5 Kasım 2021 Cuma

Alt boyut varlıklarına dönüştürülme ve Sihir

"Amcamın kızı, şurada gördüğünüz ceylan, çocukluğundan beri büyücülüğe ve sihir sanatına kendini kaptırmış imiş; sihirbazlık bilgisiyle, oğlumu buzağıya, annesi olan cariyeyi de ineğe dönüştürmüş." "Bu sözlerimi duyunca kız eline bir bakır leğen aldı; onu suyla doldurdu ve su üstüne büyülü sözcükler okudu. Sonra bunu, “Eğer Allah seni buzağı yarattıysa eşkalini değiştirmeden buzağı olarak kal! Ama büyülenmişsen, Yüce Tanrı'nın izniyle ilk yaratıldığın hale dön!” diyerek buzağının yüzüne serpti." 

 "Akşam olunca dükkânımı kapadım; eve dönünce bir köşeye bağlanmış bu iki köpeği gördüm. Beni görünce, ayağa kalkıp ağlamaya, giysilerime sürtünmeye başladılar; o anda karım ( ecinniye ) koşarak geldi ve, “Bunlar senin kardeşlerin!” dedi. Ona, “Ama kim bunları bu hale sokmuş?” diye sordum, “Ben! Büyü alanında benden daha bilgili olan kızkardeşime rica ettim; o da bunları on sene geçmeden kurtulmamak üzere, bu hale soktu” dedi."

"Kasabın kızı beni görünce, hemencecik yüzünü örttü ve babası- na, “Böyle mi yapılır? Birlikte bir erkek getiriyor ve eve sokuyorsun!” dedi. Babası, “Hani, nerede bu erkek?” diye sorunca; “Bu köpek bir insanoğludur. Onu bir kadın büyülemiş. Ben onu kurtarma gücüne sahibim” diye yanıt verdi. Bu sözleri duyunca, babası, “Öyleyse Allah aşkına onu kurtar kızım!” dedi. Kız eline bir testi su aldı; üzerine birkaç sözcük mırıldandıktan sonra birkaç damlasını üstüme serpti; ve “Bu kılıktan çık, ilk haline dön!” dedi. Hemen eski halime döndüm."

Yukarıdaki alıntılar 8. yüzyıla ait Bağdat ( eski Babil ) kökenli anonim hikayeler derlemesi olan "Binbir Gece Masalları"'ndandır. Alıntılarda sihir vasıtasıyla yaratılışın değiştirilmesi konu edilmektedir. Evvelki bölümde incelendiği üzere bir okült bilgiler külliyatı niteliğindeki "Binbir Gece Masalları" ağırlıklı olarak "cinler" ve "sihir" temasını içeren hikayelerden oluşmaktadır. Sihir, doğrudan kelime zikri ( belirli adette dua ve ayet okuma ) vasıtasıyla veya cinler kullanılarak yapılan uygulamalardır. 

Kur'an'da da "Babil" kelimesi, Bakara suresinin 202. ayetinde "şeytanlar" ve "sihir" kelimeleriyle ilişkili olarak yer almaktadır. Ayette şeytanların, insanlara sihir öğrettiği bildirilir.

2/102 Vettebeu ma TETLUŞ ŞEYATİNU ala mulki suleyman ve ma kefera suleymanu ve lakinneş ŞEYTAİNE KEFERU YUALLİMUNEN NASAS SİHRA ve ma unzile alel melekeyni bi BABİLE harute ve marut ve ma yuallimani min ehadin hatta yekula innema nahnu fitnetun fe la tekfur fe yeteallemune minhuma ma yuferrikune bihi beynel mer'i ve zevcih ve ma hum bi darrine bihi min ehadin illa bi iznillah ve yeteallemune ma yedurruhum ve la yenfeuhum ve lekad alimu men işterahu ma lehu fil ahirati min halakin ve le bi'se ma şerav bihi enfusehum lev kanu ya'lemun

( Ve o Süleymanın mülkünün ve hükümdarlığının üzerine o ŞEYTANLARIN OKUDUĞUNA tabi oldular. Süleyman inkar etmedi ve lakin şeytanlar inkar ettiler. İNSANLARA SİHRİ ve BABİL'DE iki melek olan Harut ve Marut’ un üzerine indirileni öğretiyorlardı. "Kesinlikle biz sınavız. O halde inkar etmeyin." diyene kadar ikisi kimseye öğretmezlerdi. Onlardan erkeğin ve eşinin arasını neyin ayırdığını öğrenirlerdi. Onlar onunla Allah’ ın izni olmadıkça kimseye zarar veremezlerdi. Onlara ne zarar verebilir ne fayda vermez öğrenirlerdi. Onu satana ahirette nasip olmadığını bilirlerdi. O nefislerini sattıkları ne kötüdür. Keşke bilmiş olsalardı. )

Allah'ın izni ve rızasına istinaden meleklerin kelime veya cümle zikrederek insanları farklı alt boyut varlıklarına dönüştürmeleri hususu aşağıdaki ayetlerde yer almaktadır. Ayetlerde inkârcılığın ve şirkin karşılığının ruhsal tekâmül sürecinde ters yönde değişim ( geriye gidiş ) yani alt boyut varlığına dönüşüm olduğu misallerle dolaylı olarak bildirilmektedir.

17/49 Ve kalu e iza kunna izamen ve rufaten e inna le meb'usune halkan cedida

( Ve "Biz kemik ve ufalanmış çürümüş olduğumuzda mı kesinlikle yeni yaratış ile diriltileceğiz?" dediler. )

17/50 KUL KUNU HİCARATEN ev HADİDA

( DE Kİ: "TAŞ veya DEMİR OLUN." )

17/51 EV HALKAN MİN MA YEKBURU Fİ SUDURİKUM fe seyekulune men yuiyduna kulillezi fetarakum evvele merrah fe seyunğidune ileyke ruusehum ve yekulune meta hu kul asa en yekune kariba

( VEYA GÖĞÜSLERİNİZİN İÇİNDE BÜYÜYENİNDEN YARATIK. "Kim döndürür, diriltir bizi?" diyecekler. De ki: "O sizi ilk keresinde yaratan." Böylece sana başlarını sallayacaklar ve "O ne zaman?" diyecekler. De ki: "Belki olması yakındır." )

2/65 Ve lekad alimtumullezina'tedev minkum fis sebti fe KULNA lehum KUNU KİRADATEN hasiin 

( Ve sizlerden yedinci gün içinde hududu aşanları bildiniz. Böylece onlara, "Kovulup reddedilmiş MAYMUNLAR OLUN." DEDİK. )

5/60 Kul hel unebbiukum bi şerrin min zalike mesubeten indellah men leanehullahu ve ğadibe aleyhi ve CEALE MİNHUMUL KİRADATE vel HANAZİRA ve ABEDET TAĞUT ulaike şerrun mekanen ve edallu an sevais sebil

( De ki: "Allah' ın indinde musibet olarak bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah' ın lanetlediği ve üzerine öfke eylediği ve ONLARDAN MAYMUNLAR, DOMUZLAR ve AZGINA KULLUK EDENLER oluşturduğu kimseler, işte bunlar mekan olarak daha kötüdürler. Düz yoldan daha da sapmışlardır." )

"Maymuna ve Domuza dönüşme" hususunu çağrıştıran bir olay 2009 yılında Çin'de vuku bulmuştur. 03.11.2009 tarihli haberde şu ifadeler yer almaktadır.

"Çin’de görenleri hayrete düşüren bir yavru dünyaya geldi. Yüzü maymun gibi ama bedeni bir domuza ait... Maymun suratlı domuzun genlerinin İnsan Aşılama ve Embriyoloji Otoritesi’ne gönderilmesi bekleniyor. Bu kurumda insanlardaki kalp rahatsızlıklarını önleyici bir tedavi geliştirmek için Warwick Üniversitesi Klinik Bilimleri Araştırma Enstitüsünün aldığı onay ile insan-domuz karışımı embriyoların üretimi başlatılmıştı."

https://www.internethaber.com/bu-hayvan-maymun-mu-domuz-mu-213857h.htm


Çin'de genetik deneyler sonucu ortaya çıkmış olması muhtemel "Maymun Domuz" 

"Maymuna ve Domuza dönüşme" hususu Kur'an'da sadece 5/60 kodlu ayette geçmektedir. Bu ayetin kodunun nümerolojik değeri olan 11 sayısı ( 5+6 +0 = 11 ), yukarıdaki haberin ayı ( 11. ay ) ve yılı ( 2009 ... 2+0+0+9 = 11 ) nümerolojik uyum arzetmektedir. Hatırlanacağı üzere, 11 sayısı düalite, döngü, dönüşüm ve halden hale geçişin nümerik sembolüdür.

Çin'de, organ nakli amaçlı olarak!, insan organlarını yapay ortamda geliştirmeye yardımcı olmak amacıyla Kimera* adı verilen "Maymun - Domuz" melezleri üretildiğine ilişkin haberlerde basında yer almıştır. ( * "Kimera / Chimera" kelimesi "İlüzyonsal veya imkansız olan" kök anlamına gelmekte olup, Grek mitolojisinde ise aslan başlı, keçi gövdeli ve yılan kuyruklu dişi varlığa verilen isimdir. Sonuç olarak çoklu melez varlığı tanımlamak için kullanılmaktadır.

Varlıklardaki şekilsel ve niteliksel değişikliklerin fonetik ( kelime seslendirmesi ) ve genetik ( DNA manipülasyonu ) metodlarla yapılabildiği görülmektedir. Günümüzde melez varlık üretiminde maddi genetik metodlar kullanılırken, "evvelki" olarak algıladığımız ancak çok daha ileri bilgi seviyesi dönemlerinde manevi fonetik / majik ( kelimesel ) metodların kullanıldığı görülmektedir. Zira antik çağlara ait bilgilerde Chimera adı verilen melez varlıkların yer alması dikkat çekmektedir.

7/166 Fe lemma atev an ma nuhu anhu KULNA lehum KUNU KİRADATEN hasiin

( Böylece onlardan onlara yasaklayıp men ettiklerimizde inat ettiklerinde, onlara "Hor ve hakir MAYMUNLAR OLUN." DEDİK. )

Cinsel içerikli ilginç fetvalar!

24/19 İnnellezine yuhibbune en teşial fahişetu fillezine amenu lehum azabun elimun fid dunya vel ahirah vallahu ya'lemu ve entum la ta'lemun

( Kesinlikle o inananlar içinde ahlaksızlığın yayılmasını sevenlere, dünyada ve ahirette elim azap onlaradır. Allah bilir de sizler bilmezsiniz.  )

Son yıllarda, diyanet işleri başkanlığının fetva hattına veya web sitesine iletilen bazı sorulara adeta fahşanın yayılmasına hizmet eder nitelikte yanıtlar verildiği görülmektedir. Toplumda da tepki uyandıran ve fetva olarak tanımlanan bazı yanıtlar basına yansıdığı şekilde ve yorumsuz olarak aşağıdadır. 

- Elele tutuşmak ( Şubat 2015 )

"Diyanet İşleri Başkanlığı'nın aylık dergisinin 2015 yılı Şubat sayısında yer alan makalede, nişanlı çiftlerin "Elele dolaşmalarının dinen uygun olmadığı" savunuldu. ”Nişanlıların flört etmeleri, dost hayatı yaşamaları, dedikoduya mahal verecek şekilde baş başa kalmaları, öpüşmeleri, el ele tutuşmaları ve benzeri İslam ’ın onaylamadığı davranışlardan uzak durmaları gerekir." dendi."

- Babanın öz kızına şehvet duyması ( Ocak 2016 )

"Diyanet'e bağlı fetva hattı, internet sitesine yöneltilen “Öz kızını öperken şehvet duymanın nikaha etkisi olur mu?” sorusunu cevapsız bırakmak ya da soru soran kişi hakkında suç duyurusunda bulunmak yerine islami kaynaklara dayanarak cevap verme ihtiyacı hissetti. "Bu konuda görüş ayrılığı vardır." şeklinde başlayan yanıtta  "Babanın kızını kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek, şehvet duyması, bu tür bir haramlık oluşturmaz" ifadelerini kullanıldı: "Babanın kendi öz kızını öperken şehvet duyması durumunda nikâhın ne olacağı konusunda görüş ayrılığı vardır. Bazı mezheplere göre, babanın şehvetle kızını öpmesi ya da şehvetle ona sarılmasının nikâha bir etkisi yoktur." "Hanefilere göre ise; babanın, kızını şehvetle öpmesi, kızına şehvetle sarılması durumunda kızın annesi bu babaya haram olur. Ancak bu tür sonuç doğuracak tutmanın, teni tenine değerek olması ya da altının sıcaklığını iletecek kadar ince bir örtüden olması gerekir. Ayrıca kızın, 9 yaşından büyük olması gerekir. Şehvet duymanın işareti, erkeğin organında bir uyanma, uyanıksa uyanışının artması, kadının da kalbinin heyecanla çarpmasıdır."

- Boşama metodları ( Aralık 2017 )

"Diyanet'e bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu, gelen bir soruya cevap olarak, erkeğin "Telefon, faks, mektup, mesaj ve internetle ile de eşinden boşanabileceğini" açıkladı: "Bir kimse, yüzüne karşı 'seni boşadım, benden boş ol' gibi boşamayı ifade eden sözleri şifahî olarak söylemek suretiyle, eşini boşayabileceği gibi, bu sözleri telefon, mektup, mesaj, internet ve faks yoluyla bildirerek de boşayabilir. Söz konusu iletişim vasıtalarıyla boşamak, sözlü olarak yüz yüze boşamak gibi geçerlidir. Ancak, bu durumda kocanın, boşamış olduğunu inkar etmemesi gerekir." "Boşamanın yazılı olması halinde ise boşanan kimse, yazının veya mesajın eşinden geldiğinden emin olmalıdır. Bu durumda boşama hükümleri, kadının mektubu okuduğu andan itibaren başlar. Fakat koca eşini daha önce gıyaben boşamış da bunu mektupla haber veriyorsa, boşamanın hükümleri, kocanın boşadığı andan itibaren başlar."

- Nikah tanımı ve Ergenlik çağının alt sınırları ( Ocak 2018 )

"Diyanet İşleri Başkanlığı bir kez daha gündemde. Bu kez internet sitesindeki Dini Kavramlar Sözlüğü'nde yer alan "İslâm hukukçularınca bulûğ çağının alt sınırı, erkekler için 12, kızlar için 9 yaş olarak belirlenmiştir" ifadeleri kamuoyunun tepkisini çekmiş durumda."

"Aldığı dev bütçeler karşılığında skandal fetvalar yaratmayı kendine görev edinen Diyanet İşleri Başkanlığı son olarak çocuk istismarına ilişkin yaptığı tanımlama ile yine gündemde. Web sitesinde, nikah tanımı yapan Diyanet, bulûğ çağına girmiş olanların da dinen nikahlanabileceğini belirtti. Diyanet, bulûğ yaşının alt sınırını kızlarda 9, erkeklerde 12 olarak belirtti. Diyanet, kız çocuklarının 9 yaşında gebe kalabileceklerini, erkeklerin de 12 yaşına girdiklerinde baba olabileceklerini savundu."

- Zina ve Baldız ile yapılan zina ( Ekim 2021 )

"Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dini konulardaki en yüksek karar ve danışma organı olarak faaliyet gösteren Din İşleri Yüksek Kurulu’nun fetvaları, “Fetvalar” adıyla kitapta toplandı. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları tarafından basılan ve birden fazla baskı yapan kitabın 2015’te yapılan 3. baskısında ise dikkat çeken bir fetva yer aldı. “Baldızıyla zina eden kişinin hanımı boş olur mu” sorusuyla yayımlanan ve 871. fetvada, “baldızla zina yapmanın nikâhı düşürmeyeceği” belirtildi.

Kuran’da, zinaya ilişkin “Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur” buyrulduğu aktarılan fetvada, “Bu sebeple zina büyük günahlardan olmakla beraber eşlerden birinin zina etmesi, bu fiili helal görmedikçe nikâhlarına zarar vermez” denildi. “Baldızıyla zina eden kişinin büyük günah işlemiş olduğu için mutlaka tövbe etmesi gerektiği” kaydedilen fetvada, nikâhın düşmeme gerekçesi olarak da “Baldızla yapılan zinanın nikâhı sona erdirmemesi, baldızla olan evlenme yasağının ebedi değil geçici olmasından kaynaklanmaktadır” ifadeleri kullanıldı. Söz konusu fetva, Diyanet tarafından internette de yayımlanan kitabın 4. baskısında ise yer almadı."


Algı Operasyonları ve Küresel Projeler

Büyük döngü sonuna yaklaşıldığı şu dönemde, dünyevi ve maddi nimetleri tamamen gasp ederek insanlığı tam tahakküm altına almak isteyen küresel şeytanların, algı operasyonları ve kurgulanmış senarize olaylar ile "aldatarak yönlendirme" süreçlerinde maksimum şiddet seviyesine eriştikleri görülmektedir. Ayrıca şeytanlar, muhtelif mecralar kanalıyla sürekli uygulamakta oldukları sihir operasyonları ( sübliminal veya açık kelime ve sayı tekrarları, belirli kelimeleri sık tekrarlama, vefk operasyonları vb. ) ile de şüphe ve korkuya meyilli insanların akletme ve idrak kabiliyetlerini bloke etmeye çalışmaktadırlar.

Yukarıda kısaca değinilen bu kadim aldatma metodlarının güncel konuları "Virüsler", Pandemi", "mRNA Enjeksiyonu", "Ekonomik Kriz", "İklim Değişikliği", "Kıtlık", "Çipleme", "Metaverse" ( Öte Gerçeklik ) vb. gibi konulardır. Bu konuları sorgulayanlar daha doğrusu bu konuların varlığının kurgusal tuzaklar olduğunu savunanlar ise ".... karşıtı" olarak nitelendirilerek toplum ayrıştırılmakta ve bölünmektedir. 


2019 yılı sonunda gündeme sokulan, sentetik yapay virüs bazlı ve algı yönetimine ( korku, panik ) dayalı salgın operasyonu sonrasında şimdi de "Kıtlık" kavramı ile entegre edilen "İklim Değişikliği" algı operasyonu süreci başlatılmıştır. Kurgulanan orman yangınları ve kıtlık algısı yayacak senaryolarla birlikte sözde bu sorunlara çözüm olarak önerilen sapıkça alternatiflerin ( esasen planlanan aksiyonlar ) medya kanalıyla iletişimi de yoğun şekilde devam etmektedir. 

Oysa küresel ısınma esasen normal ve döngüsel bir doğa olayı olup, dünya belirli döngüler itibarıyla soğuma ve ısınma süreçlerini deneyimlemektedir. Çiftlik hayvanları kaynaklı metan ( CH4 ) gazı salınımının ve CO2 salınımının iklim açısından dünya için bir tehdit oluşturduğunun dillendirilmesi gerçeği yansıtmamaktadır. Binlerce yıldır var olan ve sürekli olarak metan gazı ve CO2 salınımı yapan varlıklar şimdi mi sorun olmaktadır? Ayrıca bitkiler vasıtasıyla gerçekleşen fotosentez de doğadaki O2 ( Oksijen ) ve CO2 ( Karbondioksit ) dengesini sağlayan ilahi nizamın bir nimetidir. 

"İklim Değişikliği"nin, insanlığın varlığını tehdit eden küresel bir sorun olduğuna yönelik algı operasyonu projesi kapsamında "çözüm" olarak gündeme getirilen bazı projeler ancak akıl tutulması durumunda desteklenebilecek niteliktedir.

- ScopEx Projesi ( Stratosfere kireç tozu serpilerek bir tabaka oluşturulması ve böylelikle Güneş ışınlarının etkisinin 2 derece azaltılması. Meşhur bir yazılım şirketi sahibi bu projeyi finanse etmektedir. )

- Yapay Et Projesi ( Kök hücre teknolojisiyle sentetik olarak laboratuarda üretilen yapay etlerin insanlara yedirilmesi )

- İnsan Eti Yeme Projesi ( Bu husus sinema filmleri kanalıyla ve muhtelif mecralardaki iletişim ile gündeme getirilmektedir. 2019 yılındaki Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’nda bir sözde bilim insanı "iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve insan ırkının devamlılığını sağlamak için ölen insanların etleri yemeyi" önermiştir. Söylemin dayanak noktası sözde çiftlik hayvanlarının saldıkları metan gazının büyük tehdit oluşturduğudur. Ayrıca çekirge yenmesi hususu da gündemde tutulmaktadır. )

- Dikey Tarım Projesi ( Küreselciler, tarımcılığı ve bireysel çiftçiliği sonlandırmayı ve böylelikle tarım alanlarının tamamen kendi ellerine geçmesini istemektedirler. Böylelikle kendileri için doğal gıda teminini artırarak sürdürmeyi ancak diğer insanlar için ise fabrikalarda kanserojen niteliki sentetik sebze ve meyve üretmeyi planlamaktadırlar. )

- Mikroplardan Gıda Temini Projesi ( Yukarıdakiler ile ilintili olarak laboratuar ortamında atıklardan ve mikroplardan sözde gıda teminini öngören projedir. )

- mRNA Enjeksiyonu Projesi ( Virüs tehditlerine karşı koruma gerekçesi altında insanlar her yıl mRNA enjeksiyonuna zorlanmaktadırlar. Bu enjeksiyon sürecinin nihai amacı insanların genetik yapılarının değiştirilmesi, bağışıklık sistemlerinin zayıfatılması ve sisteme tam bağımlı hale getirilmeleridir. )

- Metaverse Projesi ( Dijital sistem ve AI ( Yapay Zeka ) tabanlı olarak kurgulanan bu platformun amacı insanların "gerçeklik algısının" ortadan kaldırılmasını sağlamaktır. Sanal ile gerçeği ayırt edemeyen, tüm ahlaki ve manevi değer yargılarını yitirmiş, bireyselleşmiş, maddi menfaati yani satanizmi din edinmiş ve Allah yolundan sapmış bir insan nesli oluşturulması planlanmaktadır. )

Yukarıda anılan şeytani planlar ve operasyonlar, Kur'an'ın aşağıdaki ayetlerinde açıkça bildirilmiştir.

2/205 Ve iza tevella sea fil erdi li yufside fiha ve yuhlikel harse ven nesl vallahu la yuhibbul fesada

( Ve yüz çevirip başa geçtiğinde, yerde bozgun yapmak, ekini ve nesli helak etmek için çabalar. Allah bozgunu sevmez.  )

8/53 Zalike bi ennellahe lem yeku muğayyiran ni'meten en'ameha ala kavmin hatta yuğayyiru ma bi enfusihim ve ennellahe semiun alim

( Bu, Allah' ın kesinlikle bir kavime verdiği nimeti, onlar kendilerindekini değiştirmedikçe değiştiren olmamasından dolayıdır. Kesinlikle Allah duyandır, bilendir. )

Her ayet gibi çoklu anlamı olan Hacc suresinin aşağıdaki ayetinin anlamlarından biri de mRNA enjeksiyonu nedeniyle kısırlaşmış insanlar ve akıl tutulması ( sarhoşluk ) içinde küresel şeytanların helak edici projelerini destekleyen insanlar olabilir.

22/2 Yevme teravneha tezhelu kulli murdiatin an ma erdaat ve tedau kulli zati hamlin hamleha ve teran nase sukara ve ma hum bi sukara ve lakinne azabellahi şedid

( Onu göreceğiniz gün, tüm emziren kadınlar o emzirdiklerinden vazgeçerler. Her yük sahibi yükünü düşürüp bırakır. İnsanları sarhoş görürsün de onlar sarhoş değillerdir. Lakin Allah' ın azabı şiddetlidir. )

İnkarcı müşrik şeytanların "insan eti yedirme" projesi de Hucurat ( Hücreler ) suresinin 12. ayetinde zikredilmektedir. Ayetin isminin "Hücreler" olmasının sebebi de "kök hücre teknolojisiyle" yapay et ve insan eti üretimine işaret edilmek istenmesi olabilir.

49/12 Ya eyyuhellezine amenuctenibu kesiran minez zanni inne ba'daz zanni ismun ve la tecessesu ve la yağteb ba'dukum ba'da e yuhibbu ehadukum en ye'kule lahme ehiyhi meyten fe kerihtumuh vettekullah innellahe tevvabur rahim

( Ey o inananlar zannın çoğundan kaçının. Kesinlikle zannın bazısı günahtır. Casus gibi araştırmayın ve bazınız bazınızı çekiştirip arkadan konuşmasın. Sizlerden biriniz ölmüş kardeşinin etini yemeyi sever mi? Ondan tiksindiniz. Allah’tan sakının. Kesinlikle Allah tevbeyi kabul edendir merhametlidir.  )

4 Kasım 2021 Perşembe

BinBir Gece Masalları

"Hikayeler olanları anlatır."

( AI - Artificial Intelligence / Yapay Zekâ filmi 2001 )

68/15 Ona ayetlerimiz okunduğunda "Evvelkilerin masalları." der. )

"Binbir Gece Masalları", 8. yüzyılda önemli bir kozmopolit ticaret merkezi haline gelmiş olan ve Arap kültürünün doğu ve batı kültürü ile harmanlandığı yer olan Bağdat'ta ( eski Bâbil ! ) ortaya çıkan anonim halk hikayeleridir. Arapça ismi "Elfe Leyle ve Leyle" ( Bin Gece ve Bir Gece ) olan hikaye derlemesinin içeriği, Şehrazat isimli vezir kızının, şah olan kocası Şah Şehriyar'a 1001 gece boyunca anlattığı hikayelerden oluşmaktadır. Hikayelerde yoğun "cin" teması olduğu görülmektedir. Zira hikaye derlemesinin ismi olan "Binbir Gece Masalları"'ndaki "BinBir" sayısı 11 sayısının da bir tezahürü olup, boyutlar arası portal açılışını sembolize etmektedir.

Binbir Gece Masalları, Şehrazat'ın Şah Şehriyar'a anlattığı 218 adet hikayeden oluşmaktadır. ( 218 sayısının nümerolojik değerinin 11 ( 2+1+8 = 11 ) olması da dikkat çekmektedir. )

16 cilt halinde basılmış olan külliyatın başında "Hükümdar Şehriyar İle Kardeşi Hükümdar Şahzaman'ın Öyküsü" ve "Eşek, Öküz ve Çiftçinin Öyküsü" isimli hikayeler yer almaktadır. Ancak bu hikayeler Şehrazat'ın anlattığı Binbir Gece Masalları kapsamında değildir. Zira bu husus 1. cildin 39. sayfasının başında "İşte Binbir Gece Masalları Burada Başlıyor" cümlesiyle belirtilmektedir.

Hikayelerin listesi aşağıdaki gibidir

1 - Tacir İle İfrit'in Öyküsü - Cilt 1

2 - Birinci Şeyhin Öyküsü - Cilt 1

3 - İkinci Şeyhin Öyküsü - Cilt 1

4 - Üçüncü Şeyhin Öyküsü - Cilt 1

5 - Balıkçı İle Ecinni Öyküsü - Cilt 1

6 - Kral Yunan'ın Veziri İle Hekim Ruyan'ın Öyküsü - Cilt 1

7 - Şah Sinbad'ın Şahini - Cilt 1

8 - Şehzade İle Gulyabani - Cilt 1

9 - Büyülenmiş Genç adam İle Balıkların Öyküsü - Cilt 1

10 - Hamal İle Genç Kızların Öyküsü - Cilt 1

11 - Birinci Kalenderin Öyküsü - Cilt 1

12 - İkinci Kalenderin Öyküsü - Cilt 1

13 - Üçüncü Kalenderin Öyküsü - Cilt 1

14 - Birinci Genç Kız Zübeyde'nin Öyküsü - Cilt 1

15 - İkinci Genç Kız Emine'nin Öyküsü - Cilt 1 

16 - Kesilerek Öldürülen Kadın Üç Elma Ve Zenci Reyhan Öyküsü - Cilt 1

17 - Vezir Nureddin, Kardeşi Vezir Şemseddin ve Hasan Bedreddin'in Öyküsü - Cilt 1

18 - Terzi ile Kamburun Öyküsü - Cilt 2

19 - Hristiyan Simsarın Öyküsü - Cilt 2

20 - Çin Hükümdarının Azık Sağlayıcısının Öyküsü - Cilt 2

21 - Yahudi Hekimin Öyküsü - Cilt 2

22 - Terzinin Öyküsü - Cilt 2

23 - Topal Gencin Öyküsü - Cilt 2

24 - Bağdatlı Berberin Altı Kardeşinin Öyküsü - Cilt 2

25 - Berberin Birinci Kardeşi Bakbuk'un Öyküsü - Cilt 2

26 - Berberin İkinci Kardeşi El-Haddar'ın Öyküsü - Cilt 2

27 - Berberin Üçüncü Kardeşi Bakbak'ın Öyküsü - Cilt 2

28 - Berberin Dördüncü Kardeşi El-Kuz'un Öyküsü - Cilt 2

29 - Berberin Beşinci Kardeşi El-Aşar'ın Öyküsü - Cilt 2

30 - Berberin Altıncı Kardeşi Şakalik'in Öyküsü - Cilt 2

31 - Enis-üc-Celis ile Ali-Nur'un Öyküsü - Cilt 2

32 - Ganem Bin Eyüp ve Kızkardeşi Fitne'nin Öyküsü - Cilt 2

33 - İlk Sudanlı Haremağası Zenci Savvap'ın Öyküsü - Cilt 2

34 - İkinci Sudanlı Haremağası Zenci Kâfur'un Öyküsü - Cilt 2

35 - Sudanlı Üçüncü Haremağası Zenci Bukait'in Öyküsü - Cilt 2

36 - Şah Ömer-ün-Neman ve Şaşırtıcı Güzellikteki İki Oğlu: Şarkân ve Dav-ül-Mekân'ın Öyküsü - Cilt 3

37 - Üç Konu Üstüne Deyişler - Cilt 3

38 - Şah Ömer-ün-Neman'ın Ölümünün Öyküsü ve Bundan Önce Yer Alan Hayranlık Uyandırıcı Anlatımlar - Cilt 3

39 - İlk Genç Kızın Anlatısı - Cilt 3

40 - İkinci Genç Kızın Anlatısı - Cilt 3

41 - Üçüncü Genç Kızın Anlatısı - Cilt 3

42 - Dördüncü Genç Kızın Anlatısı - Cilt 3

43 - Beşinci Genç Kızın Anlatısı - Cilt 3

44 - Yaşlı Kadının Anlatısı - Cilt 3

45 - Manastırın Öyküsü - Cilt 3

46 - Aziz ile Azize ve Tac-ül-Mülûk Öyküsü - Cilt 3

47 - Ömer-ün-Neman Öyküsünün Sonu Güzel Aziz'in Öyküsü - Cilt 4

48 - Dünya Hatun ile Emir Tac-ül-Mülûk Öyküsü - Cilt 4

49 - Dav-ül-Mekân'ın Oğlu Genç Kânmekân'ın Serüveni - Cilt 4

50 - Haşhaş Yutanın Öyküsü - Cilt 4

51 - Bedevi Hamit'in Öyküsü - Cilt 4

52 - Hayvanların ve Kuşların Hoş Öyküleri Kaz, Tavus ve Dişi Tavus Öyküsü - Cilt 4

53 - Çoban ile Genç Kız - Cilt 4

54 - Kaplumbağa ile Balıkçılın Öyküsü - Cilt 4

55 - Kurt ile Tilkinin Öyküsü - Cilt 4

56 - Fare ile Gelincik Öyküsü - Cilt 4

57 - Karga ile Misk Kedisinin Öyküsü - Cilt 4 

58 - Karga ile Tilki Öyküsü - Cilt 4

59 - Ali İbn-i Bekkar ve Güzel Şems-ün-Nehar'ın Öyküsü - Cilt 4

60 - Kamerrüzzaman ileTüm Ayların İçinde En Güzeli Olan Budur Hatun Öyküsü - Cilt 5 

61 - Nimet ile Nama'nın Öyküsü - Cilt 5

62 - Alaaddin Ebu Şamat'ın Öyküsü - Cilt 5

63 - Bilgili Canayakın'ın Öyküsü - Cilt 6

64 - Şair Ebu-Nuvas'ın Serüveni - Cilt 6

65 - Gemici Sindbat'ın Öyküsü - Cilt 6

66 - Gemici Sindbat'ın Birinci Gezisi - Cilt 6 

67 - Gemici Sindbat'ın İkinci Gezisi - Cilt 6

68 - Gemici Sindbat'ın Üçüncü Gezisi - Cilt 6 

69 - Gemici Sindbat'ın Dördüncü Gezisi - Cilt 6

70 - Gemici Sindbat'ın Beşinci Gezisi - Cilt 6 

71 - Gemici Sindbat'ın Altıncı Gezisi - Cilt 6 

72 - Gemici Sindbat'ın Yedinci Gezisi - Cilt 6 

73 - Güzel Zümrüt ile Şöhret'in Oğlu Alişar'ın Öyküsü - Cilt 6

74 - Altı Ayrı Nitelikteki Genç Kadının Öyküsü - Cilt 6

75 - Tunç Kentinin Olağanüstü Öyküsü - Cilt 7

76 - İbn-ül Mansur İle İki Genç Kızın Öyküsü - Cilt 7

77 - Kasap Vardan İle Vezir Kızının Öyküsü - Cilt 7

78 - Yeraltı Sultanı Yemliha'nın Öyküsü - Cilt 7

79 - Belkiya'nın Öyküsü - Cilt 7

80 - Kederli Yakışıklı Delikanlının Öyküsü - Cilt 7

81 - Ruhun Çiçekli Toprağı Ve Zariflerin Bahçesi - Harun Reşit Ve Yel - Cilt 7

82 - Genç İle Öğretmeni - Cilt 7

83 - Olağanüstü Torba - Cilt 7

84 - El-Reşit Aşk Yargıcı - Cilt 7

85 - Üstünlük Kimin? Delikanlının mı, Olgun Erkeğin mi? - Cilt 7

86 - Hıyarın Değeri - Cilt 7

87 - Beyaz Saçlar - Cilt 7

88 - Çözülmüş Anlaşmazlık - Cilt 7

89 - Ebu Nuvas Ve Sitt Zübeyde'nin Yıkanışı - Cilt 7

90 - Doğaçlama Şiir Okuyan Ebu Nuvas - Cilt 7

91 - Eşek - Cilt 7

92 - Sitt Zübeyde'nin Suç Üstü Yakalanması - Cilt 7

93 - Erkek mi, Dişi mi? - Cilt 7

94 - Pay - Cilt 7

95 - Okul Öğretmeni - Cilt 7

96 - Üzerinde Yazı Bulunan Gömlek - Cilt 7

97 - Bir Bardak Üstündeki Yazı - Cilt 7

98 - Sepetteki Halife - Cilt 7

99 - İşkembe Temizleyicisi - Cilt 7

100 - Göznuru Adlı Genç Kızın Öyküsü - Cilt 7 

101 - Genç kızlar mı, Delikanlılar mı? - Cilt 7 

102 - Sahte Halife - Cilt 7

103 - Goncagül Ve Dünya Tatlısı - Cilt 8

104 - Abanoz At'ın Sihirli Öyküsü - Cilt 8 l

105 - Fındıkçı Delile'nin Hilelerinin Öyküsü - Cilt 8

106 - Cıva Ali'nin, Delile Ve Kızı, Delile'nin Kardeşi Balık Kızartıcısı Zurayk Ve Büyücü Yahudi Azarya İle Serüvenleri - Cilt 8

107 - Balıkçı Cevder ya da Sihirli Heybe'nin Öyküsü - Cilt 8

108 - Ebu Kir İle Ebu Sir'in Öyküsü - Cilt 9 

109 - Itırlı Bahe'den İbret Verici Fıkralar - Cilt 9

110 - Üç Dilek - Cilt 9

111 - Genç Çocuk Ve Hamam Tellağı - Cilt 9 

112 - Beyaz Var, Beyazcık Var - Cilt 9

113 - Karadaki Abdullah İle Denizdeki Abdullah'ın Öyküsü - Cilt 9

114 - Genç Sarı Adamın Öyküsü - Cilt 9

115 - Gülnar İle Gülen Ay Öyküsü - Cilt 9

116 - Musullu İshak'ın Kış Gecesi - Cilt 9

117 - Mısırlı Fellah Ve Beyaz Çocukları - Cilt 9 

118 - Halife İle Balıkçı Halife - Cilt 9

119 - Hasan-ül Basri'nin Serüvenleri - Cilt 10 

120 - Nezaket Kurallarına Aldırmayan Neşeli Kişiler Divanı - Tarihsel Yellenme - Cilt 10 

121 - İki Soytarı - Cilt 10

122 - Kadın Hilesi - Cilt 10

123 - Uyanık Uykucu Öyküsü - Cilt 10

124 - Zeyn-ül Mevasıf'ın Aşkları - Cilt 10

125 - Tembel Genç'in Öyküsü - Cilt 10

126 - Genç Nur İle Cesur Frenk Kızının Öyküsü - Cilt 11

127 - Cömertlik Ve Görgü Üstüne Öyküler - Selahaddin Ve Veziri - Cilt 11

128 - Aşıkların Mezarı - Cilt 11

129 - Hint'in Boşanması - Cilt 11

130 - Bakireler Aynası'nın Harika Öyküsü - Cilt 11

131 - Alaaddin Ve Sihirli Lamba Öyküsü - Cilt 11

132 - Yaşamın Gerçek Bilimi Üstüne Mesel - Cilt 12

133 - Gül Gülüşlü Perizat - Cilt 12

134 - Kamer İle İşinin Ustası Halime'nin Öyküsü - Cilt 12

135 - Koyun Budu'nun Öyküsü - Cilt 12

136 - Bahtın Anahtarları - Cilt 12

137 - Kolay Şakalar Ve Neşeli Bilgelikler Divanı - Eskimeyen Pabuçlar - Cilt 12

138 - El-Reşit'in Soytarısı Behlül - Cilt 12

139 - Evrensel Barışa Çağrı - Cilt 12

140 - Düğümlenmiş Kordonlar - Cilt 12

141 - İki Haşhaş Yutucu'nun Öyküsü - Cilt 12 

142 - Yellenenlerin Şahı Kadı - Cilt 12

143 - Katır Kadı - Cilt 12

144 - Kadı Ve Sıpa - Cilt 12

145 - Uyanık Kadı - Cilt 12

146 - Kadınları Anlayan Adamın Dersi - Cilt 12

147 - Haşhaş Yutucu'nun Hükmü - Cilt 12

148 - Sultan Nurunnehar İle Güzel Ecinniye Öyküsü - Cilt 12

149 - İnci Demeti'nin Öyküsü - Cilt 13

150 - Sultan Mahmut'un İkili Yaşamı - Cilt 13 

151 - Dipsiz Hazine - Cilt 13

152 - Canayakın Zina Çocuğunun Karmaşık Öyküsü - Cilt 13

153 - Delikanlı Maymun Öyküsü - Cilt 13

154 - Birinci Delinin Öyküsü - Cilt 13

155 - İkinci Delinin Öyküsü - Cilt 13

156 - Üçüncü Delinin Öyküsü - Cilt 13

157 - Doksandokuz Kesilmiş Kafanın Altında Bilgelik Sınavı - Cilt 13

158 - Karıların İhaneti - Cilt 13

159 - Tatlıcının Anlattığı Öykü - Cilt 13

160 - Sebze Yetiştiricisinin Anlattığı Öykü - Cilt 13

161 - Kasabın Anlattığı Öykü - Cilt 13

162 - Çalgıcıbaşının Anlattığı Öykü - Cilt 13 

163 - Ali Baba Ve Kırk Haramiler Öyküsü - Cilt 13

164 - Harun Reşit'in Bağdat Köprüsü Üzerindeki Rastlantılarının Öyküsü - Cilt 14 

165 - Genç Adamın Öyküsü - Cilt 14

166 - Atlının Öyküsü - Cilt 14

167 - Şeyhin Öyküsü - Cilt 14

168 - Okul Hocasının Öyküsü - Cilt 14

169 - Körün Öyküsü - Cilt 14
170 - Züleyha Sultan'ın Öyküsü - Cilt 14

171 - Kaygısız Gençliğin Neşeli Oturumları - Dikbaşlı Gencin Öyküsü - Cilt 14

172 - Halhal - Cilt 14

173 - Şah Kızı İle Tekenin Öyküsü - Cilt 14 

174 - Şahın Oğlu İle Koca Kaplumbağa - Cilt 14

175 - Haşlanmış Nohut Satıcısının Kızı - Cilt 14

176 - Hülleci - Cilt 14

177 - Kollukçubaşının Öyküsü - Cilt 14

178 - En Gönlü Yüce Hangisi? - Cilt 14

179 - İğdiş Edilen Berber - Cilt 14

180 - Firuz İle Karısı - Cilt 14

181 - Doğum Yeri ve Ruh - Cilt 14

182 - Sihirli Kitabın Öyküsü - Cilt 14

183 - Şehzade Elmas'ın Harika Öyküsü - Cilt 15

184 - Özdeyişler Ve Nüktelerin Ustasından Bazı Latifeler Ve Nükteler - Cilt 15

185 - Kuşların Başkanı Genç Kızın Öyküsü - Cilt 15

186 - Baybars'ın Ve Oniki Kolluk Amirinin Öyküsü - Cilt 15

187 - Birinci Kolluk Amirinin Öyküsü - Cilt 15 

188 - İkinci Kolluk Amirinin Öyküsü - Cilt 15 

189 - Üçüncü Kolluk Amirinin Öyküsü - Cilt 15

190 - Dördüncü Kolluk Amirinin Öyküsü - Cilt 15

191 - Beşinci Kolluk Amirinin Öyküsü - Cilt 15

192 - Altıncı Kolluk Amirinin Öyküsü - Cilt 15 

193 - Yedinci Kolluk Amirinin Öyküsü - Cilt 15

194 - Sekizinci Kolluk Amirinin Öyküsü - Cilt 15

195 - Dokuzuncu Kolluk Amirinin Öyküsü - Cilt 15

196 - Onuncu Kolluk Amirinin Öyküsü - Cilt 15

197 - Onbirinci Kolluk Amirinin Öyküsü - Cilt 15

198 - Onikinci Kolluk Amirinin Öyküsü - Cilt 15

199 - Deniz Gülü İle Çinli Genç Kızın Öyküsü - Cilt 16

200 - Ballı Künefe Öyküsü - Cilt 16

201 - Bilgiye Ve Tarihe Açılan Pencereler - Cilt 16

202 - Şair Durait - Cilt 16

203 - Şair Fint - Cilt 16

204 - Şair Murakiş - Cilt 16

205 - Şah Hucr'un İntikamı - Cilt 16

206 - Eşleri Tarafından Değerlendirilen Kocalar - Cilt 16

207 - Doğruyu Eğriden Ayırt Edici Ömer - Cilt 16

208 - Şarkıcı Mavili Sallame - Cilt 16

209 - Tufeyli - Cilt 16

210 - Esire Kader'in Öyküsü - Cilt 16

211 - Uğursuz Gerdanlık - Cilt 16

212 - Musullu İshak Ve Yitirilmiş Şarkı - Cilt 16

213 - İki Rakkase - Cilt 16

214 - Fıstık Yağlı Kaymak - Cilt 16

215 - Çeşme Başındaki Genç Kız - Cilt 16

216 - Israrın Sakıncası - Cilt 16

217 - Cafer'in Ve Barmakilerin Sonu - Cilt 16 

218 - Şehzade Yasemin İle Badem Sultan'ın Tatlı Öyküsü - Cilt 16

Hikayelerde erkek ve kadın cinler "Ecinni" ve "Ecinniye" kelimeleriyle belirtilmektedir. "Ecinni" ismi olarak "İfrit" ismi yer almaktadır ki bu isim Kur'an'ın Neml suresinin 39. ayetinde cin ismi olarak zikredilmektedir. Ayette İfrit'in, boyut portalı açarak melikin tahtını anında getirmesi konu edilmektedir.

27/39 Kale İFRİTUN MİNEL CİNNİ ene atike bihi kable en tekume min mekamik ve inni aleyhi le kaviyyun emin

( CİNLERDEN İFRİT "Ben onu sana, sen makamından kalkmadan önce getiririm. Kesinlikle ben onun üzerine kuvvetliyim güvenilirim." dedi. )

Binbir Gece Masalları kapsamındaki meşhur hikayelerden biri olan "Ali Baba ve Kırk Haramilerin Öyküsü" isimli bölümde "kelime zikri vasıtasıyla" ( "Açıl susam." ) sihir yapılması ve içerisinde hazineler bulunan mağaranın girişinin  açılması teması işlenmektedir.

Kapısı "Açıl Susam" kelimesiyle açılan ve içi altın, gümüş ve değerli eşya dolu olan "haramilerin deposu" esasen küresel elit şeytanların cinler ile temas için ritüeller vasıtasıyla açtıkları boyut portalının sembolü ve dünyada cinler tarafından korunan benzer mağara-depolarının da tasviridir. "Susam" / "Sesame" kelimesi esasen Talmudik terim olan İbranice "šem-šamáįm" ( sem shamayim ) yani Arapça olarak "İsm-ü Semâ" ( Göğün ismi ) kelimesidir. Yani sihirli cümle olan "Açıl Susam" cümlesi "Açıl Gök / Açıl Göğün İsmi" anlamına gelmektedir. Bu ifade, kodunda 11 nümerolojisi bulunan ayetlerde ( 7/40 ... 7+4+0 = 11, 54/11 ... 5+4+1+1 = 11 ve ayet numarası da 11 ) yer alan "Göğün kapılarının açılması" ifadesiyle uyum arzetmektedir. 

7/40 İnnellezine kezzebu bi ayatina vestekberu anha la tufettehu lehum ebvabus semai ve la yedhulunel cennete hatta yelicel cemelu fi semmil hiyad ve kezalike neczil mucrimin

( O ayetlerimizi yalanlayanlara ve onlara kibirlenenlere, onlara göğün kapıları kesinlikle açılmaz. Deve iğne deliğinden geçene kadar cennete giremezler. İşte suçluları böyle karşılıklandırırız. )

54/11 Fe fetahna ebvabes semai bi main munhemir ( Böylece akıp dökülen su ile göğün kapılarını açtık. )



Mağara kavramı, Kehf ( Mağara ) suresindeki "Ashab-i Kehf" misalinde olduğu gibi esasen boyut portalını sembolize etmektedir. Bu bölümde insan şeytanlarının gece yaptıkları satanik ritüellerde cinler ile temas kurmaları ve onları maddi dünyevi menfaat vasıtası olarak kullanmaları da tasvir edilmektedir. İlgili cümleler şöyledir.

"Sıranın başında bulunan reisleri de, bir an için ağır heybesini yere koymuş, tüm gövdesiyle kayanın karşısında dikilmiş ve yankı uyandı­ran bir sesle, bakışlar için görünmez olan birine ya da bir şeye seslenerek "Açıl, susam!" diye haykırınış. Ve hemen kaya ağır ağır açılmış. ......... Sonra, yanıt almaksızın komut veren bir sesle "Kapan, susam!" demiş. Kaya da, haydudun büyülemesi onu hiç bölmemiş gibi, sihirli ibarenin söylemesiyle sıkı sıkıya kapanmış."

Hikâyedeki "Kırk Haramiler", cinlerle, büyüyle, cinayetle, gaspla ve hırsızlıkla zenginleşen, servetlerini cinlere emanet eden, bunu aralarındaki "sır" addeden ve satanik kan ritüelleri yaparak cinlerle boyutlar arası temaslarını sürdüren, kitlesel adaklar vererek menfaatlenen küresel elit şeytanlar zümresini temsil etmektedir.

Anonim halk hikâyelerinin gerçek olayları yansıttığına ve nasıl kayda geçildiğine ilişkin işaret te Binbir Gece Masalları hikâyeleri içinde verilmektedir. Zira hikâyelerde, hükümdarların, ilginç buldukları olayları kâtiplere yazdırıp arşivlerde saklattıklarından bahsedilmektedir. Aşağıda bazı alıntılar yer almaktadır.

"Ve Halife, ertesi sabah uyandığında, bakire Fitne'nin kollarında geçirdiği geceden ve elde ettiği sonuçtan öylesine memnun olmuş ki, en iyi hüsn-ü hat düzenleyen katipleri çağırtarak Ganem'in öyküsünü arşivde saklanarak gelecek kuşaklara örnek oluşturmak ve gündüz ile gecenin yaratıcısının eseri olarak onu, okumaya çağrılacak bilge kişilerin zevk ve hayranlıklarını sağlayacak şekilde, başından sonuna kadar yazdırmış."

"Sonra da, "Gerçekten, herkes bir nedenle ölür; bu kamburun ölüm nedeni ise, şaşırtıcı şeylerin en şaşırtıcısı olsa gerek! Ve de hükümdarın arşivlerinde altınsuyuna batırılmış kalemlerle yazılıp saklansa yeridir; böylece gelecek kuşaklar bilgi edinirler!" demiş."

"Bunun üzerine Çin hükümdarı, neşe içinde, kamburun ve berberin öykülerinin, hemen altın harflerle yazılarak devlet arşivinde saklanmasını emretmiş; bu emri hemen yerine getirilmiş."


3 Kasım 2021 Çarşamba

Ars Goetia - Clavicula Salomonis 

"Ars Goetia" ( Cadılık Sanatı, Kadılık Sanatı, Hükmetme Sanatı ), kaynaklarda Hz. Süleyman tarafından yazıldığı belirtilen,  içerisinde cinlere hükmetme metodlarına ilişkin bilgiler bulunan kadim kitaptır.

Ars = Sanat 
Goetia = Goet ( Cadı ) + ia ( -lik ) = Cadılık**, Kadılık, Hükmetme

* "Suleyman" kelimesi "Selamen" ( Barışçıl ) kelimesinin fonetik deformasyona uğramış halidir.

** Türkçede yer alan "Cadı" kelimesi esasen Arapçadaki "Kadi / Kadı" ( Hükmeden ) kelimesinin bir tezahürüdür. "Goet" kelimesi de "Cadı" ve "Kadı" kelimelerinin batı dilinde farklı telaffuz edilmiş halidir. Zira ortak kökene ait farklı dillerdeki kelimelerde yer alan G, C ve K harfleri birbirlerini ikame etmektedirler. İngilizcedeki "God" ( Tanrı, İlah ) kelimesi de "Kad" kökündendir.

Ars Goetia'nın birinci bölümü "Lesser Key of Solomon" / "Clavicula Salomonis" ( Süleymanın Küçük Anahtarı / Süleyman'ın Köprücük Kemiği ) olarak bilinmektedir. "Clavicula" ( Anahtarcık, Küçük Anahtar ) kelimesi "Clav" ( Anahtar ) ve "icula" ( küçük anlamı veren ek ) kelimelerinden oluşmaktadır. ( Örnek : "Particule" ... Part ( Parça ) + icule ( -cık, küçük ) ... Parçacık / Küçük parça, "Dracula" ... Dra = Ejder + cula ( -cik, küçük ) ... Ejdercik / Küçük Ejder )

"Clavier" ( Klavye, Anahtarlık ) kelimesi "Clav" ( Anahtar ) ve "ier" ( -lik ) kelimelerinden oluşmakta olup, bilgisayarda yazı yazmak için kullanılan tuşları içeren nesneyi tanımlamaktadır. Zira "Klavye" kelimesinin İngilizcesi de "Anahtar paneli" anlamına gelen "Keyboard" kelimesidir. Fransızcadaki "Clé" ( Anahtar ) kelimesi de "Clav" kelimesinin bir tezahürüdür. Arapçadaki "Kavl" ( Söz ), "Kale" ( Söylemek ) ve "Kelime" kelimelerinin de "Clav" kelimesiyle ortak "KL" kökünden olmaları kuvvetle muhtemeldir.

"Clavicle" kelimesinin "Köprücük kemiği" anlamına gelmesi, Köprücük kemiğinin omurga ile birlikte "T" şekli oluşturması, "Ankh" sembolü ve Göbeklitepe'deki "T" şeklindeki monolitler arasında ilinti de söz konusu gibidir. Ayrıca Arapçadaki "Terakiye" ( Köprücük kemiği ) kelimesi de baş harfinin "T" olması nedeniyle dikkat çekmektedir. "Terakiye" esasen "Terk" ve "iye" ( -lik, yeri ) kelimelerinden oluşmakta ve "Terk yeri, Yükselme yeri" anlamına gelmektedir. Ve bu anlam açıkça "boyutlar arası geçiş portalını" ve "halden hale geçişi" tanımlamaktadır. Keza "Türk" kelimesi de bu bağlamda önem arzetmektedir. Anılan tüm kavramların birbirleriyle ilintili oldukları ve batinen "değişim, dönüşüm, portal açılışı, halden hale geçiş" kavramlarını temsil ettikleri sezilmektedir. Bu durum da "Anahtar" anlamının sebebini ortaya koymaktadır.

Kıyamet suresinin 26. ayetinde de "Terakiye" kelimesi vasıtasıyla "halden hale geçiş aşaması, portal açılış aşaması" tanımlanmaktadır.

75/26 Kella iza beleğatit terakiye ( Hayır, köprücük kemiğine ulaştığında, )

                                                

   
Köprücükkemiği


Ankh


Göbeklitepe'deki T şeklindeki monolitler

Kitabın içeriğinde, Hz. Süleyman'a hizmet etmiş "yetmişiki cini"** çağırmak için açıklamalar ve semboller bulunmaktadır. ( ** Kur'an'daki "Cinn" suresi de 72. suredir. 72 sayısının nümerolojik değeri de sihirin ve negatif frekansın sembolü olan "9" sayısını vermektedir. )

                                                

"The Grand Grimore" ( Büyük Grimoire / Büyük Gramer ) olarak bilinen kitap da yine cinlerle temas ve iletişim hususundaki bilgileri içermektedir. "Grimoire" kelimesi Türkçede de "Gramer" olarak yer alan "Grammaire / Grammar" kelimesinin bir tezahürüdür. "Gramer", bir dildeki yazıma, şekilselliğe, seslendirmeye ve anlamsallığa ilişkin yapısal kurallar bütününü tanımlayan kelimedir. Dolayısıyla "Grimoire" kelimesi de cinlerle temas ve iletişim ritüelleri esnasında uygulanması gereken metodları ve uyulması gereken kuralları içeren kitaptır.




Clavicula Salomonis ( Süleyman'ın Anahtarı / Köprücük Kemiği )

Kitabın kapağında yer alan "Great Clavicle of Solomon" ( Süleyman'ın Büyük Anahtarı / Süleyman'ın Büyük Köprücük Kemiği ) ifadesi "Clavicula Salomonis" olarak da zikredilmektedir. 

Hz. Süleyman'ın cinleri muhtelif işlerde kullanmak üzere buyruğuna alması daha doğrusu Allahu Teala tarafından bu imkanın kendisine bahşedilmesine ilişkin bilgiler aşağıdaki ayetlerde yer almaktadır.

21/82 Ve mineş şeyatini men yeğusune lehu ve ya'melune amelen dune zalik ve kunna lehum hafizin

( Ve şeytanlardan ona dalgıçlık yapanları ve bundan başka işler yapanları. Onlara koruyucu, gözetici olduk. )

Yukarıdaki ayette "cinler, "şeytanlar" olarak tanımlanmaktadır.

27/17 Ve huşira li suleymane cunuduhu minel cinni vel insi vet tayri fe hum yuzeun

( Ve cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan orduları, askerleri Süleyman için toplandı. Artık onlar düzenlenip hizalanıyorlardı. )

34/12 Ve li suleymaner riha ğuduvvuha şehrun ve ravahuha şehr ve erselna lehu aynel kitr ve minel cinni men ya'melu beyne yedeyhi bi izni rabbih ve men yeziğ minhum an emrina nuzikhu min azabis seir

( Ve Süleyman için rüzgar**. Onun gidişi bir aydı ve onun dönüşü bir aydı. Ona erimiş bakır pınarı gönderdik. Önünde çalışanlar Rab’binin izniyle cinlerden kimselerdi. Onlardan kim emrimizden çıkarsa, ona ateş azabından tattırırız. )

38/36 Fe sehharna lehur riha tecri bi emrihi ruhaen haysu esab

( Böylece rüzgarı onun buyruğuna verdik**. Onun emriyle, yumuşak eserek nereye isabet ederse akardı. )

** Okültizmde "Air Magic" ( Hava Sihiri ) olarak bilinen hususa değinilmekte gibidir.

38/37 Veş şeyatine kulli bennain ve ğavvas

( Ve şeytanlar ki hepsi bina yapıcı ve dalgıç.  )

Bakara suresinin 102. ayetinde de cin şeytanlarının sihir uygulamalarından, ferdi menfaat için nefislerini negatif frekansa satmalarından bahsedilmektedir.

2/102 Vettebeu ma tetluş şeyatinu ala mulki suleyman ve ma kefera suleymanu ve lakinneş şeyatine keferu yuallimunen nasas sihra ve ma unzile alel melekeyni bi babile harute ve marut ve ma yuallimani min ehadin hatta yekula innema nahnu fitnetun fe la tekfur fe yeteallemune minhuma ma yuferrikune bihi beynel mer'i ve zevcih ve ma hum bi darrine bihi min ehadin illa bi iznillah ve yeteallemune ma yedurruhum ve la yenfeuhum ve lekad alimu men işterahu ma lehu fil ahirati min halakin ve le bi'se ma şerav bihi enfusehum lev kanu ya'lemun

( Ve o Süleymanın mülkünün ve hükümdarlığının üzerine o şeytanların okuduğuna tabi oldular. Süleyman inkar etmedi ve lakin şeytanlar inkar ettiler. İnsanlara sihiri ve Babil’ de iki melek olan Harut ve Marut’ un üzerine indirileni öğretiyorlardı. "Kesinlikle biz sınavız. O halde inkar etmeyin." diyene kadar ikisi kimseye öğretmezlerdi. Onlardan erkeğin ve eşinin arasını neyin ayırdığını öğrenirlerdi. Onlar onunla Allah’ ın izni olmadıkça kimseye zarar veremezlerdi. Onlara ne zarar verebilir ne fayda vermez öğrenirlerdi. Onu satana ahirette nasip olmadığını bilirlerdi. O nefislerini sattıkları ne kötüdür. Keşke bilmiş olsalardı. )

"Clavicula Salomonis" ( Süleyman'ın Anahtarı / Süleyman'ın Köprücük Kemiği ) ifadesindeki "Clavicula" kelimesi "Köprücük Kemiği" anlamı itibarıyla Kıyamet suresinin aşağıdaki ayetlerindeki "Terakiye" ( Köprücük Kemiği ) kelimesiyle semantik uyum arzetmektedir. Zira "Clavicula" kelimesi "Anahtar" anlamında kullanılarak "Halden Hale Geçiş, Değişim, Dönüşüm, Portal Açılışı" kavramlarını temsil etmektedir. Aşağıdaki ayetlerde "Terakiye" kelimesi "Firak" ( Ayrılma ) kelimesiyle ilintilendirilmiştir.

75/26 Kella iza beleğatit terakiye
( Hayır, köprücük kemiğine ulaştığında, )

75/27 Ve kile men rakin
( Ve "Gözetip çare bulacak, tedavi edecek kimdir?" denilir. )

75/28 Ve zanne ennehul firaku
( Ve onun kesinlikle ayrılma olduğunu anlar. )

"Terakiye" kelimesi "Terak" ( Terk ) ve "iye" ( -lik, yeri ) kelimelerinden oluşmakta ve kök anlam itibarıyla "Terk Yeri, Çıkış Noktası, Portal" anlamlarını içermektedir. ( Bu bağlamda "Terakiye" kelimesiyle fonetik ve semantik anlam ilişkisi bulunan "Türkiye" kelimesi de bir "Ayrılış, Terk, Çıkış, Yükseliş" noktasını, yerini mi ifade etmektedir? Göksel yükseliş Türkiye vasıtasıyla mı gerekleşecektir? Bu sorular elbetteki ayrı araştırmaların konusu olup, evvelki bölümlerde farklı başlıklar altında incelenmiştir. )

Kur'an'daki ikinci ve son besmele Neml suresinin 30. ayetinde geçmektedir ki bu ayette "Süleyman" kelimesi de yer alır.

