16 Ekim 2019 Çarşamba

Kova Burcu çağı, Su ve Kozmik Bilgi Akışı

Kova Burcu'nun Latince karşılığı "AQuaris" ( Su Taşıyıcı / Sucu / Kovacı ) kelimesidir. Aşağıdaki kelimelerdeki "AK" kökü anlamsal açıdan dikkat çekmektedir.

AQua ( Su )
AKaşa ( Kozmik bilgiler bütünü )
AKmak

Suyun "Evrensel / Kozmik bir veri tabanı " olduğu ve tüm kâinatın H atomuyla yani suyun özü ile kaplı olduğu evvelce "Evrensel Veri Tabanı Su"* başlıklı bölümde incelenmişti.

* Bkz. 


İçinde bulunduğumuz döngü sonunda yani kıyamet ( ayağa kalkış ) döneminde Kova Burcu'nun tesiriyle kova ile boşanan su gibi kozmik bilgi akmakta ve insanlar artan bir ivmeyle tekâmüle yönlendirilmektedirler.

Yusuf suresinin 19. ayeti, su kavramı ve son dönemde yoğun şekilde tezahür eden 11 fenomeni açısından dikkat çekmektedir. Ayetin "Delveh" ( Kovası ) kelimesine kadar olan bölümünde 11 kelime bulunmaktadır.

12/19 - Ve (1) caet (2) seyyaratün (3) fe (4) erselu (5) varide (6) hüm (7) fe (8) edla (9) DELVE (10) h ( 11 ) ( Ve seyyarlar geldi de sucularını gönderdiler. KOVAsını sarkıttı. .... )

Batıni manâda "Seyyarlar" vazifeli varlıklar yani melekler mi? "Sucu" haberci mi? "Kova" "Gökten indirilen su" yani ilahi kozmik bilgi akışı mı?

Ayet Yusuf suresinde yer almakta olup, Haberci Yusuf’un özelliği rüya yorumu yapabilmesi ve gelecekte vuku bulacak olaylara ilişkin bilgi verebilmesidir. Bir başka deyişle Hz. Yusuf’un Akaşa Kayıtlarına / Levhi Mahfuz erişebilme yeteneği bulunmaktadır. Ayette henüz genç yaşta olan Hz. Yusuf, “Seyyarlar” ( Vazifeli Varlıklar / Melekler ) tarafından “Kuyuda” ( Solucan Deliği / Wormhole ) bulunur. Seyyarların “Sucusu” ( Bilgi sağlayacı vazifeli varlık ) “Kovasını” ( Su ile tasvir edilen Bilgileri ) Hz. Yusuf ile temas ettirerek O’na ilahi kozmik bilgi akışını sağlamış ve gerekli yetenekleri kazandırmıştır.

Yusuf suresinin 111 ayetten oluşması da 11 nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir.

Ayetlerde geçen "Göğün kapılarının "SU" ile açılması" ifadesi de 11 nümerolojisi vesilesiyle kozmik bilgi akışının yoğunlaşmasına işaret etmekte gibidir.

54/11 - Fe (1) fetahna (2) ebvabe (3) es (4) semai (5) bi (6) main (7) münhemir (8) ( Böylece akıp dökülen su ile göğün kapılarını açtık. )

Ayet kodu 54/11 ... "11"
Ayet numarası "11"

11 sayısı farklı boyuta geçiş portalının ( Star Gate / Yıldız Kapısı ) nümerolojik sembolüdür. Star Gate, sudan bir yüzeyi olan çember ile sembolize edilmektedir.



Kadının doğum yapması da bir portal açılışı olup dogum anında vajinadan yani portalden su gelmektedir. Doğum öncesi oluşan bu durum "Suyu gelmek" olarak tanımlanır. Bu fenomen Meryem suresinin aşağıdak ayetlerinde yer alır.

19/23 - Fe ecaehel mehadu ila ciz'ın nahleh kalet ya leytenı mittü kable haza ve küntü nesyen mensiyya

( Doğum sancısı onu hurmalığın kütüğüne dayanmaya zorladı. "Ey keşke bundan önce ölseydim de unutulup terkedilenlerden olsaydım." dedi. )

19/24 - Fe nadaha min tahtiha en la tahzenı kad ceale rabbüki tahteki seriyya
( Ona onun altından "Hüzünlenme. Rab’bin senin altında su yolu nehir oluşturdu." diye seslendi. )

Aquarius veya Kova Burcu, burçlar* çemberindeki ( Horoscope ) 11. burçtur.

* Burç = Yıldız kümesi



Kova Burcu, horoskopta su dalgası ve kovadan dökülen su ile sembolize edilir.



Kıyamet sürecindeki kozmik bilgi akışı, bilgeleşen ve bilgiyi yayan insanlar İncil'de şu ayetlerde bildirilmektedir.

44 Acts 2-17 `Son günlerde, diyor Tanrı,tüm İNSANLARIN ÜZERİNE RUHUMDAN DÖKECEĞİM. Oğullarınız ve kızlarınız PEYGAMBERLİK EDECEKLER. Gençleriniz görümler, yaşlılarınız da düşler görecek.

44 Acts 2-18* O günlerde gerek erkek gerek kadın, kullarımın üzerine de RUHUMDAN DÖKECEĞİM, onlar da PEYGAMBERLİK EDECEKLER.

* Ayetin sure numarasında 8, ayet numarasında ise 11 nümerolojisi bulunmaktadır. ( 8 ve 11 sayıları yeni döngü başlangıcı, sonsuz döngü, düalite ve üst boyuta geçiş portalinin nümerolojik sembolleridir. 8 ve 11 sayılarının birleşimi de 8+1+1 = 10 ... 1+0 = 1 olmak üzere Ünite'yi / Birliği / Kolektif Bilinci sembolize etmektedir. )

Kozmik bilgi akışının "Su dökülmesi, Sulama" kavramları ile sembolize edildiği Kur'an ayetleri;

72/16 - Ve en levistekamu alet tarikati le ESKAYNAHÜM MAEN ĞADEKAN ( Ve şayet yol üzerinde doğru gitselerdi onları BOL SU İLE SULARDIK. )

54/11 - Fe (1) fetahna (2) ebvabe (3) es (4) semai (5) bi (6) main (7) münhemir (8) ( Böylece akıp dökülen su ile göğün kapılarını açtık. ) *

* Ayet kodunda yine 11 nümerolojisi bulunmaktadır. ( 5+4+1+1 = 11 ) Ayrıca ayette 8 kelime bulunmaktadır. ( 8 sayısı yeni döngü başlangıcını sembolize etmektedir. )

Aşağıdaki İncil ayetinde ise "Ruh" ve "Su" kelimeleri akıp dökülen "İlahi Kozmik Bilgilere" işaret etmektedir.

43 John 3-5 İsa şöyle yanıt verdi: "Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse SUDAN ve RUH'tan DOĞMADIKÇA Tanrı'nın Egemenliği'ne giremez.

Ayette "Doğmak" kelimesi yer almakta olup, ayet numarasının ( 3-5 ) nümerolojik değeri de 8 sayısını vermektedir. ( 8 = Yeni döngü başlangıcı )

8. Enfal suresinin 11. ayetinde "Uyku" esnasında gökten indirilen "Su" ( Kozmik bilgi akışı ) vesilesiyle sağlanam ilahi destekten bahsedilmektedir. Ayette uykunun bir veri aktarım süreci olduğuna işaret edilmektedir.

8/11 - İz yüğaşşikümün NÜASE emeneten minhü ve yünezzilü aleyküm mines semai MAEN li yütahhiraküm bihı ve yüzhibe anküm riczeş şeytani ve li yerbita ala kulubiküm ve yüsebbite bihil akdam

( Zamanında, kendinden güvenlik olarak size UYKU örtüyordu. Sizi onunla temizlemek, şeytanın pisliğini sizden gidermek, kalplerinize kuvvet vermek ve ayaklarınızı, adımlarınızı onunla sabitlemek için gökten üzerinize SU indiriyordu. )

Konu bağlamındaki önemli bir kelime de "Ayna" kelimesidir ki bu kelimenin "Su" ve "Görmek" kelimeleriye ilintisi bulunmaktadır. Ayna, boyut portalının da sembolüdür. ( Okültizmde "Black Mirror" ( Siyah Ayna ) kavramı cinlerin* geçişini ve cinler ile teması sağlayan boyut portalının sembolüdür. )

"Ayn" kökü aşağıdaki anlamları içermektedir.

* Kaba madde plani dünyada görülemeyen süptil varlıklar

Ayn ( Göz ) ( İngilizcede "Eye" )
Ayn ( Su pınarı )
Ay ( Ay ) ( Göz seklindeki uydu gezegen )
Ayna ( Gördüren )
Ayin ( Görenek, Görülmüş olan ) Ayni ( Görülen )

İnsan suresinin 76/6 kodlu ayetinde ilahi kozmik bilgi bahşedilen cennet ehlinden bahsedilmektedir.

76/6 AYNen yeşrebu biha ibadullahi yufecciruneha tefcira

( PINAR ki Allah’ın kulları onu akıtıp fışkırtarak ondan içerler. )

Tekasur suresinin 102/7 kodlu ayetindeki "Aynel yakin" ( Kesin ve doğru görüş ) kelimesi de ilahi kozmik bilginin algılanmasını ve öğrenilmesini ifade etmektedir. 

102/7 Summe le teravunneha AYN el yakin

( Sonra onu kesin doğru GÖZLE, GÖRÜŞLE göreceksiniz. )




13 Ekim 2019 Pazar

Sabit sayılardaki 8 nümerolojisi

Fen bilimlerinde kullanılan temel "değişmezlerde / sabitlerde" "8" nümerolojisi olduğu görülmektedir.

Planck sabiti : h= 6.3x10^-34  ( 6+3+1+0+3+4 = 17 ... "8" ) 
Avogadro Sabiti : 6.023×10^23 6+0+2+3+1+0+2+3 = 17 ... "8" 
Yerçekimi İvmesi ( Gravite ) sabiti 9.8 m/s^2 9+8 = 17 ... "8"
Pi sayısı 3,14 ... 3+1+4 = "8

 Kur'an'da "Değişmezlik" kavramı "Âdetimizde / Allah'ın âdetinde değişim bulamazsın." ifadesi vesilesiyle İsra ve Fatir surelerinin ayetlerinde yer almaktadır.

