16 Eylül 2022 Cuma

Tarikatler meselesi

"Tarikat" kelimesi "Tarik" ( Yol ) ve "at" ( -leşme, -ma ) kelimelerinden oluşan ve "Yol, Yollanma" anlamına gelen bir kelimedir. Ancak bu kelime maalesef temeli din istismarına dayanan ve kitleler üzerinde tahakküm kurmak ve nefsani menfaatler sağlamak amacıyla kurulmuş olan bazı yapıların genel ismi olarak da kullanılagelmiştir.

Dinde bölünmenin ( tarikatleşme, cemaatleşme, mezhepleşme vb. ) asla olmaması gerektiği, dinin esasının sadece Allah'a itaat ve O'na kulluk etmek olduğu, Allah'ın din hakkındaki tüm hükümlerini detaylı olarak içeren Kur'an ayetlerinde defaatle belirtilmiştir. 

Meryem suresinin aşağıdaki ayetlerinde Allah'a kulluk etmeye ihtilaf edenlerden bahsedilmektedir. 

19/36 Ve innellahe rabbi ve rabbukum fA'BUDUH HAZA SIRATUN MUSTEKİM

( Ve kesinlikle Allah Rab’bimdir ve Rab’binizdir. O halde O’NA KULLUK EDİN. BU DOĞRU YOLDUR. )

19/37 FAHTELEFEL AHZABU MİN BEYNİHİM e veylun lillezine keferu min meşhedi yevmin azim

( Böylece GRUPLAR KENDİ ARALARINDA İHTİLAF ETTİLER. Artık büyük güne şahit olacak o inkarcılar için vaylar olsun. )

Rum suresinin aşağıdaki ayetinde ise tarikatleşmek suretiyle dinde ayrışanlardan ve gruplaşanlardan bahsedilmektedir.

30/32 Minellezine FERRAKU DİNEHUM VE KANU ŞİYEA KULLİ HİZBİN bima ledeyhim ferihun

( O onlardan olanlar DİNLERİNİ AYIRDILAR VE GRUPLAR  OLDULAR. HER GRUP, o yanında olanla ferahlayıp sevinir. )

Toplumda algılanan anlamı ile "Tarikat", sözde insanları hidayete erdirecek müesseselerdir ki şeytani nitelik arzeden tarikatlerde hidayete ermenin tek yolunun tarikat lideri konumunda olan "Şeyh / Mürşid" ünvanlı şahıslara koşulsuz itaat ve kölelik / kulluk edilmesi olduğu telkin edilmektedir.  Bu tarikatlerde, şeyhin / mürşidin sözü Kur'an ayetlerinden dahi önce gelmekte ( haşa ), Kur'an'ın, dini anlayabilmek için yetersiz bir kaynak olduğu ve şeyh sözüne tabi olmanın hidayete ermek için yegane yol olduğu telkin edilmektedir. Ayrıca hadis, fıkıh, sünnet kisvesi altında birçok yanlış bilgi ve uygulamada insanlara aktarılmakta ve ayrıca insanları müridleştirebilmek için travma bazlı zihin kontrol operasyonları ve majik operasyonlar ( büyü ) da yapılmaktadır. Tarikatçilerin meşhur sözü olan "Mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır." cümlesi de insanları yanıltmak için sarfedilen stratejik bir telkin cümlesidir.

Fatiha suresinin 5. ayeti sadece Allah'a kulluk edilmesi gerektiğini net olarak bildirir.

1/5 İyyake na’budu ve iyyake nestein

( Sadece Senden isteriz ve sadece Sana kulluk ederiz. )

Kehf suresinin 110. ayeti ise Rab'bin Resul'den söylemesini istediği cümleden oluşmakta ve ilgili konuya net olarak dikkat çekmektedir.

18/110 Kul innema ene beşerun mislukum yuha ileyye ennema ilahukum ilahun vahid fe men kane yercu likae rabbihi fel ya'mel amelen salihan ve la yuşrik bi ibadeti rabbihi ehada

( De ki: "KESİNLİKLE BEN AYNINIZ GİBİ BİR İNSANIM. Bana, kesinlikle ilahınızın tek ilah olduğu vahyediliyor. O halde, Rab’bine kavuşmayı ummakta olan kimse, artık iyi iş yapsın ve RAB'BİNE KULLUKTA HİÇBİR KİMSEYİ ORTAK KOŞMASIN." )

En'am suresinin 114. ayetinde de, Allah'ın hükümlerini açık ve detaylı şekilde bildiren Kur'an ortadayken haberci resulün dahi hakem olamayacağı net olarak bildirilmektedir. ( Ayetin numarasının 114 olatak takdir edilmiş olması da Kur'an'daki sure adedi vasıtasıyla Kur'an'a işaret edildiğini göstermektedir. )

6/114 E fe ĞAYRALLAHİ EBTEĞİY HAKEMEN VE HUVELLEZİ ENZELE İLEYKUMUL KİTABE MUFASSALA vellezine ateynahumul kitabe ya'lemune ennehu munezzelun min rabbike bil hakki fe la tekunenne minel mumterin

( SİZE KİTABI AYRINTILANDIRMIŞ OLARAK İNDİRDİĞİ HALDE ALLAH'TAN BAŞKACHAKEM Mİ ARAYAYIM? Ve o kendilerine kitap verdiklerimiz, kesinlikle onun gerçekten Rab’lerinden indirilmiş olduğunu bilirler. O halde şüphe edenlerden olma.  )

Maide suresinin 43. ayetinde de Tevrat ve Hz. Musa misali vasıtasıyla, kitap varken haberci resulün dahi hakem olamayacağı bildirilmektedir.

5/43 Ve KEYFE YUHAKKİMUNEKE VE INDEHUMUT TEVRATU FİHA HUKNULLAHİ summe yetevellevne min ba'di zalik ve ma ulaike bil mu'minin

( Ve İÇİNDE ALLAH'IN HÜKMÜ BULUNAN TEVRAT YANLARINDAYKEN SENİ NASIL HAKEM YAPARLAR da sonra, bunun ardından yüz çevirirler? Ve onlar inananlar değillerdir.  )

Yapılanması ve hiyerarşik düzeni itibarıyla okült cemiyet yapısı arzeden ve merkezi bir noktadan finanse ve idare edilen dünya çapındaki şeytani tarikatlerin batini amacı insanları Kur'an ve kutsal kitap ilminden, araştırmaktan, bilgiden, akletmekten, düşünmekten uzaklaştırmak ve Allah yolundan çıkararak şeytan yoluna saptırmak ve bunu gerçekleştirirken de tarikate dahil olanları maddi ve manevi açılardan sömürmektir. Yani konu bağlamındaki "Tarikat" ( Yol ) kelimesi "hidayete" değil "dalalete" giden yol anlamına bürünmektedir. Ve maalesef ilimsiz  olan ve/veya yanlış olduğunu bilmesine rağmen menfaat beklentisiyle, nefsani arzularına yenik düşen insanlar bu yola çekilebilmektedirler.

Babil, Sümer, Mısır, Roma gibi tarihte büyük uygarlıklar olarak bilinen toplulukların yapıları incelendiğinde bunların aslında, imparatorluk formatında yönetilen ve yönetimi, kurucu aile içindeki kan bağı esasına göre devredilen "Dev Tarikatler" oldukları görülmektedir.

Şeytaniye tarikatleri, topluma açık gibi görünseler de iç yapılarında birçok gizli gerçeği barındırmakta, pedofili, eşcinsellik, zina, cebir ve zihin kontrolü ( büyü ) vasıtasıyla köleleştirme ve şeytana adak sunma kisvesi altında işlenen cinayetler gibi muhtelif eylemlerin merkezi konumundadırlar.

Osmanlı İmparatorluğu'nun da, gerek hiyerarşik yapısı ve gerekse de içerdiği bazı uygulamalar itibarıyla kısmen dev bir tarikat izlenimi oluşturduğu söylenebilir. Zira padişahın tek halife addedilmesi ( ki ayetlerde tüm inananların haberci resulün halifeleri olduğu* bildirilir ) ve halifeliğin kan bağıyla devri!, padişah fermanının Rab'bin emri gibi algılanması, kaynaklara göre sarayda pedofili, sübyancılık, oğlancılık, eşcinsellik eğilimlerinin mevcudiyeti, sözde "devletin bekası" kisvesiyle padişah oğullarının öldürülmesi ve esir alınan kadınların cariye sıfatıyla haremde mal gibi stoklanarak köleleştirilmesi gibi uygulamaların Rab'bin rızası dışında olduğu aşikardır.

* 6/165 VE HUVELLEZI CEALEKUM HALAİFEL ERDİ ve rafea ba'dakum fevka ba'din deracatin li yebluvekum fi ma atakum inne rabbeke seriul ikabi ve innehu le ğafurun rahim

( VE SİZİ YERİN HALİFELERİ KILAN ve size o verdikleri ile sizi sınamak için, bazınızı bazınızın üzerine derecelerle yükselten O'dur. Kesinlikle Rab’bin azabı hızlı olandır. Kesinlikle O affedendir merhametlidir. )

35/39 HUVELLEZİ CEALEKUM HALAİFE FİL ARD fe men kefera fe aleyhi kufruh ve la yezidul kafirine kufruhum inde rabbihim illa makta ve la yezidul kafirine kufruhum illa hasara

( SİZİ YERDE HALİFELER KILAN O'DUR. O halde kim inkar ederse, inkarı onun üzerinedir. İnkarcıların inkarları, Rab’lerinin indinde hiddet, buğz haricindekini artırmaz. İnkarcıların inkarları hasar haricindekini artırmaz. )

Toplumda mutasavvıf ve tarikat şeyhi olarak anılan bir şahsın, kendi içinde dahi çelişen aşağıdaki söylemleri de tarikat ve tasavvuf sisteminin gayesini özetleyerek ifşa eder niteliktedir.

- Kula kulluk etmem diyenler nefsine kulluk etmektedirler.

- Resule kul olunmadan Allah'a kul olunmaz. 

- Yalnızca Allah'a kul olmak, yalnızca O'ndan yardım dilemek, yalnızca O'na sığınmak bizim becerebileceğimiz bir şey mi?

- Bizi kim halife tayin etti? Allahu zul Celâl. Bizim Allah olmamız lâzım.**

- Allah'tan başka Allah yoktur. Bu kelime-i tevhidin tercümesi değildir.

- Nasıl iki insan arasında arabulucu varsa mürşid dediğimiz zevatı kirâm müridi ile Allah'ın arasını iyi eden adamdır. Eğer bu mevzuda araya girmezse kişinin Allah ile arası açık kalır, açılır.

- Dervişlik, tasavvuf kurumu kişinin kendi fişini Muhammed Mustafa trafosuna bağlı prize sokması demektir.

** Dikkat edilecek olursa bu şirk söylemi, dijital teknoloji ve genetik bilimi sayesinde insanların Tanrı olacaklarını söyleyen küresel sistem sözcülerinin söylemiyle uyuşmaktadır. Zira hepsi aynı merkezden sevk ve idare edilmektedir. Nihai amaç ise Allah ve kitap bilincinin olmadığı Yeni Dünya Düzeni'ni hayata geçirebilmektir.

Yukarıdaki söylemler, Allah'ın, bir insan olan Resul vasıtasıyla tüm insanlara sonsuz bir bilgi hazinesi olarak ilettiği ve lisanını da kolaylaştırdığı Kur'an'ı adeta gereksiz kılan, Allah bilincini zedeleme gayesi güden, ilme ve hidayete ermenin tek yolunun mürşid ( yani bir başka insan ) edinmek olduğunu iddia ederek insanın Allah'a ortak koşulmasını ( yani şeyhleri, mürşidlerin ilah addedilmesini ve onlara ilah gibi kulluk edilmesini ) telkin eden ve bu yolla da insanın Allah yolundan uzaklaşmasını amaçlayan cümlelerden oluşmaktadır ki bu da zaten küreselcilerin finanse ve idare ettiği tarikatler sisteminin yegane hedefidir.

Dolayısıyla insan, herhangi bir olguyu, bir olayı, bir meseleyi, bir kişiyi, bir davranışı veya bir söylemi değerlendirirken ve yorumlarken "Kabil" ( Kabul eden ) olmadan önce "Sail" ( Araştıran ) ve "Âkil" ( Akleden ) olmalı, Kur'an ayetlerini hatırlamalı ve tefekkür etmelidir ki bu da zaten Allahu Teala'nın kullarından en önemli isteğidir. Ve Kur'an'da zaten bu nedenle nazil olmuştur.

Yukarıda da ifade edildiği üzere insanın tek başına Rab'be kul olmayı, O'ndan yardım dilemeyi, O'na sığınmayı beceremeyeceğini, insanın Kur'an'ı tek başına anlayamayacağını, sadece Kur'an'ın hidayete ermek için yetersiz bir kaynak olduğunu ve insanın hidayet için mutlaka bir başka aracı insana ihtiyaç duyacağını iddia etmekteki yegâne amaç insanları gerçek ilim ve hidayet hazinesi olan Kur'an'dan ve Allah yolundan uzaklaştırmak, onları, nefsani ve şeytani arzularına yenik düşmüş ve kendilerinin ilah olduklarını telkin eden bir grup küresel müşrikin tesis ettiği tarikatler sisteminin tahakkümü altına sokmaktır.

Kendilerini şeyh, mürşid, gavs sıfatlarıyla tanıtan ancak tek sıfatları müşrik olan insanların ve bu insanlara tabi olanların, onların emirlerini "Allah'ın emri" addedenlerin ( haşa ) durumu aşağıdaki ayetlerde misallendirilmiştir. 

3/71 Ya ehlel kitabi lime telbisunel hakka bil batili ve tektumunel hakka ve entum ta'lemun

( Ey kitap sahipleri, neden gerçeği batıl ile örtersiniz de gerçeği bile bile gizlersiniz? )

2/171 Ve meselullezine keferu ke meselillezi yen'iku bima la yesmeu illa duaen ve nidaa summun bukmun umyun fe hum la ya'kilun

( Ve o inkar edenlerin misali, çağrı ve bağırma haricindekini duymamasından dolayı  o haykıranın misali gibidir. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar akıl etmezler. )

Al'i İmran suresinin 64. ve Zuhruf suresinin 15. ayetinde de doğrudan ve net olarak tarikatlerdeki şirk yaklaşımına yani kula kulluk sapkınlığına işaret edilmektedir 

3/64 Kul ya ehlel kitabi tealev ila kelimetin sevain beynena ve beynekum en la na'bude illellahe ve LA NUŞRİKE BİHİ SEY'EN VE LA YETTEHİZE BA'DUNA BA'DAN ERBABEN MIN DUNİLLAH fe in tevellev fe kul uşhedu bi enna muslimun

( De ki: "Ey kitap sahipleri, bizim ve sizin aranızda aynı, eşit olan kelimeye geliniz. Ancak Allah’a  kulluk edelim ve O’NA HİÇBİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAYALIM. BAZILARIMIZ BAZILARINI ALLAH'TAN BAŞKA RABLER EDİNMESİN. Eğer yüz çevirirlerse, “Şahit olun. Kesinlikle biz teslim olanlarız.” deyin." )

43/15 Ve CEALU LEHU MİN İBADİHİ CUZ'A innel insane le kefurun mubin

( Ve O'NA KULLARINDAN PARÇALAR OLUŞTURDULAR. Kesinlikle insan apaçık inkar edendir. )

Tek Rab'bin Allahu Teala olduğu ve doğru yolun da sadece O'na kulluk etmek olduğu da Meryem suresinin 36. ayetinde bildirilmektedir.

19/36 Ve INNELLAHE RABBİ VE RABBUKUM FA'BUDUH HAZA SİRATUN MUSTEKİM

( Ve KESİNLİKLE ALLAH RABBİMDİR VE RABBİNİZDİR. O halde O’NA KULLUK EDİN. BU DOĞRU YOLDUR. )

Allah'a giden yolun öncelikle kendilerine kulluk etmekten geçtiğini söyleyen, kendilerini Allah ile insan arasında bir iletişim vasıtası addeden ve kendilerini şeyh, mürşid, gavs, hazret, derviş, evliya vb gibi ünvanlarla tanıtan müşriklerin bu şirk eylemleri A'raf suresinin 16. ayetinde İblis'in sözleriyle tanımlanmaktadır.

7/16 Kale fe bima ağveyteni LE AK'UDENNE LEHUM SİRATAKEL MUSTEKİM 

( "Öyleyse, beni azdırmandan dolayı, ONLARA KARŞI, SENİN DOĞRU YOLUNUJ ÜSTÜNE OTURACAĞIM." dedi. )

Asırlardır Kur'an'ın Arapça metninin anlamadan okunmasının sevab olduğunu, ayetlerin anlamlarının anlaşılabilmesi için mutlak surette hocaya, ulemaya, şeyhe, hazrete vb ihtiyaç olduğunu telkin edenler de yine aynı müşrikler zümresidir. Nihai amaç insanları Kur'an'dan uzaklaştırmak suretiyle yanlış yönlenmelerinin sağlanmasıdır.

Aşağıdaki ayetlerde de Kur'an ilmini çarpıtarak, hatta hiç dikkate almayarak Allah'ın doğru yolunu bloke eden ve insanları eğriliğe sevkeden müşriklere değinilmektedir.

3/99 Kul ya ehlel kitabi lime tesuddune an sebilillahi men amene tebğuneha ivecen ve entum şuheda ve mallahu bi ğafilin an ma ta'melun

( De ki: "Ey kitap sahipleri, şahit olmanıza rağmen, onu eğriltmeyi arayarak, neden o inananları Allah yolundan döndürüyorsunuz. Allah o yaptıklarınızdan habersiz değildir." )

7/86 Ve la tak'udu bi kulli siratin tuidune ve tesuddune an sebilillahi men amene bihi ve tebğuneha iveca vezkuru iz kuntum kalilen fe kesserakum venzuru keyfe kane akibetul mufsidin

( Ve tehdit ederek, vaad ederek, O’na inananları Allah yolundan menederek ve o yolun eğriliğini arayarak her yola oturmayın. Hatırlayın, zamanında azdınız da o sizi çoğalttı. Bakın bozguncuların sonu nasıl oldu.  )

Müşriklerin insanları uzaklaştırmak istedikleri Kur'an'da "eğrilik" olmadığı da Zümer suresinin 28. ayetinde bildirilmektedir.

39/28 Kur'anen arabiyyen ğayra zi ivecin leallehum yettekun

( Eğriliği olmayan Arapça Kur'an. Umulur ki sakınırlar. )

Şeytani nitelikli tarikat sistemleri, kapalı devre bir yapı niteliği arzeden, tek tip algı, tek tip düşünme tarzı daha doğrusu düşünmeme tarzının hakim olduğu, araştırma, empati, etkileşim ve iletişimin olmadığı dolayısıyla da da değişim ve gelişimin olmadığı ortamlardır.

Bu bağlamda küreselcilerin nihai hedefi, teknolojik ( dijital teknoloji ) ve teolojik ( tarikat sistemi ) metodlarla dünyayı hapishane niteliğindeki büyük bir tarikat evine, insanları da o tarikatın aklını yitirmiş ve zihin kontrolü altına alınarak tamamen köleleştirilmiş müridlerine dönüştürmektir.

Ayrıca "Tasavvuf" kavramı ve "Mesnevi" kitabı kisvesi altındaki şirk söylemleri ve eylemleri için aşağıdaki linke tıklayınız.

https://kuranilmi.blogspot.com/2018/12/mesnevi-beyitlerinde-dikkat-ceken.html?m=1







15 Eylül 2022 Perşembe

JonBenét Ramsey vakası

Şeytani frekansların tesiri altında olan inkârcı müşrikler dünyevi, maddi ve nefsani menfaatlere erişme beklentisiyle, gece saatlerinde düzenledikleri satanik ritüellerde cin şeytanlarına adaklar vermektedirler. Şeytanın hipnozu altındaki bu sapık kitle adak olarak kendi çocuklarını dahi feda edebilmektedir. 

Şeytanlara adak verme fenomeni esasen inkarcı müşrikler ile cin şeytanları arasındaki sözde karşılıklı menfaat anlaşmasının bir yansımasıdır. Küçük çocukların saf, temiz ve yüksek frekansları cin şeytanlarının gıdası ve kaba madde planı dünyadaki eylemleri için bir enerji kaynağı niteliğindedir. Cin şeytanları korku halinde açığa çıkan yoğun negatif enerjiden de beslenmektedirler. Dolayısıyla cin şeytanları, tıpkı bitkilerin "gece" gerçekleştirdikleri fotosentez olayındaki "oksijen alıp karbondioksit verme" eylemi gibi, pozitif frekansları tüketip yerine negatif frekansları neşretmektedirler. Cinler, kendilerine bu imkânı sağlayan inkârcı müşriklere dünyevi ve maddi menfaat sağlıyorlarmış gibi görünse de esasen hepsi topluca helake sürüklenmektedirler.  

Cinler ile insanlar arasındaki karşılıklı aldatıcı menfaate dayalı şeytani anlaşma hususu En'am suresinin 128. ayetinde bildirilmektedir.

6/128 Ve yevme yahşuruhum cemia YA MA'ŞERAL CİNNİ KAD İSTEKSERTUM MİNEL İNS VE KALE EVLIYAUHUM MİNEL İNSİ RABBENESTEMTEA BA'DUNA Bİ BA'DİN ve belağna ecelenellezi eccelte lena kalen naru mesvakum halidine fiha illa ma şaellah inne rabbeke hakimun alim

( Ve onların hepsini topladığı gün, "EY CİN TOPLULUĞU İNSANLARDAN ÇOĞUNLUĞUNU YOLDAN ÇIKARDINIZ." der. İNSANLARDAN ONLARIN DOSTLARI OLANLAR "RAB'BİMİZ BAZIMIZ BAZIMIZDAN ( BİRBİRİMİZDEN ) FAYDALANDIK. O bizi vadelendirdiğin vade bize erişti." derler. "Mekanınız ateştir. Orada, Allah' ın dilemesi haricinde, ebedi olursunuz." der. Kesinlikle Rab’bin hakimdir bilendir. )

Kur'an'da satanik ritüel ve şeytana adak verme hususu şu ayetlerde bildirilmiştir.

23/67 Mustekbirine bihi SAMİRAN tehcurun

( GECE TOPLANTILARINDA ona kibirlenerek karşı geldiniz. )

Yukarıdaki ayette satanistlerin, Rab'bin yönlendirmesinin tam tersi doğrultuda eylemler yapmak üzere gece düzenledikleri ritüellere işaret edilmektedir. Ayet kodunun ( 23/67 ) nümerolojik değeri 18 sayısı üzerinden 9 sayısını vermektedir. ( 2+3+6+7 = 18 ... 666 ... 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 )

İsra suresinin aşağıdaki ayetinde, şeytani eylemler vasıtasıyla yani zulüm, gasp ve hırsızlık vasıtasıyla elde ettikleri mallarını, mülklerini, mevkilerini kaybetmekten korkan ve sözde bunu engellemek için kendi çocuklarını şeytana adak verenlere işaret edilmektedir. ( Osmanlı padişahlarının çocuklarını katletmeleri olayına, zihinlere dikte edilegelmiş "Devletin bekası" söyleminin dışında da bakmak gerekebilir. )

17/31 Ve LA TAKTULU EVLADEKUM HAŞYETE İMLAK nahnu nerzukuhum ve iyyakum inne katlehum kane hit'en kebira

( Ve FAKİRLİK KORKUSUYLA ÇOCUKLARINIZI ÖLDÜRMEYİN. Onları ve sizleri biz rızıklandırırız. Onların öldürülmesi büyük suçtur, günahtır. )

Tekvir suresinin aşağıdaki ayet ikilisinde ise satanik kan ritüellerinde genellikle rastlanan "Küçük veya genç kız feda etme" hususu misallendirilmektedir.

81/8 Ve (1) iza (2) el (3) MEV'UDETI (4) suilet (5)

( Ve VADEDİLMİŞ KIZA sual edildiğinde, )

81/9 Bi (6) eyyi (7) zenbin (8) KUTİLET (9)

( Hangi günahtan dolayı ÖLDÜRÜLDÜ?  )

Yukarıdaki ayet ikilisinde de toplam 9 kelime bulunmaktadır. Ayrıca ayet ikilisinin son ayetinin sure ve ayet numaralarının nümerolojik değerleri 9 sayısını vermekte, ayet kodunun ( 81/9 ) nümerolojik değeri ise yine 18 sayısı üzerinden 9 sayısını vermektedir. ( 8+1+9 = 18 ... 666 ... 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 )

Amerika'da 1996 yılında gerçekleşen JonBenét Ramsey cinayeti, dünyada sürekli vuku bulan ve 81/8-9 kodlu ayetlerde zikredilen "küçük kız çocuğu feda etme" vakalarına çok çarpıcı bir örnek teşkil etmektedir. Hala çözülememiş ve dosyası kapanmamış olan olayın kısa özeti şöyledir.

Altı yaşındaki JonBenét Patricia Ramsey 26.12.1996 tarihinde, ailesiyle birlikte yaşadığı Boulder / Colorado'daki kendi evlerinin bodrumunda babası tarafından ölü olarak bulunmuştur. İple boğularak öldürüldüğü tespit edilen küçük kızın cesedine yapılan otopsi incelemesinde cinsel istismar ve darp izlerine de rastlanmıştır. Olayın ortaya çıkışı, fidye istendiğini belirten uzun bir yazının varlığı, Babası John Bennett Ramsey ve annesi Patsy Ramsey'nin tutarsız davranış ve ifadeleri cinayetin aile tarafından gerçekleştirilmiş bir satanik ritüelin ürünü olması ihtimalini güçlendirmiştir.

Ancak 09.07.2008 tarihinde Boulder Bölge Savcılığı, yeni geliştirilen DNA testi sonuçlarını gerekçe göstererek Ramsey ailesinin şüpheli konumdan çıkarıldığını beyan etmiştir. Daha sonraki yıllarda bu karara itiraz edilmiş ve dosya yeniden açılmış olsa da olay çözülememiştir. Hikayenin detayları incelendiğinde, bir iş adamı olan baba Ramsey'nin bir zümre tarafından korunduğu izlenimi de oluşmaktadır. Küçük kızın, annesi tarafından "Çocuk Güzellik Kraliçesi" yarışmalarına sokulmuş olması ise olaya daha farklı bir boyut kazandırmıştır.

Baba John Bennett Ramsey halen hayatta olup, anne Patsy Ramsey ise 2006 yılında ölmüştür.



JonBenét Ramsey

Konuyla ilgili olarak 2016 yılında "Who killed Jonbenet?" ( Jonbenet'i kim öldürdü? ) isimli TV filmi de çekilmiştir.

İngiliz Kraliyet ordusu "Keçisi"... William Windsor

Cin şeytanı İblis'in ezoterik sembolü olan ve Elizabeth II'nin cenaze alayına da liderlik eden "Keçi"ye, İngiliz ordusun da "Lance Corporal" ( Kıdemsiz Onbaşı / 1. Sınıf Er ) olarak uzun süreden beri yer verilmektedir.

"William Windsor* I" ( Billy ) adı verilen keçi 2001 - 2009 yılları arasında 25232301 ( 2+5+2+3+2+3+0+1 = 18 ... 666 ... 6+6+6 = 18 ... 1+8 = "9" ) hizmet numarasıyla ordu törenlerine sembolik olarak liderlik etmiştir. Yani easen bu sembolizm "Cunuduş şeytan" ( Şeytanın ordusu ) mesajını içermektedir.

* "Windsor" ismi İngiliz Kraliyet ailesinin soy ismi olup, kraliyet ailesi aynı zamanda "House of Windsor" olarak da anılmaktadır. Keçiye ailenin isminin ( Windsor ) verilmesi, cin şeytanı İblis'in soyundan olunması mesajı içermektedir.

Keçiden sorumlu subay da "Goat Major" ( Keçi Binbaşısı ) ünvanını taşımaktadır.

İngiliz Kraliyet Ordusu Keçisi "William Windsor I"

1. Dünya Savaşı sırasında da bir keçi fiilen orduda yer almış ve sembolik olarak orduya liderlik etmiştir.

1. Dünya Savaşı'nda İngiliz ordusuna lidetlik eden keçi

Elizabeth II, 1955 yılında ( 1+9 = 10 ... 1 ve 55 ... 5+5 = 10 ... 1 ... 11 ) Keçiye gümüş başlığı olan bir tören elbisesi hediye etmiştir.

"William Windsor I"'i ikame etmek için 2009 yılında ( 2+0+0+9 = 11 ) "William Windsor II" orduya dahil edilmiştir. Bu keçinin hizmet numarası da 25142301 ( 2+5+1+4+2+3+0+1 = 18 ... 666 ... 6+6+6 = 18 ... 1+8 = "9" ) olmuştur.

Elizabeth II keçi William Windsor I ile ...

Kur'an'da "Ma'zi" ( Keçi ) kelimesi sadece En'am suresinin aşağıdaki ayetinde yer almakta olup, ayette "İki Keçiden" bahsedilmektedir. Ayetin ilk cümlesinde 11 kelime bulunmakta olup, son kelime "Ma'zisneyn" ( İki keçi ) kelimesidir. Elbette çoklu ve katmanlı anlamları olan bu ayette, bu bölümün konusuna ilişkin bir mesajın bulunması da kuvvetle muhtemeldir. Zira ayette "Haram kılınan keçi" teması da bulunmaktadır.

6/143 SEMANIYETE (1) EZVAC (2) MİN (3) EL (4) DA'Nİ (5) İSNEYNİ (6) VE (7) MİN (8) EL (9) MA'Zİ (10) ESNEYN (11) kul (12) e (13) ez (14) zeker (15) ayni (16) HARRAME (17) em (18) el (19) unsey (20) eyni (21) em (22) ma (23) eştemelet (24) aley (25) hi (26) erhamu (27) el (28) unsey (29) eyn (30) nebiu (31) ni (32) bi (33) ilmin (34) in (35) kuntum (36) sadikin (37) 

( SEKİZ EŞ; KOYUNDAN İKİ VE KEÇİDEN İKİ. De ki: "İki erkeği mi HARAM KILDI yoksa iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerinin kuşattığı yavruları mı? Eğer doğrular iseniz bana ilimle haber verin." )

Ayrıca bkz. 

https://kuranilmi.blogspot.com/2022/09/elizabeth-ii-bolum-2.html?m=1

Elizabeth II ( Bölüm 2 )

08.09.2022 tarihinde ölen İngiltere kraliçesinin veya okült sembolik ünvanı ile Babil Kadını Elizabeth II'nin cenaze süreci ile ilgili ilk aksiyon 9/11 nümerolojisiyle uyumlu olacak şekilde "11.09".2022 tarihinde alınmıştır. Anılan tarihte, Elizabeth II'nin Balmoral Şatosu'nda bulunan tabutu cenaze arabasına nakledilerek İskoçya’nın başkenti Edinburgh’a ulaştırılmıştır. ( Elizabeth II'nin beyan edilen tarihtan çok önce ölmüş olması, ancak bir satanik ritüel niteliği taşıyan cenaze sürecinin nümerolojik uyum arzedebilmesi için cenazesinin bekletilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. )

Tüm cenaze organizasyonunun 11 - 19 Eylül dönemini yani tam "9" günlük süreci kapsaması planlanmıştır. 9 sayısı 666 sayısının nümerolojik değeridir. ( 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 )

Cenaze töreninin 19.09.2022 tarihinde 11 sayısı ile uyumlu olacak şekilde tam saat 11:00'de yapılması planlanmıştır. 

Cenaze sürecinin ilk günü olan 11.09 gününde, cenaze nakil alayına bir "Keçi" liderlik etmiştir.



Bilindiği üzere "Keçi", satanik okültizmde cin şeytanlarının lideri  İblis'in sembolü olup "Baphomet"* olarak anılmaktadır.

* "Baphomet" kelimesi "Mahomad" daha doğrusu "Muhammed" ( Övülmüş ) kelimesinin farklı telaffuz edilmiş halidir. Yani satanist müşrikler övgülerini cin şeytanına sunmaktadırlar.

Baphomet

Cenaze alayına liderlik ettirilen keçiye, üzerinde "Kırmızı Ejderha" figürü olan bir örtü giydirilmiştir. Ejderha veya Yılan şeytanı simgeleyen kavramlardır.


7/107 Fe elka asahu fe iza hiye SU'BANUN mubin

( Böylece asasını attı da o zaman o apaçık EJDERHA oldu. )

20/19 Kale elkiha ya musa

( "At onu ey Musa." dedi. )

20/20 Fe elkaha fe iza hiye HAYYETUN tes'a

( Böylece onu bıraktı da o zaman o koşan YILAN oldu. )

26/32 Fe elka asahu fe iza hiye SU'BANUN mubin

( Asasını attı da o zaman o apaçık EJDERHA oldu. )

27/10 Ve elki asak fe lemma raaha tehtezzu ke enneha CANNUN vella mudbiran ve lem yuakkib ya musa la tehaf inni la yehafu ledeyyel murselun

( Ve asanı at. Böylece onu kesinlikle YILAN gibi titreşirken gördüğünde arkasına dönmeden, ardına bakmadan kaçtı. "Ey Musa korkma. Kesinlikle benim. Gönderilenler huzurumda korkmazlar." )

İncil'den;

66 Vahiy 12-9 Büyük EJDERHA - İBLİS YA DA ŞEYTAN DENEN, bütün dünyayı saptıran o ESKİ YILAN - melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı.

66 Vahiy 20-2 Melek EJDERHAYI - İBLİS ya da ŞEYTAN denen o ESKİ YILANI - yakalayıp bin yıl için bağladı.

Elizabeth II'nin tabutunun 30 yıl önce meşe ağacından yapıldığı ve kurşun ile kaplandığı bildirilmektedir. Ayrıca tabutun ağırlığının 250 kg - "317" kg arasında olduğu da bildirilmektedir. ( 250 yuvarlak bir sayı ancak 317 sayısı, 11 nümerolojisiyle ( 3+1+7 = 11 ) uyumlu olsun diye seçilmiş algısı oluşturmaktadır. )

"Soldiers carried the Queen's coffin into Westminster Hall. It's thought that all together it could weigh anywhere between 250 kg and "317" kg."




14 Eylül 2022 Çarşamba

"Salat" meselesi

"Salat/h" / Salavat" ( Dua / Dualar ) kelimeleri kök dil itibarıyla aşağıdaki kelimelerde de tezahür etmektedir.

Salut/e ( Fra. / İng. ) = Selâm, Selamlama, Kurtulma

Salvation ( İng. ) = Kurtuluş

Kur'an'da yer alan "Ekimus salah" ( Duaya kalkın / Duayı kaim kılın ) ifadesi her inananın Rab'bi hatırlamak, O'ndan magfiret dilemek, O'na şükretmek ve O'na olan bağlılığını beyan etmek için sürekli ve döngüsel olarak uyguladığı bireysel veya toplu seansı tanımlamaktadır. Genel uygulaması, tekrarlanan fiziksel bir ritüel formatında olan "Salat" esasen frekans yükseltici niteliği olan ruhsal / zihinsel bir meditasyon ve konsantrasyon eylemidir. Zira zihinsel yönü olmadan yani frekans değişimine bağlı düşünce ve davranış değişikliğine vasıta olmaksızın sadece fiziksel olarak icra edilen "Salat"ın bir işlevi olmayacağı aşikardır. Zaten bedensel "Salat"ın amacı, fiziksel ( bedensel ) çok tekrar vasıtasıyla zihinsel değişimin tezahür ettirilmesidir. Nihai amaç Allahu Teala'nın daima hatırlanması suretiyle kötülüklerden uzak durulması ve iyiliklere yönelinmesidir. Bu husus Ankebut suresinin 45. ayetinde bildirilmektedir.

29/45 Utlu ma uhiye ileyke minel kitabi ve EKİMİS SALAH İNNES SALATE TENHA ANİL FAHŞAİ VEL MUNKER VE LE ZİKRULLAHİ EKBER vallahu ya'lemu ma tasneun

( O sana kitaptan vahyedileni oku ve DUAYA KALK. KESİNLİKLE DUA AHLAKSIZLIKTAN VE KÖTÜLÜKTEN, İNKARDAN ALIKOYAR. ALLAH'I HATIRLAMAK EN BÜYÜĞÜDÜR. Allah o ürettiklerinizi bilir. )

Ayette nihai amaç olan "Zikrullah" ( Allah'ı hatırlamak )'ın fiziksel "Salat" ritüelinden çok daha büyük olduğu da ayrıca bildirilmektedir. 

"Salat" seansının fiziksel kısmının "Kıyam" ( Ayağa kalkış ), "Rüku" ( Eğilme ) ve "Secde"'den ( Yere kapanma ) oluştuğu ayetlerde zikredilmektedir.

2/43 Ve ekimus salate ve atuz zekate verkeu mear rakiin

( Ve duaya kalkın, zekatı verin ve eğilenlerle birlikte eğilin.  )

22/77 Ya eyyuhellezine amenurkeu vescudu va'budu rabbekum vef'alul hayra leallekum tuflihun

( Ey o inananlar, eğilin, yere kapanın ve Rab’binize kulluk edin. Hayır yapın. Umulur ki iflah olursunuz. )

"Salat"ın, Allah'ın hatırlanmasına ve buna bağlı olarak zihinsel / ruhsal bir hal değişimine de vasıta olduğu şu ayetlerden anlaşılmaktadır.

20/14 İnneni enallahu la ilahe illa ene fa'budni ve EKİMİS SALATE Lİ ZİKRİ

( Kesinlikle ben, ben Allah' ım. Benim haricimde ilah yoktur. O halde bana kulluk et ve BENİ HATIRLAMA İÇİN DUAYA KALK. )

23/2 Ellezine hum fi salatihim haşiun

( Onlar dualarında korkanlar, ürkenler, ürperenlerdir. )

Ayette dua esnasındaki duygusal ( zihinsel / ruhsal ) durum değişikliği tanımlanmaktadır.

107/5 Ellezine hum an salatihim sahun

( Onlar dualarında habersizdirler. )

Ayette, fiziksel olarak dua seansı uygulamalarına rağmen zihinsel olarak esas amaçtan çok uzak olanlara işaret edilmektedir.

"Beş vakit" olduğu bilinegelen "Salat" vakitlerinden bahsedilen ayetler ise şöyledir.

11/114 Ve EKİMİS SALATE TARAFEYİN NEHARİ VE ZULEFEN MINEL LEYLİ innel hasenati yuzhibnes seyyiat zalike zikra liz zakirin

( Ve GÜNDÜZÜN İKİ KENARINDA VE GECENİN SAÇAKLARINDA DUAYA KALKIN. Kesinlikle iyilikler kötülükleri giderir. Bu hatırlayanlar için hatırlatmadır. )

Ayette yer alan "Tarafeyin nehari" ( Gündüzün iki kenarı ) ifadesinin "Fecr" ( Şafak ) ve "Gurub" ( Gün batımı ) zamanları olması ve bu ifadelerin aynı zamanda "Zulefen* minel leyli" ( Gecenin saçakları )' nı temsil ediyor olması kuvvetle muhtemeldir. Zira "Saçak" bir olgunun "uç noktasını" tanımlamaktadır. Bu bağlamda "Gecenin saçakları" ifadesi "Fecr" ( Şafak ) ve "Gurub" ( Gün batımı ) vakitlerini tanımlamakta gibidir. ( * "Zuluf" kelimesi "Yüzün iki yanından sarkan saç lülesi" anlamında da kullanılmaktadır. )

17/78 EKİMES SALATE Lİ DULUKUŞ ŞEMSİ İLA ĞASEKİL LEYLİ VE KUR'ANEL FECR inne kur'anel fecri kane meşhuda

( GÜNEŞ'İN BATIŞINDAN GECENİN KARARTISINA KADAR DUAYA KALK. TANYERİ AĞARMASINDAKİ ŞAFAK VAKTİ OKUMASI. Kesinlikle şafak vakti okuması şahit olunandır. )

Yukarıdaki ayette yine "Fecr" ( Şafak ) ve "Gurub" ( Gün batımı ) vakitleri belirtilmektedir.

2/238 HAFİZU ALES SALEVATİ VES SALATİL VUSTA ve kumu lillahi kanitin

( DUALARI VE ORTA DUAYI GÖZETİP KORUYUN. Allah için saygılı durup itaat ederek ayağa kalkın. )

Yukarıdaki ayette ise "Fecr" ( Şafak ) ve "Gurub" ( Gün batımı ) vakitleri haricindeki "Vusta" vakti yani "Gün ortası" vakti bildirilmektedir. Bu durumda ayetlerde esasen 3 dua vaktinden bahsedilmekte gibidir ki bu da günün ana bölümleri olan "Sabah", "Öğle" ve "Akşam" vakitleridir.

İçi huzur dolu su kovası?!

Yaratılışın amacını, işleyişini ve döngülerini bilmek daha doğrusu bilme gayreti içinde olmak insanı iç huzura, sükunete, dinginliğe, olgunluğa, güven duygusuna ve kalben tatmine sevkeden yegâne unsurdur. Zira bir insan ancak bu bilgilere haiz olduğunda, yaşam sürecinde maruz kaldığı sorunlar karşısında sabırlı olma, olgu ve olayları doğru yorumlayabilme ve frekansını yüksek seviyede koruma imkânı bulabilir. Bilgisizlik ise korku, endişe ve şüphe duygularını tetikleyen ve insanı her türlü kötülüğe sürükleyebilecek yegâne unsurdur.

"Su" kelimesinin ezoterik sembolizmde "ilahi kozmik bilgileri" temsil ettiğine ve uzayın "su ile dolu sonsuz bir bilgi haznesi ( veri tabanı )" olduğuna evvelki bölümlerde defaatle değinilmişti.

Bir burç ( yıldız kümesi ) ismi olan "Kova Burcu" kozmik bilgi haznesini simgelemektedir. İçinde bulunulan "Kova Çağı" da, üst boyutlardan dökülen kozmik bilgiler vasıtasıyla insanlardaki bilgi, bilinç ve algı seviyesinin yükseldiği çağdır.

Kova Burcu sembolü olan "Su dalgaları"

Antik kalıntılarda sıkça görülen "Çanta / Kova" ve "Elinde çanta / kova tutan karakter" figürlerinin, üst süptil boyut varlıklarının ( vazifeli varlıklar, melekler ) insanlara kozmik bilgi getirmelerini simgelemekte olması kuvvetle muhtemeldir.


Göbeklitepe monolitinde çanta / kova figürleri



Sümer / Asur rölyeflerinde çanta / kova figürü

Maya / Aztek rölyefinde çant / kova figürü

Bakara suresinin aşağıdaki ayetinde geçen "Tabutu sekine" ( Sükunet içeren su kovası )  antik kalıntılardaki bu figürlere açıklık getirmekte gibidir.

2/248 Ve kale lehum nebiyyuhum inne ayete mulkihi en ye'tiyekumut TABUTU FİHİ SEKİNETUN MİN RABBİKUM ve bekiyyetun min ma terake alu musa ve alu harune TAHMİLUHUL MELAİKEH inne fi zalike le ayeten lekum in kuntum mu'minin

( Ve habercileri onlara, "O'nun mülkünün, hükümdarlığının ayeti, size İÇİNDE RAB'BİNİZDEN SÜKUNET OLAN, Musa’ nın ve Harun’ un ailesinin terkettiklerinden bakiye olan TABUTLA* GELMESİDİR. ONU MELEKLER TAŞIYACAKTIR. Eğer inananlarsanız, bunun içinde kesinlikle size ayet vardır." dedi. )

* "Tabut" kelimesi "Sandık" anlamı ile bilinse de "Su Kovası" anlamını da barındırmaktadır.

Yukarıdaki ayette "Sükunet vesilesi olan su kovasının melekler tarafından taşınacağı" ifade edilmektedir. Bu ifade "Meleklerin kozmik bilgileri getirmeleri" anlamını içermekte gibidir.

Yusuf suresinin aşağıdaki ayetlerinde yer alan "Suva el melik" ( Melikin su kabı ) ifadesinin "Kozmik bilgi haznesi" anlamını da barındırıyor olması muhtemeldir.

12/71 Kalu ve akbelu aleyhim maza tefkidun

( Onlara döndüler ve "Ne kaybettiniz?" dediler. )

12/72 Kalu nefkidu SUVA EL MELİKİ ve li men cae bihi himlu beirin ve ene bihi zeim

( “HÜKÜMDARIN SU KABINI kaybettik. Onu getiren için bir yük dolusu tohum var. Ben onunla zimmetliyim." dediler. )

Kamer suresinin 11. ayetinde yer alan "Göğün kapılarının su ile açılması" ifadesinin anlamlarından birinin de üst planlardan ( boyutlardan ) dünya planına "Kozmik bilgi akışı" olması kuvvetle muhtemeldir. ( Ayetler kendi aralarında birbirleriyle ilintili anlamlar içermekte oldukları gibi her bir ayet ve hatta her bir kelime ve hatta her bit harf kendi içinde de farklı anlamlar içermektedir. )

54/11 Fe fetahna ebvabes semai bi MAİN munhemir

( Böylece akıp dökülen SU ile göğün kapılarını açtık. ) 

İngiltere kraliçesi Elizabeth II'in, her resmi ziyaretinde elinde bir "çanta" ile görüntülenmiş olması da yukarıda anılan ezoterik sembolizmin bir yansımasıdır.







13 Eylül 2022 Salı

Dairede yüzerek vadesine akanlar

Kaynaklarda Güneş sisteminin, ait olduğu Samanyolu Galaksisi'ndeki yörüngesinde saatte 720,000 km hızla hareket ettiği belirtilmektedir.

https://www.space.com/33527-how-fast-is-earth-moving.html

https://nineplanets.org/kids/sun/

https://www.google.com/amp/s/solarsystem.nasa.gov/solar-system/sun/in-depth.amp

Kur'an'da "Güneş ve Ay'ın belirli vade için aktıkları" yani uzayda ilerledikleri ilk kez Ra'd suresinin 13/2 kodlu ayetinde bildirilmektedir.

13/2 Allahu (1) ellezi (2) rafea (3) es (4) semavati (5) bi (6) ğayri (7) amedin (8) teravne (9) ha (10) summe (11) isteva (12) ala (13) el (14) arşi (15) ve (16) SEHHARA (17) EŞ (18) ŞEMSE (19) VE (20) EL (21) KAMER (22) KULLUN (23) YECRİ (24) Lİ (25) ECELİN (26) MUSEMMA (27) yudebbiru (28) el (29) emra (30) yufassilu (31) el (32) ayati (33) lealle (34) kum (35) bi (36) likai (37) rabbi (38) kum (39) tukinun (40) 

( O Allah, gökleri sütunsuz yükseltendir. Onları görürsünüz. Sonra arş, taht üzerine seviyelendi. GÜNEŞ'İ VE AYI BUYRUĞUNA ALDI. HEPSİ İSİMLENDİRİLMİŞ BELİRLİ VADE İÇİN AKARLAR. İşleri yönetir. Ayetleri ayrıntılandırır. Umulur ki Rab’binize kavuşmaya kani olursunuz.  )

Ayetin başından ".... yecri ila ecelin musemma ..... " ( .... belirli vade için akarlar. .... ) cümlesine kadar toplam 27 kelime bulunmaktadır. 27 sayısındaki 2 ve 7 rakamları Güneş Sistemi'nin hızını temsil eden 720,000 sayısındaki rakamlar olup, her iki sayının da nümerolojik değeri "9" sayısını vermektedir. ( 2+7 = 9; 7+2+0+0+0+0+0 = 9 )

Söz konusu ifadenin ikinci kez geçtiği Lokman suresinin 31/29 kodlu ayetinde ise en önemli kelime olan "Yecri" ( Akarlar ) kelimesi ayetteki 27. kelimedir.