27/29 Kalet ya eyyuhel meleu inni ulkiye ileyye kitabun kerim

( "Ey ileri gelenler kesinlikle bana faydalı yüce kitap atılıp bırakıldı." dedi. )

27/30 İnnehu min suleymane ve innehu bismillahirrahmanirrahim

( Kesinlikle o Süleyman’ dandır. Kesinlikle o şefkatli merhametli Allah' ın ismi iledir. )

27/29 kodlu ayette, Hz. Süleyman'ın askeri olan Huhud kuşunun Sebe melikesine, Süleyman'dan bir kitap getirdiği bildirilir. Bu hangi kitaptır?! Ayrıca bu ayetin kodunda 9/11 nümerolojisi bulunmaktadır. ( 2+7 = 9 ve 2+9 = 11 )

"Eski Ahit'te Süleyman'ın öyküsü 1. Krallar kitabının ilk "11" bölümünde ve 2. Tarihler kitabının ilk "9" bölümünde anlatılır." ( Vikipedi ) ( Burada da 9/11 nümerolojisi dikkat çekmektedir. )

Krallar suresi 11. sure olup, Süleyman'dan ilk bahsedilen ayetler esasen birleşik olan 9 - 11 ayet aralığıdır. Yine 9/11 nümerolojisi tezahür etmektedir.

11 1 Krallar 1-9 Adoniya, Eyn-Rogel yakınlarında Sohelet Kayası denilen yerde davar, sığır ve besili buzağılar kurban edip bütün kardeşlerini, yani kralın oğullarını ve krala hizmet eden bütün Yahudalılar'ı çağırdı.

11 1 Krallar 1-10 Ama Peygamber Natan'ı, Benaya'yı, muhafızları ve kardeşi SÜLEYMAN'ı çağırmadı.

11 1 Krallar 1-11 Bunun üzerine Natan, SÜLEYMAN'ın annesi Bat-Şeva'ya, "Hagit oğlu Adoniya efendimiz Davut'un haberi olmadan kendini kral ilan etmiş, duymadın mı?" dedi.

Sebe suresinin aşağıdaki ayetlerinde cinlerin Hz. Süleyman için çalıştıkları bildirilmektedir.

34/12 Ve li SULEYMAN er riha ğuduvvuha şehrun ve ravahuha şehr ve erselna lehu aynel kitr ve MİNEL CİNNİ MEN YA'MELU BEYNE YEDEYHİ bi izni rabbih ve men yeziğ minhum an emrina nuzikhu min azabis seir

( Ve SÜLEYMAN için rüzgar. Onun gidişi bir aydı ve onun dönüşü bir aydı. Ona erimiş bakır pınarı gönderdik. ÖNÜNDE ÇALIŞANLAR Rab’binin izniyle CİNLERDEN KİMSELERDİ. Onlardan kim emrimizden çıkarsa, ona ateş azabından tattırırız. )

34/13 YA'MELUNE lehu ma yeşau min meharibe ve temasile ve CİFANİN KEL CEVABİ ve kudurir rasiyat i'melu ale davude şukra ve kalilun min ibadiyeş şekur

( ONA mihrablardan, timsallerden, HAVUZLAR GİBİ ÇANAKLARDAN ve sabit çömleklerden ne dilerse yaparlardı. Şükrederek çalışın Davud ailesi. Kullarımdan çok azı şükreder. )

Ayette yer alan "Havuzlar gibi çanaklar" ifadesi cinler tarafından inşa edilen "boyutlar arası geçiş portalını" temsil etmekte gibidir. Zira boyut kapısı ( Star Gate ) daima "içi su dolu çember" ile sembolize edilmektedir. Ayrıca ayetin kodunun ( 34/13 ) nümerolojik değerinin yine "11" ( 3+4+1+3 = 11 ) sayısını vermesi de konuyla uyumludur.


Enbiya suresinin 82. ve Sad suresinin 37. ayetlerinde "Cin şeytanlarının dalgıç" oldukları bildirilmektedir. Bu ifadenin çoklu anlamlarından biri de cinlerin boyut portalından geçerek farklı frekanslardan bilgi getirmeleridir.

21/82 Ve mineş ŞEYATİNİ MEN YEĞUSUNE LEHU ve ya'melune amelen dune zalik ve kunna lehum hafizin

( Ve ŞEYTANLARDAN ONA DALGIÇLIK YAPANLARI ve bundan başka işler yapanları. Onlara koruyucu, gözetici olduk. )

38/37 Veş ŞEYATİNE kulli bennain ve ĞAVVAS

( Ve ŞEYTANLAR ki hepsi bina yapıcı ve DALGIÇ. )

Cin şeytanlarının dalgıç olduklarından bahsedilen son ayetin kodunda 11 ve 111 nümerolojisi bukunmaktadır. ( 38 ... 3+8 = 11 ve 37 ... 3+7 = 10 ... 1 )







Sahte ışık meleği Lucifer ve Özgürlük Heykeli

"Lucifer" kelimesi Latince "Luci" ( Işık ) ve "Fer" ( Getirmek ) kelimelerinden oluşmakta ve "Işık Getiren" anlamına gelmektedir. Bu kelimenin Arapça "Luss" ( Hırsız ) "-i" ( bağlaç ), "Fer" ( Işık ) kelimelerini de temsil etme durumu muhtemeldir. Zira bu durumda ortaya "Işık Hırsızı"* tamlaması çıkmaktadır ki bu da negatif frekansın temsilcisi olan İblis ve onun neferi şeytanların temel niteliğidir. 

* Bu husus 2/257 kodlu ayette "..... O inkar edenler, onların dostları azgındır ki onları aydınlıktan karanlıklara çıkarır. Onlar ateşin sahipleridirler. Onlar onun içinde ebedidirler."cümleleriyle bildirilmiştir.

ABD'de bulunan ve "Statute of Liberty" ( Özgürlük Heykeli ) olarak bilinen kadın tasvirli heykel esasen okült satanik bir sembol olup, şeytanın insana sözde bilgi ve ışık getirerek onu, değerini algılayamadığı baki cennetten çıkarmasını ve fani dünyevi nimetlere kavuşturmasını simgelemektedir. ( Sembolizmde Işık = Bilgi formülü geçerlidir. ) Heykelin sol elinde kitap, sağ elinde ışık, tacında da 7 ışın bulunmaktadır. 

Sol elinde kitap, sağ elinde ışık, tacında da 7 ışın bulunan Lucifer

Özgürlük heykelinin kadın temalı olmasının sebebi Nisa suresinin 117. ayetinde bildirilmektedir.

4/117 İn yed'une min dunihi illa İNASA ve in yed'une illa ŞEYTANEN merida

( Kesinlikle onlar, O’nun haricinde ancak KADINLARI çağırırlar. Kesinlikle ancak asi inatçı ŞEYTANI çağırırlar. )

Ayrıca müşrik inkarcı satanistlerin "meleklere kadın isimleri" vermelerinin temelinde de yine aynı müşrik anlayış bulunmaktadır.

53/27 İnnellezine la yu'minune bil ahirati le yusemmunel melaiket tesmiyetel unsa

( Kesinlikle o ahirete inanmayanlar, melekleri kadın isimleriyle isimlendiriyorlar. )

Ayetlerde anlatılmak istenen, müşrik satanistlerin, şeytani negatif frekansları, kadın frekansı ile ilişkilendirdikleridir. Kadın enerjisi / frekansı, yüksek nitelikte olup, oluşumun, yeni başlangıcın ve doğumun sembolü niteliğindedir. Dolayısıyla burada, pozitif frekansa sahip bir olgunun negatif frekanslara hizmet amacıyla sembolleştirilmesi söz konusudur. Bu da zaten "kuzu postuna bürünmüş kurt olan**" şeytanların kadim metodudur. ( ** 40 Matthew 7-15 "Sahte peygamberlerden sakının! Onlar size kuzu postuna bürünerek yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır. )

Özünde okült ezoterik satanizm olan pagan mitolojide şeytani frekanslar daima kadın karakterler ile özdeşleştirilmiş ve simgelenmiştir. Aphrodite, Semiramis, Isis, Kybele, Ishtar, Mithras vb.

Sözde Özgürlük Heykeli'nin "sol elinde kitap" bulunması da batinen "kitabı soldan verilen" müşrik inkarcıların durumunu tasvir etmektedir.

69/25 Ve emma men utiye kitabehu bi şimalihi fe yekulu ya leyteni lem ute kitabiyeh

( Ve ama o kitabı solundan verilen, artık "Ey keşke kitabım bana verilmeseydi." der. )

Heykelin tacındaki 7 ışın da ilahi nizamdaki "tamamlanma" kavramını sembolize etmektedir. Yaratılışın tamamlanmasını ( 6+1 ) ve bir döngülük frekansı simgeleyen 7 sayısı ilahi kozmik nümerolojide çok önemli bir sayı olup, bu blogda da defaatle irdelenmiştir. 

1 Genesis 2-3 Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, Yarattığı bütün işi bitirip dinlendi. 

Düalite ilkesi gereği 7 sayısı cinler ile de ilintilidir. Kur'an'da ilk "Cin" kelimesi En'am suresinin 100. ayetinde "7." kelime olarak geçmektedir. Ayrıca ayetin kodunun nümerolojik değeri de "7" sayısını vermektedir. ( 6+1+0+0 = 7 )

6/100 Ve (1) cealu (2) li (3) allahi (4) şuraka (5) el (6) CİNNE (7) ve halekahum ve haraku lehu benine ve benatin bi ğayri ilm subhanehu ve teala an ma yesifun

( Ve Allah için cinleri ortaklar kıldılar. Halbuki onları yarattı. İlimsizce O’na oğullar, kızlar uydurdular. O yücedir ve o vasfettiklerinin üzerindedir. )

Cinlerin "ışık" ile ilintilendirilmesinin sebeplerinden biri cinlerin "ateş alevi" olarak tasvir edildikleri Rahman suresinin 15. ayetidir. Ayet kodunun nümerolojik değeri "7" sayısını vermektedir. ( 5+5+1+5 = 16 ... 1+6 = 7 ) 

55/15 Ve halekal canne min maricin min nar ( Ve cini dumansız ateş alevinden yarattı. )

Cin şeytanı İblis'in Lucifer ( Işık Getiren ) olarak anılmasına işaret eden İncil ayeti ise şöyledir.

47 2 Corinthians 11-14 Buna şaşmamalı. Şeytan da kendisine ışık meleği süsü verir.

Ayetin numarası 11-14 olup, "7" nümerolojisi içermektedir. ( 1+1+1+4 = 7 ). Ayrıca ayette 9/11 nümerolojisi bulunması da dikkat çekmektedir. Sure numarasının ( 47 ) nümerolojik değeri "11" ( 4+7 = 11 ) sayısını  ve ayet numarasının ( 2 11-14 ) nümerolojik değeri ise "9" ( 2+1+1+1+4 = 9 ) sayısını vermektedir. 

Özgürlük Heykeli 28.10.1886 tarihinde açılmıştır. Bu tarihteki gün ve ay da "11" nümerolijisi oluşturmaktadır. ( 2+8+1+0 = 11 )

Özgürlük Heykel'inin sol elindeki kitabın üzerinde "JULY IV MDCCLXXVI" ( 4 Temmuz 1776 ) yazmaktadır. Amerika'nın "Independence Day" ( Özgürlük Günü ) addettiği bu tarihteki gün ve ay da "11" nümerolojisi oluşturmaktadır. ( 4+7 = 11 )



Özgürlük Günü'nün bilinen hikayesine göre, Amerika Kıta Kongresi 2 Temmuz 1776 tarihinde 13. Amerikan kolonisinin bundan böyle Britanya monarkı King George III'ün tebası olmayacağını beyan etmiştir. Kongre, özgürlüğün beyan edilmesine 2 Temmuz günü karar vermesine rağmen deklarasyon ( bildiri ) 4 Temmuz tarihinde yapılmıştır. Bu noktada "11" nümerolojisi uyumu gözetilerek tarihin 4 Temmuz olarak ( 4+7 = 11 ) belirlendiği izlenimi oluşmaktadır. Ayrıca "13. koloni" kavramı da kutsal kitaplarda geçen "12 kabile "ve kayıp 13. kabile kavramlarıyla ilintili görünmektedir.

2 Kasım 2021 Salı

Melek ve Cin kelimeleri

"Melek" kelimesi "Lak" ( Atmak, Göndermek, Karşılaşmak, Erişmek, Ulaşmak ) kökünden türemiş olup "Gönderilen, Ulak, Atılan" anlamına gelmektedir. "Lak" kökünden türeyen diğer bazı kelimeler "Mülk" ( Eriştirilmiş olan ), "Malik" ( Erişmiş, Ulaşmış, Elde etmiş ), "Meleke" ( Eriştirilmiş yeti, Beceri ) olarak sıralanabilir. Bu kelimeler köken olarak "Üzerine atılma, Karşılaşma" anlamlarını içermektedir. ( Arapçada baştaki "M" harfi, kökü isime veya sıfata dönüştürmektedir. ) 

Kur'an'da "Melek" kelimesi kader mekanizmasının işleyişinde ve kozmik bilgi iletisinde vazifelendirilmiş pozitif frekanslı süptil varlıkları tanımlamaktadır. Kök anlamı itibarıyla "Melek", insan ile "karşılaştırılan", insana "gönderilen, atılan, eriştirilen" varlıktır.

"Cinn" kelimesi ise "Görünmeyen, Örtülü olan, Gizli olan" anlamına gelmekte olup negatif frekanslı süptil varlıkları tanımlamaktadır. "Cennet" ( Örtülü olma, Kaplı olma ), "Cünnet" ( Kalkan, Kapayan, Gizleyen, Koruyan ), "Cenin" ( Embriyo, Örtülü olan, Kapalı yerde olan ) kelimeleri de CN kökündendir.

İlahi nizamdaki düalite ilkesinin bir tezahürü olan "Melek" ve "Cin" kelimeleri esasen maddi nitelik olarak aynı, manevi nitelik olarak farklı varlıkları temsil etmekte olup, her iki kelime de süptil boyut frekansında titreşen ve dolayısıyla kaba madde boyutunda doğrudan algılanamayan varlıkları tanımlamaktadır. Melekler, iyilik, doğruluk, sevgi, hoşgörü, tevazu, merhamet, feragat, adalet, yardım, paylaşım, birliktelik, huzur, sevinç, güzellik, temizlik, ilim gibi pozitif ve yüksek frekanslı manevi nitelikleri temsil ederken Cinler kötülük, aldatma, nefret, kibir, zulüm, bencillik, gasp, zorbalık, adaletsizlik, korku, depresyon, çirkinlik, pislik, cehalet gibi negatif ve düşük frekanslı manevi nitelikleri temsil etmektedirler. Melek niteliğine haiz iken negatif frekansların tesirine kapılarak doğruluktan sapan ve cin niteliği edinen varlıklar "Meleki Sakit" ( Düşmüş Melek ) olarak isimlendirilmektedir

Melekler, insana bilgi iletme vazifesine haiz oldukları için yani insan ile "karşılaşma", insana "erişme" durumları olduğu için "Melek" ismini almış olabilirler. Cinlerin ise insana bilgi "eriştirme" gibi ilahi vazifeleri olmadığı yani insan ile "karşılaşma" vazifeleri olmadığı için "Cinn" ismini almış olabilirler. Cinler insanlarla elbette ki temas halindedirler. Ancak burada ifade edilmek istenen ilahi bir vazife olan vahiy işlevi ( ilahi kozmik bilgi iletisi ) ve kader mekanizmasındaki vazifedir. Cinler "kulak hırsızlığı" yaparak yani yetkisizce ve kaçak olarak meleklerden bilgi kaparak bu bilgileri kendilerine kulluk eden müşrik ve fasik insanlara iletmektedirler. Bu husus Hicr ve Saffat surelerinin aşağıdaki ayetlerinde bildirilmektedir.

15/17 Ve hafiznaha min kulli şeytanir racim ( Ve onu tüm kovulmuş şeytanlardan koruduk. )

15/18 İlla men isterekas sem'a fe etbeahu şihabun mubin ( O kulak hırsızlığı yapan kimse hariç. Artık onu apaçık kıvılcım takip eder. )

37/6 İnna zeyyennes semaed dunya bi zinetinil kevakib ( Kesinlikle biz en yakın göğü yıldız süsüyle süsledik. )

37/7 Ve hifzan min kulli şeytanin marid ( Ve tüm inatçı azgın şeytanlardan koruduk. )

37/8 La yessemmeune ilel meleil a'la ve yukzefune min kulli canib ( Onlar yüksek ileri gelenleri duyamazlar. Her taraftan atılırlar. )

Bakara suresinin 34. ayetinde halk arasında "şeytan" olarak anılan İblis'in esasen bir melek olduğu bildirilmektedir. "Şeytan" kelimesi, "Şeyt" ( Yakmak, Helak etmek ) ve "an" ( gibi olan, -an ) kelimelerinden oluşan ve "Yakan, Helak eden" anlamlarına gelen bir "niteleme sıfatı"dır. Zira Kur'an'da yer alan "İnsan ve cin şeytanları" ifadesi bu durumun bir ifadesidir. 

2/34 Ve iz kulna lil melaiketiscudu li ademe fe secedu illa iblis eba vestekbera ve kane minel kafirin

( Ve zamanında meleklere "Adem için yere kapanın." dedik. Böylece İblis haricinde yere kapandılar. O diretti ve kibirlendi ve inkarcılardan oldu. )

Kehf suresinin 50. ayetinde ise negatif tutumundan dolayı İblis'in cin olarak nitelendiği bildirilmektedir. 

 18/50 Ve iz kulna lil melaiketiscudu li ademe fe secedu illa iblis kane minel cinni fe feseka an emri rabbih e fe tettehizunehu ve zurriyyetehu evliyae min duni ve hum lekum aduvv bi'se liz zalimine bedela

( Ve zamanında meleklere "Adem için yere kapanın." dedik de cinlerden olan İblis hariç yere kapandılar. Böylece o, Rab’binin emri üzerine günah işledi. "O halde onu ve soyunu, onlar size düşmanlarken, benden başka dostlar mı edineceksiniz? Zalimler için ne kötü değişimdir." )

Bakara suresinin 36. ayetinde "Sakit melek" ( Düşmüş melek ) ifadesinin dolaylı bir tezahürü yer almaktadır. Özlerinde süptil varlıklar olan İnsan ve Cin, inkarcılık yapıp birbirlerine tabi olmaları nedeniyle cennet olarak sembolize edilen üst süptil boyuttan kaba madde boyutu dünyaya inmişlerdir, "düşürülmüşlerdir." 

2/36 Fe ezellehumeş şeytanu anha fe ahracehuma min ma kana fih ve kulnehbitu ba'dukum li ba'din aduvv ve lekum fil erdi mustekarrun ve metaun ila hiyn

( Böylece şeytan onları oradan kaydırdı da onları içinde olduklarından çıkardı. "Birbirinize düşman olarak inin. Size yerde belirli zamana kadar durak yeri ve fayda vardır." dedik. )

Aşağıdaki ayetlerde de Meleklerin ve Cinlerin maddi yaratılış nitelikleri konu edilmektedir. 43/19 ve 15/18 kodlu ayetlerde meleklerin maddi niteliğine , 55/15 kodlu ayette ise cinlerin maddi niteliğine ilişkin bilgi verilmektedir. Bu noktada, "madde" kelimesiyle ifade edilmek istenen "süptil madde" kavramıdır. Zira kainat adı verilen olgu, ruh aleminin maddi yansıması olup, içeriğinde kaba, yarı süptil ve süptil madde halindeki varlıkları barındırmaktadır. Bu üç farklı madde halindeki varlıklar ruhların farklı tekamül seviyelerine göre kainattaki yansımalarıdır.

43/19 Ve cealul melaiketellezine hum ibadur rahmani inasa e şehidu halkahum setuktebu şehadetuhum ve yus'elun

( Ve o melekleri, onları "Rahman' ın kadın kulları." kıldılar. Onların yaratılışına şahit mi oldular? Onların şahitlikleri yazılacak ve sual edilecekler.  )

15/18 İlla men isterekas sem'a fe etbeahu şihabun mubin ( O kulak hırsızlığı yapan kimse hariç. Artık onu apaçık kıvılcım takip eder. )

55/15 Ve halekal canne min maricin min nar ( Ve cini dumansız ateş alevinden yarattı. )

İncil'in aşağıdaki ayetinde ise şeytanın kendisini melek olarak algılattığı mesajı yer almaktadır.

47-2 Corinthians 11-14 Buna şaşmamalı. Şeytan da kendisine ışık meleği süsü verir.

Dünyevi ve maddi menfaat ve insanlar üzerinde tahakküm kurmak hevesiyle süptil boyut varlıklarını "ilah edinme" sapkınlığı aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir.

3/80 Ve la ye'murakum en tettehizul melaikete ve nebiyyine erbaba e ye'murukum bil kufri ba'de iz entum muslimun

( Ve size, melekleri ve habercileri Rabler edinmenizi emretmez. Teslim olanlar olmanızdan sonra, size inkarı mı emreder? )

34/41 Kalu subhaneke ente veliyyuna min dunihim bel kanu ya'budunel cinn ekseruhum bihim mu'minun

( "Sen yücesin. Sen onlardan başka dostumuzsun. Bilakis cinlere kulluk etmekteydiler. Onların çoğunluğu onlara inanmışlardı." derler. )

"Melek" kelimesi Kur'an'da 88 kere, "Cin" kelimesi 43 kere, "Can" ( Cin anlamındadır. ) kelimesi 7 kere, "Şeytan" kelimesi ise 88 kere tekrarlanmaktadır. Bu dört kelimenin Kur'an'daki frekanslarının nümerolojik değeri "7" sayısını vermektedir. ( 8+8 = 16 ... 1+6 = 7 ve 4+3 = 7 )




1 Kasım 2021 Pazartesi

Hipnotik

"Hypnosis" ( Hipnoz ) Yunanca "Uyku" anlamına gelen bir kelime olup, kelimesel telkin metoduyla süjenin trans haline sokulması ( frekansının değiştirilmesi ) ve algı seviyesinin yükseltilmesi uygulamasına verilen isimdir.

Hipnoz esnasında transa giren süje uyanık gibi gözükse de esasen bilinç açık uyku hali söz konusudur. Hipnoz metodu, transa geçirilerek süjeye bilgi ekimi metodu olan "Suggestology" ( Telkinbilim ) tekniğinin de özünü oluşturmaktadır. Antik Yunan'da bol oksijenli mağaralarda hipnotik trans tekniğiyle egitim yapıldığı ve çok kısa sürelerde çok miktarda bilginin aktarılabildiği bilinmektedir.

Hipnoz metodunun, MK Ultra adı verilen zihin kontrol ve programlama uygulamalarında da kullanıldığı bilinmektedir. Transa sokulan süje, kelimeler kullanılmak suretiyle tıpkı bir bilgisayar yazılımı gibi kodlanabilmekte, düşünce, söylem ve eylemleri kontrol edilebilmekte ve yönlendirilebilmektedir. 

Hipnotik trans halindeki bir süje için zaman, gerçekte olduğundan çok daha çabuk geçmektedir. Örneğin 2 saatlik bir hipnoz seansı süje tarafından birkaç dakikalık bir süre olarak algılanmaktadır. Bu fenomene "Time Distortion" ( Zaman Bükülmesi ) denmektedir.

Hipnotik trans hususu yukarıdaki tüm tanımlamaları içerecek şekilde Kehf ( Mağara ) suresinin aşağıdaki ayetlerinde yer almaktadır.

18/11 Fe (1) darabna (2) ala (3) azani (4) him (5) fi (6) el (7) kehfi (8) sinine (9) adeda (10)

( Böylece mağaranın içinde seneler adediyle kulaklarına vurgulayıp beyan ettik. )

Bu ayette açıkça hipnotik transa sokma tekniği yani "kelimeler ile telkin ve bilgi aktarımı" tanımlanmaktadır. Ayet kodunun nümerolojik değeri 11 ( 1+8+1+1 = 11 ) ve ayet numarası da 11'dir. Ayette de 10 kelime bulunmaktadır. Bu durum 11 ve 111 nümerolojisini ortaya çıkarmaktadır ki bu sayılar halden hale geçişin / geçiş portalının nümerik sembolleridir.

Kehf suresinin 12. ayetinde ise mağarada hipnotik trans halindeyken geçen zamanın gerçeğine göre farklı algılanması hususuna dikkat çekilmektedir.

18/12 Summe beasnahum li na'leme eyyul hizbeyni ahsa li ma lebisu emeda

( Sonra bu iki gruptan hangisinin, kaldıkları süreyi daha iyi sayacağını bilmek için onları dirilttik. )

18. ayette hipnotik transtaki "uyanık görünüp uykuda olma hali" tanımlanmaktadır.

18/18 Ve tahsebuhum eykazan ve hum rukudun ve nukallibuhum zatel yemini ve zateş şimali ve kelbuhum basitun ziraayhi bil vesiyd lev ittala'te aleyhim le velleyte minhum firaran ve le muli'te minhum ru'ba 

( Ve onları uyanık sanırdın ama onlar uykudaydılar. Onları sağa ve sola çevirirdik. Köpekleri ön ayaklarını kapı eşiğine uzatıp yaymıştı. Şayet onları görseydin firar ederek onlardan yüz çevirirdin ve onlardan korku ile doldurulurdun. )

19. ayette ise "Ashabi kehf" ( Mağara sahipleri ) transtan çıktıklarında mağarada kısa bir süre, günün bir bölümü kadar kaldıklarını ifade etmektedirler. Bu ayette de yukarıda değinilen "Time Distortion" ( Zaman Bükülmesi ) fenomenine işaret edilmektedir.

18/19 Ve kezalike beasnahum li yetesaelu beynehum kale kailun minhum kem lebistum kalu lebisna yevmen ev ba'da yevm kalu rabbukum a'lemu bima lebistum feb'asu ehadekum bi verikikum hazihi ilel medineti fel yenzur eyyuha ezka taamen fel ye'tikum bi rizkin minhu vel yetelattaf ve la yuş'iranne bikum ehada

( Ve işte onları aralarında sual etmeleri için böyle dirilttik. Onlardan sözcü "Ne kadar kaldınız?" dedi. "Bir gün veya günün bazısı, bir bölümü kadar kaldık." dediler. "Ne kadar kaldığınızı Rab’biniz bilir. O halde birinizi bu gümüşünüz ile şehire gönderin de yiyecek olarak onların hangisi en temiz baksın. Böylece size ondan rızıkları getirsin ve nazik, dikkatli olsun, sizi kimseye farkettirmesin, sezdirmesin." dedi. )

25. ayette de mağarada günün bir bölümü kadar değil tam 309 sene ( veya 300x9 = 2700 sene ) kaldıkları bildirilnektedir.

18/25 Ve lebisu fi kehfihim selase mietin sinine vazdadu tis'a

( Ve mağaralarının içinde üçyüz sene kaldılar ve dokuz artırdılar. )

2021 yılı yapımı olan "Hypnotic" isimli film hipnoza ilişkin detayları içeren bir filmdir. 


Filmdeki hipnozcunun malikanesinin adresinin "1010 HAVEN" olması hem 11 nümerolojisi, hem de "Cennet / Yarı Süptil Boyut" kavramı sembolizmi açısından dikkat çekmektedir.


Ayrıca bir sahnede görüntüye gelen künyede 6 Mart ( 6.3 ) tarihinin olması da 9 nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir. Zira Kehf suresi 18. sure olup, bu sayının nümerolojik değeri 9 ( 1+8 = 9 ) sayısını vermektedir. 





31 Ekim 2021 Pazar

Ankh sembolü ( Hayat Anahtarı ve Hayat portalı )

Mısır mitolojisinin önemli sembollerinden olan "Ankh" sembolü "Hayat Anahtarı"  / "Hayat Portalı" olarak da bilinmektedir. "Ankh" kelimesinin kökeni Farsça'da "Kapı" anlamına gelen "Ank" kelimesidir. Bu çerçevede "Ankh" işareti, "Kapı" ve "Kapı Açılması"nı sembolize etmektedir. Bir başka deyişle "Ankh", farklı ve yeni boyutlara ( alemlere, planlara, frekanslara ) portal ( kapı ) açılmasını da simgelemektedir.  


Rölyefte kraliçe Nefertiti'ye Ankh sembolünü sunan sözde ilah Horus görülmektedir. Bu komposizyon, bir insan olan Nefertiti'ye ilahi yetenek bahşedilmesini sembolize etmektedir. 


Tapınak girişindeki obeliskte yer alan Ankh sembolü

"Ankh" sembolünün üst kısmındaki ters damla şekli vajinayı, alttaki dikit ise penisi sembolize etmektedir. Bu iki şeklin birleştiği noktadan yatay çizgi geçmesi ile oluşan şekil ise hayat bulmuş ve kollarını iki yana açmış insanı simgelemektedir. Bu durumda damla baş, dikit beden, yatay çizgi de kollar olmaktadır.

Mitolojide "İlahi varlık" olarak anılan karakterler esasen pozitif veya negatif frekanslı üst süptil boyut varlıklarıdır. Yani melekler veya cinlerdir. Horus, Set, Osiris, Isis vb. karakterlerin ellerinde "Ankh" sembolünü tutarken resmedilmeleri, onların sözde "diriltme ve öldürme" yetileri olduğuna işaret etmektedir. Sembole yüklenen bu anlam çerçevesinde Allah'a şirk koşulmakta olup, O'nun yarattığı varlıklar ilahlaştırılmaktadır.

Luxor tapınağında yer alan aşağıdaki rölyef ise ilginç bir sembolizm içermektedir.


Yukarıdaki rölyefte Horus ve Set'in ellerindeki kaplardan "Ankh" sembolü dökerek bir portal oluşturmaları ve açılan portalden de tanımlanamayan bir varlığın geldiği resmedilmiştir. Bu kompozisyon "cinlere portal açmak için insan kurban edilmesi" temalı satanik ritüeli tanımlamakta gibidir.

"Ankh" sembolü aynı zamanda Yunan alfabesindeki ilk harf olan "Alfa" ( Elif ) ile son harf olan "Omega"'nın birleşmesini de simgelemektedir. "Alfa" harfi erkekliğin, "Omega" harfi kadınlığın ikisinin birleşmesi ise "Yaşam"ın ifadesidir. Dolayısıyla "Ankh" sembolü bir düalite oluşturan eril ve dişil enerjinin birleşimini yani yaratışı simgelemektedir. "A" şekli eril, "Ω" şekli dişil enerjiyi temsil etmektedir. Yani şekil itibarıyla da "Phallus" ve "Uterus" tezahür etmektedir. Arapçadaki "Elif" harfi de sekil itibarıyla Phallus'a ve aynı zamanda da "1" rakamına benzemektedir ki bu da "ilk" kavramına işaret etmektedir. "Ankh" sembolü aynı zamanda "İlk" ve "Son" düalitesini de ( Alfa - Omega ) simgelemektedir.


Grek alfabesinin ilk harfi Ankh sembolünün alt kısmındaki şekile benzeyen "A" ( Alfa ) harfi, son harfi ise Ankh sembolünün üst kısmındaki şekile benzeyen "Ω" ( Omega ) harfidir.

İncil'in aşağıdaki ayetlerinde Rab, "Alfa" ve "Omega" harfleri ile teşbihen temsil edilmektedir. 

66 Vahiy 1-"8" VAR OLAN, VAR OLMUŞ* ve GELECEK OLAN, Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı, "ALFA VE OMEGA BEN'İM" diyor.

66 Vahiy 21-6 Bana, "Tamam!" dedi, "ALFA VE OMEGA, İLK VE SON BEN'İM. Susayana YAŞAM SUYUNUN PINARINDAN karşılıksız SU VERECEĞİM.

Dolayısıyla "Ankh" sembolünün "Alfa" ve "Omega"yı simgelediği düşünüldüğünde, bu sembolü elinde tutma kompoziyonu ile üst süptil boyut varlıklarının açık bir şekilde Rab'be ortak koşulduğu müşahade edilebilmektedir. 

Omega harfi minüskül olarak ω şeklinde yazılmaktadır. Bu karakter yan yatmış 3 sayısına benzemektedir. Alfa ( Elif ) harfinin şekli olan "1" ve Omega harfinin şekli olan "3" düşünüldüğünde, Alfa ve Omega harfleriyle Allah kelimesinin Arapça yazılışının ortaya çıktığı görülür.


"Ankebut" ( Örümcek ) kelimesi de "Ank" ( Kapı ) ve "Bud / But"** ( Var Olan, Var Eden ) kelimelerinin birleşmesinden oluşmaktadır. "Ank-i Bud" ( Var Olan / Edilen Kapı ). Zira örümceğin ördüğü "ağ" bir "kapı" işlevi görmektedir. Haberci Muhammed mağarada iken mağaranın girişine ağ ören örümcek esas itibarıyla bir "kapı" inşa etmiştir.

** İngilizcedeki "Boot" ( Açmak, Başlatmak, Oluşturmak ) kelimesi de "Bud / But" kelimesi ile ortak kökene sahiptir.

Elektrik akımına ilişkin iki nokta arasındaki "Potansiyel Farkı"'nın birimi "Volt", formülü ise ;

V = I x R

olarak gösterilir. Formülde ;

V = Potansiyel Farkını ifade eden "Voltage" kelimesinin baş harfi
R = Direnci ifade eden "Resistance" kelimesinin baş harfi
I = Akımın şiddetini ifade eden "Intensity" kelimesinin baş harfi

Potansiyel Farkı'nın dolayısıyla elektrik akımının tezahürünü sağlayan iki değişken olan I ve R'nin birimleri sırasıyla Amper ve Ohm'dur. Amper "A" harfi ile Ohm ise "Ω" harfi ile sembolize edilir. Her iki harf te Grek alfabesinde yer almakta olup, "A" ( Alfa ) 1. harf, "Ω" ise 24. ve son harftir.

İncil'in aşağıdaki ayetinde

66 Vahiy 21-6 Bana, "Tamam!" dedi, "ALFA VE OMEGA, ilk ve son benim. Susayana YAŞAM suyunun "PINARINDAN" karşılıksız su vereceğim.

"PINAR" kelimesi bir "Akışı / AKIMI" ifade eder. Bu noktada "Elektrik Akımı", "Alfa" ve "Omega" harfleri ve "Yaşam" kelimesi ilginç bir kompozisyon oluşturmaktadır. Madde alemi olan kainatın özünde "Düalite" ( İkilik ) yani "Değer Farklanması" prensibi bulunmaktadır. ( Bu kavramın sembolü de son yazılarda sıklıkla değinilen "11" sayısıdır. ) Bir başka deyişle "Yaşam Vibrasyonlarının / Titreşimlerinin" oluşabilmesi için ikili bir yapı gerekmektedir. Söz konusu ikili yapıyı oluşturan unsurlardan birinde hasıl olan ve diğerine göre farklılık arzeden durum, nötrlüğü ortadan kaldırarak titreşime ve bu da yaşamın  tezahürüne sebebiyet vermektedir. Bu çerçevede, "Potansiyel Farkı" ve "Değer Farklanması" ifadeleri "Yaşam Vibrasyonlarının / Titreşimlerinin" oluşması veya "Yaşam Veren Akımın" oluşması anlamları açısından özdeşlik arzetmektedir.

Nikola Tesla'nın geliştirdiği "Elektrik Osilatörü"'nün formu da Alfa ve Omega harflerinin birleşmesinden oluşan "Ankh" sembolü açısından dikkat çekicidir.



Ayrıca bkz.