"17"/77 ... ve la tecidü li sünnetina TAHVILA ( ... Adetimizde DEĞİŞİM, DÖNÜŞÜM bulamazsın. )

"35"/43 ... fe len tecide li sünnetillahi TEBDILA ve len tecide li sünnetillahi TAHVILA... ( ... Allah' ın adetinde DEĞİŞİM bulamazsın. Allah' ın adetinde DÖNÜŞÜM bulamazsın. ) 

Her iki surenin de numaralarının nümerolojik değerleri "8" sayısını vermektedir. ( 17 ...1+7= "8" ; 35 ... 3+5 = "8" )

Dini O'na halis kılmak

Kur'an ayetlerinde yer alan "Muhlisine lehüd din" ( Dini O'na halis kılarak ) ifadesi, yaşam nimetini ve sonsuzluğu bahşeden Allahü Teala'ya olan "Borcun" ( Deyn / Din ) ifa edilmesi sürecinde daima O'nun "Birlenmesi", daima merkezde ve odak noktasında O'nun addedilmesi ve Allah'ın kulu olmaktan, ilahi nizam içinde O'na hizmet etmekten öte hiçbir işlevi olamayacak herhangi bir yaratılmışın, varlığın dinin merkezi ve odak noktası haline getirilmemesi yani bir başka deyişle şirkten uzak durulması gerektiğini bildirmektedir.

"Muhlisine lehüd din" ( Dini O'na halis kılarak ) ifadesinin Kur'an'da 10 ( 1+0 = 1 ) kere tekrarlanması, "Allah'ın Birliği" ve varlıklar arasında kolektif bilincin tesisi ile hasıl olacak "Ünite" ( Birlik )   kavramları açısından nümerolojik bir mesaj niteliğindedir.

İlgili ayetler;

7/29 - Kul emera rabbi bil kıstı ve ekımu vücuheküm ınde külli  mescidin ved’uhü MUHLİSINE LEHÜD DİN kema bedeeküm teudun 

( De ki: "Rab’bim bana adaleti emretti. Her mescidde yüzünüzü O’na doğrultun ve DİNİ O'NA HALİS KILARAK O'nu çağırın. O sizi yarattığı gibi dönersiniz." )

10/22 - Hüvellezi yüseyyiruküm fil berri vel bahr hatta iza küntüm fil fülk ve cerayne bihim bi rıyhın tayyibetin ve ferihu biha caetha rıhun asıfün ve caehümül mevcü min külli mekanin ve zannu ennehüm ühıyta bihim deavüllahe MUHLİSINE LEHÜD DİN lein enceytena min hazihı le nekunenne mineş şakirın 

( Sizi karada ve denizde gezdiren O' dur. Nihayet siz gemide olduğunuzda ve o onlarla temiz rüzgarla akarken ve onunla ferahlarken, oraya kuvvetli esen rüzgar geldi. Onlara tüm yerlerden dalgalar gelir. Kesinlikle onlar onlarla kuşatıldıklarını zannederler. DİNİ O'NA HALİS KILARAK Allah' ı çağırırlar. "Eğer bizi bundan kurtarırsan şükredenlerden oluruz."

29/65 - Fe iza rakibu fil fülki deavüllahe MUHLİSINE LEHÜD DİN fe lemma neccahüm ilel berri iza hüm yüşrikun

( Böylece, gemiye bindiklerinde, DİNİ O'NA HALİS KILARAK  Allah' ı çağırdılar. Onları karaya doğru kurtardığımızda, o zaman onlar ortak koştular. )

31/32 - Ve iza ğaşiyehüm mevcün kez zuleli deavüllahe MUHLİSINE LEHÜD DİN fe lemma neccahüm ilel berri fe minhüm muktesıd ve ma yechadü bi ayatina illa küllü hattarin kefur

( Ve dalga onları gölge gibi örttüğünde, Allah' ı, DİNİ O'NA HALİS KILARAK çağırırlar. Onları karaya doğru kurtardığımızda, onlardan doğru olanlar vardır. Tüm gaddar inkarcıların haricindekiler ayetlerimizle cihad etmezler. )

39/2 - İnna enzelna ileykel kitabe bil hakkı fa'büdillahe MUHLİSAN LEHÜD DİN

 ( Kesinlikle kitabı sana gerçek ile biz indirdik. O halde DİNİ O'NA HALİS KILARAK Allah’a  kulluk et.

39/11 - Kul innı ümirtü en a'büdellahe MUHLİSAN LEHÜD DİN

( De ki: "Kesinlikle ben, DİNİ O'NA HALİS KILARAK Allah’a  kulluk etmeye emrolundum." )

39/14 - Kulillahe a'büdü MUHLİSAN LEHÜD DİNI

( De ki: "DİNİMİ O'NA HALİS KILARAK, Allah’a  kulluk ederim." )

40/14 - Fed'ullahe MUHLİSINE LEHÜD DİNE ve lev kerihel kafirun

( O halde Allah' ı, DİNİ O'NA HALİD KILARAK çağırın. Şayet inkarcılar hoşlanmasalar bile. )

40/65 - Hüvel hayyü la ilahe illa hüve fed'uhü MUHLİSINE LEHÜD DİN el hamdü lillahi rabbil alemın

( O diridir. O’nun haricinde ilah yoktur. O halde, DİNİ O'NA HALİS KILARAK onu çağırın. Övgü, alemlerin Rab’bi Allah içindir. )

98/5 - Ve ma ümiru illa li ya'büdüllahe MUHLİSINE LEHÜD DİN hunefae ve yükımus salate ve yü'tüzzekate ve zalike dinül kayyimeh

( Ve DİNİ ALLAH'A HALİS KILARAK, O'nu doğrulayıp birleyerek, duaya kalkarak, zekat vererek kulluk etmelerinin haricinde emrolunmadılar. Bu doğru ve daim dindir. )


























12 Ekim 2019 Cumartesi

Doğum Sancıları...

İnsanlığın yeni bir döngü başlangıcının eşiğinde olduğu, gelişmekte olan doğa olaylarından ( depremler, iklim değişiklikleri ), rejenerasyon öncesi tezahür eden dejenerasyondan ve tüm bunlar olurken belirli bir kitledeki idrak ve bilgi seviyesinin yükselmesinden anlaşılmaktadır. Dünya bir 70,000 yıllık döngünün daha sonuna hızla yaklaşmaktadır. 

İncil'de, içinde bulunulan bu dönemde deneyimlenecek olan ve olumsuz algılanan olayların aslında yükseliş öncesi yani yeni döngü başlangıcı öncesindeki son ıstıraplar olduğu "Doğum sancıları" teşbihi kullanılmak suretiyle iki ayette bildirilmektedir.

41 Mark 13-"8" Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer depremler, kıtlıklar olacak. Bunlar, DOĞUM SANCILARININ BAŞLANGICIDIR.

40 Matta 24-"8" Bütün bunlar, DOĞUM SANCILARININ BAŞLANGICIDIR.

Ayetlerin numaralarının "8" olması, yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün sembolü oaln "8" sayısı açısından önem arzetmektedir.

Kur'an'da net olarak doğumdan bahsedilen tek ayetin ilk cümlesinde "8" kelime bulunmaktadır.

16/78 - Ve (1) allahü (2) ahrace (3) küm (4) min (5) bütuni (6) ümmehati (7) küm (8) ....

( Ve Allah sizi annelerinizin karınlarından çıkarır.. .. )

Rahimdeki bebekten bahsedilen ilk ayette ise 3 ve 8 yani "11" ( 3+8 = 11 ) nümerolojisi bulunmaktadır. ( 11 sayısı farklı boyuta geçiş portalının ve düalitenin nümerolojik sembolüdür. )

39/6 - Halekaküm min nefsin vahıdetin sümme ceale minha zevceha ve enzele leküm minel en'ami SEMANİYETE ezvac yahlükuküm FI BÜTUNİ ÜMMEHATİKÜM halkan min ba'di halkın fı zulümatin SELAS zalikümüllahü rabbüküm lehül mülk la ilahe illa hu fe enna tusrafun

( Sizi tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini oluşturdu. Size hayvanlardan SEKİZ eş indirdi. Sizi ANNELERİNİZİN KARINLARINDA ÜÇ karanlıkta yaratıştan yaratışa yaratır. Rab’biniz Allah budur. Mülk O’nadır. O’nun haricinde ilah yoktur. O halde nasıl döndürülüp çevriliyorsunuz? )

Bugün yani 12.10.2019 tarihine ait bir "kahve falı" görüntüsünde ortaya çıkan "Rahimdeki bebek" ve "İblis / Baphomet" figürleri oldukça manidar bir durum arzetmektedir. Rahimdeki bebek, doğumu sembolize ederken, İblis / Baphomet ise bu doğumu engellemeye çalışan karakter olarak tezahür etmiş gibi görünmektedir.


Rahimdeki Bebek



 Kafasında boynuzu ile İblis / Baphomet

Öte yandan 20 Eylül 2019 tarihli olan ve kafasının tepesinde 10 cm. uzunluğunda boynuz çıkmış olan 74 yaşındaki ( 7+4 = "11" ) Hintli Shyam Lal Yadav’ı konu alan haber bu bağlamda oldukça ilginç bir durum oluşturmaktadır. Adamın yaşı ve haberin giriş tarihinin günü ve ayı “11” nümerolojisi içermektedir.  20.09 … 2+0+0+9 = “11”


Benzer bir durum 2010 yılında, 101 yaşındaki ( 1 ve 1 ... 11 ) Çin'li kadın Zhang Guozheng'in "başına" ! gelmişti. Kadının alnında 6 cm uzunluğunda bir boynuz çıkmıştı. 












11 Ekim 2019 Cuma

Sayılar ve Cahit Arf

Cahit Arf, 1910 – 1997 yılları arasında yaşamış dünyaca ünlü Türk matematikçi olup, cisimlerin kuadratik formlarının sınıflandırılımasında ortaya çıkan ve kendi adıyla anılan “Arf Sabiti“, “Arf Halkaları” ve “Arf Kapanışları” gibi terimleri bularak, matematik ve bilim dünyasına önemli katkılarda bulunmuştur. Alman matematikçi Helmut Hesse ile birlikte, Hesse-Arf Kuramı’nı geliştirmiştir.

Cahit Arf'ın doğum ve ölüm tarihlerinde "11" nümerolojisi bulunmaktadır. ( 11 sayısı farklı boyuta geçiş portalinin, düalitenin ve döngünün nümerolojik sembolüdür. )

Doğum tarihi : 11.10.1910 ... 11 ve 1 ve 11 ( 1+9+1+0 = "11" )
Ölüm Tarihi : 26.12.1997 ... Ölüm günü ve ayı 26.12 ... 2+6+1+2 = "11"

Meşhur formülü olan "Arf Değişmezi" formülünde sayısal değer ifade eden 11 karakter / karakter seti bulunmaktadır.


Arf ( Aslında fonksiyonun sembolü "f" yerine )
q
n
i
ı
q
a
q
b

2

Yaratılışa ilişkin herşeyin sayıldığı ve tüm kodların / sayıların Kur'an'da olduğu Cinn ve Nebe ( Haber ) surelerinin ayetlerinde bildirilmektedir.

"72/28" - Li (1) ya'leme (2) en (3) kad (4) ebleğu (5) risalati (6) rabbi (7) him (8) ve (9) ehata (10) bi (11) ma (12) ledey (13) him (14) ve (15) AHSA (16) külle (17) şey'in (18) ADEDEN "(19)"

( Rab’lerinin gönderilerini ulaştırdıklarını bilmesi için. Onların yanında olanları kuşatmıştır ve HERŞEYİ *ADET OLARAK SAYMIŞTIR.* ) 

Ayet kodu 72/28 ... 7+2+2+8 = 19 ... "1" ve ayetteki kelime adedi 19 ... "1" ... "11" 

78/ "29" - Ve külle şey'in AHSAYNAhü kitaben 

( Ve kitapta olmak üzere herşeyi SAYDIK . ) 

Ayet numarasının ( 29 ) nümerolojik değeri "11" olmaktadır. ( 2+9 = 11 )

Cahit Arf'ın, Moda'daki bir binanın duvarında da yer alan aşağıdaki sözü de derin anlam ve nümeroloji içermektedir. 

"Gerçekten evrenin sırlarını arıyorsanız, benim yaptığım gibi SAYILARA gelin." ( Cahit arf )


Resimde de yer alan Cahit Arf'ın meşhur sözünde 9 kelime bulunmakta olup, "Sayılar" kelimesi cümledeki 8. kelimedir. ( 8 sayısı yeni döngü başlangıcı ve sonsuz döngünün sembolüdür. Yatay 8  formu matematikte sonsuzluğun sembolü olarak kullanılır. )

Cahit Arf ismi 8 harften oluşmaktadır.

Duvardaki resimde ünvan ve isim olarak belirtilen "Ord. Prof. dr. Cahit Arf" kelime setinde 17 harf bulunmaktadır. 1+7 = "8"

Ölüm günü ayın 26. günüdür. 2+6 = "8"

Ölüm tarihi 1997'dir. 1+9+9+7 = ... 26 ... 2+6 = "8"

İbrahim suresinin 14/34 kodlu ayetinde "Allah'ın nimetlerinin SONSUZLUĞU, SAYILAMAZ fiili ile bildirilmektedir.

 14/34 .... ve (1) in (2) TEUDDU (3) nı'mete (4) allahi (5) la (6) TUHSU (7) ha ("8").... ( ... ve Eğer Allah' ın nimetini SAYMAK isterseniz onları SAYAMAZSINIZ. .... )

Ayette "Sonsuzluk" kavramı "La Tuhsu" ( Sayamazsınız ) fiiliyle bildirilmektedir. Ayetteki ilgili cümlede "8" kelime bulunmakta olup, Kur'an'da "La tuhsu" fiili ilk kez bu ayette geçmektedir.

"La tuhsu" fiili ikinci kez ise Nahl suresinin 16/18 kodlu ayetinde geçmektedir. Bu ayette de ilgili cümle "8" kelimeden oluşmaktadır.

16/18 Ve (1) in (2) teuddu (3) nı'mete (4) allahi (5) la (6) TUHSU (7) ha ( "8" ) innellahe le ğafurun rahım ( Ve eğer Allah' ın nimetini sayarsanız, onları SAYAMAZSINIZ. Kesinlikle Allah affedendir merhametlidir. )

Cahit Arf duvarının yanındaki binanın numarasının da 17 ( 1+7 = 8 ) olması 8 nümerolojisi açısından uyum sergilemektedir. Ayrıca resimde görülen "...ANIZ" yazısının sağ alt tarafuındaki ilk rakam da "8"'dir.


10 Türk lirasının arka yüzünde yer alan Cahit Arf portresinin solunda, göz hizasında "8" sayısı yer almaktadır.











10 Ekim 2019 Perşembe

İstiklâl Marşı'ndaki Sirius gizemi

Evvelki bölümlerde Sirius yıldızının, Kur'an'da Cennet olarak geçen ve spiritüalizmde Sevgi Planı olarak bilinen üst boyut olduğuna, Türkiye'nin de Sirius'un kaba madde âlemi olan dünyadaki projeksiyonu olduğuna ve Türk kelimesinin "Yükselen / Yükselmiş olan" anlamına geldiğine değinilmişti.

Konuya ilişkin bilgiler Sirius yıldızından ( Şi'ra ) bahsedilen Necm ( Yıldız ) suresinin aşağıdaki ayetlerinde yer almaktadır.

53/14 - Inde sidratil münteha ( En son varış noktası Sidre' nin indinde. )

53/15 - Indeha CENNETül me'va ( Mekan BAHÇESİ / CENNETİ onun indindedir. )

53/49 - Ve ennehu hüve rabbuş Şİ'RA ( Ve kesinlikle O, O ŞİRA' nın da Rab’bidir. )

Türkiye'nin Sirius yıldızının kaba madde alemindeki ( dünya ) projeksiyonu olduğunu betimleyen aşağıdaki görsel de dikkat çekmektedir.


İstiklâl Marşı'nda yer alan aşağıdaki ifadeler Türk, Sirius ve Cennet ilişkisini belirtmekte gibidir.

"O benim milletimin YILDIZIDIR, parlayacak; 
O benimdir, o benim milletimindir ancak."

Mısrada milleti temsil eden bir yıldızdan bahsedilmektedir. Millet kelimesi esas itibarıyla tüm insanları tanımlamakta olup söz konusu yıldız Sirius'tur. Aşağıdaki mısralarda vatan yani Türkiye, Cennet olarak tanımlanmıştır. 

"Kim bu CENNET VATANIN uğruna olmaz ki feda?"

Mısranın batıni olarak "Sirius'a erişmek için kaba madde bedenini kim terketmez ki?" mesajı verilmektedir.

"Verme, dünyaları alsan da, bu CENNET VATANI." 

Mısrada, kaba madde âleminin yani dünyanın, ahirete yani yarı süptil âlem olan Cennet'e ( Sirius ) tercih edilmemesi gerektiği mesajı bulunmaktadır. Aynı ifade A'la suresinin şu ayetlerinde yer almaktadır.

87/16 - Bel tü'sirunel hayated DÜNYA ( Bilakis DÜNYA hayatını tercih ediyorsunuz. ) 

87/17 - Vel'AHIRETÜ hayrün ve ebka ( Ve AHİRET daha hayırlıdır ve daha bakidir. )

İstiklal Marşı'nda yer alan aşağıdaki mısra kolektif bilincin yani "Ünite" ( Birlik ) anlayışının tesisine dayalı ruhsal tekâmül vesilesiyle yükselerek üst plana, boyuta geçiş mesajı vermektedir. 

"Fışkırır RUH-İ MÜCERRED* gibi yerden na'şım; O zaman YÜKSELEREK arşa değer belki başım. ( * Tek ve saf ruh )

İstiklâl Marşı'nın 1921 yılında yazılmış olması da ruhun sembolü olan 21 sayısı açısından ilginç bir durum arzetmektedir. ( Ruh kelimesi Kur'an'da 21 kere tekrarlanır. )

Tevrat'ta "Aden bahçesi" olarak tanımlanan cennetin konumu da Türkiye'yi işaret etmektedir.

1 Genesis 2-7 RAB Tanrı Adem'i topraktan Yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu. 

1 Genesis 2-8 RAB Tanrı doğuda, Aden'de bir BAHÇE dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu. 

1 Genesis 2-10 Aden'den bir IRMAK doğuyor, BAHÇEYİ sulayıp orada dört kola ayrılıyordu. 

1 Genesis 2-14 Üçüncü ırmağın adı DİCLE'dir, Asur'un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise FIRAT'tır. 

Dicle de Fırat nehirleri Türkiye'de doğan nehirlerdir.

10 Ekim'de ( 10.10 ) yeniden...

Bugün 10 Ekim ... yani 10.10 ... "11"

11 nümerolojisiyle uyum arzeden son iki depremden sonra bugün de Yalova'da, saat 19:52:03'te şiddeti önce 3.8 ( 3+8 = 11 ) olarak açıklanıp sonra 4 olarak güncellenen yeni bir deprem olmuştur.


Depremin saatinin nümerolojisi "2" sayısını vermektedir. 1+9+5+2+0+3 = 20 ... "2" ( 1+1 işleminin 2 sayısını vermesi 11 nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir. Ayrıca 10+10 işlemi de deprem saatinin nümerolojik değerine eşit olup deprem günü ve ayı ( 10.10 ) ile uyum sergilemektedir. )

Depremin koordinatları 40.7 N ( 4+0+7 = "11" ) ve 29.26 E ( 2+9 = 11 ve 2+6 = 8 ) olarak açıklanmıştır.

Depremin derinliğinin 8 km olması da Zilzal  ( Zelzele ) suresinde 8 ayet bulunmasıyla uyumludur.

