ayrıca tanımı yapılmıştır.

2/177 - Leysel birra en tüvellu vücuheküm kıbelel meşrikı vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahıri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyın ve atel male ala hubbihı zevil kurba vel yetama vel mesakıne vebnes sebıli ves sailıne ve fir rikab ve ekames salate ve atez zekah vel mufune bi ahdihim iza ahedu ves sabirıne fil be'sai ved darrai ve hıynel be's ülaikellezine sadeku ve ülaike hümül müttekun

( Yüzünüzü doğu ve batı yönüne, doğrultusuna çevirmenizde iyilik yoktur. Lakin iyilik, o Allah’a , sonraki güne, meleklere, kitaba, habercilere inananlara, sevdiklerine, yakınlarına, yetimlere, yoksula, yolda kalmışa, dilenenlere, boyunduruk içindekilere sevgiyle mal verenlere, duaya kalkanlara, zekatı verenlere, ahdettiklerinde ahdlerini ifa edenlere, zorlukta, sıkıntıda, darlıkta ve zor savaş zamanında sabredenleredir. İşte onlar doğrudurlar ve işte onlar sakınırlar. )

Öte yandan Safa ve Merve kavramı Bakara suresinin 158. ayetinde ilk ve son kez geçmekte olup, ayette yer alan "Safa ve Merveyi tavaf eden üzerine günah yoktur." ifadesi dikkat çekmektedir. Zira ayette bu ritüalistik eylemin hayırlı ve faydalı olduğundan değil sadece günah olmadığından bahsedilnekte, hayır yapma hususu ayrı bir cümleyle vurgulanmaktadır. Yani ayette, eylemin putperestliğe dönüşme riskine dolaylı olarak dikkat çekilmekte gibidir.

2/158 - İnnes safa vel mervete min şeairillah fe men haccel beyte evı'temera fe la cünaha aleyhi en yettavvefe bihima ve men tetavvea hayran fe innellahe şakirun alim

( Safa ve Merve Allah’ ın işaretlerindendir. O halde kim evi hac veya umre olarak ziyaret ederse, onun onları tavaf etmesinde üzerine günah yoktur. Kim isteyerek hayır yaparsa, kesinlikle Allah şükredendir, bilendir. )