4 Ekim 2020 Pazar

A.I. ... bir sinema filmi...

29.06.2001 tarihinde "A.I." ( Yapay Zekâ ) isimli filmin vizyona girmesinden tam 74 gün ( 7+4 = 11 ) sonra yani 11.09.2001 tarihinde 9/11 İkiz Kuleler vakası gerçekleşmiştir. 9/11 vakası, halen "A.I." ile devam etmekte olan büyük değişim sürecine portal açabilmek için yapılmış kitlesel bir satanik adak ( kan ) ritüeliydi. 

Vaka tarihinin ( 9/11 ) yanısıra İkiz Kuleler de oluşturdukları şekil itibarıyla 11 sayısını sembolize etmekteydiler. 

A.I. filmi Haziran ayının 29'unda vizyona girmiştir. ( 2+9 = "11" ) 

Film 29 Haziran'da vizyona girmiş, İkiz Kuleler vakası ise 11 Eylül'de  cereyan etmiştir. Arada tam 74 gün bulunmaktadır. ( 7+4 = "11" )

Filmin tam vizyon tarihi olan 29.06.2001 de "2" ( 1+1 ) nümerolojisi içermektedir. ( 2+9+0+6+2+0+0+1 = 20 ... 2+0 = "2" ( 1+1 )

Filmdeki "David" isimli AI çocuk "11" yaşındadır.

Filmin afişinde, A.I. yazısına kadar olan kısımdaki yazılarda 29 ( 2+9 = "11" ) kelime bulunmaktadır. ( A.I. yazısı dahil )

"David is 11 years old. He weighs 60 pounds. He is 4 feet, 6 inches tall. He has brown hair. His love is real. But he is not. A.I."

Film afişindeki iki çocuk silueti de "11" sembolizmini yansıtmaktadır. Ayrıca siluetlerden biri "beyaz", diğer "siyah" yapılarak düalite kavramı da sembolize edilmiştir.

"David" ismi esasen "Davud" olup, Kur'an'da Davud isminin ilk kez geçtiği ayette de 11 nümerolojisi bulunmaktadır. 

"2/251" - Fe (1) hezemu (2) hüm (3) bi (4) izni (5) allahi (6) ve (7) katele (8) davudü (9) calute (10)..... ( Böylece Allah’ ın izni ile onları hezimete uğrattılar ve Davud Calut’ la savaştı. .... )

Ayet kodunun nümerolojik değeri "10" ( 2+2+5+1 = 10 ) olup, ayetin Davud kelimesini de içeren ilk cümlesinde "10" kelime bulunmaktadır. 10 ve 10 ... "11"

Enbiya suresinin 78. ayetinde "Davud'un ve Süleyman'ın ekin hakkında hüküm verdiği" bildirilmektedir.

21/78 - Ve davude ve süleymane iz yahkümani fil harsi iz nefeşet fıhi ğanemül kavm ve künna li hukmihim şahidın ( Ve Davud ve Süleyman, zamanında ekin hakkında hüküm verirlerdi. Zamanında kavmin koyunları onun içinde yayılmışlardı. Onların hükümlerine şahitler olduk. )

AI kavramı Davud ile sembolize edilmekte ve "ekin konusunda" AI'ın ( Yapay Zekâ ) hüküm vereceği mesajı mı iletilmektedir? ( AI çocuğa Solomon veya Süleyman ismi verilmesi tuhaf karşılanacağından ve Davud isminin karşılığının sık kullanılan David ismi olması nedeniyle bu isim seçilmiş olabilir. )

Filmdeki diğer tespitler;

AI ( Yapay Zekâ ) = All Seeing Eye ( Herşeyi Gören Göz ) yani yeni çağın ilahı yapılmak istenen şeytan sembolizmi.

"Bilginin en değerli şey olduğu" mesajı ve Dataizm iletişimi.

Blue Fairy ( Mavi Peri ) yani dilekleri yerine getiren Cin sembolizmi. AI David kendisini annesine kavuşturacağına inandığı Mavi Peri'yi arıyor.

Evvelki bölümlerde sebepleri ayetlerle destekli olarak incelendiği üzere Cinler mavi renk ile sembolize edilir. Ancak sembolizmde Meryem figürü kullanılmış. Özgürlük Anıtı'ndaki şeytan sembolizminin kadın figürüyle yapılması gibi...


Meryem'in ilah edinilerek Allah'a şirk koşulması hususu ayetle bildirilmiştir.

5/116 Ve zamanında Allah "Ey Meryemoğlu İsa, sen mi insanlara "Beni ve annemi, Allah’tan başka iki ilah edinin" dedin?" dedi.

Kadın AI robot David'i aktive ederken, programlarken bazı kelimeler ile kodlama yapıyor. İlk kelime "Sirrus" ... ( Sirius'a atfen ) Bu sahnede, aslında insanların da belirli kelimesel kodlar zikredilmek suretiyle programlanabildiğine ( büyü, hipnoz ) dolaylı gönderme bulunmaktadır.

Flesh Fair ( Et Fuarı ) ... Elitlerin yapay zekâlı robotlar geliştirip insan neslini sonlandırmaya çalışmasına karşı tepki olarak toplu "Robot Parçalama" ritüeli yapılmaktadır. Ancak fuarın isminin "ET Fuarı" olması tersten bir mesaj algısı oluşturmaktadır. 


Et Fuarı - Yaşamın Kutlanması

"Et Fuarı"nda bir adam eline mikrofonu alır ve AI David'i göstererek şöyle der. "Bakın!Küçük bir oyuncak, yaşayan bir oyuncak bebek. Elbette onu niye yaptıklarını biliyoruz. Kalplerimizi çalıp, çocuklarımızın yerine geçmeleri için. İnsan haysiyetine saldırının ve Tanrı'nın çocuklarını bitirme planının son örneği bu. İşte karşınızda bunun için tasarlanmış yeni nesil çocuk." Ancak halk adamı nefretle yuhalar ve taşa tutar. OYSA Kİ ADAM GERÇEĞİ SÖYLEMEKTEDİR.!! ( Filmin amacı da zaten kitlelerin bilinçaltında AI'ya karşı sempati oluşturmaktır. Bu amaç doğrultusunda filnde AI sevimli, sevgi dolu ve mağdur gösterilmektedir. )






AI robotun alnında "Küp" şeklinde CPU bulunmaktadır. "Kabe" ve Yahudilerin alınlarına taktıkları "Tefillin" sembolizmi yapılmaktadır.

Robotlara "Mecha" ( Mechanic ), insanlara ise "Orga" ( Organic ) denmektedir. Ancak "Mecha" kelimesinde "Mecca" / "Mekke" sembolizmi bulunmakta olup "Küp" de zaten "Kabe"'yi sembolize etmektedir. Neden? 


Elinde küp şeklindeki CPU'yu tutuyor.

Yahudilerin alınlarına koydukları, içinde bazı kelimesel kodların yer aldığı siyah renkli küplere Tefillin ismi verilmektedir. Evvelki bölümlerde incelendiği üzere Prefrontal Cortex olarak anılan beynin alın tarafındaki bölgesi idrak, kontrol ve yönlenme işlevi sağlayan bölgedir. Alın kelimesinden "Nasiyet" olarak Kur'an'da da bahsedilir.


Alnında Tefillin ile bir rabbi ( haham )

11/56 - İnnı tevekkeltü alellahi rabbi ve rabbiküm ma min dabbetin illa hüve ahızün bi NASİYETİha inne rabbi ala sıratın müstekım ( Kesinlikle ben Rab’bim ve Rab’biniz olan Allah’a dayanıp sığınırım. O’nun ALNINDAN tutup yakalamadığı debelenen yoktur. Kesinlikle Rab’bim doğru yol üzerindedir. )

Ayrıca Türkçe'deki eski bir deyim olan "Akıl KÜPÜ"'nün kaynağı nedir? Bu deyimdeki küp içine sıvı konan oval ve uzun formlu küp müdür yoksa geometrik şekil olan küp müdür? "Rubik's Cube" 1974* yılında ortaya çıkarılmış olup bu deyim ise çok eskidir. ( * 19 ... 10 ... "1" ve 74 ... "11" )

2000 yıl sonra Dünyayı AI yönetmeye başlamış. Sahnede ilk porototip David'in çok gelişmiş versiyonlarından oluşan AI konseyi görülüyor. Sahnede 10 AI var. "10'lar Konseyi" ?!!

"11" sembolü olarak 1973 yılında ( 19 ... 10 ... "1" ve 73 ... 10 ... "1 yani "11" ) inşa edilmiş olan "İkiz Kuleler"'in filmde göründüğü sahnelerin sekansları da dikkat çekmektedir. 



İkiz Kuleler ilk kez 1:35:24'de çizim olarak, 1:35:27'de ise gerçek olarak görüntüye gelmektedir. Bu görüntüde İkiz Kuleler'in bir bölümü suya batmış durumdadır. 


Filmde İkiz Kuleler son kez 1:55:51 ile başlayan bölümde görüntüye gelmektedir.


İkiz Kuleler 1:55:56'da tam olarak ekrana gelmekte olup, kulelerin 3/4 seviyelerine kadar suya batmış oldukları görülmektedir. Bu seviye, 9/11 vakasında uçağın çarpma seviyesine yakın bir seviyedir.


İkiz Kuleler 1:55:57'de sisin ardında görüntüden kaybolmaktadır. Tüm bu görüntülerin 1:55'lik bölüm içinde yer alması "9/11" ( 9+1+1 = 11 ) veya "11" nümerolojisi aısından dikkat çekmektedir. ( 1+5+5 = "11" )


1:56:00'da ise AI robotların ( Mecha ) kullandıkları küp şeklindeki aracın içinden görülmektedir. ( 1 ve 56 ( 5+6 = 11 ) ... Okült nümerolojide boyut portalı açılmasının diğer bir sembolü olan 111 sayısı tezahür etmektedir.




Halk arasında bazen "Bunların hepsi hikâye. Sen çok film izlemişsin. Biraz dünyaya dön." dendiği duyulur. A.I. filminin aşağıdaki  sahnesideki replikler, replikteki konudan bağımsız ve genel bir mesaj vermektedir.



- O sadece bir hikaye
- Hikayeler olanları anlatır.

Benzer husus, Kur'an için "Esatirul evvelin" ( Evvelkilerin masalları / hikayeleri ) diyenlerin misalinde de vardır.

6/25 .... yekulüllezıne keferu in haza illa esatırul evvelın ( .... O inkar edenler "Kesinlikle bu ancak evvelkilerin masallarıdır." derler. )














-sizleştirme süreci

Bu bölümde evvelce defaatle değinilen ve bundan sonra da sıkça değinilmesi gerekecek bir konuya, dijital projeler konusuna tekrar değinilmiştir. Bunun sebebi, konunun insanın akıbeti açısından büyük öneme sahip olmasıdır. 

Transhumanism, Project Avatar - Singularity 2045 gibi dijital teknolojiye dayalı ve AI destekli projelerin, fiziksel ve zihinsel engeli olan insanlara çare sunma, normal insanlara da üstün özellikler kazandırma, hatta ölümsüzlük sağlama gibi hedefleri olduğu söylense de tarih boyunca teknolojinin daha çok yıkım ve yoketme amaçlı kullanıldığı gerçeği dikkate alındığında bu projelerin de esasen "-sizleştirme" yani "yoketme" projeleri olduğu öngörülebilmektedir. 

Asırlardır devam eden ancak döngü sonuna gelinmesi nedeniyle virüs pandemisi senaryosuyla hızlandırılan süreçteki "-sizleştirme" konuları şöyledir.

- Cinsiyetsizleştirme

- Kimliksizleştirme

- Duygusuzlaştırma

- Vicdansızlaştırma

- Ahlaksızlaştırma

- Bilgisizleştirme

- İnançsızlaştırma

- Habitatsızlaştırma

- Mülksüzleştirme

- Bağışıksızlaştırma

- Vatansızlaştırma

- Milliyetsizleştirme

ve.....

- İnsansızlaştırma !

Eşcinselliğin yaygınlaştırılması, aile kavramının yokedilmesi ve bireyselcilik kavramının telkin edilmesi, milliyet ve vatan kavramlarının yokedilmesi, cinayet, pedofili, tecavüz gibi suçların normalleştirilmesi, cehaletin yayılması için eğitim sisteminin çökertilmesi, Allah bilincinin ve inancının yokedilmeye çalışılması ve satanizmin telkin edilmesi, insanın insani özelliklerinden arındırılması, insanlıktan çıkarılması ve AI tarafından kontrol edilen bilgisayar sistemindeki bir koda dönüştürülmesi gayretleri yukarıdaki başlıkların alt eylem planları niteliğindedir.

Pandemi kapsamında zorunlu hale getirilen ve devamlı olması muhtemel maske uygulaması "kimliksizleştirme" sürecinin bir bileşeni niteliğindedir.

Her adımlarını, Allah'ın yaratış sistemini taklit ederek, kur'an'daki bilgileri negatif yönde kullanarak ve kur'an ayetlerindeki hükümlerin tersini uygulayarak atan küresel şeytanlar üst süptil plan realitesini, kaba madde planı dünyaya, suni yolla uyarlamaya çalışmaktadırlar. Yani dijital teknoloji, negatif frekansa hizmet ve insanı tahakküm altına almak için kullanılmaktadır. 

Geçmişe ilerlemek

Kur'an'da en sık yer alan uyarıcı ve dikkat çekici ifadeler;

"Akıl sahipleri için bunda ayetler vardır." ( İnne fi haza le ayatin li ülil elbab"

"Duymaz mısınız?" ( E la tesmeun )

"Görmez misiniz?" ( E lem tera )

"Düşünmez misiniz?" ( E la tetefekkerun )

"Hatırlamaz mısınız?" ( E la tezekkerun )

ifadeleridir. Bu uyarı ifadelerinin işlevi esasen varlıkların açık ve net olarak bahşedilen bilgilerden faydalanmalarını, geçmiş vakalardan sonuç çıkarmalarını ve aynı hataları tekrarlamayarak kaba madde planı dünyadaki reenkarnasyon döngüsünden çıkabilmelerini sağlamaktır. 

Ancak maalesef negatif frekansa sahip nefsani, dünyevi ve maddi olgular varlıkları adeta hipnotize etmekte, görüş ve idrak mekanizmasını bloke etmekte ve tarihsel döngüler boyunca yapılmış aynı hataları tekrarlamalarına sebebiyet vermektedir. 

Evvelki bölümlerde "Şimdi" kavramının idrakinin mümkün olmadığına, "Şimdi"nin esasen "Geçmiş" ve "Gelecek" döngüsünü ifade eden bir kavram olduğuna ve algılanıp idrak edilen bir olgunun veya olayın mutlak surette "Geçmiş"te kalacağına değinilmişti. Ayrıca "Şimdi" kelimesinin "Shemita Cycle" ( Shemita Döngüsü ) ve "Simit" ( Dairesel form ) kelimeleriyle aynı köke ve anlama sahip olduğu da belirtilmişti. 

Dolayısıyla Allahü Teala'nın tüm olguları ve olayları kader mekanizması kapsamında yaratmış olmasından ve Akaşa kayıtları olarak da adlandırılan kozmik bilgileri insana kodlamış olmasından dolayı insan esasen sadece ve sadece "Geçmişi" deneyimlemektedir. İnsan bir ilahi kozmik bilgi haznesi niteliğindedir. Ayetlerde "Hatırlamaz mısınız?" uyarısının sıkça yer almasının sebebi de budur.

Kur'an'da "geçmişi inceleyip analiz etmenin ve sonuçlar çıkarmanın" geleceği şekillendireceği yani aslında "geçmişin gelecek olduğu" defaatle bildirilmektedir. Nisa suresinin 83. ayetinde, herhangi bir olgu veya olay ile karşılaşıldığında bu durumdan sonuç çıkarabilmek için geçmiş tecrübeye yani ilme sahip olanlara danışılmasının yani geçmiş verilere başvurulmasının önemi bildirilmektedir. 

4/83 - Ve iza caehüm emrun minel emni evil havfi ezau bih ve lev radduhü iler rasuli ve ila ülil emri minhüm le alimehüllezıne yestenbitunehu minhüm ve lev la fadlüllahi aleyküm ve rahmetühu letteba'tümüş şeytane illa kalıla ( Ve onlara güvenden veya korkudan iş geldiğinde, onu bildirirler. Şayet onu resule ve onlardan iş sahiplerine geri döndürselerdi, onlardan sonuç çıkarabilenler onu bilirlerdi. Şayet Allah üzerinize üstünlük, lütuf ve rahmetini vermezse, azınız hariç şeytana tabi olursunuz. )

Aşağıdaki ayetlerde ise geçmişte olanlardan ders alınarak azgınlıktan ve sapkınlıktan sıyrılınması ve doğru yolun bulunması hususunda net uyarılar yapılmaktadır. 

20/128 - E fe lem yehdi lehüm kem ehleknü kablehüm minel kuruni yemşune fı mesakinihim inne fı zalike le ayatin li ülin nüha ( Onlardan önce, meskenlerinde gezen nice nesillerden helak etmemiz onları yönlendirmedi mi? Kesinlikle bunda, akıl sahipleri için ayetler vardır. )

32/26 - E ve lem yehdi lehüm kem ehlekna min kablihim minel kuruni yemşune fı mesakinihim inne fı zalike le ayat e fe la yesmeun ( Meskenlerinde yürüyen, onlardan önceki nice nesillerden helak etmiş olmamız onları yönlendirmedi mi? Kesinlikle bunda ayetler vardır. Artık duymazlar mı? )

35/44 - E ve lem yesıru fil erdı fe yenzuru keyfe kane akıbetüllezıne min kablihim ve kanu eşedde minhüm kuvveh ve ma kanellahü li yu'cizehu min şey'in fis semavati ve la fil ard innehu kane alimen kadırav ( Ve yerde gezmediler mi? Onlardan öncekilerin sonu nasıl oldu bakmadılar mı? Kuvvet olarak onlardan daha şiddetliydiler. Allah, göklerde ve yerde hiçbir şey tarafından aciz bırakılabilecek değildir. Kesinlikle O bilendir gücü yetendir. )

36/31 - E lem yerav kem ehlekna kablehüm minel kuruni ennehüm ileyhim la yarciun ( Onlardan önce nice nesillerden helak ettiğimizi görmediler mi? Kesinlikle onlar onlara dönmezler. ) 

43/8 - Fe ehlekna eşedde minhüm batşen ve meda meselül evvelın ( Böylece, kuvvetçe, tutuşça onlardan daha şiddetlilerini helak ettik. Evvelkilerin misali de geçmiştir. )

50/36 - Ve kem ehlekna kablehüm min karnin hüm eşeddu minhüm batşen fe nekkabu fil bilad hel min mehıys ( Ve onlardan önce, kuvvetçe, tutuşça onlardan daha şiddetli olan ve beldeleri delen nice nesilden helak ettik. Kaçacak yer var mı? ) 

Casiye suresinin 24. ayetinde "zaman" kavramının olmadığından ve her şeyin döngülerden ibaret olduğundan bihaber cahillerin zanni söylemleri misallendirilmiştir.

45/24 - Ve kalu ma hiye illa hayatüned dünya nemutü ve nahya ve ma YÜHLİKUNA illed DEHR ve ma lehüm bi zalike min ılm in hüm illa yezunun ( Ve "O, dünya hayatı haricindeki değildir. Ölürüz ve diriliriz. O  BİZİ HELAK EDEN ancak ZAMANDIR." dediler. Onlara bununla ilgili ilim yoktur. Kesinlikle onlar ancak zannederler. )

3 Ekim 2020 Cumartesi

Neo ... One ... EON

"- Do you believe in fate, Neo? ( Kadere inanır mısın Neo? )

- No. ( Hayır )

-Why not? ( Neden olmasın ? )

- Because I don't like the idea that I'm not in control of my life." ( Çünkü hayatımın benim kontrolüm altında olmadığı fikrinden hoşlanmıyorum. )

Yukarıdaki replikler 1999 yılında vizyona girmiş olan ve nihilist bir yeni dünya düzeni mesajını veren Matrix filmindeki Morpheus ve Neo* karakterleri arasında geçmektedir. Bu diyalogda Neo, dolaylı olarak nihilizmin tanımını yapmaktadır. Zira, ateizm unsurlarını da içeren ve her türlü dini, ahlaki ve ilmi prensibin, ilahi kader mekanizmasının ve yaratıcının reddi anlamına gelen ve sistemsizliği savunmasına rağmen özünde bir inanç sistemi olan yani satanizm olan nihilizm anlayışı aşağıdaki başlıklarda  özetlenebilmektedir.

1- Yaratıcının olmadığına inanmak
2- Kaderin olmadığına inanmak
3- Ahlaki değerlerin olmadığına inanmak
4- Özgürlüğün sınırsızca her istenenin yapılabileceği anlamına geldiğine inanmak
5- KONTROLÜN tamamen kendinde olabileceğine inanmak
6- Hayatın bir hedefi ve anlamı olmadığına inanmak

Neo ayrıca filmin sonunda şu sözleri söylemektedir.

“Biliyorum oradasın. Seni şimdi hissedebiliyorum. Korktuğunu biliyorum….bizden korkuyorsun. Değişimden korkuyorsun. Geleceği bilmiyorum. Sana bunun nasıl biteceğini söylemek için gelmedim. Sana bunun nasıl başlayacağını söylemek için geldim.  Bu telefonu kapatacağım ve bu insanlara, senin onlara göstermek istemediğini göstereceğim. Onlara sensiz bir yaşam göstereceğim. Kuralsız ve kontrolsüz , sınırları ve kısıtlamaları olmayan bir Dünya. Herşeyin mümkün olduğu bir Dünya. Gitmeye başladığımız noktada sana bir seçim bırakıyorum.”

Yukarıdaki sözler açık ve net bir şekilde satanizmin hakim olduğu bir dünya düzenini tanımlamaktadır.

* "Neo" ( Yeni ) kelimesindeki harfler ile "One" ( Bir ) ve "Eon" ( Şeytan ) kelimeleri de oluşturulabilmektedir. "Neo" aslında "Eon"'u yani şeytanı temsil etmektedir.


Yunan mitolojisindeki "Aion" karakteri de reptilian cin soyunun yani şeytanı sembolize etmektedir.


Yılan sembolizmli Aion 

Filmdeki şu sahnede soldaki sayfasının başında "On Nihilism" yazan bir kitap ve "Dolarlar" görüntüye gelmektedir. Bu sahnede telkin edilmek istenen subliminal mesaj “Tüm değer yargılarının ortadan kalkacağı ve tek değer yargısının para olacağı.” mesajıdır.


Ayrıca filmde Neo ile temasın gerçekleştiği sahnelerin sekans zamanlamalarında 11 nümerolojisi dikkat çekmektedir. ( 11 sayısı düalite, döngü, halden hale geçiş, boyutlar arası geçiş portalı kavramlarının nümerik sembolüdür. )

1- Uyumakta olan Neo'nun karşısındaki boş bilgisayar ekranı ilk kez 07:04'te görüntüye geliyor.


2- Bilgisayar ekranında "Wake up, Neo..." ( Uyan Neo ) yazısının belirdiği kareye geçiş anı da 07:13 olarak gerçekleşiyor.





Sivrisinek ve Sarı Humma planı?!

"Yellow Fever is an epidemic-prone mosquito-borne vaccine preventable disease that is transmitted to humans by the bites of infected MOSQUITOS.. ........ The global Eliminate Yellow fever Epidemics (EYE) !!! strategy has been developed by a coalition of partners ( GAVI, UNICEF and WHO ) to face yellow fever’s changing epidemiology, resurgence of mosquitoes, and the increased risk of urban outbreaks and international spread. This global, comprehensive long-term strategy (2017- "2026" ) targets the most vulnerable countries, while addressing global risk, by building resilience in urban centres, and preparedness in areas with potential for outbreaks and ensuring reliable vaccine supply."

https://www.who.int/health-topics/yellow-fever#tab=tab_1

DSÖ'nün ( Dünya Sağlık Örgütü ) resmi internet sitesinden alınmış olan yukarıdaki raporda sivrisinekten bulaşan bir virüs kaynaklı oluşan Sarı Humma hastalığına karşı geliştirilen EYE ( Eliminate Yellow Fever Epidemics / Sarı Humma Salgınını Engelle ) konseptli stratejiden bahsedilmektedir. Stratejinin kısaltılmış hali EYE olup bu kelime okültizmde her şeyi gören GÖZü sembolize etmekte gibidir. ( Kısaltmada "Fever" ( Ateş ) kelimesinin baş harfi "F"'nin özellikle dikkate alınmadığı izlenimi oluşmaktadır. )

Strateji raporunda "2026" yılına kadar, hedeflenen ülkelerdeki aşılama operasyonlarına değinilmektedir.

"2/26" kodlu ayette "Sivrisineğin misali"'nden ilk ve son kez bahsedilmesi hem 2026 yılıyla, hem de Sivrisinek kelimesiyle ilginç bir uyum sergilemekte ve bazı sinsi uygulamaları ve planları haber vermekte gibidir. ( Kur'an'da "Beudat" ( Sivrisinek ) kelimesinin tek geçtiği ayet 2/26 kodlu ayettir. )

2/26 - İnnellahe la yestahyı en yadribe meselen ma BEUDATEN fe ma fevkaha fe emmellezine amenu fe ya'lemune ennehül hakku min rabbihim ve emmellezine keferu fe yekulune maza eradellahü bi haza mesela yüdıllü bihı kesıran ve yehdı bihı kesıra ve ma yüdıllü bihı illel fasikin

( Kesinlikle Allah o SİVRİSİNEĞİN veya daha üstününün misalini beyan etmekten çekinmez. Böylece o inananlar onun Rab’lerinden kesin gerçek olduğunu bilirler. O inkar edenler ise "Allah bu misal ile ne istedi?" derler. Onunla birçoklarını saptırır ve birçoklarını yönlendirir. O saptırdıkları ancak günahkarlardır. )

Coronavirus pandemisi kapsamında aşılama ve çipleme konularında gündemden düşmeyen Bill Gates'in 2009 yılındaki TED konferansı esnasında, sözde Malaria'yaya dikkat çekmek için, cam kavanozdan salona sivrisinek salması hala hafızalardadır. Gates bu hareketiyle sübliminal bir ritüel yapmış ve sivrisinek kaynaklı virüsü üzerinize salacağız mesajı mı vermiştir? ( Malaria parazit, Sarı Humma virüs vasıtasıyla bulaşmaktadır. )


30/51 - Ve (1) le (2) in (3) erselna (4) RIHAN (5) fe (6) raev (7) hü (8) MUSFERRAN (9) le zallu min ba'dihı yekfürun ( Ve eğer RÜZGAR göndersek de onu SARILAŞMIŞ görseler, onun ardından inkar etmeye başlarlar. )

Ayetteki "Sarılaşmış rüzgar" kavramının sembolize ettiği anlamlardan biri de "Sarı Humma" mıdır? Ayet kodunun ( 30/51 ) nümerolojik değeri "9" sayısını ( 3+0+5+1 = 9 ) vermekte olup, bu sayı Bill Gates'in sivrisinek temalı TED konferansı tarihi olan 200"9" le uyum arzetmektedir. Ayrıca ayetteki ilk cümle "Musferran" ( Sarılaşmış ) kelimesinde bitmekte olup, bu kelime 9. kelimedir. 

