28 Eylül 2018 Cuma

Mesih İsa - Yeni Döngü Başlangıcı - Düalite - Ünite - Alfa ve Omega

"Iys" ( İsa ) kelimesine ilişkin 8 ve 11 nümerolojisi, Haberci İsa'nın yeni döngü başında geldiği / geleceği aktif görev yapmakta olduğunu / yapacağını bildirmekte gibidir. 

- "Iys" kelimesi Kur'an'da "11" farklı ayette geçmektedir. ( Ahzab , Al'i İmran , Bakara, En'am, Hadid, Maide, Meryem, Nisa, Saff , Şura, Zuhruf )

- "Iys" kelimesinin ilk kez 2/87 kodlu ayette geçmektedir. ( 2+8+7 = 17 ... "8" ) ve "Iys" kelimesinin bu ayetteki sıra numarası "17"'dir. ( 1+7 = "8" )

2/87 - Ve (1) lekad (2) ateyna (3) musa (4) el (5) kitabe (6) ve (7) kaffeyna (8) min (9) ba'di (10) hı (11) bi (12) er (13) rusüli (14) ve (15) ateyna (16) IYS (17) ebne (18) meryem (19) el (20) beyyinati (21) ve (22) eyyedna (23) hü (24) bi (25) ruh (26) el (27) kudüs (28) e (29) fe (30) külle (31) ma (32) cae (33) küm (34) rasulün (35) bi (36) ma (37) la (38) tehva (39) enfüsü (40) küm (41) istekbartüm (42) fe (43) ferıkan (44) kezzebtüm (45) ve (46) ferıkan (47) taktülun (48) ( Musa’ ya kitabı verdik ve ondan sonra resuller gönderdik. Meryem oğlu İSA'ya deliller verdik ve onu kutsal ruh ile destekleyip kuvvetlendirdik. O halde resul size o nefislerinizin hoşlanmadığı ile her geldiğinde kibirlenecek de bir kısmını yalanlayacak ve bir kısmını da öldürecek misiniz? )

- "Meryem" kelimesi de ilk kez 2/87 kodlu ayette geçmekte olup, kelime sıra numarası "19"'dur. Bilindiği üzere Meryem suresi "19." suredir.

Mesih İsa'nın düalite, sonsuz döngü, farklı boyuta geçiş portalı ve yeni döngü başlangıcı kavramlarının sembolü olan "8" ve "11" sayılarıyla ilişkisi İncil ayetlerinde de tezahür etmektedir. Ayrıca 8 ve 11 sayılarının nümerolojik toplamı ( 8+1+1 = 10 ... 1+0 = "1" ) Ünitenin ( Vahdet, Birlik ) sembolü olan "1" sayısını vermektedir.

İsa kelimesinin İncil'de ilk kez geçtiği ayet 40. Matta suresinin 1/1 kodlu ayetidir. 1/1 ... "11"

40 Matta 1/1 İbrahim oğlu, Davut oğlu İSA Mesih'in soy kitabı şöyledir:

Mesih İsa'nın doğumundan ilk kez bahsedilen ve İsa kelimesinin ikinci kez geçtiği ayet 40. Matta suresinin 1/16 kodlu ayetidir. 1/16 ... 1+1+6 = "8"

40 Matta 1/16 Yakup Meryem'in kocası Yusuf'un babasıydı. Meryem'den Mesih diye tanınan İSA doğdu.

Kitabı Mukaddes’in ( Bible ) 66. suresi olan Vahiy suresinin aşağıdaki ayetlerinde "Alfa ve Omega" kavramları ile döngü başı ve döngü sonu fenomeni bildirilmektedir.

66 Vahiy 1/8 Var olan, var olmuş ve gelecek olan, Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı, "Alfa ve Omega Ben'im" diyor.
66 Vahiy 1/11 Şöyle diyordu; "Alfa ve Omega Ben'im. llk ve son Ben'im. Gördüklerini kitaba yaz ve Asya'daki yedi kiliseye, Efes, İzmir, Bergama, Tiyatira, Sart, Filadelfya ve Laodikya'ya gönder" dedi.
66 Vahiy 21/6 Bana, "Tamam!" dedi, "Alfa ve Omega, ilk ve son Ben'im. Susayana yaşam suyunun pınarından karşılıksız su vereceğim.
66 Vahiy 22/13 Alfa ve Omega, birinci ve sonuncu, başlangıç ve son Ben'im.

- "Alfa ve Omega" kavramının ilk kez geçtiği ayetin numarası "8"'dir.
- Yukarıdaki ayet numaralarının toplamının nümerolojik değeri "11" olmaktadır. ( 8+11+6+13 = 38 ... 3+8 = "11" )
- "Alfa ve Omega" kelime setinin "11" harften oluşması da ayrıca dikkat çekicidir.

İncil'in son suresi olan Vahiy suresinde 404 ( 4+0+4 = 8 ) ayet bulunmakta olup, bu surenin son ayetinde de "8" kelime bulunmaktadır.

66 Vahiy 22-21 Rab (1) İsa'nın (2) lütfu (3) kutsallar (4) ile (5) birlikte (6) olsun. (7) Amin (8)

Türkçe "İSA" veya Arapça "İYS" kelimelerini oluşturan harflerin sıra numaraları toplamı sırasıyla 35 ve 62 olmaktadır. Her iki sayının da nümerolojik değerleri "8" sayısını vermektedir.

Ahzab suresinin 33/11 kodlu ayetinde de inananların döngü sonunda zelzele ile sınanacaklarından bahsedilmektedir. Ayetin kodunun nümerolojik değeri ( 3+3+1+1 = 8 ) ve ayetteki kelime adedi "8" sayısına eşittir.

33/10 - İz cauküm min fevkıküm ve min esfele minküm ve iz zağatil ebsaru ve beleğatil kulubül hanacira ve tezunnune billahiz zununa ( Zamanında size üstünüzden ve aşağınızdan geldiler. O zaman gözler kaydı ve kalp gırtlaklara erişti. Allah’a zanlarla zanda bulunuyorsunuz. )

33/11 - Hünalike (1) ibtüliye (2) el (3) mü'minune (4) ve (5) zülzilu (6) zilzalen (7) şedıda (8) ( Burada inananlar sınandılar. Şiddetli zelzele ile sarsıldılar. )

İncil'in Matta suresinin aşağıdaki ayetlerinde de döngü sonunda depremler olacağı ve bunların yeni döngü başlangıcının işaretleri oldukları bildirilmektedir.

40 Matta 24-7 Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar, depremler olacak. *

40 Matta 24-8 Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. **

40 24-7 ... 4+0+2+4+7 = 17 ... "8"

Yeni Döngü Başlangıcının "Doğum Sancıları" olarak sembolize edildiği ayetin numarası ise "8"'dir.

Kur'an'da ve İncil'de İsa'nın sıfatı Mesih'tir. Dolayısıyla "Mesih İsa" olarak anılmaktadır. "MESİH İSA" kelimesi "8" harften oluşmaktadır. Mesih İsa, döngü sonu ve başlangıçlarını idare eden vazifeli varlıktır. Yukarıda ayetlerle izah edildiği üzere Alfa ve Omega'dır ( Başlangıç ve Son'dur. ) ( Allahü Teala başlangıç ve son gibi ifadelerden münezzehtir. )

69/15 - Fe YEVMEİZİN veka'atil vakı'at ( Artık O GÜN vaki olacak olan vaki olur. )
69/16 - Ven şakkatis sema'u fe hiye yevmeizin vahiyet ( Ve gök yarılmıştır da o gün o sarkmıştır. )
69/17 - Vel meleku ala ercaiha ve yahmilu ARŞE RABBİKE FEVKAHÜM YEVMEİZİN SEMANİYET (Ve melek onun çevresindedir. O GÜN ONLARIN SEKİZİ, ÜSTLERİNDE RAB'BİNİN ARŞINI TAŞIRLAR. )

Alemlerin Rab'bi Allahü Teala arş ile gök seviyesine inmekten münezzehtir. Herşey O'na yükselir. O'nu yaratılışın içindeki vakalar ile tanımlamak veya temsil etmek yanlış ve ilimsizce bir yaklaşımdır. Dolayısıyla ayette bahsedilen "Rab" kelimesinin ayetlerdeki "Ruh ve Melekler" ifadesinde yer alan Ruh'u temsil eden Mesih İsa olması kuvvetle muhtemeldir.

78/38 - YEVME YEKÜMUR RUHU VEL MELAİKETU SAFFEN la yetekellemune illa men ezine lehür rahmanu ve kale savabenO GÜN RUH VE MELEKLER SAFLAR HALİNDE AYAKTA DURURLAR. Rahman' ın kendilerine izin verdiği kimseler haricindekiler kelam edemezler, söz söyleyemezler. Ve o da doğruyu söyler. )

Ayette yer alan "Ruh" kelimesi Mesih İsa'yı temsil etmektedir. Mesih İsa'nın Allah'ın Meryem'e attığı kelimesi ve O'ndan RUH olduğu Nisa suresinin 4/171 kodlu ayetinde bildirilmektedir.

- 78/38 kodlu ayetin kodunun nümerolojik değeri 8 olmaktadır. ( 7+8+3+8 = 26 ... 8 )
- Ayet numarasının nümerolojik değeri ise 11 olmaktadır. ( 3+8 = 11 )

- 8 ve 11 sayılarının tezahürü döngü ve düalite mesajını içermekte olup, 8 x 11 işlemi ile de 88 sayısı yani melek nümerolojisine ulaşılmaktadır..

4/171 - Ya ehlel kitabi la tağlu fı dıniküm ve la tekulu alellahi illel hakk innemel mesıhu ıysebnü meryeme rasulüllahi ve kelimetüh elkaha ila meryeme ve ruhun minhü fe aminu billahi ve rusülih ve la tekulu selaseh intehu hayran leküm innemellahü ilahün vahid sübhanehu en yekune lehu veled lehu ma fis semavati ve ma fil ard ve kefa billahi vekıla ( Ey kitap sahipleri, dininizde azgınlık etmeyin ve Allah üzerine gerçek haricindekini söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesih, kesinlikle Allah' ın resulü, Meryem'e atmış olduğu kelimesi ve O’ndan ruhtur. O halde, Allah’a ve O’nun resullerine inanın ve üçtür demeyin. Kendi hayrınıza bundan imtina edin, vazgeçin. Kesinlikle ki Allah tek ilahtır. O, çocuk sahibi olmaktan yücedir. Göklerde ne varsa ve yerde ne varsa O’nadır. Vekil olarak Allah kafidir.

İncil'in Korintliler ismli suresinin aşağıdaki ayetlerinde "Doğal Beden - Ruhsal Beden", "Doğal İnsan - Ruhsal İnsan", "Toprak İnsan - Göksel İnsan", "Düşkün İnsan - Görkemli İnsan", "Zayıf İnsan - Güçlü İnsan" ve "Çürüyen İnsan - Çürümeyen İnsan" tanımlamaları yapılmaktadır. Bu tanımlamalarda Adem ve İsa arasındaki yapısal farklılık "Yıldız" teşbihi ve "Düalite" kavramı ile bildirilmektedir.

46 1 Korintililer 15-41 Güneşin görkemi başka, ayın görkemi başka, yıldızların görkemi başkadır. Görkem bakımından yıldız yıldızdan farklıdır.

46 1 Korintililer 15-42 Ölülerin dirilişi de böyledir. Beden çürümeye mahkûm olarak gömülür, çürümez olarak diriltilir.

46 1 Korintililer 15-43 DÜŞKÜN olarak gömülür, GÖRKEMLİ olarak diriltilir. ZAYIF olarak gömülür, GÜÇLÜ olarak diriltilir.

46 1 Korintililer 15-44 DOĞAL beden olarak gömülür, RUHSAL beden olarak diriltilir. Doğal beden olduğu gibi, ruhsal beden de vardır.

46 1 Korintililer 15-45 Nitekim şöyle yazılmıştır: "İlk insan Adem YAŞAYAN CAN oldu." Son Adem'se * YAŞAM VEREN RUH oldu.

* Son Adem = Mesih İsa

46 1 Korintililer 15-46 Önce RUHSAL olan değil, DOĞAL olan geldi. Ruhsal olan sonra geldi.

46 1 Korintililer 15-"47" İLK İNSAN yerden, yani TOPRAKTAN. İKİNCİ İNSAN GÖKTENDİR.*

* Ayet numarasının ( 47 ) nümerolojik değeri "11" olmaktadır.

46 1 Korintililer 15-48 TOPRAKTAN olan insan nasılsa, topraktan olanlar da öyledir. GÖKSEL insan nasılsa, göksel olanlar da öyledir.

46 1 Korintililer 15-49 Bizler TOPRAKTAN olana nasıl benzediysek, GÖKSEL olana da benzeyeceğiz.




















































































































































































































27 Eylül 2018 Perşembe

666

666 sayısı İncil'de "Şeytanın İnsanı Simgeleyen Sayısı" olarak geçmektedir. 

66 Vahiy 13/18 Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı altıyüzaltmışaltıdır.

Ayette İblis'in etkisinde kalan ve kötülüklere dalan insanın 666 sayısı ile sembolize edildiği bildirilmektedir.

666 sayısının nümerolojik değeri ise "9" sayısını ( 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 ) vermekte olup, 9 sayısı satanik nümeroloji de ilahi mühür sayısı olan "6" sayısnın tersi olan okült bir semboldür.

Kur'an'da ayet kodunu oluşturan rakamlar itibarıyla 666 sayısını oluşturan iki ayet bulunmaktadır. Bu ayetlerde şeytani eylemler olan "Haberciyi Yalanlamak", "İsyan" ve "Ateş" kavramlarından bahsedilmektedir.

6/66 - Ve kezzebe bihı kavmüke ve hüvel hakk kul lestü aleyküm bi vekıl

( Ve senin kavmin onu yalanladı. O gerçektir. De ki: "Ben sizin üzerinize vekil değilim." )

66/6 - Ya (1) eyyüh (2) ellezine (3) amenu (4) ku (5) enfüse (6) küm (7) ve (8) ehli (9) küm (10) naren (11) vekudü (12) ha (13) en (14) nasu (15) ve (16) el (17) hıcaretu (18) aley (19) ha (20) melaiketun (21) ğulazın (22) şidadin (23) la (24) ya'sun (25) allahe (26) ma (27) emere (28) hüm (29) ve (30) yef'alune (31) ma (32) yu'merun (33)

( Ey o inananlar, nefislerinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun üzerinde kaba şiddetli melekler vardır. Allah’a , onlara emrettiğine isyan etmezler. Ne emredildilirse yaparlar. ) 

666 sayısının son kez tezahür ettiği 66/6 kodlu ayetteki "6" nümerolojisi de dikkat çekmektedir.

- Ayette 33 kelime bulunmaktadır. ( 3+3 = 6 )

- Ayetteki "Enfüs" ( Nefisler ) kelimesi ( - ki bu kelimeye "küm" eki ile "sizin" anlamı kazandırlmıştır. ) "6" kelimedir. "Enfüs" kelimesi insanları temsil etmektedir. İncil ayetinde de 666 sayısının insanı simgelediği bildirilir.

- Ayetteki "Nar" ( Ateş ) kelimesi "11". * kelimedir. "Enfüs" (6) ve "Nar" (11) kelimelerinin sıra numaralarının çarpımı "66" sayısını vermektedir. ( * 11 sayısı düalitenin sembolüdür. )

Kodları itibarıyla 666 sayısını sembolize eden "iki" ayet bulunması da "düalite" kavramı açısından önemlidir.

5. boyut varlığı olup, madde aleminde ( dünya ) bedenlendirilerek insanlara rehberlik yapmış olan Haberci İsa muhtelif figürlerde hep "hermafrodit" tasviri ile yer almaktadır. Bunun sebebi, Haberci İsa'nın ait olduğu boyutta cinsiyet kavramının bulunmamasıdır. Satanizmdeki meşhur Baphomet duruşu, İsa'ya benzetilmek suretiyle çarpıtma yapılmaktadır. Zira aşağıdaki figürlere bakıldığında duruş ve jestler itibarıyla benzerlik bulunmaktadır. Her iki figürde de baş parmak ve orta parmakların bitişik tutularak öne çıkarılmış olması düaliteyi, ilahi bilgiye erişimi ve iletilmesini sembolize etmektedir. ( İki parmağın açık, üç parmağın kapalı olması da 2 ve 3 sayıları itibarıyla "6" sayısına ( 2x3 ) dikkat çekmektedir. ) 



Ayrıca, şeytanın sinsiliğinin bildirildiği Nas suresinin son üç ayetinin her birinde "6" kelime bulunması da bir başka 666 tezahürüdür.

114/4 - Min (1) şerri (2) el (3) vesvasi (4) el (5) hannas (6)

( Sinsi vesvesecinin kötülüğünden, )

114/5 - Ellezi (1) yüvesvisü (2) fi (3) suduri (4) en (5) nas (6)

( O insanların göğüslerine vesvese veren, )

114/6 - Min (1) el (2) cinneti (3) ve (4) en (5) nas (6) ( “Cinlerden ve insanlardan ." )

Internet adreslerinin başında yer alan ve "World Wide Web" kelimelerinin baş harfi olan "W" harfi İbranı alfabesindeki "Vav" harfi olup bu harfin sıra değeri "6"'dır. Dolayısıyla WWW harfleri 666 sayısını vermektedir. Internet, insanların merkezi olarak kolaylıkla takip edilip gözetlenebileceği dijital ortamdır.

A'raf suresinin 7/27 kodlu ayetinde "Şeytanın insanları, onların onu göremeyeceği yerden görebildiği" bildirilmektedir. Ayetteki "Haysü" ( Yer ) kelimesi 36. ( 3 ve 6 yani 3 adet 6 ) kelime olup, "Internet"'i yani "www" harflerini sembolize eder gibidir. Yani 666 kodlaması, "Haysü" ( Yer ) kelimesinin sıra değeri ile bildirilmektedir.

7/27 - Ya (1) benı (2) ademe (3) la (4) yeftine (5) enne (6) küm (7) eş (8) ŞEYTANÜ (9) kema  (10) ahrace (11) ebevey (12) küm (13) min (14) el (15) cenneti (16) yenziu (17) an (18) hüma (19) libase (20) hüma (21) li (22) yüriye (23) hüma (24) sev'ati (25) hima (26) inne (27) hu (28) yera (29) küm (30) hüve (31) ve (32) kabılü (33) hu (34) min (35) HAYSÜ (36) la teravnehüm inna cealneş şeyatıne evliyae lillezıne la yü'minun

( Ey Ademoğulları, ŞEYTAN, ana babanızı, ayıplarını, çirkinliklerini onlara göstermek için onların elbiselerini soyarak onları cennetten çıkardığı gibi sizi de kesinlikle fitnelemesin. Kesinlikle o, o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz YERDEN sizi görürler. Kesinlikle biz şeytanları, inanmayanların dostları kıldık.  )

Ayetteki "Şeytan" kelimesinin sıra numarasının "9" olması da, "6" sayısının tersi olan ve okült satanizmde "Yaratılışın tersine, Allahü Teala'nın öğretisinin tersine" mahiyetinde kötü anlam yüklenen "9" sayısı açısından önem arzetmektedir.

İsrail'in Kudüs şehrinde yer alan Mesih İsa'nın gömülü olduğu yer alan "Garden Tomb" ( Bahçe Mezar ) koordinatları aşağıda olup, sayılar yukarıdan aşağıya doğru toplandığında "666" sayısı elde edilmektedir.

Latitude: 31° 47' 1.11" N
Longitude: 35° 13' 28.75" E


31 + 35 = 66
47 + 13 = 60

Bu koordinat kodlaması, okült satanizmde - haşa - "şeytanın Mesih İsa'yı yendiği" anlamına gelmektedir.



24 Eylül 2018 Pazartesi

12 Sayısının Gizemi

Kur'an'da, 12 sayısının ilahi nizamda önemli bir yeri olduğunu bildiren ayetler bulunmaktadır. Bu ayetlerde Oniki Pınar, Oniki Müfettiş, Oniki Torun Kabile, Oniki Ay kavramları vurgulanmıştır. Oniki sayısı gruplama, bir araya getirme nümerolojisi gibi görünmektedir.

Oniki Pınar 

2/60 - Ve izisteska musa li kavmihı fe kulnadrib bi asakel hacer fenfecerat minhüSNETA AŞRATE ayna kad alime küllü ünasin meşrabehüm külu veşrabu min rizkıllahi ve la ta'sev fil erdı müfsidın

( Ve zamanında Musa kavmi için su istedi de "Asan ile taşa vur." dedik. Böylece ondan ONİKİ pınardan sular fışkırıp aktı. Tüm insanlar içecekleri yeri bildiler. Allah' ın rızıklarından yiyin ve için. Yerde bozgun yaparak asileşmeyin. )

Oniki Müfettiş

5/12 - Ve lekad ehazellahü mısaka benı israıl ve beasna minhümÜSNEY ÜŞERA nekıba ve kalellahü innı meaküm lein ekamtümüs salate ve ateytümüz zekate ve amentüm bi rusülı ve azzertümuhüm ve akradtümüllahe kardan hasenen le ükeffiranne anküm seyyiatiküm ve le üdhılenneküm cennatin tecrı min tahtihel enhar fe men kefera ba'de zalike minküm fe kad dalle sevaes sebıl

( Ve Allah, İsrailoğullarından söz almıştı. Onlardan ONİKİ müfettiş göndermiştik. Allah " Kesinlikle ben sizinle beraberim. Eğer duaya kalkarsanız, zekatı verirseniz, resullerime inanırsanız, saygı gösterirseniz, Allah’a güzel borç verirseniz, günahlarınızı kesinlikle örteceğim ve sizi altlarından nehirler akan bahçelere sokacağım. Artık bundan sonra sizden kim inkar ederse, düz yolda sapmıştır." dedi. )

Oniki Torun Kabile ve Oniki Pınar

7/160 - Ve katta'nahümÜSNETEV AŞRATE esbatan ümema ve evhayna ila musa izisteskahü kavmühu enıdrib bi asakel hacer fembeceset minhüsneta aşrate ayna kad alime küllü ünasin meşrabehüm ve zallelna aleyhimül ğamame ve enzelna aleyhimül menne ves selva külu min tayyibati ma razaknaküm ve ma zalemuna ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun

( Ve onları ONİKİ torunlardan oluşan topluluğa ayırdık. Kavmi ondan su istediğinde Musa' ya "Asan ile taşa vur." diye vahyettik. Böylece ONİKİ güzel pınar oluştu. Tüm insanlar içeceklerini öğrendiler. Onların üzerlerine bulutu gölgeledik. Onların üzerlerine helva ve bıldırcın indirdik. O sizi rızıklandırdıklarımızın temizlerinden yiyin. Bize zulmetmediler. Lakin nefislerine zulmetmekteydiler. )

Oniki Ay

9/36 - İnne ıddeş şühuri ındellahİSNA AŞERA şehran fı kitabillahi yevme halekas semavati vel erda minha erbeatün hurum zaliked dınül kayyimü fe la tazlimu fıhinne enfüseküm ve katilül müşrikıne kaffeten kema yükatiluneküm kaffeh va'lemu ennallahe meal müttekın

( Kesinlikle, Allah indinde ayların adedi ONİKİ aydır. Gökleri ve yeri yarattığı günkü Allah yazısında. Onlardan dördü haramdır. Bu daim olan dindir. O halde, onlar hakkında nefislerinize zulmetmeyin. Ortak koşanlarla, sizinle topluca savaştıkları gibi topluca savaşın. Bilin ki, kesinlikle Allah sakınanlarla beraberdir. )

Bir kavim ismi olan Sümer ile Kur'an'daki 39. surenin ismi olan Zümer kelimesi arasında ilinti olabileceğine evvelki bölümlerde değinilmişti.

Zümer suresinin sıra numarasının 39 ( 3+9 = 12 ) olması, surenin 75 ( 7+5 = 12 ) ayetten oluşması ve Sümer kavminin 12 gezegenin varlığına inanmış olmaları arasında bir bağlantı olduğu izlenimi oluşmaktadır. Zümer kelimesi “Gruplar” anlamına gelmekte olup, 12 sayısının bir gruplama nümerolojisi olduğu görülmektedir.


12 nümerolojisi içeren bazı bilgiler aşağıdadır.

- İncil'e göre Kudüs'ün 12 kapısı vardır.
- Astrolojide 12 yıldız vardır.
- Bir yıl 12 aydan oluşur.
- Bir gün 12 saatlik iki dilimden oluşur.
- Yunan Mitolojisi'nde 12 tanrı vardır ve "On İki Olimposlu" ismiyle anılırlar.
- Haberci İsa'nın 12 havarisi vardır.
- İsrailoğullarının 12 kabileden oluştuğu bilinir.
- Şiilik mezhebinde 12 imam vardır.
- Türk Uygarlıkları'nın ve Çin'in de kullandığı hayvanlı takvim 12 hayvandan oluşur.


- Yunan Mitolojisi'ne göre Herakles'in yerine getirmesi gereken 12 görev vardır.


- Avrupa Birliği bayrağı 12 yıldızdan oluşur.

19 sayısının yer aldığı Müddessir suresinin 74/30 kodlu suresinde 12 Arapça harf bulunmaktadır.

74/30 - Aleyha tis'ate aşere ( Onun üzerinde ondokuz vardır. )


"Hurufu Mukatta" olarak bilinen ve Kur'an'da belirli surelerin ilk ayetlerinde yer alan 12 farklı Arapça harf bulunmaktadır. Bu harfler alfabetik olarak Ayn, Elif, Ha, Kaf, Lam, Mim, Nun, Ra, Sad, Sin, Ta, Ya şeklinde sıralanmaktadır.


İnsanın göğüs kafesinde sağda ve solda olmak üzere12'şer kaburga bulunmaktadır.


Parapsikolojik kaynaklar, ruhsal tekamül süreci içinde Eterik Varlık yani Süptil Varlık ( Süptil Madde Formu ) olma deneyimi aşamasına gelen insanın ( ki artık bu varlık insan değildir. ) bilinen 2 sarmallı DNA yapısının 12 sarmala çıktığını bildirmektedir. Dünya hayatı süresince eterik sarmallarını aktive edebilen insanların ruhsal tekamül sürecinde önemli ilerlemeler kaydettikleri de bildirilmektedir.









21 Eylül 2018 Cuma

Kaf Ha Ya Ayn Sad ... 19

19/1 - Kaf ha ya ayn sad

19. sure olan Meryem suresinde Haberci İsa'nın doğumudan bahsedilmektedir. Bu surenin ilk ayeti, huruf ayetleri içinde en fazla harf bulunduran ayet olup, 5 harf içermektedir.

"Kaf Ha Ya Ayn Sad" harfleri anlamsal olarak incelendiğinde aşağıdaki durum oluşmaktadır.

Kaf = Dağ, Ufuk ( Arap alfabesindeki 19. harf )* 
Ha = Onun ( Kadın için ) ( Arap alfabesindeki 8. harf )
Ya = Ey ( Arap alfabesindeki 10. harf )
Ayn = Göz ( Arap alfabesindeki 16. harf ) 
Sad = Yükselme, Yokuş Başı ( Arap alfabesindeki 18. harf )

Kaf Ha Ya Ayn Sad = Dağda ( Ufukta ) Onun Gözü Yükselir

Bu ifade, Illuminati Piramidi olarak bilinen ve aslında ilahi sistemi tasvir eden aşağıdaki sembolü işaret eder gibidir. Sembolde "Dağda ( Üçgen ) Yükselen Göz" kompozisyonu bulunmaktadır. Anlamsal olarak ise, ruhsal tekamül sürecinde varlıkların idrak ve bilinç seviyelerinin yükselmesini, bedenin ötesine yani üst boyutlara ( 4., 5. ... ) geçişi  ve birliğe ( ünite / singülarite / kaynak ) doğru ilerlemeyi sembolize etmektedir. 


* "Kaf" harfinin Arap alfabesindeki sıra değerinin 19 olması da 19 nümerolojisi yani "1" sayısı ( Allah'ın Birlenmesi ) açısından önem arzetmektedir.

Kaf Ha Ya Ayn Sad harfleri sağdan sola doğru okunduğunda ise ortaya SAYHK kelimesi çıkmaktadır. Sayh ( Çığlık ) ve K ( Senin ) kelimeleri birleştirildiğinde "Senin Çığlığın" anlamı oluşmaktadır. "Sayhat" ( Çığlık atma ) fiili devre sonunu tasvir eden ayetlerde yer almaktadır.

11/67 - Ve ehazellezine zalemüs SAYHatü fe asbehu fı diyarihim casimın ( Ve zalimleri çığlık yakaladı da yurtlarında diz çökenler oldular. )

36/29 - İn kanet illa SAYHaten vahıdeten fe iza hüm hamidun ( Kesinlikle sadece tek çığlık oldu da o zaman onlar söndüler. )

74/30 - Aleyha TİS'ATE AŞERE ( Onun üzerinde ONDOKUZ vardır. )

74/30 kodlu ayetteki "Ha" zamiri, 3. tekil dişi şahıs zamiri olup, üzerinde ondokuz olan bir dişi antite ifade edilmektedir. İsmini bir kadın isminden alan "Meryem" suresinin 19. sure olması ve aynı zamanda bu kelimenin "İsyan, Ayaklanma" anlamı a gelmesi, "İsa'nın geri dönüşü" kavramı açısından da ilginçtir.

19/34 - Zalike (1) ıys (2) ebnü (3) meryem (4) kavl (5) el (6) hakk (7) ellezı (8) fı (9) hi (10) yemterun (11) ( Bu Meryem oğlu İsa, o hakkında şüphe ettiklerinin gerçek sözüdür. )

Ayet kodunun ( 19/34 ) nümerolojik değeri, yeni döngü ve düalite sembolü olan "8" ( 1+9+3+4 = 17 ... 1+7 = 8 ) sayısıdır.

Ayette 11 kelime bulunmakta olup, 11 sayısı da düalite ve döngünün sembolüdür. "Kaf Ha Ya Ayn Sad" huruf setinin yer aldığı ayetin kodunun ( 19/1 ) nümerolojik değeri de "11" olmaktadır. ( 1+9+1 = 11 )

Kaf Ha Ya Ayn Sad harflerinin Arapça alfabedeki sıra numaraları sırasıyla 19, 8, 10, 16 ve 18'dir. Bu sıra numaralarının toplamı 71 sayısını yani nümerolojik değer ( 7+1 ) olarak "8" sayısını vermektedir.

Meryem suresinin son ayeti 98. ayettir.

19/"98" - Ve (1) kem (2) ehlekna (3) kable (4) hüm (5) min (6) karn (7) hel (8) tühissü (9) min (10) hüm (11) min (12) ehadin (13) ev (14) tesmeu (15) lehüm (16) rikza "(17)"

( Ve onlardan önce nice nesilleri helak ettik. Onlardan birilerini hissediyor musun? Veya onların hafif bir sözünü sesini duyuyor musun? )

98. ayet ... 9+8 = 17 ... 1+7 = "8"!!

Ayette 17 kelime bulunmaktadr ... 1+7 = "8"

Ve ayetin konusu nesillerin sonlanması yani döngü sonudur.

"Iysebnü Meryem" ( Meryem oğlu İsa ) kalıbının 10. kez tekrarlandığı ayet 19/34 kodlu ayettir. ( 19 ... 1+9 = 10 )

Haberci İsa'nın "Mesih" sıfatı ile zikredildiği ilk ayet olan 3/45 kodlu ayette "Mesihu Iysebnü Meryeme" kalıbı yer almaktadır. Meryeme kelimesi Meryem olarak baz alındığında, bu kalıbın "19" harften oluştuğu görülmektedir. 

3/45 - İz kaletil melaiketü ya meryemü innellahe yübeşşiruke bi kelimetin minhü ismühül MESIHU IYSEBNÜ MERYEME vecıhen fid dünya vel ahırati ve minel mükarrabın ( Zamanında melekler, "Ey Meryem, kesinlikle Allah sana kendinden kelimeyi müjdeliyor ki onun ismi MERYEM OĞLU MESİH İSA’ dır. Dünyada ve ahirette saygındır ve yakınlaşanlardandır." dediler. )

"19"/23 - Fe (1) ecae (2) ha (3) el (4) MEHADU(5) ila (6) ciz'ın (7) nahleh (8) kalet (9) ya (10) leyte (11) nı (12) mittü (13) kable (14) haza (15) ve (16)küntü (17) nesyen (18) mensiyya "(19)" ( DOĞUM SANCISI onu hurmalığın kütüğüne dayanmaya zorladı. "Ey keşke bundan önce ölseydim de unutulup terkedilenlerden olsaydım." dedi. )

Haberci İsa'nın doğumuna ilişkin Mehad ( Doğum sancısı ) ( Mehdi kelimesiyle ile aynı kökten ) kelimesi ilk kez 19. surede ve 19 kelimelik ayette geçmektedir.

Bu doğum 2019 yılını işaret ediyor olabilir mi?

19, 11 ve 8 sayılarının ayetlerdeki tezahürü dikkate alındığında, özet olarak, 19 sayısı ile ilintili bir tarihte Haberci İsa'nın geri döneceği ve tekamül döngüsünde yeni bir dönemi başlatacağı çıkarsaması yapılabilir görünmektedir. Bu tarih 2019 olabilir mi?



19 Eylül 2018 Çarşamba

Rahikın Mahtum ( Mühürlü Saf Şarap ) ve Vaftiz Ritüeli

Mutaffifin suresinde geçen "Rahikın Mahtum" ( Mühürlü Saf Şarap ) kavramı, cennet ashabının nimetlerinden olarak tanımlanmaktadır.

83/22 - İnnel ebrare le fi na'im  Kesinlikle iyiler nimetlerin içindedirler. )
83/23 - Alel eraiki yenzurun ( Koltuklar üzerinde bakarlar. )
83/24 - Ta'rifu fi vücuhihim nadreten na'im ( Yüzlerinde bolluk nimeti parıltısını tanıyıp tarif edersin. )
83/25 - Yuskavne min RAHİKIN MAHTUM ( MÜHÜRLÜ SAF ŞARAPtan sulanır, içirilir. )
83/26 - Hıtamühu miskün ve fi zalike fel yetenafesil mutenasifun ( Onun sonu misktir. Kapışanlar bunun hakkında kapışsınlar. )

Kilisede çocukların vaftiz edilmesi esnasında başlarına "şarap dökülmesi" ritüeli ile “Cennette mühürlü saf şarap ile sulanmak" kavramı arasında ilişki bulunmaktadır.


Vakia suresindeki cennet tanımında yer alan “Veldanun Muhalledun” ( Ebedi Çocuklar ) kavramı;

56/17 - Yetufu aleyhim VELDANUN muhalledun ( Onların üzerinde ebedi ÇOCUKLAR dolaşırlar. )

Ve Haberci İsa’nın İncil’de yer alan aşağıdaki sözü de konuyla ilintilidir. Zira, çocuklar negatif enerjiden arınmış en saf insanı temsil etmektedirler.


40 Matta 18/3 "Size doğrusunu söyleyeyim, dönüştürülüp, küçük ÇOCUKLAR gibi olmadıkça, GÖKLERİN EGEMENLİĞİ'ne asla giremezsiniz.

10 Eylül 2018 Pazartesi

Şarap ... Alkol ... Sarhoşluk

Kur'an'da "Şarap" ( Hamr ) ve "Sekeran" ( Sarhoşluk Veren ) kelimelerinin geçtiği ayetler incelendiğinde, alkolün / şarabın kontrollü olarak alınması gerektiği, bu konuda insanın iradesine ve nefsine hakim olmasının büyük önem taşıdığı ve bu hususun başlı başına bir sınav olduğu görülmektedir.

2/219 - Yes'eluneke anil HAMRİ vel meysir kul fıhima ismün kebirun ve menafiu lin nasi ve ismühüma ekberu min nef'ıhima ve yes'eluneke maza yünfikun kulil afv kezalike yübeyyinüllahü lekümül ayati lealleküm tetefekkerun ( Sana ŞARAPTAN ve kumardan sual ederler. De ki: "Onlarda insanlar için büyük günah ve faydalar vardır. ONLARIN GÜNAHLARI FAYDALARINDAN BÜYÜKTÜR." Sana neyi harcayacaklarını sual ederler. De ki: "Fazlasını ve iyisini." İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar. Umulur ki düşünürsünüz. )

"Günahı yani zararı faydasından büyük." Bir başka deyişle, alkol / şarap insan için yararı olabilecek  bir nimet olup, bu nimetin tüketiminde ifrata kaçılmaması nasihat edilmektedir. ( Su da insan için hayati bir nimet olup, suyun aşırı tüketilmesi ise su zehirlenmesine dayalı ölüme yol açabilmektedir. )

Hangisi daha etkin irade kontrolünü ve takvayı tanımlar. Zararı faydasından fazla olan bir nimeti, hiç tüketmemek mi? Yoksa, zarar vermeyecek miktarda, kontrollü bir şekilde tüketebilmeyi becerebilecek iradeyi sergileyebilmek mi? Alkolü / Şarabı hiç tüketmeyen birinin, çok tüketen kişi veya kişilere yönelik olarak söyleyeceği uyarı ve alkolden sakınma cümleleri o kişiler tarafından ne derece dikkate alınabilir? Böyle bir uyarı kuvvetle muhtemel "Sen ne anlarsın?" cevabı ile sonuçlanacaktır. Ancak, irade kontrolü altında, zarar görmeyecek seviyede alkol tüketen bir kişinin yapacağı uyarı muhatabı tarafından çok daha fazla dikkate alınacak ve uyarı sözlerine o derece daha fazla itibar edilecektir.

5/90 - Ya eyyühellezine amenu innemel HAMRU vel meysiru vel ensabü vel ezlamü ricsün min ameliş şeytani FECTENİBUHÜ lealleküm tüflihun ( Ey o inananlar, kesinlikle ŞARAP, kumar, dikili taşlar ve fal okları şeytan çalışmasından, işinden pisliktir. O halde ONLARDAN KAÇININ. Umulur ki iflah olursunuz. )

5/91 - İnnema yürıdüş şeytanü en yukıa beynekümül adavete vel bağdae fil HAMRİ vel meysiri ve yesuddeküm an zikrillahi ve anis salah fe hel entüm müntehun ( Kesinlikle şeytan, ŞARAP ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmayı ve sizi Allah' ı hatırlamaktan ve duadan döndürmeyi ister. Artık vazgeçenler misiniz?  )

Ayetlerde alkolün / şarabın, şeytan tarafından bir aldatma ve kötü sonuçlar doğurabilecek eylemlere yönlendirme unsuru olabileceği, bu nedenle inananların sakınmaları ve dikkatli olmaları gerektiği bildirilmektedir.

47/15 - Meselül CENNETilletı vüıdel müttekun fıha enharun min main ğayri asin ve enharun min lebenin lem yeteğayyer ta'müh ve ENHARUN MİN HAMRİN lezzetin liş şaribın ve enharun min aselin musaffa ve lehüm fıha min küllis semerati ve mağfiratün min rabbihim ke men hüve halidün fin nari ve süku maen hamımen fe kattaa em'aehüm ( Sakınanlara vaad edilen, içinde bozulup pis kokmayan sular, lezzeti değişmeyen sütten nehirler, içenler için lezzetli ŞARAPTAN NEHİRLER, saf baldan nehirler, onlara içinde tüm ürünlerden, meyvelerden ve Rab’lerinden af olan CENNETİN misali, ateşin içinde ebedi olan ve bağırsaklarını kesen kaynar su içirilen kimseninki gibi midir? )

Alkolün / şarabın bir cennet nimeti olduğu ayette açıkça vurgulanmaktadır.

4/43 - Ya eyyühellezine amenu LA TAKRABÜS SALATE VE ENTÜM SÜKARA hatta ta'lemu ma tekulune ve la cünüben illa abirı sebılin hatta tağtesilun ve in küntüm merda ev ala seferin ev cae ehadün minküm minel ğaitı ev lamestümün nisae fe lem tecidu maen fe teyemmemu saıyden tayyiben femsehu bi vücuhiküm ve eydıküm innellahe kane afüvven ğafura ( Ey o inananlar, SİZLER SARHOŞKEN ne söylediğinizi bilene kadar ve yolcu olmanızın haricinde, pisken yıkanıncaya kadar DUAYA YAKLAŞMAYIN. Eğer hastaysanız veya seferdeyseniz veya sizlerden biriniz dışkısından getirirse veya kadınlara dokunup da su bulamazsanız temiz toprağa niyet edin. Böylece yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Kesinlikle Allah affedendir bağışlayandır. )

Alkolün / şarabın, bilinci kaybettirecek ve sarhoşluğa sebebiyet verecek şekilde tüketilmemesi ayette açıkça bildirilmektedir. Özellikle, sarhoşluk durumuna düşen bir insanın duaya ve kutsala yanaşmaması gerektiği de öğütlenmektedir.

16/67 - Ve min semaratin nehıyli vel a'nabi tettehızune minhü SEKERAN ve rizkan hasena inne fı zalike le ayeten li kavmin ya'kılun ( Ve hurmanın ve üzümün meyvelerinden, onlardan SARHOŞLUK VEREN içkiler ve güzel rızıklar edinirsiniz. Kesinlikle bunda akıl eden kavim için ayetler vardır. )

Alkol içeren, sarhoşluk verme özelliğine sahip ürünlerin, rızkların Allahü Teala tarafından insanların kullanımına verildiği ayette bildirilmektedir. "Sekeran" kelimesinin kökünde "Şeker" olarak bilinen kelime bulunmakta olup, alkol de zaten özünde şeker içeren bir üründür.

Ayrıca "Hamr" ( Şarap ), "Meyte" ( Ölü ), "Dem" ( Kan ) ve "Lahmel Hınzıri" ( Domuz Eti ) gibi "haram" kılınmış olgular kapsamında yer almamaktadır. 

Batı toplumlarındaki "Vaftiz" esnasında çocuğun, günahlarından arındırılması niyazı ile "Şarap" ile ıslatılması da ayrıca incelenmesi gereken bir ritüeldir.





Hatırlamak

"Hatırlamak" yani "Zikr" kelimesi Kur'an'da defaatle tekrarlanmakta olan bir kavramdır.

6/80 - Ve haccehu kavmüh kale e tühaccunnı fillahi ve kad hedan ve la ehafü ma tüşrikune bihı illa en yeşae rabbi şey'a vesia rabbi külle şey'in ılma E FE LA TETETZEKKERUN ( Ve kavmi onunla mücadele etti. "Beni yönlendiren Allah hakkında benimle mücadele mi ediyorsunuz? Rab’bimin dilediği şey haricinde, O’na ortak koştuklarınızdan korkmam. Rab’bim herşeyi ilimce kapsayan genişliktedir. O HALDE HATIRLAMAZ MISINIZ?" dedi. )

10/3 - İnne rabbekümüllahüllezı halekas semavati vel erda fı sitteti eyyamin sümmesteva alel arşi yüdebbirul emr ma min şefıın illa min ba'di iznih zalikümüllahü rabbüküm fa'büduh E FE LA TEZEKKERUN ( Kesinlikle Rab’biniz o Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra arş, taht üzerine seviyelendi. İşi düzenler, yönetir. O’nun izninden sonra olması haricinde af vesilecisi olamaz. İşte Rab’biniz Allah budur. O halde O’na kulluk edin. HATIRLAMAZ MISINIZ? )

.....
.....

"Hatırlamak" fiili bu ayetlerde, sanki insanın, kendisinde olan bir bilgiyi tekrar çağırması gerektiğini vurgular nitelikte beyan edilmiştir. İlahi bilgilerin insanın özünde, ruhunda zaten kayıtlı olduğu gerçeği ayetlerde "Zikr" kelimesiyle bildirilmiştir.

Batı dillerinde "Hatırlamak" fiilini oluşturan kelimelerin kök anlamları incelendiğinde, "öze dönüş", "içe dönüş", "kaynağa tekrar bağlanma", "alta inme" gibi anlamlar ortaya çıkmaktadır.

Remember ( İng. ) ... Re ( Yeniden / Tekra ) +Member ( Üye / Baülanma ) ... Yeniden / Tekrar Bağlanma

Souvernir ( Fra. ) ... Sou ( Alt ) + Venir ( Gelmek ) ... Alta Gelmek ( Bilinç Altına İnmek gibi )

Erinnern ( Alm. ) ... Er ( -tırmak ) + Innern ( İçlemek / İçe Dönmek ) ... İçlettirmek / İçe Döndürmek


22 Ağustos 2018 Çarşamba

F Harfindeki Döngü Mesajı

Döngü kavramının nümerolojik sembolünün 7 sayısı, yeni döngü başlangıcı, düalite ve sonsuzluk kavramının nümerolojik sembolünün ise 8 sayısı olduğuna evvelki bölümlerde defaatle değinilmişti. F harfi bu minvalde ilginç bir durum arzetmekte ve Kur'an'da F harfi vesilesiyle döngü sonu, açılış ve yeni döngü başlangıcı mesajları verilmekte gibidir.

- F harfi Türkçe alfabedeki "17. harftir.
- Arap alfabesinde ise Fe sesini veren harfin sıra numarası 17 ( 1+7 = 8 ), ebced ( sayısal ) değeri ise 80'dir. ( 8+9 = 8 )
- Kur'an'ın ilk suresi "Açılış, Anahtar" anlamına gelen ve 7 ayetten oluşan Fatiha suresidir. Ve bu surenin ismi F harfi ile başlamaktadır.
- Kur'an'da, ismi F harfi ile başlayan 8 sure bulunmaktadır.

1- Fatiha ( Açılış, Anahtar )
2- Furkan ( Fark yaratan, Ayıran )
3- Fatir ( Yoktan yartan )
4- Fussilet ( Ayrıştırma )
5- Fetih ( Açılış )
6- Fecr ( Tan yeri ağarması, Şafak, Gün doğumu )
7- Fil ( Sevgi )
8- Felak ( Gün doğumu, Fecr )

Bilgisayar klavyesinde yer alan "F8" tuşunun da etkin PENCEREdeki e-postayı iletme işlevi olması ve Windows işletim sisteminde bilgisayarı AÇARKEN boot menüsünü AÇMAK için kullanılması da ilginçtir.



8 Ağustos 2018 Çarşamba

76

Tarihteki ilk genetik mühendisliği şirketi Herbert Boyer tarafından 1976 yılında kurulan Genentech isimli şirkettir. Bu şirket, tarihte ilk olarak bir bakteri içinde "insan proteini" üretmiştir.

"İnsan" suresinin 76. sure olması ve surenin ilk ayetlerinde insanın yaratılışından bahsedilmesi ilginç bir uyum ortaya koymaktadır.

76/1 - Hel eta alel insani hıynün mined dehri lem yekun şey'en mezkura ( İnsana uzun zamandan hatırlanacak bir şey olmadığı zaman gelmedi mi? )

76/2 - İnna HALAKNEL İNSANE MİN NUTFETİN EMŞACİN nebtelihi fe cealnahu semi'an basira ( KESİNLİKLE BİZ İNSANI, onu sınamak için KARIŞIK SU DAMLASINDAN YARATTIK da onu duyan gören kıldık. )

1 Ağustos 2018 Çarşamba

"Başkası" dediğin sensin.

Kainattaki tekamül süreci, varlıkların düşünce, tutum ve davranışlarının birbirlerine olan etkileşimine göre ilerlemektedir. Kainattaki tüm varlıklar esas itibarıyla vahdet olarak anılan ve bir olan tek bir varlığın parçalarını teşkil etmektedirler. Dolayısıyla bir varlığın bir diğer varlığa yapacağı "iyilik" veya "kötülük" bu tek varlığa yapılan bir "iyilik" veya "kötülük" olmaktadır. Bir başka deyişle, bir varlığın her türlü düşünce, tutum ve davranışı özünde kendisine karşı olan düşünce, tutum ve davranışıdır.  

42/30 - Ve ma esabeküm min müsıbetin fe bima kesebet eydıküm ve ya'fu an kesır ( Ve size musibetten ne isabet ederse o ellerinizin kazandıklarındandır. Çoğunu affeder. )

2/9 - Yuhadiunallahe vellezine amenu ve ma yahdeune illa enfüsehüm ve ma yeş’urun ( Allah’ ı ve o inananları aldatmaya çalışırlar da nefislerinden, kendilerinden başkasını aldatmazlar ve farketmezler. )

35/43 - İstikbaran fil erdı ve mekras seyyi' ve la yehıykul mekrus seyyiü illa bi ehlih fe hel yenzurune illa sünnetel evvelın fe len tecide li sünnetillahi tebdıla ve len tecide li sünnetillahi tahvıla ( Yerde kibirlenme ve kötülük tuzağıdır. Kötülük tuzağı sahibinin haricindekinin başına geçmez. Ancak evvelkilerin adetlerini mi gözetiyorlar? Allah' ın adetinde değişim bulamazsın. Allah' ın adetinde dönüşüm, başkalaşım bulamazsın. )

Kainattaki varlıklar, idrak ve ruhsal tekamül seviyelerine göre farklı boyutlarda ( frekans, plan ) farklı maddesel yapılar arzetmektedirler. ( Kaba Madde, Yarı Süptil, Süptil vb. gibi. ) Nefsaniyet yani "Hodkamlık" ( Sadece kendini düşünme ) duygusu kainat daim olduğu sürece var olacak bir düalite unsurudur. Bu düalite unsurunun ortadan kalkabilmesi için "Diğerkamlık" ( Başkasını düşünme ) duygusunun hakim olması gerekmektedir.

Bir örnek olarak insan ele alındığında ve insanın kendisinden alt tekamül seviyesinde olan varlıklara ( hayvanlar, bitkilere ) neler yaptığına bakıldığında ilginç bir tablo ortaya çıkmaktadır. ( İnsanın, nefsani arzulara kapılarak diğer insanlara yaptığı kötülükleri ayrıca sıralamaya gerek bulunmamaktadır. )

1- Hayvanları, özgürlüklerinde alıkoyarak, toplama kamplarında ( besi çiftliği, ahır, ağıl vb. ) esir eder ve onlara eziyet çektirir. 
2- Beslenmek, hayatta kalmak gerekçesiyle hayvanları ve bitkileri öldürür ve yer. 
3- Kendisine barınabileceği ev yapmak için ormanları yakar, yokeder.
4- Hayvanlar ve bitkiler üzerinde her türlü deneyi yaparak, bu varlıkların genetik yapılarını yani özlerini değiştirir.
5- Bilimsel deney adı altında hayvanlara işkence çektirir ve öldürür.
6- İnsanlara eğlence olsun diye hayvanları sirklerde köleleştirir, acı çektirme ve mahrumiyet metodlarıyla onları "verilen komutu uygulayan" robotlara dönüştürür.
7- Ticari amaçlı olarak, radikal avlanma metodlarıyla denizlerdeki balık türlerini yokeder.
8- Giyinmek ve süslenmek için hayvanları öldürür ve derilerini kullanır.

Bu örnekler daha da uzatılabilir.

Şimdi, insanın dünyada çektiği acı ve ıstırapları sıralayacak olursak benzer unsurlar karşımıza çıkmaktadır. Esas itibarıyla, farklı boyuttaki ( 2. veya 4. boyut ) nefsani ve hodkam varlıklar, aynı insanlar gibi "ihtiyaçlarını !!"  ( ki böyle bir ihtiyaç aslında yoktur. ) karşılamak gerekçesiyle , tıpkı ayetlerde zikredildiği gibi insanları, yaptıklarının aynısına maruz bırakmaktadırlar.

1- Teknoloji marifetiyle belirli koşullara zorlanmakta ve köleleştirilmektedirler.
2- Hiç bitmeyen terör ve savaş ortamı ile negatif enerjiye boğulmaktadırlar.
3- Muhtelif psikolojik ve okült teknikler ve zihin kontrol programlarıyla insanları kontrol altına almaktadırlar.
4- İnsanları, toplama kampı gibi belirli alanlarda ( şehir merkezleri ) yaşamaya zorlamakta ve doğadan, özünden uzaklaştırmaktadırlar.
5- İnsanlar üzerinde muhtelif genetik deneyler, manipülasyonlar yapmak suretiyle kendilerine dünyanın maddesel koşullarında yaşayabilecek host bedenler yaratmaya çalışmaktadırlar. ( AI, Sibernetik, Robotik, Avatar Projesi vb. )
6- Ahlaki değerleri çökertmek, iyiyi ve doğruyu birbirine karıştırmak suretiyle kaos yaratmakta ve bu süreçte ortaya çıkan negatif enerji ile "beslenmektedirler."
7- Kurdukları satanik sistemle insanları ruhtan ve tekamülden uzaklaştırıp, sırf kendilerine enerji sağlayabilmek için insanları madde aleminin karanlık derinliklerine hapsetmektedirler.

Bu örneklere bakıldığında, insanın kendisinden daha alt tekamül seviyesinde olan varlıklara ( hayvanlar, bitkiler ) "ihtiyaç" gerekçesiyle yaptıklarıyla, üst boyuttaki negatif varlıkların "ihtiyaç" gerekçesiyle insanlara yaptıkları arasında fark görülmemektedir.

İşte bu nedenle, Allahü Teala ayetlerinde insana, kendisini dünyevi ve maddesel öğelerden arındırması gerektiğini, tekamül ederek üst alemlere geçebilmesinin tek yolunun bu olduğunu defaatle bildirir. Kainat sisteminde, "zulüm" kavramının sona erebilmesi için öncelikle her varlığın kendisindeki negatif, hodkam ve nefsani duygularını yoketmesi gerekmektedir.

Aşağıdaki ayetler, insanların ve hatta tüm varlıkların "tek nefisten" yaratıldığı yani aslında bir bütünün parçaları olduklarını bildirmekte ve bir varlığın, yaptığı iyiliği de kötülüğü de esas itibarıyla kendisine yaptığı bildirilmektedir.

41/46 - MEN AMİLE SALİHAN FE Lİ NEFSİHI VE MEN ESAE FE ALEYHA ve ma rabbüke bi zallamin lil abıd KİM İYİLİK YAPARSA NEFSİ İÇİNDİR. KİM KÖTÜLÜK YAPARSA ARTIK ONUN ÜZERİNEDİR. Rab’bin kulları için zulmeden değildir. )

NİSA 4/1 - Ya eyyühen nasütteku RABBEKÜMÜLLEZİ HALEKAKÜM MİN NEFSİN VAHİDETİN ve haleka minha zevceha ve besse minhüma ricalen kesıran ve nisaa vettekullahellezi tesaelune bihı vel erham innellahe kane aleyküm rakıba ( Ey insanlar SİZİ TEK NEFİSTEN YARATAN ondan eşini yaratan ve onlardan çokça erkekler ve kadınlar diriltip gönderen RAB'BİNİZden sakının. Onunla sual ettiğiniz Allah’ tan ve akrabalıktan sakının. Kesinlikle Allah üzerinize gözetleyendir. )

İncil’in aşağıdaki ayetinde de varlıkların nefsaniyetten ve bireysellikten uzaklaşmaları ve daima birbirlerinin menfaatini gözetmeleri gerektiği bildirilmektedir.

46-1 Corinthians-10-24 Herkes kendi yararını değil, başkalarının yararını gözetsin.


















30 Temmuz 2018 Pazartesi

DNA ( DeoksiRİBonükleik Asit ) ve Amino Asit

Bilindiği üzere, DNA ( Deoksiribonükleik Asit ) varlıkların kromozomlarındaki yapı taşıdır. Kelime analizi yapıldığında;

DE : -sız, olumsuzluk öneki
OKSİ : Yanmış, oksitlenmiş, oksijene maruz kalmış
RİBO : Artmış ( "Rib / Riba " kelimesi Arapça'da ,"Artma, Çoğalma" anlamına gelmekle birlikte İngilizce'de "Rib" ve Almanca'da "Rippe" olmak üzere "Kaburga" * anlamına gelmektedir. Batı dillerindeki "RAPid" ( Hızlı ) ve "REPeat" ( Tekrar Etme ) kelimelerindeki "REP/RAP" kökü de "RİB" köküdür ve "artma" anlamı taşır. )
NÜKLEİK : Hücresel, çekirdeksel
ASİT : Varlık ( Batı dillerinde "Asset" kelimesi "Varlık" anlamındadır. )

Deoksiribonükleik Asit = Yanmamış Çoğalan Çekirdeksel ( Hücresel ) Varlık

* "Kaburga" kelimesi yani "TeRAİB" içeriğinde "Rib / Riba" kökünü bulundurmakta ve "Artış, Çoğalış" anlamı taşımaktadır. "TeRAİB" kelimesinin son dört harfinde de "Rib" kelimesi kökü bulunmaktadır. Tarık suresinin aşağıdaki ayetlerinde, insanın kaburgadan ( TeRAİB ) çıkan sudan ( sperm, meni ) yani "kök hücrelerden çoğalarak" oluştuğu anlamı bulunmaktadır. 

86/5 - Fel yenzuril insanü min ma hulik ( O halde insan neden yaratıldığına baksın. )
86/6 - Hulika min main dafik ( Atılarak dökülen sudan yaratıldı. )
86/7 - Yahrücü min beynis sulbi vet TERAİB( Omurga kemiği ve kaburgaların arasından çıkar. )

Bugün, tıpta kemik iliğinden sperm üretildiği bilinmektedir.

Tevrat'ın Yaratılış bölümündeki ayetlerde, kadının yaratılışına ilişkin bölümlerde yine "Kaburga"dan bahis bulunmaktadır. 

1 Genesis 2 21 RAB Tanrı Adem'e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun KABURGA kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.
1 Genesis 2 22 Adem'den aldığı KABURGA kemiğinden bir kadın Yaratarak onu Adem'e getirdi.
1 Genesis 2 23 Adem, "İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, Etimden alınmış ettir" dedi, "Ona 'Kadın denilecek, Çünkü o adamdan alındı."

Ayrıca "AMİNO ASİT" kelimesi de kök anlam açısından ilginç bir durum sergilemektedir.

AMİNO: İnanan ( "İman", "Amin" kökünden )
ASİT: Varlık

Amino Asit'ler proteinlerin yapı taşları olup, varlık oluşumunda temel rol oynamaktadırlar. Bu kelimenin "İnanan Varlık" anlamına gelmesi de önem arzetmektedir.





Cinler ve Melekler

Cinler ve Melekler yapısal nitelikleri özdeş varlıklar mıdır? Bir başka deyişle her iki varlık da "Ateşten" mi yaratılmıştır. Meleklerin "Işık" kaynağı olabilmeleri için yine "Ateş" niteliği taşımaları gerekmektedir. Güneş bir ışık kaynağıdır ve aynı zamanda da ateştir.

Ayrıca, Meleklerin "Saf Ruh" olması bilgisi de doğru görünmemektedir. 

Fatir 35/1 - El hamdü lillahi fatıris semavati vel erdı caılil MELAİKETİ RUSÜLEN ÜLI ECNİHATİN MESNA VE SÜLASE VE RUBA yezıdü fil halkı ma yeşa' innellahe ala külli şey'in kadır ( Övgü, gökleri ve yeri yoktan yaratan,  MELEKLERİ İKİŞER, ÜÇER, DÖRDER KANATLI RESULLER KILAN Allah içindir. O yaratışta ne dilerse artırır. Kesinlikle Allah herşeye gücü yetendir. )

Ayette meleklerin "kanatlarından" bahsedilmektedir. "Kanat" kelimesinin sembolik olduüu düşünülse bile, Kur'an'daki her ifadenin birden çok anlamı bulunmakta ve hiçbir anlam gerçek dışı olarak zikredilmemektedir. Dolayısıyla, meleklerin belirli bir forma sahip olan ve kainat ( madde alemi ) içinde yer alan Vazifeli Varlıklar olma durumu söz konusudur. Sümer rölyeflerinde yer alan kuş kafalı insan bedenli ve kanatlı Anunnaki karakteri  bu açıdan önem arzetmektedir.


70/4 - Ta'rucül melaiketu ver ruhu ileyhi fi yevmin kane mikdaruhu hamsine elfe senet ( Melekler ve ruh, miktarı ellibin sene olan bir günde O’na çıkarlar. )

Bu ayette de "Melek" ve "Ruh" kavramı ayrılmıştır. Melekler "saf ruh" olsalardı böyle bir ayırıma gerek olmazdı. Öte yandan Kur'an'da "Ruhtan size az ilim verilmiştir." ifadesi yer almaktadır.

Ayetler incelendiğinde "Melekler" ve "Cinlerin" yapısal olarak aynı yani süptil / eterik oldukları ancak düşünce ve idrak seviyesi olarak farklı varlıklar oldukları ihtimali oluşmaktadır. Cinler düşük idrak seviyeleri nedeniyle 2. boyutta sıkışmış varlıklardır. 

15/27 - Vel canne halaknahü min kablü min naris semum ( Ve cin, onu önceden, içe işleyen zehirli ateşten yarattık. )

55/15 - Ve halekal canne min maricin min nar ( Ve cini dumansız ateş alevinden yarattı. )

Aşağıdaki ayetlerde korunmuş gökten kulak hırsızlığı yapan cinleri "kıvılcımın" yani meleğin takip ettiği bildirilmektedir. "Kıvılcım" bir ateş kaynağı olduğundan meleğin de ateşten oluşmuş olması durumu söz konusudur.

15/16 - Ve lekad cealna fis semai bürucen ve zeyyennaha lin nazırın ( Ve gökte yıldız kümeleri oluşturduk ve onu bakanlar için süsledik. )
15/17 - Ve hafıznaha min külli ŞEYTANİR racım ( Ve onu tüm kovulmuş ŞEYTANLARDAN koruduk. )
15/18 - İlla men isterekas sem'a fe etbeahu ŞİHABÜN mübın ( O kulak hırsızlığı yapan kimse hariç. Artık onu apaçık KIVILCIM takip eder. )

Aşağıdaki ayetlerde Rab'bin meleklere emir hitabı ve melekler içinden İblis adındaki varlığın emre itaatsizliği bildirilmektedir. Rab'bin meleklere hitabı esnasında orada olan varlığın da bir melek olması ihtimali kuvvetle muhtemeldir.

2/34 - Ve iz kulna lil MELAİKETİscüdu li ademe fe secedu illa İBLİS eba vestekbera ve kane minel kafirın ( Ve zamanında MELEKLERE "Adem için yere kapanın." dedik. Böylece İBLİS haricinde yere kapandılar. O diretti ve kibirlendi ve inkarcılardan oldu.  )
yani 
7/11 - Ve lekad halaknaküm sümme savvernaküm sümme kulna lil MELAİKETİscüdu li ademe fe secedu illa İBLİS lem yekün mines sacidın ( Ve sizi yarattık. Sonra sizi şekillendirdik. Sonra MELEKLERE "Adem için yere kapanın." dedik de İBLİS hariç yere kapandılar. O yere kapananlardan olmadı. )

17/61 - Ve iz kulna lil MELAİKETİscüdu li ademe fe secedu illa İBLİS kale e escüdü li men halakte tıyna ( Ve zamanında MELEKLERE "Adem için yere kapanın." dedik de İBLİS haricinde yere kapandılar. "O çamurdan yarattığın kimse için yere mi kapanayım?" dedi. )

18/50 - Ve iz kulna lil MELAİKETİscüduli ademe fe secedu illa İBLİS kane minel cinni fe feseka an emri rabbih e fe tettehızunehu ve zürriyyetehu evliyae min dunı ve hüm leküm adüvv bi'se liz zalimıne bedela ( Ve zamanında meleklere "Adem için yere kapanın." dedik de cinlerden olan İblis hariç yere kapandılar. Böylece o, Rab’binin emri üzerine günah işledi. "O halde onu ve soyunu, onlar size düşmanlarken, benden başka dostlar mı edineceksiniz? Zalimler için ne kötü değişimdir." ),

38/71 - İz kale rabbüke lil MELAİKETİ innı halikun beşeran min tıyn ( Zamanında Rab’bin MELEKLERE "Kesinlikle ben çamurdan insan yaratırım." dedi. )
38/72 - Fe iza sevveytühu ve nefahtü fıhi min ruhıy fe kau lehu sacidın ( Böylece onu düzenleyip şekillendirdiğimde ve içine ruhumdan üflediğimde artık ona yere kapanarak serilin. )
38/73 - Fe secedel MELAİKETÜ küllühüm ecmeun ( MELEKLERİN hepsi topluca yere kapandılar. )
38/74 - İlla İBLİS istekbera ve kane minel kafirın ( İBLİS hariç. O kibirlendi ve inkarcılardan oldu. )




O gün sırlar açığa çıkar

"Kıyamet Günü" ( Yevmel Kıyameh ) ( Ayağa Kalkış Günü ) kavramı Kur'an'da "71" kere tekrarlanmaktadır. 71 sayısı, nümerolojik değeri ( 7+1 ) itibarıyla, yeni döngü başlangıcnı sembolize eden "8" sayısı ile ilintilidir. Ayrıca 7 ve 1 sayılarının da yanyana olması, "7" birimlik periyodu ve sonrasındaki yeni döngünün "1". aşamasını sembolize etmektedir.

Kıyamet sürecinin başlamış olduğu bu dönemde, bir çok kaynakta ( internet, kitaplar vb. ) yoğun bir şekilde okült ezoterik bilgilerin yer aldığı ve paylaşıldığı müşahade edilmektedir. Bu durum, Tarık suresinin 86/9 kodlu ayetinde bildirilmektedir.

86/9 - Yevme tübles serair ( O gün sırlar ortaya çıkarılır. )

Son dönemde insanlar ve cinler her türlü bilgi ile buluşturulacak ve nihai yönlenme durumları tesbit edilecektir.

29 Temmuz 2018 Pazar

Ay, Kıyamet ve Yeni Döngü Başlangıcı


27.07.2018 tarihinde gerçekleşen "Ay Tutulması" ve akabinde vuku bulan "Kırmızı Ay" tezahürü ile Kıyamet Günü ( Ayağa Kalkış Günü ) / Altın Çağ / Ayrışım Günü ( Yevmel Fasl ) / Din Günü ( Yevmed Din ) / Hesap Günü ( Yevmel Hısab ) arasında bağlantı olduğu, Ay Tutulmasının kıyamet sürecinin başladığının habercisi olduğu Kıyamet suresinin aşağıdaki ayetlerinde bildirilmektedir.

75/6 - Yes'elu (1) eyyane (2) YEVM (3) EL (4) KIYAMETİ (5) ( "AYAĞA KALKIŞ GÜNÜ ne zaman?" diye sual eder. )
75/7 - Fe (1) iza (2) berika (3) el (4) besaru (5) ( Böylece göz şimşek çaktığında, )
75/8 - Ve (1) HASEFE (2) EL (3) KAMERU (4) ( Ve AY KAPANIP SÖNDÜĞÜNDE, )
75/9 - Ve (1) CUMİ'A (2) EŞ (3) ŞEMSU (4) VE (5) EL (6) KAMERU (7) ( Ve GÜNEŞ VE AY TOPLANDIĞINDA, )

Ayrıca Ay Tutulması gecesinde, Ay'ın yüzeyinde belirginleşen "8" formu da "Yeni Döngü Başlangıcının" yani Kıyamet süreci sonrasının sembolü niteliğindedir.

Ayrıca, kıyamet alametini tanımlayan 75/6 - 75/9 arası ayetlerde toplam "21" kelime bulunmaktadır. ( 21 sayısı Ruhun nümerolojik sembolüdür. )

İnşikak suresinin aşağıdaki ayetlerinde de "Ay Tutulması" ile varlıkların "Tabakadan tabakaya geçmeleri" ( Boyut değiştirme, Üst plana geçme, Algı değişimi vb. ) arasındaki ilişki bildirilmektedir.

84/17 *- Vel leyli ve ma veseka ( Ve gece ve o barındırdıkları,  )
84/18 ** - Vel KAMERİ izet teseka ( Ve AY dizilip derlendiğinde, )
84/19 - Le terkebunne tabekan an tabekın ( Kesinlikle tabakadan tabakaya binip karışacaksınız. )

*Ayet setindeki ilk ayetin numarası 17 olup nümerolojik değeri “8”’dir. 8 saysı yeni döngü başlangıcını sembolize eder.

** Ay ( Kamer ) kelimesinin geçtiği ayet kodunun ( 84/18 ) nümerolojik değeri de "21" sayısını vermektedir. ( 8+4+1+8 = "21" )








Vefa Edilenler ve Geri Döndürülenler

Nahl suresinin 16/70 kodlu ayetinde "Men yüraddu ila erzelil umuri" ( Ömrün en rezil dönemine döndürülenler ) ifadesi yer almaktadır. Ayetteki ifadeler incelendiğinde bu dönüşün, ilmi ve idraki tekamülünü tamamlayıp da madde alemini ( dünya, kaba hidrojen ) terk etme safhasına gelememiş varlıklar ( insan, cin ) ile ilgili olabileceği ihtimali oluşmaktadır.

16/70 - Ve (1) allahü (2) HALEKA (3) KÜM (4) sümme (5) YETEVEFFA (6) KÜM (7) ve (8) min (9) küm (10) men (11) YÜRADDÜ (12) ila (13) erzeli (14) el (15) umuri (16) li (17) key (18) la (19) ya'leme (20) ba'de (21) ılmin (22) şey'a (23) inne (24) allahe (25) alimün (26) kadır (27) ( Ve Allah sizi YARATTI. Sonra sizi VEFAT ETTİRİR / VEFA EDER. Sizden kimileri, ilimden sonra bir şey bilmesin diye ömrün en alt / rezil dönemine GERİ DÖNDÜRÜLÜR. Kesinlikle Allah bilendir gücü yetendir. )

Süreç aşağıdaki gibidir.

Haleka = "Yaratır"

Yeteveffa * = "Vefat Ettrir" olarak tercüme edilen bu kelimenin kökü "Vefa" kelimesi olup, esas itibarıyla "Vefa Eder" anlamına gelmektedir. Yani yaratıldıktan sonra dinin gereklerini yerine getirmek suretiyle ruhsal tekamülünü tamamlamış olan varlıklara Allah'ın vefa ederek ( yaşam sürecinde yaptıklarının adil karşılığını vererek ) onları ahirete yani bir üst boyuta / plana / frekansa yani cennete ( sevgi planına ) nakletmesi anlatılmakta gibidir.

"Teveffa" ( Vefa etmek ) fiilinin yer aldığı bir başka ayet te aşağıdadır.

2/281 - Vetteku yevmen türceune fıhi ilellahi sümme TÜVEFFA küllü nefsin ma kesebet ve hüm la yuzlemun ( İçinde Allah’a  döndürüleceğiniz günden sakının. Sonra tüm nefislere ne kazandılarsa VEFA EDİLİR. Onlara zulmedilmez. )

* Ayetlerde "Öldürmek" kelimesi için "Emette" fiili kullanılmaktadır. Örnek : 40/11 - Kalu rabbena EMETTEna esneteyni ve ahyeytena esneteyni fe i'terafna bi zünubina fe hel ila hurucin min sebıl ( “Rab’bimiz bizi iki kere ÖLDÜRDÜN ve bizi iki kere dirilttin de günahlarımızı itiraf ettik. Artık çıkmaya yol var mı?” dediler. )

Yüraddu = "Geri Döndürülür" ( Tekamülünü tamamlayamamış olan varlıklara, öğrendikleri bilgiler ve anıları unutturulmak suretiyle döngünün tekrar deneyimlettirilmesi yani madde alemi olan dünyada reenkarnasyon ( bedenlenme ) döngüsünün tekrar ettirilmesi anlatılmakta gibidir. "Geri döndürme" de Allah'ın kullarına "Vefa etmesi"dir. Zira kuluna, yaptıklarının, kazandıklarının  karşılığı olarak onu tekrar başa döndürüp ( geri döndürüp / reenkarne edip ) tekamül sürecini devam ettirerek ona vefa etmektedir.

16/70 kodlu ayetteki "7" ve "İkili Yedi" tezahürü, döngü nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir.

- Ayet kodunda "İkili Yedi" bulunmaktadır. 16 … 1+6 = "7" ve 70 … 7+0 = "7"
- "İla erzelil umuri" ( Ömrün en alt / rezil dönemine ) ifadesine kadar olan bölümde 16 ( 1+6 0 "7" ) kelime bulunmaktadır.
- Ayette toplam "27" kelime bulunmaktadır. ( 2 ve 7 … İkili Yedi )

Furkan suresinin aşağıdaki ayetlerinde de döngü sonunda tekamülünü tamamlayamadığı için tekrar reenkarnasyon döngüsünüe dahil olacaklara yapılan bildiri yer almaktadır.

25/13 - Ve iza ülku minha MEKANEN DAYYİKAN mükarranıne deav hünalike sübura ( Ve oradan, bağlanmış olarak dar mekana atıldıklarında, orada ölümü çağırırlar. )

25/14 - La ted'ul yevme süburan vahıden ved'u SÜBURAN KESIRA ( Bugün tek ölümü çağırmayın, bugün ÇOK ÖLÜMÜ çağırın. )

Ayetteki "Mekanen Dayyikan" ( Dar Mekan ) kavramı varlıkların ölüm sonrasında içine girecekleri, kah huzurlu kah azap içinde olacakları hesaplaşma halini yani spatyom safhasını tanımlamaktadır. Spatyom safhası, madde alemindeki ruhsal tekamül sürecini tamamlayamamış ve dolayısıyla dünyada tekrar reenkarnasyon döngüsüne girecek yani bedenlenecek olan varlıklar için daha ziyade azaplı olmaktadır.








28 Temmuz 2018 Cumartesi

Tayr

27/16 - Ve verise süleymanü davude ve kale ya eyyühen nasü ullimna MENTIKAT TAYRİ ve utına min külli şey' inne haza le hüvel fadlül mübın ( Ve Süleyman Davud' a varis oldu. "Ey insanlar, bize KUŞLARIN KONUŞMASI öğretildi. Bize herşeyden verildi. Kesinlikle bu, o apaçık üstünlüktür, lütuftur." dedi. )

27/17 - Ve huşira li süleymane cünudühu minel CİNNİ vel İNSİ vet TAYRİ fe hüm yuzeun ( Ve CİNLERDEN, İNSANLARDAN ve KUŞLARDAN oluşan orduları, askerleri Süleyman için toplandı. Artık onlar düzenlenip hizalanıyorlardı. )

Neml suresinin bu ayetinde Süleyman'a yardım eden varlıklardan bahsedilmektedir. Ayetteki varlıkların, bulundukları boyutlara göre sıralandıkları düşünüldüğünde ayetteki "Tayr" kelimesinin "Kuş" anlamının dışında da bir anlam taşıyor olması ve üst boyut ( frekans, plan ) varlıklarını ( Vazifeli Varlıklar ) tanımlıyor olması kuvvetle muhtemeldir. Zira "Tayr" kelimesi "Uçmak" anlamına gelmekte olup "Uçak" kelimesinin de karşılığı "Tayyare" kelimesidir.

Cin : 2. Boyut
İnsan : 3. Boyut
Tayr : 4., 5. + Boyut

Sümer uygarlığında, üst alemden gelen ve Anunnaki olarak adlandırılan varlıkların, rölyeflerde "Kuş Kafalı İnsan Bedenli Varlık" olarak resmedilmesi bu çerçevede dikkat çekmektedir.


Kuş temalı bu varlıkların Vazifeli Varlıklar ( Resuller / Gönderilenler ) oldukları varsayıldığında, Fatir suresinin 35/1 kodlu ayetine göre Melek adı verilen varlıkların Vazifeli Varlıklar oldukları  düşünülebilir.

35/1 - El hamdü lillahi fatıris semavati vel erdı caılil MELAİKETİ RUSÜLEN ÜLI ECNİHATİN MESNA VE SÜLASE VE RUBA yezıdü fil halkı ma yeşa' innellahe ala külli şey'in kadır ( Övgü, gökleri ve yeri yoktan yaratan,  MELEKLERİ İKİŞER, ÜÇER, DÖRDER KANATLI RESULLER KILAN Allah içindir. O yaratışta ne dilerse artırır. Kesinlikle Allah herşeye gücü yetendir. )

27/16 kodlu ayette de "Süleyman'a UÇANLARIN KONUŞMALARININ / İLETİŞİMLERİNİN öğretildiği bildirilmektedir. Ayette "lisanit tayr" ( kuş dili ) değil "mentıkat tayr" ( kuş konuşması ) ifadesi yer almaktadır. Bu ifade Süleyman'ın üst boyuttaki ( 3. boyut üzeri ) varlıklar ile iletişim kurabilme yeteneğine haiz olduğunu göstermektedir.

Ayrıca Fil suresindeki "Tayr" kelimesi de farklı bir anlam, UFO / Uzay Gemisi / Vazifeli Varlık  anlamı taşımakta gibidir. Zira 105/4 kodlu ayette "Tayrların pişmiş taş attıkları" belirtilmektedir. Bir kuşun pişmiş taş atamayacağı düşünüldüğünde farklı bir anlam gündeme gelmektedir.

105/1 - E lem tera keyfe feale rabbüke bi ashabil fil ( Rab’bin fil sahiplerini nasıl yaptı görmedin mi? )
105/2 - E lem yec'al keydehüm fı tadlil ( Onların hileli tuzaklarını sapmış ve boşa çıkmış kılmadı mı? )
105/3 - Ve ersele aleyhim TAYRAN ebabil * ( Ve onların üzerlerine ebabil KUŞLARI gönderdi. )
105/4 - TERMIHİM Bİ HICARATİN MİN SİCCİL ( ONLARA ATEŞTE PİŞMİŞ ÇAMUR TUĞLASINDAN TAŞLAR ATIYORLARDI. )
105/5 - Fe cealehüm ke asfin me'kul ( Böylece onları yenmiş taze ekin yaprağı gibi yaptı. )

Surede sanki UFOların / Uzay Gemilerinin / Vazifeli Varlıkların tepeden gönderdikleri ışınlarla toprağın parçalandığı ve yanmış toprağın ve taşların savrulduğu izlenimi oluşmaktadır. Zira pişmiş taşların isabet ettiği kişilerin yandıkları ve iskelet olarak kaldıkları da "Asfın mekul" ( Yenmiş ekin yaprağı ) ifadesiyle tasvir edilmektedir.

* "Ebabil" kelimesi "Ebab" ( Hazılanmak ) ve El ( İlah ) kelimelerinden müteşekkil olup, "Allah'ın Hazırlığı / Hazırladığı" gibi bir anlam taşımaktadır. ( Ebabil kelimesinin sözlük anlamı ise "Dağ Kırlangıcı"dır. )


25 Temmuz 2018 Çarşamba

Kara Çarşaf ile Cin Sembolizasyonu

Bilindiği üzere "Siyah" renk, "Karanlığın" ve negatif enerjinin sembolüdür. Kur'an'da bu husus düalite prensibi kapsamında "Nur" ( Aydınlık ) ve "Zulümat" ( Karanlık ) kelimeleri ile ifade edilir.

2/257 - Allahü veliyyüllezıne amenu yuhricühüm minez ZULÜMATİ ilen NUR vellezine keferu evliyaühümüt tağutü yuhricunehüm minen nuri ilez zulümat ülaike ashabün nar hüm fıha halidun ( Allah o inananların dostudur. Onları KARANLIKLARDAN AYDINLIĞA çıkarır. O inkar edenler, onların dostları azgındır ki onları aydınlıktan karanlığa çıkarır. Onlar ateşin sahipleridirler. Onlar onun içinde ebedidirler. )

"Siyah" veya "Karanlık" ayrıca "Görmemeyi" ve "Körlüğü" yani ilimsizliği, cehaleti ve buna bağlı tezahür eden kötülükleri ve günahları da ifade eder. Ayetlerde yer alan "KÖRler" ifadesi ilim yoksunu, inkarcı, günahkar ve müşrik satanistleri tanımlamaktadır.

2/17 - Meselühüm ke meselillezistevkade nara fe lemma edaet ma havlehu zehebellahü bi nurihim ve terakehüm FI ZULÜMATİN LA YÜBSİRUN ( Onların misali o ateş yakmayı isteyenin misali gibidir. Yakıp da çevresindekileri aydınlattığında Allah aydınlıklarını giderir ve onları KARANLIKLARIN İÇİNDE TERKEDER DE ONLAR GÖRMEZLER.  )

2/18 - Summün bükmün UMYÜN fe hüm la yarciun ( Sağırdırlar, dilsizdirler, KÖRDÜRLER. Artık onlar dönmezler. )

İnsanları kötülüğün karanlığına iten başlıca unsur alt tekamül boyutu olan 2. boyuttan 3. boyuta yani dünya frekansına müdahale eden ve insanın nefsani yapısını tetikleyerek onu saptıran cinlerdir. Dünyayı kötülüğe, kana ve gözyaşına bulayan satanist müşrikler cinlere kulluk etmekte ve cinleri sayısal, sözel ve görsel şekillerde sembolize etmektedirler. Bu sembollerden biri de, islamın bir gereğiymiş gibi islami kültür toplumlarına empoze edilmiş olan ve kadınlar için bir mecburiyet, bir namus sembolü haline dönüştürülmüş olan "Kara Çarşaf"tır.

Kara Çarşaf esas itibarıyla bir "cin sembolüdür". Zira cin kelimesi "Görünmeyen, Örtülü olan" anlamına gelmektedir. Cenin ( Ana rahminde olup görünmeyen embriyo ), Cünnet ( Kalkan ) kelimeleri hep cin kökünden türemişlerdir. Satanist müşrikler kadınları bu kara çarşafların içinde görünmez hale getirerek aslında cinleri resmetmektedirler. Hatta son dönemde Suudi Arabistan'da "Kadınlar insan mıdır?" konulu tartışmaların yapıldığı basına yansımıştır.

"Kötü Ruh" ( Evil Spirit ) olarak tanımlanan cinlerin aşağıdaki şekilde resmedilmesiyle, kara çarşaf arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. ( Star Wars filmindeki şeytani karakter Dart Vader'ın kıyafeti de kara çarşaf benzeridir. )

                                                          
                    Kara Çarşaflı bir kadın

                                       
Star Wars film serisinin şeytani karakteri Dart Vader

                                                            
                      Bir demon ( cin ) tasviri

Kur'an'da "Kara Çarşaf" ile tamamen örtünmeye ilişkin bir ayet bulunmadığı gibi, ayetlerde belirtilen sadece kadınların açık saçık olmamalarıdır.

33/33 - Ve karne fı büyutikünne ve LA TEBERRACNE TEBERRUCEL cahiliyyetil ula ve ekımmes salate ve atınez zekate ve etı'nellahe ve rasuleh innema yürıdüllahü li yüzhibe ankümür ricse ehlel beyti ve yütahhiraküm tathıra ( Ve evlerinizde durun. Önceki cahiliyetteki gibi süslenip, AÇILIP SAÇILARAK AÇIK SAÇIK OLMAYIN Duaya kalkın, zekatı verin ve Allah’a  ve O’nun resulüne itaat edin. Kesinlikle Allah, üzerinizden pisliği gidermeyi ve sizi tertemiz yaparak temizlemeyi ister, ev sahipleri. )

24/31 - Ve kul lil mü'minati yağdudne min ebsarihinne ve yahfazne fürucehünne ve la yübdıne zınetehünne illa ma zahera minha ve YADRİBNE Bİ HUMURİHİNNE ALA CÜYUBİHİNNE  ............. ( Ve inanan kadınlar için gözlerinden sakınmalarını ve ayıplarını korumalarını söyle. Süslerini, onlardan o görünenler haricinde olanları ortaya çıkarmasınlar. ÖRTÜLERİNİ, BEZLERİNİ YAKALARININ, KOYUNLARININ ÜZERİNE DOLASINLAR. .....  )

33/59 - Ya eyyühen nebiyyü kul li ezvacike ve benatike ve nisail mü'minıne YÜDNINE ALEYHİNNE MİN CELABIBİHİNN zalike edna en yu'rafne fe la yü'zeyn ve kanellahü ğafurar rahıma ( Ey haberci, eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına, ÖRTÜLERİNİ ÜZERLERİNE YAKLAŞTIRMALARINI SÖYLE. Bu, tanınmalarına en yakındır. Böylece eziyet edilmezler. Allah affedendir merhametlidir. )

Yani ayette elbiselerinizi üzerinize yaklaştırın, mahrem yerlerinizi ortada bırakacak şekilde açılmayın mesajı verilmektedir.

Cahil toplumlarda kadının, cin şeytanı addedilmesinin nedeni aşağıdaki ayetin yanlış yorumlanması da olabilir.

4/117 - İn yed'une min dunihı illa inasa ve in yed'une illa şeytanen merıda ( Kesinlikle onlar, O’nun haricinde ancak kadınları çağırırlar. Kesinlikle ancak asi inatçı şeytanı çağırırlar. ) 

Bu ayette bildirilmek istenen, en zayıf nefsaniyet alanı olan cinselliğin cazibesine kapılıp da kadınların tapılası unsurlara dönüştürülmemesi, ilahlaştırılmamasıdır. Satanik ritüellerde kadınların üstlendiği "Mother Goddess" ( Ana Tanrıça ) rolü hatırlanmalıdır.