30 Temmuz 2018 Pazartesi

DNA ( DeoksiRİBonükleik Asit ) ve Amino Asit

Bilindiği üzere, DNA ( Deoksiribonükleik Asit ) varlıkların kromozomlarındaki yapı taşıdır. Kelime analizi yapıldığında;

DE : -sız, olumsuzluk öneki
OKSİ : Yanmış, oksitlenmiş, oksijene maruz kalmış
RİBO : Artmış ( "Rib / Riba " kelimesi Arapça'da ,"Artma, Çoğalma" anlamına gelmekle birlikte İngilizce'de "Rib" ve Almanca'da "Rippe" olmak üzere "Kaburga" * anlamına gelmektedir. Batı dillerindeki "RAPid" ( Hızlı ) ve "REPeat" ( Tekrar Etme ) kelimelerindeki "REP/RAP" kökü de "RİB" köküdür ve "artma" anlamı taşır. )
NÜKLEİK : Hücresel, çekirdeksel
ASİT : Varlık ( Batı dillerinde "Asset" kelimesi "Varlık" anlamındadır. )

Deoksiribonükleik Asit = Yanmamış Çoğalan Çekirdeksel ( Hücresel ) Varlık

* "Kaburga" kelimesi yani "TeRAİB" içeriğinde "Rib / Riba" kökünü bulundurmakta ve "Artış, Çoğalış" anlamı taşımaktadır. "TeRAİB" kelimesinin son dört harfinde de "Rib" kelimesi kökü bulunmaktadır. Tarık suresinin aşağıdaki ayetlerinde, insanın kaburgadan ( TeRAİB ) çıkan sudan ( sperm, meni ) yani "kök hücrelerden çoğalarak" oluştuğu anlamı bulunmaktadır. 

86/5 - Fel yenzuril insanü min ma hulik ( O halde insan neden yaratıldığına baksın. )
86/6 - Hulika min main dafik ( Atılarak dökülen sudan yaratıldı. )
86/7 - Yahrücü min beynis sulbi vet TERAİB( Omurga kemiği ve kaburgaların arasından çıkar. )

Bugün, tıpta kemik iliğinden sperm üretildiği bilinmektedir.

Tevrat'ın Yaratılış bölümündeki ayetlerde, kadının yaratılışına ilişkin bölümlerde yine "Kaburga"dan bahis bulunmaktadır. 

1 Genesis 2 21 RAB Tanrı Adem'e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun KABURGA kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.
1 Genesis 2 22 Adem'den aldığı KABURGA kemiğinden bir kadın Yaratarak onu Adem'e getirdi.
1 Genesis 2 23 Adem, "İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, Etimden alınmış ettir" dedi, "Ona 'Kadın denilecek, Çünkü o adamdan alındı."

Ayrıca "AMİNO ASİT" kelimesi de kök anlam açısından ilginç bir durum sergilemektedir.

AMİNO: İnanan ( "İman", "Amin" kökünden )
ASİT: Varlık

Amino Asit'ler proteinlerin yapı taşları olup, varlık oluşumunda temel rol oynamaktadırlar. Bu kelimenin "İnanan Varlık" anlamına gelmesi de önem arzetmektedir.





Cinler ve Melekler

Cinler ve Melekler yapısal nitelikleri özdeş varlıklar mıdır? Bir başka deyişle her iki varlık da "Ateşten" mi yaratılmıştır. Meleklerin "Işık" kaynağı olabilmeleri için yine "Ateş" niteliği taşımaları gerekmektedir. Güneş bir ışık kaynağıdır ve aynı zamanda da ateştir.

Ayrıca, Meleklerin "Saf Ruh" olması bilgisi de doğru görünmemektedir. 

Fatir 35/1 - El hamdü lillahi fatıris semavati vel erdı caılil MELAİKETİ RUSÜLEN ÜLI ECNİHATİN MESNA VE SÜLASE VE RUBA yezıdü fil halkı ma yeşa' innellahe ala külli şey'in kadır ( Övgü, gökleri ve yeri yoktan yaratan,  MELEKLERİ İKİŞER, ÜÇER, DÖRDER KANATLI RESULLER KILAN Allah içindir. O yaratışta ne dilerse artırır. Kesinlikle Allah herşeye gücü yetendir. )

Ayette meleklerin "kanatlarından" bahsedilmektedir. "Kanat" kelimesinin sembolik olduüu düşünülse bile, Kur'an'daki her ifadenin birden çok anlamı bulunmakta ve hiçbir anlam gerçek dışı olarak zikredilmemektedir. Dolayısıyla, meleklerin belirli bir forma sahip olan ve kainat ( madde alemi ) içinde yer alan Vazifeli Varlıklar olma durumu söz konusudur. Sümer rölyeflerinde yer alan kuş kafalı insan bedenli ve kanatlı Anunnaki karakteri  bu açıdan önem arzetmektedir.


70/4 - Ta'rucül melaiketu ver ruhu ileyhi fi yevmin kane mikdaruhu hamsine elfe senet ( Melekler ve ruh, miktarı ellibin sene olan bir günde O’na çıkarlar. )

Bu ayette de "Melek" ve "Ruh" kavramı ayrılmıştır. Melekler "saf ruh" olsalardı böyle bir ayırıma gerek olmazdı. Öte yandan Kur'an'da "Ruhtan size az ilim verilmiştir." ifadesi yer almaktadır.

Ayetler incelendiğinde "Melekler" ve "Cinlerin" yapısal olarak aynı yani süptil / eterik oldukları ancak düşünce ve idrak seviyesi olarak farklı varlıklar oldukları ihtimali oluşmaktadır. Cinler düşük idrak seviyeleri nedeniyle 2. boyutta sıkışmış varlıklardır. 

15/27 - Vel canne halaknahü min kablü min naris semum ( Ve cin, onu önceden, içe işleyen zehirli ateşten yarattık. )

55/15 - Ve halekal canne min maricin min nar ( Ve cini dumansız ateş alevinden yarattı. )

Aşağıdaki ayetlerde korunmuş gökten kulak hırsızlığı yapan cinleri "kıvılcımın" yani meleğin takip ettiği bildirilmektedir. "Kıvılcım" bir ateş kaynağı olduğundan meleğin de ateşten oluşmuş olması durumu söz konusudur.

15/16 - Ve lekad cealna fis semai bürucen ve zeyyennaha lin nazırın ( Ve gökte yıldız kümeleri oluşturduk ve onu bakanlar için süsledik. )
15/17 - Ve hafıznaha min külli ŞEYTANİR racım ( Ve onu tüm kovulmuş ŞEYTANLARDAN koruduk. )
15/18 - İlla men isterekas sem'a fe etbeahu ŞİHABÜN mübın ( O kulak hırsızlığı yapan kimse hariç. Artık onu apaçık KIVILCIM takip eder. )

Aşağıdaki ayetlerde Rab'bin meleklere emir hitabı ve melekler içinden İblis adındaki varlığın emre itaatsizliği bildirilmektedir. Rab'bin meleklere hitabı esnasında orada olan varlığın da bir melek olması ihtimali kuvvetle muhtemeldir.

2/34 - Ve iz kulna lil MELAİKETİscüdu li ademe fe secedu illa İBLİS eba vestekbera ve kane minel kafirın ( Ve zamanında MELEKLERE "Adem için yere kapanın." dedik. Böylece İBLİS haricinde yere kapandılar. O diretti ve kibirlendi ve inkarcılardan oldu.  )
yani 
7/11 - Ve lekad halaknaküm sümme savvernaküm sümme kulna lil MELAİKETİscüdu li ademe fe secedu illa İBLİS lem yekün mines sacidın ( Ve sizi yarattık. Sonra sizi şekillendirdik. Sonra MELEKLERE "Adem için yere kapanın." dedik de İBLİS hariç yere kapandılar. O yere kapananlardan olmadı. )

17/61 - Ve iz kulna lil MELAİKETİscüdu li ademe fe secedu illa İBLİS kale e escüdü li men halakte tıyna ( Ve zamanında MELEKLERE "Adem için yere kapanın." dedik de İBLİS haricinde yere kapandılar. "O çamurdan yarattığın kimse için yere mi kapanayım?" dedi. )

18/50 - Ve iz kulna lil MELAİKETİscüduli ademe fe secedu illa İBLİS kane minel cinni fe feseka an emri rabbih e fe tettehızunehu ve zürriyyetehu evliyae min dunı ve hüm leküm adüvv bi'se liz zalimıne bedela ( Ve zamanında meleklere "Adem için yere kapanın." dedik de cinlerden olan İblis hariç yere kapandılar. Böylece o, Rab’binin emri üzerine günah işledi. "O halde onu ve soyunu, onlar size düşmanlarken, benden başka dostlar mı edineceksiniz? Zalimler için ne kötü değişimdir." ),

38/71 - İz kale rabbüke lil MELAİKETİ innı halikun beşeran min tıyn ( Zamanında Rab’bin MELEKLERE "Kesinlikle ben çamurdan insan yaratırım." dedi. )
38/72 - Fe iza sevveytühu ve nefahtü fıhi min ruhıy fe kau lehu sacidın ( Böylece onu düzenleyip şekillendirdiğimde ve içine ruhumdan üflediğimde artık ona yere kapanarak serilin. )
38/73 - Fe secedel MELAİKETÜ küllühüm ecmeun ( MELEKLERİN hepsi topluca yere kapandılar. )
38/74 - İlla İBLİS istekbera ve kane minel kafirın ( İBLİS hariç. O kibirlendi ve inkarcılardan oldu. )




O gün sırlar açığa çıkar

"Kıyamet Günü" ( Yevmel Kıyameh ) ( Ayağa Kalkış Günü ) kavramı Kur'an'da "71" kere tekrarlanmaktadır. 71 sayısı, nümerolojik değeri ( 7+1 ) itibarıyla, yeni döngü başlangıcnı sembolize eden "8" sayısı ile ilintilidir. Ayrıca 7 ve 1 sayılarının da yanyana olması, "7" birimlik periyodu ve sonrasındaki yeni döngünün "1". aşamasını sembolize etmektedir.

