7 Mayıs 2022 Cumartesi

Aden, Adn, Adeno

"Adn" kelimesi, yüksek ruhsal frekansın sembolik ifadesi olan "Cennet"* kavramının en yüksek seviyesine verilen isim olup kök anlam itibarıyla ise "İkamet yeri, Merkez, Cevher, Kaynak, Madenin Aslı veya Yatağı" anlamına gelmektedir. Grekçe'de yer alan ve  "Bez, Salgı bezi" anlamına gelen "Adeno" kelimesi de "Adn" kelimesiyle ortak kökene ve anlama sahiptir. Zira salgı bezi, salgılanan bir maddenin "Kaynağı, Aslı, Yatağı, İkâmet yeri" niteliğindedir. 

* "Cennet" kelimesi "Cinn / Cenn" ( Örtmek, Örtülü olmak, Kaplı olmak, Görünmemek ) köküne "et" ( -lik, gibi olma ) eki almış bir kelime olup "Örtülü olma, Kaplı olma, Görünmez olma" anlamını içermektedir. ( "Cunnet" ( Kalkan, Örten, Koruyan ), "Cenin" ve "Cinn" kelimeri de özde aynı anlamı barındıran "CN" kökünden türemiş kelimelerdir. )

Tevrat'ta Âdem'in, yaratılışı sonrasındaki mekânı olan süptil planın ( boyutun ) ismi de "Aden bahçesi" veya Cennet olarak sembolize edilmiştir. Bilindiği üzere daha sonra hatasından dolayı bu yüksek frekanslı süptil plandan / halden çıkarılarak düşük frekanslı kaba madde planı / hal olan dünyaya indirilmiştir. Âdemoğullarının yani insanların amacı, dünya hayatındaki aldatıcı ancak cazip görünen nefsani ve maddi tesirlere direnç göstererek hatalarından ve günahlarından sıyrılmak ve böylelikle ruhsal tekâmüle ererek tekrar "Aden bahçesi"'ne ( Cennet ) girme yani üst süptil plana geçme liyakatine erişmektir. 

Tevrat'ta ilk "Aden" kelimesinin geçtiği ayetin kodunun nümerolojik değerinin ( 1+2+8 = 11 ) 11 olması da halden hale geçiş, boyutlar arası geçiş kavramına işaret etmekte gibidir. 

1-Genesis**-2-8 RAB Tanrı doğuda, ADEN'de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu. 

( ** "GENesis" ( Yaratılış ) kelimesinin kökü de "Cennet" kelimesindeki "Cen" köküdür. )

"Aden" kelimesinin geçtiği diğer Tevrat ayetleri şöyledir.

1-Genesis-2-10 ADEN'den BİR IRMAK DOĞUYOR, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu.

Bu ayette yer alan "Aden'den bir ırmak doğuyor" cümlesi "Adeno" ( Salgı bezi ) kelimesinin anlamıyla benzerlik arzetmektedir. Zira vücuttaki iç salgılar da salgı bezlerinden ( Adenolar ) doğmaktadırlar.

1-Genesis-2-15 RAB Tanrı ADEN BAHÇESİ'ne bakması, onu işlemesi için Adem'i oraya koydu.

1-Genesis-3-23 Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem'i ADEN BAHÇESİ'nden çıkardı. 

1-Genesis-3-24 Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de ADEN BAHÇESİ'nin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.

1-Genesis-4-16 Kayin RAB'bin huzurundan ayrıldı. ADEN BAHÇESİ'nin doğusunda, Nod topraklarına yerleşti.

26-Ezekiel-31-16 Ölüm çukuruna inenlerle birlikte onu ölüler diyarına indirdiğimde, yıkılışının gürültüsünden ulusları titrettim. O zaman ADEN BAHÇESİ'ndeki bütün ağaçlar, Lübnan'ın en seçkin, en iyi, bol sulanan ağaçları yerin derinliklerinde avunç buldu.

26-Ezekiel-36-35 Şöyle diyecekler: Viran olan bu ülke ADEN BAHÇESİ gibi oldu; yıkılıp yerle bir olmuş, kimsesiz kalmış kentler yeniden güçlendiriliyor, içinde oturuluyor.

29-Joel-2-3 Önlerini ateş kavuruyor, Artları alev alev. Önlerinde ADEN BAHÇESİ gibi uzanan topraklar Artlarında ıssız çöllere dönüyor. Hiçbir şey onlardan kurtulamıyor.

"Aden bahçesi" kavramı Kur'an'da ise "Cennatu Adn" ( Adn cennetleri / Adn bahçeleri ) olarak yer almaktadır.

13/23 CENNATU ADNin yedhuluneha ve men saleha min abaihim ve ezvacihim ve zurriyyatihim vel melaiketu yedhulune aleyhim min kulli bab

( ADN BAHÇELERİNE, oraya girerler ve babalarından, eşlerinden, soylarından iyi olan kimseler de. Melekler de tüm kapılardan üzerlerine girerler. )

16/31 CENNATU ADNin yedhuluneha tecri min tahtihel enharu lehum fiha ma yeşaun kezalike yeczillahul muttekin

( Girdikleri ADN BAHÇELERİDİR. Altlarından nehirler akar. Orada onlara ne dilerlerse vardır. Allah sakınanları işte böyle karşılıklandırır. )

18/31 Ulaike lehum CENNATU ADNin tecri min tahtihimul enharu yuhallevne fiha min esavira min zehebin ve yelbesune siyaben hudran min sundusin ve istebrakin muttekiine fiha alel eraik ni'mes sevab ve hasunet murtefeka

( İşte onlar, onlara altlarından nehirler akan ADN BAHÇELERİ vardır. Orada altından bilezikler takınacaklar, yeşil ipekten ve kalın ipek kumaştan elbiseler giyecekler. Orada koltuklara yaslanıp oturacaklar. O ne güzel sevab, o ne güzel dayanıp sığınma yeridir. )

20/76 CENNATU ADNin tecri min tahtihel enharu halidine fiha ve zalike cezau men tezekka

( İçinde ebedi olacakları, altlarından nehirler akan ADN BAHÇELERİ. Temizlenmiş kimselerin karşılığı işte böyledir. )

35/33 CENNATU ADNin yedhuluneha yuhallevne fiha min esavira min zehebin ve lu'lua ve libasuhum fiha harir

( ADN BAHÇELERİ oraya gireceklerdir. Orada altından ve inciden bilezikler takınacaklar. Orada elbiseleri ipektir. )

98/8 Cezauhum inde rabbihim CENNATU ADNin tecri min tahtihel enharu halidine fiha ebeden radiyallahu anhum ve radu anhu zalike li men haşiye rabbeh

( Onların karşılıkları Rab’lerinin indinde, altlarından nehirler akan, içinde ebediyen ebedi olacakları ADN BAHÇELERİDİR. Allah onlardan razı, hoşnut olmuştur. Onlar da O’ndan razı, hoşnut olmuşlardır. Bu, Rab’lerinden korkan, ürken, ürperen kimseler içindir. )

"İnsan kusurlu yaratılmış." diyenler....

Küreselci müşrik teknokratların insanları Allah ve ahiret bilincinden uzaklaştırabilmek için ortaya attıkları transhümanizm ve dijitalizm kavramları kapsamındaki en önde gelen kitle telkin söylemlerinden biri de "Allah'ın insanı kusurlu yarattığı." cümlesidir. İnsanın aldatıcı dünyada "hastalanabilen" ve "ölen" bir varlık olarak algılanmasına dayanarak dillendirilen bu söylemin temel amacı insanların, tek yaratıcı olan Allahu Teala'dan ve ahiret* bilincinden uzaklaşmalarının, sadece kaba madde planı dünyaya odaklanmalarının ve sözde transhümanizm projesiyle ölümsüzlük** vadeden küreselcileri ilah addetmelerinin sağlanmasıdır. 

İnsan kusurlu yaratılmamış, olması gerektiği gibi yaratılmıştır.

Esasen dünyevi plan ( kaba madde planı / boyutu ( dünya ) ) varlığı olmayıp uhrevi plan ( üst süptil plan / boyut ( cennet ) ) varlığı olan ancak malum sebep ile dünyevi plana hapsolmuş ve kendini kurtarması beklenen insan, ruhsal tekamülü için gerekli olan reenkarnasyon ( bedenlenme ) döngülerini ( 700-800 enkarnasyon ) tamamlayabilecek şekilde yaratılmıştır. Reenkarnasyon döngülerinin gerekliliğinin sebebi ise insan bedenini tekamül vasıtası olarak kullanan ruhun muhtelif yaşamları deneyimleyerek, doğrularını ve yanlışlarını idrak etmesi ve böylelikle tekamüle doğru ilerlemesidir. İşte bu yaratış, Allahu Teala'nın mükemmel işleyen ve özünde tüm varlıkların ruhsal telamülünü hedefleyen ilahi nizamının hayranlık ve huşu uyandıracak bir tezahürüdür.

* Kur'an'da "Allah'a inanç" ifadesinin daima "Allah'a ve ahirete inanç" olarak yani "ahiret inancı" ile birlikte geçtiği hatırlanmalıdır. Örnek : 2/232 .... yu'minu billahi vel yevmil ahiri ..... ( Allah'a ve ahiret gününe inanırlar....... ) 

** İnsan, ruh ve maddenin ( bedenin ) birleşimine verilen isimdir. Sonsuz bir varlık olan ruhun madde bedene tesir göndermesi sonucunda insan adı verilen varlık tezahür etmektedir. Dolayısıyla insan, özü yani ruhu itibarıyla zaten ölümsüz bir varlıktır. Küreselcilerin sözde genetik manipülasyon ile kaba madde planı dünyada vadettikleri ölümsüzlük söylemi ise insanın ruhsal tekamül döngüsünü bloke etmek için gündeme getirilen şeytani bir aldatmacadan ibarettir. 

Kur'an'da insanın "Zayıf" yaratıldığını bildiren 4/28 kodlu ayetteki "Daiyfa" ( Zayıf ) sıfatı insanın nefsine hakim olmakta zorlanmasını yani ruhsal zafiyetini ifade etmektedir ki bu ruhsal zafiyeti gidermesi ve tekamül etmesi de insanın en büyük sınavıdır.  

4/27 Vallahu yuridu en yetube aleykum ve yuridullezine yettebiuneş şehevati en temilu meylen azima

( Ve Allah üzerinize tevbe eylemeyi ister. O şehvetlere tabi olanlar büyük meyille meyletmenizi isterler. )

4/28 Yuridullahu en yuhaffife ankum ve HULİKAL İNSANU DAİYFA

( Allah sizi hafifletmeyi ister. İNSAN ZAYIF YARATILMIŞTIR. )

İnsanın ruhsal zafiyetlerinin zikredildiği diğer bazı ayetler şöyledir.

21/37 HULİKAL İNSANU MİN ACEL se urikum ayati fe la testa'cilun

( İNSAN ACELEDEN YARATILMIŞTIR. Ayetlerimi size göstereceğim. O halde acele istemeyin. )

70/19 İnnel İNSANE HULİKA HELU'AN

( İNSAN kesinlikle SABIRSIZ / HIRSLI / ŞİKAYET EDEN YARATILMIŞTIR. )

100/6 İnnel İNSANE li rabbihi le KENUD

( Kesinlikle İNSAN Rab’bine NANKÖRDÜR.  )

80/17 Kutilel İNSANU MA EKFEREHU

( Öldürülesi İNSAN . Ne İNKAR EDİCİDİR o? )

Transhümanist küreselci şeytanlar insanları, insanın yukarıdaki ayetlerde belirtilen ruhsal ( düşünsel, zihinsel ) zafiyetleri vasıtasıyla kavramsal olarak aldatmaya, yanıltmaya ve saptırmaya çalışmaktadırlar. Daima hatırlanmalıdır ki şeytanların imamı ve kibir timsali İblis esasen gerçeğin ne olduğunu çok iyi bilmekte ancak insanın cehaletini, onu saptırma yolunda bir araç olarak kullanmaktadır. Bu nedenledir ki şeytanların insanlığa karşı kullandıkları en önemli silah "cahil bırakma" ve "dezenformasyon"dur. Bu noktada "cehalet" kavramının akademik eğitim ile sınırlı olmadığı hatırlanmalıdır. Zira mevcut küresel düzendeki eğitim sisteminin temelinde de insanları gerçek ilahi kozmik bilgilerden uzak tutma yani esasen "cahil bırakma" stratejisi yatmaktadır. Bu nedenledir ki toplum, çok şey bildiğini, elit ve kültürlü olduğunu zanneden "zeki aptallar" ile doludur.

Allahu Teala'nın insanı, kaba madde planı dünyaya göre olması gereken en güzel şekilde yarattığı 40/64 kodlu ayette bildirilmektedir.

40/64 Allahullezi ceale lekumul erda kararan ves semae binaen ve SAVVERAKUM FE AHSENE SUVERAKUM ve razekakum minet tayyibat zalikumullahu rabbukum fe tebarakellahu rabbul alemin

( Allah o size yeri durak ve göğü bina kılandır. SİZİ ŞEKİLLENDİRDİ DE ŞEKİLLERİNİZİ GÜZELLEŞTİRDİ. Sizi temizinden rızıklandırdı. Bu Rab’biniz Allah’ tır. Alemlerin Rab’bi Allah bereketlidir. )

Yaratılıştaki reenkarnasyon döngülerinden bahseden bazı ayetler ise şöyledir.

10/4 İleyhi merciukum cemia va'dellahi hakka innehu YEBDEUL HALKA summe YUİYDUHU li yecziyellezine amenu ve amilus salihati bil kist vellezine keferu lehum şerabun min hamimin ve azabun elimun bima kanu yekfurun

( Dönüşünüz topluca O’nadır. Allah’ ın vaadi gerçektir. Kesinlikle YARATIŞI o ortaya çıkarıp BAŞLATIR. Sonra o inananları ve adaletle iyilik yapanları karşılıklandırmak için onu DÖNDÜRÜR. O inkar edenler, inkar etmiş olmalarından dolayı onlara kaynar sudan içecek ve elim azap vardır. )

10/34 Kul hel min şurakaikum men yebdeul halka summe yuiyduh kulillahu YEBDEUL HALKU summe YUİYDUHU fe enna tu'fekun

( De ki: "Ortaklarınızdan yaratışı ortaya çıkarıp başlatan, sonra onu döndüren, tekrarlayan kimse var mıdır?" De ki: "YARATIŞI ALLAH BAŞLATIR SONRA ONU DÖNDÜRÜR, diriltir. O halde nasıl döndürülürsünüz?" )

27/64 Em men YEBDEUL HALKA SUMME YUİYDUHU ve men yerzukukum mines semai vel ard e ilahun meallah kul hatu burhanekum in kuntum sadikin

( Yoksa o YARATIŞI ortaya çıkarıp BAŞLATAN, SONRA ONU tekrarlayıp DÖNDÜREN ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile birlikte ilah mı var? De ki: "Eğer doğrular iseniz, delilinizi getirin." )

"Dirilmek" kelimesinin, reenkarnasyon döngüsü bağlamındaki gerçek anlamından  habersiz olan ve sadece düşük frekanslı kaba madde planı dünyaya odaklanmış inkarcıların söylemleri;

6/29 Ve kalu İN HİYE İLLA HAYATUNED DUNYA VE MA NAHNU Bİ MEB'USİ

( Ve "KESİNLİKLE O SADECE DÜNYA HAYATIDIR. BİZLER DİRİLTİLECEK DEĞİLİZ." dediler. )

17/49 Ve kalu e iza kunna izamen ve rufaten e inna le meb'usune halkan cedida

( Ve "Biz kemik ve ufalanmış çürümüş olduğumuzda mı kesinlikle yeni yaratış ile diriltileceğiz?" dediler. )

17/98 Zalike cezauhum bi ennehum keferu bi ayatina ve kalu e iza kunna izamen ve rufaten e inna le meb'usune halkan cedida

( Bu, kesinlikle onların ayetlerimizi inkar etmelerinden ve "Kemik ve ufalanmış çürümüş olduğumuzda mı? Yeni yaratışla diriltilecek miyiz?" demelerinden dolayı onların karşılığıdır. )

Ayrıca bkz.






3 Mayıs 2022 Salı

Kader mekanizması ve yazılım teknolojisi

Bilindiği üzere bilgisayar yazılım teknolojisinin temeli 0 ve 1 kodlarından  oluşan ve "Binary Codes" ( İkili Kodlar ) olarak anılan ikili kodlama sistemine dayanmaktadır. Binary kodları ile oluşturulan karakterlerin genel ismi ise ASCII ( American Standard Code for Information Interchange / Bilgi Mübadelesi için Standart Amerikan Kodu ) kısaltmasıyla anılmaktadır.

Binary kodlama sisteminde "8" bitlik bir 0 ve 1 seti, 1 byte olarak anılmakta ve bir karakterlik alanı ifade etmektedir. ( Örnek : "A" karakterinin binary kodu 01000001 olmaktadır. )

Dijital teknoloji, doğal olarak Rab'bin yaratış sisteminin insani ve dünyevi taklidi, ilahi kozmik bilginin bir uyarlaması niteliğindedir. Zira tek ve yüce yaratıcı Allahu Teala'nın ilmini yansıtmayan bir tezahür söz konusu olamaz. Bilgisayar sistemlerindeki "Yazılım" ve "Donanım" ikilisi ilahi nizamdaki "Ruh" ve "Madde / Beden" ikilisinin bir taklidi, temsili niteliğindedir.

Küreselci satanik zümre, dijital teknoloji vasıtasıyla kurmak istedikleri yeni dünya düzeninin sözde ilahları olmayı yani insanlığın "kaderinin" sözde belirleyicisi olmayı arzulamaktadırlar. Bu idealleri, şirkin yani Allah'a ortak koşmanın net bir temsili durumundadır.

Dijital teknolojinin yani yazılım teknolojisinin ilahi kozmik bilgileri yansıttığını 8 nümerolojisiyle ortaya koyan bazı ayetler şöyledir.

Herşeyin "sayısal bir yazı / yazılım" olduğu Nebe suresinin aşağıdaki ayetinde bildirilmektedir. 

78/29 Ve kulle şey'in AHSAYNAHU KİTABEN*

( Ve herşeyi YAZI - kitap olarak SAYDIK. / Kitapta - YAZIDA olmak üzere herşeyi SAYDIK. )

* "Kitab" kelimesi "Yazı" anlamına gelmektedir.

Ayetin kodunun nümerolojik değeri ( 7+8+2+9 = 26 ... 2+6 = 8 ) 8 sayısını vermektedir.

Enbiya suresinin aşağıdaki ayetinde kâinatın ilahi bir yazılım olduğu "Siccilil kutub" ( Yazı tomarları ) teşbihiyle bildirilmektedir.

21/104 YEVME (1) NATVİ (2) ES (3) SEMAE (4) KE (5) TAYYİ (6) ES (7) SİCİLLİ (8) Lİ (9) EL (10) KUTUB (11) kema (12) bede'na (13) evvele (14) halkin (15) nuidu (16) h (17) va'den (18) aley (19) na (20) in (21) na (22) kunna (23) failin (24) 

( O GÜN GÖĞÜ, YAZI TOMARLARINI DÜRER GİBİ DÜRERİZ. Onu, ilk yaratmaya başladığımız gibi, üzerimize vaad olarak onu döndürürüz. Kesinlikle biz yapanlar oluruz. )

- Ayetin kodunun nümerolojik değeri 8 sayısını ( 2+1+1+0+4 = 8 ) vermektedir.

- Ayetin ilk cümlesinde 11 kelime bulunmakta olup "Sicil " ( Tomar ) kelimesi 8., "Kutub" ( Yazılar ) kelimesi ise 11. kelimedir. 8 sayısı ile "8 bit" kavramına, 11 sayısı ile de "Binary code" ( İkili kod ) kavramına işaret edilmekte gibidir. ( Ayette ayrıca astronomik bir teori olan "Big Crunch" ( Büyük Dürülüş ) kavramı da tanımlanmaktadır. )

Kamer suresinin 49. ayetinde "Kader" ( Ölçü ) ve "Halk" ( Yaratmak ) kelimeleri ilk ve son kez birlikte yer almaktadırlar.

54/49 İn (1) na (2) kulle (3) şey'in (4) HALAKNA (5) hu (6) bi (7) KADER (8)

( Kesinlikle biz herşeyi ÖLÇÜ / KADER ile YARATTIK. )

Ayette 8 kelime bulunması yazılım teknolojisinin temeli olan "8 bit" kavramıyla uyum arzetmektedir.

54/52 Ve  (1) kulli (2) şey'in (3) fealu (4) hu (5) fi (6) ez (7) ZUBUR (8)

( Ve o yaptıkları herşey KİTAPLARIN içindedir. )

Ayette, yaratılışta vuku bulan herşeyin kitaplarda yazılı olduğu yani kaderin, kodlanmış bir yazılım olduğu bildirilmektedir. Ayette yine 8 kelime bulunmaktadır.

54/53 Ve kulli sağirin ve kebirin MUSTETAR

( Ve hepsi, küçük ve büyük, SATIRLANMIŞTIR / SATIR SATIR YAZILIDIR. )

"Yazılım" ile programlama kavramına işaret edilen ayetin numarasının nümerolojik değeri ( 5+3 = 8 ) 8 sayısını vermektedir.

"Kaderin yazılması" kavramının "Gaybın ilmi / Bilinmeyenin ilmi" ve "Yazmak" kelimeleriyle zikredildiği aşağıdaki ayetlerde 8'er kelime bulunmakta olup, "Yektubun" ( Yazıyorlar ) kelimeleri 8. kelimedir.

52/41 Em (1) inde (2) hum (3) el (4) ğaybu (5) fe (6) hum (7) YEKTUBUN (8) 

( Gayb onların indinde de onlar mı YAZIYORLAR?  )

68/47 Em (1) inde (2) hum (3) el (4) ğaybu (5) fe (6) hum (7) YEKTUBUN (8) 

( Gayb onların indinde de onlar mı YAZIYORLAR? )

Dolaylı olarak Tevrat'tan ve yazıdan bahsedilen aşağıdaki ayetin kodunun nümerolojik değeri de ( 7+1+4+5 = 17 ... 1+7 = 8 ) 8 sayısını vermektedir. 

7/145 Ve (1) KETEBNA (2) lehu (3) fi (4) el (5) elvahi (6) min (7) kulli (8) şey'in (9) mev'izaten (10) ve (11) tefsilen (12) li (13) kulli (14) şey (15) fe (16) huz (17) ha (18) bi (19) kuvvetin (20) ve (21) e'mur (22) kavme (23) ke (24) ye'huz (25) ha (26) bi (27) ahseni (28) ha (29) se (30) uri (31) kum (32) dara (33) el (34) fasikin (35)

( Ve o levhalarda ona herşeyden nasihat ve herşey için ayrıntılar YAZDIK. O halde bunları kuvvetle tut ve kavmine de onu en güzeli ile tutmalarını emret. Size günahkarlar yurdunu göstereceğim.  )

Ayette 35 kelime bulunmakta olup, bu sayının nümerolojik değeri de ( 3+5 = 8 ) 8 sayısını vermektedir.

Hacc suresinin 22/4 kodlu ayetinde de "Yazılma" kavramı 8 ve 2 nümerolojisiyle yer almaktadır.

22/4 KUTİBE (1) aley (2) hi (3) enne (4) hu (5) men (6) tevella (7) hu (8) fe (9) enne (10) hu (11) yudillu (12) hu (13) ve (14) yehdi (15) hi (16) ila (17) azabi (18) es (19) seir (20) 

( Onun üzerine YAZILMIŞTIR ki, kesinlikle kim yüzünü ona doğru çevirirse, artık kesinlikle o onu saptırır. Onu ateş azabına doğru yönlendirir. )

- Ayetin kodunun nümerolojik değeri ( 2+2+4  = 8 ) 8 sayısını vermektedir. ( 8 bit )

- Ayetteki kelime adedi olan 20 sayısının nümerolojik değeri de 2 sayısını vermektedir. ( Binary codes ( İkili kodlar ) )

"Sek" kök kelimesine bakış

Kök anlamı "Ayrışma, Ayrıştırma, Ayırma" olan "Sek / Sec" kelimesi doğu ve batı dillerindeki kelimelerde yer alan ayrıca Kur'an ayetlerinde de zikredilen bir kök kelimedir. Bu kökten türemiş bazı kelime örnekleri şöyledir. 

SEC / SEChe ( Fra ) = Kuru, Sudan ayrışmış
SEK ( Tür ) = Sudan ayrışmış, Sade
SECond ( İng, Fra ) = İkinci, İkinci bölüm olan
SECretion / SEKretion ( İng, Fra, Alm ) = Salgılama, Ayrıştırma
SECret ( İng, Fra ) = Sır, Ayrışmış olan, Gizli olan
SECular / SECulier / SEKulär ( İng, Fra ) = Dönemsel, Ayrışımsal
SEClusion ( İng, Fra ) = İnziva, Ayrışım
SECt ( İng, Fra ) = Dini ayrışım, Bölünme, Mezhep, Tarikat
SECtion ( İng, Fra ) = Bölüm, İkiye bölünme, Ayrışma
SECtor ( İng, Fra ) = Sektör, Bölüm, Kesim, Ayrışım
SEQuence ( İng, Fra ) = Kesit, Sıra, Bölüm
SEQuestration ( İng ) = Haciz, Ayırma
SEX / SECs ( İng, Fra ) = İkiye bölünmüş olan, İkili olan, Seks, Cinsiyet "ayrışımı"
SEKiz ( Tür ) = İkiye bölünme ( 8 sayısı bir dairenin içe doğru katlanarak iki dairesel şekile ayrışması ile oluşur. ) 
SEKte ( Tür, Ara ) = Kesilme, Bölünme, Aksama 
SEKet ( Ara, Tür ) = Sakat, Düşmüş, Ayrışmış* 
SEKrat / SEKerat** ( Ara ) = Bilinçsel ayrışma, Kendinden geçme, Sarhoşluk, Alkollü olma 
SEKran ( Ara ) = Sarhoş, Ayrışmış

* "Melaiket-i SAKitat" ( Ayrışmış / Düşmüş melekler )

** "SEKrat" ( Sek+r+at ) kelimesinin kökü olan "Sek" kelimesi, "Şeker" anlamına gelen "ŞEKer" ( Tür., Far. ), "SUCre" ( Fra ), "SUGar", "ZÜCKer" ( Alm ) kelimelerinin de köküdür. "Şeker" adı verilen madde, mısır, buğday, patates gibi hammaddelerdeki nişastanın "ayrıştırılması" yoluyla elde edilmektedir. Ayrıca şeker, kandaki alkol oranını yükseltici etkiye de sahiptir. "Sekran" ( Sarhoş ) ve "Sukara" ( Sarhoşlar ) kelimelerinin oluşumunun kökeninde bu bilgiler bulunmaktadır. Bu bağlamda, "Şeker" ( Şek+er / Sek+er )  kelimesinin kök anlamının "Ayrış+an, Ayrış+tıran" olması kuvvetle muhtemeldir.

"Sek" kökü Kur'an'da "Sekrat" ( Ayrışmışlık, Sarhoşluk ), "Sukara" ( Ayrışmışlar, Sarhoşlar ) ve "Sekete" ( Ayrışmak, Ayrılmak, Düşmek ) kelimeleriyle tezahür etmektedir.

7/154 Ve lemma SEKETE an musel ğadabu ehazel elvah ve fi nushatiha huden ve rahmetun lillezine hum li rabbihim yerhebun

( Ve öfke Musa' nın üzerinden AYRILDIĞINDA / DÜŞTÜĞÜNDE, levhaları aldı. Onların nushalarında Rab’lerinden korkanlar için yönlendirme ve rahmet vardı. )

4/43 Ya eyyuhellezine amenu la takrabus salate ve entum SUKARA hatta ta'lemu ma tekulune ....

( Ey o inananlar, sizler SARHOŞken ne söylediğinizi bilene kadar duaya yaklaşmayın....... )

15/72 Le amruke innehum le fi SEKRATihim ya'mehun

( Ömrün için ki, kesinlikle onlar SARHOŞLUKlarının içinde bocalıyorlardı. )


1 Mayıs 2022 Pazar

Şeytan kulağına kurşun!

Halk arasında yaygın kullanımı olan "Şeytan kulağına kurşun!" sözü, aksama olasılığı bulunan ancak düzenli bir biçimde yürüyen bir işin, bir durumun aksamaması amacıyla "nazar değmesin" anlamında söylenen sözdür.

Bu söz kelimesel anlamlar itibarıyla incelendiğinde, temel faaliyeti bozgunculuk olan şeytanın* "Yapılmakta olanı duymasının engellenmesi" anlamı oluşmaktadır. 

* "Şeytan" kelimesi "Şeyt" ( Yakmak, Helak etmek ) kökünden ve "an" ( -cı, gibi olan ) ekinden oluşan ve "Yakıcı, Helak edici" anlamına gelen bir sıfattır. "Şeytan" kelimesi negatif frekanslı tüm varlıkları niteleyen bir sıfat olsa da öncelikli olarak farklı frekanstaki varlıklar olan cinlerin ( görünmeyenler ) kötücül olanlarını nitelemektedir. 

Kur'an'da cinlerin yapısal niteliğine ilişkin tanımlamalar Hicr suresinin 27. ve Rahman suresinin 15. ayetinde yer almaktadır. 

15/27 Vel canne halaknahu min kablu min NARİS SEMUM

( Ve cin, onu önceden, içe işleyen ZEHİRLİ ATEŞTEN yarattık. )

55/15 Ve halekal canne min MARİCİN MİN NAR

( Ve cini DUMANSIZ ATEŞ ALEVİNDEN yarattı. )

"İçe işleyen, zehirli ve dumansız ateş" olarak özetlenebilecek yukarıdaki ayetlerdeki tanımlamalar insan için tehlikeli olan elektromanyetik radyasyon dalgalarını / frekanslarını tasvir etmekte gibidir. ( Ayetlerin çoklu anlamları olduğu da daima hatırlanmalıdır. Bu bölümde olası bir anlama odaklanılmıştır. )

Bir ağır metal olan Kurşun ( Pb ) elektromanyetik radyasyon frekanslarını yani radyoaktif gamma ve x ışınlarını engelleme özelliğine sahiptir. Dolayısıyla "Şeytan kulağına kurşun!" sözünün kökeninde bu bilgi yer alıyor olabilir.

Büyü olarak da anılan negatif frekansları ve kötü enerjileri tespit etmek amacıyla yapılan "Kurşun Döktürme" ritüelinde ise sıvı haldeki kurşun baş üzerinden su dolu bir tasa dökülür ve kurşunun bir anda katı hale dönüşmesi sonucu kurşunun almış olduğu şekle göre negatif frekans tespit edilir, yorumlanır ve giderilmeye çalışılır. Bu kadim ritüelin amacı, negatif frekanstan müteşekkil cinin erimiş kurşun ile temas etmesi sonucunda formunun ve niteliğinin tespit edilmesi ve yorumlanmasıdır.

Ancak kurşun dökme işlemi sırasında açığa çıkan kurşun içerikli buharın ve alaşım oluşturmak amaçlı kullanılan antimonun insan sağlığı için tehlikeli olması ve bu işlemin açık havada yapılması gerekliliği de önem arzetmektedir.

Genellikle batıl ritüeller addedilen birçok uygulamanın kökeni esasen bilimsel gerçeklere dayanmaktadır.

30 Nisan 2022 Cumartesi

Gece - Gündüz döngüsü ve 11 nümerolojisi

Bilindiği üzere 11 sayısı ezoterik nümerolojide düalitenin ve düalitenin sonucu olan döngünün ve farklı hale geçişin / geçiş portalının sembolüdür.

Kur'an'da "düalite" ve "döngü" kavramlarının "Güneş - Ay" ve "Gece - Gündüz" ikilileriyle ( düaliteleriyle ) misallendirildiği ve 11 nümerolojisi içeren ayetler şöyledir.

14/33 Ve (1) sehhare (2) lekum (3) eş (4) ŞEMSE (5) ve (6) el (7) KAMERA (8) daibe (9) EYNİ (10) ve (11) sehhara (12) lekum (13) el (14) LEYLE (15) ve (16) en (17) NEHAR (18) 

( Ve usulünde devam eden İKİLİ olan GÜNEŞ’i ve AY’ı buyruğunuza verdi. GECEYİ ve GÜNDÜZÜ de buyruğunuza verdi. )

- Ayetin kodunun ( 14/33 ) nümerolojik değeri 11 sayısını ( 1+4+3+3 = 11 ) vermektedir.

- Ayetteki "Şems" ( Güneş ), "Kamera" ( Ay ), "Eyni" ( İki ), "Leyle" ( Gece ) ve "Nehar" ( Gündüz ) kelimelerinin sıra numaralarının toplamının nümerolojik değeri 11 sayısını vermektedir. ( 5+8+10+15+18 = 56 ... 5+6 = 11 )

17/12 Ve (1) cealna (2) el (3) LEYLE (4) ve (5) en (6) NEHARA (7) ayete (8) EYNİ (9) fe (10) mehavna (11) ayete (12) el (13) leyli (14) ve (15) cealna (16) ayete (17) en (18) nehari (19) mubsiraten (20) li (21) tebteğu (22) fadlen (23) min (24) rabbi (25) kum (26) ve (27) li (28) ta'lemu (29) adede (30) es (31) sinine (32) ve (33) el (34) hisab (35) ve (36) kulle (37) şey'in (38) fassalna (39) hu (40) tefsila (41) 

( Ve GECEYİ ve GÜNDÜZÜ İKİ ayet kıldık da Rab’binizden üstünlüğü aramanız ve senelerin adedini ve hesabı bilmeniz için gecenin ayetini kararttık ve gündüzün ayetini gördüren kıldık. Herşeyi ayrıntılı olarak ayrıntılandırdık. )

- Ayetin kodunun ( 17/12 ) nümerolojik değeri 11 sayısını vernektedir. ( 1+7+1+2 = 11 )

- Ayetin ilk cümlesi olan "Ve cealnel leyle ven nehara ayeteyni " ( Ve geceyi ve gündüzü iki ayet kıldık. ) cümlesinde "Leyle" ( Gece ) kelimesi 4., "Nehara" ( Gündüz ) kelimesi ise 7. kelime olup, bu iki sayının toplamı 11 sayısını vermektedir.

- Ayetin ilk cümlesinin son kelimesi olan "Eyni" ( İki ) kelimesinin sıra numarası olan 9 sayısı, ayet kodunun ( 17/12 ) nümerolojik değeri olan 11 sayısıyla toplandığında yine 11 sayısı elde edilmektedir. ( 11+9 = 11 ) ( Ayrıca oluşan 9/11 durumu da dikkat cekmektedir. )

24/44 YUKALLİBU (1) allahu (2) el (3) LEYLE (4) ve (5) en (6) NEHAR (7) inne (8) fi (9) zalike (10) le (11) ibraten (12) li (13) uli (14) el (15) ebsar (16) 

( Allah GECEYİ ve GÜNDÜZÜ DÖNDÜRÜR. Kesinlikle bunda göz sahipleri için ibret vardır. )

- Döngü kavramının net bir şekilde "Yukallibu" ( Döndürür ) fiiliyle zikredildiği bu ayetteki "Leyle" ve "Nehar" kelimelerinin sıra numaralarının toplamı da ( 7+4 = 11 ) 11 sayısını vermektedir.

28/73 Ve (1) min (2) rahmeti (3) hi (4) ceale (5) lekum (6) el (7) LEYLE (8) ve (9) en (10) NEHARA (11) li (12) teskunu (13) fi (14) hi (15) ve (16) li (17) tebteğu (18) min (19) fadli (20) hi (21) ve (22) lealle (23) kum (24) teşkurun (25) 

( Ve size GECEYİ ve GÜNDÜZÜ, içinde sükunetle dinlenmeniz için ve O’nun üstünlüğünden, lütfundan aramanız için rahmetinden oluşturdu. Umulur ki şükredersiniz. )

- Bu ayetin sure numarası ( 28 ) ve ayet numarasının ( 73 ) toplamları da ( 28+73 = 101 ) 11 sayısının farklı bir tezahürü niteliğindedir.



29 Nisan 2022 Cuma

Yörüngesel hareket ve Dairede yüzenler

Gezegenlerin, ait oldukları güneşleri çevresindeki yörüngesel hareketleri eliptiktir. Elipsin dışmerkezliği çok az olduğundan bu yörüngesel hareket dairesel ( çembersel ) sayılmaktadır. Astronom Johannes Kepler 1609 yılında gezegenlerin yörüngesel hareketlerinin eliptik olduğunu tanımlayan Kepler Kanunlarını ortaya atmıştır.  


Dairesel bir form arzeden Elips de 360 derecelik bir açısal hareketin tezahürü niteliğindedir. 360 sayısının nümerolojik değeri ( 3+6+0 = 9 ) matematikte ve astronomide çok önemli bir sayı olan "9" sayısını vermektedir. Nikola Tesla'nın 3,6 ve 9 sayıları ile meşhur sözü de bu bağlamda önem arzetmektedir.

"3,6 ve 9'un ihtişamını bilseydiniz evrenin anahtarına sahip olurdunuz."

"Daire" kelimesinin, Kur'an'da ilk kez "Devair" ( Daireler, Devreler ) ve "Dairat" ( Daire, Devre ) olarak geçtiği ayetin sure numarası 9, bu kelimelerin ayetteki sıra numaraları ise 15 ve 18'dir. Son iki sayının nümerolojik değerleri olan 6 ve 9 sayıları "360 derece" kavramıyla nümerolojik uyum arzetmektedir. ( 1+5 = 6 ; 1+8 = 9 ; 6x9 = 54 ... 5+4 = 9; 3x6 = 18 ; 360 ... 3+6+0 = 9 )

9/98 Ve (1) min (2) el (3) a'rabi (4) men (5) yettehizu (6) ma (7) yunfiku (8) mağramen (9) ve (10) yeterabbesu (11) bi (12) kum (13) ed (14) devair (15) aley (16) him (17) DAİRATU (18) es (19) sev (20) ve (21) allahu (22) semiun (23) alim (24) 

( Ve Araplardan kimi, o harcadığını borç, zarar addeder ve sizlere devirler gelmesini gözetip bekler. Kötülük DEVRİ onların üzerine olsun. Allah duyandır, bilendir. )

Ayetteki kelime adedi olan 24 sayısının nümerolojik değeri de 6 sayısını vermektedir. ( 2+4 = 6 )

"Dairat" kelimesinin ikinci ve son kez geçtiği ayetin kodunu ( 48/6 ) oluşturan rakamların toplamı da 18 sayısını vermektedir. ( 4+8+6 = 18 ... 1+8 = 9 )

Kur'an'da zaman döngüsünden ve gezegenlerin yörüngesel hareketlerinin dairesel olduğundan bahsedilen ilk ayet olan Enbiya suresinin  33. ayetindeki "9" nümerolojisi de dikkat çekmektedir.

21/33 Ve (1) huve (2) ellezi (3) haleka (4) el (5) leyle (6) ve (7) en (8) nehara (9) ve (10) eş (11) şemse (12) ve (13) el (14) kamer (15) kullin (16) fi (17) FELEKİN (18) yesbehun (19)

( Ve geceyi ve gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı yaratan O'dur. Hepsi DAİREDE yüzerler.  )

- Ayet kodununun nümerolojik değeri ( 2+1+3+3 = 9 ) "9" sayısını vermektedir. 

- Ayetteki "Felek" ( Dairesel, Daire ) kelimesinin sıra numarasının ( 18 ) nümerolojik değeri de ( 1+8 = 9 ) "9" sayısını vermektedir.  Ayrıca 18 sayısının "3x6" işleminin sonucu olması da dairenin iç açıları toplamı olan 360 sayısıyla uyumludur.

"Fi felekin yesbehun" ( Dairede yüzerler. ) cümlesinin ikinci ve son kez 36. ( 3+6 = 9 ) sure olan Yasin sureainde yer alması da 360 derece ve 9 nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir.

36/40 Leş şemsu yembeğiy leha en tudrikel kamera ve lel leylu sabikun nehar ve kullun fi FELEKİN yesbehun

( Aya erişip çatması Güneş’e yaraşmaz. Ve gece gündüzü geçemez. Hepsi DAİREDE yüzerler. )

Ayrıca bkz. 

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/09/sihirli-9-says.html?m=1


28 Nisan 2022 Perşembe

Sonsuz sembolü ve 8

"Sonsuz sembolü" cebirsel geometride "Lemniscate" ( Şeritle süslü ) veya "Sekiz Eğrisi" diye adlandırılan ve sonsuzluğu ifade etmek için kullanılan matematiksel bir semboldür. Bu sembol, Unicode'da U+221E, LaTeX'te ise \infty olarak kodlanmıştır. Sonsuz sembolünün ilk olarak 1655 yılında John Wallis tarafından kullanıldığı ancak kökeninin antik Yunan'a dayandığı bildirilmektedir.

Sonsuz sembolünün kökeninin antik Mısır döneminde "Uraeus" olarak anılan ve sonsuz döngüyü ifade eden sihirli yılana dayandığı bilgisi de mevcuttur. Kendi kuyruğunu yutar şekilde resmedilen "Uraeus" okült ezoterizmde "Ouroboros" ( Kuyruğunu yutan / yiyen ) olarak da anılmaktadır. ( "Ouro / Oura" ( Kuyruk ) ve "Boros" ( Yemek ) )


Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2018/12/seytan-dongusu-ksr-dongu-cin-dongusu-ve.html

Kur'an'da "Sonsuzluk" kavramı, "Ebedi, Sonsuz" anlamına gelen "Halid" ve "Ebed" kelimeleri dışında, "Sayılamazlık" anlamı ile de bildirilmektedir. Bu anlam, matematiksel ifadeler olan "in teuddu" ( eğer sayarsanız ) ve "la tuhsuha" ( onları sayamazsınız ) fiillerinin yer aldığı aşağıdaki ayetlerde zikredilmektedir.

14/34 Ve (1) ata (2) kum (3) min (4) kulli (5) ma (6) seeltumu (7) h (8) ve (9) in (10) TEUDDU (11) ni'mete (12) allahi (13) la (14) TUHSU (15) ha (16) inne (17) el (18) insane (19) le (20) zalumun (21) keffar (22) 

( Ve O’na her sual ettiğinizden size verdi. Eğer Allah' ın nimetini SAYARSANIZ onları SAYAMAZSINIZ. Kesinlikle insan zalimdir, inkar edendir.  )

16/18 Ve in TEUDDU ni'metellahi la TUHSUha innellahe le ğafurun rahim 

( Ve eğer Allah' ın nimetini SAYARSANIZ, onları SAYAMAZSINIZ. Kesinlikle Allah affedendir merhametlidir. )

- Allah'ın nimetlerinin sonsuz olduğunun bildirildiği yukarıdaki ilk ayet olan 14/34 kodlu ayette "Saymak" anlamı "Teuddu" ( Sayarsınız ) ve "La tuhsu" ( Sayamazsınız ) olarak fiil formundaki iki farklı kelime ile yer almaktadır. Bu kelimelerin ayetteki sıra numaralarının toplamının ( 11+15 = 26 ) nümerolojik değeri ( 2+6 = 8 ) "8" sayısını vermektedir.

- Yukarıdaki iki ayette de yer alan "Ve in teuddu ni'metellahi la tuhsuha" ( Ve eğer Allah' ın nimetini sayarsanız, onları sayamazsınız. ) cümlesi "8" kelimeden oluşmaktadır.

Ve (1) in (2) teuddu (3) ni'mete (4) allahi (5) la (6) tuhsu (7) ha (8) 

25 Nisan 2022 Pazartesi

Göz kırpma fenomeni

Bazı bilimsel kaynaklara göre bir insan dinlenme anında, dakikada ortalama 8 - 21 kere göz kırpmaktadır. Bu veriler kişiden kişiye değişim göstermekte olup, anılan sayılar genellemeyi ve ortalamayı yansıtmaktadır.

https://www.reviewofophthalmology.com/article/its-time-to-think-about-the-blink#:~:text=A%20resting%20blink%20rate%20is,minute%20according%20to%20another%20estimate)

https://www.quora.com/How-many-times-do-our-eyes-blink-in-1-minute

https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1877050920300193/pdf

"Göz kırpma" ifadesi Kur'an'da ilk kez "Lemhil besar" ( Göz kırpma ) ifadesiyle Nahl suresinin 77. ayetinde geçmektedir.

16/77 Ve (1) li (2) allahi (3) ğaybu (4) es (5) semavati (6) ve (7) el (8) ard (9) ve (10) ma (11) emru (12) es (13) saati (14) illa (15) ke (16) LEMH (17 ) EL (18) BESARİ (19) ev (20) huve (21) akrab (22) inne (23) allahe (24) ala (25) kulli (26) şey'in (27) kadir (28)

( Ve göklerin ve yerin gaybı Allah içindir. Saatin işi GÖZ KIRPMASI gibi veya daha yakındır. Kesinlikle Allah herşeye gücü yetendir. )

Ayetin kodunun ( 16/77 ) nümerolojik değeri 21 ( 1+6+7+7 = 21 ) sayısını, ayetteki "Lemh" ( Göz atma, Bir bakış, Kırpma ) kelimesinin sıra numarasının ( 17 ) nümerolojik değeri ise 8 ( 1+7 = 8 ) sayısını vermektedir. Bu sayılar bir insanın dinlenme anında, dakikadaki ortalama göz kırpma adediyle uyum arzetmektedir.