Yukarıda incelenen 2/26 kodlu ayetin ilk cümlesi de 9 kelimeden oluşmakta olup, 9. kelime "Beudat" ( Sivrisinek ) kelimesidir.

2/26 - İnne (1) allahe (2) la (3) yestahyı (4) en (5) yadribe (6) meselen (7) ma (8) BEUDATEN (9) ... ( Kesinlikle Allah o SİVRİSİNEĞİN misalini vermekten çekinmez. .... )

Gulliver'in Gezileri

Jonathan Swift tarafından 1726 yılında yayınlanan ve Swift'in yazdığı tek roman olan "Gulliver'in Gezileri", Lemuel Gulliver adındaki doktorun dört farklı ve fantastik ülkedeki maceralarını konu almaktadır. 

                                      


"Gulliver" kelimesi "Gull" ( Ahmak, Cin, Dev, Bağlı ) ve "Ver / Fer" ( Getirme, Geçme ) kelimelerinden oluşmaktadır. "GULLiver" kelimesinin kökündeki "GUL" kelimesi Arapça'daki "GUL" ( Ahmak, Bön, Sersem, Cin, Dev gibi olan ) kelimesidir. "GUL" kelimesi ayrıca "ĞULL" ( Bağ, Bağlamak, Pranga vurmak ) kelimesinin de köküdür. Cinler, basiretleri "bağlandığı" için nefsaniyet batağına saplanmış olan ve zekalarını aptalca davranış ve eylemler için kullanan varlıklar olduğundan "GUL" kelimesi cinleri de tanımlamaktadır. Ayrıca "GUL" kelimesinin İngilizce'deki "GLUE" ( Tutkal ) kelimesiyle de ilintisi bulunmaktadır. Zira "tutkal" bir nesneyi bir başka nesneye "bağlayan" olgular için kullanılan bir kelimedir. Bu noktada cinlerin insana tasallut etmesi yani "yapışması, bağlanması, TUTunup KALması" kavramı ile olan ilinti de ortaya çıkmaktadır. Anadolu kültüründe cin tayfasından olan ve "GULyabani" olarak anılan bir yaratık da bulunmaktadır.

Romanda Gulliver ilk yolculuğunu Lilliput isimli cüce insanlar ülkesine yapar. Burada dev gibi kaldığından yakalanarak bağlanır. Ancak özgür bırakılması karşılığında, düşmanları ile savaşta onlara yardım eder.  

Gulliver ikinci yolculuğunu devler ülkesine yapar. Kraliçenin sarayında bir ev hayvanı, bir oyuncak muamelesi gören Gulliver, hoyrat ve kaba insanların yaşadığı bu ülkeden de kaçmayı başarıp ülkesine döner. 

Gulliver üçüncü yolculuğunu "uçan ada" ( üçan daire sembolzmi ) Laputa'ya* yapar. Bu ülkenin normal boyuttaki insanları sadece müzik, matematik ve soyut düşüncelerle uğraştıklarından normal düşünebilmek için uşakların yardımına ihtiyaç duymaktadırlar. ( * Laputa kelimesi "La" ve "Puta" kelimelerinden oluşmakta olup, "Put" kelimesi çağrışımı söz konusudur. )


Uçan Ada Laputa

Gulliver'in dördüncü ve son yolculuğu Yahoo adı verilen insana benzer vahşilerin ve onlara hükmeden Houyhnhnm adı verilen asil atların ülkesinedir. Gullliver, oradaki yaşamı gözleyince atlara karşı saygı ve hayranlık duymaya, mücevherlere anlamsız bir düşkünlük gösteren anlamsız insanlardan da nefret etmeye başlar. Asil atlar ise Gulliver'in anlattıklarını, savaşları, gereksiz kavgaları anlamakta güçlük çekerler. Artık hep yanlarında kalmak isteyen Gulliver’e izin vermez ve onu evine gönderirler.


Dikkat edilecek olursa insanlardan nefret eder hale gelen Gulliver'in tek kalmak istediği ülke "Atların insanlara hükmettiği ülkedir." Cin şeytanlarına ait bir olgu olan "İnsandan nefret edilmesi" kavramı bu vesileyle zikredilmektedir. Zira romandaki Portekizli Kaptan Pedro de Mendez*  ( "Mendez'in Babası" anlamına gelir. ) karakteri sabırla onu insanlara karşı olumsuz duygularından vazgeçirmeye çalışır. ( * İblis'in sembolü olan keçi kafalı Baphomet, "Goat of Mendes" ( Mendes'in Keçisi ) olarak bilinir. Bu noktada yine şeytanın aslında "iyi olduğu ve insana yardım etmeye çalıştığı" telkini yapılmaya çalışılmaktadır. )

İnsanların atlar tarafından yönetilmesi konsepti ise yeni dünya düzeni sloganı altında cin şeytanlarının insanları köleleştirme planına atıfta bulunmakta gibidir. Okült sembolizmde Unicorn ( Tek Boynuz ) olarak bilinen "At" figürü de esasen İblis'in sembolüdür. Denver havalimanının girişinde yer alan dev boyutlu mavi at heykeli de Unicorn'u yani İblis'i sembolize etmekte olup Bluecifer ( Lucifer'e atfen ) olarak anılmaktadır. 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/05/denver-havalimanndaki-okult-sembolizm.html


Sad suresinin aşağıdaki ayetlerinde nefsani ve maddi bir kavram olan mal olgusuna yani dolaylı olarak cinlere kulluk eden insan misalinin "At"* kelimesi kullanılarak verilmesi Gulliver'in hikayesiyle uyum sergilemektedir.

38/31 - İz urida aleyhi bil aşiyyis SAFİNATül ciyad ( Zamanında ona, akşamüstü güzel cins ATLAR istenmişti. )

38/32 - Fe kale innı ahbebtü hubbel HAYRİ an zikri rabbi hatta tevarat bil hıcab ( "Kesinlikle ben MAL servet, AT sevgisini Rab’bimi hatırlamanın üzerine sevdim." dedi. Nihayet perdeye gizlendi. )

* "Truva Atı" hikayesindeki At da şeytanın sinsice içeri sızması özelliğinin bir başka sembolüdür.

Romandaki bazı ilginç karakterler ve kavramlar da okült sembolizm açısından dikkat çekmektedir.

Lilliput İmparatoru: 15 cm boyundaki ve halkının kendisinden "evrenin ve neşenin terörü" diye bahsettikleri kral.

Yahoo'lar : Gulliver'in kendilerinden olduğunu iddia eden insana ve maymuna benzeyen vahşi bir ırk.

Houyhynhnm'ler ( Kişneme sesinden ) : Yahoo'ları yöneten, anlayışlı, nazik atlardan! oluşan bir ırk.

Strulbrug'lar: Tek amaçları ölmelerine izin verilmesi olan mutsuz, ölümsüz bir ırk. 

Laputa : Uçan ada! ülke 

Satanik eğilimler telkin eden ürünler

Satanizmin tek din olduğu sapkın bir yeni dünya düzeni kurma obsesyonuna tutulmuş olan küresel şirketlerin sahibi aileler satanizm iletişimini aşamalı olarak yoğunlaştırmakta ve bu süreçte hedef kitle olarak yeni dünyanın müstakbel halkı addettikleri çocukları hedef almaktadırlar.

Satanizmin topluma telkin edilmesi sürecinde filmlerde, şarkı sözlerinde ve şarkı kliplerinde en çok kullanılan temalar Allah'a isyan, şeytanı ilahlaştırma, eşcinsellik, pedofili, nekrofili ve cannibalism ( yamyamlık ) olarak sıralanmaktadır.

Son dönemde göze çarpan bazı ürünler satanizmi yayma sürecinin oldukça aleni hale geldiğini ortaya koymaktadır. Herkesin bildiği "Barbie" ürünlerine "Eşcinsellik" ve "Baphomet" ( İblis'in sembolü ) figürlerinin eklenmesi dikkat çekmektedir.