Kıyamet sürecinin başlamış olduğu bu dönemde, bir çok kaynakta ( internet, kitaplar vb. ) yoğun bir şekilde okült ezoterik bilgilerin yer aldığı ve paylaşıldığı müşahade edilmektedir. Bu durum, Tarık suresinin 86/9 kodlu ayetinde bildirilmektedir.

86/9 - Yevme tübles serair ( O gün sırlar ortaya çıkarılır. )

Son dönemde insanlar ve cinler her türlü bilgi ile buluşturulacak ve nihai yönlenme durumları tesbit edilecektir.

29 Temmuz 2018 Pazar

Ay, Kıyamet ve Yeni Döngü Başlangıcı


27.07.2018 tarihinde gerçekleşen "Ay Tutulması" ve akabinde vuku bulan "Kırmızı Ay" tezahürü ile Kıyamet Günü ( Ayağa Kalkış Günü ) / Altın Çağ / Ayrışım Günü ( Yevmel Fasl ) / Din Günü ( Yevmed Din ) / Hesap Günü ( Yevmel Hısab ) arasında bağlantı olduğu, Ay Tutulmasının kıyamet sürecinin başladığının habercisi olduğu Kıyamet suresinin aşağıdaki ayetlerinde bildirilmektedir.

75/6 - Yes'elu (1) eyyane (2) YEVM (3) EL (4) KIYAMETİ (5) ( "AYAĞA KALKIŞ GÜNÜ ne zaman?" diye sual eder. )
75/7 - Fe (1) iza (2) berika (3) el (4) besaru (5) ( Böylece göz şimşek çaktığında, )
75/8 - Ve (1) HASEFE (2) EL (3) KAMERU (4) ( Ve AY KAPANIP SÖNDÜĞÜNDE, )
75/9 - Ve (1) CUMİ'A (2) EŞ (3) ŞEMSU (4) VE (5) EL (6) KAMERU (7) ( Ve GÜNEŞ VE AY TOPLANDIĞINDA, )

Ayrıca Ay Tutulması gecesinde, Ay'ın yüzeyinde belirginleşen "8" formu da "Yeni Döngü Başlangıcının" yani Kıyamet süreci sonrasının sembolü niteliğindedir.

Ayrıca, kıyamet alametini tanımlayan 75/6 - 75/9 arası ayetlerde toplam "21" kelime bulunmaktadır. ( 21 sayısı Ruhun nümerolojik sembolüdür. )

İnşikak suresinin aşağıdaki ayetlerinde de "Ay Tutulması" ile varlıkların "Tabakadan tabakaya geçmeleri" ( Boyut değiştirme, Üst plana geçme, Algı değişimi vb. ) arasındaki ilişki bildirilmektedir.

84/17 *- Vel leyli ve ma veseka ( Ve gece ve o barındırdıkları,  )
84/18 ** - Vel KAMERİ izet teseka ( Ve AY dizilip derlendiğinde, )
84/19 - Le terkebunne tabekan an tabekın ( Kesinlikle tabakadan tabakaya binip karışacaksınız. )

*Ayet setindeki ilk ayetin numarası 17 olup nümerolojik değeri “8”’dir. 8 saysı yeni döngü başlangıcını sembolize eder.

** Ay ( Kamer ) kelimesinin geçtiği ayet kodunun ( 84/18 ) nümerolojik değeri de "21" sayısını vermektedir. ( 8+4+1+8 = "21" )








Vefa Edilenler ve Geri Döndürülenler

Nahl suresinin 16/70 kodlu ayetinde "Men yüraddu ila erzelil umuri" ( Ömrün en rezil dönemine döndürülenler ) ifadesi yer almaktadır. Ayetteki ifadeler incelendiğinde bu dönüşün, ilmi ve idraki tekamülünü tamamlayıp da madde alemini ( dünya, kaba hidrojen ) terk etme safhasına gelememiş varlıklar ( insan, cin ) ile ilgili olabileceği ihtimali oluşmaktadır.

16/70 - Ve (1) allahü (2) HALEKA (3) KÜM (4) sümme (5) YETEVEFFA (6) KÜM (7) ve (8) min (9) küm (10) men (11) YÜRADDÜ (12) ila (13) erzeli (14) el (15) umuri (16) li (17) key (18) la (19) ya'leme (20) ba'de (21) ılmin (22) şey'a (23) inne (24) allahe (25) alimün (26) kadır (27) ( Ve Allah sizi YARATTI. Sonra sizi VEFAT ETTİRİR / VEFA EDER. Sizden kimileri, ilimden sonra bir şey bilmesin diye ömrün en alt / rezil dönemine GERİ DÖNDÜRÜLÜR. Kesinlikle Allah bilendir gücü yetendir. )

Süreç aşağıdaki gibidir.

Haleka = "Yaratır"

Yeteveffa * = "Vefat Ettrir" olarak tercüme edilen bu kelimenin kökü "Vefa" kelimesi olup, esas itibarıyla "Vefa Eder" anlamına gelmektedir. Yani yaratıldıktan sonra dinin gereklerini yerine getirmek suretiyle ruhsal tekamülünü tamamlamış olan varlıklara Allah'ın vefa ederek ( yaşam sürecinde yaptıklarının adil karşılığını vererek ) onları ahirete yani bir üst boyuta / plana / frekansa yani cennete ( sevgi planına ) nakletmesi anlatılmakta gibidir.

"Teveffa" ( Vefa etmek ) fiilinin yer aldığı bir başka ayet te aşağıdadır.

2/281 - Vetteku yevmen türceune fıhi ilellahi sümme TÜVEFFA küllü nefsin ma kesebet ve hüm la yuzlemun ( İçinde Allah’a  döndürüleceğiniz günden sakının. Sonra tüm nefislere ne kazandılarsa VEFA EDİLİR. Onlara zulmedilmez. )

* Ayetlerde "Öldürmek" kelimesi için "Emette" fiili kullanılmaktadır. Örnek : 40/11 - Kalu rabbena EMETTEna esneteyni ve ahyeytena esneteyni fe i'terafna bi zünubina fe hel ila hurucin min sebıl ( “Rab’bimiz bizi iki kere ÖLDÜRDÜN ve bizi iki kere dirilttin de günahlarımızı itiraf ettik. Artık çıkmaya yol var mı?” dediler. )

Yüraddu = "Geri Döndürülür" ( Tekamülünü tamamlayamamış olan varlıklara, öğrendikleri bilgiler ve anıları unutturulmak suretiyle döngünün tekrar deneyimlettirilmesi yani madde alemi olan dünyada reenkarnasyon ( bedenlenme ) döngüsünün tekrar ettirilmesi anlatılmakta gibidir. "Geri döndürme" de Allah'ın kullarına "Vefa etmesi"dir. Zira kuluna, yaptıklarının, kazandıklarının  karşılığı olarak onu tekrar başa döndürüp ( geri döndürüp / reenkarne edip ) tekamül sürecini devam ettirerek ona vefa etmektedir.

16/70 kodlu ayetteki "7" ve "İkili Yedi" tezahürü, döngü nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir.

- Ayet kodunda "İkili Yedi" bulunmaktadır. 16 … 1+6 = "7" ve 70 … 7+0 = "7"
- "İla erzelil umuri" ( Ömrün en alt / rezil dönemine ) ifadesine kadar olan bölümde 16 ( 1+6 0 "7" ) kelime bulunmaktadır.
- Ayette toplam "27" kelime bulunmaktadır. ( 2 ve 7 … İkili Yedi )

Furkan suresinin aşağıdaki ayetlerinde de döngü sonunda tekamülünü tamamlayamadığı için tekrar reenkarnasyon döngüsünüe dahil olacaklara yapılan bildiri yer almaktadır.

25/13 - Ve iza ülku minha MEKANEN DAYYİKAN mükarranıne deav hünalike sübura ( Ve oradan, bağlanmış olarak dar mekana atıldıklarında, orada ölümü çağırırlar. )

25/14 - La ted'ul yevme süburan vahıden ved'u SÜBURAN KESIRA ( Bugün tek ölümü çağırmayın, bugün ÇOK ÖLÜMÜ çağırın. )

Ayetteki "Mekanen Dayyikan" ( Dar Mekan ) kavramı varlıkların ölüm sonrasında içine girecekleri, kah huzurlu kah azap içinde olacakları hesaplaşma halini yani spatyom safhasını tanımlamaktadır. Spatyom safhası, madde alemindeki ruhsal tekamül sürecini tamamlayamamış ve dolayısıyla dünyada tekrar reenkarnasyon döngüsüne girecek yani bedenlenecek olan varlıklar için daha ziyade azaplı olmaktadır.