8 Ekim 2019 Salı

Yom Kippur

"Yom Kippur" ( Yevmi Kefr - Keffaret ( Örtülme ) Günü ) Yahudi kültürüne ait bir gelenek olarak bilinse de özünde insanları kolektif bilincin bir parçası yapma potansiyeline sahip ve derin tesiri olan bir anlayıştır. "Yom Kippur", hataların ve günahların affedilmesi ve örtülmesi niyazıyla feragatte bulunma geleneğidir. Esas itibarıyla tekâmül liyakatine erişebilmek için her gün bu anlayış içinde bulunulması geremektedir.

"Kippur" ( Kefr / Örtme-Örtülme ) kelimesi İngilizce'deki "Cover" ( Örtmek ) ve Fransızca'daki "Couvrir" ( Örtmek ) kelimelerinin de köküdür.

"Kötülüklerin örtülmesi ve af" kavramları Nisa ve Enfal surelerinin aşağıdaki ayetlerinde "Keffir" ( Kippur ) kelimesi kullanılmak suretiyle yer almaktadır.

4/31 - İn (1) tectenibu (2) kebaira (3) ma  (4) tünhevne (5) an (6) hü (7) nüKEFFİR (8) an (9) küm (10) seyyiati (11) küm (12) ve (13) nüdhıl (14) küm (15) müdhalen (16) kerıma (17) ( Eğer o yasaklandığınızın, menedildiğinizin büyüğünden sakınırsanız, size kötülüklerinizi ÖRTERİZ. Sizi dahil olunacağın faydalısına sokarız. )

8/29 - Ya eyyühellezine amenu in tettekullahe yec'al leküm fürkanen ve yüKEFFİR anküm seyyiatiküm ve yağfir leküm vallahü zül fadlil azım ( Ey o inananlar, Allah’tan sakınırsanız, O size fark yaratanı oluşturur. Kötülüklerinizi ÖRTER de size af eyler. Allah büyük üstünlük sahibidir. )

Ayetlerin kodlarında "8" ve "11" nümerolojisi bulunmaktadır. Bu sayılar farklı boyuta geçiş portalinin ve yeni döngü başlangıcının sembolleri olup, "Af vesilesiyle kötülüklerin örtülmesi ve faydalı yere dahil olunma ( müdhalen kerima )" ifadesini de temsil etmektedirler.

- "Keffir" fiil kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin kodunun ( 4/31 ) nümerolojik değeri "8" olmaktadır. ( 4+3+1 = "8" )

- Ayetteki "Nükeffir" ( Örteriz ) kelimesi "8." kelimedir.

- Ayette 17 kelime bulunmaktadır. ( 1+7 = "8" )

- "Keffir" fiil kelimesinin ikinci kez geçtiği ayetin suresinin numarası "8", ayet numarası ise 29 yani nümerolojik olarak "11"'dir. ( 2+9 = 11 ) 

2019 yılında Yom Kippur'un 8-9 Ekim günlerinde kutlanacak olması yine "8" nümerolojisine işaret etmektedir. 8+9 = 17 ... "8"

6 Ekim 2019 Pazar

Alternatif ( Dalgalı ) Akım, Nikola Tesla ve 9 Sayısı

Alternatif Akım ( Alternating Current ), periyodik ( döngüsel ) olarak yön değiştirerek "dalgalanma" formu oluşturan elektrik akımına verilen isimdir. Alternatif Akımın öncüsü Sırp biliminsanı Nikola Tesla'dır. 



Nikola Tesla 11.07.1935 tarihinde Telegram gazetesine verdiği demeçte şu sözleri söylemiştir.

"Eğer sadece 3,6 ve 9'un muhteşemliğini biliyor olsaydınız, evrenin anahtarına sahip olurdunuz." 

( Nikola Tesla - Telegram 11.07.1935 )

Tesla bu sözüyle aslında nümerolojik olarak "9" sayısına dikkat çekmektedir. ( 3+6+9 = 18 ... 1+8  "9" )


Bilimsel kaynaklar, 432 Hz'lik frekansın evrenle matematiksel olarak tutarlı olan alternatif bir ayar olduğunu, 432 Hz'lik frekansı temel alan müziğin, yararlı şifa enerjisi ilettiğini, bu frekansın doğa için temel olan bir matematik tonu olduğunu belirtmektedir. 432 sayısının nümerolojik değeri "9" sayısını vermektedir. ( 4+3+2 = "9" )

Kehf suresinin 18/99 kodlu ayetindeki "9" nümerolojisi ve ayette yer alan "Yemucü" ( Dalgalanırlar ) kelimesi konu bağlamında dikkat çekmektedir. Ayetteki "Dalgalanma" kelimesinin denizdeki dalgadan daha farklı olarak, "frekans" anlamını bildirmek üzere kullanıldığı izlenimi oluşmaktadır. Zira ayette "varlıkların dalgalanmalarından" bahsedilmektedir. Bir başka deyişle aura "frekanslarından" ( titreşimlerinden ) bahsedilmekte gibidir. Dünya da manyetik alana yani auraya sahip bir varlıktır ve belirli bir frekansta titreşmektedir. Dünyanın içindeki varlıklar da belirli bir frekansta titreşmektedirler. Ayette bildirilmek istenen, üst plana / aleme / boyuta / cennete ( Sirius ) geçme liyakatine erişememiş varlıkların bulundukları dünyada ( cehennem teşbihi ) kalacakları ve liyakat kazanana kadar burada  dünya ile birlikte titreşmeye devam edecekleridir.

18/99 - Ve (1) terakna (2) ba'da (3) hüm (4) yevme (5) izin (6) YEMUCÜ (7) fı (8) ba'dın (9) ve (10) nüfiha (11) fi (12) es (13) suri (14) fe (15) cema'na (16) hüm (17) cem'a (18) ( Ve o gün, onların bazılarını bazılarının içinde DALGALANMAYA terkettik. Borunun içine üflenir de onların hepsini toplarız. )

Not: Kur'an ayetlerindeki cümleler, ifadeler, içerdikleri sosyal ve psikolojik mesajların yanısıra teknik anlamda varlıkları yönlendirecek kozmik bilgileri de içermektedir. Her ayet aynı zamanda başlıbaşına bir teknik bilgi kaynağıdır. 

- Ayet kodu 18 ve 99 sayılarından oluşmaktadır. 18 ... 1+8 = 9 ve 99 ... 9+9+9 = 27 ... 2+7 = "9" 
- Ayetin "Yemucü" ( Dalgalanırlar ) kelimesini de içeren ilk cümlesi "9" kelimeden oluşmaktadır.
- Ayette toplam 18 kelime bulunmaktadır. ( 1+8 = "9" )

Ayrıca Tesla'nın yukarıdaki sözünün Telegram gazetesindeki yayımlanma tarihi de ( 11.07.1935 ) "9" nümerolojisi içermektedir. 

11.07 ... 1+1+0+7 = "9"
1935 ... 1+9+3+5 = 18 ... 1+8 = "9"

Tesla'nın dikkat çektiği sayıların ( 3,6,9 )toplamlarının nümerolojik değeri de 18 sayısı üzerinden "9" olmaktadır. ( 3+6+9 = 18 ... 1+8 = "9" )

Konuya ilişkin ayetin ait olduğu Kehf suresinin numarası da 18'dir. Kehf suresinde 110 ayet bulunmaktadır. 18. sure ve 110 ayet ... 1+8+1+1+0 = "11" .

"11" nümerolojisiyle verilmek istenen ilahi ve kozmik mesaj ise "Tekamülün gerçekleşmesinin ve göklerin kapılarının açılmasının  ancak ve ancak ilim seviyesinin artması ile mümkün olabileceği" gibi görünmektedir.

İlave olarak TESLA ile ilgili ilginç bir nümerolojik durum var gibi görünmektedir.

Doğum tarihi 10.07.1856
Ölüm tarihi 07.01.1943

Doğum ve ölüm tarihlerindeki gün ve ayların toplamları 8 olmaktadır.

1+0+0+7 = 8
0+7+0+1 = 8

yani 88 ( 88 sayısı Melek kelimesinin ve Şeytan kelimesinin Kur'an'daki tekrar sayısıdır. )

Doğum yılının nümerolojik değeri ise 20 ( 1+8+5+6 = 20 ) olmaktadır.

"Elektrik akımı" aslında "Yüksek derecedeki kızgın ateş" olarak tanımlanabilir.

Kur'an'da "TASLA" kelimesi sadece bir kez ve "Yaslanır" anlamında geçiyor.

88/4 - TASLA naren hamiyet ( Kızmış ateşe yaslanır. )

İnkârcıların akıbetinden bahseden ayet setine ait bu ayet, kendinden önceki ve sonraki ayetlerden bağımsız olarak dikkate alındığında ve ayetin zahiri değil batıni anlamı düşünüldüğünde; "TESLA kızgın ateş." gibi bir anlam ortaya çıkmaktadır. ( "Tesla" kelimesi manyetik akım yoğunluğunun birimi olarak kullanılmaktadır. )

Ayetin sure numarası 88 olup Tesla'nın doğum / ölüm günü ve ayının nümerolojik değerleriyle uyum sergilemektedir.

Ayet kodunun nümerolojik değeri ise 20 ( 8+8+4 = 20 ) olup, Tesla'nın doğum yılının nümerolojik değerine eşittir. ( 1+8+5+6 = 20 )

Deneysel ruhçuluk celselerindeki tutanakların derlemesi olan "Ra Bilgileri" isimli kitapta Tesla ile ilgili şu bölüm dikkat çekmektedir.

SORU: O halde onun ismini veremeyeceğinizi kabul ederek, size, Nikola Tesla’nın bilgilerini nereden aldığını soracağım.

RA: Nikola adıyla bilinen varlık bilgilerini Konfederasyon kaynaklarından alıyordu. Bu kaynaklar, bu son derece pozitif eğilimli, sizin deyiminizle MELEK gibi varlığın, diğer varlıkların yaşamlarını iyileştirecek şeyler yapması için ona yardım ettiler. Ama ne yazık ki, birçok Gezgin gibi, üçüncü yoğunluk derecesinin titreşimsel sapmaları bu varlığın da diğer hemcinslerini algılayışını son derece saptırmış ve bozmuştu. Onun için görevi tam anlamıyla yerine getiremedi ve bunun sonucunda da amaçlarından saptı.

SORU: Tesla’nın çalışması, yeryüzündeki insanlara nasıl yararlı olacaktı. Amacı neydi?

RA: Nikola adlı varlığın en çok istediği şey, gezegendeki bütün varlıkları karanlıktan kurtarmaktı. Bunun için de, gezegen küresinin sonsuz enerjisini, aydınlanma ve güç sağlamada kullanılması için gezegene vermeye çalıştı. ( Ra Bilgileri )

































5 Ekim 2019 Cumartesi

Döngü sonundaki doğa olayları

Dünyanın devre kapanışı esnasında yani 70,000 yıllık bir döngünün daha sonunda, Nibiru gezegeninin manyetik alanının etkisiyle vuku bulacak doğa olaylarının İlahi Nizam ve Kainat  ( İNK ) kitabında anlatımı ile Kur'an ayetleri karşılaştırması aşağıda yer almaktadır.

1- "Meselâ iklimlerde bâzı acaip değişmeler, evvelâ yavaş yavaş başlayacak, soğuk yerler tedricen ısınacak, bâzı mıntıkalar mûtat dışı olarak sıcaktan kavrulmaya başlayacaktır." ( İlahi Nizam ve Kainat - İNK )

3/117 - Meselü ma yünfikune fı hazihil hayatid dünya ke meseli rıhın fıha sırrun esebet harse kavmin zalemu enfüsehüm fe ehleketh ve ma zalemehümüllahü ve lakin enfüsehüm yazlimun ( Bu dünya hayatında harcadıklarının misali, içinde şiddetli kavurucu soğuk olan rüzgarın misali gibidir. Nefislerine zulmeden kavmin ekinlerine isabet eder de onları helak eder. Allah onlara zulmetmez ve lakin nefisleri zulmeder. )

2- "Bu hâllerin neticesinde, anormal rüzgârlar bâzı korkunç tayfunları meydana getirecek ve bunlardan birçok zararlar hâsıl olacaktır." ( İNK )

17/68 - E fe emintüm en yahsife biküm canibel berri ev yürsile aleyküm hasıben sümme la tecidu leküm vekıla ( Peki, sizi kara tarafına geçirmeyeceğine veya üzerinize tozlu kasırga göndermeyeceğine emin misiniz? Sonra size, kendinize vekil bulamazsınız. )

29/40 - Fe küllen ehazna bi zenbih fe minhüm men erselna aleyhi hasıba ve minhüm men ehazethüs sayhah ve minhüm men hasefna bihil ard ve minhüm men ağrakna ve ma kanellahü li yazlimehüm ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun ( Böylece hepsini günahlarıyla yakaladık. Onlardan kimine tozlu kasırga gönderdik. Onlardan kimini çığlık yakaladı. Onlardan kimilerini batırıp yere geçirdik. Onlardan kimini boğduk. Allah onlara zulmetmemekteydi. Lakin nefislerine zulmetmiş oldular. )

41/16 - Fe erselna aleyhim rıhan sarsaran fı eyyamin nehısatin li nüzıkahüm azabel hızyi fil hayatid dünya ve le azabül ahırati ahza ve hüm la yünsarun ( Böylece uğursuz günlerde, onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için, üzerlerine soğuk gürültülü kasırga rüzgarı gönderdik. Ahiret azabı daha mahvedicidir, rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez. )

54/19 - İnna erselna aleyhim rihan sarsaran fi yevmi nahsin müstemir ( Kesinlikle biz onların üzerine, uğursuzluğu daim olan günde soğuk, gürültülü kasırga rüzgarı gönderdik. )

3- "Zelzeleler sıklaşacak ve şiddetlenecek, yer çatlamaları, indifalar, çöküntüler artacak ve bütün bu hâller seneler ilerledikçe kendilerini daha açık olarak hissettireceklerdir." ( İNK )

22/1 - Ya eyyühen nasütteku rabbeküm inne zelzeletes saati şey'ün azım ( Ey insanlar, Rab’binizden sakının. Kesinlikle saatin zelzelesi büyük şeydir. )

33/11 - Hünalikebtüliyel mü'minune ve zülzilu zilzalen şedıda ( Burada inananlar sınandılar. Şiddetli zelzele ile sarsıldılar. )

99/1 - İza zülziletil erdu zilzaleha ( Yer zelzelesiyle sarsıldığında. )

4- Hulâsa, dünya mektebi, her inkişaf devresi sonunda, yetiştirmiş olduğu mezunlarını yüksek mües- seselere tevdi etmek üzere, kapılarını onların arkasından kapayacak, gidenlerin boşalan yerlerine de yetiştirilmek üzere, yeni geleceklere kapılarını açacak ve bu suretle devrî olan namütenahi fonksiyonlarından bir tanesini daha yapmış bulunacaktır. Bu yalnız dünyanın değil, bütün dünyaların, bütün âlemlerin ve kâinatın kaderidir.

99/2 - Ve ahracetil erdu eskaleha ( Ve yer ağırlıklarını çıkardığında. )

84/4 - Ve elkat ma fiha ve tehallet ( Ve içinde ne varsa attığında ve boşaldığında, )

5- "Bâzı şehirler, büyük sarsıntılar neticesinde yok olacak, yerlerinde büyük çukurlar veya göller meydana gelecek, bâzı yerlerde büyük ve devamlı kuraklıklar başlayacak, birçok insan ve hayvan telef olacak, ağaçlık, münbit, mahsuldar yerler; bozkırlar, hattâ susuz çorak çöller hâlini almaya yüz tutacak, senelerden beri, hattâ asırlardan beri o havalide rahatça yerleşmiş olan insanlar için buraları, artık yaşanmaz hâllere girecek ve insanlar oralardan, daha münbit yerler aramak ve bulmak için ayrılacaklar, daha müsait yerlere göç etmeye başlayacaklardır." ( İNK )

6/131 - Zalike en lem yekün rabbüke mühlikel kura bi zulmin ve ehlüha ğafilun  ( Bu Rab’bin, sahipleri habersizken şehirleri zulüm ile helak edici olmasın diyedir. )

7/4 - Ve kem min karyetin ehleknaha fe caeha be'süna beyaten ev hüm kailun ( Ve şehirlerden niceleri var ki onları helak ettik de geceleyin veya öğlen uyurlarken zorluğumuz, azabımız onlara geldi. )

7/97 - E fe emine ehlül kura en ye'tiyehüm be'süna beyaten ve hüm naimun ( O şehirlerin sahipleri, geceleyin yatar uyurlarken zorluğumuzun, azabımızın onlara gelmeyeceğinden emin miydiler? )

7/98 - E ve emine ehlül kura en ye'tiyehüm be'süna duhan ve hüm yel'abun ( O şehirlerin sahipleri, kuşluk vakti eğlenirlerken zorluğumuzun, azabımızın kendilerine gelmeyeceğinden emin miydiler? )

18/59 - Ve tilkel kura ehleknahüm lemma zalemu ve cealna li mehlikihim mev'ıda ( Ve işte zulmettiklerinde helak ettiğimiz şehirler. Onların helakları için vade oluşturduk. )

21/11 - Ve kem kasamna min karyetin kanet zalimeten ve enşe'na ba'deha kavmen aharın ( Ve zalim olan nice şehirlerden şiddetle yok ettik. Onlardan sonra diğer, başka kavimleri inşa ettik. )

6- "Deniz kabarmaları artacak, dünya maddesi artık insanlara korkunç çehresini göstermeye başlayarak, kendisinden insanların fazla bir şey beklememeleri, hattâ artık hiçbir şey beklememeleri lâzım geldiğini lisan-ı hâliyle onlara anlatmaktan bir an geri kalmayacaktır." ( İNK )

69/11 - İnna lemma tağal mau hamelnaküm fil cariyet ( Sular azdığında, kesinlikle biz sizi akıp gidenlerin içinde taşıdık. )

11/42 - Ve hiye tecrı bihim fı mevcin kel cibali ve nada nuhun ibnehu ve kane fı ma'zilin ya büneyyerkeb meana ve la tekün meal kafirın ( Ve o, onlarla dağlar gibi dalgaların içinde akıp gidiyordu. Nuh oğluna seslendi. O ayrı bir yerdeydi. "Ey oğlum bizimle birlikte bin ve inkarcılarla birlikte olma." )

11/43 - Kale seavı ila cebelin ya'sımünı minel ma' kale la asımel yevme min emrillahi illa men rahım ve hale beynehümel mevcü fe kane minel muğrakın ( "Ben dağa sığınacağım, beni sudan korur." dedi. "Bugün, o merhamet edilmiş olanların haricinde, Allah' ın emrinden korunacak yoktur." dedi. Dalga aralarında geldi geçti de boğulanlardan oldu. )

7- "Zaten evvelce de izah ettiğimiz gibi, son zamanlara doğru büsbütün artacak olan kanser vakalarının çoğalması da artık dünya maddelerinin, ihtiyaçlara cevap vermediğini insanlara açıkça gösteren mühim delillerden birisi olacaktır."  ( İNK )

76/7 - Yufune bin nezri ve yehafune yevmen kane şerruhu müstetıren ( Yapılacak işlerini, adaklarını ifa ederler ve kötülüğü salgın olan o günden korkarlar. )

8- "Dünya bir taraftan, gittikçe ısınmaya devam ederken diğer taraftan, bâzı yerlerde büyük mevsim farkları görülmeye başlayacaktır. Buralarda yazın büyük sıcaklar hüküm sürecek, kışın da oldukça fazla soğuklar görülecektir." ( İNK )

9- "Meselâ bugün 2,5 milyarı bulan dünya nüfusu o zamana kadar 6-7 milyara çıka-caktır. Bu artışın başlıca sebebi, dünyadan şimdiye kadar ayrılıp da spatyomda birikmiş varlıkların hepsinin dünyaya dönmesi olacaktır." ( İNK )

19/68 - Fe ve rabbike le nahşürannehüm veş şeyatıne sümme le nuhdırannehüm havle cehenneme cisiyya ( Böylece ve Rab’bin, onları ve şeytanları kesinlikle toplayacağız. Sonra kesinlikle onları cehennemin etrafında diz çökmüş olarak hazır edeceğiz. )
19/69 - Sümme lenenzianne min külli şıatin eyyühüm eşeddü aler rahmani ıtiyya ( Sonra her gruptan, Rahman' a isyankarlıkta en şiddetlileri hangileriyse ayıracağız. )
19/70 - Sümme le nahnü a'lemü billezıne hüm evla biha sıliyya ( Sonra, ona salınmaya, atılmaya layık olmada önce, başta gelenleri, daha yakın olanları biz biliriz. )
19/71 - Ve in minküm illa varidüha kane ala rabbike hatmen makdıyya ( Ve kesinlikle sizlerden olanlar illa ki oraya varırlar. Rab’binin üzerine akdedilmiş hükümdür. )
19/72 - Sümme nüneccillezınettekav ve nezeruz zalimıne fıha cisiyya ( Sonra o sakınanları kurtaracağız. Zalimleri de orada diz çökmüş olarak bırakacağız. )

10- "Dünya inkılâbının son anına doğru bütün tabiat olayları şiddetlenecek, yer sarsıntıları artacak, su baskınları, büyük seller, büyük kaymalar, yer çatlamaları ve birkaç şehri birden harabeye çevirebilecek büyük zelzeleler birbirini takiben tevali edecek, insanlar henüz geçmiş bir felâketin sıcaklığı soğumadan, daha korkunç diğer bir felâketle karşılaşacaklardır. Bu sırada bittabî kütleler hâlinde ölümler olacak, hastalıklar çoğalacak, dünyada yaşamak çok ıstıraplı ve zahmetli bir hâle girecek." ( İNK )

29/37 - Fe kezzebuhü fe ehazethümür racfetü fe asbehu fı darihim casimın ( Böylece onu yalanladılar da onları sarsıntı yakaladı. Böylece yurtlarında diz çökenler oldular. )

33/11 - Hünalikebtüliyel mü'minune ve zülzilu zilzalen şedıda ( Burada inananlar sınandılar. Şiddetli zelzele ile sarsıldılar. )

22/1 - Ya eyyühen nasütteku rabbeküm inne zelzeletes saati şey'ün azım ( Ey insanlar, Rab’binizden sakının. Kesinlikle saatin zelzelesi büyük şeydir. )

11- "Ancak birkaç gün devam edecek olan bu nihaî safha esnasında bütün kıtalar ve denizler harekete geçecek. Yer ve gök sarsılacak." ( İNK )

77/9 - Ve izes semau furicet ( Ve gök yarıldığında. )

81/11 - Ve izes sema'u kuşitat ( Ve gök soyulup açıldığında, )

12- "Bu sırada yerler yarılarak parçalanacak. Bu parçalar muazzam bir rüzgârın önünde sallanan yapraklar gibi mütemadiyen sarsılacak. Aşağı yukarı inip kalkacak. Her adımdaki toprak sarsılacak. Çok büyük çatlaklar hâsıl olacak. Bu çatlaklardan simsiyah dumanlar ve zehirli gazlar çıkacak. Bu dumanlar yavaş yavaş yeryüzünü örtecek. Ortalık kararacak. Bu dumanlar yer sathı altı tabakalarında yanan kömürlerin sularla karışmasından ileri gelen rutubetli ve zehirli gazları havi duman bulutları hâlinde olacak. İnsanları kütleler hâlinde telef edecek." ( İNK )

77/10 - Ve izel cibalu nusifet ( Ve dağlar eğilip savrulduğunda. )
81/3 - Ve izel cibalu süyyiret ( Ve dağlar seyirtildiğinde, )

44/10 - Fertekıb yevme te'tis semaü bi dühanin mübin ( O halde, göğün apaçık duman getirdiği günü gözetleyip bekle. )

56/42 - Fi semumin ve hamimin ( İçe işleyen zehirli ateş ve kaynar suyun içindedirler. )
56/43 - Ve zıllin min yahmumin ( Ve kara dumandan gölgeler. )
56/44 - La baridin ve la kerimin ( Soğuk değildir. Faydalı da değildir. )

81/6 - Ve izel biharu succiret ( Ve denizler ateşlenip kaynatıldığında, )

13- "Bu arada bir kısım ateş çukurları, etraflarına kızgın küller hâlinde lâvlar püskürtecek ve bunlar insanların üzerlerine ateş yağmuru hâlinde inecek. Aynı zamanda muazzam ve kesif bulutlar dünyanın bütün göklerini kaplayacak. Şiddetli gök gürlemeleriyle inen sayısız şimşekler, kesif siyah duman ve su buharı bulutlarını yararak mütemadiyen ortalığı aydınlatacak ve dünyanın her tarafına yıldırımlar yağacak." ( İNK ) 

2/19 - Ev ke sayyibin mines semai fıhi zulümatün ve ra'dün ve berk yec'alune esabiahüm fı azanihim mines savaıkı hazeral mevt vallahü mühiytun bil kafirın ( Veya içinde karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek olan gökten yağmur bulutu gibidir. Yıldırımlardan ölme çekincesinden, korkusundan,  parmaklarını kulaklarının içine götürürler. Allah inkarcıları kuşatandır. )

2/20 - Yekadül berku yahtafü ebsarahüm küllema edae lehüm meşev fıhi ve iza azleme aleyhim kamu ve lev şaellahü le zehebe bi sem'ıhim ve ebsarihim innellahe ala külli şey'in kadir ( Şimşek gözlerini kapıverecek gibi oldu. Onlara her çaktığında, onun içinde yürürler, üzerlerine karanlıklar verdiğinde ayakta dururlar. Şayet Allah dilerse kulaklarını gözlerini giderir. Kesinlikle Allah herşeye gücü yetendir. )

51/44 - Fe atev an emri rabbihim fe ehazethümus saıkatu ve hüm yenzurun ( Böylece Rab’lerinin emrinin dışına çıktılar da onlar bakarlarken, onları yıldırım yakaladı. )

14- "Kıtaların etrafını saran okyanuslar hiç görülmemiş şekilde yükselecek, milyarlarca tonluk su küt-lelerini ihtiva eden ve her biri muazzam birer dağ gibi kabaran deniz parçaları kıtaların üzerine saldırmaya başlayacak. Bu hâl artık, dünyanın son saatleridir, yeryüzü batmaktadır." ( İNK )

"Nitekim kıtalara saldıran okyanuslar bütün karaları; harap olmuş şehirleriyle, açılmış çukurlarıyla, ormanlarıyla, vâdileriyle, geniş arazileriyle istilâ etmeye başlayacaktır." ( İNK )

82/3 - Ve izel biharu fucciret ( Ve deniz fışkırtılıp akıtıldığında, )

24/40 - Ev ke zulümatin fı bahrin lücciyyin yağşahü mevcün min fevkıhı mevcün min fevkıhı sehab zulümatün ba'duha fevka ba'd iza ahrace yedehu lem yeked yeraha ve men lem yec'alillahü lehu nuran fe ma lehu min nur ( Veya engin denizdeki karanlıklar gibidir. Onu, dalga üstüne dalga, onun üstünde bulut ve birbiri üzerine karanlıklar örter. Elini çıkardığında onu görmeye güç yetiremez. Allah' ın ona aydınlık kılmadığı kimseye, artık ona aydınlıktan yoktur. )

31/32 - Ve iza ğaşiyehüm mevcün kez zuleli deavüllahe muhlisıne lehüd dın fe lemma neccahüm ilel berri fe minhüm muktesıd ve ma yechadü bi ayatina illa küllü hattarin kefur ( Ve dalga onları gölge gibi örttüğünde, Allah' ı, dini O’na halis kılarak, samimiyetle çağırırlar. Onları karaya doğru kurtardığımızda, onlardan doğru olanlar vardır. Tüm gaddar inkarcıların haricindekiler ayetlerimizle cihad etmezler. )


































Eksen kayması ve 9 nümerolojisi

Evvelce "Yaklaşan 12. Gezegen Nibiru" başlıklı bölümde dünyanın döngü sonunun yani devre kapanışının, farklı bir yıldız sisteminden gelip Güneş sisteminden geçerek tekrar kendi sistemine dönecek olan Nibiru isimli gezegenden gelen manyetik alan tesirleriyle vuku bulacağına değinilmişti.

"İlahi Nizam ve Kainat" isimli kitapta Nibiru gezegeninin manyetik alan tesirinin, dünyanın ekseninin kaymasına ve nihayetinde kutupların altüst olmak yani ters dönerek suretiyle yer değiştirmesine ve bunun da beklenen tufana ( Nuh Tufanı'nın tekerrürü ) sebep olacağı belirtilmektedir. Kitaptaki ilgili bölümler aşağıdadır.

"Dünya, güneş etrafındaki yörüngesi üzerinde amut bir eksen etrafında dönmez. Bu eksen, amut duruma nazaran 23° 27´ eğri bir istikamette bulunur ve bu istikamet etrafında dönerek gün- lük devrelerini ikmal eder."

"Misafir gezegenden gelen tesir çok kaba ve ağırdır dedik. Bi- naenaleyh güneş sisteminin en mütekâmil küresi olan dünyanın, ince ve mudil manyetik alanı ile, bu gezegenin kaba manyetik alanı arasında büyük bir kaynaşmazlık mevcut olduğundan, güneş manzumesine gezegenden gelen tesirin en şiddetli sarsıcı neticeleri ve reaksiyonları dünya küresinde görülecektir. Bu hâlin neticesi olarak gezegenin bu kaba manyetik alanının tazyiki altında dünyanın, bugün sabit olan ekseninin 23° 27´lık meyli, 13° daha artacak ve dünyanın ekseni, yörüngesine amut durum- dan 36° derece eğri bulunacaktır. Kutupların ilk kayma hareketi misafir gezegenin güneş sistemine gelecek ilk direkt tesirleriyle başlar."

"Eski eksenin istikameti, dünya yörüngesine amut durumun- dan 23°lik zaviye açığı ile ayrılmıştı. Kutup değişmesi yüzünden bu eksene eklenecek yeni meyil ise 13° olduğuna göre, yeni ekse-nin böylece yavaş yavaş eğilerek en son haddini bulacağı meyil derecesi 23°+13°=36° olacaktır. Dünyanın kendi etrafında dönüşü, daima ekseni etrafında vâkı olacağından eksenin değişen bu meyillerine göre dünyanın da kendi etrafındaki dönüş istikametleri değişecektir."

"Yukarıda izah olunan mekanizma ile DÜNYA, YARIM DAİRELİK BİR KAVİS ÇİZEREK TEPESİ ÜSTÜ GELİNCE, yeni dünya ekseninin de dünyanın yeni kurulmuş muvazenesinden mütevellit dönüş durumuna göre yeni bir istikamet alacağı tabiîdir."

"Fakat dünyanın bu yarım dairelik dönüşünden sonra KUTUPLARIN ALTÜST OLMASI, yeni dünyada belirli bir değişme, hattâ hiçbir değişme husule getirmeyecektir. Zira esasen kutuplar altüst ol-duktan sonra ortada eski coğrafî durumlara ait hiçbir teşekkül kalmayacağından, yeni kutupların kurulduğu noktaların eski memleketlerle ve coğrafî durumla kıyas edilmesi bahis mevzuu olmayacaktır. Binaenaleyh yeni doğacak dünyanın da eksen meyli ne olursa olsun gene bugünkü gibi bir kuzey, bir de güney kutbu mevcut olacak ve geçmiş devreye ait olan kutupları ise bütün coğrafî teşekkülâtıyla birlikte ebediyen unutulan bir maziye karışmış bulunacaktır."

Döngü sonundaki eksen kayması neticesinde vuku bulacak bu "tersine dönme" / "altüst olma" meselesi Kur'an ayetlerinde nümerolojik veriler ile destekli şekilde bildirilmekte gibidir.

53/52 - Ve KAVME NUHİN min kabl innehüm kanu hüm azleme ve atğa ( Ve NUH KAVMİNİ. Kesinlikle onlar önceden zulmeden ve azan oldular. )
53/53 - Vel MU'TEFİKETE ehva ( Ve atarak TERSİNE döndürdü. )
53/54 - Fe ĞAŞŞAHA MA ĞAŞŞA ( Böylece ONLARI ÖRTEN ÖRTTÜ. )

69/9 - Ve cae fir'avnu ve men kablehu vel MÜ'TEFİKATÜ bil hatıet ( Ve Firavun, ondan öncekiler ve TERSİNE DÖNMÜŞLER o hatayı getirdiler. )
69/10 - Fe asav resule rabbihim fe ehazehüm ahzeten rabiyet ( Böylece Rab’lerinin resulüne isyan ettiler de onları yükselen yakalayışla yakaladı. )
69/11 - İnna LEMMA TAĞAL MAU hamelnaküm fil cariyet ( SULAR AZDIĞINDA, kesinlikle biz sizi akıp gidenlerin içinde taşıdık. )

Ayetlerde yer alan "Mü'tefikatü" ( Tersine Dönmüşler ) kelimesinin, bir döngü halinde tekrar eden önceki eksen kayması sonucunda kutupların tersine dönerek altüst olmasını ifade ediyor olması kuvvetle muhtemeldir. Zira ayetlerdeki "Mü'tefikatü" ( Tersine Dönmüşler ) kelimesinden hemen sonra "Örtenin örtmesi" ve "Suların azması"ndan bahsedilmektedir.

69/9 kodlu ayetteki "Mü'tefikatü" ( Tersine Dönmüşler ) kelimesi, Firavun ve Firavun'dan öncekiler den de önceki bir kavmi ifade etmekte gibidir. Bu kavim bir önceki döngü sonunda Nuh Tufanı'nı yaşayan Mu kavmi olabilir.

İlahi Nizam ve Kainat kitabında dünyanın mevcut ekseninin 23° 27´ olduğu ve yaklaşan Nibiru gezegeninin artan manyetik alan tesiriyle bunun 13°'lik bir sapma ile 36° halini alacağı belirtilmektedir. Bu fenomen kutupların tersine dönmesinin / altüst olmasının ve tufanın gerçekleşmesinin temel sebebidir. Dikkat edilecek olursa ortaya "9" nümerolojisi çıkmaktadır.

23° 27´ ve 13° .... 2+3+2+7+1+3 = 18 ... 1+8 = "9"

27´ ... 2+7 = "9"

23° + 13° = 36° ... 3+6 = "9"

Bilindiği üzere okült nümerolojide "9" sayısı, yaratılışın nümerolojik sembolü olan "6" sayısının tersini temsil etmektedir. Bir başka deyişle "9" sayısı, belirli bir işleyiş sisteminin tersine olan durumu sembolize etmektedir. Bu nedenledir ki "9" sayısına satanizmde Rab'be karşı durma, O'na ters olma anlamı yüklenmiştir. Düalitenin sembolü olan meşhur Yin Yang figürü de 6 ve 9 sayılarına benzer formlardan oluşmaktadır.

Bu çerçevede "Mü'tefikatü" ( Tersine Dönmüşler ) kelimesinin son kez olmak üzere ( Döngü sonu ilintisi ) 69/9 kodlu ayette geçmesi dikkat çekmektedir. Bu husus hem "69" ( Yin Yang / Düalite ) hem de "9" sayısı tezahürü açısından önem arzetmektedir.

Ayrıca Necm ( Yıldız ) suresinin 53/52-54 ayet aralığındaki "tersine dönme" hususunda n bahsedilmesi ve ayet setinin 54 numaralı ayetle ve "Örten örttü" ( Suların örtmesi ) ifadesiyle sona ermesi de dikkat çekmektedir. ( 5+4 = "9" )

















4 Ekim 2019 Cuma

Yükseldiklerini sanarken alçalanlar...

Nefsaniyet illetinin pençesinde, kibirden kalpleri kör olmuş zalimler kurdukları şeytani düzen içinde nimetleri gasp edip insanları köleleştirmekte ve böylelikle kademe atladıklarını, yükseldiklerini sanmaktadırlar. 

Bu zalim kitlenin neferi ve kulu haline gelmiş olanlar da girdikleri biad yarışında birbirlerini ezmekte ve böylelikle şeytanların beğenisini kazanarak yükseleceklerini sanmaktadırlar. Bu tablo çok acı bir tablodur. Dünyaya gelme sebeplerini idrak edememiş, ilahi nizamın mekanizmasını kavrayamamış, gerçeği farkedememiş insanların oluşturduğu ibret dolu bir tablodur. İblis'e kulluk ile yükselmek mümkün olabilir mi? İblis'in kendisi alçak iken... 

7/13 - Kale fehbıt minha fe ma yekunü leke en tetekebbera fıha fahruc inneke mines SAĞIRİN ( "Öyleyse oradan in. Artık sana orada kibirlenmek olmaz. Haydi çık, kesinlikle sen ALÇAKLARDANSIN." dedi. ) 

İnsanın, kendisine bahşedilen sonsuz nimetleri ve Cennet hayatını ( Ait olduğu yarı süptil plan, Sirius ) inkâr ederek şeytanlaşması sonucunda dünyaya gönderilmesi onu zaten "aşağılık" bir varlık konumuna düşürmüşken şeytanlığa devam etmek suretiyle yükselmesi mümkün olabilir mi? Bu husus Tin suresinin 4. ve 5. ayetlerinde açıkça belirtilmektedir. 

95/4 - Lekad halaknel insane fi ahseni takvim ( İnsanı kıvama koymanın en güzeli içinde yarattık. ) 

95/5 - Sümme redednahü ESFELE SAFİLİN ( Sonra onu AŞAĞILARIN EN AŞAĞISINA döndürdük. ) 

Allahü Teala ayetlerinde, diğer insanlara göre yüksek mevkide olduklarını sanan, şeytanlaşmış bu zavallıların aslında ne kadar alçakta bir konumda olduklarını "Azabün muhin" ( Alçaltıcı azap ) ifadesiyle de bildirmektedir. 

2/90 - Bi'se meşterav bihı enfüsehüm en yekfüru bima enzelellahü bağyen en yünezzilellahü min fadlihı ala men yeşaü min ıbadih fe bau bi ğadabin ala ğadab ve lil kafirıne azabün MUHİN ( Allah’ ın indirdiğini azgınlıkla inkar etsinler diye o nefislerini sattıkları ne kötüdür. Allah kullarından dilediği kimselere üstünlüğünden lütfundan indirmişti. Böylece öfke üstüne öfkeye maruz kaldılar. ALÇALTICI hakir eden azap inkarcılar içindir. ) 

3/178 - Ve la yahsebennellezine keferu ennema nümlı lehüm hayrun li enfüsihim innema nümlı lehüm li yezdadu isma ve lehüm azabün MUHİN ( Ve kesinlikle o inkar edenler nefisleri için onlara hayırlısından süre verdiğimizi sanmasınlar. Kesinlikle, onlara günahları artırmaları için süre veriyoruz. ALÇALTICI hakir eden azap onlaradır. )

30 Eylül 2019 Pazartesi

Temiz Kelime ve Pis Kelime

Düşünülen veya ağızdan çıkan kelimeler, varlıkların ilahi nizamdaki ifadelerini, kelimelerin nitelikleri ise varlıkların tekamül yolculuğundaki konumlarını ve liyakat durumlarını belirlemektedir. Kelimeler, yaratılışı oluşturan unsurları birbirlerine bağlayarak kolektif bir şebeke oluşturulmasını sağlamaktadırlar. 

Bu çerçevede, varlıklardan yansıyan kelimeler niteliklerine göre varlıkları farklı şebekelere bağlamakta ve kader mekanizmasına yakıt işlevi görmektedirler.

Kur'an'da, kelimeler ile ilahi nizamın iletişim şebekesi arasındaki bağ, "Ağaç" misali ile verilmektedir. "Ağaç" misalinin verilmesindeki temel sebep, ağaçların / bitkilerin köklerinin yeraltında ve üzerinde bir şebeke gibi yayılmış olması ve bu köklerin esas itibarıyla bitkiler arasındaki iletişimi sağlamasıdır. 

İbrahim suresinin aşağıdaki ayetlerinde "Temiz Kelime" ve "Pis Kelime" olarak ayrıştırılan kelimelerin işlevleri ve varlıkların tekamülü açısından önemi bildirilmektedir.

14/24 - E lem tera keyfe darabellahü meselen KELİMETEN TAYYİBETEN ke şeceratin tayyibetin aslüha sabitün ve fer'uha fis sema' ( Görmedin mi ki Allah, kökü sabit ve dalları göğün içinde olan temiz ağaç gibi olan TEMİZ KELİMENİN misalini nasıl beyan etti? )

Ayette "Temiz Kelimenin" göksel kapılara ve kozmik bilince erişiminin olduğu teşbihi olarak bildirilmektedir. ( Ayet kodunun nümerolojik değerinin "11" ( 1+4+2+4 = 11 ) olması da farklı boyuta geçiş portalinin nümerik sembolizasyonu açısından dikkat çekmektedir. )

14/26 - Ve meselü KELİMETİN HABİSETİN ke şeceratin habısetinictüsset min fevkıl erdı ma leha min karar ( Ve PİS KELİMENİN misali, yerin üstünden ayrılmış, kendisine durak yeri olmayan pis ağaç gibidir. )

Ayette "Pis Kelimenin" ( Küfür, Kötü söz, Hakaret vb. ) ise göksel kapıları kapayacağı ve kozmik bilince erişimi engelleyeceği yine teşbihi olarak bildirilmektedir.

35/10 - Men kane yürıdül ızzete fe lillahil ızzetü cemıa İLEYHİ YAS'ADÜL KELİMETÜT TAYYİBÜ vel amelüs salihu yerfeuh vellezine yemkürunes seyyiati lehüm azabün şedıd ve mekru ülaike hüve yebur Kim üstün kudreti istiyorsa, saygınlık üstün kudret tümüyle Allah içindir. TEMİZ KELİME O'NA YÜKSELİR. İyi işler de onu yükseltir. O kötülüklerle tuzak kuranlar, şiddetli azap onlaradır. İşte onların tuzağı, o batıp dağılır. 

Fatir suresinin 10. ayetinde de "Temiz Kelimenin" Rab ile iletişim vesilesi olduğu ve tekamül sürecine azami katkısı olduğu bildirilmektedir. 


27 Eylül 2019 Cuma

"Deva" kelimesi...

"Deva" kelimesinin bilinen anlamı "İlaç, Çare, Hastalığın iyi olmasına sebep olan gıda veya madde" olarak bilinmektedir. "Deva" kelimesi halk arasında yaygın kullanımı olan "Her derde deva" deyişinde yer alır.

Esas itibarıyla Hinduizm kökenli olup, kök anlamı "Işık saçan" olan "Deva" kelimesi "İlah, Kozmik Varlık" anlamında kullanılmakta olup, "Divine" ( İlahi ) kelimesinin köküdür. ( Div / Dev ( İlah ) + Ine ( Gibi olan ) )

Bu noktada kök kelime olan "Dİ / DE / DA / DÖ", "İlah", "Işık saçan" ve "Dönüş / Döngü / Daire*" anlamlarıyla dikkat çekmektedir. Bazı ilintili kelimeler şöyledir. ( * Mu uygarlığında Tanrı, "Daire" şekliyle sembolize edilmekteydi. )

DEVrim ( Dönüşüm )
DEVran / DEVir ( Döngü, Felek, Zaman )
DEVair ( Daireler, Çemberler )
DEVil * ( İng. ) / DIable ( Fra. ) ( Şeytan ) ( * Kelime anlamında "İlah gibi olma / İlahı taklit etme" anlamı gizlidir.
DAİre ( Çember )
DEus / ZEus ( Tanrı ) ( Kök kelime "DE"'dir. "Us" Latince ek olup, kendi başına anlam içermediği bilinir. Ancak bu husus ta araştırılmalıdır. )
DIEU ( Fra. ) ( Tanrı )
DAY ( İng. ) ( Gün ) ( Gün, gündüz ve geceden oluşan bir döngüdür. Ancak genellikle ışığın olduğu zaman dilimi için kullanılır. Örnek : Daylight ( İng. ) ( Gün ışığı ) )
DÖngü





V.I.T.R.I.O.L.

"VITRIOL" kelimesi gnostik alşimideki okült ezoterik bir kelimedir. Bu kelime esas itibarıyla belirli kelimelerin baş harflerinden oluşmaktadır.

V = Visitam ( Ziyaret etmek )
I = Interiorem ( İç )
T = Terre ( Yer )
R = Rectificatum ( Düzeltmek )
I = Invenias ( Keşfetmek )
O = Ocultum ( Gizli )
L = Lapidum ( Taş )

Bu çerçevede; VITRIOL kelimesi "Yerin İçini Ziyaret Et, Düzelterek Gizli Taşı Keşfet" anlamına gelmektedir.

Spiritüel açıdan, VITRIOL kelimesi "İnsanın öz varlığını, ruhunu doğruluğa yönlendirerip düzeltmesiyle ebedi yaşama erişebileceği" mesajını içermektedir. Kelimenin son harfi olan "L" harfi  "Lapidum" kelimesini yani "Taş" anlamına gelen kelimeyi temsil etmekte olup, "Lapidum" ( Taş ) kelimesi esas itibarıyla "Öz Varlık"ı sembolize etmekte gibidir. ( "Lapidem" ( Taş ) kelimesi, ezoterik okültizmde "Philosopher's Stone" ( Felsefe Taşı ) olarak da bilinmektedir. "Philosophy" kelimesi "Phil" ( Sevgi ) ve "Sophy" ( Bilgi ) kelimelerinden oluşmakta ve "Bilgi Sevgisi" anlamına gelmektedir. )

"Taş" ( Hacer ) kelimesinin Kur'an'da da sembolik anlam içerecek şekilde yer aldığı görülmektedir.

2/74 - Sümme kaset kulübüküm min ba'di zalike fe hiye kel HICARATİ ev eşeddü kasveh ve inne minel HICARATİ lema yetefecceru MİNHÜL ENHAR ve inne MİNHA lema yeşşekkaku fe yahrucü MİNHÜL MA ve inne MİNHA lema yehbitu min haşyetillah ve mallahü bi ğafilin an ma ta'melun ( Sonra, bunun ardından kalpleriniz katılaştı da onun sertliği o TAŞLAR gibidir veya daha şiddetlidir. Kesinlikle TAŞLARDAN öylesi vardır ki ONLARDAN NEHİRLER FIŞKIRIR. Kesinlikle ONLARDAN öylesi vardır ki çatlar da ONLARDAN SU ÇIKAR. Kesinlikle onlardan öylesi vardır ki Allah korkusundan yuvarlanıp eğilir. Allah o yaptıklarınızdan habersiz değildir. )

2/60 - Ve izisteska musa li kavmihı fe kulnadrib bi asakel HACER FENFECERAT MİNHÜSNETA AŞRATE AYNA kad alime küllü ünasin meşrabehüm külu veşrabu min rizkıllahi ve la ta'sev fil erdı müfsidın ( Ve zamanında Musa kavmi için su istedi de "Asan ile TAŞA vur." dedik. BÖYLECE ONDAN ONİKİ PINAR FIŞKIRIP AKTI. Tüm insanlar içecekleri yeri bildiler. Allah' ın rızıklarından yiyin ve için. Yerde bozgun yaparak asileşmeyin. )


Ayetlerdeki "Taştan nehirler fışkırması" ifadesi, "Taş"ın yaşam kaynağı olmasına ilişkin bilgi vermekte gibidir. Bu çerçevede, "Taş" kendi öz anlamının dışında bir kelimeyi temsil etmekte görünmektedir. Bu kelime "Öz Varlık" olabilir mi?

2/24 - Fe in lem tef'alu ve len tef'alu fettekun naralletı vekudühen NASÜ vel HICARAH üıddet lil kafirın ( Eğer yapamazsanız ki asla yapamazsınız, o halde yakıtı İNSANLAR ve TAŞLAR olan ve inkarcılar için hazırlanmış olan ateşten sakının. )

Ayetteki "Ateş" kelimesinin, varlıkların, sptayomda ( A'raf ) kendileriyle hesaplaşmaları esnasında yani yapmış oldukları kötülüklerin duygusal yansımalarını, sonsuz yaşama haiz öz varlık olarak deneyimlemeleri esnasındaki ıstıraplarını sembolize etmekte gibidir.

İncil'deki şu ayetlerde de "Taş"ın yaşam kaynağı olabileceği, teşbihi ve sembolik şekilde verilmekte gibidir. 

42-Luke-3-8 Bundan böyle tövbeye yaraşır meyveler verin! Kendi kendinize, 'Biz İbrahim'in soyundanız' demeye kalkmayın. Ben size şunu söyleyeyim: Tanrı, İbrahim'e ŞU TAŞLARDAN DA ÇOCUK YARATABİLİR.

42-Luke-19-39 Kalabalığın içinden bazı Ferisiler O'na, "Öğretmen, öğrencilerini sustur!" dediler.
42-Luke-19-40 İsa, "Size şunu söyleyeyim, bunlar susacak olsa, TAŞLAR BAĞIRACAKTIR!" diye karşılık verdi.

40-Matthew-4-3 O zaman Ayartıcı yaklaşıp, "Tanrı'nın Oğlu'ysan, söyle şu TAŞLAR EKMEK OLSUN" dedi.

40-Matthew-4-4 İsa ona şu karşılığı verdi: "'İnsan yalnız ekmekle yaşamaz, Tanrı'nın ağzından çıkan her kelimeyle yaşar' diye yazılmıştır."

VITRIOL kelimesi, mason cemiyetine kabul aşamasında, adayların kendileriyle yalnız bırakıldıkları , spatyomu temsil eden "Düşünce Odası"nda da yer almaktadır. Elbette cemiyetlerde kelimelere yüklenen anlamlar farklılık gösterebilmektedir. Masonik kültürde kavramların, kelimelerin sembollerle ifade edilmesinin sebebi, bu cemiyete dahil olanların esas itibarıyla kutsal kitaplardaki sembolizm ilmine ilişkin bilgileri olmasından kaynaklanmaktadır. Ancak, ilmin ne amaçla kullanıldığı her zaman en temel husustur.