                                                      



   İblis'in sembolü Baphomet figürleri


              

Barbie'nin sevgilisinin erkek sevgili edinmesi....

              

   Barbie'nin kız sevgili edinmesi...
                                       
              

"Kürtaj yaptıran Barbie" figürünün bir seçim kampanyasında hicivsel olarak ve tek seferlik kullanıldığı belirtilse de çocukların bilinçaltına satanik mesaj ekilmesi açısından oldukça etkili olmuştur. Kürtaj mesajı cinlerin "insan soyunun azaltılması, yokedilmesi" obsesyonu kapsamında verilmektedir.

"Chupa Chups" ( Em Em ) markalı şekerleme ürünlerinin ise açıkça nekrofili  ( ölüsevicilik ) ve cannibalism ( yamyamlık / insan eti yemecilik ) öğelerini içerdiği görülmektedir.





Yukarıda yer alan şekerleme ürünlerinin kutularında "Aklını uçurur.", "Yeni fikirlere açık ol!", "Çok düşünme hemen ye!" gibi zihin kontrolü temalı ve bilinçaltına talimat gönderen cümleler ile  "Beynin açığa çıkmış olduğu Kafatası" ve "Kemik"* figürleri yer almaktadır. Zaten muhtelif metodlarla ( büyü, teknoloji vb. ) dünya insanlarının düşünmeyen, idrak edemeyen, robotlaşmış bir kitleye dönüştürülmek istendiği bu blogda defaatle vurgulanmaktadır.  ( * Kafatası ve kemik figürleri "Skull and Bones" ( Kafatası ve Kemikler ) isimli okült satanik cemiyeti de çağrıştırmaktadır. )

Cannibalism ( Yamyamlık ) / Nekrofili  ve Eşcinsellik sendromu Kur'an'da da bildirilmektedir.

5/3 - HURRİMET ALEYKÜMÜL MEYTETÜ DEMÜ ve lahmül hınzıri ve ma ühille li ğayrillahi bihı vel münhanikatü vel mevkuzetü vel müteraddiyetü ven netıyhatü ve ma ekeles sebüu illa ma zekkeytüm ve ma zübiha alen nüsubi ve en testaksimu bil ezlam zaliküm fisk el yevme yeissellezine keferu min dıniküm fe la tahşevhüm vahşevni el yevme ekmeltü leküm dıneküm ve etmentü aleyküm nı'metı ve radıytü lekümül islame dına fe men idturra fı mahmesatin ğayra mütecanifin li ismin fe innellahe ğafurun rahım
( ÖLÜ, KAN, domuz eti, o Allah’tan başkası için kesilmiş, boğulmuş, vurulmuş, yukarıdan düşmüş, boynuzlanmış, canavarın yiyip yırttığı o diri iken kesmedikleriniz, dikilitaşlar üzerine o boğazlananlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız SİZE HARAM KILINDI. BUNLAR GÜNAHKARLIKTIR. Bugün inkarcılar, dininize karşı ümitsizliğe düşmüşlerdir. O halde, onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size, dininizi kemale erdirdim, üzerinize nimetimi tamamladım. Size din olarak islamı, teslimiyeti istedim. Günaha istekle yönelme haricinde, açlıktan zorda olup mecbur kalana kesinlikle Allah affedendir, merhametlidir. )

49/12 - Ya eyyühellezine amenüctenibu kesıran minez zanni inne ba'daz zanni ismün ve la tecessesu ve la yağteb ba'duküm ba'da  E YÜHIBBU EHADEKÜM EN YE'KÜLE LAHME EHIYHİ MEYTEN fe kerihtümuh vettekullah innellahe tevvabür rahım ( Ey o inananlar zannın çoğundan kaçının. Kesinlikle zannın bazısı günahtır. Casus gibi araştırmayın ve bazınız bazınızı çekiştirip arkadan konuşmasın. SİZLERDEN BİRİNİZ ÖLMÜŞ KARDEŞİNİN ETİNİ YEMEYİ SEVER Mİ? Ondan tiksindiniz. Allah’tan sakının. Kesinlikle Allah tevbeyi kabul edendir merhametlidir. )

26/165 - E te'tunez ZÜKRANE minel alemın ( Alemlerden ERKEKLERE mi gidiyorsunuz? )




2 Ekim 2020 Cuma

Nebi ve Resul kavramları

"Nebi"* ( Haberci ) kelimesi "Nebe" ( Haber ) kökünden türeyen ve kendisine kitap vahyedilen vazifeli resulleri tanımlayan bir kelimedir. Kur'an'da kendisine kitap vahyedildiğinden bahsedilen haberci resuller Hz. İbrahim, Hz. İsmail, Hz. Musa, Hz. Davud, Hz. Süleyman, Hz. Yahya, Hz. İsa ve Hz. Muhammed olarak bildirilmektedir. Ancak bir kitap oluşturmamış olsa dahi ilahi plandan vahiy yoluyla kendisine ilim bahşedilen ve bu ilmi yayma görevi verilen varlıklar da nebi resul ( haberci resul / gönderilen haberci ) addedilmektedir.

* Peygamber ( Haber veren, Hacc eden ) kelimesi Farsça bir kelime olup Kur'an'da yer almaz.

Kendilerine kitap vahyedildiği bildirilen nebi resullere ilişkin ayetler aşağıda yer almaktadır.

3/3 - Nezzele aleykel kitabe bil hakkı müsaddikan li ma beyne yedeyhi ve enzelet tevrate vel incil ( Sana kitabı, kendinden öncekileri gerçek ile doğrulayıcı olarak indirdi. Tevrat' ı ve İncil' i indirdi. )

4/163 - İnna evhayna ileyke kema evhayna ila nuhın ven nebiyyıne min ba'dih ve evhayna ila ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ıysa ve eyyube ve yunüse ve harune ve süleyman ve ateyna davude zebura ( Kesinlikle biz, Nuh'a ve ondan sonra gelen habercilere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyub'a , Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Davud'a da Zebur'u verdik. )

İsmi bildirilmeyen bir çok resulün ( gönderilenin ) olduğu 4/164 kodlu ayette bildirilmektedir.

4/164 - Ve rusülen kad kasasnahüm aleyke min kablü ve rusülen lem naksushüm aleyk ve kellemellahü musa teklıma ( Ve önceden sana anlattığımız resullere ve sana anlatmadığımız resullere de. Allah Musa' ya kelam edip, söz söyledi. )

5/46 - Ve kaffeyna ala asarihim bi ıysebni meryeme müsaddikan li ma beyne yedeyhi minet tevratı ve ateynahül incile fıhi hüden ve nurun ve müsaddikan li ma beyne yedeyhi minet tevratı ve hüden ve mev'ızaten lil müttekın ( Ve onların izleri üzerine, yanlarındaki Tevrat' ı doğrulayıcı olarak Meryemoğlu İsa'yı gönderdik. Ona içinde yönlendirme ve aydınlık olan ve ondan önce Tevrat' tan olanı doğrulayan ve sakınanlar için yönlendirme ve öğüt olan İncil' i verdik. ) 

15/87 - Ve lekad ateynake seb'an minel mesanı vel kur'anel azım ( Ve biz sana ikililerden yedi taneyi ve büyük Kur'an' ı verdik. )

19/12 - Ya yahya huzil kitabe bi kuvveh ve ateynahül hukme sabiyya ( Ey Yahya, kitabı kuvvetlice alıp tut. Ve çocukken ona hüküm verdik. )

23/49 - Ve lekad ateyna musel kitabe leallehüm yehtedun ( Ve Musa' ya kitabı verdik. Umulur ki onlar yönlenirler. )

27/29 - Kalet ya eyyühel meleü innı ülkıye ileyye kitabün kerım ( "Ey ileri gelenler kesinlikle bana faydalı yüce kitap atılıp bırakıldı." dedi. )

27/30 - İnnehu min süleymane ve innehu bismillahirrahmanirrahım ( Kesinlikle o Süleyman’ dandır. Kesinlikle o şefkatli merhametli Allah' ın ismi iledir. )

57/27 - Sümme kaffeyna ala asarihim bi rusulina ve kaffeyna bi ıysebni meryeme ve ateynahul incile ...... ( Sonra onların izleri üzerine resullerimizi gönderdik. Meryem oğlu İsa' yı gönderdik. Ona İncil' i verdik. ... ) 

87/19 - Suhufi ibrahime ve musa ( İbrahim’ in ve Musa’ nın sahifelerinde. )

Kendisine kitap vahyedilen vazifelilerin "Nebi Resul" ( Gönderilen Haberci ) oldukları aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir.

7/157 - Ellezine yettebiuner RASULEN NEBİYYEL ümmiyyellezi yecidune mektuben ındehüm fit tevratı vel incili ye'müruhüm bil ma'rufi ve yenhahüm anil münkeri ve yühıllü lehümüt tayyibati ve yüharrimü aleyhimül habaise ve yedau anhüm ısrahüm vel ağlalelletı kanet aleyhim fellezine amenu bihı ve azzeruhü ve nesaruhü vettebeun nurallezı ünzile mea hu ülaike hümül müflihun ( Onlar, yanlarındaki Tevrat ve İncil' de yazılmış bulacakları o GÖNDERİLEN okuma yazma bilmeyen HABERCİYE tabi olurlar. O onlara iyiliği emreder ve onları kötülüklerden meneder. Onlara temizleri helal kılar. Pisleri, kötüleri de üzerlerine haram kılar. Onlardan, üzerlerindeki yüklerini ve kelepçelerini alır. O halde, ona inanan, onu kuvvetlendiren, destekleyen, ona yardımcı olan ve onunla birlikte indirilen aydınlığı izleyenler, işte onlar iflah olanlardır. )

19/51 - Vezkür fil kitabi musa innehu kane muhlesan ve kane RASULEN NEBİYYA ( Ve kitapta Musa’yı da hatırla. Kesinlikle o samimiydi ve GÖNDERİLEN HABERCİ oldu. )

19/54 - Vezkür fil kitabi ismaıyle innehu kane sadikal va'di ve kane RASULEN NEBİYYA ( Ve kitapta İsmail' i de hatırla. Kesinlikle o vaadine sadıktı, doğruydu. GÖNDERİLEN HABERCİ oldu. )

Hz. Muhammed'in son nebi ( haberci ) olduğu Ahzab suresinin 40. ayetinde bildirilmektedir. Ayette sadece "Nebi" ( Haberci ) nitelemesi yapılmış olması "Resul" ( Gönderilen ) kelimesine göre daha farklı bir özelliğe işaret etmekte gibidir. Zira bir çok ayette de "Resul" kelimesi tek başına kullanımıştır.

33/40 - Ma kane muhammedün eba ehadin min ricaliküm ve lakin rasulellahi ve HATEMEN NEBİYYIN ve kanellahü bi külli şey'in alima ( Muhammed adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir. Lakin Allah' ın resulüdür ve HABERCİLERİN SONUNCUSUDUR. Allah herşeyi bilendir. )

"Resul" ( Gönderilen ) kelimesi "İrsal" ( Göndermek ) kökünden türeyen bir kelimedir. Resul, kitap halinde olmasa da kendisine ilahi kozmik bilgiler vahyedilen ve bunları yaymak ile vazifelenen varlıkları tanımlamaktadır. Son nebi ( haberci ) yani kendisine kitap verilen haberci Hz. Muhammed olmakla birlikte aydınlanma ve idraki tekâmül sağlayan ilahi kozmik bilgi akışı, yaratılıştan bu yana daima devam emekte ve bu bilgileri yaymakla sorumlu resuller sürekli tezahür etmektedir.

Bu husus, Rab'bin insan ile iletişim usüllerinin tanımlandığı Şura suresinin 51. ayetinde yer almaktadır.

42/51 - Ve ma kane li beşerin en yükellimehüllahü illa vahyen ev min verai hıcabin ev yursile rasulen fe yuhıye bi iznihı ma yeşa' innehu aliyyün hakım ( Ve Allah' ın insana kelam edip söz söylemesi, vahyen veya perde arkasından olması haricinde olmaz. Veya resul gönderir de izni ile ne dilerse vahyeder. Kesinlikle O uludur hakimdir. )

Yaratamayanları ilahlaştırmayın

Küreselciler gelişen dijital teknoloji kapsamında datanın ( verinin ) ve yapay zekânın ilahlaştırılmasını, bu kavramların yeni bir din gibi algılanmasını ve bu suretle kendilerinin de Allah'a ortak koşulmalarını ( haşa ) arzu etmektedirler.

Transhumanism projesi vesilesiyle kendilerine "yaratıcı" sıfatını atfetmeye çalışan şeytanlar manevi ve ilmi durumu zayıf olan insanları büyük bir yanılgı tuzağına sürüklemektedirler.

Kur'an'da "Yaratmak" anlamına gelen "Halk" ve "Fatr" kelimeleri "Yoktan yaratmak" anlamını yansıtmaktadır. Dolayısıyla Allah'ın yoktan yarattığı maddeyi modifiye etmek ve ona şekil vermek "yoktan yaratmak" anlamına değil "üretmek / türetmek" ( Sun / Sın / Sınai ) anlamına gelmektedir. 

İnsanların bu hususta yanılgıya ve tuzağa düşmemeleri gerektiği muhtelif ayetlerde bildirilmiş, ilmi ve teknolojiyi kullanarak "ilahçılık" oynayan müşrikleri Rab'ba şirk koşmamaları gerektiği öğütlenmiştir.

7/191 - E yüşrikune ma la yahlüku şey'en ve hüm yuhlekun ( O hiçbir şey yaratmayan ve kendileri yaratılmış olanları mı ortak koşuyorlar? ) 

16/17 - E fe men yahlüku ke men la yahluk e fe la tezekkerun ( E peki yaratan yaratmayan gibi midir? Hala hatırlamaz mısınız? )

Paralel Evrenler / Çoklu Evrenler

Paralel Evrenler ( Parallel Universes ) veya Çoklu Evrenler ( Multiverses ) teorisi kainat adı verilen madde aleminin birden fazla ve birbiriyle etkileşim halinde olduğunu ifade etmektedir.

Paralel Evrenler / Çoklu Evrenler

Paralel Evrenler / Çoklu Evrenler teorisine göre, bir evrende tezahür eden bir olgunun veya olayın bir başka evrende, o evrenin koşullarına göre bir yansıması ( projeksiyonu ) mevcuttur. "Coherence" ( Eş fazlılık, Uyumluluk ) olarak anılan bu kavram, aynı evren içinde farklı boyutların bulunması ve bir boyuttaki olgunun veya olayın bir başka boyutta yansıması ( projeksiyonu ) olması fenomenini de tanımlamaktadır.

Bu hususa yani birden çok evren fenomenine İsra suresinin 99. ve Yasin suresinin 81. ayetinde soru cümleleriyle işaret edilmekte gibidir. 

17/99 - E ve lem yerav ennellahellezi halekas semavati vel erda kadirun ala en YAHLÜKA MİSLEHÜM ve ceale lehüm ecelel la raybe fıh fe ebez zalimune illa küfura ( Görmediler mi ki gökleri ve yeri yaratan kesinlikle Allah’ tır. ONLARIN AYNISINI YARATMAYA gücü yetendir. Onlara, hakkında şüphe olmayan vade geldi de zalimler ancak inkarda direttiler. )

36/81 - E ve leysellezi halekas semavati vel erda bi kadirin ala en YAHLÜKA MİSLEHÜM bela ve hüvel hallakul alim ( Ve o gökleri* ve yeri yaratan, ONLARIN AYNISINI YARATMAYA gücü yeten değil midir? Bilakis, o yaratandır bilendir. )

* "Gökleri" ifadesi her bir evrendeki boyutsal katmanları ( Yedi Gökler** ) tanımlamaktadır. Dolayısıyla ayette her biri yedi gökten oluşan başka evrenlerden bahsedilmektedir. 

 ** 2/29 - Hüvellezi haleka leküm ma fil erdı cemıan sümmesteva iles semai fe sevvahünne seb'a semavat ve hüve bi külli şey'in alim ( O size yerde olanları topluca yaratandır. Sonra göğe seviyelendi ve onu yedi gökler olarak düzenleyip seviyelendirdi. O herşeyi bilendir. ) 

"Gökler" kavramı hem dünyanın atmosferindeki katmanları ( 7 adet ), hem evrendeki boyutları, hem de birden çok evreni tanımlayan geniş anlamlı bir kavramdır.





Ruhsal faydaya dönüşen maddesel mahrumiyet

Küresel şeytanlar çetesi muhtelif tuzak kurgularıyla ( salgın, kıtlık, savaş, doğal afet vb. ) insanları dünyevi ve maddi ihtiyaçlarından mahrum bıraktıkça insanlar mahrum bırakıldıklarına ihtiyaç duymamaya başlayacaklardır. Yani şeytanların kurdukları tuzaklar insanın maddeden ve nefsaniyetten arınmasına ve ruhsal tekâmülüne vesile olacaktır.

Bu noktada "E o zaman şeytanlar aslında iyi bir şey yapmış olmuyorlar mı?" gibi cahilce bir soru gündeme gelebilir. Cevap ise çok nettir. Şeytanlar yaptıklarını kötü niyetle yani insanlığı köleleştirmek ve mağdur etmek için yapmaktadırlar. Negatif enerji frekanslarını pozitife dönüştüren, süreci insanlar için bir fayda kılan Allahü Teala'dır. Ve ilahi liyakat sisteminde "niyet" ve "gayret" temel belirleyici unsurlardır. Bu nedenle Kur'an'da gayretin sonuçtan önemli olduğu mesajı verilir. Zira sonucu sadece Allah belirleyebilir.

Sonunda İblis'in dahi kendilerini terkedeceği gaspçı şeytanlar açgözlülükle yedikleri ve biriktirdikleri dünya maddesinin ateşe ve zehire dönüştüğüne bizzat şahit olacaklar, yalnızlığı ve çaresizliği bizzat deneyimleyeceklerdir.

Bu hususa ilişkin ayetler şöyledir.

9/35 - Yevme yuhma aleyha fı nari cehenneme fe tükva biha cibahühüm ve cünubühüm ve zuhuruhüm haza ma keneztüm li enfüsiküm fe zuku ma küntüm teknizun ( O gün onların üzerlerinde cehennem ateşi kızdırılır da onlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanır. İşte bunlar o nefisleriniz için biriktirip haznettikleriniz. Haydi, o haznetmiş olduklarınızı tadın. ) 

56/41 - Ve ashabuş şimali ma ashabuş şimali ( Ve solun sahipleri. Nedir solun sahipleri?) 

56/42 - Fi semumin ve hamimin ( İçe işleyen zehirli ateş ve kaynar suyun içindedirler.( 

56/43 - Ve zıllin min yahmumin ( Ve kara dumandan gölgeler. )

56/44 - La baridin ve la kerimin ( Soğuk değildir. Faydalı da değildir. )

56/45 - İnnehüm kanu kable zalike mütrefin ( Kesinlikle onlar bundan önce refah şımarıkları idiler. )

56/46 - Ve kanu yüsırrune alel hınsil azım ( Ve büyük günahta ısrar etmekteydiler. )

69/35 - Fe leyse lehül yevme hahüna hamim ( Artık bugün ona burada samimi arkadaş yoktur. )

69/36 - Ve la ta'amun illa min ğıslin ( Ve irin haricinde yiyecek yoktur. )

69/37 - La ye'kulühu illel hatiun ( Onu hatalıların haricindekiler yemez. )

78/21 - İnne cehenneme kanet mirsaden ( Kesinlikle cehennem gözetleme yeri olmuştur. )

78/22 - Lit tağıne meaben ( Azgınlar için dönülecek yer. )

78/23 - Labisine fiha ahkaben ( Orada uzun zaman kalacaklar. )

78/24 - La yezukune fiha berden ve la şeraben ( Orada ne soğuğu, ne de içeceği tatmayacaklar. )

78/25 - İlla hamimen ve ğassakan ( Kaynar su ve irin hariç. )

78/26 - Cezaen vifakan ( Tam uygun karşılık olarak. )

Tekâmül etmiş insanın yani cennete hazır insanın maddi ihtiyaçlardan arınacağının sezgisi de aşağıdaki ayetlerde verilmektedir. 

20/118 - İnne leke en la tecua fıha ve la ta'ra ( Kesinlikle sana orada acıkmaman ve çıplak olmaman vardır. )

20/119 - Ve enneke la tazmeü fıha ve la tadha ( Ve kesinlikle sen orada susamazsın ve sıcakta yanmazsın. )

21/8 - Ve ma cealnahüm ceseden la ye'külunet taame ve ma kanu halidın ( Ve onları yemek yemeyen gövdeler, vücutlar kılmadık. Ebedi de değillerdi. )

1 Ekim 2020 Perşembe

Kutsal Ruh'un sembolü Güvercin / Kumru

"Güvercin" veya "Kumru" ilahi sembolizmde Rab'bin yaşam veren Ruh'unu ( Kutsal Ruh ) temsil etmektedir. Bu husus İncil'de defaatle tekraranmaktadır.

40 Matthew 3-16 İsa vaftiz olur olmaz sudan çıktı. O anda gökler onun üzerine açıldı ve İsa, Tanrı'nın Ruhu'nun bir KUMRU / GÜVERCİN gibi inip üzerine konduğunu gördü.

41 Mark 1-10 Tam sudan çıkarken, göklerin yarıldığını ve RUH'un GÜVERCİN gibi üzerine indiğini gördü.

42 Luke 3/21-22 Bütün halk vaftiz olduktan sonra İsa da vaftiz oldu. Dua ederken gök açıldı ve KUTSAL RUH, bedensel görünümde, KUMRU / GÜVERCİN GİBİ O'nun üzerine indi. Gökten, "Sen benim sevgili Oğlum'sun, senden hoşnudum" diyen bir ses duyuldu.

43 John 1-32 Yahya tanıklığını şöyle sürdürdü: "RUH'un GÜVERCİN gibi gökten indiğini, O'nun üzerinde durduğunu gördüm.

Tevrat'ta Nuh tufanından sonra hayatın tekrar başlaması da Genesis ( Yaratılış ) suresinde "Güvercin" ile sembolize edilmiştir.

1-Genesis-8-11 GÜVERCİN gagasında yeni kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin geri döndü. O zaman Nuh suların yeryüzünden çekilmiş olduğunu anladı.

1-Genesis-8-12 Yedi* gün daha bekledikten sonra GÜVERCİNİ yine gönderdi. Bu kez GÜVERCİN geri dönmedi.

* Ayette ayrıca 7 sayısının döngü sonu sembolü olduğuna da dikkat çekilmektedir.

"Kuş", Kur'anda da yaşam veren Kutsal Ruh'un sembolü olup, Allah'ın izniyle Mesih İsa'nın çamurdan kuş yaratmasına vesile olduğu Al'i İmran ve Maide surelerindeki ilgili ayetlerde bildirilir.

3/49 - Ve rasulen illa benı israıle ennı kad ci'tüküm bi ayetin min rabbiküm ennı ahlüku leküm minet tıyni ke hey'etit TAYRİ fe enfühu fıhi fe yekunü TAYRAN bi iznillah ve übriül ekmehe vel ebrasa ve uhyil mevta bi iznillah ve ünebbiüküm bima te'külune ve ma teddehırune fı büyutiküm inne fı zalike le ayeten leküm in küntüm mü'minın

( Ve ancak İsrailoğullarına resuldür. "Kesinlikle ben size Rab’binizden ayet getirdim. Kesinlikle ben size, çamurdan KUŞUN şekli gibi olanı yaratırım. Böylece onun içine üflerim de o Allah’ ın izni ile KUŞ olur. Doğuştan körü, alacalıyı iyileştiririm. Allah’ ın izni ile ölüyü diriltirim. O yediklerinizi, o evlerinizin içinde biriktirdiklerinizi size haber veririm. Eğer inananlarsanız, kesinlikle bunda size ayetler vardır." )

5/110 - İz kalellahü ya iysebne meryemezkür nı'metı aleyke ve ala validetik iza eyyedtüke bi RUHİL KUDÜSİ tükellimün nase fil mehdi ve kehla ve iz alemtükel kitabe vel hıkmete vet tevrate vel incil ve iz TAHLÜKU minet tıyni ke hey'etit TAYRİ bi iznı fe tenfühu fıha fe tekunü TAYRAN bi iznı ve tübriül ekmehe vel ebrasa bi iznı ve iz tuhricül mevta bi iznı ve iz kefeftü benı israıle anke iz ci'tehüm bil beyyinati fe kalellezine keferu minhüm in haza illa sıhrun mübın

( Zamanında Allah "Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Seni KUTSAL RUH ile desteklediğimde beşikte ve erişkinlikte insanlara kelam edip söz söylerdin. Sana yazıyı, sırrı, Tevrat' ı ve İncil' i öğrettim. İznimle çamurdan KUŞUN şekli gibi olanı YARATTIN. Onun içine üfledin de iznimle KUŞ oldu. Doğuştan körü ve alacalıyı iznimle iyileştirdin. Ölüleri iznimle çıkardın. Onlara ayetlerle geldiğin ve onlardan inkar edenlerin "Bu kesinlikle apaçık sihirdir." dedikleri zaman İsrailoğulları' nı üzerinden çektim." dedi. )

Bir hastane odasında yatmakta olan ancak hiç ziyaretçisi gelmeyen bir kadının üzerine, pencereden giren bir güvercinin konması anı hemşire tarafından görüntülenmiştir. Hasta kadının birkaç gün sonra taburcu olduğu ve güvercinleri beslerken görüldüğü söylenmektedir.











Akabe'yi bilir misin?

"Akabe" kelimesi "Sarp yokuş" anlamına gelen ve inananların şeytanla mücadelesinde karşılaştıkları ve sabır ve sebatla mücadele etmeleri gereken zorlukları sembolize eden bir kelimedir.

Mekke'deki Mina tepesi küçük, orta ve büyük şeytanı temsil eden taşların bulunduğu tepedir. Mina'da bulunan ve temsilen şeytanın oturduğu kabul edilen tepe de AKABE olarak anılmaktadır. 

                            

                                Akabe 1953



Mina Tepesi'nde Akabe




Temsilen şeytanın yeri addedilen Akabe'nin "Ters Kubbe" ve "Minare ( Dikilitaş )" formunda olması yani camiye benzemesi düşündürücüdür.