28 Temmuz 2018 Cumartesi

Tayr

27/16 - Ve verise süleymanü davude ve kale ya eyyühen nasü ullimna MENTIKAT TAYRİ ve utına min külli şey' inne haza le hüvel fadlül mübın ( Ve Süleyman Davud' a varis oldu. "Ey insanlar, bize KUŞLARIN KONUŞMASI öğretildi. Bize herşeyden verildi. Kesinlikle bu, o apaçık üstünlüktür, lütuftur." dedi. )

27/17 - Ve huşira li süleymane cünudühu minel CİNNİ vel İNSİ vet TAYRİ fe hüm yuzeun ( Ve CİNLERDEN, İNSANLARDAN ve KUŞLARDAN oluşan orduları, askerleri Süleyman için toplandı. Artık onlar düzenlenip hizalanıyorlardı. )

Neml suresinin bu ayetinde Süleyman'a yardım eden varlıklardan bahsedilmektedir. Ayetteki varlıkların, bulundukları boyutlara göre sıralandıkları düşünüldüğünde ayetteki "Tayr" kelimesinin "Kuş" anlamının dışında da bir anlam taşıyor olması ve üst boyut ( frekans, plan ) varlıklarını ( Vazifeli Varlıklar ) tanımlıyor olması kuvvetle muhtemeldir. Zira "Tayr" kelimesi "Uçmak" anlamına gelmekte olup "Uçak" kelimesinin de karşılığı "Tayyare" kelimesidir.

Cin : 2. Boyut
İnsan : 3. Boyut
Tayr : 4., 5. + Boyut

Sümer uygarlığında, üst alemden gelen ve Anunnaki olarak adlandırılan varlıkların, rölyeflerde "Kuş Kafalı İnsan Bedenli Varlık" olarak resmedilmesi bu çerçevede dikkat çekmektedir.


Kuş temalı bu varlıkların Vazifeli Varlıklar ( Resuller / Gönderilenler ) oldukları varsayıldığında, Fatir suresinin 35/1 kodlu ayetine göre Melek adı verilen varlıkların Vazifeli Varlıklar oldukları  düşünülebilir.

35/1 - El hamdü lillahi fatıris semavati vel erdı caılil MELAİKETİ RUSÜLEN ÜLI ECNİHATİN MESNA VE SÜLASE VE RUBA yezıdü fil halkı ma yeşa' innellahe ala külli şey'in kadır ( Övgü, gökleri ve yeri yoktan yaratan,  MELEKLERİ İKİŞER, ÜÇER, DÖRDER KANATLI RESULLER KILAN Allah içindir. O yaratışta ne dilerse artırır. Kesinlikle Allah herşeye gücü yetendir. )

27/16 kodlu ayette de "Süleyman'a UÇANLARIN KONUŞMALARININ / İLETİŞİMLERİNİN öğretildiği bildirilmektedir. Ayette "lisanit tayr" ( kuş dili ) değil "mentıkat tayr" ( kuş konuşması ) ifadesi yer almaktadır. Bu ifade Süleyman'ın üst boyuttaki ( 3. boyut üzeri ) varlıklar ile iletişim kurabilme yeteneğine haiz olduğunu göstermektedir.

Ayrıca Fil suresindeki "Tayr" kelimesi de farklı bir anlam, UFO / Uzay Gemisi / Vazifeli Varlık  anlamı taşımakta gibidir. Zira 105/4 kodlu ayette "Tayrların pişmiş taş attıkları" belirtilmektedir. Bir kuşun pişmiş taş atamayacağı düşünüldüğünde farklı bir anlam gündeme gelmektedir.

105/1 - E lem tera keyfe feale rabbüke bi ashabil fil ( Rab’bin fil sahiplerini nasıl yaptı görmedin mi? )
105/2 - E lem yec'al keydehüm fı tadlil ( Onların hileli tuzaklarını sapmış ve boşa çıkmış kılmadı mı? )
105/3 - Ve ersele aleyhim TAYRAN ebabil * ( Ve onların üzerlerine ebabil KUŞLARI gönderdi. )
105/4 - TERMIHİM Bİ HICARATİN MİN SİCCİL ( ONLARA ATEŞTE PİŞMİŞ ÇAMUR TUĞLASINDAN TAŞLAR ATIYORLARDI. )
105/5 - Fe cealehüm ke asfin me'kul ( Böylece onları yenmiş taze ekin yaprağı gibi yaptı. )

Surede sanki UFOların / Uzay Gemilerinin / Vazifeli Varlıkların tepeden gönderdikleri ışınlarla toprağın parçalandığı ve yanmış toprağın ve taşların savrulduğu izlenimi oluşmaktadır. Zira pişmiş taşların isabet ettiği kişilerin yandıkları ve iskelet olarak kaldıkları da "Asfın mekul" ( Yenmiş ekin yaprağı ) ifadesiyle tasvir edilmektedir.

* "Ebabil" kelimesi "Ebab" ( Hazılanmak ) ve El ( İlah ) kelimelerinden müteşekkil olup, "Allah'ın Hazırlığı / Hazırladığı" gibi bir anlam taşımaktadır. ( Ebabil kelimesinin sözlük anlamı ise "Dağ Kırlangıcı"dır. )


25 Temmuz 2018 Çarşamba

Kara Çarşaf ile Cin Sembolizasyonu

Bilindiği üzere "Siyah" renk, "Karanlığın" ve negatif enerjinin sembolüdür. Kur'an'da bu husus düalite prensibi kapsamında "Nur" ( Aydınlık ) ve "Zulümat" ( Karanlık ) kelimeleri ile ifade edilir.

2/257 - Allahü veliyyüllezıne amenu yuhricühüm minez ZULÜMATİ ilen NUR vellezine keferu evliyaühümüt tağutü yuhricunehüm minen nuri ilez zulümat ülaike ashabün nar hüm fıha halidun ( Allah o inananların dostudur. Onları KARANLIKLARDAN AYDINLIĞA çıkarır. O inkar edenler, onların dostları azgındır ki onları aydınlıktan karanlığa çıkarır. Onlar ateşin sahipleridirler. Onlar onun içinde ebedidirler. )

"Siyah" veya "Karanlık" ayrıca "Görmemeyi" ve "Körlüğü" yani ilimsizliği, cehaleti ve buna bağlı tezahür eden kötülükleri ve günahları da ifade eder. Ayetlerde yer alan "KÖRler" ifadesi ilim yoksunu, inkarcı, günahkar ve müşrik satanistleri tanımlamaktadır.

2/17 - Meselühüm ke meselillezistevkade nara fe lemma edaet ma havlehu zehebellahü bi nurihim ve terakehüm FI ZULÜMATİN LA YÜBSİRUN ( Onların misali o ateş yakmayı isteyenin misali gibidir. Yakıp da çevresindekileri aydınlattığında Allah aydınlıklarını giderir ve onları KARANLIKLARIN İÇİNDE TERKEDER DE ONLAR GÖRMEZLER.  )

2/18 - Summün bükmün UMYÜN fe hüm la yarciun ( Sağırdırlar, dilsizdirler, KÖRDÜRLER. Artık onlar dönmezler. )

İnsanları kötülüğün karanlığına iten başlıca unsur alt tekamül boyutu olan 2. boyuttan 3. boyuta yani dünya frekansına müdahale eden ve insanın nefsani yapısını tetikleyerek onu saptıran cinlerdir. Dünyayı kötülüğe, kana ve gözyaşına bulayan satanist müşrikler cinlere kulluk etmekte ve cinleri sayısal, sözel ve görsel şekillerde sembolize etmektedirler. Bu sembollerden biri de, islamın bir gereğiymiş gibi islami kültür toplumlarına empoze edilmiş olan ve kadınlar için bir mecburiyet, bir namus sembolü haline dönüştürülmüş olan "Kara Çarşaf"tır.

Kara Çarşaf esas itibarıyla bir "cin sembolüdür". Zira cin kelimesi "Görünmeyen, Örtülü olan" anlamına gelmektedir. Cenin ( Ana rahminde olup görünmeyen embriyo ), Cünnet ( Kalkan ) kelimeleri hep cin kökünden türemişlerdir. Satanist müşrikler kadınları bu kara çarşafların içinde görünmez hale getirerek aslında cinleri resmetmektedirler. Hatta son dönemde Suudi Arabistan'da "Kadınlar insan mıdır?" konulu tartışmaların yapıldığı basına yansımıştır.

"Kötü Ruh" ( Evil Spirit ) olarak tanımlanan cinlerin aşağıdaki şekilde resmedilmesiyle, kara çarşaf arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. ( Star Wars filmindeki şeytani karakter Dart Vader'ın kıyafeti de kara çarşaf benzeridir. )

                                                          
                    Kara Çarşaflı bir kadın

                                       
Star Wars film serisinin şeytani karakteri Dart Vader

                                                            
                      Bir demon ( cin ) tasviri

Kur'an'da "Kara Çarşaf" ile tamamen örtünmeye ilişkin bir ayet bulunmadığı gibi, ayetlerde belirtilen sadece kadınların açık saçık olmamalarıdır.

33/33 - Ve karne fı büyutikünne ve LA TEBERRACNE TEBERRUCEL cahiliyyetil ula ve ekımmes salate ve atınez zekate ve etı'nellahe ve rasuleh innema yürıdüllahü li yüzhibe ankümür ricse ehlel beyti ve yütahhiraküm tathıra ( Ve evlerinizde durun. Önceki cahiliyetteki gibi süslenip, AÇILIP SAÇILARAK AÇIK SAÇIK OLMAYIN Duaya kalkın, zekatı verin ve Allah’a  ve O’nun resulüne itaat edin. Kesinlikle Allah, üzerinizden pisliği gidermeyi ve sizi tertemiz yaparak temizlemeyi ister, ev sahipleri. )

24/31 - Ve kul lil mü'minati yağdudne min ebsarihinne ve yahfazne fürucehünne ve la yübdıne zınetehünne illa ma zahera minha ve YADRİBNE Bİ HUMURİHİNNE ALA CÜYUBİHİNNE  ............. ( Ve inanan kadınlar için gözlerinden sakınmalarını ve ayıplarını korumalarını söyle. Süslerini, onlardan o görünenler haricinde olanları ortaya çıkarmasınlar. ÖRTÜLERİNİ, BEZLERİNİ YAKALARININ, KOYUNLARININ ÜZERİNE DOLASINLAR. .....  )

33/59 - Ya eyyühen nebiyyü kul li ezvacike ve benatike ve nisail mü'minıne YÜDNINE ALEYHİNNE MİN CELABIBİHİNN zalike edna en yu'rafne fe la yü'zeyn ve kanellahü ğafurar rahıma ( Ey haberci, eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına, ÖRTÜLERİNİ ÜZERLERİNE YAKLAŞTIRMALARINI SÖYLE. Bu, tanınmalarına en yakındır. Böylece eziyet edilmezler. Allah affedendir merhametlidir. )

Yani ayette elbiselerinizi üzerinize yaklaştırın, mahrem yerlerinizi ortada bırakacak şekilde açılmayın mesajı verilmektedir.

