4 Şubat 2020 Salı

Düşmanlık olgusuna kamil yaklaşım

"Adüvv" ( Düşman ) ve "Adavet" ( Düşmanlık ) kavramları yaratılıştaki düalite olgusunun düşünsel seviyedeki tezahürü, zıtlık ve terslik kavramlarının bilişsel temsilidir.

Yaratılışta insan için ilk sorun şeytanın ( İblis ve onun topluluğunu niteleyen ve "yakan, mahveden, helak eden, helake vesile olan anlamındaki sıfat ) düşmanlığı ( düalite olgusunun uyandırılışı ) ile başlamıştır. Tahrik ve saldırı noktasını varlıkların nefsaniyetlerine odaklayan şeytanın aldatmasına kapılan insan ünite bilincinden koparak düaliteye yani iyi olmayana, olmaması gerekene meyletmiştir. Bu durum insanın tekamül sürecinin başlayabilmesi için kader mekanizmasının gereği olarak vuku bulmuştur. Zira bu noktada insanın idrak zafiyeti, aceleciliği, cehalete dayalı nankörlüğü gibi unsurlar yani kısaca nefsaniyeti öne çıkmış ve düşmanlık kavramının tezahürüne zemin hazırlamıştır. İnsanın yaratılışındaki bu eksiklikler, içinde doğrudan insan kelimesinin de geçtiği nitelemeler halinde bazı ayetlerde ifade edilmiştir.

2/187 - ..... alimellahü enneküm küntüm tahtaune enfüseküm .... ( ....... Allah sizin nefislerinizin altında kalanlar olduğunuzu bilir. ....... )

4/28 - Yürıdüllahü en yuhaffife anküm ve hulikal insanü daıyfa
( Allah sizi hafifletmeyi ister. İnsan zayıf yaratılmıştır. )

21/37 - Hulikal insanü min acel se ürıküm ayatı fe la testa'cilun
( İnsan aceleden yaratılmıştır. Ayetlerimi size göstereceğim. O halde acele istemeyin. )

70/19 - İnnel insane hulika helu'an
( İnsan kesinlikle sabırsız hırslı şikayet eden yaratılmıştır. )

100/6 - İnnel insane li rabbihı le kenud
( Kesinlikle insan Rab’bine nankördür. )

80/17 - Kutilel insanu ma ekferehu
( Öldürülesi insan. Ne inkar edicidir o? )

İnsanın yaratılışındaki nefsaniyeti ve şeytanın tahriki insan tarafından daha sonra farkına varılıp, idrak edilebilecek olan "düşmanlık" olgusunun ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. Bu husus Kur'an'da "Birbirine düşman olarak inmek"* kavramı ile bildirilmektedir. İncil'de İblis, düşman olarak tanımlanmaktadır. ( * Yarı süptil boyuttan bir alt boyut olan kaba madde boyutuna ( dünya ) iniş. )

2/36 - Fe ezellehümeş şeytanü anha fe ahracehüma min ma kana fıh ve kulnehbitu ba'duküm li ba'dın adüvv ve leküm fil erdı müstekarrun ve metaun ila hıyn
 ( Böylece şeytan onları oradan kaydırdı da onları içinde olduklarından çıkardı. "Birbirinize düşman olarak inin. Size yerde belirli zamana kadar durak yeri ve fayda vardır." dedik. )

7/24 - Kalehbitu ba'duküm li ba'dın adüvv ve leküm fil erdı müstekarrun ve metaun ila hıyn
( "Birbirinize düşman olarak inin. Size yerde belirli zamana kadar durak yeri ve fayda vardır." dedi. )

40-Matta-13-39 Deliceleri eken düşman, İblis'tir. Biçim vakti, çağın sonu; orakçılar ise meleklerdir.

Şeytanın kötülüğe rehber olduğu da "Şeytanın adımları" tanımlaması ile aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir.

2/168 - Ya eyyühen nasü külu min ma fil erdı halalen tayyiben ve la tettebiu hutuvatiş şeytan innehu leküm adüvvün mübın
( Ey insanlar o yerde olanlardan helal ve temiz olarak yiyin. Şeytanın adımlarına tabi olmayın. Kesinlikle o size apaçık düşmandır. )

2/208 - Ya eyyühellezine amenüdhulu fis silmi kaffeh ve la tettebiu hutuvatüş şeytan innehu leküm adüvvün mübin
( Ey o inananlar, hepiniz topluca barışın içine girin. Şeytanın adımlarına tabi olmayın. Kesinlikle o sizlere apaçık düşmandır. )

Bakara suresinin 98. ayetinde de "Allah'a ve meleklerine düşmanlık" kavramlarından bahsedilmektedir.

2/98 - Men kane adüvven lillahi ve melaiketihı ve rusülihı ve cibrıle ve mıkale fe innellahe adüvvün lil kafirın
( Kim Allah’a, O’nun meleklerine, O’nun resullerine, Cibril’ e, Mikail’e düşman olursa, artık kesinlikle Allah inkarcılara düşmandır. )

Aşağıdaki ayetlerde ise şeytanın ve neferlerinin, insanı hoş ve iyi izlenim uyandıran söylem ve davranışlarla aldattığı vurgulanmaktadır. 

2/204 - Ve minen nasi men yu'cibüke kavlühu fil hayatid dünya ve yüşhidüllahe ala ma fı kalbih ve hüve eleddül hısam
( Ve dünya hayatında insanlardan kiminin sözleri senin hoşuna gider. O kalbinin içindekine Allah’ ı şahit eder. O, düşmanların en sertidir inatçısıdır. )

63/4 - Ve iza reeytehüm tu’cibuke ecsamuhüm ve in yekulu tesma’ li kavlihim ke ennehüm huşubun musennedeh yahsebune kulle sayhatin aleyhim hümül aduvvu fahzerhüm katelehümullahu enna yu’fekun
( Ve onları gördüğünde cisimlerinden hoşlanırsın. Eğer konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Kesinlikle onlar yaslanmış keresteler gibidirler. Her çığlığı onların üzerlerine sanarlar. Onlar düşmanlardır. Onlardan çekin, korun. Allah onları öldürsün. Nasıl da döndürülüyorlar. )

Tekamül sürecinde üst seviyeler gelmiş olan insanın "düşmanlık" olgusuna yaklaşımı Kur'an ve İncil'in aşağıdaki ayetinde izah edilmektedir. Ayetlerde "kötülüğe" / "düşmanlığa" aynısı ile karşılık verilmesinin "kötülüğü" / "düşmanlığı" artırmaktan başka bir sonuca vesile olmayacağı, bunun yerine affetmenin ve iyiliğe vesile olmanın faydası bildirilmektedir. 

42/40 - Ve cezaü seyyietin seyyietün mislüha fe men afa ve asleha fe ecruhu alellah innehu la yühıbbüz zalimın
( Ve kötülüğün karşılığı, aynısı gibi kötülüktür. Ama kim affederse ve iyileştirirse onun ödülü Allah’a dır. Kesinlikle O zalimleri sevmez. )

40-Matta-5-44 Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size lanet edenleri kutsayın, sizden nefret edenlere iyilik yapın, sizi istismar edenler ve size zulmedenler için dua edin.

42-Luke-6-27 "Ama beni dinleyen sizlere şunu söylüyorum: Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın,










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder