2 Aralık 2020 Çarşamba

Sihir kelimesi

"Büyü" keimesinin karşılığı olarak kullanılan "Sihr" kelimesi esasen "Zaptetmek, Buyruk altına almak, Hâkim olmak, Zorla ele geçirmek, İtaat ettirmek, Hakir ve zelil etmek" anlamlarını içermektedir.

Büyü operasyonlarının amacı muhtelif frekans iletimi yoluyla süjenin idrak mekanizmasını bloke etmek, hipnotize etmek ve süjeyi sihri yapanın tesirleri altındaki bir robota, köleye dönüştürmektir. 

Tarih boyunca sihir operasyonları insanları tahakküm altına alma obsesyonuna tutulmuş şeytani varlıklar ( insan, cin ) tarafından en sık başvurulan metod olmuştur. Sihir bir varlığın gerçeklerle bağını koparabilmek için uygulanan en etkili metodlardan biridir. Sihir kelimeler, semboller ve ses frekansları vasıtasıyla uygulanabilmektedir. İnsanlık Adem'den bu yana şeytani tesirler vasıtasıyla sihirlenmeye ve hipnozda tutulmaya çalışılmaktadır. Günümüzde muhtelif kitle iletişim mecraları kanalıyla sihirin ve hipnozun şiddeti oldukça yoğunlaşmış durumdadır. Öyle ki çok açık ve sarih gerçekler karşısında dahi ihtilaf ve bölünmeler tezahür edebilmektedir. Buna en net örnek Hicr suresinin 15. ayetindedir. Ayette "sihirin etkisi sarhoşluğa" benzetilmektedir.

15/15 - Le kalu innema sükkirat ebsaruna bel nahnü kavmün meshurun ( "Kesinlikle gözlerimiz sarhoş oldu. Bilakis biz sihirlenmişler kavmiyiz." derlerdi. )

23/89 - Seyekulune lillah kul fe enna tüsharun ( Allah için." diyecekler. De ki: "O halde nasıl sihirlenirsiniz?" )

Sihir ile mücadelenin ve düşük frekans tesirlerinden korunmanın yegane yolu öncelikle yoğun inanca haiz olunması, ayetlerin okunması ve Allah'ın isimlerinin zikredilmesidir.

Sihire ilişkin bilgiler Babil'de iki melek tarafından insanlara bir nefs sınavı olarak aktarılmıştır. 

2/102 - Vettebeu ma tetlüş şeyatınü ala mülki süleyman ve ma kefera süleymanü ve lakinneş şeyatıne keferu yüallimunen nasas SİHRA ve ma ünzile alel melekeyni bi babile harute ve marut ve ma yüallimani min ehadin hatta yekula innema nahnü fitnetün fe la tekfur fe yeteallemune minhüma ma yüferrikune bihı beynel mer'i ve zevcih ve ma hüm bi darrıne bihı min ehadin illa bi iznillah ve yeteallemune ma yedurruhüm ve la yenfeuhüm ve lekad alimu men işterahü ma lehu fil ahırati min halakın ve le bi'se ma şerav bihı enfüsehüm lev kanu ya'lemun ( Ve o Süleymanın mülkünün ve hükümdarlığının üzerine o şeytanların okuduğuna tabi oldular. Süleyman inkar etmedi ve lakin şeytanlar inkar ettiler. İnsanlara SİHİRİ ve Babil’ de iki melek olan Harut ve Marut’ un üzerine indirileni öğretiyorlardı. "Kesinlikle biz sınavız. O halde inkar etmeyin." diyene kadar ikisi kimseye öğretmezlerdi. Onlardan erkeğin ve eşinin arasını neyin ayırdığını öğrenirlerdi. Onlar onunla Allah’ ın izni olmadıkça kimseye zarar veremezlerdi. Onlara ne zarar verebilir ne fayda vermez öğrenirlerdi. Onu satana ahirette nasip olmadığını bilirlerdi. O nefislerini sattıkları ne kötüdür. Keşke bilmiş olsalardı. )

Ra'd ve Hacc surelerinin aşağıdaki ayetlerinde "Sihr" kelimesi "Buyruğa alma" anlamıyla kullanılmıştır.

13/2 Allahüllezı rafeas semavati bi ğayri amedin teravneha sümmesteva alel arşi ve SEHHARAŞ şemse vel kamer küllün yecrı li ecelin müsemma yüdebbirul emra yüfassılül ayati lealleküm bi likai rabbiküm tukınun ( O Allah, gökleri sütunsuz yükseltendir. Onları görürsünüz. Sonra arş, taht üzerine seviyelendi. Ay’ı ve Güneş’i BUYRUĞUNA ALDI. Hepsi isimlendirilmiş belirli vade için akarlar. İşleri yönetir. Ayetleri ayrıntılandırır. Umulur ki Rab’binize kavuşmaya kani olursunuz. )

22/65 - E lem tera ennellahe SEHHARA LEKÜM ma fil erdı vel fülke tecrı fil bahri bi emrih ve yümsiküs semae en tekaa alel erdı illa bi iznih innellahe bin nasi le raufün rahım ( Görmedin mi ki kesinlikle Allah, o yerde olanları, denizde O’nun emriyle akan gemileri BUYRUĞUNUZA VERDİ. Göğü, izni dışında yerin üzerine düşmesin diye tutar. Kesinlikle Allah insanlara esirgeyendir merhametlidir. )

İnsanları sihirle tahakküm altına almaya çalışan inkarcı müşriklerin, gerçek olduğunu bildikleri kur'an ayetlerini kasten sihirli olmakla itham ettikleri de ayetlerde bildirilmektedir.

27/13 - Fe lemma caethüm ayatüna mübsıraten kalu haza SİHRUN mübın ( Ayetlerimiz onlara görünür olarak geldiğinde "Bu apaçık SİHİRDİR." dediler. )

43/30 - Ve lemma caehümül hakku kalu haza SİHRUN ve inna bihı kafirun ( Ve onlara gerçek geldiğinde "Bu SİHİRDİR. Biz onu kesinlikle inkar ederiz." dediler. ) 

6/7 - Ve lev nezzelna aleyke kitaben fı kırtasin fe lemessuhü bi eydıhim le kalellezine keferu in haza illa SİHRUN mübın ( Ve şayet sana kağıtta yazı indirmiş olsak da ona elleriyle dokunsalar, o inkarcılar "Bu kesinlikle apaçık SİHİRDİR." diyeceklerdir. ) 

7/132 - Ve kalu mehma te'tina bihı min ayetin li TESHARAna biha fe ma nahnü leke bi mü'minın ( Ve "Sen bizi SİHİRLEMEK için ayetten her ne getirirsen getir, biz sana inananlar olmayız." dediler. )

54/2 - Ve in yerav ayeten yu'ridu ve yekulu SİHRUN müstemir ( Ve eğer ayet görseler yüz çevirip dönerler ve "Daim SİHİR." derler. )

74/24 - Fe kale in haza illa SİHRUN yu'seru ( Böylece "Bu ancak öğretilegelen SİHİRDİR." dedi. )

Sihirin gerçek dışılık, yalan ve tuzak esasına dayalı olduğu, cinler ile ilgisi bulunduğu ve sihir uygulaması yapanların iflah olmayacakları aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir.

10/77 - Kale musa e tekulune lil hakkı lemma caeküm e SİHRUN haza ve la yüflihus SAHİRUN ( Musa, "Size geldiğinde gerçek için böyle mi dersiniz? Bu SİHİR midir? SİHİRBAZLAR İFLAH OLMAZLAR." dedi. )

20/69 - Ve elkı ma fı yemınike telkaf ma saneu innema saneu keydü SAHİR ve la yüflihus SAHİRU haysü eta ( Ve o sağ elindekini at. Ne ürettilerse yutar. Kesinlikle o ürettikleri SİHİRBAZ tuzağıdır. Her nereye yeterse yetsin SİHİRBAZ iflah olmaz. ) 

38/4 - Ve cabu en caehüm münzirun minhüm ve kalel kafirune haza SAHİRUN KEZZAB ( Ve onlardan uyarıcı geldiğinde şaştılar. İnkarcılar "Bu YALANCI SİHİRBAZDIR." dediler. )

51/39 - Fe tevella bi ruknihi ve kale SAHİRUN ev MECNUN ( Böylece etrafındakilerle, kuvvetli ileri gelenleri ile yüz çevirdi. "SİHİRBAZ veya CİNLİ." dedi. )

51/52 - Kezalike ma etellezine min kablihim min rasulin illa kalu SAHİRUN ev MECNUN ( İşte böyle, o onlardan öncekilere "SİHİRBAZ veya CİNLİ" dedikleri haricinde resul gelmezdi. )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder