11 Aralık 2022 Pazar

1899 isimli film

Hatırlanacağı üzere, 2019 yılı yapımı olan "Dark" isimli dizi film özetle, boyut portalı niteliğindeki bir mağara vasıtasıyla zamanda yolculuk yapan ve bir döngünün içinde olduklarını farkeden insanları konu ediyordu. Konu kapsamında bir "mağara"nın boyut portalı olarak yer alması Kehf ( Mağara ) suresinin konusu ile de doğrudan uyum arzetmekteydi. Zira bu surede ashabı kehfin ( mağara arkadaşları ), sembolik anlamı da olan bir mağara içinde zaman algısını yitirecek şekilde transa ( halden hale ) geçikleri ve kozmik bilgilere ulaştıkları konu edilmektedir. 

17.11.2022 tarihinde vizyona giren "1899" isimli dizi filmin temelde konusu da "Dark" disizi ve "Matrix" filmi ile benzerlik arzetmektedir. Aşağıda bu dizi filme ilişkin bazı ezoterik ve nümerolojik tespitlere yer verilmiştir.


Film "17.11".2022 tar,ihinde vizyona girmiştir. 17 sayısının nümerolojik değeri 8 olup, bu sayı yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün nümerik sembolüdür. 11 sayısı da düalite, döngü, halden hale geçişin ve geçiş portalının nümerik sembolüdür. Bu sayılar filmin konusu ile tam uyum içindedir.

Filmin 1. sezonunda "8" bölüm yer almaktdır.

1- The Ship ( Gemi ) 2- The Boy ( Çocuk ) 3- The Fog ( Sis ) 4- The Fight ( Kavga ) 5- The calling ( Çağrı ) 6- Pyramid ( Piramit ) 7- The Storm ( Fırtına ) 8- The Key ( Anahtar )

Filmin konu akışı içinde 7. bölümde bir döngü sonlanmakta ve 8. bölümde ise yeni döngü başlamaktadır.

Geminin ismi olan "Kerberos" kelimesi, mitolojide "Ölülerin bulunduğu yeraltının kapısında bekçilik yapan üç başlı bir köpeğin ismidir. "Üç Başlı Köpek" ve "Üç Başlı Yılan" okült ezoterizmde şeytani kontrol sisteminin sembolleridir.

Kerberos

Kayıp olan ancak sonra bulunan ve içinde hiç yolcu bulunmayan gizemli geminin ismi ise "Prometheus"tur.  "Kerberos" gemisi esasen "Prometheus" gemisinin döngüdeki tekrarlanan tezahürüdür. "Prometheus" mitolojide "Diğer Tanrılara başkaldırarak ateşi, teknoloji, bilgi ve uygarlık biçiminde insanlığa veren Ateş Tanrısı" olarak yer almaktadır. Tüm mitolojik hikayelerin özü aynı olup, Prometheus karakteri de esasen cin şeytanı İblis'in yani Lucifer ( Işık getiren )'in bir başka tanımlamasıdır.

Filmin başrolünde olan kadın karakterin ismi "Maura" olup, bu isim "Meryem" isminin İrlanda dilindeki tezahürüdür. Filmin bir bölümünde “Maura” kısır olduğunu söylemektedir ki bu durum kutsal kitaplarla uyum arzetmektedir. "Çocuk" karakterin ismi ise "Elliot" olup, bu isim İbranicede "Rabbim Tanrıdır" anlamına gelmektedir. Dolayısıyla filmdeki "Kadın" ve onun oğlu olan "Çocuk" karakterleri Meryem ve Mesh İsa'yı sembolize etmekte gibidir. Çocuğun gemiden denize atıldıktan sonra tekrar gemide ortaya çıkması da Mesih İsa ile ilintili bir tasvirdir.

Filmde "Kerberos" isimli gemi 19.10.1899 tarihinde sefere çıkmaktadır. Bu tarihte 9/11 ve 11 nümerolojisi bulunmaktadır.
19.10 ... 1+9+1+0 = "11"

1899 ... 1+8+9+9 = 27 ... 2+7 = "9"

Yılı ifade eden 1899 sayısına tekabül eden ayet kodu 18/99 olmaktadır ki bu ayetin ait olduğu sure "Kehf" ( Mağara ) suresidir. 

18/99 Ve (1) TERAKNA (2) ba'da (3) hum (4) yevme (5) izin (6) YEMUCU (7) fi (8) ba'din (9) ve (10) nufiha (11) fi (12) es (13) SURİ (14) fe (15) CEMA'NA (16) HUM (17) CEM'A* (18)

( Ve o gün, onların bazılarını bazılarının içinde DALGALANMAYA TERKETTİK. Ve BORUNUN içine üflenir de onların HEPSİNİ TOPLARIZ. )

* "Gemi" kelimesi, CM kökünden olan "Cem'i" ( Toplayıcı, Toplu olan, Toplama ile ilgili, Bir arada olan ) kelimesinin tezahürüdür. Zira "Gemi", içinde eşya veya insanların toplandığı bir toplu taşıma aracıdır. ( Fonetik ilinti örneği : Cünah = Günah )

Ayette toplam 18 ( 1+8 = 9 ) olması ve ayetin 9 kelimelik iki cümleden oluşması da nümerik uyum açısından dikkat çekmektedir.

Her ayet gibi, bilinmeyen çoklu anlamlara haiz olan bu ayette yer alan ifadeler ile filmin konu içeriği uyum arzetmektedir. Zira, ayetteki ( "Yemucu" ( Dalgalanırlar ) ) ifadesi ile filmde denizin ortasında "Dalgalanmaya terkedilmiş" olan gemi uyum arzetmektedir. ( "Yemucu" ( Dalgalanırlar ) ifadesi Kur'an'da sadece yukarıdaki ayette yer almaktadır. )

Ayetteki "Birbirleri içinde dalgalanırlar" ifadesi "dalga hareketi" ( sinusoidal hareket ) ile ifade edilen "Döngüleri" yani esasen "birbirlerinin hayatlarını deneyimleyen insanların yaşam döngülerini ( reenkarnasyon döngülerini )" de temsil ediyor olabileceğinden filmin konusu ile uyum daha da artmaktadır.

Ayrıca "Sur" ( Boru ) kavramının anlamlarından birinin de, astronomi de "Wormhole" ( Solucan Deliği ) olarak bilinen ve uzay - zamanda yolculuk vasıtası olan boyut portalı olması kuvvetle muhtemeldir ki filmde portallardan geçerek zamanda yolculuk yapan ve döngüleri deneyimleyen insanlar konu edilmektedir.

Filmde bir gemi içinde "toplanmış" insanların olması da ayetin son cümlesinde yer alan "Cem'anahum cem'a" ( Hepsini toplarız ) ifadesiyle uyum arzetmektedir.

Prometheus gemisindeki 1423 yolcudan hiç iz yoktur. Bu sayıya karşılık gelen ayet  İbrahim suresinin 14/23 kodlu ayetidir ve ayette “cennete intikal edenlerden” bahsedilmesi “boyutlar arası geçiş” kavramıyla uyum arzetmektedir.

14/23 Ve UDHİLELLEZİNE amenu ve amilus salihati CENNATİN tecri min tahtihel enharu halidine fiha bi izni rabbihim tehiyyetuhum fiha selam

( Ve inananlar ve iyilikler yapanlar, Rab’lerinin izni ile, içinde ebedi olacakları, altlarından nehirler akan CENNETLERE SOKULURLAR. Orada onların dilekleri, duaları selamdır. )

Ayrıca 1423 sayısının nümerolojik değeri 1 ( 1+4+2+3 = 10 ... 1+0 = "1" ) olup, bu sayı "tekliğin, birliğin" sembolüdür. Gemideki "Yolcular" esasen tüm insanları, 1 sayısı ise tüm insanların Yapay Zekaya bağlı tek tip dijital - sentetik  ünitelere ( birim ) dönüştürülmesini öngören "Singularity" ( Tekillik ) projesini simgelemektedir.

Kerberos gemisinin kaptanı olan “Eyk”, aynı zamanda Prometheus gemisinin kaptanı olduğunu da öğrenir.

Kerberos gemisinde olan ve film akışı içinde odaklanılan yolcular, eşcinsel bir adam ve rahip kılığına sokarak gemiye bindirdiği eşcinsel uşağı ( partneri ), genelev işleticisi bir kadın, cinayet işleyen eşcinsel bir genç ve cinayet işlemiş ablası, arkadaşına ihanet etmiş bir adam ve ona değer vermeyen karısı, kadınların tıp eğitimi almalarına karşı olan bir doktor gibi olumsuz özelliklere sahip günahkar ve zalim karakterlerden oluşmaktadır. Yani kaptanın “Eyk”’in yolcuları konumundadırlar. Bu bağlamda Hicr suresinin aşağıdaki ayetlerinde “zalimler” olarak tanımlanan “Ashabul Eyke” ( Eyke halkı ) konu bağlamında uyum arzetmektedir.

15/78 Ve in kane ashabul EYKETİ le ZALİMİN

( Ve kesinlikle EYKE' nin sahipleri ZALİMLERDİ. )

15/79 Fentekamna minhum ve innehuma le bi imamin mubin

( Böylece onlardan intikam aldık. Kesinlikle onlar apaçık delillerledirler. )



Beynin ( zihnin ) ve uzayı tamamen kaplamış olan suyun kainattaki tüm bilgileri içeren bir veri tabanı olduğu mesajı verilmektedir. ( Ayrıca bkz. https://kuranilmi.blogspot.com/2018/10/evrensel-veri-taban-su.html )
Kerberos isimli gemi Titanic! şeklinde ve 4 bacalı bir gemidir.

Kontrolün sembolü piramit

Maura isimli ana karakterin bileklerindeki çift çizgi ile 11 sembolizmi yani boyutlar arası geçiş, halden hale geçiş, zaman yolcusu ( gezgin ) sembolizmi yapılmaktadır.

Gazetenin manşetinde ve alt manşetinde 10'ar kelimelik iki cümle bulunmaktadır. "Steamship lost at sea - Prometheus still missing after four months" cümlesi ve alt man "Over 1400 passengers and 550 crew members assumed to be lost" .... İki adet 10 ile yine 11 nümerolojisi vurgulanmaktadır.

Mektuptaki cümlede 17 kelime bulunmakta olup bu sayının nümerolojik değeri "8" sayısını vermektedir.

Mektup zarfındaki mühürün alt kısmındaki "Arch" ( Yay ) ve üst kısmındaki tersine dönmüş piramit ile "Royal Arch" sembolizmi yapılmaktadır.




Kerberos gemisinin hareket tarihi 19.10.1899 ( 1+9+1+0 = 11 ve 1+8+9+9 = 27 ... 2+7 = 9 ... 9/11 ve 11 nümerolojisi )

Maura karakterinin kaldığı oda numarası "1011" olup, bu sayı 11 ve 111 sembolizmi içermektedir.

Filmin jeneriğinde yer alan bu görsel kıyamet ( ayağa kalkış ) günündeki "haşr" ( toplanma ) vakasını sembolize etmektedir. Yukarıda yer alan 18/99 kodlu ayette "Cem'ana hum cem'a" ( Onların hepsini toplarız" ifadesi de yer almaktadır. Ayrıca filmin her bölümü tek göz sembolizmi eşliğindeki "Wake up" ( Uyan ) dış sesi ile başlamaktadır. Kıyamet ( Ayağa Kalkış ) kavramı da "İdraki Uyanışı" temsil eden bir ifadedir.

Arka planda 6 adet lamba görülmektedir. 6 sayısı yaratışın nümerik sembolüdür.

Maura'nın karşısında oturan kadın "Her şeyi bilmemek daha iyi değil mi?" cümlesini kuruyor. Bu cümle tıpkı Matrix 1999 filmindeki "Ignorance is bliss" ( Cehalet keyiftir ) cümlesi gibi topluma "bilmemeyi, araştırmamayı, öğrenmemeyi" sübliminal olarak telkin eden bir cümledir.

Maura ( Meryem ) kısır olduğu söylüyor. Kutsal kitaplardaki "kısır kadının çocuğunun olması" hususuna atıfta bulunulmaktadır. Zira filmdeki Elliot karakteri Maura'nın oğludur.

1011 numaralı oda farklı mekanlarda tekrar tekrar görüntüye gelmektedir.

Kadın elinde "altıgen" bir metal koruyucu tutmakta olup, bu karede Süleyman'ın Mühürü veya Davut Yıldızı olarak anılan "içiçe geçmiş ters yönde iki üçgenin oluşturduğu altıgen" şekil sembolize edilmektedir. Söz konusu şekil düaliteyi, döngüyü ve boyutlar arası geçişi ve etkileşimi simgelemektedir.

Filmde 1423 sayısının "Kayıp yolcu adedini" ifade etmesinin, yukarıda yer alan 14/23 kodlu ayetteki "Cennete intikal edenler" kavramı ile ilintili olması muhtemeldir.

Elliot isimli çocuk boyut portalından gelir. Dolap ve kapağı boyut portalını sembolize etmektedir.

Elliot, Maura'ya bir piramit verir. Bu piramit, portalları açma ve simülasyon döngülerini yönetme işlevi gören kilit ve kod ünitesidir.

Gemi şirketinden gelen "Sink Ship" ( Gemiyi Batırın ) talimatı manidardır. Zira Titanic’ in kaptanı olan ve 25 yılını Atlantik Okyanusu’ nda kaptanlık yaparak geçirmiş deneyimli denizci ve Illuminati alt örgütü olan Jesuit Order ( IHS ) üyesi Edward Smith'in  aldığı «Sink it.» talimatı doğrultusunda, Titanic’ i son hızla buzdağına sürdüğü ve batmasını sağladığı iddiaları mevcuttur. ( Ayrıca bkz. https://kuranilmi.blogspot.com/2019/05/titanic-fenomeni.html ve https://kuranilmi.blogspot.com/2020/03/titanic-2.html


Geminin 4 bacası özellikle 11:11 nümerolojisini vurgulamak amacıyla pencere kadrajına alınmıştır.

"Geminin batırılması" hususu özellikle vurgulanmaktadır. Görüleceği üzere Kerberos da Prometehus da Titanic ile özdeş gemilerdir. 

Kadının küpeleri ters üçgen formundadır. Davut Yıldızı veya Süleyman'ın Mühürü olarak bilinen ve düalitenin, döngünün ve boyutlar ( planlar ) arası etkileşimin sembolü olan figür ters yönde içiçe geçmiş iki üçgenden oluşmaktadır. Tepesi yukarıda olan üçgen "yükselişi", "üst plana geçişi", tepesi aşağıda olan üçgen ise "düşüşü", "alt plana geçişi" simgelemektedir. Gemi şirketinin logosu olan ve gemideki boyut portallarının üzerinde de yer alan "Ters Üçgen" şekli "Tersine Evrim"i yani dijitalizm vasıtasıyla insan zihninin kontrol altına alınmasını, ruhsal tekamülünün bloke edilmesini ve robotlaştırılmasını simgelemektedir.

Angel ( Melek ) isimli karakter ile sahte rahip olan Ramiro karakteri eşcinsel ilişki yaşamaktadırlar. Eşcinsellik temasının "melek" ve "rahip" kavramları ile ilintilendirilerek sunulması da satanik telkin stratejisinin bir ürünüdür. Eşcinselleştirmek suretiyle insan nüfusunun azaltılması da küresel şeytanların hedefleri arasındadır.

"Şirketin talimatına karşı gelen bedel öder." cümlesi esasen yeni dünya düzeninde şirketlerin daha doğrusu şirket sahibi küresel elit ailelerin ilah addedilmesi ve talimatlarının kayıtsız şartsız uygulanması gerektiği mesajını bilinçaltına işlemektedir.

Yukarıda değinilen ve içinde simülasyon kodlarının "anahtarı" bulunan "Altıgen" metal koruyucu tekrar görüntüye gelmektedir. Bu vasıta ile "Clavicula Solomonis" ( Süleyman'ın Anahtarı ) sembolizmi de yapımaktadır.

Gemideki boyut portallarının üzerinde bulunan ve gemi şirketinin logosu olan ters üçgen sembolü kimonunun üzerinde de yer almaktadır.


Şeytani nitelik arzeden "Güçlü olanın zayıfı ezmesi, yoketmesi" ve aslı olmayan "Darwinizm" ve "Doğal Seleksiyon" uydurması mesajı verilmektedir.

Kitlesel tam tahakkümü hedefleyen küresel şeytanların oluşturmak istedikleri toplumun temel özelliği "Hayal kurmayan", sadece talimatları yerine getiren ve isteneni yapan bir toplumdur. Oysa ki gerçeklik hayal ile mümkün olan bir fenomendir.

Prometheus gemisi davetli listesinde "1011 Miss Maura Franklin" yazmaktadır. "Miss Maura Franklin" kelime seti 17 kelimeden oluşmaktadır. 1+7 = 8 ve 1+0+1+1 = 3 ... 8+3 = "11" 

25 ( 2+5 = 7 ) tuş içeren portal açıcı ve simülasyon kodlayıcı cihaz.... 7 sayısı döngü sonunun nümerolojik sembolüdür.

Gemideki boyut portalı kapağı üzerindeki Illuminati üçgeni

Malta Şövalyeleri Cemiyeti arması benzeri bir arma


Elliot gemiden denize atılıyor ancak daha sonra tekrar portaldan geri geliyor. Mesih İsa'nın dirilerek ikinci gelişi sembolizmi...

Maura ve Elliot .... Meryem ve İsa sembolizmi....

İnanç sistemini sorgulayan ve zihinsel karmaşa yaratmak amaçlı repliklerden biri....

Mesih İsa'nın Rab ile iletişimi sembolize edilmektedir. Replikteki "Yaratıcı" kelimesi bir simülasyon olan döngülerin kodlayıcısını ifade etmektedir.



,






Boyut portalları ve portallardan geçiş sahneleri


Yayılan bir sinyal frekansı sonrasında hipnotize olmak suretiyle kendilerini gemiden aşağı atan kitle.... Spiritüalizmde "Hasat" olarak anılan fenomen resmedilmiştir.



Kerberos isimli gemide ilk ölen “ADA” isimli küçük bir kızdır. "1899" yılında "elektrikli sandalye" ile ilk idam edilen "kadın" olan "Martha" Place “IDA” isimli üvey kızını öldürmek suçundan ölüme mahkum edilmiştir. Filmde ve gerçekte ölen kızların isimleri, filmdeki kadının "MAURA" olan ismi ve gerçekte idam edilen kadının "MARtha" olan ismi, yılları ifaden sayı, idam şekli ve yukarıdaki kareler uyum arzetmektedir.

"Aşı" yani mRNA enjeksiyonu mesajı da dolaylı olarak verilmektedir.


Zihin programlama, kontrol ve simülasyon döngülerini kurgulayan ve sözde kaderi belirlemeye soyunan gemi şirketinin sahibi olan karakterin ismi Henry SINGLETON'dur. ( Bu karakter Matrix filmindeki "Architect" ( Mimar ) karakterinin benzeridir. ) "Singleton" kelimesinin temsil ettiği "Tek, Bir" anlamı ile şirket sahibi bir insan Rab'be ( haşa ) ortak koşulmaktadır ki yeni dünya düzeninde hedeflenen de şirket sahiplerinin "nimet veren", "kaderi belirleyen" olarak algılanmaları ve ilah addedilmesidir. Ayrıca bu isim her şeyin Yapay Zeka kontrolünde olacağı ve "tek tip" sentetik - dijital insanı öngören "SINGULARITY" projesini de simgelemektedir.


Coronavirus pandemisi kurgusunun küresel bir deney olması ihtimalini güçlendiren ve sübliminal mesaj niteliği arzeden replikler...

"Akıl Hastanesi"nin kapılarında yılan sebolizmi... ( "Yılan" figürü tıbbın sembolü olarak da kullanılmaktadır! )


Şeytani mesaj veren ve inanç sistemini hedef alan replikler...



Filmede aklını oynatmış, saplantılı bir kişi olmakla suçlanan ve deli gibi gösterilmeye çalışılan kadının aslında gerçeği yansıtan replikleri. Ancak bu replikler deli olarak nitelenen bir karakterin söylemi olunca kitlesel etkisinin tem tersi olacağı planlanmıştır. Yani nihai amaç "Allah'a ve O'nun ilahi nizamına inancın delilik olduğu" mesajının telkin edilmesidir ki oluşturulmak istenen yeni dünya düzenindeki anlayışın da bu olması hedeflenmektedir. 

Tek Göz sembolizmi

"May your coffee kick in, before reality does" ( Kahve seni gerçeklerden önce kendine getirsin. ) cümlesi 8 kelimeden oluşmaktadır.




Gemi şirketi sahibi Henry Singleton'dan zihinsel yaklaşımları sorgulayan replikler...



Henry Singleton 9 adet ekrandan simülasyondaki döngüleri ve yolcuları "gözlüyor." 9 sayısı 666 sayısının nümerolojik değeridir. 666 sayısı İncil'deki Vahiy suresinin 18. ( 1+8 = 9 ; 6+6+6 = 18 ) ayetinde insanı simgeleyen canavarın ( şeytanın ) sayısı olarak yer almaktadır. Filmdeki tarih olan 1899 sayısının nümerolojik değeri de 9 sayısını vermektedir. Ayrıca A'raf suresinin 27. ( 2+7 = 9 ) ayetinde "Şeytan ve kabilesi sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler." cümlesi yer almaktadır.

Dairesel camlar ve üstünde konumlanmış kapakları ile 8 sembolizmi yapılmaktadır.


Gerçeklik olgusunun insanın hayalinin, zihinsel kurgusunun bir ürünü olduğu mesajını veren replikler.

"Uyanış" mesajı....


Küreselcilerin, ruhsal tekamül için gerekli döngüsel bir süreç olan kaba madde planı dünyadaki reenkarnasyon döngülerini sonlandırma ve insanlığın tekamülünü engelleme gibi batıl hedefini yansıtan cümleler... Bu konsept evvelce muhtelif filmlerde de işlenmiştir. Bu arada yaratılış sisteminin esasının bir döngüsel kodlama sistemi olduğu mesajı da verilmektedir.

"29:26" Geri sayım ekranında 11 ve 8 nümerolojisi ( 2+9 = 11 ve 2+6 = 8 )



"Mağara alegorisi" kavramı tek yönlü, dar görüşlü ve sabit fikirli insanları, bir mağaraya hapsolmuş ve mağaradaki beyaz duvardan başka bir şey görmeyen birbirlerine zincirlenmiş insanlara benzeten kavramdır. Alegorideki bu tutsak insanlar, arkalarında yakılan bir ateşten duvara yansıyan gölgeleri de tek "gerçeklik" olarak algılamaktadırlar. Ancak zincirlerini kırıp da bakış açısını değiştiren birisi gördüklerinin sadece bir yansıma, projeksiyon olduğunu, gerçek olmadığını idrak edebilmektedir. "Mağara" kelimesi yukarıda da değinilen 18. sure olan "Kehf" ( Mağara ) suresinin ismiyle ve dolaylı olarak da içeriği ile tam uyum arzetmektedir. Ancak "Mağara alegorisi" ifadesi zıtlık arzetmektedir. Zira, Kehf suresinde, sembolik anlamı da olan bir "mağara" içindeki kişilerin ( Ashabı Kehf ( Mağara Arkadaşları ) ) yüksek frekans tesirleri ( kodları ) vasıtasıyla transa geçmeleri, uzay - zamanda boyutsal yolculuk yapmaları ve ilahi kozmik bilgilere erişmelerinden bahsedilmektedir.


Bu replikler, 20/115 kodlu ayette yer alan "Adem unuttu" ve birçok ayette yer alan "Hatırlamaz mısınız?" cümleleri ile batıni ilişki arzetmektedir.

Simülasyon döngüsünün kapanması için kalan zamanı bildiren geri sayım ekranındak süre 21:05 ( 2+1+0+5 = 8 ) 

"Clavicula Solomonis" ( Süleyman'ın Anahtarı ) sembolizmi... Altıgen koruyucu içindeki anahtar, piramit formundaki kilide girerek simülasyon döngülerini sonlandırma işlevini görüyor.

8 günlük simülasyon döngüleri...

"Simülasyon döngüsü" ifadesi ile esasen ilahi nizamdaki "Reenkarnasyon döngülerine" atıf yapılmaktadır.



İnsanı insan yapan temel unsurlar olan ve düalitenin - döngüselliğin kaynağı olan duyguların gereksiz olduğunu iddia eden replikler... Bu replikler de, küreselcilerin, yapay zekaya bağlanarak duygularını yitirmiş ve robotlaşmış insan hedefine atıf içermektedir.



Esasen insanın ruhsal tekamülü için gerekli olan reenkarnasyon döngülerini "hapis" olarak niteleyen kışkırtıcı replikler. 



Solucan deliğinden geçerek uzay - zamanda yolculuk ( boyutsal geçiş ) tasviri içeren sahneler



Yeni döngü başlangıcının konu edildiği "8". Bölümün ilk sahnelerinde gemide 8 kişinin kaldığı görülüyor.





Dünya hayatını sorgulayan ve ilmen yetersiz olan insanları yanlış yöne ve inançsızlığa yönlendirme potansiyeli de olan replikler... Zira yüce Rab'bin yaratışının ilahi nizamındaki her şey, varlıkların ruhsal tekamülü için vasıta olacak şekilde kusursuzca planlanmış olup, yine kusursuzca idare edilmektedir.


Enjeksiyon teması ısrarla işlenmektedir.















Yukarıdaki replikler bazı doğru noktalar içerseler de, şeytanın "zehiri bal kavanozunda vermesi" misali, niayetinde Allah ve yaratılış nizamı hakkında yanlış mesajlar vermektedirler. Zira bu repliklerle, dünya hayatının aslında şirket sahibi şeytanların kurguladığı bir sistem olduğu, Tanrı'nın dünyada olduğu ( haşa ) ve dolayısıyla şirket sahibi ailelerin Tanrı addedilmeleri gerektiği gibi batıl kavramlar bilinçaltına telkin edilmeye çalışılmaktadır. 


Bu repliklerde yer alan "kod ile oynama" ve "virüsü bütün programa yayma" ifadeleri vasıtasıyla, insanın genetik kodunun virüs niteliği taşıyan mRNA enjeksiyonları ile değiştirilmesi ve insanlığın bağışıklık sisteminin salgın halinde çökertilmesi planı dolaylı olarak ifşa edilmektedir.





Yukarıdaki repliklerde de cehaletin huzur, ilmin ise ıstırap vasıtası olduğu, araştırmaktan ve sorgulamaktan uzak durulması gerektiği dolaylı olarak telkin edilmekte ve cahil bir küresel toplum planına hizmet eden mesajlar verilmektedir.

Enjeksiyon ( Aşı ) temalı bir sahnelerden biri daha...







Dijital teknoloji vasıtasıyla, insanları gerçeklikten uzaklaştırmak ve tersine evrimleştirmek suretiyle Allah yolundan saptırmak amacıyla kurgulanan aldatıcı ve temelinde şirk unsuru içeren ve "Metaverse", "Transhumanism", "Human 2.0", "Human Evolution" ( İnsanın Evrimi ), "Second Life" ( İkinci Hayat ) gibi terimlerle telkin edilen tuzaklardan "Yuva" olarak bahsedilen replikler... 


Yapay Zeka vasıtasıyla, tıpkı Matrix filminde olduğu gibi ancak bu sefer "firavun tabutu" formundaki sanal gerçeklik kabinleri içerisinde simülasyon programına bağlanmış insanlar. 


Prometheus'un esasen Yapay Zeka yönetimindeki bir uzay gemisi olduğunu tasvir eden son sahneler...

"Nuh'un Gemisi" fenomeni kapsamında olan ve bu bölümün konusu ile ilgili semantik ve nümerolojik uyum arzeden hususlar için ayrıca bkz. 


Ekrandaki 2099 tarihinin, insanlığın tamamıyla Yapay Zeka'ya bağlı robotlara dönüştürülmesi sürecinin tamamlanmasının hedeflendiği yıl olması kuvvetle muhtemeldir. Zira 2045 yılında, "Project Avatar" kapsamında, sözde insan ruhunun ( bilincinin ) sentetik bedenlere aktarılması hedeflenmektedir.

Ekranda yer alan "CIARAN" kelimesi tüm sistemi yöneten Yapa Zeka'nın ismi olup, bu kelime İrlanda dilinde "Little Dark One" ( Küçük Karanlık Olan ) anlamına gelmektedir. Star Wars film serisi deyişiyle "Dark Side of the Force " ( Gücün Karanlık Yönü ) yani "ŞEYTANİ TESİRLER"....

İlim üzerine sapmış olan yani Rab'bin bahşettiği kozmik bilgileri kontrol ve tahakküm amaçlı kullanma hırsına kapılmış olan küresel şeytanların zihinsel tuzaklarından olan bu tip filmlerdeki ilmi, sofistike ve felsefi ifadelere aldanmamak, nasıl söylendiğinden ziyade ne söylendiğine, ne söylenmek istendiğine, söylenenin batıni anlamlarına ve simgelerin ne anlama geldiklerine odaklanmak, gerçek mesajları ve niyeti idrak edebilmek açısından faydalı olacaktır.






10 Aralık 2022 Cumartesi

Bazı Olaylar, Tarihler ve Ayetler

Aşağıda yer alan olaylar, olayların tarihleri ve ayetler arasında semantik ve nümerik bir uyum var gibi görünmektedir. Ancak bu noktada vurgulanmak istenen ayetlerdeki nümerik kodlamaların, yaratılıştaki tüm olgular ve olaylar ile ilintisi olduğudur. Bu bölümdeki misallerde ağırlıklı olarak Türkiye ile ilgili olayların, ayetler ile semantik ve nümerolojik ilintisi sorgulanmış olup, elbette ki bölüme konu ayetler daha sayısız olgu ve olayı eşzamanlı ve batıni olarak kodlamaktadır.

18/80 Ve emmel ĞULAMU fe kane ebevahu mu'mineyni fe haşina en yurhikahuma tuğyanen ve kufra

( Ve ama OĞLAN. Onun ana babası inananlardı. Onları azgınlığa ve inkara sürüklemesinden korktuk. )

18/81 Fe eradna en yubdilehuma rabbuhuma hayran MİNHU zekaten ve akrabe ruhma

( Rab’lerinin onlara, ONDAN temizlikçe ve merhamete yakınlıkça daha hayırlısı ile değiştirmesini istedik. )

Ayette yeni bir çocuğun bahşedilmesinden, doğumundan bahsedilmektedir. Atatürk'ün doğum yılı 1881 olarak kabul edilmektedir. Ancak bazı belgelerde 1880 yılı da yer almaktadır. Her iki tarih de yukarıdaki ayetlerin kodlarıyla uyum arzetmektedir.


19/19 Kale innema ene rasulu rabbike li ehebe leki ĞULAMEN zekiyya

( “Kesinlikle ben sana TEMİZ OĞLAN bağışlamak için Rab’binin resulüyüm." dedi. )

Atatürk, 1919 yılı için "İşte benim doğum tarihim." demiştir. Bu tarih ayetin koduyla uyum arzetmektedir.

19/23 Fe (1) ecae (2) ha (3) el (4) mehadu (5) ila (6) ciz'in (7) nahleh (8) kalet (9) ya (10) leyte (11) ni (12) mittu (13) kable (14) haza (15) ve (16) kuntu (17) nesyen (18) mensiyya (19) 

( DOĞUM SANCISI onu hurmalığın kütüğüne dayanmaya zorladı. "Ey keşke bundan önce ölseydim de unutularak unutulmuş olsaydım." dedi. )

1923'te de yeni bir devlet, Türkiye devleti DOĞMUŞTUR. Ayrıca ayette 19 kelime bulunması da Atatürk ve 19 fenomenine işaret etmekte gibidir.

20/19 Kale elkiha ya musa

( "At onu ey Musa." dedi. )

20/20 Fe elkaha fe iza hiye hayyetun tes'a

( Böylece onu bıraktı da o zaman o koşan yılan oldu. )

20/21 Kale huzha ve LA TEHAF se nuiyduha siratehel ula

( "Onu yakala ve KORKMA. Onu ilk önceki haline döndüreceğiz." dedi. )

Hz. Musa'nın "asasını atması ve asanın yılana dönüşmesi" ifadesinin yer aldığı 20/19 kodlu ayet ile 2019 yılında "atılarak salgına ( yılana ) dönüştürülen Coronavirus ve sonrasındaki büyük küresel değişim" arasında bir ilinti olabilir mi? Ayette Musa'nın "korkmaması" da istenmektedir ki hatırlanacağı üzere Coronavirus süreci, medyanın da desteğiyle, tam bir "KORKUvirüs" sürecine dönüştürülmüştür.

20/23 Li (1) nuriye (2) ke (3) min (4) ayati (5) na (6) el (7) kubra (8) 

( Sana ayetlerimizin en büyüklerinden göstermek için. )

2023 yılı hem Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı olması, hem de önemli bir değişikliğin vuku bulmasının beklendiği bir yıl olması açısından dikkat çekmektedir. Türkiye'nin, küresel planların merkezinde olan bir ülke olduğu, daha doğrusu tüm planların onun üzerine yapıldığı bir ülke olduğu hatırlanmalıdır.

2023 sayısının nümerolojik değeri "7" olup, bu sayı döngü sonu kavramının sembolüdür.

"Büyük ayetlerden birinin gösterileceğinden" bahsedilen yukarıdaki ayette 8 kelime bulunmaktadır. Ayet, semantik ve nümerik açıdan değerlendirildiğinde 7 ile döngü sonu ve 8 ile yeni döngü başlangıcı mesajı verilmekte gibidir. ( Atatürk'ün muhtemel doğum tarihini ifade eden 1880 sayısının nümerolojik değeri de 8 sayısını vermektedir. Atatürk'ün doğumu ile yeni bir döngü başlamıştır. Bilindiği üzere, 1881 sayısı ise 19x19 işleminin sonucu olması açısından dikkat çekmektedir. )

Barış Manço'nun 2023 isimli eserinin sözlerinde de olduğu gibi 2023 yılında Anadolu'dan, tüm dünyayı etkileyecek bir yükseliş mi gerçekleşecektir?