Cahil toplumlarda kadının, cin şeytanı addedilmesinin nedeni aşağıdaki ayetin yanlış yorumlanması da olabilir.

4/117 - İn yed'une min dunihı illa inasa ve in yed'une illa şeytanen merıda ( Kesinlikle onlar, O’nun haricinde ancak kadınları çağırırlar. Kesinlikle ancak asi inatçı şeytanı çağırırlar. ) 

Bu ayette bildirilmek istenen, en zayıf nefsaniyet alanı olan cinselliğin cazibesine kapılıp da kadınların tapılası unsurlara dönüştürülmemesi, ilahlaştırılmamasıdır. Satanik ritüellerde kadınların üstlendiği "Mother Goddess" ( Ana Tanrıça ) rolü hatırlanmalıdır.

23 Temmuz 2018 Pazartesi

"Senin doğru yolunun üstüne oturacağım."

7/16 - Kale fe bima ağveytenı le ak'udenne lehüm sıratakel müstekım ( "Öyleyse, beni azdırmandan dolayı, onlara karşı, senin doğru yolunun üstüne oturacağım." dedi. )

Bu söylem, İblis'in Rab'be karşı söylemiş olduğu bir cümledir. Araf suresinin 7/16 kodlu ayetinde bildirilen bir söylemin açık anlamı dışında bir de okült ezoterik anlamı bulunmaktadır.

Evvelki bölümlerde değinildiği üzere, "Üçüncü Göz Çakrası" olarak da bilinen "Epifiz Bezi" ( Pineal Gland / Çamsı Beze ) beynin arka tarafında bulunan ve insanın tepe çakrasıyla yani Taç Çakrası ile ile iletişime girebilmesini sağlayan bir organdır. Taç Çakra üst frekanslardan ( boyutlar, planlar ) iletilen titreşimlerin, bilgilerin toplandığı merkez, Epifiz Bezi ise bu bilgilerin kodlarının çözüldüğü ve bilinçsel algılamanın gerçekleştiği organdır.

                                                          
               Epifiz Bezi ( Pineal Gland )

Ayetteki İblis'in, "Senin doğru yolunun üstüne oturacağım." cümlesi, Taç Çakra ile Üçüncü Göz Çakra ( Epifiz Bezi ) arasında oluşacak bir "engeli" tasvir etmektedir. Bu "engel" ise Adem'in, eşinden önce, yasak ağaca yaklaşarak İblis soyuyla bilgi iletişimine / cinsel ilişkiye girmesi sonucunda insanlarda oluşumuna sebebiyet verdiği Reptilian Complex ( Sürüngen Kompleksi ) dir. ( “CİNsel İlişki” ifadesi insanın cinler ile seksüel teması anlamını içermektedir. )

                                                    
  Reptilian Conplex ( Sürüngen Kompleksi )

Şemalarda da görüleceği üzere Reptilian Complex, Pineal Gland ( Epifiz Bezi / Üçüncü Göz Çakra ) ile Taç Çakra arasında konumlanmış bir organdır. Bu organın isminin "Reptilian" Complex olmasının sebebi bir sürüngen soyu olan İblis'in soyu ile olan bağlantısıdır.

İnsana, tüm nefsani ve şeytani düşünceler Reptilian Complex kanalıyla İblis tarafından aktarılır. Bir başka deyişle İblis, Reptilian Complex kanalıyla ilahi üst boyutlardan iletilen titreşimleri ( frekansları / bilgileri ) bloke etmekte ve bunların yerine kendi saptırıcı titreşimleri iletmektedir. Bilgisi ve inancı zayıf olan insanlar da İblis'ten gelen bu titreşimleri "gerçek, doğru ve ilahi bilgiler / yönlendirmeler" sanmakta ve bu titreşimlerin etkisi altında doğru olanı yaptığını sanarak aslında yanlış ve günah olanı yapmaktadırlar.

Şanlıurfa ilinin Hilvan ilçesine bağlı Güluşağı mahallesinin kuzeybatısında bulunan antik Nevali Çori isimli höyükte bulunan ve halen Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen aşağıdaki “yılanlı baş” heykeli de Reptilian Complex ( Sürüngen Kompleksi ) sembolizmi açısından ilginçtir.


                                         
Epifiz Bezi ( Pineal Gland ), Sümer rölyeflerinde yer alan farklı boyut varlıklarının ( Anunnaki ) ellerinde de  görülmektedir.



Elinde Epifiz Bezini tutan Anunnaki

                                               

               
          Epifiz Bezi okült bir semboldür.






22 Temmuz 2018 Pazar

Gökteki Yıldız ... Göktürk

"Tarık" kelimesi "Parlak Yıldız" ve "Yol" anlamlarına gelmekte olup, bu kelimenin çoğulu olan "Turuk" kelimesi ile "Türk" kelimesi arasında kök ortaklığı olması muhtemeldir. "Türk" kelimesi "Yükselen, Yükselmiş olan" anlamı yanısıra "Türemek" kökünden gelen "Türemiş, Yaratılmış" anlamına da gelmektedir. Bu bağlama "Göktürk" kelimesi "Göğe yükselen / Gökten türemiş" anlamlarını taşımaktadır.
Tarık suresinin ilk ayetindeki ifade "Göktürk" kavramına dikkat çekmekte olup, Göktürk kelimesinin "Gökteki Yıldız / Gök Yıldızı" 

86/1 - Ves SEMAİ vet TARIK ( Ve GÖK ve PARLAK YILDIZ. )

Göktürk bayrağındaki "Mavi" zemin "Gök"ü, "Köpek" figürü ise Cennet veya Sevgi Planı olarak bilinen Sirius Yıldızını temsil etmektedir. 


Köpek figürünün "Yeşil" rengi ise cennet tasvirlerinde geçen "Yeşil İpekten Elbise" ( Siyaben Hudran Min Sündüsin ), "Yeşil Yastık" ( Rafrafin Hudrin ) kavramlarındaki "Yeşil"i temsil etmektedir. Ayrıca "Yeşil" renk 4. boyutun yani madde alemi ( dünya ) üstündeki ilk alemin sembolüdür. Gökkuşağı ve çakra renkleri sırlamasında da Yeşil renk 4. sıradadır.


Tarık suresinde 17 ( 1+7 = 8 ) ayet bulunması da döngü kavramı nümerolojisine dikkat çekmektedir.

Tarık suresinin 86/5 kodlu ayetinde de "İnsanın Yaratılışından" bahsedilmektedir. "Tarık" ve "İnsanın Yaratılışı" kavramlarının ard arda yer alması tüm insanlarının kökeninin "Türk" yani "Tarık" yani "Parlak Yıldız" olduğunu teyid eder niteliktedir.

86/5 - Fe (1) el (2) yenzur (3) el (4) insanü (5) min (6) ma (7) hulik (8) ( O halde insan neden yaratıldığına baksın. )

86/5 kodlu ayette "8" kelime bulunması da Sirius ve döngü kavramları nümerolojisinin tezahürüdür.

Suredeki diğer ayetlerdeki ifadeler de döngü sonuna ve ilahi adaletin tecelli edeceğinin yakın olduğuna ilişkin bilgiler içermektedir. 

86/2 - Ve ma edrake met TARIK ( Ve sabah yıldızının ne olduğunu sana ne bildirir? )
86/3 - En necmüs sakib ( Kesinlikle delip geçen yıldızdır. )
86/4 - İn küllü nefsin lemma aleyha hafiz ( O zaman kesinlikle her nefsin üzerinde koruyucu, gözetici vardır. )
86/5 - Fel yenzuril insanü min ma hulik ( O halde insan neden yaratıldığına baksın. )
86/6 - Hulika min main dafik ( Atılarak dökülen sudan yaratıldı. )
86/7 - Yahrücü min beynis sulbi vet teraib ( Omurga kemiği ve kaburgaların arasından çıkar. )
86/8 - İnnehu ala rec'ıhı lekadir ( Kesinlikle o, onu geri döndürmeye gücü yetendir. )
86/9 - Yevme tübles serair ( O gün sırlar ortaya çıkarılır. )
86/10 - Fe ma lehu min kuvvetin ve la nasır ( Artık ona ne kuvvet, ne de yardımcı yoktur. )
86/11 - Ves semai zatir rec' ( Ve geri dönüşlü gök, )
86/12 - Vel ardı zatis sad' ( Ve çatlamalı yer, )
86/13 - İnnehu le kavlün fasl ( Kesinlikle o ayrışım sözüdür. )
86/14 - Ve ma hüve bil hezl ( Ve o şaka mizah değildir. )
86/15 - İnnehüm yekiydune keyden ( Kesinlikle onlar hile yapıp tuzak kuruyorlar. )
86/16 - Ve ekiydü keyden ( Ve ben de hile yapıp tuzak kurarım. )
86/17 - Fe mehhilil kafirine emhil hüm rüveyden ( O halde inkarcılara mühlet, zaman ver. Onlara az mühlet, zaman ver. )





19 Temmuz 2018 Perşembe

Farklı İki Deniz

Pasifik Okyanusu ve Kuzey Buz Denizi suları yoğunlukları ve içerikleri nedeniyle birbirleriyle karışmamaktadır.


Aynı durum Pasifik Okyanusu ve Atlantik Okyanusu arasında da mevcuttur.


Bu fenomen Furkan suresinin 25/53 kodlu ayetinde bildirilmiştir.

25/53 - Ve hüvellezi meracel bahreyni haza azbün füratün ve haza milhun ücac ve ceale beynehüma berzehan ve hıcran mahcura ( Ve iki denizi salan O'dur. Bu tatlı içecektir. Bu ise tuzludur, acıdır. Onların aralarında perde ve menedici yasak oluşturur. )


18 Temmuz 2018 Çarşamba

Tek Topluluk Devresi - Altın Çağ ( Din Günü )

Kur'an ayetlerinde "İnsanların tek topluluk olmalarının sakıncalı bir durum arzettiği" kavramı bildirilmektedir. Bunun nedeni, nefsani ve şeytani tesirlerle tüm insanlığı tek bir çatı altında köleleştirmek ihrirası ile yanıp tutuşan satanist müşriklerin mevcudiyeti ve insanlığın henüz satanistlerin bu sinsi tuzaklarını algılayabilecek idrak seviyesine erişmemiş olmalarıdır. Satanistlerin temel kontrol ve dominasyon metodu ilahi ilmi ( ki başka ilimleri yok yani kendilerine ait bir ilim olamaz ) saptırarak, çarpıtarak ve ihtirasları paralelinde yorumlamaktır. 

5/48 - Ve enzelna ileykel kitabe bil hakkı müsaddikan li ma beyne yedeyhi minel kitabi ve mühayminen aleyhi fahküm beynehüm bima enzelellahü ve la tettebı' ehvaehüm an ma caeke minel hakk li küllin cealna minküm şir'aten ve minhaca ve LEV ŞAELLAHÜ LE CEALEKÜM ÜMMETEN VAHİDETEN ve lakin li yeblüveküm fı ma ataküm festebikul hayrat ilellahi merciuküm cemıan fe yünebbiüküm bima küntüm fıhi tahtelifun ( Ve sana da, kitaplardan o ondan öncekileri doğrulayan ve onları kollayan kitabı gerçek ile indirdik. O halde, onların aralarında Allah' ın indirdiği ile hükmet. Onların heveslerine tabi olarak, sana o gerçekten gelen üzerine sapma. Biz, sizlerden herkes için yol ve usül oluşturduk. ŞAYET ALLAH DİLESEYDİ SİZİ TEK TOPLULUK KILARDI. Lakin o size verdikleri hakkında sizi sınamak içindi. Öyleyse hayırlara ilerleyin. Hepinizin dönüşü Allah’a dır. Artık, o hakkında ihtilafa düştüklerinizi size o haber verir. )

11/118 - Ve lev şae rabbüke LE CEALEN NASE ÜMMETEN VAHİDETEN ve la yezalune muhtelifın ( Ve şayet Rab’bin dileseydi İNSANLARI TEK TOPLULUK KILARDI da ihtilaf etmekten geri durmazlardı. )

16/93 - Ve lev şaellahü LE CEALEKÜM ÜMMETEN VAHİDETEN ve lakin yüdıllü men yeşaü ve yehdı men yeşa' ve le tüs'elü enne an ma küntüm ta'melun ( Ve şayet Allah dileseydi SİZİ TEK TOPLULUK KILARDI. Lakin dilediği kimseyi saptırır ve dilediği kimseyi yönlendirir. O yapmakta olduklarınızdan kesinlikle sual edileceksiniz. )

43/33 - Ve LEV LA EN YEKUNEN NASÜ ÜMMETEN VAHİDETEN le cealna li men yekfüru bir rahmani li büyutihim sukufen min fiddatin ve mearice aleyha yazherun ( Ve ŞAYET İNSANLARIN TEK TOPLULUK OLMA DURUMU OLMASAYDI, Rahman' ı inkar eden kimselerin evleri için gümüş çatılar, tavanlar ve onun üzerine çıkmaya merdivenler oluştururduk. )

Ancak, Din Günü ( Kıyamet Günü / Ayrışım Günü / Altın Çağ ), içinde idrak, bilinç ve bilgelik seviyesi artırılacak olan insanların "Tek Topluluğu" tesis edecekleri devredir. Ancak ilim üzerine sapmış olan satanist müşrikler bu süreci teknolojiyi ( AI ( Yapay Zeka ), Robotik, Sibernetik vb. ) kullanarak ve yanıltıcı beyanlarda bulunarak çarpıtmaktadırlar. Satanist müşrikler, ruhsal tekamül vesilesiyle insanlara süptil ve ebedi alemlerin kapılarını açacak olan Altın Çağ'ı, "madde aleminde ebediyet" gibi batıl taahhütlerle dejenere ve manipüle etmektedirler. Bir başka deyişle zaten ruhsal ve ebedi olan ve madde alemine ( dünya ) ait olmayan insana, madde aleminde ebediyet ( ölümsüzlük ) taahhüt etmek gibi akılsızca bir girişim içindedirler. Yapmış oldukları plan, tüm insanları merkezi bir bilgisayara bağlı chiplenmiş ve zihinleri gasp edilmiş robotlara dönüştürmek suretiyle Allah yolundan ayırmak ve madde aleminden çıkamamalarını, orada helak olmalarını sağlamaktır. Bu emellerine ulaşmak için ise "Altın Çağ", "Birleşik İnsanlık Realitesi", "Kolektif Bilinç Devresi" gibi ilahi kavramları kullanmaktadırlar.










Kıyamet Gününde ( Ayağa Kalkış Gününde / Altın Çağda ) Gelecek Ayetler … Bilgi Kitabı ??

Kur'an'da Din Günü ( Yevmed Din ), Ayrışım Günü ( Yevmel Fasl ) veya Ayağa Kalkış Günü ( Yevmel Kıyameh ) olarak ifade edilen "Altın Çağ" başlamadan yeni ayetlerin verilmeyeceği İsra suresinde bildirilmektedir. Kıyamet / Ayağa Kalkış Günü inanan insanlar için bir felaket dönemi değil, doğru ile yanlışın, gerçek ile batılın ayrışacağı bilincin, idrak seviyesinin ve bilgeliğin yükseleceği yani insanlığın "Ayağa Kalkacağı" dönem olacaktır. Ayağa Kalkış Günü ( Yevmel Kıyameh ), dünya hayatının sonlanması ve büyük döngünün sona ermesi öncesindeki son devre olacaktır.

17/58 - Ve in min karyetin illa NAHNÜ MUHLİKUHA KABLE YEVMİL KIYAMETİ ev müazzibuha azaben şedıda kane zalike fil kitabi mestura ( Ve AYAĞA KALKIŞ GÜNÜNDEN ÖNCE BİZİM HELAK ETMEDİĞİMİZ veya şiddetli azap ile azap vermediğimiz ülke yoktur. Bu satırlanmış kitabın içindedir. )

17/59 - Ve MA MENEANA EN NÜRSİLE BİL AYATİ illa en kezzebe bihel evvelun ve ateyna semuden nakate mübsıraten fe zalemu biha ve ma nürsilü bil ayati illa tahvıfa ( Ve AYETLERİ GÖNDERMEKTEN O BİZİ MENEDEN ancak evvelkilerin onları yalanlamalarıdır. Semud' a görüş olarak dişi deveyi verdik de onunla zulmettiler. Biz ayetleri korkutma haricinde göndermeyiz. )

Bu ayetlerde, Altın Çağ ( Kıyamet Günü / Ayağa Kalkış Günü ) öncesinde dünya genelinde bir çöküş, helak olacağı ancak sonrasında Altın Çağ'a ( Kıyamet Gününe / Ayağa Kalkış Gününe )  girileceği ve bu dönemde insanların ayağa kalkışına vesile olacak yeni ayetlerin, yeni bir kitap vasıtasıyla verileceği mi bildirmektedir? 

Ayağa Kalkış Günü, insanlığın doğru yolu bulacağı, yanlış ile doğrunun kesin şekilde ayrışacağı,  bilincin ve idrak seviyesinin yükseleceği, inanan ve teslim olan insanlar için yepyeni, mutluluk ve huzur dolu bir dönemi, Altın Çağı ( Din Günü ( Yevmed Din ) / Ayrışım Günü ( Yevmel Fasl ) ) bir anlamda Yarı Süptil Aleme ( Cennete ) geçiş öncesinde bir alıştırma dönemini tanımlamakta gibidir. Elbette bu dönemde doğru insanlardan ayrışan yanlış insanlara da doğruya ve gerçeğe  yani Allah yoluna dönmeleri için, gerçek cehennem öncesinde dünya hayatında cehennem deneyimletilerek son bir fırsat verilecektir. Bu husus Kur'an'da "Küçük Azap" ve "Büyük Azap" olarak tanımlanmaktadır.

32/21 - Ve LE NÜZİKANNEHÜM MİNEL AZABİL EDNA DUNEL AZABİL EKBERİ LEALLEHÜM YARCİUN ( Ve ONLARA BÜYÜK AZAP ÖNCESİNDE, KESİNLİKLE YAKIN, KÜÇÜK AZAP TATTIRACAĞIZ. UMULUR Kİ DÖNERLER. )

Ayette, Büyük Azap yani gerçek cehennem azabı öncesinde Kıyamet ( Ayağa Kalkış ) Gününde ( Altın Çağda ) deneyimlenecek Küçük Azap vesilesiyle insanların gerçeğe ve doğruya dönmelerinin Vazifeli Varlıklarca umut edildiği bildirilmektedir. Bir başka deyişle Kıyamet, Sağın sahipleri için "Çıkış / Kurtuluş", Solun sahipleri için ise "Azap" anlamına gelecektir. Aynı şekilde, Kıyamet Günü tezahür edecek Kitap, kendisine Sağından verilenler için "Çıkış / Kurtuluş", Solundan verilenler için ise "Azap" içerecektir.

Ayetteki "Azabel Edna", Yakın Azab anlamına gelmekte olup, "Edna" kelimesi "Dünya" kelimesinin de köküdür. Dolayısıyla "Azabel Edna" ifadesi "Dünya Azabı" olarak da tanımlanabilir.

Kıyamet Gününde ( Din Günü / Ayağa Kalkış Günü / Altın Çağ / Ayrışım Günü / Hesap Günü ) sağ tarafın sahiplerinin ( iyiler ve doğrular ), sol tarafın sahipleri ( kötüler ve inkarcılar ) için azap verici olacak ortamdan korunacakları bilgisi aşağıdaki ayetlerde verilmektedir.

76/11 - Fe vekahümüllahü şerre zalikel yevmi ve lakkahüm nadreten ve sururen ( Böylece Allah onları bu günün kötülüğünden korur ve onları parlaklığa ve sevince kavuşturur. )

77/40 - Veylün yevmeizin lil mükezzibin ( Vay o gün o yalanlayanlar için. )
77/41 - İnnel muttekıne fi zılalin ve uyun ( Kesinlikle sakınanlar gölgelerin ve pınarların içindedirler. )

43/68 - Ya ıbadi la havfün aleykümül yevme ve la entüm tahzenun ( Ey kullarım, bugün kendiniz için korkmayın. Sizler hüzünlenmeyeceksiniz. )

Spiritüel araştırma kaynaklarında bahsedilen, insanları madde alemi ( dünya ) sonrasındaki üst alemlere hazırlayacak ve Kur'an'ın geniş kitlelerce daha iyi anlaşılmasına rehber olacak olan "Bilgi Kitabı", Altın Çağ'a yani Ayağa Kalkış Günü'ne ( Kıyamet Günü ) girilmesiyle birlikte indirilecek olan ayetleri tanımlıyor olabilir. Diğer bir deyişle, "Bilgi Kitabı", 17/58 kodlu ayette bahsedilen "Ayağa Kalkış Günü ( Altın Çağ ) öncesinde gönderilmesi menedilen ayetleri içeren ilahi göksel kaynak olabilir. 

Aşağıda, 1979 yılında yayımlanmış olan "Sirius Misyonu" isimli ezoterik kaynaktaki Bilgi Kitabı ile ilgili bölüm yer almaktadır.


Ayrıca, Bakara suresinin aşağıdaki ayetlerinde Allahü Teala'nın, zaman içinde bazı ayetleri hükümsüz bırakabileceği, bazılarını da unutturup bunlar yerine yeni ve güncel olanlarını Kur'an'ın anlaşılmasına rehber bir kitap olarak bahşedebileceği bildirilmektedir. Bu çerçevede, ayet içeren kitapların döngüsel yapı içerisinde birbiri ardına  gönderildiği gerçeği de ortaya çıkmaktadır. "Bilgi Kitabı" bu açıdan anlamlı ve makul bir konumda kalmaktadır.

2/105 - Ma yeveddüllezıne keferu min EHLİL KİTABİ ve lel müşrikıne en YÜNEZZELE ALEYKÜM MİN HAYRİN MİN RABBİKÜM vallahü yehtessu bi rahmetihı men yeşa vallahü zül fadlil azım ( O KİTAP SAHİPLERİNDEN inkarcı ve ortak koşan olanlar, RAB’BİNİZDEN ÜZERİNİZE HAYIRLI OLANDAN İNDİRİLMESİNİ sevmezler, arzulamazlar. Allah rahmetini dilediği kimseye tahsis eder. Allah büyük üstünlük sahibidir. )

2/106 - MA NENSAH MİN AYETİN EVNÜNSİHA NE'Tİ Bİ HAYRİN MİNHA EV MİSLİHA e lem ta'lem ennellahe ala külli şey'in kadırAYETLERDEN NEYİ HÜKÜMSÜZ BIRAKIRSAK VEYA NEYİ UNUTTURURSAK, ONDAN DAHA HAYIRLISINI VEYA ONUN AYNISINI GETİRİRİZ. Allah' ın kesinlikle herşeye gücü yeten olduğunu bilmez misin? )

Bir başka yaklaşım da, söz konusu Bilgi Kitabı'nın, Kur'an'da "Sağdan veya soldan verilen Kitap" veya "Kitap konulmuştur." olarak ifade edilen kitabın, akaşik kayıtları içeren ve kainattaki her olgunun  ve olayın kayıtlandığı ana kitap ( Ümmül Kitap ) olma durumu da bulunmaktadır.

18/49 - Ve VÜDIAL KİTABÜ fe teral mücrimıne müşfikıne min ma fıhi ve yekulune ya veyletena ma li hazel kitabi la yüğadiru sağıraten ve la kebiraten illa ahsaha ve vecedu ma amilu hadıra ve la yazlimü rabbüke ehada ( Ve KİTAP KONULMUŞTUR. Artık suçluları, onun içinde olanlardan korkarlarken ve "Vay halimize, ne kitap ki, küçük ve büyük bırakmamış, ille de onları saymış." derlerken görürsün. Ne yaptılarsa hazır buldular. Rab’bin hiçbir kimseye zulmetmez. )

84/7 - Femma men utiye KİTABEHU bi yeminihi ( O halde o KİTABI sağından verilen, )
69/25 - Ve emma men utiye KİTABEHU bi şimalihi fe yekulu ya leyteni lem ute kitabiyeh ( Ve ama o KİTABI solundan verilen, artık "Ey keşke kitabım bana verilmeseydi." der. )

39/69 - Ve eşrakatil erdu bi nuri rabbiha ve VÜDIAL KİTABÜ ve cıe bin nebiyyıne veş şühedai ve kudiye beynehüm bil hakkı ve hüm la yuzlemun ( Ve yer Rab’binin aydınlığı ile parlar. KİTAP KONULMUŞTUR. Haberciler ve şahitler getirilirler. Onların aralarında gerçek ile hüküm verilir. Onlar zulmedilmezler. )

13/39 - Yemhullahü ma yeşaü ve yüsbit ve ındehu ÜMMÜL KİTAB ( Allah neyi dilerse imha eder ve sabit kılar. ANA KİTAP O’nun indindedir. )






16 Temmuz 2018 Pazartesi

Terakiye

Kıyamet suresinin aşağıdaki ayetlerinde son devreye ( kıyamet ) ilişkin tasvirler yer almaktadır.

75/22 - Vücuhun yevmeizin nadıretun ( O gün parlayan yüzler vardır. )
75/23 - İla rabbiha nazıretun ( Rab’bine doğru bakar. )
75/24 - Ve vücuhun yevmeizin basire'un ( Ve o gün asık yüzler vardır. )
75/25 - Tezunnu en yuf'ale biha fakıretun ( Kötü muamele musibeti yapılacağını anlar. )
75/26 - Kella iza beleğatit TERAKİYE ( Hayır, KÖPRÜCÜK KEMİĞİNE ulaştığında, )
75/27 - Ve kıle men rakın ( Ve "Gözetip çare bulacak, tedavi edecek kimdir?" denilir. )

Bu ayetler içinde 75/26 kodlu ayette dikkat çeken bir kelime yer almaktadır. TERAKİYE... bu kelimenin anlamının "Köprücük Kemiği" olduğu bilinmekte olup, "ölüm anı" tasviri mahiyetinde bir anlam taşıdığı bilinmektedir.

Ancak, ayetteki TERAKİYE kelimesinin TÜRKİYE kelimesiyle olan fonetik benzerliği, ayette daha farklı bir mesajın da iletilmekte olduğu izlenimi uyandırmaktadır. Deneysel Ruhçuluk faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilen celselerde, son devrede ( döngü sonununda ) göksel ışığın ve bilgeliğin çıkış yerinin Türkiye olduğu bilgisi alınmaktadır.

TÜRK kelimesinin TERK* kökünden geldiği ve “Yükselen / Yükselmiş Olan / Türemiş olan” anlamlarını içerdiği düşünüldüğünde insan gövdesinin üst bölümünde bulunan kemiğin adı olan TERAKİYE kelimesi de ayrı bir anlam kazanmaktadır. ( * TERKetmek = Ayrılmak, Arayı Açmak )

Ayrıca İsra suresinin 93. ayetinde yer alan “TERKA FİS SEMA” ( Göğe Yükselesin / Göğe Yükselirsin ) ifadesi de bu bağlamda anlam içermektedir.

17/93 - Ev yekune leke beytün min zuhrufin ev TERKA fis sema' min külli meselin fe eba ekserun nasi illa küfura ve len nü'mine li rukıyyike hatta tünezzile aleyna kitaben nakraüh kul sübhane rabbi hel küntü illa beşeran rasula           ( Veya sana süsten, altından ev olsun veya tüm misallerden göğe yükselesin. İşte insanların çoğunluğu ancak inkarda diretirler. "Üzerimize, okuyacağımız kitap indirene kadar senin yükselişine inanmayız." De ki: "Rab’bim yücedir. Ben resul olan insanın haricindeki miyim?" )

Türkiye - Sirius ilintisi, Atatürk'ün "İstikbal ( refah ) GÖKlerdedir." söylemi ve GÖKTÜRK ( Göğe Yükselen / Gökten Türemiş ) bayrağındaki kurt / köpek sembolünün Canis Majoris ( Büyük Köpek ) olarak bilinen Sirius ( Şi'ra ) yıldızını sembolize ettiği evvelki bölümlerde incelenmişti.


"8" yıldızdan müteşekkil olan Köpek Takımyıldızının ( Canis Majoris ) kozmik görüntüsü incelendiğinde tepe bölgesinde bir "T" formu göze çarpmaktadır. Sirius ise T formunun ortasında yer almaktadır.


Aynı şekilde, Terakiye yani Köprücük Kemiğinin anatomik yapısı incelendiğinde yine "T" formu dikkat çekmektedir. ( "Terakiye", Sirius'un ve buna bağlı olarak insanın sembolü olabilir mi? Sirius ( Sevgi Planı / Cennet ) insanın ilk tezahür ettiği kozmik ortam olarak bilnmektedir. )


TERAKİYE kelimesinin Kıyamet suresinin 26. ( 2+6 = "8" ) ayetinde geçmesi ve Canis Majoris takımyıldızının "8" yıldızdan müteşekkil olduğu dikkate alındığında Terakiye, Sirius ve Türkiye kelimeleri arasında anlamsal bir ilişki olması ihtimali gündeme gelebilir.

"T" formunda inşa edilmiş ve üzerilerinde "Köpek" rölyefi bulunan monolitlerin yer aldığı Urfa'daki Göbeklitepe ( KÖPEKLİtepe ? ) kalıntılarının Canis Majoris ( Büyük Köpek ) takımyıldızı ve Sirius ile olan ilintisi de bu kapsamda önem arzetmektedir. Göbeklitepe, Türkiye'nin Sirius ile ilişkisini en açık şekilde ortaya koyan delillerden biridir.



Köpek rölyefli T formunda monolit


"T" formundaki monolitlerin üzerinde, yan cepheden başlayıp ön cephede sonlanan "Kol ve el" figürleri yer almaktadır. Bir başka deyişle monolitler "İnsanı" veya onun tekamül etmiş bir halini sembolize etmekte gibidir.


Ayette aşağıdaki anlam gizli olabilir mi?

75/26 - Kella iza beleğatit TERAKİYE ( Hayır, Sirius'a / Türkiye'ye ulaştığında. )

“Ulaşan” bir bilgi midir? “Ruhun” ulaşması mıdır? Son devrede “meleklerin ve ruhun inmesi” fenomeni ile bir ilinti söz konusu mudur? Üst planlardan Türkiye'ye ulaşan tebligler ( belagat ) mi vardır? ( Belegatit terakiye )

10 Temmuz 2018 Salı

Hatırlamaz mısınız?

"E fe la tezekkerun" ( Artık hatırlamaz mısınız? )

Bu soru cümlesi, Kur'an'da "9" kere tekrarlanmakta olup, kozmik ilahi bilginin, özünde sonsuz bilinç ve ruh olan insanın yaratılış kodlarında kayıtlı olduğunu bildirmektedir. 

6/80 - Ve haccehu kavmüh kale e tühaccunnı fillahi ve kad hedan ve la ehafü ma tüşrikune bihı illa en yeşae rabbi şey'a vesia rabbi külle şey'in ılma e fe la tetezekkerun ( Ve kavmi onunla mücadele etti. "Beni yönlendiren Allah hakkında benimle mücadele mi ediyorsunuz? Rab’bimin dilediği şey haricinde, O’na ortak koştuklarınızdan korkmam. Rab’bim  herşeyi ilimce kapsayan genişliktedir. O halde hatırlamaz mısınız?" dedi. )

"E fe la tezekkerun" ( Artık hatırlamaz mısınız? ) ifadesinin ilk kez geçtiği ayetin numarasının "80" nümerolojik değeri "8" olmaktadır. Ayrıca ayet kodunda ( 6/80 ... 6+8+0 = "14" ... 2x7 ) İkili Yedi nümerolojisi de yer almaktadır. Ayette 38 ( 3+8 = "11" ) kelime bulunması da döngü ve düalite sembolü olan "11" sayısı açısından dikkat çekmektedir.

10/3 - İnne rabbekümüllahüllezı halekas semavati vel erda fı sitteti eyyamin sümmesteva alel arşi yüdebbirul emr ma min şefıın illa min ba'di iznih zalikümüllahü rabbüküm fa'büduh e fe la tezekkerun ( Kesinlikle Rab’biniz o Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra arş, taht üzerine seviyelendi. İşi düzenler, yönetir. O’nun izninden sonra olması haricinde af vesilecisi olamaz. İşte Rab’biniz Allah budur. O halde O’na kulluk edin. Hatırlamaz mısınız? )

11/24 - Meselül ferıkayni kel a'ma vel esammi vel basıri ves semiy' hel yesteviyani mesela e fe la tezekkerun ( Bu iki grubun misali kör ve sağır ile gören ve duyan gibidir. İki misal eşit olur mu? Hatırlamaz mısınız? )

11/30 - Ve ya kavmi men yensurunı minellahi in taredtühüm e fe la tezekkerun ( Ve "Ey kavmim eğer onları kovup uzaklaştırırsam Allah'tan olacağa karşı bana kim yardım edebilir? O halde hatırlamaz mısınız?" )

16/17 - E fe men yahlüku ke men la yahluk e fe la tezekkerun ( E peki yaratan yaratmayan gibi midir? Hala hatırlamaz mısınız? )

23/85 - Seyekulune lillah kul e fe la tezekkerun ( "Allah için." diyecekler. De ki: "O halde hatırlamaz mısınız?" )

32/4 - Allahüllezı halekas semavati vel erda ve ma beynehüma fı sitteti eyyamin sümmesteva alel arş ma leküm min dunihı min veliyyin ve la şefiy' e fe la tetezekkerun ( Allah o, gökleri, yeri ve o onların aralarındakilerini altı günde yaratandır. Sonra arş, taht üzerine seviyelendi. Size O'ndan başka dost ve af vesilecisi yoktur. O halde hatırlamaz mısınız? )

37/155 - E fe la tezekkerunYoksa hatırlamıyor musunuz? )

"E fe la tezekkerun" ( Artık hatırlamaz mısınız? ) cümlesinin tek başına bir ayet olduğu tek ayet 37/155 kodlu ayettir. Ayet numarasında ( 155 ) "11" nümerolojisi ( 1+5+5 = 11 ) bulunmaktadır.

45/23 - Fe raeyte men ittehaze ilahehu hevahü ve edallehüllahü ala ılmin ve hateme ala sem'ıhı ve kalbihı ve ceale ala besarihı ğışaveh fe men yehdıhi min ba'dillah e fe la tezekkerun ( Hevesini ilahı edinen kimseyi görmez misin? Allah onu ilim üzerine saptırır. Kulağının ve kalbinin üzerine mühür basar. Gözünün üzerine perde oluşturur. Artık Allah'tan sonra onu kim yönlendirebilir? O halde hatırlamaz mısınız? )

"E fe la tezekkerun" ifadesinin son kez geçtiği ayetin kodunda ( 45/23 ) ise "İkili Yedi" nümerolojisi bulunmaktadır. ( 4+5+2+3 = 14 ... 2x7 )

Adem, yani insan, temel bilgiyi ve Allah'a olan ahdini "Unutmasından" dolayı madde alemini deneyimlemek zorunda kalmıştır.

20/115 - Ve lekad ahıdna ila ademe min kablü fe nesiye ve lem necid lehu azma ( Ve önceden Adem' e ahdettik de unuttu. Onda azim bulamadık. )

7 Temmuz 2018 Cumartesi

Yedili Olgular ... Gök, Yer, Lisan, Renk, Nota

Allahü Teala, "Gökün" ve "Yerin" "7" katmandan oluştuğunu Talak suresinin 65/12 kodlu ayetinde bildirmektedir. 

65/12 - Allahü (1) ellezi (2) haleka (3) SEB'A (4) semavatin (5) ve (6) min (7) el (8) ardı (9) misle (10) hünne (11) yetenezzelül emru beynehünne li ta'lemu ennallahe ala külli şey'in kadirun ve ennallahe kad ehata bi külli şey'in ilmen ( Allah, o YEDİ gökleri ve yerden de onların aynısını yaratandır. Emir, kesinlikle Allah' ın herşeye gücü yeten olduğunu bilmeniz için onların arasından iner. Kesinlikle Allah herşeyi ilmen kuşatmıştır. )

Gökte 7 katman, Yerde 7 katman ... 7+7 = 14 katman. "Düalite" ve "İkili Yedi" kavramı göze çarpmaktadır. Ayet kodu da ( 65/12 ) "İkili Yedi" nümerolojisi içermektedir. 6+5+1+2 = 14 ... 2x7 ... İkili Yedi.

Göklerin ve yerin 7 katmandan oluştuğunu ifade eden Allahü (1) ellezi (2) haleka (3) SEB'A (4) semavatin (5) ve (6) min (7) el (8) ardı (9) misle (10) hünne (11) ( Allah, o YEDİ gökleri ve yerden de onların aynısını yaratandır. ) cümlesinde "11" kelime bulunması da "Düalite" ( İkilik ) kavramının nümerolojik bir tezahürüdür.

Rum suresinin 30/22 kodlu ayetinde ise "Semavat" ( Gökler ), "Erd" ( Yer ), "Elsinet" ( Diller / Lisanlar ) ve "Elvan" ( Renkler ) kelimelerinin "7" sayısını barındırdıkları, ayetteki 7 nümerolojisi ile  bildirilmektedir.  

30/22 - Ve (1) min (2) ayati (3) hı (4) halku (5) es (6) SEMAVATİ * (7) ve (8) el (9) ERDI * (10) ve (11) ahtilafü (12) ELSİNETİ (13) küm (14) ve (15) ELVANİ (16) küm (17) inne (18) fı (19) zalike (20) le  (21) ayatin (22) li (23) el (24) alimın (25) ( Ve göklerin, yerin yaratılışı, dillerinizin ve renklerinizin çeşitliliği O’nun ayetlerindendir. Kesinlikle bunda, bilenler için ayetler vardır. )

- Ayet kodunun ( 30/22 ) nümerolojik değeri "7"'dir. ( 3+0+2+2 = 7 )

- Ayette 25 kelime bulunmaktadır. ( 2+5 = 7 )

- "Semavat" ( Gökler ), "Erd" ( Yer ), "Elsinet" ( Diller / Lisanlar ) ve "Elvan" ( Renkler ) kelimeleri ayette sırasıyla Semavat, Erd, Elsinet ve Elvan olarak geçmektedir. İlk olarak geçen kelime "Semavat" kelimesi olup, sıra numarası "7", son olarak geçen kelime "Elvan" olup, sıra numarası 16' dır. ( 16 ... 1+6 = "7" )

- Lisan ve Renk kelimeleri de Gök ve Yer kelimeleri gibi 7 katman içermektedir.

Dünyada en eski sayılan ve bugünkü dillerin kökeni niteliğinde olan "7" lisan mevcuttur. Tüm bu dillerin esas ve tek kökeninin ise Türkçe olduğuna yönelik bulgular ve araştırmalar da mevcuttur. 

1- Tamil
2- Sanskrit
3- Grek
4- Çince
5- İbranice
6- Latince
7- Arapça 

Doğada "7" temel renk ( Gökkuşağı renkleri ) bulunmaktadır. Tüm bu renklerin kökeni ise tek bir renge, Beyaza dayanmaktadır. Renkler, Beyaz ışığın kırılması ile oluşmaktadır.

1- Kırmızı
2- Turuncu
3- Sarı
4- Yeşil
5- Mavi
6- Lacivert
7- Mor



Kur’an’da “Levn” ( Renk ) kelimesinin çoğul hali olan “Elvan” ( Renkler ) kelimesinin “7” kere tekrarlanması da önemli bir mesaj içermektedir.


Müzikteki notalar da 7 adettir.

1- Do
2- Re
3- Mi
4- Fa
5- Sol
6- La
7- Si

Aşağıdaki tabloda yer alan ve 8. nota olarak görünen yine baştaki "Do" notası olup, farklı bir frekansın başlangıcını sembolize etmektedir. ( 8 sayısı yeni döngü başlangıcının sembolüdür. )



Atomun içinde, çekirdek etrafındaki elektronlar toplam "7" yörüngede dönerler. Bu yörüngeler K,L,M,N,O,P ve Q olarak kodlanmışlardır. / yörünge aynı zamanda 7 enerji seviyesini de ifade etmektedir.


https://en.wikipedia.org/wiki/Electron_shell

Bir haftalık bir döngüde "7" gün bulunmakta olup, haftanın son günü yani döngü sonu 7. gündür.

Yılın son günü 12. ayın 31. günüdür. 1+2+3+1 = "7"





5 Temmuz 2018 Perşembe

Cin şeytanlarına adak verenler

Haberlerden de izleneceği üzere her yıl binlerce çocuk kaybolmakta ve bir daha kendilerinden haber alınamamaktadır. Bu kayıp çocukların birçoğunun akıbeti ölüm, birçoğunun akıbeti ise belirli güç odaklarına zorunlu kölelik olmaktadır.

Kur'an ayetlerinde, cin tasallutuna girmiş ve hipnotik şekilde cinlere kulluk eden satanist müşriklerin geceleri düzenledikleri* şeytan ritüeli ( ayini ) toplantılarında, dünyevi maddi menfaat beklentisiyle çocukları, genç kızları öldürdüklerinden bahsedilmektedir. ( Satanist ailelerde ilk doğan çocukların şeytana adak verilmesi ritüeli artık geniş kitlelerce bilinen bir gerçektir. )

* 23/67 - Müstekbirıne bihı samiran tehcürun

( Gece toplantılarında ona kibirlenerek karşı geldiniz. )

6/137 - Ve kezalike zeyyene li kesırin minel müşrikıne katle evladihim şürakaühüm li yürduhüm ve li yelbisu aleyhim dınehüm ve lev şaellahü ma fealuhü fe zerhüm ve ma yefterun

( Ve ortak koşanlardan çoğuna, ortakları, onları mahvetmek ve onların üzerlerine dinlerini örtmek için çocuklarını öldürmelerini işte böyle süslü gösterdiler. Şayet Allah dileseydi onu yapamazlardı. O halde onları ve o uydurduklarını bırak. )

6/140 - Kad hasirallezıne katelu evladehüm sefehen bi ğayri ılmin ve harramu ma razekahümüllahüftiraen alellah kad dallu ve ma kanu mühtedın

( İlimsizce, akılsızca çocuklarını öldürenler ve o Allah' ın onlara rızıkladığını, Allah’a  uydurarak haram kılanlar hasarlandılar. Saptılar ve yönlendirilmiş olmadılar. )

6/151 - Kul tealev etlü ma harrame rabbüküm aleyküm en la tüşriku bihı şey'a ve bil valideyni ıhsana ve la taktülu evladeküm min imlak** nahnü nerzükuküm ve iyyahüm ve la takrabül fevahışe ma zahera minha ve ma betan ve la taktülün nefselletı harramellahü illa bil hakk zaliküm vassaküm bihı lealleküm ta'kılun

( De ki: "Haydi gelin, Rab’binizin size neleri haram kıldığını okuyayım. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlikten çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. Ahlaksızlığın açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Allah' ın haram kıldığı nefsi haksızca öldürmeyin. Bunlar size emrettikleridir. Umulur ki akıl edersiniz." )

17/31 - Ve la taktülu evladeküm haşyete imlak** nahnü nerzükuhüm ve iyyaküm inne katlehüm kane hit'en kebira

( Ve çocuklarınızı fakirlik korkusuyla öldürmeyin. Onları ve sizleri biz rızıklandırırız. Onların öldürülmesi büyük suçtur, günahtır. )

** 6/151 ve 17/31 kodlu ayetlerde geçen "İmlak" kelimesi "Fakirlik" olarak tercüme edilmiş olsa da bu kelimenin kökeninde "Mal mülk sahibi olmak" anlamı bulunmaktadır. Dolayısıyla mal ve mülk sahibi olabilmek veya elindeki mevcut malı mülkü koruyabilmek beklentisiyle cinlere adak verilmesinden de söz ediliyor olabilir. Zira İsra suresinin 31. ayetinde "heşyetel imlak" ( mal mülk korkusu / fakirlik korkusu ) ifadesi vesilesiyle bahsedilen "çocuklarını öldürenlerin" tanımı aynı surenin 100. ayetinde yine aynı ifade vesilesiyle nimetleri gaspetme hırsına kapılmış, gaspettiklerini harcama ve kaybetme korkusu içindeki küresel şeytanlar olarak yapılmaktadır.

17/100 - Kul LEV ENTUM TEMLİKUNE HAZİNE RAHMETİ RABBİ izen le emsektüm HEŞYETEL İNFAK ve kanel insanü katura

( De ki: "Şayet sizler RAB'BİMİN RAHMET HAZİNESİNE malik olsaydınız, o zaman dahi HARCAMA ve FAKİRLİK KORKUSUNU tutardınız. İnsan cimridir." )

60/12 - Ya eyyühen nebiyyu iza caekel mü'minatü yubayi'neke ala en la yuşrikne billahi şey'en ve la yesrıkne ve la yeznine ve la yaktülne evladehünne ve la yet'ine bi bühtanin yefterinehu beyne eydihinne ve erculihinne ve la ya'sıyneke fi ma'rufin fe bayi'hünne vestağfir lehünnallahe innallahe ğafurun rahiım ( Ey haberci, inanan kadınlar, Allah’a  hiçbir şeyi ortak koşmayacaklarını, hırsızlık yapmayacaklarını, zina etmeyeceklerini, çocuklarını öldürmeyeceklerini, elleri ve ayakları arasında uydurdukları iftirayı getirmeyeceklerini ve sana iyilikte isyan etmeyeceklerini beyan ederek sana geldiklerinde beyanlarını al. Onlara Allah'tan af iste. Kesinlikle Allah affedendir merhametlidir. )

Tekvir suresinin aşağıdaki ayetlerinde de cinlere adak verilen genç kızdan, "Mev'udet" ( Vadedilmiş Kız ) olarak bahsedilmektedir. Yani şeytana adak verilmek üzere vadedilmiş....

81/8 - Ve izel mev'udetu suilet ( Ve vadedilmiş kıza sual edildiğinde, )
81/9 - Bi eyyi zenbin kutilet ( Hangi günahtan dolayı öldürüldü? )

"İlahlar kurban ister." söylemi de bu bağlamda satanik bir söylem olup, dünyadaki her türlü tecavüz, cinayet, kaso ve savaş aslında küresel çetenin şeytanlara adak olarak ifa ettikleri eylemlerdir.

Konuya ilişkin Tevrat ayetleri ise şöyledir.

3 Leviticus 18-21 Molek'e ateşte kurban edilmek üzere çocuklarından hiçbirini vermeyeceksin. Tanrın'ın adına leke getirmeyeceksin. RAB benim.

3 Leviticus 20-3 Kim çocuğunu Molek'e sunarak tapınağımı kirletir, kutsal adıma leke sürerse, ona öfkeyle bakacağım. Onu halkımın arasından atacağım.

Aşağıdaki görsellerde şeytan ritüelinde İblis'e ( Baal, Molek, Baphomet vb. ) adak verme teması işlenmektedir.