24 Aralık 2016 Cumartesi

Rekabeti bırakın! ( Fekkü rekabet )


Dünya hayatının aldatmacasına kapılmış insanların, bireysel ve topluluk olarak aralarında nasıl bir rekabet ortamı yarattıklarına, bu ortamda "en üstün" olabilmek, diğerleri üzerinde hakimiyet kurabilmek için nasıl birbirlerini ezdiklerine, yoksun bıraktıklarına, mağdur ettiklerine her gün şahit olmaktayız. İnsanoğlu, kısır döngü niteliğinde bu çıkmaz sokakta kör, sağır ve dilsiz tutumuyla kendisini nasıl helaka ve mutsuzluğa sürüklediğini farkedememektedir. Neyi niçin yaptığının idrakinden aciz olarak, şeytan tarafından hipnotize edilmiş şekilde bu hazin rutini yaratılışın ilk gününden beri ısrarla icra etmektedir.

Şeytanların kurdukları ve insanı içine hapsettikleri sistem “rekabet” mekanizması temeline dayanmaktadır. Piramidal bir yapı içerisinde birbirleriyle yarıştırılan insanlar, neden yarıştıklarını, rekabet ettiklerini düşünmeden kendilerini yoğun bir stres ve depresyon ortamında tutmakta hatta helak etmektedirler. ( Hem yarış, hem de kulvar üçgen şeklinde. Yani asla herkesin birlikte hedefe ulaşma ihtimali yok. Aksine sıralama yani elde edilecek dereceler bile belirli adetsel kontenjana tabi.... ) Oysa insan hipnozdan kurutlup uyanabilse, ortada yarışacak, rekabet edecek, bir diğerine göre üstün olmayı gerektirecek kısacası paylaşılamayacak hiçbir şey olmadığını görecektir. Ancak Allah’ın insanlara eşit olarak verdiği nimeti gasp etmiş olan şeytanlar dünyada kontrol ettikleri sistemi mahrumiyet ve rekabet temeli üzerine kurmuşlardır. Bu öyle acı bir durumdur ki insanlar çocuklarına “Ezilme ez.”, “Büyük balık ol.”, “Sen yapmazsan başkası yapar.”, “En iyisi ol.”, ”Hayat adil değildir. Lokmanı kaptırma.” vb. gibi saldırgan ve kibirsel telkinlerde bulunmakta ve onları da bu esaret sistemine hazırlamaktadırlar.

Allahü Teala bu durumu aşağıdaki ayetlerinde açıkça betimlemektedir.

Maide 5/62 - Ve tera kesıran minhüm yüsariune fil ismi vel udvani ve eklihimüs suht le bi'se ma kanu ya'melun ( Ve onlardan çoğunu, günahta, düşmanlıkta ve haram yemede koşarak yarışırken görürsün. O yapmış oldukları ne kötüdür. )

Hadid 57/20 - İ'lemu ennemel hayatüd dünya le'ıbun ve lehvun ve zinetun ve tefahurun beyneküm ve tekasurun fil emvali vel evladi ke meseli ğaysin a'cebel kuffare nebatühu sümme yekunu hutamen ve fil ahıreti azabun şeduydun ve mağfiretun min allahi ve rıdvanun ve mel hayatüd dünya illa meta'ul ğurur Bilin ki o dünya hayatı kesinlikle oyundur, eğlencedir, süstür, aranızda övünmedir, mallardan ve çocuklardan çoğaltmadır. Bitirip yetiştirdiği, ekincilerin hoşuna giden yağmur misali gibidir. Sonra kırpılmış parça olur. Ahirette şiddetli azap, Allah' tan af ve rıza vardır. Dünya hayatı aldatıcı fayda haricindeki değildir. )

Rabb'imiz, insanın  arzuyla peşinde koştuğunun mutluluk değil helak olduğunu görebilmesi, diğer insanları mutlu ederek herkesin mutluluğa erişmesini sağlayabileceğini farkedebilmesi için kesin ve net bir talimat vermiştir. "FEKKÜ REKABET" ( REKABETİ / BOYUNDURUĞU / GÖZETLEMEYİ / KONTROLÜ BIRAKIN ). 

"Rekabet" kelimesi "Rikab" ( Boyunduruk ), "Rakıb" ( Kontrolör, Gözetmen ) köklerinden türemiştir. 

Beled 90/10 - Ve hedeynahün necdeyni ( Ve onu iki yola yönlendirdik. )
Beled 90/11 - Fe laktehamel akabet ( Böylece sarp yokuşa tahammül edemedi. )
Beled 90/12 - Ve ma edrake mel akabet ( Ve sarp yokuşun ne olduğunu sana ne kavratıp idrak ettirir? )
Beled 90/13 - FEKKÜ REKABET Boyunduruğu, gözetlemeyi, kontrolü, rekabeti bırakmak. )
Beled 90/14 - Ev ıt'amün fi yevmin zi mesğabet ( Veya açlık, meşakkat gününde yedirmek. )
Beled 90/15 - Yetimen za makrebet ( Yakınlığı olan yetime. )
Beled 90/16 - Ev miskinen za metrebet ( Veya fakirliği olan yoksula. )
Beled 90/17 - Sümme kane minellezine amenu ve tevasav bis sabri ve tevasav bil merhamet ( Sonra sabrı emreden ve merhameti emreden o inananlardan olmak. )
Rekabeti bırakmış ve Allah'a teslim olmuş inanan iyi kulların durumlarını ise Al'i İmran ve Mü'minun surelerinin aşağıdaki ayetlerinde açıklamaktadır.

Al'i İmran 3/114 - Yü'minune billahi vel yevmil ahıri ve ye'mürune bil ma'rufi ve yenhevne anil münkeri ve yüsariune fil hayrat ve ülaike mines salihın ( Allah’ a ve sonraki güne inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten menederler ve hayırlarda koşarak yarışırlar. İşte onlar iyilerdendirler. )

Mü'minun 23/60 - Vellezine yü'tune ma aten ve kulubühüm veciletün ennehüm ila rabbihim raciun ( Ve kesinlikle o Rabb' lerine döneceklerinden, o verdiklerini kalpleri ürkerek verenler, )

Mü'minun 23/61 - Ülaike yüsariune fil hayrati ve hüm leha sabikunİşte onlar hayırlarda koşarak yarışırlar. Onlar onda öne geçip ilerlerler. )

İkili Sistem

Allahü Teala, bilgimiz, algımız ve kavrayışımız dahilinde olan yaratılış sistemini ikili bir yapıda düzenlemiştir. Yedi katmanlı iki oluşum olan gökler ( evren ) ve yer, ikili kromozom yapısı, zıtlıklar prensibi gibi örnekler ikili sistemin  belirtileridir. Rabb'imiz ikili sisteme "iki / ikili" kelimesini kullanarak ayetlerinde işaret etmiştir.

Zariyat 51/49 - Ve min kulli şey'in halakna zevceyni lealleküm tezekkerun ( Ve herşeyden iki eş yarattık. Umulur ki hatırlarsınız. )

İbrahim 14/33 - Ve sehhare lekümüş şemse vel kamera daibeyn ve sehhara lekümül leyle ven nehar (  Ve usulünde devam eden ikili olan Güneş’i ve Ay’ı buyruğunuza verdi. Geceyi ve gündüzü de buyruğunuza verdi. )

Hicr 15/87 - Ve lekad ateynake seb'an minel mesanı vel kur'anel azım ( Ve biz sana ikililerden yedi taneyi ve büyük Kur'an' ı verdik. )

Zümer 39/23 - Allahü nezzele ahsenel hadısi kitaben müteşebihen mesaniye takşeırru minhü cüludüllezıne yahşevne rabbehüm sümme telınü cüludühüm ve kulubühüm ila zikrillah zalike hüdellahi yehdı bihı men yeşa' ve men yudlilillahü fe ma lehu min had ( En güzel sözü, benzetmeli ikili kitap olarak Allah indirdi. O Rabb' lerinden korkanların O’ndan derileri ürperir. Sonra Allah' ın hatırlamasına derileri ve kalpleri yumuşar. Bu Allah' ın yönlendirmesidir. Onunla dilediği kimseyi yönlendirir. Allah kimi saptırırsa, artık ona yönlendiriciden yoktur. )

Beled 90/10 - Ve hedeynahün necdeyni ( Ve onu iki yola yönlendirdik. )

  

23 Aralık 2016 Cuma

Tatmak

"Tatmak" ( Zuk ) fiili Kur'an'da ilk kez Al'i İmran suresinin 3/106 kodlu ayetinde geçmektedir.
 
Al'i İmran 3/106 - Yevme tebyaddu vücuhün ve tesveddü vücuh fe emmellezinesveddet vücuhühüm e kefartüm ba'de ımaniküm fe zukul azabe bima küntüm tekfürun ( O gün yüzleri ağarır ve yüzleri kararır. O yüzleri kararanlar, inancınız sonrasında inkar mı ettiniz ? O halde o inkar etmiş olmanızdan dolayı azabı tadın. )
 
Ayetin kelime ayrışım tablosu aşağıdadır.

 
* Ayetteki "Zuk" ( Tadın ) fiili 19. kelimedir.
 
* Ayetin kod numarasını oluşturan rakamların toplamı 3+1+0+6 = 10 olmaktadır.
 
* "Zuk" ( Tatmak ) fiili Kur'an'da 63 kere geçmektedir. 6+3 = 9
 
 
İnsan kafatasında 12 adet Kafatası Siniri ( Cranial Nerve ) bulunmaktadır.

 
Bu 12 adet Kafatası Sinirinden, 9. sinir olan olan Glossopharyngeal Nerve ve 10. sinir olan Vagus Nerve tat alma fonksiyonunu yerine getiren sinirlerdir.



Both the glossopharyngeal and vagus nerves (CN IX and X) have taste and somatic sensory functions that are not routinely examined. However, the taste function in the glossopharyngeal nerve (CN IX) can be examined if there is suspicion of damage to the nerve (vagus nerve taste function cannot be tested). A saturated solution of salt, a substance normally tasted best by the posterior and lateral taste buds (sweet is tasted best by the anterior and midline tastebuds), is used in the testing with the same technique described for the facial nerve (CN VII, see Chapt. 5).


 
"................The taste receptor cells send information detected by clusters of various receptors and ion channels to the gustatory areas of the brain via the seventh, ninth and tenth cranial nerves.............."
 
"...............Tat reseptör hücreleri muhtelif reseptör kitleleri ve iyon kanalları tarafından tespit edilen bilgileri beyindeki gustatuar bölgeye 7., 9. ve 10. kafatası sinirleri ( cranial nerve ) vasıtasıyla gönderirler..................."


3/106 kodlu ayette toplam 25 kelime bulunmaktadır. 2+5 = 7 nümerolojisi, Tat Alma sürecinde işlev gören ve 7. kafatası siniri olan Yüzsel Sinir'e ( Facial Nerve ) de dikkat çekmektedir.


 
 

 
 
 
 



22 Aralık 2016 Perşembe

Musibetler

Şura 42/30 - Ve ma esabeküm min müsıbetin fe bima kesebet eydıküm ve ya'fu an kesır

( Ve size musibetten ne isabet ederse o ellerinizin kazandıklarındandır. Çoğunu affeder. )
 
Şura suresinin 42/30 kodlu ayetinde, insanın maruz kaldığı musibetlerin ( isabet eden olumsuzlukların ) kök sebebinin kendisi olduğuna yönelik bilgi verilmektedir. Halk arasında da yaygın olan "Suçu kendinde ara." cümlesi de bu ayeti hatırlatmaktadır.
 
Peki bu nasıl olmaktadır? Kur'an'da belirtildiği gibi "İyi", "Samimi", "İnanan", "Teslim Olan"  insanların çektiği ıstırabın sebebi nedir?
 
Kur'an'da belirtilen ve musibet sonucunu doğuran aşağıdaki kavramları hatırlayalım.
 
Zulm ( Haksızlık )
Cebr ( Zorbalık )
La Ta'dil ( Adaletsizlik )
Sue ( Kötülük )
Mekr ( Tuzak )
Küfr ( İnkar )
Ğadab ( Öfke )
Fahşa ( Ahlaksızlık )
Ğayz ( Kin )
Nüfur ( Nefret )
Hased ( Kıskançlık )
İhtiras ( Hırs )
 
Nahl 16/61 - Ve lev yüahızüllahün nase bi zulmihim ma terake aleyha min dabbetin ve lakin yüehhıruhüm ila ecelin müsemma fe iza cae ecelühüm la yeste'hırune saaten ve la yestakdimun

( Ve şayet Allah insanları zulümlerinden dolayı sorgulasaydı, onun üzerinde debelenen bırakmazdı. Lakin onları isimlendirilmiş belirli vadeye kadar erteler. Artık vadeleri geldiğinde saatini erteleyemezler ve öne de alamazlar. )
 
Allahü Teala, Nahl suresinin 16/61 kodlu ayetinde tüm insanların "Zulüm" adı verilen günahkar davranışı sergilediğini beyan etmektedir. Bu beyan saf, temiz, günahsız insan olmadığını ortaya koymaktadır. İşte bu nedenle, işlenen her günah bir şekilde insana karşılık olarak dönmekte ve onu ıstırap sınavından geçirmektedir.
 
Aşağıdaki ayetlerde, kendini "İyi" olarak niteleyen insanların, birçok olumsuz davranışı "Basit / Önemsiz", "Küçük" gördükleri, dikkate almadıkları ve farketmedikleri vurgulanmaktadır. Hatasını, günahını farketmeyen bir insan, aynı hatanın, günahın daha şiddetlisine maruz kaldığında "şikayet eden", "isyan eden" bir tutum içine girmektedir. Oysaki o anda vuku bulan, sadece evvelce yaptığının ancak farketmediğinin aynısı ile karşılıklandırılmasından öte bir şey değildir.
 
Nur 24/15 - İz telekkavnehu bi elsinetiküm ve tekulune bi efvahiküm ma leyse leküm bihı ılmün ve tahsebunehu heyyinen ve hüve ındellahi azım

( Onu dilinize doladığınızda, ağızlarınızla, o size ilmi olmayanı söylüyorsunuz. Onu basit, önemsiz sanıyorsunuz. O Allah' ın indinde büyüktür.
 
Kehf 18/49 - Ve vüdıal kitabü fe teral mücrimıne müşfikıne min ma fıhi ve yekulune ya veyletena ma li hazel kitabi la yüğadiru sağıraten ve la kebiraten illa ahsaha ve vecedu ma amilu hadıra ve la yazlimü rabbüke ehada

( Ve kitap konmuştur. Artık suçluları, onun içinde olanlardan korkarlarken ve "Vay halimize, ne kitap ki, küçük ve büyük bırakmamış, ille de onları saymış." derlerken görürsün. Ne yaptılarsa hazır buldular. Rabb' in hiçbir kimseye zulmetmez. )
 
Necm 53/32 - Ellezine yectenibune kebairal ismi vel fevahışe illel lemem inne rabbeke vasiul mağfirah hüve a'lemu biküm iz enşeeküm minel erdı ve iz entüm ecinnetun fi butuni ummehatiküm fe la tüzekku enfüseküm hüve a'lemu bi men itteka

( Onlar büyük günahtan ve ahlaksızlıktan, küçük günahlar haricinde, kaçınırlar. Kesinlikle Rabb' inin affı geniştir. Sizi yerden inşa ettiği zamanı ve sizin annelerinizin karnında cenin olduğunuz zamanı O bilir. O halde nefislerinizi temize çıkarmayın. O sakınan kimseyi bilir. )
 
Allahü Teala, insanın ancak Dünya hayatından geçtiği bu ıstırap sınavı ile temizlenebileceğini ve ahirete intikal edebileceğini ayetinde belirtmektedir.
 
Maide 5/6 - Ya eyyühellezine amenu iza kuntüm iles salati fağsilu vücuheküm ve eydiyeküm ilel merafikı vemsehu bi ruusiküm ve ercüleküm ilel ka'beyn ve in küntüm cünüben fettahheru ve in küntüm merda ev ala seferin ev cae ehadün minküm minel ğaitı ev lamestümün nisae fe lem tecidu maen fe teyemmemu saıydan tayyiben femsehu bi vücuhiküm ve eydıküm minh ma yürıdüllahü li yec'ale aleyküm min haracin ve lakin yürıdü li yütahhiraküm ve li yütimme nı'metehu aleyküm lealleküm teşkürun

( Ey o inananlar, dua edecek olduğunuzda, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı ve iki topuğa kadar da ayaklarınızı meshedin. Eğer pis iseniz temizlenin. Eğer hasta iseniz veya seferde, yolculukta iseniz veya sizden biriniz dışkısını getirdiyse veya kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, o halde temiz toprağa niyet edin. Böylece yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah üzerinize güçlüğü istemez ve lakin sizi temizlemeyi ve üzerinize olan nimetini tamamlamayı ister. Umulur ki şükredersiniz. )
 
 
 
 
 
 

Tuzlu Deniz Suyu ( Saline Sea Water )

Bilimsel kaynaklar deniz suyunun, tuz konsantrasyonu en yüksek olan su olduğunu belirtmektedir. Deniz suyundaki tuz konsantrasyon oranı 35,000 ppm yani 35 g / lt'dir.
 
Saline water (more commonly known as salt water) is water that contains a significant concentration of dissolved salts (mainly NaCl). The salt concentration is usually expressed in parts per thousand (permille, ‰) or parts per million (ppm). The United States Geological Survey classifies saline water in three salinity categories. Salt concentration in slightly saline water is around 1,000 to 3,000 ppm (0.1–0.3%), in moderately saline water 3,000 to 10,000 ppm (0.3–1%) and in highly saline water 10,000 to 35,000 ppm (1–3.5%). Seawater has a salinity of roughly 35,000 ppm, equivalent to 35 grams of salt per one liter (or kilogram) of water.
 
 
Kur'an'da "Tuzlu Deniz Suyu" kavramı ilk kez Furkan suresinin 25/53 kodlu ayetinde geçmektedir.
 
Furkan 25/53 - Ve hüvellezi meracel bahreyni haza azbün füratün ve haza milhun ücac ve ceale beynehüma berzehan ve hıcran mahcura ( Ve iki denizi salan O'dur. Bu tatlı içecektir. Bu ise tuzludur, acıdır. Onların aralarında perde ve menedici yasak oluşturur. )
 
25/53 kodlu ayetin kelime ayrışım tablosu incelendiğinde, ayette toplam 22 kelime olduğu ve "Milh" ( Tuz ) kelimesinin 13. kelime olduğu görülmektedir. Bu iki sayının toplamı 22 + 13 = 35 olmaktadır.
 

"Tuzlu Deniz Suyu" kavramı ikinci ve son kez Fatir suresinin 35/12 kodlu ayetinde geçmektedir.
 
Fatir 35/12 - Ve ma yestevil bahrani haza azbün füratün saiğun şerabühu ve haza milhun ücac ve min küllin te'külune lahmen tariyyen ve testahricune hılyeten telbesuneha ve teral fülke fıhi mevahıra li tebteğu min fadlihı ve lealleküm teşkürun ( Ve iki deniz eşit olmuyor. Bu tatlı içecektir, onun içilmesi kayar gibidir. Bu ise tuzludur, acıdır. Hepsinden taze et yersiniz ve giydiğiniz süs, zinet çıkarırırsınız. O’nun üstünlüğünden, lütfundan aramanız için gemileri onun içinde yararak akıp giderken görürsün. Umulur ki şükredersiniz. )
 
 

21 Aralık 2016 Çarşamba

Menne ( Helva ) ... DMT

Kur'an'da, Allahü Teala'nın inananlara güç ve zihin açıklığı nimeti olarak gönderdiği "Menn" ( Helva )' nin, insanın beyin dalgalarının seviyesini değiştirerek üst frekansları algılamasını sağlayan ve Epifiz Bezi ( Pineal Gland ) tarafından salgılanan DMT ( Dimethyltryptamine ) maddesi olma ihtimali bulunmaktadır.

                                                                      
                               DMT Formülü

                                                 
                   
                              DMT Kristalleri

Zira, DMT formülü ve "Menne" kelimesinin Kur'an'da ilk kez geçtiği ayet nümerolojik olarak incelendiğinde ilahi bir işaret açığa çıkıyor gibi görünmektedir.

* DMT'yi oluşturan elementlerin atom numaraları ve toplamları;
C = 6
H = 1
N = 7
--------
     14
* DMT Formülü C12H16N2 

* Molekül ağırlığı (6 x 12) + (1 x 16) + (7 x 2) = 102

* Elementlerin formüldeki (C12H16N2 ) atom adetleri ve toplamları;

C … 12
H … 16
N … 2
----------
        30

Bakara 2/57 - Ve zallelna aleykümül ğamame ve enzelna aleykümül menne ves selva külu min tayyibati ma razaknaküm ve ma zalemuna ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun (Ve bulutu üzerinize gölgeledik. Üzerinize helva ve bıldırcın indirdik. O sizi rızıklandırdıklarımızın temizlerinden yiyin. Biz zulmetmedik. Ve lakin nefislerine zulmetmekteydiler. )


*Ayet kodundaki rakamların toplamı 2+5+7 = 14 ( DMT’yi oluşturan elementlerin atom numaraları toplamı C=6, H=1, N=7 )

* «Menne» kelimesinin ayetteki sıra numarası 12 ve ayet numarası 12 ( C atomunun DMT formülündeki adedi 12 )

* DMT’nin molekül ağırlığı C12H16N2 = (6 x 12) + (1 x 16) + (7 x 2) = 102 ( 1 ve 2 rakamları )

* «Menne» kelimesinden sonraki kelime adedi 18 ( C atomundan sonra gelen H ve N atomlarının DMT formülündeki toplam adedi 18 ( H atomu 16 adet, N atomu 2 adet )

* Formüldeki C, H ve N atomlarının toplam adedi 30 … Ayetteki toplam kelime adedi 30






17 Aralık 2016 Cumartesi

Şeytanların başları...

Saffat 37/62 - E zalike hayrun nüzülen em ŞECERATÜZ ZEKKUM

( Ağırlama, ikram olarak bu mu daha hayırlı? Yoksa ZAKKUM AĞACİ mı? )

Saffat 37/63 - İnna cealnaha fitneten liz zalimın

( Kesinlikle biz onu zalimler için sınav kıldık. )

Saffat 37/64 - İnneha şeceratün tahrucü fı aslil CEHİM

( Kesinlikle o CEHENNEMİN kökünde, temelinde çıkan ağaçtır. )

Saffat 37/65 - Tal'uha ke ennehu RUUSÜŞ ŞEYATİN

( Onun tomurcukları, kesinlikle o ŞEYTANLARIN BAŞLARI GİBİDİR. )

Son ayet numarasının 65 ( 6+5 11 ) olması satanik nümerolojide Allah’a isyanın sembolü olan “11” sayısı açısından dikkat çekicidir.

Allahü Teala, Saffat suresinin yukarıdaki ayetlerinde kovulmuş şeytan neslinin fiziksel algı boyutundaki karakteristik bir paternine ilişkin bilgi aktarmaktadır. Ayetlere göre şeytan neslinin kafa şekli "zakkum ağacının tomurcuğuna" benzemektedir.

Zakkum ağacının tomurcukları;





Semazen kavuğunun formu da ilginç bir durum arzetmektedir.

Muharrif Tevrat'ta "İlahi Varlıklar" ( Alien ) olarak tanımlanan "Nefiller" esas itibarıyla Allah'ın huzurundan kovulmuş olan dev cüsseli insansı sürüngen ( reptoid ) yapısına sahip şeytan neslini ifade etmektedir. Nefil kelimesi Arapça'daki "Nefy" kelimesinden gelmekte ve "Sürgün etmek. Birisini kendi rızası olmadann bir yerden başka bir yere nakletmek." anlamını taşımaktadır. Kelimenin anlamı, şeytanların cennetten kovulması vakasını tasvir eder niteliktedir.

İblis'în cin kabilesi olan şeytan neslinin dünyevi menfaat aldatmacasına kanıp Allah yolundan sapmış olan satanist müşrikler Adem'den bu yana cinleri Allah'a ortak koşmakta ve cinlere kulluk etmektedirler. Bu nedenle, reptoid cinlerin fiziksel paternlerini her mecrada sembolize etmektedirler.

Yapılan antik kazılarda, Sirius B ve onun kaba madde projeksiyonu Mars kökenli Anunnaki olarak da bilinen reptoid nefil ( cin şeytanı ) nesline ilişkin kafatasları bulunmaktadır. Ve bu kafataslarının formlarının "zakkum ağacı tomurcuğuna" benzediği açıkça görülmektedir.

Reptoid nefil kafatasları;





Paskalya adasında bulunan Moai heykellerinin benzer formdaki kafa yapıları da dikkat çekmektedir. Alien ( İlahi Varlık ) olarak nitelenen cin nesline tapan müşrikler onları temsilen bu heykelleri inşa etmişlerdir.


İlki 1979 yılında çekilen "Alien" filminde resmedilen yaratığın kafa yapısı da reptoid nefil kafatasına benzemektedir.


Pagan kültürlerde kullanılan "Masklar"da uzun kafa formu yer almaktadır. Örneğin aşağıdaki maskta uzun kafa bölümünün üzerinde bir de reptil ( sürüngen ) figürü yer almaktadır.


Vatikan'daki Papa'nın ve Mısır'daki pagan karakter Nefertiti'nin* Anunnaki kafatası formundaki başlıkları dikkat çekmektedir. ( * Nefertiti kelimesiyle, Tevrat'ta kovulan melekler ( cinler ) anlamında kullanılan ve insan kızlarıyla cinsel ilişkiye girerek hibrid bir nesil oluşturdukları bildirilen varlıkları tanımlayan "Nefilim" kelimesindeki ortak "Nef" kökü de ilginç bir durum arzetmektedir. Ayrıca kibirin ve inkarın kaynağı olan "Nefsaniyet" kelimesinin kökünde yine "Nef" kelimesinin olması negatif anlama dikkat çekmektedir. Arapça'daki "Nefr" kelimesi, "korkarak bir yere çıkmak" anlamını içermektedir. "Nefret" kelimesi de bu kökten türemiş isimdir. "Nefr" kökü "düşman karşı seferber olmak" anlamında da kullanılmaktadır. )


Baş arkası uzatılmış türban modeli de hadiste "Deve Hörgücü" olarak teşbih edilir.


Pagan ilah Baal de uzun kafalı olarak tasvir edilmiştir.








13 Aralık 2016 Salı

Bile bile...


İnsanın içine düşebileceği en büyük günah, yanlış olanı, yanlış olduğunu bile bile yapmasıdır. Allah'ın Kur'an'da tanımladığı, "kendilerine kitap verilmiş ilim sahibi zalimler", yanlış yaptıkları şeylerin "gerekli" ve "iyi" olduğuna toplumu inandırmaya çalışırlar. Bu süreçte öyle ileri giderlerki kendilerini dahi buna ikna etme aşamasına gelirler.

"Bile bile" yanlış yapma hususu Kur'an'da “11” ayette geçmektedir. Evvelce bahsedildiği üzere döngünün ve düalitenin sembolü olan “11” sayısı satanist müşriklerce "Allah'a karşı üstünlük" ( Haşa ) kavramını sembolize etmektedir. Bu sembolizmde Allah'ın ilahi mühürü olan 10 sayısını referans noktası olarak kabul etmektedirler. 

Kur'an'da "Bile Bile" yapılan "8" temel yanlış ve günah bildirilmiştir.  

1-Şirk Koşmak
2-Gerçeği Gizlemek
3-Allah'ın Kelamını Tahrif Etmek
4-Hakimlere Rüşvet Vermek
5-Yalan Söylemek
6-Yanlışta Israr Etmek
7-İhanet Etmek
8-Yalan Üzerine Yemin Etmek

Bakara 2/22 - Ellezi ceale lekümül erda firaşen ves semae binaa ve enzele mines semai maen fe ahrece bihı mines semerati rizkan leküm fe la tec'alu lillahi endaden VE ENTÜM TA’LEMUN ( O size yeri döşek ve göğü bina yaptı. Gökten su indirdi de onunla size faydalısından meyveler, ürünler rızıklar çıkardı. O halde SİZLER BİLE BİLE Allah için eşler oluşturmayın. )

Bakara 2/42 - Ve la telbisül hakka bil batılı ve tektümül hakka VE ENTÜM TA’LEMUN ( Ve gerçeği batıl ile örtmeyin ve BİLE BİLE gerçeği gizlemeyin. )

Bakara 2/75 - E fe tatmeune en yü'minu leküm ve kad kane ferıkun minhüm yesmeune kelamellahi sümme yüharrifunehu min ba'di ma akaluhü VE HÜM YA’LEMUN ( Böylece size inanmalarını mı ümit edersiniz? Ve onlardan bir kısmı Allah’ ın kelamını işitip akılları erdikten sonra BİLE BİLE onu tahrif ettiler. )

Bakara 2/146 - Ellezine ateynahümül kitabe ya'rifunehu kema ya'rifune ebnaehüm ve inne ferıkan minhüm le yektümunel hakka VE HÜM YA’LEMUN ( O kitap verdiklerimiz, onu oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kesinlikle onlardan bir kısmı BİLE BİLE gerçeği gizlerler. )

Bakara 2/188 - Ve la te'külu emvaleküm beyneküm bil batıli ve tüdlu biha ilel hukkami li te'külu ferıkan min emvalin nasi bil ismi VE ENTÜM TA’LEMUN ( Ve mallarınızı aranızda batıl ile boşuna yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını, sizler BİLE BİLE günah ile yemek için onlarla hakimlere fidye vermeyin. )

Al'i İmran 3/71 - Ya ehlel kitabi lime telbisunel hakka bil batıli ve tektümunel hakka VE ENTÜM TA’LEMUN ( Ey kitap sahipleri, neden gerçeği batıl ile örtersiniz de gerçeği BİLE BİLE gizlersiniz? )

Al'i İmran 3/75 - Ve min ehlil kitabi men in te'menhü bi kıntarin yüeddihı ileyk ve minhüm men inte'menhü bi dınarin la yüeddihı ileyke illa ma dümte aleyhi kaima zalike bi ennehüm kalu leyse aleyna fil ümmiyyıne sebıl ve yekulune alellahil kezibe VE HÜM YA’LEMUN ( Ve kitap sahiplerinden kime kantarlarca yüklerle emanet edersen, onu sana iade eder. Bir dinarı onlardan kime emanet edersen, onun tepesinde sürekli dikilmeden onu sana döndürüp, iade etmez. Bu kesinlikle onların, "Okuma yazma bilmeyenler hakkında bize asla yol yok." demelerindendir. Onlar BİLE BİLE Allah’ a yalan söylerler. )

Al'i İmran 3/78 - Ve inne minhüm le ferıkan yelvune elsinetehüm bil kitabi li tahsebuhü minel kitabi ve ma hüve minel kitab ve yekulune hüve min ındillahi ve ma hüve min ındillah ve yekulune alellahil kezibe VE HÜM YA’LEMUN ( Ve kesinlikle onlardan bölükler, gruplar vardır ki, onu kitaptan sanmanız için dillerini kitaba doğru bükerler. O kitaptan değildir. "O Allah’ ın indindendir." derler de o Allah’ ın indinden değildir. Onlar BİLE BİLE Allah üzerine yalan söylerler. )
Al'i İmran 3/135 - Vellezine iza fealu fahışeten ev zalemu enfüsehüm zekerullahe festağferu li zünubihim ve men yağfiruz zünube illellah ve lem yüsırru ala ma fealu VE HÜM YA’LEMUN ( Ve onlar ahlaksızlık yaptıklarında ve nefislerine zulmettiklerinde Allah’ ı hatırlarlar da günahları için af isterler. Allah’ ın haricinde günahları kim affeder? Ve onlar o yaptıklarında BİLE BİLE ısrar etmezler. )

Enfal 8/27 - Ya eyyühellezine amenu la tehunüllahe ver rasule ve tehunu emanatiküm VE ENTÜM TA’LEMUN ( Ey o inananlar, Allah' a ve resule ihanet etmeyin. BİLE BİLE kendi emanetlerinize ihanet etmeyin. )

Mücadele 58/14 - E lem tere ilellezine tevellev kavmen ğadıballahu aleyhim ma hüm minküm ve la minhüm ve yahlifune alel kezibi VE HÜM YA’LEMUN ( Allah' ın o üzerlerine öfke eylediği kavime yüz çevirenleri görmedin mi? Onlar sizlerden ve onlardan değildirler. Onlar BİLE BİLE yalan üzerine yemin ederler. )

“Bile bile” yanlış yapmak şeytanın hipnotik tesirinin de bir sonucudur. Ölümüne sebebiyet vereceğini bilmesine rağmen sigara içmeye devam eden bir insanın durumu buna en çarpıcı örnektir. Hatta bir bacağı kesilmesine ve sigaraya devam etmesi durumunda diğer bacağının da kesileceğini bilmesine rağmen sigara içmeye devam eden insan örnekleri bulunnmaktadır.

“Bile bile” yanlış ve günah konusu İncil’de şu ayetler ile izah edilmiştir.

58 İbraniler 10-24 Ve birbirimize sevgi ve iyi işleri telkin edelim.
58 İbraniler 10-25 Yaklaşan günü gördüğünüzde, bazılarının yaptığı gibi bir araya gelip toplanmayı ihmal ederek değil, birbirimizi buna zorlayarak.
58 İbraniler 10-26 Çünkü gerçeği bilme aşamasına geldikten sonra BİLE BİLE günah işlersek, artık günahlara karşı sunu diye bir şey kalmaz.

61-2 Peter 3-5 Ne var ki, göklerin çok önceden Tanrı'nın sözüyle var olduğunu, yerin sudan ve su aracılığıyla şekillendiğini BİLE BİLE unutuyorlar.
61-2 Peter 3-6 O zamanki dünya yine suyla, tufanla mahvolmuştu.
61-2 Peter 3-7 Şimdiki yer ve göklerse ateşe verilmek üzere aynı sözle saklanıyor, tanrısızların yargılanarak mahvolacağı güne dek

12 Aralık 2016 Pazartesi

La Tahzen ( Üzülme )

Hüzün, inananlar için şu an içinde bulunulan Dünya ortamını açıkça tanımlayan bir kelimedir. Adaletin yok olduğu, zulmün ve kötülüğün her yere yayıldığı, yanlışlık, hırsızlık ve ahlaksızlığın ilke haline geldiği bir ortamda iyi olan ve inananların hüzünlenmemesi mümkün mü?
 
Allahü Teala ayetlerinde "Hüzün" konusuna özellikle değinmekte ve hüznün inananlar için çok önemli bir sınav ve ruhsal gelişim aracı olduğunu açıkça belirtmektedir. Allah'ı anlamaya çalışmak, O'nun rızasını kazanabilmek, en önemlisi iyi insan olmak hedefinden hareket ederek "iyi olmak", iyi olmak ile tatmin olabilmek ve bunun sonucunda ahiretteki hoşnut eden hayata ( Iyşetin radiyeh ) erişerek ebedi huzura kavuşabilmek için Dünya hayatında doğruluktan, adaletten ve inançtan bir an bile ödün verilmemesi gerekmektedir. Bu yaklaşım, Dünya hayatında inananlara "hüzün" olarak anılan duyguyu yaşatsa da inananlar "hüznün henüz farkedilmeyen mutluluk olduğunu" bilmektedirler.
 
Teslim olan ve inananların hüzünlerinin giderileceğini, ancak ruhsal gelişim süreci içinde hüzün ile sınanacaklarını ifade eden bazı ayetler aşağıdaki gibidir.

Bakara 2/112 - Bela men esleme vechehu lillahi ve hüve muhsinün fe lehu ecruhu inde rabbihı ve la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun ( Bilakis. Kim yüzünü Allah’a teslim ederse ve o iyilik yapan olursa böylece Rabb' inin indinde ödülü onadır ve üzerlerine korku yoktur ve onlar hüzünlenmezler. )

Al'i İmran 3/153 - İz tus'ıdune ve la telvune ala ehadin ver rasulü yed'uküm fı uhraküm fe esabeküm ğammen bi ğammin li keyla tahzenu ala ma fateküm ve la ma esabeküm vallahü habırun bima ta'melun ( Zamanında, resul sizi arkanızdan çağırırken uzaklaşıyordunuz ve hiçbir kimseye yüz çevirmiyordunuz. Böylece, o kaybedip yitirdiklerinize ve o size isabet edene hüzünlenmemeniz için size gam üstüne gam isabet etti. Allah ne yaptığınızdan haberdardır. )
 
Fatir 35/34 - Ve kalül hamdü lillahillezı ezhebe annel hazın inne rabbena le ğafurun şekur ( Ve "Övgü, üzerimizden hüznü gideren Allah içindir. Kesinlikle Rabb' imiz affedendir, şükredeni karşılıklandırandır." derler. )

Allahü Teala'nın "daima inananlarla birlikte olduğunu, zorluklara ve acılara maruz kalsalar da nihayetinde onları hüzünden arındıracağını dolayısıyla üzülmemeleri gerektiğini" bildiren Tevbe suresinin 9/40 kodlu ayeti önemlidir.

Tevbe 9/40 - İlla tensuruhü fe kad nesarahüllahü iz ahracehüllezıne keferu saniyesneyni iz hüma fil ğayri iz yekül li sahıbihı la tahzen innallahe meana fe enzelellahü sekınetehu aleyhi ve eyyedehu bi cünudin lem teravha ve ceale kelimetellezine keferus süfla ve kelimetüllahi hiyel ulya vallahü azızün hakım ( Eğer siz ona yardım etmezseniz, Allah ona yardım eder. Zamanında, o inkarcılar onu çıkardıkları zaman sadece iki kişinin ikincisi iken, mağarada olduklarında arkadaşına "Üzülme, kesinlikle Allah bizimledir." diyordu. Allah onun üzerine sükunetini indirmişti. Onu görmediğiniz bir orduyla destekleyip kuvvetlendirmişti. O inkarcıların kelimelerini alçak kılmıştı. Allah' ın kelimesi, yüce olan O'dur. Allah yücedir hakimdir. )

Fussilet 41/30 - İnnellezine kalu rabbünellahü sümmestekamu tetenezzelü aleyhimül melaiketü en la tehafu ve la tahzenu ve ebşiru bil cennetilletı küntüm tuadun ( Kesinlikle O "Rabb' imiz Allah' tır." diyenlere, sonra doğru olanlara, "Korkmayın ve hüzünlenmeyin. Vaad edilmiş olduğunuz bahçe ile müjdelenip sevinin." diye onların üzerine melekler inerler. )

Bakara 2/155 - Ve le neblüvenneküm bi şey'in minel havfi vel cuı ve naksın minel emvali vel enfüsi ves semerat ve beşşiris sabirın ( Ve kesinlikle sizi, korkudan, açlıktan, malların, nefislerin ve meyvelerin, ürünlerin noksanlığından gibi şeylerle sınayacağız. Sabredenleri müjdele. ) *

*Ayette insana hüzün duygusu yaşatan olayların esas itibarıyla ahiret için bir müjde olduğu vurgulanmaktadır.

Hadid 57/23 - Li keyla te'sev ala ma fateküm ve la tefrahu bima ataküm vallahü la yühibbu külle muhtalin fehur ( O size kaybettirdiğine, yitirttiğine üzülmeyesiniz. O size verdiğinden dolayı da ferahlayıp sevinmeyesiniz. Allah şımaranların, övünenlerin hiçbirini sevmez. )












 

11 Aralık 2016 Pazar

10

10 sayısının ilahi mühür niteliği taşıdığı evvelki yayınlarda belirtilmişti. Allah kelimesinin Kur'an'daki frekansı olan 2701 sayısının nümerolojik değerinin 10 olması da ( 2+7+0+1 = 10 ) önemli bir işarettir. 10 sayısının kendi içindeki nümerolojik değeri ise 1 olup, bu rakam Allah'ın birliğini temsil eder.
 
* 10 sayısının kitapta 15 ( 1+5= 6 ) kere tekrarlanması ise bir başka ilahi mühür olan 6 sayısı ile 10 sayısı arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır.
 

* 10 sayısının ilk kez geçtiği Bakara suresindeki ayetin numarası 60'dır. 6 x 10 = 60
 
* Allahü Teala'nın müfterilere hitap ettiği ve "10 sure" getirmelerini istediği Hud 11/13 kodlu ayetteki "Süver" ( Sureler ) kelimesi 10. kelimedir.
 
Hud 11/13 - Em yekulunefterah kul fe'tu bi aşri süverin mislihı müfterayatin ved'u men isteta'tüm min dunillahi in küntüm sadikın ( "Onu uydurdu." mu diyorlar? "O halde onun aynısından, uydurulmuşundan on sure getirin. Eğer doğrular iseniz, o Allah' tan başka istidatı olanları da çağırın." de. )
 
 
Ayetin kod numarasını ( 11/13 ) oluşturan rakamların nümerolojik değeri 1+1+1+3 = 6 olup, ilahi mühür olan 6 ve 10 sayılarının ilişkisini ortaya koymaktadır.
 
Ayette 23 kelime bulunmakta olup 2 x 3 hesabı da 6 sayısını vermektedir. 
 
* Allahü Teala'nın Musa'ya 10 gece vadettiğini anlatan A'raf suresinin 7/142 kodlu ayetindeki "Aşr" ( On ) kelimesi 10. kelime olup, ayet toplam 73 kelimeden oluşmaktadır. 7+3 = 10

( Ayetteki "İkili Yedi" kodlaması da ayrıca dikkat çekmektedir. ( Sure numarası 7, Ayet numarası 142 ...1+4+2 = 7 ) )
A'raf 7/142 - Ve vaadna musa selasıne leyleten ve etmemnaha bi aşrin fe temme mıkatü rabbihı erbeıne leyleh ve kale musa li ehıyhi harunahlüfnı fı kavmı ve aslıh ve la tettebı' sebılel müfsidın ( Ve Musa'ya otuz gece vaad ettik ve onu on ile tamamladık. Böylece Rabb' inin zamanı kırk geceye tamamlandı. Musa, kardeşi Harun'a "Kavmim içinde halefim ol. İyileştir ve bozguncuların yoluna tabi olma." dedi. )


Kur'an' da 10 sayısı aşağıdaki kelimeler ile birlikte kullanılmıştır.

On Gün
On Yoksul
On Katı
On Gece
On Sure



 

Ayetel Kürsi - İkili Yedi ve İlahi Mühür Rakamları

Hicr 15/87 - Ve lekad ateynake seb'an minel mesanı vel kur'anel azım ( Ve biz sana ikililerden yediyi ve büyük Kur'an' ı verdik. )
 
"Seb'an minel mesani" ( İkililerden yedi / İkili yedi ) kavramı 7 ve 2 rakamlarının ilahi etkileşimini haber vermektedir. Yedi katmanlı bir evren ( gökler ) ve yedi katmanlı bir yer yapısı, ikili kromozom yapısından zıtlıklar prensibine kadar uzanan ikili sistemde bir yaratılış format bu etkileşimin temel işaretleridir.
 
Evvelki yayınlarda değinildiği üzere "İkili Yedi" kavramı 7 ayetten oluşan 2 sure olan Fatiha ve Maun surelerini de işaret etmekle birlikte "Ayetel Kürsi" olarak bilinen Bakara suresinin 2/255 kodlu ayetinde de "ikili yedi" nümerolojisi dikkat çekmektedir. Bu ayette ayrıca farklı bir ilahi mühür nümerolojisi de göz çarpmaktadır. Ayetek Kürsi, Allahü Teala'nın yüceliğini tanımlayan önemli ayetlerden biridir.

Bakara 2/255 - Allahü (1) la (2) ilahe (3) illa (4) hüve (5) el (6) hayyü (7) el (8) kayyum (9) la (10) te'huzü (11) hu (12) sinetün (13) ve (14) la (15) nevm (16) lehu (17) ma (18) fi (19) es (20) semavati (21) ve (22) ma (23) fi (24) el (25) ard (26) men (27) za (28) ellezi (29) yeşfeu (30) ınde (31) hu (32) illa (33) bi (34) izni (35) h (36) ya'lemü (37) ma (38) beyne (39) eydı (40) him (41) ve (42) ma (43) halfe (44) hüm (45) ve (46) la (47) yühıytune (48) bi (49) şey'in (50) min (51) ılmi (52) hı (53) illa (54) bi (55) ma (56) şa (57) vesia (58) kürsiyyü (59) hü (60) es (61) semavati (62) ve (63) el (64) ard (65) ve (66) la (67) yeudü (68) hu (69) hıfzu (70) hüma (71) ve (72) hüve (73) el (74) alıyyü (75) el (76) azım (77) ( Haricinde ilah olmayan Allah diridir daimdir. O'nu uyuklama ve uyku almaz. Yerin ve göklerin içinde ne varsa O’nadır. O’nun izni haricinde O’nun indinde af için vesile olacak kimdir? Onların önlerinde ve arkalarında ne varsa bilir. O diledikleri dışındakiler, O’nun ilminden bir şeyi kuşatıp kavrayamamışlardır. Kürsüsünün genişliği yeri ve gökleri kapsamıştır. Onların korunması, gözetimi onu zora sokmaz. O uludur yücedir. )
 
* Ayetin kodunu ( 2/255 ) oluşturan rakamların toplamı 2+2+5+5 = 14 ... 7+7 veya 2x7 İkili Yedi
 
* Ayet 77 kelimeden oluşmaktadır.
 
* Ayette "Allah" kelimesinin ve O'nun yüce zamirleri olan "Hu", "Hüve" ve "Lehu"  kelimelerinin tekrar adedi 10' dur. ( Allah, Hüve, Hu, Lehu, Hu, H, Hı, Hü, Hu, Hüve )
 
* Ayetteki Allah kelimesi 1. kelimedir. 1 rakamı Allah'ın tekliği ve yüceliğini niteleyen ilahi mühürdür.
 
* Ayette "Allah"'ı ifade eden son zamir olan "Hüve" kelimesi 73. kelimedir. 7+3 = 10 ... 1+0 = 1
 
 







Ben...

Allahü Teala, kendisini ifade edecek şekilde "Enellah" ( Ben Allah'ım ) ifadesini Kur'an'da sadece iki ayette kullanmıştır. Neml suresinin 27/9 ve Kasas suresinin 28/30 kodlu ayetlerinde...
 
"Enellah" ifadesinin ilk kez geçtiği 27/9 kodlu ayette ilahi mühür nümerolojisi dikkat çekmektedir.
 
Neml 27/9 - Ya (1) musa (2) inne (3) hu (4) ene (5) ALLAH (6) ül (7) azİZ (8) ül (9) HAKİM (10) ( Ey Musa, kesinlikle ki ben yüce HAKİM olan ALLAH’ ım. )
 
* Ayet 10 kelimeden oluşmaktadır.
 
* Ayetteki "Allah" kelimesi 6. kelimedir.
 
* Sure ve Ayet numaralarını oluşturan rakamlar ile ayetteki kelime adedini oluşturan rakamların toplamı 19 sayısını vermektedir. 2+7+9+1+0 = 19 ... 1+9 = 10
 
* "Enellah" ( Ben Allah'ım ) ifadesinin geçtiği iki ayetin sure numaraları olan 27 ve 28 sayılarının toplamında da 10 nümerolojisi görülmektedir.
 
27 + 28 = 55 ... 5+5 = 10
 
27 ... 2+7 =   9
28 ... 2+8 = 10
Toplam       19