31/29 E (1) lem (2) tera (3) enne (4) allahe (5) yulicu (6) el (7) leyle (8) fi (9) en (10) nehari (11) ve (12) yulicu (13) en (14) nehara (15) fi (16) el (17) leyli (18) ve (19) SEHHARE (20) EŞ (21) ŞEMSİ (22) VE (23) EL (24) KAMERA (25) KULLUN (26) YECRİ (27) İLA (28) ECELİN (29) MUSEMMEN (30) ve (31) enne (32) allahe (33) bi (34) ma (35) ta'melune (36) habir (37) 

( Kesinlikle Allah' ın, geceyi gündüze soktuğunu ve gündüzü geceye soktuğunu görmedin mi? Ve GÜNEŞ'İ VE AY'I BUYRUĞUNA ALMIŞTIR. HEPSİ İSİMLENDİRİLMİŞ BELİRLİ VADEYE AKARLAR. Kesinlikle Allah ne yaptığınızdan haberdardır. )

Güneş'in ve Ay'ın "dairesel bir yörüngede yüzdüklerinin" ilk kez bildirildiği ayetin kodunun ( 21/33 ) nümerolojik değeri de 9 sayısını vermektedir. ( 2+1+3+3 = 9 )

21/33 Ve huvellezi halekal leyle ven nehara vEŞ ŞEMSE VEL KAMER KULLUN Fİ FELEKİN YESBEHUN

( Ve geceyi ve gündüzü, GÜNEŞ'İ VE AY'I yaratan O'dur. HEPSİ DAİREDE YÜZERLER.  )

Ayetin son bölümü olan ve Güneş sisteminin yörüngesel hareket yaptığının belirtildiği cümlede 9 kelime bulunmaktadır.

".... eş (1) şemse (2) ve (3) el (4) kamer (5) kullun (6) fi (7) felekin (8) yesbehun (9)"

Yukarıdaki ayetlerde yer alan "Yecri" ( Akarlar ) ve "Yesbehun" ( Yüzerler ) fiilleri de uzaydaki aeronautic ( havada yüzme ) hareketleri tanımlamaktadır. Uzayın bir boşluk olmadığı, esir adı verilen süptil madde ile kaplı olduğu da bilinmektedir. Bu husus Lokman suresinin 27. ( 2+7 = 9 ) "Seb'ati Ebhur" ( Yedi Deniz ) ifadesiyle zikredilmektedir. Ayetteki "Yedi Deniz" ifadesi yedi uzay ( evren ) gök katmanını temsil etmekte olup, ayetteki diğer "Deniz" kavramından ayrıştırılmıştır.

31/27 Ve lev enne ma fil erdi min şeceratin aklamun vel bahru yemudduhu min ba'dihi SEB'ATU EBHURİN ma nefidet kelematullah innellahe azizun hakim

( Ve şayet kesinlikle o yerdeki ağaçlar kalemler olsa ve deniz de ona destek olsa, ondan sonra da YEDİ DENİZ, Allah' ın kelimeleri tükenmez. Kesinlikle Allah yücedir hakimdir.  )

Ayrıca Güneş Sistemi'nde Güneş ve Ay hariç olmak üzere 9 gezegen bulunması da konu bağlamında nümerik uyum arzetmektedir.



İngiltere ... England ... Angle Land ... Melekler Ülkesi 

"İngiltere" kelimesinin batı dillerindeki karşılıkları "England" ( İng., Alm.) ve "Angleterre" ( Fra. ) kelimeleridir. Bu kelimelerin kök analizleri şöyledir.

England ... Angel ( Melek ) + Land ( Ülkesi, Yeri )

Angleterre ... Angel ( Melek ) + Terrain ( Toprak, Ülke, Yer )

İngiltere kelimesinin "Melekler Ülkesi" anlamı okült ezoterik bir sembol olup, bu tamlamadaki "Melek" kelimesi esasen "Düşmüş Melekler" olarak anılan "Cinleri" ( Görünmeyenler, Örtülü olanlar ) yani negatif frekanslı üst boyut varlıklarını ( cin şeytanları ) temsil etmekte gibidir.

Bu bağlamda, sömürgecilik ( kolonizasyon ) kavramıyla adeta özdeşleşmiş olan "United Kingdom" ( Birleşik Krallık ) kavramının sembolik ve ptatik olmak üzere kutsal kitaplardaki karşılığının "Tek Dünya Devleti"'nin  idare merkezini simgeleyen Babil olması yani antik zamanda Irak toprakları içinde kalan Babil'in güncel anlamdaki sembolik konumunun İngiltere olması kuvvetle muhtemeldir.

İncil'in Vahiy bölümünde bir fahişeye* benzetilen Babil ile ilgili olan şu ayetler dikkat çekmektedir.

* Ayetlerde geçen "Kadın", "Fahişe" ve "Fuhuş" kelimeleri sembolik olup, insanları etkisi altına alarak onları bencilliğe, ahlaksızlığa ve her türlü kötülüğe sevkeden düşük negatif frekansları temsil etmektedir.

66 Vahiy 17-4 KADIN, mor ve kırmızı giysilere bürünmüş, altınlar, değerli taşlar, incilerle süslenmişti. Elinde iğrenç şeylerle, FUHŞUNUN çirkeflikleriyle dolu altın bir kâse vardı.

66 Vahiy 17-5 Alnına şu gizemli ad yazılmıştı: GİZEMLİ BÜYÜK BABİL, FAHİŞELERİN VE DÜNYA İĞRENÇLİKLERİNİN ANASI.

66 Vahiy 18-2 Melek gür bir sesle bağırdı: "Yıkıldı! Büyük BABİL yıkıldı! CİNLERİN BARINAĞI, HER KÖTÜ RUHUN UĞRAĞI, Her murdar ve iğrenç kuşun sığınağı oldu.

66 Vahiy 18-3 Çünkü BÜTÜN ULUSLAR Azgın fuhşunun şarabından içtiler. Dünya kralları da Onunla fuhuş yaptılar. DÜNYA TÜCCARLARI** ONUN AŞIRI SEFAHATİYLE ZENGİNLEŞTİLER."

.......

66 Vahiy 18-23 Artık sende hiç kandil ışığı parlamayacak. Sende artık gelin güvey sesi duyulmayacak. SENİN TÜCCARLARIN** DÜNYANIN BÜYÜKLERİYDİ**. BÜTÜN ULUSLAR SENİN ( BABİL ) BÜYÜCÜLÜĞÜNLE*** YOLDAN SAPMIŞTI.

** Küresel elit aileler ve şirketleri

*** Ayette yer alan "Büyücülük" kavramı da muhtelif yöntemler vasıtasıyla gerçekleştirilen zihin kontrol ve programlama uygulamalarını temsil etmektedir.

"Babil" ( İlah Kapısı ) kelimesi "Bab" ( Kapı ) ve "El / Il" ( Tanrı, İlah ) oluşmakta olup Kur'an'da sadece 2/102 kodlu ayette ve "Büyü" ve "Melek" kelimeleriyle ilintili olarak yer almaktadır. ( "Babil" kelimesinin tezahürü, ilahiymiş algısı yaratan büyü uygulamalarına ve şirk olgusuna dayanmaktadır. )

2/102 Vettebeu ma tetluş şeyatinu ala mulki suleyman ve ma kefera suleymanu ve lakinneş ŞEYATİNE KEFERU YUALLİMUNEN NASAS SİHRA ve ma unzile alel MELEKEYNİ Bİ BABİLE harute ve marut ve ma yuallimani min ehadin hatta yekula innema nahnu fitnetun fe la tekfur fe yeteallemune minhuma ma yuferrikune bihi beynel mer'i ve zevcih ve ma hum bi darrine bihi min ehadin illa bi iznillah ve yeteallemune ma yedurruhum ve la yenfeuhum ve lekad alimu men işterahu ma lehu fil ahirati min halakin ve le bi'se ma şerav bihi enfusehum lev kanu ya'lemun

( Ve o Süleymanın mülkünün ve hükümdarlığının üzerine o şeytanların okuduğuna tabi oldular. Süleyman inkar etmedi ve lakin ŞEYTANLAR İNKAR ETTİLER. İNSANLARA SİHİRİ VE BABİL'DE İKİ MELEK OLAN Harut ve Marut’ un üzerine indirileni öğretiyorlardı. "Kesinlikle biz sınavız. O halde inkar etmeyin." diyene kadar ikisi kimseye öğretmezlerdi. Onlardan erkeğin ve eşinin arasını neyin ayırdığını öğrenirlerdi. Onlar onunla Allah’ ın izni olmadıkça kimseye zarar veremezlerdi. Onlara ne zarar verebilir ne fayda vermez öğrenirlerdi. Onu satana ahirette nasip olmadığını bilirlerdi. O nefislerini sattıkları ne kötüdür. Keşke bilmiş olsalardı. )

Kur'an ayetlerinin ve kelimelerinin kullanılması yoluyla majik operasyonlar ( büyü uygulamaları ) gerçekleştirilmesi kapsamındaki ana idare merkezinin İngiltere olması da kuvvetle muhtemeldir. Bugün dünyanın en zengin, en muktedir ailesi olarak bilinen ailenin de İngiltere merkezli olması dikkat çekmektedir.

Bir araştırmacı eğitim görevlisinin, katıldığı bir programda sarfettiği "Tüm tarikatların kıblesi İngiltere'dir." cümlesi, bir tarikat üyesinin, polis tarafından yakalandıktan hemen sonra sarfettiği "İftiralar Londra'dan" cümlesi ve yine cüppeli bir tarikat sözcüsünün bir TV programına üzerinde "Royal Guards" ( Kraliyet Muhafızları ) yazılı kol düğmeleriyle katılması da konu bağlamında oldukça düşündürücüdür.

9 Eylül 2022 Cuma

Ruhsal Tekâmül meselesi

Bu blogda sıkça tekrarlanan "Ruhsal Tekâmül" kavramının anlamsal içeriğinin ne olduğu üzerinde esasen her insanın derin tefekkür etmesi gerekmektedir. Zira bu kavramın ne olduğunun anlaşılması öyle kolay bir süreç olmadığı gibi bu blogdakiler de dahil olmak üzere bu konuda yazılanlar ve söylenenler insanın gelişmekte olan idrakinin yetersiz tanımlamalarından ileri gidememektedir. Zaten İsra suresinin aşağıdaki ayetinde "İnsan" isimli varlığa "Ruh" konusunda az ilim verildiği özellikle bildirilmektedir.

17/85 Ve yes'eluneke anir ruh kulir ruhu min emri rabbi ve ma utitum minel ilmi illa kalila

( Ve sana ruhtan sual ediyorlar. De ki: "Ruh, Rab’bimin işlerindendir. İlminden size azıcık haricinde verilmemiştir." )

Ancak elbette ki "Allah ve ahiret inancını taşıyan", ruhsal tekâmülü en büyük hedef ve sonsuz bir yolculuk addeden ve bundan tarif edilemez bir mutluluk duyan her insanın bu konuda bilgisini artırmak üzere çalışma ve araştırma yapması da ilahi nizamın gerekliliklerinden biridir.

Sonsuz kozmik bilgileri içeren kaynak kodlar hazinesi olan "Ana Kitabın / Ana Yazının" ( Ümmül Kitab ) insana bahşedilen bir parçası olan Kur'an'ın indirilmesinde "Ruhul Kudusi" ( Kutsal Ruh )'nin vasıta işlevi üstlendiği Nahl suresinin aşağıdaki ayetinde belirtilmektedir.

16/102 Kul nezzelehu ruhul kudusi min rabbike bil hakki li yusebbitellezine amenu ve huden ve buşra lil muslimin

( De ki: "Onu, o inananlara sebat vermek için ve teslim olanlara yönlendirme ve müjde olarak Rab’binden kutsal ruh indirdi." )

26/193 Nezele bihir ruhul emin

( Onu ( Kur'an ) güvenilir ruh indirdi. )

Yukarıdaki ayetlerde olduğu gibi "Ruh"un bilgi ile ilişkilendirilmesi çerçevesinde "Ruh" kelimesinin "Bilgi, Bilinç" kavramlarını temsil ettiği düşüncesi hasıl olabilmektedir.

Mu'min suresinin aşağıdaki ayetinde de çok önemli bir bilgi verilmekte gibidir. 

