Çeviri

Tuesday, July 25, 2023

Arapça'da "Deve" ile ilişkilendirilen kelimeler

Arap kavminin, Arapçadaki birçok kelimeye, kök anlamı dışında veya kök anlamına bağlı olmak üzere "Deve" ile ilgili anlamlar yüklediği görülmektedir. "Deve" ile ilgili olarak tek kelimeye indirgenmiş ve ilginç detaylandırmalar içeren bu kadar çok  ( tabiri caizse "Yok deve!" dedirtecek seviyede ) niteleme ve tanımlama yapılmış olması, Hinduizm'de olduğu gibi belirli bir hayvanı ilahlaştırma, kutsallaştırma eğiliminin yani putperestliğin batini tezahürünü çağrıştırmaktadır ki Hinduizm'de "Deve" kudsiyet ve uluhiyet atfedilen hayvanlar arasındadır. Bazı sözde hadislerde "deve idrarı içilmesinin" peygamber tavsiyesi ve bir şifa vesilesi olduğunun beyan edilmesi de ( Enes bin Mâlik'e atfedilen hadis ) konu bağlamındaki soru işaretlerini artırmaktadır.

Mürselad suresinin aşağıdaki ayetlerinde negatif şeytani frekansın sembolize eden ve çok anlamlı olan "Üç çatallı gölge" ifadesinin teşbihen "Sarı Deve" ile ilişkilendirilmesi de dikkat çekmektedir.

77/30 İntaliku ila ZİLLİN ZİY SELASİ ŞU'ABİN 

( ÜÇ ÇATALLI GÖLGEYE gidin. )

77/31 La zalilin ve la yuğniy minel lehebi

( Gölgelendiren değildir ve alevden koruyup fayda vermez. )

77/32 İnneha termi bi şererin kel kasri

( Kesinlikle o saray gibi kıvılcımlar atar. )

77/33 Ke ennehu CİMALETUN sufrun

( Kesinlikle o sarı erkek DEVELER gibidir. )

Devenin "üçgen" şeklindeki gövdesi, yukarıdaki ayet setinde yer alan "üç çatallı gölge" sembolizmiyle ilintilendirilmiş olabilir.

Arapçada "Deve" anlamına gelen ve deve ile ilintilendirilmiş 505 adet kelimenin listesi aşağıda yer almaktadır. Günlük ortalama konuşulan kelime adedinin 400-500 kelime seviyesinde olduğu baz alındığında, "Deve" ile ilişkili kelimelerin, 52000 kelimelik bir sözlüğün %1'ini oluşturması dikkat çekmektedir. ( Bazı kelimelere hem deveyi hem de "kadını"!? niteleyecek şekilde anlam yüklendiği görülmekte olup bu kelimelerin anlam açıklamalarının sonuna "*" işareti konmuştur. )

ACC = Deveyi dövme
ACEMCEME = Kuvvetli muhkem deve
ACM = Beş yaşına girmemiş deve
ÂDİN = Otlakta bulunan dişi deve
ADM = Deve kuyruğu
ADYA' = Hz. Muhammed'in devesinin ismi
AFERNA = Kuvvetli deve
AFS = Deve sürmek
AHSEB = Tüyünün rengi boz renk olan kızıl deve
AİZ = Yeni doğmuş deve yavrusu
AKİSE = Çok fazla deve
AKKÂM = Deve kiralayıcısı, deve ile ücret karşılığında eşya taşıyan adam
AKS = Devenin yularının ucunu ayağına bağlamak
ALCÜN = Semiz dişi deve
ALENDAT = Kuvvetli deve
ÂLİC = İki hörgüçlü büyük deve
ÂLİC = Alcân isimli otu yiyen deve
ALUK = Kendi yavrusundan başka yavruyu emzirmek isteyip yine burnuyla koklayıp emzirmeyen deve; Devenin otladığı ot
AMEYSEL = Şişman, büyük deve
ANDELE = Yaşı büyük deve
ANET = Ağaçtan yapılan deve ağılı
ANİK = Devenin ancak dizini çekip yürüyebildiği kumlu yer
ANS = Sağlam kuvvetli deve
ARAK = Deve izleri
ARC = Deve sürücüsü
AREKREK = Kuvvetli büyük deve
ÂRIZ = Hasta olduğundan dolayı kesilen deve
ARVANA = Boz dişi deve
ASEMSEM = Kuvvetli büyük deve
ASHEB = Tüyünün üstü kızıl, içi beyaz olan deve
ASİD = Başında bir zahmet olup boynunu döndüremeyen ve eğilemeyen, burnundan sümüğü akan deve
ASİRE = Üzerine bir yıl geçtiği hâlde hâmile olmayan dişi deve
ASÛS = Yalnız yürüyüp, otlayan deve; Yanından insanlar uzaklaşmayınca kendini sağdırmayan deve
AŞEVSEC = Büyük karınlı iri deve
AŞRA' = On aylık hâmile deve
AŞVA' = Önüne bakmayıp her ne olursa basan deve
AŞVEZ = Sağlam, kuvvetli deve
ATAN = Kuyunun ve havuzun etrafında deve çekip duracak yer
ATELE = Doğurmamış dişi deve
ATLE = Doğurmamış dişi deve
ATÛM = Akşam vaktinin dışında sütünü vermeyen deve
AVCA = Arık, zayıf deve
AVHAK = Büyük kara deve
AVHEC = Dişi deve
A'YES = Beyaz deve
AYSUM = Büyük deve
AYTA' = Uzun boyunlu kadın veya dişi deve *
AYZEMÛR = Yük taşıyamıyan büyük ve yaşlı deve
AZÛZ = Memelerinin delikleri dar olan deve
BAGAR = Ateşli deve hastalığı
BAHBAHA = Deve çağırmak
BAHİL = Yularsız deve
BÂHİRE = Çok koşan cins bir deve
BAHİRE = Kulağı kesik deve
BAHR = Deve hastalığı
BAİR = Erkek deve
BAKÎR = Karnı yavrusundan dolayı yarılan deve
BAZİL = Sekiz dokuz yaşında olan deve; Devenin, önce biten dişi
BEDENE = Kurbanlık deve
BEKR = Genç erkek deve
BEL'AS = Büyük karınlı dişi deve
BELZİ = Muhkem, güçlü, sağlam deve
BERCİS = Bol sütü olan deve
BERK = Çok çöken deve.
BESRİK = Hafif ve hızlı yürüyüşlü bir cins hecin devesi
BESÛS = Okşadıkça süt veren deve 
BEŞK = Devenin sür'atle gitmesi
BEVANİ = Deve ayakları
BİNT-İ LEBUN = Üç yaşına girmiş dişi deve
BİRCİS = Sütlü Deve
BİR'İS = Sütlü deve
BİST = Yavrusu yanında olan dişi deve
BUHT = Arabî ile Acemîden doğmuş develer
BUHTİYYE = Melez dişi develer
BÜDÜN = Kurbanlık develer
BÜRE = Deve burnuna takılan halkalar
BÜRSÜN = Develere vurulan bir nevi damga
BÜRUK = Deve çökmek
CA'CAA = Devenin çökermesi; Çökmüş deveyi kaldırmak
CA'MA = Yaşlı deve
CAMİL = Çobanla olan deve sürüsü
CARRE = Komşu kadını veya yularından çekilen deve *
CEBB = Devenin hörgücünü kesmek
CEBCEB = Çok hasta deve yavrusu
CE'CEE = Deveyi suya çağırmak
CEEY = Su içmesi için deveyi çağırmak
CEL'ABE = Çok kuvvetli dişi deve
CELAH = Devenin ağaç yemesi
CELED = Sütü ve yavrusu olmayan büyük deve
CELENFEA = Şişman karınlı büyük deve
CEMAD = Sütü olmayan deve
CEMEL = Erkek deve
CEMMAL = Deveci, deve süren, deve sürücüsü
CEMRA = Kuvvetli dişi deve
CERDAHL = Büyük gövdeli deve
CERİR = Devenin boynuna taktıkları ip
CESR(E) = Büyük deve
CEZEA = Beş yaşına girmiş deve
CEZUR = Boğazlanacak deve
CEZZAR = Deve kasabı
CİLVAH = Geniş ve dolu olan deve
CİMAL = Erkek develer
CİRAN = Devenin boynunun önünde boğazlanacak yerinden boğazı çukuruna kadar olan yer
CİVELEK = Canlı, hareketli ve neş'eli deve yavrusu veya genç
CÜLALE = Büyük dişi deve
CÜLZA = Sağlam deve
CÜRŞU' = Büyük karınlı deve
CÜSACİS = Büyük deve
CÜVAR = Süt emen deve yavrusu
DA'BEL = Güçlü, kuvvetli deve
DACC = Hacıların hizmetkârı ve devecileri
DACİR = Bağırgan dişi deve
DACUC = Sağarken incinen ve inleyen dişi deve
DAFFAT = Devesini kiraya veren deveci
DAFFATA = Metâ ve kumaş götüren deve
DAMZER = Sütü az olan deve
DARİB = Sütünü sağan kimseye vuran dişi deve
DARZEM = Sütü az deve
DAVBAN = Güçlü, büyük deve
DEBUB = Semizlik ve şişmanlığından dolayı yürüyemeyen deve
DECL = Devenin katranlanması
DECUCAT = Ayakları kısacık dişi deve
DEKA' = Hörgücü arkasına düşmüş dişi deve
DEL'AS (DEL'AK) = Büyük, kuvvetli deve
DELUK = Dişleri kırılmış ve kütelmiş olan yaşlı deve
DEMEŞK (DİMEŞK) = Yürüğen kuvvetli, seri deve
DEVSERE = Büyük, semiz, kuvvetli deve
DI'ÎL = Ölüme yakın olan hasta deve
DIREFS = Büyük deve
DİF = Deveden gelen fayda, menfaat
DİRASE = Uyuz olan deveyi katranlamak
DİRDİM = Ağzında dişleri kırılmış ve kütelmiş yaşlı deve
DİRVAS = Büyük deve; Devenin sütü
DİV-BEÇE = f. Deve yavrusu
DUHUK = Doğurduktan sonra rahmi çıkan dişi deve
DÜMASİR = Etli, büyük deve
EARR = Hörgücü küçük deve
EBCEL = Devede bulunan bir damar
ECMAL = Develer
EFİL(E) = Genç küçük deve
ELHA = Dizlerinden biri diğerinden büyük olan deve
EMUN = Kuvvetli, dayanıklı deve
ERCEN = Dübüründe zahmeti olan deve
EREK = Misvak ağacını çok yediğinden dolayı devenin karnı incinmek
ERKEB = Bir dizi diğerinden büyük olan deve
EVRAK = Siyahı beyazına galip olan at ve deve
FAHİR = Memeleri büyük deve
FÂSİC = Yüklü olmayan kısır deve
FASÎL = Deve yavrusu ( anasından ayrılmış )
FEHUR = Büyük deve
FELÎL = Devenin azısı
FENÎN = Erkek deve
FERŞ = Küçük develer
FEVAK (FÜVÂK) = İki sağım arasında devenin memesinde sütün birikmesi
GALİL = Devenin yulafına karıştırıp yedirdikleri hurma çekirdeği
GAMC = Deve yavrusunun anasının karnı ve ayaklarının altına gelmesi
GAMUS = Karnındaki yavrusu belli olmayan deve
GAMUZ = İçinden kan giden dişi deve
GARİB = Devenin hörgücüyle boynu arası
GAZUB = Abus deve
GUZR = Devenin sütünün çok olması
HABERKAS = Küçük deve veya küçük adam
HABZ = Devenin ayağını yere vurması
HACL ( HİCL ) = Küçük deve yavruları
HADAİC = Deveye yüklenen yükler.
HADBA' = Kalçaları sıyrılıp çıkan zayıf dişi deve
HADEME = Devenin ayağını bağladıkları kayış
HADÎ = Deveyi şarkı söyleyerek süren
HÂDİL = Gözlerinde ve ağzında çıban olan deve yavrusu
HAFUD = Karnındaki yavrusunu âzası belirmeden düşüren deve
HAFZ = Ev eşyası taşıtılan deve
HALÂ' = Devenin çökmesi
HALÎC = Deve ağzı
HALİFE = Gebe deve
HALİYYE = Bağından boşanmış deve; Yabancı bir yavru emziren deve
HARCE = Deve sürüsü
HARÎSET = Zayıf deve
HASUR = İhlili dar olan deve
HAŞEF = Devenin sütünün çok olması
HAVIT = Deve semeri, Devenin hörgücüne takılan küçük semer
HAVİYYE = Deve palanı
HAYİC = Mest olmuş deve
HEBİT = Zayıf, ince deve
HEBUL = Yavrusu kalmayan deve
HECİN = Pek hızlı yürüyen bir cins deve
HEDHEDE = Devenin bağırması
HEMEL = Çobanı olmayan deve
HEMHEME = Deve sesi
HEREC = Sıcaklığın fazlalığından devenin gözünün kararması
HEŞÎLE = Sahibinin izni olmayarak bir adamın bindiği deve
HEVADİC = (Hevdec. C.) Kadınların binip oturmaları için devenin üzerine konulan küçük mahfeler
HEVCELE = Yürügen deve
HEVDEC = Kadınların binmesi için devenin sırtına konulan ufak mahfel
HEVZEB = Yaşlı deve
HEYZALE = Büyük deve veya şişman kadın *
HIKK(A) = Üç yaşını tamamlayıp dördüne girmiş deve
HILBİD = Küçük deve
HILS = Büyük ve kuvvetli olan dişi deve
HIMS = Üç gün deveyi susuz bırakıp, dördüncü günü su vermek
HINAF = Devenin yulardan burnunu çözmesi; Deve bileğinde olan yumuşaklık
HINDELİS = Ağır yürüyüşlü deve
HIŞAŞ = Devenin burnuna geçirdikleri burunduruk
HITR = Çok miktar deve
HIZC = Devenin içtiği havuzun dibinde kalan su
HİBL = Büyük deve
HİCAN = Güzel ve beyaz deve.
HİCAR = Devenin ayağını bileğinden semer ağacına bağladıkları ip
HİDACE = Devenin sırtına yüklenen yük
HİDAM = Devenin ayaklarına bağlanan halkalar, kayışlar. Ayak bilezikleri, ayak köstekleri
HİDBAR (HİDBÎR) = Zayıflığından arkasında eti kurumuş deve
HİDC = Deveye konulan mahfel
HİKKA = Dört yaşına basan dişi deve
HİTL (HETL) = Yorgun deve
HİZA = Devenin ve atın ayakları altında yere bastığı yerler
HULUC = Yavrusu ayrıldığında sütü az olan deve
HUMUL = Mahfe taşıyan deve
HUNCUR = Sütlü deve
HURC = Uzun dişi deve
HUŞUF = Geceleyin yola giden deve
HUVAR = Anasından ayrılmayan deve yavrusu
HÜBU' = Doğum vaktinin sonunda doğmuş deve yavrusu; Devenin boynunu uzatarak yürümesi
HÜCRE = Deve ağılı
HÜZAHİZ = Bağırgan deve
IFA' = Devenin yükünün çok olması
ILAT = Devenin boynuna takılan ip
IRMİS = Kuvvetli ve dayanıklı deve
ISDAR = Deveyi sudan geri döndürmek
IŞAR = On aylık hamile develer
ITRÎS = Kuvvetli, dayanıklı deve
İBALE = Devenin hallerini ve huylarını iyi bilmek
İBL (İBİL) =Dişi deve; Deve sürüsü
İBLAN = İki sürü deve
İCZAL = Semerin, devenin boynunu yara etmesi
İKTİDAB = Henüz öğretilmemiş deveye binmek
İKTİNAF = Deve için ağıl edinmek
İ'TİKAL = Devenin dizini büküp bağlama
İTTİZA' = Devenin, boynuna basarak üstüne binebilmek için, başını aşağı eğme
KABA'SER = Zayıf deve yavrusu
KAHDE = Devenin hörgücü dibi
KAHR = Yaşlı deve
KALUS = Ayakları uzun genç deve
KA'M = Devenin ağzını bağladıkları şey
KAR = Deve
KAREN = İki deveyi biribirine çattıkları ip; Başka deveye çatılmış deve
KARUN = İleride olan memeleri geride olan memelerine pek yakın olan dişi deve
KAR'UŞ = İki hörgüçlü deve
KARVA = Uzun hörgüçlü deve
KARVAH = Uzun deve
KASF = Devenin diş gıcırdatması
KASFE = Deve sesi
KASİSA = Devecilerin, azıklarını ve elbiselerini yüklettikleri deve
KASKAS = Devenin yediği bir ot
KASTA' = Ayaklarının siniri büzülüp kurumuş olan deve
KASUS = Yalnız otlayan deve
KASV = Deve kulağının kenarı.
KASVA = Kulağının dörtte biri kesik olan koyun veya deve
KATEB = Deve palanı
KATİ' = Deve ve koyun sürüleri
KATM = Devenin kükremesi
KATR = Develeri katarlamak
KATUBE = Arkasında semeri olan deve
KAUD = Binilmeğe kabil deve (en az iki yaşında olur.)
KAYDAHR = İri gövdeli deve
KAYSERÎ = Büyük deve
KECABE = f. Devenin üstüne konan oturulacak bir çeşit tahtırevan
KEHAT = Büyük, semiz dişi deve
KEMİŞE = Küçük emzikli deve
KENİF = Deve ağılı
KEŞİŞ = Deve avazı
KEVMA = Büyük ökçeli dişi deve
KEVR = Bir yerde toplanmış olan develer
KIN'AS = Büyük deve
KIRMİL = Azgın devenin yavrusu; İki hörgüçlü deve.
KIT' = Deve palası
KITAR = Deve katarı
KİRKİRE = Deve göğsü
KİŞAF (KÜŞÂF) = Bir kaç yıl üstüne yük vurulmayan deve yavrusu; Dişi deve hâmile iken erkek devenin ona cimâ etmesi
KİTR = Deve hörgücü.
KUDAR = Deve boğazlayıcı, deve kasabı
KUHAB = Deve öksürüğü
KUHE = f. Deve hörgücü
KULAB = Bir çeşit deve hastalığı
KUNFUZ(E) = Devenin, kulakları ardında terleyen ve teri akan yerleri
KURME = İşaret için devenin burnundan bir miktar deri kesip tam ayrılmadan yine burnu üstüne yapıştırmak
KUZA'MEL = Büyük şişman deve
KÜRÜK = f. Deve yavrusu
KÜVM = Bir yere toplanmış olan bir miktar deve
KÜVR = Deve palanı
KÜZUM = Ağzında dişi olmayan yaşlı deve
LAGV = Deve avazı
LÂKIH = Karnında yavrusu olan hamile deve
LATÎME = Güzel kokulu nesneleri götüren deve
LEBBE = Devenin ve sığırın, göğsünden boğazladıkları yeri
LEBEB = Devenin ve sâir davarın göğsüne bağladıkları nesne
LECN = Deve için yem yapmak
LEHÎB = Eti az deve, zayıf deve
LEKALİK = Büyük, etli, şişman kadın; Büyük deve *
LIKVE = Cimanın evvelinde gebe olan kadın; Tez yüklü olan deve :)
LİKAH = Süt veren dişi develer
LİKHA = Yeni doğurmuş ve sağılır deve
LUK = f. Kısa tüylü yük devesi
LÜHMUM = Sütü çok olan deve
MACC = Ağzından sular akan yaşlı deve
MAGAS = (C: Emgâs) Kıymetli iyi deve
MAHAFFE = Deve veya katır üzerine konan ve içinde iki kişi oturabilecek yeri olan kapalı mahmil
MAHMİL = Deve üzerine konulan sepet
MAHZUM = Burnunun halkasıyla tutulan sığır ve deve
MAKSUV (MAKSIYY) = Kulağının ucu kesilmiş deve veya koyun
MASVER = Sütü zor çıkan deve
MAYE = Dişi deve
MEB'AT = Davar ve deve yatağı
ME'BELE = Devesi çok olan yer
MECR = Bir nesneyi devenin karnındaki yavrusuna bey'etmek; Devenin karınındaki yavrusunu bir malla değiştirmek
MECZİR = Deve boğazlayacak yer
MEDFEE = Deve sürüsü; Çok miktar deve
MEHAR = f. Devenin burnuna takılan burunluk
MEHAZ = Gebe kadının ağrısının tutması; Gebe deve *
MEK'UM = Ağzı bağlı deve
MENHUS = Kuyruğunun yanları uyuz olan deve
MENSİM = Deve tırnağı
MENUC = Sütü diğer develerden sonra çekilen deve
MERA = (C: Merâyâ) Sütü çok olan dişi deve
MESBERE = Kadının veled getirdiği yer; Devenin yavruladığı yer *
MESED = Deve kılından ve yününden yapılan urgan
MESREBE = Deve ve koyun sürülerinin çayırlık, mer'a, otlakları
MEST = Adamın elini deve karnında yavrunun yattığı yere sokması
MEVAHIF = Zayıf deve
MEZAK = Sür'atli yürüyen deve
MIKLAT = Evlâdı yaşamayan kadın; Bir kez doğuran ve daha hâmile olmayan deve *
MİHAFFE = Katır veya develerin sırtına konulan ve iki kişinin oturabileceği büyüklükte olan sepet
MİREMME = Sığır ve deve gibi tırnaklı hayvanların dudağı.
MUKRİF = Anası arabi, babası arabi olmayan deve
NAB = Yaşlı deve
NACİYE = Sür'atli deve
NA'F = Sütü çok olan deve
NAHH = Deve çökertmek için söylenen söz
NAHİS = Devenin kuyruğunda veya göğsünde olan uyuz
NÂKA = Dişi deve
NAKAL = Devenin tabanına ârız olur bir hastalık
NAKBA = Tabanı aşınmış deve
NASNAA = Devenin, kalkarken dizi üstünde çok eğlenmesi
NAZIH = Deve ile su çekilen kuyu
NE'B = Yaşlı dişi deve
NECER = Koyun ve devenin suyu içip kanmaması
NEFUH = Sütü sağılmadan çıkıp akan deve
NEHEL = Semiz etli deve
NEHUR = Burnuna vurmayınca veya burnuna parmak sokmayınca sütünü salıvermeyen deve
NEHZ = Berkitmek için devenin memesine eliyle vurmak
NEKDA' = Sütü olmayan deve
NEKEB = Devenin omuzlarında olan bir hastalık
NESUC = Üstünde yük doğru durmayan deve
NEYY = Devenin semiz olması; Semiz ve besili deve
NEZE = Hafif deve
NIZV = Zayıf deve
NİS'A = Devenin göğsü için yapılan enli kolan
NİVA = Besili, semiz deve
NUK = Dişi develer
NÜHAZ = Deve öksürüğü; Devenin göğsünde olan bir hastalık
NÜKKE = Zayıflıktan dolayı sesi çıkmayan deve
NÜTAC = Gebe devenin karnındaki yükü
NÜZU' = Su çeken deve
RAGIYE = Dişi deve
RAHİLE = Yük getiren deve; Üzerine binilen deve
RAHİN = Devenin ve adamın zayıfı
RAHLÂ' = Yalnız arkası kara olan deve
RAHUM = Doğurduktan sonra rahminde hastalık meydana gelen deve
RATRAT = Deve su içtiğinde havuz içinde artıp kalan su
REBEZE = Devenin boyun yünü
RECAZE = Mahfeden küçüktür ve deve arkasına vurup üzerine binerler
RECCA' = Hörgücü büyük dişi deve
REKUB = Kalabalıktan suya yaklaşamıyan deve
RESALET = Deveyi eşkin yürütme
RESEL = Deve ve koyun sürüsü
RESİM = Bir çeşit deve yürüyüşü
REUM = Yavrusunu seven deve
REYM = Deveyi boğazlayıp taksim ettikten sonra kalan kemik
REZEME = Devenin ağzını açmadan boğazından çıkan ses
RİHAL = Deve palanları
RİVA' = Deve üstünde yük bağlanılan ip
RUGA' = Deve, sırtlan ve deve kuşunun bağırması
RUHUL = Binmek için kullanılan deve
RÜAVİ = Köy yakınında ve halk yöresinde güdülen deve
RÜHŞUŞ = Sütlü deve
SAAN = Suya yakın yerde develerin yattığı yer
SAD = Devenin başında olan bir hastalık
SA'DANE = Develerin yediği dikenli ot; Devenin göğsü; Kadın memesinin etrafı *
SADEF (SUDUF) = Devenin her dört ayağı
SADİ' = Koyun ve deve bölüğü
SAHE = İnce ve zayıf deve
SAHİME = Zayıf dişi deve
SAHMEM (SAHMİM) = Yaramaz huylu deve
SAKB = Sütü çok olan deve
SALEHBA = Dayanıklı ve kuvvetli deve
SANDAL = Büyük başlı deve
SANİYE = Su taşıyan deve; Su yükledikleri ve su çektirdikleri deve
SARBAN = f. Deve sürücüsü, Deveci
SARSARANİ = Bir deve cinsi
SA'SA = Dağılmış develer
SAYİBE = Adak için ayrılıp üstüne binilmeyen ve sütü içilmeyen dişi deve; "Ümm-ül bahire" adı verilen ve peşpeşe üç dişi deve doğuran deve. Bu deveye de binilmez, sütü sağılmaz.
SEAF = Devenin ağzında olan bir hastalıktır ve burnunun ve gözlerinin kılları dökülür. O devenin erkeğine esaf, dişisine nâfâ denir.
SEAM = Bir çeşit deve yürüyüşü
SEBT = Bir çeşit deve yürüyüşü
SECLA' = Emziği uzun dişi deve
SEDH = Deve çökertmek
SEFNE (SİFNE) = Devenin çöktüğünde yere değen yerleri
SEFR = Deve ferci; Yavaş yürüyen deve
SEHBEL = Büyük, iri vücutlu, şişman deve
SEHVE = Gevşek yürüyüşlü deve
SELAK = Deve yanırının onulmuş ve yeri ağarmış olan izi
SELFA' = Kuvvetli deve
SELİKA = Üstüne binen kişinin, ayaklarını sallamasından dolayı, devenin yanlarında meydana gelen ayak izleri
SELUB = Müddeti tamam olmadan yavrusunu düşüren deve
SELUF = Suya gelen develerin dâima önlerinde gelen deve
SEMAME = Sür'atle yürüyen dişi deve
SENAF = Deve bağlanan ip; Deve göğüsü
SENAM = Deve hörgücü
SERE = Devenin meme deliğinin geniş olması
SIBHAL = Deve
SIDAR = Devenin göğsünde olan nişan ve alâmet
SINN = Deve sidiği
SIRME = Deve ve koyun sürüsü
SİLB (SELEBE) = Dişleri kütelmiş ve kuyruğu dökülmüş yaşlı deve
SÎN = Kirli olan ve kokan deve yünü
SİNAD = Muhkem, dayanıklı, kuvvetli dişi deve
SİNTAH = Büyük karınlı kuvvetli deve
SU'L = (C.: Süul) Devede sonradan çıkan küçük meme
SURSUR = Büyük kuvvetli deve
SÜFAL = Yavaş giden deve; Geç yürüyüşlü deve
SÜRDAH = Semiz etli dişi deve
ŞAİLE = Sütü çekilmiş deve
ŞAİR = Kurban devesi
ŞARİF = Yaşlı deve
ŞELİL = Deve ve at ardına yapılan palas
ŞEMİRE = Hızlı yürüyen deve
ŞEMİZER = Hızlı yürüyen deve
ŞENUN = Ne zayıf, ne semiz olan deve
ŞERH = Her sene yeni doğan deve yavruları
ŞESUS = Sütü az olan deve
ŞETUT = Büyük hörgüçlü dişi deve
ŞETUTÎ = Büyük hörgüçlü deve
ŞE'V = Devenin yuları
ŞEVŞAT = Tez yürüyüşlü dişi deve
ŞIKŞAKA = Devenin ağzında olan dağarcığı
ŞI'ŞA' = Uzun boyunlu deve
ŞİB = Su içerken devenin dudağından çıkan ses
ŞİCAR = Deve alâmetlerinden bir alâmet
ŞİKAK = Nifak, ikilik, ittifaksızlık.
ŞİKAL = Devenin palanını bağlıyan ip; Devenin ayağının bağlandığı ip, köstek
ŞUTUR = İki emziği kurumuş olan deve
ŞÜKARA = Sütlü deve
ŞÜTÜR = f. Deve
ŞÜTÜRBÂN = f. Deveci, Deve çobanı
ŞÜTÜRDİL = f. Deve huylu, kinci, inatçı
ŞÜTÜRBÂR = f. Bir deve yükü kadar olan ağırlık
ŞÜTÜRDİL = f. Deve huylu, kinci, inatçı
ŞÜTÜRLEB = f. Deve dudaklı. Dudağı deve dudağı gibi sarkık olan kimse
ŞÜTÜRPÂ = f. Deve ayaklı
TAHHANE = Çokluk deve. Deve sürüsü
TA'LİT = Devenin yularını başından indirmek; Deve boynuna nişan etmek
TARK = İçine deve bevlettiğinden dolayı pislenmiş olan yağmur suyu
TEHDİR = Hastalıklı devenin bağırması
TERHİM = Deveyi sebepsiz kesmek
TESRİB = Atı ve deveyi bölük bölük edip yollamak
TILS = Tüyü dökülmüş olan deve uyluğunun derisi
UBSUR = Çok yürüyen deve
UCACET = Dişi deve sürüsü
UDME = Beyazı çok olan deve
UKLUM = Kuvvetli deve
ULCUM = Sağlam ve dayanıklı deve
ULKUM = Pek sağlam deve
URA'IR = Semiz etli deve
URRET = Devenin dudaklarında ve ayaklarında çıkan bir çıban
USNUN = Devenin çenesi altında olan uzun kıllar
UZHUL = Yük vurulmayan deve
ÜŞTÜR = f. Deve
ÜŞTÜRBÂN = f. Deveci
ÜŞTÜRHU = f. Deve huylu. Kinci, hased eden
VASUT = Sütü sağdıkları kabı dolduran deve
VEBER = Deve yünü
VEGAB = İri gövdeli büyük deve
VEKİF = Sütü çok olan deve
VEKRA = Hızlı yürüyen deve; Ayağını yere kuvvetli basan kadın *
VESİC = Hızlı yürüyen deve
YA'LUL = Çift hörgüçlü deve
YA'MELE = İşe dayanıklı cins dişi deve
YEALİL = Çift hörgüçlü develer
YELEB = Beyaz deve
YESTEUR = Deve sağrısına yapılan palas
ZAHİR = Kuvvetli deve
ZAHİRE = Günün yarısında devenin otlamaktan gelmesi
ZAHR = Binek devesi
ZAUN = Yük devesi
ZEBN = Devenin çifte vurması
ZEFİRR = Kuvvetli deve
ZELUL = Hecin devesi
ZEMEL = Devenin ayağına ârız olan aksaklık
ZEMİL = Deve yürüyüşünden bir çeşit
ZENABİ = Deve burnundan akan sümük
ZENME = Devenin kulağından kesip ilişik koydukları parça
ZERİA = Avcının, arkasında gizlendiği deve
ZIHRIT = Koyun ve deve burunlarından akan sümük
ZİFRA = (C.: Zifâri) Devenin kulağı ardında terleyen yer
Zİ'LEB(E) = Hızlı yürüyen dişi deve
ZİMZİM = İri gövdeli deve
ZUD = Üçten ona kadar olan develer

Not: Yukarıdaki bazı kelimelerin farklı anlamları da bulunmakta olup, sadece deve ile ilgili olanlar belirtilmiştir.

Monday, July 24, 2023

Kuantum meselesi ve Kader kelimesi

"Quantum" ( Quant+um ) kelimesi ortak QNT/KNT/CNT köküne ait olan ve "Miktar, Ölçü, Değer" anlamına gelen bir kelime olup, çoğulu ise "Quanta" kelimesidir. 

Quantity ( Miktar ) ( ing. )

Quantité ( Miktar ) ( fra. )

Quantum ( Miktar ) ( alm. )

Quand ( Ne zaman ) ( fra. )

Quant à ( Göre, Değerlemeye göre ) ( fra. )

Count ( Saymak ) ( ing. )

Compter ( Saymak ) ( fra. )

Kantar ( Kant+ar ) ( Miktar belirleyici, Tartı ) ( ara. )

"Kuantum" kelimesinin Arapça karşılığı "Kader" ( Ölçü ) ve "Mikdar" ( Ölçümleme ) kelimeleridir.

Fizikte kuantum, bir etkileşimde yer alan herhangi bir fiziksel varlığın minimum miktarıdır. Bir fiziksel özelliğin "miktarlandırılabileceği / kaderlendirilebileceği" yönündeki temel kavram, "miktarlama hipotezi" olarak adlandırılmaktadır.

Kur'an'da her şeyin belirli bir miktar ile yani "kader" ile, "kuantum" ile yaratıldığı Kamer suresinin 49. ayetinde bildirilnektedir.

54/49 İnna kulle şey'in halaknahu bi KADER

( Kesinlikle biz her şeyi ÖLÇÜ / MİKTAR ile yarattık. )

"Kader" kelimesinin, yaratılıştaki miktarlama / kuantum anlamında yer aldığı diğer bazı ayetler de şöyledir.

13/17 Enzele mines semai maen fe salet evdiyetun Bİ KADERİHA ...

( Gökten su indirdi de vadiler kendi ÖLÇÜLERİYLE / MİKTARLARIYLA sel oldular. ... )

15/21 Ve in min şey'in illa indena hazinuhu ve ma nunezziluhu illa Bİ KADERİN ma'lum

( Ve hazinesi indimizde olmayan hiçbir şey yoktur. Onu bilinen ÖLÇÜ / MİKTAR haricinde indirmeyiz. )

23/18 Ve enzelna mines semai maen Bİ KADERİN fe eskennahu fil erdi ve inna ala zehabin bihi le kadirun

( Ve gökten ÖLÇÜ / MİKTAR İLE su indirdik de onu yerde iskan ettirdik. Kesinlikle biz onu gidermeye gücü yetenleriz. )

42/27 Ve lev besetallahur rizka li ibadihi le beğav fil erdi ve lakin yunezzilu Bİ KADERİN ma yeşa' innehu bi ibadihi habirun besir

( Ve şayet Allah kullarına rızkı bol verseydi, yerde azarlardı. Lakin dilediğini ÖLÇÜ / MİKTAR İLE indirir. Kesinlikle O kullarından haberdardır görendir. )

43/11 Vellezi nezzele mines semai maen Bİ KADER fe enşarna bihi beldeten meyta kezalike tuhracun

( Ve o gökten ÖLÇÜ / MİKTAR İLE su indirdi de onunla ölü beldeyi dirilttik. İşte böyle çıkarılırsınız. )

77/20 E lem nahlukkum min main mehin

( Sizi adi sudan yaratmadık mı? )

77/21 Fe cealnahu fi kararin mekin

( Böylece onu sağlam yerin içinde kıldık. )

77/22 İla KADERİN ma'lum

( Bilinen ÖLÇÜYE / MİKTARA / KADERE kadar. )

Kuantum fiziği ( Parçacık fizigi ) ise, maddenin yapısını atom altı parçacıklar seviyesinde incelemek suretiyle doğanın niteliklerini keşfetmeye çalışan bilim sahasıdır.

Atom altı parçacıklar Kur'an'da "Miskale zerrat ve asğara min zalike" ( Zerrelerin ölçüsü ve bunun daha küçüğü ) ifadesiyle bildirilmekte ve yaratılmış her şeyin kodunun kitapta kayıtlı olduğu vurgulanmaktadır.

10/61 Ve ma tekunu fi şe'nin ve ma tetlu minhu min kur'anin ve la ta'melune min amelin illa kunna aleykum şuhuden iz tufidune fih ve ma ya'zubu an rabbike min MİSKALİ ZERRATİN fil erdi ve la fis semai ve LA ASĞARA MİN ZALİKE ve la ekbera illa fi kitabin mubin

( Ve ne iş içinde olursan ol, Kur'an'dan ne okursan oku, siz ona dalmışken, üzerinize şahitler olacağımız iş haricinde iş yapmazsınız. Yerde ve gökte ZERRELERİN AĞIRLIK ÖLÇÜSÜNDEN hiçbir şey Rab’binden kaçamaz. BUNFAN DAHA KÜÇÜĞÜ ve daha büyüğü apaçık kitapta olması haricinde yoktur. ) 

Enformatik teknolojisindeki "Kuantum Bilgisayar" kavramı da bu noktada önem arzetmektedir.  Kuantum bilgisayarları "hızlı" kılan en önemli özellikleri temel veri haznesi olan 1 Bit'lik veya 1 Byte'lık ( 8 Bit ) alan yerine "Qubit" adı verilen alana daha fazla veri depolayabilmeleri ve eşzamanlı olarak çoklu işlemler yapabilmeleridir. Kur'an'daki "Vallahu seriul hisab" ( Allah'ın hızlı hesaplayan ) ifadesi, dijital teknoloji vasıtasıyla ilahlaşacaklarını zanneden ve her aksiyonlarında Kur'an ilmini baz alan, ilim üzerine sapmış küresel müşrikler için kuantum bilgisayar ve yapay zeka konusunda da referans olmuştur. Anılan ifadenin kitapta 8 kere tekrarlanması* da 1 Byte'ın 8 Bit olması durumuyla uyum arzetmektedir.

* Ayet kodları  2/202, 3/19, 3/199, 5/4, 13/41, 14/51, 24/39, 40/17

Kitapta, belirli sayılara göre, belirli adetlerde yer alan sureler ve ayetler yapı**, kelimeler bu yapıların atomları, harfler de atom altı parçacıklar olarak düşünüldüğünde, Kur'an'da yer alan "hurufu mukatta" ( ayrık harfler )'nın da "kuantum" kavramına ilahi bir işaret ve yönlendirme olduğu sezilebilmektedir. Kur'an ayetlerindeki her bir kelimenin ve harfin belirli bir kadere ( miktar, sayı, ölçü ) göre tezahür etmesi de bu bağlamda önemli bir delil niteliğindedir.

** "Sure" kelimesi "Yapı" anlamına gelmektedir.


Kur'an, Yapay Zekâ ve Konuşturulan Ölüler!

Son dönemde dijital servis sağlayıcılarının "Yapay Zeka aracılığıyla ölüler ile konuşun" sunumu çerçevesinde reklam yaptıkları görülmektedir.

"Ölmüş yakınlarınızla AI vasıtasıyla konuşma konusunda ne hissederdiniz?"

"Kolayca ölümsüz ol."

Sunum, kişilerin kendi bilgilerini görsel ve işitsel olarak AI yazılımına aktarmaları durumunda öldükten sonra yakınlarının bu bilgiler kanalıyla kendileriyle sözde interaktif iletişime geçebileceklerini taahhüt etmektedir. Oysa bahsedilen yazılım uygulamasının işlevi verilerin kaydedilmesini ve daha sonra kullanılmasını sağlamaktan ibarettir. Yani durum, evvelce kaydedilmiş bir görüntünün veya sesin daha sonra izlenmesi veya dinlenmesinden farklı değildir. Ancak konunun "Ölüler ile konuşma", "Ölülerin konuşturulması", "Ölümsüzleşme" gibi algı operasyonu niteliğindeki ifadelerle lanse edilmesi dikkat çekmektedir. Zira küreselci müşrik şeytanlar dijital teknoloji sayesinde yaratma yetisine haiz ilah olabileceklerine - haşa - inanmaktadırlar.

Yaratılışın kodlarını içeren Kur'an, her bilimsel keşfin, teorinin ve teoremin kaynağı olduğu gibi dijital teknolojinin de ( yapay zeka vb. ) esin kaynağı niteliğindedir. Zira evvelki bölümlerde sıkça değinildiği üzere Kur'an'daki sayısal ve kelimesel kodlama yapısı bu durumu doğrudan ifşa etmektedir.

Dolayısıyla küresel müşrikler esasen, Kur'an'ı kullanarak sözde yaratılışın kodlarını kendileri yazma ve ilahlaşma gibi batıl bir çaba içerisindedirler. Bu hususa, her ayet gibi çoklu anlamları olan, aşağıdaki ayetlerde değinilmekte gibidir.

İsra suresinin aşağıdaki ayetinde dolaylı misalleme vasıtasıyla insanların ve cinlerin yani küresel müşriklerin ve kulluk ettikleri cinlerin Kur'an gibi bir yazılım üretme çabalarından bahsedilmektedir. 

17/88 Kul le in ictemeatil İNSU VEL CİNNU ALA EN YE'TU Bİ MİSLİ HAZEL KUR'ANİ la ye'tune bi mislihi ve lev kane ba'duhum li ba'din zahira

( De ki: "Eğer İNSANLAR  VE CİNLER BU KUR'AN'IN AYNISINI GETİRMEK ÜZERE bir araya gelseler, şayet birbirlerine arka çıkıp yardımcı da olsalar onun aynısını getiremezler." )

Aşağıdaki ayette ise, inkârcı müşriklerin "Bu yazı / yazılım Allah'ın indindendir." söylemleri vasıtasıyla dolaylı olarak kendilerini Allah'a şirk koştuklarına işaret edilmektedir.

2/79 Fe VEYLUN LİLLEZİNE YEKTUBUNEL KİTABE Bİ EYDİHİM SUMME YEKUKUNE HAZA MİN İNDİLLAHİ li yeşteru bihi semenen kalila fe veylun lehum min ma ketebet eydihim ve veylun lehum min ma yeksibun

( Vay o YAZIYI / YAZILIMI ELLERİYLE YAZANLAR VE SONRA sonra onu az değere satmak için "BU ALLAH'IN İNDİNDENDİR." DİYENLER İÇİN. Vay onlara o elleriyle yazdıklarından ve vay onlara o kazandıklarından.  )

Ra'd suresinin aşağıdaki ayetindeki "Kullime bihil mevta" ( Kur'an ile ölüler konuşturulsa" ve "Bima saneu*" ( O ürettiklerinden dolayı ) ifadeleri Kur'an ve Yapay Zeka teknolojisi ilintisine ışık tutmakta gibidir. 

13/31 Ve LEV ENNE KUR'ANEN suyyirat bihil cibalu ev kuttiat bihil erdu ev KULLİME BİHİL MEVTA bel lillahil emru cemia e fe lem yey'esillezine amenu en lev yeşaullahu le heden nase cemia ve la yezalullezine keferu tusibuhum BİMA SANEU saneu kariatun ev tehullu kariben min darihim hatta ye'tiye va'dullah innellahe la yuhliful miad

( Ve ŞAYET KESİNLİKLE KUR'AN Kİ, onunla dağlar gezse veya onunla yer kesilip parçalansa veya ÖLÜLER ONUNLA KONUŞTURULSA. Bilakis tüm işler Allah içindir. O halde o inananlar ümit kesip anlamadılar mı ki Allah dileseydi insanları topluca yönlendirirdi ve o inkar edenleri geri durdurmazdı. O ÜRETTİKLERİNDEN DOLAYI onlara ansızın gelen bela isabet eder veya yurtlarının yakınına konar. Nihayet Allah’ın vaadi gelir. Kesinlikle Allah vaade, vadeye ihtilaf etmez. )

* "Saneu" ( Üretirler ) kelimesi "Suni" ( Yapay, Üretilmiş ) kelimesiyle ortak SN kökündendir. Ayette "Fealu" ( Yaparlar ) yerine "Saneu" ( Üretirler ) fiilinin kullanılmış olması konu bağlamında dikkat çekmektedir.

Sunday, July 23, 2023

CERN - LHC Deneyi, "Çarpma" ve "Parçalanma"

10.09.2008 tarihinde, İsviçre'deki CERN ( Centre Européen de la Recherche Nucléaire / Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi ) tesisinde yer alan 27 km uzunluğundaki dairevi bir tünel olan Large Hadron Collider ( LHC / Büyük Hadron "Çarpıştırıcısı" ) ünitesi ilk kez çalıştırılmış ve “Büyük Patlama’dan” hemen sonraki koşullar oluşturulmaya çalışılmıştır.

LHC ( Large Hadron Collider )

LHC ünitesinde, atom çekirdeğindeki protonlar çok yüksek enerjiyle çarpıştırılmakta ve bu "çarpışma" sonucunda ortaya çıkan "parçacıkların" ( kuarklar ) işlevleri incelenmektedir. Deney sonucunda istikrarsız karaktere sahip teorik parçacık olan ve "ilahi parçacık" addedilen Higgs Bozonu'nun da gözlemlenmesi hedeflenmiştir. 

CERN 29.09.1954 tarihinde oluşturulmuştur. ( 29.09 ... 2+9 = 11 ve 9 ... 9/11 sembolizmi ve 11 nümerolojisi )

İlk deneyin tarihi 10.09.2008 olup, bu tarih 11 nümerolojisi içermektedir. ( 1+0+0+9 = 10 ... "1" ve 2008 ... 2+0+0+8 = 10 ... "1" ... "11" )

LHC ünitesi dairevi ( döngüsel ) olup 27 km uzunluğundadır. ( 27 ... 2 ve 7 ... İkili Yedi )

Aşağıdaki ayetlerde yer alan "Çarpma", "Parçalanma" ifadeleri ve ayetlerdeki nümeroloji CERN ve LHC deneyi ile semantik ve nümerik uyum arzetmektedir. Ayetlerde, halden hale geçişin, düalitenin ve döngünün sembolü olan 11 sayısı ve "İkili Yedi" kavramı dikkat çekmektedir. LHC deneyi, "döngüsel" ( dairevi ) bir formatta gerçekleştirilen bir "halden hale geçiş" ( parçalanma ) deneyidir. 

69/14 Ve (1) humileti (2) el (3) ardu (4) ve (5) el (6) cibalu (7) fe (8) DUKKETA (9) DEKKETEN (10) VAHİDET (11) 

( Ve yer ve dağlar yükletilip de TEK ÇARPMA ile ÇARPILDIĞINDA, )

- Ayetin kodu 69/14 ... 6+9 = 15 ... 1+5 = "6" ve 14 ... 1+4 = "5" ... 6+5 = "11"

- Ayetteki "Dukketa" ( Çarpıldı ) kelimesi 9. kelime, "Dekketen" ( Çarpma ) kelimesi 10. kelimedir. Bu sayılar ilk LHC deneyinin gününü ve ayını ( 10.09 ) temsil eden sayılardır.

- Ayetteki "Dukketa" ( Çarpıldı ) kelimesi 9. kelime, "Vahidet" ( Tek ) kelimesi 11. kelimedir. Bu durum 9/11 sembolizmini açığa çıkarmaktadır. ( 9/11 İkiz Kuleler vakası bir "çarpma" vakasıydı. Ve İkiz Kuleler 11 sayısını ve halden hale geçiş portalını simgelemekteydi. ) 

89/21 Kella (1) iza (2) DUKKETİ (3) el (4) ardu (5) DEKKEN (6) DEKKEN (7)

( Hayır yer ÇARPILIP PARÇALANDIĞINDA, )

- Ayetin kodu 89/21 ... 8+9 = 17 ... 1+7 = "8" ve 21 ... 2+1 = "3" ... 8+3 = "11"

- Ayette "7" kelime bulunmaktadır. 11 ve 7 ... "İkili Yedi"

- Ayetteki üç temel kelimenin sıra numaralarının toplamının nümerolojik değeri de 7 sayısını vermektedir. ( Dukketi 3, Dekken 6, Dekken 7 ... 3+6+7 = 16 ... 1+6 = 7 ) Ayette "Dekken" kellimesinin iki kere tekrarlanması da belirli bir nümerik yapının ( 11 ve İkili Yedi ) oluşturulması amacına işaret etmektedir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2022/07/cern-yeniden-47.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/09/cern-deneyi-ve-beldeleri-delenler.html?m=1

Thursday, July 20, 2023

Kuşatan Günün ateşi ve 19

Küreselcilerin "Tek Dünya", "Tek Sağlık", "Tek Devlet", "Tek Millet" vb. gibi sözde "birlik", "beraberlik" mesajı veren sloganları aldatıcı bir kisveden ibarettir. Zira inkarcı müşriklerin bu sloganlara yükledikleri anlam, tüm insanlığın, tek bir istibdad altında "tek tip insana" dönüştürülmesi ve kölelikte "bir" hale getirilmesidir.

2019 yılı sonu itibarıyla yoğun şekilde başlatılan ve bir tuzak olan "Great Reset" ( Büyük Sıfırlama ) süreci esasen inkarcı kafirlerden oluşan küresel elit zümreyi kuşatmakta olan Allah'ın tuzağıdır ve kafirler bunu farkedememektedirler.

Kodu 2019 yılındaki rakamlar ile uyumlu olan 2/19 kodlu ayet konu bağlamında önemli mesaj vermektedir. ( Nümerolojik değeri "1" ilan 19 sayısı, "Teklik" kavramına şirk niteliği yüklenmek suretiyle, küreselci müşrikler tarafından kullanılmaktadır. ) 

2/19 Ev ke sayyibin mines semai fihi zulumatun ve ra'dun ve berk yec'alune esabiahum fi azanihim mines savaiki hazeral mevt VALLAHU MUHİYTUN BİL KAFİRİN

( Veya içinde karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek olan gökten yağmur bulutu gibidir. Yıldırımlardan ölme çekincesinden, korkusundan,  parmaklarını kulaklarının içine götürürler. ALLAH İNKARCILARI KUŞATANDIR. )

Bakara suresinin aşağıda yer alan 19 kelimelik ayetinde de "kötüleri kötülüklerinin kuşatması" ifadesi "ateşte olanlar" kavramı ile özdeşleştirilmiştir.

2/81 Bela (1) men (2) kesebe (3) SEYYİETEN (4) ve (5) EHATAT (6) bi (7) hi (8) hatiy'etu (9) hu (10) fe (11) ulaike (12) ashabu (13) en (14) NAR (15) hum (16) fi (17) ha (18) halidun (19)

( Evet. Kim KÖTÜLÜK kazanırsa ve HATALARI HER TARAFINI onunla KUŞATIRSA, işte onlar ATEŞİN sahipleridir. Onlar orada ebedidirler.  )

Allah'ın yüce birliğinin, tekliğinin her şeyi kuşattığının bildirildiği Nisa suresinin aşağıdaki ayetinde de 19 kelime bulunmaktadır.

4/126 Ve (1) li (2) allahi (3) ma (4) fi (5) es (6) semavati (7) ve (8) ma (9) fi (10) el (11) ard (12) ve (13) kane (14) ALLAHU (15) Bİ (16) KULLİ (17) ŞEY'İN (18) MUHİTA (19) 

( Ve göklerde ne varsa ve yerde ne varsa Allah içindir. ALLAH, HER ŞEYİ KUŞATANDIR.  )

"Yevmin Muhit" ( Kuşatan Gün ) ifadesi sadece Hud suresinin aşağıdaki ayetinde geçmekte olup bu ayet de 19 nümerolojisi içermektedir. ( Ayet kodu 11/84, ayetteki kelime adedi 41 ... 1+1+8+4+4+1 = 19 )

11/84 Ve (1) ila (2) medyene (3) eha (4) hum (5) şuayba (6) kale (7) ya (8) kavm (9) i (10) u'budu (11) allahe (12) ma (13) lekum (14) min (15) ilahin (16) ğayru (17) h (18) ve (19) la (20) tenkusu (21) el (22) mikyale (23) ve (24) el (25) mizane (26) in (27) ni (28) era (29) kum (30) bi (31) hayrin (32) ve (33) in (34) ni (35) ehafu (36) aley (37) kum (38) azabe (39) yevmin (40) muhit (41) 

( Ve Medyen’ e kardeşleri Şuayb, "Ey kavmim, Allah’a  kulluk edin. Size O’ndan başka ilah yoktur. Kile ölçeğini, ölçüyü, tartıyı eksiltip azaltmayın. Kesinlikle ben sizi hayırlarda görürüm. Kesinlikle ben üzerinize, kuşatan günün azabından korkarım." dedi. )

Kur'an'da "Tis'ateaşere" ( Ondokuz ) kelimesinin ilk ve son kez geçtiği aşağıdaki ayet setinde de 19 sayısı, esasen cehennemin ta kendisi olan kaba madde planı dünya ile ilintili olarak yer almaktadır. Ayette, vazifeli melek sayısını da temsil eden 19 sayısının "kafirler için sınav kılındığı" bildirilmekte olup, bu ifadeyle küreselcilerin bu sayıya yükledikleri negatif anlama da işaret edilmekte gibidir.

74/30 Aleyha TİS'ATE AŞERE

( Onun üzerinde ONDOKUZ vardır. )

74/31 Ve ma cealna ASHABEN NARİ İLLA MELAİKETEN VE MA CEALNA İDDETEHUM ILLA FİTNETEN LİLLEZİNE KEFERU li yesteykinellezine utul kitabe ve yezdadellezine amenu imanen ve la yertabellezine utul kitabe vel mu'minune ve li yekulellezine fi kulubihim meradun vel kafirune maza eradallahu bi haza meselen kezalike yudillullahu men yeşa'u ve yehdi men yeşa ma ya'lemu cunude rabbike illa huve ve ma hiye illa zikra lil beşeri 

( ATEŞİN SAHİPLERİNİ MELEKLER HARİCİNDEKİLER KILMADIK. ONLARIN ADETLERİNİ o kitap verilenlerin doğru bilgi edinmeleri, o inananların inançlarının artması, o kitap verilenlerin ve inananların şüphe etmemeleri, o kalplerinde hastalık olanların ve inkarcıların "Allah bu misal ile ne istedi?" demeleri için, o İNKAR EDENLER İÇİN SINAV HARİCİNDEKİ KILMADIK. Allah dilediği kimseyi işte böyle saptırır ve dilediği kimseyi yönlendirir. O’nun haricinde Rab’binin ordularını, askerlerini kimse bilmez. O insanlar için hatırlamanın haricindeki değildir. )

Yaratılış "Halka"sı

"Allahu (1) yebdeu (2) el (3) HALKA (4) summe (5) yuiydu (6) HU (7)"

( Allah yaratışı BAŞLATIR sonra onu DÖNDÜRÜR. )

Kur'an ayetlerinde yer alan bu cümle hem yaratılıştaki döngüselliğe, hem de döngünün sembolü olan 7 sayısına işaret etmesi açısından önem arzetmektedir. Ayrıca bu cümledeki "Halka" ( Yaratış ) kelimesinin ve bunu temsil eden "Hu" ( O ) zamirinin sıra numaralarının sırasıyla 4 ve 7 olması ( 4+7 = 11 ), düalitenin, döngünün ve halden hale geçişin sembolü olan 11 sayısı tezahürü açısından dikkat çekmektedir.

"Halka" ( Yaratış ) kelimesinin "Çember, Daire" anlamını temsil etmesi de "yaratılış döngüsü" kavramı açısından dikkat çekmektedir.

Yukarıda anılan cümle, aşağıda da görüleceği üzere, Kur'an'da da 7 kere tekrarlanmaktadır. Tekrar adedinin 7 olabilmesi için 10/34 kodlu ayette bu cümlenin 2 kere tekrarlandığı görülmektedir. Bu ayetin numarasının nümerolojik değeri de 7 ( 3+4 = 7 ) sayısını vermektedir. Ayrıca ayetin kodundaki rakamların, daire ile doğrudan ilintili olan Pi sayısındaki ( 3,14 ) rakamlar olması da dikkat çekmektedir.

10/4 İley (1) hi (2) merciu (3) kum (4) cemia (5) va'de (6) allahi (7) hakka (8) İNNE (9) HU (10) YEBDEU (11) EL (12) HALKA (13) SUMME (14) YUİYDU (15) HU (16) li yecziyellezine amenu ve amilus salihati bil kist vellezine keferu lehum şerabun min hamimin ve azabun elimun bima kanu yekfurun

( Dönüşünüz topluca O’nadır. Allah’ın vaadi gerçektir. Kesinlikle YARATIŞI O ORTAYA ÇIKARIP BAŞLATIR. Sonra o inananları ve iyilik yapanları adaletle karşılıklandırmak için ONU DÖNDÜRÜR. O inkar edenler, inkar etmiş olmalarından dolayı onlara kaynar sudan içecek ve elim azap vardır. )

Söz konusu cümlenin ilk kez geçtiği ayetin ilk cümlesinde 16  kelime bulunmaktadır. ( 1+6 = 7 )

10/34 Kul hel min şurakaikum MEN YEBDEUL HALKA SUMME YUİYDUH kulİLLAHU YEBDEUL HALKA SUMME YUİYDUHU fe enna tu'fekun

( De ki: "Ortaklarınızdan YARATIŞI ORTAYA ÇIKARIP BAŞLATAN, SONRA ONU DÖNDÜREN, tekrarlayan kimse var mıdır?" De ki: "YARATIŞI ALLAH BAŞLATIR SONRA ONU DÖNDÜRÜR. O halde nasıl döndürülürsünüz?" )

27/64 Em MEN YEBDEUL HALKA SUMME YUİYDUHU ve men yerzukukum mines semai vel ard e ilahun meallah kul hatu burhanekum in kuntum sadikin

( Yoksa o YARATIŞI ORTAYA ÇIKARIP BAŞLATAN SONRA ONU DÖNDÜREN ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile birlikte ilah mı var? De ki: "Eğer doğrular iseniz, delilinizi getirin." )

29/19 E ve lem yerav keyfe YUBDİLLAHUL HALKA SUMME YUİYDUH inne zalike alellahi yesir

( Ve ALLAH YARATIŞI NASIL BAŞLATTI görmediler mi? SONRA ONU DÖNDÜRDÜ, diriltti. Kesinlikle bu Allah’a  kolaydır. )

30/11 ALLAHU (1) YEBDEU (2) EL (3) HALKA (4) SUMME (5) YUİYDU (6) HU (7) summe (8) iley (9) hi (10) turceun (11 )

( ALLAH YARATIŞI ORTAYA ÇIKARIP BAŞLATIR. SONRA ONU TEKRARLAYIP DÖNDÜRÜR. Sonra O'na döndürülürsünüz. )

30/27 Ve HUVELLEZİ YEBDEUL HALKA SUMME YUİYDUHU ve huve ehvenu aleyh ve lehul meselul a'la fis semavati vel ard ve huvel azizul hakim

( Ve YARATIŞI ORTAYA ÇIKARIP BAŞLATAN SONRA ONU TEKRARLAYIP DÖNDÜREN O’dur. O O’na olağandır. Göklerde ve yerde en yüksek misaller O'nadır. O yücedir hakimdir.  )

Söz konusu cümlenin son kez geçtiği ayetin numarası 27 olup bu sayı döngüsel düalitenin sembolü olan İkili Yedi kavramını temsil etmektedir.

Wednesday, July 19, 2023

Andalucia ve Semana Santa 

Andalucia ( Endülüs ) İspanya'nın güneyinde yer alan ve otonom bir cemaatin bulunduğu, sekiz vilayetten ( Almería, Cádiz, Córdoba, Granada, Huelva, Jaén, Málaga, Seville ) oluşan bölgenin ismidir. Andalucia kelimesi "Anda" ( İçinde ) ve "Lucia" ( Işık ) kelimelerinden oluşmaktadır. Bu kelime batinen şeytanın ismi olan "Lucifer" ( Işık Getiren ) ( Lucia ( Işık ) + Fere ( Getiren ) ) kelimesiyle de ilintilidir.

47 2 Corinthians 11-14 Buna şaşmamalı. ŞEYTAN da kendisine IŞIK MELEĞİ süsü verir.

Ayetin sure numarasının ve ayet numarasının nümerolojik değerleri 9/11 sembolizmi içermektedir.

47 ... 4+7 = 11

2 11-14 ... 2+1+1+1+4 = 9*

* "Andalucia" kelimesi de 9 harften oluşmaktadır. 9 sayısı okültizmde sihirin, aldatmanın ve negatif frekansın sembolüdür.

Andalucia Sembolü

Andalucia sembolünde, boyut portalı niteliğindeki ikiz kolonlar ( Süleyman Tapınağı'nın ikiz kolonları ), tepedeki kemer, şeytanın ve düalitenin sembolü olan iki aslan yer almaktadır.

Semana Santa** ( Kutsal Hafta ), Mesih İsa'nın bir Pazar günü Kudüs'e girişinden Cuma günü halka açık infazına ( çarmıha gerilme ) kadar geçen yedi günlük sürece ilişkin Andalucia'da organize edilen "kutlama"!*** haftası adı altındaki satanik ritüel sürecidir.

** "Semana Santa" kelimesi 11 harften oluşmaktadır.

** Mesih İsa'nın çarmıha asılması ve sözde İblis'in zaferi

Ancak bu "kutlama" haftasında giyilen kostümlerin ırkçı satanist Ku Klux Klan cemiyetininkiyle aynı olması, Semana Santa'nın bir satanik ritüelden ibaret olduğunu teyid etmekte gibidir.


Semana Santa 2023






Ku Kkux Klan benzeri Semana Santa kostümleri

Monday, July 17, 2023

Öyle bir "gün" ki !

Halk arasında yaygın kullanımı olan "Görürsün gününü", "Gününü gösteririm." gibi cümlelerin ezoterik kaynağı da ilahi kozmik bilgiler yani Kur'an ve kutsal kitaplardır. Zira Kur'an'da yer alan "Eyyamellah" ( Allah'ın günleri ) ve "Yevme ... " ( O gün ... ) ifadeleri muhtelif vakaların gerçekleştiği "büyük döngü sonu"nu da temsil etmektedir. ( Ayetlerin çoklu anlamları olduğu hatırlanmalıdır. ) 

14/5 Ve lekad erselna musa bi ayatina en ahric kavmeke minez zulumati ilen nuri ve zekkirhum bi EYYAMİLLAH inne fi zalike le ayatin li kulli sabbarin şekur

( Ve Musa' yı, kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkarsın ve onlara ALLAH'IN GÜNLERİNİ hatırlatsın diye ayetlerimizle gönderdik. Kesinlikle bunda her sabredip şükreden için ayetler vardır. )

45/14 Kul lillezine amenu yağfiru lillezine la yercune EYYAMELLAHİ li yecziye kavmen bima kanu yeksibun 

( O inananlara, kavime o kazanmış olduklarından dolayı karşılıklandırması için, o ALLAH'IN GÜNLERİNİ ummayanları affetmelerini söyle. )

10/102 Fe hel yentezirune illa misle EYYAMİLLEZİNE halev min kablihim kul fentezuru inni meakum  minel muntezirin

( Onlar, onlardan önce gelip geçenlerin GÜNLERİN aynısını mı gözleyip beklerler? De ki: "Bekleyin, kesinlikle ben de sizinle birlikte gözleyip bekleyenlerdenim." )

Ayetlerde farklı kelimeler ile nitelen ancak esasen aynı günü temsil eden ve "Yevme .... " ( O gün .... ) ifadesiyle başlayan ayetlerde, şirketler sahibi küresel şeytanların Great Reset ( Büyük Sıfırlama ), Dijital Dönüşüm, NWO ( Yeni Dünya Düzeni ) gibi sloganlarla uygulamaya çalıştıkları aksiyonlar tanımlanmakta gibidir. Yani kendilerini Allah'a şirk koşan ve kendilerini insanlara ilah addettirmeye çalışan küreselciler kurguladıkları tuzak niteliğindeki aksiyonlarını, ayetlerle semantik ve nümerolojik açıdan tam uyumlu olacak şekilde almaktadırlar. Ancak bu durum, esasen 17/16 kodlu ayette de bildirildiği üzere, Allah'ın, ayetlerde kodlanmış yazan döngü sonu olaylarını şirketler sahibi küresel şeytanlar vasıtasıyla gerçekleştirmesinden başka bir şey değildir. Ayetlerde "Tuzağın sadece sahibinin başına geçeceğinin" ve "Allah'ın tuzaklarının daha büyük olduğunun" bildirilmesi de şeytanların içine düştükleri çıkmaza işaret etmektedir. 

17/16 Ve iza eradna en nuhlike karyeten emarna mutrafiha fe fesku fiha fe hakka aleyhel kavlu fe demmernaha tedmira

( Ve şehri helak etmeyi istersek, oradaki refah şımarıklarına emrederiz de orada günah işlerler. Artık onların üzerine söz gerçek olur da orayı yıkıp mahvederiz. )

"Yevme ... " ( O gün ... ) kalıplı ifadelerin, ayetlerde ilk kez geçtikleri ayet kodlarına göre sırlaması şöyledir.

1/4 Yevmud Din ( Din Günü )

2/8 Yevmel ahiri ( Sonraki Gün, Diğer Gün )

2/48 Yevmen la teczi nefsun an nefsin şey'en ( Nefsin nefse hiçbir şeye karşılık veremediği gün )

2/48 Yevmen la yukbelu minha şefaatun ( Nefsin af için vesile olmasının kabul edilmediği gün )

2/48 Yevmen ve la yu'hazu minha adlun ( Nefsten fidye alınmadığı gün )

2/48 Yevmen la hum yunsarun ( Nefslere yardım edilmediği gün )

2/85 Yevmel Kiyameh ( Ayağa Kalkış Günü )

2/254 Yevmun la bey'un fihi ve la hulletun ve la şefaah ( İçinde karşılıklı alışveriş, dostluk ve af için vesile olmayan gün )

3/9 Yevmin la raybe fih ( Hakkında şüphe olmayan gün )

3/30 Yevme tecidu kulli nefsin ma amilet min hayrin muhdaran ve ma amilet min su ( Her nefsin hayırlısından ve kötüsünden ne yaptıysa sahifeleri hazırlanmış olarak bulduğu gün )

3/106 Yevme tebyaddu vucuhun ve tesveddu vucuh ( Yüzlerin ağardığı ve karardığı gün )

3/155 Yevmel tekal cem'ani ( İki topluluğun karşılaştığı gün )

5/109 Yevme yecmeullahur rusule ( Allah'ın resulleri topladığı gün )

5/119 Yevmu yenfeus sadikine sidkuhum lehum ( Doğrulara doğruluklarının fayda sağladığı gün )

6/15 Yevmin Azim ( Büyük Gün )

6/16 Yevmen urhimullezi yusraf anhu ( Kendinden giderilen kimseye rahmet edildiği gün )

6/22 Yevmel Haşr ( Toplama Günü )

6/73 Yevme yunfehu fis sur ( Boruya üflendiği gün )

6/158 Yevme ye'ti ba'du ayati rabbike ( Rab’binin bazı ayetlerinin geldiği gün )

7/8 Yevme veznel hakk ( Ölçünün gerçek olduğu gün )

7/14 Yevmi yub'asun / Yevmel Ba's ( Diriltilecekleri Gün / Diriliş Günü )

7/53 Yevme ye'ti tevil el kitab ( Kitabın yorumunun geldiği gün )

8/41 Yevmel Furkan ( Fark yaratıldığı gün )

11/8 Yevmel Azab ( Azap Günü )

11/26 Yevmin Elim ( Elim Gün )

11/77 Yevmun Asib ( Asabi Gün )

11/84 Yevmin Muhit ( Kuşatan Gün )

11/103 Yevmin Meşhud ( Şahit olunan Gün )

11/105 Yevmin la tekellemu nefsun illa bi iznih ( Nefsin O'nun izni haricinde konuşamadığı gün )

14/48 Yevmin tubeddelul erdu ğayral erdi ve semavatu ( Yerin ve göklerin başka yere dönüştüğü gün )

14/49 Yevmin mucrimin fil asfad ( Suçluların kelepçeler içinde olduğu gün )

15/38 Yevmil vaktil ma'lum ( Vakti bilinen gün )

16/84 Yevme yub'asu min kulli ummetin şehiden ( Her ümmetten şahitler gönderildiği gün )

16/87 Yevmin yulkavne ilallahi seleme ( Allah'a teslimiyetlerin atıldığı gün )

17/14 Yevmin yekfu nefsin hasiba ( Nefsin hesaplayan olarak yettiği gün )

17/52 Yevmin yed'ullah ( Allah'ın çağırdığı gün )

17/71 Yevme yud'u kulle unasin bi imamihim ( İnsanların hepsinin delilleri, önderleri ile çağırıldığı gün )

18/47 Yevmin yuseyyirul cibale ( Dağların seyirtildiği gün )

18/99 Yevme yutraku ba'dahum yemucu fi ba'din ( Bazılarının bazılarının içinde dalgalanmaya terkedildiği gün )

18/100 Yevmin aradu cehenneme lil kafirine arda ( Cehennemin inkarcılar için arzedildiği gün )

19/39 Yevmel Hasrat ( Hasret,  Hasarlanma Günü )

20/102 Yevmin yunfehu fis suri ( Boruya üflendiği gün )

20/108 Yevmin yuttebiuned dai ( Çağırıcıya tabi olunan gün )

21/103 Yevmin Mev'ud ( Vadedilen Gün )

21/104 Yevme yutvis semae ke tayyis sicilli lil kutub ( Göğün yazı tomarları gibi dürüldüğü gün )

22/2 Yevmin tezhelu kulli murdiatin an ma erdaat ( Emzirenin emzirdiğinden vazgeçtiği gün )

22/2 Yevmin tedau kulli zati hamlin hamleha ( Yük sahibinin yükünü bıraktığı gün )

22/2 Yevmin ruyin nase sukara ( İnsanların sarhoş görüldüğü gün )

22/55 Yevmin Akim ( Kısır Gün )

22/56 Yevmin mulku lillah ( Mülkün Allah için olduğu gün )

24/24 Yevmin teşhedu elsinet ve eydive ercul ( Dillerin, ellerin ve ayakların şahitlik ettiği o gün )

24/25 Yevmin yuveffihimullahu dinehumul hakka ( Allah'ın onlara dinlerinde gerçekten vefa ettiği gün )

24/37 Yevmen tetekallebu fihil kulubu vel ebsar ( İçinde kalplerin ve gözlerin dönerek yer değiştireceği gün )

24/64 Yevme yurceune ilallah ( Allah'a dönülen gün )

25/22 Yevme yuravnel melaikete ( Meleklerin göründüğü gün )

25/25 Yevme tuşekkakus semau bil ğamami ve nuzzilel melaiketu ( Göğün bulutlar ile yarıldığı ve meleklerin indiği gün )

25/27 Yevme yeadduz zalimu ala yedeyhi ( Zalimin elini ısırdığı gün )

26/88 Yevme la yenfeu malun ve la benun

( Ne mal ne de oğulların fayda verdiği gün )

26/189 Yevmez zulleh ( Gölgeli Gün )

27/83 Yevme yuhşuru min kulli ummetin fevcen min men yukezzibu bi ayatina ( Her topluluktan, ayetlerimizi yalanlayanlardan bir bölük toplandığı gün ) 

28/66 Yevme umiyet enbau ( Haberlerin karardığı gün )

29/55 Yevme yağşel azabu min fevk ve min tahti ercul (  Azabın üstten ve alttan örttüğü gün ) 

30/4 Yevme yefrahul mu'minun ( İnananlar ferahlayıp sevinecekleri gün )

30/12 Yevme tekumus saat ( Saatin olduğu gün )

30/43 Yevmun la meradde lehu minellahi ( Allah’tan ona geri çevirilişi, döndürülüşü olmayan gün )

30/57 Yevme la yenfeullezine zalemu ma'ziratuhum ve la hum yusta'tebun

( Zulmedenlere mazeretlerinin fayda vermediği, hoşnut etmelerinin ve özürlerinin istenmediği gün )

31/33 Yevmen la yeczi validun an veledihi ve la mevludun ( Ne babanın çocuğuna, ne de çocuğun babasına bir şey karşılık veremediği gün )

32/5 Yevmin kane mikdaruhu elfe senetin min ma teuddun ( O sizin saydığınızdan miktarı bin sene olan bir gün )

32/29 Yevmel Feth ( Açılış Günü )

33/66 Yevme tukallebu vucuhuhum fin nari ( Yüzlerin ateşin içinde çevirildiği gün )

34/30 Yevmen la teste'hirune anhu saaten ( Saat olarak erteleyemediğiniz ve öne de alamadığınız gün )

34/42 Yevme la yemliku ba'dan li ba'din nefan ve la darra ( Bazısının bazısı için ne faydaya, ne de zarara malik olamadığı gün )

37/21 Yevmel Fasl ( Ayrışım Günü )

38/26 Yevmel Hisab ( Hesap Günü )

40/15 Yevmet Telak ( Karşılaşma Günü )

40/16 Yevme hum barizun ( Açığa çıktıkları gün )

40/18 Yevmel Azifet ( Yaklaşan Gün )

40/30 Yevmil Ahzab ( Grubun Günü )

40/32 Yevmet Tenad ( Sesleniş Günü )

40/51 Yevme yekulul eşhad ( Şahitlerin söylediği gün )

41/19 Yevme yuhşeru a'daullahi ilen nari ( Allah’ın düşmanlarının ateşe toplandığı gün )

42/47 Yevmeizin ma min melcein ve ma nekir ( Sığınılacak yer ve inkarın olmadığı gün )

44/10 Yevme te'tis semau bi duhanin mubin ( Göğün apaçık duman getirdiği gün )

44/16 Yevme yubbtişul batşetel kubra

( O gün, büyük tutuşla, çarpışla tutulan gün ) 

44/41 Yevme la yuğni mevlen an mevlen şey'en ( Dostun dosta hiçbir şeye faydası olmadığı gün )

46/20 Yevme yu'radullezine keferu alen nar ( İnkar edenlerin ateşe döndürüleceği gün )

46/35 Yevme yuravne ma yuadune ( Vaad edilenin görüldüğü gün )

50/20 Yevmul Veiyd ( Vadedilen Gün )

50/34 Yevmul Hulud ( Ebediyet Günü )

50/41 Yevme yunadil munadi min mekanin karib ( Seslenenin yakın yerden, mekandan seslendiği o gün )

50/42 Yevme yusmes sayhate ( Çığlığın duyulduğu gün )

50/42 Yevmul Huruc ( Çıkış Günü )

50/44 Yevme teşekkakul erdu siraa ( Yerin hızla yarıldığı gün )

51/13 Yevme hum alen nari yuftenun ( Ateşin üzerinde fitnelenip sınandıkları gün )

52/9 Yevme temurus semau mevra ( Göğün yuvarlanıp çalkalandığı gün )

52/13 Yevme yude'une ila nari cehenneme de'a ( Sürüklenerek cehennem ateşine itilip kakıldıkları gün )

52/46 Yevme la yuğni keydu şey'en ( Hilelerin tuzakların hiçbir şeye fayda vermediği gün ) 

54/8 Yevmun Asir ( Zorlu Gün )

54/19 Yevmin nahsin mustemir ( Uğursuzluğu daim olan gün )

54/48 Yevme yushabune fin nari ala vucuhihim ( Yüzleri üzerinde ateşin içine sürüklendikleri gün )

55/39 Yevmin la yus'elu an zenbihi insun ve la can ( Ne insana, ne de cine günahlarından sual edilmediği gün )

56/50 Yevmin Ma'lum ( Bilinen Gün )

64/9 Yevmi Cem ( Toplanma Günü )

64/9 Yevmut Teğabun ( Kar zarar günü )

68/42 Yevme yukşefus sakin ( Bacağın açıldığı gün )

69/16 Yevme vuhiyet sema ( Göğün sarktığı gün )

69/17 Yevmin yahmilul semaniyete melaiketu arşe rabb ( Meleklerin Rab'bin arşını taşıdıkları gün )

70/8 Yevme tekunus sema'u kel muhl ( Göğün erimiş maden gibi olduğu gün )

70/11 Yevme yeveddul mucrimu lev yeftediy min azabi yevmeizin bi benihi ( Suçluların oğullarını fidye vererek azaptan kurtulmayı arzuladığı gün )

70/43 Yevme yuhricune minel ecdasi ( Mezarlardan çıkıldığı gün )

73/14 Yevme tercuful ardu vel cibalu ( Yerin ve dağların sarsıldığı gün )

73/17 Yevmen yec'alul vildane şiben ( Çocukları ak saçlı ihtiyar kılan o gün )

75/13 Yevme yunebbeul insanu yevmeizin bima kaddeme ve ahhare ( İnsana, o sunduklarının ve ertelediklerinin haber verildiği gün )

75/22 Yevme tekunu vucuh nadiret ( Yüzlerin parladığı gün )

75/24 Yevme tekunu vucuh basireun ( Asık yüzlerin olduğu gün )

75/30 Yevme tekunu misak ila rabb ( Sevk yerinin Rab'be olduğu gün )

76/7 Yevmen kane şerruhu mustetiren ( Kötülüğü salgın olan o gün )

76/10 Yevmen abusen kamtariren ( Asık suratlı, kötü, sert gün )

76/27 Yevmen Sekilen ( Ağır Gün )

77/35 Yevmu la yentikun ( Konuşmadıkları Gün )

78/38 Yevme yekumur ruhu vel melaiketu saffen ( Ruh ve meleklerin saflar halinde ayakta durdukları gün )

78/39 Yevmul Hakk ( Gerçeğin Günü )

78/40 Yevme yenzurul mer'u ma kaddemet yedahu ( Kişinin ellerinin ne sunduğuna baktığı gün )

79/6 Yevme tercufur racifetu ( Sarsıntının sarstığı gün )

79/8 Yevme kulubün vacifet ( Kalplerin korkarak ıstırap çektiği gün )

79/35 Yevme yetezekkerul insanu ma se'a ( İnsanın neye koştuğunu hatırladığı o gün )

80/34 Yevme yefirrul mer'u min ehihi ( Kişinin kardeşinden kaçtığı gün )

80/37 Yevme şe'nun yuğni ( Meşgul eden işin olduğu gün )

80/38 Yevme vucuhun musfiret ( Parlayan yüzlerin olduğu gün )

80/40 Yevme vucuhun aleyha ğaberetun ( Yüzlerin üzerinde toz olduğu gün )

82/19 Yevme la temliku nefsun li nefsin şey'en ( Nefsin nefs için hiçbir şeye malik olamadığı gün )

83/34 Yevmellezine amenu minel kuffari yadhakun ( İnananların inkarcılara gülecekleri o gün )

86/9 Yevme tubles serair ( Sırların açığa çıktığı gün )

88/2 Yevme vucuhun haşiat ( Yüzlerin korku içinde olduğu gün )

88/8 Yevme vucuhun naimet ( Yüzlerin nimetlendiği gün )

89/23 Yevme caul cehennem ( Cehennemin getirildiği gün )

89/23 Yevme yezekkerul insan ( İnsanın hatırladığı o gün )

99/4 Yevme yuhaddisu ahbar ( Haberlerin anlatıldığı gün )

99/6 Yevme yasdurun nasu eştaten  ( İnsanların bölükler olarak çıktığı gün )

101/4 Yevme yekunun nasu kel feraşil mebsus ( İnsanların yayılıp dağılmış pervane kelebekleri gibi oldukları gün )

102/8 Yevme yus'elunne anin neim ( Nimetten sual edildiği gün )

Yukarıda yer alan "Yevm" ( Gün ) kelimesi döngü sonu sürecini yani belirli bir zaman dilimini temsil etmektedir. Hacc suresinin 47. ayetinde yer alan "Rab’binin indinde bir gün, o sizin saydıklarınızdan bin sene gibidir." cümlesi anılan zaman dilimine ilişkin işaret niteliğindedir.

Kendilerini Rab'be şirk koşan küresel şeytanların ayetlerdeki "Gün" tanımlarıyla uyumlu aksiyonlarına bazı örnekler şöyledir. ( Aşağıdaki örnekler küresel şeytanların kendilerince uydurdukları sahte yorumları ve ilişkilendirmeleridir. Esasen bu kavramların çoklu ve derin anlamları mevcuttur. )

Mülkün Allah'ın olduğu gün = Mülksüzleştirme operasyonu ( Mülkün kendilerinde olması ideali )

Hesap Günü = Dijitalizm

Sura Üflendiği Gün = Sentetik bedene bilinç aktarımı

Kuşatan Gün = İnsanlığın tam tahakküm altına alınması

Kısır Gün = mRNA ile insanın kısırlaştırıldığı süreç

İnsanların sarhoş gibi olduklari gün = Kitle hipnozu, delüzyon ve yanlışa itibar etme

Nefsin O'nun izni haricinde konuşamadığı gün = Susturulmuş toplum

Kitabın yorumunun geldiği gün = Satanizmi resmen ilan etmeleri

Dostluğun olmadığı gün = Bencil ve bireysel dünya toplumu

.......

.......

Örnekler çoğaltılabilir.



Sunday, July 16, 2023

Mezmurlar ( Zebur )'daki döngü sonu belirtileri

Tevrat'ta yer alan ve Mezmurlar olarak da bilinen bölüm Hz. Davud'a indirilen Zebur isimli kitap olup, Nisa suresinin 163. ayetinde bildirilmektedir.

4/163 İnna evhayna ileyke kema evhayna ila nuhin ven nebiyyine min ba'dih ve evhayna ila ibrahime ve ismaiyle ve ishaka ve ya'kube vel esbati ve iysa ve eyyube ve yunuse ve harune ve suleyman VE ATEYNA DAVUDE ZEBURA

( Kesinlikle biz, Nuh'a ve ondan sonra gelen habercilere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. DAVUD'A DA ZEBUR'u verdik.  )

Zebur'un aşağıdaki ayetlerinde, inançsız bir yeni dünya düzenini kurabilmek için insanlığa türlü komplolar ( salgın, mRNA enjeksiyonu, savaş, kıtlık, gıda krizi, iklim krizi algı operasyonu* vb. ) kurgulayan sözde Rab'be "karşı gelen" küresel şeytanlar zümresinden ve onlara bilinçli veya bilinçsiz olarak destek veren kitlelerden bahsedilmektedir.

* Küresel tahakkümü artırma amaçlı aksiyon planları kapsamında, zaten dünyanın doğal döngüsü olan iklim değişikliği olgusunu, etkisi ihmal edilebilir seviyede olan ve insan için gerekli olan tarım, hayvancılık gibi yalan sepeplere dayandırarak toplumu kandırma girişimi 

19 Psalms 2-1 Nedir uluslar arasındaki bu kargaşa, Neden boş düzenler kurar bu halklar?

19 Psalms 2-2 Dünyanın kralları saf bağlıyor, Hükümdarlar birleşiyor RAB'be ve meshettiği krala karşı.

19 Psalms 2-3 "Koparalım onların kayışlarını" diyorlar, "Atalım üzerimizden bağlarını."

19 Psalms 5-10 Ey Tanrı, onları suçlu çıkar! Kurdukları düzen yıkımlarına yol açsın. Kov onları sayısız isyanları yüzünden. Çünkü sana karşı ayaklandılar.

19 Psalms 2-10 Ey krallar, akıllı olun! Ey dünya önderleri, ders alın!

19 Psalms 4-7 Öyle bir sevinç verdin ki bana, Onların bol tahıl ve yeni şaraptan aldığı sevinçten fazla.

19 Psalms 4-8 Esenlik içinde yatar uyurum, Çünkü yalnız sen, ya RAB, Güvenlik içinde tutarsın beni.

Aşağıdaki ayetlerde, Kur'an'ın Fatir suresinin 43. ayetinde yer alan "Yerde kibirlenme ve kötülük tuzağıdır. Kötülük tuzağı sahibinin haricindekinin başına geçmez." ifadesine paralel cümleler yer almaktadır. 

19 Psalms 7-14 İşte kötü insan kötülük sancıları çekiyor, Fesada gebe kalmış, Yalan doğuruyor.

19 Psalms 7-15 Bir kuyu açıp kazıyor, Kazdığı kuyuya kendisi düşüyor.

19 Psalms 7-16 Kötülüğü kendi başına gelecek, Zorbalığı kendi tepesine inecek.

19 Psalms 9-15 Uluslar kendi kazdıkları kuyuya düştü, Ayakları gizledikleri ağa takıldı.

19 Psalms 9-16 Adil yargılarıyla RAB kendini gösterdi, Kötüler kendi kurdukları tuzağa düştü. 

19 Psalms 10-2 Kötüler gururla mazlumları avlıyor, Mazlumlar kötülerin kurduğu tuzağa düşüyor.

19 Psalms 10-3 Kötü insan içindeki isteklerle övünür, Açgözlü insan RAB'be lanet okur, O'nu hor görür.

19 Psalms 10-4 Kendini beğenmiş kötü insan Tanrı'ya yönelmez, Hep, "Tanrı yok!" diye düşünür.

19 Psalms 10-5 Kötülerin yolları her zaman ıstırapa götürür. Öyle yücedir ki senin yargıların, Kötüler anlayamaz, düşmanına burun kıvırır.

Aşağıdaki ayetlerde ise Kehf suresinin 18/35-36 kodlu ayetlerindeki "Ve o, kendine zulmederek bahçesine girdi. "Bunun uzaklaşıp kaybolacağını zannetmem, ebedidir." dedi." - "Ve "Saatin mevcut olduğunu da zannetmiyorum." cümlesi paralelinde ifadeler yer almaktadır.

19 Psalms 10-6  İçinden, "Ben sarsılmam" der, "Hiçbir zaman sıkıntıya düşmem."

Aşağıdaki ayetlerde ise Al'i İmran suresinin 118. ayetindeki "Ağızlarından kin, öfke, çirkinlik ortaya açığa çıkar. O göğüslerinin gizlediği ise daha büyüktür." cümlesi paralelinde ifadeler yer almaktadır.

19 Psalms 10-7 Ağzı lanet, hile ve zulüm dolu, Dilinin altında kötülük ve fesat saklı.

Döngü sonundaki karakter dejenerasyonun en çarpıcı göstergelerinden olan yalanın, ikiyüzlülüğün ve dalkavukluğun artışına da Zebur'un aşağıdaki ayetinde değinilmektedir.

19 Psalms 12-2 Herkes birbirine yalan söylüyor, Dalkavukluk, ikiyüzlülük ediyor.

Gaziantep'te UFO vakası

20.05.2023 tarihinde Gaziantep semalarında bir UFO görüldüğü pilotlar tarafından bildirilmiş ve Gaziantep havaalanı o tarihte uzun süre uçuşa ve inişe kapatılmıştır. Olaya ilişkin "7" ve "İkili Yedi" nümerolojisi dikkat çekmektedir

- Gaziantepteki UFO olayı 20.05.2023 tarihinde gerçekleşmiştir.

20.05 ... 2+0+0+5 = 7

2023 ... 2+0+2+3 = 7 

İki adet 7 ... İkili Yedi

- Gaziantep ilinin plakası 27 olup bu sayı bir "İkili Yedi" temsilidir.x

- UFO'nun 2743 metre yükseklikte görüldüğü bildirilmiştir. ( 2+7+4+3 = 16 ... 1+6 = 7 )

Olaya ilişkin medyaya yansıyan ve "dijital edit" yöntemiyle hazırlanmış olduğu anlaşılan temsili görüntülerdeki UFO şekli, "temsili de" olsa dikkat çekicidir.

UFO'nun "çentikli daire" şeklinde olduğu görülmektedir.

- Video kayıt saatinin 06:53 olduğu görülmekte olup saatteki rakamların toplamı 14 sayısını vermektedir ki bu sayı da "İkili Yedi" temsilidir. ( 2x7, 7+7 )

- NASA 25.02.1996 tarihinde, dünyanın manyetik alanından faydalanarak elektrik üretilmesine ilişkin bir deney yapmış ve deney kapsamında dünyanın yörüngesine "Tether" adı verilen ip formunda bir endüktör yerleştirilmek istenmiştir. Ancak "Tether"'ı uzay mekiği Columbia uzay istasyonuna bağlayan kablonun kopması sonucunda "Tether" kontrolden çıkmış ve deney başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Ve bir süre sonra Tether'ın çevresinde "ortası delikli ve çemberi çentikli daire" formunda nesneler görüntülenmiştir.

Tether'a yaklaşmış ortası delikli ve çemberi çentikli daire

Tether vakasının günü 25 Şubat ( 25.02 ) olup bu rakam seti de nümerolojik olarak 7 ve 2 rakamlarından oluşmaktadır. ( 25 ... 2+5 = 7 ve 2 )

Tether vakasının yılını temsil eden 1996 sayısının nümerolojik değeri de 7 sayısını vermektedir. ( 1+9+9+6 = 25 ... 2+5 = 7 )

- 1948 yılında yayınlanmış olan Fate isimli derginin kapağındaki uçan daire ilüstrasyonunun da "çentikli bir daire" şeklinde olması düşündürücüdür.

- 12000 yıl öncesine ait olduğu belirtilen ve 716*  adet bulunan Dropa Taşları'nın şekli de özdeşlik arzetmektedir. ( * 7+1+6 = 14 ... İkili Yedi ... 2x7 veya 7+7 )

- Star Wars film serisindeki Han Solo isimli karakterin uzay gemisi de aynı şekilde tasarlanmıştır.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/08/tether-vakas-1996.html

Saturday, July 15, 2023

Dil sürçmesiyle ifşa olan gerçekler

ABD Başkan yardımcısı Kamala Harris 14.07.2023 tarihinde yaptığı bir konuşmada şu cümleyi sarfetmiştir.

"When we invest in clean energy and electric vehicles and REDUCE POPULATION, more of our children can breathe clean air and drink clean water"

( Temiz enerjiye, elektrikli araçlara yatırım yaptığımızda ve NÜFUSU AZALTTIĞIMIZDA daha fazla çocuğumuz temiz hava soluyabilecek ve temiz su içebilecektir. )

Cümlenin semantik gidişatına göre "Population" ( Nüfus ) kelimesi yerine "Pollution" ( Kirlilik, Çevre Kirliliği ) kelimesinin söylenmek istemiş olduğu yani bir dil sürçmesi olduğu düşünülebilir. Ancak bu durum esasen bilinçaltındaki gerçeklerin, tuzak niteliğindeki planların ifşa olmasının ilahi bir vasıtasıdır. Ayrıca bu durum, dil sürçmesi kisvesi altında kasıtlı mesaj verme ve telkin taktiği de olabilir. 

Yunus suresinin aşağıdaki ayeti yukarıda yere alan örnek gibi durumların ilahi nizam tarafından kurgulanan ifşa operasyonu olduğunu teyid etmektedir.

10/82 Ve yuhikkallahul hakka bi kelimatihi ve lev kerihel mucrimun

( Ve suçlular hoşlanmasalar da, Allah gerçeği kelimeleri ile gerçekleştirir. )

Yani ayette, suçluların gerçek düşüncelerini gizli tutup söylemek istemedikleri ancak Allah'ın, gerçeği onların ağzından ifşa ettiği bildirilmektedir.

Ne yöneten ne yönetilen... Sadece hizmet eden...!

Kibir, yaratılış yazlımında adeta bir bilgisayar virüsü işlevi gören ancak büyük bir tekâmül sınavı olan kritik bir olgudur. Bu frekansa gark olmuşların kurdukları gasp ile tahakküm sistemin bir ürünü olan "Yönetici", "Başkan, "Kral", "Padişah", "Hükümdar", "Efendi" vb gibi kelimeler esasen "şirk" kavramının da sosyal yaşama entegre edilmiş halinin temsilleridir. Mesela negatif frekans yayılımı sağlayan ve "şirk" merkezleri niteliğinde işlev gören şirketlerde çalışan insanların yem gibi önlerine konan "kariyer", "yükselme"! gibi sözde hedeflerin özünde daha fazla insanı kontrol ve tahakküm altına alma motivasyonu bulunmaktadır. Yani şirket anlayışına göre "kariyer yapmak" esasen olabildiğince fazla insanı köleleştirmek anlamına gelmektedir. 

Tarih boyunca ve bugün insanlığın en büyük sorunu, daima şikayet edegeldiği makro sosyoekonomik ve siyasi sistemi, şirketlerdeki mevcudiyeti ile esasen bizzat desteklemiş olması ve desteklemekte olduğudur. 

Oysa varlıklardan beklenen birbirleri arasında üstünlük ve tahakküm yarışına girmeleri değil, ilimde, nimette, huzurda eşit olabilmek için, nefsani beklentilerden uzak olarak, birbirlerine sevgiyle hizmet etmeleridir.

Bu husus İncil'in aşağıdaki ayetlerinde tekrarlanmak suretiyle bildirilmektedir.

40 Matthew 20-25 Ama İsa onları yanına çağırıp şöyle dedi: "Bilirsiniz ki, ULUSLARIN ÖNDERLERİ ONLARA EGEMEN KESİLİR, İLERİ GELENLERİ DE AĞIRLIKLARINI HİSSETTİRİRLER.  

40 Matthew 20-26 Sizin aranızda böyle olmayacak. ARANIZDA EN BÜYÜK OLMAK İSTEYEN, ÖTEKİLERİN HİZMETKÂRI OLSUN.

40 Matthew 20-27 ARANIZDA BİRİNCİ OLMAK İSTEYEN, ÖTEKİLERİN KULU OLSUN.

41 Mark 10-42 İsa onları yanına çağırıp şöyle dedi: "Bilirsiniz ki, ULUSLARIN ÖNDERLERİ sayılanlar, ONLARA EGEMEN KESİLİR, İLERİ GELENLERİ DE ONLARA AĞIRLIKLARINI HİSSETTİRİRLER..

41 Mark 10-43 Sizin aranızda böyle olmayacak. ARANIZDA EN BÜYÜK OLMAK İSTEYEN, ÖTEKİLERİN HİZMETKÂRI OLSUN.

41 Mark 10-44 ARANIZDA BİRİNCİ OLMAK İSTEYEN, HEPİNİZİN KULU OLSUN

42 Luke 22-25 İsa onlara, "ULUSLARIN KRALLARI KENDİ ULUSLARINA EGEMEN KESİLİRLER. İLERİ GELENLERİ DE KENDİLERİNE İYİLIKSEVER ÜNVANINI YAKIŞTIRIRLAR." dedi.

42 Luke 22-26 "Ama siz böyle olmayacaksınız. ARANIZDA EN BÜYÜK OLAN, EN KÜÇÜK GİBİ OLSUN; YÖNETEN, HİZMET EDEN GİBİ OLSUN. 

Ayetlerdeki tanımlamalar, halka hizmet için halk tarafından yetkilendirilmiş olanların zamanla kendilerini sözde nimet veren ilah konumuna koymaları ve "ileri gelen" olarak ifade edilen hırsız şirket sahiplerinin ise kendilerini "iyiliksever" kisvesinin ardına gizlemeleri fenomenine net örnek teşkil etmektedir. Ayetlerde esas olanın sadece "hizmet" olduğu da vurgulanmaktadır.

Yukarıdaki husus Tevrat'ın aşağıdaki ayet setinde "Karınca" misaliyle bildirilmekte ve kolektif bilince haiz topluluklardaki her bir bireyin, hem kendisinin hem de diğerlerinin hizmette lideri olduğu vurgulanmaktadır.

20 Proverbs 6-6 Ey tembel kişi, git, karıncaya bak, Onun yaşamından bilgelik öğren.

20 Proverbs 6-7 BAŞKANLARI, ÖNDERLERİ, ya da YÖNETİCİLERİ OLMADIĞI HALDE,

20 Proverbs 6-8 Yazın erzaklarını biriktirirler, Yiyeceklerini toplarlar biçim mevsiminde.

Başa geçip tahakküm kurma obsesyonu, islâmi öğretide 4 illet  ( Riyaset, Mülkiyet, Sehvet ve İştah ) addedilen unsurlar arasında "Riyaset" olarak yer almaktadır.

Atatürk'ün "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." cümlesi* konu bağlamında anlamlı mesaj içermektedir.

* Bazı istismarcı spekülatörlerin bu cümleye "Olur mu hiç? Egemenlik Allah'ındır." gibi tepki vermelerinin yegâne sebebi ilim yetersizliği ve her şeyin tek maliki ve yaratıcısının ismi olan "Allahu Teala" kelimesinin anlamını kavrayamamış olmalarıdır. Yüce Rab'bin kendilerine izan ve hidayet bahşetmesi umulur.

Friday, July 14, 2023

Adem kelimesine farklı bir bakış

"Âdem" kelimesinin, "İdam" kelimesiyle kök ilintisine ve "Yokluk" anlamına geldiğine evvelce bazı bölümlerde değinilmişti. Ancak ortak kök dil anlayışı bazında etimolojik analiz yapıldığında farklı anlamların da oluşabildiği müşahade edilebilmektedir.

D ve T harflerinin dillerde, telâffuz olarak birbirlerini ikame ettikleri düşünüldüğünde "Adem / Atem / Adam / Atam" kelimelerinin eşanlamlı oldukları da ortaya çıkmaktadır. 

Derin semantik yaklaşımla, "Ad / At" kökünden olan aşağıdaki kelimelerin anlamlarının ortak olduğu sezilebilmektedir

Ad = Bir kelimenin tanımlayıcı olarak bir şey üzerine verilmesi, ATılması

At+mak = Bir şeyi bir yere iletmek, vermek

Adamak = Kendini ortaya ATmak, Sorumluluk almak

Atamak = Adını ortaya koymak, Adıyla sorumluluk almak, Sorumluluk vermek 

A'ta ( ara. ) = Vermek

Adım / Atım / Atılım = İlerleterek bir şeyi geride bıraktıran olgu, İleri doğru yapılan hareket

"Tut" kökünden türemiş olan "Tutmak" ve "Tutam" kelimeleri "Adem /Atam" ilişkisini desteklemektedir.

Keza "Kad" ( Geçmiş olmak ), "Kadim" ( Eski, Geçmişte kalmış ), "Kadem" ( Adım, İlerleterek bir şeyi geride bıraktıran olgu ) kelimeleri de KD / KAD köküne "M" soneki ilavesiyle oluşan ortak kök anlamlı kelime örnekleridir.

"Adem" kelimesinin "Atanan / Adanan" ( Sorumluluk verilen, Adanan , Atanan ) anlamı aşağıdaki ayetlerde görülebilmektedir.

Kur'an'da "Adem" kelimesinin ilk kez geçtiği Bakara suresinin aşağıdaki ayet setinde Adem'e isimlerin öğretilmesi ve daha sonra kendisinden onları meleklere "haber vermesi" istenmektedir. Haberciliğin ( Nebiliğin, Peygamberliğin ) ilk tezahürü olan bu durum bir bilgiden ve bilginin paylaşımından dolayı sorumlu olarak atanmak olgusunu yansıtmaktadır.

2/31 Ve ALLEME ADEM EL ESMAE KULLEHA summe aradahum alel melaiketi fe kale enbiuni bi esmai haulai in kuntum sadikin

( Ve ADEM'E İSİMLERİN HEPSİNİ ÖĞRETTİ. Sonra onları meleklere arzedip sundu. "O halde, eğer doğrular iseniz, bunları bana isimleriyle haber verin." dedi. )

...

2/33 KALE YA ADEMU ENBİ'HUM Bİ ESMAİHİM fe lemma enbeehum bi esmaihim kale e lem ekul lekum inni a'lemu ğaybes semavati vel erdi ve a'lemu ma tubdune ve ma kuntum tektumun

( "EY ADEM, ONLARA İSİMLERİ İLE HABER VER." dedi. Böylece onlara onları isimleri ile haber verdiğinde "Size göklerin ve yerin gaybını kesinlikle ben bilirim demedim mi? O açıkladığınızı ve o gizlemiş olduğunuzu da bilirim." dedi. )

Taha suresinin aşağıdaki ayetinde Adem'in, "atanmış" olduğu hususta gereğini yapmadığı, unuttuğu bildirilmektedir.

20/115 Ve lekad ahidna ila ADEME min kablu fe nesiye ve lem necid lehu azma

( Ve önceden ADEM' e ahdettik de unuttu. Onda azim bulamadık. )

Ahzab suresinin aşağıdaki ayetinde ise yine insana ( Adem'e ) bir sorumluğun verilmesinden yani "atanmadan" bahsedilmektedir. 

33/72 İnna aradnel emanete ales semavati vel erdi vel cibali fe ebeyne en yahmilneha ve eşfakne minha ve HAMELEHEL İNSAN innehu kane zalumen cehula

( Kesinlikle göklere, yere ve dağlara emaneti biz gösterdik de onu yüklenip taşımaya yanaşmadılar, direttiler, çekindiler ve ondan korktular. ONU İNSAN YÜKLENDİ. Kesinlikle o zalimdir cahildir. )

Almancada "Atem" kelimesinin "Nefes" anlamına gelmesi de Rab'bin insana "ruhunu, kelimesini atması* / ruhundan üflemesi" kavramlarıyla ve "Adem" kelimesiyle uyum arzetmektedir. Zira teşbihi olarak Adem Rab'bin nefesi gibidir.

* 4/171 kodlu ayette Mesih İsa, "Rab'bin Meryem'e attığı kelimesi ve O'ndan ruh" olarak tasvir edilir.


Yerin ve Göklerin çapları

Yerin ve Göğün bir düalite tezahürü olmak üzere 7'şer katmanı olduğu ilk kez Talak suresinin aşağıdaki ayetinde, düalitenin ve döngünün sembolü olan 11 sayısı destekli olarak bildirilmektedir. 

65/12 ALLAHU (1) ELLEZİ (2) HALEKA (3) SEB'A (4) SEMAVATİN (5) VE (6) MİN (7) EL (8) ARDİ (9) MİSLE (10) HUNNE (11) yetenezzelu (12) el (13) emru (14) beyne (15) hunne (16) li (17) ta'lemu (18) enne (19) allahe (20) ala (21) kulli (22) şey'in (23) kadirun (24) ve (25) enne (26) allahe (27) kad (28) ehata (29) bi (30) kulli (31) şey'in (32) ilmen (33)

( ALLAH, O YEDİ GÖKLERİ VE YERDEN DE ONLARIN AYNISINI YARATTI. Emir, kesinlikle Allah’ın her şeye gücü yeten olduğunu bilmeniz için onların arasından iner. Kesinlikle Allah her şeyi ilmen kuşatmıştır. )

- Ayetin sure numarası olan 65 sayısının nümerolojik değeri 11 sayısıni vermektedir.

- Ayetin ana mesajı veren ilk cümlesi 11 kelimeden oluşmaktadır.

- Ayetteki "Seb'a" ( Yedi ) kelimesi 4., bu kelimeyi temsil eden "Misle" ( Aynısı ) kelimesi ise 10. kelimedir. Bu iki sayının toplamı olan 14 sayısi ise "İkili Yedi" kavramının sembollerinden biridir. ( 2x7, 7+7 )

"Göklerin ve yerin çaplarından" yani 7'şer katmanından bahsedilen Rahman suresinin aşağıdaki ayetinin kodu ve ayetteki kelime adedi vasıtasıyla döngünün ve düalitenin sembolü olan 7 sayısına ve "İkili Yedi" kavramına işaret edilmiştir.

55/33 Ya (1) ma'şere (2) el (3) cinni (4) ve (5) el (6) insi (7) in (8) isteta'tum (9) en (10) TENFUZU (11) min (12) aktari (13) es (14) semavati (15) ve (16) el (17) ardi (18) fe (19) INFUZU (20) la (21) TENFİZUNE (22) illa (23) bi (24) sultan (25) 

( Ey cin ve insan toplulukları, eğer göklerin ve yerin çaplarından nüfuz edip GEÇMEYE istidatınız varsa, haydi ötesine GEÇİN. Kuvvet, delil olmadan GEÇEMEZSİNİZ. )

- Ayet kodu 55/33 ... 5+5+3+3 = 16 ... 1+6 = 7

- Ayetteki kelime adedi 25 ... 2+5 = 7

Ayet kodunun ve ayetteki kelime adedinin nümerolojik değerlerinin 7 olması bir "İkili Yedi" tezahürüdür.

- Ayetteki ilk "Tenfuzu" ( Geçersiniz ) kelimesinin 11. kelime olması da bu sayının hem "düalite ve döngü" kavramlarının hem de "halden hale geçişin" sembolü olması açısından dikkat çekmektedir.

"Göklerin çapları" kavramının çoklu anlamlarından biri de dünyayı çevreleyen 7 atmosfer tabakasıdır. Göklerin çaplarından yani bu 7 katmandan geçmek, son katman olan Ekzosfer'i de geçip atmosferin dışına çıkmak anlamına gelmektedir.

ABD Başkanı J.F. Kennedy'nin 25.05.1961 tarihindeki iddialı beyanı olan "We choose to go to the moon in this decade " ( Bu on yıl içinde Ay'a gitmeyi seçtik. ) cümlesinden 9 yıl sonra, tam da on yılın sonunda! Ay'a ilk insanlı uçuşun gerçekleşmesi! düşündürücüdür. "Apollo 11 Mission" olarak kodlanmış olan program kapsamında, 20.07.1969 tarihinde gerçekleşmiş olup, astronotlar saat 20:18'de Ay yüzeyine ayak basmışlardır. ( Bu uçuşun gerçekleşmediği yönünde iddialar da gündeme gelmiş olup, bu ayrı bir inceleme konusudur. )

Konuyla uyumlu olan yukarıdaki ayetlerde yer alan 7, İkili Yedi ve 11 tezahürleri dikkate alındığında Ay'a ilk insanlı uçuş olayının da nümerolojik uyum arzettiği görülmektedir. 

- J.F. Kennedy'nin proje ilan tarihi olan 25.05.1961 tarihindeki rakamların toplamı 29 sayısını vermekte olup, bu sayının nümerolojik değeri 11'dir. ( 2+5+0+5+1+9+6+1 = 29 ... 2+9 = 11 )

- Proje ilan tarihindeki gün, Mayıs ayınin 25. günü olup bu sayınin nümerolojik değeri 7 olmaktadır. ( 2+5 = 7 )

- Programın kodu olan "Apollo 11" kelime grubunda 11 sayısı bulunmaktadır. ( Evvelce de sayı ile kodlanmış Apollo misyonu denemeleri yapılmış ancak "gerçekleşme" 11. misyona denk! gelmiştir. )

- Uçuş tarihinde 7 ve "İkili Yedi" bulunmaktadır.

20 Temmuz ... 20.7 ... 2 ve 7 

1969 ... 1+9+6+9 = 25 ... 2+5 = 7

- Ay'a ayak basma saati 20:18 olarak kayıtlanmış olup bu rakam setinin toplamı 11 sayısını vermektedir. ( 2+0+1+8 = 11 )

"Yerin çaplarından geçilememesi" ayeti ispatlayan bir gerçek olarak ortadadır. Zira bugüne kadar inilen en uzak derinlik Kola Superdeep Borehole olarak anılan sadece 12 km'lik derinliktir. Bu gerçeğe bağlı olarak göklerin çaplarından geçilmesi hususu önemli bir soru işaretidir.