Bazı bilimsel kaynaklara göre ise bir insan ortalama olarak dakikada 15 - 20 kere göz kırpmaktadır. 

https://www.smithsonianmag.com/science-nature/why-do-we-blink-so-frequently-172334883/#:~:text=The%20average%20person%20blinks%20some,of%20our%20waking%20hours%20overall.

https://www.healthline.com/health/how-many-times-do-you-blink-a-day

https://www.quora.com/How-many-times-do-our-eyes-blink-in-1-minute

https://www.somatechnology.com/blog/thursday-thoughts/fast-average-blink/

"Göz kırpma" ifadesi Kur'an'da ikinci ve son kez "En yertedde ileyke tarfuk" ( Bakışının sana dönmesi ) ifadesiyle Neml suresinin 40. ayetinde geçmektedir. ( Bu ifade göz açıp kapamayı yani göz kırpmayı tasvir etmektedir. )

27/40 Kale (1) ellezi (2) inde (3) hu (4) ilmun (5) min (6) el (7) kitabi (8) ene (9) ati (10) ke (11) bi (12) hi (13) kable (14) EN (15) YERTEDDE (16) İLEY (17) KE (18) TARFU (19) K (20) fe (21) lemma (22) raa (23) hu (24) mustekirran (25) inde (26) hu (27) kale (28) haza (29) min (30) fadli (31) rabb (32) i (33) li (34) yebluve (35) ni (36) e (37) eşkuru (38) em (39) ekfur (40) ve (41) men (42) şekera (43) fe (44) inne (45) ma (46) yeşkuru (47) li (48) nefsi (49) h (50) ve (51) men (52) kefera (53) fe (54) inne (55) rabb (56) i (57) ğaniyyun (58) kerim (59) 

( Kitaptan o ilmi indinde olan "BAKIŞININ SANA DÖNMESİnden önce ben sana onu getiririm." dedi. Böylece onu indinde yerleşmiş olarak gördüğünde "Bu, şükür mü ederim, inkar mı ederim diye beni sınamak için Rab’bimin üstünlüğündendir, lütfundandır. Kim şükrederse, kesinlikle nefsi için şükreder. Kim inkar ederse, kesinlikle Rab’bim ganidir, faydalıdır yücedir." dedi. )

Ayette göz kırpmayı tasvir eden "En yertedde ileyke tarfuk" ( Bakışının sana geri dönmesi ) ifadesinin ilk kelimesinin sıra numarası 15, son kelimesinin sıra numarası ise 20'dir. Bu iki sayı da göz kırpmaya ilişkin diğer istatistiki veriler ile uyum arzetmektedir.

24 Nisan 2022 Pazar

Rakamların şekillerindeki kodlama

Yaratılışın kodlarını temsil eden kelimelerin sembolik ifadeleri olan rakamlar şekilleri itibarıyla da nümerolojik bir özellik arzetmekte midirler?


Temel sayı olarak da anılan rakamlar 10 adet olup, 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 olarak sıralanmaktadırlar. Rakamların 10 adet olması ve 10 sayısının nümerolojik değerinin "1" sayısını vermesi Allahu Teala'nın birliğinin, tekliğinin ilmi bir yansıması gibidir.

Her madde bir şekil arzeder, her şekil de bir mânâyı ( ruhu, karakteri ) temsil eder. Göz maddeyi, kalp ise mânâyı görür. Mânâ olmadan maddenin varlığı ise söz konusu değildir. Bir başka deyişle esasen harfler, kelimeler ve rakamlar yaşayan ve belki de daim olan tek âlemdir.

Dolayısıyla rakamlar şekilleri itibarıyla belirli mânâları, karakterleri yansıtırlar. Zira yazılım terminolojisinde harf, rakam ve sembollerden oluşan şekillerin "karakter" olarak anılmalarının batini sebebi de bu olabilir. Temel sayıları oluşturan ve bir aritmetik dizi niteliğinde olan rakamlar şekilleri itibarıyla incelendiğinde iki farklı kategori göze çarpmaktadır. "Köşeli" rakamlar ve "Yuvarlak Hatlı" rakamlar... Köşeli özelliğe sahip rakamlar 1,4 ve 7 olmak üzere 3 adet, yuvarlak hatlı niteliğe sahip rakamlar ise 2,3,5,6,8 ve 9 olmak üzere 7 adettir. ( 7 ve 3 sayılarının toplamları olan 10 sayısının nümerolojik değeri "1" sayısını vermektedir. ) Bu toplam 10 adet rakamın kendi şekilsel kategorileri içindeki çarpımlarının nümerolojik değerlerinin toplamı da 10 yani 1 sayısını vermektedir.

Köşeliler : 1x4x7 = 28 ... 10 ... "1"

Yuvarlakl hatlılar : 0x2x3x5x6x8x9 = "0" veya 2x3x5x6x8x9 = 12960 ... 1+2+9+6 = 18 ... 1+8 = "9"

Sonuç olarak 1+0 = "1" veya 1+0+9 = 10 ... 1+0 = "1" 

Köşeli ve Yuvarlak hatlı rakamların adetleri olan 3 ve 7 sayıları yanyana geldiklerinde asal sayı olan 37 sayısını oluşturmaktadırlar ki nümerolojik değeri "1" olan bu sayının, simetriği olan asal sayı 73 sayısı ile çarpımı "Allah"  kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan 2701 sayısını vermektedir. Bu sayının nümerolojik değeri de ( 2+7+0+1 = 10 ... 1+0 = 1 ) "1" sayısını vermektedir.  

Ayrıca 37 sayısı Saffat suresinin de numarası olup, "Saffat" kelimesi "Saf saf olanlar, Sıralananlar, Dizilenler, Diziler" anlamına gelmektedir.  Temel sayıları oluşturan rakamların bir aritmetik dizi niteliğinde olması bu noktada semantik ve nümerolojik bir uyum arzetmektedir. 

Saffat suresinin ilk dört ayeti incelendiğinde ise yine "1" sayısına ve "Allah'ın birliğine, tekliğine" işaret eden bir nümeroloji ortaya çıkmaktadır. 

37/1 Ves saffati saffa ( Sıra sıra dizilip saf tutanlar. )

37/2 Fez zacirati zecra ( Bağırıp çağıranlar. )

37/3 Fet taliyati zikra ( Hatırlamayı okuyanlar. )

37/4 İnne (1) ilahe (2) kum (4) le (5) VAHİD (6) ( Kesinlikle ilahınız BİRDİR / TEKTİR. )

Surenin ilk dört ayetinin numaralarının toplamı ( 1+2+3+4 = 10 ... 1+0 = 1 ) "1" sayısını vermektedir. 

"Allah'ın birliği"nin vurgulandığı, ayet setinin sonuncu ayetinde de "1" nümerolojisi bulunmaktadır. Sure numarasının ( 37 ) nümerolojik değeri zaten "1" olmaktadır. Ancak ayet numarasını ( 4 ) ve ayetteki kelime adedini ( 6 ) temsil eden sayıların toplamları da ( 4+6 = 10 ... 1+0 = 1 ) "1" sayısını vermektedir.

Not: Temel sayıları oluşturan rakamların "tek" olanlarının toplamının ( 1+3+5+7+9 = 25 ... 2+5 = 7  ) nümerolojik değeri "7" sayısını, "çift" olanların toplamının ( 2+4+6+8 = 20 ... 2+0 = 2 ) nümerolojik değeri ise "2" sayısını vermektedir ki bu durum yaratılıştaki düaliteyi, döngüyü, simetriyi ve Kur'an'ın sayısal niteliğni ifade eden "Seb'an minel mesani" ( İklilerden yedi / İkili yedi ) kavramına işaret etmekte gibidir. ( "Allah" kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan ve nümerolojik değeri "1" olan 2701 sayısının 2 ve 7 rakamlarını içermesi de bu bağlamda bir mesaj niteliğindedir. )

15/87 Ve lekad ateynake SEB'AN MİNEL MESANİ ve el kur'ane el azim

( Ve biz sana İKİLİLERDEN YEDİYİ / İKİLİ YEDİYİ ve büyük Kur'an' ı verdik. )

Ayrıca bkz. 

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/03/7-says-dualite-ve-donguler.html

23 Nisan 2022 Cumartesi

Altıncı Kitlesel Yok Oluş

Sixth Mass Extinction ( Altıncı Kitlesel Yok Oluş ) veya Anthropocene* Extinction ( Antroposen Yok Oluş / Yeni İnsan Yok Oluşu ), içinde bulunulan Holosen çağında süregelen yok oluş döngülerinden henüz gerçekleşmemiş olan altıncısını tanımlamaktadır.  


Önceki 5 kitlesel yok oluşu gösteren tablo

* Grek kökenli olan "Anthropocene" kelimesi "Anthro" ( İnsan ) ve "Cene" ( Yeni )  kelimelerinden oluşmakta ve "İnsan"ı işaret etmektedir.

Kaynaklarda, 5. Kitlesel Paleocene Yok Oluş'un 66 milyon yıl önce, 10-15 km çapında bir asteroitin dünyaya çarpması sonucunda gerçekleştiği bilgisi yer almaktadır. Çarpmanın etkisiyle volkanların aktive olması, fümerollerden yayılan kükürtlü gazların güneş ışınlarını engellemesi, atmosferdeki karbondioksit ve denizlerdeki asit oranının önemli ölçüde artması nedeniyle dinozorlar da dahil olmak üzere dünya üzerindeki canlıların yüzde 80’inin soyunun tükendiği bildirilmektedir.

Altıncı Kitlesel Yok Oluş'un ( Antroposen Yok Oluş ) ise kontrolsüz sanayileşme, yeşil alanların ve tarım alanlarının yokedilerek birçok canlı türünün habitatlarının yokedilmesi gibi insanın ekolojik sistem üzerinde olumsuz etkiler yaratan zalimce ve nefsani faaliyetleri sonucunda gerçekleşeceği öngörülmektedir.

Kur'an'da "Nesillerin helâk edilmesi" kavramının ilk kez geçtiği ve iki kez tekrarlandığı tek ayet olan En'am ( Mahlukat, Yaratılmış canlılar ) suresinin 6/6 kodlu ayeti, ait olduğu surenin ismi ve numarası, ayet numarası ve içerdiği mesaj itibarıyla "Altıncı Yok Oluş" kavramıyla uyum arzetmektedir.

6/6 E lem yerav KEM EHLEKNA MİN KABLİHİM MİN KARNİN mekkennahum fil erdi ma lem numekkin lekum ve erselnes semae aleyhim midrara ve cealnel enhara tecri min tahtihim fe EHLEKNAHUM bi zunubihim ve ENŞE'NA MİN BA'DİHİM KARNEN AHARİN

( Onlardan önce, NİCE NESİLDEN HELAK ETTİĞİMİZİ görmediler mi? Size vermediğimiz imkanları yerde onlara verdik. Göğü onların üzerine yağmur olarak gönderdik. Altlarından akan nehirler oluşturduk. Fakat ONLARI GÜNAHLARINDAN DOLAYI HELAK ETTİK. Onlardan sonra DİĞER NESİLİ İNŞA ETTİK. )

Ayetin sonunda yer alan "Günahlarından dolayı helak ettik." cümlesi Antroposen Yok Oluş'un sebebini tanımlamakta gibidir. Ayette helak ( yok oluş ) sonrasında yeni bir var oluş döngüsünün başladığı da bildirilmektedir.

Bir önceki yani 5. kitlesel yok oluşun 66 milyon yıl önce gerçekleşmiş olması ile ayetin kodu ( 6/6 ) arasında da batini bir ilinti olabilir.

22 Nisan 2022 Cuma

Davut Yıldızı'ndaki nümeroloji

Davut Yıldızı veya Süleyman'ın Mühürü olarak bilinen figür, tepe noktaları zıt yönlere bakan, içiçe geçmiş iki üçgenden oluşan bir şekil ve kadim bir semboldür.

Yahudi bayrağında da yer alan bu şekil ezoterik anlamda "düaliteyi" ve "boyutlar arası geçişi / etkileşimi" sembolize etmektedir. Üçgen, sofistike okült cemiyetlerin büyük önem verdikleri semboller arasında yer almaktadır.

Davut Yıldızı sayısal olarak incelendiğinde;

- Şekilde 2 adet büyük üçgenin ters yönlü birleşiminden oluşan 6 adet küçük üçgen ve bu üçgenlerin taban kenarlarının oluşturduğu 1 adet altıgen olmak üzere toplam 7 adet geometrik şekil bulunmaktadır.

- Şekildeki üçgenlerin toplam 18 kenarı bulunmaktadır.

- Bir üçgenin iç açıları toplamı 180 derece, bir altıgenin iç açıları toplamı ise 720 derecedir. Davut Yıldızı'nın iç açılarının toplamı ise (180x6)+720 = 1800 derece olmaktadır.

Kur'an'da "Üçgen" anlamını da temsil eden "Selâsi şuabin" ( Üç Çatal ) ifadesinin tek yer aldığı ayet olan Mürselâd suresinin 77/30 kodlu ayeti yukarıdaki veriler ışığında incelendiğinde sayısal bir ilinti, ilahi kozmik bir bir yönlendirme sezilmektedir.

77/30 İntaliku (1) ila (2) zillin (3) ziy (4) selasi (5) şu'abin (6)

( Üç çatallı gölgeye gidin. )

- Sure numarası olan 77 sayısı düalitenin ve döngünün Kur'an'daki ifadesi olan "Seb'an minel mesani" ( İkililerden yedi / İkili yedi ) ifadesinin bir tezahürüdür. Bu sayının, ayetin başında sure numarası olarak yer alması "ikili / düal" bir olguya ( üçgen ) işaret gibidir. Davut Yıldızı sembolündeki iki üçgen düaliteyi simgelemekte olup, ayrıca sembolde toplam 7 şekil bulunmaktadır. ( 6 üçgen, 1 altıgen )

- Ayetin numarası olan 30 sayısının nümerolojik değeri olan 3 sayısı üçgene işaret etmekte,  ayetteki kelime adedi olan 6 sayısı ise 6 adet üçgene ve 1 adet altıgene işaret etmekte gibidir.

- Bir üçgenin iç açılarının toplamı 180 derece olup, ayetin numarası ( 30 ) ile ayetteki kelime adedi ( 6 ) çarpıldığında 180 sayısı elde edilmektedir. Ayrıca Davut Yıldızı'nın iç açıları toplamı 1800 derecedir. ( 18 sayısı 6+6+6 işleminden de elde edilebilmekte ve batinen 666 sayısını, nihai olarak da 9 sayısını simgelemektedir. )

Not: Kur'an ayetlerindeki tanımların ve ifadelerin çoklu anlamları içerdikleri daima hatırlanmalıdır. Zira mesela, "Selâsi şuabin" ( Üç Çatal ) ifadesi, uçları ayrık üç adet çubuktan oluşan "çatal" şeklini de temsil ediyor olabilir.

Ramanujan'ın Sihirli Karesi ve 7 nümerolojisi

Bölüm incelemesi öncesi tekrar bir hatırlatma: Bu ve benzer bölümlerde yer alan bilgiler sadece "tespitlerden" ibaret olup, herhangi bir kesin bağlantı olduğuna ilişkin yönlendirme gayreti veya iddia söz konusu değildir. Farklı yaklaşım, farklı algı ve hatta yanılgı durumlarının varlığı daima muhtemeldir. Amaç, her zamanki gibi doğruyu veya yanlışı, olabilecek veya olamayacak olanı birlikte bulmaya çalışmaktır.  Ayrıca Kur'an'ın yaratılışın kodlarını içeren bir kaynak olduğu düşüncesi baz alındığında her olgu ve olayda bu kodların tezahürüne şahit olmak da esasen gayet doğaldır.

Hintli matematikçi Ramanujan'ın bir başka tespiti de "Sihirli Kare" olarak anılan aşağıdaki kare matris içindeki hesaplamadır. 


Yukarıdaki matris 4x4 bir kare matris olup 16 hücreden oluşmaktadır. Bu matristeki sayılar yatay, dikey ve diyagonal olarak toplandıklarında sonuç daima 139 sayısını vermektedir.

Bu matematiksel hesaplama formatı nümerolojik olarak incelendiğinde, ilahi kozmik sistemde nümerik bir fenomen olan "7" sayısı göze çarpmaktadır. 

- Kare matriste 16 küçük kare hücre bulunmaktadır. 1+6 = 7

- Matris içindeki sayıların toplamları 556 olmakta ve bu sayının nümerolojik değeri de 16 sayısı üzerinden "7" sayısını vermektedir. ( 5+5+6 = 16 ... 1+6 = 7 )

- Matris, içerdiği sayılar nümerolojik değerlerine göre düzenlendiğinde aşağıdaki matris oluşmakta ve matriste en çok tekrarlanan sayının "7" olduğu görülmektedir.


- Ramanujan'ın matrisindeki işlemlerin sonucu olan 139 sayısı baştan* 34. asal sayı olup bu sıra numarasının nümerolojik değeri de 7 ( 3+4 = 7 ) sayısını vermektedir.


Kur'an'ın, yaratılışın kodlarını içerdiği ve tüm sayısal sistemlerin özünü ve paternlerini içerdiği düşüncesinden hareketle aşağıdaki hususlar dikkat çekici olabilir.

- Kur'an'da 139 nuaralı "7" ayet bulunmaktadır. ( 2/139, 3/139, 4/139, 6/139, 7/139, 26/139, 37/139 )

- Bu kritere göre ilk ayet olan 2/139 kodlu ayette 25 kelime, son ayet olan 37/139 kodlu ayette ise 7 kelime bulunmaktadır. Her iki sayının da nümerolojik değerleri "7" sayısını vermektedir.

2/139* Kul (1) e (2) tuhaccune (3) na (4) fi (5) allahi (6) ve (7) huve (8) rabbu (9) na (10) ve (11) rabbu (12) kum (13) ve (14 lena (15) a'malu (16) na (17) ve (18) lekum (19) a'malu (20) kum (21) ve (22) nahnu (23) lehu (24) muhlisun (25)

( De ki: "O Rab’bimiz ve Rab’binizken Allah hakkında bizimle tartışıp mücadele mi edeceksiniz? Bize çalışmalarımız ve size çalışmalarınız ve bizler O'na samimileriz." )

* Ayet kodu da ( 2/139 ), 2 ile 139 sayısı arasındaki 34 asal sayıya işaret etmekte gibidir.

37/139 Ve (1) inne (2) yunuse (3) le (4) min (5) el (6) murselin (7) 

( Ve kesinlikle Yunus gönderilenlerdendi.  )













21 Nisan 2022 Perşembe

Ramanujan sayısı 1729 ve 19 ilintisi

Bilindiği üzere 19 sayısı, Kur'an'ın matematiksel ve nümerolojik yapısı itibarıyla çok önemli bir sayı konumundadır. Hintli matematikçi Srinivasa Ramanujan'ın bir taksi plakasında rastladığı ve "iki küpün toplamı olarak iki farklı şekilde ifade edilebilen en küçük sayı" olarak tespit ettiği meşhur 1729 sayısı aşağıdaki işlemler ve 19 sayısı ilintisi itibarıyla dikkat çekmektedir.                                       

1729 sayısı 10 ve 1 sayılarının küplerinin toplamına ve ayrıca da 12 ve 1 sayılarının küplerinin toplamına eşit olmaktadır. 

13 + 12= 1 + 1728     = 1729 .... ( 1+7+2+9 = 19 )

93 + 10= 729 + 1000 = 1729 .... ( 1+7+2+9 = 19 )

Kur'an'da 19 sayısı sadece Müddessir suresinin 74/30 kodlu ayetinde yer almaktadır.

74/30 Aley (1) ha (2) TİS'ATEŞERE (3)

( Onun üzerinde ONDOKUZ ( vardır. ) )

Ayetin nümerolojik yapısının işaret ettiği çoklu unsurlardan biri de Ramanujan'ın 1729 sayısı ve ilgili matematiksel işlemler midir?

- 1729 sayısının nümerolojik değeri 19 sayısını vermektedir. ( 1+7+2+9 = 19 )

- 1729 sayısı 19 sayısının 91 katıdır. ( 19x91 = 1729 )

- Ramanujan'ın matematiksel işlemleri "küp" alınması ile yani "3" sayısı ile ilgilidir. Ayetin numarasının nümerolojik değeri ( 30 ... 3+0 = 3 ) "3" olup, ayette de "3" kelime bulunmaktadır. ( "Tisateaşere" ( ondokuz ) kelimesi 3. kelimedir. ) Ayet numarasının nümerolojik değeri (3) ve ayetteki kelime adedi ( 3 ) "iki" adet "3" sayısına işaret etmektedir ki Ramanujan'ın işlemi de "iki" adet "3" sayısı ( küpün sayısal ifadesi ) içermektedir.

- İşlemlere konu olan sayıların ( 1, 12, 9 ve 10 ) toplamlarının nümerolojik değeri ( 1+1+2+9+1+0 = 14 ... 1+4 = 5 ) 14 sayısı üzerinden "5" sayısını vermektedir. Ayetin kodunun nümerolojik değeri de ( 7+4+3+0 = 14 ... 1+4 = "5" ) 14 sayısı üzerinden "5" sayısını vermektedir. 

- Bir Carmichael sayısı olan 1729 sayısı 7x13x19 işlemi ile de elde edilmektedir. İşlemde 3 sayı bulunmakta ( ayette 3 kelime bulunması gibi ) olup, 19 sayısından evvelki iki sayının nümerolojik değerleri olan 7 ve 4 ( 1+3 ) sayıları ayetin ait olduğu surenin numarası olan 74 sayısını oluşturmaktadırlar. ( İşemin sayısal sıralaması ile sure kodunun ( 74) nümerolojisi ve ayetteki "ondokuz" kelimesi sıralaması benzeşiktir. )

20 Nisan 2022 Çarşamba

"Hepsi bende olsun. Sende hiç olmasın. Sen bana muhtaç ol!"

Bölümün başlığı olan cümle, kibir obsesyonuna tutulmuş cin ve insan şeytanlarının kaba madde planı dünyada ( cehennem ) kurdukları tahakküm sisteminin özetini yansıtır niteliktedir. 

Yukarıdaki cümlenin bir tezahürü ise Sad suresinin 23. ayetinde "99 koyun ve 1 koyun" misali ile yer almaktadır.

38/23 İnne (1) haza (2) ehi (3) y (4) lehu (5) tis'un ve tis'une (6) na'ceten (7) ve (8) li (9) ye (10) na'cetun (11) vahidetun (12) fe (13) kale (14) ekfil (15) ni (16) ha (17) ve (18) azze (19) ni (20) fi (21) el (22) hitab (23)

( Kesinlikle bu benim kardeşim. Ona doksandokuz dişi koyun ve bana bir dişi koyun. "Onu bana ver." dedi. Beni söylemde yendi. )

"9" sayısının simgelediği kavramlardan birinin de "negatif frekans" olduğu dikkate alındığında ayetteki 9 nümerolojisi anlam kazanmaktadır.