40/15 Rafiud deracati zul arş YULKİR RUHA min emrihi ALA MEN YEŞAU MİN İBADİHİ Lİ YUNZİRA YEVMET TELAK

( Dereceleri arşa, tahta yükseltir. KARŞILAŞMA GÜNÜNDEN UYARMAK İÇİN emrinden RUHU DİLEDİĞİ KİMSENİN ÜZERİNE ATAR. )

Yukarıdaki ayette, "büyük döngü sonu"nun Kur'an'daki ifadelerinden biri olan ve insanın nefsiyle hesaplaşacağı safhayı tanımlayan "Yevmet Telak" ( Karşılaşma Günü ) kavramından bahsedilmektedir. Kur'an'da "Yevmel Kiyameh ( Ayağa Kalkış Günü ), "Yevmel Hisab" ( Hesap Günü ), "Yevmel Fasl" ( Ayrışım Günü ) gibi ifadelerle de temsil edilen "Yevmet Telak" ( Karşılaşma Günü ) sürecinde, Rab'bin "dilediği" insanların üzerine "ruhu atacağı" yani bilişsel ve bilinçsel yükseliş sağlayacak "bilgi" frekanslarını yağdıracağı bildirilmektedir. Ayette bildirilen bu husus da döngü sonunda bazı insanların, kaba madde planı dünyadaki yaşamları itibarıyla, ruhsal tekâmüle ereceklerini ve üst boyuta geçeceklerini, bazı insanların ise tekâmüllerini tamamlayamayacaklarını ve kaba madde planı dünyada tekrar reenkarnasyon döngülerine tsbi olacaklarını ortaya koymaktadır.

Tevrat'ın aşağıdaki ayetlerinde de "Ruh" kavramı "Bilgi" ile ilintilendirilmiştir.

2 Exodus 31-1 RAB Musa'ya şöyle dedi:

2 Exodus 31-2 "Bak, Yahuda oymağından özellikle Hur oğlu Uri oğlu Besalel'i seçtim.

2 Exodus 3-3 Beceri, ANLAYIŞ, BİLGİ ve her türlü ustalık VERMEK İÇİN ONU RUHUMLA DOLDURDUM.

4-Numbers-11-29 Ama Musa, "Sen benim adıma mı kıskanıyorsun?" diye yanıtladı, "Keşke RAB'bin bütün halkı PEYGAMBER OLSA DA RAB ÜZERLERİNE RUHUNU GÖNDERSE"

Bu bağlamda "İnsan" isimli varlığın idrak seviyesi itibarıyla "Ruhsal Tekâmül" kavramının; "Bilginin artması ve bilginin tüm yaratılmış varlıklara fayda üretecek şekilde kullanabilmesi yönündeki bilinçsel yükseliş" olarak tanımlanabilmesi ihtimal dahilinde olabilir.

8 Eylül 2022 Perşembe

Elizabeth II

Haber kaynakları İngiltere Kraliçesi "Elizabeth II"'nin bugün öldüğünü bildirmiştir. 

Elizabeth II ( 2 ), 96 yaşında idi. 

Bakara suresinin 2/96 kodlu ayeti, "uzun ömürlü" olması ile gündemde olan kraliçe özelinde ve küresel elit genelinde nümerik ve semantik mesaj mı içermektedir?

2/96 Ve (1) le (2) tecide (3) enne (4) hum (5) ahrasa (6) en (7) nasi (8) ala (9) hayah (10) ve (11) min (12) ellezine (13) eşraku (14) YEVEDDU (15) EHADU (16) HUM (17) LEV (18) YUAMMERU (19) ELFE (20) SENEH (21) ve (22) ma (23) huve (24) bi (25) muzahzihi (26) hi (27) min (28) el (29) azabi (30) en (31) yuammer (32) ve (33) allahu (34) besirun (35) bi (36) ma (37) ya'melun (38)

( Ve kesinlikle onları hayatta insanların en hırslıları olarak bulacaksın. O ortak koşanlardan HER BİRİ BİN SENE ÖMÜR SÜRMEYİ ARZULAR. Onlar uzun ömür sürerek o azaptan uzaklaşacak değillerdir. Allah o yaptıklarını görendir. )

Okült ezoterik açıdan da bir sembol olan Kraliçenin kodu olan "Elizabeth II" karakter seti 9/11 nümerolojisi de içermektedir.

"Elizabeth II" kelimesi toplam 11 karakterden oluşmaktadır.

Elizabeth ... 9 harf

II .... 11 

9/11

Ayrıca yukarıdaki ayette 38 ( 3+8 = 11 ) kelime bulunmaktadır.

Elizabeth II"'nin, ismi "11" harften oluşan "11". Cumhurbaşkanına önce "15.05".2008 ( 15.05 ... 1+5+0+5 = 11 ) tarihinde, sonra da "09.11".2010 ( 09.11 ... 9/11 ... 11 ) tarihinde,  "Knight Grand Cross of the Order of the Bath” ( Arınmışlar Rütbesinin Büyük Haç Şövalyesi ) madalyası takmış olması da nümerik ve ezoterik mesajlar içermekte gibidir.

"Elizabeth" kelimesi Arapça ( veya ortak dil ) kökenli bir kelimedir.

El ( İlah ) + i ( benim ) + za ( sahibidir ) + bit ( kut, gıda )

Elizabeth = My God is Bountiful = İlahım Cömerttir / Nimetlendirendir.

Time dergisinin 08.11.2022 tarihli kapağında tasvir edilen havaalanı bekleme salonunda ayakta olan ve ayrıca "kartotek" ( kartondan resim ) olarak yani cansız duran tek şahısın Elizabeth II olması da yakın zamanda öleceğinin ima edilmekte olduğu hissiyatını uyandırmaktadır. Ayrıca ana başlığın hemen altında yazan "Last Call" ( Son Çağrı ) cümlesi de ayağa kalkmış Elizabeth II ile ilişkilendirilince mesaj daha da netleşmekte gibidir. 



5 Eylül 2022 Pazartesi

Ruh, Kalp, Vicdan ve Hatırlatıcı Kur'an

Yaratılışın kaynak kodlarını ve ilahi kozmik bilgileri içeren Kur'an, Rab tarafından beşere üflenmek suretiyle Nefs / İnsan adı verilen idrakli varlığın tezahürünü sağlayan ruhun ( bilgi, bilinç ) bir yansımasıdır.

32/9 Summe sevvahu ve NEFEHA FİHİ MİN RUHİHİ ve ceale lekumus sem'a vel ebsara vel efideh kalilen ma teşkurun

( Sonra onu düzenleyip şekillendirdi ve İÇİNE RUHUNDAN ÜFLEDİ. Size kulaklar, gözler ve gönüller oluşturdu. Ne az şükrediyorsunuz. )

Bu nedenledir ki Neml suresinin 102. ayetinde Kur'an'ı insana indirenin "Kutsal Ruh" olduğu bildirilmektedir.

16/102 Kul NEZZELEHU RUHUL KUDUSİ min rabbike bil hakki li yusebbitellezine amenu ve huden ve buşra lil muslimin

( De ki: "Onu ( Kur'an'ı ), o inananlara sebat vermek için ve teslim olanlara yönlendirme ve müjde olarak Rab’binden KUTSAL RUH İNDİRDİ." )

Ayetlerde Kur'an'a atfen yer alan "Hatırlatmadır" ve "Hatırlamaz mısınız?" ifadelerinin sıkça tekrarlanmasının nedeni Kur'an ilminin zaten insanda mevcut ve kayıtlı durumda olduğu gerçeğinin bildirilmek istenmesidir. 

12/104 Ve ma tes'eluhum aleyhi min ecr in huve illa ZİKRUN lil alemin

( Ve onun üzerine onlara ödülden sual etmiyorsun. Kesinlikle o ancak alemler için HATIRLATMADIR. )

81/25 Ve ma huve bi kavli şeytanin recim

( Ve o kovulmuş şeytanın sözü değildir. )

81/27 İn huve illa ZİKRUN lil alemin

( Kesinlikle o ancak alemler için HATIRLATMADIR. )

11/114 Ve ekimis salate tarafeyin nehari ve zulefen minel leyli innel hasenati yuzhibnes seyyiat zalike ZİKRA LİZ ZAKİRİN

( Ve gündüzün iki kenarında ve gecenin saçaklarında duaya kalkın. Kesinlikle iyilikler kötülükleri giderir. Bu HATIRLAYANLAR İÇİN HATIRLATMADIR. )

16/17 E fe men yahluku ke men la yahluk E FE LA TEZEKKERUN

( E peki yaratan yaratmayan gibi midir? HALA HATIRLAMAZ MISINIZ? )

19/67 E ve LA YEZKURUL insanu enna halaknahu min kablu ve lem yeku şey'a

( İnsan onu, o hiçbir şey değilken, önceden nasıl yarattığımızı HATIRLAMAZ MI?  )

19/67 kodlu yukarıdaki ayette yer alan "insanın yaratılışını hatırlaması" ifadesi konu bağlamında dikkat çekici bir delil niteliğindedir.

23/85 Seyekulune lillah kul E FE LA TEZEKKERUN

( "Allah için." diyecekler. De ki: "O HALDE HATIRLAMAZ MISINIZ?" )

Ruhun yansıması olan ve insanda zaten kayıtlı "bulunan" bilgilerin halk arasında kullanılan kavramsal karşılığı "Vicdan" kelimesidir. "Vicdan" ( Bulma, Bulunma, Bulunan ) kelimesi "Vecd" ( Bulmak ) ve "-an" ( gibi olan ) kelimelerinden oluşmaktadır. Yani "Vicdan" kelimesi esasen "İnsanda bulunan bilgi" anlamını temsil etmektedir. ( "Bulmak" ve "Bilmek" kelimeleri de zaten ortak fonetik ve semantik BL köküne sahiptirler. )

Vicdanın ve ruhun maddi temsili ise "Kalp"'tir. Bu nedenledir ki ayetlerde "Kur'an'ın kalbe inmesi" ve "Kalpleri katılaşanlar" ifadeleri yer almaktadır. ( Halk arasında kullanılan "Kalpsiz" ve "Vicdansız" ifadelerinin batini kaynağı da ayetlerdeki bu ifadelerdir. )

26/193 Nezele bihir RUHUL emin

( Onu güvenilir RUH indirdi. )

26/194 Ala KALBİKE li tekune minel munzirin

( Uyarıcılardan olman için SENİN KALBİNE, )

2/74 Summe KASET KULUBUKUM min ba'di zalike fe hiye kel hicarati ev eşeddu kasveh ....

( Sonra, bunun ardından KALPLERİNİZ KATILAŞTI da onun sertliği o taşlar gibidir. .... )

Bu bağlamda "Kalp" / "Vicdan", ruhun yani yaratılış kodlarının, ilahi kozmik bilgilerin merkezi niteliğindedir. Dolayısıyla her insan neyin doğru neyin yanlış olduğunu vicdanı sayesinde zaten bilmektedir. Halk arasında kullanılan "Elini vicdanına koy." ve "Vicdanına sor." cümlelerinin kaynağı da bu gerçeğe dayanmaktadır. Kur'an'da yer alan ve "bile bile yanlış yapma" hususunu vurgulayan "Ve entum ta'lemun" ( Ve bilmenize rağmen / Bile bile ) ifadesi de bu gerçeğin delili niteliğindedir.

2/42 Ve la telbisul hakka bil batili ve tektumul hakka VE ENTUM TA'LEMUN

( Ve gerçeği batıl ile örtmeyin ve BİLE BİLE gerçeği gizlemeyin.  )

İşte Kur'an, insana, ruhunu, vicdanını yani öz bilgilerini hatırlatma işlevi gören ve ruhun madde prangasından kurtularak aktive olmasını ve nefsin doğruluk yolunda devamlılığını sağlayan bir frekansı kaynağıdır. Bu bağlamda insanın tek yargılayıcısının vicdanı, ruhu yani kendi nefsi olduğu da ortaya çıkmaktadır.

17/14 İkra' kitabek kefa bi nefsikel yevme aleyke hasiba

( Kitabını oku. O gün nefsin, hesap görücü olarak sana yeter. )

4 Eylül 2022 Pazar

Dil ve Lisan kelimeleri üzerine...

"Dil" kelimesi kök Türkçedeki "Til" kelimesi olup "Bölmek, Kesmek, Parçalara ayırmak, Paylaştırmak" anlamlarına gelmektedir. İngilizcedeki "Deal" ( Paylaşım, Pay etme, Dağıtma ) ve Almancadaki "Teil" ( Kısım, Parça, Bölüm ) kelimeleri de aynı ortak DL / TL kökündendirler. 

Organ olan "Dil"'in işlevi de, kök anlamına uygun olarak, ağızdan çıkan sesleri bölerek, keserek konuşmayı sağlamaktır. İngilizcedeki "Tell" ( Anlatmak, Söylemek ) kelimesi de yukarıda zikredilen aynı köktendir. 

Türkçedeki "Dilmek", "Dilimlemek", "Delmek", "Delik" kelimeleri de aynı ortak kök anlama ve DL köküne haiz kelimelerdir.

İngilizcedeki "Til / Until" ( Değin, Kadar ) kelimelerindeki "Til" kökü İbranicedeki "Tel" ( Tepe ) kelimesine de yansımıştır. Organ olan "Dil"in üçgen ve tepe şeklindeki yapısı bu anlamların tezahürüne sebebiyet vermiştir. Zira tepe, ulaşılacak uç noktayı ifade eden bir kelimedir.

Arapçadaki "Lisan" ( Dil ) kelimesi ise "Lis" ( Yalamak ) kökünün "-an" ( yapan, eden ) sonekini almasıyla "Yalayan, Yalayıcı" anlamını verecek şekilde tezahür etmiştir.

Hinduizmdeki "Lingam" kelimesi "Ayırıcı işaret, Sembol" anlamına gelmekte olup pagan ilah addedilen Shiva karakterinin "Yarıcı, Yaratıcı" niteliğini sembolize eden "Phallus" ( Penis ) seklindeki figürdür. Okült ezoterik sembolizmdeki Obeliskler de ( Dikilitaşlar ) pagan ilahlara atfedilen penis şeklindeki figürlerdir.

"Sahasra Linga" adı verilen bu Phallus sembolünün üzerinde 1001 adet minyatür linga oyması bulunmakta olması da 11 nümerolojisi açısından ilginçtir. Linga figürü üzerinde 99 dikey, 11 yatay hat bulunmaktadır. 

"Phallus" kelimesi Arapçadaki "Falik" ( Yarıcı ) kelimesinin tezahürü olup "Linga" kelimesinin kök anlamıyla uyumludur. "Linga / Lingam" kelimesindeki "Ling" kökü "Linguistic" ( Dilbilim ) kelimesinde de bulunmaktadır. Dolayısıyla "Dil" ve "Ling" kelimelerinin ortak kök anlamı ( Ayırıcı, Kesici, Yarıcı, Bölücü ) yansıttıkları görülmektedir.  Fransızcadaki "Langue" ( Dil ) kelimesi de LNG kökünün bir tezahürüdür.

Dil, en nihayetinde birlik kavramının idrak edilebilmesini sağlamak amacıyla, bir sınav niteliğinde olmak üzere toplulukları "ayırıyormuş" algısı yaratan ilahi kozmik bir fenomendir. Zira esasen tüm diller, Rab'bin insana ilk vahyi olan kelimelerden* oluşan tek bir ortak dilden türemişlerdir.

* 2/37 Fe TELEKKA ADEMU MİN RABBİHİ KELİMATİN fe tabe aleyh innehu huvet tevvabur rahim

( Böylece ADEM RAB'BİNDEN KELİMELER ALDI da onun üzerine tevbe eyledi. Kesinlikle O, O tevbeyi kabul edendir merhametlidir.  )

İlahi kozmik bilgilerin her kavime kendi lisanı ile iletildiğini ancak döngü sonunda insanların esasen birleşik insanlık gerçeğini ve tek bir ortak dilin varlığını idrak edecekleri kutsal kitap ayetlerinde bildirilmektedir.

14/4 Ve MA ERSELNA MİN RASULİN İLLA Bİ LİSANİ KAVMİHİ bi lisani kavmihi li yubeyyine lehum fe yudillullahu men yeşau ve yehdi men yeşa' ve huvel azizul hakim

( Ve HİÇBİR RESULÜ KAVMİNİN LİDANI HARİCİNDEKİ İLE GÖNDERMEDİK ki onlara açıklasınlar. Allah dilediği kimseyi saptırır, dilediği kimseyi yönlendirir. O yücedir hakimdir. )

26/193 NEZELE BİHİR RUHUL EMİN

( ONU GÜVENİLİR RUH İNDİRDİ. )

26/194 Ala kalbike li tekune minel munzirin

( Uyarıcılardan olman için senin kalbine, )

26/195 Bi LİSANİN ARABİYYİN mubin

( Apaçık ARAPÇA LİSANI ile, )

İncil'den ayetler ise şöyledir.

41 Mark 16-17 İman edenlerle birlikte görülecek belirtiler şunlardır: Benim adımla cinleri kovacaklar, YENİ DİLLERLE KONUŞACAKLAR,

44 Acts 19-6 Pavlus ellerini onların üzerine koyunca KUTSAL RUH ÜZERLERİNE İNDİ ve BİLMEDİKLERİ DİLLERDE KONUŞUP peygamberlik etmeye başladılar.

44 Acts 10-46 Çünkü onların, BİLMEDİKLERİ DİLLERDE KONUŞUP Tanrı'yı yücelttiklerini duyuyorlardı.

.........

46 1 Corinthians 12-7 Herkesin ortak yararı için HERKESE RUH'U BELLİ EDEN BİR YETENEK VERİLİYOR. 

46 1 Corinthians 12-8 Ruh aracılığıyla birine bilgece konuşma yeteneği, ötekine aynı Ruh'tan bilgi iletme yeteneği,

46 1 Corinthians 12-9 birine aynı Ruh aracılığıyla iman, ötekine aynı Ruh aracılığıyla hastaları iyileştirme armağanları, 

46 1 Corinthians 12-10 birine mucize yapma olanakları, birine peygamberlikte bulunma, birine ruhları ayırt etme, birine çeşitli dillerle konuşma, bir başkasına da bu dilleri çevirme armağanı veriliyor.

46 1 Corinthians 12-11 BUNLARIN TÜMÜNÜ ETKİN KILAN TEK VE AYNI RUHTUR. RUH BUNLARI HERKESE DİLEDİĞİ GİBİ DAĞITIR. 

46 1 Corinthians 12-12 Beden bir olmakla birlikte BİRÇOK ÜYEDEM OLUŞUR ve çok sayıdaki BU ÜYELERİN HEPSİ TEK BİR BEDEN OLUŞTURUR. Mesih de böyledir.

44 Acts 2-4 IMANLILARIN HEPSİ KUTSAL RUH İLE DOLDULAR, Ruh'un onları konuşturduğu YABANCI DİLLERDE KONUŞMAYA BAŞLADILAR.

44 Acts 2-6 Bunlar sesi işittikleri zaman büyük bir kalabalık halinde toplandılar. HER BİRİ KENDİ DİLİNDE KONUŞULDUĞUNU DUYUNCA  ŞAŞAKALDILAR.

44 Acts 2-7 Hayret ve şaşkınlık içinde, «Bakın, bu konuşanların hepsi Celileli değil mi?» diye sordular.

44 Acts 2-8 "NASIL OLUYOR DA HER BİRİMİZ KENDİ ANA DİLİMİZİ İŞİTİYORUZ? "

3 Eylül 2022 Cumartesi

Kutsal Ruh desteği ve Senkronlar

Ruhsal tekâmül yolculuğunda ilerleme imkânı bahşedilen varlıklar "Kutsal Ruh ile desteklenmek" suretiyle frekans yükselmesini ve buna bağlı olarak da idraki açılımları deneyimlerler. Bu idraki yükselişin ve safha ( boyut ) atlamanın, "halden hale geçişin" delillerinden biri de çoğunlukla düalite, döngü, yeni döngü başlangıcı, halden hale geçiş ve sonsuz döngünün nümerik sembolleri olan 8 ve 11 sayılarının eşliğinde sıklıkla deneyimlenen senkronizasyonlar yani eşzamanlı tezahürlerdir. Bu senkronizasyonlar bireysel veya bireyler arası ( interaktif ) olarak da tezahür edebilmektedirler.

Dolayısıyla, araştırma ve öğrenme amacıyla herhangi bir konuda tefekkür halinde olan bir insanın yukarıda anılan şekilde nümerik ve semantik senkronizasyonları deneyimlemesi, ilahi nizamın ona Kutsal Ruh vasıtasıyla "Teyid" ( Destek ) iletmekte olduğunun işareti niteliğindedir. Bu teyidi algılayabilmek, gereğini yaparak ilmi, tefekkürü ve salih amelleri artırmak da ilahi nizamın insandan yegâne beklentisidir.

"Teyid" kelimesi "Eyyede" ( Desteklemek ) fiilinin isim halidir.

EYYeDe = Desteklemek

EYYeDtu = Desteklerim / -dim

TEYİD = Destekleme

Kur'an'da, "Eyyede" ( Desteklemek ) fiili ilk kez "Eyyedna hu bibruh el kudus" ( Onu ( Mesih İsa ) kutsal ruh ile destekledik ) cümlesi içinde olmak üzere Bakara suresinin 87. ayetinde geçmektedir.

2/87 Ve (1) lekad (2) ateyna (3) musa (4) el (5) kitabe (6) ve (7) kaffeyna (8) min (9) ba'di (10) hi (11) bi (12) er (13) rusuli (14) ve (15) ateyna (16) is (17) ibne (18) meryeme (19) el (20) beyyinati (21) ve (22) EYYEDNA (23) HU (24) Bİ (25) RUH (26) EL (27) KUDUS (28) e (29) fe (30) kulle (31) ma (32) cae (33) kum (34) rasulun (35) bi (36) ma (37) la (38) tehva (39) enfusu (40) kum (41) istekbartum (42) fe (43) ferikan (44) kezzebtum (45) ve (46) ferikan (47) taktulun (48)

( Musa’ ya kitabı verdik ve ondan sonra resuller gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya deliller verdik ve ONU KUTSAL RUH İLE DESTEKLEDİK. O halde resul size o nefislerinizin hoşlanmadığı ile her geldiğinde kibirlenecek de bir kısmını yalanlayacak ve bir kısmını da öldürecek misiniz? )

- Ayetin kodunu oluşturan rakamların ( 2/87 ) toplamlarının nümerolojik değeri 8 sayısını vermektedir. ( 2+8+7 = 17 ... 1+7 = 8 )

- Ayetin kodunu oluşturan rakamlar ile ayetteki kelime adedini oluşturan rakamların toplamının nümerolojik değeri 11 sayısını vermektedir. ( 2+8+7+4+8 = 29 ... 2+9 = 11 )

- Ayetteki "Ruh" kelimesi 8. kelimedir.

Kur'an'da, "Eyyede" ( Desteklemek ) fiilinin "Eyyedtu ke bi ruhil kudusi" ( Seni kutsal ruh ile desteklerim / destekledim ) cümlesi vasıtası ile ve yine Mesih İsa ile ilintili olarak geçtiği diğer bir ayet de Maide suresinin "110." ayetidir.

5/110 İz (1) kale (2) allahu (3) ya (4) iys (5) ibne (6) meryem (7) ezkur (8) ni'met (9) i (10) aley (11) ke (12) ve (13) ala (14) valideti (15) k (16) iza (17) EYYEDTU (18) KE (19) Bİ (20) RUH (21) EL (22) KUDUSİ (23) tukellimu (24) en (25) nase (26) fi (27) el (28) mehdi (29) ve (30) kehla (31) ve (32) iz (33) alemtu (34) ke (35) el (36) kitabe (37) ve (38) el (39) hikmete (40) ve (41) et (42) tevrate (43) ve (44) el (45) incil (46) ve (47) iz (48) tahluku (49) min (50) et (51) tini (52) ke (53) hey'eti (54) et (55) tayri (56) bi (57) izn (58) i (59) fe (60) tenfuhu (61) fi (62) ha (63) fe (64) tekunu (65) tayran (66) bi (67) izn (68) i (69) ve (70) tubriu (71) el (72) ekmehe (73) ve (74) el (75) ebrasa (76) bi (77) izn (78) i (79) ve (80) iz (81) tuhricu (82) el (83) mevta (84) bi (85) izn (86) i (87) ve (88) iz (89) kefeftu (90) beni (91) israile (92) an (93) ke (94) iz (95) ci'te (96) hum (97) bi (98) el (99) beyyinati (100) fe (101) kale (102) ellezine (103) keferu (104) min (105) hum (106) in (107) haza (108) illa (109) sihrun (110) mubin (111) 

( Zamanında Allah "Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. SENİ KUTSAL RUH İLE DESTEKLEDİĞİMDE beşikte ve erişkinlikte insanlara kelam edip söz söylerdin. Sana yazıyı, sırrı, Tevrat' ı ve İncil' i öğrettim. İznimle çamurdan kuşun şekli gibi olanı yarattın. Onun içine üfledin de iznimle kuş oldu. Doğuştan körü ve alacalıyı iznimle iyileştirdin. Ve zamanında ölüleri iznimle çıkardın. Onlara ayetlerle geldiğin ve onlardan inkar edenlerin "Bu kesinlikle apaçık sihirdir." dedikleri zaman İsrailoğulları' nı üzerinden çektim." dedi. )

Ayetin numarasının 110 olması, ayette "111" kelime bulunması da 11 sayısı ile uyum açısından önem arzetmektedir. 