8 Aralık 2022 Perşembe

Azabı farkedemeyen Şuursuzlar 

"Şuur" ( Bilinç ) kaybı yani düşüncesinin, söyleminin ve eyleminin mahiyetini ve sonuçlarını kavrayamama durumu, muhtelif metodlarla uygulanan zihin kontrol ve programlamanın yanısıra, Kibir frekansının yoğunlaşması ile de vuku bulmaktadır ki bu frekansın yoğunlaşması şeytani negatif tesirlerin artmasına bağlıdır. Kibir frekansı maksimize olan varlıkların ortak özelliği her yaptıklarının doğru olduğunu düşünmeleri ve bariz şekilde kötü olan faaliyetlerinin iyi ve faydalı olduğuna inanmaları ve nihayetinde ortaya çıkan olumsuz sonuçlara ilişkin de çevrelerindekileri suçlamalarıdır. 

47/14 E fe men kane ala beyyinetin min rabbihi ke MEN ZUYYİNE LEHU SUU AMELİHİ vettebeu ehvaehum

( O halde, Rab’binden deliller üzerinde olan kimse, ona KÖTÜ İŞLERİ SÜSLÜ GÖSTERİLEN ve onların heveslerine tabi olan kimse gibi olur mu? )

Dolayısıyla kibir frekanslarının sihir ( büyü ) etkisi bulunmaktadır ki bu da zaten şeytanların temel niteliği ve yaydıkları temel tesirdir. 

16/63 Tellahi lekad erselna ila umemin min kablike FE ZEYYENE LEHUMUŞ ŞEYTANU A'MALEHUM fe huve veliyyuhumul yevme ve lehum azabun elim

( Allah için ki, senden önceki topluluklara gönderdik. ŞEYTAN ONLARA ÇALIŞMALARINI SÜSLEDİ . Artık o gün o onların dostudur. Elim azap onlaradır. )

İdrak mekanizması bloke edilmiş olan şuursuzların ( bilinçsizlerin, farkındalık yetisini yitirmişlerin ) durumu ayetlerde, "Kötülüğü iyilik addedenler" ve "Başkasına kötülük yapmasının aslında kendisine kötülük yapması anlamına geldiğini farkedemeyenler" mesajını verecek şekilde ve "La yeş'urun" ( Farketmezler, Şuurunda olmazlar ) ifadesiyle bildirilmektedir.

2/9 Yuhadiunallahe vellezine amenu ve ma yahdeune illa enfusehum ve MA YEŞ'URUN*

( Allah’ ı ve o inananları aldatmaya çalışırlar da nefislerinden, kendilerinden başkasını aldatmazlar ve FARKETMEZLER. )

* "Ma yeş'urun" ( Farketmezler ) ifadesinin ilk kez 9 numaralı ayette yer alması, sihirin ( büyünün ) okült nümerolojideki sembolünün 9 sayısı olması açısından dikkat çekmektedir. )

2/12 E la innehum humul mufsidune ve lakin LA YEŞ'URUN

( İyi bilin ki kesinlikle onlar bozgunculardır ve lakin FARKETMEZLER. )

3/69 Veddet taifetun min ehlil kitabi lev yudillunekum ve ma yudillune illa enfusehum ve MA YEŞ'URUN 

( Kitap sahiplerinden bir grubunuz sizi saptırmayı arzuladılar da nefisleri haricindekini saptırmazlar ve FARKETMEZLER. )

6/26 Ve hum yenhevne anhu ve yen'evne anh ve in yuhlikune illa enfusehum ve MA YEŞ'URUN

( Ve onlar, ondan menederler ve kendileri de ondan uzak dururlar. Ancak nefislerini helak ederler ve FARKETMEZLER. )

6/123 Ve kezalike cealna fi kulli karyetin ekabira mucrimiha li yemkuru fiha ve ma yemkurune illa bi enfusihim ve MA YEŞ'URUN

( Ve işte böyle, her şehrin büyüklerini, orada hile yapıp tuzak kurmaları için, oranın suçluları kıldık. Nefislerinden, kendilerinden başkasına hile yapıp tuzak kurmazlar ve FARKETMEZLER. )

12/107 E fe eminu en te'tiyehum ğaşiyetun min azabillahi ev te'tiyehumus saatu bağteten ve hum LA YEŞ'URUN

( Peki onlara Allah’ın azabından bir örtünün yetmesinden veya onlar FARKETMEZLERKEN saatin onlara ansızın gelmesinden güvende midirler? )

23/54 Fe zerhum fi ğamratihim hatta hiyn

( O halde belirli zamana kadar onları cehaletlerinin, habersizliklerinin içinde bırak. )

23/55 E yahsebune ennema numidduhum bihi min malin ve benin

( Sanıyorlar mı ki, onlara kesinlikle o maldan ve oğuldan yaydıklarımızla, )

23/56 Nusariu lehum fil hayrat bel LA YEŞ'URUN

( Onlara hayırlarda koşuyoruz. Bilakis FARKETMEZLER. )

26/201 La yu'minune bihi hatta yeravul AZAB el elim

( Elim AZABI görene kadar ona inanmazlar. )

26/202 Fe ye'tiyehum bağteten ve hum LA YEŞ'URUN

( Böylece onlara ansızın azap gelir de onlar FARKETMEZLER. )

29/53 Ve yesta'ciluneke bil AZAB ve lev la ecelun musemmen le caehumul azab ve le ye'tiyennehum bağteten ve hum LA YEŞ'URUN

( Ve AZABI senden acele isterler. İsimlendirilmiş belirli vade olmasaydı, onlara azap gelirdi. Ansızın azap kesinlikle onlara gelir de onlar FARKETMEZLER. )

43/66 Hel yenzurune illes saate en te'tiyehum bağteten ve hum LA YEŞ'URUN

( Ancak saat onlara ansızın, onlar FARKETMEZLERKEN, gelsin diye mi bakıyorlar? )

İsra suresinin 7. ayetinde de birisinin yaptığı iyiliğin de kötülüğün de esasen kendisine yaptığı iyilik veya kötülük olduğu bildirilmektedir.

17/7 İN AHSENTUM AHSENTUM Lİ ENFUSEKUM VE İN ESE'TUM FE LEHA fe iz cae va'dul ahirati li yesuu vucuhekum ve li yedhulul mescide kema dehaluhu evvele merratin ve li yutebbiru ma alev tetbira

( EĞER İYİLİK EDERSENİZ NEFİSLERİNİZ İÇİN İYİLİK EDERSİNİZ. EĞER KÖTÜLÜK EDERSENİZ YİNE ONLARADIR. Ahiret vaadi, yüzlerinizi üzmek, mescide o ilk kez girişleri gibi girmeleri ve o üstün olduklarını mahvederek mahvetmek için geldiğinde. )

Ayetlerdeki "Azab" kelimesinin temsil ettiği çoklu anlamlarından en önemlisi halk arasında da "Vicdan azabı" olarak ifade edilen, nefsin nefse hesap görücü olması yani ruhsal öz değerlendirmenin ve hesaplaşmanın yapılması halidir. Şeytanlar her ne kadar "Vicdansız" yani "Şuursuz" olarak tanımlansalar da onlara en büyük azabı tattıracak olan vicdanları ve şuurları olacaktır.

5 Aralık 2022 Pazartesi

9 Sayısının tezahürü 99 ve 666 sayıları

Kur'an'daki 99 numaralı ilk ayetin, kodu 9/9 olan ayetin ve içinde 99 sayısı geçen ayetin içeriğinde inkarcılardan bahsedilmesi 99 sayısının sembolize ettiği anlamlardan birine ışık tutmaktadır.

2/99 Ve lekad enzelna ileyke ayatin beyyinat ve ma yekfuru biha illel fasikun

( Ve sana açık deliller olan ayetler indirdik. Onları günahkarların haricindekiler inkar etmezler. )

9/9 İşterav bi ayatillahi semenen kalilen fe saddu an sebilih innehum sae ma kanu ya'melun

( Allah’ın ayetlerini az değere sattılar da Allah yolundan engelleyip döndürdüler. Kesinlikle onların o yapmış oldukları kötüdür. )

38/23 İnne haza ehiy lehu TİS'UN VE TİS'UNE na'ceten ve liye na'cetun vahidetun fe kale EKFİLNİHA ve azzeni fil hitab

( Kesinlikle bu benim kardeşim. Ona DOKSANDOKUZ dişi koyun ve bana bir dişi koyun. "ONU BANA VER." dedi. Beni söylemde yendi. )

Yukarıdaki ayette, açgözlü ve hırslı müşrikin "Doksandokuz koyun"a sahip olduğunun belirtilmesi de  yine 99 sayısının simgelediği anlama vurgu yapmaktadır.

Besmele olarak anılan "Bismillah" ( Allah'ın ismi ile ) ifadesi Kur'an'da 3 ayette geçmektedir. 