- Gaspçı inkarcının koyun adedi 99 olarak bildirilmektedir. 9+9 = 18 ... 1+8 = 9

- Ayetteki "tis'un ve tis'une" ( doksandokuz ) kelimesi 6., "vahidet" ( bir ) kelimesi ise 12. kelimedir. Bu kelimelerin sıra değerlerinin toplamı da 18 sayısı üzerinden 9 sayısını vermektedir. ( 18 sayısı 6+6+6 toplamı ile de elde edilen ve batinen 666 sayısını içeren bir sayıdır. )

Ayrıca bkz. 

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/09/sihirli-9-says.html




19 Nisan 2022 Salı

Kaprekar Sabiti'ne nümerolojik bakış

"Kaprekar Sabiti", Hintli matematikçi Kaprekar tarafından, dört basamaklı sayılara uygulanan belirli bir işlem serisi sonucunda tespit edilmiş olan 6174 sayısıdır. İşlem serisi ve koşulu aşağıdaki gibidir.

1- Seçilecek dört basamaklı sayının tüm basamaklarının aynı sayıdan oluşmaması ( örneğin 3333 gibi olmayan ) ve herhangi üç basamağındaki sayıların aynı olması durumunda diğer tek basamaktaki sayının üç basamaktaki sayılardan 1 küçük veya 1 büyük olmaması ( 1112, 5455, 7666 gibi olmaması ) gerekmektedir.

2- Dört basamaklı sayıyı oluşturan basamaklar büyükten küçüğe ve küçükte büyüğe doğru sıralanmak suretiyle iki sayı oluşturulur.

3- Elden edilen iki sayıdan büyük olanından küçük olan çıkarılır.

4- İşlemler, büyük sayı 7641 olana kadar devam ettirilir. Bu sayıdan sonra süreç kısır döngüye girmekte ve fark olarak hep 6174 sayısı elde edilmektedir.

Örnek:

9632 - 2369 = 7263
7632 - 2367 = 5265
6552 - 2556 = 3996
9963 - 3699 = 6264
6642 - 2466 = 4176
7641 - 1467 = 6174

Kaprekar'ın bu tespitinde odaklanılan sayı 6174 olsa da, durum nümerolojik olarak incelendiğinde matematiksel bir fenomen olan ve sihirli sayı olarak anılan "9" sayısının devrede olduğu ancak bu durumun, "Kaprekar sabiti" konulu kaynaklarda belirtilmediği görülmektedir. 

Yukarıdaki işlemler incelendiğinde işlem sonuçlarının nümerolojik değerlerinin hep 18 sayısı üzerinden 9 sayısını verdiği görülmektedir. ( 7263 ... 7+2+6+3 = 18 ... 1+8 = 9; 5265 ... 5+2+6+5 = 18 ... 1+8 = 9 ...... )

Ayrıca dört basamaklı sayı seçiminde 1. koşula istinaden kapsama alınmayan 1112, 5455 gibi sayılara aynı işlem uygulandığında ortaya hep "999" sayısı çıkmaktadır ki bu sayının nümerolojik değeri de ( 9+9+9 = 27 ... 2+7 = 9 ) yine "9" sayısını vermektedir.

2111 - 1112 = 999
5554 - 4555 = 999
7666 - 6667 = 999

Kaprekar sabiti olarak anılan 6174 sayısının nümerolojik değeri de "9" olmaktadır.




Ayrıca bkz.

18 Nisan 2022 Pazartesi

Farklı boyuttaki sonsuzluklar ve "Halidine fiha ebeden" ifadesi

Alman Matematikçi Georg Cantor 1874 tarihinde "sonsuzluk" kavramının farklı boyutları olduğu fikri çerçevesinde sonsuz kümelerin boyutlarını karşılaştıran metodoloji üzerine çalışmalar yapmıştır. Bu metodolojiye göre içeriği farklı unsurlardan ( Örnek : doğal sayılar, çift sayılar vb. ) oluşan sonsuzluk kümelerinin birbirlerine göre farklı sonsuzluk boyutları olabilmektedir. Bir başka deyişle "farklı ölçülerde sonsuzluklar" söz konusudur. 

İnsan idrakinin üzerinde olan "Farklı ölçülerdeki sonsuzluklar" kavramına, Kur'an ayetlerinde, "Sonsuzluk" anlamına gelen  "Huld" ve "Ebed" kelimelerinden türemiş olan "Halid" ( Sonsuz ) ve "Ebeden" ( Sonsuz ) kelimelerinin "Halidine fiha ebeda" ( Onun içinde ebediyen ebedidirler. ) cümlesinde yanyana kullanımı vasıtasıyla dikkat çekilmekte gibidir. Bu cümle Kur'an'da 11 kere tekrarlanmakta olup, buna bağlı olarak "Halid" ve "Ebeden" kelimeleri de 11'er kere tekrarlanmaktadır. ( Hatırlanacağı üzere "11" sayısı ve "11:11" ifadesi nümerolojide sonsuzluğu ve sonsuz düalite döngüsünü temsil etmektedir. )                               



Dolayısıyla, "Halidine fiha ebeda" ( Onun içinde ebediyen ebedidirler. ) cümlesi vasıtasıyla,  yani "sonsuz olan sonsuzluk" ifadesi vasıtasıyla "sonsuzluğun farklı ölçülerinin olması" fenomenine işaret edilmekte gibidir. 

"Huld" ve "Ebed" kelimelerinin yer aldığı 11 ayet şöyledir. 

4/57 Vellezine amenu ve amilus salihati senudhiluhum cennatin tecri min tahtihel enharu HALİDİNE FİHA EBEDA lehum fiha ezvacun mutahheratun ve nudhiluhum zillen zalila

( Ve o inananları, iyilikler yapanları, onları altlarından nehirler akan, içinde EBEDİYEN EBEDİ olacakları bahçelere sokacağız. Onlara orada temiz eşler vardır. Onları koyu gölgelere sokarız. )

4/122 Vellezine amenu ve amilus salihati se nudhiluhum cennatin tecri min tahtihel enharu HALİDİNE FİHA EBEDA va'dellahi hakka ve men asdeku minellahi kiyla

( Ve o inananları ve iyilikler yapanları altlarından nehirler akan, içinde EBEDİYEN EBEDİ olacakları bahçelere sokacağız. Allah' ın vaadi gerçektir. Kim sözde Allah’tan daha doğrudur? )

4/169 İlla tarika cehenneme HALİDİNE FİHA EBEDA ve kane zalike alellahi yesira

( Cehennemin yolu hariç, orada EBEDİYEN EBEDİdirler. Bu Allah’a  kolaydır.  )

5/119 Kalellahu haza yevmu yenfeus sadikine sidkuhum lehum cennatun tecri min tahtihel enharu HALİDİNE FİHA EBEDA radiyellahu anhum ve radu anh zalikel fevzul azim

( Allah "Bu, doğrulara doğruluklarının fayda sağladığı gündür. Onlara altlarından nehirler akan, içinde EBEDİYEN EBEDİ olacakları bahçeler vardır." dedi. Allah onlardan razı olmuş ve onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte bu büyük kurtuluştur.  )

9/22 HALİDİNE FİHA EBEDA innellahe indehu ecrun azim

( Orada EBEDİYEN EBEDİdirler. Kesinlikle Allah ki, büyük ödül O’nun indindedir. )

9/100 Ves sabikunel evvelune minel muhacirine vel ensari vellezinettebeuhum bi ihsanir radiyallahu anhum ve radu anhu ve eadde lehum cennatin tecri tahtehel enharu HALİDİNE FİHA EBEDA zalikel fevzul azim

( Ve muhacirlerden ve yardımcılardan evvelden geçenler ve onlara iyilikle tabi olanlar, Allah onlardan razı, hoşnut oldu. Onlar da O’ndan razı, hoşnut oldular. Onlara altlarından nehirler akan, içinde EBEDİYEN EBEDİ olacakları bahçeler hazırladı. Bu büyük kurtuluştur. )

33/65 HALİDİNE FİHA EBEDA la yecidune veliyyen ve la nesira 

( Onun içinde EBEDİYEN EBEDİdirler. Ne dost ne de yardımcı bulamazlar. )

64/9 Yevme yecme'ukum li yevmi cem'i zalike yevmut teğabuni ve men yu'min billahi ve ya'mel salihan yukeffir anhu seyyiatihi ve yudhilhu cennatin tecri min tahtihel enharu HALİDİNE FİHA EBEDEN zalikel fevzul azim

( O gün, toplanma gününde sizi toplar. Bu kar zarar günüdür. Kim Allah’a  inanırsa ve iyilik yaparsa, ona kötülüklerini örter ve onu altlarından nehirler akan, içinde EBEDİYEN EBEDİ olacakları bahçelere sokar. Bu büyük kurtuluştur. )

65/11 Resulen yetlu aleykum ayatillahi mubeyyinatin li yuhricellezine amenu ve amilus salihati minez zulumati ilen nuri ve men yu'min billahi ve ya'mel salihan yudhilhu cennatin tecri min tahtihel enharu HALİDİNE FİHA EBEDEN kad ahsenallahu lehu rizkan

( O inananları ve iyilikler yapanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize Allah' ın ayetlerini açık delil olarak okuyan resulü. Kim Allah’a  inanırsa ve iyilik yaparsa, onu altlarından nehirler akan, içinde EBEDİYEN EBEDİ olacakları bahçelere sokar. Allah ona rızkı güzelleştirmiştir. )

72/23 İlla belağan min allahi ve risalatihi ve men ya'sillahe ve resulehu fe inne lehu nare cehenneme HALİDİNE FİHA EBEDEN

( “Ancak Allah’tan ulaştırmadır ve O’nun gönderileridir. Kim Allah’a  ve O’nun resulüne isyan ederse, artık içinde EBEDİYEN EBEDİ olacakları cehennem ateşi kesinlikle onadır." )

98/8 Cezauhum inde rabbihim cennatu adnin tecri min tahtihel enharu HALİDİNE FİHA EBEDEN radiyallahu anhum ve radu anhu zalike li men haşiye rabbeh

( Onların karşılıkları Rab’lerinin indinde, altlarından nehirler akan, içinde EBEDİYEN EBEDİ olacakları ikamet bahçeleridir. Allah onlardan razı, hoşnut olmuştur. Onlar da O’ndan razı, hoşnut olmuşlardır. Bu, Rab’lerinden korkan, ürken, ürperen kimseler içindir. )

Bask kültüründe "Hamaika" ( Onbir ) kelimesi "Sonsuz" ve "Bitmeyen" anlamlarını sembolize etmekte konu bağlamında dikkat çekmektedrir. Bask dilindeki "Hamaika aldiz etortzeko esan dizut!" cümlesi "Sana sonsuz / onbir kere gelmeni söyledim." anlamına gelmektedir. 













17 Nisan 2022 Pazar

"Ya Rab!" duası

Kur'an ayetlerindeki ifadeler çerçevesinde oluşturulmuş "Ya Rab" başlıklı dua aşağıda yer almaktadır.