Ayetteki "Ruh" kelimesi de 21. kelime olup, bu sayı Ruh'un nümerik sembolünün bir tezahürüdür. "Ruh" kelimesi Kur'an'da 21 kere tekrarlanmaktadır. Ve "Ruh" ile ilgili bilgi verilmesinden bahsedilen ayette de numerolojik olarak 21 sayısı tezahürü soz konusudur.

17/85 Ve (1) yes'elune (2) ke (3) an (4) er (5) RUH (6) kul (7) er (8) RUHU (9) min (10) emri (11) rabb (12) i (13) ve (14) ma (15) utitum (16) min (17) el (18) ilmi (19) illa (20) kalila (21) 

( Ve sana RUHTAN sual ediyorlar. De ki: "RUH, Rab’bimin işlerindendir. İlminden size azıcık haricinde verilmemiştir." )

- Ayetin kodu 17/85 ... 1+7+8+5 = 21

- Ayette 21 kelime bulunmaktadır.

- Ruh el kudusi ( Kutsal Ruh ) kelimesi 11 harften oluşmaktadır.

Tevrat'ta "Kutsal Ruh" kavramının ilk kez geçtiği ayetin kodunda ( 51-11 ) 8 ve 11 nümerolojisi bulunmaktadır. 

19 Psalms 51 - "11" Beni huzurundan atma, KUTSAL RUHUN'u benden alma. 

- 51-11 ... 5+1+1+1 = 8 ve ayet kodunun sonundaki 11 sayısı.



2 Eylül 2022 Cuma

Kök dilin ortak yansımaları

Türkçede ve Arapçada yer alan son eklerin, Batı Dillerinde de ( Bu bölümde İngilizce, Fransızca, Almanca baz alınmıştır. ) kelime köklerine aynı anlamları kazandıracak ve fonetik özdeşlik arzedecek sonekler veya fiiller olarak yer aldıkları görülmektedir. 

- Türkçe'de kök kelimeyi fiil yapan "-mak, -mek" ekleri İngilizce'de "Make" ( Yapmak ), Almanca'da "Machen" ( Yapmak )  kelimeleri olarak tezahür etmişlerdir. "MAKine", "MACHine" kelimeleri de esasen "Yapan, Yapıcı" anlamını yansıtmaktadır

- Yakın geçmiş zamanı belirten "-di, -dı" soneki batı dillerinde "StudiED", "MaDE", "GrantED", "GemachT", "GelernT" gibi tezahür etmektedir. 

İngilizcedeki "DID yo do?" ( YapTIn mı? ) cümlesindeki "Did" de yakın geçmiş zaman eki "-dı / di"'nin bir tezahürü niteliğindedir.

Türkçe ve Arapçadaki diğer bazı soneklere ilişkin örnekler ise şöyledir.

"-ik  / ık" : Kök kelimeye "gibi, gibi olan, gibi olmuş" anlamını vererek kökü sıfat yapar.

Türkçe : YanIK, KopUK, SapIK, KesİK 

Batı Dilleri : MecanIC, ElectronIC, MystIC, BasIC, MécanIQUE, ÉlectroniQUE, MystIQUE, MechanISCH, MekanIK, ElektonISCH, MystISCH

"- an / en" :  Kök fiili, zamir özne yapar ve ayrıca kök kelimeye "gibi olan" anlamı kazandırarak kökü sıfat yapar.

Türkçe : AlAN, GidEN, OlAN, YapışAN, GerilEN

Arapça : İnsAN ( Başlayan, İçeri alınan ), ŞeytAN ( Yakan, Helak eden ), ZamAN ( Zannedilen ), Kur'AN ( Okunan, Okuma )

Batı Dilleri : GuardiAN ( Koruyucu ), CiviliAN ( Sivil ), OrgAN, HerculeAN ( Herkül gibi ), AmericAN ( AmerikaLI ), ProminENT ( Öne çıkan ), DifferENT ( Farklılaşan ), DébutANT ( Başlayan ), ImpuissANT ( Kudretsiz, Kudreti olmayan )

"- ken / kan" : Kök fiili sıfat yapar.

Türkçe : YapışKAN, GirişKEN, DövüşKEN

Batı Dilleri : He CAN ( O yababilir ), Er KANN ( O yapabilir )

"- ak / ek" : Kök kelimeye eklenerek kökü sıfat veya isim yapar.

Türkçe : ParlAK, UçAK, YanAK, OrtAK, KaçAK, TabAK

Batı Dilleri : AphrodisiAC, AphrodisiAQUE, ManiAC, ManiAQUE, TabAC, CardiAC, CardiAQUE

"- iye" : Kök kelimeye "-lik / lık" eki gibi işlevsellik anlamı kazandırır.

Türkçe / Arapça : ŞemsİYE, KırtasİYE, DahilİYE

Batı Dilleri :  CordonnIER* ( Kunduracı ), GlaciÈRE ( Buzluk ), BarriÈRE ( Bariyer ), QualifIÉ ( Nitelikli ), ChiffonnIER ( Şifoniyer, Bezlik ), QuadriLLÉ ( Kareli ), EmbrouILLÉ ( Allakbullak )

* Fransızcada kelime sonlarıdaki "r" harfleri okunmaz.

"- m" : Kök kelimeye, birinci tekil şahıs için iyelik ( mülkiyet, sahiplik ) anlamı kazandırır.

Türkçe : BeniM, EviM, ArabaM

Batı Dilleri : Mine ( Benimki ), My ( Benim), Mon / Ma ( Benim ), Le Mien ( Benimki ), Mein ( Benim ), Meiner ( Benimki )

"- lı / li" : Kök kelimeyi sıfat yapar.

Türkçe : BakımLI, YokuşLU, AlımLI

Batı Dilleri : BasicalLY ( Esasen ), TheoreticalLY ( Teorik olarak ), LoveLY ( Sevimli ), ÄhnLICH ( Benzeyen ), MenschLICH ( Beşeri ), AbsichtLICH ( Kasıtlı )

"- el / al" : Kök kelimeyi sıfat yapar.

Türkçe : GüzEL, YerEL, ÖzEL, SanAL, YanAL

Batı Dilleri : LocAL ( Yerel ), SpeciAL ( Özel ), FatAL ( Ölümcül ), VirtuAL ( Sanal )

"- im / ım / um / üm" : Kök fiili isim yapar.

Türkçe : YapIM, OluşUM, GörÜM, DuyUM, DoğUM

Batı Dilleri : PlanetariUM ( Gezegenevi ) , AtriUM ( Avlu ), DiluviUM ( Sel artığı ), EpitheliUM ( Hücre zarı )

"- gan / gen / gın / gin" : Kök fiili sıfat yapar.

Türkçe : EdilGEN, AlınGAN, SaldırGAN, AzGIN, DarGIN, EnGİN, GezGİN, DinGİN

Bati Dilleri : OxyGEN ( Oksijen ), HydroGENE ( Hidrojen ), PathoGENE ( Patojen, Hastalık yapan ), HomoGÈNE ( Homojen )

"- i" : Kök kelimeye "gibi olan" anlamı kazandırarak kök kelimeyi sıfat yapar.

Türkçe : Hayvanİ, İnsanİ, Hakikİ

Batı Dilleri : EmployEE ( İstihdam edilen ), InterviewEE ( Mülakat yapılan ), PayEE ( Ödenen ), FrEE ( Özgür olan )

"- iye / iyet" : Arapça olan bu ek Türkçe "-lık, lik" sonekinin karşılığıdır.

Türkçe / Arapça : İnsanİYET, HakkanİYET, MasumİYET

Batı Dilleri : HummanITY** / HummanITÉ ( İnsanlık ), PriorITY / PriorITÉ ( Öncelik ), QuIET ( Sessiz ), InquIET ( Endişeli )

** "-iyet" eki harflerin yeri değişecek sekilde "-ity / ité" olarak tezahür etmiştir. 

"- er" : Kök kelimeyi, kök fiili isim yapar. Türkçede fiili geniş zaman yapan sonektir.

Türkçe / Arapça / Farsça : RençBER, PeygambER ( Haberci ), AskER, GeçER, GöçER, BankER, BiçERdövER, YapAR, GidER ...

Bati Dilleri : MakER ( Yapıcı ), BarbER ( Berber), ReceivER - TakER ( Alıcı ), HoldER ( Tutucu ), BankER

"- malı / meli" : Kök fiile mecburiyet anlamı kazandırır.

Türkçe : YapMALI, GitMELİ

Batı Dilleri : MUst do, MIght do, MUß tun ( Yapmalı )

"- ul" : Kök kelimeye "gibi olan, niteliği taşıyan, -sel" anlamını kazandırır.

Türkçe : KoşUL, OkUL, BuzUL, ÇoğUL

Bati Dilleri : GranULE ( Çekirdeksel ), CapsULE ( Şapka gibi olan, Kapsayan ), MajuscULE ( Büyük gibi olan ), ModULE ( Parça halinde olan ), NodULE ( Nodül, Düğüm gibi olan )

"- tı, - ti, - tu, - tü" : Kök fiillere "yapılma, edilme, gibi olma" anlamı kazandırarak filleri isim yapar ve sıfatları da isim yapar. Bu sonek Batı dillerinde sıfatları isim yapar.

Türkçe : GezinTİ, ÖrünTÜ, BozunTU, AlınTI, KurunTU

Batı dilleri : AbiliTY ( Yapabilirlik ), HabileTÉ ( Yapabilirlik ), LoyalTY ( Sadakat ), LoyauTÉ ( Sadakat ), CollectiviTY ( Birliktelik )

"- inç, - ünç" : Kök fiillere "yapılma, edilme, gibi olma" anlamı kazandırarak filleri isim yapar.

Türkçe : SevİNÇ, ÖvÜNÇ

Batı dilleri : ChallENGE ( Meydan okuma ), RevENGE ( İntikam )

"- abilmek" : Kök fiile eklenerek "yetenekli olma, yapmaya yetkin olma, becerme" anlamını oluşturur. Türkçe'deki "Bil" kökü İngilizce ve Fransızca'daki "Able" ( Yapabilir, Yetisi olan, Yetenekli ), "Habile" ( Yetenekli ) kökü ve "-able" soneki olarak tezahür etmektedir. Ana ekin kökeni "Bilmek" fiiline dayanmaktadır.

Türkçe : YapaBİLmek

Batı Dilleri : ABLE ( Yapabilir ), DoABLE ( Yapılabilir ), FlammABLE ( Parlayabilir ), IncroyABLE ( İnanılamaz ), InsatiABLE ( Doymakbilmez, Doyumsuz ), HonourABLE ( Onurlu )

Eşsesli olup ( fonetik benzerliği olup ) dillerde farklı zahiri anlamlarda kullanılan kelimeler esasen ortak batini ve kök anlama sahip olabilmektedirler. Birkaç örnek "Türkçe - Batı Dili" formatında olmak üzere aşağıda yer almaktadır.

Bak- Book ( Kitap ) : Kitap bakılacak bir nesnedir.

Çember ( Daire ) - Chamber ( Oda ) : Oda herhangi bir nesneyi çevreler, çembere alır.

Mahzen ( Depo ) - Magazine ( Mağaza ) : Mağaza, içinde malların "haznelendiği", stoklandığı bir mahzendir. ( Kök kelime "Hazn / Hazne / Hazine" kelimeleridir.

Akdem ( Daha ileri, İleri seviye )- Academy ( Akademi ) : Akademi ileri seviye öğrenmeyi ifade eden kelimedir.

Akis ( Yansıma ) - Axe ( Dingil ) : Dingil, kuvveti tekerleklere "aksettiren", yansıtan mekanik parçadır.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2017/10/tek-topluluk-tek-dil.html?m=1