1/1 Bİ (1) İSMİ (2) ALLAH (3) er (4) rahman (5) er (6) rahim (7)

( Şefkatli, merhametli ALLAH'IN İSMİ İLE )

11/41 Ve (1) kale (2) erkebu (3) fi (4) ha (5) Bİ (6) İSMİ (7) ALLAHİ (8) mecra (9) ha (10) ve (11) mursa (12) ha (13) inne (14) rabb (15) i (16) le (17) ğafurun (18) rahim (19)

 ( Ve "İçine binin. Onun akışı da duruşu da ALLAH'IN İSMİ İLEDİR. Kesinlikle Rab’bim affedendir merhametlidir." dedi. )

27/30 İnne (1) hu (2) min (3) suleymane (4) ve (5) inne (6) hu (7) Bİ (8) İSMİ (9) ALLAHİ (10) er (11) rahmani (12) er (13) rahim (14) 

( Kesinlikle o Süleyman’ dandır. Kesinlikle o şefkatli merhametli ALLAH'IN İSMİ İLEDİR. )

7/180 Ve (1) li (2) allahi (3) el (4) esmau (5) el (6) husna (7) fe (8) ud'u (9) hu (10) bi (11) ha (12) ve (13) zeru (14) ELLEZİNE (15) YULHİDUNE (16) Fİ (17) ESMAİ (18) h (19) se (20) yuczevne (21) ma (22) kanu (23) ya'melun (24)

( Ve en güzel isimler Allah içindir. O halde, Allah' ı onlarla çağırın. O’NUN İSİMLERİ HAKKINDA ZULMEDENLERİ, SAPANLARI bırakın. O yapmış olduklarını karşılıklandıracağız. )

"Bismillah" ( Allah'ın ismi ) ifadesinin geçtiği yukarıdaki üç ayetteki "İsm" ( İsim ) kelimelerinin sıra numaralarının ( 2, 7, 9 ) toplamları 18 sayısını vermekte olup bu sayının nümerolojik değeri 9 olmaktadır. ( 18 sayısı ayrıca 99 ve 666 sayılarının da ara nümerolojik değeridir. Nihai değer 9'dur. ) 

Yukarıda yer alan A'raf suresinin 180. ayetinde "Allah'ın isimleri hakkında zulmedenler" ifadesi yer almaktadır. Bu ifade vasıtasıyla, Allah'ın isimlerini kötü amaçlarla kullananlara ve O'nun isimlerini 99 adet ile sınırlayanlara işaret edilmekte olması kuvvetle muhtemeldir. Ayetin numarasının nümerolojik değeri yine 9 sayısını vermektedir. ( Ayrıca 9+9 = 18 ; 6+6+6 = 18 )

İnsan şeytanlarını ( canavarları ) simgeleyen sayının 666 ( 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 ) olduğunu bildiren İncil ayetinin numarası da 18'dir.

66 Revelations 13-"18" Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı altıyüzaltmışaltıdır.

Kur'an'da, kodu, 666 sayısında olduğu gibi, üç adet 6'dan oluşan iki ayette de "yalancı inkarcılardan" ve kaba madde planı dünyayı simgeleyen "cehennem ateşi" kavramından bahsedilmesi dolaylı olarak 9 sayısına işaret etmektedir.

6/66 Ve KEZZEBE bihi kavmuke ve huvel hakk kul lestu aleykum bi vekil

( Ve senin kavmin onu YALANLADI. O gerçektir. De ki: " Ben sizin üzerinize vekil değilim." )

66/6 Ya eyyuhellezine amenu ku enfusekum ve ehlikum NAREN vekuduhen nasu vel hicaretu aleyha melaiketun ğulazin şidadin la ya'sunallahe ma emerehum ve yef'alune ma yu'merun

( Ey o inananlar, nefislerinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ATESTEN koruyun. Onun üzerinde kaba şiddetli melekler vardır. Allah’a, onlara emrettiğine isyan etmezler. Ne emredilirse yaparlar. )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/09/sihirli-9-says.html

4 Aralık 2022 Pazar

Sarhoşluk ve Delüzyon

"Sarhoş" kelimesi "Ser" ( Kafa ) ve "Hoş" ( Güzel, Tatlı ) kelimelerinin birleşmesinden oluşan ve halk arasında sarhoşlar için söylenen "Kafası güzel" ifadesinin tam karşılığıdır. 

Esasen sarhoşluk hali bilişsel, bilinçsel bir değişim halidir. "Sarhoş" kelimesinin Kur'an'daki karşılığı "Sukara" kelimesi olup, ayetlerde "Bilinçsiz, Şaşırmış, İdrak mekanizması bloke olmuş, Büyülenmiş" anlamlarını temsil etmektedir.

Aşağıdaki ayetlerde, döngü sonunun idrak edildiği şu dönemde, toplumun büyük bir bölümünde görülen ne yaptığını bilememe, yanlış ve ahlaksızca olanın peşinden gitme, kötü ve günah olana itibar etme, gerçeğin farkında olamama gibi haller ayetlerdeki "Sarhoşluk" kelimesinin tezahürü niteliğindedir. 

Hicr suresinin 15. ayetinde "Sarhoşluk" kelimesi küresel şeytanların insanlığı doğru yoldan ve ruhsal tekâmülden uzaklaştırmak için muhtelif metodlarla uyguladıkları zihin kontrol ve programlama operasyonunu ( majik operasyon, büyü operasyonu ) tasvir etmekte gibidir. Majik operasyonların etkili olduğu kitlenin ortak özelliklerini korku, cehalet ve şüphe kelimeleri temsil etmektedir.

15/15 Le kalu innema SUKKIRAT ebsaruna bel NAHNU KAVMUN MESHURUN

( "Kesinlikle gözlerimiz SARHOŞ oldu. Bilakis biz SİHİRLENMİŞLER KAVMİYİZ." derlerdi. )

15/72 Le amruke innehum le fi SEKRATİHİM ya'mehun

( Ömrün için ki, kesinlikle onlar SARHOŞLUKLARININ içinde bocalıyorlardı. )

22/2 Yevme teravneha tezhelu kulli murdiatin an ma erdaat ve tedau kulli zati hamlin hamleha ve teran nase SUKARA ve ma hum bi SUKARA ve lakinne AZABELLAHİ şedid

( Onu göreceğiniz gün, tüm emziren kadınlar o emzirdiklerinden vazgeçerler. Her yük sahibi yükünü düşürüp bırakır. İnsanları SARHOŞ görürsün de onlar SARHOŞ değillerdir. Lakin ALLAH'IN AZABI şiddetlidir. )

22/2 kodlu ayette "Sarhoşluk" kavramı "Azap" olarak nitelendirilmektedir ki Zümer suresinin 25. ayetinde "sarhoşluk" içindeki müşrik inkarcıların, azabın içinde olduklarını farkedemediklerinden bahsedilmektedir.

39/25 Kezzebellezine min kablihim fe etehumul azabu min haysu LA YEŞ'URUN

( Onlardan öncekiler yalanladılar da azap onlara FARKETMEDİKLERİ yerden geldi. )

İncil'in aşağıdaki ayetlerinde de seytani sihir operasyonu ile sarhoş edilen insanlardan bahsedilmekte ve 53 2 2-11 kodlu ayette de "Delüzyon" ( Yanlış olana inanç, Açık olan gerçeği red ve batıla inanç ) kavramının tanımı verilmektedir. ( Ayet numarasının 11 olması, bir halden hale geçiş fenomeni olan "Delüzyon" ile de uyum arzetmektedir. ) 

53-2 Thessalonians 2-8 Sonra Kötü adam ortaya çıkacak. Rab onu ağzının soluğuyla öldürecek, gelişinin görkemiyle yok edecek. 

53-2 Thessalonians  2-9 O adam her türlü mucizede, yanıltıcı belirtilerle harikalarda

53-2 Thessalonians 2-10 ve mahvolanları aldatan her türlü kötülükte sergilenen Şeytan'ın etkinliğiyle gelecek. Mahvolanlar, gerçeği sevmeye ve böylece kurtulmaya yanaşmadıklarından mahvoluyorlar.

53-2 Thessalonians 2-11 İşte bu nedenle TANRI YALANA KANMALARI İÇİN ONLARIN ÜZERİNE GÜÇLÜ BİR YANILTICI İNANÇ GÖNDERİYOR. 

53-2 Thessalonians 2-12 Öyle ki, gerçeğe inanmayan ve doğrulukdışılıktan hoşlananların hepsi yargılansın.

3 Aralık 2022 Cumartesi

"O gün öyle olsaydı bugün böyle olmazdı."

"Bugün yine "böyle" olurdu." ... Çünkü;

Fiziksel dış etkenlere bağlı ruhsal hal ( hissiyat, duygu ) oluşumları ve değişimleri, kader mekanizmasının özünü teşkil etmekte olup maddi unsurlar ( kişi, mekân, koşullar vb. ) koşullar sadece değişken vasıtalar niteliğindedir. Bu fenomen aşağıda örnek olarak verilen bazı temel duyguların tezahürüne vasıta olabilecek "olgusal" etken örnekleriyle izah edilebilir.

Sevinç : Özlenen bir insana kavuşma, Bir işte başarılı olma, Çok istenen bir şeyi elde etme vb.

Korku : Yalnız kalma, Karanlık, Saldırı, Sevilen insanı kaybetme vb

Üzüntü : Sevilen bir insanı kaybetme, Bir işte başarısız olma, Birisinin bir kötülüğe maruz kalması vb.

Görüleceği üzere vasıtalar ne olursa olsun hissedilebilecek belirli sayıda duygu mevcuttur. Dolayısıyla "Kader" ( Ölçü ) olarak anılan kavram, kaba madde planı itibarıyla, varlıkların enkarnasyonları süresince deneyimleyecekleri duygu akışı, duygusal çizgisidir. Duygular, farklı isimler ile tanımlansalar da esasen düalite kapsamında ikiye ayrılmaktadırlar. Yüksek frekans duyguları yani iyi duygular ve düşük frekans duyguları yani kötü duygular.... Bir insanın, bir enkarnasyon sürecindeki "an bazındaki" kader planı ( çizgisi ) bazı duygulara göre şöyle örneklenebilir.

Sevinç, Üzüntü, Üzüntü, Sevinç, Korku, Endişe, Mutluluk, Panik, Panik, Mutluluk, Üzüntü, Sevinç vb

Yukarıdaki duygusal trend, zaman, adet vb gibi değişkenler bazında ilahi nizam tarafından kodlanmış, ölçülendirilmiş "Kader* Çizgisi"'ne bir örnek teşkil etmektedir. İnsanların ömür boyunca kaydedilmiş elektrokardiyagramları** karşılaştırılacak olsa muhtemelen, vasıtalardan bağımsız olarak, farklı zamanlarda ancak aynı duyguları deneyimledikleri yani aslında birbirlerinin hayatlarını yaşadıkları görülebilir.

* Kader = Ölçü ( "Mikdar" ( Ölçülendirme ) kelimesi de "Kader" kelimesinden türemiş bir isimdir. )

** Elektrokardiyagram kalp atışlarının grafiğe dönüştürülmüş hali olup, değişen duygular kalp atışlarının da değişmesine sebep olur.

33/38 Ma kane alen nebiyyi min haracin fima feradallahu leh sunnetellahi fillezine halev min kabl ve kane EMRULLAHİ KADERAN MAKDURA 

( Allah’ın ona farz kıldığı hakkında haberciye zorluk yoktur. O önceden gelip geçenler hakkında Allah’ın adetidir. ALLAH'IN EMRİ ÖLÇÜLENDİRİLMİŞ KADERDİR. )

Dolayısıyla, zamanda yolculuk yapılıp yaşanan olaylar yani duygulara sebep olan vasıtalar ( kişi, yer vb. ) değiştirilse dahi kader planının değiştirilebilmesi, mümkün değildir. Zira kader planında ( çizgisinde ) kodlanmış duygusal akış ne ise değiştirilmiş vasıtalar ile deneyimlenecek olan yine aynı duygusal akış olacaktır. Örnekler:

Bir yakınını trafik kazasında kaybettiği için zamanda yolculuk yapıp, o yakının trafiğe çıkmasını engelleyen birinin, yakınını bu sefer bir hastalıktan dolayı kaybetmesi veya ona aynı duyguları yaşatacak başka bir olayın vuku bulması gibi.... 

Varacağı noktaya kısa yoldan gitmek için yolunu değiştiren ancak o yolda kaza yapan birinin, zamanda yolculuk yapıp bu sefer yolunu değiştirmemesi ancak  yine de kaza yapması veya ona aynı duyguları yaşatacak başka bir olayın vuku bulması gibi.... 

Ve esasen tüm insanlar büyük bir döngü içinde birbirlerinin hayatlarını yaşamakta ve büyük "Bir"i yani "Birleşik İnsanlık Realitesi"'ni ( Kolektif Bilinç ) oluşturmaktadırlar.

Bu bağlamda bölümün başlığındaki cümlenin esasen yanlış bir yaklaşım olduğu ortaya çıkmaktadır. 

15/21 Ve in min şey'in illa indena hazinuhu ve ma nunezziluhu illa bi KADERİN MA'LUM

( Ve hazinesi indimizde olmayan hiçbir şey yoktur. Onu BİLİNEN KADER, ÖLÇÜ haricinde indirmeyiz. )

2 Aralık 2022 Cuma

Ruh ... Bilgi ve Bilinç rüzgarı 

"Ruh" kelimesi RH kökünden olup "Rih" ( Rüzgar ) kelimesinin bir tezahürüdür. Esas anlamı "Kelime, Bilgi, Bilinç" olan "Ruh" kelimesini kaba madde planı dünyada en iyi temsil edebilecek kavram "Rüzgar"dır. Zira rüzgar, görülemeyen ancak tesiri hissedilen maddi bir olgudur. Rüzgarın maddeyi hareket ettirme kudreti de Ruh kelimesiyle olan ilintisini destekler niteliktedir.

Bilgisayar teknolojisindeki "Yazılım" ve "Donanım" kavramları da "Ruh" ve "Madde" kavramlarının bir nevi temsilidir.

"Ruh" kelimesinin nümerik sembolü 21 sayısıdır. Zira "Ruh" kelimesi Kur'an'da 21 kere tekrarlanmaktadır. "Ruh ilminden" bahsedilen yegane ayet olan İsra suresinin aşağıdaki ayetinin kodunun nümerolojik değeri de 21 olmaktadır. ( 1+7+8+5 = 21 ) Ayrıca bu ayet 21 kelimeden oluşmaktadır.

17/85 Ve (1) yes'elune (2) ke (3) an (4) er (5) RUH (6) kul (7) er (8) RUHU (9) min (10) emri (11) rabb (12) i (13) ve (14) ma (15) utitum (16) min (17) el (18) ilmi (19) illa (20) kalila (21) 

( Ve sana RUHTAN sual ediyorlar. De ki: "RUH, Rab’bimin işlerindendir. İlminden size azıcık haricinde verilmemiştir." )

Secde suresinin 9. ayetinde yer alan "Nefeha fihi min ruhihi" ( İçine ruhundan üfledi ) ifadesi, maddi plan bazında, hem "Rüzgar" hem de "Kelime, Bilgi, Bilinç iletisi" algısı yaratmaktadır. Zira üfleme bir rüzgar oluşturma eylemi olup, insan kelam ederken ( konuşurken ) de aslında ağzından hava vererek bir üfleme eylemi gerçekleştirmektedir. Elbetteki bu tasvirler madde planı bazındaki müteşabih ifadelerdir.

32/9 Summe sevvahu ve NEFEHA FİHİ MİN RUHİHİ ve ceale lekumus sem'a vel ebsara vel efideh kalilen ma teşkurun

( Sonra onu düzenleyip şekillendirdi ve İÇİNE RUHUNDAN ÜFLEDİ. Size kulaklar, gözler ve gönüller oluşturdu. Ne az şükrediyorsunuz. )

Enfal suresinin 46. ayetinde yer alan ve Allah'a itaatsizliğin sonucu olarak belirtilen "Tezhebe rihukum" ( Rüzgarınız gider ) ifadesi de şeytani frekansların tesirine kapılarak "Ruh tesirinden yoksun kalma, Bilinç kaybı, Bilinçsizlik" kavramlarını simgelemektedir. Zira "Ruhunu şeytana satma" söylemi de "Rüzgarın, ruhun gitmesi" ifadesinin bir tezahürü niteliğindedir.

8/46 Ve etiy'ullahe ve rasulehu ve la tenazeu fe tefşelu ve TEZHEBE RİHUKUM vasbiru innellahe meas sabirin

( Ve Allah’a ve O’nun resulüne itaat edin ve tartışmayın. Yoksa korkarsınız ve RÜZGARINIZ GİDER. Sabredin. Kesinlikle Allah sabredenlerle beraberdir. )

"Bilinçaltındaki 21 Gün Kuralı" olarak bilinen, belirli bir davranış ve eylem alışkanlığının kazanılması için o davranışın ve eylemin 21 gün boyunca aynı düzende yapılması gerekliliği fenomeni de Ruh ve Bilinç kavramlarının özdeşliğine işaret etmektedir.

Anatolia, Türk ve "Yükseliş"!

"Anadolu" olarak telaffuz edilen kelimenin esası Ortaçağ Latincesi ve Grek kökenli olan ve "Yükseliş, Yukarı Yükseliş" anlamına gelen "Anatolia" kelimesidir.

"Ana" ( Yukarı, Yükseğe ) + "Tolia"* ( Yükseliş, Tamamlanma )

* "Tolia" kelimesi Arapça'daki "Tul" ( Yükseklik, Uzunluk ) kelimesiyle fonetik uyum arzetmektedir.

Anatolia kelimesi ( Ana+tol + İA* ) "Yukarı Yükseliş Yeri, Güneşin Yükseliş Yeri" anlamında kullanılmakta olup sondaki "ia" eki "Yer" anlamını eklemektedir. ( * Türk + İYE gibi )

Kur'an'da yer alan "Tuluiş şems" ( Güneş'in yükselmesi ) ifadesindeki "Tulu" ( Yükseliş ) kelimesi Anatolia kelimesindeki "Tol" kelimesinin tezahürüdür. "Tuluiş şems" ifadesinin ikinci ve son kez yer aldığı ayetin kodunun nümerolojik değeri "8" sayısını vermektedir. ( 5+0+3+9 = 17 ... 1+7 = 8 )

50/39 Fasbir ala ma yekulune ve sebbih bi hamdi rabbike kable TULUiş şemsi ve kablel ğurub

( O halde o  söylediklerine sabret. Güneş YÜKSELMESİnden önce ve gün batımından önce Rab’bini övgü sözleriyle öv. )

"Anatolia" kelimesi 8 harften oluşmakta olup, ideal alfabe olan yani ağızdan çıkabilecek her ses için ayrı bir harfin ( toplam 29 harf ) bulunduğu yegane alfabe olan Türkçe alfabeye göre kelime değeri ise 88'dir. 8 sayısı yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün nümerik sembolüdür. 

"Türk" kelimesinin kökeni hususunda ise iki durum söz konusudur.

1- "Tür" ve "Türemek" kelimelerinin kökü olan "Tür" kelimesidir ki bu kelime "Yokluk durumundan varlık durumuna geçişi, Bir kökten yükselişi" yani "Yükselişi, Doğumu" ifade etmektedir. ( Güneş'in yükselişine "Güneş'in doğumu" denmesi gibi )

"Tür" kelimesinin batı dillerindeki fonetik karşılıklarının aynı zamanda semantik olarak da uyum arzettiği görülmektedir.

Tower ( İng. ) = Kule ( Yüksek yapı )

Tour ( Fra. ) = Kule

Turm ( Alm. ) = Kule

"Tür" köküne, "Gibi olan" anlamı taşıyan "k" son eki eklendiğinde ortaya "Yükselen, Yükselmiş olan" anlamı çıkmaktadır. ( Benzer örnekler: KırıK, ÇıkıK, YarıK, OyuK vb. )

2- Arapçadaki RK* kökü de "Yükselmek" anlamını içermekte olup bu kök İsra suresinin 93. ayetinde "Terka" ( Yükselirsin ) ve "Rukiy" ( Yükseliş ) olmak üzere iki farklı haldeyer almaktadır. 

* "RaKi" kelimesi "Yükseltgenmiş" anlamına gelmekte olup, bir inceltme, seyreltme, yükseltgenme yani damıtma işlemiyle elde edilen içkiye de bu nedenle "Rakı / Raki" denmiştir.

17/93 Ev yekune leke beytun min zuhrufin ev TERKA FİS SEMA' min kulli meselin fe eba ekserun nasi illa kufura ve len nu'mine li RUKİYYike hatta tunezzile aleyna kitaben nakrauh kul subhane rabbi hel kuntu illa beşeran rasula

( Veya sana süsten, altından ev olsun veya tüm misallerden göğe YÜKSELESİN. İşte insanların çoğunluğu ancak inkarda diretirler. "Üzerimize, okuyacağımız kitap indirene kadar senin YÜKSELİŞİNE inanmayız." De ki: "Rab’bim yücedir. Ben resul olan insanın haricindeki miyim?" )

Arapça'da fiil kökleri, başlarına aldıkları "T" harfiyle, "Terka" ( Yükselirsin ) kelimesinde olduğu gibi ikinci tekil ve çoğul şahıs çekimine veya "Terakiye" ( Yükseliş, Yükselme, Köprücük Kemiği** ) isme dönüşebilmektedirler. 

75/26 Kella iza beleğatit TERAKİYE

( Hayır, KÖPRÜCÜK KEMİĞİNE ulaştığında, )

Yukarıdaki ayette, "Çıkış, yükseliş anına gelindiğinde" ( Ruhun beden ile ilişkisi kesildiğinde ) mesajı verilmektedir. Zira "Terakiye" kemiği en üst kemiktir, "Terk" kemiğidir. 

* "Köprücük kemiği" insan vücudunda, kafatasından önceki en "yüksekte, üstte" olan "T" şeklindeki kemiktir.

Bu bağlamda "Anatolia" ve "Türk" kelimelerinin içerdiği "Yükseliş" anlamı, büyük döngü sonunda kolektif bilincin ve birleşik insanlık realitesinin Anadolu'dan, Türkiye'den doğup yükseleceğine ve Anadolu'nun / Türkiye'nin bir halden hale geçiş portalı olduğuna ilişkin batıni mesajlar içermekte gibidir. 

Atatürk'ün "Türk milletinin karakteri YÜKSEKTİR." ve "İstikbal GÖKLERDEDİR" söylemleri de konuya uyumlu mesajlar vermektedir.

1998 yılında yayınlanmış olan ve spiritüel konuları içeren "Altın Çağ" isimli derginin kapağındaki "Anadolu'dan Yükseliş" tasviri de konu ile uyum arzetmektedir. Aşağıdaki derginin Ağustos ayı yani 8. ay sayısı olması da konuyla uyum arzetmektedir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2018/07/terakiye.html?m=1

A'raf ve Ma'rifet

"A'raf" kelimesi "Yüksek" ve "Bilmek" anlamlarına vasıta olan RF kökünden türemiş olan ve "Yüksek mevki", "Yüksek bilinç seviyesi" anlamlarına karşılık gelen bir kelimedir.

Spiritüalizmde karşılığı "Spatyom" ( Boşluk, Açıklık ) olan "A'raf" kelimesi, "Ölüm" olarak bilinen "Halden hale geçiş" sonrasında ve "Yeniden olum" ( Reenkarnasyon veya üst süptil plana geçiş ) öncesinde varlıkların Öz Varlıklarını idrak ettikleri ve ruhsal tekamül süreçlerine ilişkin kendi öz durum değerlendirmelerini, öz varlıklarına kayıtlanmış kitaptan ( yazıdan ) okumak suretiyle kendilerinin yaptıkları, zaman ve mekândan münezzeh yüksek frekanslı bir ruhsal haldir. Bir başka deyişle A'raf bir "Ma'rifet" ( Bilme ) halidir. Bu fenomen İsra suresinim 17/14 kodlu ayetinde bildirilmektedir.

17/14 İkra' kitabek kefa bi nefsikel yevme aleyke hasiba

( Kitabını oku. O gün nefsin, hesaplayan olarak sana yeter. )

"A'raf" kelimesinin "Bilmek" anlamı, bu kelimenin geçtiği her iki ayette de "Ya'rifune" ( Bilirler, Tanırlar ) fiilinin mevcudiyeti ile vurgulanmaktadır.

7/46 Ve beynehuma hicab ve alel A'RAFİ ricalun YA'RİFUNE kullen bi simahum ve nadev ashabel cenneti en selamun aleykum lem yedhuluha ve hum yatmeun

( Ve onlar arasında perde vardır. YÜKSEK MEVKİ üzerinde hepsini simalarından TANIYAN adamlar vardır. Cennet sahiplerine "Selam üzerinize olsun." diye seslenirler. Henüz oraya girmemişlerdir ve fakat umut etmektedirler. )

7/48 Ve nada ashabul A'RAFİ ricalen YA'RİFUNEHUM bi simahum kalu ma ağna ankum cem'ukum ve ma kuntum testekbirun

( Ve YÜKSEK MEVKİ SAHİPLERİ simalarından TANIDIKLARI adamlara seslenirler "Topluluğunuz ve kibirlenmiş olmanız size fayda sağlamadı." derler. )

Ayetlerde yer alan ve A'raf haline geçenleri "Simalarından" yani auralarından, frekans titreşimlerinden tanıdıkları belirtilen "Ashabul A'raf"'ın A'raf'a geçen varlıkların süptil Öz Varlıkları olması kuvvetle muhtemeldir. Öz Varlık, Ruhun madde planı olan kainattaki temsilcisidir. İsra suresinin 14. ayetindeki "Nefsin hesap görücü / hesaplayan olarak sana yeter" cümlesi bu bağlamda önem arzetmektedir.

Yukarıdaki hususlar çerçevesinde "Bilginin" varlıkların frekansını "Yükseltici" ve onları, ruhsal tekamül sürecinde daha ileri safhalara taşıyan bir olgu olduğu da teyid edilmektedir.