"Ya Rab!
Sen gökleri ve yeri yaratan,
Yoktan var edensin.
Sen herşeye kadirsin.
Sen şefkatlisin, merhametlisin.
Sen gökte de, yerde de ağır olan,
Tek ve en yüce olansın ya Rab.
Sen tevbeyi kabul eden,
Günahları affeden,
Azabı şiddetli olansın ya Rab.
Sen görensin, duyansın, bilensin.
Sen bilinmeyeni, yokluğu bilensin ya Rab.
Sen rızkı yayan ve kısan, 
Kullarını sınayan,
Kalplere mühür basan,
Nimeti bol olansın ya Rab.
Sen tek dost, tek yardımcısın.
Ne güzel dost, ne güzel yardımcısın ya Rab.
Sen gerçeği kelimeleriyle gerçek kılan,
Herşeyi ölçüp de yaratan,
Herşeyi sayan, 
Sayıp da kitapta toplayansın ya Rab.
Ya Rab,
Bizi doğru yola yönlendir.
Üzerimizden kelimelerini,
Nimetini eksik etme.
Bizi inananlarla,
Teslim olanlarla birlikte yaz.
Kalbimize işaretini koy.
Bizi cennetine dahil et ya Rab.
Bizi inanalardan,
Teslim olanlardan,
Sakınanlardan,
Samimi kullarından eyle ya Rab.
Günahlarırnızı affet. 
Kötülüklerimizi ört.
İlmimizi artır.
Bizi hayırlarda yarıştır ya Rab.
Bizi zalimler için sınav kılma.
Bizi duamızdan habersiz kılma.
Bizi kuvvetinle, rahmetinle destekle.
Sarp yokuşa tahammül gücü ver ya Rab.
Ayağa kalkış gününde bizi mahcuplardan kılma.
O gün kitabımızı sağdan ver ya Rab.
Bizi karanlıktan aydınlığa,
Zorluktan kolaylığa erdir ya Rab.
Bizi nefsimizden,
O göğüslere vesvese veren, o ümit yitirten şeytandan,
Ve onun dostlarından koru ya Rab.
Babanın oğula, oğulun babaya,
Dostun dosta fayda veremediği o gün,
Bizi yüzü parıldayanlardan kıl ya Rab.
Bizi cahillerden, mücrimlerden uzak eyle.
O kalbi kör olmuşlara,
O heveslerini ilah edinmişlere,
O kalbinde olmayanı, ağzıyla söyleyenlere,
O inkarcı zalimlere,
O inatçı zorbalara,
O dünya hayatını seçenlere karşı mücadele gücü ver ya Rab.
Bizim yanımızdaki tükenir de,
Senin yanındaki tükenmez ya Rab.
Bizi yakıtı insanlar olan ateşten koru.
Bizi o büyük kurtuluşa erdir.
Bizi ebediyetine layıklardan kıl.
Bizi Sana kavuştur ya Rab.
Amin!"




10 Nisan 2022 Pazar

"Allah versin!" diyenler...

Bir mazlumun, bir mağdurun veya mağdurun maddi - manevi yardım talebini geçerli veya geçersiz bir sebeple reddetmek amacıyla toplumda yaygın olarak kullanılmakta olan "Allah versin!" ifadesi esasen büyük bir gafletin yansımasıdır. Zira Allahu Teala insanlara hayrı da, şerri de yine insanlar vasıtasıyla vermektedir. Dolayısıyla insan, yukarıda anılan söylem vasıtasıyla sorumluluktan kaçamadığı gibi Allah'ın ismini bu şekilde kullanması nedeniyle de hatalı bir yaklaşımda bulunmaktadır. 

İlahi nizamdaki tüm süreçler, Allahu Teala tarafından varlıklara iletilen tesirler ve varıkların bu tesirlerin yönlendirmesiyle oluşturdukları ilişkilere bağlı olarak gerçekleşmektedir. Bu husus Muhammed suresinin 7. ayetinde - elbette ki teşbihi nitelik arzeden - "Allah'a yardım etmek." ifadesi ile bildirilmektedir.

47/7 Ya eyyuhellezine amenu in tensurullahe yensurkum ve yusebbit akdamekum

( Ey o inananlar, eğer Allah’a  yardım ederseniz, size yardım eder ve ayaklarınızı, adımlarınızı sabitler. )

Konuya ilişkin diğer bazı Kur'an ayetleri ise aşağıda yer almaktadır.

Yasin suresinin 47. ayetinde inkarcıların hayıra vesile icraatlar yapmaktan kaçınmaları ve buna bahane üretmeleri misallendirilmiştir.

36/47 Ve iza kile lehum enfiku min ma razekakumullahu kalellezine keferu lillezine amenu e nut'imu men lev yeşaullahu at'amehu in entum illa fi dalalin mubin

( Ve onlara "Allah' ın o sizi rızıklandırdıklarından harcayın." denildiğinde, o inkar edenler o inananlara "Allah' ın şayet dilerse yedireceği kimseye biz mi yedireceğiz? Kesinlikle siz ancak apaçık sapıklık içindesiniz." derler. )

Tevbe suresinin 14. ayetinde inkarcıların karşılığı olan azabın yine inananlar tarafından verildiğine ilişkin misale yer verilmektedir. 

9/14 Katiluhum yuazzibhumullahu bi eydikum ve yuhzihim ve yensurkum aleyhim ve yeşfi sudura kavmin mu'minin

( Onlarla savaşın ki Allah, sizin ellerinizle onlara azap versin ve onları rezil etsin ve onlara karşı size yardım etsin. İnananlar kavminin göğsüne şifa versin. )

Yunus suresinin 85. ayetinde ruhsal tekamül sürecindeki inananların, zalimlerin şerrinden uzak olabilmek için arzettikleri duaya yer verilmektedir. 

10/85 Fe kalu alellahi tevekkelna rabbena la tec'alna fitneten lil kavmiz zalimin

( Böylece "Allah’a  dayanıp sığındık. Rab’bimiz. Bizi zalimler kavmi için sınav kılma." dediler. )

Ancak inananların, inkarcı zalimlere karşı hak yolundaki mücadelelerini gerekli cehid, akıl ve vicdan vasıtasıyla verdikten sonra dahi zulme maruz kalmaları Allahu Teala'nın onlara ruhsal tekamül sürecinde yüksek dereceler bahşetmesine vesile olmaktadır. Dolayısıyla ilahi nizamda her şey mükemmel bir şekilde işlemektedir.

İsra suresinin 16. ayetinde de Allahu Teala'nın, yoldan çıkmış bir kavmin helak sürecini nasıl belirlediği çok çarpıcı bir şekilde bildirilmektedir. 

17/16 Ve iza eradna en nuhlike karyeten emarna mutrafiha fe fesku fiha fe hakka aleyhel kavlu fe demmernaha tedmira

( Ve şehri helak etmeyi istersek, oradaki refah şımarıklarına emrederiz de orada günah işlerler. Artık onların üzerine söz gerçek olur da orayı yıkıp mahvederiz. )

Ayette ifade edilen, bir kavmin helakine sadece ve sadece o kavmin yanlış düşüncelerinin, yanlış kararlarının ve yanlış seçimlerinin vesile olduğudur. Örneğin ayette bahsedilen "Mutrefih"ler ( Refah şımarıkları ) bugün elit şeytanlar olarak anılan küresel emperyalist ve kapitalist firavun zümresidir. Ancak insanların bu zümreden zulüm görmelerinin sebebi ise Allah yolunda birlik olamamaları, nefsani menfaatlerini toplum menfaatinin üzerinde tutmaları, küresel elitin kurduğu maddi aldatma sistemi içinde bilinçli veya bilinçsiz olarak o sisteme hizmet etmeleridir. Bir başka deyişle insanın, karşılaştığı musibetlerden sorumlu tutabileceği tek merci sadece kendisidir. 






Şifahen Şifa

Yaratılışın, her şeye kadir olan Allahu Teala'nın "kelimeleri" ile gerçekleştiği ayetlerde bildirilmektedir.

2/117 Bedius semavati vel ard ve iza kada emran fe innema yekulu lehu kun fe yekun

( O gökleri ve yeri yaratandır. Bir işe hükmettiğinde, kesinlikle ona "Ol." der de o olur.  )

8/7 ...... ve yuridullahu en yuhikkal hakka bi kelimatihi ve yaktaa dabiral kafirin

( ...... ve Allah gerçeği kelimeleri ile gerçekleştirmek ve inkarcıların arkasını kesmek istiyordu.  )

10/82 Ve yuhikkallahul hakka bi kelimatihi ve lev kerihel mucrimun

( Ve suçlular hoşlanmasalar da, Allah gerçeği kelimeleri ile gerçekleştirir. )

Allahu Teala, kaba maddeye ruhundan üfleyerek, yani yaratılışın kaynak kodları ( bilgisi ) olan "kelimeleri" bahşederek insan denen idrakli ve muktedir varlığı yaratmıştır. Dolayısıyla ruhu bir kelime bütününden ibaret olan insan ruhsal gelişimi için Rab'binin bahşettiği kelimeleri doğru yolda kullanmaya muhtaçtır. Bu husus ayetlerde "Rab'den kelimeler almak" ve "Kelimeler ile sınanmak" ifadeleriyle zikredilmektedir.

2/37 Fe telekka ademu min rabbihi kelimatin fe tabe aleyh innehu huvet tevvabur rahim

( Böylece Adem Rab’binden kelimeler aldı da onun üzerine tevbe eyledi. Kesinlikle O, O tevbeyi kabul edendir merhametlidir.  )

2/124 Ve iz ibtela ibrahime rabbuhu bi kelimatin fe etemmehunn .......

( Ve zamanında Rab’bi İbrahim’ i kelimeler ile sınadı. Böylece onları tamamladı. .......   )

Allahu Teala'nın insana en büyük armağanı olan ve İsra suresinin 82. ayetinde "Şifa" olarak tanımlanan Kur'an da bir kelimeler bütünü ve yaratış kudreti olan kutsal ruhun yansımasıdır. Dolayısıyla ayette kelimelerin, her türlü maddi veya ruhani sorunun çözümü için yegane çare olduğu dolaylı olarak bildirilmektedir.  

17/82 Ve nunezzilu minel kur'ani ma huve ŞİFAUN ve rahmetun lil mu'minine ve la yeziduz zalimine illa hasara

( Ve Kur'an' dan inananlar için ŞİFA ve rahmet olanları indiririz. Zalimlere hasar haricindekini artırmayız. )

"İyileşme, Kurtulma" anlamına gelen "Şifa" kelimesinin kökü olan "ŞF" harfleri, "Dudak" anlamına gelen "Şefe" kelimesinde de bulunmaktadır. "Şefe" kelimesinin çoğulu "Şifah" kelimesi olup,  "Şifahen" kelimesi ise "Sözel olarak, Kelimesel olarak, Dudaklar ile" anlamına gelmektedir. "Çift, İkili" anlamına gelen "Şef'i" kelimesi ise "ikili" halinde olan "Şefe" ( Dudak ) kelimesiyle ilintilidir.

Ayrıca ruhsal iyileşme ve kurtuluş için muhtaç olunan ilahi "Af" için vesile olunmasını ifade eden "Şefaat" ( Af vesileciliği ) kelimesi de aynı köke sahiptir. Tüm bu etimolojik durumlar gerçek "Şifanın ancak "kelimeler" ile yani "Şifahen" gerçekleşebileceğini" batinen teyid eder niteliktedir. 

"Spell casting" ( Hece dökümü ) veya "Incantation" ( Kelimeler söyleme ) olarak tanımlanan çok tekrarlı kelime telâffuzu şifa veya maraz ( hastalık ) amaçlı yapılan majik operasyonların temelini oluşturmaktadır. Ayrıca majinin ( sihir / büyü ) mottosu haline gelmiş olan "Abrakadabra" ( Ebri ke debri / Konuştuğum gibi yaratırım ) kelimesi de konu bağlamında önem arzetmektedir.

"Her şeyi kelimeler vasıtasıyla iyileştirebiliriz."