8 Ağustos 2023 Salı

Senkronizasyon fenomeni -2-

"Synchronisation" kelimesi "Syn" ( Aynı, Eş ), "Chrono" ( Zaman ), "sation" ( gibi olma ) kelimelerinden oluşmakta ve "Eşzamanlılık" anlamına gelmektedir.

Frekans yükselişi vasıtasıyla ruhsal tekâmülde üst seviyelere çıkmış, idrak ve farkındalık kapasitesi genişlemiş kimseler arasında algılanan ve kolektif bilincin bir yansıması olan senkronizasyonlar, kişilerin aynı anda aynı şeyi düşünmeleri, belirli sayıların veya kelimelerin farklı ortamlarda ve farklı kişiler tarafından aynı anda veya aynı zaman diliminde farkedilip idrak edilmesi, birbirleriyle semantik ilişkisi olan olgu ve olayların aynı anda gerçekleşmesi gibi durumlar ile tanımlanmaktadır.

Senkronizasyon, kolektif bilincin insanları "birleştirici" niteliğinin de bir sonucudur. Zira senkron olayları iki veya daha farklı olayın "tek bir anda veya zaman diliminde" gerçekleşmesinden ibarettir.

İncil'de senkron fenomeninin net olarak misallendirildiği ayetler mevcuttur.

40-Matthew-3-16 İsa vaftiz olur olmaz sudan çıktı. O ANDA gökler onun üzerine açıldı ve İsa, Tanrı'nın Ruhu'nun bir kumru gibi inip üzerine konduğunu gördü. 

40-Matthew-15-28 O zaman İsa ona şu karşılığı verdi: "Ey kadın, imanın büyük! Dilediğin gibi olsun." Ve kadının kızı O SAATTE iyileşti. 

43-John-4-52 Adam onlara, oğlunun İYİLEŞMEYE BAŞLADIĞI SAATİ sordu. "Dün öğle üstü saat birde ateşi düştü" dediler. 

43-John-4-53 Baba bunun, İsa'nın, "Oğlun yaşayacak" DEDİĞİ SAAT olduğunu anladı. Kendisi ve bütün ev halkı iman etti.

43-John-18-27 Petrus yine inkâr etti ve TAM O ANDA horoz öttü. 

40-Matthew-26-74 Petrus kendine lanet okuyup ant içerek, "O adamı tanımıyorum!" dedi. TAM O ANDA horoz öttü.

41-Mark-14-72 TAM O ANDA horoz ikinci kez öttü. Petrus, İsa'nın kendisine, "Horoz iki kez ötmeden beni üç kez inkâr edeceksin" dediğini hatırladı ve hüngür hüngür ağlamaya başladı. 

42-Luke-22-60 Petrus, "Sen ne diyorsun be adam, anlamıyorum!" dedi. TAM O ANDA, Petrus daha konuşurken horoz öttü.

66-Revelations-11-12 İki peygamber gökten gelen yüksek bir sesin, "Buraya çıkın!" dediğini işittiler. Sonra düşmanlarının gözü önünde bir bulut içinde göğe yükseldiler. 

66-Revelations-11-13 TAM O SAATTE şiddetli bir deprem oldu, kentin onda biri yıkıldı. Depremde yedi bin kişi can verdi. Geriye kalanlar dehşete kapılıp gökteki Tanrı'yı yücelttiler.

6 Ağustos 2023 Pazar

Münevver Karabulut vakası

Lise öğrencisi Münevver Karabulut'un, 03.03.2009 tarihinde CG tarafından testere kullanılarak başı kesilmek suretiyle öldürülmesi ve akabindeki dava süreci kamuoyunda geniş yankı ve tepki uyandırmıştır. Baba Süreyya Karabulut, kızının bir "satanik kan ritüelinde" kurban olarak kullanıldığını iddia etmiştir. Zira yapılan adli tıp tetkiklerinde Karabulut'un vücudunda 29 kesik bulunduğu, başının gövdesinden sağken ayrıldığı, vücut ve giysilerinde birden fazla erkeğin tükürük ve spermi bulunduğu tespit edilmiştir. DNA testlerine göre spermlerin CG'nun soyağacından aynı aile bireylerine ait olduğu tespit edilmiştir.

"Kanlı Börek / Kanlı Çörek" adı vetilen satanik kan ritüeli kapsamında, boğazlanarak katledilen maktulun kanı ile "Üçgen" şeklinde börek / çörek yapıldığı bilinmektedir. Münevver Karabulut'un boynunda bulunan "V" şeklindeki kesik izleri bu hususa ilişkin sembolizm olabilir.

Olayla ilgili bazı nümerolojik veriler dikkat çekmektedir. Satanik ritüellerde süjelere ilişkin semantik ve nümerolojik özelliklerin önem arzettiği bilinmektedir. Bir başka deyişle tüm süreç belirli nümerik değerlere uydurulmaya çalışılır. Karabulut vakasında, düalitenin, döngünün, portal açılışının ve halden hale geçişin sembolleri olan 11 ve 17 sayıları dikkat çekmektedir.

- Olay "2009" yılında vuku bulmuştur. 2+0+0+9 = 11

- Olayın vuku bulduğu evin ismi olan "Şelale Villa" kelime ikilisinde 11 harf bulunmaktadır.

- Münevver'in vücudunda "29" kesik tespit edilmiştir. 2+9 = 11

- Münevver'in boynunda ters "V" şeklinde bir kesik tespit edilmiş olup, bu işaret de "boynuz" gibi bir "11" sembolüdür.

- CG'nun Yargılama süreci 18.11.2011 tarihinde mahkûmiyet kararının verilmesiyle sona ermiştir. 

18.11 ... 9 ve 11 ... 9/11 ... 9+1+1 = 11

20"11"

- Münevver Karabulut 1991 yılı doğumluydu. 19 ve 91 ... 1+9 = 10 ... 1+0 = "1" ; 9+1 = 10 ... 1+0 = "1" ... "11"

- "Münevver" kelimesinin, Türkçe alfabeye göre nümerik değeri ( harflerin alfabe sıra numaraları toplamı ) 164 olmaktadır. ( 164 ... 1+6+4 = "11" )

- Zanlı CG'nin doğum tarihi 29.10.1991'dir. ( 29 ... 2+9 = "11" ; 10 ... 1 ; 1991 ... 19 ve 91 ... 1+9 = 10 ... 1+0 = "1" ; 9+1 = 10 ... 1+0 = "1" ... "11" )

- CG’nun kız kardeşi SG'nun 05.08.2023 tarihinde sosyal medyada, "boğaz kesme" temalı ve "V"* sembolizmi içeren aşağıdaki fotoyu paylaşmış olması düşündürücüdür. Tarihin nümerolojik değeri 11 olmaktadır. ( 0+5+0+8 = 13 ... 1+3 ="4" ve 2+0+2+3 = "7" ... 4+7 = "11" )

* Münevver Karabulut'un boğazında ters "V" şeklinde bir kesik tespit edilmiştir.

- 03.03.2021 ( 0+3+0+3+2+0+2+1 = "11" ) tarihinde ( olaydan 12 sene sonra aynı günde ) G ailesi, olayın gerçekleştiği ve üzerinde kan lekeleri bulunan koltukta gülerek foto çektirmiş ve sosyal medyada yayınlamıştır.

Olay mahallindeki koltuk

- Karabulut ailesinin avukatı 1 davanın "11" davaya dönüştüğünü şu sözlerle beyan etmiştir. 

"..... Bir dava 11 dava oldu. Ölümün sebebi ile ilgili mahkeme binlerce sayfa evrak, onlarca klasör olmasına rağmen gerekçeyi tespit edemedi. ..... " ( Basından Ağustos 2023 )

https://www.google.com/amp/s/sputniknews.com.tr/amp/20230814/karabulut-ailesinin-avukati-epozdemir-munevverin-ayin-icin-olduruldugu-suphesi-iddianamede-var-1074617477.html

- Münevver Karabulut'un "Mayasız Ayini" ( Unleavened Sacrament ) olarak anılan bir ayin kapsamında kurban edilmiş olabileceği ihtimali de gündeme gelmiştir. İncil'in aşağıdaki ayeti bu bağlamda gerek semantik, gerek nümerik açıdan Karabulut vakasıyla ilgili dikkat çekici özellik arzetmektedir.

42-Luke-22-7 Then came THE DAY OF UNLEAVENED BREAD, when the passover MUST BE KİLLED.

( Fısıh kurbanının ÖLDÜRÜLMESİ gereken MAYASIZ EKMEK GÜNÜ geldi. )

Ayette Mayasız Ekmek Günü'nde bur kurban verilmesinden bahsedilmektedir. Ayetin İngilizce metninde ( King James versiyonu ) "must be killed" ( öldürülmesi gerekir ) ifadesinin yer alması da konu bağlamında ayrıca ilginçtir.

Ayetin kodunu oluşturan rakamlar, vaka tarihi olan 03.03.2009 ile de uyum arzetmektedir.

Ayet bölüm numarası 42 ... 4+2 = "6"

Vakanın günü ve ayı 3+3 = "6"

Ayetin ayet kodu 22-7 ... 2+2+7 = "11"

Vakanın yılı 2009 ... 2+0+9+9 = "11"

- Münevver Karabulut'un açık doğum tarihi 07.03.1991 olup bu tarihte 111 nümerolojisi bulunmaktadır. ( 111 sayısı Kur'an'da geçen "Üç Çatallı Gölge" kavramının da sembolüdür. )

- CG'nun, 10.10.2014 tarihinde cezasını çektiği Silivri Cezaevinde kendini asarak intihar ettiği belirtilmiştir. Tarihteki gün ve ay 10.10 olup, 11 sayısı tezahür etmektedir. ( CG'nun ölmediği ancak kaçırıldığı iddiası üzerine mezarının açılması için başlatılan soruşturmaya takipsizlik kararı verilmiştir. )

- Münevver Karabulut ismi 17 harften oluşmaktadır.

- Arapça kökenli olan "Munevver" kelimesinin ebced değeri 296'dır. ( Sağdan sola olmak üzere; ra 200 + vav 6 + nun 50 + mim 40 = 296 ... 2+9+6 = "17" )

- Münevver öldürüldüğünde 17 yaşındaydı.

- Olayın açık tarihi 03.03.2009 olup bu tarihin nümerolojik değeri 17 olmaktadır. ( 0+3+0+3+2+0+0+9 = 17 )

- ... cinayetten 197 ( 17 ... 8 ) gün sonra, "17" Eylül 2009 tarihinde teslim olmuştur.

- Münevver Karabulut'un hayatını konu alan Çalınmış Hayatlar adlı belgesel 20"17" yılı yapımıdır.

- "3 Mart 2009" akşamı Münevver Karabulut'un cansız bedeni çöp toplayıcı bir kişi tarafından çöp konteynerinde parçalanmış hâlde bulunmuştur. Tarih 03.03.2009 ... 0+3+0+3+2+0+0+9 = "17"

Tekvir suresinin aşağıdaki ayet ikilisinde "Vadedilerek öldürülen kız" ( Mev'udet-i kutilet ) kavramı yer almakta olup, ilk ayetin kodunun nümerolojik değeri 17 ( 8+1+8 = 17 ) olmaktadır 

81/8 Ve izel MEV'UDETU suilet

( Ve VADEDİLMİŞ KIZA sual edildiğinde, )

81/9 Bi eyyi zenbin KUTİLET

( Hangi günahtan dolayı ÖLDÜRÜLDÜ?  )

"Çocukların ritüellerde öldürülmemesi" uyarısının yer aldığı ayetin bulunduğu İsra suresi 17. suredir.

17/31 Ve LA TAKTULU EVLADEKUM  haşyete imlak nahnu nerzukuhum ve iyyakum inne katlehum kane hit'en kebira

( Ve fakirlik korkusuyla ÇOCUKLARINIZI ÖLDÜRMEYİN. Onları ve sizleri biz rızıklandırırız. Onların öldürülmesi büyük suçtur, günahtır. )

Tevrat'ta, "çocukların cin şeytanlarına adak verilmesinden" bahsedilen ayetin kodunda da 17 nümerolojisi bulunmaktadır.

19-Psalms-106-37 Oğullarını, kızlarını cinlere kurban ettiler. 

19 106 ... 1+9+1+0+6 = 17

106-37 ... 1+0+6+3+7 = 17

Tevrat'ta "çocukların kurban edilmesi" ile ilgili olan aşağıdaki ayetin kodları olay tarihiyle ve 17 nümerolojisiyle uyum arzetmektedir.

24-Jeremiah-7-31 OĞULLARINI, KIZLARINI ATEŞTE KURBAN ETMEK İÇİN Ben-Hinnom Vadisi'nde, Tofet'te puta tapılan yerler kurdular. Böyle bir şeyi ne buyurdum ne de aklımdan geçirdim. 

Ayetin bölüm numarası 24 ... "6"

Ayetin kodu 7-31 ... "11"

Münevver Karabulut olayının tarihi 03.03.2009

0+3+0+3 = "6"

2+0+0+9 = "11"

İncil'in aşağıdaki ayeti de içeriği ve nümerolojisi açısından MK olayı ile uyum arzetmektedir.

66 -Vahiy- 20-4 ... İsa'ya tanıklık ve Tanrı'nın sözü uğruna BAŞI KESİLENLERİN canlarını da gördüm. ...

Ayetin kodları "66" ve "6" ( 2+0+4 = 6 )

Münevver olayının;

günü 03.03 ... 6

yılı 2009 ... 11

"6" ve 6x11 = "66" 

Aynı zamanda 666 nümerolojisi de oluşmaktadır.

5 Ağustos 2023 Cumartesi

Babil, 111, Teslis ve Tek Dünya Devleti

Satanik pagan kültürlerde ilah addedilen üst boyut varlıklarına verilen isimlerden oluşan "Teslis" ( Üçleme )'ler kadim şirk uygulamalarıdır. Anılan teslislere örnekler Babil'deki Nimrod, Semiramis, Tammuz, Mısır'daki Osiris, İsis, Horus, Hinduizmde Brahma, Vishnu, Şiva üçlemeleri sayılabilir. İncil'deki "Baba, Oğul, Kutsal Ruh" üçlemesi ise müteşabih ( sembolik ) bir ifade olup, satanik zümre tarafından bu ifadeye şirk anlamı yüklenmektedir. Oysa Kur'an'da da "Allah'ı babaları gibi severler." ifadesi yer almaktadır.

"Teslis" ( Üçleme ) kavramına Kur'an ayetlerinde şöyle değinilmektedir. 

5/73 Lekad keferallezine kalu innELLAHE SALİSU SELASEH ve ma min ilahin illa ilahun vahid ve in lem yentehu an ma yekulune le yemessennellezine keferu minhum azabun elim

( O "Kesinlikle ALLAH, ÜÇÜN ÜÇÜNCÜSÜDÜR." diyenler inkar etmişlerdir. Tek ilahtan başka ilah yoktur. Eğer o söylediklerinden vazgeçmezlerse, kesinlikle onlardan o inkar edenlere elim azap dokunacaktır. )

Nisa suresinin aşağıdaki ayetinde "Baba, Oğul, Kutsal Ruh" teslisi ( şirki ) konusunda uyarı yapılmaktadır.

4/171 Ya ehlel kitabi la tağlu fi dinikum ve la tekulu alellahi illel hakk innemel mesihu iysebnu meryeme rasulullahi ve kelimetuh elkaha ila meryeme ve ruhun minhu fe aminu billahi ve rusulih ve LA TEKULU SELASEH intehu hayran lekum innemellahu ilahun vahid SUBHANEHU EN YEKUNE LEHU VELED lehu ma fis semavati ve ma fil ard ve kefa billahi vekila

( Ey kitap sahipleri, dininizde azgınlık etmeyin ve Allah üzerine gerçek haricindekini söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, kesinlikle Allah’ın resulü, Meryem'e attığı kelimesi ve O’ndan ruhtur. O halde, Allah’a  ve O’nun resullerine inanın ve ÜÇTÜR DEMEYİN. Kendi hayrınıza bundan imtina edin, vazgeçin. Kesinlikle ki Allah tek ilahtır. O, ÇOCUK SAHİBİ OLMAKTAN YÜCEDİR. Göklerde ne varsa ve yerde ne varsa O’nadır. Vekil olarak Allah kafidir. )

Murselad suresinin 30. ( 3+0 = 3 ) ayetindeki, çok anlamlı nitelik arzeden "Üç çatallı gölge" ifadesi "Teslis" ( Üçleme ) olarak da anılan şirk kavramını da temsil etmektedir.

77/30 İntaliku (1) ila (2) zillin (3) zi (4) SELASİ (5) ŞU'ABİN (6) 

( ÜÇ ÇATALLI gölgeye gidin. )

"Üç Çatallı Gölge" okültizmde, tepesinde göz olan Illuminati piramidi / Illuminati üçgeni veya şeytanın üç çatallı mızrağı olarak sembolize edilmektedir.

Hz. Süleyman, Süleyman Tapınağı, sihir, cinler ve Babil gibi kavramların özel addedildiği ve sembolleştirildiği Mason cemiyetinin Türkiye'deki merkezinin adresinin "Tepebaşı 111" olması da ezoterik bir sembolizmdir. ( "Tepebaşı" kelime grubu üçgenin tepesindeki gözü, 111 sayısının nümerolojik değeri olan 3 sayısı da üçgeni / üç çatallı gölgeyi simgelemektedir. ) 

Kur'an'da şeytanların "Bennain" ( Bina Yapıcılar ) olarak tanımlandığı ayetin kodunda da 111 nümerolojisi bulunmaktadır. ( Fransızca "Mason" kelimesinin "Duvar Yapıcı" anlamına gelmesi ilginç bir uyum arzetmektedir. )

38/37 Veş şeyatine kulli BENNAİN ve ğavvas

( Ve şeytanlar ki hepsi BİNA YAPICI ve dalgıç.  )

38 ... 3+8 = "11" ve 37 ... 3+7 = 10 ... 1+0 = "1" ... 111

Ayrıca İncil'de, "insanı simgeleyen, canavarın sayısı" olarak tanımlanan 666 sayısı da "6 teslisi" ( 6 üçlemesi ) olup, şirki simgelemektedir. ( 6 sayısı Allah'ın kusursuz yaratışını simgeleyen ve O'nun mührü niteliğindeki sayıdır. Tıpkı Allah'ın tekliğini, birliğini simgeleyen 10 ( 1+0 = 1 ) sayısı gibi... )

İbrani alfabesindeki 6. harf "Vav" harfi olup, bu harf ince uzun bir şekile sahiptir yani çatalı andırmaktadır. "Vav" harfi kullanılarak 666 yazıldığında "Üç Çatal" oluşmaktadır.

Internet sitelerinin adreslerinin başına gelen "www" harfleri de esasen "Vav" harfi üçlemesi olup, 666 sembolizmi içermektedir.

Kur'an'da, İncil'de ve Tevrat'ta "Babil" kelimesinin geçtiği bazı önemli ayetlerde 3 nümerolojisi bulunmaktadır.

Kur'an'da "Babil" kelimesi sadece Bakara suresinin 102. ( 1+0+2 = 3 ) ayetinde geçmekte olup, bu ayette 111 ( 1+1+1 = 3 ) kelime bulunmaktadır. Ayrıca bu ayette Hz. Süleyman'dan ve sihir öğretisinden bahsedilmektedir.

2/102 Ve (1) ittebeu (2) ma (3) tetlu (4) eş (5) şeyatinu (6) ala (7) mulki (8) suleyman (9) ve (10) ma (11) kefera (12) suleymanu (13) ve (14) lakinne (15) eş (16) şeyatine (17) keferu (18) yuallimune (19) en (20) nase (21) es (22) SİHRA (23) ve (24) ma (25) unzile (26) ala (27) el (28) melek (29) eyni (30) bi (31) BABİL (32) harute (33) ve (34) marut (35) ve (36) ma (37) yuallime (38) ani (39) min (40) ehadin (41) hatta (42) yekula (43) inne (44) ma (45) nahnu (46) fitnetun (47) fe (48) la (49) tekfur (50) fe (51) yeteallemune (52) min (53) huma (54) ma (55) yuferrikune (56) bi (57) hi (58) beyne (59) el (60) mer'i (61) ve (62) zevci (63) h (64) ve (65) ma (66) hum (67) bi (68) darrine (69) bi (70) hi (71) min (72) ehadin (73) illa (74) bi (75) izni (76) allah (77) ve (78) yeteallemune (79) ma (80) yedurru (81) hum (82) ve (83) la (84) yenfeu (85) hum (86) ve (87) lekad (88) alimu (89) men (90) iştera (91) hu (92) ma (93) lehu (94) fi (95) el (96) ahirati (97) min (98) halakin (99) ve (100) le (101) bi'se (102) ma (103) şerav (104) bi (105) hi (106) enfuse (107) hum (108) lev (109) kanu (110) ya'lemun (111)

( Ve o Süleymanın mülkünün ve hükümdarlığının üzerine o şeytanların okuduğuna tabi oldular. Süleyman inkar etmedi ve lakin şeytanlar inkar ettiler. İnsanlara SİHİRİ ve BABİL’ de iki melek olan Harut ve Marut’ un üzerine indirileni öğretiyorlardı. "Kesinlikle biz sınavız. O halde inkar etmeyin." diyene kadar ikisi kimseye öğretmezlerdi. Onlardan erkeğin ve eşinin arasını neyin ayırdığını öğrenirlerdi. Onlar onunla Allah’ın izni olmadıkça kimseye zarar veremezlerdi. Onlara ne zarar verebilir ne fayda vermez öğrenirlerdi. Onu satana ahirette nasip olmadığını bilirlerdi. O nefislerini sattıkları ne kötüdür. Keşke bilmiş olsalardı. )

Tevrat'ta "Babil" kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin kodu "1-10-10"'dur. ( 1+1+0+1+0 = 3 ) 

1-Genesis-10-10 İlkin Şinar topraklarında, BABİL, Erek, Akat, Kalne kentlerinde krallık yaptı. 

"Babil" kelimesinin, inkârcı müşriklerin kentine verilen isim olmasının sebebinin açıklandığı ayetin kodunda da 111 üzerinden 3 nümerolojisi bulunmaktadır. ( 1 ve 11-9 ... 1+1+9 = 11 ... 111 )

1-Genesis-11-4 Sonra, "KENDİMİZE BİR KENT KURALIM" dediler, "GÖKLERE ERİŞECEK BİR KULE* DİKİP ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız."

* Babil Kulesi, Tek Dünya Devleti projesinin sembolü olup, müşrik şeytanlar Rab tarafından engellenen bu girişimlerini şimdi tekrarlamak amacındadırlar.

1-Genesis-11-8 Böylece RAB onları yeryüzüne dağıtarak kentin yapımını durdurdu. 

1-Genesis-11-9 Bu nedenle kente BABİL adı verildi. Çünkü RAB bütün insanların dilini orada karıştırmış ve onları yeryüzünün dört bucağına dağıtmıştı.

Ayette bütün dünya dillerinin kökeninin Babil'de konuşulan dil olduğu belirtilmektedir ki bu da Semitik ( Arapça, İbranice, Aramice, Farsça ) dillerin dünya dillerinin kökeni olduğu teorisini desteklemektedir. Kelime etimolojilerini oluşturan "sessiz harflerin" dillerde birbirlerini ikame etmeleri sonucunda ortak kök kelimelerin farklı telaffuzu sonucunda farklı diller varmış algısı oluşmuştur. ( "Babil" kelimesi "Bab" ( Kapı ) ve "İl / El" ( İlah, Tanrı ) kelimelerinden oluşmakta ve "Tanrı Kapısı" anlamına gelmektedir. )

Büyük Ortadoğu Projesi ( BOP ) olarak anılan projenin amacı, şirkin, kötülüğün ve ahlaksızlığın merkezi ve sembolü olan Babil'in yeniden kurulması ve planlanan "Tek Dünya Devleti"'nin merkezi haline getirilmesidir. İncil'de Babil'i niteleyen sembolizm incelendiğinde küreselcilerin hedefinin ne olduğu zaten ifşa olmaktadır.

66-Revelations-17-1 Yedi tası alan yedi melekten biri gelip benimle konuştu: "Gel!" dedi. "Sana engin suların kenarında oturan BÜYÜK FAHİŞENİN çarptırılacağı cezayı göstereyim. 

66-Revelations-17-2 Dünya kralları onunla fuhuş yaptılar. Yeryüzünde yaşayanlar onun fuhşunun şarabıyla sarhoş oldular." 

66-Revelations-17-3  Bundan sonra melek beni Ruh'un yönetiminde çöle götürdü. Orada yedi başlı, on boynuzlu, üzeri küfür niteliğinde adlarla kaplı kırmızı bir canavarın üstüne oturmuş bir kadın gördüm.

66-Revelations-17-4 Kadın, mor ve kırmızı giysilere bürünmüş, altınlar, değerli taşlar, incilerle süslenmişti. Elinde iğrenç şeylerle, fuhşunun çirkeflikleriyle dolu altın bir kâse vardı. 

66-Revelations-17-5 Alnına şu gizemli ad yazılmıştı: GİZEMLİ BÜYÜK BABİL, FAHİŞELERİN VE DÜNYA İĞRENÇLİKLERİNİN ANASI.

İnanç mekanizması ve Deliller

"İnanç" kelimesi "İn" ( İç, Dahil, Girmiş ) kökünden ve "anç"* ( gibi olan, -lik ) son ekinden oluşan bir kelimedir. Dolayısıyla "İnanç", idrakli bir varlığın kabul etmek suretiyle "içselleştirdiği", "içinde" ( ruhundaki, bilincindeki ) var olmasına izin verdiği bilgiyi tanımlayan bir kavramdır.

* Örnek: Kıv+anç, Us+anç ... ( "anç" eki batı dillerinde "-ange, -enge" olarak tezahür etmiştir. "Strange" gibi ... Bu kelime "Str / Astra - Star ( Yıldız, Örtü ) ( ing. ) / Sitra ( Örtü ) ( ara. ) kökünden olup "Örtülü olan, Gizli olan, Tanınmayan, Bilinmeyen, Yabancı" anlanlarını içermektedir. 

Herhangi bir olguya inancın oluşabilmesi için mutlak surette o olguya ilişkin veriye doğrudan şehadet, o olguyu deneyimleme veya olguya ilişkin veriyi sağlayan aracıya "güven, iman" gerekmektedir. İnanç kelimesinin Arapçası ve MN kökünden olan "İman" kelimesinin semantik kökeninde "Güven, İtimat"  anlamı bulunmaktadır. ( Emin, Emniyet, Emanet kelimeleri de aynı köktendir. )

"Inference Rule" ( Çıkarsama Kuralı ) ise bir olgunun varlığına, gerçekliğine, onun sebep olduğu sonuçların analizi yoluyla inanılmasını ifade eden, akletmeye dayalı "bilimsel" bir kavramdır. 

Daha "Bilim"in tanımından dahi bihaber olan ve batıl argümanlarıyla Rab'bin varlığını tartışan - haşa - gafil kitleden sıkça duyulan "Bilimsel olmayana inanmam", "Bilimsel olarak ispatlanmamış olana inanmam" ifadeleri yukarıda da değinildiği üzere, beş duyu bazında şahit olmaya, deneyimlemeye veya veri sağlayıcıya güvene dayalı ifadelerdir.

Örnek olarak, elde tutulan bir kalemin bırakılması halinde yere düşmesine şahit olmak "yerçekiminin varlığına" inancı doğurur. Ancak kalemin uzayda boşlukta durması ise "uzayda yerçekiminin yokluğuna" inancı doğurur. Dolayısıyla inanç olgusu algıya, şartlara ve mekâna bağlı olarak değişim gösterebilmektedir.

Bir "kalemin varlığına inanmak" ise esasen ve dolaylı olarak o kalemi üreten bir kudretin varlığına inanmaktır ki bu durumda dolaylı olarak inanılan o kudret "insan" ve "insan aklı"dır. Zira insanın kalemi ürettiğine bizzat şahit olunmasa da söyleme güvene, çıkarsamaya veya sezgiye dayalı inanç oluşmaktadır.

Bu bağlamda "insanın varlığına inanmak" da kaçınılmaz olarak onu yaratan bir kudretin varlığına inanmaktır ki bu durumda bilinçli veya bilinçsiz olarak Allah inancı oluşmaktadır. Ve tamamen "bilimsel" olan bu inanç, beş duyunun haricinde olan "sezgisel idrak" yoluyla tezahür etmektedir. Dolayısıyla bazı insanlar tarafından dile getirilse dahi fiili ve gerçek anlamda "inançsızlık" gibi bir olgu mevcut değildir. Zira mantıksal olarak "Allah'a inanmadığını" belirten birinin "kendi varlığına" da inanmaması gerekir.

Bakara suresinin 55. ayetinde Allah'ı "beş duyu" ile algıladıkları takdirde inanacaklarını söyleyen müşriklerden bahsedilmektedir.

2/55 Ve iz kultum ya musa len nu'mine leke hatta nerallahe cehraten fe ehazetkumus saikatu ve entum tenzurun

( Ve zamanında "Ey Musa, Allah’ı açıkça görene kadar sana asla inanmayız." dediniz de sizler bakarken sizi yıldırım yakaladı. )

Bakara suresinin 3. ayetinde yer alan "gayba inanmak" ifadesi, aklını kullanmak suretiyle çıkarsama yapan ve beş duyu ile algılayamamasına rağmen sezgisel idrakleriyle o yüce kudrete inananların durumunu nitelemektedir.

2/3 Ellezine yu’minune bil gaybi ve yukimunes salate ve min ma razaknahum yunfikun

( O gayba inananlar, duaya kalkanlar ve o rızıklandırdıklarımızdan harcayanlar. )

Beyyine ( Delil ) suresinin ilk ayetinde ise aklını kullanmayı ve çıkarsama yapmayı beceremeyen veya bunun sonuçları dünyevi ve nefsani menfaatine ters düştüğü için işine gelmeyenlerin hala delil peşinde koştuklarından bahsedilmektedir.

98/1 Lem yekunillezine keferu min ehlil kitabi vel muşrikine munfekkine hatta te'tiye humul beyyineh

( O kitap sahiplerinden ve ortak koşanlardan inkar edenler, onlara apaçık deliller gelene kadar inkarı bırakanlar olmazlar. )

Nihayetinde "Allah'a inançsızlık" diye bir kavram söz konusu değildir. Zira ateizm, agnostisizm, nihilizm vb. gibi kavramların özünde Allah inancı bulunmakta olup, esas husus, O'nun öğretisine, ilmine, kitaplarına, habercilerine ve meleklerine karşı çıkmak, isyan etmek meselesidir ki "Kâfir" ( İnkârcı, Örten ) kelimesi "gerçeği örtenler"i tanımlamaktadır. Dolayısıyla Allah'a inancı olmadığını söyleyenler veya yukarıda belirtilen uyduruk akımları benimseyenler esasen bilinçaltında ve vicdanen O'na inananlar ancak nefsani ve dünyevi düşük frekansların tesirinde kalmaları nedeniyle şeytanın peşinden gidenlendir. ( Cin şeytanı İblis'in dahi, yaratıcısı Allah'a inandığı ve O'ndan korktuğu ayetlerle de sabit bir gerçektir. )

4 Ağustos 2023 Cuma

Şizofreni ve Mecnuniyet

Şizofreni, genel itibarıyla "insanların gerçeği anormal şekilde yorumladıkları bir ruhsal bozukluk" olarak tanımlanmaktadır. Gerçek dışı düşünceler ve inanışlar, halüsinasyonlar, hezeyanlar, anlamsız davranışlar ve konuşmalar, etkili iletişimin bozulması, şizofreni belirtileri olarak gösterilmektedir. Şizofreni hastaları genellikle dışarıdan zarar göreceği, arkasından iş çevrildiği ve takip edildiği gibi sıklıkla paranoid sanrılar görmektedirler.

Schizo ( Kesilme, Yarılma ) + Phrenia ( Zihin, Bilinç, Kalp ) .... "Zihin Bölünmesi / Bilinç Bölünmesi"

Schizophrenia, farklı zihin durumlarını kontrolsüz olarak aynı bedende deneyimleme, aynı bedende farklı hayatlar yaşama veya farklı frekanslarda gidip gelme olarak tanımlanabilir.

"Phrenia" kelimesinin "Kalp" anlamına da gelmesi "Ruh, Bilinç" kelimeleriyle uyumlu bir durum arzetmektedir. Zira Kur'an'da "Ruh" ve "Bilinç" kelimeleri "Kalp" kelimesi ile de temsil edilmektedir. Dolayısıyla Şizofreni "Kalp Bölünmesi / Ruh Bölünmesi" anlamına da gelmektedir.

Sihir ( Büyü, Maji ) olgusunun esası da frekans iletisi ( tekrarlanan kelimeler, sayılar ) vasıtasıyla süjenin ruhsal / bilişsel işleyiş prosesinin kesilmesi ( hacklenmesi* ) ve farklı bir kaynaktan iletilen frekans tesirlerinin altına alınması fenomenidir. 

* "Hack" kelimesi "Kesmek, Bölmek" anlamına gelmektedir.

Bilimsel araştırmalar DNA'da bulunan 11. kromozomdaki dejenerasyonun şizofreni ve bipolar bozukluk sendromlarının kök sebebi olduğunu ortaya koymaktadır.

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15342521/

https://academic.oup.com/genetics/article/167/4/1833/6050464

https://jamanetwork.com/journals/jamapsychiatry/article-abstract/496105

https://www.researchgate.net/publication/8369145_A_Genetic_Mechanism_Implicates_Chromosome_11_in_Schizophrenia_and_Bipolar_Diseases

https://www.nature.com/articles/mp201180

Kur'an'da şizofreni kelimesinin tanımımıyla uyumlu olan kavram "Mecnun" ( Cinli ) kavramıdır. Ancak bu noktada, "Konu hemen cinlere bağlanmış" tarzı bir yorum öncesinde "Cin" kelimesinin esasen "Görünmeyen, Gizli, Örtülü" anlamına geldiği, bu bağlamda "Mecnun" kelimesinin de "görünmeyen kaynaklardan, farklı boyut varlıklarından iletilen tesirlerin altına girmiş" anlamını temsil ettiği ve her türlü hastalığın "frekans bölücü ve düşürücü" tesirlerle tezahür ettiği hatırlanmalıdır.

Kur'an'da "Mecnun" kelimesinin 11 kere tekrarlanması ve "hayalinden bilgiler uyduran, sanrılı, sihirlenmiş" anlamında kullanılması şizofreni ile ilgili yukarıda yer alan verilerle uyum arzetmektedir. 

15/6 Ve kalu ya eyyuhellezi nuzzile aleyhiz zikru inneke le MECNUN

( Ve "Ey o üzerine hatırlama indirilen. Kesinlikle sen CİNLİSİN." dediler. )

26/27 Kale inne rasulekumullezi ursile ileykum le MECNUN

( "Kesinlikle o size gönderilen resulünüz CİNLİDİR." dedi. )

37/36 Ve yekulune e inna letariku alihetina li şairin MECNUN

( Ve "Kesinlikle biz CİNLİ şair için ilahlarımızı terk mi edeceğiz?" derlerdi.  )

44/14 Summe tevellev anhu ve kalu muallemun MECNUN

( Sonra ondan yüz çevirdiler. "Öğretilmiş ve bilmiş CİNLİ." dediler . )

51/39 Fe tevella bi ruknihi ve kale sahirun ev MECNUN

( Böylece etrafındakilerle, kuvvetli ileri gelenleri ile yüz çevirdi. "Sihirbaz veya CİNLİ." dedi. )

51/52 Kezalike ma etellezine min kablihim min rasulin illa kalu sahirun ev MECNUN

( İşte böyle, o onlardan öncekilere "Sihirbaz veya CİNLİ" dedikleri haricinde resul gelmezdi. )

52/29 Fe zekkir fe ma ente bi ni'meti rabbike bi kahinin ve la MECNUN

( O halde hatırlat. Sen Rab’binin nimeti ile ne kahin ne de CİNLİ değilsin. )

54/9 Kezzebet kablehum kavmu nuhin fe kezzebu abdena ve kalu MECNUNİN vezducir

( Onlardan önce Nuh Kavmi yalanladılar. Böylece kulumuzu yalanladılar ve "CİNLİ." dediler. Ve zorla engellendi. )

68/2 Ma ente bi ni'meti rabbike bi MECNUN

( Sen Rab’binin nimeti ile CİNLİ değilsin. )

68/51 Ve in yekadullezine keferu le yuzlikuneke bi ebsarihim lemma semi'uz zikre ve yekulune innehu le MECNUN

( Ve kesinlikle o inkar edenler, hatırlamayı duyduklarında seni gözleriyle sürçtürerek kaydırmaya yeltenirlerdi. "Kesinlikle o CİNLİDİR." derler. )

81/22 Ve ma sahibukum bi MECNUN

( Ve arkadaşınız CİNLİ değildir. )

Hz. Muhammed ve Hz. Musa'ya "Raculen meshur" ( Sihirlenmiş adam ) iftirasının atıldığından bahsedilen ayetlerin numaralarında da 11 nümerolojisi bulunmaktadır.

17/47 Nahnu a'lemu bima yestemiune bihi iz yestemiune ileyke ve iz hum necva iz yekuluz zalimune in tettebiune illa RACULEN MESHURA

( Seni dinlediklerinde, onunla neyi dinlediklerini ve onlar gizli fısıldaşırlarken zalimlerin "Kesinlikle ancak SİHİRLENMİŞ ADAMA tabi oluyorsunuz." dediklerini biz biliriz. )

47 ... 4+7 = 11

17/101 Ve lekad ateyna musa tis'a ayatin beyyinatin fes'el beni israile iz caehum fe kale lehu fir'avnu inni le ezunnuke ya musa MESHURA

( Ve Musa' ya delil olarak dokuz ayeti verdik. O halde İsrailoğulları' na sual et. Zamanında onlara geldi de Firavun ona "Kesinlikle ben zannederim ki sen ey Musa,  SİHİRLENMİŞSİN." dedi. )

101 ... 11

Önemli not: Birçok hasta, "Mecnun" olmasına yani harici düşük frekans tesirleri altında olmasına rağmen normal davranış seyrinde olup zaman zaman çoklu kişilik bozukluğu sergilemektedir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2017/10/dugumler-aksonlar.html

Şu'ur, Şi'ra ve Ruh

"ŞR" kökünden gelen "Şu'ur" kelimesi "Bilme, Bilinç” anlamına gelmektedir. Aynı kökten gelen "İş'ar" kelimesiyse "Yazı ile haber vermek, Bildirmek, Anlatmak" anlamına gelmektedir.

"Şu'ur" kelimesi Kur'an'da fiil halinde yani "Yeş'ur" ( Bilmek, Bilgili olmak, Farketmek ) olarak 27 kere tekrarlanmakta olup, bu durum ( 2 ve 7 ) bir "İkili Yedi" tezahürüdür.

"Ruh" kelimesi ise, Rab'bin madde bedene üflediği ( ilettiği, kodladığı ) ve madde bedenin insan adı verilen idrakli varlık olmasını sağlayan ilahi kozmik bilgileri yani insanın bilincini temsil etmektedir. Bu bağlamda "Şu'ur" kelimesinin "Ruh" kelimesinin bir temsili tezahürü olduğu sezilebilmektedir.

Sirius yıldızı Kur'an'da "Şi'ra" olarak yer almakta ve sadece Necm ( Yıldız ) suresinde geçmektedir. Canis Major ( Büyük Köpek ) takımyıldızının en parlak üyesi olan ve bir "Binary Star" ( Çift Yıldız, İkili Yıldız ) özelliği taşıyan Sirius tarih boyunca birçok kültürde üst süptil planlara geçiş kapısı ve ilahi kozmik bilgilerin ileti merkezi addedilmiş, ruh ile ilişkilendirilniş ve kutsal kabul edilmiştir. Dolayısıyla "Şi'ra" kelimesi "Şu'ur" kelimesiyle semantik ilintiye sahip görünmektedir.

53/48 Ve ennehu huve AĞNA ve AK AKNA

( Ve kesinlikle O, GANİ KILAN da KANAAT ETTİREN de O'dur. )

53/49 Ve (1) enne (2) hu (3) huve (4) rabbu (5) eş (6) Şİ'RA (7) 

( Ve kesinlikle O, O Şira' nın da Rab’bidir. )

Ayetin kodunun ( 53/49 ) nümerolojik değeri 21* ( 5+3+4+9 = 21 ) sayısını vermekte olup bu sayı "Ruh" kelimesinin nümerik sembolü ve Kur'an'daki tekrar adedidir. Kitapta ruh ilminden bahsedilen ayetin kodunun ( 17/85 ) nümerolojik değeri de 21 ( 1+7+8+5 = 21 ) olup, ayette de 21 kelime bulunmaktadır.

17/85 Ve (1) yes'elune (2) ke (3) an (4) er (5) ruh (6) kul (7) er (8) ruhu (9) min (10) emri (11) rabb (12) i (13) ve (14) ma (15) utitum (16) min (17) el (18) ilmi (19) illa (20) kalila (21) 

( Ve sana ruhtan sual ediyorlar. De ki: "Ruh, Rab’bimin işlerindendir. İlminden size azıcık haricinde verilmemiştir." )

Ayrıca "Şi'ra" kelimesinin geçtiği ayetin numarasının 49 ( 7x7 ... İkili Yedi ) olması ve ayette 7 kelime bulunması da nümerolojik açıdan dikkat çekmektedir. Bir "ikili yıldız"** olan Sirius'un 7 kelimelik bir ayette yer alması da bir "İkili Yedi" tezahürüdür. 

* 21 sayısı aynı zamanda "İkiyi Birleme" kavramını da sembolize etmektedir.

** "Şi'ra" kelimesinin geçtiği ayetten bir önceki ayette yer alan ve bir düalite ( ikilik ) arzeden "Ağna" ( Gani kılan ) ve "Akna" ( Kanaat ettiren ) kelimeleri sırasıyla aktif olan Sirius A'yı ve pasif bir "beyaz cüce" olan Sirius B'yi simgelemektedir.

"Sirius" kelimesi "Sir" ( Esiri, Latif, Süptil, Seyrek, İnce ) ve "us" ( anlam içermeyen son ek ) kelimelerinden oluşmaktadır. Arapçada ve Semitik dillerde "S" ve "Ş" harfleri birbirlerini ikame etnektedirler. ( Örnek: Asila ( Akşam ), Aşiy ( Akşam ) )

Necm suresinin özelliklerinden en önemlisi hem "Sirius" yıldızından bahsedilmesi, hem de "Vahiy" ( İlahi bilgi iletisi ) kavramının "Necm" ( Yıldız ) kelimesiyle ilişkilendirilmesi yani daha açık ifadeyle "Yıldızın vahyetmesi", dolaylı olarak da "Şi'ra'nın vahyetmesi" teşbihinin tezahürüdür. Zira 53/49 kodlu ayette "Allah'ın şi'ranın da rabbi ( öğretmeni )" olduğu bildirilmektedir.

Yıldız ve Vahiy kavramlarının ilişkilendirildiği ayetler şöyledir.

53/1 Ven NECMİ İZA HEVA

( Ve YILDIZ AŞAĞI İNDİĞİNDE.  )

53/2 Ma dalle sahibukum ve ma ğava

( Arkadaşınız sapmadı ve azmadı.  )

53/3 Ve ma yentiku anil heva

( Ve hevese göre konuşmaz. )

53/4 İn huve illa VAHYUN YUHA

( Kesinlikle o ancak VAHYEDİLMİŞ VAHİYDİR. )

53/5 Allemehu şedidul kuva

( Onu kuvveti şiddetli olan öğretti. )

53/6 Zu mirrah festeva

( Akıl ve görüş sahibidir. Böylece doğrulup dikildi. )

53/7 Ve huve bil ufukil a'la

( Ve o en yüksek ufuktadır. )

53/8 Summe dena fe tedella

( Sonra yaklaştı da sarktı.  )

53/9 Fe kane kabe KAVSEYNİ ev edna

( Artık mesafesi İKİ YAY*** kadar veya daha yakındı.  )

*** Sirius A ve Sirius B 49.9 yılda bir birbirlerinin etrafinda dönerlerken "iki kavise" benzeyen bir yörüngesel şekil arzederler.

53/10 Fe EVHA İLA ABDİHİ MA EVHA 

( Böylece KULUNA O VAHYETTİĞİNİ VAHYETTİ. )

Nahl suresinde de kitabın "kutsal ruh" tarafından "indirildiği" bildirilmektedir. Bu noktada Şi'ra, Şu'ur ve Ruh kelimelerinin birbirlerini simgelediği düşüncesi oluşmaktadır.

16/102 Kul NEZZELEHU RUHUL KUDUSİ min rabbi ke bil hakki li yusebbitellezine amenu ve huden ve buşra lil muslimin

( De ki: "Onu, o inananlara sebat vermek için ve teslim olanlara yönlendirme ve müjde olarak Rab’binden KUTSAL RUH İNDİRDİ." )

Not: Ortak ŞR kökünden olan "Şi'ir" kelimesi de kökende "Sezmek, Kavramak, Algılamak" anlamlarını içermekte ancak halk dilinde "Ölçülü tertipli manzume, Ölçülü söz" anlamında kullanılmaktadır. Yasin suresinin aşağıdaki ayetinde yer alan "Ona şiir öğretmedik" ifadesi Kur'an'ın halk dilindeki "Şiir" olmadığı, semantik ( anlamsal ) içeriğinin şiir niteliği arzetmediği bildirilmektedir

36/69 Ve ma alemnahuş Şİ'RA ve ma yembeğiy leh in huve illa zikrun ve kur'anun mubin

( Ve ona ŞİİR öğretmedik. Ona yaraşmaz. Kesinlikle o ancak hatırlamadır ve apaçık Kur'an' dır. )

3 Ağustos 2023 Perşembe

Uzaylı istilası senaryosu ve 25 sayısı

Tüm aksiyonlarını kutsal kitaplardaki ve özellikle Kur'an'daki kodlara göre almakta olan küresel şeytanlar zümresinin, son hamleleri olan "Uzaylı İstilası" senaryosunu, 25. sure olan Furkan suresinin 25. ayetiyle nümerik ve ters anlamlı uyum arzedecek şekilde yani 2025 yılında devreye alma ihtimali mevcuttur. Zira halen yoğun bir UFO ifşa / itiraf ve "UFO Tehdidi" algı operasyonu süreci yürütülmektedir.

25/25 Ve yevme teşekkakus semau bil ğamami ve nuzzilel melaiketu tenzila

( Ve o gün gök, bulutlar ile yarılır ve melekler aşamalı olarak inerler.  )

Ronald Reagan'ın, "uzaylı tehdidi" ve "tek dünya devleti" mesajını verdiği meşhur "Alien speech"'inin yılı olan 1987 sayısının nümerolojik değeri de 25 sayısını vermektedir. ( 1+9+8+7 = 25 )

Ronald Reagan 1987 yılında uzaylı tehdidinden ve dünyanın birleşmesinden bahsederken...

Reagan'ın meşhur konuşmasından bir yıl sonra 1988 yılında vizyona sokulan ve dünyanın üst boyuttan bir alien ırk tarafından kontrol edilmesi temasını işleyen "They Live" ( Onlar Yaşıyorlar ) isimli filmin son sahnelerinde küresel eliti bir salonda toplamış olan hibrid varlıklar "2025 yılına kadar tüm gezegenin bir GÜÇ BİRLİĞİ tarafından" ( Tek Dünya Devleti ) tam tahakküm altına alınacağını ilan etmektedir. Özellikle 2019 yılında kurgulanan pandemi tuzağı sonrasındaki tüm küresel senaryolar ( salgın, mRNA enjeksiyonu, kıtlık, ekonomik kriz, savaş, iklim krizi vb. ) bu sahnede sözü edilen tam tahakküm hedefi doğrultusundaki projelerin yansımalarıdır.



NASA'nın, "Alien yaşamının 2025 yılında tespit edilebileceğini" beyan etmesi 

ve Ali Javaid isimli bir yazara 27.02.2023 tarihinde "Alien Invasion 2025" isimli bir kitap yayınlatılmış! olması da dikkat çekmektedir.


Barış Manço'nun 2023 - 2024 - 2025 ( Üçüncü Yolculuk ) isimli eserler bestelemiş olması da ilginç bir durum arzetmektedir. 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/08/dunyann-ozu-aldatma-ve-aldanma.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/01/bars-manconun-numerolojik-gizemi.html




"Aldatma" ve "Aldanma" cehennemi Dünya

Diğer ismi cehennem olan kaba madde planı dünyanın, Allah'ın izni ve rızası çerçevesinde, insanlara bir sınav olarak cin şeytanı İblis ve onun neferleri olan şirketler sahibi küresel müşrik zümre tarafından yönetilmekte olması bu ortamın tamamen bir "aldatma" ve "aldanma" ortamı olmasına sebebiyet vermiştir. Bu bağlamda herhangi bir olgunun veya olayın, içeriğinde yalan ve aldatma bulunmadan ortaya çıkması mümkün olamamaktadır. Bu husus aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir.

3/185 ... mel hayatud dunya illa metaul ĞURUR 

( ... Dünya hayatı ALDATICI madde / maddi fayda haricindeki değildir. )

4/120 Yeiduhum ve yumennihim ve ma yeiduhumuş şeytanu illa ĞURURA

( Onlara vaad eder ve onları saplantılara, kuruntulara sokar. Şeytan onlara ALDATMA haricindekini vaad etmez. )

6/130 ... ğarrathumul hayatud dunya ve şehidu ala enfusihim ennehum kanu kafirin

( ... DÜNYA HAYATI ONLARI ALDATTI ve nefisleri üzerine kesinlikle inkarcı olduklarına şahitlik ettiler. )

17/64 ... ve ma yeiduhumuş şeytanu illa ĞURURA

( ... Ve şeytan onlara ALDATMA haricinde vaad etmez. )

45/35 Zalikum bi ENNEKUMUTTEHAZTUM AYATILLAHİ HUZUVEN ve ĞARRATKUMUL HAYATUD DUNYA fel yevme la yuhracune minha ve la hum yusta'tebun

( Bu, kesinlikle ALLAH'IN AYETLERİNİ ALAY EDİNMENİZdendir. Sizi dünya hayatı aldattı. Artık bugün oradan çıkarılmazlar. Onların özürleri de istenmez. )

Çoklu anlamları olan yukarıdaki ayette, ilahi kozmik işaretlerle bildirilen ve hatta komplo ( aldatmaca ) olduğu bariz olan olgu ve olayları "komplo teorisi" olarak niteleyen ve bu yönde uyarı yapanlarla "alay edenlere" dikkat çekilmektedir.

Yani daha insanın ilk yaratılışı safhasında, şeytanın, insanı tam tahakküm altına alabilmek ve ona Allah'ı ve dini unutturmak için kurguladığı "yasak ağacı farklı algılatma ve ona yönlendirme" aksiyonu ile tezahür eden "şeytan aldatması" ( zihin kontrolü ) bugüne kadar artan hızla devam etmiş ve 2019 yılından itibaren maksimum seviyeye yaklaşmış durumdadır.

Küresel şirketler sahibi müşrik zümrenin, Yeni Dünya Düzeni olarak tanımladığı "Tek Dünya Devleti" projesini gerçekleştirebilmek için 2019 yılında "Great Reset" sloganıyla  başlattıkları "aldatma" ( algı operasyonlarının aksiyonları ) sürecinin kronolojik başlıkları şöyledir.

2019 : Coronavirus vakaları başlangıcı

2020 : Coronavirus pandemisi ilanı ( Ağırlıklı olarak algı operasyonuna dayalı yürütulmüştür. )

2021 : mRNA Enjeksiyonu operasyonları, Aşı Kartı ve Kod uygulaması, Dijital dönüşüme hızlı geçiş, İklim Değişikliği Krizi, Orman Yangınları, Karbon Ayak İzi azaltma, Hayvancılığın ve tarımın iklime olumsuz etkisi olduğu telkini 

2022 : Savaş ( Rusya - Ukrayna ) ve akabindeki Ekonomik Kriz, Kıtlık, Gıda Krizi

2023 : Deprem ( Kahramanmaraş depremi ), Yapay Zekâ Tehdidi, İngiltere'de "Yapay Zekâ insan öldürebilir" beyanı, UFO Tehdidi, ABD kongresinde UFO ifşası ve UFO tehdidi algısı yaratılması, İsveç'te, Danimarka'da Kur'an yakma operasyonları ( dini sonlandırma amaçlı algısal aksiyonlardan )

ABD eski başkanı Ronald Reagan, 21.09.1987 tarihinde yaptığı konuşmada "uzaylı tehdidi" ve "tek dünya devleti"  komplosunun sinyalini vermiştir.

"... In our obsession with antagonisms of the moment, we often forget how much unites all the members of humanity. Perhaps we need some outside, universal threat to make us recognize this common bond. I occasionally think how quickly our differences worldwide would vanish if we were facing an alien threat from outside this world. ..."

( Anın düşmanlıklarına olan saplantımızda, çoğu zaman insanlığın tüm üyelerini ne kadar birleştirdiğini unutuyoruz. Belki de bu ortak bağı tanımamızı sağlayacak bir dış, evrensel tehdide ihtiyacımız var. Zaman zaman, bu dünyanın dışından gelen bir uzaylı tehdidiyle karşı karşıya kalsaydık, dünya çapındaki farklılıklarımızın ne kadar çabuk ortadan kalkacağını düşünürüm. )

David Rockefeller'a ait olduğu belirtilen aşağıdaki söylem, halen sürdürülen "kriz" algı operasyonlarının nihai hedefini net olarak açıklamaktadır.

"We are on the verge of a global transformation. All we need is the right major crisis and the nation will accept the New World Order." 

( Küresel bir dönüşümün eşiğindeyiz. Tek ihtiyacımız olan doğru büyük krizlerdir ki böylelikle ulus, Yeni Dünya Düzenini kabul edecektir. )

"Olanı yok, olmayanı var" algılatmaya çalışan küresel şeytanlar için 2025 ve 2030 yılları kritik yıllar olup, bu yıllar öncesinde sahte kurgulara ( virüs, iklim, UFO vb ) dayalı küresel "acil durum" ilanlarının gündeme gelmesi muhtemeldir.

Allah'ın insanlara her türlü musibeti sınav olarak yine insanlar vasıtasıyla verdiğini ve tüm musibetlere esasen insanların kendilerinin sebebiyet verdiğini bildiren ayetler şöyledir.

2/155 Ve le nebluvennekum bi şey'in minel havfi vel cui ve naksin minel emvali vel enfusi ves semerat ve beşşiris sabirin

( Ve kesinlikle sizi, korkudan, açlıktan, malların, nefislerin ve meyvelerin, ürünlerin noksanlığından gibi şeylerle sınayacağız. Sabredenleri müjdele. )

2/205 Ve iza tevella sea fil erdi li yufside fiha ve yuhlikel harse ven nesl vallahu la yuhibbul fesada

( Ve yüz çevirip başa geçtiğinde, yerde bozgun yapmak, ekini ve nesli helak etmek için çabalar. Allah bozgunu sevmez.  )

17/16 Ve iza eradna en nuhlike karyeten emarna mutrafiha fe fesku fiha fe hakka aleyhel kavlu fe demmernaha tedmira

( Ve şehri helak etmeyi istersek, oradaki refah şımarıklarına emrederiz de orada günah işlerler. Artık onların üzerine söz gerçek olur da orayı yıkıp mahvederiz. )

8/53 Zalike bi ennellahe lem yeku muğayyiran ni'meten en'ameha ala kavmin hatta yuğayyiru ma bi enfusihim ve ennellahe semiun alim

( Bu, Allah’ın kesinlikle bir kavime verdiği nimeti, onlar nefislerindekini değiştirmedikçe değiştiren olmamasından dolayıdır. Kesinlikle Allah duyandır, bilendir. )

42/30 Ve ma esabekum min musibetin fe bima kesebet eydikum ve ya'fu an kesir

( Ve size musibetten ne isabet ederse o ellerinizin kazandıklarındandır. Çoğunu affeder. )

Döngü sonu musibetlerine ilişkin teşbih de içeren Tevrat ve İncil ayetleri ise şöyledir.

5-Deuteronomy-32-24 Kavurucu kıtlık, tüketici hastalık, Öldürücü salgın vuracak onları. Gönderdiğim canavarlar dişleriyle onlara saldıracak, Toprakta sürünen zehirli yılanlar onları ısıracak.

24-Jeremiah-24-10 Kendilerine ve atalarına verdiğim topraktan yok olana dek üzerlerine kılıç, kıtlık, salgın hastalık salacağım."

Elbetteki dünya cehennemindeki her nevi komplonun sadece aciz şeytanların planlarından ibaret olduğu, yukarıdakiler dahil her şeyin Allah'ın rızası ve izniyle gerçekleşebileceği ve Allah'ın inananları "gölgeliklerle" koruyacağı unutulmamalıdır.

36/56 Hum ve ezvacuhum fi zilalin alel eraiki muttekiun

( Onlar ve onların eşleri gölgelerin içinde, koltuklar üzerinde yaslanıp oturmaktadırlar. )


2 Ağustos 2023 Çarşamba

Cennet beyazı Sirius

Spiritüalizmde Sevgi Planı olarak anılan ve cennetin mekâni temsili olan Şi'ra ( Sirius ) yıldızı "White Star" ( Beyaz Yıldız, Büyük Beyaz ) olarak da anılmaktadır. "Büyük Beyaz Kardeşlik" kavramı ise insanlara, ruhsal tekâmül süreçlerinde "eşlik* etmek, destek ve yardım sağlamak için görevlendirilmiş pozitif nitelikli üst süptil planlardaki vazifeli Öz Varlıkların ( melekler ) kolektif ismidir.

Kur'an'da cennetin tasvirleri arasında yer alan "Kasiratut tarfi iyn" ( Güzel gözlü kısa bakışlılar ) ifadesinin Sirius'teki vazifeli varlıkları simgeliyor olması muhtemeldir. Zira anılan ifade "Beyaz / Yumurta" kelimesiyle ilintilendirilmiştir. 

37/48 Ve indehum KASİRATUT TARFİ İYN

( Ve onların indinde GÜZEL GÖZLÜ, KISA BAKIŞLILAR vardır. )

37/49 Ke ennehunne BEYDUN meknun

( Kesinlikle onlar, GİZLİ YUMURTA / BEYAZ gibidirler.  )

Keza cennetteki nimetler arasında yer alan ve "Kasiratut tarfi iyn" ( Güzel gözlü kısa bakışlılar ) ifadesinin bir temsili olan "Huri" kelimesi "Ahver" ( muzekker yani erkek için ) veya "Havra" ( muennes yani dişi için ) kelimelerinin çoğulu olup "BEYAZ OLANLAR, İri gözlüler, Çevresinde dönenler, Etrafında olanlar, Yardımcılar" anlamlarını içermektedir. "Huri" kelimesi belirli bir cinsiyeti temsil etmemektedir.

44/54 Kezalik ve ZEVVECNAHUM* bi HURİN İYN

( İşte böyle. Onları İRİ GÜZEL GÖZLÜ HURİLERLE EŞLEŞTİRİRİZ.* )

* Cennete intikal etmiş varlıklara ruhsal tekâmül sürecinde "eşlik eden" vazifeli Öz Varlıklar 

Vakia suresinin aşağıdaki ayet setinde de "Huri" kavramı, rengi "beyaz" olan "Lu'lu" ( İnci ) kelimesiyle ilişkilendirilmektedir.

56/22 Ve HURUN iynun

( Ve iri güzel gözlü HURİLER. )

56/23 Ke emsalil LU'LUil meknun

( Saklı gizli İNCİ misali gibi.  )

Kur'an'da Şi'ra ( Sirius ) yıldızı ilk ve son kez olmak üzere Necm suresinin 49. ayetinde geçmekte olup, "Beydun meknun" ( Gizli beyaz ) kelimesi de Saffat suresinin 49. ayetinde geçmektedir.

53/49 Ve ennehu huve rabbuş Şİ'RA

( Ve kesinlikle O, O ŞİRA' nın da Rab’bidir. )

Sirius'un, birbirleri çevresinde 49.9 yılda dönen iki Beyaz Yıldızdan ( Sirius A ve B ) oluşan bir çift yıldız ( binary star ) olması yukarıdaki 49 numaralı ayetlerle uyum arzetmektedir.

Sirius A ve B ( Beyaz Cüce )

Aşağıdaki ayetlerde Firavun'a iletilen 9 ayetten biri olan ve ruhsal tekâmülü simgeleyen "Kusursuz beyaz el" misali de Sirius ile ilintili gibidir.

20/22 Vadmun yedeke ila cenahike tahruc BEYDAE min ğayri suin ayeten uhra

( Ve elini koynuna koy. Diğer ayet olarak, kusursuz BEYAZ çıksın. )

27/12 Ve edhil yedeke fi ceybike tahruc BEYDAE min ğayri su'in fi tis'i ayatin ila fir'avne ve kavmih innehum kanu kavmen fasikin

( Ve elini koynuna sok. Firavun' a ve kavmine yönelik dokuz ayetin içinde olarak kusursuz BEYAZ olarak çıkacaktır. Kesinlikle onlar günahkarlar kavmi oldular. )

28/32 Usluk yedeke fi ceybike tahruc BEYDAE min ğayri su'in vadmun ileyke cenahake miner rahbi fe zanike burhanani min rabbike ila fir'avne ve meleih innehum kanu kavmen fasikin

( Elini koynuna sok. Kusursuz BEYAZ olarak çıksın. Korkudan kollarını kendine, senin tarafına çek. Artık, bu ikisi sana Rab’binden, Firavun' a ve ileri gelenlerine karşı iki delildir. Kesinlikle onlar günahkarlar kavmi oldular. )

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/03/huriler-meselesi.html?m=1

Allah'ın boyası, Kromozomlar ve 666

Bir organizmanın genetik kodunun yazılı olduğu uzun DNA moleküllerinin ismi olan "Chromosome" ( Kromozom ) kelimesi "Chrome" ( Renk, Boya ) ve "Some" ( Madde, Beden, Somut olan ) kelimelerinden oluşmakta ve esasen "Renkli Madde, Boyalı, Boyalı Madde" anlamına gelmektedir.

Kromozomun yapısı

İnsanda 23 kromozom çifti yer almaktadır.

23 Kromozom çifti

Allah'ın yaratışının mükemmelliğine, "Sibğatellah" ( Allah'ın rengi / boyası ) misaliyle atıfta bulunulan Bakara suresinin aşağıdaki ayeti semantik ve nümerik açıdan "Kromozom" kelimesine işaret etmekte gibidir. 

2/138 SİBĞAT (1) allah (2) ve (3) men (4) ahsenu (5) min (6) allahi (7) SİBĞATEN (8) ve (9) nahnu (10) lehu (11) abidun (12)

( Allah’ın BOYASI / RENGİ ve kim BOYA / RENK olarak Allah’tan daha güzeldir. Bizler O'na kulluk ederiz. )

- Sibğatellah ( Allah'ın boyası ) = Kromozomlar ( Renkli maddeler )

- Ayetin sure ve ayet numarasını oluşturan sayıların nümerolojik değerleri sırasıyla 2 ve 3 ( 1+3+8 = 12 ... 1+2 = 3 ) olup bu iki rakam yanyana 23 sayısını oluşturmaktadır. İnsanda 23 kromozom çifti bulunması dikkat çekici bir uyum arzetmektedir.

- Ayetin ilk cümlesi olan "Sibğatellah" ( صِبْغَةَ اللَّهِ ) ( Allah'ın boyası ) kelime ikilisinin ebced değeri olan 1163* sayısının nümerolojik değeri 11 ( 1+1 = 2 ) olup, bu sayı yaratılıştaki düaliteyi ve döngüyü simgelemektedir. Kromozomların "çiftli yapılar / ikili yapılar" oldukları ve insanda toplamda 46 ( 23 x 2 ) kromozom olduğu dikkate alındığında, ayetin kodunun ve ayetin ilk cümlesinin 23 ve 2 sayılarına dikkat çektiği düşünülebilmektedir.

* Sad 90 + Be 2 + Ğayn 1000 + He 5 + Elif 1 + Lam 30 + Lam 30 + He 5 = 1163 ... 1+1+6+3 = "11"

Yukarıdaki ayette yer alan "Sibgat" kelimelerinin sıra numaraları 1 ve 8 olup bu sayıların toplamı 9 sayısını vermektedir. Ayetteki anlamıyla "Sibgat" kelimesinin insanın ayırt edici kodu ( kromozomu ) olduğu düşünüldüğünde, 666 ( 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 ) sayısının insanı simgeleyen sayı olduğunun belirtildiği İncil'in "18" numaralı ayetiyle ilinti sezilebilmektedir. 

66 Revelation 13-16 Küçük büyük, zengin yoksul, özgür köle, herkesin sağ eline ya da alnına BİR İŞARET VURDURUYORDU.

66 Revelation 13-17 Öyle ki, BU İŞARET, yani canavarın adını ya da ADINI SİMGELEYEN SAYIYI TAŞIMAYAN ne bir şey satın alabilsin, ne de satabilsin. 

66 Revelation 13-"18" Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü BU SAYI İNSANI SİMGELER. SAYISI ALTIYÜZALTMIŞALTIDIR.

Sözde "Allah'ın boyasını / rengini" taklit etmeye çalışan müşrik küreselcilerin Coronavirus pandemisi kurgusu kapsamında uyguladıkları mRNA enjeksiyonu bir 666 operasyonu niteliğinde olup, bu operasyonla insanın kromozomlarının yeniden kodlanması suretiyle immün sisteminde değişiklik yapılması ve kısırlaştırılması hedeflenmiş olabilir. Her mRNA aşı flakonunda 6 kişilik yani 6 doz aşı bulunması ve her fakonun, açılıp sulandırıldıktan sonra 6 saat içinde kullanılması gerekliliği de ortaya 666 sayısının çıkması açısından dikkat çekmektedir.

( Ara bilgi : 666 sayısının ilk ve son kez geçtiği ayetten sonraki ayetin kodunun ( 66 14-1 ) nümerolojik değerinin 666 tezahürü üzerinden 9 ( 6+6+1+4+1 = 18 ... 1+8 = 9 ) olması ve ayette 144 ( 1+4+4 = 9 ) kişiden bahsedilmesi de dikkat çekmektedir.

66 Revelation 14-1 Sonra Kuzu'nun Siyon Dağı'nda durduğunu gördüm. O'nunla birlikte YÜZKIRKDÖRT kişi vardı. Alınlarında kendisinin ve Babası'nın adları yazılıydı. )

Ayet numarasının kodunun nümerolojik değeri 9 ( 1+6+2 = 9 ) olan aşağıdaki ayette, "canavarın işaretini ( 666 ) taşıyanların hastalanacağına işaret edilmektedir. 

66 Revelation 16-2 Birinci melek gidip tasını yeryüzüne boşalttı. CANAVARIN İŞARETİNİ TAŞIYIP heykeline tapanların üzerinde ACI VEREN İĞRENÇ YARALAR OLUŞTU.

1 Ağustos 2023 Salı

Hece Ölçüsü, Hurufu Mukatta ve Fatiha suresi

Edebiyattaki "Hece Ölçüsü", her mısradaki hecelerin adedinin birbirine eşit olmasına dayanan bir yazım tekniğidir. Hece ölçüleri içinde en çok kullanılanlar 7’li, 8’li, 11’li ve 14’lü olan ölçülerdir ki bu sayılar ezoterik nümerolojide özel anlamları olan sayılardır.

Hece ölçüsü tekniği, boyut kapısı açılmasını ve halden hale geçişi sağlayan heceleme ritüellerinin ve "şifa" veya "cefa" ( maraz ) amaçlı majik ( sihirsel ) operasyonların da esasını teşkil etmektedir. Spell Casting ( Hece Dökümü ) veya Incantation ( Kelime sıralama ) maji terimleri olup, belirli harflerin, hecelerin veya kelimelerin belirli adetlerde tekrarlanmasını ifade etmektedir.

Bilgisayar yazılım teknolojisinde kullanılan İngilizce "Hack" ( Kesmek, Bölmek ) kelimesi "Hece" ( Kesik, Bölük ) kelimesinin ortak HC / HK kökünden bir tezahürü olup, "akışın kesilerek sisteme müdahale edilmesi" anlamını temsil etmektedir ki bu olgu majik operasyonların da esasını oluşturmaktadır. Dolayısıyla "Hackleme" eylemi esasen "Heceleme" eylemidir. Almancada "Büyü, Sihir" anlamına gelen kelimenin "Hexe" olması da zihni frekansların ve düşünce akışının dış müdahale ile "kesilmesi", manipüle edilmesi anlamına dayanmaktadır.

Evvelki bölümlerde incelendiği üzere ayet adedi ve ayetlerindeki kelime adedi itibarıyla bir "7" ve "İkili Yedi" fenomeni olan Fatiha ( Açılış ) suresi içerdiği "hece adedi" itibarıyla da dikkat çekmektedir.

- Surenin isminin "Fatiha" ( Açılış ) olması ve ilk iki ayetinin sırasıyla 9 ve 11 heceden oluşması 11 sayısı ve 9/11 sembolizmi ile tam uyum arzetmektedir. ( 11 sayısını ve boyut portalını simgeleyen İkiz Kuleler'in "9/11 olayında" yıkılması da portal açılışı, halden hale geçiş ve yeni döngü başlangıcı kavramları kapsamında gerçekleştirilmiş olan bir ritüeldir. 11 heceli ayetin kodunun 1/2 olması da 9/11 olayının tarihi olan 2001 sayısındaki rakamlar ile uyumludur. )

1/1 Bis 1 mil 2 la 3 hir 4 rah 5 ma 6 nir 7 ra 8 him 9

1/2 El 1 ham 2 du 3 lil 4 la 5 hi 6 rab 7 bil 8 a 9 le 10 min 11

- Kur'an'ın kaynak kodları niteliğinde olan toplam 78 adet Hurufu Mukatta'nın 29 surede ( 2+9 = 11 ) yer alması da 11 nümerolojisi ile uyumludur.

- Arapçada harflerin tek heceli kelimeler gibi telaffuz edilmesi "hece adedi ( ölçüsü )"'ne işaret niteliğindedir. Mesela kelimelerde "e/a" olarak seslendirilen alfabenin ilk harfi tek başına iken iki heceden oluşan "Elif" kelimesiyle telaffuz edilmektedir. Diğer misaller "c" harfi "Cim", "d" harfi "Dal" ... gibi sıralanabilir. Görüleceği üzere sessiz harflerin tek başına telaffuzunda esas harfin dışında bir sessiz harf daha yer almaktadır. Fatiha suresindeki hece adedi olan 78 sayısı aynı zamanda hurufu mukatta adedini de temsil etmektedir.

Fatiha suresi, aşağıdaki gibi hece ölçüsüne göre analiz edildiğinde ayetlerde sırasıyla 9, 11, 6, 6, 13, 9 ve 24 hece bulunduğu yani toplam 78 hece bulunduğu görülmektedir. ( 9+11+6+6+13+9+24 = 78 )

1/1 Bis 1 mil 2 la 3 hir 4 rah 5 ma 6 nir 7 ra 8 him 9

1/2 El 1 ham 2 du 3 lil 4 la 5 hi 6 rab 7 bil 8 a 9 le 10 min 11

1/3 Er 1 rah 2 ma 3 nir 4 ra 5 him 6

1/4 Ma 1 li 2 ki 3 yev 4 mid 6 din 6

1/5 İy 1 ya 2 ke 3 na’ 4 bu 5 du 6 ve 7 iy 8 ya 9 ke 10 nes 11 te 12 in 13

1/6 İh 1 di 2 nas 3 si 4 ra 5 tel 6 mus 7 ta 8 kim 9

1/7 Si 1 ra 2 tal 3 le 4 zi 5 ne 6 en’ 7 am 8 te 9 a 10 ley 11 him 12 gay 13 ril 14 mag 15 du 16 bi 17 a 18 ley 19 him 20 ve 21 lad 22 dal 23 lin 24

Hem Hurufu Mukatta adedi, hem de Fatiha suresindeki hece adedi olan 78 sayısı içerdiği rakamlar itibarıyla "döngü sonu" ( 7 ) ve "yeni döngü başlangıcı" ( 8 ) kavramlarını yani bir anlamda "düaliteyi" simgelemektedir. ( 8 ve 11 sayıları döngü, yeni döngü başlangıcı, halden hale geçiş ve sonsuz döngü kavramlarını simgelemektedirler. Fatiha suresinin ilk ayetinin kodu (1/1) ve son ayetinin kodu ( 1/7) da 11 ve 8 ( 1+7 = 8 ) nümerolojisine işaret etmekte gibidir. Ayrıca hurufu mukatta adedinin 78 olması da bu harflerin boyut portalı açılışına ve halden hale geçişe vasıta oldukları mesajını vermekte gibidir.

İsmini, döngü sonundaki ( Yevm = Gün ) ruhsal değerlendirme hali olan A'raf kelimesinden alan surenin 7/8 kodlu ayetinde döngü sonu, döngü sonundaki değerlendirme ve yeni hale geçiş kavramlarının sembolize edilmiş olması 7 ve 8 sayılarının temsil ettikleri anlamlarla da tam uyumludur. ( A'raf suresinin numarasının 7 olması da döngü sonu kavramının nümerik sembolünün bir tezahürüdür. )

7/8 Ve (1) el (2) veznu (3) yevme (4) izin (5) el (6) hakk (7) fe (8) men (9) sekulet (10) mevazinu (11) hu (12) fe (13) ulaike (14) humu (15) el (16) muflihun (17)

( Ve o gün ölçü tartı gerçektir. Kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar iflah olanlardır. )

Döngü sonu = Yevm ( O gün )

Ruhsal değerlendirme = Ağır gelen tartılar

Yeni hale geçiş = İflah olunması

Ayette 8 kelime olması da yeni hale geçiş, yeni döngü başlangıcının nümerik sembolünün bir tezahürüdür.

A'raf suresinin 7. sure olması ve 206 ayetten oluşması da 7 ve 8 sayıları açısından dikkat çekmektedir. ( 7 ve 206 ... 2+0+6 = 8 )

2017 yılı yapımı olan "78: Getaway" ( 78: Geçit ) isimli film de ismindeki "78" sayısı ve "Kapı / Geçit" kelimesi itibarıyla nümerik ve semantik uyum arzetmektedir.




Müzikteki ses sistemi 7 notadan oluşmaktadır. "Octave" ( Oktav / Sekizlik ) 8 notalık ölçüye verilen isim olup, 7. nota olan Si'den sonra gelen 8. nota ince Do'dur. Bu durum da 7'den 8'e geçişi yani döngü sonu akabinde halden hale geçişin ve yeni döngü başlangıcının bir tezahürüdür.


29 Temmuz 2023 Cumartesi

A'rafa geçiş safhasındaki "selamlama"

Ölmek üzere olan birçok kişinin ölüm ve a'rafa geçiş aşamasındaki son sözlerinin "sanki bir yakını ile konuşuyormuş" gibi olduğu belirtilmektedir. Bu durum, ruhun kaba madde bedeni terketme sürecinden sorumlu olan vazifeli varlıkların ( meleklerin ) üst süptil plana ( cennete ) geçme safhasındaki meyyit ile temasının kaba madde planı dünyadaki bir gözlemci tarafından algılanışından ibarettir.

Bilindiği üzere A'raf ( Yüksek mevki ) veya spritüalizmdeki ismiyle Spatyom ( Genişlik, Boşluk ) bir mekân değil, ruhun kaba bedene ilettiği tesirleri kesmesi akabinde öz varlığın içine girdiği haldir. Öz Varlık a'raf halindeyken son enkarnasyon sınavındaki performansının değerlendirmesi yapılacak ve tekâmül seviyesine göre ya farklı bir kimlik ile kaba madde planında tekrar enkarne olacak ya da üst süptil plana geçecektir. Halk arasında "kabir azabı" olarak ifade edilen kavram, spatyomdaki Öz Varlığın, son enkarnasyonundaki günah nitelikli eylemlerinin karşılığını hissettiği safhadır.

A'rafa geçiş anında üst planla temas fenomeninin en bilinen misallerinden biri Atatürk'ün ölmeden önceki son sözleri olan "Aleykumselam" cümlesidir.

Atatürk'ün sırdaşı milis albay Ali Kılıç tarafından yazılan "Kılıç Ali'nin Anıları" isimli kitapta Atatürk’ün son kelimesinin, sanki kendisine selam veren birine karşı selam veriyormuş gibi “Aleykümselam” olduğu yazmaktadır. İlgili bölüm şöyledir.

"8 Kasım 1938. Mustafa Kemal, uyanır. Saate bakar göremez.

Hasan Rıza Soyak’a sorar. “Saat kaç?” “7.00 efendim” Aynı soruyu birkaç kez daha sorar. Soyak, cevabı tekrar ederek, saatin 19.00 olduğunu söyler. Soyak, “biraz rahat ettiniz mi efendim?” diye sorar. Gazi “Evet” der. Doktor Neşet Ömer İrelp, dilini çıkarmasını ister. Mustafa Kemal dener. Ancak sonra dilini geri çeker. İrelp’e dikkatle bakar ve son olarak “Aleykümselam” der. 30 saat süren komadan hiç çıkmaz ve 10 Kasım saat 09.05’de kalbi durur."

Ölüm sonrasında cennete intikale layık bulunmuş olanların, bir önceki safha olan a'rafa geçiş safhasındaki "selamlamalı" temasa ilişkin ayetler şöyledir.

7/46 Ve beynehuma hicab ve alel A'RAFİ ricalun ya'rifune kullen bi simahum ve NADEV ASHABEL CENNETİ EN SELAMUN ALEYKUM LEM YEDHULUHA VE HUM YATMEUN 

( Ve onlar arasında perde vardır. ARAFTA hepsini simalarından tanıyan adamlar vardır. CENNET SAHİPLERİNE "SELAM ÜZERİNİZE OLSUN." diye seslenirler. HENÜZ ORAYA GİRMEMİŞLERDİR VE FAKAT UMUT ETMEKTEDİRLER. )

13/24 SELAMUN ALEYKUM bima sabertum fe ni'me usbed dar

( O sabretmenizden dolayı SELAM ÜZERİNİZEDİR. Artık yurdun topluluğu ne güzeldir. )

16/32 Ellezine TETEVEFFAHUMUL MELAIKETU tayyibine YEKULUNE SELAMUN ALEYKUMudhulul cennete bima kuntum ta'melun

( MELEKLER, o temizce VEFAT ETTİRDİKLERİNE, "SELAM ÜZERİNİZE. O yapmakta olduklarınızdan dolayı cennete girin." derler. )

32/11 Kul YETEVEFFAKUM MELEKUL MEVTillezi vukkile bikum summe ila rabbikum turceun

( De ki: "SİZİ, o size vekil edilen ÖLÜM MELEĞİ VEFAT ETTİRİR. Sonra Rab’binize döndürülürsünüz." )

36/55 İnne ashabel cennetil yevme fi şuğulin fakihun

( Kesinlikle cennetin sahipleri bugün meşguliyet içinde sevinip neşelenmektedirler. )

......

36/58 SELAMUN kavlen min rabbir rahim

( Söz merhametli olan Rab’den SELAMDIR. )

39/73 Vesikallezinettekav rabbehum ilel CENNETİ zumera hatta iza cauha ve FUTİHAT EBVABUHA ve KALE LEHUM HAZENETUHA SELAMUN ALEYKUM tibtum fedhuluha halidin

( Ve o Rab’lerinden sakınanlar, bölükler halinde CENNETE sevkedilirler. Nihayet oraya vardıklarında KAPILARI AÇILIR. Onun toplayıcı BEKÇİLERİ onlara "SELAM ÜZERİNİZE. Hoşsunuz. Haydi ebediler olarak oraya girin." derler.  )

56/91 Fe SELAMUN leke min ashabil yemin

( O halde sağın sahiplerinden sana "SELAM.". )

Kur'an'da cennetin isimlerinden biri de "Darus Selam" ( Selam Yurdu )'dur.

Şirkiye Devleti loading!

Yönetici olarak kendi seçtiği ( daha doğrusu seçtiğini zannettirildiği ) kişilerin kurdukları sosyoekonomik, sosyokültürel, sosyopolitik, sosyoteknolojik ve sosyopsikolojik tuzaklar ile planlı ve aşamalı olarak zayıflatılan, yoksullaştırılan ve cahil bırakılan toplumlarda zaman içinde şirk olgusu tezahür etmektedir. Yani esasen kitlesel travma bazlı zihin kontrol uygulaması niteliğinde olan bu tuzaklar, toplumun artık yönetici konumundaki kişileri ilahlaştırmaya başlamasına yani onları nimet veren ilahlar addetmesine, verilene şükreden, asla farklısını talep edemeyen hatta böyle bir talebin günah olacağını düşünen bireyler kümesine dönüşmesine vasıta olmaktadır. Ancak kendilerini inançlı zanneden bu tip toplumların bireylerine sorulduğunda hepsi de şirkin en büyük günah olduğunu söylemektedirler. Şirke batmışken şirk karşıtı söylemde bulunan bir toplum en basit ifadeyle "sihirlenmiş toplum" olarak nitelenebilir ki bu durum, yukarıda bahsedilen sosyal travma tuzaklarının zaman içinde sihir tesiri yapma özelliğini ortaya koymaktadır. Travma bazlı zihin kontrol metodu da zaten tarikat ( okült cemiyet ) sistemlerinin temel mekanizmasını temsil etmektedir. 

Sihirlenmek suretiyle şirke kapılmış ancak hala Allah inancı taşıdıklarını zanneden toplumların misali Mu'minun suresinin 88. ayetinde verilmektedir. Ayette ;

23/88 Kul men bi yedihi melekutu kulli şey'in ve huve yuciru ve la yucaru aleyhi in kuntum ta'lemun

( De ki: "Eğer bilenler iseniz, her şeyin mülkiyeti elinde olan, o koruyan ama kendi üzerine korunmayan kimdir?" )

23/89 Seyekulune lillah kul FE ENNA TUSHARUN

( "Allah için." diyecekler. De ki: "O HALDE NASIL SİHİRLENİRSİNİZ?"  )

Dolayısıyla yukarıda ifade edilen tipteki toplumlar bir devletten, bir cumhuriyetten ziyade bir tarikat niteliği arzetmektedirler.

Kur'an'da "şirk" kavramı affı mümkün olmayan bir günah olarak defaatle zikredilmektedir.

4/48 İNNELLAHE LA YAĞFİRU EN YUŞRAKE BİHİ ve yağfiru ma dune zalike li men yeşa' ve men yuşrik billahi fe kad iftera ismen azima

( KESİNLİKLE ALLAH O'NA ORTAK KOŞULMASINI AFFETMEZ. İşte o bundan başkasını dilediği kimseler için affeder. Kim Allah’a  ortak koşarsa büyük günah uydurur. )

İşte halen yürütülmekte olan küresel proje de, yukarıda anılan tuzaklar vasıtasıyla dünya toplumlarının dev bir tarikat niteliği arzedecek tek bir devlet altında yani "Şirkiye Devleti" altında toplanması projesidir. Bu proje her ülkede, o ülkenin sosyokültürel dinamiklerine göre planlı bir şekilde yürütülmektedir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/03/travmaya-bazl-zihin-kontrol-ve.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2022/09/tarikat-meselesi.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/05/stockholm-sendromu.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/07/tek-kavram-ile-aldatmaca.html?m=1

Hayırsever şeytanlar?!

Şirk koşma merkezi işlevi gören şirketleri vasıtasıyla dünya nimetlerini yağmalayıp sömüren ve insanlığı köleleştiren küresel şeytanların en önde gelen kitle aldatma taktiklerinden biri de "hayırseverlik" kisvesine bürünmeleridir. Bu kadim aldatma stratejisini "vakıflar" ve "sosyal sorumluluk projeleri" kavramları vasıtasıyla uygularlar ve bunların reklamını da yaparlar. Hedefleri, insanları duygusal yönden etkilemek ve kendi şirketlerinden, markalarından satın alım* yapılmasını sağlamaktır. ( * "Satma" eyleminin de esasen "satanik" bir husus olduğuna evvelki bölümlerde değinilmişti. )

Eğitim, sağlık, doğa, çevre, iklim ( yeni aldatma konsepti ), kadın, çocuk, yaşlılar vb gibi hususlarda sözde hayır faaliyetlerinde bulunur gibi görünen şirket sahibi şeytanlar diğer yandan ise bu hususlara maksimum seviyede zarar veren esas faaliyetlerini yürütmektedirler. Bugün dünyadaki kan ve gözyaşının yegane müsebbibi olan küresel veya yerel büyük şirket sahiplerinin aynı zamanda "hayırsever" olarak anıldıkları malumdur. Ve maalesef bu şirketlerde, yönetici olmayı sözde kariyer zanneden ancak kan ve gözyaşının ortak müsebbibi olduklarını göremeyen veya görmezden gelen insanlar* istihdam edilmektedir.

* Burada esas ifade edilmek istenen insanların içine itildikleri zorlayıcı durumdur. Zira, nimeti gasp eden şeytanların oluşturdukları şirketler sistemi insanların geçim için başvurmak zorunda kaldıkları kurumlar halini almıştır. Dolayısıyla bu noktada önemli ilan insanların, imkânları ölçüsünde, zihinsel veya eylemsel tepki gösterebilmeleridir. Yani maddi koşullar nedeniyle şirketlerde istihdam edilmeye ihtiyaç duyan insanların en azından zihinsel olarak durumun farkında olmaları, söylemlerinde ve eylemlerinde olabildiğince tepkili olabilmeleri dahi olumlu bir adım niteliğindedir.

Yukarıdaki hususlara en güncel örnek yerel bir basın haberine konu olmuştur. Haberde, bir tesis kurmak için usülsüzce orman katletmekte olan bir şirketin yönetim kurulu başkanınınım "doğal hayatı koruma" başlıklı bir vakfın üyesi olduğunun ortaya çıktığı bildirilmektedir.

"İyilik kisvesiyle kötülük" taktiği İncil'de şu müteşabih ayetlerde zikredilmiştir.

40-Matthew-7-15 "Sahte peygamberlerden sakının! Onlar size KUZU POSTUNA BÜRÜNEREK YAKLAŞIRLAR, AMA ÖZDE YIRTICI KURTLARDIR.  )

47-2 Corinthians-11-13 Bu tür adamlar sahte elçiler, düzenbaz işçiler, kendilerine Mesih'in elçisi süsü verenlerdir. 

47-2 Corinthians-11-14 Buna şaşmamalı. ŞEYTAN DA KENDİSİNE IŞIK MELEĞİ SÜSÜ VRRİR.

Hayırseverlik kisvesini nefsani menfaatlerini artırma aracı olarak kullanan ve bunun reklamını yapanların misali de Bakara suresinin aşağıdaki ayetinde bildirilmektedir.

2/264 Ya eyyuhellezine amenu LA TUBTİLU SADEKATİKUM BİL MENNİ VEL EZA KELLEZİ YUNFİKU MALEHU RİAEN NASİ VE LA YU'MİNU BİLLAHİ VEL YEVMİL AHİR fe meseluhu ke meseli safvanin aleyhi turabun fe esabehu vabilun fe terakehu salda la yakdirune ala şey'in min ma kesebu vallahu la yehdil kavmel kafirin

( Ey o inananlar, SADAKALARINIZI, O MALINI İNSANLARA GÖSTERİŞ OLARAK HARCAYAN, ALLAH'A VE SONRAKİ GÜNE İNANMAYAN GİBİ BAŞA KAKARAK VE EZİYETLE BATIL KILMAYIN. Onun misali, üzerinde toprak olan kayanın misali gibidir. Ona sağanak yağmur isabet eder de onu kaya olarak terkeder. O kazandıklarından hiçbir şeye muktedir olamaz, ölçüp değer biçemezler. Allah inkarcılar kavmini yönlendirmez. )

28 Temmuz 2023 Cuma

Peru'nun gizemi

Peru, Güney Amerika'nın batısında yer alan, mistik ve spiritüel kültürüyle bilinen bir ülkedir. Peru, Inca imparatorluğunun da merkezi olmuştur.

Peru'nun haritadaki şeklinin, kafası arka yöne bakan zıplamış bir köpeği andırdığı görülmektedir.

Peru haritası 

Bilindiği üzere Göktürk bayrağında da yer alan "Köpek / Kurt" figürü Canis Major ( Büyük Köpek ) takımyıldızının en parlak yıldızı olan Sirius'un da sembolüdür. "Köpek" figürü, Sirius ile ilintili olan Göbeklitepe ören yerindeki T şekilli monolitlerin üzerinde en çok bulunan figürdür. 

Kur'an'ın Kehf suresinde geçen Ashabi Kehf ( Mağara Sahipleri ) kıssasında yer alan "sekizincileri köpekleridir" ifadesi de, 8 yıldızdan oluşan Canis Major takımyıldızına ve Sirius'a işaret etmektedir.

"PER" kelimesi Farsçada* "Kanat, Çevreleyen, Çevresindeki, Cevresinde uçan" anlamına gelmektedir. "PERvane" ( Çevresinde dönen ) kelimesi ve üst boyut varlıklarını ( cinler ) simgeleyen "PERi" ( Kanatlı olan, Uçucu, Süptil ) kelimesi de aynı kökten türemedirler.

İngilizcedeki "PERish" ve Fransızcadaki "PÉRir" kelimeleri de ortak semantik kökenden olup "Kaybolmak, Yok olmak, Uçmak, Uçup gitmek" anlamlarını içermektedirler.

Ek bilgi olarak; "PERgel" kelimesi esasen "PERger" yani "Per" ( Çevreleyen ) + ger ( gibi olan ) kelimesidir. Batı dillerindeki "PERipheral" ( Çevreleyen, Çevresinde uçan, Çevresinde dolanan ), "PERisphere" ( Çevreleyen dış hat, Çevresini kuşatan ) kelimeleri de aynı köktendir. Keza Fransızca yazılışı "Perruque" olan "PERuk" da "Kafayı çevreleyen" anlamına haiz bir kelimedir.

Bu bağlamda "PERU" kelimesinin "İnsanı Çevreleyen Süptil Vazifeli Varlık" anlamında olması kuvvetle muhtemeldir ki bu durumda köpek formundaki haritanın bir Sirius sembolü olması ihtimali güçlenmektedir. Zira spiritüalizmde "gezginler" adı verilen vazifeli varlıkların sevgi planı / cennet olarak da anılan Sirius'tan geldikleri bilgisi mevcuttur. "Seyrek, Seri, Esiri, Latif, Süptil" anlamlarını içeren Sirius kelimesi Kur'an'da Necm ( Yıldız ) suresinde şöyle geçmektedir.

53/49 Ve ennehu huve rabbuş şi'ra

( Ve kesinlikle O, O Şira' nın da Rab’bidir. )

Peru'nun en meşhur mistik Inca hikayesi "Kartal ile Akbaba"'nın ( iki uçan "kanat"lı varlık teyidi ) hikayesidir. Akbaba'yı yoketmeyi düşünen Kartal ile Akbaba arasında zamanla oluşan sevgiyi, karşılıklı anlayışı ve bilgi paylaşımını konu alan bu hikayenin nihai mesajı ikinin birlenmesi yani ünite & vahdet anlayışıdır.

Inca İmparatorluğunun logosundaki "Çift Yılan" ( aynı zamanda 11 sembolü ) ve "Boyut Portalı" sembolü dikkat çekmektedir.


 

27 Temmuz 2023 Perşembe

Ebced hesabı ve İlm el Nucum ( Astroloji / Yıldızbilim )

Kaynaklarda, hadis âlimlerine! göre Ebced hesabı ve İlm el Nucum ( Astroloji / Yıldızbilim ) ile iştigalin sihir olduğu ve caiz olmadığı belirtilmektedir. Hatta bazı hadislerde! şirke varacak seviyede had aşılarak bu ilimlerle uğraşanların "Allah katında nasibleri olmadığı" yönünde hüküm vermeye dahi cüret edilebilmektedir. Örnekler;

İbni Abbas (R.A.) 'dan rivayet edilen bir hadis:

"Muhakkak ki ebced hesabı yapan ve yıldızlara bakan kimselerin Allah katında hiçbir nasibi yoktur." 

( Beyhaki, Sünen (7/240) İbn Receb Fethul Bari (3/142); İbn Hacer, Fethul Bari (11/351); Suyuti İtkan (1/241); Taberani (9/254) )

"Ebcedi yazan ve yıldızlara bakan kimselere Allah katında bir nasiplerinin olduğunu bilemiyorum."

(Beyhakî, s.239)

"Nice Ebced hesabını öğreten, yıldızlara bakan (onlardan hükümler çıkarmaya çalışan) kimseler var ki, kıyamet günü Allah katında bir nasibi yoktur."

(bk. Taberanî, el-Kebir, h. no: 10980).

"Kim yıldızlardan bir ilim iktibas ederse (Yıldızlara bakarak bazı hükümler çıkarırsa), o sihirden bir şube/bölüm almış olur. Yıldızlar ilminden ne kadar fazla alırsa, sihirden o kadar payı fazla olur."

(Beyhakî, Sünen, 7/238)

.....

.....

Ancak bu noktada caiz olmayan husus putperestlik niteliğinde olan yıldızları ilah addetme sapıklığıdır ki buna da Sabilik adı verilmektedir. Sihir ise Kur'an ilminin kötü amaçlı kullanımıdır ki bunun da zaten habis amel olduğu yani caiz olmadığı ayetlerde açıkça belirtilmektedir. Dolayısıyla yukarıda örnekleri yer alan sözde hadislerdeki ifadelerin "kasten ilim engelleyici" nitelikte olduğu dahi düşünülebilmektedir.

İlmin kötüsünün olmadığı, tüm ilimlerin Rab'bin bahşettiği nimeti olduğu daima hatırlanmalıdır. Önemli olan ilmin ne amaçla kullanılmaya çalışıldığıdır. Buna en net örnek "bıçak" örneğidir ki bıçakla ekmek de kesilebilir, suç da işlenebilir. Mesele bıçağın kimin elinde olduğudur.

Kur'an'da, ismi yıldız olan ve yıldız ile ilgili olan 3 sure bulunmakta olduğu gibi, Kur'an'da "Necm" ( Yıldız ) kelimesinin yer aldığı ayetler incelendiğinde bu kelimenin "ilim vasıtası", "vahiy vasıtası" anlamında kullanıldığı da görülmektedir. 

Yıldız ile ilintili sure isimleri;

53 Necm ( Yıldız )

85 Buruc* ( Yıldız kümeleri )

86 Tarık** ( Sabah Yıldızı )

* Astrolojide yıldız kümeleri ( takımyıldızlara ) "Burc" olarak tanımlanmaktadır.

** İncil'de Mesih İsa, "sabah yıldızı" ile de sembolize edilmektedir.

66 Revelations 2-28 Galip gelene SABAH YILDIZINI da vereceğim.

66 Revelations 22-16 "Ben İsa, kiliselerle ilgili bu tanıklığı sizlere iletsin diye meleğimi gönderdim. Davut'un kökü ve soyu Ben'im, parlak SABAH YILDIZI BEN'im."

Nahl suresinin 16. ayetinde işaretlerin, sembollerin yıldızlar ile ilişkisine dikkat çekilmektedir.

16/16 Ve alamat ve bin NECMİ hum yehtedun

( Ve alametler***. Onlar YILDIZLA yönlenirler. )

*** Alamet = İz, Nişan, İşaret, Sembol

İncil'in aşağıdaki ayetlerinde Mesih İsa'nın doğumunu yıldız vasıtasıyla öğrenen kötü niyetli müşrik bilgelerden, Kur'an ifadesiyle "ilim üzerine sapmışlardan" bahsedilmektedir.

40 Matthew 2-1 İsa'nın Kral Hirodes devrinde Yahudiye'nin Beytlehem Kenti'nde doğmasından sonra bazı bilge adamlar doğudan Yeruşalim'e gelip,

40 Matthew 2-2 şöyle dediler: "Yahudiler'in Kralı olarak doğan çocuk nerede? Doğuda O'NUN YILDIZINI GÖRDÜK ve O'na tapınmaya geldik."

Saffat suresinde Hz. Musa'nın yıldızlara bakarak ruhsal durumu ile ilgili teyid aldığı bildirilmektedir.

37/88 Fe nezara nazraten fin NUCUM

( YILDIZLARA bakışlarla baktı. )

37/89 Fe kale inni sekim

( "Kesinlikle ben hastayım." dedi. )

Necm suresinin aşağıdaki ayetlerinde ise "Necm" ( Yıldız ) kelimesi vahiy vasıtası olan vazifeli varlığı ( melek ) nitelemektedir.

53/1 Ven NECMİ iza heva

( Ve YILDIZ aşağı indiğinde.  )

53/2 Ma dalle sahibukum ve ma ğava

( Arkadaşınız sapmadı ve azmadı.  )

53/3 Ve ma yentiku anil heva

( Ve hevese göre konuşmaz. )

53/4 İn huve illa VAHYUN YUHA

( Kesinlikle o ancak VAHYEDİLMİŞ VAHİYDİR. )

53/5 Allemehu şedidul kuva

( Onu kuvveti şiddetli olan öğretti. )

53/6 Zu mirrah festeva

( Akıl ve görüş sahibidir. Böylece doğrulup dikildi. )

53/7 Ve huve bil ufukil a'la

( Ve o en yüksek ufuktadır. )

53/8 Summe DENA FE TEDELLA

( Sonra YAKLAŞTI DA SARKTI.  )

53/9 Fe kane kabe kavseyni ev edna

( Artık mesafesi iki yay kadar veya daha yakındı.  )

53/10 Fe EVHA ila abdihi MA EVHA

( Böylece kuluna o VAHYETTİĞİNİ VAHYETTİ. )

Doğrudan İlm el Nucum ( Astroloji )'a işaret edilen Vakia suresinin aşağıdaki ayetlerinde "yıldızların mevkileri üzerine yemin etmenin" ilme dayalı büyük bir yemin olduğu belirtilmekte ve son ayette konu Kur'an ile ilintilendirilmektedir. Zaten Astrolojinin kapsamı, yıldızların konumları üzerine yapılan analizlerden ve yorumlardan oluşmaktadır.

56/75 Fe la uksimu bi MEVAKİ'İN NUCUM

( YILDIZLARIN MEVKİLERİNE mevkilerine yemin ederim. )

56/76 Ve innehu LE KASEMUN kasemun lev ta'lemune AZİM

( Ve şayet bilirseniz, kesinlikle o BÜYÜK YEMİNDİR. )

56/77 İNNEHU LE KUR'ANUN KERİM

( KESİNLİKLE O FAYDALI KUR'AN'DIR. )

Tekvir suresinin aşağıdaki ayetlerinde yine "yıldızlara yemin" kavramı "Hunnes" ( Sinenler ) ve "Kunnes" ( Seyyarlar ) teşbihleriyle zikredilmektedir. 

81/15 Fe la uksimu bil HUNNESİ*

( Böylece SİNENLERE yemin ederim. )

81/16 El cevaril KUNNESİ*

( Akıp da giden SEYYAR YILDIZLARA ,  )

* "Hunnes" kelimesi, "Hânis"'in, "Kunnes" kelimesi ise "Kânis"'in çoğuludur. "Kânis" kelimesi aynı yollarında gidip gelen yıldızlara veya gündüz gaib, gece zâhir olan yıldızlara verilen isim olup, yedi seyyar yıldız ( Zuhal, Müşteri, Merih, Zühre, Utarid, Uranüs, Neptün ) için de kullanılmıştır.

Ebced Hesabı ise ismini Arapça alfabenin ilk dört harfinden ( Elif Ba Cim Dal ) alan ( batı dillerindeki karşılığı Nümeroloji ) ve kelimelerin sayısal değerlerini, bir metindeki belirli harf, kelime veya cümlelerin tekrar adetlerini inceleyen ve yorumlayan ilim sahasıdır. Ebced ilmine en önemli delillerden biri hurufu mukatta olup ayrıca ayetlerde Kur'an'ın sayısal bir düzene göre yazıldığına ve kelimelerin sayılarla ilişkisine defaatle işaret edildiği ve sayısal analize ( ebced / nümeroloji ) yönlendirme yapıldığı görülebilmektedir.

36/12 İnna nahnu nuhyil mevta ve nektubu ma kaddemu ve asarahum ve kulle şey'in AHSAYNAHU fi imamin mubin

( Kesinlikle biz, biz ölüleri diriltiriz ve o sunduklarını, eserlerini yazarız. Her şeyi, apaçık delil içinde SAYDIK. )

78/29 Ve kulle şey'in AHSAYNAHU kitaben

( Ve kitapta olmak üzere her şeyi SAYDIK. )

19/93 İn kulli men fis semavate vel erdi illa atir rahmani abda

( Kesinlikle göklerdeki ve yerdeki kimselerin hepsi ancak Rahman' a kul olarak gelirler. )

19/94 Lekad AHSAHUM VE ADDEHUM ADDA

( ONLARI SAYMIŞ VE ONLARI ADETLERLE ADETLENDİRMİŞTİR. )

58/6 Yevme yeb'asuhumullahu cemian fe yunebbiuhum bima amilu AHSAHULLAHU ve nesuhu vallahu ala kulli şey'in şehid

( O gün Allah onları topluca diriltir de onlara o yaptıklarını haber verir. ALLAH ONLARI SAYMIŞTIR. O'nu unuttular. Allah her şeye şahittir. )

72/28 Li ya'leme en kad ebleğu risalati rabbihim ve ehata bima ledeyhim ve AHSA KULLE ŞEY'İN ADEDEN 

( Rab’lerinin gönderilerini ulaştırdıklarını bilmesi için. Onların yanında olanları kuşatmıştır ve HER ŞEYİ ADET OLARAK SAYMIŞTIR. )