Eskiden bir tane olan Akabe'nin sayısı üçe çıkarılmış ve atılan taş başına para alınmaya! başlanmıştır. Üç adet Akabe, kur'an'da mekruh ve şeytani addedilen "Teslis" ( Üçleme ) kavramına mı işaret etmektedir?

"Akabe" kelimesi Kur'an'da iki kere tekrarlanmakta olup, bu kelimenin ilk kez geçtiği ayetin kodunun 90/11 yani nümerolojik sembolizm itibarıyla 9/11 olması şeytanın tuzaklarına işaret edilmekte olduğu algısını vermektedir.

90/11 - Fe laktehamel AKABE ( Böylece SARP YOKUŞA tahammül edemedi. )

90/12 - Ve ma edrake mel AKABE ( Ve SARP YOKUŞUN ne olduğunu sana ne bildirir? ) 

Zira 9/11 sembolizmine yüklenen negatif ve şeytani anlam haşa Rab'bin üzerinde olmaktır. 10 sayısı ( 1+0 = 1 ) Rab'bin birliğini ve tekliğini sembolize etmekte olup, şeytanlar ise 11 sayısını Rab'bin üzerinde olmanın ( haşa ) sembolü addetmektedirler. 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/10/911-ikiz-kuleler-vakas.html

30 Eylül 2020 Çarşamba

Amok ve Nekrofili

"Çocuğunu işkence ederek öldürdüğü iddia edilen anne tutuklandı." ( Basından 2020 ) 

"Rusya'da 12 yaşında bir kızla birlikte olan sapkın adam, öldürdüğü kişinin etini yedi." ( Basından 2018 )

"Web sitesinde, nikah tanımı yapan Diyanet, bulûğ çağına girmiş olanların da dinen nikahlanabileceğini belirtti. Diyanet, bulûğ yaşının alt sınırını kızlarda 9, erkeklerde 12 olarak belirtti. Diyanet, kızların 9 yaşında gebe kalabileceklerini, erkeklerin de 12 yaşına girdiklerinde baba olabileceklerini bildirdi. Diyanet'e göre ergenlik çağına girmiş kız çocukları nikahlanırken yanlarında velilerinin olmasının daha uygun olacağını da açıkladı ve “Veli olmasa da olur” dedi." ( Basından 2018 )

"Mısır Ulusal Kadınlar Konseyi, parlamentoya 14 yaşındaki kızların evlendirilebilmesine izin veren ve erkeklere ölen eşleriyle öldükten sonraki altı saat içinde cinsel ilişkiye girebilme hakkı tanıyan iki yasanın reddedilmesi çağrısı yaptı." ( Basından 2014 )

"Rusya'da içkili bir eğlence sırasında kız arkadaşlarını öldürerek etini yiyen iki genç ağır hapis cezasına çarptırıldı." ( Basından 2010)

"Ankara'da, öldürdüğü kişinin etlerini 'yemek için' ayıran Özgür Dengiz ilk ifadesinde insan etini sevdiğini ve öldürerek yemeye devam edeceğini söyledi." ( Basından 2007 )

"1870 - 1936 yılları arasında yaşamış olan Albert Hamilton Fish küçük çocuklara tecavüz edip öldürdükten sonra etlerini yiyen sapık olarak 20. yüzyılın en azılı seri katili olarak bilinmektedir."

Yukarıdaki haber alıntıları Pedofili, Nekrofili ve Amok sendromu tezahürü niteliğindedir. 

Cinsel tecavüz ve cinayet içeren bu vakaların faillerinin farklı farklı ifadeleri olmakta ve genellikle kendinden geçtiklerini, kontrolden çıktıklarını, olay anını hatırlamadıklarını, kendilerine engel olamadıklarını, istemeden veya isteyerek ve zevk alarak bu eylemi gerçekleştirdiklerini belirtmektedirler.

"Amok" ( Öldürme tutkusu ) ve "Nekrofili" ( Ölüsevicilik, Ölüyemecilik ) sendromları esasen gizli satanik cemiyetlerdeki ve tarikatlardaki şeytana atfen yapılan kan ve adak ritüellerinin temel öğelerini oluşturmaktadır. Bugün "töre cinayeti" olarak bilinen birçok vakanın özünde de cemiyet / tarikat etkisi bulunmaktadır. 

İblis'in ve cin tayfasının hipnozu ( zihin kontrolü ) altına girmiş olanlara bu vicdansız eylemleri, içinde bulundukları cemiyetin / tarikatın bir gereği olarak algılatılmakta, ilahi açıdan büyük bir feragat, bir ilerleme vesilesi ve hatta mağdura yapılan bir iyilik olarak telkin ettirilmektedir.

Bu vakaların kısaca "CİNsel tecavüz" ve "CİNayet" olarak adlandırılması cinlerin negatif tesirlerinin delili niteliğindedir. 

Kur'an'da Amok ve Nekrofili* sendromları, "Cinleri ilah addeden müşrikler", "Çocuklarını öldürenler" ve "Ölmüş kardeşin etini yeme" misalleriyle bildirilmektedir. 

6/137 - Ve kezalike ZEYYENE Lİ KESİRİN MİNEL MÜŞRİKINE KATLE EVLADİHİM ŞÜRAKAÜHÜM li yürduhüm ve li yelbisu aleyhim dınehüm ve lev şaellahü ma fealuhü fe zerhüm ve ma yefterun

( Ve ORTAK KOŞANLARDAN ÇOĞUNA, ORTAKLARI, onları mahvetmek ve onların üzerlerine dinlerini örtmek için ÇOCUKLARINI ÖLDÜRMELERİNİ İŞTE BÖYLE SÜSLÜ GÖSTERDİLER. Şayet Allah dileseydi onu yapamazlardı. O halde onları ve o uydurduklarını bırak. )

49/12 Ya eyyühellezine amenüctenibu kesıran minez zanni inne ba'daz zanni ismün ve la tecessesu ve la yağteb ba'duküm ba'da E YÜHIBBÜ EHADÜKÜM EN YE'KÜLE LAHME EHIYHİ MEYTEN fe kerihtümuh vettekullah innellahe tevvabür rahım

( Ey o inananlar zannın çoğundan kaçının. Kesinlikle zannın bazısı günahtır. Casus gibi araştırmayın ve bazınız bazınızı çekiştirip arkadan konuşmasın. SİZLERDEN BİRİNİZ ÖLMÜŞ KARDEŞİNİN ETİNİ YEMEYİ SEVER Mİ ? Ondan tiksindiniz. Allah’tan sakının. 

5/3 - HURRİMET ALEYKÜMÜL MEYTETÜ DEMÜ ve lahmül hınzıri ve ma ühille li ğayrillahi bihı vel münhanikatü vel mevkuzetü vel müteraddiyetü ven netıyhatü ve ma ekeles sebüu illa ma zekkeytüm ve ma zübiha alen nüsubi ve en testaksimu bil ezlam zaliküm fisk el yevme yeissellezine keferu min dıniküm fe la tahşevhüm vahşevni el yevme ekmeltü leküm dıneküm ve etmentü aleyküm nı'metı ve radıytü lekümül islame dına fe men idturra fı mahmesatin ğayra mütecanifin li ismin fe innellahe ğafurun rahım

( ÖLÜ, KAN, domuz eti, o Allah’tan başkası için kesilmiş, boğulmuş, vurulmuş, yukarıdan düşmüş, boynuzlanmış, canavarın yiyip yırttığı o diri iken kesmedikleriniz, dikilitaşlar üzerine o boğazlananlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız SİZE HARAM KILINDI. BUNLAR GÜNAHKARLIKTIR. Bugün inkarcılar, dininize karşı ümitsizliğe düşmüşlerdir. O halde, onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size, dininizi kemale erdirdim, üzerinize nimetimi tamamladım. Size din olarak islamı, teslimiyeti istedim. Günaha istekle yönelme haricinde, açlıktan zorda olup mecbur kalana kesinlikle Allah affedendir, merhametlidir. )

( * "Nekrofili" ( İğrenci sevmecilik ) kelimesi "Nekro" ( İğrenç olan ) ve "Fili" ( Sevme ) kelimelerinden oluşmakta olup, kökteki "Nekro" kelimesi Arapça'daki "Nükra" ( İğrenç, Kötü ) ve "İnkar" ( Reddetme ) kelimelerindeki "NKR" köküdür.

18/74 - Fentaleka hatta iza lekıya ğulamen fe katellehu kale e katelte nefsen zekiyyeten bi ğayri nefs lekad ci'te şey'en NÜKRA ( Öylece yürüdüler. Nihayet oğlanla, genç adamla karşılaştıklarında, onu öldürdü. "Sen nefis dışında olarak temiz nefsi mi öldürdün? Sen KÖTÜ / İĞRENÇ şey getirdin." dedi. )

Kesinlikle Allah tevbeyi kabul edendir merhametlidir. ) Ayetteki "Ölmüş kardeşin etini yemeyi sevme" ifadesi doğrudan Nekrofili'yi ( Ölüsevicilik ) tanımlamaktadır.